muhammed alİ es sÂbunİ’nİn safvetÜ’t tefasİr adli …tez.sdu.edu.tr/tezler/ts03328.pdf ·...

144
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI MUHAMMED ALİ es-SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T-TEFASİR ADLI ESERİNDE YAHUDİLİK Mürşide AKOĞLAN 1530206035 YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Dr. Öğr. Üyesi Azize UYGUN ISPARTA-2019

Upload: others

Post on 19-Jan-2021

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

T.C.

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ÜNİVERSİTESİ

FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

MUHAMMED ALİ es-SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T-TEFASİR ADLI

ESERİNDE YAHUDİLİK

Mürşide AKOĞLAN

1530206035

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Dr. Öğr. Üyesi Azize UYGUN

ISPARTA-2019

Page 2: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

ii

TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI

Page 3: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

iii

T.C.

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YEMİN METNİ

Yüksek Lisans tezi olarak sunduğum “Muhammed Ali es- Sâbuni’nin Sâfvetü’t Tefâsir Adlı

Eserinde Yahudilik Kavramı” adlı çalışmanın, tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadar

ki bütün süreçlerde bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma

başvurulmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin Bibliyografya’da gösterilenlerden

oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve onurumla beyan ederim.

Mürşide AKOĞLAN

14.06.2019

Page 4: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

iv

(Akoğlan, Mürşide; Muhammed Ali es-Sâbuni’nin Sâfvetü’t Tefâsir Adlı Eserinde

Yahudilik, Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2019)

ÖZET

Çalışmamızın konusu, modern dönemde yazılmış tefsirler arasında büyük bir

üne kavuşmuş olan Muhammed Ali es- Sâbuni’nin Safvetü’t Tefasir isimli tefsirinde

Yahudilik ve Yahudiler hakkındaki düşünce, yorum ve değerlendirmelerini

kapsamaktadır.

Sâbuni’nin hayatı, eserleri, ilmi kişiliği ve tefsiri hakkında genel bilgiler

verildikten sonra Sâbuni’nin Yahudilik Tarihi ile ilgili verdiği bilgiler Dinler Tarihi

kaynakları açısından değerlendirilmiştir. Yahudilik konusunu incelerken 1995 yılı

basımlı Sâfvetü’t Tefâsir adlı eserinden faydalandık.

Sâbuni, birçok tefsir kitabından faydalanarak günümüz çağına hitap edecek

bir tefsir meydana getirmiş ve bu esere "Tefsirlerin Özü" anlamına gelen "Sâfvetü't-

Tefâsir" adını vermiştir.

Tezimizde Yahudilerin kutsal kitabı Tevrat hakkında karşılaştırmalı olarak

bilgiler verilmiş ve Sâfvetü’t Tefâsir eserinden Tevrat'ın mahiyeti, Yahudilik

kültüründeki yeri, Kur'an-ı Kerim'de Tevrat'ın ilahiliği ile ilgili konular işlenmiştir.

Müslüman ve Yahudi dünyasında Tevrat ile ilgili yapılan tartışma konularına ayrıca

yer verilmiştir.

Çalışmamızda, Yahudiliğin inanç esasları, eleştirilen yönleri ve karakterleri

mukayeseli olarak Dinler Tarihi ve Yahudiler açısından incelenmiş ve Sâbuni’nin

eserinde ele aldığı kaynaklara ulaşılmaya çalışılmıştır.

Anahtar kelimeler: Sâbuni, Yahudilik, Sâfvetü’t Tefâsir, İsrailoğulları, Tevrat.

Page 5: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

v

(Akoğlan, Mürşide; Judaism in Muhammed Ali’s es-Sâbuni Sâfvetü’t Tefasir, Master

Thesis, Isparta, 2019)

ABSTRACT

The topic of this thesis is to analyse and understand Muhammed Ali es-

Sabuni’s thoughts, comments and conclusions about Jews and Judaism in his

exegesis of the Quran, Safvetü’t Tefasir, which has gained recognition.

After giving an overview of Sâbuni's life, his works, his scientific background

and his commentary, we will analyse his conclusions on Jewish history using

religious historical sources.

Sâbuni has been able to put together commentary which speaks to todays

generation and has given it the name “Sâfvetü’t-Tefâsir” which means “Summary of

the commentaries (exegeses).”

This thesis will also provide a comparative analysis based on the Jewish holy

book the Torah and cover topics such as the nature of the Torah in Sâbuni’s

commentary, Jewish culture and its divinity in the Quran. It will also cover

discussions related to the Torah in the Muslim and Jewish world.

Principles of Judaism, criticised aspects of Judaism and the character of the

Jewish people will also be analysed from the point of a religious history and Jewish

perspective as well as using the sources Sâbuni has based his work on.

Keywords: Sâbuni, Judaism, Sâfvetü’t Tefâsir, Jewish people, Torah

Page 6: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

vi

İÇİNDEKİLER

TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI .................................................................... ii

YEMİN METNİ ........................................................................................................ iii

ÖZET.......................................................................................................................... iv

ABSTRACT ................................................................................................................ v

İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... vi

KISALTMALAR ...................................................................................................... ix

ÖN SÖZ ....................................................................................................................... x

GİRİŞ .......................................................................................................................... 1

A- ARAŞTIRMANIN KONUSU VE ÖNEMİ ..................................................... 1

B- ARAŞTIRMANIN AMACI .............................................................................. 1

C- ARAŞTIRMANIN METODU .......................................................................... 2

D- ARAŞTIRMANIN İÇERİĞİ ............................................................................ 2

E- ARAŞTIRMANIN KAYNAKLARI ................................................................ 2

BİRİNCİ BÖLÜM

MUHAMMED ALİ ES- SABUNİ’NİN HAYATI VE ESERLERİ

1.1. HAYATI ........................................................................................................... 4

1.1.1. Doğumu ve Çocukluğu ............................................................................... 4

1.1.2. Sabuni’nin İlmi ........................................................................................... 4

1.1.3. Hocaları ....................................................................................................... 7

1.1.4. Diğer Bilimsel Faaliyetleri ......................................................................... 8

1.2. SABUNİ’NİN ESERLERİ .............................................................................. 8

1.2.1. Kur’an İlimleri ve Tefsir Alanındaki Eserler .............................................. 9

1.2.2. Tahkik ve İhtisarları .................................................................................. 13

1.2.3. Diğer İlim Sahasındaki Eserleri ................................................................ 14

1.2.3.1. Fıkıh İlmine Dair Eserleri .................................................................. 15

1.2.3.2. Hadis İlmine Dair Eserleri ................................................................. 16

1.2.3.3. Kelam İlmine Dair Eserleri ................................................................ 17

1.2.3.4. Tasavvuf İlmine Dair Eserleri ............................................................ 17

1.3. SABUNİ’NİN SAFVETÜ’T-TEFASİR ADLI ESERİ ............................... 17

1.3.1. Safvetü’t-Tefasir Hakkında Genel Bilgi ................................................... 17

1.3.2. Yazılış Amacı ........................................................................................... 18

1.3.3. Özellikleri ................................................................................................. 19

Page 7: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

vii

1.3.4. Kaynakları ................................................................................................. 20

İKİNCİ BÖLÜM

SABUNİ TEFSİRİNDE YAHUDİLİK TARİHİ

2.1. YAHUDİ KELİMESİNİN MENŞEİ VE YAHUDİLİK ............................ 21

2.1.1. Yahudi Kelimesinin Menşei ..................................................................... 21

2.1.2. Yahudilik Hakkında Genel Bilgi .............................................................. 24

2.1.3. Sâfvetü’t Tefâsir’de Yahudiliğin İsimlendirilmesi ................................... 27

2.2. YAHUDİLERİN GEÇİRDİĞİ DÖNEMLER ............................................ 29

2.2.1. Hz. İbrahim Zamanından Mısır’a Gittikleri Dönem ................................. 29

2.2.2. Mısır'dan Çıkış ve Krallığın Kurulmasına Kadar Geçen Dönem ............. 38

2.2.2.1. Tevrat’ta Hz. Musa ve On Emir ......................................................... 39

2.2.2.2. Kur’an’da ve Sâbuni Tefsirinde On Emir .......................................... 42

2.2.2.3. Hâkimler Devri ................................................................................... 50

2.2.3. Krallıkların Kurulması ile I. Mabed’in Yıkılması Arasındaki Dönem ..... 52

2.2.4. Babil Esaretinden II. Mabed'in Yıkılmasına Kadar Geçen Dönem .......... 55

2.2.5. II. Mabed’in Yıkılmasından Günümüze Kadar Olan Dönem ................... 59

2.2.6. Safvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudiliğin Tarihçesi ....................................... 60

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

SABUNİ TEFSİRİNDE YAHUDİLİK İNANÇ ESASLARI VE YAHUDİLİĞİN

DİĞER ÖZELLİKLERİ

3.1. YAHUDİLİĞİN İNANÇ ESASLARI .......................................................... 70

3.1.1. Tanrı Anlayışı ........................................................................................... 72

3.1.1.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Tanrı İnancının Yorumları ..... 73

3.1.2. Peygamber İnancı ..................................................................................... 75

3.1.2.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Peygamber İnancı ................... 77

3.1.2.2. Hz. Muhammed’e Karşı Tutumları .................................................... 78

3.1.3. Kitap İnancı .............................................................................................. 80

3.1.3.1. Tevrat’ın İsimleri ............................................................................... 83

3.1.3.2. Kur’an’ı Kerim’de Tevrat .................................................................. 83

3.1.3.3. Tevrat İle İlgili Tartışmalar ................................................................ 86

3.1.3.4. Tevrat’ın Vahiy Şekli Meselesi .......................................................... 88

3.1.3.5. Tevrat’ın Tahrifi Meselesi .................................................................. 89

3.1.3.6. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Kitap İnancı ............................ 92

3.1.4. Mesih İnancı ............................................................................................. 94

Page 8: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

viii

3.1.4.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Mesih İnancı ........................... 96

3.1.5. Ahiret İnancı ............................................................................................. 96

3.1.5.1. Safvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Ahiret İnancı ........................... 99

3.1.6. Melek İnancı ........................................................................................... 101

3.1.6.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikteki Melek İnancı ..................... 102

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

SABUNİ TEFSİRİNE GÖRE YAHUDİLİKTE İBADETLER VE DİĞER

KAVRAMLAR

4.1. YAHUDİLİK İNANCINDA İBADET ....................................................... 104

4.1.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte İbadet .......................................... 107

4.2. YAHUDİLİKTE YİYECEK VE İÇECEKLER ....................................... 108

4.2.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Yiyecek Ve İçecek ...................... 109

4.3 YAHUDİLİKTE SEÇİLMİŞLİK ANLAYIŞI ........................................... 112

4.3.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Seçilmişlik Anlayışı .................... 114

4.4. YAHUDİLİKTE ANTLAŞMA VE ANTLAŞMAYI BOZMALARI ..... 115

4.5. SÂFVETÜ’T TEFÂSİR’E GÖRE YAHUDİLERİN AHLAKİ AÇIDAN

ELEŞTİRİLEN KARAKTERLERİ ................................................................. 117

4.5.1. Yahudilerin Fesatlıkları ve Bozgunlukları .............................................. 117

4.5.2. Yahudilerin Nimetlere Karşı Nankörlükleri ........................................... 118

4.5.3. Yahudilerin Kibirli Olmaları .................................................................. 119

4.5.4. Yahudilerin Kıskançlıkları ...................................................................... 120

4.5.5. Yahudilerin Yalancılıkları ve İftiraları ................................................... 121

4.5.6. Yahudilerin İnatçılığı .............................................................................. 121

4.5.7. Yahudilerin Cimriliği .............................................................................. 122

4.5.8. Yahudilerin Hayata Düşkünlüğü ............................................................ 123

SONUÇ .................................................................................................................... 124

BİBLİYOGRAFYA ............................................................................................... 128

ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................ 134

Page 9: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

ix

KISALTMALAR

a.g.e. : Adı geçen eser

a.g.m. : Adı geçen makale

Ans. : Ansiklopedisi

a.s. : Aleyhisselam

b. : İbn

Bkz. : Bakınız

c. : Cilt

C.Ü. : Cumhuriyet Üniversitesi

Çev. : Çeviren

D.İ.A. : Diyanet İslam Ansiklopedisi

D.İ.B. : Diyanet İşleri Başkanlığı

h. : Hicrî

Hz. : Hazreti

M. : Miladî

Md. : Maddesi

M.E.B. : Milli Eğitim Bakanlığı

M.Ö. : Milattan Önce

M.S. : Milattan Sonra

ö. :Ölüm

s. : Sayfa

S. : Sayı

S.İ.Ü. : Sütçü İmam Üniversitesi

S.Ü. : Selçuk Üniversitesi

T.D.V. : Türkiye Diyanet Vakfı

Thk. : Tahkik eden

Tsz. : Tarih yok

T.T.K. : Türk Tarih Kurumu

vb. : Ve benzeri

vd. : Ve diğerleri

Yay. : Yayınları

y.y. : Yayın yok

yy. : Yüz yıl

Page 10: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

x

ÖN SÖZ

İnsana büyük ehemmiyet veren ve onu yeryüzünde halife olarak yaratan Yüce

Allah, geçmiş milletlerden bahsederek ve peygamberlerin kıssalarına sık sık yer

vererek insanların doğru yolu bulması ve gerçek mutluluğa ulaşmasını istemiştir. Bu

nedenle vahyettiği ayetlerini açıklamaları için nebi ve resul göndermiştir. Hz.

Muhammed (s.a.v.) Kur’ân’ın ilk müfessiri olup yolumuza ışık olmuştur.

Bu çalışmamızda da günümüzün modern müfessirlerinden olan ilmi ve fikri

yönden İslamiyet’i yeniden yorumlayarak çağımızdaki Müslümanlara yeni ufuklar

açmaya çalışan, sade bir dil kullanarak okuyucuları gereksiz bilgilerden uzak tutmuş

Muhammed Ali es-Sâbuni’nin Sâfvetü’t Tefâsir adlı eserinde “Yahudilik” konusu ele

alınarak incelenmeye çalışılmıştır.

Çalışmamız giriş ve dört bölümden oluşmuştur. Birinci bölümde

çalışmamızın temel kaynağı olan Sabuni’nin hayatı ve eserlerinden bahsederek onun

yaptığı çalışmalar ve yazdığı eserlerle çağımıza ışık olduğunu görmekteyiz. İkinci

bölümde Yahudi isminin menşei, evrensel ve ilahi kaynaklı olan Yahudilik, dünyanın

her yerine yayılmasını, tarihsel süreç içerisinde yaşadıkları sürgün ve eziyetlerle

karşılaşmasını ele aldık. Üçüncü bölümde, Yahudilerin inanç esaslarını, Tevrat'ın

mahiyeti, bölümleri, isimleri, Yahudi inancındaki yeri, Kur'an-ı Kerim'de Tevrat'ın

tahrifi ile ilgili konulara açıklık getirmeye çalıştık. Bu bağlamda hem Müslüman hem

Yahudi dünyasında Tevrat ile ilgili yapılan tartışma konularına yer verdik. Özellikle

Tevrat'ın hangi peygambere indirildiği, indirildiği zaman ve vahiy şekli meselesi,

Tevrat'ın tahrifi ve nesih meselesini ele almaya çalıştık. Dördüncü bölümde

Yahudiliğin ibadetleri ve Sabuni’nin Yahudileri ahlaki açıdan eleştirilerini ele alarak

Sabuni’nin görüşlerine yer verdik.

Bu çalışmamın benim bu alanda yetişmem için bir basamak olmasını temenni

ederek öncelikle tez konusunu seçiminden tezin bitimine kadar her türlü desteği ile

yoğun çalışmaları arasında yanına her gittiğimde bana vakit ayıran hocam Dr. Öğr.

Üyesi Azize Uygun’a teşekkür ederim. Doğruluk ve fazileti ile kendilerine borçlu

olduğum annem ve abilerime ve bu zorlu yolculukta desteğini hiçbir zaman

esirgemeyen sevgili yol arkadaşım eşime sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Mürşide AKOĞLAN

Isparta - 2019

Page 11: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

1

GİRİŞ

A- ARAŞTIRMANIN KONUSU VE ÖNEMİ

Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir tefsir

olması sebebiyle Müslümanlar arasında hızla yayılmış bir tefsir olmuştur. Bu eser

Müslümanlar arasında önemli bir kesim tarafından sadece bir tefsir kitabı olarak

değil, aynı zamanda bir eğitim metodu olarak kabul edilmiştir.

Her asırda müfessirlerimize ihtiyacımız olduğu gibi, çağdaş müfessirlere bu

asırda da ihtiyaç vardır. Ne yazık ki çağdaş müfessirlerimiz yeterince bilinmemekte,

ancak kendi çevrelerince bilinmektedirler. Oysa yolumuzun aydınlanması, insanlık

açısından çok önemlidir.

Biz de bu çalışmamızda çağdaş müfessirimiz olan Şeyh Sâbuni’yi ve

Yahudilik ile ilgili görüşleri Dinler Tarihi ilmi açısından değerlendirerek tespit

etmeye çalıştık. Çalışmamızda Yahudilik hakkında bilgi verirken Müslümanlar

arasında hızlıca yayılmış ve ün kazanmış olan Sâfvetü’t Tefâsir adlı eserin müfessiri

Sâbuni’nin bu konu hakkında görüşlerine yer vereceğiz.

B- ARAŞTIRMANIN AMACI

Çalışmamızda Sâfvetü't Tefâsir adlı eseri ve özellikle Yahudilik ile ilgili

ayetleri değerlendirmeye amaçladık. Asrın müfessiri olan Muhammed Ali es-

Sâbuni’nin Safvetü’t Tefasir adlı eseri ile ilgili birçok konunun ele alınıp

araştırılmasına rağmen ilahi dinlerden olan Yahudilik düşüncesi henüz araştırılmamış

olup ilk örneğini teşkil edeceğiz ve değerlendirmelerini tespit edeceğiz.

Bu çalışmamızda Yahudiler ve Müslümanlar arasında tartışmalara sebep olan

belli başlı konuları aktarırken aynı zamanda bu konuları Yahudiler açısından da

değerlendirdik. Bunu yaparken geniş Yahudi kültürüne ait eserler yerine konuyla

ilgili Tevrat’ta yer alan bilgilere yer vermeye gayret ettik. Sâbuni’nin görüşlerine de

yer vererek Yahudilik hakkında ilmi ufkumuzu genişletmeyi hedefledik.

Page 12: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

2

C- ARAŞTIRMANIN METODU

Sâfvetü’t Tefâsir’in müfessiri olan Sâbuni’nin Yahudilik ile ilgili

değerlendirmelerini tespit etmeye çalıştığımız tezimizde, öncelikle deskriptif

(tanımlayıcı) ve karşılaştırmalı metod kullanılmıştır. Araştırmanın ana kaynağı olan

Sâfvetü’t Tefâsir adlı eseri baştan sona taradık. Konuyla ilgili ayetlerde farklı eserleri

inceleyerek ilk olarak Yahudi ve İslam kaynaklarındaki görüşlere, daha sonra da

müfessirimizin yorum ve açıklamalarına yer verdik. Sabuni’nin Yahudilik üzerine

yapmış olduğu açıklamalar üzerine değerlendirmelerde bulunarak gerektiğinde farklı

görüşlere yer verdik. Çalışmamızda Karşılaştırmalı Dinler Tarihi metodunu

kullanmaya özen gösterdik.

D- ARAŞTIRMANIN İÇERİĞİ

Çalışmamız giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde

Muhammed Ali es-Sâbuni’nin hayatı, eserleri, ilmi kişiliği ve aldığı tenkitler

karşısındaki tutumu ele alınmıştır.

İkinci bölümde, tefsirde yer alan Yahudi kelimesinin menşei, Yahudilerin

geçirdiği dönemler ve Hz. Musa’nın doğumu, ailesi, çocukluğu, peygamberliği,

vefatı, konuları ele alınmıştır.

Üçüncü bölümde, Yahudiliğin inanç esasları ve Tevrat ile ilgili tartışmalar

değerlendirilmiştir.

Dördüncü bölümde, Yahudilikte ibadetler, Yahudilerin ahlaki açıdan

eleştirilen yönleri ve özellikle seçilmişlik anlayışı hem İslâmi açıdan hem de Yahudi

inancına göre değerlendirilmiş ve ortaya konulmaya çalışılmıştır.

E- ARAŞTIRMANIN KAYNAKLARI

Araştırmanın ana kaynağı konumunda olan “Safvetü’t Tefâsir” tefsirinin

Türkçe tercümesi baştan sona taranmış, sonrasında Yahudilik ile ilgili ayetler ve

yorumlar belli başlıklar altında incelenmiştir. Sâbuni’nin de tefsirinde kullandığı

metot gereği, konular incelenirken, öncelikle konuyla ilgili ayetlere, ardından

Page 13: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

3

Sâbuni’nin yorumlarına ve açıklamalarına yer verilmiştir. Daha sonra ele aldığımız

konular Dinler Tarihi kaynakları açısından değerlendirilmiştir.

Safvetü’t Tefâsir adlı eseri Ensar Neşriyyat Yayınevi öncülüğünde 1995

yılında Sadrettin Gümüş ve Nedim Yılmaz tarafından yedi cilt halinde tercüme

edilmiştir. Çalışmada bu eserden yararlanılmıştır. İkinci kaynak olarak ise konu ile

ilgili ansiklopedi maddeleri, sözlükler, kitaplar ilmi makaleler ve tezler

kullanılmıştır.

Sâbuni Yahudilik ile ilgili ayetleri tefsir ederken; Tâberi’nin Camiü’l-Beyan

an Te’vil-i Ayi’l-Kur’an’ı, Zemahşeri’nin el-Keşşaf an Hakaiki Ğavamidi’t-Tenzil’i,

Kurtubi’nin el-Cami’li Ahkami’l-Kur’an’ı, İbn Kesir’in Tefsirü’l-Kur’an’il-Azim’i,

Ebu Hayyan’ın el-Bahrü’l-Muhit’i, Râzî, Beyzâvî, el-Bahru'l-Muhît, et-Teshîl,

Celâleyn, Ebussuûd, Alusî ve Kâsîmî’ gibi önemli müfessirlerden ve kitaplarından

faydalanmıştır.

Tezimizi hazırlarken Sâfvetü’t Tefâsir ile ilgili çalışmalardan da faydalandık.

Sâfvetü’t Tefâsir ile ilgili yazılmış yüksek lisans tezlerini bir araya getirdik.

Bunlardan bazıları; Musa Demir’in; “Safvetu’t-Tefâsîr’de Belâgat Uygulamaları”,

İbrahim Demir’in; “Muhammed Ali es-Sâbûnî ve Tefsir Metodu” ve Yahya

Solmaz’ın; “Tefsîrin Oluşumunda Ulûmü’l-Kur’ân’ın Yeri -Medârikü’t-Tenzîl ve

Safvetü’t-Tefâsîr Örneği” adlı tez çalışmalarıdır. Ayrıca Yahudilik ile ilgili kitapları

araştırıp konu başlıklarımız açısından değerlendirdik ve Yahudilik ile ilgili ayrıca

diğer tez kaynaklarından da yararlandık. Bunlardan bazıları; İbrahim Ethem

Aydın’ın; “Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın “Hak Dini Kur'an Dili” Adlı

Eserinde Yahudilikle İlgili Bilgilerin Dinler Tarihi Açısından Değerlendirilmesi”,

Hülya Taner’in; “Kur’an Yolu Tefsiri”n de Yahudilik İle İlgili Bilgilerin Dinler

Tarihi Açısından Değerlendirilmesi” adlı tez çalışmalarıdır.

Page 14: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

4

BİRİNCİ BÖLÜM

MUHAMMED ALİ ES- SABUNİ’NİN HAYATI VE ESERLERİ

1.1. HAYATI

1.1.1. Doğumu ve Çocukluğu

Büyük Âlim Şeyh Cemil’in oğlu olan ve asrımızın tanınmış büyük

âlimlerinden Muhammed Ali es Sabuni hicri 1348(M. 1930) yılında Suriye’nin

Halep şehrinde gözlerini dünyaya açmıştır. Asıl ismi Muhammed Ali olup babası’nın

sabun ticareti yapması dolayısı ile bu lakap verilmiştir.1

1.1.2. Sabuni’nin İlmi

Ahmed Muhammed Ali es-Sâbuni; bir âlim’in oğludur. Babasının bütün

derslerine katılmıştır.2 Babası Şeyh Cemil, Halep şehrinin büyük ulemalarından olup

hem takvasıyla hem de ilmiyle tanınır. Emevi camisinde mevki sahibi olan Şeyh

Cemil maddi imkânları güç olmasına rağmen evlatlarının eğitimi için elinden gelen

tüm çabayı sarf etmiştir. Annesi de bir o kadar ehl-i takva sahibi şahsiyeti ve

doğruluğuyla bilinmektedir. Küçük yaştan itibaren Arapça, faraiz (miras) ve diğer

ilimleri başta babası olmak üzere birçok Suriye ulemalarından tahsile başlamış ve

ilim meclislerine katılarak ilmini genişletmiştir.3

İlkokulu tamamladıktan sonra ticaret okuluna gitmiştir. Oradan birincilik ile

mezun olacakken okulun işleyişi faiz ile olduğu için okuldan ayrılmıştır.4 Sâbuni

1 İbrahim Demir, “Muhammed Ali es-Sabûnî ve Tefsir Metodu”, Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisan Tezi) Ankara, 2000, s.13. 2 Musa Demir, “Safvetu’t Tefâsirde Belâgât Uygulamaları”, Şırnak Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Şırnak, 2015, s. 4. 3 Demir, 2000, s. 13.

4 Demir, 2015, s. 3.

Page 15: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

5

ilme olan açlığı ile dini ve pozitif ilimleri ele alan Hüsreviyye İlahiyat Lisesi

öğrencisi olmuş ve derece ile de mezun olmuştur.5

Suriye Vakıflar Bakanlığı’nın verdiği destek ile tahsiline El-Ezher

Üniversitesi’nde devam edip 1952 yılında en iyi derece ile mezun olmuştur. Halep

şehrinde birincilik, Suriye genelinde ikincilik elde ederek diplomasını derece ile

almaya hak kazanmıştır. Master’ını 1954 yılında tamamladıktan sonra Suriye’ye geri

dönüş yapıp orada genel liseler, devlet okulları ve bazı dini okullarda “din eğitimi”

dersleri vermiştir. Daha sonra Mekke-i Mükerreme’de ki İlahiyat Fakültesinde görev

alarak orada öğretim görevlisi olmuştur. 1962 yılında Hicaz’a giderek 25 yıl boyunca

tefsir ve hadis profesörlüğü yapmıştır. Mekke-i Mükerreme Ümmü-l Kura

Üniversitesi’nde “İlmi Araştırmalar ve İslam Kültürünü İhya” merkezinde yeni bir

göreve atanmış ve birçok öğrenci yetiştirmiştir. 6

Bu öğrencilerinden en önemlileri şunlardır:

Salih b. Hamid: Mescid-i Harâm imamı ve aynı zamanda Suudi Arabistan

şura Meclis Başkanı.

Ahmed Hamid: Suudi Arabistan Ummu‟l Kurrâ Üniversitesinde doktor.

Raşid Râcih: Suudi Arabistan Ummu‟l Kurrâ Üniversitesinde Müdür.

Usâme Hayyat: Mescid-i Haram İmamı.

Akrabaları dünyevi kaygılarından ötürü onu bir mühendis, tüccar veya hâkim

yapmak istemesine rağmen Sabuni’nin gönlü hep şer-i ilimlerden yanadır. Akrabaları

bu davadan vazgeçirmek için ellerinden gelen tüm çabaları sarf etmiş, hatta onun

fakir kalıp ömrünü ölü yıkamakla geçebileceği ihtimalini bile dile getirmişlerdir.

İlk olarak 16 yaşında minbere çıkan Sâbuni, babası Şeyh Cemil tarafından

zaman zaman minbere çıkartılmıştır. 17 yaşında ise evlenmek istediğini dile

5 Yahya Solmaz, “Tefsîrin Oluşumunda Ulûmü’l-Kur’ân’ın Yeri Medârikü’t-Tenzîl ve Safvetü’t-

Tefâsîr Örneği”, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans

Tezi), Kayseri, 2014, s. 37. 6 Arslan Karaoğlan, “Konyalı Mehmed Vehbi Efendi’nin “Ahkâm-ı Kur’âniye” ve “ Muhammed Ali

es-Sâbûnî’nin “Revâiu’l-Beyan” Adlı Eserinin Mukayesesi”, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Kayseri, 2011, s. 152.

Page 16: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

6

getirmesi ile beraber şair olan abisi Ziyauddin’den önce dünya evine hocası

sayesinde girmiştir.7

Son nefesine kadar doğrudan ayrılmamış, katıldığı konferanslarda açık

sözlülüğü ve cesaretiyle tanınmıştır. Şöyle ki Selefilerin mezhep taassubuyla ön

gördükleri bazı fikirleri onaylamadığını dile getirmiş ve bu yüzden birçok sorun ve

zorluklarla karşı karşıya gelmiştir. Bu sıkıntılara dayanamayıp istifa ettiği olaydan

ise şöyle bahsedilir: Şeyh Muhammed Ali Sabuni, Afganistan-Rusya Savaşı

yıllarında, davet edildiği ilmî bir konferansa teşvik etmek üzere Kuveyt’e gider. O

konferansta konuşmacıların “Afgan mücahitlerinin Eş’arî ve Matüridî mezhebine

bağlı olmalarını sebep göstererek onlara zekât verilmemesi gerektiğini” ifade eden

söylemlerini işitir. Bu konuşmalara tepki olarak Eş’arî ve Matüridî âlimlerini

savunmak için bu iki mezhebin hakikatini açıklayan Şeriat Nazarında Ehl-i Sünnet

ve’l-Cemaat Akidesi başlığı altında dört makale kaleme alır. Bunun üzerine yıllarca

eğitim görüp kendisini bu davaya adamış olan Sâbûnî’nin, Ehl’i-Sünnet ve’l-Cemaat

akidesinden çıktığı ve dalalete düştüğü iddia edilerek şahsına tenkit mahiyetinde

risaleler yazılmaya başlanır. Nitekim Sâbuni’yi eleştirmek için Bekir b. Abdullah

Ebû Zeyd, Kitabü’t Ta’lîm isimli eser yazar ve Sâbûnî de cevap olarak et Tebsir

bimâ fî Kitabi’t-Ta’lîm mine’t-Tezvîr Nakdün İlmiyyün li Kitabi’t-Ta’lîm li Dr. Ebi

Zeyd isimli eseri yazmıştır. Ayrıca Muhammed Zeyno, Risaletü’t-Tenbihât isimli

Eseri ile Safvetü’t-Tefâsir’i tenkit etmiş, Sâbûnî de ona Keşfü’l-İftiraât fî Risaleti

Tenbihât Havle Kitabi Safveti’t-Tefâsir çalışmasıyla reddiye yazmıştır. Nitekim

yıllarını bu yolda harcayan emek emek ilim deryasını genişleten Sabuni son olarak

kendi talebelerinden oluşan mahkeme karşısına çıkmış ve onlara davasından Hz.

Peygamberi örnek alarak vazgeçmeyeceğini dile getirmiştir. Gördüğü eza ve cefalara

daha fazla dayanamayıp 25 yıl öğretim üyeliği yaptığı Melik Abdülaziz

Üniversitesinden istifa etmek durumunda kalmıştır.8

Sâbuni bütün Avrupa ve yakın beldeleri gezerek İslam’a davet etmiştir.

Bunlardan biri; Kuveytli esirlerin, hürriyetleri için katıldığı bir konferansta İslam

âlimlerinin çağımızın hâkimlerinden korkmaması gerektiğini dile getirmiş hatta

7 Demir, 2000, s. 14.

8 Solmaz, a.g.t., s. 38.

Page 17: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

7

Müslümanların bulunduğu sıkıntılı dönemlerinden kurtulması için İslam’ın

hâkimliğine başvurulması gerektiğini söylemiştir.9

İslam dünyasında faiz bankalarının ve faizin Körfez bölgesinde gün geçtikçe

yayılmasından ötürü Muhammed Ali es Sâbuni, Körfez savaşlarının bize bir ilahi

mesaj olduğu kanaatindedir.10

Ayrıca devlet başkanlarına da bir mesajı vardır; din ve siyasetin bir bütün

olup ayrılamayacağını, eğer ayrılırsa İslam ümmetinin ve ülkelerinin yok olmasına

sebep olacağını açıklamıştır.11

Muhammed Ali es-Sâbuni, İslam’a sağlamış olduğu katkılarından dolayı 19

Ekim 2007’de “Dubai Uluslararası Kur'an-ı Kerim” ödülüne layık görülmüş ve

1996 yılından itibaren verilen bu ödülü, Şeyh eş-Şaravi, Zeğlul en-Naccar, Yusuf el-

Kardavi ve İzzet Aliye Begoviç gibi ünlü düşünürler de almaya hak kazanmıştır.12

1.1.3. Hocaları

İlk eğitiminin temellerini babası Şeyh Muhammed’den alan Sabuni daha

sonra Halep şehrinin büyük alimlerinden ders alarak ilmini artırmıştır. Sabuni’nin

önemli hocalarından bazıları şunlardır:

Şeyh Muhammed Necîb Serrâc: Tefsîr ve Hadîs hocası.

Şeyh Ahmed eş-Şemma: Fıkıh hocası

Şeyh Muhammed Saîd el-İdlibi: En büyük hocası.

Şeyh Muhammed Rağib et-Tebbah: Tarih hocası.

Şeyh Muhammed Necib Hayyat: es-Sabuni, hafızlığını, kurra olan bu hocası

ile yapmıştır.13

9 Demir, 2015, s. 5.

10 Demir, 2000, s. 16.

11 Demir, 2015, s. 3.

12 Demir, 2015, s. 5.

13 Demir, 2015, s. 3.

Page 18: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

8

1.1.4. Diğer Bilimsel Faaliyetleri

Şeyh Sâbuni hayatının çoğunu yazarak ve Kur’an okuyarak geçirmiştir. Öyle

ki eşi şaka ile karışık ona; “3 kuması olsa onun bu kitapları kadar zoruna

gitmeyeceğini” dile getirdiği cümlesinden ailesine bile zaman ayıramadığını

görmekteyiz. Mescid-i Haram’da günde iki kez yaptığı Kur’an hıfzının birincisini

eski hafız öğrencisi ile sabah namazından sonra, ikincisini ise hafız arkadaşı ile

birlikte akşam ile yatsı arasında yapardı. 14

Eserlerinin yanı sıra televizyon, radyo gibi birçok iletişim aracı etkinliklerinin

yanı sıra makaleleri de vardır. Televizyonda ki yayınları yaklaşık 600 tanedir.15

Safvetü't-Tefasir ve Muhtasaru’t-Taberiye’ye yazdığı önsözünde isminden

önce kullandığı şu ifade ile alçakgönüllülüğünü görmekteyiz: “Ketebehu el-Fakir ila

Afvi Rabbihi Muhammed Ali es-Sabuni. Bu eseri, Rabbi'nin affına muhtaç

Muhammed Ali Sabuni yazmıştır.”16

1.2. SABUNİ’NİN ESERLERİ

Muhammed Ali es-Sâbuni tüm eserlerini Arapça yazmakla beraber Te'lif

türünden kaleme almış olduğu birden çok eseri olup literatür eserlerden bir kısmına

yaptığı Tahkik ve ihtisar türünden eserleri de mevcuttur. Sabuni'nin “Safvetü't-

Tefasir” gibi eseri akıcı bir üslup ile hazırlanmıştır. Eserleri Türkçe, Malayca ve

Urduca başta olmak üzere birçok dillere çevrilmiştir.17

14

Demir, 2000, s. 17. 15

Demir, 2000, s. 18. 16

Karaoğlan, a.g.t., s. 153. 17

Abdullah Özüçalışır, “Muhammed Ali es-Sâbuni’nin “Safvetü’t Tefâsir” Adlı Tefsirinde Beyan,

Meani ve Bedi –Fatiha ve Bakara Sureleri-”, Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Diyarbakır, 2011, s. 5.

Page 19: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

9

Muhammed Ali es-Sabuni'nin telif, tahkik ve neşrettiği eserleri hakkında kısa

bilgiler:

1.2.1. Kur’an İlimleri ve Tefsir Alanındaki Eserler

a. Safvetü’t-Tefasir (Tezimize konu olan eseridir.)

b. Revai’ül- Beyan Fi Tefsir-i Ayati-l Ahkam min el-Kur’an:

Eser iki ciltten oluşmakta olup Mekke’de İslam Hukuk Fakültesi'nde ders

kitabı olarak okutulmuştur. Bu fakülte öğrencilerine verilen derslerin bir araya

getirilmesinden meydana gelmiş bir tefsirdir. Sure tertibi sırasına göre yazılmıştır.

Bu ahkâm tefsirinin en önemli özellikleri: Metodolojisinin kendine has olması ve

geçmiş Fıkhi Tefsirlerin bir özeti halinde olması, tertip, tanzim, takdim, tefsir ve

tahlillerinde kendine ait özel niteliklerinin bulunması, ayrıca her muhadaranın kendi

içinde belli başlıklar altında işlenmiş olması da okuyup anlamayı kolaylaştırmıştır.

Ehl-i Sünnet çizgisinde kaleme alınmış olan bu tefsir, ahkâm tefsirleri içinde en

derli-toplu, en sade ve en düzenli tefsirlerin başlarındadır. Revâiu'l-Beyân, “Kur'an-ı

Kerim'in Ahkam Tefsiri” adıyla Mazhar Taşkesenlioğlu tarafından Türkçe’ye iki cilt

halinde tercüme edilmiştir.18

Eserde Temel İslami Bilimlerden olan tefsir, hadis, fıkıh, kelam, İslam tarihi

vb. ilimlerden yapılan alıntıların kaynaklarının günümüz akademik yöntemine uygun

bir şekilde sunulmuş olması da eseri daha kıymetli hale getirmiştir. Böyle bir dipnot

çalışmasının yapılmış olması, hem kaynak hakkında daha geniş bir bilgiye sahip

olmayı hem de konu açısından istifade edilmesini sağlamıştır.19

c. et-Tıbyan fi Ulumi’l -Kur’an:

Sabuni’nin Mekke Üniversitesinde öğretim görevlisi iken yazdığı bu eser tek

ciltten oluşmaktadır. Kur’an ilimleri hakkında açıklama olup ders kitabı şeklinde

düzenlenmiştir. 1407 yılında eser kaleme alınmıştır. 314 sayfadan oluşmaktadır.

Sabuni’ye göre ulumi’l Kur’an’ın anlamı; nüzul, cem, düzen, tedvin, esbab-ı nüzul,

18

Muhammed Ali es-Sabuni, Kur’an-ı Kerim'in Ahkâm Tefsiri (Ravaiu'l-Beyan), (Çvr. Mazhar

Taşkesenlioglu), Şamil Yayınevi, İstanbul, 1984. 19

Karaoğlan, a.g.t, s. 158.

Page 20: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

10

mekki-medeni, nasih-mensuh, muhkem-müteşabih ve bunun gibi pek çok

araştırmaları kapsayan, Kur’an ile alakalı konulardır.20

Eserinde rivayet ve dirayet

tefsirleri ile işari, batıni tefsir ekolleri ve tefsir ilminin gelişim süreci hakkında

bilgilere de yer vermesiyle birlikte Kur’an tercümesinin şartları ve Kur’an’ın yedi

harf üzere nazil olması ile ilgili konuları da ele alınmıştır.21

Eser 10 bölümden oluşmaktadır:

a)Kur’an ilimlerin Tanımlaması

b) Ayetin Anlaşılmasında Sebeb-i Nüzulü Bilmenin Faydaları

c) Övülen Kur’an’ın Ayrı Zaman Dilimlerinde İnmesinin Hikmetleri

d) Peygamber (sav) Döneminde Kur’an’ın Cem Edilmesi

e) Kur’an’ı Kerim’de Nesh, Neshin Anlamı ve Hikmeti

f) Tefsir ve Müfessirler Hakkında, Rivayet ve Dirayet Tefsirinin Çeşitleri

g) İşari ve Batıni Tefsir; Aralarındaki Farklar

h) Rivayet, Dirayet ve İşari Tefsirde En Meşhur Eserler

ı) Kur’an’ı Azim’in Tercümesi Hakkında Bir Araştırma, Tercümenin Şartları

i) Kur’anın 7 harf Üzere Nazil Olması Mütevatir 7 Kıraaat vb.22

Sâbuni eserinde sade bir dil kullanmıştır. Müfessir Sâbuni, yararlandığı

kaynakları dipnotta göstermiştir.23

Kur’an ilimlerinden anladıklarını ve

öğrendiklerini şöyle özetlemektedir:

“Kur’an ilimleriyle, şanlı ve ebedî olan bu kitapla alakalı konular

kastedilmektedir. Şöyle ki: Kur’an’ın Mekke ve Medine dönemlerinde inmesinden,

toplanmasından, tertibinden, yazılmasından, inmesinin sebeplerinin bilinmesinden,

nasihin, mensuhun, muhkem ve müteşabihin bilinmesinden veya direk olarak

20

Salih Gedük, “Ulumu’l-Kur’ân, Usûlü’t-tefsir Kavramları ve Tefsirde Usûlün İmkânı Meselesi”,

Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensitütü Dergisi, 2015, S. 39, s. 208. 21

Solmaz, a.g.t, s. 39. 22

Karaoğlan, a.g.t, s. 158. 23

Karaoğlan, a.g.t, s. 158.

Page 21: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

11

Kur’an-ı Azim'le alakalı veya dolaylı olarak Kur’ân-ı Azim'le alakalı olan diğer

bahisler kastedilir. Kur’ân ilimlerini incelemekten maksat, Resulüllah (sav)'den gelen

açıklamanın, sahabe ve tabiinden nakledilen Kur’ân ayetleri tefsirlerinin ışığı altında

Allah kelamını anlamak, müfessirlerin tefsirde takip ettikleri yolu ve üsluplarını

bilmek, müfessirlerin meşhurlarını açıklamak ve müfessirlerden her birinin

özelliklerini bu ilmin diğer inceliklerini bilmektir.”24

Bu eser Zeynelabidin Tatlılıoğlu tarafından 1996 yılında Kur’an İlimleri

adıyla tercüme edilmiştir. Güzel bir tercüme olmasıyla birlikte kitabın özünde

bulunmayan nasih, mensuh konusunu tercümeye eklemiştir.25

d. Hareketü’l-Ard ve Deveranüha Hakîkatün İlmiyyetün Esbetehe'l-Kur'ân

Dünya’nın ve Ay’ın hareketleri konusunu ele alan Sabuni’nin eserini

“Dünyanın Hareket ve Deveranı Kur'ân'ın İspat Ettiği İlmi Bir Hakikattir” olarak

tercüme edebiliriz. Söz konusu olan bu iki hareketin bizzat Kur’an tarafından ispat

edildiğini, tam aksine hala yeryüzünün kendi ekseni etrafında dönmediğine ve

güneşin yörüngesinde hareket etmediğine inanan birtakım kimselere göstermeye

çalışmaktadır. Eser, Dârü’l-Kalem Matbaasında 1991 yılında Şam’da basılmıştır, 96

sayfadır.26

Kur’an insanları batıl inançlardan kurtarıp mantık çerçevesinde düşünmeye

ve aklını kullanmaya yönlendirmeye çalışırken bir yandan da evrendeki çeşitli nesne

ve olayları da göstermeye çalışır.27

Modern Çağ’da kaleme alınan tefsirler bu ayetleri

pozitif ilimlerle ve modern teknoloji verileri ile izah etmeye çalışmışlardır.28

e. Et-tefsîru’l-Vâdıhu’l-Müyesser

“Kolaylaştırılmış açık, sade” anlamında olan bu eser isminden de anlaşılacağı

üzere herkese hitap etmekle birlikte en çok genç ve avam halka binaen ele alınmış bir

24

Karaoğlan, a.g.t., s. 159 25

Solmaz, a.g.t., s. 39. 26

Karaoğlan, a.g.t., s. 159. 27

Detaylı bilgi için bkz. Rum, 30/17-28. 28

Halil Çiçek, 20. Asırda Kur’ân İlimleri Çalısmaları, Timaş Yayınları, İstanbul, 1996, s. 113-114.

Page 22: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

12

eserdir. Oldukça sade bir dil kullanılmıştır. İcmal-i tefsirlerdendir. Tek ciltlik bir

eserdir.29

f. Kabesün Min Nûri’l-Kur’âni’l-Kerîm

On altı ciltten oluşan eserin iki cildi bir cilt haline getirilerek sekiz cilt olarak

basılmış. Her sure bir bölüm olarak ele alınmıştır ve aynı konudaki ayetleri bir başlık

altında toplamış olan bu eser bir dirayet tefsiridir. Eser 1998 yılında basılmasına

rağmen, eserin Türkiye’ye 2000 yılında ki baskıları ulaşmıştır.30

g. Îcâzü’l-Beyân fi Makâsidi Süveri’l -Kur’ân

Sabuni’nin bu eseri tek ciltten oluşmaktadır. Bu kitabında tek tek surelerin

isimlendirilmesi, nerede indiği, ayet sayısı, içerdiği konular hakkında genel bilgiler

vermiştir. Ayetlerin i’caz, belağat ve fesahat yönlerini örneklerle açıklamış, surenin

içerdiği konuları ve surenin amacını ortaya koymaya çalışmıştır. Eserde, 114 sure de

bu yöntemlerle bir iki sayfalık açıklamalarla tanıtılmıştır. Kur’an ilimleri ve tefsir

ilmiyle uğraşanlar için ideal bir eserdir. Oldukça sade bir dil kullanmıştır. 323

sayfadan oluşmaktadır.31

h. et-Tebsîr bimâ fî Kitabi’t-Ta’lîm mine’t-Tezvîr, Nakdün İlmiyyun li

Kitâbi Ta’lîm li Dr. Ebû Zeyd

Eser 100 sayfadan oluşmaktadır. İslam Fıkıh Üniversitesi Öğretim Üyesi olan

Bekir b. Abdullah Ebû Zeyd’in Ta’lîm isimli eserinde Safvetü’t-Tefasir’i eleştirerek

olumsuz görüşlerde bulunan bazı görüş ve düşüncelerine tenkit ve reddiye olarak

yazmıştır. 1993 yılında ilk baskısı yapılmıştır.32

ı. Keşfü’l-İftirâât fî Risâleti’t-Tenbîhât Havle Kitâbi Safveti’t-Tefâsîr

Muhammed b. Cemil Zeyno ve Salih b. Abdullah Füzân tarafından

Sabuni’nin Safvetü’t-Tefâsîr’ine eleştiri mahiyetinde yazılan”Tenbîhâtün Hâmmetün

alâ Kitâbi Safveti’t-Tefâsîr li Şeyh Muhammed Ali Sâbûnî” isimli kitabına yazılan

bir reddiyedir. Füzan bu eserinde batıl ve hatalı bilgilerin yer aldığını belirterek bu

29

Karaoğlan, a.g.t., s. 160. 30

Demir, 2000, s. 21. 31

Demir, 2000, s. 23. 32

Karaoğlan, a.g.t., s. 161.

Page 23: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

13

tefsiri 18 noktada eleştirmiştir. Sabuni de bu eseriyle onların iddialarını

cevaplamıştır. Eser 108 sayfadan oluşmaktadır.33

1.2.2. Tahkik ve İhtisarları

a. Tahkîku Tenvîri’l-Ezhân min Tefsîri Rûhû’l Beyan:

Sabuni bu eseri ile İsmail Hakkı Bursevi’nin Ruhu’l-Beyan adlı tefsirini

kısaltmış; kısaltırken de kendince sağlam delillere dayanan görüşleri tercih etmiş,

zayıf rivayetleri ve Farsça ibareleri çıkarmıştır. Eser 10 ciltten oluşmakta olup

Abdullah Öz tarafından tercüme edilmiştir.34

İsmail Hakkı Arapça, Türkçe ve Farsçayı çok iyi bilmesinden ötürü eserinde

Farsça söz ve şiirlere yer vermiştir. Kitabı okumak zorlaşmıştır. Birtakım önemsiz

bilgilerden dolayı eser ilgi görmemiştir. Bundan dolayı bu eseri ihtisar etmiştir. Bu

eserin ihtisarını yaparken şöyle bir yol izlemiştir:

a) Ayetin tefsirinde sağlam deliller tercih edilmiştir.

b) Farsça tüm ifadeler çıkarılmıştır.

c) Hadis’deki zayıf rivayetler çıkarılmıştır.

d) Tefsirde yer alan hadislerin kaynakları gösterilmiştir.

e) İrab açısından kalması gereken kelimeler bırakılmıştır.35

b. Muhtasaru Tefsîri Taberî

Sâbûnî, Muhammed b. Cerir et-Taberî’nin, Câmiü’l-Beyân an Te’vîl-i Âyil-

Kur’ân isimli tefsirini sade bir dil kullanmakla beraber eserin özüne de sadık

kalmaya gayret göstererek ihtisar etmiştir. Kendinden önceki lügat ve Tefsir

âlimlerinden bize ulaşmayan bilgileri bu tefsirde toplayarak, sonraki alimlere önemli

bir kaynak olmuştur. Sabunî bu eseri Salih Ahmet Rıza’yla beraber ihtisar etmiştir.

33

Karaoğlan, a.g.t., s. 161. 34

Sâbûnî, Muhtasar Ruhu'l-Beyân Tefsiri (Tenvîru'l-Ezhân min Tefsîr-i Rûhi'l-Beyân, (Çev. Abdullah

Öz ve diğer.), Damla Yayınları, İstanbul, 1997. 35

Karaoğlan, a.g.t., s. 164.

Page 24: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

14

Eserin yazım aşaması bittikten sonra eseri tekrar gözden geçirip sonra basıma

vermiştir.36

c. Muhtasaru Tefsîr-i İbn-i Kesîr

İmaduddin Ebu'l-Fidâ İsmail b. Ömer b. Kesir, (ö.774/1373) İslami ilimlerle

ilgili eserler yazmıştır. Sabuni, İbn-i Kesir’in Tefsiru’l Kur’ani’l Azim tefsirinin hem

tahkikini hem de ihtisarını yapmak üzere 3 ciltte toplamıştır. Yaptığı ihtisar

çalışmaları arasında en meşhur eserlerindendir.37

Sabuni’nin bu eserindeki en önemli özelliklerinden bazıları; eserin asıl

metninde bulunan zayıf hadis senedlerini çıkarması ve İsrailiyat türünden gelen

rivayetler çalışmasına dahil etmemesidir. Ayrıntı bilgilerden kurtararak okuyucuya

önemli bilgiler vermiştir. Tekrarlanan rivayetlere yer vermemiştir. Bütün bunları

yaparken aynı zamanda tefsirin ruhuna sadık kalmış konu bütünlüğünü bozmadan

konuyu özetlemeye çalışmış, bazen de kendi görüşlerini dile getirmiştir. 3 ciltten

oluşmaktadır.38

Kolay, anlaşılır, sade bir dil kullanmış, yer yer kendi düşüncelerine

de yer vermiştir.

Müfessirin diğer eserleri şunlardır:

a. el-Muktetaf min Uyûni't-Tefâsîr

b. Fethu'r-Rahman bi Keşfi ma Yeltebisü fi'l-Kur'ân

c. Tefsîru'd-Deavâti'l-Mübârekât mine'l-Kur'âni'l-Azîm

d. d) Meâni'l-Kur'âni'l-Kerim39

1.2.3. Diğer İlim Sahasındaki Eserleri

Sabuni’nin Tefsir haricinde yazdığı diğer eserleri de bulunmakta olup bunları

alt başlıklar şeklinde ele alacağız.

36

Solmaz, a.g.t., s. 41. 37

Karaoğlan, a.g.t., s. 162. 38

Demir, 2000, s. 22 39

Karaoğlan, a.g.t., s. 164.

Page 25: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

15

1.2.3.1. Fıkıh İlmine Dair Eserleri

a. el-Fıkhu's-Ser'iyyü'l-Müyesser fî Dav'i'l-Kitâbi ve's-Sünne

Bu eser, Ahkâmü’l-Hac ve’l-Umre, Ahkâmü’s-Sıyâm, Ferîzatü’z-Zekât,

Ahkamü’s-Salât, Ahkamü’l Buyu olmak üzere beş cilt olarak yazılmıştır. Beyrut

şehrinde Dârü-l Kur’âni’l-Kerîm Matbaasında 1998 ylında basılmıştır.40

b. el-Hedyü'n-Nebeviyyü's-Sahîh fî Salâti't-Terâvih

Eser, Harun Önal tarafından Teravih Namazında Peygamber Ölçüsü

başlığıyla tercüme edilmiştir.41

c. el-Mevârîs fi's-Şerîati'l-İslâmiyye fî Dav'i'l-Kitâbi ve's-Sünne

Eser hakkında bilgi bulunmamaktadır.

d) Nikâhu’l-Mut’a fi’l-İslâm Haramün

Eser hakkında bilgi bulunmamaktadır.

e. Mevkıfü’s-Serîati’l-Garrâ min Nikâhi’l-Müt’a

Mut’a nikâhının İslam dinindeki yeri hakkında bilgi verilmiştir. Dinimizde

haram olduğu ispatlanmaktadır.42

f. es-Sünnetü ve Mekânetühê fi’t-Tesrîi’l-İslâm

Eser hakkında bilgi bulunmamaktadır.

g. ez-Zevâcü'l-İslâmiyyü'l-Mübekkeru Seâdetün ve Hısânetün

Müslüman gençlerin evlenmelerinin önemi ve gerekliliğini ele alır ve

evlenmenin faziletlerini işlemiştir.43

40

Demir, 2000, s. 26. 41

Harun Önal, Teravih Namazında Peygamber Ölçüsü, Risale Yayınları, İstanbul, 1989. 42

Solmaz, a.g.t., s. 43. 43

Demir, 2000, s. 28.

Page 26: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

16

h. Cerîmetü’r-Riba

Bu eserde faizin çeşitlerinden, toplumsal zararları, İslam toplumunun faiz

üzerindeki ekonomik ve psikolojik yan etkilerini ele almış ve faizin haramlığını ayet

ve hadislerle ispat ederek faizi helal saymanın insanı küfre götüreceği belirtilmiştir.44

ı. Risâletü's-Salât

Eser hakkında bilgi bulunmamaktadır.

1.2.3.2. Hadis İlmine Dair Eserleri

a. es-Sünnetü'n-Nebeviyyetü'l-Mutahhara

Sâbuni, bu eserinde sünnet-vahiy ilişkisini ele alıp sünnetin başlı başına bir

delil olduğunu ifade edip vahiy ürünü olduğunu ispata çalışmıştır. Ayrıca hadis

tenkidini de ele alıp günümüze ulaşan hadislerin bu tenkit süzgecinden geçerek

bugünlere ulaştığını dile getirmiştir.45

b. Min Künûzi's-Sünne Dirâsâtün Edebiyyetün ve Lügaviyyetün mine’l-

Hadisi’s-Şerîf

Eser hakkında bilgi bulunmamaktadır.

c. Şübehât ve Ebâtîl Havle Teaddüdü Zevcâti’r-Rasûl

Hz Peygamber’in çok evliliği hakkında yazılmış olup bu eser üç ayrı kimse

tarafından Türkçeye çevrilmiştir.

1) “Rasulûllah’ın Evliliği Etrafında Uydurulan Bazı Şüphe ve Batıllara

Cevap” Çeviren Sercan Fehremez, Şübhe ve Batıllara Cevap, Eser Neşriyat, 1986.

2) “Peygamberimizin Çok Evlenişi Etrafında Uydurulan Bazı Şüphe ve

Batıllar”

Çeviren: Rahmi Serin, Petek Yayınları, 1983, İstanbul

44

Demir, 2000, s. 25. 45

Demir, 2000, s. 26-27.

Page 27: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

17

3) “Rasulûlla’ın Çok Evlenmesi Etrafındaki Batıl Şüpheler”

Çeviren: Hasan Güç, Damla Matbaacılık, 1987, Konya.46

1.2.3.3. Kelam İlmine Dair Eserleri

a. Akîdetü Ehli’s-Sünne fî Mîzâni’s-Ser

Ehl-i Sünnet akidesinin dayandığı delilleri işlemektedir.

b. en-Nübüvvetü ve’l-Enbiyâ

Sabuni’nin bu eseri, peygamberleri, kıssalarını, ulu’l-azm peygamberlerini,

Peygamberimiz Hz. Muhammed’i (s.a.v.) ve peygamberlerin sıfatlarını ele almıştır.

Aynı isimle ve “Kur’ân Işığında Peygamber ve Peygamberler” adıyla iki tercümesi

bulunmakta olup eseri Suat cebeci tercüme etmiştir.47

c. el-Mehdi ve Esrâtu's-Sêa

Kıyamet alametlerini konu almakla beraber daha çok mehdi konusunu ele

almıştır, 1 cilttir.48

1.2.3.4. Tasavvuf İlmine Dair Eserleri

a) el-Müntekâ’l-Muhtâr Min Kitâbi’l-Ezkâr

Eser hakkında bilgi bulunmamaktadır.

1.3. SABUNİ’NİN SAFVETÜ’T-TEFASİR ADLI ESERİ

1.3.1. Safvetü’t-Tefasir Hakkında Genel Bilgi

Eserin aslı Arapça dilinde olup 3 cilttir. Safvetü’t Tefasir; Vahidî ( ö. 468),

Taberî, Zemahşerî, Razî (ö.606/1210), Kurtubî( ö. 671/1273), Beyzâvî, İbn Kesir (ö.

774/1373), Celaleddin Mahallî (ö. 864/1459) ve Suyûtî, Ebu’s-Suûd (ö. 982/1574),

46

Demir, 2000, s. 24-25 47

Solmaz, a.g.t., s. 42. 48

Solmaz, a.g.t., s. 42.

Page 28: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

18

Alûsî (ö. 1270/1854) gibi büyük âlimlerden faydalanıp onlardan alınan bilgiler ile

harmanlanarak yazılmıştır. Redaksiyonu ise M. Akif Aydın tarafından yapılmıştır.

Daha sonra Sabuni’nin isteği üzerine Kerim Aytekin tarafından okunup basıma hazır

hale geldikten sonra yine Sabuni’nin isteği üzerine Emin Saraç Hoca tarafından

incelenip basılmıştır.49

Mekke-i Mükerreme’de 1393/1973 yılında başlamış ve 18 Cemaziyelahir

(hicri ayın altıncı ayı) 1398/1978 yılında da Mekke-i Mükerreme’de bitirmiştir.50

Ülkemizde bu eser Ensar Neşriyyat Yayınevi öncülüğünde Sadrettin Gümüş

ve Nedim Yılmaz tarafından tercüme edilmiştir. Yedi ciltlik bir eserdir.51

1.3.2. Yazılış Amacı

Çağdaş âlim ve müfessirlerin birçoğu yazılan birçok tefsirin gereksiz

bilgilerle uzatıldığını eleştirmektedirler. Sâbuni Allah’ın ilim deryasında öğrenilen

bilgilerin deryada damla olduğunu daha çok keşfedilecek bu ilimleri ortaya koyacak

âlimlere ihtiyaç duyulduğunu dile getirir. Her âlim bu deryadan bir damla alarak ilmi

genişletmeye çalışır. Sâbuni; günümüzün tefsirlerini, modern çağa uygun, sade bir

dil, eğitici ve öğretici olacak şekilde ayrıntılara girmeden özet olarak “Safvetü’t

Tefâsir” yani “Tefsirlerin Özü” eserini yazarak okyanusta damla olmak istemiştir.

Bunu da şu sözleriyle dile getirmiştir. “Tefsir ilmi ise hâlâ, engin bir denizdir. Onun

kıymetli hazinelerini çıkarmak, parlak hükümlerini ve esrarını ortaya koymak için,

onun derinliklerine dalabilecek kişilere ihtiyaç vardır. Âlimler, hâlâ onun kıyısında

dolaşmakta, onun saf suyundan azar azar içmekte, fakat kanamamaktadırlar. İzzet

sahibi Yüce Allah'ın kelamını kimin ilmi kuşatabilir? Kimin ilmi onun sırlarını,

inceliklerini ve i'cazını idrak edebilir! Kim o ilmi bitirdiğini veya onda kemal

derecesine ulaştığını iddia edebilir!” 52

49

Solmaz, a.g.t., s. 44. 50

Demir, 2015, s. 6. 51

Muhammed Ali es-Sâbuni, Safvetü‟t-Tefâsîr, I-VII, (Çev. Sadreddin Gümüş, Nedim Yılmaz), Yeni

Şafak Yayınları, İstanbul, 1995. 52

Muhammed Ali es-Sâbûnî; Safvetü’t-Tefasir, c. I, s. 20.

Page 29: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

19

1.3.3. Özellikleri

Başta gereksiz ayrıntılardan uzak durmaya çalışan Sâbuni eserinde hem akli

hem nakli tefsiri birleştirmiş ve ayetleri tefsir ederken ayetlerin rivayetlerini verip

daha sonrasın da ayetlerin dirayet tefsiri kapsamına girebilecek yorumlar yapmıştır.

Yani hem dirayet hem rivayet tefsirini bir arada kullanmıştır. Asrımızın insanlarına

faydalı olabilecek ideal bir tefsir sunulmak istenmiştir.

Sâfvetü’t Tefâsir’in genel özellikleri;

1. Surenin tefsirine başlanmadan önce o sure hakkında genel bilgiler verilip

daha sonra surenin amacı anlatılmaktadır. Bazen de surenin

isimlendirilmesiyle ilgili bilgiler verilmiştir.

2. Ayetlerin birbirleri ile bağlantıları anlatılmaktadır.

3. Açıklamaya ihtiyaç duyulan önemli ve kilit kelimeler, iştikakıyla birlikte

incelenmekte ve varsa Arap şiirinden delil getirilmektedir.

4. Ayet veya surenin sebeb-i nüzul yani vahyin geliş sebebi rivayetleri

verilmektedir.

5. “et-Tefsir” başlığı altında ayetlerin tefsirine geçilmektedir.

6. Ayetlerin tefsiri yapıldıktan sonra “Belağat” başlığı altında, ayetlerde

bulunan teşbih, mecaz, istiare gibi edebi sanatlar açıklanmaktadır.

7. “Fevâid ve’l-Levâtif” başlığı altında da ayetlerin tefsiri ile ilgili verilmesi

faydalı olabilecek ek bilgiler verilip o ayetlerden çıkabilecek dikkat

çekici noktalara değinilir.

8. Okuyucuyu uyarmak amacıyla yanlış anlaşılma ihtimali olan yerlerde

bazı bilgiler verilmektedir.

9. Zaman zaman toplumsal meselelere geniş bilgiler verilmektedir.

10. Ara ara surelerin sonuna “El-Hatımetü” bölümü koyup o surenin manevi

sırlarına dokunmuştur.

11. Surenin faziletine dair bilgiler verir.53

53

Sâbûnî, Safvetü’t Tefasir, c. I, s. 14-15.

Page 30: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

20

1.3.4. Kaynakları

Sâbuni bu tefsirini kaleme alırken genellikle Tâberi’nin Camiü’l-Beyan an

Te’vil-i Ayi’l-Kur’an’ı, Zemahşeri’nin el-Keşşaf an Hakaiki Ğavamidi’t-Tenzil’i,

Kurtubi’nin el-Cami’li Ahkami’l-Kur’an’ı, İbn Kesir’in Tefsirü’l-Kur’an’il-Azim’i,

Ebu Hayyan’ın el-Bahrü’l-Muhit’i gibi önemli tefsir kitaplarından faydalanmıştır.54

54

Solmaz, a.g.t,, s. 46.

Page 31: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

21

İKİNCİ BÖLÜM

SABUNİ TEFSİRİNDE YAHUDİLİK TARİHİ

2.1. YAHUDİ KELİMESİNİN MENŞEİ VE YAHUDİLİK

2.1.1. Yahudi Kelimesinin Menşei

Yahudi isminin nereden geldiğine dair birden çok görüş bulunmaktadır.

Bunlardan ilki İsrailoğulları boylarından olan Yahuda boyunun adından geldiği

şeklindedir. İkincisi ise tarihteki Yahuda devletinin isminden gelmiş olabileceği

yönündedir.55

Yahudi ismini tanımlamak için birden fazla terim kullanılmakla beraber en

çok kullanılan kavramların başında; İbrani, İsrail ve Yahudi gelir. Yalnız bu terimler

kullanılırken birbirleri yerine kullanılarak hata yapılır. İbrani kelimesi İsrail ve

Yahudi terimi yerine, İsrail kelimesi İbrani ve Yahudi terimi yerine ve Yahudi terimi

de İbrani ve İsrail terimi yerine kullanılmaktadır. Oysaki bu terimlerin her biri

Yahudi tarihinde belli dönemlere işaret eder.56

Yahudi isminin İshak’ın oğlu Yakub'un on iki oğlundan dördüncüsünün adı

olduğu ve O'nun adına ithafen İsrailoğullarına Yahudi denildiği söylenir. Ayrıca

Filistin'in güney bölgesinde kurulan Yahudi Krallığı da bu adın kaynağı olarak

düşünülmektedir. Zira Ürdün'ün batısı, Samiriye'nin güneyindeki bölge, Yahuda

ismine nispet edilmiştir.57

İbrani isminin Yahudiliğe göre kullanılan ilk isimlerden olup “İbri” veya

“Hibri” kökünden geldiği belirtilir ve “öteki tarafın insanları” anlamına gelmektedir.

Aslında bu isim Kenan ülkesinin yerlileri tarafından Fırat ve Ürdün ırmaklarının

diğer kıyısından gelen göçebe kavmine yani Hz. İbrahim ve çocuklarına verilmiştir.58

Nitekim Yahudilerin göçmen bir millet olduğu kutsal kitaplarında da dile getirilir:

55

Şinasi Gündüz, Din ve İnanç Sözlüğü, Vadi Yayınları, Ankara, 1998, s. 390; Mehmet Aydın, Dinler

Tarihine Giriş, Din Bilimleri Yayınları, Konya, 2008, s. 66. 56

Baki Adam, ''Yahudilik'', Yaşayan Dünya Dinleri, D.İ.B Yayınları, Ankara, 2016, s. 205. 57

Günay Tümer-Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, Ocak Yayınları, Ankara, 1987, s. 205. 58

G. Tümer, A. Küçük, a.g.e., s. 206.

Page 32: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

22

“Sonra Tanrımız Rab'bin önünde şu açıklamayı yapacaksınız: Atam göçebe bir

Aramlı'ydı. Sayıca az kişiyle Mısır'a gidip orada yaşamaya başladı. Orada, büyük,

güçlü, kalabalık bir ulus oldu.”59

Başka bir görüşe göre ise İbrani kelimesi Hz.

İbrahim’in büyük atası Eber’e dayanmaktadır. Yahudi inancına göre Nuh’un üç oğlu

vardır ve her biri bir milletin atası olmuştur. Ham Hamilerin, Sam Samilerin ve

Yafes de Yafesilerin atası olduğu anlayışındadırlar. Sam ve onun soyu ise diğerlerine

göre daha seçkin bir konuma sahiptir. İşte Sam’ın soyundan gelen Eber ise Hz.

İbrahim’in büyük atasıdır ve bu sebeple Hz. İbrahim’e Eber’in soyundan anlamında

İbrani denilmiştir.60

Kelime olarak “geçit” manasına gelen “eber” kelimesi “ırmağın

öbür kıyısı adamları” manasındadır. Arapça, “ubur” kelimesinden geldiği de

düşünülmektedir. Çünkü Hz. İbrahim yanındakiler ile birlikte ırmağı geçmişti.61

Sonuç olarak İbrani kelimesinin Hz. İbrahim'in doğuya doğru göç ederken Fırat veya

Ürdün nehirlerini geçtiği için “geçen” anlamına gelen “Abir” kelimesinden geldiği

de öne sürülen görüşlerdendir. Bu bağlamda İbrani terimi nehrin öbür yakasından

gelen adamlar anlamına gelir.62

İsrail kelimesi ise; Yahudilere göre kendisini “Tanrı adamı” olarak tanıtan

adam Yahudi atalarının sonuncusu olan Yakub’un karşısına çıkıp sabaha kadar

onunla güreşmiş fakat onu yenememiştir. Sabah olunca da adam Yakub’u kutsayıp

ona “Tanrıyla uğraşan” anlamında İsrail adını vermiş soyuna da “İsrailoğulları”

demiştir. Bu olaydan sonra İbraniler, Babil sürgününe kadar İsrailoğulları olarak

anılmıştır.63

Bu isim, ilk defa II. Ramses’in oğlu Merneptah’ın diktirdiği ve İsrail

Anıtı ismiyle anılan bir kitabede görülmektedir. Daha sonra ise İsrail ismi, Hz.

Süleyman’dan sonra ikiye ayrılan devletin kuzeydeki kısmına verilen isimde

karşımıza çıkmaktadır.64

Ayrıca; İsrail terimi; İsrail kabilesine izafeten verilen bir

isimdir.65

59

Tesniye, 26:5. 60

Adam, ''Yahudilik”, s. 205. 61

Ahmet Kahraman, Mukayeseli Dinler Tarihi, Sümer Matbaası, İstanbul,1963, s. 113. 62

Fatih Kesler, Kur’an-ı Kerim’de Yahudiler ve Hıristiyanlar, (Kur’an-ı Kerim’de Ehl-i

Kitap),T.D.V. Yayınları, Ankara, 1995, s. 28-29. 63

Adam, ''Yahudilik'', s. 205. 64

G. Tümer, A. Küçük, a.g.e. , s. 206. 65

Ekrem Sarıkçıoğlu, Başlangıcından Günümüze Dinler Tarihi, Isparta, 2011, Fakülte Kitabevi

Yayınevi, s. 212.

Page 33: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

23

Yahudiler Babil sürgününden sonra “Yahudi” ismi ile ön plana çıkarak İsrail

kelimesini de kullanmışlardır. Zamanla bu iki kavram karakter kazanarak “İsrail”

olumlu karakteri, “Yahudi” kavramı ise olumsuz karakteri belirtmiştir. Bu sebeple

Hristiyan topraklarda “İsrail” ismini kullanmayı, Müslüman ülkelerde de “Musevi”

ismini kullanmayı tercih etmişlerdir. Çünkü Müslüman ülkelerde “Yahudi” denilince

yalan, hile, sözünde durmama, kandırma, ihanet v.b. gibi olumsuz ahlaki davranışlar

akla gelmektedir. “Musevi” kavramı ise daha ılımlıdır. Bu günümüzde de böyledir. 66

Yahudilere sürgün dönemlerinde ise Sefarad ve Aşkenaz isimleri verilmiştir.

Yahudiler MS.70 yılında sürgüne gönderilince yaşadıkları ülke veya coğrafyalara

göre bu isimleri almışlardır. Türkiye, İspanya, Yunanistan, İtalya, Portekiz, Kuzey

Afrika ve Ortadoğu'da yaşayan Yahudiler ve onların soyundan gelenlere ise Safarad

Yahudisi denilmektedir. Fransa, Almanya ve Doğu Avrupa’da yaşayan veya onların

soyundan gelen Yahudilere ise Aşkenaz Yahudisi ismi verilir.67

Kur’an-ı Kerim’de İsrail, İsrailoğulları (Beni İsrail) Yahudi (Yahud, Hadu) ve

Ehl-i Kitap kelimeleri ile geçmektedir. Ehl-i Kitap Kur’an-ı Kerim’de otuz bir kez

geçmektedir. İsrail kelimesi ile Hz. Yakub kastedilmekte olup Hz. İsa’dan önceki

Yahudiler “İsrailoğulları” ondan sonrakiler ise “Yahudi” adıyla anılmaktadır.68

Yine

Kur’an-ı Kerim’de Yahudileri isimlendirmek için kullanılan “yehûd, hûd ve hâdû”

terimleri incelendiğinde “yehûd” kelimesi sadece Medeni surelerde, Beni İsrail

kelimesi Mekki surelerde geçmekte ve daha çok İslam öncesi dönemdeki olayların

söz konusu olduğu ayetlerde görmekteyiz. Hicretten önce indirilen seksen altı

surenin hiçbirinde “ey İsrâiloğulları” şeklinde bir hitap söz konusu olmayıp bu

ayetlerdeki hitaplar her zaman “ey Âdemoğulları” veya “ey insanlar” tarzındadır.69

66

Baki Adam, Yahudilik ve Hırıstiyanlık Açısından Diğer Dinler, Pınar Yayınları, İstanbul, 2002, s.

23. 67

Hülya Taner, “Kur’an Yolu Tefsiri”nde Yahudilik İle İlgili Bilgilerin Dinler Tarihi Açısından

Değerlendirilmesi (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Fırat Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Elazığ, 2018, s. 7. 68

Adam, “Yahudilik”, s. 206. 69

Ömer Faruk Harman, “İslam Kaynaklarında Yahudilik”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi, c. XLIII, Ankara, 2013, s. 221.

Page 34: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

24

Yahudi kelimesi Arapça “hvd” kökünden “tevbe etti, hakka döndü” anlamına

gelmektedir.70

Kur'an'da 40 ayette, 41 defa “Beni İsrail” (İsrailoğulları) kelimesi

geçmektedir. Bu ayetlerde, Allah'ın İsrailoğullarına verdiği nimetler ve bu nimetlere

karşı İsrailoğulları'nın verdikleri sözler ve onların sözlerinden dönmelerinden

bahsedilmiştir. Kur'an-ı Kerim'de Yahudilerden “Beni İsrail” “Yehud” gibi terimlerle

bahsedilen ayetler bulunduğu gibi, bir kısmında bazı peygamberler konu edilirken

aynı zamanda Yahudiler hakkında da bilgi verilir. Mamafih, İslami kaynaklar “Benî

İsrail”i, Yakub'un soyundan gelenler ve ırken Yahudi olanları belirtmek için

kullanılırken, “Yehud” ise hem bunlar hem de başka ırklardan olup bu dine girenler

için kullanmaktadır.71

Sonuç olarak Yahudi kelimesinin tövbe etti anlamından yola çıkılarak

Musa'nın Sina Dağı'na gitmesinden sonra buzağıya tapan sonrasında ise Hz.

Musa'nın kendilerine çok kızmasıyla pişman olup tövbe eden İsrailoğulları’nın

Yahudi adını aldığı sonucuna varabiliriz.72

2.1.2. Yahudilik Hakkında Genel Bilgi

Yahudiliğin Dinler Tarihinde özel bir yeri vardır. İlahi dinlerin en eskisi fakat

mensubu da en az olan dindir. 73

Yahudi milleti, İsrail’in ataları olan İbrahim’e, İshak’a ve Yakub’a görünen

tek Allah’a inanır. O Allah ki, Sina dağında toplanmış olan İbraniler önünde Musa'ya

ahlak, din, ekonomi, hukuk v.s. kanunu olan Torah'ı (Tevrat) vermeden önce, İsrail'in

ataları ve İsrail’in torunları ile ittifak yapmıştır.74

Yahudi dinin kurucusu Hz. Musa

sayıldığı için Musevi de denilir.75

Yahudilik; Yahudiler tarafından kurulan bir medeniyettir. Bu sözden

anlaşılacağı üzere Yahudilik sadece Şema Yisrael (Yahudiliğin kelime-i tevhidi)

70

İbrahim Ethem Aydın, “Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın “Hak Dini Kur'an Dili” Adlı Eserinde

Yahudilikle İlgili Bilgilerin Dinler Tarihi Açısından Değerlendirilmesi”, Fırat Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek LisansTezi), Elazığ, 2014, s. 15. 71

Aydın, a.g.t., s. 16. 72

Aydın, a.g.t., s. 16. 73

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 211. 74

Francine Kaufman-Josy Eisenberg, ''Yahudilik Kaynaklarına Göre Yahudilik'', (çev. Mehmet

Aydın),Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (A. Ü. İ. F.D.), 1987, c. 29, S.1, s. 270. 75

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 212.

Page 35: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

25

cümlesini tekrar edenlerin dini değil Yahudi olmanın ön şartı Yahudi bir anne

babadan ve ya en azından Yahudi anneden doğmaktır. Milliyeti Yahudi olmayıp

sonradan Yahudi olmak isteyen bir kişi Yahudi olabilir. Ancak sadece dinini değil

aynı zamanda milliyetini de değiştirmiş olmaktadır. Hülasa; Yahudilik diğer

dinlerden farklı olarak hem dini hem milliyeti kapsayarak daha kapsamlı bir inanç

sistemi oluşturmuştur.76

Allah, Hz. İbrahim’e vadettiğinden ötürü onun soyundan gelen bu kavmi,

milletler arasından seçmiş ve vadedilmiş topraklara götürmüş, ardından da kutsal

kitap olarak Tevrat’ı vahyetmiştir.77

Tevrat Yahudiler için en ümitsiz dönemlerinde

ümit ışığı olmuştur. Tevrat’tan hükümler çıkarmışlar ve hayat tarzlarını yine Tevrat’a

göre kurmuşlardır. Tevrat daha sonra sadece Yahudilerin değil Hıristiyanların da

kutsal kitabı olmuştur.78

Bu sebeple Hıristiyanlar, Tevrat’a Eski Ahit, İncil’e Yeni

Ahit demişlerdir. Yahudiler kendi kutsal kitaplarını Tora olarak isimlendirirken,

Araplar Yahudi kutsal kitaplarını Tevrat olarak adlandırmıştır. Şu anda elimizde olan

Tevrat’ın Hz. Musa’ya gelen Tevrat olmadığı, geçen uzun zaman içinde tahrif

edildiği iddia edilmektedir. Biz de yeri geldikçe bu noktaya temas edeceğiz.

Yahudiler, Hz. İbrahim ve ondan sonra gelen Hz. İshak ve Hz. Yakub’un on

iki oğlunun İsrailoğulları’nın ilk atası olduğu görüşündedir. Zira Yahudilerin

başlangıç noktası, Yahudileri Mısır’dan çıkaran, Sina yarımadasında Tanrı ile yeni

bir ahit/sözleşme yapıp On Emr’i alan Hz. Musa, yani “ulusal kurtarıcı” Yahudilikte

en önemli olay ve şahsiyettir. Yahudi dini Hz. Musa döneminde büyük ölçüde

şekillenmiş inanç, ibadet, ahlak ve hukukla ilgili kurallarla birlikte Hakimler, Krallık,

Birinci Mabet, Sürgün, İkinci Mabet ve Rabbinik dönemlerde siyasi-hukuki, felsefi

ve mistik bir boyut kazanan ve Ortaçağ Yahudi düşüncesi kanalıyla gelişip dini

sistem halini alan ve özellikle batı aydınlanmasından sonra kazandığı farklı

açılımlarla gelişimini sürdüren dinsel bir sistem olmuştur.79

Kısacası Hz. Musa için

Yahudiliğin teşkilatlandırıcısı olmuştur diyebiliriz. Çünkü adına Tevrat denilen ve

76

Adam, “Yahudilik”, s. 207. 77

Taner, a.g.t., s. 7. 78

Taner, a.g.t., s. 7. 79

Taner, a.g.t., s. 7; Aydın, a.g.t., s. 18.

Page 36: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

26

Yahudileri her daim yönetecek olan yasa ve Tanrısal buyrukları almıştır. Hz. Musa

ruhban sistemini düzenlemiş ve dini törenleri geliştirmiştir.80

Yahudileri diğer dinlerden ayıran bazı özellikler vardır. Yahudileri tek bir

dini sistem altında buluşturmanın yanı sıra aynı zamanda onlar için Tanrı özel bir

toprak parçası vadetmiştir ve Tanrı tarafından seçilmiş özel millet olduklarını

düşünüp kendilerini dünyanın en üstün milleti olarak görmüşlerdir. Bu anlayışa

seçilmişlik anlayışı denilip, vadedilmiş olan toprak parçası ise Filistin’dir.

Vadedilmiş toprak inancı Yahudiliği Hristiyanlıktan ve İslam’dan ayıran

özelliklerdendir.81

Bu durum Yahudilerin kutsal kitabında da geçmektedir. Bu

yüzden Yahudiler Tevrat’a dayanarak kendilerini seçilmiş millet olarak görürler.

Tanrı ile Yahudiler arasında bu ahit Kur’an’da da geçmektedir. Sâbuni’de Kur'an

ayetlerinde, Hz. Musa ve İsrailoğulları arasında Allah'ın İsrailoğullarına verdiği

nimetler, bu nimetlere karşı İsrailoğulları'nın verdikleri sözler ve onların sözlerinden

döndüklerini açıklamıştır.82

Tevrat'ta geçen ahitlere bakıldığında ilk ahidin Tanrı ile Hz. Nuh arasında

yapıldığı, bu ahidin Nuh'un ve Nuh'un bütün oğullarını, hatta bütün canlıları

ilgilendirdiği anlaşılmaktadır. Bu ahit tüm insanlığı hatta canlıları kapsayıcı nitelikte

olduğu için adeta genel bir ahittir. İkinci ahidin ise İbrahim ile yapıldığı

görülmektedir. Bu ahit İbrahim ile İsrailoğulları arasında yapılan ilk özel ahit’dir.

Nuh ile yapılan ve tüm canlıları kapsayan birinci ahit Tevrat 9. babında şöyle

anlatılır: “Tanrı, Nuh'u ve oğullarını kutsayarak, verimli olun çoğalın, yeryüzünü

doldurun. dedi. Yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümü sizden korkup ürkecek.

Yeryüzündeki bütün canlılar, denizdeki bütün balıkçılar sizin yönetiminize

verilmiştir. Bütün canlılar size yiyecek olacak. Yeşil bitkiler gibi, hepsini size

veriyorum. 'Yalnız kanlı et yemeyeceksiniz, çünkü kan canı içerir. Sizin de kanınız

dökülürse, hakkınızı kesinlikle arayacağım. Her hayvandan hesabını soracağım. Her

insandan kardeşinin canına kıyan herkesten hakkınızı arayacağım. Kim insan kanı

dökerse, kendi kanı da insan tarafından dökülecektir. Çünkü Tanrı insanı kendi

suretinde yarattı. Tanrı Nuh'a ve oğullarına şöyle dedi: Sizinle ve gelecek

80

Mehmet Taplamacıoğlu, Karşılaştırmalı Dinler Tarihi, Güneş Matbaacılık, Ankara, 1966, s. 173. 81

Adam, “Yahudilik”, s. 227 82

Sabuni, Safvetü’t Tefasir, c. II, s. 362

Page 37: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

27

kuşaklarınızla, sizinle bütün canlılar- kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, gemiden

çıkan bütün hayvanlarla anlaşmamı sürdürmek istiyorum. Sizinle anlaşmamı

sürdüreceğim: Bir daha tufanla bütün canlılar yok olmayacak.”83

Görüldüğü üzere

Tevrat'ın 9. babında sadece, canlı hayvandan et koparıp yememek ve katletmemek

yasaları yer alır. Hz. İbrahim ile yapılan ahitte ise Tevrat’ta Tanrı İbrahim'i büyük bir

millet yapacağını, onu kutsayıp bereketli kılacağını, soyunu göklerdeki yıldızların

sayısı kadar çoğaltacağını, Mısır Irmağı'ndan Fırat Irmağı'na kadar uzanan toprakları

onun soyuna bahşedeceğini haber verir.84

İkinci ahit İbrahim'in şahsında sadece

İsrailoğullarına yöneliktir. Bu da Yahudilikteki seçilmişlik kavramına ispat olarak

kabul edilebilir.

Yahudiliğin temel sembolü olan Süleyman Mabedi (Bet Ha-Mikdaş)

yıkılmadan önce Mabed’in bir odası Ahit sandığına ayrılmıştır. Yahudiliğin en

önemli sembolleri yedi kollu şamdan ve Davud Yıldızı dedikleri altı köşeli

yıldızdır.85

2.1.3. Sâfvetü’t Tefâsir’de Yahudiliğin İsimlendirilmesi

Ehl-i Kitap, İsrailoğulları ve Yahudi isimleri Kur’an’da Yahudileri ifade

etmek için kullanılır. Ehl-i Kitap tabiri Kur’an’da otuz bir kez geçmektedir. Buna

göre Kur’an dışında Allah katında, indirilen ve hükümleri ile amel edilmesi gereken

iki kutsal kitap vardır. Bu kitaplar Tevrat ve İncil’dir. Dolayısıyla Ehl-i Kitap tabiri

ile bu iki kitabın muhatapları olan Yahudiler ve Hıristiyanlar anlaşılmaktadır.86

Maide suresinin 59. ayetinde yüce Allah: “Ey kitab ehli! Yalnızca Allah'a, bize

indirilene ve daha önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz?

Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz.” buyurarak Ehl-i Kitap tabiriyle

Yahudiler ve Hristiyanlar kastedilmektedir. Allah'a indirilene ve daha önce

peygamberlere indirilenlere inandıklarından dolayı tek ayıp ve kusurun bu sebep mi

olduğu peygamberimiz tarafından sorulmuştur. 87

Nisa 153. ayetinde "Ehl-i kitap

senden, kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor." Bu âyetin Yahudi bilginleri

83

Tekvin, 9: 1-12. 84

Tekvin, 12:2-3; 15:1-21. 85

Tümer-Küçük, a.g.e., s.205; Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 239. 86

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 155. 87

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 117.

Page 38: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

28

hakkında olduğu Musa’nın Tevrat’ı toptan indirdiği gibi Hz. Muhammed’den de

böyle bir istekte bulundukları Sâbuni tarafından belirtilmiştir.88

Kur’an’da Yahudilerin isimlendirilmesinde İsrail kelimesi, Hz. Yakub’un

ismi olarak iki ayette geçmektedir.89

Sâbuni’yi göre İsrail kavramı; yabancı bir isim

olup, "Allah'ın kulu" demektir. Yakub (a.s.)'un ismidir. Yüce Allah bunu, "İsrail'in

kendisine haram kıldığı şeyler hariç mealindeki âyette açıkça ifade ettiğini söyler.

İsrailoğulları diyerek Yakub’un evlatlarını kasteder.90

Ayrıca Kur’an’da

İsrailoğullarına verdiği nimetleri hatırlatmak isteyen yüce Allah, “Ey İsrailoğulları!

Size verdiğim nimeti hatırlayın. Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki ben de size

vadettiklerimi vereyim. Yalnızca benden korkun.”91

buyurmuştur. Bu ayet Beni İsrail

ifadesinin kullanıldığı Kur’an’da ki ilk ayettir. Sâfvetü’t Tefâsir’e göre burada Hz.

Peygamber dönemi Yahudilerine hitap edilmekte ve Allah’ın İsrailoğullarına verdiği

nimetler hatırlatılmaktadır.92

Yahudiler için Kur’an’da kullanılan isimlerden bir tanesi de Ehlü’z-zikr’dir.

Kur’an-ı Kerim’de Enbiya 7. ayette: “Biz, senden önce de, elçi olarak ancak

kendilerine vahiy verdiğimiz erkekleri gönderdik. Eğer bilmiyorsanız bilenlerden

sorunuz.” denilmektedir. Buradaki ehlü’z-zikr kavramını; Tevrat ve İncil okuyarak

bilgi sahibi olan Kitap Ehl-i, yani Yahudiler ve Hıristiyanlar olarak açıklamıştır.93

Yehûd kelimesi, Kur’an-ı Kerim’de Yahudileri isimlendirmede kullanılan

başka bir terimdir. Sâbuni tefsirinde; “Hudnâ” kelimesinin, tevbe ettik anlamında

olup, bir kimse işlediği günahtan tövbe edip döndüğünde “hâde” denir. Bunun geniş

zaman kipinin Yehûdu" şeklinde olduğunu belirtir.94

“Hûd, hâid” kelimesinin çoğulu

olup "Yahudiler" demektir. Hâid; "Tevbe etmek" anlamına gelen fiilinden türemiş

88

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 46-47. 89

Ali İmran/93; Meryem/58. 90

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 90-91. 91

Bakara/40. 92

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 90-91. 93

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 69-70. 94

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 362-363.

Page 39: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

29

olup tevbe eden, günahından dönen demektir. Nitekim "Biz sana döndük”95

mealindeki ayette de bu anlamda kullanılmıştır.96

2.2. YAHUDİLERİN GEÇİRDİĞİ DÖNEMLER

Tamamen akrabalık bağları üzerine kurulan Yahudi zümresi günümüzde de

halen devam eden en eski milletlerdendir.97

M.Ö. 2000’den sonra ortaya çıktıkları

bilinmektedir.98

Yahudilerin kutsal kitabı olan Tevrat Yahudiliğin tarihiyle ilgili en

eski literatürdür. Bu kutsal kitap sadece dini konular değil aynı zamanda

İsrailoğulları’nın tarih sahnesine çıkışından beri yaşadıkları zaferler, sürgünler ve

yıkımlarla tekrar yeniden yurt ve din oluşturma çabaları hakkında da pek çok bilgiyi

içermektedir. Bundan dolayıdır ki, Tevrat, Kur'an gibi ilahi bir kitap olmaktan ziyade

İsrailoğulları’nın Yahve veya Yahova diye adlandırdıkları Tanrı ile ilişkilerini ve

tarihsel süreçte yaşadıkları olayları ve bu olayların üstesinden nasıl geldiklerini

anlatan kutsal bir eserdir.99

Bu olgusal hareketle Yahudiliğin tarihi hakkında Tevrat

eksenli olarak verilen bilgileri Sabuni’nin Tefsirindeki veriler açısından

değerlendirmeye çalışacağız.

2.2.1. Hz. İbrahim Zamanından Mısır’a Gittikleri Dönem

Tevrat, Yahudiliğin başlangıcını patriyark olarak isimlendirdiği kurucu

atalara bağlar. Bu şahsiyetler; İbrahim, oğlu İshak, İshak'ın oğlu Yakub ve Yakub'un

oğlu Yusuf”dur. Tevrat'ın ilk kitabı olan Tekvin'in büyük bir bölümü bu tarihsel

şahsiyetlerin hayat öyküsünü konu edinmektedir.100

Hz. İbrahim 3 ilahi dinin de merkezindedir. M.Ö XVIII. yy.’da yaşadığı

tahmin edilir.101

Yahudilikte İbrahim ilk Yahudi'dir; fakat Hıristiyanlar da O'nun

Hıristiyan olduğunu iddia ederler. Kur'an, onların bu iddialarına karşı çıkarak Hz.

İbrahim'in ne bir Yahudi ne de bir Hıristiyan olduğunu söyler. Ayet şöyledir:

95

A'raf sûresi/156. 96

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 158. 97

Hamidullah Muhammed, İslam Peygamberi, (Çev. M. Said Mutlu), İrfan Yayınları, İstanbul, 1972,

c. I, s. 392. 98

M. Eliade-Joan P. Couliano, Dinler Tarihi Sözlüğü, (Çev. Ali Erbaş), İnsan Yayınları, 1997, s. 285. 99

Mahmut Aydın, Anahatlarıyla Dinler Tarihine Giriş, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2018, s. 331. 100

Aydın, a.g.e., s. 331. 101

Aydın, a.g.t., s. 22.

Page 40: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

30

“İbrahim, ne Yahudi, ne de Hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir

Müslüman idi; müşriklerden de değildi.”102

Diyanet mealinde ise; Hz. İbrahim’in

hanif bir Müslüman olduğunu belirtmiştir.103

Bu sebeple Hanif kelimesinin kökeni ve

ne anlama geldiği hakkında bilgi vermek yararlı olacaktır. Batılı bilginler kelimenin

diğer dillerden Arapça’ya geçtiğini ve putperest ve benzeri manalara geldiğini iddia

etmektedirler. Örneğin bazı Batılı araştırmacılar, Hanif kelimesinin Süryanice

“hanpe” den Arapça’ya geçtiğini ve dinsiz, putperest anlamına geldiğini ifade

ederler. Yine bazı batılı araştırmacılar, Hanif kelimesinin İbranice “Hanef” den

gelmekte olduğunu ve dinsiz, murdar, adi gibi anlamlara geldiğini belirtmektedirler.

Oysa ki, Hanif tabiri tamamen Arap diline ve Kur’an-ı Kerim’e ait bir tabirdir. Bu

noktada en önemli delil, onun Arap gramerinde yabancı bir kelime olarak değil, cer

ve tenvin kabul eden bir kelime olarak kullanılmasıdır. Çünkü Arapça’da yabancı

dillerden Arapça’ya geçen kelimeler cer okunmaz ve tenvin kabul etmezler. Zaten

Hanif ifadesi, Yahudi ve Hıristiyan kaynaklarında geçen bir ifade olmayıp

müfessirler Hanif kelimesini batıl dinlerden ve puta tapıcılıktan tevhid akidesine

yönelmek, hakka dönmek anlamına geldiğini ifade etmektedirler. Hanif kelimesi,

Sabiî ve putperest kelimeleri ile karışabilmektedir. Bunun sebebi ise, bu inançlar aynı

bölgede yaşadığı içindir. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail, inançlarını Hicaz bölgesinde

putperestlik inancı varken yaymaya çalışmışlardır. Bundan dolayı Hz. İbrahim ve Hz.

İsmail’in ölümünden sonra Haniflik dininde tahrifat meydana gelmiş ve buralarda

yaşayan Sabiîler ve putperestler arasında gerçek Haniflik’in kaybolmaya başlaması

ile beraber, bir kısım putperestler, Sabiîler ve müşrikler kendilerine Hanif ismini

vermiş olabilirler. İslam öncesi dönemde Arap Yarımadasında Mekkeli Araplar

tarafından Hanif kelimesi bilinmektedir. O dönemde Hanif kelimesi ile “İbrahim’in

dini” kastedilmekteydi. En önemli gösterge olarak ise; Hz. Muhammed’e (s.a.v.) ilk

vahiy geldiğinde, Hz. Hatice’nin amcasının oğlu Varaka b. Nevfel’in

Peygamberimizin şüphelerini ortadan kaldıran sözleri, İslam öncesi dönemde bu

kelimenin Araplar tarafından bilinmesine delalettir.104

102

Al-i İmran /67. 103

Al-i İmran/67, https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-2/al-i-imran-suresi-3/ayet-

62/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1 (12.05.2019) 104

Şaban Kuzgun, İslam Kaynaklarına Göre Hz. İbrahim ve Haniflik, Se-da Yayınları, Kayseri, 1985,

s. 110-121.

Page 41: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

31

Yahudi geleneğine göre Yahudiler, ilk Yahudi’nin Hz. İbrahim olduğunu

dolayısı ile Hz. İbrahim’in İsrailoğulları’nın ilk atası olduğunu iddia etmektedirler.

Yahudi kutsal literatüründe gerek imanı gerekse Tanrıya bağlılık ve yakınlığı

açısından Yahudi ırkının veya inanmış bir Yahudi'nin ilk şahsiyeti kabul edilir. 105

Tevrat'a göre, Nuh'un soyundan gelen Hz. İbrahim'in büyük atası Eber, babası da

Terah'dır (İslam kaynaklarına göre Azer’dir106

). Tevrat'ta, “Tarah soyunun öyküsü:

Tarah Abram (İbrahim), Nahor ve Haran'ın babasıydı. Haran'ın Lut adlı bir oğlu

vardı. Haran, babası Tarah henüz sağken doğduğu ülkede, Kildaniler'in Ur kentinde

öldü. Avramla Nahor evlendiler. Avram’ın karısının adı Saray, Nahorininkinin adı

Milka’ydı. Milka Yiska’nın babası Haran’ın kızıydı. Saray kısırdı çocuğu olmuyordu.

Tarah, oğlu Abram'ı, Haran'ın oğlu olan torunu Lut'u ve Abram'ın karısı olan gelini

Saray'ı yanına aldı. Kenan ülkesine gitmek üzere Keldaniler'in Ur kentinden

ayrıldılar. Haran'a gidip oraya yerleştiler.”107

Daha sonra, Tanrı Hz. İbrahim'e

(Avram) Harran bölgesinden Kenan bölgesine göç etmesini emretmiştir. Bunun

üzerine o da karısı Saray'ı, kardeşinin oğlu Lut'u ve Harran'da kazandıklarını da

yanına alarak Ur şehrinden çıkarak Harran üzerinden Kenan diyarına gitmiştir. O

vakit orada Kenaniler bulunmaktaydı. Tanrı, Avram'a görünüp o ülkeyi onun

mülküne vereceğini bildirmiştir. Ülkede kuraklığın baş göstermesi üzerine Hz.

İbrahim Mısır'a gider. Bir süre orada kalan Hz. İbrahim, Mısır firavununun verdiği

hediyelerle zengin olarak tekrar Kenan'a dönmüştür.108

İbrahim ve yanındakiler, Mısır'dan böylece çıkarlar. Çok zengindirler artık.

Çobanları arasındaki tartışmadan sonra İbrahim'le Lut, birbirlerinden ayrılırlar. Lut

doğuya gider. İbrahim ise Kenan topraklarında kalır. Avram bulunduğu bölgede

hâkimiyetini kabul ettirir. Bu arada esir edilen kardeşi Lut’u kurtarır ve yanına

alır.109

Bu olaydan sonra Rab, Avram'a görünür, ona yardım edeceğinin haberini

verir. Avram, ondan zürriyet ister, Tanrı da ona zürriyetini vereceğinin müjdesini

105

Ali İhsan Yitik, ''Paylaşılmayan Ata: Hz. İbrahim'', Bütün Yönleriyle Yahudilik (Uluslararası

Sempozyum, 18-19 Şubat 2012), Ankara, 2012, s. 542. 106

En’am/74 107

Tekvin, 11: 27-31. 108

Tekvin: 12: 11-20., Baki Adam, “Yahudilik”, s. 207., Tümer-Küçük, a.g.e., s. 208, Aydın, a.g.e., s.

332. 109

Bkz. Tekvin 13-14. Bap.

Page 42: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

32

verir. Karısı Saray Avram'a çocuk verememişti. Saray'ın Hacer adında Mısır'lı bir

cariyesi vardı ve karısı Saray'ın teklifi üzerine cariyesi Hacerle evlenir ve ondan

İsmail doğar. Bu olay Kenan'da on yıl yaşadıktan sonra olmuştur. Hacer, İsmail’i

dünyaya getirdiğinde seksen altı yaşındadır.110

Hacer'in Hz. İbrahim'e bir oğul vermesi Saray'ın kıskançlığına yol açmış ve

bunun üzerine Tanrı, meleklerini misafir kılığında Hz. İbrahim'e göndererek Saray'ın

bir erkek çocuk doğuracağını müjdelemiştir.111

Doksan dokuz yaşına geldiğinde Rab Avram'a görünür ve onun zürriyetini

çoğaltacağını bildirir. Bunun üzerine Avram, yüz üstü düşer ve Tanrı onunla şöyle

konuşur: “Ben ise, işte ahdim seninledir ve birçok milletlerin babası olacaksın ve

artık adın Avram (yüce baba anlamında) çağırılmayacak, fakat adın İbrahim

(cumhurun babası anlamında) olacak; çünkü seni birçok milletin babası ettim. Ve

seni çok verimli kılacağım. Soyundan uluslar doğacak.”

İbrahim, Tanrı ile olan ahit gereği, kendisi doksan dokuz, İsmail de on üç

yaşında iken, aynı gün sünnet olurlar.112

Öte yandan Sara İshak'ı dünyaya getirir.

İshak dünyaya geldiğinde İbrahim 100 yaşındaydı. İbrahim, oğlu İshak'ı sekiz günlük

iken sünnet ettirir. Çocuk büyüyüp sütten kesildikten sonra İbrahim oğlu için bir

ziyafet verir. Bu sırada İsmail'in güldüğünü gören Sara, İbrahim'den onu ve Hacer’i

kovmasını ister. Bu durum İbrahim'i çok üzdü, çünkü İsmail de öz oğluydu. Ancak

Tanrı İbrahim'e, oğlu ve cariyesi için üzülmemesini istedi. Tanrı, İbrahim'e, Sara'nın

dediğini yapmasını, çünkü neslinin İshak ile süreceğini söyler. Bunu üzerine Hz.

İbrahim, Hacer ile oğlu İsmail'i Paran denilen yere götürüp bırakmıştır.113

Yahudi geleneğinde bu olay, Hz. İsmail'in Hz. İbrahim'in seçkin soyundan

çıkarılması olarak yorumlanır. Midraş türü Yahudi kaynaklarında ise daha da ileri

gidilerek Hz. İsmail hakkında uygunsuz anlatımlara yer verilir. Örneğin Hz. İsmail'in

Hz. İbrahim'in hayırsız oğlu olduğu belirtilmektedir. Yine Hz. İsmail, sünneti

dolayısıyla kusurlu bulunurken Hz. İshak doğumunun 8. gününde sünnet olmasından

110

Tekvin 16: 1-16. 111

Adam, “Yahudilik”, s. 208. 112

Tekvin, 17:24-27. 113

Tekvin, 21: 8-21.

Page 43: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

33

ötürü yüceltilmektedir. Yahudi kaynaklarında ve kültüründe bu sünnet olayı, Hz.

İshak'ın seçilmişliğinin işareti olarak görülür. Hz. İsmail'in on üç yaşında sünnet

olmasının, onun kendi suçu olmaması gerekir; çünkü sünnet Hz. İbrahim'e farz

kılındığında Hz. İsmail on üç yaşına gelmişti. Yine bu mantığa göre bakılırsa Hz.

İbrahim'in Tanrı'dan daha uzak olması gerekir çünkü Hz. İbrahim doksan dokuz

yaşında sünnet olmuştur.114

Hz. İbrahim'in yaşadığı en ağır imtihanı ve en önemli tecrübelerinden bir

tanesi kurban olayıdır. Tevrat'ta ve Kur'an'da anlatıldığına göre Allah, Hz.

İbrahim'den ihtiyarlık yaşlarında sahip olduğu oğlunu kendisi için kurban etmesini

emretmiştir. Bu oğlun İsmail mi, İshak mı olduğu tartışmalı mevzudur. Tevrat, bu

oğlun Hz. İshak olduğu görüşündedir: “Bir gün Tanrı, İbrahim'i denemek için ondan

biricik oğlu İshak'ı kurban etmesini ister. İbrahim emri yerine getirmek üzere bir

mezbaha yapıp bıçağı eline aldığında Rabb'ın Meleği göklerden ona seslenip çocuğu

boğazlamamasını, çünkü emri yerine getirdiğini bildirir. Bunun üzerine İbrahim,

gözlerini kaldırdığında, çalılıkta bir koçun hazır olduğunu görür ve onu kurban eder.

Bu olay üzerine Rab, ona sözünü yerine getirdiğinden dolayı, zürriyetinin

düşmanlarının kapısına hâkim olacağını ve zürriyetlerinden gelen bütün nimetlerin

mübarek kılınacağını bildirir.”115

Ayrıca Hz. İbrahim’in bu kararlılığına karşılık

Tanrı, neslinin çoğalacağını, neslinden gelen milletlerin mübarek kılınacağını ve

düşmanlara hâkim olacaklarını müjdelemiştir.116

Kurban konusundaki tartışmayı Kur'an açısından incelediğimizde, Kur'an'da

kurban edilecek çocuğunun isminden söz edilmez. Ama müfessirlerin kanaatine göre

bu, İsmail'dir. Zira olay göçten hemen sonra olmuştur ki, o dönemde İsmail vardı.

Ayrıca İslam’a göre olay Mekke'de geçmiştir. Mekke'ye gelen de İsmail'dir.117

Gerçekten de Kur'an herhangi bir isim belirtmemekle beraber, Saffat suresi 100-112.

ayetlerdeki anlatımın siyak ve sibakından bunun Hz. İsmail olduğu anlaşılmaktadır.

Zira Hz. İbrahim, kurban imtihanından başarıyla geçtikten sonra ödül olarak Hz.

İshak'la müjdelenmiş ve İbrani dini geleneği bakımından da bu doğrudur. Çünkü

114

Adam, “Yahudilik”, s. 208-209. 115

Tekvin, 22:1-20. 116

Fuat Aydın, Genel Hatlarıyla Yahudilik, İstanbul, y.y., 2004,s. 17. 117

http://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-tefsir-1/saffat-suresi-37/ayet-103/diyanet-isleri-

baskanligi-meali-1 (12.05.2019)

Page 44: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

34

İbrani geleneğine ve Tevrat'a göre her şeyin ilki Tanrı'nın hakkıdır. Tevrat’ta, Hz.

İbrahim'in ilk oğlunun Hz. İsmail olduğu söylenir. Buna göre Hz. İbrahim'in (a.s.)

kurban imtihanıyla denendiği oğlunun Hz. İsmail olması gerekmektedir. Fakat daha

sonraki Yahudi yorumları, Hz. İsmail'i Hz. İbrahim'in seçkin soyundan çıkarmak

için, onun cariyeden doğma olduğunu ileri sürerek Hz. İshak'ı ilk oğul olarak

göstermiştir.118

Hz. Adem’den bu yana hep ilk doğan çocukların Rabb’e adanması söz

konusu olmuştur. Tüm bu gerçeklere rağmen Yahudiler, Hz. İshak’ın kurban edilmek

istendiği konusunda ısrarcıdırlar. Hz. İsmail Arapların, Hz. İshak ise Yahudilerin

atasıdır. Dolayısıyla Yahudiler kendi atalarını ön plana çıkarmak istedikleri için bu

konuda Hz. İshak’ın kurban edilmek istendiğini söylemiş olma ihtimali yüksektir.119

Yine yukarıda belirttiğimiz gibi Tevrat'ta kurbanın koç olduğu ifade edilirken,

Kur'an'da herhangi bir hayvan ismi belirtilmemiştir. Sadece büyük bir kurbanlık

ifadesi geçmektedir. Kurban meselesinin anlatıldığı Saffat Suresi 107. ayette: “Ve

Ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.” denmektedir. Yani, İbrahim'e oğlunun yerine

kesilmek için büyük kurbanlık kurtuluş fidyesi de verdik. Sâbuni bu konudaki

görüşünü şu şekilde belirtir. “Oğlunun yerine fidye olarak ona cennetten, büyük bir

koç gönderdik. İbn Abbas şöyle der: "O, cennette kırk sene otlatılmış büyük bir koç

idi."“120

Tevrat'a göre İbrahim, yüz yetmiş beş yaşında iken vefat eder. Oğulları İshak

ve İsmail ise onu Makpela mağarasına gömerler. Daha sonra Sara da aynı mağaraya

gömülür. Tanrı İbrahim'in ölümünden sonra oğlu İshak'ı mübarek kılar.121

İshak'ın

karısı kısır olduğu için Allah'a yalvarır. Esav ve Yakub adlı ikiz oğlu olur.122

Bir gün

ülkesindeki kıtlık sebebiyle İshak, Filist kralı Avimelek'in ülkesi Gerara'ya gider.

Orada karısının güzelliğinden ötürü karısını kız kardeşi olarak tanıtır. Durumu

anlayan Avimelek, niçin böyle yaptığını sorduğunda karısının elinden alınıp

kendisine zarar gelme korkusundan böyle yaptığını söyler. Avimelek, bunun üzerine

118

Adam,”Yahudilik”.,s. 209. 119

Ahmet Güç, Çeşitli Dinlerde ve İslam’da Kurban, Düşünce Kitabevi Yayınları,İstanbul, 2003, s.

150-160. 120

Sâbuni; a.g.e., c. V, s. 259. 121

Tekvin, 25:7-11. 122

Tekvin, 25:24-26.

Page 45: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

35

onları korur. Bolluk sahibi olurlar. Ancak Filistiler, onları kıskanıp ülkelerinden

kovarlar.123

Esav ve Yakub birbirleriyle hiç anlaşamazlar. Anlaşamamalarında en büyük

neden ilk oğul olmak ile ilgilidir. O zamanlar ilk oğul olmak, babanın otoritesini ve

malının büyük kısmını almak demektir. Hz. İshak, yaşlanıp gözleri kör olunca, ilk

evlat olan Esav’a bereket duası etmek ister, ancak Yakub, annesi ile birlikte babasına

bir hile yaparlar ve Esav’ın bereket duasını alır. Böylece ilk oğulluğun ayrıcalıklarını

da elde etmiş olur. Tanrı Hz. Yakub’un ilk oğul olmasını kabul eder ve onu mübarek

kılar. Böylelikle Hz. Yakub, büyük bir neslin atası olur.124

Esav, bunu öğrendiğinde

çok kızar ve onu öldüreceğini dile getirir. Esav’ın intikamından korkan Yakub dayısı

Laban’ın yanına, Haran'a gitmek üzere yola çıkar. Gecelediği yerde bir rüya görür.

Rüyasında yerden göğe kadar yükselen bir merdiven vardır. Tanrı'nın melekleri bu

merdivenden çıkıp inmektedir. Başı göklere erişmiştir. Rab, ona derki: “Baban

İbrahim'in Allah'ı ve İshak'ın Allah'ı Rab benim; üzerinde yatmakta olduğun diyarı

sana ve senin zürriyetine vereceğim; senin zürriyetin yerin tozu gibi olacak, garba ve

şarka, şimale ve cenuba yayılacaksın; ve yerin bütün kabileleri sende ve zürriyetinde

mübarek kılınacaktır.”125

Yakub orada dayısının iki kızı ile evlenir. Yakub’un iki kızı ve cariyesinden

on iki erkek evladı olur. İsrailoğullarının on iki kabilesinin kökeni Yakub’un on iki

oğluna dayanır.126

Lea'dan Ruben, Simeon, Levi (ki neslinden Hz. Musa gelmiştir.),

Yehuda (bunun isminden de Yahudi kelimesi türemiştir.), İssakar, Zebulun,

Rahel'den Yusuf ve Benyamin; Zilpa'dan Gâd, Aşer; Bilha'dan Dân, Naftâlî dünyaya

gelmiştir. Evlatlarını da alıp babasının yanına Kenan'a döner.127

Tevrat'ın anlatımına göre Hz. Yakub, Harran'dan Kenan'a dönüş yolunda

önemli bir tecrübe yaşar ve bu tecrübe sonunda İsrail adını alır. Onun soyu bu

olaydan sonra atalarının adıyla anılmaya başlar. Onlara kimi zaman İsrail, kimi

123

Tekvin, 26:1-17. 124

Adam, “Yahudilik”, s. 209. 125

Tekvin, 28:13-15. 126

Adam, “Yahudilik”, s. 209-210. 127

Tekvin, 30: 6-24.

Page 46: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

36

zaman da İsrailoğulları denilir. 128 Hz. Yakub'a İsrail adının verilişi Tevrat'ta şöyle

anlatılır: “Yakub o gece kalktı; iki karısını, iki cariyesini, on bir oğlunu yanına alıp

Yabbuk Irmağı'nın sığ yerinden karşıya geçti. Onları geçirdikten sonra sahip olduğu

her şeyi de karşıya geçirdi. Böylece Yakub arkada yalnız kaldı. Bir adam gün

ağarıncaya kadar onunla güreşti. Yakub'u yenemeyeceğini anlayınca, onun uyluk

kemiğinin başına çarptı. Öyle ki, güreşirken Yakub'un uyluk kemiği çıktı. Adam,

'Bırak beni, gün ağarıyor.' dedi. Yakub, 'Beni kutsamadıkça seni bırakmam' diye

yanıtladı. Adam, 'Adın ne?' diye sordu. O, 'Yakub' dedi. Adam, 'Artık sana Yakub

değil, İsrail (Tanrı'yla güreşen) denecek' dedi, 'Çünkü Tanrı'yla, insanlarla güreşip

yendin. Yakub, 'Lütfen adını söyler misin?' diye sordu. Adam, 'Neden adımı

soruyorsun?' dedi. Sonra Yakub'u kutsadı. Yakub, 'Tanrı'yla yüz yüze görüştüm, ama

canım bağışlandı.' diyerek oraya Peniel (Tanrı'nın yüzü) adını verdi. Yakub,

Peniel'den ayrılırken güneş doğdu. Uyluğundan ötürü aksıyordu. Bu nedenle

İsrailliler bugün bile uyluk kemiğinin üzerindeki sinir yemezler. Çünkü Yakub'un

uyluk kemiği'nin başındaki sinire çarpılmıştı.”129

Yakub oğulları arasında en fazla Yusuf'u sever. Kardeşleri bundan dolayı ona

karşı içten içe hasetlik beslerler. Yusuf bir rüyasında Güneş, Ay ve on bir yıldızın

kendisine secde ettiğini görür. Bu rüyayı babası ve kardeşlerine anlattığında babası

onu azarlayıp “Gerçek, ben ve anan ve kardeşlerin yere kadar eğilmek için mi sana

geleceğiz?” der. Kardeşleri onu kıskanır, babası da bu sözü yüreğinde tutar.130

Kıskanan kardeşleri Hz. Yusuf’u ortadan kaldırmak için bir plan

yapmışlardır. Ancak Hz. Yakub’un en büyük çocuğu Yahuza vicdanının sesini

bastıramamış ve onun öldürülmesi yerine bir kuyuya atılmasını tavsiye etmiştir.131

Bir gün kardeşleri Yusuf’un elbiselerini çıkararak bir kuyuya atarlar. Mal götüren

ticaret kervanı onu kuyudan çıkarır ve Mısır komutanı Potifar’a satar. Daha sonra

Yusuf, Tanrı’nın yardımı ile firavunun sarayında maliye nazırı olur. Hz. İbrahim

zamanında olduğu gibi yine Kenan’da kıtlık dönemi başlar. Mısır’da erzak

bulunduğunu duyan Hz. Yakub, oğullarını Mısır’a gönderir. Mısır’da Yusuf ile

128

Adam, “Yahudilik”, s. 210. 129

Tekvin, 32: 22-32. 130

Tekvin, 37: 3-34;Tümer-Küçük,a.g.e., s. 210. 131

Sâbuni; a.g.e., c. III, s. 145.

Page 47: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

37

karşılaşır ve Yusuf babasının Mısır’a gelmesi için haber gönderir. Bunun üzerine

İsrailoğulları Mısır’a yerleşir. Hz. Yusuf’un ölümünden sonra Mısır’da durumlar

değişir. Tahta oturan yeni firavun, İsrailoğullarını köleleştirir ve dört yüz sene

Mısır’da köle hayatı yaşarlar.132

Yusuf’un Mısır’a gelişi MÖ 1788-1580 yıllarına

tekabül eder.133

Gerçekten de Tevrat Yahudi milletinin tarihine dair olayları detaylı

olarak ele almaktadır.134

Tevrat'ta anlatılan olayların Kur'an'da da anlatıldığını görmekteyiz. Zira,

Kur'an başından sonuna kadar gözden geçirildiği zaman, Tevrat’ta bahsedilen birçok

tarihi olay ve geçmiş kavimlerin halleri ve hayatlarına dair haberlerin bulunduğunu

görebiliriz.135

Kur'an, Tevrat'a paralel olarak Hz. İbrahim'i başlangıç noktası yapar.

Ancak Tevrat'tan ayrıldığı önemli bir nokta vardır. O'nu yalnız Yahudi tarihinin

değil, Tevhid’in temsilcisi olarak sunmaktadır.136

Bu yüzden İslam geleneği İslam'ın

temelini teşkil eden tek tanrı fikrinin merkezine Hz. İbrahim'i yerleştirmiştir ve Hz.

İbrahim, Müslümanların peygamberi olan Hz. Muhammed'in (s.a.v.) öncüsü olarak

gösterilmiştir.137

Buradan hareketle Al-İmran Suresinin 65. ayetinde; “Ey Ehl-i kitap!

İbrahim hakkında niçin çekişirsiniz? Halbuki Tevrat ve İncil kesinlikle ondan sonra

indirildi. Siz hiç düşünmez misiniz?” ayetini Sâbuni şu şekilde açıklamıştır:”Ey

Yahudi ve Hıristiyan topluluğu! Niçin İbrahim hakkında tartışıyor, cedelleşiyor ve

O'nun sizin dininiz üzerine olduğunu iddia ediyorsunuz? Hâlbuki Tevrat’da, İncil de

ondan sonra indirildi. Yani Yahudilik de, Hıristiyanlık da ondan birçok asır sonra

meydana çıkmıştır. Bu durumda o, nasıl bu dinlere mensup olur? Sözünüzün batıl

olduğuna aklınız ermiyor mu? İbrahim (a.s.) ile Musa (a.s.) arasında bin sene, Musa

(a.s.) ile îsâ (a.s.) arasında ise iki bin sene vardır. Aklı olan nasıl böyle bir iddiada

bulunur? Bu soru, kınamak içindir.”138

denilmiştir.

132

Adam, “Yahudilik”, s. 210-211; Tekvin, 42: 1-8.;Tekvin, 46. Bap. 133

Atilla Buğdaycı, “Kuran–ı Kerim’e Göre Üç Semavi Din (Yahudilik–Hristiyanlık–

İslamiyet)”,(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Kayseri, 2007, s. 32. 134

Maurıce Bucaille, Müsbet İlim Yönünden Tevrat, İnciller ve Kur'an, (Çev. Suat Yıldırım), Işık

Yayınları, Ankara, 2005, s. 41. 135

Belâzuri, Fütûhul Buldan, (Çev. Zakir Kadri Ugan), Maarif Basımevi, İstanbul, 1955, c. 2., s. 404. 136

Detaylı bilgi için bkz. Bakara, 124; Al-i İmran, 33; Nisa, 125. 137

Khalıl Athamına, ''İslam Bakış Açısından Hz. İbrahim: İslam Öncesi Arabistan'da Monoteizmin

Gelişimi Üzerine'' (Çev. Ali Osman Kurt), Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

(A.Ü.İ.F.D.), S.1, Ankara, 2006, s. 197-198. 138

Sabuni;a.g.e.,c. I, s. 390.

Page 48: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

38

Kur'an, Hz. İbrahim'in Harran'dan Kenan'a;139

Yakub ve oğullarının ise

Mısır'a göç etmesinden bahsetmektedir.140

Kur'an'a göre, Hz. İbrahim Allah

tarafından ateşten kurtarıldı ve bereketli ülkeye ulaştırıldı. Müfessirlere göre bu

bereketli ülke Filistin, Tevrat'taki söylenişiyle Kenan'dır. Kenan ülkesinde Hz.

İbrahim'in ikinci oğlu İshak dünyaya gelir.

2.2.2. Mısır'dan Çıkış ve Krallığın Kurulmasına Kadar Geçen Dönem

Hz. Yusuf'un vefatından sonra yeni Firavun, İsrailoğullarını Pitom ve Ramses

kentinin inşasında işçi olarak kullanır.141

Mısırda dört asırdan fazla kalan

İsrailoğulları Hiksos döneminin kapanmasından ve arkasından Firavun döneminin

başlamasıyla zor günler geçirmeye başladılar. Eski Mısır dilinde “büyük ev”

anlamındaki per'ao kelimesinden gelen fir'avn/firavun kelimesi İbranice veya

Süryanice’den Arapça’ya geçmiştir. Firavun kelimesi milattan önce kral anlamında

kullanılmıştır. Firavun hem kral hem de tanrının oğlu sayılıyordu.142

Mısır'ın yeni

yönetiminin İsrailoğulları’nın sayıca çoğalmasını kendilerine karşı bir tehdit olarak

algılamasıyla143

İsrailoğulları, Mısır'da kaldıkları dört yüz otuz yılın144

üç yüz yılını

baskı ve zulüm altında geçirmişlerdir.

Bu dönem Hz. Musa ile başlamıştır ve İsrailoğullarını baskı ve zulümden

kurtarıp “Arzı Mev'ud” yani kendilerine vaadolunmuş topraklar olan Filistin'e

döndüren (Musa) Moşe’dir. (Tah. M.Ö. 1250).145

Her ne kadar İbrahim’in,

İsrailoğulları’nın ilk atası olmasından ötürü Yahudiliğin kökeninin ona dayandığı

iddia edilse de günümüz Yahudiliğinin en önemli yapı taşı ve en önemli figürü “milli

kurtarıcı”, “dini reformcu” ve “yasa koyucusu” olarak bilinen Musa'dır.146

Bu yüzden

Hz. Musa'nın Yahudilik tarihinde ayrı bir yeri ve kıymeti vardır. Bu önemden dolayı

burada Musa hakkında hem Tevrat’ta hem de Kur'an'da verilen bilgiyi karşılaştırmalı

139

Enbiya / 71. 140

Yusuf/ 99. 141

Aydın, 2004, s. 17. 142

Buğdaycı, a.g.m., s. 32. 143

Çıkış, 1:8. 144

Çıkış, 14: 40. 145

Tümer-Küçük, a.g.e, s. 211. 146

Aydın, a.g.e., s. 335.

Page 49: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

39

olarak gösterip daha sonra Müfessir Sâbuni’nin tefsirindeki değerlendirmelerini

vermeyi uygun görüyoruz.

2.2.2.1. Tevrat’ta Hz. Musa ve On Emir

Tevrat’ın Çıkış kitabına göre, Yahudiler Mısır’da Yusuf’un vefatından sonra

çoğalmaya başladı. Firavun Yusuf'un yaptığı hizmetleri ve güzellikleri unuttu ve

Yahudilerin çoğalmasından endişelenmeye başlandı. O ilerde ülkelerine yönelecek

bir saldırıda onların düşmanla birlikte olma korkusuyla, onlara eziyet etmeye başladı.

Bu arada Firavun her doğan erkek çocuğun öldürülmesini emretti. Çünkü

İsrailoğulları’nın çoğalmasından korktu. Musa, böyle bir dönemde dünyaya geldi.

Annesi onu yaklaşık üç ay kadar ancak saklayabildi. Sonra onu ziftle sıvanmış bir

sepete koyup ırmağa bıraktı. Nil kıyısındaki sazlıklara bıraktığı sepetin akıbetini kız

kardeşi Meryem takip ediyordu. Nil'de yıkanan Firavun’un kızı, Musa’yı ırmakta

buldu, bir İbrani çocuğu olduğunu anlayıp ona acıdı.147

Meryem, gelip çocuğu

emzirmesi için bir İbrani kadını getirebileceğini söyledi. Firavun’ un kızı bunu kabul

edince gidip Musa’nın öz annesini getirdi. Çocuk ona teslim edildi ve çocuğa

sulardan çekilmiş anlamına gelen “Moşe” (Musa) adı verildi.148

Musa firavunun sarayında büyürken iki olay hem onun hayatının hem de

İsrailoğullarının dönüm noktası oldu.149

Çıkış Kitabının anlatımına göre, Musa

gençlik yıllarında Yahudilerin yanına gider ve onların şikâyetlerini dinlerdi. Bir

keresinde, Mısırlılardan bir adamın bir İbrani’yi dövdüğünü görür ve adamı korumak

için yanlışlıkla attığı tokat sonucu Mısırlıyı öldürür. Olayın duyulması üzerine, Musa

Midyan'a kaçar. Orada Midyan kâhinin sürülerini otlatır ve kızı Tsippora ile

evlenir.150

Kâhinin sürüsünü otlatırken Tanrı'nın Meleği Horeb bir çalı ortasında, ateş

alevinde, ona göründü. Yanan çalının ateşi, bir türlü sönmek bilmiyordu. Bunu

merak edip geri dönen Musa’yı Rab görünce çalının içinden şöyle dedi: “...Ben

babanın Tanrısı, İbrahim'in İshak'ın Tanrısı ve Yakub'un Tanrısıyım.” Musa yüzünü

gizler, çünkü Tanrı'ya bakmaya korkuyordu ve Rab dedi: “Halkımın Mısır'da

147

Tora ve Aftara, Şemot II. Kitap, (Çev. Moşe Farsi-Diana Yani-Selin Sağla vd.), İstanbul, y.y.,

2009, 2: 1-7. 148

Çıkış, 1:8-22; 2:1-10. 149

Aydın, a.g.e., s. 335. 150

Çıkış, 2: 11-17.

Page 50: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

40

gördüğü sıkıntıyı yakından gördüm... Onların feryatlarını duydum; çünkü onların

acılarını bilirim... Şimdi gel ve benim kavmimi, İsrailoğullarını Mısır'dan çıkarmak

için seni Firavun'a göndereyim.”151

Böylece Musa, Yahudileri Mısır'dan çıkarmak ve kurtarmakla görevlendirildi.

Kardeşi Harun da ona yardımcı oldu ve bu görevi yerine getirmek üzere Musa,

Mısır'a geri döndü. O, İsrailoğullarını Mısır'dan çıkarıp Kenan diyarına (Filistin)

götürmek istediğini, bunun Allah'ın emri olduğunu dile getirince Firavun, “Allah

kimdir ki ben ona itaat edeyim” diyerek onları köle gibi çalıştırıp Filistin’e

göndermemek için Musa’yı saraydan kovar. İkisi arasında mücadele şiddetlenir. İş,

mucize göstermeye kadar gidince Firavun bütün sihirbazları topladı. Onlar da bütün

meziyetlerini ortaya koydular. Musa’nın asası kocaman bir yılan olup onların bütün

yılanlarını yuttu. Bütün bunlara rağmen Firavun, İsrailoğulları’nın Mısır'dan

çıkmasına müsaade etmedi. Bunun üzerine Rab Yahve, Mısırlılara ceza vereceğini,

insandan hayvana kadar bütün ilk doğanları öldüreceğini bildirdi. Allah, Musa

aracılığıyla Mısır topraklarına felaket verdi. Firavun, bu işlerin gerçekleştiğini

görünce, İsrailoğulları’nın Mısır'dan çıkmasına izin verdi ve İsrailoğulları Kızıl

Deniz'e doğru yola çıktı. Zira Firavun, verdiği karardan pişman olup onların peşine

düştü. Kızıldeniz'e gelince Musa, elini denize uzattı, sular yarıldı, İsrailoğulları geçti;

sonra tekrar Musa elini uzattı, sular eski haline döndü ve Firavun ile ordusu

boğuldu.152

Yahudi geleneğinde “Çıkış” olarak adlandırılan bu hadise,

İsrailoğulları’nın 400 yılı aşkın yaşamlarının sonunu ve Tanrı Yahve ile yeni bir

ilişki içine girmelerini temsil etmektedir.153

Bu olayların II. Ramses zamanında

olduğu söylense de, II. Ramses’in ölümünden sonra Minfitan zamanında olması

ihtimali daha yüksektir. Tarihçilere göre Mısır’dan çıkış MÖ. 1330-1215 yılları

arasında gerçekleşmiştir.154

İsrailoğulları, Mısır'dan çıkışlarının üçüncü ayında Sina Çölü'ne vardılar.

Orada Allah, Sina Dağı'ndan Musa'yı çağırarak, onlara verdiği nimetler karşılığında,

İsrailoğullarından iyi bir kavim olma sözünü almak üzere, onu görevlendirdiğinin

151

Çıkış, 3:1-113. 152

Çıkış, 7:9-12; 12:12-14; 14:21-31. 153

Aydın, a.g.e., s. 337. 154

Taner, a.g.t., s. 21.

Page 51: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

41

haberini verdi. Musa emri yerine getirdi, sözü aldı ve Rabbe bildirdi. Üçüncü gün,

Tanrı, Sina Dağın tepesine, ateş içinde indi, Musa’yı çağırdı ve ona On Emri verdi.155

Hz. Musa'ya Sina Dağı'nda vahyedilen On Emir, Tevrat'ın Çıkış 20: 1-17 ve

Tesniye 7: 6-21 olmak üzere iki ayrı bölümünde geçer. On Emir:

1. Seni Mısır diyarından, esaret evinden çıkaran Tanrın Rab benim.

2. Benden başka Tanrın olmayacak. Boşlukta, yerin üstünde veya altında,

denizlerin derinliklerinde mevcut olan varlıkların resimlerini

yapmayacak, onlara hiçbir surette tapmayacaksın.

3. Tanrın Rabbin adını boş yere ağzına almayacaksın.

4. Cumartesi Gününü daima hatırlayıp onu kutsal bileceksin. Haftanın altı

gününde çalışacak, yedinci gün istirahat edeceksin. Cumartesi günü,

Tanrı Rabbine tahsis edilmiş genel dinlenme günüdür. O gün, ne sen, ne

oğlun, ne kızın, ne uşağın, ne de hayvanların kısaca hiçbiriniz

çalışmayacak.

5. Anne ve babana hürmet edeceksin.

6. Adam öldürmeyeceksin.

7. Zina yapmayacaksın.

8. Çalmayacaksın.

9. Komşuna karşı yalancı şahitlik yapmayacaksın.

10. Komşunun evine tamah etmeyeceksin; komşunun eşine, kölesine,

cariyesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin.

Yahudi din bilimci arasında; On Emir'in Tanrı ile İsrailoğulları kavmi

arasındaki anlaşma olduğu konusunda tam bir görüş birliği bulunmakta ve On

Emir'in Tanrı katından ve doğrudan kavme verildiği konusunda uzlaşmaktadırlar.156

On Emir, Yahudi inancına göre Hz. Musa'nın dininin temel ilkeleridir. Bunlardan ilk

155

Çıkış, 19. Bab. 156

Yusuf Altıntaş, Yahudilikte Kavram ve Değerler, Gözlem Yayınevi, İstanbul, 2001, s. 159.

Page 52: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

42

dördü insanın Tanrıyla olan ilişkisini belirtmektedir. Diğer altısı ise insanın

çevresiyle olan ilişkisini belirlemektedir.157

Kur'an’da En’am Suresi 151-152 ile İsra

Suresi 22-39 ayetlerinde “On iki Emir” şeklinde yer alan bu emirler Hz. Musa, Sina

Dağı'ndan indiğinde iki taş tablet (levha) üzerinde yazılı olarak bu emirleri

getirmiştir.158

Hz. Musa, On Emiri aldıktan sonra kavminin yanına geri döndüğünde onları

altından bir buzağı heykeline taparken bulur. Yahudi kaynaklarına göre buzağı

heykelini yapan Hz. Harun’dur.159

Ayrıca Tanrı’nın emrine rağmen yurt edinecekleri

bölgedeki halkla savaşmaktan da yüz çevirirerek Tanrıya isyan ederler.160

İsrailoğulları, Sina’da gerçekleşen vahiyden sonra Hz. Musa’ya karşı

başkaldıran tavırları yüzünden kırk yıl çölde şaşkın şaşkın dolaşırlar. Hz. Musa bu

çöl ve göçebe hayatı içinde 120 yaşında Nebo dağında vefat eder. Mezarının yerinin,

cesedi Allah tarafından gömüldüğü için bilinmediği belirtilmektedir.161

Musa’nın liderliğinde Mısır'daki esaretten kurtarılıp Sina'da Tanrı'yla

ahitleşmek suretiyle O'ndan bir takım emir almaları, İsrailoğulları tarihinde

İbrahim'le yapılan ahitten sonraki ikinci dönüm noktasıdır. Bu ikinci ahitleşme ile

İsrailoğullarına Tanrı “öz kavmi” olma ve ataları İbrahim'e vaad edildiği üzere

Kenan topraklarını elde ederek burayı yurt edinme ayrıcalığını bahşetmiştir.

Mısır'dan çıkış ve Sina'da Tanrı ile ahitleşme olaylarına ilaveten İsrailoğulları’nın

çölde geçirdikleri kırk yıl Tevrat'ın “Çıkış”la başlayıp “Tesniye” ile biten dört

kitabının temel konusunu oluşturmaktadır.162

2.2.2.2. Kur’an’da ve Sâbuni Tefsirinde On Emir

Kur'an'da Musa kıssası diğer kıssalardan daha çok tekrar edilmiştir.163

Dolayısıyla Kur’an, Musa peygambere ve İsrailoğulları kıssasına geniş yer vermiştir.

157

Adam, “Yahudilik”, s. 212. 158

Tümer-Küçük, a.g.e., s. 218. 159

Şemot: 32/2-4. 160

Aydın, a.g.e., s. 338. 161

Tora ve Aftara, Devarim V. Kitap, (Çev. Moşe Farsi-Diana Yani-Selin Sağla vd.), İstanbul , y.y.

2009, 34:6. 162

Aydın, a.g.e., s. 338. 163

Aydın, a.g.t., s. 35.

Page 53: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

43

Yahudilerin geçirdiği dönemleri anlatırken Hz. Musa’nın yaklaşık olarak M.Ö. XIII.

yy.’da yaşadığı düşünülmektedir.164

Hz. Musa, Kur’an'a göre İsrailoğulları

içerisinden gönderilmiş olan bir peygamberdir. Tevrat'ta Torah'ın Çıkış bölümü

Musa'nın hayatını ele alır. Burada anlatılan olaylar çoğunlukla Kur'an'la paralellik

gösterir; ancak bazı konularda farklılıklar da vardır.165

Kur'an Hz. Musa'nın kıssasını özellikle Bakara, A'raf, Tâhâ ve Kasas

surelerinde olmak üzere ayrıntılarıyla anlatmaktadır. Kur’an başlangıcından itibaren

Musa ve kıssasını şöyle anlatır: “Hatırlayın ki, sizi, Firavun taraftarlarından

kurtardık. Çünkü onlar size azabın en kötüsünü reva görüyorlar, yeni doğan erkek

çocuklarınızı kesiyorlar, kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Size reva görülenlerde

Rabbinizden büyük bir imtihan vardı. Bir zamanlar biz sizin için denizi yardık, sizi

kurtardık, Firavun'un taraftarlarını da siz bakıp dururken denizde boğduk. Firavun,

Mısır toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir

zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ

bırakıyordu. Çünkü o, bozgunculardandı.”166

Musa'nın anasına, "Onu emzir,

kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize bırakıver, hiç korkup

kaygılanma, çünkü biz onu tekrar sana geri vereceğiz ve onu peygamberlerden biri

yapacağız" diye bildirdik. Nihayet Firavun ailesi O'nu yitik çocuk olarak aldı. O,

sonunda kendileri için bir düşman ve bir tasa kaynağı olacaktır. Şüphesiz Firavun ile

askerleri yanlış yolda idiler. Firavunun karısı, "Benim ve senin için göz aydınlığıdır!

Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz" dedi. Halbuki

onlar işin sonunu sezemiyorlardı. Musa'nın anasının korkudan aklı başından gide

yazdı. Eğer biz, inananlardan olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık,

neredeyse işi meydana çıkaracaktı. Annesi Musa'nın ablasına, "Onun izini takip et"

dedi. O da, onlar farkına varmadan uzaktan kardeşini gözetledi. Biz daha önceden

onun, süt analarını kabulüne müsaade etmedik. Bunun üzerine ablası, "Size, onun

bakımını namınıza üstlenecek, hem de ona iyi davranacak bir aile göstereyim mi?"

dedi. Böylelikle biz onu, anasına, gözü aydın olsun, gam çekmesin ve Allah'ın

164

Yahudilerin geçirdiği dönemlerden tezimizde bahsederken Yahudiliğin M.Ö. 2000’den sonra

ortaya çıktığını belirtmiştik. Şinasi Gündüz ise Hz. Musa’nın yaklaşık olarak M.Ö. XIII. yy.’da

yaşadığını söylemiştir. Bu konuda farklı görüşler olduğunu tarihlerin kesin bilgi olmadığını

görmekteyiz. 165

Gündüz, a.g.e., s. 270. 166

Bakara/49-50; Kasas/4.

Page 54: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

44

vâ'dinin gerçek olduğunu bilsin diye geri verdik. Fakat yine de pek çoğu bilmezler.

Mûsâ yiğitlik çağına erip olgunlaşınca, biz ona hikmet ve ilim verdik. İşte güzel

davrananları biz böylece mükâfatlandırırız. 167

Sâbuni’ye göre; İsrailoğullarından erkeklerin öldürülmesinin sebebi şudur;

“Firavun bir gün şöyle bir rüya görür: Beyt-i Mukaddes tarafından bir ateş çıkar ve

Mısır'ı kuşatır. Mısır'daki bütün kıbtîleri yakar. Fakat İsrailoğullarına dokunmaz.

Bu rüya onu korkutur ve rüyayı kâhinlere sorar. Onlar da: "İsrailoğullarından bir

çocuk doğacak, bu çocuk senin helakine ve mülkünün elinden gitmesine sebep

olacaktır." şeklinde yorumlarlar. Bunun üzerine Firavun, İsrail oğullarımda doğacak

her erkek çocuğun öldürülmesini emreder. Kuşeyrî der ki: Kim, Allah uğrunda O'nun

hükmüne sabrederse, Allah da ona, veli kullarıyla arkadaş olmayı nasib eder. İşte

İsrailoğulları, Firavun ve taraftarlarının şiddetli işkencelerine sabrettikleri için,

Allah onların soyundan peygamberler ve krallar gönderdi ve âlemde hiçbir kimseye

vermediği şeyi onlara verdi”168

Tevrat’ta anlatılan Hz. Musa'nın başından geçen iki olay vardır. Bunlardan

biri Musa'nın bir Mısırlıyı öldürüp Medyen'e (Tevrat'ta Midyan) kaçması diğeri ise

Tanrı'nın vahyine muhatap olmasıdır ki bu iki olay Kur'an'da da anlatılır.169

Musa’nın bir Yahudi’yi savunmak için Mısırlıyı öldürmesi mühim bir meseleydi ve

Musa’nın Mısır’da kalması artık mümkün değildi. Oda çöle kaçtı.170

Kur’an-ı

Kerimde; “Sonunda Musa süreyi doldurup ailesiyle birlikte yola çıktı. Sina Dağı'na

yöneldiğinde karanlık bir gecede yolunu şaşırdı. Bu arada bir ateş gördü. Isınmak ve

yolunu bulmak için ateşin bulunduğu tarafa gidince, “Ben şüphesiz senin Rabbinim;

ayağındakini çıkar, çünkü sen kutsal bir vadi olan Tuvâ'dasın” diyen bir hitapla

karşılaştı. Orada, ayrıca kendisine Allah'tan başka Tanrı olmadığı, ona ibadet

etmesi, dosdoğru namaz kılması bildirildi. Asası ile ilgili mucize verildi ve Firavun'a

gitmesi emredildi. Kardeşi Harun da ona yardımcı kılındı.”171

167

Kasas/7-14. 168

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 101-102 . 169

Detaylı bilgi için Bkz. Kasas/15-22. 170

Ömer Rıza Doğrul, Yeryüzündeki Dinler Tarihi, İstanbul, y.y., 1947, s. 217. 171

Tâhâ/10-20; Kasas/29-32.

Page 55: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

45

Sâbuni; İbn-i Abbas’ın rivayeti ile Musa’nın daha önce Şuayb ile yaptığı on

yıllık süreyi tamamladıktan sonra eşi ile Medyen’den Mısır’a yola çıktıklarını ve Tur

Dağı taraflarında bir ateş gördüğünü o esnada doğum sancısı çeken eşi için bir

yardım bulabilmek ümidi ile gittiğinde yeşil ağaç içerisinde yanan beyaz ateş

gördüğünü ve böylece ilk peygamberlik görevinin verildiğini belirtir. Risaletin ilk

başladığı yer Tur-u Sina Dağıdır.172

Musa, yavaş yavaş Yahudilerin Mısır'dan kaçmaları ve çölde hürriyete

kavuşmaları imkânını düşünmeye başlamış, daha sonra da onları atalarının eski

yurdu olan Kenan'a götürmeyi tasarlamıştı.173

Hz. Musa tebliğ görevi gereğince

Firavuna gitti ve ona, Allahtan gelen bir peygamber olduğunu tebliğ etti.174

Kur'an;

Hz. Musa’ya peygamberlik ile görevlendirildikten sonra verilen emrin Firavundan

İsrailoğulları’nın serbest bırakılmasını istemesi olduğunu belirtir. Firavun teklifi

kabul etmediği gibi, Hz. Musa'nın peygamberliğini tuhaf karşılamıştır.175

Sâbuni; o zamanlar firavun kendisini ilah olarak gördüğü için Musa’nın

peygamberliğini sert bir şekilde reddettiğini hatta Musa’nın hem onun yanında

büyümesine karşılık hem de kendi milletinden adam öldürerek nankörlük yaptığını

söylemiştir. Hz. Musa’nın bütün mucizelerine rağmen firavun yalanlayıp inkâr

etti.176

Her türlü inanmayan firavun ve topluluğa Allah çeşit çeşit musibetler

gönderir. Bunlar; boğulacak kadar sel, üzerlerine çekirge yağdırması, ekin biti,

kurbağa hatta öyle ki ağızlarını açtıklarında ağızlarına kurbağa girerdi, suları kanlı

gelmesi ve en sonunda kızıl denizde boğmuştur.177

Hz. Musa'ya Mısır'dan çıkması hususunda ilahi emir gelmişti, Musa, kavmi

ile birlikte geceleyin, gizlice Mısır'dan Filistin'e yürümeye başlamıştı.178

Kur'an bunu

şöyle anlatır: “Firavun, Hz. Musa'yı Mısırlıların dinini değiştireceği endişesiyle,

öldürmek istedi; fakat ailesinden iman eden biri, bunu engelledi. Sonunda Hz.

Musa'ya kavmini gece yola çıkarma emri geldi. Bunun üzerine Hz. Musa, kavmini

172

Afif Abdü'l-Fettah Tabbara, Kur'an Açısından Yahudi, (Çev. Mehmet Aydın), Rabıta Yayınevi,

Konya, 1978, s. 227. 173

Ömer Rıza Doğrul, a.g.e., s. 218. 174

Aydın, 2008, s. 174. 175

A'raf/103-105; Şuarâ/18-28. 176

Sabuni, a.g.e., c. II, s. 336-337. 177

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 347-348-349. 178

Tabbara, a.g.e., s. 251.

Page 56: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

46

Mısır'dan çıkardı. Firavun ve adamları, onları takibe başladı. Hz. Musa'nın

beraberindekiler, yakalanma korkusuna kapıldı. Yüce Allah, onun asasını denize

vurmasını emretti. Hz. Musa asasını denize vurunca, deniz ikiye ayrıldı. Hz. Musa ve

adamları, karşıya geçti. Onları takip eden Firavun ve beraberindekiler boğuldu.”179

Sâbuni; denizden geçerken Taberinin görüşünü belirterek İsrailoğulları’nın altı yüz

yetmiş bin kişi olduğunu söylemiştir.180

Bu denizin ise Süveyş Kanalı bitişiğinde

bulunan Kızıldeniz olduğunu belirtmiştir.181

İsrailoğulları Firavun’un ölmediğini

söyleyince dalgalar Firavun’un cesedini denizin kıyısına attığını belirtir.182

İbn-i

Abbas’a göre Cebrail Firavun’a rahmet yetişir korkusuyla onun ağzını çamur ile

doldurmuştur.183

Hz. Musa, İsrailoğullarını tek Allah'a ibadete davet yolunda, onların birçok

musibetlerine maruz kalmıştı. Halbuki Allah'ın, davasını kuvvetlendirmesi için Hz.

Musa'ya vermiş olduğu mucizeler, onlardan putperestlik tortularını tamamen

sökmeye kâfi gelirdi. Bununla beraber, Mısırlılarla uzun müddet beraber olmalarının

neticesi alıştıkları putperestlik onlara galip gelmiştir.184

Bu durum Kur'an tarafından

anlatılmaktadır.185

İsrailoğulları’nın Mısır'dan çıkıştan sonra yaşadıkları ve Hz.

Musa'nın Tur-u Sina’ya çıkması Kur'an'da şöyle anlatılır: “Mûsâ ile otuz gece

sözleştik ve ona on gece daha ilave ettik; böylece Rabbinin tayin ettiği vakit kırk

geceyi buldu. Mûsâ, kardeşi Harun'a dedi ki: "Kavminin içinde benim yerime geç,

onları ıslah et, bozguncuların yoluna uyma. Mûsâ tayin ettiğimiz vakitte gelip de

Rabbi onunla konuşunca: "Rabbim! Bana göster de seni göreyim!" dedi. Rabbi, "Sen

beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni

göreceksin!" buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Mûsâ da

baygın düştü. Ayılınca: "Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tövbe ettim. Ben

inananların ilkiyim" dedi.”186

179

Mümin/26-34; Şuara/52-67; Yunus/ 90-92. 180

Sâbuni ,a.g.e., c. IV, s. 323. 181

Sâbuni, ,a.g.e., c. II, s. 349. 182

Sâbuni, ,a.g.e., c. IV, s. 323. 183

Sâbuni, ,a.g.e., c. 3, s. 61. 184

Tabbara, a.g.e., s. 257. 185

Detaylı bilgi için bkz. Araf /138-141, 160. 186

A'raf/142-143.

Page 57: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

47

Sâbuni tefsirinde Zemahşeri’den alıntı yaparak şöyle der; firavun helak

olunca Musa Allah’tan kitabı ister Allah’ta ona zilkade ayında otuz gün oruç

tutmasını emreder. Bu otuz günü tamamlayınca ağzının değişen kokusundan

hoşlanmayarak misvak kullanır. Bunun üzerine Allah ona Allah katında oruçlunun

ağzının kokusu misk kokusundan daha güzel olduğunu söyleyerek Allah, Hz.

Musa’ya orucuna Zilhicce ayından on gün daha ilâve etmesini emreder. Hz. Musa

kardeşi Harun'a, "Ben dönünceye kadar bunların başında benim yerime sen dur,

benim halifem ol." der. İsrailoğulları Musa gittikten sonra süs eşyaları ile içine

rüzgar girip de sığır sesi gelecek şekilde buzağı heykeli yaparlar. Musa geri

döndüğünde onları bu şekilde görünce Tevrat levhalarını yere atar. Sakinleşince

levhaları alır ve levhadaki yazıda tövbe ve imandan sonra Allah’ın merhamet sahibi

olduğu yazılıdır. İbn-i Kesir’e göre; onlar birbirlerini öldürmedikçe Allah onların

tövbesini kabul etmeyecektir. Musa buzağına tapmayan yetmiş kişi seçip Tur dağına

gider ve Taberi’nin Suddi’den yaptığı nakilde Tur dağına gittiği yetmiş kişi Allah’ı

görmek istediklerini ve eğer açıkça görmezlerse ona inanmayacağını söyleyince

onlara yıldırım çarpar ve ölürler. Ayrıca burada Hz. Musa, dünyada iken Allah’ı

görebileceğini zannederek, O’nu beden gözüyle görmeyi dilemiştir. Fakat Allah dağa

yansımasını göndermiş, dağ paramparça olmuştur ve Hz. Musa bayılıp yere

düşmüştür.187

Kur'an, Musa'nın İsrailoğullarından vaad olunan topraklara girmelerini

çağırdığında onlar bu çağrıyı geri çevirerek Hz. Musa'yı yalnız bıraktığını belirtir:

“Bir zamanlar Mûsâ, kavmine şöyle demişti: Ey kavmim! Allah'ın size nimetini

hatırlayın; zira O. içinizden peygamberler çıkardı ve sizi hükümdarlar kıldı.

Alemlerde hiçbir kimseye vermediğini size verdi. Ey kavmim! Allah'ın size yazdığı

mukaddes toprağa girin ve arkanıza dönmeyin, yoksa kaybedersiniz. Onlar şu cevabı

verdiler: Ya Mûsâ! Orada zorba bir toplum var; onlar oradan çıkmadıkça biz oraya

asla giremeyeceğiz. Eğer oradan çıkarlarsa biz de hemen gireriz. Korkanların

içinden Allah'ın kendilerine lütufda bulunduğu iki kişi şöyle dedi: Onların üzerine

kapıdan girin; oraya bir girdiniz mi, artık galip sizsiniz. Eğer müminler iseniz ancak

Allah'a güvenin. "Ey Mûsâ! Onlar orada bulundukları müddetçe biz oraya asla

girmeyiz; sen ve Rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız" dediler. Mûsâ:

187

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 350-365.

Page 58: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

48

"Rabbim! Ben kendimden ve kardeşimden başkasına hakim olamıyorum; bizimle, bu

yoldan çıkmış toplumun arasını ayır" dedi. Allah: "Öyleyse orası onlara kırk yıl

yasaklanmıştır: Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar. Artık sen, yoldan çıkmış

toplum için üzülme" dedi.188

diye buyurdu.

Sâbuni’ye göre; İsrailoğulları firavunun helak olmasından sonra Mısır’a

yerleşirler ve Allah onlardan Suriye bölgesinde bulunan “Eriha” ya gitmelerini ister.

Eriha bölgesinde zorba Kenanlılar yaşar. Allah İsrailoğullarından bu bölgede

yaşayanlarla cihat etmelerini ve Musa’ya da on iki tane kabile başkanı seçmesini

ister. Musa Allah’ın emrini yerine getirir ve başkanları seçip Kenan bölgesine gitmek

için yola koyulurlar. Kenan bölgesine yaklaştıklarında Musa onları Kenanlılar

hakkında gizlice haber toplamaya gönderir. Başkanlar orada iri, cüsseli adamları

görünce korkup geri dönerler ve sadece iki kişi sözünde durur diğer kabile başkanları

olan biteni kavimlerine anlatır.189

Başkanları orada bulunan zorbacılardan korkar ve

Musa’ya onların Ad kavminden geriye kalan Amalika kavmi olduğunu bu yüzden bu

topraklara giremeyeceklerini söylerler. Ancak kendisi ve Rabbi’nin gidip

savaşabileceklerini söyleyince Musa Allah’a kavmine hâkim olamadığını dile getirir.

Allah’ta bu isyankârlıklarından dolayı 40 sene bu kutsal topraklara girmelerinin

haram olduğunu söyler. İsrailoğulları akşam çıktıkları yolda sabah gene kendilerini

akşam çıktıkları yolda buluyorlardı.190

Maide 21. ayette belirtilen Hz. Musa'nın “Ey kavmim Allah'ın size yazdığı

Arz-ı Mukaddes (mukaddes topraklar) giriniz, arkanıza dönmeyin, yoksa

kaybedersiniz.” ayetinde Sâbuni; Arz-ı Mukaddes topraklardan kastı Beyzavi’den

rivayet ederek burasının Kudüs toprakları olduğunu ve peygamberlerin karargâhı ve

müminlerin meskeni olduğu için buraya “arz-ı mukaddes” denmiştir. Kudüs’e

mukaddes(temiz) denilmesinin nedeni; orada peygamberler yaşadığı için

peygamberler sayesinde temiz ve şerefli olmuştur.191

Kırk yıl çölde kalma konusu Yahudi kültüründe ve Kur'an anlayışında farklı

yorumlanmıştır. Tanrı tarafından İsrailoğullarına yurt olarak tahsis edilen Filistin

188

Maide/20-26. 189

Sabuni, a.g.e., c. II, s. 81-82. 190

Sabuni, a.g.e., c. II, s. 86. 191

Sabuni, a.g.e., c. II, s. 87.

Page 59: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

49

topraklarına yerleşmeden önce kırk yıl Sina çölünde yaşamaya mahkûm olmaları,

Yahudi tarihinde Musa'nın Tanrı ile ahitleşip On Emir'in de içinde bulunduğu bir dizi

vahyi almak üzere Sina dağına çıkıp orada kırk gün kalması sırasında

İsrailoğulları’nın altından buzağı heykeli yapıp ona tapmaya başlaması ile başlayıp

Tanrı'nın emretmesine rağmen yurt edinecekleri bölgedeki halkla savaşmaktan yüz

çevirmeleri ve ortaya çıkan her bir olumsuzluk karşısında devamlı olarak Musa'ya

şikayette bulunmalarının bir cezası olarak yorumlanmaktadır.192

Kur'an ise bu cezayı

başka bir sebebe bağlamaktadır. Hz. Musa'nın mukaddes topraklara girme teklifini

türlü sebeplerle geri çeviren İsrailoğullarına Allah bir ceza keser. İsrailoğulların

Musa'ya isyanı ve Musa'nın duası sebebiyle Allah İsrailoğullarına o vaad edilen

“mukaddes yer”i kırk sene haram etmiştir. Kırk sene orada mahrum kalmışlardır. Tih

çölü içinde nereye gittiklerini bilmeyerek, serseri gibi dolaşmışlardır.193

Bu olaydan sonra İsrailoğulları, çöllerde yollarını kaybettiler. Bir kısmı helak

olurken bir kısmı da yıllarca çöllerde dolaştı. Allah'a karşı gelmeleri, onun ayetlerini

inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri, onlara uymamaları ve

taşkınlık yapmaları yüzünden, İsrailoğulları gazaba uğradı.194

On Emir konusu Sâbuni tefsirinde kısa bir şekilde ele alınmaktadır. Sâbuni,

on emiri tefsirde geçen orijinal ifadesiyle “on vasiyet” hakkındaki bilgiyi En'am

Suresi'nin 151 ve 152. ayetlerini tefsir ederken vermektedir. En'am 151 ve 152.

mealen şöyle buyuruyor: “De ki : "Geliniz, Rabbinizin size neleri haram kıldığını

okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik

korkusuyla çocuklaranızı öldürmeyin sizin de onların da rızkını biz veririz;

kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız

yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp

anlarsınız."Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına yaklaşmayın. Ancak en

güzel bir niyetle yaklaşabilirsiniz. Ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz gücünün yettiği

kadarından fazlasını yüklemeyiz. Söz söylediğimiz zaman, yakınlarınız dahi olsa

192

Aydın, a.g.e., s. 338. 193

Sabuni, a.g.e., c. II, s. 86. 194

Detaylı bilgi için bkz. Bakara/ 47-52, 61, 83-85.

Page 60: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

50

adaletli olun. Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye

bunları emretti.”195

Hz. Musa bu çöl ve göçebe hayatı içinde 120 yaşında Tih çölünde vefat

eder.196

Mezarının yerinin, cesedi Tanrı tarafından gömüldüğü için bilinmediği

söylenir.197

2.2.2.3. Hâkimler Devri

Hz. Musa’dan sonra İsrailoğullarını yöneten Yeşû b. Nûn (Yûşâ b. Nûn)

olmuştur. Yeşû kelimesinin aslı İbranice “Tanrı kurtarır” anlamına gelen Yehoşua

kelimesidir ve zamanla Yeşua şeklinde kısaltılmıştır.198

Yeşû, Hz. Musa’nın en yakın

dostudur ve vefatından kısa bir süre önce Hz. Musa tarafından İsrailoğullarının

başına başkan olarak seçilmiştir.199

Yeşu, kutsal topraklara göç yolunda

İsrailoğullarına hem liderlik yaptı hem peygamberlik vazifesini yerine getirdi . Ona

da Tanrı tarafından yeni hükümler verildi.200

İsrailoğulları Hz. Musa önderliğinde

Sina’da kırk yıl kaybolduktan sonra Yeşû b. Nun ile beraber doğudan batıya doğru

Ürdün nehrini geçerek gitmiştir.201

Eski Ahit'te Yeşu olarak geçen Yuşa b. Nun'un

soyu b. Efrâim, b. Yûsuf, b. Yâkub, b. İshak, b. İbrahim olduğu söylenir.202

İsrailoğulları tarihinde hâkimler devri Yuşa b. Nun İsrailoğullarını Kenan'a

yerleştirdikten sonra, başlamıştır. İsrailoğulları bundan sonra kendilerini varis kıldığı

Beytü'l Makdis ve ona komşu olan bölgelerde üstünlük sağlayarak buralarda

hâkimiyet kurmuşlardır.203

İsrailoğullarının Arz-ı Mev’u’da yani vaad edilmiş topraklara girmesi ve

Tevrat’ta geçen güneşin düşman yenilinceye kadar batmaması olayı Yeşu zamanında

195

Sabuni, a.g.e.,c. I, s. 268 196

Tesniye 34:7.;Taberi, Milletler ve Hükümdarlar Tarihi, M.E.B. Yayınevi, İstanbul, 1991, c. I, s.

543; Asım Köksal; Peygamberler Tarihi, T.D.V. Yayınları, Ankara, 2014, c. II, s. 102. 197

Tora ve Aftara, Devarim V. Kitap, (Çev. Moşe Farsi-Diana Yani-Selin Sağla vd.), İstanbul, y.y.,

2009, 34:6. 198

Ömer Faruk Harman, “Yûşâ”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Ankara 2013, c. XLIV,

s. 43. 199

Tora ve Aftara, Bamidbar IV. Kitap, (Çev. Moşe Farsi-Diana Yani-Selin Sağla vd.), İstanbul, y.y.,

2009, 28:15-20. 200

Adam, “Yahudilik”, s. 213. 201

Mahmut Nânâ, Yahudi Tarihi, Selenge Yayınları, İstanbul, 2008, s. 44. 202

Köksal, a.g.e, s. 121. 203

İbn Haldun, Mukaddime, (Çev. Zakir Kadri Ugan), M.E.B. Yayınevi, İstanbul, 1997, c. I, s. 588.

Page 61: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

51

gerçekleşir.204

Yuşa b. Nun İsrailoğullarını, Tevrat’a göre yirmi yedi veya yirmi

dokuz yıl idare etti. Ele geçirdiği Şam ülkesine valiler tayin etti.205

Musa'nın vefatından sonra Yeşu b. Nun önderliğinde kendilerine vaat edilen

Kenan ülkesine yerleşen İsrailoğulları burada müstakil bir devlet kurmak yerine,

Yakub’un on iki oğlunu temsil eden on iki kabile halinde yaşamayı tercih ederler.

Aralarında ittifak olan bu on iki kabile, hâkimler denilen liderler tarafından

yönetilirler.206

Bu dönemde aralarında ittifak olan ayrı kabileler halinde yaşayan

İsrailoğulları, hâkimler olarak isimlendirilen liderlerin önderliğinde yavaş yavaş

yerleşik hayata geçiş yapmışlardır. Hâkimler döneminde İsrailoğulları zaman zaman

Tanrı Yahve'ye Sina'da verdikleri sözü unutarak komşularının ilahlarını

benimseyerek onlara tapmışlardır.207

Kabileler 'şoftim' denilen hâkimler tarafından idare edildiğinden bu döneme

Hâkimler Dönemi de denir. Bu dönem, din ve İsrailoğulları tarihinde farklı bir durum

göstermektedir. Kabilelerin başında bir peygamber bulunmamasına rağmen Tanrı

onlara vahiy göndermeye devam etmiştir. Bu durum, Tevrat'ın Hâkimler bölümünde

anlatılmaktadır.208

Yeşu b. Nun, vefat etmeden önce bütün İsrail kabilelerini kuzeydeki Samiriye

bölgesinde bir araya getirip onlardan, kendilerini Mısır’dan kurtarıp Ken‘an

topraklarına ulaştıran Yehova’ya sadık kalacaklarına ve O’ndan başka Tanrılar

edinmeyeceklerine dair söz alır.209

Hakimler devri de 1030'a kadar devam etmiştir.210

Hâkimler döneminin son

hakimi Samuel'dir, oldukça karışık olan Hakimler Dönemi Samuele karşı isyana

girişen İsrailoğullarının tarihinde 'Krallar” devri başlamıştır.211

204

Harman, “Yuşa” , s. 44. 205

Köksal, a.g.e., s. 122. 206

Aydın, a.g.e., s. 338 207

Aydın, a.g.e., s. 338. 208

Adam, “Yahudilik”, s. 213. 209

Salime Leyla Gürkan, “Yahudi Tarihi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Ankara, 2013,

c. XLIII, s. 189. 210

Aydın, a.g.t., s. 43 211

Adam, “Yahudilik”, s. 213.

Page 62: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

52

İsrailoğulları Filistin’de Yeşu döneminden sonra bir devlet haline gelene

kadar düzensizlikler içerisinde, bazen kabile reisleri, bazen Hâkimler, bazen de

kendilerini mağlup ederek hâkimiyetleri altına alan hükümdarlar tarafından

yönetilmişlerdir.212

2.2.3. Krallıkların Kurulması ile I. Mabed’in Yıkılması Arasındaki

Dönem

Hâkimler dönemi olarak nitelenen süre içinde İsrailoğullarına bir peygamber

gönderilmemiştir. Bu dönemin sonunda devamlı harp ve kargaşanın doğurduğu

problemler üzerine Hâkimler devri çöktü. Çöküşten rüşvet v.s. gibi yolsuzluklar

yaygınlaştıktan sonra devrin son hakimi Rahip Samuel, peygamber olarak gönderilir

ve İsrailoğulları’nın ısrarı ile Saul’ü kral tayin eder. Saul'u Kur’an’da “Talut”olarak

isimlendirilir. 213

Saul savaşlarda cesur bir komutandı. Bu savaşlarda Saul'un en meşhur

adamlarından biri de Davut'tu. Kitab-ı Mukaddes'te Samuel'in on yedinci bölümü,

Kur'an'ın Calut diye isimlendirdiği Filistinliler'in kumandanı (Tevrat'ta Golyat olarak

geçer) çıkışını ve İsrailoğullarını savaşa çağırdığından bahseder. Savaşta Golyat, hem

harbe hazırlıksız geldiği, hem de onu önemsemediği için Davud'a yenilir. Davud'un

bu zaferi insanların gözüne girmesine ve kalplerinde ve zihinlerde yer etmesine yol

açar. Fakat aynı zamanda da Saul'un nefretine sebep olur. Saul krallıkta kendisine

zorluk çıkarmasın diye O'nu ortadan kaldırmaya karar verir. O'na şiddetle saldırmaya

ve ölüm ağları kurmaya başladı. Davud da iki defa Saul'dan kaçarak Filistinlilere

sığındı.214

Kur'an; Talut'un liderliğinde ve ona inanan az sayıdaki birliğin çok sayıdaki

Calut ordusunu yendiğini ve Davud'un da Calut'u öldürdüğünü belirtir.215

Sâbuni bu

konu hakkında; Tâlût, sayıları seksen bin olan askerleriyle yola çıkıp Beyt-i

Makdis'ten ayrılınca onları çöl gibi kuru bir arazide bekletti. Burada şiddetli sıcak

ve susuzluk vardı. Tâlût askerlerine şöyle dedi: "Biliniz ki, Allah sizi bir ırmakla

212

Nuh Aslantaş, Emeviler Döneminde Yahudiler, Gökkubbe Yayınları, İstanbul, 2005, s. 23. 213

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 218; Adam, “Yahudilik”, s. 213. 214

Samuel I, 17 Bab. 215

Bakara,/249-250.

Page 63: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

53

imtihan edecek" Bu, Ürdün ile Filistin arasında bulunan meşhur Seria nehridir.

"Ondan kim içerse benden değildir, benim askerim olamaz" Böyle yapmakla, savaşa

girmeden önce, onların irade ve itaat durumlarını denemek istedi. Kim o ırmaktan

içmez ve tatmazsa, o, Tâlut ile beraber savaşacak olan askerlerdendir. Ancak,

susuzluğunu gidermeleri için bir avuç içerse bunda bir beis yoktur. Böylece

susuzluğu giderecek kadar, emmek suretiyle azıcık su içmelerine izin verdi.

İçlerinden pek azı hariç, bütün ordu ırmaktan içti. Az sayıda bir topluluk susuzluğa

sabretti. Süddî: Yetmiş altı bin kişinin bu sudan içtiğini ve Tâlût’un yanında dört bin

asker kaldığını belirtir. Tâlût, susuzluk ve yorgunluğa sabreden mü'minlerle nehri

geçip de düşmanlarının çokluğunu görünce onları bir korku sardı. İçlerinden bir

grup: “Biz Câlût komutasındaki bu düşmanla savaşamayız. Sayımız az, onlar ise son

derece kalabalık" dediler. Sonunda Allah'ın huzuruna varacaklarına inanan,

Tâlût'un seçkin ve alim askerleri şöyle dediler: “Çoğu zaman, az sayıda bir topluluk,

Allah'ın irade ve dilemesiyle çok sayıdaki topluluklara üstün gelmiştir. Zafer, sayı

çokluğu ile değil, Allah'ın yardımıyla elde edilir. Allah, koruması, gözetmesi ve

desteğiyle sabredenlerle beraberdir. Allah kiminle beraber olursa o kişi Allah'ın

izniyle muzaffer olur.” Allah da onların bu dualarını kabul etti ve O'nun yardım ve

desteğiyle Câlût'un ordusunu hezimete uğrattılar. Düşmanlar çok kalabalık

olmalarına rağmen mağlup oldu. Tâlût'la beraber mü'minler ordusu içinde bulunan

Dâvud, küfrün başı Câlût'u öldürdü ve ordusu dağıldı. Allah, Dâvud (a.s.)'a

hükümdarlık ve peygamberlik verdi ve dilediği faydalı ilimleri ona öğretti.216

İsrailoğulları Yeşu döneminden sonra Filistin’de bir devlet haline gelene

kadar düzensizlikler içerisinde, bazen kabile reisleri, bazen Hâkimler, bazen de

kendilerini mağlup ederek hâkimiyetleri altına alan hükümdarlar tarafından

yönetilirler.217

Saul’un vefatından sonra Filistinlerle olan savaşta büyük başarı gösteren

Davud, Yahuda aşireti tarafından kral ilan edilir. Davud, MÖ. 1000 yılında Kudüs’ü

alarak başkent yapar. Tanrı tarafından Yakub’a yapılan vaad, Davud zamanında

tamamlanır ve kutsal toprakların fethi gerçekleşir. Yahudilerin sadece bir kral olarak

216

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 293. 217

Arslantaş, a.g.e., s. 23.

Page 64: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

54

nitelendirdikleri Hz. Davud, Yahudi tarihinin en önemli kişiliklerinden biri olur.218

Böylece Davud (1013-973), İsrailin ikinci kralı olmuş. Kudüsü fethederek burayı

başkent yapmış, Tevrat'ın saklandığı Tabut-u Sekineyi buraya nakletmiştir.219

Yahudilerin en parlak dönemini başlatan Davud'dur.220

Tevrat’ta belirtildiğine

göre, Davud'un zamanı çok kaba ve sert bir dönemdi.221

Hikmet sahibi olan Davud,

Yahudi geleneğinde bir peygamber olarak kabul edilmez, sadece hükümdar olarak

bilinir. Bu konuda İslam alimleri ile Yahudi alimleri arasında görüş ayrılığı vardır.222

Hz. Davud Kudüs'te bir mabet inşa etmek istese de Tanrı bu işin oğlu Hz.

Süleyman'a (M.Ö 973-933) nasip olacağını söyledi.223

Bundan dolayı Davud'un

vefatından sonra oğlu Süleyman yerine geçmiş ve ilk iş olarak Kudüs'te Yahudiliğin

odak noktası olan “Beth Ha-miktaş” olarak bilinen Süleyman mabedini inşa etmiştir.

Eski Ahid'de belirtilene göre mabedin yapılışının Süleyman'ın Krallığının dördüncü

yılında başladığı ve on birinci yılında tamamlandığını yani tapınağın yapımının yedi

yıl sürdüğünü belirtmiştir.224

Ayrıca, mabedin içine bir oda hazırlanır ve bu odaya

Antlaşma Sandığı odaya yerleştirmiştir.225

Yahudi geleneğine göre, sandığın içinde

Moşe'ye Tanrı tarafından verilen On Emir'in yazılı olduğu iki taş levha vardır.226

Mabed, bugün Kubbetü’s-Sahra denilen kutsal yapının içinde yer alan kutsal kayanın

bulunduğu Moria tepesinde inşa edilmiştir.227

Böylelikle İslam geleneğinde Mescid-i Aksa olarak bilinen Kutsal Ev

anlamındaki bu mabedin inşasıyla Yahudi tarihinde I. Mabed dönemi başlamıştır.228

Hz. Davud ve Hz. Süleyman dönemleri İsrailoğullarının en parlak

dönemlerindendir. Çünkü bu dönemlerde İsrail Krallığı topraklarını genişletir ve

Davud demiri keşfeder. Bu durum gücün sürdürülmesi açısından önem bahşeder. Hz.

218

Aydın, 2004, s. 18-19. 219

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 219. 220

Samuel II, 8-9 Bab. 221

Samuel II, 12:29-31. 222

Aydın, a.g.t., s. 45. 223

Adam, “Yahudilik”, s. 214. 224

I. Krallar, 6:37. 225

I. Krallar, 6:19-27. 226

Altıntaş, a.g.e., s. 201. 227

Yılmaz Can, İslam’ın Üç Kutsal Mabedi, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2008, s. 108-109 228

Adam, “Yahudilik”, s. 214.

Page 65: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

55

Süleyman ise teknoloji alanında çağdaşlarını geride bırakmıştır.229

I. Mabed’in inşası

ile Yahudi dini geleneği çerçevesinde bulunan dua ve kurban ibadetleri ile

festivallerin kutlanması gibi uygulamalar mabette gerçekleştirilir. Böylelikle Mabet

Yahudi dini yaşamının merkezi haline gelir. Zira bu altın çağ dönemi çok uzun

sürmemiştir Hz. Süleyman’ın vefatı ile sona ermiştir.230

İsrailoğulları elbirliği ile

Kral Davud'un hakimiyeti altında adeta bir imparatorluk kurmuşlardı. Fakat

Süleyman'ın ihtişam ve israfı bu saltanatın yıkılışını çabuklaştırmıştı.231

Hz. Süleyman’ın vefatı Kitab-ı Mukaddes’te şöyle anlatılır: “Süleyman’ın

Kudüs ’de bütün İsrail üzerinde krallık ettiği yıl, kırk yıldır. Süleyman ataları ile

uyur ve babası Davud’un şehrinde gömülür ve yerine oğlu ‘Rehoboam’ kral olur.”232

Süleyman’ın vefatından sonra onun oğulları arasında başlayan taht kavgaları ve buna

bağlı olarak merkezden uzak kuzeydeki kabileler arasında yaşanan iç savaş

sonucunda Krallık güneyde Yahuda, kuzeyde İsrail olmak üzere ikiye ayrılır.233

Bunlardan on iki kabileden on tanesine sahip, putperestliğe yönelen İsrail Kralllığı

başlangıcından yıkılışına kadar iç çekişmeler ve savaşlarla boğuşmuştur.234

Bu

krallık yaşanan dini ve siyasi kaoslar sonucunda M.Ö 722'de Asurlular tarafından

yıkılmıştır. İki kabileden oluşan Yahuda krallığı ise tüm bu dini reformlara rağmen,

M.Ö. 586'da Babilliler tarafından yıkılana kadar varlığını sürdürmüştür. Babil Kralı

Nebukadnezar Yahuda Krallığına son vermekle kalmadı, Kudüs'teki Süleyman

Mabedi'ni de yıktı. Yahudi halk Babil'e sürgün ederek diyaspora yaşantısı sürmek

zorunda bırakıldı. I. Mabed dönemi böylece sona ermiş oldu.235

2.2.4. Babil Esaretinden II. Mabed'in Yıkılmasına Kadar Geçen Dönem

Bu dönem M.Ö 586'da başlar, M.S 70'e kadar devam eder. Babil sürgünü

İsrailoğulları için 50 yıl kadar sürdü. Sürgünle ilgili bilgilerin temel kaynağı Kutsal

Kitaptaki II. Krallar, II. Tarihler, Yeremya, İkinci İşaya ve Hezekiel bölümlerinde

229

Ömer Özsoy-İlhami Güler, Konularına Göre Kur’an, Fecr Yayınları, Ankara, 2006, s. 786. 230

Aydın, a.g.e., s. 339. 231

Doğrul, a.g.e., s. 227. 232

I Krallar, 11:31-43. 233

I. Krallar 11-12 Bap. 234

Şemsettin Günaltay, Yakın Şark III (Suriye ve Filistin), TTK Yayınları, Ankara, 1947, s. 335. 235

Doğrul, a.g.e., s. 227; Ekrem Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 224;Tümer-Küçük, a.g.e., s. 211; Adam,

“Yahudilik”, s. 214; Francine Kaufman-Josy Eisenberg, a.g.m., s. 269.

Page 66: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

56

yer alan bilgilerdir. Babil Sürgünü devresine İşaya, Yeremya gibi peygamberler

gelmiştir. Kutsal kitap’taki son peygamber ise Malaki'dir.236

Babil sürgününden

yaklaşık 50 yıl sonra MÖ. 538'de Pers Kralı Kurus (Koreş)'in Babilleri yenerek

Babil'i işgal etmesinden sonra burada sürgün hayatı yaşayan İsrailoğullarına

istemeleri durumunda kendi yurtlarına dönmelerine ve mabedi yeniden inşa

etmelerine izin veren bir ferman yayınlayarak İsrailoğulları esareti sona erer.237

Zira

kaynaklarda Yahudiler Babil esareti dönüşü Kudüs şehrini ve mabedi yeniden inşa

ettikleri için bu döneme, Yeniden Yapılanma Dönemi, İkinci Mabet Dönemi, İkinci

Yahudi Cumhuriyeti Dönemi veya Ahitler Arası Dönemi şeklinde farklı

isimlendirmelerle anılır.238

Pers Kralı Koreş 538 yılında sürgündeki kırkbin Yahudi’nin Kudüs’e

dönmesine izin vermesi ile birlikte insanlar yurtlarına dönmeye başlar, Ezra’nın

liderliğinde mabet yeniden inşa edilir ve Yahudiliğin kuralları yeniden hayata

geçirilir. Böylece Yahudi tarihinde II. Mabed dönemi başlamış olur.239

Zira Yahudi

kaynaklarında başka hiçbir yabancı kral onun kadar övülmemiştir. Koreş bu olumlu

gelişmenin mimarı olarak kabul görür ve Yahudi tarihinde ve literatüründe çok özel

bir yeri vardır.240

Sürgün dönemi Yahudilerin vaat edilmiş toprakların dışına itilerek tüm

dünyaya dağılması anlamında Yahudiliğinin de başlangıcını oluşturmaktadır. Bu

dönemde artık ibadetlerini gerçekleştirecek ibadet merkezi olan mabet artık

olmadığından halk ibadet yapacak yeni bir kurum geliştirmek zorunda kalır ve bu

bağlamda sinagoglar ortaya çıkmıştır. Sinagogların ortaya çıkmasıyla birlikte

buralarda hizmet vermek için adına “rabbi/rabay” denen yeni bir Yahudi din adamı

sınıfı oluşmuştur. Bu dönemin bir başka önemli özelliği de daha sonra Yahudi din

literatürünü oluşturacak kaynakların toplanma ve derlenmenin başlatılmış olmasıdır.

236

Tümer-Küçük, a.g.e., s. 211. 237

Taberi, a.g.e., s. 780. 238

Ali Osman Kurt, İkinci Mabed Dönemi Yahudiliğine Genel Bakış, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat

Fakultesi Dergisi (CÜİFD), X.2, 2006, s. 445-446. 239

Adam, “Yahudilik”, s. 215, Suat Yıldırım, Mevcut Kaynaklara Göre Hıristiyanlık, Işık Yayınları,

İzmir, 2005, s. 4. 240

Aydın, a.g.t., s. 48.

Page 67: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

57

Bu gelişmeler göz önüne alındığında Babil sürgününün Yahudi düşüncesi için

oldukça verimli olduğunu söyleyebiliriz.241

Ezra, Yahudi kaynaklarına göre peygamber değildir fakat peygamberden de

öte bir konuma sahiptir. Hatta İslami kaynaklarda Ezra’nın Üzeyr (a.s.) olduğu

bilgisi geçmektedir. Zira Sâbuni bu konu hakkında görüş bildirmemiştir. Yahudi din

bilginleri, onu çoğu zaman Hz. Musa ile mukayese eder, Hz. Musa kadar Tevrat’ı

almaya layık olduğunu ileri sürerler. Zira Hz. Musa, daha önce dünyaya gelmeseydi,

Tevrat Ezra’ya verilmiş olacaktı görüşündedirler.242

Tevrat kitabının Ezra bölümünde

ise 7. bölüme kadar ondan söz edilmemekte olup yedinci bölümde Ezra, Babil'den

gelen, Musa şeriatında bilgili bir kâhin ve usta bir yazıcı olarak birden bire tarih

sahnesine çıkmaktadır. Aynı zamanda Tevrat, Ezra'yı İsrail Tanrısı Rabbin Musa'ya

verdiği bilgiyi bilen bilgin olarak tanıtır.243

Sadece Ezranın şeceresi Ezra bölümünün

yedinci babında; Baş kâhin Harun oğlu, Elazar oğlu, Pinehas oğlu, Avbişua oğlu,

Bukki oğlu, Uzzi oğlu, Zerahya oğlu, Merayot oğlu, Azarya oğlu, Amarya oğlu,

Ahitub oğlu, Tsadok oğlu, Şallum oğlu, Hilkiya oğlu, Azarya oğlu, Seray oğlu Ezra

olarak tanıtır. Buradan da yola çıkarak Ezra’nın biyografisi hakkında çok fazla bilgi

sahibi olunmadığı görülmektedir.

Tarihin ilk “Haham”ı olarak görülen Ezra, dini restorasyona teşebbüs etmiştir

ve bugünkü şekliyle mevcut olan Yahudilik, Ezra ile doğmuştur.244

Ezra, daha sonra kendisine katılan yönetici Nehemya ile birlikte, güç ve

otoritenin din adamlarının elinde olduğu yeni bir toplum inşa eder. Bu yapı içerisinde

din adamları, Tora’nın tüm emirlerinin en ince ayrıntısına kadar yerine getirilmesini

emreder, temizlik, kurban, yiyecek-içecek ve dini bayramlarla ilgili kurallara

eksiksiz uyulmasını halka duyurur. Yani II. Mabet dönemi, Yahudiliğin sistemleştiği

ve düzenli dua ve ahiret gibi inanç ve uygulamaların ortaya çıktığı dönem olarak

dikkatleri çeker.245

Böylece Yahudilerin Babil’den geri dönüşünden Hz. İsa’nın

241

Aydın, a.g.t., s. 48. 242

Adam, “Yahudilik”, s. 215. 243

Ezra 7:6. 244

Francine Kaufman-Josay Eisenberg, a.g.m., s. 280; Aydın, 2008., s. 167. 245

Taner, a.g.t., s. 24

Page 68: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

58

doğumuna kadar ki beş asırlık dönem içerisinde, muazzam bir din adamları zümresi,

büyük mabedin etrafında yeniden teşekkül etmiştir.246

Yahudiler Pers İmparatorluğu idaresinde kendi inançlarına göre özgürce ve

huzurla bir hayat sürerken bu mutlulukları M.Ö. 332'de Büyük İskender'in Pers

İmparatorluğunu ele geçirmesiyle sona ermiştir. Büyük İskender’in Pers

İmparatorluğunu ele geçirmesi ile beraber Yahudilerde bundan olumsuz etkilenerek

Helen kültürünün etkisi altına girdiler. Pek çok Yahudi eliti Yunan kültüründen çok

fazla etkilenmiş, Yahudi kimliğinden uzaklaşmaya başlamıştı. Hatta erkek

çocuklarının sünnet edilmesi uygulaması eskisi kadar itibar etmemeye başlamıştır.

Buna bir de kral IV. Antiochus’un sünnet olmayı, Torah nüshası taşımayı, Şabat

gününü kutlamayı yasaklaması ve Yahve yerine mabete yerleştirdiği Zeus heykeline

ibadet etmeyi dayatması üzerine Yahudiler direnç gösterir ve isyana teşvik etmiştir.

Zira rahip Mattathias önderliğinde başlatılan isyan ile birlikte sürgünden yaklaşık

400 yıl sonra M.Ö. 165-63 yılları arasında Haşmoni dönemi olarak bilinen bağımsız

bir Yahudi idaresi kurulmuştur. Baskı, çatışma ve şiddetin hâkim olduğu bir iç savaş

dönemi sonucunda Ferisiler, Sadukiler, Zelotlar ve Esseniler gibi çeşitli Yahudi

gruplar ortaya çıkar. Toplumda bir iç savaş baş gösterince bunu fırsat bilen Roma

generali Pompeius bölgeye müdahale ederek yönetimi ele geçirir ve böylece bölge,

M.Ö. 63'de Roma İmparatorluğu'nun kontrolüne girmiştir.247

Yahudiler M.S. 66

yılında Roma idaresine isyan ettiler. Ne var ki çıkan isyanı kanlı bir şekilde bastıran

Roma idaresi M.S. 70 yılında Kudüs'e girerek şehri tamamen tahrip etmiş ve

Süleyman Mabedini de yıkmıştır. Yıkılan mabetten geriye sadece günümüzde bilinen

“ağlama duvarı” diye bilinen batı duvarı kalır.248

Mabedin yıkılmasıyla II. Mabed

dönemi de sona ermiş ve İsrailoğulları MS. 1948 yılına kadar bağımsız bir devlet

kuramamış ve Yahudiler daima sürgün bir hayat yaşamışlardır.249

246

Yıldırım, a.g.e., s. 45 247

Aydın, a.g.e., s. 342 248

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 224; Aydın, a.g.e., s. 344. 249

Baki Adam, “Yahudilik”, s. 214; Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 222; Aydın, a.g.e., s. 344.

Page 69: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

59

2.2.5. II. Mabed’in Yıkılmasından Günümüze Kadar Olan Dönem

İsrail'in devam eden eziyetleri sonunda dindarlar arasında kutsal bir

hükümdarın ortaya çıkacağı, bütün ıstırap ve eziyetleri dindireceği ve Hz. Davud'un

eski hâkimiyetini kuracağı ümidi doğdu. Artık, eski muhteşem saltanatı geri

getirecek bir mehdi beklenmeye başladı. Zira M.S. 135 yılında mehdiliğini ilan eden

Bar Kochba'nın ve Yahudi milislerinin üç buçuk yıllık başarısızlıkla sona eren

ayaklanmasından sonra Romalılar, Kudüs'ü ikinci defa tamamıyla yıktılar.250

Roma

İmparatorluğu'nda Yahudi takibatı başladı ve bu durum M.S. 636 yılında bölgeye

Müslümanların gelmesine kadar devam etti.251

Orta Çağda ise, Avrupa'daki Yahudilerin kaderleri, ülkelere ve idarecilere

göre çok çeşitli olmuştur. En muhteşem devirlerini Endülüs Emevileri zamanında

yaşamışlar. Büyük hekimler, mühendisler, matematikçiler yetişmiştir. Bu mutluluk

Müslüman hâkimiyetinin sona ermesi ile beraber Yahudilerin ihtişamları da son

bulmuştur ve zorla Hristiyanlığa girme baskılarına mecbur bırakılmışlardır. Bir kısmı

Hristiyanlığı kabul ederek canlarını kurtarırken bir kısmı Endülüs’ten göç

etmişlerdir. Almanya’ya M.S. 321 yılında Kral Konstantin’in izni ile girmişlerdir.

Fakat Haçlı seferleri sırasında Hristiyanlara yaptıkları türlü olaylardan sonra Yahudi

aileleri başta Polonya olmak üzere Doğu Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda

kalmışlardır.252

Yahudilerin çoğu yerleştikleri yerlerde birbirleriyle yardımlaşmaları, iktisadi

işlerdeki marifetleri sebebiyle büyük servetlere sahip oldular. Bu büyük servet

sebebiyle bir kısmı Filistin'i düşünmek ve oraya geri dönmekten vazgeçmişken diğer

bir kısmı Filistin onlar için tek gaye ve koruyucu vatandı. Yahudiler malları ile

beraber sürgünde bulunmak veya Filistin'i ele geçirmek için yeniden mücadele etmek

arasında mütereddit yaşarlarken Filistin'le ilgili yeni bir yol ortaya çıktı. O da hedefi

gerçekleştirmek için Yahudilerle ittifak eden emperyalistlerdi. Bu ortak hedef de

Filistin'in Müslüman Araplığını yok etmek ve oraya emperyalizme tabi olmak onun

250

Hans Joachim Schoeps, Yahudi Hıristiyanlığı, (Çev. Ekrem Sarıkçıoğlu), İz yayınları, İstanbul,

2010, s. 49. 251

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 228. 252

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 229

Page 70: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

60

yolunda gitmek şartıyla Yahudileri nakletmekti.253

İşte siyonizm hareketi bu hedefe

ulaşmak üzere doğmuştur. İsrail devletinin kurulmasını öngören Siyonizm akımı,

Tanrı tarafından ilk olarak İbrahim'e vaad edilen Filistin topraklarında Yahudilerinin

yeniden bir araya getirilip bağımsız bir İsrail Devleti kurulmasını öngören bir

harekettir.254

Siyonist hareket Yahudi Lider Viyanalı bir gazeteci olan Alman Yahudisi

Theodor Herzl tarafından kurulmuştur. Bu hareketin öncüleri 1897'de Basel'de

yapılan İlk Siyonist Kongresinde uluslararası hukuktan hareketle Yahudiler için milli

bir yurt talebini açıkça dile getirmiştir.255

Herzl’e kadar Siyonizm duygusal, kültürel

ve milli bir hareketi ifade ederken Herzl ile beraber bu hareket toprağa, yani devlete

dayalı Siyasal Siyonizm’e dönüşmüştür. Siyasal Siyonizm ise Yahudilerin de bir

devlet kurma hakkına sahip oldukları fikridir.256

1917'de Britinya Hükümeti,

yayımladığı Balfour Deklarasyonuyla Filistin bölgesinde bir Yahudi yurdu

oluşturulmasına olan desteğini açıkça duyurmuştur.257

Nihayet Siyonist hareketin var oluşundan yaklaşık 50 yıl sonra Amerika'nın

ve İngiltere'nin desteğiyle Filistin bölgesinde 1948 yılında günümüz İsrail devleti

kurulmuştur. Rusya, Amerika ve Batı devletleri tarafından ise hemen tanınmıştır.258

2.2.6. Safvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudiliğin Tarihçesi

Yahudilerin tarihi, Kur’an-ı Kerim’de Hz. İbrahim ile başlamaktadır.

Yahudiler, Hz. İbrahim’i sadece kendilerine özel bir peygamber olarak görmektedir.

Zira Hz. İbrahim, üç kutsal din içinde ayrı bir öneme sahip olan bir şahsiyettir.

Yahudilerin bu inançları Kur’an-ı Kerim’de Al-İmran 67. ayetinde : “İbrahim, ne

Yahudi, ne de Hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi;

müşriklerden de değildi.” Çünkü Yahudilik Hz. Musa'nın şeriatından tahrif edilmiş

bir dindir. Hıristiyanlık da, Hz. İsa'nın şeriatından tahrif edilmiş bir dindir. Fakat o,

253

Aydın , a.g.t., s. 53 254

Aydın, a.g.e., s. 357. 255

M. Lütfullah Karaman; “Siyonizm”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Ankara, 2009 c.

XXXVII, s. 329. 256

Sedat Kızıloğlu, “İsrail Devleti’nin Kuruluşuna Kadar Geçen Süreçte Yahudiler ve Siyonizm’in

Gelişimi”, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2012 c. 2, S.1, s. 45. 257

Aydın, a.g.e., s. 357. 258

Aydın, a.g.e., s. 357.

Page 71: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

61

bütün batıl dinlerden uzak, hak dine mensup dosdoğru bir Müslümandı, müşrik

değildi. Burada Hıristiyan ve Yahudilerin müşrik olduklarına bir ta'riz vardır. Çünkü

Yahudiler: "Üzeyr Allah'ın oğludur" Hıristiyanlar da: "İsâ, Allah'ın oğludur"

diyorlardı. Bu âyet aynı zamanda, İbrahim’in dinine mensub olduklarına dair

müşriklerin iddialarını da reddetmektedir.259

Sâbuni, Hz. İbrahim kendi soyundan önderler istediğinde Allah’ın bu lütuf ve

ikramına müşriklerden kimsenin nail olamayacağını belirtmiştir.260

Allah

peygamberlik için mahlûkatının en üstünlerini seçtiğini, bunlardan birinin İbrahim

(a.s.)'in yakınlarından olup bunlar İsmail ve İshak peygamber ile bunların soyundan

gelen peygamberler olduğunu belirtmiştir. Son peygamber Hz. Muhammed (a.s.) de

bu soydandır. Sâbuni, Kurtubi’den rivayet ederek; “Diğer nebi ve resullerin hepsi,

bunların neslinden geldiği için Allah sadece bunları zikretti diyerek diğer tüm

peygamberlerin Hz. İbrahim soyundan geldiğini belirtmiştir.”261

Azer’in bazı müfessirlere göre İbrahim’in amcası bazı gruba göre ise put ismi

olarak kabul görse de kabul gören babası olduğu görüşüdür.262

Sâbuni bu

müfessirlerin kim olduğunu belirtmemiştir.

Safvetü’t Tefasir’e göre; Hâcer İsmail (a.s)'i doğurunca, Hz.İbrahim'in diğer

eşi Sâre onu kıskandı. Bunun üzerine Yüce Allah, Hz.İbrahim'e oğlu İsmail'i

annesiyle birlikte Şam bölgesinden Mekke'ye götürmesini emretti. Hz.İbrahim onları

şimdiki Zemzem’in bulunduğu yerde büyük bir ağacın yanına koydu.263

Daha sonra

Allah’ın mucizesi ile Sare 99, İbrahim 112 yaşında iken oğulları İshak dünyaya

gelmiştir.264

İsmail dünyaya geldiğinde ise İbrahim 99 yaşında idi. Hz. İbrahim’in yaşadığı

en ağır tecrübe ise kurban olayıdır. Kur’an-ı Kerim’de ve Tevrat’ta Allah, Hz.

İbrahim’den yaşlılık zamanlarında sahip olduğu oğlunu kurban etmesini istemiştir.

Tevrat’a göre bu oğul İshak iken, Kur’an-ı Kerim’de herhangi bir isim

259

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 391. 260

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 170. 261

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 370-371. 262

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 224. 263

Sâbuni, a.g.e., c. III, s. 259-260. 264

Sâbuni, a.g.e., c. III, s. 106; c. III, s. 260.

Page 72: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

62

belirtilmemiştir. Bu konuyla ilgili birçok farklı görüş olmakla birlikte Safvetü’t

Tefâsir’e göre kurban edilmek istenen oğul Hz. İsmail’dir.265

İbrahim’e oğlunun

yerine kurban edilecek hayvan müfessirlere göre tartışılırken Sâbuni’ye göre bu

cennette kırk sene otlatılmış koç’tur.266

Sâbuni’ye göre; İbrahim, Rabb’inden çocuk istedikten sonra ona İshak'ı verdi

ve Yakub'u da o istemeden fazla olarak verdi. Tefsirciler Yakub’un torunu olduğunu

söyler. Çünkü torun da oğul gibidir.267

Kur’an-ı Kerim’e göre, Hz. Yakub, Hz. İshak’ın oğludur. Hz. Yakub’un on

iki oğlu vardır. Hz. Yakub, Hz. Yusuf’a çok düşkündür. Hz. Yusuf rüyasında on bir

yıldızı, güneşi ve ayı gördüğünü ve onların kendisine secde ettiklerini Hz. Yakub’a

anlatır.268

Yusuf, babası Yakub'a şöyle demişti: “Ey babacığım! Ben uykuda şöyle

garip bir rüya gördüm. Gördüm ki gökyüzündeki yıldızlardan onbir yıldız bana

secdeye kapanmışlar. Bu yıldızlarla birlikte ayın ve güneşin de bana secde ettiğini

gördüm.” Sâbuni İbn Abbas’tan rivayet ederek: “Peygamberlerin rüyası bir

vahydir.” demiştir. Aynı şekilde tefsircilerden rivayet ederek ise şöyle der: “Bu onbir

yıldız Yusuf un kardeşleri, ay ve güneş ise anne ve babasıdır. O zaman Yusuf on iki

yaşındaydı. Bu rüya ile, Mısır'da babası ve kardeşleriyle bir araya gelmesi arasında

kırk sene vardır.” Yakub (a.s.) ona dedi ki: Oğlum! Bu rüyanı kardeşlerine anlatma.

Sonra onlar seni yok etmek için, önleyemeyeceğin büyük bir tuzak kurarlar, Şüphesiz

şeytan, insanın apaçık bir düşmanıdır. Ebu Hayyan şöyle der: Yakub (a.s.) Yusuf'un

rüyasından, Yüce Allah'ın ona büyük bir hikmet vereceğini, onu peygamberlik görevi

için seçeceğini ve iki dünya şerefini ona ihsan edeceğini anladı da, kardeşlerinin

kıskanmasından korktu. Dolayısıyla rüyasını onlara anlatmamasını istedi. Yakub,

Yusuf ve kardeşi Bünyamin’i daha çok sevmesinin nedenini Sâbuni, hepsi kardeş

oldukları halde, Yusuf ve Bünyamin'in anaları bir olduğu için sebebi ile açıklamıştır.

Babalarının Hz. Yusuf’a ve Bünyamin’e duyduğu sevgiyi kıskanan çocuklar Hz.

Yusuf’u ortadan kaldırmak için bir tuzak kurmuşlardır. Ancak Hz. Yakub’un en

büyük oğlu Yahuza vicdanı el vermeyince Yusuf’un öldürülmesi yerine bir kuyuya

265

Sabuni, a.g.e., c. V, s. 252, c. III , s. 494. 266

Sâbuni, a.ge., c. 5, s. 259. 267

Sâbuni, a.g.e., c. IV, s. 94. 268

Yusuf/4.

Page 73: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

63

atılmasını tavsiye etmiştir. Gece yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler. Bir koyun

kestiler ve kanını Yusufun gömleğine bulaştırdılar. Hz. Yakub, “Bugüne kadar böyle

yumuşak huylu bir kurt görmedim! Oğlumu yemiş ama sırtındaki gömleği

yırtmamış!” diyerek inanmadığını belli etmiştir. Medyen'den Mısır'a gitmekte olan

bir kafile geldi ve yolu kaybederek şaşkın şaşkın dolaştı. Nihayet Yusuf'un atıldığı

kuyunun bulunduğu yerde konakladılar. Onu kuyudan çıkaran o yolcular, onu az bir

kıymet karşılığında sattılar. Onu satın alan adamın adı Kıtfir idi. Bu şahıs, Mısır

hazinelerinin başında bulunan azizdir. Otuz yaşına gelince Allah Yusuf’a hikmet ve

bilgelik verdi. Yusuf'un evinde bulunduğu azizin karısı onun, kendisiyle ilişkide

bulunmasını istedi Yedi kapı vardı. Hepsini kilitledi. Sonra onu kendisine çağırdı.

Hz. Yusuf reddedince, olayı örtbas etmek için Hz. Yusuf’u zindana kapatmışlardır.269

Tesadüfen o sırada kralın özel hizmetçilerinden iki kişi de hapse atılmıştı. Bunlardan

birisi kralın ekmekçisi, diğeri sâkîsi idi. Kralı zehirlemek istemekle itham edildiler ve

hapse atıldılar. Bu iki kişinin rüyasını yorumlamış ve yorumu aynen gerçekleşmiştir.

Kral da bir rüya görmüş ve kâhinleri de bu rüyayı yorumlayamamıştır. Zindan da

iken rüyasını yorumladığı mahkûm, Kralın rüyasını Hz. Yusuf’a yorumlatmış ve

Kral da bu yorumu mantıklı bulmuştur. Hz. Yusuf daha sonra zindandan çıkarılmış

ve Mısır’ın maliyesinden sorumlu olarak başa geçmiştir. Kıtlık yıllarında kardeşleri

erzak almak için Mısır’a üç kez gelmiş ve onu tanımamış, en son geldiklerinde Hz.

Yusuf onlara kendini tanıtmıştır. Yusuf'un kuyuya atılması ile kardeşlerinin onun

huzuruna girmesi arasında yirmi iki senelik bir süre vardı. Kardeşleri özür dilemiş ve

Hz. Yusuf da affetmiştir. Hz. Yusuf, gözleri üzüntüden görmez olana babası Hz.

Yakub’a gömleğini göndermiştir. Hz. Yakub’un gözleri açılmış ve ailece Mısır’a

gelmişlerdir. Hz. Yusuf'un yaşadığı olaylar, babası Hz. Yakub'u, annesi ve

kardeşlerini Mısır'a getirmesi ve Mısır'a yerleşmeleri Yusuf suresinde bahsedilir.

Yusuf Suresi 99. ve 100. Ayetlerde; “Yusuf'un yanma girdikleri zaman, ana-babasını

kucakladı, emin olarak Allah'ın iradesiyle Mısır'a girin!" dedi. Ana ve babasını

tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için secdeye kapandılar.” Sâbuni’ye

göre; aile efradı Yusuf’un huzuruna girince hürmeten secde ettiler. Yakub Yusuf ile

269

Sâbuni, a.g.e. c. III, s. 144-153.

Page 74: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

64

yirmi dört yıl daha beraber yaşadıktan sonra Şam bölgesinde babası İshak’ın yanına

vasiyet üzerine gömülmüştür. Yusuf ise Mısır’da yirmi üç sene daha yaşamıştır.270

Kur’an-ı Kerim’de Nisa Suresinin 163. ayetinde İsrailoğulları’nın ilk

döneminde gönderilen peygamberlerin tarihi sıralamasını verirken, Tevrat'taki

sıralamayla benzerlik göstermesi on iki büyük peygamberin ismini ard arda

zikretmesi dikkat çekici bir ayrıntıdır: “Biz Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere

vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve İbrahim'e, İsmail'e, İshâk'a, Ya'kûb'a,

Esbât'â, îsâ'ya, Eyyûb'a, Yunus'a Harun'a ve Süleyman'a vahyettik. Davud'a da

Zebur'u verdik.” Sâbuni’ye göre Allah'ın bu isimleri özellikle zikretmesi onların

şerefini yüceltmek içindir. Peygamberlerin piri ve insanlığın ikinci babası olduğu

için, Muhammed (s.a.v.)'den sonra Nuh (a.s.) zikredildi. Daha sonra İbrahim (a.s.)

zikredildi. Çünkü o, insanlığın üçüncü babasıdır, nübüvvet ağacı ondan dallanıp

budaklanarak gelişmiştir. Nitekim Ankebut suresinin 27. ayetinde: "Peygamberliği

ve kitapları, onun soyundan gelenlere verdik buyrulmuştur.271

Sâfvetü’t Tefâsir’de, Hz. Musa’nın doğduğu yıllarda Firavun Mısır'da ululuk

taslamış, zorbalık ve aşırı derecede azgınlık yapmıştır. Mısır halkını, kendisine

hizmet ve itaat hususunda gruplara ve sınıflara ayırır. Onlardan bir grubu köle edinir

ve aşağılar. Bu işkenceleri yapan İsrailoğullarıydı. Onların erkek çocuklarını

öldürüyor; kızlarını, kendisine ve Kıptîlere hizmet etmeleri için hayatta bırakıyordu.

Ayrıca gördüğü rüyayı kahinlere sorduğunda İsrailoğullarından bir çocuk doğacak,

saltanatın onun eliyle gideceğini, yok olması da onun sebebiyle olacağını söyleyince

doğacak olan tüm çocukları öldürme emri vermişti. Allah, Hz. Musa’nın annesi

İmran b. Husayn’a: “Hiç korkup kaygılanma, çünkü biz onu tekrar sana geri

vereceğiz ve onu peygamberlerden biri yapacağız”272

diye vahyedince, Hz. Musa’nın

annesi belli bir süre onu emzirmiş, Hz. Musa’nın hayatı tehlikeye düşünce de onu bir

sandığa koyup Nil nehrine bırakmıştır. Hz. Musa, Firavun ailesi tarafından nehirde

bulunmuş ve Firavun’un hanımının isteğiyle Firavun tarafından evlat edinilmiştir.

Musa kırk yaşına gelince ona Allah tarafından ilim ve derin bilgi verildi. Hz. Musa

bir gün, bir İsrailli ile bir Kıptî’yi kavga ederken görmüş ve İsraillinin yardım

270

Sâbuni, a.g.e., c. III, s. 159-196. 271

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 56. 272

Kasas/7; Sâbuni, a.g.e., c. IV, s. 410-412.

Page 75: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

65

istemesi üzerine Kıptîye bir yumruk atmış ve ölümüne sebebiyet vermiştir. Safvetü’t

Tefasir Tefsirine göre Hz. Musa, İsrailli’nin yardım istemesi üzerine ona yardım eder

ve istemeden Kıptî’nin ölümüne sebep olmuştur. Tedbirsizce yumruk atarak, ölüme

sebebiyet verdiği için kendisini günahkâr hissetmiştir. Olayın duyulması üzerine ise

Hz. Musa, Medyen’e gitmek üzere Mısır’ı terk etmiştir ve sekiz günde Medyen’e

ulaşmıştır. Hz. Musa, Medyen suyunun başında iki kız görmüş ve onlara

hayvanlarını sulamalarında yardım etmiştir. Kızların babası Safvetü’t Tefasir

Tefsirine göre Şuayb Peygamberdir. Kızlar babalarına, Hz. Musa’nın yaptığı yardımı

anlatınca babaları Hz. Musa’yı eve davet etmiş ve sekiz yıl çalışmasına karşılık

kızlarından biri ile evlenmesini istemiştir. İsterse bu süreyi on yıla da

çıkarabileceğini söylemiştir. Hz. Musa kızlardan biri ile evlenmiş, onuncu yılın

sonunda Medyen’den eşi ile birlikte ayrılmıştır. Yola çıktıktan sonra Tur Dağı

taraflarında bir ışık görmüş ve burada peygamberlikle görevlendirilmiştir. Hz. Musa

Allah’a kardeşi Harun’u da kendisi ile birlikte görevlendirmesi için dua etmiş ve

Allah tarafından da duası kabul edilmiştir. Hz. Musa, kardeşi Harun İle birlikte tebliğ

görevini yapmak ve İsrailoğullarını Mısır’dan çıkarmak üzere Firavun’a gitmiş,

mucizeler göstermiş ancak Firavun kibrine yenik düşmüş ve ilahi daveti reddetmiştir.

Hatta Firavun “Kendisine ibadet edilen yüce rabbiniz benim.”273

diyecek kadar

kibirde ileri gitmiştir. Hz. Musa, Firavun ile zorlu mücadeleler vermiş, bu süre içinde

Firavun birçok sıkıntıya ve felakete uğramış ama bir türlü gerçeği görmek

istememiştir. Sonunda Allah’ın emri ile İsrailoğullarını alıp Sina Yarımadasına

gitmek üzere Kızıldeniz’e doğru yola çıkmıştır. Durumu haber alınca Firavun da

askerleri ile birlikte yola çıkmıştır. Bir mucize eseri denizin yol vermesiyle Hz. Musa

ve İsrailoğulları karşıya geçerken, Firavun ve askerleri suda boğulmuştur.274

Ayrıca

Firavun hakkında Kur’an-ı Kerim şu açıklamayı yapmaktadır: “Senden sonra

geleceklere ibret olman için, bugün senin bedenini kurtaracağız. İşte insanlardan bir

çoğu, hakikaten âyetlerimizden gafildirler.”275

İsrailoğullarından bazıları Firavun'un

öldüğü hususunda şüphe ettiler. Bunun üzerine Yüce Allah Firavun'un öldüğü ve

273

Naziat/24. 274

Sâbuni, a.g.e., c. IV, s. 411-429. 275

Yunus/92.

Page 76: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

66

helak olduğunu kesin olarak anlamaları için onun cesedini ruhsuz bir şekilde ve

düzgün olarak dışarı atmasını denize emretti.276

Kur’an-ı Kerim’de Yûşâ ismi geçmemektedir fakat ona gönderme

yapılmaktadır. Allah, Kur’an-ı Kerim’de: “Bir vakit Musa, hizmetçisine demişti ki:

"İki denizin birleştiği yere varmadan dinlenmeyeceğim yahut senelerce

yürüyeceğim.”277

buyurmaktadır. Sâfvetü’t Tefâsir’e göre ayette söz edilen Musa’nın

yanında ki kişinin Yûşâ b. Nûn olup Hz. Musa’nın hizmetçisi olduğu rivayet

edilmektedir.278

Hz. Musa’nın vefatından sonra İsrailoğulları başlarına bir hükümdar ister ve

Allah onlara Tâlut’u gönderir. Hükümdar olarak Tâlût seçilince İsrailoğulları itiraz

etmiştir. Çünkü Tâlût, İsrailoğullarının ileri gelen ve zengin ailelerinden değildir.

Fakat Allah onun komutanlığın alametinin tabut olduğunu bildirir. Kur’an-ı

Kerim’de sandığı meleklerin taşıdığı söylenmektedir.279

Bu tabut, bir sandık olup

savaş çıktığı zaman Musa askerlerin önüne koyar İsrailoğullarının ruhları için sekinet

verir ve savaştan kaçmazlardı. Ayrıca bu tabut’ta Musa’nın asa’sı, elbisesi ve

Tevrat’tan bazı levhalar vardı. İsrailoğulları Tâlût’u kumandan olarak kabul etmiştir.

Tâlût’un ordusu gibi Filistilerin ordusu da güçlüdür ve başlarında Calût vardır. Calût,

çok büyük ve güçlü bir savaşçıdır. Tâlût ve Calût’un ordusu karşı karşıya gelmiştir.

Davud orduya yetiştiğinde Calut’u öldürür. İbn-i Kesir rivayetine göre; Talut,

Calut’u öldürdüğü takdirde Davud’a kızını vereceğini, malını bölüşeceğini vadetmiş

ve sözünde durmuştur. Daha sonra Allah Davud’a Zebur vererek peygamberlik

vazifesinin yanında hükümdarlık vazifesini de ihsan edip diğer faydalı ilimleri de

öğretmiştir.280

Sâbuni; “Biz Davud'a Süleyman'ı verdik. Süleyman ne güzel bir kuldu!

Doğrusu o, daima Allah'a yönelirdi.”281

ayetini ise Allah’ın Hz. Süleyman’ın

276

Sâbuni, a.g.e., c. III, s. 61. 277

Kehf/60. 278

Sâbuni, a.g.e., c. III, s. 453. 279

Bakara/248. 280

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 290-293;Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 51. 281

Sad/30.

Page 77: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

67

Davud’a peygamberlikte varis olduğunu, Süleyman’dan başka 19 çocuğu olduğunu

ama Süleyman’ın özel olduğunu belirtmiştir.282

Safvetü’t Tefâsir’de Sâbuni; Hz. Süleyman döneminden sonraki olaylara İsra

Suresinin tefsirinde işaret edilmektedir. Allah Kur’an-ı Kerim’de: “Biz, Kitap'ta

İsrâiloğullarına, "Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve azgınlık

derecesinde bir kibre kapılacaksınız." diye bildirdik. Bunlardan ilkinin zamanı

gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında

dolaşarak sizi aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaad idi. Sonra onlara karşı size

tekrar galibiyet ve zafer verdik; servet ve oğullarla gücünüzü artırdık; sayınızı daha

da çoğalttık. Eğer iyilik ederseniz kendinize etmiş, kötülük ederseniz yine kendinize

etmiş olursunuz. Artık diğer cezalandırma zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler,

daha önce girdikleri gibi yine Mescid-i Aksa'ya girsinler ve ellerine geçirdikleri her

şeyi büsbütün tahrip etsinler diye, başınıza yine düşmanlarınızı musallat kıldık.”283

Bu iki bozgunculuklardan ilki Zekeriya’nın ikinci olarak Yahya’nın öldürülmesidir.

Birinci fesatlıkta; İsrâiloğullan haramları helal sayıp kan dökünce, Allah onlara Babil

kralı Buhtunnasr'ı musallat kıldı. Buhtunnasr onlardan 70.000 kişi öldürdü. O ve

orduları, nerdeyse İsrâiloğullarını yok ediyorlardı. Tövbe ettikten sonra şiddetli

beladan sonra tekrar üstünlük ve galibiyet verildi. İkinci fesatlıklarında; Yahya

(a.s)'yı öldürmek ve Allah'ın haram kıldığı şeyleri yaparak fesatlık çıkardıktan sonra,

Allah tekrar üzerlerine düşmanları onlara hakaret etsinler ve zelil kılmak ve ezmek

suretiyle gönderir. Beyt-i Makdis'e girip ilk defa onu harap ettikleri gibi yine harap

ederler. Üstün geldikleri her şeyi helak edip yok etmişlerdir. Yüce Allah onlara, bu

sefer İran ateşperestlerini musallat etti. Ateşperestler onları yeryüzünde sürgün

ettiler, öldürdüler, yurtlarını da harap ettiler şeklinde açıklamıştır.284

Kudüs’ün işgali meselesi ve mabedin yıkımı ile ilgili olarak Kur’an-ı

Kerim’de: “Allah'ın mescitlerinde Allah'ın adının anılmasına engel olan ve onların

harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır? Aslında bunların oralara ancak

korkarak girmeleri gerekir. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap

282

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 296; c. IV, s. 368. 283

İsra/4-7. 284

Sâbuni, a.g.e., c. III, s. 366-367.

Page 78: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

68

vardır.”285

ayetinde; insanların, Allah'ın evlerinde O'na kulluk etmesini engelleyen

ve Romalıların Beyti Makdis'i yıktıkları ve ibadeti engelledikleri gibi o mescitlerin

harap olmasına çalışan kimseden daha zâlim hiç kimse olmadığını belirtir.286

İsrailoğullarının ikinci kez mabedi inşa etmeleri döneminde Ezra, Safvetü’t

Tefasir Tefsirine göre Üzeyr isimli şahsiyet ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda Tevrat’ı

tekrar ortaya çıkaran Üzeyr olmuş ve bu konuda daha fazla bilgi verilmemiştir.287

Yahudilerin tarihlerine baktığımızda sürgünler ve felaketler yaşadıkları

görülmüştür. Kur’an-ı Kerim’de; “Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibetler

(onların başına), Allah'ın âyetlerini inkâra devam etmeleri, haksız olarak

peygamberleri öldürmeleri sebebiyle geldi. Bunların hepsi, sadece isyanları ve

taşkınlıkları sebebiyledir.”288

ayetinde Yahudilerin bu durumlarının özetlendiği

söylenebilir. Sâfvetü’t Tefâsir’de ayet şöyle yorumlanmıştır. Yahudilerin çöldeki

yiyecekleri yemek istememeleri, Allah’ın ayetlerini işlerine geldiği gibi inkâr

etmeleri, peygamberlerine düşmanca tavır sergilemeleri, hatta onları öldürmeleri,

isyankârlık yapmaları ve Allah’ın koyduğu sınırları aşmaları gibi suçlarına işaret

ederek hem Müslümanlara hem de Hz. Peygamber (s.a.v.) dönemindeki Yahudilere

bir hatırlatma da vardır. Onlardan atalarının düştükleri hatalara düşmemeleri

istenmekte, Hz. Muhammed’e karşı düşmanlık beslememeleri ve ona gönderilen

ayetleri inkâr etmemeleri istenmektedir.289

Sâbuni”ye göre bütün bunlara sebep, Yahudilerin sık sık isyan edip,

huzursuzluk çıkarmalarından dolayıdır. Bu hususta Sâbuni; “Allah'ın gazabına

uğradılar. Bu musibetler (onların başına), Allah'ın âyetlerini inkâra devam etmeleri,

haksız olarak peygamberleri öldürmeleri sebebiyle geldi. Bunların hepsi, sadece

isyanları ve taşkınlıkları sebebiyledir.”(Bakara. 61)” ayetinin bunu açıkladığını

belirtir. İsrailoğulları, böylece belalarını bulmuş ve hayat boyunca onlardan

ayrılmayacak ebedi rezillik damgası vurulmuştu.290

285

Bakara/ 114. 286

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 159-160. 287

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 471-472/c. I, s. 306-307. 288

Bakara/61. 289

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 110-111. 290

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 110.

Page 79: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

69

Sonuç olarak; başta Tevrat olmak üzere Yahudi kaynaklarında Yahudiler’ in

tarihi hakkında verilen bilgiler ile Sâbuni tefsirindeki bilgiler yer yer farklı olmakla

birlikte genel de benzerlikler taşımaktadır.

Page 80: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

70

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

SABUNİ TEFSİRİNDE YAHUDİLİK İNANÇ ESASLARI VE

YAHUDİLİĞİN DİĞER ÖZELLİKLERİ

3.1. YAHUDİLİĞİN İNANÇ ESASLARI

Yahudiliğin kutsal kitaplarında inanç esasları açık bir şekilde beyan

edilmemiştir. Özellikle ilk dönem Yahudilikte kalıplaşmış iman kaideleri veya inanç

sistemi yoktur. Kur'an'da olduğu gibi Tevrat'ta ve diğer Yahudi Kutsal Kitaplarında

nelere inanılması gerektiğine dair kalıplaşmış bilgi bulunmaz. Tevrat'ta (Çıkış: 20;

Tesniye: 6) yer alan On Emirde zaten ilk yarısı insanın Tanrı ile ikinci yarısı

insanların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenlemektedir. Peygamberlere, kitaplara,

kaza ve kadere, hayır ve şerrin Allahtan olduğuna ve hatta ahiret hayatına inanmakla

ilgili ifadeler Tevrat'ta yer almamaktadır. Nitekim inanç meselesinde son sözü

söyleyecek bir otorite, bir makam da yoktur. Yahudilerin inancı genel itibari ile

günlük ibadetlerde ve hayatta kendini gösterir. Önemli olan Tevrat'ta bildirilen şeriatı

uygulamaya çalışmasıdır.291

Yahudiler 12. yy.’a kadar belli bir inanç sistemine sahip olmayıp, Tevrat'ı

tefsir eden bilginleri sayesinde, İslam ve Hristiyanlıktaki gibi, iman esasları

benimsemişlerdir. Hristiyanların ve Müslümanların Yahudiliğe yönelik eleştirilerine

karşı sağlam bir kale oluşturmak amacıyla, Yahudi bilginlerden Rabbi Musa b.

Meymûn (Moşe ben Maymon: Maimonides, M.S. 1135-1204) Yahudilerin iman

esaslarını, İslamiyet’teki “Amentüye” benzeterek, 1180 yıllarına doğru on üç

maddeden oluşan bir inanç sistemi oluşturmuştur. Bu inanç sistemindeki iman

cümlelerinden her biri “Tam bir imanla inanırım ki” ifadesiyle başlar. Bu inanç

sistemi şu esaslardan oluşmaktadır:

1. Tanrı var olan her şeyi yarattı ve onlara hükmetmektedir.

2. Tanrı birdir ve ondan başka tanrı yoktur.

291

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 229; Tümer-Küçük, a.g.e. s. 248.; Harman, a.g.e., s. 201.

Page 81: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

71

3. Tanrı ilk ve son yaratıcıdır.

4. İbadet, sadece Tanrı'ya mahsustur; O'na ortak koşulamaz.

5. Peygamberlerin bütün sözleri haktır

6. Efendimiz Musa bütün peygamberlerin en büyüğüdür.

7. Elimizde olan Tevrat, tamamıyla Tanrı tarafından Musa'ya verilenin

aynısıdır.

8. Tevrat değiştirilmemiştir ve Tanrı tarafından başkada gönderilmemiştir.

9. İnsanın yaptıklarını ve düşündüklerini Tanrı bilir.

10. Tanrı, emirlerini tutanları mükâfatlandırır, dışına çıkanları cezalandırır.

11. Mesih gelecektir, geciktiği halde her gün onun gelmesini bekleyeceğim.

12. Tanrı dilediği zaman ölüleri diriltecektir.

13. Allah’ın bir bedeni yoktur ve hiçbir şekilde tasvir edilemez.292

Bu on üç maddelik iman esasları sadece Ortodoks Yahudileri tarafından kabul

edilmektedir.293

Reformist Yahudiler, Ortodoksların kabul ettiği iman esaslarını

kabul etmezler çünkü onlar; Mesih'e, ruhun ölümsüzlüğüne, yeniden dirilmeye, ceza

ve mükâfata inanmaz. Zira onlara göre Yahudilik sadece bu dünya ile ilgilidir. Bu

sebepten ötürü, ahiretin varlığını kabul etmezler, Tevrat'ın ilahiliğine inanmazlar.294

Biz çalışmamızın bu kısmında yukarıda maddeler halinde sıraladığımız

Yahudiliğin inanç esaslarını Sâbuni’nin tefsirinde nasıl ele alındığını mukayeseli

olarak izah edeceğiz.

292

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 230; Tümer-Küçük, a.g.e. s. 251-252; Adam, “Yahudilik”, s. 235-236;

Altıntaş, a.g.e., s. 105-106. 293

Adam, “Yahudilik”., s. 236. 294

Tümer-Küçük, a.g.e. s. 252.

Page 82: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

72

3.1.1. Tanrı Anlayışı

Bütün dinlerin temelini oluşturan en temel özellik, aşkın bir varlığa ya da

varlıklara inanmak şeklinde kendisini gösteren, üstün güç ya da güçlere yönelik

inanışlardır. Burada üstün güç ya da güçler, metafizik bağlamda ilahi bir varlık ya da

varlıklar olabileceği gibi evrene ait bir şahıs, obje, nesne veya evrensel anlamda

etkili bir ilke de olabilir.295

Yahudilikte en büyük iman esası, Tanrı'nın varlığına ve birliğine inanmaktır.

Bu inanç hem putperestliğin çok tanrıcılığına, hem de Hristiyanlığın teslis inancına

karşıdır. Yahudi inancında Tanrı birdir; yaratılmamıştır, önü-sonu yoktur, yücedir,

her şeyi bilir, görülemez resim ve heykelle tasvir edilemez bütün varlıkların

Rabbidir. Âlemlerin yaratıcısı ve sahibi de o’dur. Tanrı, her şeyi yaratan ve

hükmeden yüce bir varlıktır. Onun eşi, benzeri ve ortağı yoktur.296

Tevrat'ta Tanrı'nın birliği şöyle ifade edilir: “Dinle ey İsrail; Tanrınız Rab,

bir Tanrıdır.”297

Bu ifade Yahudilerin en yaygın olarak yaptıkları Shema isimli

duanın başlangıç cümlesi olup Tanrı anlayışındaki biricikliğini en güzel şekilde

anlatmaktadır.298

Bir Yahudi inananı bu duayı Tanrı'nın tekliğini günde iki kez tekrar

etmelidir.299

Yaratıcı olan Tanrı yaratılmış hiçbir şeye benzememektedir. Bu anlayış

Musa'ya Sina'da verilen vahiy de şu şekilde ifade eder: “Başka Tanrılar

edinmeyeceksin. Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer

altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın. Putların

önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın.”300

Yahudilikte Tanrı; Yahve (Yehova) ve Elohim isimleri ile ifade edilir.

Yehova Tanrı’nın rahmet tarafını, Elohim ise gazap tarafını ifade eder. Yahudiler

Tanrı’nın gazabından korktukları için Elohim adını daha sık kullanmaktadırlar.301

295

Şinasi Gündüz, Yaşayan Dünya Dinleri, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2010, s. 30-

31. 296

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s.229; Tümer-Küçük, a.g.e., s. 248; Adam, “Yahudilik”, s. 236. 297

Tesniye, 6: 4. 298

Aydın, a.g.e, s. 358. 299

Altıntaş, a.g.e., s. 130. 300

Çıkış, 20:3-5. 301

Adam, “Yahudilik”, s. 236.

Page 83: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

73

Yahve ismini kullanmak Yahudiler için yasak olduğundan, Adonay (Rabbimiz-

Efendimiz) ismini kullanmaktadırlar.302

Tevrat’ta Allah inancı insanbiçimci bir özellik göstererek Tanrı, İbranilerin

Allah’ıdır. Zira Tevrat’ta, “Bütün dünyada Allah yoktur, ancak İsrail’de Allah

vardır.”303

diyerek belirtmiştir.304

Tanrı'nın en sevdiği millet, Yahudi milletidir. Tanrı

onları özel seçmiş ve onlarla Sina'da ahitleşmiştir. Bu ahitleşme, İsrailoğullarıyla

olmuştur. Onun en sevdiği milleti Yahudi milleti olduğundan O, onların milli

tanrısıdır.305

3.1.1.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Tanrı İnancının Yorumları

Yahudilikteki Tanrı inancı ile ilgili Kur’an-ı Kerim’de geçen önemli

bilgilerden bir tanesi, Hz. Üzeyr’in (a.s.) Tanrı’nın oğlu olarak nitelendirilmesidir.

Başka bir ifade ile Yahudilerin Allah’a oğul isnat etmesidir. Kur’an-ı Kerim’de

Üzeyr ismi sadece bir ayette geçmekte ve şöyle buyurulmaktadır: “Yahudiler,

"Üzeyir Allah'ın oğludur." dediler! Hıristiyanlar da, "Mesih Allah'ın oğludur"

dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. Sözlerini daha önceki

kâfirlerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da

döndürüyorlar!”306

Buhtunnasr esaretinden sonra onların arasında Tevrat'ı

koruyacak kimse kalmadığı için böyle dediler. Allah yüz sene sonra Uzeyr (a.s.)'i

diriltince, Uzeyr (a.s.) Tevrat'ı onlara ezberden yazdırdı. Buna şaşarak: "Bunu, ancak

Allah'ın oğlu olduğu için yapabildi" dediler. Yüce Allah onlara cevap olarak şöyle

buyurdu: Bu çirkin söz, delilsiz ve huccetsiz, dil ile söylenmiş mücerret bir

iddiadır.307

Konuyla ilgili ayetlerde; Hristiyanların “Mesih Allah’ın oğludur”,

Yahudilerin de “Uzeyir Allah’ın oğludur” (Tevbe, 30) gibi oğul isnat ve iftiralarına

karşı “Kim Allah’a şirk koşarsa mutlaka büyük bir günah ile iftira etmiş olur” (Nisa,

48) buyrularak onların doğru yoldan çok uzaklaştığını ilahi bağışlanmadan,

rahmetten uzaklaştıkları ifade edilmektedir. Allah’ın özel ve ileri gelen kullarından

302

Taner, a.g.t., s. 44. 303

II. Krallar, 5/15. 304

Süleyman Sayar, Yahudi Karakteri (Tarihi ve Sosyo-Psikolojik Bir Yaklaşım), Uludağ Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2000, c. 9, S.9, s. 9. 305

Tümer-Küçük, a.g.e., s. 248. 306

Tevbe/30. 307

Sâbuni, a.ge., c. II, s. 471-472.

Page 84: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

74

kendilerini temize çıkarmaya çalışan Yahudilere, Allah dilediğini temize çıkaracağını

ifade etmektedir. 308

Sâfvetü't Tefâsir’e göre Yahudiler, bir ve tek olan bir Tanrı’ya inandıklarını

iddia etseler de Kur’an-ı Kerim bu iddiayı reddetmektedir. Çünkü Yahudiler sadece

Üzeyr’e Allah’ın oğlu demekle kalmamış kendilerine de, "Biz, Allah'ın oğulları ve

dostlarıyız" demişlerdir. Yani babalara göre oğullar nasılsa, Allah'a göre biz öyleyiz.

Biz onun dostlarıyız. Çünkü biz onun dinine göre yaşamaktayız, dediler. Sâbuni, İbn

Kesir’den rivayet ederek; Yahudiler Allah’ın peygamberlerine mensub olduklarını,

peygamberler ise onun oğulları olduğundan dolayı Allah’ın onları koruduğunu

dolayısıyla onları da sevdiğini düşünürler.309

Kur’an-ı Kerim’de Yahudiler hakkında verilen bilgilerden bir tanesi de din

âlimlerini Rab edinmiş olmalarıdır. Allah, Kur’an-ı Kerim’de: “(Yahudiler) Allah’ı

bırakıp, hahamlarını; Hıristiyanlar ise rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i rab

edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir olan Allah’a ibadet etmekle emrolunmuşlardır.

O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır.”

buyurulmaktadır.310

Ancak Safvetü’t Tefâsir’de konu ile ilgili ayette ilah edinmekten

kastın din âlimlerini Tanrı kabul edip onlara ibadet etmek değil Allah’a itaat eder

gibi onlara itaat etmeleri olduğu bilgisi verilmektedir.311

İhlas Suresinin 3.ayetinin tefsirinde de Sâbuni; bu ayet, Allah'a evlat nispet

edenlerin hepsini reddeder. Mesela, "Üzeyir, Allah'ın oğludur diyen Yahudileri;

"Mesih Allah'ın oğludur" diyen Hristiyanları ve "Melekler Allah'ın kızlarıdır"

iddiasında bulunan Arap müşriklerini reddeder. Yüce Allah, kendisinin çocuğu

olmadığını bildirerek bunların hepsini reddetmiştir. Çünkü çocuğun, babanın

cinsinden olması lazımdır. Allah (c.c.) ise ezeli ve kadimdir. O'nun bir benzeri

yoktur. O'nun için bir çocuk olması imkânsızdır. Bir de, ancak eşi olanın çocuğu

olur. Yüce Allah'ın eşi yoktur diyerek açıklamıştır.312

308

Sabuni, a.g.e., c. I, s. 532. 309

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 84-85. 310

Tevbe/31. 311

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 472-473. 312

Sâbuni, a.g.e., c. VII, s. 475-476.

Page 85: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

75

3.1.2. Peygamber İnancı

Yahudi tarihi içerisinde nübüvvet konusu ile ilgili çeşitli görüşler sergilenmiş

olup genel itibari ile Tanrı ile insanlar arasındaki irtibatı sağlamak şeklindedir.

Tevrat’ta hem gerçek peygamberler hem yalancı peygamberler için kullanılan terim

birliği sebebiyle nübüvvet konusunun içeriği hakkında belirsiz bir tablo ortaya çıkar.

Tanrı-insan iletişimi şeklinde telakki edilen bu mevzunun Yahudilikte ne zaman

ortaya çıktığı da belirgin değildir.313

Yahudi geleneğinde; Hz. Musa’dan önce

yaşayan peygamberler var olsa da Tevrat’ın vahyiyle nübüvvet doruk noktaya

varmış, dolayısıyla aslında bir hukuk ve ahlak anlayışı, şeriat sunan nübüvvet Hz.

Musa ile başlamıştır.314

Yahudilikte peygamber inancı seçilmişlik anlayışına dayanır. Bütün insanlığı

aydınlatmak, uyarmak, mutlu kılmak için Tanrı İsrailoğullarını seçmiştir. Zira

Yahudi peygamberleri de bu sebeple ortaya çıkmış ve seçilmişlerdir. Tanrı, insanları

aydınlatmak ve kurtuluşa ermeleri için “nebi”leri görevlendirmiştir. Yahudi Kutsal

Kitabı Tevrat'ın bir bölümü Neviim (nebiler) başlığı adı altındadır. Nebi, İbrani

dilinde kendisine görev verilen, çağrılan kimse demektir.315

Yahudilerde Maliki ile peygamberlik sona ermiştir; bir daha peygamber

gelmeyecektir. Zira bu inançtan dolayı Yahudiler, Hz. İsa ile Hz. Muhammed'in

peygamberliğine inanmazlar. Hz. İbrahim’in ise peygamberliğinden ziyade soy atası

kimliğini ön plana çıkarmaktadırlar. Bununla birlikte Tevrat’ta geçen peygamberlere

peygamber olarak, krallara da krallar olarak inanmaktadırlar. Bu anlamda Hz. Davut

ve Hz. Süleyman’ı Yahudiler peygamber olarak değil kral olarak kabul

etmektedirler.316

Yahudiler peygamberlerin günahsız olduğunu kabul etmezler. Peygamberler

sıradan insanlar olup, diğer insanlar gibi günah işleme özelliğine sahiptirler.

Yahudiliğe göre peygamberin diğer insanlardan ayrılan tek özelliği vahye muhatap

olmalarıdır. Bununla birlikte Tevrat’ta peygamberlere yapılan bir takım uygunsuz

313

Eldar Hasanov, Yahudilikte Peygamberlik ve Peygamberler, İnsan Toplum Bilimleri Araştırmalar

Dergisi,2014, c. III, s.677. 314

Eldar Hasanov, a.g.m., s. 682. 315

Tümer-Küçük, a.g.e., s. 248. 316

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s.232; Tümer- Küçük, a.g.e., s. 248.

Page 86: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

76

yakıştırmalar da yer almaktadır.317

Dikkatimizi çeken peygamberlere isnat edilen bu

uygunsuz yakıştırmalardan bazıları şunlardır; Hz. Nuh’un içki içtiği,318

Hz.

İbrahim’in hanımını Firavun’a peşkeş çektiği,319

Hz. Lut’un kızları tarafından sarhoş

edildiği, sonra birlikte oldukları ve öz babalarından hamile kaldıkları320

, Hz.

Musa’nın Mısır’dan çıkmadan önce İsrailoğullarına Mısırlı komşularının ziynet

eşyaların çalmalarını söylemesi,321

Hz. Harun’un put yaptığı,322

ve Hz. Davud’un

beğendiği bir kadınla birlikte olması323

gibi bilgiler de yer almaktadır. Ancak isnat

edilen bu davranışlar değil bir peygambere sıradan bir insana dahi yakışmayacak

ahlak kurallarına aykırı davranışlardır.

Kitap Ehli’nden Yahudiler, peygamberlerin bir kısmını üstün tutarken, diğer

bir kısmını da inkâr etmiş ve onlara çeşitli iftiralarda bulunmuşlardır. İşte bu sebeple

Allah onları Nisa, 150-151. ayetinde uyarmıştır: “Allah'ı ve peygamberlerini inkâr

edenler ve Allah ile peygamberlerini birbirinden ayırıp: "Bir kısmına iman ederiz,

ama bir kısmına inanmayız" diyenler ve iman ile küfür arasında bir yol tutmak

isteyenler yok mu; İşte gerçekten kâfirler bunlardır. Ve biz kâfirlere alçaltıcı bir azap

hazırlamışızdır.” Sabuni’nin tefsirin de; bu ayet Yahudi ve Hristiyanlar hakkındadır.

Çünkü onlar kendi peygamberlerine inandılar fakat Hz. Muhammed (s.a.v.) ve diğer

peygamberleri reddettiler. Oysa bilmiyorlardı ki onları inkâr etmek Allah’ı inkar

etmek demektir.

İsrailoğullarına Zekeriya (a.s.), Yahya (a.s.) ve diğer peygamberler gelmiş ve

mucizeler de göstermişlerdir. Fakat Yahudiler yalnız Hz. İsa gibi inkâr ettikleri

peygamberleri öldürmeye kalkışmakla yetinmemiş Hz. Zekeriya gibi bir zamanlar

peygamberliğini tasdik etmiş bulundukları peygamberleri de öldürmüşlerdir.324

317

Adam, “Yahudilik”, s. 236. 318

Bereşit: 9/21. 319

Bereşit: 12/13. 320

Bereşit: 19/30-36. 321

Şemot: 3/22. 322

Şemot: 32/4. 323

II. Samuel: 11/2. 324

Detaylı bilgi için bkz: I.Krallar, 18:4; Matta, 14: 10.

Page 87: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

77

3.1.2.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Peygamber İnancı

Safvetü’t Tefâsir’de, Yahudilerin peygamberlik inancı ile ilgili belirteceğimiz

ilk bilgi İsrailoğullarının peygamberleri arasında ayrım yapmalarıdır. Bununla ilgili

ayette, “Şüphesiz, Allah’ı ve peygamberlerini inkâr edenler, Allah’a inanıp

peygamberlerine inanmayarak ayrım yapmak isteyenler, Peygamberlerin kimine

inanırız, kimini inkâr ederiz” diyenler ve böylece bu ikisinin (imanla küfrün)

arasında bir yol tutmak isteyenler var ya; işte onlar gerçekten kâfirlerdir. Biz de

kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır. Allah’a ve peygamberlerine iman edenler

ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara gelince, işte onlara Allah

mükâfatlarını verecektir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”325

buyurulmaktadır. Sâbuni Katade’den rivayet ederek; Müslümanların Hz. Adem’den

Hz. Muhammed’e (s.a.v.) kadar bütün peygamberleri kabul ettiklerini fakat

Yahudilerin Tevrat ve Musa'ya inanıp İncili ve İsa'yı inkâr ettiklerini, Hıristiyanların

ise, İncil’e ve İsa’ya iman edip Kur'an'ı ve Muhammed’i inkar ettiklerini Allah'ın

gönderdiği İslam dinini kabul etmediklerini belirtmiştir. Peygamberleri inkâr

etmeleri ise Allah'ı inkâr sayıldığı belirtilmiştir.326

Safvetü’t Tefâsir’de, Yahudilerle ilgili anlatılan konulardan bir tanesi, Hz.

Peygamberi tanıdıkları halde inkâr etmeleridir. Kur’an-ı Kerim, Yahudilerin yeni bir

peygamber geleceğini bildikleri halde inkâr ettiklerini şöyle ifade etmektedir:

“Kendilerine kitap verdiklerimiz onu öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna

rağmen onlardan bir grup bile bile gerçeği gizlerler.”327

Onların ileri gelen ve

bilginlerinden bir grup, bile bile hakkı gizlerler ve onu açıklamazlar. Peygamber

(s.a.v.)'in vasıfları, kitaplarında apaçık bir şekilde yazılı olduğu halde onları

gizlerler.328

Yahudi peygamberlerin, peygamberlik görevlerini yaparlarken muhatapları

tarafından zor durumda bırakılmaları da peygamberlerle ilgili temas edilen

noktalardan bir tanesidir. Kur’an-ı Kerim’de birçok ayette özellikleri anlatılan

İsrailoğullarının, tutarsız davranışları, sözlerinden dönmeleri ve kendilerini diğer

325

Nisa/150-152. 326

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 46. 327

Bakara/146. 328

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 190.

Page 88: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

78

milletlerden üstün görmeleri gibi özellikleri ile peygamberlerini zor durumda

bırakmış olmaları Kur’an-ı Kerim’in Saf Suresinde şöyle anlatılmıştır: “Hani Mûsâ

kavmine, “Ey kavmim! Allah’ın size gönderdiği peygamberi olduğumu bilip

durduğunuz hâlde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?” demişti. Onlar yoldan sapınca,

Allah da kalplerini saptırdı. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.”329

diye

belirterek Yahudilerin Hz. Musa’yı nasıl zor durumda bıraktıkları gözler önüne

sermiştir. Safvetü’t Tefâsir’e göre, ayette Hz. Musa’nın kavmine gösterdiği

mucizelere inanmayarak yaptıkları vefasızlıkları belirtilmiştir. Sâbuni Râzî’den

rivayet ederek, peygamberlere eziyet yapanların küfre götüreceğine ve kalplerin

hidâyetten kaymasına sebep olacağına dikkat çekildiğini belirtir.330

Bir başka ayette Yahudilerin de içinde bulunduğu Ehl-i kitap hakkında, Hz.

Peygamber’i (s.a.v.) bildikleri şöyle ifade edilmiştir: “Kendilerine kitap

verdiklerimiz, onu kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Kendilerini ziyana

sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.”331

Sâbuni; Hz. Muhammed’i (s.a.v.)'i

tanıyıp ta inatçılık eden Yahudi ve Hıristiyanlar onu Tevrat ve İncil de zikredildiği

üzere şekil ve şemailinden tanıdıklarını onlardan biri kendi çocuğunu nasıl tanırsa

Hz. Muhammed'i (s.a.v.) de o şekilde tanıyıp bu hususta asla şüphe etmediklerini

ifade etmiştir.332

Sâbuni’ye göre; Onları irşat etmek ve dini onlara açıklamak için kendilerine

Allah tarafından peygamberler gönderildiğini ama onlar Allah'ın peygamberlerinden

bir peygamber onlara, arzu ve isteklerine uymayan bir şey getirdiğinde, hemen,

peygamberlerden bir grubu yalanlayıp, diğer bir grubu da öldürdüklerini

belirtmiştir.333

3.1.2.2. Hz. Muhammed’e Karşı Tutumları

Yahudiler tarafından Hz. Muhammed'e yöneltilen eleştiriler onun şahsiyeti ile

ilgilidir. Yahudiler eserlerinde onun hayal gördüğü, gördüğü düşlerin tesiri altında

329

Saf/5. 330

Sâbuni, a.g.e., c. VI, s. 420. 331

Enam/20. 332

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 182. 333

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 128.

Page 89: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

79

kalarak bunları ona inanan toplumlara anlattığı görüşüne yer verirler, onun mecnun

olduğunu iddia ederler.334

En’am 91.ayet de: “Allah'ı gereği gibi tanımadılar. Çünkü

"Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi" dediler. De ki: "Öyle ise Musa'nın insanlara

bir nur ve hidayet olarak getirdiği Kitab'ı kim indirdi! Siz onu kâğıtlara yazıp

açıklıyor, çoğunu da gizliyorsunuz. Sizin de atalarınızın da bilemediği şeyler size

öğretilmiştir." Sen "Allah" de, sonra onları bırak, daldıkları bataklıkta oynaya

dursunlar.” ayetinde Sâbuni; Yahudiler Hz. Muhammed’e Allah’ın hiçbir beşere bir

şey indirmediğini belirterek hem Hz. Muhammed’in peygamberliğini hem de ona

indirilen Kur’an’ı reddettiğini ifade etmiştir.335

Kur'an’ın Saff suresinin 6.ayetin de; “Meryem oğlu İsa da : 'Ey

İsrailoğulları! Ben size Allah'ın elçisiyim. Benden önce gelen Tevrat'ı tasdik eden ve

benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici olarak geldim',

dedi. Fakat o, kendilerine açık deliller getirince 'bu apaçık bir büyüdür.'dediler.”

Sâbuni; bu ayette Hz. İsa'nın peygamberliğinin hikmeti olarak şu iki şeyi söylediği

beyan edilmiştir: Birisi, kendisinden önce gelen Tevrat'ı tasdik etmesi diğeri de

kendisinden sonra gelecek olan Ahmed'i müjdelemesidir. Ancak, Yahudiler inkar

ettiler.336

Yahudiler, Hz. Muhammed'in gençliğinde Hz. Hatice adına ticaret için Şam'a

gitmesi bahane edilerek onun orada bütün Yahudi haberlerini topladığı, bilgilerinin

çoğunu Yahudi âlimlerinden öğrenmiş olduğu iddiasını ileri sürerler. 337

Oysa ki

Bakara Suresinin 146.ayetinde Sâbuni; Yahudilerin de gerçeği bildiğini fakat bile

bile onun vasıflarını gizlediklerini belirtmiştir.338

Irk problemi, menfaat, haset ve

inatlarından Hz. Muhammed’i inkâr eden Yahudiler, Hz. Muhammed geldiği zaman

kendisi ile fetihler yapmayı bekledikleri peygamberi yalanlamış, bu sebeple çeşitli

azaplara duçar olmuşlardır.339

334

Özen, a.g.m., s. 243. 335

Sâbuni, a.g.e, c. II, s. 221. 336

Sâbuni, a.g.e., c. VI, s. 420. 337

Adem Özen, Yahudilikte İbadet, Ayışığı Yayınları, İstanbul, 2001., s. 243. 338

Sâbuni, a.g.e., c. I, s.190. 339

Süleyman Ateş, İslâm’a İtirazlar ve Kur’an-ı Kerim’den Cevaplar, Kılıç Kitabevi, Ankara,1966, s.

329.

Page 90: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

80

3.1.3. Kitap İnancı

Tevrat, bin yıllık tarihi ile bugün yaşayan dinlerin en eskilerinden birinin yani

Yahudiliğin kutsal kitabının adıdır. Tevrat’ı diğer kutsal kitaplardan ayıran en önemli

özelliklerden biri bir milletin karakterini yansıtması özelliğidir.340

Yahudilikte vahiy; gizli ve bilinmeyen Tanrı’nın, kendisini ya da iradesini

insanlara göstermesi ya da bildirmesidir. Vahiy iki şekilde gerçekleşmektedir.

Bunlardan birincisi Tanrı’nın açıktan vasıtasız bir şekilde bildirmesi, ikincisi ise

birtakım emirleri ve bilgileri iletmesidir. Misal; Tanrı, Hz. Musa ile vasıtasız bir

şekilde konuşmuştur. Yahudi inancında, Tanrı ile insan arasındaki bu iletişim şekli

sadece Hz. Musa’ya ait olan bir ayrıcalıktır.341

Yahudiliğin temelleri ve esasları denilince akla gelen ilk durum dini

metinleridir. Yahudi kutsal metinleri yazılı dini metin ve sözlü dini metin olmak

üzere ikiye ayrılır. Yazılı dini metine Tanah, sözlü dini metine de Talmut denir.

Yahudilerin Tanah adını verdikleri kutsal kitaplarına Hristiyanlar Eski Ahit ismini

vermişlerdir. Yahudiler ise bu ismi reddederek kutsal kitaplarına Tanah ismini

verirler.342

Yahudilerin kutsal kitaplarından yazılı dini edebiyat kısmı olan Eski Ahit

(Tanah) üç bölümden oluşur: Tevrat (Torah), Neviim (Peyganberler), Ketuvim

(Kitaplar). Tanah adı bu üç bölümün İbranice baş harflerinin birleşmesinden

meydana gelen bir kelimedir.343

Tanah'ın birinci bölümü olan Tevrat, kanun, şeriat, emir, ders, rehber, namus

gibi manalara gelmektedir.344

Bu birinci bölüme Arapça da Tevrat, İbranice de Torah

340

Baki Adam, “Tevrat’ın Tahrifi Meselesine Müslüman ve Yahudi Cephesinden Bir Bakış”, Ankara

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (A.Ü.İ.F.D.), 1997, Sa. XXXVI, s. 374. 341

Muhammet Tarakçı, “Tanah’ta Vahiy Anlayışı”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

(UÜİFD.), 2002, c. XI S.XI, s. 196. 342

Şaban Kuzgun, Dört İncil, Yazılması, Derlenmesi, Muhtevası, Farklılıkları ve Çelişkileri, Metinler

Matbaacılık, İstanbul, 1991, s. 45. 343

Tümer-Küçük, a.g.e., s. 221; Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 232; Hikmet Tanyu, Yahudiliği Kutsal Kitapları

ve Esasları, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (AÜİFD), 1966, c. XIV, s. 97. 344

Osman Cilacı, Dinler ve İnançlar Terminolojisi, Damla Yayınevi, İstanbul, 2001, s. 358.; Tümer-

Küçük, a.g.e., s. 221; Adam, ''Yahudilik'', s. 222; Tanyu, a.g.m., s. 97.; Abdulkadir Şeybe, Çağdaş

Dünya Dinleri ve Mezhepleri, Beyan Yayınları, İstanbul, 1983, s. 35

Page 91: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

81

denir.345

Tevrat kelimesinin kökü Arap dilcilerine göre verâ fiilinden gelmektedir.

Tevrat kelimesini kıraat imamlarından bazıları tevriye, bazıları da Tevrat şeklinde

okumuştur. Yahudi kültüründe öğreti, doktrin, teori, hüküm, kılavuz, din manalarına

gelen bu kelime, Hz. Musa'ya verilen kitabın ismi olarak kullanıldığı gibi Tanah

(Ahd-i Atik), Mişna, Talmud ve rabbilere (Yahudi din adamları) ait bütün eserler

içinde kullanılmaktadır. Yahudi geleneğine göre bu külliyat Hz. Musa'ya Sina'da

vahyedilmiş ve öğretilmiştir.346

Torah adı altında toplanmış 7704 kelimelik kısım, beş kitaptan oluşmaktadır:

1-Tekvin: Kitap, “başlangıçta” anlamına gelen bu adı, ilk kelimelerden

almıştır. Yunanca Genesis (Tekvin) adı ise, kitabın baş tarafında yer alan yaratılış

hikâyesinden gelmektedir. Yaratılış hikâyesi ile başlayan Tekvin, Tevrat'ın ilk

kitabıdır.347

İlk insan ve kainatın yaratılışı; Âdem’in işlediği suç, yeryüzüne inişi ve

çocuklarının olayları anlatılır. Ayrıca Tufan olayından, Yusuf'un Mısırdaki

hayatından ve İsrailoğullarının Mısır'a gelişlerinden bahsedilir. 50 baptan oluşur.348

2-Çıkış: İbranice’de “isimler” anlamına gelen “Şemot”tur, bu ismi ilk

cümlesinin ikinci kelimesinden almıştır.349

Bu bölümde; İsrailoğullarının Mısır'daki

kölelik hayatı, Musa'nın doğuşu, peygamberlikle görevlendirilmesi, İsrailoğullarını

Mısır'dan çıkarması, Sina'da vahiy gelmesi, On Emir'in verilmesi, Altın buzağıya

tapılması, Toplanma çadırı ve Ahit sandığının yapılması gibi konular izah

edilmektedir, 40 baptan oluşur.350

3-Levililer: İbranice ismi “Vayikra” olup seslendi, çağırdı anlamındadır. Bu

bölüm, birçok şeri hükümleri ve emirleri içerir. Kâhinler ile yardımcılarının Çadır

Mabedindeki görevleri ve bazı önemli ahlaki kuralları anlatır. Bunun yanı sıra,

günahların kefareti, haram kılınan yiyecekler, yasaklanmış evlilikler, dini ayinler,

bayramlar ve adaklar yer alır, 27 baptır.351

345

Tümer-Küçük, a.g.e., s. 221; Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 232. 346

Baki Adam, “Tevrat” md., Diyanet İşleri Ansiklopedisi, İstanbul, 2012, c. XLI, s. 40-41. 347

Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, Seba Yayınları, Ankara, 1997, s. 16. 348

Tümer-Küçük, a.g.e. s. 223, Maurıce Bucaille, a.g.e., s. 53-70 349

Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s. 17. 350

Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s.17; Hikmet Tanyu, a.g.m., s. 100. 351

Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat , s. 17; Tümer-Küçük, a.g.e. s. 223.

Page 92: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

82

4-Sayılar: İsrailoğullarının çölde geçen hayatını anlattığından bu kitaba, ilk

cümlesinin beşinci kelimesinden hareketle, “Bemidbar” (çölde) denilmiştir. Türkçe

sayılar ismi ise, 1, 3, 4 ve 24. bablarda zikredilen nüfus sayımına dayanmaktadır.352

Bu bölüm, İsrailoğulları'nın çölde geçirdikleri hayat ve olaylardan, bir takım

sayılardan, bazı şeriat kanunlarından, kayadan su çıkarılmasından, ölüm ve yalan

vasıtasıyla şifadan bahseder, 36 baptan oluşmaktadır.353

5-Tesniye: İbranice adı Dıvarim’dir. Davar kelimesinin çoğulu olup sözler

demektir. Bu adı, Musa'nın Araba denilen yerde İsrailoğullarına hitap ettiğini anlatan

birinci cümlenin ikinci kelimesi olan “Dıvarim”den almıştır. Tesniye bölümü;

Musa'nın ölmeden önce din konusunda Yahudilere verdiği öğütler, Musa'nın ölümü,

gömülmesi, tutulan yas anlatılır. Musa zamanında bulunmayan birçok gelenek ve

göreneklere temas edilir; bazı şeriat kanunları tekrar edilir; insanların birbirleri ve

Tanrı'ya karşı nasıl davranmaları gerektiği açıklanır. 34 baptan oluşur.354

Tevrat, beş kitap ve 187 baptan meydana gelmektedir. Tevrat'ın kitaplarının

geleneksel olarak Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye şeklindeki sıralaması

vahiy mahsulü sayılmaktadır. Bazı rabbiler Tevrat'ın bu düzeninden çeşitli konular

hakkında hükümler çıkarılabileceğini ileri sürmektedirler.355

Zebur; İbranice de “mektup” anlamına gelmekte olup geleneğe göre Hz.

Davud’a atfedilen Yahudi kutsal kitaplarındandır. Tanah’ın içinde Ketuvim adlı

bölümde yer almakta ve Mezmurlar olarak adlandırılmaktadır. Mezmurlar;

Yahudilerin günlük hayatlarında önemli bir konuma sahiptir. Buhranlı anlarda,

şeytana uyma tehlikesi karşısında, endişe, yalnızlık ve hastalık gibi durumlarında

Mezmurlar okunmaktadır. İçeriğinde insanlara doğruluğu, fazileti, ahlakı ve iyiliği

tavsiye eden bilgiler bulunmaktadır.356

352

Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s. 17; Hikmet Tanyu, a.g.m., s. 100. 353

Tümer-Küçük, a.g.e. s. 223. 354

Tanyu, a.g.m., s. 100; Tümer-Küçük, a.g.e., s. 223; Baki Adam, “Tevrat” md., s. 41. 355

Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s. 16. 356

Tümer-Küçük, a.g.e., s. 226.

Page 93: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

83

3.1.3.1. Tevrat’ın İsimleri

Yahudi kaynaklarına göre, Tevrat'ın İbranice karşılığı “Torah” terimi Yahudi

kültüründe ve Eski Ahid'de genel bir anlama sahiptir. Bu kelimenin “Musa

Kitabı”nın özel adı olduğuna dair Eski Ahid'de kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

“Musa Kitabı”na özel isim olarak, Torah ismi daha sonra Yahudiler tarafından

atfedilmiştir. Bu isim zamanla, bütün Eski Ahid'i kapsayan bir isim haline gelmiştir.

Kur'an'daki “Tevrat” kelimesi de İbranice aslı olan “Torah” gibi genel anlam ifade

etmektedir.357

Yaygın bir görüş, Tevrat'ın Allah tarafından Hz. Musa'ya vahyedilen

bir kitap olduğu şeklindedir ve bu kitabın Eski Ahit'in ilk beş kitabına denk düştüğü

kabul edilir.358

3.1.3.2. Kur’an’ı Kerim’de Tevrat

Kur'an'da ve İslami literatürde, Yahudilerin kutsal kitabının iki şekilde

yazılışı/okunuşu vardır. Bunlardan ilki "Tevrat" ikincisi "Tevriye"dir. Bunların

anlamı da farklıdır. 'Tevriye", "gizlemek; "Tevrat" ise, "ziya" ve "nur" manasındadır.

Kendisiyle hak sudur ettiği için bu kitap, "Tevrat" ismini a1mıştır, Bu kelime,

Kur'an'da, daima "Tevriye" şeklinde yazılmakta, fakat "Tevrat" olarak telaffuz

edilmektedir. Kelimenin yazılışı ile okunuşu arasında fark vardır.359

Tevrat terimi, Kur'an-ı Kerim'de 16 ayette 18 defa geçmektedir. Tevrat

terimini geçtiği sure ve ayetler; Ali İmran, 3, 48, 50, 65, 93; Maide 43, 44, 46, 66, 68,

110; A'raf 157; Tevbe,111; Fetih, 29; Saff, 6; Cuma,5. Bunun yanında bazı ayetlerde

Tevrat ismi yerine, el-Kitab360

Furkan, Suhuf isimleri geçer. Kur'an'da bahsedilen

Tevrat'ın, hangi peygambere indirildiği kesin olarak belirtilmemekte olup

İsrailoğullarına gönderilmiş olduğu açıktır. Zebur'un Davud'a,361

İncil'in İsa'ya362

verildiği belirtilirken Tevrat’ın Musa'ya verildiği ile ilgili açık bir ayet yoktur.363

357

Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s. 165. 358

Gündüz, a.g.e., s. 368. 359

Adam, Tevrat'ın Tahrifi Meselesine Müslüman ve Yahudi Cephesinden Bir Bakış, s. 362. 360

Hidayet Aydar, Kur'an'da Kitap Kavrami ve Bir Kitap Olarak Lev-i Mahfuz, İstanbul Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi (İ.Ü.İ.F.D.), 2000, S. 2, s. 67-91. 361

Nisa/163. 362

Maide/ 46; Maide/110; Hadid,/27. 363

Adam, Yahudilik ve Hristiyanlık açısından Diğer Dinler, s. 63-64; Gündüz, a.g.e., s. 368.

Page 94: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

84

Kur'an-ı Kerim'de Tevrat'ın içeriği ile ilgili ayrıntılı bilgi bulunmamakla

birlikte bazı ayetlerde, içeriğine işaret edilmektedir ki bu işaretler de çoğunlukla

Tevrat'ta bulunmaktadır. Örneğin, Tevrat'taki: “Fakat zarar olursa, o zaman can

yerine can, göz yerine göz, diş yerine diş, el yerine el, ayak yerine ayak, yanık yerine

yanık, yara yerine yara, bere yerine bere vereceksin”364

ifadesinin Kur'an'da

şöyledir: “Tevrat'ta şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak,

dişe diş, yaralar da kısastır. Kim bunu bağışlarsa kendisi için keffaret olur. Kim

Allah'ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerdir.”365

Aynı şekilde, Tevrat

inmezden evvel Yakub'un kendi nefsine haram kıldığının dışında bütün yiyeceklerin

İsrailoğullarına helal olduğunu haber veren Al-î imran Suresi'nin 93. ayeti, Eski

Ahid'in ilk beş kitabı olan ve Musa'ya atfedilen' Tevrat'ın (Torah) Tekvin, 32:33

cümlesine tekabül etmektedir.366

Kur’an-ı Kerim’in Al-i İmran suresi 93.ayetinde de,

Tevrat'ın Yahudilere helal ve haramı getirdiğini, yenilip yenilmeyecek şeyleri

açıkladığını belirtir. Bu iki ayetin dışında Kur’an'da, Tevrat'ın muhtevasına açıkça

değinen başka ayet bulunmamaktadır. Bundan dolayı, bu iki ayetten hareket ederek,

Kur'an'daki "Tevrat"ın neye delalet ettiğini belirleyebilmek güçtür. Kur'an'da,

Musa'ya verilen "kitap" için "Tevrat" isminin kullanılmayıp sadece "EI-Kitap"

denilmesi bu zorluğu daha da artırmaktadır.367

Kur'an, Allah'ın Tevrat'ı insanlara yol gösterici olarak indirdiğini açıklar.368

Mü’min suresi 53 ve 54. ayetlerinde Tevrat’ın, doğruluk rehberi olduğunu Allah,

İsrailoğullarını, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olan Kitab'a (Tevrat)

vâris kıldığını belirtmiştir.369

Kur'an-ı Kerim, Tevrat ve İncil'de de Allah'ın kendi yolunda ölenleri cennetle

mükâfatlandıracağının müjdesini bildirir.370

Yine Kur'an, Tevrat ve İncil'de Hz.

Muhammed'in müjdelenmesini şöyle açıklar: “Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı

buldukları o elçiye, o ümmi peygambere uyanlar (var ya) İşte o peygamber onlara

iyiliği emreder, onları kötülükten men eder, onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri

364

Çıkış, 21/23-25. 365

Maide/45. 366

Adam, Tevrat'ın Tahrifif Meselesine Müslüman ve Yahudi Cephesinden Bir Bakış, s. 362. 367

Adam, Tevrat'ın Tahrifif Meselesine Müslüman ve Yahudi Cephesinden Bir Bakış, s. 362. 368

Al İmran/ 3-4; Maide/43-44. 369

Tümer-Küçük, a.g.e., s. 229. 370

Tevbe/111; Fetih/29.

Page 95: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

85

haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerindeki zincirleri indirir. O peygambere inanıp ona

saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nur'a (Kur'an'a)

uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır.”371

Sâbuni’ye göre; Hz.

Muhammed’in vasıf ve sıfatlarının Tevrat ve İncil’de bulunduğunu İbn-i Kesir’den

de rivayet ederek belirtmiş ve Peygamberler O’nun gönderileceğini ümmetlerine

müjdelediler ve ona tabi olmalarını emrettiler. O’nun sıfatları, peygamberlerin

kitaplarında hâlâ bulunmaktadır. Onların âlimleri ve bilginleri bu sıfatları bildiklerini

ifade eder.372

Kur'an birçok ayette Tevrat'ın bir nur ve hidayet olduğunu belirtir bunlardan

bir tanesi Maide suresinin 44.ayetidir:”Biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu

halde Tevrat'ı indirdik. Kendilerini (Allah'a) vermiş peygamberler onunla Yahudilere

hükmederlerdi....” Sâbuni; Tevrat’ta bulunan nurun kapalı olan hükümleri

açıkladığını Yahudilerin âlimleri ve fakîhleri, Allah'ın kendilerine, kitabını tahriften

ve zayi etmekten korumalarını emretmesi sebebiyle Tevrat'la hüküm verirlerdi. Hepsi

de Kitabın değiştirilip tahrip edilmemesi için birer gözetleyici olduğunu açıklar.373

Kur'an-ı Kerim Tevrat'ı tasdik edici olduğunu bildirir: “O, Sana Kitab'ı hak

ve önceki kitapları tasdik edici olarak tedricen indirmiş; daha önce de insanlara

doğru yolu göstermek üzere Tevrat ile İncil'i ve Furkan'ı indirmiştir. Bilinmeli ki,

Allah'ın ayetlerini inkar edenler için şiddetli bir azap vardır....”374

Sâbuni; Kur'an'ı

indirmeden önce de, İsrailoğullarını doğru yola iletmek için iki büyük kitabı, Tevrat

ve İncil'i indirmişti. Furkan'ı indirdi. Furkan'dan maksadın bütün semavi kitaplar

olduğunu belirtir. Çünkü onlar hakkı bâtıldan, hidâyeti dalâletten ayırırlar. Bir görüşe

göre göre Furkan’dan maksadın Kur’an olabileceğini belirtir.375

Kur'an-ı Kerim, semavi şeriatlere orjinalleri yönünden ters düşmemekte, tam

tersine geçmiş ilahi dinlerin bir teyid edicisi durumundadır. Bu bağlamda gelen

bütün peygamberlerin, indirilen bütün kitapların; kendinden öncekini tasdik üzere

geldiklerini, Kur'an bize haber veriyor. Zira İncil Tevrat'ı doğruluyor ve te'yid

371

A'raf/157. 372

Sabuni, a.g.e., c. II, s. 366. 373

Sabuni, a.g.e., c. II, s. 105-106. 374

Al-î İmran/3-4. 375

Sabuni, a.g.e., c. I, s. 343-344.

Page 96: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

86

ediyor. Kur'an-ı Kerim ise, İncil, Tevrat'ı ve ikisi arasında gelen bütün semavi

kitapları doğruluyor ve onları te'yid ediyor.376

Yukarıda verilen bilgilerle Tevrat'ın ilahi menşeili olduğu kesin olup

Tevrat'ın İsrailoğullarına, Yahudiler'e gönderildiği açıktır. Sabuni’nin tefsirinde

geçen Tevrat ile ilgili ayetlere de yer vermeye çalıştık. Lakin, Kur'an'ın ifadelerinden

kesin olmayan bir şey vardır ki, o da Tevrat'ın hangi İsrailoğlu peygamberine

gönderildiğidir.

3.1.3.3. Tevrat İle İlgili Tartışmalar

Bu bölümde Tevrat ile ilgili tartışmaları iki şekilde ele alacağız. Birincisi

hangi peygambere indirildiği tartışmaları ikinci olarak ise Tevrat’ın hangi zamanda

indirildiği tartışmalarıdır.

Kur'an'da, Musa'ya verilen “kitap,377

suhuf,378

furkan379

isimlerinden

bahsedilirken Musa'ya verilmesi ile ilgili olarak Tevrat ismi hiç bahsedilmez.380

Kur'an-ı Kerim'de Hz. Musa'ya verilene bakıldığında bunlardan, kitabın birçok yerde

zikredildiği halde Levha381

üç kez, Sahife382

ise iki kez geçmektedir.

Hiçbir ayette Tevrat'ın Musa'ya verilen kitap olduğuna dair doğrudan ya da

dolaylı bir ifade yoktur.383

Diğer taraftan Hz. Musa'ya sahifelerin (suhuf), levhaların

verildiği belirtilirken de Tevrat'ın Hz. Musa'ya verildiğine ilişkin en küçük bir işaret

yoktur.384

Bazı ayetlerde İsrailoğullarına verilen Tevrat ifadesinin yerine “el-Kitap”

lafzı kullanılmıştır.385

El-Kitap terimi, Allah'ın kulları arasından seçtiği elçilerine

376

Mehmet Aydın, Müslümanların Hrıstiyanlara Karşı Yazdığı Reddiyeler ve Tartışma Konuları,

Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, Konya, 1989, s.10. 377

Bakara/ 53,87; Enam /91,154; Hud/17, 110; İsra/2, 101; Furkan/35; Müminun/49; Kassas/ 43;

Secde/23; Mümin/53; Fusilet/45; Ahkaf/12; A'la/19. 378

Necm/36. 379

Enbiya/ 48. 380

Gündüz, a.g.e., s. 369. 381

A'raf/145, 150, 154. 382

Necm/36; A'la/19. 383

Gündüz, a.g.e., s. 368. 384

Adam, “Yahudilik”, s. 223. 385

Bkz. Bakara/ 53,87; En'am/154; Hud/17, 117; İsra/2; Mü'minün,/49; Furkan/35; Kasas/43,

Secde/23; Saffat/117; Fussilet/ 45; Ahkaf/12.

Page 97: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

87

vermiş olduğu ilâhi vahiylerin toplamına verilen bir isim olarak da kullanılmaktadır.

Hangi bağlamda kullandığı ayetin bağlamından anlaşılmaktadır. İlahi kitapları ifade

eden diğer kelimelerden ayrı olarak “kitab” kelimesi farklı peygamberlerle birlikte

kullanılmaktadır.386

Kur'an'da Hz. Musa'ya verilen kitap için açıkça Tevrat ismi

kullanılmamasından dolayı, bazı araştırmacılar, Kur’an’daki Tevrat lafzı ile sadece

Hz. Musa'nın değil bütün Beni İsrail peygamberlerinin kitaplarının içinde yer aldığı

Eski Ahid külliyatının tümünün kast edildiğini belirtirler. Bunlara göre Kur'an-ı

Kerim'in indiği dönemde Yahudiler, Tevrat'ın İbranice karşılığı Torah kavramından

eski Ahidin tümünü anlamaktadırlar.387

Zira, konunun bir başka tartışmalı yönü de

Yahudilerin ellerindeki kitapların hangilerinin Tevrat'a dahil olup olmadığıdır. İsa

döneminde eski Ahid'in Kur'an'ın geldiği zamanda son şeklini almış olduğu tarihen

kesin bilgi olmakla beraber bu durum Kur'an'da da Tevrat sadece Musa'ya verilmiş

kitabı tanımlamaz. Bu ad, Musa da dahil olmak üzere, tüm İsrail peygamberlerine

gönderilen vahiylerin genel adıdır.388

Kur'an-ı Kerim'de Tevrat teriminin on sekiz defa geçtiği ayetlerde on altısında

hiçbirinde Tevrat'ın Hz. Musa'ya verilmiş bir kitap olduğunun belirtmemiş olması

dikkat çekici bir husustur.389

Ayetlerden Tevrat'ın İsrailoğullarına indirilmiş bir kitap

olduğu anlaşılmakla beraber, Hz. Musa'ya verildiği meselesi meçhuldür.390

Ayetlerde Tevrat, bazen önder ve rahmet (Hud/17), bazen kendiyle hüküm

verilen, içlerinde Allah'ın hükmü bulunan (Maide/43), bazen hidayet ve nur (Maide

5/43) bazen de rehber (İsra/2) olarak nitelendirilir ve İsraoğullarına verilen

(Mü'min/53) ilahi bir kitap (Maide/44) olarak geçmektedir. Tevrat'ın Musa'ya verilip

verilmediği kesin değildir. Hz. Musa'ya gönderilen “kitap”la ilgili olan ayetlerde de

Tevrat lafzı geçmemekte olup Sabuni’nin bu konudaki fikri gayet açıktır. O,

Tevrat'ın Hz. Musa'ya verildiğini başka bir ifade ile Musa'ya verilen Kitab'ın Tevrat

olduğunu açık şekilde ifade eder. Bu hususu Bakara Suresi'nin 53. ayetini tefsir

386

Necmettin Gökkır, Kur'an-ı Kerim Açısından İlahi Kitapların Tahrifi Meselesi, İstanbul

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (İÜİFD), 2000, S.2, s. 226. 387

Gökkır, a.g.m., s. 227 388

Adam; Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s. 66. 389

Adam, “Yahudilik”, s. 222-223. 390

Aydar, a.g.m., s. 82.; Necmettin Gökkır, a.g.m., s. 227.

Page 98: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

88

ederken belirtmektedir. Ayetin meali şöyledir: “Doğru yolu bulasınız diye Musa'ya.

Kitab'ı ve hak ile batılı ayıran hükümleri verdik.” ayetinde geçen kitap kelimesinin

Tevrat olduğunu belirtir.391

İkinci olarak Tevrat'ın indirildiği zamanla ilgili olarak Yahudi kaynaklarında

ve Kur’an’da tam bir kesinlik söz konusu değildir. Rabbani kaynaklarda, Tevrat,

çeşitli yönleriyle, detaylı olarak anlatılmıştır. Bu tasvirlerde; Tevrat'ın varoluş

öncesinde yaratılması, insanoğluna teslimine kadar Allah'ın danışmanlığını yapması,

İsrailoğullarına verilmesi detaylı bir şekilde bahsedilmiştir. Tevrat'ın tefsiri olan

Mişna'da, Musa'nın Tevrat'ı Sina'dan aldığı belirtilmekteyken diğer Rabbani

kaynaklarda, Tevrat'ın Sina'da verilişinden önce de var olduğu hakkında iddialar

vardır. Bu kaynaklarda, Tevrat'ın sadece Musa'ya vahiyden önce değil, dünyanın

yaratılışından önce de gökte, Allah'ın katında hazır olduğu belirtilmektedir. Tevrat

dünya yaratılmadan önce yaratılmış, bunun sebebi ise Tevrat'ın dünyanın

yaratılışında bir el kitabı vazifesi görmesine bağlanmıştır. Dünyanın yaratılışında

plan vazifesi gören Tevrat, insanın yaratılmasında, Tanrı'ya danışmalık yapmıştır.

Tevrat İsrailoğullarına verilmeden 974 nesil önce yaratılmış, ilk insan Adem ile

Musa arasında gelen peygamberler Tevrat'la muhatab olmuş, emir ve yasaklarından

mükellef olmuşlardır.392

Kur'an'da Tevrat'ın İbrahim ve Yakub'dan sonra

indirildiği393

belirtilerek iddialar reddedilmiştir. Sâbuni Kasas Suresinin 43. ayetinin

tefsirinde, Musa'dan önce gelmiş Nûh, Âd, Semûd, Lût kavmi ve peygamberlerini

yalanlayan diğer kavimlerin helak edildikten sonra Musa'ya Tevrat'ın verildiğini,

O’nun, İsrailoğulları için bir ışık ve kalpleri için bir nur olarak indirildiğini

belirtmiştir.394

3.1.3.4. Tevrat’ın Vahiy Şekli Meselesi

Tevrat'ın vahiy şekli meselesi üzerine Yahudi din bilginleri olan rabbiler

arasında tartışmalar olduğu gibi İslam müfessirleri arasında da görüş ayrılığı vardır.

Rabbilerden bir grup Tevrat'ın bir defada indiğini söylerken, diğer grup ise çeşitli

391

Sabuni, a.g.e., c. I, s. 100. 392

Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s. 46-51. 393

Âl-i İmran/65, 93. 394

Sabuni, a.g.e., c. IV, s. 436.

Page 99: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

89

zamanlarda parça parça vahyedildiğini ileri sürmektedir. Rabbilerin bu görüş

ayrılıklarına rağmen Tevrat'ın bir defada Musa'ya vahyedildiği anlayışı genel

Rabbani inancın da kabul görmektedir.395

Bazı durumlarda, hükmü bilinmeyen

durumlar ve olaylar karşısında Musa'nın Allah'tan vahiy beklediği Tevrat'ta

bahsedilmektedir. Öyle ise; Musa’nın Sina buluşmasından sonra da ihtiyaçlara ve

şartlara göre vahyin devam ettiği söz konusu olabilir.396

İslam müfessirleri ise Tevrat'ın bir defada levhalar halinde verildiği

görüşündedir. Zira Kur'an-ı Kerim'deki “Ehl-i kitap senden kendilerine gökten bir

kitap indirmeni istiyorlar”397

ayeti bu görüşe delalet etmektedir. Sabuni ayetin

tefsirin de; bu ayetin Yahudi bilginleri hakkında indiğini Onlar Peygamber'e (s.a.v.)

eğer peygamberse, Musa'nın Tevrat'ı toptan getirdiği gibi, onlara gökten toptan bir

kitap getirmesini istediklerini söyleyerek Sâbuni’de Tevrat’ın tek seferde levhalar

halinde vahyedildiği görüşündedir.398

Aynı şekilde Bakara Suresinin 51. ayetinin

tefsirinde de kırk gece sonra Tevrat’ı vermek üzere Allah ile Hz. Musa’nın

sözleştiklerini ve kırk gün sonrasında Tevrat levhalarının kendisine inzal

buyrulduğunu ifade eder.399

3.1.3.5. Tevrat’ın Tahrifi Meselesi

İslam literatüründe tahrif; sonraki dönemlerde Yahudi ve Hristiyanların kendi

kutsal metinlerini kasıtlı şekilde değiştirmelerini veya yanlış yorumlamalarını ifade

etmek için kullanılmasına denir. Kur’an’da bu bağlamda kullanılan tebdîl, leyy (dili

eğip bükmek), kitmân (gizlemek) ve nisyan terimlerinin yanı sıra Allah’ın ayetlerini

satmak, elleriyle kitap yazmak gibi bazı ifade kalıpları da bu kapsamda

değerlendirilmektedir.400

395

Adam, “Tevrat” md., s. 41. 396

Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s. 74. 397

Nisa/153. 398

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 46. 399

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 100. 400

Muhammet Tarakçı, “Tahrif”md., Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2010, c.

XXXIX, s. 422.

Page 100: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

90

Ehl-i Kitaba karşı en eski polemik Kur’an’ı Kerim’e dayanmakta olup Kitab-ı

Mukaddes’in tahrif, tebdil ve tağyir edildiğini açıkça ortaya koymaktadır.401

İslam

dünyasında Yahudilik hakkında yazılan eserlerin bir çoğunun referansının genellikle

Kur’an olması da bu durumu açıkça sergilemektedir.402

Kur'an'ın ilgili ayetlerinden, Yahudilerin gerek metni veya manayı bozdukları

(tahrif), kelimeyi başka kelimelerle değiştirdikleri (tebdil), bazı bölümleri

gizledikleri (kitman), gerekse okurken ağızlarının eğip bükerek (leyy) metni

anlaşılmaz veya yanlış anlaşır hale getirdikleri ve kendilerine verilen kitabın bir

kısmını unuttukları (nisyan) dile getirilmektedir. Yine ilgili ayetlerden, Tevrat'ın

yanlış yorumlanmasında sadece anlamının değiştirildiği değil, bizzat metninin de

değiştirildiği anlaşılmaktadır.403

Müslümanlar’ın Ehl-i Kitab’a dolayısıyla Yahudiler’e karşı yazmış oldukları

polemik türü eserlerde bahsedilen konuların başında tahrif problemi ele

alınmaktadır.404

İslam âlimleri tarafından İlahi kitapların tahrifi konusunda üç farklı görüş

sunulmaktadır.

1. Bir grup İslam Âlimleri İlahi kitapların lafız ve mana bakımından tahrif

edildiği görüşünü savunur.

2. Bir grup İslam Âlimleri ise tahrif ve tebdilin kitapların metninde değil

tefsirinde meydana geldiğini ifade eder.

3. Bu iki grup arasında orta bir yer tutan üçüncü grup ise, ilahi kitapların

lafzının pek az kısmının tebdil edildiğini, asıl tebdil ve tahrifin onun

tefsirinde meydana geldiğini savunur.405

401

Adem Özen, ''İslam-Yahudi Polemiği Ve Tartışma Konuları'', Divan Dergisi, İstanbul, 2002, S.2, s.

238. 402

Adam, Yahudilik ve Hırıstiyanlık Açısından Diğer Dinler, s. 19. 403

Özen, ''İslam-Yahudi Polemiği ve Tartışma Konuları'', s. 241. 404

Adem Özen, a.g.m., s. 240. 405

Adam, Tevratın Tahrifi Meselesine Mülüman ve Yahudi Cephesinden Bir Bakış, s. 366; Gökkır,

a.g.m., s. 221.

Page 101: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

91

Birinci grup, Tevrat'ın lafız ve mana bakımından tahrif edildiğini ve Tevrat'ı

Allah'a atfetmenin O'na iftira olacağını, bu yüzden Tevrat'ın saygıya layık olmadığını

iddia ederler.406

İkinci gruptakilere göre, tahrif sadece ilahi kitapların yorum ve tefsirinde

olmuştur. Bu âlimlere göre, önceki ilahi kitapların takdis ve ta'zimi zorunludur, zira

onlar rivayet ve takdim edildikleri şekliyle ilahi kitaplardır. Sadece geleneksel yorum

tarzı yanlıştır, metinleri değildir.407

İbn-i Haldun, Maide Suresinin 43. ayetindeki:

“İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında olduğu halde seni nasıl hakem

yapıyorlar,” ayetini esas alarak “Allah'ın hükmü” terimi bulunduğu için Tevrat'ın

lafızlarının değişmediğini söyler.408

İlahi kitapların tahrifi ve tebdili konusunda orta yolu takip edenlere göre ise

metinde tahrif ve tebdil bulunmakla beraber, bu tahrif ve tebdil baştan sona olmayıp

sadece belli kısımları için olmuştur.409

Tevrat'ın tahrifi meselesini objektif bir şekilde değerlendirmek için İslam

âlimleri ile beraber Rabbani Yahudi kaynaklarına da bakmak gerekir. Rabbani

kaynaklarına dayanarak Tevrat’ın tahrifi meselesini ortaya koyan araştırmacı Baki

Adam'a göre; Musa'ya verilen Tevrat'ın tahrif edildiğine dair birçok haber

bulunmaktadır. Zira bu kaynaklarda, Musa'ya verilen Tevrat'ın kaybolduğu ve

günümüzdeki Tevrat'ın Ezra tarafından tespit edildiği belirtilmektedir. Musa'dan

sonra Ezra tarafından tespit edilen Tevrat'ın değişikliğe uğrayıp tahrif edildiğini,

orijinal yapısını koruyamadığını Rabbanî kaynakları da ifade eder. Hatta Rabbiler,

Ezra’nın Tevrat’ta ve gelenekte on tane değişiklik yaptığını belirtirler. Yaptığı bu

değişikliklere “Takkanoth” ismi verilmektedir. Musa’ya ilkel İbrani yazı

karakterinde verilmiş olan Tevrat’ı Ezra Asuri yazı stiline çevirdiği belirtilir. İlk

zamanlar, Tevrat'ın değişmediğini, orjinal yapısını koruduğunu ve Musa'ya verildiği

haliyle aynı olduğunu ifade eden Rabbani kaynakları daha sonra bu görüşten

vazgeçerek, Tevrat'ın tahrif edildiğini, bu sebeple içinde bir takım bilgi

406

Adam, Tevratın Tahrifi Meselesine Mülüman ve Yahudi Cephesinden Bir Bakış, s. 366. 407

Ignaz Goldziher, Ehl-i Kitap'a Karşı İslam Polemiğii II, (Çev. Cihat Tunç), İslam İlimleri Enstitüsü

Dergisi, 1980, S.V, s. 254. 408

Ignaz Goldziher, a.g.m. s. 257. 409

Adam, Tevratın Tahrifi Meselesine Mülüman ve Yahudi Cephesinden Bir Bakış, s. 381.; Gökkır,

a.g.m., s. 223.

Page 102: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

92

yanlışlıklarının bulunduğunu, hatta bundan dolayı çelişkili ve tutarsızlıklarının

olduğunu belirtmişlerdir. Bunun yanında Tevrat'ın Musa'ya yazılı ve sözlü olarak

verildiğini ileri sürerek Rabbîler’e göre Sözlü Tevrat'ı daha değerli görmektedirler.410

Günümüz Yahudileri de Tevrat'ı asırlarca tedricen gelişen, Tanrı'nın

yazdırdığı kutsal kitap olarak görmemiş, aksine hem ilahî hem de beşerî unsurlar

taşıyan kitaplar koleksiyonu olduğunu kabul etmişlerdir.411

Nitekim Tevrat eleştirisinin metotlarından (metnin şekil, muhteva ve üslup

açısından değerlendirilmesi) eleştirinin ulaşmış olduğu ilk ve en önemli sonuç;

günümüzdeki mevcut şekliyle Tevrat'ın Hz. Musa tarafından yazılmış bir eser

olmadığını belirtebiliriz. Ayrıca Tevrat'ın metininin farklı zamanlarda, farklı kişiler

tarafından derlenmesinden ötürü Tevrat'ta aynı olayla ilgili ifadeler arasında

çelişkiler bulunur.412

3.1.3.6. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Kitap İnancı

Sâfvetü’t Tefâsir’de üzerinde durulan, Yahudilikteki kitap inancı ile ilgili en

önemli konu Tevrat’ın tahrifi meselesidir. Sâbuni’ye göre tahrif, o kelamın fasit bir

şekilde te'vilini ve bir kelamın yerine başka bir kelamı getirerek değiştirilmesini

ifade eder.413

Sâbuni, Tevrat ve İncil gibi semavî kitaplarda meydana geldiğini ve

kelimelerin yerlerinin değiştirildiği görüşündedir.414

Müfessir, ayrıca bazı

bölümlerde de İbn-i Abbas ve İbn-i Kesir’den rivayet ederek Allah’ın kelamını

maksadından başka manaya te’vil etmek sureti ile tahrif edildiğini de belirtir.415

Böylece Sabuni’nin üçüncü grubun içinde yer aldığını görmekteyiz.

Yahudiler ellerindeki Tevrat’ın, Tanrı tarafından Hz. Musa’ya verilen Tevrat

ile aynı olduğunu değişmediğini söylemekte ancak Kur’an-ı Kerim’de ve Sâfvetü’t

Tefâsir’de, Tevrat’ın tahrif edilmiş bir kitap olduğunu belirtilmektedir. Kur’an-ı

410

Baki Adam, Yahudilik ve Hıristiyanlık Açısından Kur'an'ın Tartışmalı Konuları, Pınar Yayınları,

İstanbul, 2011, s. 52; Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s. 123-126. 411

Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s. 145. 412

Ömer Faruk Harman,'' Tevrat'ın Yahudilikteki Yeri ve Tevrat'a Yönelik Tenkit Faaliyetleri,'' Bütün

Yönleriyle Yahudilik Uluslararası Sempozyum (18-19 Şubat,2012), Ankara, 2012, s. 35-34.; Adam,

Tevratın Tahrifi Meselesine Mülüman ve Yahudi Cephesinden Bir Bakış, s. 399. 413

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 128. 414

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 129-130. 415

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 82-83; Sabuni, a.g.e., c. I, s. 397.

Page 103: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

93

Kerim’de: “Şimdi (ey müminler), onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa

ki onlardan bir zümre, Allah’ın kelamını işitirler de, iyice anladıktan sonra, onu bile

bile tahrif ederlerdi.”416

Sâfvetü’t Tefâsir; onların âlim ve bilginlerinden bir grubun,

Allah'ın kitabı Tevrat'ı okuyup onu açık bir şekilde dinleyip idrak ettikten sonra

Tevrat'taki bu âyetleri, tebdil ve tevil etmek suretiyle değiştirdiklerini ifade

etmiştir.417

Ayrıca Yahudi bilginler daha da ileri gitmişler ve onların yaptıkları

Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır. “Elleriyle Kitab'ı (Tevrat'ı) yazıp sonra

onu az bir para karşılığında satmaları için "Bu Allah katındandır" diyenlere yazıklar

olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve kazandıklarından ötürü

vay haline onların!” 418

Sâfvetü’t Tefâsir de, burada Yahudi bilginlerin dini

konularla ilgili kitaplar yazdıkları, sonra bunları Allah katından gelmiş dini gerçekler

olarak tanıttıkları ve az bir bedel karşılığında sattıkları bildirilmiştir. Ayette ağır bir

biçimde kınanmışlardır.419

Yahudilerin kutsal kitaplarını tahrif etmeleri konusu başka bir ayette ise şu

şekilde anlatılmıştır: “Ey Resul! Kalpten inanmadıkları hâlde, ağızlarıyla “İnandık”

diyenler (münafıklar) ile Yahudilerden küfür içinde koşuşanlar seni üzmesin. Onlar

durmadan yalana kulak verirler ve sana gelemeyen kimselere kulak verirler;

kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler: “Eğer size şu verilirse hemen alın; o

verilmezse sakının. Allah bir kimseyi şaşkınlığa düşürmek isterse, sen Allah'a karşı,

onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği

kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir

azap vardır.”420

Hz. Muhammed’in meclisine gelmeyenler Hayber Yahudileri olup

yalan ve batıl sözleri dinleyenlerin ise Kureyzaoğulları olduğunu belirtilmiştir. Onlar

kelimeleri, Allah'ın yerleştirdiği yerlerinden değiştirip manasından uzaklaştırırlar.

İbn Abbas’a göre; kelimelerden maksat, Allah'ın Tevrat'taki hükümleridir. Yani

Allah'ın hükümlerini tahrif ederler ve onları başka hükümlerle değiştirirler.

Yahudiler; “Muhammed size, sopa vurmayı emrederse kabul edin. Eğer recmetmeyi

416

Bakara/75. 417

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 126-127. 418

Bakara/79. 419

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 127-128. 420

Maide/41.

Page 104: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

94

emrederse kabul etmeyin.” diyerek recm hükmünü, sopa cezası ile

değiştirmişlerdir.421

Safvetü’t Tefâsir Tefsirine göre Allah Tevrat’ı insanlara yol göstermesi için

indirmiş ve Yahudilerden de bu kitaba uymalarını istemiştir. Tüm uyarılarına rağmen

emirlerine uymayan Yahudiler Allah tarafından, Kur’an-ı Kerim’de iğneleyici bir

şekilde uyarılmıştır. Ayette Allah: “Kendilerine Tevrat yükletilen sonra onunla amel

etmeyenlerin durumu, koca koca kitaplar taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah'ın

âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür, Allah, zâlimler topluluğunu

doğru yola iletmez.”422

ki onlar, Tevrat'ı okuyan ve içindekileri bilen kimselerdir. Ve

bu Tevrat'ta Hz. Muhammed (a.s.)'in doğruluğunu ve ona imanın vacip olduğunu

gösteren âyetler vardır. Fakat onlar kendilerini dünya ve âhiret bedbahtlığından

kurtaracak bu âyetlerden faydalanmadılar. İşte bu sebeple Allah onları, ilim ve

hikmet kitaplarını taşıyıp da onlardan faydalanamayan eşeğe benzetti. Eşek, boş yere

ağır bir yük taşımaktan başka bir şey elde edemez. Onları taşırken yorulur fakat

içindekilerden faydalanamaz.423

3.1.4. Mesih İnancı

Yeryüzünde gerek ilahi, gerekse ilahi olmayan dinlere bakıldığında, birçok

dinde dünyanın sonuna doğru gelmesi beklenen bir kurtarıcı inancının var olduğu

görülecektir. Bu kurtarıcının birçok ismi olmakla beraber Yahudilik ve

Hıristiyanlıktaki adı mesihtir.

Maimonides'in oluşturduğu inanç esaslarından on ikincisi olan Yahudilikte

önemli inançlardan bir tanesi de mesih inancıdır. Mesih kelimesi, İbranice de “yağ

sürülmüş, mesh edilmiş, temizlenmiş” manalarına gelen maşiah kelimesinden

gelmektedir. İlk zamanlar sadece krallar tahta çıkmadan önce yağlanırken, daha

sonra bu uygulamaya başrahipler ve rahipler de katılmış, tayinlerinde kutsal yağ ile

mesh edilmiştirler. Hatta daha sonra peygamberlerde mesh edilmişlerdir.424

Eski

421

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 104. 422

Cuma/5. 423

Sâbuni, a.g.e., c. VI, s. 436. 424

Ekrem Sarıkçıoğlu, Dinlerde Mehdi Tasavvurları, Sidre Yayınları, Samsun, 1997, s.15., Aydın,

a.g.e., s. 371.

Page 105: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

95

İran, Sümer, Hint ve Çin geleneklerinde de görülen Mesihçilik kavramı, Yahudilik’

teki biçimiyle şimdiki zamanın kötü görülmesi ve bu dünyada kurulacak yeni düzen

beklentisine karşılık gelmektedir. Buna göre Yahudi mesihçilik anlayışındaki asıl

vurgunun geçmişteki altın çağ fikrinden ziyade, gelecekte kurulacak yeni ve

mükemmel düzen üzerine olduğu ileri sürülmektedir.425

Tarihiyle dini adeta özdeşleşmiş olan Yahudilerin, tarihin farklı dönemlerinde

karşı karşıya kaldıkları sıkıntı ve felaketler, onları, bu sıkıntılardan çekip alacak ve

arzu ettikleri hedeflere ulaştıracak bir kurtarıcı fikrine yöneltmiştir. Tarihlerinde

yaşadıkları pek çok sürgün ve acı olaydan sonra Yahudiler, ülkeler fethedecek

muzaffer bir kralın çıkıp kendilerini İsrail topraklarına götürerek eski şereflerini iade

edecek bir kurtarıcıyı beklemeye başlamışlardır.426

Mesih kelimesi, Babil esaretinden sonra, ahir zamanda Tanrı tarafından

yeryüzüne gönderilecek bir karizmatik peygamber veya dini bir lider anlamında

kullanılmıştır. Yahudi inancında mesihin gelişiyle ilgili birçok bilgi verilmektedir.

Bunlardan bazıları şunlardır: Zaman ilerledikçe yeryüzünde ahlaksızlık artacak,

bireylerde utanma hissi azalacak, pahalılık artacak. Yahudi inancına göre mesih, Hz.

Davud’un soyundan olup Betlehem’de doğacak ve hahamların hesaplarına göre

mesih MS. 240 veya 471 yılında gelecektir. Doğumunu Mikail (a.s.) ilan edecektir.

Mabed yıkılacaktır. Tanrı’nın vekili sıfatıyla Yahudileri ve Yahudi olmayanları

yönetecek, Yahudilere Tanrının rahmetini, küfürbazlara da lanetini ulaştıracaktır.

Davud tahtından ülkeyi adaletli bir hükümdar olarak idare edecek ülkesinin

sınırlarını denizlerden denizlere ulaştıracaktır.427

Yahudilikte mesih kavramı, yaşayan bir kralı değil, İsrail hükümdarlığını

yeniden kurmak ve insanları kurtarmak için gelmesi beklenen kral için

kullanılmaktadır. Öyle ise mesih kavramı zamanla Yahudilikte eskatolojik bir içerik

ve anlam kazanmıştır.428

425

Sami Baybal, ''Modern Yahudilikte Mesih İnancı Üzerine Bazı Mülahazalar'', Bütün Yönleriyle

Yahudilik Sempozyumu (18-19 Şubat 2012.), Ankara, 2012, s. 342. 426

Baybal, a.g.m., s. 342. 427

Sarıkçıoğlu, Dinlerde Mehdi Tasavvurları, s. 16. 428

Jacques Waardenburg, “Mesih”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Ankara 2004, c.

XXIX, s. 307.

Page 106: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

96

3.1.4.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Mesih İnancı

Mesih, sıddık ve faruk gibi, şeref ifade eden lakaplardan bir lakaptır. Aslı,

İbranicede; "Mübarek" mânâsına gelen "Meşiha" dır.429

Sâfvetü’t Tefâsir Tefsirine

göre, Yahudilikte mesih inancını ortaya koymadan önce üzerinde durulması gereken

konu, yine Sâfvetü’t Tefâsir Tefsirine göre “arz-ı mukaddes” konusudur. Sâbuni,

Beyzavi’den rivayet ederek müminlerin meskeni olduğu için Arz-ı mukaddes

denildiğini belirtmiştir. Tefsire göre burası Kudüs topraklarıdır. Kur’an-ı Kerim’de

bu meseleye değinilmiş ve şöyle denilmiştir: “Ey kavmim! Allah’ın size yazdığı

kutsal topraklara girin ve arkanıza dönmeyin. Yoksa kaybedersiniz.”430

“Size

yazdığı” kelimesi ile babanız İsrail'in diliyle size vadettiği ve sizin olmasına

hükmettiği yer anlamındadır. Rivayet edildiğine göre Hz. Musa kavmine mukaddes

topraklara girmelerini emrettiğinde kavmi orada bulunan zorbacılardan korktu ve

Mısır'a dönmek istemiştir.431

Sâfvetü’t Tefâsir’e göre yaşarken hakkında mesih iddialarının bulunduğu Hz.

Yahya’nın öldürülmesi olayı Kur’an-ı Kerim’de şu ayetle belirtilmektedir: “Biz,

Kitap’ta İsrailoğullarına, “Sizler, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve

azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız.” diye bildirdik.432

Safvetü’t Tefâsir

Tefsirine göre ayette fesat kelimesi ile kastedilen, birinci fesat Zekeriyya (a.s)'nın

ikinci fesat ise Yahya (a.s)'nın öldürülmesi kastedilmektedir.

Genel olarak Sâbuni tefsirinde Mesih kavramını Hristiyanlık açısından

değerlendirmektedir. Bu sebepten yukarıda anlattığımız Yahudilikteki Mesih

tasavvuru ile ilgili değerlendirmenin çok fazla olmadığını söyleyebiliriz.

3.1.5. Ahiret İnancı

Dünya hayatının sona ermesinden sonra başlayıp devam edecek olan ikinci

hayata ahiret denir. Birçok inanç sisteminde ahiret inancı önem arz eder. Ahiret,

insanın dünyada yaptığı şeylerin karşılığını göreceği ve koşulsuz adaletin

429

Sâbuni a.g.e., c. I, s. 376. 430

Maide/21. 431

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 85-86. 432

İsra/4.

Page 107: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

97

gerçekleşeceği yerdir. Ayrıca birçok inanç sistemine göre ahiret hayatının sonsuz

olacağı da vurgulanmaktadır.433

Ne Torah'ta ne de Tevrat'a ait diğer kitaplarda ahiret konusuna fazla yer

verilmemektedir.434

Ancak Babil esaretinden sonra, İran etkisiyle Yahudiler arsında

kıyamet ve haşir inancının ortaya çıktığı görüşü genel kabuldür.435

Tevrat'ta

olmamasına rağmen Yahudi din bilginleri, bazı cümleleri yorumlayarak ahirete

imanın, Yahudiliğin esaslarından olduğuna karar vermişlerdir.436

Yahudilikte ahirete öteki dünya anlamında “olam haba” denilmektedir.437

Yahudilikte ahiret inancı, tarihi bir gelişme takip ederek İşaya ve Daniel kitaplarına

kadar ahiret inancına ilişkin bir bilgiye rastlanmamaktadır.. İşaya'da “Senin ölülerin

dirilecekler; benimkilerin cesetleri kalkacaktır. Ey sizler, toprak içinde yatanlar,

uyanın ve terennüm edin... ve her yer ölüleri dışarı atacak”438

şeklinde öldükten

sonra yeniden dirilme inancına delil sayılabilecek ifadeler vardır. Daniel kitabında

ise yeniden dirilme ile ilgili şu ifadeler yer almaktadır: “Ve yerin toprağında

uyuyanlardan birçoğu, bunlar ebedi hayata ve şunlar utanca ve ebedi nefrete

uyanacaklar. Ve anlayışlı olanlar gök kubbenin parıltısı gibi, birçoğunu salaha

döndürtenler de yıldızlar gibi ebediyen ve daima parlayacaklar.”439

Daha önce de belirttiğimiz üzere Yahudi inanç esasları Musa b. Meymun

tarafından XII. yüzyılda oluşturulmuştur. Ancak bundan önceki dönemlerde de bu

konuda çalışmalar yapılmıştır. Örneğin İskenderiyeli Philo iman esaslarını felsefi bir

bakış açısıyla ilk olarak sistematik hale getiren kişi olmuştur.440

Yahudi din

bilginleri yani rabbiler, Tevrat’ta ki bazı cümleler üzerine yorumlar yapmışlar ve

ahirete imanın iman esasları arasında yer almasına karar vermişlerdir.441

Ebedi hayat

ile ilgili konular ilk Yahudi mezheplerinden Ferisilik ile Sadukîler arasında

tartışılmıştır. Sadukîler, Tevrat'tan başka şer'i kaynak kabul etmediklerinden,

433

Şinasi Gündüz, Din ve İnanç Sözlüğü, s. 20-21. 434

Aydın, a.g.e., s. 372. 435

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 231. 436

Adam, “Yahudilik”, s. 237. 437

Baki Adam, “Yahudilik”md. , Dinler Tarihi El Kitabı, Ankara Grafiker Yayınları, 2015, s. 95. 438

İşaya, 26: 19. 439

Daniel, 12: 2-3. 440

Ravza Aydın, Yahudi İman Esasları, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi (SÜİFD),

2012, c. XIV, S. 25, s. 190. 441

Adam, “Yahudilik”, s. 235.

Page 108: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

98

Tevrat'ta ahiretle ilgili bir şeyin bulunmadığını iddia ederek ahireti inkâr etmişlerdir.

Ferisiler ise, Tevrat'ın dışında sözlü geleneğin de Musa'ya Sina'da verildiğini ve onu

da şer'i kaynak olarak kabul ettiklerini belirterek, ölümden sonraki hayatın varlığına

inanmanın zorunlu bulunduğunu kabul etmektedir.442

Reformcu Yahudiler ise fiziki

olarak ölümden sonra dirilmeyi kabul etmemekte ve buna bağlı olarak Tanrı'nın

merhametiyle bağdaşmadığı için cehennemin varlığını reddetmektedir.443

Yahudilikte, iyi olsun kötü olsun bütün insanların öldükten sonra “Şeol” adı

verilen yere gidecekleri ve ruhların üzgün bir şekilde mezarda kalacağı inancı kabul

görmektedir. Ayrıca ölümden sonra muhakemenin olmadığına da inanılmakta olup,

ölümden sonra hayat kısmen mezarda kısmen de ölüler âlemi de denilen Şeol’de

geçecektir.444

Ayrıca Şeol kelimesi çukur bir yer olarak da yorumlanmaktadır. Bu

yoruma göre Şeol, yeraltı âlemi anlamına gelmektedir. Zira Şeol’un en önemli

özelliği yerin altında olmasıdır. Gökyüzü nasıl Tanrılara aitse insanlarda onun tam

zıddı olan yeraltı âlemine yani Şeol’e gidecektir.445

Yahudi inanç sistemine göre; ölüm varlığın bir sonu değil, nicelik

değiştirmesidir. İnsanın bir bedeni olduğu gibi birde ruhu vardır. Beden ölünce tekrar

toprağa, yani aslına dönüşecektir. Ruh ise; aslındaki ebedi niteliğiyle varlığını

sürdürmeye devam eder.446

Yahudi düşüncesinde farklı görüş ve açıklamalar olmasına rağmen, şu iki

fikir geleneksel Yahudi düşüncesinde merkezi bir yer işgal etmektedir: Birincisi

Salih kimselerin gireceği Cennet'in yeniden tesisi anlamında bir ahiret hayatı vardır.

İkincisi çok az sayıdaki kişi hariç diğerleri için Cennete gitmeden önce on iki aydan

fazla sürmeyecek kısa bir cezalandırma dönemi yaşanacaktır.447

Rabbilere göre ahirete inanmayanlar kâfirdir ve onlar cennet hayatından nasip

alamayacaklardır. Fakat bir Yahudi ne kadar büyük günah işlerse işlesin,

442

Tümer-Küçük, a.g.e., s. 250. 443

Aydın, a.g.e., s. 373. 444

Tümer-Küçük, a.g.e., s. 249- 250. 445

İsmail Taşpınar, Yahudi Kaynaklarına Göre Yahudilikte Ahiret İnancı, MarmaraÜniversitesi

İlahiyat Fak. Yayınevi, İstanbul, 2014, s. 282-283. 446

Altıntaş, a.g.e., s. 143. 447

Aydın, a.g.e., s. 300.

Page 109: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

99

cehennemde en fazla on iki ay kalacaktır.448

Ayrıca Sâbuni Bakara suresinin

94.ayetin de ki tefsirinde belirterek; cennete sadece Yahudilere aitse hemen cenneti

istemeleri gerektiğini çünkü dünya nimetinden daha güzel olduğunu belirtirken

devamında ki ayetin tefsirinde bunu hiçbir zaman temenni edemeyeceklerini çünkü

işlemiş oldukları günah ve cürümler sebebiyle onlar yaşadığı müddetçe ölümü asla

isteyemeyeceklerini belirtir.449

3.1.5.1. Safvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Ahiret İnancı

Kur’an-ı Kerim’in içeriği incelendiğinde Yahudilikte ahiret inancı ile ilgili

birçok ayetin yer aldığı görülecektir. Bu ayetlerde genellikle Yahudilerin İslam’a

aykırı olan ahiret inançları belirtlilmiş ve özellikle Hz. Peygamber, zamanındaki

Yahudilere seslenilmiştir. Safvetü’t Tefâsir’de, Bakara suresi 80. ayet ve Al-i İmran

suresi 24. ayetlerin yorumunda, Yahudilerin ahiretle ilgili İslam’a göre yanlış olan

inançlarına değinilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de: “İsrailoğulları "Sayılı birkaç gün

müstesna, bize ateş dokunmayacaktır." dediler. De ki (onlara): Siz Allah katından bir

söz mü aldınız? Aldıysanız Allah sözünden asla caymaz. Yoksa Allah hakkında

bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”450

Yahudilere hitap edilen bu ayette onların

yanlış bir tutum içinde olduklarını kırk gün kadar kısa bir süre kadar kalacaklarını

yani buzağıya taptıkları süre kadar yanacaklarını iddia ederek yanılgıya düştüklerini

açıkça ortaya koymaktadır.451

Yani Yahudilerin iddialarının hiçbir dayanağı yoktur.

Aynı konu ile ilgili diğer ayette ise, “Onların bu tutumları," Bize ateş, sadece sayılı

günlerde dokunacaktır." demelerinin bir sonucudur. Onların uydurmakta oldukları

şeylerde, dinleri hak-kında kendilerini yanıltmıştır.”452

buyurulmaktadır. Rabbilere

göre ahirete inanmayanlar kâfirdir ve onlar cennet hayatından nasip

alamayacaklardır. Fakat bir Yahudi ne kadar büyük günah işlerse işlesin,

cehennemde en fazla on iki ay kalacaktır.453

448

Adam, “Yahudilik”, s. 237. 449

Sabuni, a.g.e. ,c. 1, s. 143. 450

Bakara/80. 451

Sabuni, a.g.e., c. I, s. 359. 452

Al-imran/24. 453

Adam, “Yahudilik”, s. 237.

Page 110: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

100

Safvetü’t Tefâsir’de Bakara Suresinin 94. ayeti tefsir edilirken, Yahudilerin

ahiret inançları eleştirilmeye devam edilmiştir. Ayette , “De ki: “Onlara, “Şayet

ahiret yurdu Allah katında diğer insanlara değil de, yalnızca size aitse ve bu

iddianızda doğru iseniz haydi ölümü temenni edin!” buyurulmakta ve böylece

Yahudilerin sadece kendilerinin cennete girecekleri yolundaki iddialarına da cevap

verilmektedir. Yahudiler iddialarında samimi olsalar üzüntü, keder ve zahmet içinde

yaşadıkları şu dünyadan ayrılıp, sınırsız bir mutluluk yeri olan cennete kavuşabilmek

için bir an önce ölmeyi istemeleri gerekmektedir. İşledikleri günahlar, cinayetler ve

her türlü kötülükler sebebiyle vicdanları bu iddialarını doğrulamaya engeldir. Bu

sebeple de asla ölümü temenni etmemektedirler.454

Sâfvetü’t Tefâsir’de Yahudilerin ahiret inancı ile ilgili iddialarından bir tanesi

ise ayette şu şekilde bildirilmiştir: “Yahudiler, Yahudi olanlardan başkasının cennete

asla giremeyeceğini, Hristiyanlar da Hristiyan olanlardan başkasının cennete asla

giremeyeceğini söylediler. Bu onların hayalleri ve rüyalarıdır. Ey Muhammedi

Onlara de ki: Davanızda doğru iseniz, iddianıza açık bir delil getiriniz.”455

Yahudiler sadece Yahudilerin, Hıristiyanlarda sadece Hıristiyanların cennete

gireceklerini iddia ederken, Kur’an “Davanızda doğru iseniz, iddianıza açık bir delil

getiriniz.” diyerek bu iddiaların delilsiz ve boş olduğunu ifade etmekte ve onlara

meydan okumaktadır. Bunun onların hayalleri ve rüyaları olduğunu belirtir.456

Kur’an-ı Kerim’de tüm bu yanlış davranışlarının karşılığı ise şöyle ifade

edilmiştir. “İşte onlar, ahirete karşılık dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu

yüzden ne azapları hafifletilecek ne de kendilerine yardım edilecektir.”457

Bu çirkin

vasıfları taşıyanlar, âhiret hayatını dünya hayatı ile değiştirenler, yani dünya hayatını

âhiret hayatına tercih edenlerdir. Onun içindir ki, onların azabı bir an bile

hafifletilmeyecek ve onlara yardım da edilmeyecektir. Yani, onlara yardım edecek

herhangi bir yardımcıları olmayacağı gibi, onları Allah'ın acıklı azabından kurtaracak

bir kurtarıcıları da yoktur.458

454

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 143-144. 455

Bakara/111. 456

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 159. 457

Bakara/86. 458

Sâbuni; a.g.e., c. I, s. 134.

Page 111: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

101

3.1.6. Melek İnancı

İlahi dinler ve ilahi olmayan dinlerin birçoğunda Tanrı, gözle görülemeyen ve

insanın beş duyu organı ile algılayamadığı bir varlıktır. Bu sebepten dolayı Tanrı ile

insanın iletişime geçebilmesi için melek inancı söz konusudur.

Bütün Yahudi mezhepleri meleklerin varlığını kabul etmektedir. Çeşitli

melek isimleri kutsal kitapları olan Tevrat’ta geçmektedir.459

Tanaklı'da göndermek

(l'k) kökünden gelen nıal'ak, haber ya da mesaj taşıyan kişiyi ifade etmek için

kullanılmakla beraber gözleyeci; casus ve arabulucu olarak faaliyet gösterip

gönderenin isteklerini gözeten özellikle de gözleyen ya da bekçi (watcher)

manalarında da kullanılmaktadır.460

Başta “Malah” olmak üzere ilahi varlıklar

manasında Yahudilikte melek anlamına gelen şu tabirler kullanılmıştır: Tanrının

Oğulları, Göklerin Ordusu, Savaşcılar, Mesajcılar, Mukaddesler, Tanrı’nın

Danışmanları, Ruhlar, Gözcüler, Gökte Oturanlar. Kullanılan terimlerden de

anlaşılacağı üzere melekler, Tanrı ve insan gibi diğer varlıklardan net bir şekilde

ayrılmamış, Tanrı ve onun elçisi olan melek ifadesi çoğu zaman birbiri yerine

kullanılmıştır. Kutsal Kitap’ta, Hz. Hacer bir melek ile karşılaşır. Daha sonra meleğe

ithafen “Beni gören Rab”461

diye söz etmekte veya bazen bir melek için bir yerde

melek olarak, başka bir yerde ise adam olarak göndermede bulunulmaktadır. Tanrı

ile melek arasındaki bu karışıklık bazı bilim adamlarına göre insanların ilk

zamanlarda Tanrı ile doğrudan ilişki kurması, ancak daha sonra bu anlayışı

yumuşatarak araya meleği koymasından kaynaklanmaktayken bazı bilim adamları

ise; meleklerin Tanrı’dan bağımsız varlıklar olmayan, yalnızca O’nun gücünün ve

iradesinin bir tezahürü olmalarından kaynaklandığı görüşündedir.462

Kutsal Kitapları olan Tevrat’ta meleklerin günah işleyebilen varlıklar

olduklarından bahsedilmiştir. Buna dayanarak günahkâr meleklerin başında ise

459

Ömer Faruk Harman, “Yahudilikte İnanç Esasları”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, c.

XLIII, s. 205. 460

Cengiz Batuk, ''Yahudi Mitolojisinde Düşmüş Melekler'', Bütün Yönleriyle Yahudilik Uluslarası

Sempozyum, (18-19 Şubat 2012), Ankara, 2012, s. 453. 461

Tora, Bereşit, 16/7,13. 462

Fuat Aydın, a.g.e., s.48.; Ali Çolak, Kur’ân ve Hadislere Göre Melek, Afşar Matbaası,

Gümüşhane, 2012, s. 17.

Page 112: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

102

şeytan gelmektedir.463

Bu sebeple melekler küfür işleyebilmekte ve bundan dolayı

Allah o meleği günahı karşılığında cezalandırabilmektedir. Bu tür bir inanca sahip

olmalarının nedeni; Yahudilerin cinleri ve şeytanı da melek olarak kabul etmesidir.

Ayrıca hep iyilik yapan, insanları koruyan ve sıkıntıları ile sıkıntı çeken meleklerde

vardır. Bazı Yahudi din âlimlerine göre melekler gökyüzündedir ve yeryüzüne

inmezler ve Tevrat’ta meleklerin gökyüzünden inmek için merdiven kullandıkları

söylenmektedir. Yahudilikte melekler ölümlü ve ölümsüz olmak üzere de ikiye

ayrılmaktadır.464

Ancak yine de Tanrı karşısındaki konumları itibari ile onlar da

yaratılmıştır yani evrendeki diğer varlıklar ve insanla aynı seviyede yer alırlar.465

Yahudilik inancında başlıca melekler ve görevleri şunlardır:

Mihael: Yahudilerin koruyucu meleğidir. Göklerin yönetimi onun elindedir.

Gabriel: Tanrı’nın vahiylerini taşır ve ateşin âmiridir.

Uriel: Yıldızların efendisidir ve hava değişmelerini yönetir.

Rafael: Hastaların mucizevî bir şekilde iyileşmelerini sağlayan hekimdir.466

3.1.6.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikteki Melek İnancı

Sâfvetü’t Tefâsir’i incelediğimizde Yahudilikteki melek inancı hakkında

sadece Bakara Suresi 97. ve 98. ayetlerde bilgi verildiği görülmektedir. Yahudilerin

Cebrail (a.s.)’e düşmanlıkları bu ayetlerde ifade edilmiştir. Ayette, “De ki: Cebrail'e

kim düşman ise şunu iyi bilsin ki Allah'ın izniyle Kur'an'ı senin kalbine bir hidayet

rehberi, önce gelen kitapları doğrulayıcı ve mü'minler için de müjdeci olarak O

indirmiştir. Kim, Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e düşman olursa,

bilsin ki, Allah da inkarcı kâfirlerin düşmanıdır.” buyurulmaktadır. Bu ayet ile

Yahudilerin Cebrail’e karşı duydukları kin ve düşmanlıklarını da görmekteyiz.

Yahudiler Hz. Peygamber (s.a.v.)'e dediler ki: "Risalet ve vahyi, her peygambere,

Allah katından bir melek getirir. Sana vahyi getiren kimdir? Söyle ki sana tabi

463

Hasan Kurt, Kur’an’da ve Kitab-ı Mukaddes’te Melek Kavramı, S.İ.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü

(Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Kahramanmaraş 2014, s. 47. 464

Çolak, a.g.e., s. 18-19. 465

Batuk, a.g.m., s. 454. 466

Çolak, a.g.e., s. 18.

Page 113: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

103

olalım. "Rasulullah (s.a.v.): "Cebrail'dir" diye cevap verdi. Bunun üzerine dediler ki:

O, harp ve savaş getiren bir melektir. O bizim düşmanımızdır. Eğer, yağmur ve

rahmet getiren "Mîkâil"dir deseydin sana uyardık. Yahudilerin bu olaydan sonra

melekler arasında ayrım yaptıklarını görmekteyiz. Bazı meleklere karşı kin ve

düşmanlık beslerlerken, bazılarına karşı ise sevgi ve şefkat beslerler. Yahudilere göre

Cebrail harp ve savaş getiren melek iken; Mikail yağmur ve rahmet getiren

melektir.467

467

Sabuni, a.g.e., c. 1, s. 144.

Page 114: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

104

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

SABUNİ TEFSİRİNE GÖRE YAHUDİLİKTE İBADETLER VE

DİĞER KAVRAMLAR

4.1. YAHUDİLİK İNANCINDA İBADET

Yahudilik, kendine has belli ibadet kuralları olan bir dindir. Hz. Musa ile

beraber kurumsallaşmış olup Yahudilikte yine Hz. Musa döneminde mişkanın

(buluşma çadırı) yapılmasıyla toplu ibadetler ve kurban burada gerçekleşmiştir.468

Hz. Süleyman ile beraber I. Mabed’in inşa edilmesi ile beraber aynı ibadetler Kutsal

Mabette yapılmaya başlamıştır. II. Mabed’in yıkılışına kadarda devam etmiştir.

Mabet merkezli bir din olan Yahudilikteki ibadetlerin bazıları, Süleyman mabedi

yıkıldığı için yapılamamaktadır. Mabet olmadığı için yerine getirilemeyen ibadetlerin

başında özellikle kurban ibadeti gelmektedir. MS. 70 yılında Yahudilerin dünyanın

birçok yerine sürgün edilmesiyle toplu ibadet için sinagoglar ortaya çıkmıştır.

Sinagog İslam’daki caminin karşılığıdır. Haham veya cemaatten birinin yönettiği

toplu ibadet için en az on üç yaşına girmiş on erkekle icra edilmektedir.469

On

yetişkin erkeğin bir araya gelmesine “minyan” terimi ile ifade edilir.470

İbadetler ev

ve sinagoglarda yapılmaktadır. Geleneklerine göre kadınların dini vecibeleri evde

yoğunlaşırken, erkeklerin sorumlulukları daha çok sinagoglarda yerine

getirilmektedir. Kadınlar için sinagoglarda ibadet ve törenlere katılmak, ev içi

sorumluluklarını ihmal etmelerine neden olacaksa sinagog ibadetinden ve günlük

bazı edilen dualardan muaf tutulabilmektedir.471

Yahudilerin ibadetlerinde, bir düzen ve disiplin bulunmamakla beraber resim

ve heykel bulunan yerlerde ibadet etmek yasaktır. Sinagog’da ibadet eden kişi başını

örtmelidir. Çünkü başı açık bir şekilde sinagoga girmek, Tanrı’ya karşı saygısızlık

olarak kabul edilmektedir. Yahudi erkekleri başlarına “kipa” denilen bir takke

takarken, kadınlar da başlarını örter. Dua esnasında erkekler omuzlarına “tallit”

468

Özen, Yahudilikte İbadet, s. 53-54. 469

Adam, “Yahudilik”, s. 237. 470

Özen, a.g.e., s. 334. 471

Aydın, a.g.e., s. 333.

Page 115: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

105

denilen dua atkısı almaktadır. Kadınlar ve erkekler ayrı oturur. Kadınlar ibadete

katılmaz ve arka tarafta ibadeti izler.472

Yahudiler günlük ibadetlerini günde 3 vakit olmak üzere (sabah, ikindi ve

akşam) yerine getirmektedir. İbadet esnasında edilen duaların bir kısmı Tevrat’tan

alınmakla beraber Yahudiler, ayrıca “Siddur” denilen dua kitabından bazı bölümler

okumaktadır. İbadet ederken eğilme, ileri geri gitme gibi hareketler yapmakta ancak

ibadetin en önemli bölümü amida, yani ayakta yerine getirilmektedir. Günahlarından

pişman olduklarının göstergesi olarak sağ elleriyle göğüslerine vurmakta ve ibadetin

kalan kısmında oturmaktadırlar. Sadece Yahudi yılbaşı gününde (Roş Haşana) ve

kefaret gününde (Yom Kipur) secde eylemini gerçekleştirirler. Yahudiler tarafından

okunan en önemli dua Şema İsrael duasıdır. Bu önemli duayı çeşitli yerlere asarlar.

Evlerin giriş kapılarına asılan Şema İsrael duasına “mezuza” denilmektedir.

Yahudiler eve her giriş çıkışta mezuzayı öper ve bu duayı okurlar. Tefilin ise; içinde

Şema İsrael duasının yazılı olduğu iki kutucuk ve bir deri kayıştan oluşur. Erkekler,

Cumartesi günü dışında bu iki kutucuğu deri kayış kullanarak alınlarına ve kollarına

bağlarlar.473

Oruç ibadeti birçok dinde olduğu gibi Yahudilikte de yerine getirilen

ibadetlerdendir. Tevrat’a göre Yahudilere oruç tutmak zorunludur.474

Yahudilikteki

oruçların bir kısmının matem alameti, bir kısmının tehlike karşısında tazarru ve niyaz

için tutulduğu anlaşılmaktadır.475

Sâbuni kavmi buzağıya taptığı sırada Hz. Musa'nın,

kırk gün oruçlu geçirdiğini belirtmektedir.476

Aynı şekilde Tevrat'ta da Hz. Musa’nın

kırk gün kırk gece dağda kaldığı, bu süre içerisinde Rab ile birlikte olup ağzına

ekmek ve su koymadığı belirtilir.477

Tevrat’ta sadece Yom Kipur’da oruç ibadeti

emredilmektedir478

ve şöyle ifade edilir: “(Tüm bunlar) Sizin için ebedi bir kanun

olacaktır. (Her yıl) Yedinci ayda, ayın 10’unda oruç tutmalı, hiçbir melaha

yapmamalısınız (bu kanun) hem doğuştan Yahudi hem de aranıza katılan Ger (için

472

Tümer-Küçük, a.g.e. , s. 254-256. 473

Adam, “Yahudilik”, s. 239. 474

Çıkış, 34:18. 475

Ali Osman Ateş, Cahiliye ve Ehl-i Kitab Örf ve Adetleri, Beyan Yayınları, İstanbul, 1996, s. 90. 476

Sabuni, a.g.e., c. II., s. 350. 477

Çıkış, 34: 28. 478

Özen, a.g.e., s. 174.

Page 116: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

106

aynı şekilde geçerlidir).”479

I. Mabet döneminde oruç tutmak isteğe bağlı iken,

sürgünden sonra düzenli ve ara ara tekrarlanan bir ibadet şeklini almıştır. Yahudiler

oruç ibadetlerini küçük ve büyük olmak üzere iki şekilde gerçekleştirirler. Küçük

oruç günleri, gündüz saatleri ile sınırlı iken, büyük oruçlar yirmi dört saat

sürmektedir. Yahudilerin tuttukları oruçların bir bölümü kutsal kitaplarında ve

hahamlar tarafından emredilirken bir kısmı ise özel günlerde tutulmaktadır.480

Kurban, ilk dönemlerinden itibaren Yahudilikte var olan ibadetlerden biridir.

Yahudiler kurbanı “ister hayvan ister sebze olsun, Tanrı’ya bağlılığın işareti olarak

bir mezbah üzerinde tamamen veya kısmen yok edilen takdime”, “Tanrı’ya saygıyı

göstermek, O’nun teveccühünü kazanmak veya affını sağlamak amacıyla sunma ya

da takdis yoluyla yapılan takdime fiili” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlara göre;

birinci tanım kurbanı ifade ederken, ikinci tanım takdime adı altında Tanrı’nın

teveccühünü kazanma düşüncesi ile sunulan değerli herhangi bir şeyi ifade eder.

Dolayısıyla kurbanda bir hayvanın boğazlanması söz konusu iken, takdimede böyle

bir şey söz konusu değildir.481

Kısaca Yahudilikte kurban, İsrailoğullarının Tanrı’ya sadakatlerinin

göstergesi olarak kesilmiştir. MS. 70’te II. Mabet’in yıkılışı ile mabedin yokluğu

kurban ibadetini geçici olarak imkânsız hale getirmiştir. Bu sebepten dolayı

Yahudiler, Mabet’in yeniden inşası ve kurban ibadetinin tekrar başlaması için dua

etmektedir.482

Yahudilikte haftalık ibadet, Cumartesi gününe saygı anlamına gelen Şabat’tır.

Şabat günü, Cuma günü akşamı başlar, Cumartesi gün batımına kadar devam eder.

Cumartesi ibadetinde sinagogda belirli bir melodi ile bir bölümü İbranice, bir bölümü

Aramice dualar okunur. Cumartesi günü Yahudiler hiçbir dünya işiyle meşgul

479

Tora ve Aftara, Vayikra 3. Kitap, (Çev. Moşe Farsi-Diana Yani-Selin Sağla vd.), y.y., İstanbu,l

2009,16:29. 480

Özen, a.g.e., s. 176-179. 481

Ahmet Güç, Çeşitli Dinlerde ve İslam’da Kurban, Düşünce Kitabevi Yayınevi, İstanbul, 2003, s.

144. 482

Ahmet Güç, a.g.e. , s. 260-261.

Page 117: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

107

olmazlar, sadece dualar ve Tevrat okurlar. O gün Yahudiler, ocak yakmazlar, yemek

pişirmezler ve soğuk yemekler yerler.483

4.1.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte İbadet

Safvetü’t Tefâsir’de, Yahudilikteki ibadetler hakkında çok fazla bir bilgi

verilmemiştir. İlk olarak açıklayacağımız oruç ibadeti, Yahudilerle ilgili Sâfvetü’t

Tefâsir’de anlatılan ibadetlerden bir tanesi olup Kur’an-ı Kerim’de: “Ey iman

edenler! Oruç sizden önce gelip -geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz

kılındı. Umulur ki korunursunuz.”484 Ramazan orucu İslam dininden önceki

milletlere farz kılındığı gibi İslam dini üzerine de farz kılındığını tefsir etmiştir.485

Yahudilerin ibadetlerinden bir tanesi de kurban ibadeti olup bu konu ile ilgili

bilgiler de mevcuttur. Al-İmran 183. ayetinde: “Muhakkak ki Allah, bize, ateşin

yiyeceği bîr kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamızı emretti"

diyenlere şöyle de: Size, benden önce mucizelerle, özellikle dediğiniz mucize ile nice

peygamberler geldi. Eğer doğru insanlar iseniz, onları niçin öldürdünüz?”

buyurulmaktadır. Sabuni; Yahudiler kendilerine bir mucize getirilmedikçe Allah

onların hiçbir peygambere inanmamalarını emretti. Bu mucizenin ise Hz.

Muhammed’in bir kurban sunup daha sonrasında gökten inen bir ateş ile onu yemesi

olduğunu belirtmiştir. Allah böyle söyleyenleri ayette kınamış ve büyük bir iftira

olduğunu belirtmiştir.486

Sâfvetü’t Tefâsir’de anlatılan Yahudilerin ibadetlerinden biri ibadetlerin

Cumartesi günü yapılmasıdır. Bu ibadete Kur’an-ı Kerim’de şöyle bahsedilmiştir:

“Onlara, deniz kıyısında bulunan şehir halkının durumunu sor. Hani onlar

Cumartesi hakkında haddi aşıyorlardı. Çünkü Cumartesi günlerinde balıklar

meydana çıkarak akın akın onlara gelirdi. Cumartesi dışındaki günlerinde ise

gelmezlerdi. İşte böylece biz, yoldan çıkmalarından dolayı onları imtihan

ediyorduk.”487

Sâbuni İbn Kesir’den rivayet ederek şöyle der: Bu beldenin Kızıldeniz

483

Mehmet Aydın, a.g.e. , s. 219. 484

Bakara/183. 485

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 224. 486

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 469-470. 487

Araf/163.

Page 118: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

108

kenarında bulunan Eyle olduğunu belirtmiştir. Onlar, Cumartesi günü avlanmak

suretiyle Allah'ın o gün için koyduğu yasağı çiğniyorlardı. Cumartesi günü balıklar

su yüzüne çokça geliyorlardı. O gün ise, avlanmak onlara haram kılınmıştı.

Cumartesi gününün dışında balıklar gelmiyorlar, kaybolup gizleniyorlardı, bugün de

avlanmaları haram kılınmış bir günde balıkları su yüzüne çıkarmak, helal kılınan

günde ise onları gizlemek suretiyle onlar imtihan edilmiştir. Kurtubî şöyle der:

Rivayete göre bu olay Davud (a,s.) zamanında oldu. Şeytan onlara vesvese vererek

dedi ki: Size sadece Cumartesi günü balık tutmak yasaklandı. Havuzlar yapıp

balıkları oraya doldurun. Havuzlar yaptılar. Cuma günü balıkları havuzlara sevk

ediyorlardı. Havuzda su az olduğu için, balıklar orada kalıyor, oradan çıkmaları

mümkün olmuyordu. Dolayısıyla Pazar günü onları yakalayıp alıyorlardı. Böylece

balıkları avlamada hile yapıyorlardı.488

4.2. YAHUDİLİKTE YİYECEK VE İÇECEKLER

Yahudiliğin yiyecek içecek kuralları ile ilgili olarak koşer kavramı, sözlükte

“münasip, uygun” gibi manalara gelmektedir. Koşer, Yahudi hukuk kuralları ve

geleneğinde yenilmesine izin verilen bazı yiyecekleri ve kuralları kapsamaktadır.

Günümüzde ise koşer kavramı, ibadet için kullanılacak malzemeleri ve yenilmesine

izin verilen gıdaları tanımlamanın dışında, bir kimsenin Yahudiliğe uygun hareket

edip etmediğini veya Yahudilerin kullanımına sunulan şeylerin, dine uygun olup

olmadığının göstergesi haline gelmiştir. Tevrat'ta geçen domuz, kan, leş yememek

veya et ve sütün birlikte tüketilmemesi gibi yasaklar yiyeceğin kendisinden

kaynaklanan yasaklar olup bir sebep belirtilmediği gibi; bir hayvanın boğazlanmadan

ölmesi, öldürülmesi veya uygun bir şekilde kesilmemesi gibi geçici bir nedenden de

kaynaklanabilir. Ayrıca sadece Fısıh Bayramı'nda mayalı gıdanın veya cumartesi

günü yemek pişirip yenilmesinin yasaklanması şeklinde de kendini gösterebilir.489

Tora’da helal ve haram yiyecekler sıralanmıştır. Tırnağı yarık olmayan ve geviş

getirmeyen dört ayaklı hayvanların et ve sütleri yasaktır.490

488

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 368. 489

Ali Osman Kurt, Yahudilikte Koşer ve Koşer Ekonomisi, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat

Fakültesi Dergisi (CÜİF.), 2010, c. XIV, S. 2, s. 105-109. 490

Tora, Devarim, 14: 7.

Page 119: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

109

Tevrat’ta iç yağı Yahudilere yasak yiyeceklerdendir ve Tora ve Aftara,

Vayikra, 7: 22-24. babında şöyle ifade edilir : “Tanrı Moşe’ye konuşarak (şöyle)

dedi: “Bene-Yisrael’e konuş ve (şöyle) de: “Sığır, koyun ya da keçi (türlerinin) her

türlü içyağını yemeyin. (Kendiliğinden) Ölmüş bir hayvanın içyağı ile, (ölümcül

şekilde) yırtılmış bir hayvanın içyağı, herhangi bir amaçla kullanılabilir fakat onu

yiyemezsiniz.” Meyve ve sebzelerin tamamı koşer kabul edilmekte olup serbesttir.491

Yahudilikte etli ve sütlü yiyeceklerin bir arada yenilmesi ise yasaklanmıştır.492

Anlattığımız bu yiyecekler önemli gün ve bayramlarda, ziyafetlerin ve

kutlama sofralarının önemli parçalarındandır. Et, ekmek, tuz ve şarap en önemli

yiyeceklerden olup etin ve ekmeğin olmadığı bir sofra, ziyafet olarak kabul

edilmemektedir. Kutsal mabedin yok olması sebebiyle yerine getirilemeyen kurban

ibadetinin hatırasını yaşatabilmek için sofralarda tuz bulunmakta ve yemeğe tuz ile

başlanmaktadır. Şabat, sünnet, evlilik ve bayramlar gibi özel günlerde şarap olarak

özellikle üzüm şarabı tercih edilmektedir.493

4.2.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Yiyecek Ve İçecek

Safvetü’t Tefâsir’de bazı ayetler açıklanırken Yahudilerin yeme, içme

kuralları ile ilgili açıklamalarda da bulunmaktadır. İlk olarak Yahudilere haram

kılınan yiyeceklerden bahseden ayette: “Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram

kıldık. Sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları, ya da kemiğe karışan yağlar

hariç olmak üzere sığır ve koyunun iç yağlarını da haram kıldık. Bu, zulümleri

yüzünden onlara verdiğimiz cezadır. Biz elbette doğru söyleyeniz.”494

buyurulmuştur.

Sadece Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kılındığını belirterek İbn

Abbâs’dan rivayet ederek; Bu hayvanların, deve ve sığır gibi, çatal tırnaklı olan ve

kaz ve ördek gibi açık parmaklı olmayan hayvanlar olduğunu belirtmiştir. Sığır ve

koyunun içyağlarını yemenin haram olduğunu ancak bunların sırtlarına yapışık olan

veya bağırsaklarının üzerinde bulunan ya da kuyruk yağı gibi, kemiğe karışık olan

yağları yemeleri caiz olduğunu belirtmiştir. Onlara bunların haram kılınmasının

491

Tora, Bereşit, 1: 29. 492

Tora, Devarim, 14: 21. 493

Sami Kılıç, “Yahudilikte Kutsal Yiyecek ve İçecekler”, Bütün Yönleriyle Yahudilik (Uluslararası

Sempozyum 18-19 Şubat 2012), Dinler Tarihi Araştırmaları VIII, Ankara 2012, s. 96-97. 494

En’am/146.

Page 120: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

110

nedeni; daha önce anlatılan peygamberleri öldürmek, faiz yemek ve insanların

mallarını bâtıl yollarla yemeği helal görmek gibi zulüm ve taşkınlıklarından

dolayıdır.495

Kur’an-ı Kerim’de Yahudilerin işledikleri günahlarından dolayı bazı helal

yiyeceklerin kendilerine haram kılınmasını anlatan ayetlerden biri de şu şekildedir:

“Tevrat indirilmeden önce, İsrail’in kendisine haram kıldığı dışında, yiyeceklerin

hepsi İsrailoğullarına helâl idi. De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Tevrat’ı

getirip okuyun.”496

Sâbuni; sadece, Ya'kub (a.s.)'un kendi nefsine haram kıldığı

şeyler hariç bütün yiyeceklerin İsrâîloğullarına helâl olduğunu belirtmiştir. Ya'kub

(a.s.)'un haram kıldığı yiyecekler ise deve eti ve sütü idi. Sonra isyanları sonucu ceza

olarak İsrâîloğullarına içyağı ve benzeri bazı besin maddeleri de haram kılınmıştır.

Bütün bunlar Tevrat indirilmeden önce helâl olduğunu belirtmiştir.497

Kur’an-ı Kerim’de Sina dağı ve orada yetişen bazı yiyecekler hakkında da

bilgi vermiştir: “Tûr-i Sina'da yetişen bir ağaç da meydana getirdik ki, bu ağaç hem

yağ, hem de yiyenlerin ekmeğine katık verir.”498

buyurmuştur. Sâbuni; su sayesinde

Yahudiler için Tûr Dağı'nın etrafında yetişen zeytin ağacı bitirdiğini bu ağaç

sayesinde birçok faydaları olan zeytinyağı verdiğini, yemek yiyenler için de katık

verdiğini, içine batırıldığında ise ekmeğe renk verdiğini belirtmiştir.499

Kur’an-ı Kerim’de Yahudilere özel bahşedilen bazı yiyeceklerden de

bahsedilmektedir: “Bulutları üzerinize gölge yaparak, sizi güneşin sıcağından

koruduk. Yorulmadan ve meşakkat çekmeden size bıldırcın ve kudret helvası gibi

birçok yenilecek ve içilecek nimetler verdik. Gökten üzerlerine bal gibi kudret helvası

iniyor ve onu suyla karıştırıp içiyorlardı. Selva, eti lezzetli ve bıldırcına benzeyen bir

kuştur. "Allah'ın lezzetli nimetlerinden size rızık olarak verdiklerimizden yiyiniz"

dedik. Onlar bu değerli nimetlere nankörlük etmekle bize değil, kendi nefislerine

zulmediyorlardı. Çünkü nankörlüğün, vebâli kendilerine aittir.”500

Sâbuni;

yorulmadan ve meşakkat çekmeden Yahudilere bıldırcın ve kudret helvası gibi

495

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 262. 496

Al-imran/93. 497

Sâbuni, a.g.e. ,c. I, s. 409-410. 498

Müminun/20. 499

Sâbuni, a.g.e., c. IV, s. 167. 500

Bakara/57.

Page 121: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

111

birçok yenilecek ve içilecek nimetler verdiğini, gökten üzerlerine bal gibi kudret

helvası inip ve onu suyla karıştırıp içtiklerini belirtmiştir. Sâbuni tefsirinde belirttiği

üzere; çoğu müfessirlerin görüşüne göre Selva’nın lezzetli bir et ve bıldırcına

benzeyen bir kuş olduğunu belirtmiştir.501

Selva ve Menn ifadeleri bu ayetin dışında

Kur’an-ı Kerim’de, Taha Suresi 80. ayet ve Araf Suresi 160. ayetlerde de geçmekte

ve Safvetü’t Tefâsir’de, Allah’ın İsrailoğullarına verdiği iki nimet olarak kabul

edildiği görüşü Bakara Suresi 60 ve 61. ayetlerin yorumunda verilmektedir. Ayette:

“Hatırlayın ki Musa, kavmi için su istemişti de biz ona "Değneğinle taşa vur!"

demiştik. Derhal (taştan) on iki pınar fışkırdı. Her bölük, içeceği pınarı bildi.

"Allah'ın rızkından yiyin, için, sakın yeryüzünde bozgunculuk etmeyin" dedik. Hani

siz "Ey Musa! Bir tek yemekle yetinenleyiz, bizim için Rabbine dua et de yerin

bitirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarımsağından, mercimeğinden,

soğanından bize çıkarsın" dediniz. Musa ise "Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi

istiyorsunuz. O halde şehre inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var" dedi. Onlara

aşağılık ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibetler

(onların başına), Allah'ın ayetlerini inkâra devam etmeleri, haksız olarak

peygamberleri öldürmeleri sebebiyle geldi. Bunların hepsi, sadece isyanları ve

taşkınlıkları sebebiyledir.”502

buyurulmaktadır. Safvetü’t Tefâsir’de; Musa, kavmi

için su istediğinde Allah’ın emri ile değneği taşa vurunca derhal (taştan) on iki pınar

fışkırmış ve her kabile, içeceği pınarı bilmiştir. Yerin bitirdiği şeylerden;

sebzesinden, kabağından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından istediklerinde

Musa "Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz. O halde şehre inin. Zira

istedikleriniz sizin için orada var" dedi. Bu olaydan sonra onlara aşağılık ve

yoksulluk damgası vurulmuştur. Bu musibetler onların başına, Allah'ın âyetlerini

inkâra devam etmeleri, haksız olarak peygamberleri öldürmelerinden dolayı geldiğini

belirtmiştir.503

501

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 105. 502

Bakara/60-61. 503

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 109.

Page 122: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

112

4.3 YAHUDİLİKTE SEÇİLMİŞLİK ANLAYIŞI

Yahudiler, kendilerinin Tanrı’nın seçilmiş kavmi olduklarına ve kutsal

toprakların Tanrı tarafından kendilerine vaad edildiğine inanmaktadırlar.504

Bu

seçilmişlik anlayışı “üstünlük” manasında olmayıp tanrı ile ahitleştiği

anlamındadır.505

Bu inanç özellikle Ortodoks Yahudileri açısından büyük önem

taşımaktadır. Seçilmişlik anlayışı Yahudilikte İbranice “Am Hasagula” kavramı ile

ifade edilmekte ve seçilmişlik fikri, Yahudileri tarih boyunca daima diğer

milletlerden farklı kılmıştır. Yahudiler her türlü baskı ve zorlama karşısında milli ve

dinî kimliklerini bu düşünce sayesinde koruyabilmişlerdir. Yahudilerin seçilmişlik

inançları temelde Tanrı'nın onlarla yaptığı ahit, onlara seçtiği kutsal toprak ve mabet

anlayışı temeline dayanır.506

Bu dini anlayışta İsrailoğulları Tanrı'nın imtiyazlı

milletidir.507

Tevrat’a göre, Tanrı’nın İsrailoğulları ile yaptığı sözleşme Hz. İbrahim

ile başlamaktadır.508

Tevrat'ta Tanrı'nın İbrahim'i 'büyük bir ulus yapacağı, onu

kutsayacağını ve onu kutsayanları da kutsayacağını, ona ün kazandıracağı, onu

bereket kaynağı yapacağını ifade ederek Yahudi inancında ayrıcalıklı konuma

geldikleri belirtilir.509

Bu özel durum, Yahudiliğin aynı biyolojik soya ve aynı dini bir cemaate

sahip ırk ve inanç birliği olduğu belirtilebilir. Tanrı tarafından dünya milletleri

arasından seçilmiş ve Tanrı’nın İbrahim’e vaadi gereği kendi kavimlerini diğer

milletlere tercih ettiklerini ifade etmişlerdir. Tanrı’nın bu tercihi sonucu bu kavim

Sînâ Yarımadası’na götürülmüş, Tanrı’ya muhatap kılınmış ve kendilerine Tevrat

vahyolunmuştur.510

Bu üstünlük zinciri İbrahim’den oğlu İshak’a geçmiş ve İbrahim

soyunun İshak’ta yüceltildiği bildirilmiştir.511

Tevrat’a göre Tanrı’nın İsrailoğullarını seçmesinin sebebi güç ve kuvvet

olarak ve sayıca üstün olmaları değil, Tanrı’nın onları sevmesinden kaynaklanmakta

504

Ömer Faruk Harman, “İnanç esasları”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Ankara 2013,

c. XLIII, s. 206. 505

Hakkı Şah Yasdıman, Yahudilik Üzerine Yazılar, İlkem Yayınları, 2002, s. 38. 506

Adam, “Yahudilik”, s. 227. 507

Kaufman-Eisenberg, a.g.m., s. 272. 508

Adam, “Yahudilik”, s. 227-228. 509

Tekvin, 12: 2-3.; Aydın, a.g.e., s. 370. 510

Sarıkçıoğlu, a.g.e., s. 214-215. 511

Adam, Yahudilik ve Hırıstiyanlık Açısından Diğer Dinler, s. 21.; Tekvin, 21: 12.

Page 123: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

113

olup buda Tevrat’ta şu şekilde ifade edilmiştir: “Çünkü sen Tanrın Aşem’e

vakfedilmiş halksın; Tanrın Aşem, toprağın üzerindeki tüm halkların içinden,

Kendisi’ne özel halk olman için seni seçti. Tanrı’nın size bağlanıp sizi seçmesi(nin

sebebi), tüm halklardan kalabalık olmanız değil; zira siz, tüm halkların en

küçüğüsünüz. (Bu seçim) Daha ziyade Tanrı’nın size olan sevgisinden ve atalarınıza

etmiş olduğu yemini korumasından (kaynaklanıyor. İşte bu nedenle) Tanrı sizi

(Mısır’dan) zor kullanarak çıkardı ve seni Mısır kralı Paro’nun elinden, köle evinden

kurtardı.”512

Yahudi inancına göre, Tanrı İsrailoğullarını seçmiş ve o zamana kadar gizli

olan ismini (Yehova) Musa aracılığı ile onlara bildirmiştir. Bu seçilişin kendine göre

bazı sorumlulukları bulunmaktadır. Bu sebepten dindar Yahudiler, söz konusu

seçilmişliği bir ayrıcalık olarak değil, sırtlarında bir yük gibi görmektedirler.

Seçilmiş halk olmak; Tanrı’nın emirlerine bağlı kalmaları gerekmekte olduğunu

düşünürler.513

Yahudi milleti kendini yeryüzüne hükmedecek, milletlerin hepsine varis

olacak kutsal bir millet olarak görmekteyken, bu üstünlük tasavvuruna rağmen diğer

milletleri aşağı yaratıklar olarak gördükleri insanların egemenliği altında

yaşamalarının doğurduğu çelişkiyi çözememişlerdir. 514

Yeniden yapılanmacı harekâtın kurucusu Amerikan Yahudisi Mordecia

Menahem Kaplan (ö. 1983), Yahudiliği, Yahudi halkının kültür değeri olarak

görmektedir. Yazdığı ibadet kitabında, diğer Yahudi mezheplerin ibadet kitaplarında

var olan “Seçilmiş Halk” inancına yer vermemiştir. O'na göre, Yahudiler de diğer

milletler gibi bir millettir. Tanrı Yahudileri değil, Yahudiler Tanrı'yı seçmiştir. Bu

yüzden “Seçilmiş Halk” inancı bir anlam ifade etmemektedir.515

İsrailoğullarının seçilmişlik inancı, İsrailoğullarının kendilerine çok

peygamberin gelmesi nimetini yanlış anlamasından kaynaklandığını Kur’andaki

Maide suresinin 20.ayeti ile Casiye suresinin 16. ayetinden anlamaktayız. Kur’an

512

Tora, Devarim, 7: 6-8. 513

Fuat Aydın, a.g.e. , s. 11. 514

Sayar,, a.g.m., s. 10. 515

Tümer-Küçük, a.g.e., s. 245.

Page 124: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

114

seçilmişlik özelliğini ve hidayetin yalnızca bir millete verilmeyeceğine işaret

etmiştir. Bu sebepten hiçbir toplum seçilmiş millet olup doğruya giden yolun

kendilerine ait olduğunu iddia edemez ve Kur’an’da seçilmişlik fikrine karşı çıkan

ayetlere rastlamaktayız.516

Bunlardan bir tanesi Bakara 134. ayette: “Onlar bir

ümmet idi, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız

sizindir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz.” Sâbuni; bu milletlerden

kastının İbrahim ve oğulları olduğunu herkesin sorumluluğunun kendine ait

olduğunu belirtmektedir.517

Öyle ise bu ayette bir milletin atalarının yaptıklarıyla

övünmesinin boş olduğu ve onları örnek gösterip, başka milletlere üstünlük

sağlanamayacağı ifade edilmektedir.518

Kur’andaki ayetlerden ve tefsirden görmekteyiz ki hiçbir toplum Allah

katından üstün tutulmamış hatta her toplumun amelinin karşılığının kendine göre

olduğunu vurgulayarak seçilmişliği reddetmiştir. Fakat Yahudi karakteri dün ne ise

bugünde odur değişikliğe uğramamıştır. Kendilerini üstün görme inancının verdiği

cesaret hayata daha sıkı bağlamıştır.519

4.3.1. Sâfvetü’t Tefâsir’e Göre Yahudilikte Seçilmişlik Anlayışı

Safvetü’t Tefâsir’de bahsedilen konulardan biri de Yahudilik de seçilmişlik

anlayışıdır. Yahudilikteki seçilmişlik anlayışı Kur’an-ı Kerim’de: “Ey İsrailoğulları!

Size verdiğim nimetimi ve sizi cümle âleme üstün kıldığımı hatırlayın.”520

ayeti ile

anlatılmıştır. Sâbuni; İsrailoğullarının atalarının içlerinden, peygamberler göndererek

ve onlara kitaplar indirip onları efendiler ve melikler kılarak, yaşadıkları zamandaki

diğer toplumlara üstün kılması ile onların çocukları için şeref olduğunu

belirtmektedir.521

Kur’an-ı Kerim’de Yahudilerin üstün kılınması konusundaki ayetlere karşılık,

Müslümanların üstünlüğüne de değinilmiş ve şöyle bahsedilmiştir: “Siz, insanların

516

Fazlur Rahman, Ana Konularıyla Kur’an, ( Çev. Alparslan Açıkgenç), Ankara Okulu Yayınları,

Ankara, 2000, s. 243. 517

Sabuni, a.g.e., c. I, s. 176. 518

Süleyman Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, Yeni Ufuklar Neşriyat, İstanbul, c. 1, s. 244. 519

Sayar, a.g.m., s. 10. 520

Bakara/47. 521

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 196.

Page 125: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

115

iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten

meneder ve Allah'a inanırsınız. Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok

iyi olurdu. İçlerinde iman edenler var; pek çoğu yoldan çıkmışlardır.”522

buyurmuştur. Sâbuni; insanlara en faydalı olanın Hz. Muhammed’in ümmeti

olduğunu, Müslümanların hayırlı olmasının nedenini ise şöyle açıklar; iyiliği

emretmeleri, kötülüğü menetmelerinden ve Allah'a iman etmiş olmalarından

dolayıdır.523

“Ey İsrailoğullan! Size verdiğim nimetimi ve sizi cümle aleme üstün kılmış

olduğumu hatırlayın.”524

Sâbuni bu ayette; İsrailoğullarına ve babalarına verdiği bol

nimetleri hatırlayıp zamanında diğer milletlere üstün kıldığını belirtmiştir.525

Kur’an-ı Kerim’de Yahudilik’te seçilmişlik konusu ile ilgili bir ayette daha

açıklama yapılmaktadır. Ayette: “Andolsun biz, İsrailoğullarına kitap, hüküm ve

peygamberlik verdik. Onları güzel rızıklarla besledik ve onları dünyalara üstün

kıldık.”526

diye belirtilmiştir. Sâbuni; Allah’ın İsrailoğullarına Tevrat'ı indirerek

insanlar arasındaki dâvalarda hükmetme yetkisini verdiğini, içlerinden nebiler ve

rasûller gönderip, yenilip içilen şeylerden, azık ve meyvelerden çok çeşitli nimetler

verip onları, kendi zamanlarındaki diğer milletlerden üstün kıldığını açıklamıştır.

Sâvî’den rivayet ederek; bundan maksadın, Peygamber (a.s.)'i teselli etmek olduğunu

kavminin inkâr etmesine üzülmemesi gerektiğini belirterek İsrailoğullarına Kitab'ı ve

büyük nimetleri verip onların şükretmeyip aksine inkârda ısrar ettiğini

açıklamıştır.527

4.4. YAHUDİLİKTE ANTLAŞMA VE ANTLAŞMAYI BOZMALARI

Yahudilik inancına baktığımızda Tanrı ile yapılan ahitin Yahudi inancının

merkezi olduğunu görmekteyiz. Tevrat'ta İbrahim dahil bir kaç defa ahit yapıldığı

anlaşılmaktadır. Tevrat'a göre, Tanrıyla yapılan ilk ahitin İbrahim ile başladığı

görülür. Yahudiler İbrahim ile olan ilk Ahitte Tanrı'nın İbrahim'e ve onun soyuna bir

522

Al-İmran/110. 523

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 416-417. 524

Bakara/122. 525

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 165. 526

Casiye/16. 527

Sâbuni, a.g.e., c. VI, s. 41.

Page 126: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

116

takım vaadler de bulunduğuna inanmaktadırlar. Yahudilere göre İbrahim ile yapılan

ahitle Tanrı, İbrahim ve onun soyuyla anlaşmalı bir ilişkiye girmiştir.528

İbrahim ile yapılan bu Ahit’den sonra İbrahim'in oğlu İshak ve İshak’ın oğlu

Yakub ile de ahit yapılmıştır. Daha sonra Musa, Tevrat Kitabının Çıkış bölümünde

anlatıldığı üzere; İsrailoğullarını Mısır'daki baskı ve zulümden kurtarıp Sina Çölü’ne

ulaştırmasından sonra Sina Dağı'nda aldığı emirleri onlara tebliğ etmek suretiyle bu

ahdi yenilemiştir. Bu ahit Musa'nın şahsında İsrailoğullarıyla olmuştur.529

Tanrı ile İsrailoğulları arasında ki bu ahit’in sembolü de; tüm doğan erkek

çocukların doğumunun hemen sonrasında sünnet olmalarıdır.530

Kitab-ı Mukaddes'te İsrailoğullarının kendileriyle yapılan bu sözleşmeye

uymadıklarını531

ve verdikleri sözü ezip günah işledikleri532

belirtilmektedir. Zira

Kur’an’da Bakara 64.ayeti, Al-i İmrân, 82, 187 ve Mâide, 13. ayetlerine

baktığımızda Allah’ın, Yahudilerden söz aldığı halde onların bu sözü çiğneyip,

ahitlerinden döndüklerini görüyoruz.

Sâbuni’ye göre; Yahudilerin Allah ile yaptıkları Ahit’in içeriği şunlardır:

1- Allah’tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz.

2- Ana babaya iyilik edeceksiniz.

3- Akrabalara, anasız-babasız küçük yetimlere ve maişetini kazanamayan

fakirlere de yardım edin.

4- İnsanlara tatlı söz, güler yüz ve tevazu ile güzel bir şekilde hitap edin.

5- Namaz ve zekatı Allah’ın emrettiği şekilde eda edin.

6- Birbirinizin kanlarını dökmeyeceksiniz.

7- Birbirinizi zulmederek yurdunuzdan sürgün edip çıkarmayacaksınız.533

528

Aydın, a.g.e., s. 369; Adam, ”Yahudilik”, s. 228. 529

Aydın, a.g.e., s. 370; Tümer-Küçük, a.g.e., s. 248. 530

Aydın, a.g.e., s. 369. 531

Tesniye, 29: 25; I. Krallar, 19: 10. 532

Yeremya, 31: 32. 533

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 133.

Page 127: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

117

Sabuni; Allah ile yapmış oldukları Tevratta ki hükümlerin bir kısmını kabul

edip bir kısmını inkar ettiklerini ve bu ahitten döndüklerini, iman ile küfrü

birleştirdiklerini belirtir.534

4.5. SÂFVETÜ’T TEFÂSİR’E GÖRE YAHUDİLERİN AHLAKİ

AÇIDAN ELEŞTİRİLEN KARAKTERLERİ

4.5.1. Yahudilerin Fesatlıkları ve Bozgunlukları

Kur’ân-ı Kerîm’in birçok yerinde geçen “fesat” kelimesi geçmektedir. Fesat

terimi; âlemin ve toplumun düzenini bozmayı, fıtrî ve tabiî dengeyi bozmayı ifade

etmektedir.535

Sâbuni’ye göre fesat; doğruluktan sapma olup salâhın zıddıdır diye

tabir etmiştir.

Kur’ân'da Yahudilerin fesatlıklarına dair pek çok âyet bulunmaktadır.

Bunlardan biri de onların yeryüzünde iki defa bozgunculuk yapacaklarının haber

verildiği âyettir: “Biz Kitap’ta İsrailoğullarına, “Sizler, yeryüzünde iki defa fesat

çıkaracaksınız ve azgınlık derecesinde bir kibre kapılacaksınız.” diye bildirdik.”

(İsra, 4). Sâbuni’ye göre bu iki fesatlık Filistin ve çevresinde oluşacaktır. İbn-i

Abbas’ı rivayetini ele alarak Sâbuni bu fesatlardan birincisi Zekeriya’nın ikincisi ise

Yahya’nın öldürülmesidir.536

Maide suresinin 64.ayetinde: “Onlar yeryüzünde

bozgunculuğa koşarlar.” Diyerek İbn-i Kesir; onların fesat çıkarmaları tabiatları

gereği olduğunu belirtmiştir.537

Yahudiler, içinde yaşadıkları toplumun birlik beraberlik içerisinde

bulunmasını istemezler. Çünkü onlar, ortamda ki toplumdaki birlik ve beraberlikten

dolayı kötü emellerini eyleme geçiremezler. Fitne ve fesat ortamı meydana getirerek

kendi emellerinin tahakkukunu sağlarlar. Bunun için bozgunculuğu en önemli

görevlerden saymışlardır.538

Bu konuya en iyi örneklerden bir tanesi de İslam'dan

önce sürekli çatışma halinde olan Evs ve Hazrec kabileleri arasındaki savaşı tekrar

534

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 133. 535

İlhan Kutluer, ''Fesad''md., D.İ.A., İstanbul, 1995 c. XII, s. 421. 536

Sâbuni, a.g.e., c. III, s. 366. 537

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 118-119. 538

Ahmet Sezikli, Hz. Peygamber Devrinde Nifak Hareketleri, T.D.V. Yayınları, Ankara, 1994, s. 52.

Page 128: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

118

açmaya çalışmaları, eski günlerini hatırlatarak, onları birbirine düşürmeye

kalkışmalarıdır.539

4.5.2. Yahudilerin Nimetlere Karşı Nankörlükleri

Nimet, maddi manevi imkânlar anlamına gelmekte olup Kurân-ı Kerim’de on

yedi ayette geçmektedir.540

İnsana sayısız nimetler veren yüce Allah İsrailoğullarına

da diğer milletlerin nâil olmadıkları nimetler bahşetmiştir. (Bakara, 2/47). Örneğin

Kurtubî Allah’ın onlara verdiği nimetleri şu şekilde sıralamıştır; aralarından

peygamberler göndermesi, Fir'avun hanedanından onları kurtarması, üzerlerine

semadan kitapları, men ve selva’yı indirmesi, taştan onlar için su fışkırtması ve diğer

taraftan Muhammed (s.a.v.)’in vasıf, nitelik ve risaletini beyan eden Tevrat’ı

korumayı onlardan istemesi.541

Maide Suresi’nin 20. ayetinde; “Bir zamanlar Musa kavmine şöyle

demişti,”Ey kavmim Allah’ın size nimetini hatırlayın; zira o, içinizden peygamberler

çıkardı ve sizi hükümdarlar kıldı. Âlemlerde hiç kimseye vermediğini size verdi.”

Sabuni; Allah'ın onlara verdiği yüce nimetini hatırlamalarını ve bu nimete karşılık

ona şükretmelerini istemiştir. Zira Allah içlerinde, onlara dini bilgileri öğretecek

peygamberler gönderdi, krallar gibi yaşattı. Daha önce, Firavun'un zelil köleleri iken,

onu boğmak suretiyle onları kurtardı ve kimse onları yenemez oldu. Beyzâvî’nin

belirttiği gibi; İsrailoğullarına gönderilen peygamberler kadar, hiçbir ümmete

peygamber gönderilmemiştir.542

diyerek Allah’ın İsrailoğullarına verdiği bol

nimetlerden bahsetmiştir.

Tevrat'ta ve Kur'an'da bahsedilen nimetlere karşı Yahudiler nankörlük içine

girmişlerdir. Nankörlüğün, Yahudilerin sıfatlarından olduğunu görmekteyiz.

Nankörlüğün zıddı olan şükür nimetin bilinmesi, düşünmesi ve açığa vurulması

demektir.543

539

Süleyman Ateş, İslam'a İtirazlar ve Kur'an'ı Kerim'den Cevaplar, s. 327. 540

Fatma Candan Günaydın,”Nimet”md., D.İ.A., c. XXXIII, İstanbul, 2007, s. 129. 541

Hatice İslamoğlu; “Elmalılı Tefsirinde Yahudi ve Hristiyanlara Bakış”(Yayımlanmamış Yüksek

Lisans Tezi), Harran Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Şanlıurfa,2008, s.77. 542

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 85. 543

Ali Ünal, Kur'an'da Temel Kavramlar, Beyan Yayınları, İstanbul, 1986, s. 492.

Page 129: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

119

Bakara 55. ayette buzağıya taparak büyük günah işlemişlerdi de Allah’tan

özür dilemek için Musa ile beraber Tur –ı Sina dağına çıktıklarında Allah onları

affedecekken onlar bu sefer orada Musa’ya Allah’ı görmek istediklerini söyleyince

gökten ateş göndererek Allah onları yakmıştı.544

Allah onlara bıldırcın ve kudret helvası gibi yiyecek, içecek olarak da birçok

nimet bahşetmiştir. Ama onlar nankörlük yapmışlardı.545

4.5.3. Yahudilerin Kibirli Olmaları

Kibir; büyüklük, ululuk iddia etmek ve birisine yüksekten bakma, kendini

başkalarından yüksek görerek onları aşağılamak manasındadır.546

Sâbuni; Yahudileri

inkâra götüren şeyin kibir ve haset olduğunu bu sebepten Allah’ın indirdiği Kur’an-ı

Kerim’i inkar ettiklerini söylemişlerdir.547

İsrailoğulların gururlanıp kendilerini üstün görmelerinin bir sebebi de, onlara

birden çok peygamberlerin gelmesine bağlamıştır. Zira bilmiyorlar ki

peygamberlerin çok olması onların ırklarının kötülüğüne delalet etmektedir. Çünkü

onlar eski azgınlıklarına ve isyanlarına dönmeleri sebebiyle Allah onlara her

seferinde yeni bir peygamber göndermiştir.548

Onlar, gurura kapılarak öyle ileri gitmişlerdir ki cennete kendilerinden başka

kimsenin girmeyeceğini bile iddia etmişlerdir (2/111). “Onlara "Şayet âhiret yurdu

Allah katında diğer insanlara değil de yalnızca size aitse ve bu iddianızda doğru

iseniz haydi ölümü temenni edin" de.” (Bakara,2/94) şeklinde onlara meydan

okunduğu bildirilmektedir.

Sâbuni tefsirinde geçtiğine göre onların, “Biz Allah’ın oğulları ve

dostlarıyız.” (Maide, 5/18) demeleri diğer insanlara benzemedikleri, onlara karşı

544

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 105. 545

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 105-106. 546

Ferit Develioğlu, Osmanlıca-Türkçe Sözlük, Aydın Kitabevi, Ankara, 2000, s.519; Toshihiko

İzutsu, Kur'an'da Dini ve Ahlaki Kavramlar (Çev. Selahattin Ayaz), Pınar Yayınları, İstanbul, 1970,

s. 195. 547

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 139. 548

Tabbara, a.g.e., s. 63.

Page 130: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

120

Allah katında bir seçkinlikleri, dostlukları olduğu iddiasında bulunmaları

sebebiyledir. Bu kibir onların felaketi olmuştur.549

4.5.4. Yahudilerin Kıskançlıkları

Kur’ân-ı Kerîm’de Yahudilerin, özellikle Hz. Muhammed'in peygamberliğine

ve kitabın ona indirilmesi konusunda kıskançlık yaptıkları ifade edilmiş, bundan

dolayı tenkit edilmişlerdir.550

Özellikle Medine’de, İslamiyet hakim olunca, Yahudilerin belirtilen bu haset

duyguları meydana çıkmıştır. Bu amaçla Müslümanları dinlerinden döndürme

gayreti, dolayısıyla onları nifaka sürüklemeye çalıştılar.551

“Ehl-i kitapdan çoğu,

hakikat kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü,

sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek isterler. Siz, Allah onlar hakkındaki

emrini getirinceye kadar affedip, bağışlayın. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir.”552

Bu ayet, Yahudilerin Müslümanları yoldan çıkarmak için gösterdikleri hırsı onların

hased etmelerine bağlıyor.553

O,”Yoksa onlar, Allah’ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara haset mi

ediyorlar?” (Nisa, 4/54) âyetinde geçen “insanlar”la kimin kastedildiği konusunda

Hz. Peygamber ya da Peygamberle beraber müminler olduğu yönünde iki görüş

bulunduğunu bildirmektedir. İbn-i Abbas’ın rivayetine göre; Hz. Muhammed’in

peygamberliğini ve ashabın da iman etmesini kıskandılar.554

Bakara 105. ayetinde belirtildiği üzere Yahudiler fesatlıklarından dolayı Allah

tarafından müminlere hayır indirilmesini istemezler. Peygambere indirilen vahiy ve

nübüvvet gibi bir nimeti, bencillik ve kıskançlıkla inkar ettiklerini bildirmektedir.

Oysa ki Allah dilediğine peygamber ve vahiy gönderir.555

549

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 84-85. 550

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 155. 551

Sezikli, a.g.e., s. 50. 552

Bakara/109. 553

Tabbara, a.g.e., s. 45. 554

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 533. 555

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 155.

Page 131: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

121

4.5.5. Yahudilerin Yalancılıkları ve İftiraları

Yahudilerin, yalancılık ve inkâr meyilli olduklarını Kur'an'ın birçok ayetinden

anlıyoruz. Onlar sadece İslamiyet’e değil hem kendi peygamberlerine karşı hem de

kitaplarına karşı hürmetsizlik göstererek, olmayacak iftiralarda bulunmuşlardır.

En’am 93.ayetinde: “Allah'a karşı yalan uydurandan, yahut kendisine hiçbir

şey vahyedilmemişken, "Bana da vahyolundu" diyenden ve "Bende Allah'ın indirdiği

âyetlerin benzerini indireceğim." diyenden daha zalim kim vardır! O zâlimler, ölüm

dalgaları içinde, melekler de pençelerini uzatmış, onlara "Haydi canlarınızı

kurtarın! Allah'a karşı gerçek olmayanı söylemenizden ve O'nun âyetlerine karşı

kibirlilik taslamış olmanızdan ötürü, bugün alçaklık azabı ile cezalandırılacaksınız!"

derken onların halini bir görsen!” ifadesinde de gayet açık şekilde yalan

söyleyenlerin şiddetli azaba uğrayacaklarını belirtiyor. Aynı şekilde Âl-İmran 183-

184.ayetlerin tefsirinde belirtildiği gibi; Yahudiler Hz. Muhammed’e gelerek

Allah’ın, kendilerine geçmişte peygamberlik iddiasında bulunan kişiye ateşin

yiyeceği bir kurban getirmedikçe inanmamalarının emredildiğini söyleyerek

mucizeyi göstermesi hâlinde inanacaklarını söylemişlerdir. Hz. Peygambere iman

etmemek için uydurulmuş bir yalan ve iftiradan başka bir şey olmadığı ayet ile

açıklanmıştır.556

4.5.6. Yahudilerin İnatçılığı

Kur’an’da Yahudilerin katı inatları yüzünden iman etmedikleri özellikle de

peygambere iman ve Kur’ân konusunda açıkça belirtilmiştir.557

Çünkü onlar, yapılan

tüm davet ve uyarılar karşısında “Kalplerimiz kılıflıdır” dediler.558

Sâbuni, Yahudilerin Hz. Muhammed’in davetine ve Kur’ân’ın irşadına karşı

kalplerinin kapalı olduğunu, bunları dinlemeye veya anlamaya yanaşan kişilerin bir

kısmına inanıp diğer bir kısmını inkâr edenler olduğunu belirtir.559

Hz.

Muhammed’den işi zora sokmak ve inatlarından dolayı Musa’ya indirilen toptan

556

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 469-470; Maide/82. 557

Sâbuni, a.g.e., c. II, s. 138-139. 558

Bakara/88. 559

Sâbuni, a.g.e., c. 1, s. 138-139.

Page 132: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

122

kitap gibi onun da gökten bu şekilde kitap getirmesini istemişlerdir.560

Oysaki toptan

bir kitap inseydi bile onlar gene inatlarından ve küfürlerinden dolayı bunun bir

sihirbazlık gösterisi olduğunu ifade edeceklerdir.561

Bazı Yahudiler Hz. Muhammed’e inanırken birçoğu ona inanmayıp iman

etmemişlerdir. İşte bu inat ve küfürlerine karşılık alevli cehennemi hak ettikleri

belirtilir.562

4.5.7. Yahudilerin Cimriliği

Yahudilerin tenkit edilen yönlerinden birisi de onların mal konusundaki

tutumlarıdır. İnsanlık tarihinde mal sevgisi ile isim yapmış ve malı elde etmek için

Yahudiler gibi gayret sarf eden bir millet daha yoktur. Yahudi toplumu dünyaya

hâkim olmak istediği için, dünya malı da onları hedeflerine götürmek üzere en

önemli vasıtalardan biridir.563

Yahudilerin, mal konusundaki tutumları bellidir ve mülkten bir payları olsa

insanlara bir çekirdeğin zerresini bile vermeyecekleri564

gerçeği ifade edilmiştir.

Onlar ise, Maide suresi 64. ayette belirtilen, “Allah’ın eli çok sıkıdır” demişlerdir.

Sâbuni; Tefsirde bu âyetin iniş sebebiyle ilgili olarak, önce bolluk ve ucuzluk içinde

bulunan Yahudilerin, sonradan Allah’a isyanları ve yaptıkları kötülükler yüzünden

darlığa ve sıkıntıya düşmüş rahmetinden uzaklaştırmış olmalarından dolayı bu sözü

söylediklerine dair rivayetler nakledilir. Bu sebeple de yeryüzün de sürekli fitne

fesatlık çıkarıyorlardır.565

“Bunlar cimrilik eden ve insanlara da cimriliği tavsiye eden, Allah'ın

kendilerine verdiği lütfunu gizleyen kimselerdir. Biz kâfirler için alçaltıcı bir azap

hazırladık.”566

ayeti; Allah’ın farz kıldığı halde onun yolunda harcama yapmayan ve

yapmaya da engel olmaya çalışan Yahudilerin Ensara, fakirliğe düşeceklerine dâir

560

Sâbuni, a.g.e., c. 1, s. 46-47. 561

Sâbuni ,a.g.e., c. 2, s. 173. 562

Sâbuni, a.g.e., c. 1, s. 533. 563

Tabbara, a.g.e., s. 52. 564

Nisa/53. 565

Sâbuni, a.g.e., c. 2, s. 118-119. 566

Nisa/37.

Page 133: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

123

endişelerini bildirerek Muhacirlere harcama yapmamaları yönünde tavsiyeye

kalkışmaları sonucunda nazil olmuştur.567

4.5.8. Yahudilerin Hayata Düşkünlüğü

Kur’ân-ı Kerîm’de Yahudilerin hayata hırsla bağlandıkları ve ona olan

düşkünlükleri şöyle ifade edilmektedir: “.Yemin olsun ki, sen onları, yaşamaya karşı

insanların en düşkünü olarak bulursun. Putperestlerden daha düşkündürler. Her biri

de arzular iki bin sene yaşasın. Oysa yaşatılması hiç kimseyi azaptan uzaklaştır m az.

Allah onların yapmakta olduklarını eksiksiz görür.”(Bakara, 2/96) Müfessirimiz;

Nefislerine müşriklerden daha düşkün olduklarını ve onların bu düşkünlükleri,

işledikleri suçlardan dolayı cehenneme gideceklerini bilmelerinden ileri gelmekte

olduğunu belirtir. Onlardan her biri biner sene yaşamak ister. Lâkin ne kadar yaşarsa

yaşasınlar, ömrün uzunluğu onu Allah'ın azabından uzaklaştırıp kurtaracak

değildir.568

Yukarıda sıraladığımız karakteristik özellikler müfessirimiz Muhammed Ali

es-Sabuni’nin Yahudilerin kişilik yapısını göstermek için tespit etttiği sıfatlardır.

Fesatçılık, bozgunculuk, nankörlük, kibirlilik, kıskançlık, hasetçilik, yalancılık,

iftiracılık, inatçılık ve cimrilik sıfatları ortak anlam olarak olumsuzluğun, zulmün,

şiddetin, azgınlığın, kötülüğün bir simgesidir. Bu durum geçmişten günümüze kadar

devam etmiş olup günümüzde de halen devam etmektedir. Bu sebepten ötürü

Yahudiler Müslüman ülkelerde “Yahudi” ismi yerine “Musevi” ismini kullanarak bu

katı izlenimi yok etmeye çalışmaktadırlar.

567

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 522. 568

Sâbuni, a.g.e., c. I, s. 144.

Page 134: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

124

SONUÇ

Tefsir alanında yapılan çalışmaların gayesi Allah’ın sözlerinin doğru bir

şekilde anlaşılıp yorumlanmasını sağlamaktır. Geleceğe emin adımlarla ilerlemek,

geçmişin iyice araştırılıp yorumlanmasıyla ve geçmişte yaşamış toplumlardan ibret

alarak mümkün olabilir. Allah’ın en çok bahsettiği toplumlardan biri ise kendilerine

kitap ve peygamber gönderdiği Yahudilerdir. Şüphesiz, Allah’ın bu toplumlardan

bahsetmesinin çeşitli hikmetleri vardır ki burada Müslüman’a düşen görev bu

hikmetleri araştırmaktır. İşte Sâbuni burada günümüzün modern müfessirlerimizden

olup çok yönlü bir ilim adamı olan Sâbuni, sade ve akışkan bir dil kullanarak

okuyucuları sıkmamış ve gereksiz bilgilerden uzak kalmıştır.

Son dönem müfessirlerimizden olan Muhammed Ali es-Sâbuni Sâfvetü’t

Tefâsir adlı eserinde Yahudi tarihi hakkında fazladan bilgi vererek Dinler Tarihi

açısından da bize ışık olmuştur.

Yahudi inancı şüphesiz yeryüzünde yaşayan en eski ve en ilginç dinlerdendir.

Yahudilikte ırk temeline dayalı bir din anlayışı hâkimdir. Öyle ki, din ile ırk iç içe

geçmiştir. Hz. Musa, Yahudi dininin kurucusu sayıldığı için bu dine Musevilik de

denir. Hz. İbrahim’in sadece Yahudilerin atası olmadığını tüm ilahi dinlerin atası

olduğunu belirtir. Sâbuni, Allah’ın Ehl-i Kitap olan Yahudilere kitap, hikmet,

peygamberlik ve hükümranlık gibi üstünlükler verdiğini, hatta hiçbir topluma bu

kadar çok peygamber gönderilmediğini ama onların bu nimetten yararlanamayıp

nankörlük ve fesatlık yaptıklarını belirtir.

Hz. Musa, Yahudiler tarafından Yahudiliğin kurucusu sayıldığı için bu dine

Musevilik de denir. Yahudi milleti, üç ilahi dinin de atası olan İbrahim'e, İshak'a ve

Yakub'a görünen Allah'a inanırlar. Allah, Sina Dağının eteğinde İsrailoğulları ile

toplanmış, Musa'nın şahsında onlarla ahidleşmiş ve Musa'ya din, ahlak ve hukuk ile

ilgili tüm bilgileri içeren Tevrat'ı vermiştir. O yüzden Sâbuni, Yahudiliği Hz.

İbrahim'le başlatır. Milli karakterlerinin oluşma zamanı olarak ise Hz. Musa

dönemini göstermektedir. Yahudi inancına göre ilk Yahudi İbrahim'dir ve Yahudilik

onunla başlamaktadır. Çünkü Tevrat'a göre ilk sözleşme Tanrıyla İbrahim arasında

olmuştur. Onlara göre; ilk ahitte Tanrı İbrahim'i kutsayacağına, onun soyundan

Page 135: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

125

milletler yaratacağına ve soyunu bereketli kılacağına dair sözleşme yapmıştır. Daha

sonra bu ahit, İshak ve Musa ile yenilenmiştir.

Yahudilik inancına göre Tanrı İsrailoğullarını özel olarak tercih etmiştir, bu

da Yahudilikte seçilmişlik anlayışının doğmasına sebep olmuştur. Seçilmişlik

anlayışı sonucunda sadece kendilerinin cennete gidecekleri iddiasında

bulunmaktadırlar. Sâbuni; bu anlayışı reddetmekte ve Yahudilere has bir haset ve

kibir olarak görmektedir.

Kur'an, Hz. İbrahim'in Harran'dan Filistin'e ve oradan Mısır'a göç

ettiklerinden bahsetmektedir. Daha sonra İshak'ın oğlu Yakub ve oğullarının da

Mısır'a gittiklerini anlatır. Hz. Yusuf'un yaşadığı olaylar, Mısır'da yönetici olması ve

ailesini Mısır'a getirtip oraya yerleştirmesi Sâbuni tefsirinde özellikle Yusuf suresi

tefsirinde anlatılır. Yusuf zamanında İsrailoğulları rahat bir hayat yaşamaktadırlar.

Daha sonra Mısır'da Firavun tarafından köle olarak esaret altına giren İsrailoğullarını

Hz. Musa Mısır'dan çıkarmıştır. Sâbuni’ye göre Hz. Musa'nın en önemli tecrübesi On

Emir olmuştur. Kur'an'a dayalı bu görüş, Tevrat tarafından da desteklenmektedir. Hz.

Musa’ya türlü sıkıntılarda bulunan İsrailoğulları onun Tur’a çıkmasından sonra altın

buzağıya tapmışlardır. İsrailoğulları bundan sonra tamamen aşırılık ve isyana

girmişlerdir. Onların en parlak dönemleri ise Davut ve Süleyman (a.s)‘ın

peygamberlik dönemleridir.

Sâbuni, tefsirinde Hz. Davud ve Hz. Süleyman hakkında bilgilere yer verip

övgü ile bahseder. Yahudilik tarihinde Hz. Davud ve Hz. Süleyman, İsrailoğulları

tarafından peygamber olarak değil kral olarak kabul edilir. İslam inancında ise hem

peygamberdirler hem de kraldırlar. Sâbuni, Allah'ın Davud'a hükümdarlık, hikmet ve

peygamberlik verdiğini yazar. Hz. Süleyman ise Mabedi inşa etmekle görevlendirilir.

Davut ve Süleyman dönemleri İsrailoğulları tarafından altın çağ dönemi olarak

bahsedilir. Ancak bu dönem çok uzun sürmemiştir, Süleyman'ın oğulları arasında

başlayan kavgalar sonucunda İsrailoğulları boylar halinde ikiye ayrılmışlardır.

Bundan sonra Asurlular, Babiller, Yunanlılar, Roma İmparatorluğu ve nihayet

Bizanslar tarafından Yahudilerin kutsal toprakları ele geçirilmiş, Kudüs yakılmış,

Mabed ise yıkılmıştır ve İsrailoğulları yurtlarını terk etmek zorunda kalmışlardır.

Page 136: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

126

Sâbuni, İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerin kıssalarını Kur'an ışığında

açıklamaya çalışmıştır. İsrailoğullarına gönderilen peygamberler ve kıssaları

hakkındaki bilgiler Kur'an ve Tevrat'ta bazen benzerlikler, bazen de farklılıklar

göstermektedir. Bu kıssalardan bahsederken de bazı müfessirlerin rivayetlerinden

yararlanmıştır.

Yine Sâbuni, diğer birçok müfessir gibi, Kur’an’da ifade edilen Hz. Musa’ya

verilen “Kitab”ın, “Tevrat” olduğunu bildirmektedir. Bugün elimizde mevcut olan

Tevrat’ın, Hz. Musa’ya gönderilen Tevrat olmadığını, Yahudilerin, onu tahrif

ettiklerini belirtmektedir.

İlahi kitapların lafzının pek az kısmının tebdil edildiğini, asıl tebdil ve tahrifin

onun tefsirinde meydana geldiğini savunan İslam âlimleri içinde yer alan Sâbuni’ye

göre, Yahudiler, Tevrat'ın aslını korumadıkları gibi kendi yazdıkları fikirleri, tevil ve

tercümeleri, Tevrat’ın aslı ile karıştırarak, tahrif etmişlerdir. Kısacası, bugünkü

Tevrat tamamen Musa'ya ait değildir. Sâbuni tefsirinde Tevrat'ın vahiy şekli ile ilgi

ayetleri açıklarken, Tevrat'ın Musa'ya levhalar halinde inzal olduğunu beyan

etmektedir.

Yahudilikte iman esaslarından biri, Tanrı'nın varlığına ve birliğine

inanmaktır. Yahudi inancında Tanrı birdir; yaratılmamıştır, başlangıcı-sonu yoktur,

yücedir, bütün varlıkların Rabbidir. Lâkin bu durum Sâbuni’ye göre hiç de öyle

değildir. Onlar özellikle “Üzeyir Allah'ın oğludur” demek suretiyle şirke

batmışlardır. Sâbuni Yahudi inancındaki peygamber anlayışını da risâlet açısından

yanlış bulmaktadır. Yahudilikte peygamber inancı seçilmişlik anlayışına dayanmakta

olduğu için bütün insanlığı aydınlatmak, uyarmak, mutlu kılmak için Tanrı,

İsrailoğullarını seçmiştir. Tüm Yahudi peygamberleri de bu sebeple seçilmişlerdir.

Yahudiler Hz. İsa'yı ve Hz. Muhammed'i peygamber olarak kabul etmezler. Sâbuni,

bunu bir bencillik ve kıskançlık örneği olarak izah etmektedir.

Sâbuni Yahudilerin ahiret inancını eleştirmektedir. Onların, cennetin sadece

kendilerine ait olduğu iddialarını, Kur’ân'ın Bakara Suresi 94. ayeti ile bu iddialarını

çürütmektedir. Çünkü Yahudiler kendilerini seçilmiş olarak gördükleri için cennete

Page 137: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

127

de sadece kendi milletinin hak ettiklerini düşünürler. Oysaki cennet insanın kendi

emeği ve kazancı sonucu kazanılan bir yerdir.

Meleklere iman konusunda Sâbuni’ye göre Yahudiler, melekler arası ayrım

yaparlar. Mesela Cebrail'i olumsuzluğun ve kavganın sembolü iken adeta düşman

olarak kabul etmektedirler. Mikail'i merhamet sembolü olarak görmektedirler.

Sâfvetü’t Tefâsir’de Yahudilik ile ilgili ayetlerin yorumlarını

değerlendirdiğimizde; Sâbuni, tefsirlerin uzunluğundan şikayetçi olup bundan dolayı

tefsirinde ayrıntılardan kaçındığını, kısa ve öz bir şekilde açıkladığını belirtmiştir.

Kanaatimizce Sâbuni’nin bu üslubu güzel olmakla beraber yeterli değildir. Yahudilik

ile ilgili birçok konu hakkında tefsirinde açıklamaması, zikrettiğimiz konuların

önemli konular olduğunu ve kaçınılması gereken ayrıntılardan sayılmaması

gerektiğini düşünmekteyiz.

Sâbuni ve eseri Sâfvetü’t Tefâsir ile ilgili araştırmaları incelediğimizde eseri

ve kendisi hakkında detaylı bilgi bulunabilirken Sâfvetü’t Tefâsir’de, içerik üzerine

yapılacak araştırmalarla ortaya çıkacak analize ihtiyaç olduğu kanaatindeyiz.

Page 138: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

128

BİBLİYOGRAFYA

Adam, Baki. (1997a). “Tevrat’ın Tahrifi Meselesine Müslüman ve Yahudi

Cephesinden Bir Bakış”, A.Ü.İ.F.D., S. XXXVI, Ankara. (ss. 359-404).

Adam, Baki. (1997b). Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat. Ankara: Seba Yayınları.

Adam, Baki. (2002). Yahudilik ve Hırıstiyanlık Açısından Diğer Dinler. İstanbul:

Pınar Yayınları.

Adam, Baki. (2011). Yahudilik ve Hıristiyanlık Açısından Kur'an'ın Tartışmalı

Konuları. İstanbul: Pınar Yayınları.

Adam, Baki. (2012). “Tevrat”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. XLI.

İstanbul: Türk Diyanet Vakfı Yayınları.

Adam, Baki. (2015). Dinler Tarihi. Ankara: Grafiker Yayınları.

Adam, Baki. (2016). Yaşayan Dünya Dinleri. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı

Yayınları.

Altıntaş, Yusuf. (2001). Yahudilikte Kavram ve Değerler. İstanbul: Gözlem

Yayınevi.

Arslantaş, Nuh. (2005). Emeviler Döneminde Yahudiler. İstanbul: Gökkubbe

Yayınları.

Ateş, Ali Osman. (1996). Cahiliye ve Ehl-i Kitab Örf ve Adetleri. İstanbul: Beyan

Yayınları.

Ateş, Süleyman. (1966). İslâm’a İtirazlar ve Kur’an-ı Kerim’den Cevaplar.

İstanbul: Kılıç Kitabevi.

Ateş, Süleyman. (1990). Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, C. I. İstanbul: Yeni Ufuklar

Neşriyat.

Athamına, Khalıl. (2006). “İslam Bakış Açısından Hz. İbrahim: İslam Öncesi

Arabistan'da Monoteizmin Gelişimi Üzerine” (çev. Ali Osman Kurt), Ankara

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 47, Sa. 1, Ankara. (ss. 197-217).

Aydar, Hidayet. (2000). Kur'an'da Kitap Kavramı ve Bir Kitap Olarak Lev-i Mahfuz,

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sa. 2, İstanbul. (ss. 63-141).

Aydın, Fuat. (2004). Genel Hatlarıyla Yahudilik, İstanbul.

Aydın, İbrahim Ethem. (2014). Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın “Hak Dini

Kur'an Dili” Adlı Eserinde Yahudilikle İlgili Bilgilerin Dinler Tarihi Açısından

Değerlendirilmesi. Elazığ, F.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü ,(Yayımlanmamış

Yüksek Lisans Tezi),Elazığ.

Aydın, Mahmut. (2018). Ana hatlarıyla Dinler Tarihine Giriş. İstanbul: Ensar

Neşriyat.

Aydın, Mehmet .(2008). Dinler Tarihine Giriş. Konya: Din Bilimleri Yayınları.

Page 139: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

129

Aydın, Mehmet. (1989). Müslümanların Hrıstiyanlara Karşı Yazdığı Reddiyeler ve

Tartışma Konuları. Konya: Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları.

Aydın, Ravza. (2012). Yahudi İman Esasları, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Dergisi, C. XIV, S. 25, Sakarya. (ss. 189-209).

Batuk, Cengiz. (2012). “Yahudi Mitolojisinde Düşmüş Melekler”, Bütün Yönleriyle

Yahudilik Uluslarası Sempozyum, (18-19 Şubat 2012), Ankara.

Baybal, Sami. (2012.) “Modern Yahudilikte Mesih İnancı Üzerine Bazı

Mülahazalar”, Bütün Yönleriyle Yahudilik Sempozyumu, (18-19 Şubat

2012.), Ankara.

Belâzuri.(1955). Fütûhul Buldan,(Çev. Zakir Kadri Ugan), C. II. İstanbul: Maarif

Basımevi.

Bucaille, Maurıce. (2005). Müsbet İlim Yönünden Tevrat, İnciller ve Kur'an (çev.

Suat Yıldırım), Ankara: Işık Yayınları.

Buğdaycı, Atilla. (2007). Kuran–ı Kerim’e Göre Üç Semavi Din (Yahudilik–

Hristiyanlık–İslamiyet), (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Kayseri.

Can, Yılmaz.(2008) İslam’ın Üç Kutsal Mabedi. İstanbul: Ensar Neşriyat.

Cilacı, Osman. (2001). Dinler ve İnançlar Terminolojisi. İstanbul: Damla Yayınevi.

Çiçek, Halil.(1996). 20. Asırda Kur’ân İlimleri Çalısmaları. İstanbul: Timaş

Yayınları.

Çolak, Ali. (2012) Kur’ân ve Hadislere Göre Melek. Gümüşhane: Afşar Matbaası.

Demir, İbrahim. (2000). Muhammed Ali es-Sabûnî ve Tefsir Metodu,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisan Tezi). Ankara.

Demir, Musa.(2015). Safvetu’t Tefâsirde Belâgât Uygulamaları.(Yayımlanmamış

Yüksek Lisans Tezi). Şırnak.

Develioğlu, Ferit.(2000). Osmanlıca-Türkçe Sözlük. Ankara: Aydın Kitabevi

Doğrul, Ömer Rıza.(1947). Yeryüzündeki Dinler Tarihi. İstanbul: İnkılap Kitabevi.

Fazlur Rahman.(2000). Ana Konularıyla Kur’an, (Çev. Alparslan Açıkgenç).

Ankara: Ankara Okulu Yayınları.

Francine Kaufman-Josy Eisenberg.(1987). “Yahudilik Kaynaklarına Göre

Yahudilik”. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. XXIX, Sa.1,

Ankara. (ss. 262-283).

Gedük, Salih. (2015). Ulumu’l-Kur’ân, Usûlü’t-tefsir Kavramları ve Tefsirde Usûlün

İmkânı Meselesi. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensitütü Dergisi sa.39.

(ss. 207-221).

Goldziher, Ignaz. (1980). Ehl-i Kitap'a Karşı İslam Polemiğii II, (Çev. Cihat Tunç),

İslam İlimleri Enstitüsü Dergisi, Sa.V.

Page 140: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

130

Gökkır, Necmettin. (2000). Kur'an-ı Kerim Açısından İlahi Kitapların Tahrifi

Meselesi, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sa. 2, İstanbul. (ss.

221-256).

Güç, Ahmet. (2003). Çeşitli Dinlerde ve İslam’da Kurban. İstanbul: Düşünce

Kitabevi Yayınevi.

Günaltay, Şemsettin.(1947). Yakın Şark III (Suriye ve Filistin). Ankara: TTK

Yayınevi.

Günay Tümer-Abdurrahman Küçük.(1997). Dinler Tarihi. Ankara: Ocak Yayınları.

Günaydın, Fatma Candan.(2007). “Nimet”md., D.İ.A.,C.XXXIII. İstanbul: Türk

Diyanet Vakfı Yayınları.

Gündüz, Şinasi. (1998). Din ve İnanç Sözlüğü. Ankara: Vadi Yayınları.

Gündüz, Şinasi. (2016). Yaşayan Dünya Dinleri. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı

Yayınları.

Gürkan, Salime Leyla. (2013). “Yahudi Tarihi” Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi, C. XLIII. İstanbul: Türk Diyanet Vakfı Yayınları.

Hamidullah, Muhammed.(1972). İslam Peygamberi, (Çev. M. Said Mutlu). C. I.

İstanbul: İrfan Yayınları.

Hans, Joachim Schoeps.(2010). Yahudi Hıristiyanlığı, (Çev. Ekrem Sarıkçıoğlu).

İstanbul: İz Yayınları.

Harman, Ömer Faruk. (2012).” Tevrat'ın Yahudilikteki Yeri ve Tevrat'a Yönelik

Tenkit Faaliyetleri,” Bütün Yönleriyle Yahudilik Uluslararası Sempozyum

(18-19 Şubat,2012), Ankara.

Harman, Ömer Faruk.(2013a). “İslam Kaynaklarında Yahudilik”, Türkiye Diyanet

Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. XLIII. İstanbul: Türk Diyanet Vakfı Yayınları.

Harman, Ömer Faruk.(2013b). “Yûşâ”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi.

C. XLIV. İstanbul: Türk Diyanet Vakfı Yayınları.

Harman, Ömer Faruk.(2013c). “Yahudilikte İnanç Esasları”, Türkiye Diyanet Vakfı

İslam Ansiklopedisi, C. XLIII. İstanbul: Türk Diyanet Vakfı Yayınları.

Hasanov, Eldar. (2014). Yahudilikte Peygamberlik ve Peygamberler, İnsan Toplum

Bilimleri Araştırmalar Dergisi, C.III. Sa. IV. (ss. 666—695.)

https://kuran.diyanet.gov.tr/mushaf/kuran-meal-2/al-i-imran-suresi-3/ayet-

62/diyanet-isleri-baskanligi-meali-1 , (12.05.2019).

İbn Haldun. (1997). Mukaddime (Çev. Zakir Kadri Ugan), C. 1. İstanbul: M.E.B.

Yayınları

İslamoğlu, Hatice. (2008). “Elmalılı Tefsirinde Yahudi ve Hristiyanlara

Bakış”(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Şanlıurfa.

İzutsu, Toshihiko.(1970). Kur'an'da Dini ve Ahlaki Kavramlar (Çev. Selahattin

Ayaz). İstanbul: Pınar Yayınları

Page 141: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

131

Kahraman, Ahmet.(1963). Mukayeseli Dinler Tarihi. İstanbul: Sümer Matbaası

Karaoğlan, Arslan.(2011). “Konyalı Mehmed Vehbi Efendi’nin “Ahkâm-ı

Kur’âniye” ve “Muhammed Ali Es-Sâbûnî’nin “Revâiu’l-Beyan” Adlı Eserinin

Mukayesesi”, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Kayseri.

Kesler, Fatih.(1995). Kur’an-ı Kerim’de Yahudiler ve Hıristiyanlar, (Kur’an-ı

Kerim’de Ehl-i Kitap). Ankara: Türk Diyanet Vakfı Yayınları.

Kılıç, Sami.(2012). “Yahudilikte Kutsal Yiyecek ve İçecekler”, Bütün Yönleriyle

Yahudilik (Uluslararası Sempozyum 18-19 Şubat 2012), Dinler Tarihi

Araştırmaları VIII, Ankara.

Köksal, Asım.(2014). Peygamberler Tarihi. C. II. Ankara: Türk Diyanet Vakfı

Yayınları.

Kurt, Ali Osman. (2006). İkinci Mabed Dönemi Yahudiliğine Genel Bakış.

Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi.(ss. 437-454).

Kurt, Ali Osman. (2010). Yahudilikte Koşer ve Koşer Ekonomisi. Cumhuriyet

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. XIV, Sa. 2. (ss.103-149).

Kurt, Hasan. (2014). Kur’an’da ve Kitab-ı Mukaddes’te Melek Kavramı, S.İ.Ü.

Sosyal Bilimler Enstitüsü (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi),Kahramanmaraş.

Kutluer, İlhan.(1995). “Fesad” md., DİA, C. 12, İstanbul: Türk Diyanet Vakfı

Yayınları.

Kutsal Kitap. (2014). İstanbul: Yani Yaşam Yayınları

Kuzgun, Şaban. (1985). İslam Kaynaklarına Göre Hz. İbrahim ve Haniflik. Kayseri:

Se-da Yayınları.

Kuzgun, Şaban.(1991). Dört İncil, Yazılması, Derlenmesi, Muhtevası, Farklılıkları ve

Çelişkileri. İstanbul: Metinler Matbaacılık

M. Eliade-Joan- P. Couliano. (1997). Dinler Tarihi Sözlüğü, (Çev. Ali Erbaş).

İstanbul:İnsan Yayınları.

Nânâ, Mahmut.(2008). Yahudi Tarihi. İstanbul: Selenge Yayınları.

Önal, Harun.(1989). Teravih Namazında Peygamber Ölçüsü. İstanbul: Risale

Yayınları.

Özen, Adem.(2001). Yahudilikte İbadet. İstanbul: Ayışığı Yayınları.

Özen, Adem.(2002). “İslam-Yahudi Polemiği Ve Tartışma Konuları”, Divan Dergisi,

Sa. 2, İstanbul. (ss. 237-256).

Özsoy, Ömer- İlhami Güler.(2006). Konularına Göre Kur’an. Ankara: Fecr

Yayınları.

Özüçalışır Abdullah. (2011). Muhammed Ali es-Sâbuni’nin “Safvetü’t Tefâsir” Adlı

Tefsirinde Beyan, Meani ve Bedi –Fatiha ve Bakara Sureleri-,

(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Diyarbakır.

Page 142: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

132

Sabuni, Muhammed Ali. (1995). Kur’an-ı Kerim'in Ahkâm Tefsiri (Ravaiu'l-Beyan),

(Çvr. Mazhar Taşkesenlioglu.). İstanbul: Şamil Yayınevi.

Sâbûnî, Muhammed Ali. (1997). Muhtasar Ruhu'l-Beyân Tefsiri (Tenvîru'l-Ezhân

min Tefsîr-i Rûhi'l-Beyân, (Çev. Abdullah Öz ve diğer.). İstanbul: Damla

Yayınları.

Sabûnî, Muhammed Ali.(1995) Safvetü‟t-Tefâsîr, I-VII, (Çev. Sadreddin Gümüş,

Nedim Yılmaz). İstanbul: Yeni Şafak Yayınları

Sarıkçıoğlu, Ekrem. (1997). Dinlerde Mehdi Tasavvurları. Samsun: Sidre Yayınları.

Sarıkçıoğlu, Ekrem. (2011). Başlangıcından Günümüze Dinler Tarihi. Isparta:

Fakülte Kitabevi Yayınları.

Sezikli, Ahmet. (1994). Hz. Peygamber Devrinde Nifak Hareketleri. Ankara: Türk

Diyanet Vakfı Yayınları.

Solmaz, Yahya.(2014). Tefsîrin Oluşumunda Ulûmü’l-Kur’ân’ın Yeri-Medârikü’t-

Tenzîl ve Safvetü’t-Tefâsîr Örneği, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi).

Kayseri.

Süleyman Sayar, Yahudi Karakteri (Tarihi ve Sosyo-Psikolojik Bir Yaklaşım),

Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2000, C.IX, Sa.9

Şeybe, Abdulkadir. (1983). Çağdaş Dünya Dinleri ve Mezhepleri. İstanbul: Beyan

Yayınları.

Tabbara, Afif Abdü'l-Fettah. (1978). Kur'an Açısından Yahudi, (Çev. Mehmet

Aydın). Konya: Rabıta Yayınevi.

Taberi. (1991).Milletler ve Hükümdarlar Tarihi,C.1. İstanbul: Milli Eğitim Bakanı

Yayınları.

Taner, Hülya. (2018). Kur’an Yolu Tefsiri”nde Yahudilik İle İlgili Bilgilerin Dinler

Tarihi Açısından Değerlendirilmesi, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).

Elazığ.

Tanyu, Hikmet.(1966). Yahudiliği Kutsal Kitapları ve Esasları, Ankara Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. XIV, Ankara. (ss. 95-124).

Taplamacıoğlu, Mehmet. (1966). Karşılaştırmalı Dinler Tarihi. Ankara: Güneş

Matbaacılık.

Tarakçı, Muhammet. (2002). “Tanah’ta Vahiy Anlayışı”, Uludağ Üni.,C.XI sa.11.

Tarakçı, Muhammet.(2010). “Tahrif”md. Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,

C.XXXIX. İstanbul: Türk Diyanet Vakfı Yayınları

Taşpınar, İsmail. (2014). Yahudi Kaynaklarına Göre Yahudilikte Ahiret İnancı.

İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fak. Yay.

Tora ve Aftara. (2009a). Şemot II. Kitap,( Çev. Moşe Farsi-Diana Yani-Selin Sağla

vd.), İstanbul: Gözlem Gazeticilik ve Basın Yayınevi.

Page 143: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

133

Tora ve Aftara. (2009b). Vayikra III. Kitap, (Çev. Moşe Farsi-Diana Yani-Selin

Sağla vd.), İstanbul: Gözlem Gazeticilik ve Basın Yayınevi.

Tora ve Aftara. (2009c). Bamidbar IV. Kitap, (Çev. Moşe Farsi-Diana Yani-Selin

Sağla vd.), İstanbul: Gözlem Gazeticilik ve Basın Yayınevi.

Tora ve Aftara. (2009d). .Devarim V. Kitap, (Çev. Moşe Farsi-Diana Yani-Selin

Sağla vd.), İstanbul: Gözlem Gazeticilik ve Basın Yayınevi.

Ünal, Ali. (1986). Kur'an'da Temel Kavramlar, İstanbul: Beyan Yayınları.

Waardenburg, Jacques. (2004). “Mesih”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi, C. XXIX. Ankara.

Yasdıman Hakkı Şah. (2002). Yahudilik Üzerine Yazılar. İzmir: İlkem Yayınları

Yıldırım, Suat. (2005). Mevcut Kaynaklara Göre Hıristiyanlık. İzmir: Işık Yayınları

Yitik, Ali İhsan.(2012). “Paylaşılmayan Ata: Hz. İbrahim”, Bütün Yönleriyle

Yahudilik (Uluslararası Sempozyum, 18-19 Şubat 2012), Ankara.

Page 144: MUHAMMED ALİ es SÂBUNİ’NİN SAFVETÜ’T TEFASİR ADLI …tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS03328.pdf · Muhammed Ali es Sâbuni’nin Safvetü’t Tefâsir adlı tefsiri, çağdaş bir

134

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler

Adı Soyadı : Mürşide Akoğlan

Doğum Yeri ve Yılı : 1991 Avustralya/Adelaide

Medeni Hali : Evli

Eğitim Durumu

Lisans Öğrenimi : Süleyman Demire Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

2009-2014

Yüksek Lisans Öğrenimi : Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü / Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim

Dalı / Dinler Tarihi Bilim Dalı 2015-2019

Yabancı Dil(ler) ve Düzeyi :

1- İngilizce: YDS 40,000

2- Arapça

İş Deneyimi : Isparta Özel Öbek Boğaziçi Okulu /Din Kültürü

ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği 2015-