suruÇ ve Çevres halk nanilarinin dnler tarh aÇisindan...

92
T.C. FIRAT ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ FELSEFE VE DN BLMLER ANABLM DALI DNLER TARH BLM DALI SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN DEERLENDRLMES (YÜKSEK LSANS TEZ) DANIMAN HAZIRLAYAN Yrd. Doç. Dr. Sami KILIÇ lhami ATMACA ELAZI – 2006

Upload: others

Post on 14-Sep-2019

10 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

T.C. FIRAT ÜN�VERS�TES�

SOSYAL B�L�MLER ENST�TÜSÜ FELSEFE VE D�N B�L�MLER� ANAB�L�M DALI

D�NLER TAR�H� B�L�M DALI

SURUÇ VE ÇEVRES� HALK �NANI�LARININ D�NLER TAR�H� AÇISINDAN DE�ERLEND�R�LMES�

(YÜKSEK L�SANS TEZ�) DANI�MAN HAZIRLAYAN Yrd. Doç. Dr. Sami KILIÇ �lhami ATMACA

ELAZI� – 2006

Page 2: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

T.C. FIRAT ÜN�VERS�TES�

SOSYAL B�L�MLER ENST�TÜSÜ FELSEFE VE D�N B�L�MLER� ANAB�L�M DALI

D�NLER TAR�H� B�L�M DALI

SURUÇ VE ÇEVRES� HALK �NANI�LARININ D�NLER TAR�H� AÇISINDAN DE�ERLEND�R�LMES�

(YÜKSEK L�SANS TEZ�)

Bu Yüksek Lisans Tezi ödevi …06…./…03…/…2006……… tarihinde a�a��daki jüri üyeleri taraf�ndan oy birli�i / oy çoklu�u ile kabul edilmi�tir.

Jüri Ba�kan�

Doç. Dr. Adem TUTAR Üye Üye

Doç. Dr. �skender OYMAK Yrd. Doç. Dr. Sami KILIÇ (DANI�MAN)

Yukar�daki Jüri üyelerinin imzas� tasdik olunur.

Enstitü Müdürü

Page 3: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

ÖZET

YÜKSEK L�SANS TEZ�

SURUÇ VE ÇEVRES� HALK �NANI�LARININ D�NLER TAR�H�

AÇISINDAN DE�ERLEND�R�LMES�

�lhami ATMACA

F�rat Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dal�

Dinler Tarihi Bilim Dal�

2006, Sayfa: 71

“Suruç ve Çevresi Halk �nan��lar�n�n Dinler Tarihi Aç�s�ndan

De�erlendirilmesi” adl� tezimiz Giri� k�sm� d���nda iki bölümden olu�maktad�r.

Giri� k�sm�nda; ilçenin tarihi, co�rafi konumu, sosyal yap�s�, e�itim ve

ekonomik durumu hakk�nda bilgi verilmi�tir. Birinci bölümde Suruç ve çevresindeki

geçi� dönemleri ile ilgili halk inan��lar� ve bu inan��lar�n Dinler Tarihi aç�s�ndan

de�erlendirilmesi, ikinci bölümde ise Suruç ve Çevresindeki Tabiat ile ilgili inan��lar ve

bu inan��lar�n Dinler Tarihi aç�s�ndan De�erlendirilmesi yap�lm��t�r.

Bu tezimiz bibliyografya ve ekler k�sm�yla sona ermektedir.

Anahtar kelimeler: Suruç, Do�um, Evlenme, Sünnet, Ölüm, Tabiat ile ilgili inan��lar

Page 4: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

SUMMARY

MASTER THES�S

THE EVALUAT�ON OF COMMON PUBL�C BEL�EVES �N SURUÇ

�N RESPECT OF THE H�STORY OF REL�G�ONS

�lhami ATMACA

F�rat University

Social Studies Institute

The Deparment of Philosophy and Religion Studies

The History of Religions Deparment

2006, Page :71

Our thesis called “The Evaluation of the public believes in Suruç and around

Suruç” consists of two parts excep introduction.

In introduction part, there is some information about history, geographical

position, educational state, economic and social structure of Suruç. In the first part, the

believes about transition periods in Suruç and around Suruç and their evaluation are

analyzed with the method of observation and interview. In the second part, the believes

about nature and their evaluation are analyzed with the method of observation and

interview too.

The research is ended with bibliography and additional parts.

Key Words: Suruç, Brith, Marry, Circuncision, Dead, Believes of Nature.

Page 5: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

��NDEK�LER

��NDEK�LER I

ÖNSÖZ III

KISALTMALAR V

METOT VE KAYNAKLAR VI

G�R�� 1

I - BÖLÜM

SURUÇ VE ÇEVRES�NDEK� GEÇ�� DÖNEMLER� �LE �LG�L�

HALK �NANI�LARI VE DE�ERLEND�R�LMES�

A- DO�UM �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES� 8

1- Do�um ile �lgili �nan��lar 9

a-Do�um Öncesi �nan��lar 9

b-Do�um Esnas�ndaki �nan��lar 12

c- Do�um Sonras� �nan��lar 13

2- Do�um ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi 18

B- SÜNNET �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES� 20

1- Sünnet ile �lgili �nan��lar 20

2- Sünnet ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi 22

C- EVLENME �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES� 23

1-Evlenme ile �lgili �nan��lar 23

a- Evlilik Öncesi �nan��lar 24

b- Evlilik Esnas� �nan��lar 27

c- Evlilik Sonras� �nan��lar 31

2- Evlenme ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi 32

D- ÖLÜM �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES� 35

1- Ölüm ile �lgili �nan��lar 35

a- Ölüm Öncesi �nan��lar 35

b- Ölüm Esnas�ndaki �nan��lar 37

c- Ölüm Sonras� �nan��lar 39

2- Ölüm ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi 40

Page 6: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

II-BÖLÜM

SURUÇ VE ÇEVRES�NDEK� TAB�AT �LE �LG�L� �NANI�LAR VE

DE�ERLEND�R�LMES�

A- YA�MUR DUASI �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES�

1- Ya�mur ile �lgili �nan��lar 45

2- Ya�mur ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi 46

B- A�AÇ VE ORMAN �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES�

1- A�aç ve Orman ile �lgili �nan��lar 48

2- A�aç ve Orman ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi 49

C- HAYVANLAR �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES� 50

1- Hayvanlar ile �lgili �nan��lar 50

2- Hayvanlar ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi 51

D- SU �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES� 52

1- Su ile �lgili �nan��lar 52

2- Su ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi 53

E- ATE� �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES� 54

1- Ate� ile �lgili �nan��lar 54

2- Ate� ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi 54

F- Z�YARET YERLER� �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES�

1- Ziyaret ile �lgili �nan��lar 55

a- �eyh Müslim Türbesi 57

b- �eyh Nasuriddin Türbesi 57

c- Süleyman �ah Türbesi 57

2- Ziyaret ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi 60

SONUÇ 62

B�BL�YOGRAFYA 64

A- KAYNAK ESERLER 64

B- SÖZLÜ KAYNAKLAR 67

EKLER 71

Page 7: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

ÖNSÖZ

Bütün Türkiye topraklar� gibi F�rat ve Dicle aras�nda bulunan �anl�urfa ve

çevresi, tarihi süreç içerisinde co�rafi konumu gere�i ilahi dinler için önemli bir yer

olmu�tur. Hz. �brahim ile ba�layan bu önem H�ristiyanl�k için de önemli e�itim

merkezlerinden biri olmu�tur. �slamiyet ile birlikte bölgede Müslüman nüfusun h�zla

ço�almas�yla birlikte di�er din mensuplar� da az da olsa varl�klar�n� devam

ettirtmi�lerdir.

Suruç ilçesi �anl�urfa ili ve ilçelerinden dini alanda bir tak�m farkl�l�klar

göstermektedir. �lçede di�er din mensuplar�n�n ya�ad���na dair gerek yaz�l�, gerekse

tarihi eser bulunmamaktad�r. Ayr�ca �anl�urfa ve di�er ilçelerinde �afii mezhebi

mensubu Müslüman nüfus bulunmakla birlikte Suruç’ta ya�ayan nüfusun tamam�

Hanefi mezhebi mensubudur. Bu farkl�l�k da bizi bu ilçe hakk�nda ara�t�rma yapmaya

yöneltmi�tir.

Toplumumuzda günümüzde ya�ayan halk inan��lar�na dayal� olan törenler

geçmi� ile günümüz aras�ndaki kültürel ba�lar�n ortaya konulmas� bak�m�ndan önemli

bir yere sahiptir. Özellikle günümüz bili�im dünyas�nda teknoloji ve ileti�im araçlar�n�n

geli�mesi sonucu tüm toplumlarda oldu�u gibi bizim toplumumuzda da her geçen gün

birtak�m yozla�malar ve de�i�imler meydana gelmekte ve kültür de�erlerimiz olan halk

inan��lar� unutulmakta ve yok olmaktad�r. Biz de bu çal��mada Türk kültürünün bir

parças� olan Suruç ve çevresinde ya�anm�� ve ya�anmakta olan halk inan��lar�n� gelecek

nesillerimize bilimsel metotlarla, objektif ve sa�l�kl� bir �ekilde aktarmak, böylece yok

olmaya yüz tutmu� halk inan��lar�n�n yok olmas�n� önlemek ve ileride bu konuda

yap�lacak bilimsel çal��malara öncülük yapmas�n� amaçlad�k.

Tezimiz Giri� k�sm� d���nda iki bölümden olu�maktad�r. Giri� k�sm�nda;

Suruç’un Tarihi, Co�rafi Konumu, Sosyal Yap�s�, E�itim ve Ekonomik durumu ile ilgili

genel bilgi vermeye çal��t�k. Birinci bölümde; Suruç ve çevresinde görülen geçi�

dönemleriyle ilgili inan��lar� ve bu inan��lar�n Dinler Tarihi aç�s�ndan de�erlendirilmesi

olu�turmaktad�r. Bunlar; Do�um, sünnet, evlenme ve ölüm ile ilgili inan��lard�r. �kinci

bölümde ise; Suruç ve çevresinde görülen tabiat ile ilgili inan��lar ve bu inan��lar�n

Dinler Tarihi aç�s�ndan de�erlendirilmesini ele ald�k. Bunlar; Ya�mur duas�, a�aç ve

orman, hayvanlar, su, ate� ve ziyaret yerleri ile ilgili inan��lard�r.

Page 8: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Konunun seçimi, plan�, ara�t�rma yöntemi konular�nda ve tezin ba�lang�c�ndan

sonuna kadar kar��la��lan problemlerin çözümünde engin görü�lerini esirgemeyen,

dü�üncelerimize ve çal��mam�za sürekli destek veren dan��man hocam Say�n Yrd. Doç.

Dr. Sami KILIÇ’a te�ekkür etmeyi kendime vazife say�yorum. Ayr�ca çal��mam

s�ras�nda yak�n desteklerini gördü�üm Suruç Kaymakaml��� personeline ve emekli

ö�retmen Bak�r AKKU� Bey’e, köylere yapt���m gezilerde bana yol arkada�l���

yaparak deste�ini esirgemeyen, söz konusu ara�t�rmam�n gerçekle�mesinde büyük

katk�s� olan tüm arkada�lar�ma ve s�cak ilgisini bizden esirgemeyen Suruç’un

konuksever insanlar�na te�ekkür ediyorum.

ELAZI� - 2006 �lhami ATMACA

Page 9: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

KISALTMALAR

a.g.e. : ad� geçen eser

S. : Say�

C. : Cilt

M. : Miladi

s. : sayfa

vb. : ve benzeri

Çev. : Çeviren

Bsk. : Bask�

FÜ�FD : F�rat Üniversitesi �lahiyat Fakültesi Dergisi

MÜ�FD : Marmara Üniversitesi �lahiyat Fakültesi Dergisi

GAP : Güneydo�u Anadolu Projesi

A.�. : Anonim �irketi

Bkz. : Bak�n�z

Page 10: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

METOT VE KAYNAKLAR

A- METOT

“Suruç ve Çevresindeki Halk �nan��lar�n�n Dinler Tarihi Aç�s�ndan

De�erlendirilmesi” adl� bu tezimiz giri� k�sm� d���nda iki bölümden olu�maktad�r. Giri�

k�sm�nda; Suruç ad�n�n kayna��, Suruç’un tarihi, co�rafi konumu, sosyal yap�s�, e�itim

ve ekonomik durumu hakk�nda bilgi verilmi�tir.

Tezimizin “Giri�” k�sm�ndaki bilgiler genel olarak kaynak taramas� yap�larak,

elde edilmi�tir. Birinci bölümde Suruç ve çevresindeki geçi� dönemleriyle ilgili

inan��lar� ve bu inan��lar�n de�erlendirilmesi ortaya konmu�tur. �kinci bölümde ise;

Suruç ve çevresindeki tabiat ile ilgili inan��lar ve bu inan��lar�n de�erlendirilmesi

incelenmi�tir. Tüm bu verilerin toplanmas� safhas�nda, mülakat ve gözlem teknikleri ile

elde edilen veriler objektiflik esas al�narak, Deskriptif metoduyla yaz�ya geçirilmi�tir.

Do�um ile ilgili inan��lar ara�t�r�l�rken bayanlar, sünnet ile ilgili inan��lar

ara�t�r�l�rken çocu�unu sünnet edenler, evlenme ile ilgili inan��lar ara�t�r�l�rken evliler,

ölüm ile ilgili inan��lar ara�t�r�l�rken de yak�n�n� kaybedenler, tabiat ile ilgili inan��lar

ara�t�r�l�rken yörenin milli de�erlerini içine sindirmi� farkl� ya� guruplar�ndaki ki�ilerle

mülakat yap�larak, bu inan��lar� gerçek bir �ekilde yans�tmaya çal��t�k. Suruç ve

çevresinde görülen tüm bu inan��lar�n Dinler Tarihi ile olan ba�lant�s�n� belirtmek için

de kaynak taramas� yapmak suretiyle de�erlendirdik.

B- KAYNAKLAR

Tezimiz genel olarak alan çal��mas� yap�larak ortaya konmu�tur. Alan

çal��mas�nda ise yöre insan� ile bizzat görü�ülerek bilgiler toplanm��t�r. Konu ile ilgili

mülakat yap�lan ki�iler bibliyografyada gösterilmi�tir.

Tezimizin giri� k�sm�, Suruç ad�n�n kayna��, ilçenin co�rafi konumu, tarihi,

sosyal yap�s�, e�itim ve ekonomik durumu hakk�nda toplanan bilgiler ; 96 Suruç �lçe

Y�ll���, Her Yönüyle �anl�urfa 97 �l Y�ll���, Mustafa Bengisu’nun Urfa �linin

Co�rafyas�, Kas�m Bu�an’�n �eyh Mesleme ve Suruç, Bekir Toy’un Suruç’un

Kurulu�u Geli�imi ve Fonksiyonel Özellikleri, 1997 Suruç �oför E�itim Kitab�,

�aziye Karl�kl�-Ertem Erzade’nin Suyla Yeniden Do�an Kent �anl�urfa, Ana

Page 11: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi ve �slam Ansiklopedisi adl� eserlerden

yararlan�larak haz�rlanm��t�r.

Suruç ve Çevresindeki Geçi� dönemleri ve Tabiat ile ilgili Halk �nan��lar�n�n

Dinler Tarihi aç�s�ndan De�erlendirilmesinde; Prof. Günay Tümer- Prof. Abdurrahman

Küçük’ün Dinler Tarihi, �brahim Kafeso�lu’nun Eski Türk Dini, Ali Çelik’in

�slam’�n Kabul veya Reddetti�i Halk �nan��lar�, Ünver Günay-Harun Göngür’ün

Ba�lang�çtan Günümüze Dinler Tarihi, �brahim Canan’�n Kütüb-i Sitte, Kitab�

Mukaddes, Bahattin Ögel’in Türk Kültür Tarihine Giri�-Türk Mitolojisi I-II ve

�slamiyet’ten Önce Türk Kültür Tarihi, Hikmet Tanyu’nun Dinler Tarihi

Ara�t�rmalar� ve Türklerin Dini Tarihi, Abdulkadir �nan’�n Makaleler ve

�ncelemeler I-II, Eski Türk Dini Tarihi ve Tarihte ve Bugün �amanizm, Ali

Selçuk’un Tahtac�lar, Orhan �aik Gökyay’�n Dede Korkut Hikayeleri adl� eserlere

müracaat edilmi�tir.

Page 12: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

G�R��

Ara�t�rmam�z�n alan� olan Suruç ilçesi, Güneydo�u Anadolu Bölgesinin Orta

F�rat Bölümünde yer al�r. �anl�urfa iline ba�l� bir ilçe olan Suruç, �anl�urfa il merkezine

45 km, güneyindeki Suriye s�n�r�na 10 km uzakl�ktad�r. (Bkz. Ek-1). Yüzölçümü 799

km2 olan Suruç ilçesi, bat� ve kuzeybat�s�nda Birecik ilçesi, kuzeyde yine Birecik ve

Bozova ilçeleri, do�u ve kuzeydo�uda �anl�urfa ili, güneydo�usunda Akçakale ilçesi ve

güneyde ise 1926 y�l�nda yap�lan Ankara Antla�mas�yla çizilmi� 72 km’lik Suriye s�n�r�

ile kom�u olup, bat�, kuzey ve do�udan Güvercik, Cudi ve Devre� da�lar� ile çevrilidir.

(Bkz. Ek-2). Bu da�lar aras�nda bulunan ve 706 km’lik düz bir araziye sahip olan Suruç

bugün önemli bir tar�m merkezi konumundad�r. Co�rafi konumu bak�m�ndan önemli bir

yere sahip olan Suruç, F�rat ve Dicle aras�nda bulunan bölgede yer almaktad�r. Güneyi

güneydo�uya ba�layan karayolu ile Gaziantep’ten Mardin’e uzanan demiryolunun

Suruç ilçesinden geçmesi, Suriye ülkesi ile olan Mür�itp�nar s�n�r kap�s�, ilçenin ticari

ve ekonomik konumunu oldukça güçlendirmektedir1. (Ek-3).

Suruç ilçesi; 38º- 18’ do�u boylam ve 36º–9’ kuzey enleminde, Güneydo�u

Anadolu Bölgesinde olup, �anl�urfa ilinin güneybat�s�nda yer alan �irin, serhat bir

ilçedir. �anl�urfa ile aras�nda yakla��k iki dakikal�k bir zaman fark� olan ilçenin rak�m�

537 m dir2.

Suruç yöresinde genellikle Akdeniz ikliminden Karasal iklime geçi� özelli�i a��r

basan iklim görülmektedir. Gece ile gündüz, yaz ile k�� ortalama s�cakl��� aras�nda

büyük farklar vard�r. Y�ll�k s�cakl�k bazen 40º dereceyi a�ar. En so�uk ay olan �ubat

ay�nda ise s�cakl���n bazen s�f�r�n alt�na dü�tü�ü görülmü�tür. �lçede yayg�n bitki örtüsü

steptir. �lk bahar ya�murlar� ile ye�eren, yaz s�caklar�nda ise sarararak c�l�zla�an otlar,

papatya, gelincik, yabani bu�day, semiz otu, hardal, çi�dem, kekik ,deve dikeni ve

meyan kökü en çok rastlanan bitkilerdir. Bunun yan�nda antepf�st���, nar, kay�s�, ceviz,

üzüm, incir, zeytin bahçeleri ile dut, sö�üt, ç�nar ve kavak a�açlar�n�n çokça yeti�ti�i

bölgedir3.

1 Bekir Toy, Suruç’un Kurulu�u Geli�imi ve Fonksiyonel Özellikleri, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Co�rafya Fakültesi Co�rafya Bölümü Lisans Tezi, Ankara 1996, s. 8. 2 Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi C.XXVIII, �stanbul 1994, s. 415. 3 Abdulkadir Gök, GAP’�n Yöre Halk� Üzerindeki Sosyo-Ekonomik Ve Sosyo-Kültürel Etkisi, Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Lisans Tezi, Konya 1991 s. 42.

Page 13: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Suruç ilçesi önceden ilin en önemli tar�m merkezi durumunda iken, suyun

yoklu�undan dolay� günümüzde bu özeli�ini kaybetmi�tir. Fakat az da olsa yer alt�

sular� ile pompajla sulanmakta olan topraklarda pamuk ziraat� yap�lmaktad�r. (Ek-4).

Son y�llarda Atatürk Baraj�’nda su toplanmaya ba�lanmas�yla birlikte Suruç’un

ikliminde hissedilecek derecede de�i�iklikler olmu�tur. Yöredeki nem miktar� önceki

y�llara göre artm��t�r. Ya��� �ekli de�i�mi�, ya�mur ya���� yo�unluk kazanm��t�r4.

Suruç ilçesi, özel co�rafi konumu sayesinde Ön Asya’y� Avrupa’ya ba�layan

ticaret yolar� üzerinde kurulmu� olmas� dolay�s�yla kara ula��m� bak�m�ndan önem

ta��maktad�r. Ayr�ca kültür ve ticaret bak�m�ndan da çevresinin bir ba�lant� yeri olmas�,

özel konumundan kaynaklan�r. Eski ad� “�pek yolu” olan, bugün “E-24” karayolu olarak

adland�r�lan transit yol Suruç s�n�rlar� içerisinden geçmektedir. Ayr�ca ilçe merkezine 10

km uzakl�kta bulunan ilçeye ba�l� Mür�itp�nar Köyündeki bölgeyi birbirine ba�layan

demiryolu üzerindeki istasyon da, Suruç’un bölge içerisinde ticaret ve ula��mda köprü

vazifesini daha da peki�tirmi�tir5.

Suruç, merkezi yerle�im hariç 705.773 dönümlük yüzölçümü ile düz bir araziye

sahiptir. Suruç Ovas�, Harran ovas�n�n bat�s�ndan bir basamak seviye fark� gösteren

alüvyal topraklard�r. Esmer renkli ve humus tabakas� vard�r. Bu da, çok eski devirlerde

Suruç’ta geni� bir a�aç toplulu�u ormanlar�n�n varl���na delalet etmektedir. Suruç‘ta ki

önemli da�lar, Susuz, Bello ve Y�ld�z (Tilki) da�lar�d�r. Bu da�lar ya���lar�n azl���

dolay�s�yla ormandan mahrumdur. Bu kurakl�k ve ç�plakl�k bilhassa yaz mevsiminde

rüzgâr esti�inde f�rt�nalara sebep olmaktad�r6.

Suruç tarihi itibariyle eski bir yerle�im merkezidir. Suruç isminin kayna��

konusunda iki görü� bulunmaktad�r. Bunlardan birincisi, kaynaklarda “Seru�” diye de

ad� geçen bu �ehrin Hz. �brahim ile çok yak�n bir ili�kisi vard�r. Hz. �brahim’in babas�

Azer, dedesi Nahor, Nahor’un babas� ise Seru�’dur. Tarihte ad� Seru� olan bu �ehrimiz

ile Hz. �brahim’in atas� Seru�’la ayn� ad� ta��maktad�r. Seruç bu �ehrin as�l ad�d�r. Di�er

bir görü� ise, yörede iyi cins at yeti�tiricili�i me�hur oldu�undan dolay�, atlar�n eyeriyle

u�ra�an ve imal eden Saraç say�s� oldukça fazlaym��. “Saraç” kelimesinin ço�ulu

Seruç’tur. Zamanla halk aras�nda Seruç olan ilçenin ismi Suruç �ekline dönü�mü�tür 7.

4 Yurt Ansiklopedisi C.X, �stanbul 1984, s. 7420. 5 �anl�urfa Uygarl���n Do�du�u �ehir, �anl�urfa 2002, s. 5. 6 Yurt Ansiklopedisi C.X, s. 7421. 7 Kas�m Bu�an, �eyh Mesleme ve Suruç, Ankara 1995, s. 8.

Page 14: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

M.Ö.4000 y�l�nda Asya’dan göç eden Sümerler, Mezopotamya’da medeniyet

kurmu�lard�r. Sümer ve Akad Türkleri, Seru� ovas�nda Suruç �ehrini “Batnea” ismi ile

anm��lard�r. Daha sonra �skit ve Asurlular, Sümerler ve Akadlar� ortadan kald�rarak,

Suruç’u “Tepartip” ad�yla Birecik �ehrine ba�lam��lard�r. Suruç ilçesinin, Urfa ve

çevresine M.Ö. 334-136 y�llar� aras�nda hakim olan Selevkostlar taraf�ndan kuruldu�u

iddia edilmektedir. Bu dönemde Suruç’un ismi “Anthemusia” d�r. Selevkostlar�n

ortadan kald�r�lmas�yla M.Ö. 132 y�l�nda Urfa tarihinde ilk defa Arjaw taraf�ndan

Orshone Krall��� kurulmu�tur. Bu krall�k M.S. 244 y�l�na kadar devam etmi�tir. Bu

krall���n tarihte ilk defa H�ristiyanl��� kabul eden devlet oldu�u iddia edilmektedir. Bu

krall�k döneminde Suruç’un ismi muhtemelen “Batnea” d�r. Bu dönemde ilçede

ipekçili�in yayg�n oldu�u tarihi kay�tlarda yer almaktad�r 8.

Roma imparatoru Büyük Konstantine M.S.35 y�l�nda öteki yerlerle birlikte

Suruç’u da Urfa (Ruha)’ya ba�lam��t�r. Aradan bir hayli zaman geçtikten sonra Suruç,

Kudüs Krall���na ba�lanm��t�r. Tarihin eski ça�lar�ndan beri bilinen Suruç’u

Romal�lardan �yad Bin Ganem hazretleri miladi 639 y�l�nda bar�� yoluyla fethetmi�tir9.

Suruç, miladi 1095’te Artuko�ullar�´ndan Sokma’n�n eline geçmi� ise de alt� y�l

sonra Urfa Kontu I.Bodve’nin egemenli�i alt�na girmi�tir. Daha sonra �madüddin Zengi

1127 y�l�nda Suruç’u haçl�lardan geri alm��t�r. Suruç, Timurlenk’in istilas�na da

u�ram��t�r. Bölge halk� istilaya kar�� koydu�undan, Mo�ollarca yak�l�p y�k�lm��t�r. Bu

k�y�mdan sonra �ehir uzun süre toparlanamam��t�r. 1517 y�l�nda Yavuz Sultan Selim

Kudüs seferi s�ras�nda Suruç’u Osmanl� �mparatorlu�u topraklar�na katm��t�r. Osmanl�

�mparatorlu�u döneminde Halep vilayetinin Urfa sanca��na ba�l� bir kasaba durumunda

idi. Mondros Mütarekesinin (30 Ekim 1918) imzalanmas�ndan sonra, önce �ngilizler,

daha sonra Frans�zlar taraf�ndan i�gal edildi. Suruç’un �anl� halk�, milli mücadelesini

vererek tarihi �ehrini 11 Nisan 1923’te dü�mandan kurtarm��t�r. Suruç, Cumhuriyetin

kurulmas�yla birlikte 1923’te ilçe olarak �anl�urfa’ya ba�lanm��t�r10.

Toplumsal yap�n�n temel ö�elerinden biri olan nüfus fazlal���, azl���, yap�sal

nitelikleri (ya� guruplar�, cinsiyet oranlar�, do�um ve ölüm h�zlar� vs.) göç olgusu gibi

demokratik unsurlar aç�s�ndan de�erlendirilebilir. Bu ö�enin içerdi�i de�i�meler

toplumsal yap�y� mutlaka etkiler, de�i�tirir. Nüfus bünyesindeki de�i�iklikler toplumsal

8 E.Honigmann, “Urfa”, �slam Ansiklopedisi C.XIII, Eski�ehir 1997, s.50; http:// www.sanl�urfa.com (16.12.2005) “Dünden Bugüne �anl�urfa”. 9 E.Honigmann, a.g.m., s. 51-53. 10 Her Yönüyle �anl�urfa’97 �l Y�ll���, �anl�urfa 1997, s. 40.

Page 15: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

guruplar� ve kurumlar� hareketlendirir. Bölgesel nüfus yo�unlu�u ve hacmi de sosyal

yap� üzerinde belirleyici kabul edilir11.

Suruç ilçesi’nin genel nüfus yap�s� içerisinde a�iretlerin yap�s�na da de�inmek

gerekmektedir. Suruç’ta yedi ayr� a�iret varsa da bunlardan üç tanesi büyük olup,

di�erleri fazla a��rl�k ta��mamaktad�r. Bu üç a�iret; Dinay A�ireti (Liderli�i Onbirnisan

Beldesi’nde KILIÇ’larda), Pijan A�ireti (Liderli�i Yönlü Köyü’nde YÜKSEL’lerde) ve

�eddadi (Liderli�i A�a�� Oylum Köyü Külünce Mezras�’nda bulunan GÖKKAN’larda)

olup, bunlar�n d���ndakiler; Karakeçili, �eyhanl�, Didan ve Alaaddin A�iretleridir12.

1997-2000 NÜFUS SAYIMINA GÖRE SURUÇ’UN NÜFUS DURUMU

Y�l� 1997 2000

Köy Nüfusu 38.508 44.769

�ehir Nüfusu 52.565 44.421

Toplam Nüfus 91.073 89.190

Suruç´ta sosyal yap�, geçi� dönemi ya�ayan toplumlarla son derece benzerlik

gösterir. �ehirlisi tam �ehirli de�ildir. Köy ile ba�lar� son derece canl� olarak devam

etmektedir. Köylüsü tam köylü de�ildir. �ehir kültürünü olabildi�ince ya�ar. ��te bu

geçi� dönemi özellikleri geleneksel özellikler ile birle�ince ortaya son derece ho�, tatl�

sempatik bir görünüm ç�kmaktad�r.

Suruç´ta halk�n konu�tu�u dilde sosyal yap�ya az çok paralellik gösterir. Suruç

ilçesinde ya�ayan insanlar Türkçe ve Kürtçe konu�malar�na ra�men, ilçe merkezinde

ya�ayanlar daha çok Türkçe, k�rsal kesimlerde ya�ayanlar�n ise Kürtçe konu�tuklar�

görülmektedir.

Suruç’ta geleneksel kapal� köy ekonomisi çözüldü�ü ve insanlar uygarl���n ileri

a�amas� ile iç içe ya�ad�klar� için geleneksel ba�lar eskiye nazaran daha da zay�flam��

durumdad�r. Misafirperverlikte e�i benzeri nadir görülen Suruç insan� kendi içinde

uyumlu ve anlay��l�, yabanc�lara kar�� son derece sayg�l�d�r. Suruç insan� ayr�ca son

derece derin bir kültür birikimine de sahiptir.

11 Bekir Toy, age, s. 35. 12 96 Suruç �lçe Y�ll���, Ankara 1996, s. 15.

Page 16: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Suruç´ta okuma yazma oran� %75 civar�ndad�r. Yüksek ö�renim gören insan

say�s�n�n fazla olmas� Suruç´un bir ba�ka özelli�idir. Suruç´ta lise ve dengi bir çok okul

ve Harran Üniversitesine ba�l� meslek yüksekokulu bulunmaktad�r. Suruç ilçesinde

2005 y�l� itibari ile �lk ve Orta Ö�renim Kurumlar�na devam eden k�z-erkek say�lar�

a�a��daki tabloda gösterilmi�tir13.

S.NO OKULUN ADI KIZ ERKEK TOPLAM

1 Atatürk �ÖO 1048 1242 2290

2 Cumhuriyet �ÖO 652 901 15553

3 Hürriyet �ÖO 273 284 557

4 M.Sinan �ÖO 540 763 1303

5 M.Akif ERSOY �ÖO 569 719 1288

6 Fatih Sultan Mehmet �ÖO 787 1090 1877

7 Süleyman �ah �ÖO 297 470 767

8 Nam�k Kemal �ÖO 830 1090 1920

9 100. Y�l �ÖO 370 441 811

10 Vali Ziya ÇOKER �ÖO 700 1268 1968

11 Mür�itp�nar �ÖO 63 198 261

12 Onbir Nisan �ÖO 444 668 1112

13 Suruç Y�BO 127 504 631

14 98 Köy B.S.�.O 577 626 1203

15 Suruç Ana Okulu 40 48 88

16 Suruç Lisesi 175 1365 1540

17 Suruç Anadolu Lisesi 48 133 181

18 Suruç Sabanc� K�z Meslek Lisesi 111 - 111

19 Suruç �mam Hatip Lisesi 22 57 79

20 Suruç Ticaret Meslek Lisesi - 32 32

21 Suruç Endüstri Meslek Lisesi - 65 65

TOPLAM 7830 12158 19988

13 Recep K�l�ç, 1952 Birecik do�umlu, Suruç Kaymakaml��� Yaz� ��l.Müd.V., Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte.

Page 17: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Suruç ilçesi’nin canl� bir ekonomik hayat� bulunmamaktad�r. �lçe nüfusunun

büyük bir bölümü i�siz olup, insanlar aileleriyle birlikte genellikle �anl�urfa ili ve ona

ba�l� Harran, Akçakale ve Viran�ehir ilçeleri ile Adana, Ayd�n, Tokat, Hatay, Mardin

ve Yozgat illerine göç etmektedirler. Bu göçlerin ço�u mevsimlik olup göç edenler k��

aylar�nda Suruç’a geri dönmektedirler.

Uzun y�llar ekonomik yönden geliri, s�n�rda yap�lan kaçakç�l�k olu�turmu�tur.

Ancak s�n�rda al�nan tedbirler sonucu kaçakç�l�k azalm�� ve son 20 y�lda tar�msal

çal��malar a��rl�k kazanm��t�r. Halk �lçe Tar�m Müdürlü�ü elemanlar�nca tar�m ve

hayvanc�l�k konusunda sürekli olarak bilinçlendirilmektedir.

Suruç düz bir ovada olmas� sebebiyle arazisi ziraata gayet elveri�lidir. (Ek-5).

Fakat su azl��� nedeniyle topraklardan yeteri kadar verim al�namamaktad�r. �lçe önce

kilim, hal�, seccade ve çul gibi yünlü dokumalar�n yan� s�ra kuyumculuk ve iyi cins

atlar�yla tan�n�yordu. Vaktiyle zeytin, kahve, f�st�k, dut, nar ve sö�üt a�açlar�

yeti�tirilirdi. Sanayi bak�m�ndan keçi k�l�ndan dokunan siyah çad�r ile kendirden yap�lan

çad�r dokumac�l��� vard�14.

Suruç’un en büyük geçim kayna�� tar�m ve hayvanc�l�kt�r. Tar�m, yaz

aylar�ndaki susuzluk nedeniyle istenilen boyutlarda olmamaktad�r. Birtak�m büyük

çiftçiler kendi imkânlar�yla açm�� oldu�u sulama kuyular�yla ihtiyaçlar� kar��lamaktad�r.

�lçede mera alanlar�n�n k�s�tl� olmas� nedeniyle hayvanc�l�k fazla geli�me imkan�

bulamam��t�r. Ama sulama imkân� sa�lan�p yem bitkileri ekimi sa�land��� takdirde ah�r

hayvanc�l��� geli�me gösterecektir. Halen küçükba� hayvan yeti�tiricili�i yap�lan

ilçemizde büyük ba� hayvanc�l�k sadece ev ihtiyaçlar�n� kar��lamaya yöneliktir.

Suruç sanayi olarak büyük bir potansiyele sahip olmamakla birlikte, ilçe

merkezinde iki adet ç�rç�r fabrikas� ve bir adet çi�it ya� fabrikas� bulunmaktad�r.

Nizami bir küçük sanayi sitesi 145 i�yeri bulunmaktad�r. Suruç insan� oldukça giri�imci

bir yap�ya sahip oldu�undan �anl�urfa merkezinde ve çevre illerde Suruçlulara ait bir

çok fabrika bulunmaktad�r. Yaln�z �anl�urfa Organize Sanayinde ve il merkezinde 15

faal, 18 adet in�aat halinde fabrika bulunmaktad�r. Ayr�ca birçok i� adam� da fabrika

yapmak üzere Organize Sanayinde yer alm��lard�r.

Suruç ilçesinin toplam arazisi 1991 verilerine göre 693.200 dekard�r. Alan�n

%12.9’u olan 89 720 dekarl�k arazi hali haz�rda halk�n kendi imkanlar�yla taban suyu ile

sulanmaktad�r. GAP’taki Suruç-Baziki projesinin devreye girmesiyle 249.180 dekarl�k

14 96 Suruç �lçe Y�ll���, s. 37.

Page 18: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

bir arazi daha sulamaya aç�lm�� olacakt�r. Böylece ilçenin toplam tar�m arazisinin

%48.8’i olan 338.900 dekarl�k k�sm� sulanabilecektir. GAP’�n devreye girmesiyle

Suruç’ta tar�mda önemli art��lar sa�lanacak halen yeti�mekte olan bu�day, arpa,

mercimek ve nohut yerine ticari amaçl� pamuk, susam, yer f�st���, soya, sebze ve yem

bitkileri ekilebilecektir. Ayr�ca nadas alanlar� azalt�larak tar�m art�r�lacak, ikili hatta

üçlü ekimlere imkân sa�lanacakt�r. Böylece halk�n sosyo-ekonomik düzeyi de

yükselecektir15.

15 Abdulkadir Gök, age, s. 47.

Page 19: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

I- BÖLÜM

SURUÇ VE ÇEVRES�DEK� GEÇ�� DÖNEMLER�YLE �LG�L�

�NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES�

�nsan ya�am�n�n ba�l�ca üç önemli “geçi� dönemi” vard�r. Do�um, evlenme ve

ölüm. Her birinin kendi alt ba�l�klar� içerisinden birtak�m bölümlere ve basamaklara

ayr�ld��� bu üç önemli a�aman�n çevresinde birçok inanç, adet, töre, tören, ayin, dinsel

ve büyüsel özlü i�lem kümelenerek söz konusu geçi�leri ba�l� bulunduklar� kültürün

beklentilerine ve kal�plar�na uygun bir biçimde yönetmektedir. Bunlar�n hepsinin amac�

da, ferdin bu “geçi�” dönemindeki yeni durumunu belirlemek, kutsamak, kutlamak, ayn�

zamanda da ki�iyi bu s�rada yo�unla�t���na inan�lan tehlikelerden ve zararl� etkilerden

korumakt�r. Çünkü yayg�n olan inan��a göre insan bu tür dönemler s�ras�nda güçlü ve

zararl� etkilere kar�� aç�kt�r. Böylece geçi� dönemlerinde görülen adetler, gelenekler,

töreler ve törenlerle bunlar�n içerisinde yer alan inan�� ve uygulamalar, bir ülkenin veya

belirli bir yörenin geleneksel kültürünün ana bölümlerinden birini olu�turmaktad�r16.

A- DO�UM �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES�

�nsan ya�am�n�n ba�l�ca ve üç önemli geçi� dönemlerinden ilki do�umdur.

Do�um daima mutlu bir olay olarak kabul edilmi�tir. Dünyaya gelen her çocuk sadece

anne ve babas�na de�il, ayn� zamanda akrabalar� ve kom�ular�n� da sevindirir. Ayr�ca

do�um kad�na duyulan sayg�nl��� art�rd��� gibi onun aile, akraba ve gurup içindeki

yerini de sa�lamla�t�r�r. Baba ise, “evlat sahibi” olmakla hem gelece�e güvenle bakar,

hem de dostlar� ve yak�nlar� aras�nda sayg�nl�k kazanm�� olur. Çünkü k�s�r kad�n,

do�uramad��� için ne kadar hor görülürse, erkek de ayn� �ekilde çevreden gelen

bask�n�n ve adam yerine konulmaman�n ezikli�ini duyar. Anneye benlik ve bütünlük,

babaya güven, akrabaya soya sopa güç kazand�ran ve ya�am�n ba�lang�c� olan do�um

olay� gerek çiftin, gerekse yak�nlar�n�n gözünde büyük önem kazanm��t�r17.

16 Sedat Veyis Örnek, Türk Halk Bilimi, Ankara 2000, s. 131. 17 Sedat Veyis Örnek, age, s. 132.

Page 20: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

1- Do�um �le �lgili �nan��lar

Türklerde aile, toplumun en küçük ancak en önemli çekirde�ini olu�turmaktad�r.

Bu sebeple, bunun devam�n� sa�layan ya da do�um ve ço�almay� engelleyen birtak�m

olumsuzluklar�n önüne geçmek için gereken yasaklar ve kurallar vard�r. Ço�u

geleneksel toplumlardaki çocuk sahibi olma iste�inde oldu�u gibi ekonomik yap� ve

baba oca��n�n (neslinin) tüttürülmesi gibi karakteristik nedenler Suruç ve yöresinde de

görülmektedir. �lçedeki do�um ile ilgili inan��lar� do�um öncesi, do�um esnas� ve

do�um sonras� olmak üzere üç ba�l�k alt�nda inceleyece�iz.

a- Do�um Öncesi �nan��lar

Gelin gitti�i yerde sevilmesi ve sayg�nl�k kazanmas� için, erke�in gözüne

girmesi ve soyunu devam ettirmesi için do�um yapmas� gerekir. K�s�r kad�n toplumun

tümünde ezilir, a�a��lan�r ve hor görülürken, bu durumun k�rsal kesimde daha

fazlala�t��� görülür. Bundan dolay� da k�s�r kad�nlar k�s�rl��� ortadan kald�rmak için

çe�itli çarelere ba�vurmaktad�rlar18.

Evlenen çiftlerden k�sa zamanda çocuk yapmalar� istenmektedir. Vakti geçti�i

halde çocu�u olmayan kad�nlar için “halk hekimli�i” olarak adland�r�lan birtak�m i�lem

ve yöntemler uygulanmaktad�r. Özelikle k�rsal kesimde ya�ay�p, çocu�u olmayan

kad�nlar�n imkanlar�n�n bulunmamas� ya da ba�ka sebeplerle doktora gidememesi veya

gitmek istememesi durumunda hastal�klar� te�his ve tedavi amac� ile ba�vurdu�u inan��

ve i�lemlerin tümü, halk inan��lar� olarak tan�mlanmaktad�r. Bu inan��lar�n bir k�sm�

dinsel, bir k�sm� büyüsel, bir k�sm� ise halk hekimli�i ile ilgilidir19.

Yörede dinsel say�labilecek nitelikteki uygulamalar�n ba��nda türbe ziyareti

gelmektedir. Çocu�u olmayan kad�n, ak�amüzeri kutsal sayd��� bir yat�r� ziyaret eder.

Burada dua edip, adakta bulunur. O yat�rdan küçük bir ta� alarak döner. Gidi� ve

dönü�te hiç kimseyle konu�maz. Bu ta�� saklar ve bir hafta sonra 7 ta�a 7 yasin okur.

Böyle yapt��� taktirde çocuk sahibi olaca��na inan�r. Çocu�u dünyaya gelince biraz

büyüdükten sonra çocuklar�yla beraber türbeyi ziyaret edip, adaklar�n� yerine getirirler.

Yörede ziyaret edilen yat�rlar�n ba��nda özellikle �eyh Müslüm türbesi gelir20.

Suruç ve çevresinde ismi Muhammet olan 7 ki�iden veya 40 ki�iden çe�itli

e�yalar toplan�r. Toplanan e�yalar (para, alt�n, tah�l ürünü vb.) paraya çevrilerek, hacca

18 Makbule Yavuz, 1953 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Ayd�n Mahallesinde ikamet etmekte. 19 Feride Kaplan, 1962 Suruç do�umlu, �lkokul mezunu, Sarayalt� Mahallesinde ikamet etmekte. 20 M.Emin Atmaca, 1970 Suruç do�umlu, Önlisans mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte.

Page 21: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

giden birisine verilir. O ki�i de bu parayla hacda alt�n veya tunç bilezik al�r. Kad�n�n bu

bilezi�i eline takmak suretiyle çocuk sahibi olaca��na inan�l�r. Baz�lar� da bu niyetle

hacda çivi al�r ve kutsal belde de bir yere niyet ederek ve ada��n� adayarak çiviyi

çakar21.

Halk gelene�inde sa�l��� koruma hastal�klar� te�his ve tedavi i�lem ve

yöntemlerin bir bölümü büyücülük niteli�indedir. �kinci bölümde ise büyücülük ve

ak�lc� (rationneal) olarak tan�mlanmaktad�r22. Büyüsel nitelikte olanlarda ise hocalara

veya muska yapan �ah�slara ba�vurmak suretiyle yap�l�r. Onlardan muska al�n�r, onlar�n

okudu�u afsunlad��� üfürdü�ü sular içilir, yemi�ler yenir. De�i�ik bir adet de, alim veya

�eyh diye tan�nan birisinin yan�nda 7 de�i�ik renkte ip, 7 veya 40 iplik i�nesin üzerinde

okutulduktan sonra demir veya sac gibi bir madde ile kapat�larak boynuna takmak

suretiyle çocuk sahibi olaca��na inan�l�r. Yörede özellikle “Benzetme büyü”23

niteli�inde olan uygulamaya göre, çocu�u olmayan kad�n 40 tane çak�l ta�� toplay�p, bir

kez içine koyarak ba�lar ve kuluçkaya oturmu� tavu�un alt�na koymak suretiyle çocuk

sahibi olaca��na inan�l�r24.

Yörede do�um öncesi inan��lardan en önemlilerinden bir tanesi de do�acak

çocu�un cinsiyeti ile ilgili oland�r. Hamile bir kad�n misafir olarak bir yere gitti�inde,

kar�� taraf çocu�un cinsiyetini ö�renmek için �unu yapar. Bir sedirin alt�na makas, bir

sedirin alt�na da b�çak koyar. Hamile kad�n hangi sedirin üzerinde oturursa, ç�kacak

�eye göre çocu�un cinsiyetinin anla��laca��na inan�l�r. E�er alt�nda makas olan sedirin

üstünde oturursa k�z, alt�nda b�çak olan sedirin üstüne oturursa da erkek olaca�� inanc�

hakimdir25.

Hamile kad�n rüyas�nda b�çak ve tespih görürse erkek, makas, boncuk ve mendil

görürse k�z çocuk sahibi olaca��na inan�r26.

Çocuk sahibi olma arzusu dü�ün esnas�nda yap�lan en belirgin geleneksel

uygulama ile ortaya konmaktad�r. Gelin getirildi�i zaman kuca��na erkek bir bebek

verilir. Bazen de gelinin yata�� yap�ld�ktan sonra bir erkek çocuk yata��n üzerinde

21 Adile O�uz, 1935 do�umlu Suruç do�umlu, Tahsili yok, Yönlü Köyünde ikamet etmekte. 22 Pertey Naili Boratay, 100 Soruda Türk Folkloru, �stanbul 1973, s. 149-154. 23 Benzetme büyüsü: Bir olay�n, bir insan�n, bir hayvan�n, bir durumun, bir i�lemin vb. simgesel yada gerçek benzetimini yaparak asl�n� etkileme amac�n� güden büyü türü. 24 Emine Atmaca, 1945 Suruç do�umlu, Tahsili Yok, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet etmekte. 25 Zeliha Caymaz, 1958 Suruç do�umlu, Y�ld�r�m Mahallesinde ikamet etmekte. 26 Yaze Arslan, 1955 Suruç do�umlu, �lkokul mezunu, Sarayalt� Mahallesinde ikamet etmekte.

Page 22: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

yuvarlanmaktad�r. Bu uygulama gelinin çocuk sahibi olmas�n� hedeflemekle beraber,

onun do�uraca�� ilk çocu�un erkek olmas�n� da amaçlamaktad�r27.

Yörede çocu�un cinsiyetini belirlemek için yap�lan uygulamalardan birisi de

do�um yakla�t���nda çocu�a elbise dikilir. Bu elbise dikimi bittikten sonra kap�dan ilk

girenin cinsiyeti ne ise do�acak olan çocu�un da cinsiyetinin ayn� olaca��na

inan�lmaktad�r. �lk giren erkek ise çocu�un erkek, bayan ise k�z olaca�� inan���

yayg�nd�r. Ayr�ca hamile kad�n�n göbe�inin üstünde bir �i�kinlik varsa çocu�un erkek

olaca��na inan�l�r. Kad�n gökyüzünde Ay’�n görüldü�ü gün ve gecelerde do�um

yapacaksa, do�acak çocu�un erkek, di�er günlerde do�um yapacaksa k�z olaca��na

inan�l�r28.

Suruç ve çevresinde erkek çocu�a son derece önem verilmesine ra�men, k�z

çocuklar�na erkekler kadar ilgi gösterilmemektedir. Toplumun de�er yap�s�n�

inceleyecek olursak, bölge halk�n�n en önemli ve önde gelen özelli�inin “A�iretçilik

�uuru” oldu�unu görüyoruz. Kabileler aras� üstünlük ve “lider kabile” durumuna

gelebilmek için en önemli unsur erkek nüfusunun olmas�d�r. Bu durumun aile baz�ndaki

görüntüsü de “Peder�ahi (Ataerkil)” tarzda olmaktad�r. Erkek çocuk sahibi olmak

toplumun genel yap�s�nda “Sosyal �uur” olarak tan�mlanmaktad�r29.

Yöre halk�n�n de�er yap�s�na göre erkek çocuk sahibi olmak, bir prestij

kazand�r�r. Bir ailenin k�z çocuklar�n�n do�mas� ve erkek çocuklar�n�n do�mamas�

halinde erkek ba�ka bir kad�nla evlenmekle sorunu çözece�ine inan�r. Çünkü yöre halk�

taraf�ndan çocu�u olmay�p sadece k�z çocu�u olan ailelere de “oca�� kör”

denilmektedir30.

Yörede hamile olan kad�n�n yapmas� ve sak�nmas� gereken birtak�m uygulamalar

vard�r. Bunlar�n do�acak çocu�un fiziki yap�s�na, cinsiyetine, huy ve ki�ilik yap�s� ile

karakterine do�rudan tesir edece�ine inan�lmaktad�r. Nitekim kad�n�n hamileli�i

döneminde renkli gözlü ve güzel insanlara veya huyu, ahlak� ve ki�ili�i toplum

taraf�ndan be�enilen �ah�slara ya da aya bakarsa, ayva gibi belirgin özellikleri olan

meyve yerse, çocu�un bu ki�i ve varl�klar�n özelliklerine sahip olunaca��na

inan�lmaktad�r. Ayr�ca hamile kad�n�n a�erme döneminde zeytin yedi�inde, çocu�unun

gözlerinin siyah, ayva yedi�inde ise gamzeli olaca��na inan�lmaktad�r. Özellikle

27 Feride Baz, 1944 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 28 Naile Atmaca, 1960 Suruç do�umlu, �lkokul terk, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet etmekte. 29 Eyyüphan Öztunç, age, s. 13. 30 Kas�m Bu�an, 1940 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikili Mahallesinde ikamet etmekte.

Page 23: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

çocu�un anne karn�nda iken mavi gözlü bir kad�n�n kar��s�nda oynamas� halinde,

gözlerinin mavi olaca��na inan�lmaktad�r. Ayr�ca hamile kad�n�n bu dönemde yumurta

içmesi halinde çocu�unun yumurta gibi olaca��na, süt içti�inde ise beyaz tenli olaca��na

inan�lmaktad�r.

Hamile kad�n, bu dönemde ay�ya ve tav�ana da bakmaz. E�er bakarsa çocuk

bakt��� hayvana benzer. Tav�an eti yemez. Zira çocu�un üst dudaklar�n�n (irik) yarma

olaca��na inan�l�r31.

Yörede hamile olan kad�n, evde a��r i�ler yapmaz, çama��r y�kamaz ve a��r yük

kald�rmaz. Gece yaln�z d��ar�ya ç�kan, ate�i rasgele yerlere b�rak�p s�cak suyu

geli�igüzel döken anne aday�na birtak�m gizli güçlerin zarar verece�ine, kad�n�n

çocu�unu dü�ürece�ine veya çocu�un dünyaya sakat gelece�ine inan�l�r. Ayr�ca

hamilelik döneminde kad�na yeme içme yönünde sadece çay ve tuz yasakt�r. Çünkü

hamile kad�n�n tuzlu yiyecekler yedi�inde veya çay içti�inde elinin �i�ece�ine inan�l�r.

A�ermeden dolay� kad�n�n herhangi bir iste�i olursa, istedi�i �ey kendisine mutlaka

getirilir. A�eren kad�n�n can�n�n istedi�i yedirilemezse, çocu�un sakat olarak do�aca��

inanc� yayg�nd�r32.

b-Do�um Esnas�ndaki �nan��lar

Günümüzde Suruç ve çevresinde do�umlar�n ço�u hastanede, ebe taraf�ndan

yap�lmakla beraber özellikle k�rsal kesimlerde ya�ayan insanlar da evde tecrübeli ya�l�

bir kad�n taraf�ndan da yap�ld��� görülmektedir. Bu kad�na da halk aras�nda “ebe”

denilmektedir.

Yörede do�umu kolayla�t�rd���na inan�ld���ndan hamile kad�n gezdirilir, tuzsuz

yemekler yedirilir ve saç örgüleri çözülür. Ayr�ca do�umda zorlanan kad�n�n kocas�

taraf�ndan karn�na hafifçe bas�lmas�yla da do�umun kolayla�aca��na inan�lmaktad�r33.

Çocu�un do�umu babas�na do�um odas�nda bulunan birisi taraf�ndan

müjdelenir, baba da “müjde verme” denilen bah�i�i verir. Baba çocu�u müjdeleyen bu

habere kar��l�k müjdeyi verene bir hediye verir. Bu hediye genellikle para cinsinden

olup, miktar� ailenin maddi durumuna göre de�i�ir 34.

31 Feride Baz, 1944 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 32 Emine Atmaca, 1956 Suruç do�umlu, Tahsili yok, �eryan� Köyünde ikamet etmekte. 33 S�raç Yavuz, 1953 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet etmekte. 34 Zeliha Caymaz, 1958 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Y�ld�r�m Mahallesinde ikamet etmekte.

Page 24: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Çocuk do�ar do�maz çocu�un cinsiyeti anneye söylenmez. Çünkü k�z oldu�u

taktirde anne çok üzülür. Fakat erkek olursa ba�ta anne ile birlikte ailenin tüm fertleri

sevinir35.

Suruç ve çevresinde çocu�unu dü�ürmek isteyen kad�n�n bir bidona suyu

�s�tmas� ve bu suyun içine girmesi ile çocu�unun dü�ece�ine inan�l�r36.

c- Do�um Sonras� �nan��lar

Do�an çocuk y�kanarak çocu�un vücudunu sertle�tirdi�ine inan�ld���ndan

ba��ndan tuzlu su dökülür, havluya kurulan�p giydirilir. Çocu�un gözlerinin dünyay� ilk

görmesinden dolay� gözü a�r�mas�n diye gözüne limon damlat�larak be�i�e yat�r�l�r.

Ayr�ca çocu�un ba��n�n güzel ve yuvarlak olmas� için de ba�� güzel ve yuvarlak bir

�ekilde ba�lan�r37.

Çocuk do�duktan sonra göbe�i kesilir ve ba�lan�r. Göbek kuruyana kadar halk

ilaçlar� sürülür. Nas�l gebe kad�n yedi�i içti�i �eylerin, bakt��� kimse ve hayvanlar�n

karn�ndaki çocu�u etkileyece�i tasar�m� ve inanc� varsa, çocukla göbe�i aras�nda da

ayn� inanç söz konusudur. Çocu�un gelece�ini ilerdeki u�ra��s�n� ve i�ini etkileyece�i

inanc�yla göbek geli�igüzel at�lmaz. Göbek kuruyup dü�tükten sonra ailelerin görü� ve

iste�ine göre göbek baz� yerlere gömülür. Bu yerler çocu�un ilerde seçece�i mesle�e

göre de�i�ir. K�zlar�n göbe�i ev han�m� olsun diye genellikle evin temeline gömülür,

erkeklerin göbe�i ise ilerde bu i� sahibi olsun diye herhangi bir kurum kurulu� veya i�

yerine gömülür veya çocuk dindar olsun diye bir camii avlusuna gömülür. Ayr�ca

çocuk, evine ve ailesine ba�l� olsun diye göbek ba��n� yast���n içine koyanlar da vard�r.

Nazar de�mesinden sak�n�ld���ndan yeni do�an çocuk herkese gösterilmez. Lo�usa

kad�na sütünün bol olmas� için un, �eker ve su ile yap�lan kat� bir yemek yedirilir.

Çocu�a ise ya�la kar��t�r�lm�� çivit yedirilir. Çocuk do�duktan üç gün sonra emzirilir38.

Do�um yapan kad�n, do�umun ilk haftas�nda cinlerin kendisine ve çocu�una

zarar vermesini engellemek için, su içerken su tas�n�n veya barda��n içine çuvald�z veya

çelik bir çubu�u suyun içine bat�r�r. Yörede böyle yap�lmad��� taktirde kad�na veya

çocu�a bu cinin ku� suretinde gelerek öldürece�ine inan�l�r. Ayr�ca Cin’in anneye zarar

vermesini engellemek ve çocu�u öldürmesine mani olmak için ku� k�l���nda çocu�una

35 Yaze Arslan, 1952 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Sarayalt� Mahallesinde ikamet etmekte. 36 Adile Kutlu, 1950 Suruç do�umlu, Tahsili yok, �eryan� Köyünde ikamet etmekte. 37 Emine Atmaca, 1940 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet etmekte. 38 Y�ld�z Özdemir, 1963 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet etmekte.

Page 25: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

sald�r�p da, o ku�u öldürmek suretiyle çocu�unu o sald�r�dan korudu�una inan�lan bir

aileden bir bez parças� al�narak, be�ik veya çocu�un kunda��na ba�lan�r ki o ku�lar�n

böylelikle çocu�a yakla�amayaca��na inan�l�r. Çocuk do�duktan sonra göbek kesimi,

göbek ad� koyma, ad koyma, kundak vb. de�i�ik adetler uygulanmaktad�r. Çocuk

do�duktan üç gün sonra ismi konur. �sim koyma i�lemi çevrede dindar olarak bilinen

biri taraf�ndan yap�lmaktad�r. Halk aras�nda ki�i ad�n�n anlam�yla tan�nd���ndan ve

ad�na göre bir ki�ilik sahibi olaca��na inan�ld���ndan isimlerin yörede tan�nan büyük

�ahsiyetlerin ismi veya anlam� güzel olan farkl� isimler konulur. Çocu�a isim koyacak

olan ki�i abdestli olarak isim koyma i�lemine ba�lar. �lkin çocu�un sa� kula��na ezan

okunarak akabinde çocu�un ismini normal bir ses tonuyla üç defa söyler, daha sonra sol

kula��na kamet okuyarak akabinde yine normal bir ses tonuyla sol kula��na dört defa

ismini söyler. Böylelikle çocu�a isim koyma i�lemi sona ermi� olur39.

Ayr�ca yörede göbek ad koyma gelene�i de yayg�nd�r. Çocuk do�du�unda

göbe�i kesilirken konan ada “göbek ad” denilmektedir. Ço�unlukla dinselli�iyle ün

yapm�� �ah�slarla, kutsal kitaplardan seçilen bu adlar resmi kay�ta geçti�i gibi kayda

geçmeden de çocuklar�n anne babalar�, akrabalar� ve yak�nlar� taraf�ndan kullan�l�r. Öte

taraftan çocu�un anne ve babas�n�n, aile büyüklerinin gönüllerini almak ve onlar�

sevindirmek için göbek ad�n� aile büyüklerinin ad�n� koydu�u da görülmektedir40.

E�er aile çocu�unun birtak�m geleneksel uygulamalar sonucu do�du�una

inan�yorsa yapmaya söz verdi�i �eylerle ilgili isim vermek durumundad�r. K�rk

Muhammed isimli çocu�a sahip aileden para toplay�p hacda çivi yapt�ranlar veya

bilezik getirip takt�ranlar, o�ullar� olursa ad�n� Muhammed koyarlar. Ziyaret yerlerine

gittikleri için çocuk sahibi olduklar�na inananlar ise gittikleri ziyaret yerinin ad�n�

çocuklar�na koyarlar. Bu adlar genellikle �eyh Müslüm, �eyh Nas�r, �brahim Halil e�er

k�z ise �slim gibi isimlerdir. Mübarek geceler veya önemli günlerde do�anlara bu

günlerle ilgili isimler tak�l�r. Y�lba�� gecesi do�ana Y�ld�r�m, Ramazan da do�ana

Ramazan, bayramda do�ana Bayram, Kadir gününde do�ana Kadir k�z ise Kadriye,

Recep ay�nda do�anlara Recep, Muharrem ay�nda do�anlara Muharrem, �aban ay�nda

do�anlara ise �aban ismi tak�l�r41.

Kad�n do�um yapt�ktan sonra akrabalar�, kom�ular� ve yak�nlar� taraf�ndan

ziyaret edilir. Bu ziyaret hem soya ve sülaleye yeni bir üye kazand�ran annenin, hem de

39 �emsettin Uluda�, 1957 Suruç do�umlu, Ortaokul mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 40 Gül Atmaca, 1970 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet etmekte. 41 Müslüm Ta�demir, 1950 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Y�ld�r�m Mahallesinde ikamet etmekte.

Page 26: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

ileride toplum içerisinde yerini alacak olan çocu�un kutlanmas� amac�yla yap�l�r.

Kom�uluk ili�kilerinin peki�tirilmesinde, �u ya da bu nedenlerle gev�emi� olan ba�lar�n

yeni ba�tan sa�lamla�t�r�lmas�na da olanak sa�layan bu kutlama ziyareti “bebe görmeye

gitme ad�yla” an�lmaktad�r. Anneyi ziyaret ederek yeni do�mu� çocu�u görme,

do�umun ilk üç gününden ba�lay�p k�rk�nc� gününe kadar uzamaktad�r. Çocu�u

görmeye gitmenin yayg�n ve geçerli kural� çocu�a bir arma�an götürmektir. Arma�an

genellikle ilk ziyarette götürülür. Çocu�a götürülen hediyeler, ziyaret edenin aileye

yak�nl���na ve uzakl���na, zengin ve yoksullu�una, törelere ba�l� olup olmay���na göre

de�i�ir. Ayr�ca hediyelerin seçili�inde pahal� ya da ucuz olu�unda birtak�m hesaplar�n

yap�ld��� da bilinmektedir. Çünkü hediye kar��l�k esas�na göre i�ler. Anne aday�,

gelinler, do�uracak gelin sahibi kaynanalar, evlenme ça��nda çocuklar� bilinenler “nas�l

olsa o da benimkine getirir” dü�üncesiyle hareket ederler. Aileye çok yak�n olanlar

genellikle alt�n götürürken, di�er dost ve akrabalar çocuk giysileri götürmektedirler.

Ayr�ca yörede do�um yapan anneye kom�ular�nca do�umdan sonraki ilk hafta

içerisinde anneye kendini çabuk toplas�n diye süt, yo�urt ve yöre tabiriyle “Olor (un,

�eker kar���m�)” vb. �eyler götürülür42.

�lk kez soka�a ç�karken çocu�un ba��n�n üzerinde üzerlik tohumunu döndürerek

ate�e atarlar ve ba��ndan kur�un dökerler. Bunlar göz ve nefes de�mesine kar�� al�nan

tedbirlerdir43.

Lo�usa kad�n ve erkek yaln�z b�rak�lmaz. Lo�usan�n yan�nda mutlaka bir erkek

yatmal�d�r. E�er yaln�z kal�rsa ba�ucuna Kuran konur. Gece yaln�z yatarsa ba� ucuna

süpürge, yast���n üzerine de çuvald�z bat�r�l�r. Lo�usaya yap�lan kat� yemeklerin içine

çuvald�z konulur. �nanca göre cinler çuvald�zdan korkarlar. E�er çuvald�z� cinlerin

gö�üslerine bat�r�rsan, o cinin insana kul köle olaca��na inan�l�r44.

Bebe�in bezleri d��ar�da b�rak�lmaz, y�ld�zlar gördü�ünden iyi say�lmaz. Bez

yere at�l�rsa kedi i�er derler. Böyle oldu�u taktirde bebek dabaz döker, alt� yara olur.

Yörede çocu�un k�rk� dolmadan evden eve ate� verilmez ve al�nmaz. Üzücü bir �eyin

olaca��na inan�l�r45.

Çocu�un göbe�i dü�tüyse yedinci gün y�kan�r. On be�inci gün ise lo�usa,

hamama götürülür. Bir kap içinde yumurta k�r�l�r. Tuzla kar��t�r�larak lo�usan�n bütün

42 Selvi Arslan, 1942 Suruç do�umlu, Tahsili Yok, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet etmekte. 43 Emine Atmaca, 1945 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet etmekte. 44 Adile Kutlu, 1950 Suruç do�umlu, �eryan� Köyünde ikamet etmekte. 45 Yasemin Gül, 1982 Sivas do�umlu, Önlisans Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte.

Page 27: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

vücuduna sürülür. Otuzuncu gün tekrar hamama gidilir ki buna “ay hamam�”

denilmektedir46.

Do�an çocuk k�z da olsa, o�lan da olsa k�rk�nc� gün muhakkak k�rklan�r. K�rk

ç�karmaya “k�rk� dökülmek” denilmektedir. K�rk�nc� gün anne ve çocuk hamama

götürülürek y�kan�r ve temizlenir. En sonunda da bir tasa su konur. Ya�l� bir kad�n ba�

parma��n� ayn� �ekilde k�rk kere suya koyar ve tekrar ç�kar�r. Daha sonra Lo�usan�n

ba��ndan bu suyu döker. Ayn� i�lemler çocu�a da yap�l�r. K�rk� dökülünce haram ve

pislik dökülüp gitmi�tir inanc� vard�r. K�rk� dolmam�� iki lo�usan�n sokak ya da

hamamda kar��la�mas�n�n u�ursuzluk getirece�ine inan�lmaktad�r. Do�umdan k�rk güne

kadar çocuk yaln�z b�rak�lmaz, cin çarpaca��na inan�l�r47.

Çocu�un ilk di�i ç�kt���nda bulgur, nohut ve m�s�r kaynat�l�r. Bunlar kaynad���

zaman “hedik” diye isimlendirilir. Hedikler çocu�un �apkas�n�n önüne dizilir ki bu da

çocuk için e�lence olur. Hedik ayn� zamanda akraba ve kom�uya da da��t�l�r. Akraba ve

kom�ular hedi�i tuzlayarak yedikten sonra, içinde hedik getirilen taba�a bir miktar para

koyarlar. Çocu�un ailesi bu paralarla çocu�a elbise al�r. Al�nan elbise çocu�a

giydirilince çocu�un çok geçmeden di� ç�karaca��na ve di�lerinin dar� ve inci gibi güzel

ve sa�l�kl� olaca��na inan�l�r48.

Çocu�un geli�mesi için en önemli besin kayna�� anne sütüdür. Bunun yan�nda

inek sütü ve baz� sulu besin kaynaklar�ndan da faydalan�l�r. Kad�n�n lo�usal�k

döneminde ve sonras�nda sütünün bol olmas� için kad�na tatl� ve sulu g�dalar yedirilir.

Do�um yapan kad�n�n yan�na gidilirken de süt veren hayvanlar� yoksa özellikle süt ve

süt ürünleri götürülür. Anne sütünün çocu�a zarar vermemesi için kad�na ac�l� ve hazm�

zor yiyecekler yedirilmez. Ayr�ca yörede sütü bebe�ine yetmeyen anneler, “süt

boncu�u” denilen boncu�u boynuna takar. Bu boncuk beyaz renkli ve ku� yumurtas�

gibidir. Bu boncu�u takanlar�n sütünün artaca��na inan�l�r49.

�lçede yeni do�an çocu�u birtak�m hastal�klardan ve a�r�lardan korumak için

yöresel ilaçlar yap�l�p çocu�a içirilmektedir. Bu ilaçlardan birisi süt çocuklar�n�n

sanc�lar�n� (gazlar�n�) gidermek için k�rk çe�it ottan yap�lan “çelderman” (k�rk ilaç)

ilac�d�r. K�rk çe�it ottan havanda dövülmesiyle elde edilen bu ilaç, bir beze sar�larak

suda eritilerek çocu�a içirilir. Yörede uykusu olmayan çocuklara verilen ve tablet

46 Yaze Aykut, 1953 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet etmekte. 47 Adile O�uz, 1935 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Yönlü Köyünde ikamet etmekte. 48 Hacire Da�tekin, 1960 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Hürriyet Mahallesinde ikamet etmekte. 49 Yasemin Gül, 1982 Sivas do�umlu, Önlisans Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte.

Page 28: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

halinde haz�rlanan ilaca “mürre” denilir. Tablet bir ka��kta suda eritilerek uyumayan

çocu�a verilir. Böyle yapmakla çocu�un uyku bozuklu�unun giderilece�ine inan�l�r.

Ayr�ca süt çocuklar� için sanc� kesici alet olarak kullan�lan di�er bir ilaçta “azva” d�r.

Azva bir ka��kta suda eritilerek sanc�lanan çocu�a verilirse çocu�un sanc�lar�n�n

kesilece�ine inan�l�r50.

Suruç ve çevresinde çocuk emekleyinceye dek kundak ile ba�lan�r. E�er kundak

ba�lanmaz ise çocu�un ayaklar�n�n çarp�k ve vücudunun düzensiz olaca��na inan�l�r.

Çocuk yürümeye ba�lad��� dönemde yürüyü�ünün güzel olmas� için “köstek k�rma”

uygulamas� yap�l�r. “Köstek k�rma” halk aras�nda de�i�meyen adetlerdendir. Köstek

k�rma �u �ekilde yap�l�r. Çocu�un aya��n�n ba�parmaklar�na çok ince bir ip ba�lan�r. Bu

ip genellikle k�rm�z� olur. K�rm�z� ip, çocu�un ayaklar�na ���k, ayd�nl�k verir ki

ayaklar�n� ta�a vurmas�n. �p ba�land�ktan sonra h�zl� ko�an iki gençten biri ipi keserek

ko�maya ba�lar, di�eri onu kovalar. �pi koparan yakalanmazsa çocu�un kendi ko�an,

i�ini bilen, cengâver birisi olaca��na inan�l�r. Daha sonra yiyecekler ve tatl�lar

da��t�larak çocuklar sevindirilir. Genellikle a�ure, dar� bulguru gibi yiyecekler yap�larak

e�, dost ve akrabaya da��t�l�r. Birtak�m insanlar k�z çocu�unun köste�ini kesmezler.

Köste�i kesilen k�z�n, büyüdü�ünde kaç�r�laca��na inan�l�r. Çocukla ilgili daha de�i�ik

inan��larda vard�r. Çocuk yürüyene dek, t�rnaklar� kesilmez. E�er kesilirse h�rs�z

olaca��na inan�l�r51.

Suruç ve çevresinde çok çocuk sahibi olma gelene�i yayg�n olmakla beraber,

beslenme yetersizli�i ve bak�ms�zl�k sonucu küçük ya�ta ölen çocuk say�s� fazlad�r. Çok

çocuk yapan kad�n sa�l�ks�z dü�tü�ünden, çocu�u da sa�l�ks�z do�maktad�r52.

Yeni do�um yapm�� kad�n�n mezar� k�rk gün aç�kt�r derler. Do�um yaparken

ölen kad�n �ehit say�lmakta ve cennete gitti�ine inan�lmaktad�r. Çocuk ölü de do�sa,

nefes al�p biraz sonra da ölse mutlaka kefenlenerek gömülür. Kefelenmeden bir kenara

gömülürse günah say�l�r. Çocuklara melek gözüyle bak�ld���ndan cenaze namaz�

k�l�nmaz. Hatta uykusunda gülen çocu�un melekler taraf�ndan güldürüldü�ü yorumu

yap�lmaktad�r53.

50 Besi F�rat, 1955 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Mür�itp�nar Caddesinde ikamet etmekte. 51 �mam Unutur, 1955 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Hürriyet Mahallesinde ikamet etmekte. 52 Yasemin Gül, 1982 Sivas do�umlu, Önlisans Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte. 53 R�fat Yavuz, 1950 Suruç Do�umlu, �lkokul mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte.

Page 29: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

2- Do�um �le �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi

Geleneksel Türk dinleri incelendi�inde görülecektir ki, �imdiki halk inançlar�n�n

hemen hemen tümünün o dinlerin uzant�s� oldu�u görülür. Türbe ziyaretlerinin d���nda

bir de kutlulu�una inan�lan yerler, çocu�u olmayan kad�nlar taraf�ndan ziyaret

edilmektedir. K�s�r kad�nlar�n çocuk sahibi olmak için yapt�klar� uygulamalar

geleneksel Türk Dini dönemlerinden gelmektedir. Türk topluluklar�nda her türlü

kötülüklerden korunmak amac�yla muska kullanmak adeti yayg�n bir gelenekti54. Hatta

Do�u Türkistan’da yap�lan arkeolojik ara�t�rmalar sonucu Budist ve Maniheist Türklere

ait muskalar bulunmu�tur. Yakut Türklerinde ise özellikle erkek çocuk isteyen

kad�nlar�n �amanlara ba�vurduklar�, �amanlarca afsunland�klar� görülmektedir55.

Türkler Anadolu’ya geldiklerinde �aman, Budist, Maniheist rahiplerin i�levlerini

ayn� amaçla Anadolu’da muska yazma ve büyü tekniklerinde uzman hocalar�n ald���n�

görmekteyiz. Burada kad�n�n k�s�rl���na kötü ruhlar�n sebep oldu�una inan�lmaktad�r.

Muskadaki sihir arac�l��� ile kötü ruhlar�n sebep oldu�u k�s�rl�k hastal��� kovulmakta,

böylelikle kad�n iyile�mektedir56. Oysa çocu�u olmayan kad�nlar�n ba�vurdu�u muska

Hz. Peygamberin sünnetinde yasaklanm��, buna inanan kimselerin �irk ko�makta

olduklar� ifade edilmi�tir. Çünkü tevhit dü�üncesi ihlal edilmektedir. �ifay� da hastal���

da veren Allah’t�r. Allah inanc� gölgede b�rak�larak muska vb. �eylere önem vermek

tevhid ilkesine z�t olan, içinde �irk unsuru ta��yan bir inançt�r57.

Suruç ve çevresinde uygulanan türbe ziyaretleri pratiklerinin izlerini Orta Asya

Türklerinin inan�� ve uygulamalar� aras�nda bulmak mümkündür. Bu pratikler

Geleneksel Türk Dini inançlar�ndan “yer-sub” inanc�na girmektedir. Eski Türkler

tabiatta birtak�m gizli güçlerin varl���na inan�yorlard�. Bu husus aç�k �ekilde “yer-sub”

tabiri ile Orhun Kitabelerinde ifadesini bulmaktad�r. Ayn� inan�� “yir-suv” tarz�nda

Uygurlarda da vard�. Bunlar “�duk” yani kutsal idiler58. Gök-Türklerin “�duk-yersub”

(mukaddes yer-su) ile ifade ettikleri mefhum hem koruyucu ruhlar hem de vatan idi.

“Eçümiz apam�z tutmu� yer-sub” (atalar�m�z�n idare etti�i yer-su) cümlesindeki “yer-

su” vatan kültü olan “yer-su”dur59.

54 Ali Selçuk, Tahtac�lar, �stanbul 2004, s. 155. 55 Ali Selçuk, age, s. 156. 56 Ali Selçuk, age, s. 156. 57 Ali Çelik, �slam’�n Kabul veya Reddetti�i Halk �nançlar� -Hicaz Bölgesi-, �stanbul 1995, s. 289. 58 �brahim Kafeso�lu, Eski Türk Dini, Ankara 1980, s. 42. 59 Abdulkadir �nan, Eski Türk Dini Tarihi, �stanbul 1976, s. 31.

Page 30: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Eski Türklerde de çocuk sahibi olamayan kad�nlar�n yapt��� birtak�m pratikler

söz konusudur. Yakutlarda çocuk sahibi olmayan kad�nlar�n mukaddes bir a�aç dibinde

ak boz at derisi üzerinde “Yer sahibine” dua ettikleri görülmektedir. Bu amaçla “�duk

kurban�” uygulamas�na da rastlanmaktad�r. K�rg�z-Kazak kad�nlar� çocuk sahibi olmak

amac� ile sahrada tek ba��na biten a�aç ve kutlu p�nar�n yan�nda “koyun kurban�” kesip

gecelemektedir60.

Suruç ve çevresinde do�umdan hemen sonra görülen göbek ba�� ile ilgili

uygulamalar Türkiye’nin birçok yerinde mevcuttur. Yörede görülen göbek ba��n�n

gömülmesi âdeti Orta Asya Türk gelene�inin devam� olarak kar��m�za ç�kmaktad�r.

Kazak, K�rg�z ve Yakut Türklerinde çocuk dünyaya geldi�inde ziyafet verilmektedir.

Ebe bu ziyafet için bu�day unundan bir yemek yapmakta, kad�nlar yemek yedikten

sonra çocu�un e�ini (göbek ba��n�) bir çukura gömmektedirler61. E�’in yan�na yemek ve

ka��k b�rak�lmas� ona ya�ayan bir insan gibi muamele edildi�ini göstermektedir. Bu

uygulama Türklerdeki defin töreni ile benzerlik göstermektedir62.

Suruç ve çevresinde tespit etti�imiz “cin çarpma” inanc� ve ondan korunmak için

al�nan tedbirler Anadolu’da yayg�n oldu�u gibi bütün Türk topluluklar�nda yayg�n olan

“albast�” inan���yla paralellik arz etmektedir. Yörede albast�dan korunmak için

ba�vurulan çare, biraz farkl� da olsa Türkiye’nin birçok yöresinde yayg�n olarak

uygulanmaktad�r. Orta Asya Türk topluluklar�nda K�rg�z, Kazak ve Ba�kurt Türkleri

albast�y� keçi veya tilki suretinde tasavvur etmektedir63. Gagavuzlar ise albast�y� kötü

ruhlu bir dev suretinde dü�ünmekte, Lo�usa kad�n� onun kötülüklerinden korumak için

yast���n alt�na makas koymakta, odas�nda süpürge bulundurmakta ve lo�usa kad�n�n

bulundu�u odada k�rk gün mum yakmaktad�r64. Yukar�da bahsetti�imiz Türk

topluluklar�nda albast�n�n bir hayvan �eklinde tasavvur edilmesiyle Suruç’ta cinin ku�

�eklinde tasavvuru aras�nda bir benzerlik oldu�u görülmektedir.

Öte yandan k�rklama töreni dedi�imiz lo�usa ve çocu�un hamama götürülüp

y�kanmas� Suruç ve çevresinde görüldü�ü gibi bütün Anadolu’da yayg�nd�r. Toplum

taraf�ndan lo�usa kad�n ve çocu�u do�umdan sonra k�rk gün dinen kirli kabul edilir.

Kad�n ve çocu�un k�rklama töreni bir tür temizlenme ritüeli olarak kabul edilebilir65.

60 Ünver Günay-Harun Göngür, Ba�lang�çtan Günümüze Dinler Tarihi, �stanbul 1977, s. 9. 61 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, Ankara 1995, s. 158. 62 Ali Selçuk, age, s. 158. 63 Abdulkadir �nan, Makaleler ve �ncelemeler, s. 259-261. 64 Abdulkadir �nan, Makaleler ve �ncelemeler, s. 169-170. 65 Ali Selçuk, age, s. 162.

Page 31: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Do�umdan sonra kad�n�n dinen kirli oldu�u inanc� ba�ta Tevrat olmak üzere di�er din

kitaplar�nda da yer almaktad�r. Yahudilere göre kad�n do�um sonras� otuz gün kirli

kabul edildi�i için, onun kutsal bir nesneye dokunmas�, ibadet yerlerine girmesi

yasaklanm��t�r. Nitekim Tevrat’ta “ RAB Musa’ya �öyle dedi : “�srail halk�na deki, bir

kad�n hamile kal�p erkek çocuk do�urursa, adet gördü�ü günlerde oldu�u gibi yedi gün

kirli say�lacakt�r. Çocuk sekizinci gün sünnet edilmeli, kad�n kanamas�ndan paklanmak

için otuz gün bekleyecek. Pak say�lmas� için geçmesi gereken bu günler doluncaya dek

kutsal bir �eye dokunmayacak, tap�na�a girmeyecek. Ancak k�z çocuk do�urursa adet

gördü�ü günler gibi iki hafta kirli say�lacakt�r. Kanamas�ndan paklanmak için altm��

gün bekleyecektir66. Ayr�ca k�rklama törenine benzer bir uygulamay� Gagauz

Türklerinde de görmekteyiz. Gagauzlar’da çocuk do�duktan k�rk gün sonra vaftiz

edilmektedir67.

B- SÜNNET �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES�

1- Sünnet ile �lgili �nan��lar

Suruç ve çevresinde sünnet olacak ki�inin ya�� genellikle 2-15 ya� aras�d�r.

Ancak çocu�un en geç on be� ya��na varmadan sünnet edilmesine özen gösterilir. Son

dönemlerde özellikle ilçe merkezinde ya�ayan anne ve babalar çocuklar�n� erken

ya�larda sünnet etmelerine ra�men, k�rsal kesimde 10 ya��ndan önce sünnet edildi�i çok

nadir olarak görülmektedir. Genellikle aileler çocuklar� toplu sünnet etmeyi

dü�ündükleri için ilk çocu�u beklemektedirler. Burada hepsi bir arada ç�ks�n dü�üncesi

egemendir. Böyle bir durumda en küçük çocu�un ya�� pek hesaplanmaz68. (Ek-6).

Yörede sünnet zaman� ve mevsimi olarak en çok sonbahar ve k�� mevsimi

seçilmektedir. Çocuklar�n okul durumlar�, yaran�n iyile�me süresi ve yaz aylar�nda

ailelerin ço�unun mevsimlik i�çi olarak pamu�a gitmesi bu iki mevsimin seçilmesinde

rol oynamaktad�r. Gün olarak da genellikle sünnet töreni de yap�ld��� için Cumartesi ve

Pazar günleri tercih edilir69.

66 Kutsal Kitap, Levililer XII/ 2-5 Bab, �stanbul 2003. 67 Harun Göngür, Türk Bodun Bilimi Ara�t�rmalar�, Kayseri 1998, s. 183. 68 Pa�a Baz, 1944 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Sarayalt� Mahallesinde ikamet etmekte. 69 H.�brahim, �slamo�lu 1942 Savur do�umlu, Enstitü Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte.

Page 32: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Yörede geçmi� dönemlerde sünnet genellikle “sünnetçi” diye tan�nan �ah�slar

taraf�nda yap�lmaktayd�. Fakat günümüzde bu �ah�slardan çok doktorlar tercih

edilmektedirler70.

Çocu�unu sünnet edecek olan ki�i e�, dost ve akrabalar�na sünnet töreni için bir

davetiye gönderir. Davetliler de sünnet törenine kat�larak ellerinden geldi�i ölçüde tören

sahibine katk�da bulunurlar. Toplanan paralar kirvenin önüne konulur ve say�l�r.

Toplanan para miktar� aç�klan�r. Türk toplumunda kirveli�in yeri ve önemi çok

büyüktür. Kirvelik, bir erkek çocu�un sünnet töreninin külfet ve masraflar�n� ba�ka bir

ailenin büyü�ünün üzerine almas� ile iki aile gurubu aras�nda kurulan sanal akrabal��a

verilen add�r. Kirve, esas itibari ile sünnet töreninin masraflar�n� k�smen de olsa

yüklenecek ve tören s�ras�nda çocu�u kuca��na alarak ç�rp�nmas�na engel olacak

kimsedir. O�lunu sünnet ettirecek ya da evlendirecek ailenin kirveli�ini yapacak uygun

birisi bulunur. Seçilen adaya kirvelik önerilir. Aday genellikle öneriyi kabul eder. Zira

kirvelik, bir onur ve itibar meselesidir71.

Kirvelik kabul edilmi�se, kirveye uygun bir hediye gönderilir. Bu çocuklar�n

sünnetine ya da delikanl�n�n evlenmesine i�arettir. Kirve ho�nutlukla al�r. Sünnet söz

konusu ise, çocuklar�n sünnet elbiselerini yapt�r�r; evlenme ise dü�ün, süpha72, hamam,

yemek ve di�er törenleri üstlenir. A�ç�ya, davulcuya, berbere, kahveciye ve gereken

yerlere damat ile birlikte bol bol bah�i� verir. Damat, gerde�e giderken haz�r bulunur.

Dü�ünlerden sonra uygun bir hediye ile evli çifte ziyarete gider73.

Kirve, ailenin bir üyesidir. Genellikle aileler aras�nda çok s�k� ili�kiler kurulur.

Bu ili�ki kan ba�� kadar yo�un ve güçlüdür. Ancak bu ba� her iki ailenin birbirlerine k�z

al�p vermesine engel de�ildir. Kirvenin sayg�nl��� ve otoritesi tart���lmaz. Kirvelik

babadan o�ula geçer. E�er arada çok önemli bir problem ç�kmazsa kirvelik ba�� asla

kopmaz. 5-10 soy ötelerden gelen kirvelikler vard�r. Kirvenin o�lu olmaz ise

kendisinden sonra kirvelik de noktalanm�� olur74.

Günümüzde sünnet için toplanan yard�mlar ho� görülmedi�inden art�k sünnet

törenlerinde para toplama yok denecek kadar azd�r. Fakat kirvelik etkinli�ini devam

70 Mustafa Polat, 1930 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, 11 Nisan Beldesinde ikamet etmekte. 71 Sedat Veyis Örnek, age, s. 183. 72 Süpha : Dü�ünde verilen yemeklerin genel ad�d�r. Süpha yeme�ine çevredeki tan�d�k tan�mad�k herkes istisnas�z davetlidir. En az 300-400 ki�i için haz�rlanan süpha yeme�inin amac� akrabalar� a��rlaman�n yan�nda muhtaç ve dü�kün kimselerinde kar�nlar�n� duyurmakt�r. 73 Fuat Genç, 1965 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 74 Osman Atmaca, 1955 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Kara Köyünde ikamet etmekte.

Page 33: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

etmektedir. E�er “bayraml�k” denilen para toplama olursa, paralar�n toplanmas�n�n

akabinde yemek yenilerek sünnet törenine geçilir ve onun da akabinde tüm davetliler

da��l�r. Yörede aileler çok çocuklu oldu�undan ve sünnetlerde de genellikle yemek

verildi�inden sürekli masraf olmas�n diye aile içerisinde sünnetler toplu yap�l�r75.

Sünnet olan çocuklar�n annelerinden bir k�sm� “oklavay�” çevirirler. Çünkü

böylelikle çocuklar�n�n penislerinin düz olaca��na ve çabuk iyile�ece�ine inan�l�r. Ergin

ya�ta sünnet olan çocu�un ba��nda ailesinden birisi sünnet olan ergin ihtilam olmas�n

diye, sabaha kadar uyumadan ve onu da uyutmadan bekler. Sünnet olan çocu�un

a�larken a�z�na konup ç�kar�lan �ekerin a�r�ya iyi geldi�ine inan�l�r76.

2-Sünnet ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi

Sünnet uygulamas� Anadolu’nun her yöresinde Müslümanlar taraf�ndan dini bir

gelenek olarak icra edilmektedir. Geleneksel Türk dininde sünnet olma gelene�i

bulunmamaktad�r. Sünnet uygulamas�n�n Yahudilikle birlikte dini bir anlam kazand���

anla��lmaktad�r. Dolay�s�yla dini anlamda Sami kültürünün bir ürünü olarak kar��m�za

ç�kan sünnet ayini Türklerin Müslümanl��� kabul etmesiyle birlikte onlar aras�nda

�slamiyet’e giri� ritüellerinden biri olarak uygulanmaya ba�lanm��, ayn� anlay��la da

devam etmi�tir77. Kuran-� Kerim’de sünnet ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmamakla

beraber gerek hadis kaynaklar�nda gerekse Yahudi kutsal kitab� Tevrat’ta yaz�ld��� gibi

sünnetin ilk olarak Hz. �brahim döneminde ba�lan�ld��� bilinmektedir.

Ebu Hureyre (r.a) ‘dan Hz. Muhammed’in “�brahim (a.s) seksen ya��nda oldu�u

halde (�am mülhak�ndan) Kaddum köyünde sünnet oldu” dedi�i rivayet olunmu�tur78.

Yine Ebu Hureyre’den gelen bir rivayetle (Kaddum yerinde ) muhaffef olarak Kaddum

varid olmu�tur (ki, marangoz aleti olan keserle sünnet oldu demektir.)79.

Yahudilerin kutsal kitab� Tevrat’ta da Allah, Hz. �brahim’den ve zürriyetinden

gelecek olanlardan ahit olarak her erkek çocu�un sünnet edilmesini ister. “Seninle ve

soyunla yapt���m antla�man�n ko�ulu �udur: Aran�zdaki erkeklerin hepsi sünnet

edilecek. Sünnet olmal�s�n�z. Sünnet aram�zdaki antla�man�n belirtisi olacak. Evinizde

do�mu� ya da soyunuzdan olmayan bir yabanc� sat�n al�nm�� köleler dâhil sekiz günlük

her erkek çocuk sünnet edilecek. Gelecek ku�aklar�n�z boyunca sürecek bu. Evinizde 75 M.Emin Atmaca, 1970 Suruç do�umlu, Önlisans Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte. 76 Bak�r Akku�, 1958 Suruç do�umlu, Lisans mezunu, Dikili Mahallesinde ikamet etmekte. 77 Ali Selçuk, age, s. 165. 78 �brahim Canan, Kütübb-i Site C.VII, Hadis; 2150, s. 41. 79 �brahim Canan, age, Hadis: 2151, s. 42.

Page 34: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

do�an ya da sat�n ald���n�z her çocuk kesinlikle sünnet edilecek. Bedeninizdeki bu

belirti sonsuza dek sürecek antla�man�n simgesi olacak. Sünnet edilmemi� her erkek

halk�n�n aras�nda at�lacak, çünkü antla�mam� bozmu� demektir”80.

�brahim ahit gere�i, kendisi doksan dokuz, �smail’i de on üç ya��nda iken ayn�

gün sünnet olurlar. Öte yandan Sara �shak’� do�urur. �brahim o�lu �shak’� sekiz günlük

iken sünnet ettirir. “�brahim evindeki bütün erkekleri - o�lu �smail’i, evinde do�anlar�n,

sat�n ald��� u�aklar�n hepsini -Tanr�’n�n kendisine buyurdu�u gibi o gün sünnet ettirdi.

�brahim sünnet oldu�unda doksan dokuz ya��ndayd�. O�lu �smail on üç ya��nda sünnet

oldu. �brahim o�lu �smail’le ayn� gün sünnet edildi. �brahim’in evindeki bütün erkekler

-evinde do�anlar ve yabanc�lardan sat�n al�nanlar- onunla birlikte sünnet oldu”81.

Allah �brahim’e kar�s� Saray’�n bundan sonra Sara (prenses) olarak ça��r�lmas�n�

ve ondan bir o�ul verece�ini, ad�n�n da �shak olaca��n� bildirir. “RAB verdi�i söz

uyar�nca Sara’ya iyilik etti ve sözünü yerine getirdi. Sara hamile kald�. �brahim’in

ya�l�l�k döneminde, tam Tanr�’n�n belirtti�i zamanda ona bir erkek çocuk do�urdu.

�brahim Sara’n�n do�urdu�u çocu�a �shak ad�n� verdi. Tanr�’n�n kendisine buyurdu�u

gibi o�lu sekiz günlükken sünnet etti. �shak do�du�unda �brahim yüz ya��ndayd�”82.

Suruç ilçesinde görülen sünnet töreninde ziyafet verilmesi, evlilik töreniyle

paralellik arz etmektedir. Bu ba�lamda sünnet çocu�un yeni bir guruba dâhil

edilmesidir. Ayn� zamanda yukar�da da bahsedildi�i gibi sünnet bir nevi Müslümanl��a

giri� ritüelidir.

C- EVLENMEYLE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES�

Evlenme, ya�am�n önemli ikinci geçi� dönemi olup, gerek k�z�n ve erke�in

sosyalle�me sürecinin önemli bir a�amas�n� olu�turmas�, gerekse aileler aras�nda

kurulan dayan��may�, toplumsal ve ekonomik ili�kiyi belirlemesi ve düzeltmesi

bak�m�ndan önemli bir olayd�r. Ailenin toplumsal yap�n�n temeli olmas�, bu birli�i

sa�layan evlenmeye evrensel bir özellik kazand�rm��t�r.

1- Evlenme ile �lgili �nan��lar

80 Kutsal Kitap, Yarat�l�� XXII/ 10-14 Bab. 81 Kutsal Kitap,Yarat�l�� XVII/ 23-27 Bab. 82 Kutsal Kitap,Yarat�l��, XXI/ 1-5 Bab.

Page 35: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Suruç ve çevresinde evlenme ya�� genellikle erkeklerde, erkek askerden

döndükten hemen sonra 22 ya� civar�, k�zlarda ise 16–17 ya� civar�d�r. Fakat özellikle

okuyan kesimlerde hem k�z hem de erkek taraf�nda evlenme ya�� 22–28 ya� civar�d�r.

Fakat k�rsal kesimlerde erke�in askere gitmeden önce 16–17 ya� civar�, k�zlar�n ise 14–

15 ya� civar� evlendi�ine de rastlanmaktad�r83. Evlenmeyle ile ilgili inan��lar� evlilik

öncesi, evlilik esnas� ve evlilik sonras� olmak üzere üç ba�l�k alt�nda inceleyece�iz.

a-Evlilik Öncesi �nan��lar

Evlilik ve bunun göstergesi olan dü�ün, Türk gelene�inin en canl� yönlerinden

birini te�kil etmektedir. Suruç ve yöresinde görücü usulüyle evlenme yayg�nd�r. Bunun

yan�nda “berdel”84(de�i�–toku�) denen uygulamalarda evlenme adetleri aras�nda say�l�r.

Fakat günümüzde berdel denen evlenme âdeti yok denecek kadar azald�. Ayr�ca yörede

k�z kaç�rma yoluyla evlilik yok denecek kadar azd�r. Çünkü bu gibi evlilikler genellikle

sadece k�z�n, sadece erke�in veya her ikisinin ölümü, ya da bunlar�n anne babas�

taraf�ndan evlatl�ktan ç�kar�lmas� ile sona ermektedir85.

Evlenmeye haz�rl�k, k�z isteme, ni�an gecesi, gelin getirme, güvey hamam�,

duvak günü, gelin hamam�, nikâh vb gibi töreler uygulanmaktad�r. Suruç ve çevresinde

ya�ayan insanlar�n büyük bir k�sm� birbirlerini daha çok aile baz�nda tan�maktad�rlar.

Evlenecek olan gençler (erkek-k�z) özgür iradelerini tam olarak kullanamamaktad�rlar.

Evlilik ço�u zaman ailesinin iste�i do�rultusunda gerçekle�mektedir. Erkek taraf� k�z�n

a�iretine ve aile yap�s�na göre seçim yapar. K�z�n tan�nm�� bir a�irete mensup olmas�na,

ahlaki durumuna, dini ya�ant�s�na ve k�z�n i� becerisine dikkat ederler. Ayr�ca erkek

taraf� o�luna isteyece�i k�z�n ailesinin ekonomik yap�s�n� da göz önünde bulundururlar.

Çünkü kendilerine yüklenecek çeyizin alt�nda ç�kabilecek konumda olmas� gerekir. Bu

faktör çok önemli oldu�u için, yörede her aile kendi dengi ailelerin k�zlar�n� istemeyi

tercih ederler86.

Dü�ünler, bayramlar, hamama gidi�ler, mesire yerleri, k�z görme, bakma ve

be�enme için en uygun f�rsatlard�r. Erkek ve k�zlar birbirlerini genelde bu gibi yerlerde

be�enirler. Bir o�lan evlenmek istiyorsa anne ve babas�na evlenece�i k�z� kendisi

söylememi�se ailesi taraf�ndan o�lan�n ya� ve durumuna göre uygun bir k�z aran�r. 83 �brahim E�siz, 1931 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, 11 Nisan Beldesinde ikamet etmekte. 84 Berdel : �ki ailenin kar��l�kl� olarak ayn� gün ve saatte k�z�n� gelin verdi�i bir aileden o�luna gelin getirmesidir. 85 S�raç Yavuz, 1953 Suruç do�umlu, Ortaokul mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet etmekte. 86 Mehmet Be�alt�, 1943 do�umlu, Ortaokul Mezunu, Geçit Köyünde ikamet etmekte.

Page 36: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

O�lunu evlendirecek aile kendi aras�nda konu�up kendilerine lay�k gördükleri k�z�

seçerler. Fakat anne ve baba yukar�da belirtti�imiz faktörleri göz önüne alarak k�z�

istemeye karar verir. E�er anne ve baba k�z�n ailesini be�enmezlerse erkek ve k�z

birbirlerini sevsin veya sevmesin o evlilik gerçekle�mez. Suruç’ta erkeklere seçme

hakk� tan�nmas�na ra�men k�zlarda bu hak erkeklere nazaran daha azd�r. Ancak k�z

istenirken k�z�n ailesi k�z�n görü�ünü sorar, k�z�n görü�ü de ço�u zaman olumlu olur.

K�z�n “hay�r” dedi�ine çok az rastlan�lmaktad�r. Yörede e� seçimini geçmi� ile �imdiki

seyrini kar��la�t�rd���m�zda büyük farkl�l�klara rastlamaktay�z. Geçmi�te her iki

taraf�nda tercih hakk� yokken, bugün genelde erkeklerin tercih hakk� olmu� art�k

erkekler a��rl�klar�n� koyabilmektedirler. Fakat k�zlar için ayn� �ey söz konusu de�ildir.

Sadece k�z verilmek istendi�inde k�z�n gönlünün al�nmas�na da dikkat edilir87.

Erkek taraf�ndan k�z be�enildikten sonra s�ra k�z istemeye gelir. �lçede k�z

istemelerde e�er aileler birbirlerini tan�m�yorlarsa her iki taraf birbirlerini tan�mak için

ara�t�rma yaparlar. Ara�t�rma yap�l�rken kar�� taraf� iyi tan�yan k�z�n evine girip ç�kan

insanlardan sorularak bilgi al�n�r. K�z�n geçirdi�i önemli hastal�klar, a��z kokusu ve

herhangi bir rahats�zl��� olup olmad��� ara�t�r�l�r. E�er k�z ve o�lan birbirini

tan�m�yorlarsa erkek taraf�nca k�z taraf�na “kahve içmeye gelece�iz” denilerek haber

gönderir ve böylece birbirlerini görmeleri sa�lan�r. Yap�lan inceleme ve ara�t�rmadan

sonra k�z be�enilmi�, aileye gelin olmada herhangi bir sak�nca görülmemi�se dünür

gitmeye karar verilir. Dünürlü�e gitmeden önce k�z taraf�na hay�rl� bir i� için ziyarete

gelecekleri erkek taraf�nca haber verilir. K�z taraf� da genelde bu ziyareti kabul eder.

Dünürlü�e k�z ailesince tan�nan sözü sohbeti dinlenir bir ki�i ile beraber o�lan�n babas�,

annesi ve yak�nlar�ndan birisi o�lan ile beraber giderler. Günlük konu�malardan sonra

arac� ki�i söz alarak “Allah’�n emri peygamberin kavli ile k�z�n�z� o�lumuza istiyoruz”

diyerek ziyaretinin amac�n� söyler. K�z taraf� misafirlere çay, kahve, pasta ve meyve

gibi ikramlarda bulunur. Misafirlere ikramlar� istenmeye gelen k�z götürür, böylece

gelin aday� bir defa daha görülmü� olur. Ak�am�n ilerleyen saatlerinde k�z taraf� da

“hay�rl�ysa olur, k�z�m�za soral�m” diyerek misafirleri u�urlarlar. K�z taraf� erkek

taraf�n� tan�m�yorsa erkek taraf�n�n önceden yapt��� gibi onlarda erkek taraf�n�n maddi

durumu, ahlaki durumunu ve toplumda nas�l tan�nd���n� ara�t�r�r. E�er k�z taraf� raz�

olmu�sa k�z verilecekse erkek taraf� dünürlü�e tekrar ça�r�l�r. E�er k�z verilmeyecekse

erkek taraf� ça�r�lmaz. K�z verilece�i zaman misafirlere ikram çok iyi olur. Yörede

87 Halil Ülgen, 1952 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Yönlü Köyünde ikamet etmekte.

Page 37: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

aileler kendileri raz� olursa evlendirece�i k�zlar�na genelde o�lan� isteyip istemedi�ini

sorarlar. K�z bu evlili�e raz� olursa (“evet”, “büyüklerim bilir” veya “susmak” yoluyla

ifade eder) k�z verilir. Böyle durumlarda k�z genelde “evet” demektedir. Çünkü k�z

hay�r dedi�inde bile ailelerin istemesi durumunda zorla evlendirme olabilmektedir.

Burada k�z�n fikrinin sorulmas�ndaki temel amaç k�z�n gönlünün al�nmas� olup, k�z�n

görü�ünün kabul edilmesi demek de�ildir. K�z evi o�lan taraf�n� söz kesme için

ça��rd���nda o�lan taraf� çe�itli hediyeler al�r. Söz kesmeye her iki taraf�n yak�n

akrabalar� ve yak�n kom�ular� ça�r�l�r. Söz kesmeye gidilirken gelin olacak k�za yüzük,

küpe, saat, tak�m elbise vb. hediyeler götürülür. Ak�am beraberce oturulur erkek

taraf�n�n götürdü�ü tatl�lar yenilir gelin ve damat aday� bir masaya oturtularak aile

büyüklerinden birisi “mutlu olmalar� dile�iyle” dileyerek söz yüzüklerinin kurdelesini

keser. Aile büyükleri oturup sohbet ederek birbirlerini tan�maya çal���rlar. Taraflar söz

kesmede e�er olacaksa ni�an gününün tarihini belirlerler. Ayr�ca söz kesiminden sonra

evlenecek çiftlere tak�lacak tak�lar�, al�nacak hediyeleri ve varsa ba�l�k paras�n� tespit

ederler. Fakat günümüzde ba�l�k paras� yok denecek kadar azald�. Anla�ma yap�ld�ktan

sonra k�z evine ve yak�nlar�na (day�l�k, amcal�k ve süt hakk�) e�ya ve arma�anlar tespit

edilir. Damat ve gelin çal���yorsa özellikle al�nacak beyaz e�ya, mobilya gibi ev e�yalar�

payla��l�r. Gelinin bir i�i yoksa yani gelin ev han�m� ise e�yalar�n tümünü erkek taraf�

al�r. Ni�andan önce ni�an al��veri�ine gidilir, al��veri�e gelin ve damat, anneleri ve k�z�n

yak�n bir arkada�� götürülür. Al��veri�te tak�lacak tak�lar ve çiftlerin ni�anda giyecekleri

elbiseler al�n�r. Daha sonra ni�an için erkek taraf� tüm haz�rl�klar� tamamlad�ktan sonra

yak�n akrabalar�yla beraber k�z evine giderler. Ni�anlanacak k�za ve erke�e özellikle

erkek taraf�n�n ailesi ve onlar�n yak�n akrabalar� taraf�ndan “tak�” denilen ziynet e�yas�

tak�l�r. (Ek-7). Daha sonra haz�rlanan yiyecek ve içecekler yenilip içilerek ni�an töreni

sona erdirilir. Ayr�ca ni�andan birkaç gün önce k�z evine bir nezaket ziyareti yap�l�r ki

yörede buna “sakal öpme” denir88.

Dü�ünden birkaç gün önce “bayraml�k” denilen yard�m toplan�r. Bayraml�k,

dü�ünlerde masraflar� kar��lamak için e�, dost ve akrabalar�n ellerinden geldi�i ölçüde

dü�ün sahibinin bütçesine katk�da bulunmas�d�r. Toplanan paralar dü�ün sahibinin

seçti�i birisinin önüne konularak say�l�r. Davetlilerden toplanan para miktar� aç�klan�r.

88 Feyzullah Yalç�n, 1940 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Keberli Köyünde ikamet etmekte.

Page 38: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Daha sonra yemek verilmi�se davetliler taraf�ndan yemekler yenir, yemek yap�lmam��sa

çay kahve içildikten sonra davetliler da��l�r ki genellikle bayraml�klar da yemekli olur89.

b-Evlilik Esnas�ndaki �nan��lar

Dü�ün için tayin edilen günde davetliler ça��r�l�r. Dü�ün genellikle Cuma günü

ö�leden sonra ba�lar. Dü�ünlerde davul zurna e�li�inde oyunlar oynan�r. Genellikle

kad�nlar ayr� erkekler ayr� oynarlar. Fakat birlikte oynand��� da görülür. (Ek-8,9). Suruç

yöresel oyunlar bak�m�ndan zengin bir kültüre sahiptir. Oyunlar “Govend” �eklinde

olur. Govend, oyun oynayanlar�n halka �eklini alarak oynamalar�d�r90.

89 �.Halil Ekinci, 1962 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Hürriyet Mahallesinde ikamet etmekte. 90Cezayir, Temur A�a: Bu oyunlar sert oyunlard�r. Bir asker gibi sert ad�mlarla sava�a gider gibi oynan�r. K�zl� erkekli veya yaln�z erkekle oynan�r. Tek ayak, �ki ayak veya Seylani: Bu oyunlar �anl�urfa’n�n tüm yörelerinde oynan�r. Yaln�z k�z, yaln�z erkek veya k�z erkekli oynan�r. Derik (Derik’o): Bu oyun �anl�urfa yörelerinin sevilen bir oyunudur. Yaln�z k�z, yaln�z erkek veya k�zl� erkekli oynan�r. K�z�n as�l ad� Anzeliha, takma ad� Derik’tir. K�z çok güzel oynar, hangi dü�üne gitse o dü�üne renk katar dü�ünü canland�r�r. Bütün erkekler bu k�z�n hem güzelli�ine hem de marifetlerine hayrand�r. Her dü�ünde dirik an�l�r, herkes onun gelmesini bekler Derik bir ku� kadar hafif oyun oynarken bir güvercin gibi öter, kanat ç�rpar ve s�çrar yöre ahalisi bundan esinlenerek;

Derik gilde bir ku� var Kanad�nda nak�� var Gitti Derik gelmedi Elbet bunda bir i� var Diyerek Derik’i dü�üne ça��r�r onu arar ve ona ; Anan öle Derik’o Baban öle Derik’o Çok güzel sin Derik’o Çok güzelsin Derik’o

diyerek hayranl�klar�n belirtirler. Dikkat edilirse, oyunun güzelli�i, Derik (Anzeliha)’n�n güzelli�ini hemen gözler önünde canland�r�r. Düz (Düzo): Bu oyun �anl�urfa’n�n bütün yörelerinde yayg�n bir �ekilde yaln�z erkekler, yaln�z k�zlar veya k�z erkek kar���k olarak oynan�r. Oyunda en büyük i�, ba� çeken ekip �efine dü�er. Bütün gözler ba� çekendedir. Ekip �efi zaman zaman ekipten ayr�larak davulun önünde ferdi gösteriler yaparlar. Dü�ünlerde, �enliklerde en iyi oynayan, halay ba�� olur. Bazen davulun önünde diz çöker, bazen de davulun üstüne ç�karak Tay’a (dü�üne) renk katar. Bu arada, iyi hoyrat söyleyen varsa hoyrat ça��r�r.

Urfal�yam baht�m yok At�m var taht�m yok Yar�m alt�nlar düzdüm Ay�racak vaktim yok

K�m�l: As�l ad� “Süne” olan k�m�l, ha�ere bir böcektir. Bu�day�n ba�a��na konarak sütünü emerler. K�m�l ta� ile ezilmez. Bu bak�mdan mücadelesi zordur. Bütün bir sene her �eyini bu�daya ba�layan köylünün k�m�l geldi�i zaman her �eyi alt üst olur. Köylü

Page 39: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Cumartesi günü ak�am k�na gecesi yap�lmaktad�r. Cumartesi günü erkek

taraf�n�n ald��� çeyizler, çalg�lar e�li�inde siniler içinde k�z evine gönderilir. K�z

evinden gönderilen damat giysisi ise yörede sa�d�ç diye adland�r�lan damad�n en yak�n

akrabalar�ndan evli birisi taraf�ndan damada giydirilir. Damada elbise giydirilirken

a�a��da yaz�lan a��t söylenir91.

Ça��r�n hakkoyu

Geydirin sakkoyu

Mübarek olsun a�a küvre

Yengi de güve�i.

Bu s�rada oyun çalg�lar�n� çalan çalg�c�lara, ac� kahve yapan kahveciye ve yemek yapan

a�ç�ya bah�i�ler verilir. K�na gecesinde erkek taraf� davullarla gider ve k�na gecesinin

tamam� k�z evinde yap�l�r. Davetlilerin tümü de davullarla beraber Cumartesi günü

ak�am namaz�ndan sonra k�z evine giderler. K�na gecesinde erkeklere çerez da��t�l�r.

Yak�lacak k�nay� ve gecede ikram edilecek çerezi erkek taraf� getirir. K�na gecesi için

gelin k�rm�z� �al, ipek elbise damat ise tak�m elbise giyer. K�na yakma i�lemini kad�nlar

yapar. Bir kad�n�n elinde mumlu k�na di�erlerinin elinde yazma ile gelin ve damad�n

etraf�nda halk olu�turarak dönerler ve a��t söylerler. Bir kad�n taraf�ndan tepsi de

getirilen k�na kad�n�n kocas�na kurban olmas� için ilk önce gelinin sa� sonra sol eline

yak�l�r, gelinin k�nal� ellerine pullu eldiven giydirilir. Daha sonra k�na, evine kurban

olmas� için damad�n serçe parma��na yak�l�r. Arta kalan k�na davetlilere da��t�l�r,

peri�and�r, bütün ümitlerini yitirmi�tir. Mücadeleyi ancak eleklerle yapar, bu�day eleklerden geçirilir, yere dökülen süne elle yerden toplan�r. K�m�l �anl�urfa köylüsünün çilesi, ba� belas�, gönül yaras�, ba�l�k paras�d�r.bu yüzden mahsulünü yok eden k�m�ldan yak�nan türküler söyler, k�m�lla mücadeleyi temsil eden oyunlar oynar.

Urfal�lar hep a�lar Ekine bel ba�lar Bu k�m�l yürek da�lar Havar k�m�l lo k�m�l lo

Ekinimizi kavurdiy Gökyüzüne savurdiy �slam de�il gavurdiy Havar k�m�l lo k�m�l lo

Bunun gibi birçok dörtlükler söylenmi�tir. K�m�ldan çekilen çileyi jest, mimik, ve oyunlarla dile gelen k�m�l oyunu, s�ra ile ilk figürü ellerle k�m�l toplamay� gösterir. Sonra yere dü�en k�m�llar�n toplan�p �i�eye konmas� figürü, daha sonra avuç içinde s�valanmas�, ovalanarak h�nç al�nmas�, üflenerek savrulmas� figürleri yap�l�r. Daha sonra da Allah’a yalvar��, dertlerin Allah’a iletilmesi, saç yolma, yaka silkme, a�lama, dövünme, gibi hareketlerle oyun devam eder. 91 Salih Arslan, 1953 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikili Mahallesinde ikamet etmekte.

Page 40: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

özellikler de k�smetlerinin aç�lmas� için bekâr k�zlara da��t�l�r. K�na yak�ld�ktan sonra

oyun ve e�lenceye devam edilir. Ak�am�n ilerleyen saatlerinde k�na gecesi sona erer.

K�na yak�l�rken a�a��da yaz�lan a��tlar söylenir.

Portakal� oyarlar

�çine k�na koyarlar

Evvel ad� …….. d�.

�imdi gelin koyarlar.

�nci menem

Hedef sen inci menem

Bo� koyup yar dizine

Can versem incimenem

Merdivana

Sar�k ç�k merdivana

Yar sevmek yi�it kar�

Ne bilir her divana

Ben bir at�n yaz�yam

Kollar�nda baz�yam

Eli elimde olsa

Sürgünlü�e raz�yam

Karanfil ezenim yok

Ta�ralara düzeni yok

Y�k�ls�n baba evi

�çinde gezenim yok

Ta�l�kla ekin olmaz

Bu sevda sakin olmaz

Geldiysen kalk bugün gel

Bundan iyi gün olmaz.

Page 41: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Ertesi gün sabahleyin k�z evinde geline gelinlik ve al duvak giydirilirken, erkek evinde

gelin arabas� süslenir. (Ek-10). Gelin getirmeye pazar günü ö�leden önce davul zurna

e�li�inde gidilir. Gelin getirmeye gidildi�inde ve gelin getirildi�inde gelin konvoyu

yörenin gençleri taraf�ndan durdurulur. Dü�ün sahibi de konvoyu durduran gençlere

içinde farkl� miktarlarda para bulunan kapal� zarflar� bah�i� olarak verir. Gelini almak

için gelin evine gelindi�inde gelinin karde�lerinden birisi taraf�ndan erkek taraf�n�n

bah�i� vermesi için kap�y� kilitleyerek anahtar� saklarlar. Damad�n babas� taraf�ndan

gelinin karde�ini memnun edecek miktarda para verildikten sonra gelinin karde�i kap�y�

açar. Gelin getirmeye gidenler taraf�ndan gelin evinde k�sa bir süre oyun oynan�r. Gelini

vedala�ma odas�ndan damad�n annesi veya ablas� ile gelinin ablas�, teyzesi veya

halas�ndan birisi taraf�ndan gelin arabaya bindirilir. Gelin baba evinde ayr�l�rken

vedala�ma odas�nda ailenin büyüklerinin ellerinden, küçüklerinin gözlerinden öperek ve

a�layarak ayr�l�r. Damat evine gelinle birlikte gelinin yak�n akrabalar�ndan biri ya�l�

olmak üzere birkaç ki�i de gider. Gelin götürülürken gelin evinden gelinin gözü arkada

kalmas�n diye biraz çanak çömlek, evinin temizli�ine dikkat etmesi içinde bir süpürge

götürülür. Gelin arabaya bindirilirken damat arabada oturur, arabadan inmez. Gelin

arabaya binince k�z taraf�ndan dindar olarak bilinen birisi taraf�ndan arkas�ndan dua

edilir, davetliler de duaya kat�l�r. Önde gelin arabas� olmak üzere gelin getirmeye giden

araçlar konvoy �eklinde geri dönerler. Gelin arabas� evin önüne vard���nda arabadan

inmeden önce erkek taraf�ndan birisi taraf�ndan araban�n üzerine demir para, �eker ve

lokum at�l�r. At�lan demir para, �eker ve lokum orada bulunan çocuklar taraf�ndan

kap���l�r. Araban�n üzerine at�lan demir paran�n gelini baba evinden so�utaca��na, �eker

ve lokumun ise gelinin yeni evine tatl�l�k getirece�ine inan�l�r. Araban�n kap�s�

aç�ld���nda yine sa� koluna gelinin kay�nvalidesi veya damad�n ablas�, sol koluna varsa

gelinin ablas�, teyzesi veya halas�ndan birisi girerek gelini içeri götürürler. Gelin içeri

götürülmeden önce geline yumurta, nar veya bardak verilerek gelinden bunu duvara

çarpmak suretiyle k�rmas� istenir. Yöre halk� taraf�ndan geline k�rmas� için verilen nar

ve yumurtan�n eve bereket getirece�ine ve çiftlerin çok çocuk sahibi olaca��na, bardak

k�rman�n ise u�ursuzlu�u giderece�ine inan�lmaktad�r. Gelin bunlardan eline verileni

k�rd�ktan sonra odas�na götürülür. (Ek-11). Gelin odas�na götürülürken orada bulunanlar

taraf�ndan a�a��da yaz�lan a��t söylenir.

Su koydum su tas�na

Gül koydum ortas�na

Page 42: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Biz gelini getirdik

A�an�n odas�na.

Hala hala heeeeeee…

Gelin geldi�i saatten gerde�i girece�i saate kadar odas�nda gelinli�i ile oturur,

kimse ile konu�maz. Odaya getirilen gelinin kuca��na erkek çocuk verilir veya gelinin

yata�� yap�ld�ktan sonra bir o�lan çocuk gelinin yata��n�n üzerinden yuvarlanmaktad�r.

Bu uygulama gelinin çocuk sahibi olmas�n� hedeflemekle beraber onun do�uraca�� ilk

çocu�un erkek olmas�n� da amaçlamaktad�r92.

Suruç ve çevresinde resmi nikâh�n yan�nda mutlaka imam nikâh da k�y�l�r.

Nikâh ak�am namaz�ndan sonra gerdekten önce k�y�l�r. Nikâh esnas�nda belirlenen

miktarda mehir geline konu�uldu�u gibi gerdekten önce veya sonra verilir. Ayr�ca

dü�ün günü dü�ün evine nazar de�mesin diye �u yap�l�r. Biraz üzerlik otu, damad�n

ba��n�n etraf�nda dola�t�r�ld�ktan sonra yak�l�r. Böylece dü�ün evinin nazardan

korunaca��na inan�l�r93.

c- Evlilik Sonras� �nan��lar

Yats� namaz�ndan sonra damat arkada�lar�n�n yumruklar� aras�nda gerdek

odas�na gider. Gelin ile beraber damat evine gelen gelinin yak�nlar�, gelin gerde�e

girdikten sonra geri dönerler. Gelin ve damat gerde�e girmeden önce iki�er rekat �ükür

namaz� k�larlar. Gerdek gecesinde damad�n ailesi taraf�ndan gelin ve damad�n yata��na

bir çar�af sererler. Kanl� çar�af� alana kadar güvey yak�nlar�ndan birisi yatak odas�n�n

kap�s�nda bekler ve kanl� çar�af� alana kadar da kap�n�n önünden ayr�lmaz. Gerde�e

giren gencin (damad�n) cinsel ili�kide ba�ar�l� olmamas� halinde, babas�n�n yan�na gidip

babas�n�n damada tokat atmas� ve bunun birkaç kere tekrarlanmas� halinde damad�n

ba�ar�l� olaca�� inanc� vard�r. Damat ba�ar�l� olduktan sonra çar�af� kap�da bekleyen

yak�n�na verir. Çar�af� alan yak�n� da kom�u ve akrabalardan birer ki�i ça��rarak çar�af�

onlara gösterir94.

Dü�ünden sonra gelin, ailenin büyükleriyle, kendisine gelinlik hediyesi verilene

kadar onlarla konu�maz, onlarla ayn� yerde yemek yemez, onlarla beraber oturmaz.

Ailenin büyükleri geline hediye vermek, gelin de onlar�n elini öpmek suretiyle bu

92 M.Emin Atmaca, 1970 Suruç do�umlu, Önlisans Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte. 93 Dilek Dalg�ç, 1975 Siverek do�umlu, Lisans Mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet etmekte. 94 Mehmet Kaya, 1945 Suruç do�umlu, Okur-Yazar, Kara Köyünde ikamet etmekte.

Page 43: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

küskünlük sona erer, gelin de ailenin büyükleri ile konu�ur. Ayr�ca dü�ünden sonra

gelini görme ziyaretleri yap�l�r. Gelen konuklar gelin evine çe�itli hediyelerle gelirler.

Gelinin ailesi de dü�ünden bir hafta sonra k�zlar�n� ziyarete gelirler95.

Suruç ve çevresinde eskiden evlenen çiftler birbirine ismiyle hitap etmezlerdi.

Fakat günümüzde art�k her iki tarafta birbirlerine ismiyle hitap etmektedirler. Eskiden

kad�n e�inin yan�nda beraber yürümezdi. Günümüzde bu uygulama k�rsal kesimde

devam etmesine ra�men ilçe merkezinde görülmemektedir. Gelin koca evine geldikten

sonra baba evine kocas�yla birlikte ziyarete giderler. Daha sonrada gelinin baba evini

ziyareti belirli aral�klarla devam edilir96.

Evli çiftler e�er i�leri varsa hemen baba oca��ndan ayr� eve ç�karlar. E�er i�leri

yoksa ayr�lmalar�n�n bir süresi yoktur. Fakat baba evi küçük ise aile, evin ikinci o�lan�

evlendi�inde ondan önce evlenenin evini ay�r�rlar. Gelin ve damat baba evinde

kald�klar� süre içerisinde evde yeme-içme, çal��ma ve kazanç ortakt�r. Damat baba

evinden ayr�lmadan mal mülk sahibi olmaz. Gelin ve damat e�er aile ile beraber uzun

süre kalacaklarsa gelin eve geldikten yakla��k bir ay sonra kay�nbabas�, kay�nvalidesi ve

ailenin di�er fertleri ile oturup yemek yer, onlarla sohbet eder. Beraber ya�ad�klar�

sürede çiftlerin çocu�u olursa dedesi ve babaannesi çocu�u çok sevdiklerinden

bak�m�na yard�mc� olur. Eskiden gelin, kay�nbaba ve kay�nvalidenin hizmetini görünce

onlar�n oturdu�u yerde oturmaz, onlarla ayn� sofrada oturup yemek yemezmi�. Fakat

günümüzde bu uygulamalara rastlan�lmamaktad�r. Gelin aile büyükleriyle oturur, sohbet

eder, ayn� sofrada yemek yer. K�sacas� geçmi�e nazaran gelin çok daha serbest ve

rahatt�r97.

2- Evlenme �le �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi

Eski Türklerde dünürcülük ve ni�an merasimi görülmektedir. K�z taraf�na bir

elçi gönderilerek k�z istenir. Cevap olumlu olursa k�z taraf� görü� ve isteklerini yine bu

elçi arac�l��� ile erkek taraf�na bildirir98. Nitekim Kara Han, O�uz ad�na k�z istemek için

Kur Han’a adam göndermi�tir. Birçok Türk boyunda evlenme “k�z kaç�rma” k�z�n

r�zas�yla hatta ana ve baban�n tasvibi ile olur. K�z taraf�n�n raz� oldu�unun delili olarak

delikanl�ya bir yüzük veya mendil gibi bir �ey vermektir ki bu “ni�an yüzü�ü” yerini 95 Halil Atmaca, 1958 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet etmekte. 96 R�fat Kutlu, 1935 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, �eryan� Köyünde ikamet etmekte. 97 Ye�im Güne�, 1970 do�umlu, Ortaokul Mezunu, Y�ld�r�m Mahallesinde ikamet etmekte. 98 Hamdi Döndüren, Delilleriyle Aile �lmihali, Bursa 1995, s.202-203 ; Yusuf Özarslan, �slam I����nda Geleneklerimiz, Göreneklerimiz, �stanbul 1992, s. 29.

Page 44: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

tutar99. �nceleme yapt���m�z Suruç ve çevresinde rastlad���m�z “Ba�l�k paras�” da yine

�erbet günü belirlenir. Ba�l�k paras�n�n Orta Asya’da bile uyguland��� söylenmektedir.

Ayr�ca O�uzlarda da “kal�n” veya “ba�l�k paras�” verme usulünün yayg�n oldu�u

belirtilmektedir. Eski Türklerde erke�in ailesi k�z�n ailesine elçi yollamakta, k�z�n

babas� da öneriyi kabul etti�inde “kal�n (ba�l�k paras�)” saptanmaktad�r. Suruç ve

yöresinde bu konudaki uygulama, eski Türk gelene�inin tamamen uzant�s�

durumundad�r. Eski Türklerde k�z�n ailesine verilen kal�n, ailelerin maddi durumlar�na

göre de�i�en muayyen miktarda e�ya ve hayvandan olu�maktayd�. Zengin ailelerde bu

miktar yüz ata veya iki yüz koyuna ç�kabilmekteydi100. �slam’da ise bilindi�i gibi mehir

verilmesi söz konusudur. Mehrin nikâh esnas�nda erke�in kad�na mecbur oldu�u

kad�n�n mülkiyetine giren mal anlam�na gelmektedir. Mehir’in bir nevi ba�l�k paras�

olarak kad�n�n velisine verilmesini yasaklayan �slam, bunun bir bedel de�il, bir nevi hak

olarak koca taraf�ndan gelinin kendisine verilmesini emretmi�tir101.

“Sa�d�ç” kelimesi O�uzlardan bugüne kadar dü�ün gelene�inde “güveye

arkada�l�k eden kimse” anlam�yla varl���n� devam ettirmi�tir. Ebu Hayam “saptuç-

sa�d�ç” kelimesini “güveyin arkada��d�r ki dü�ünlerde adamlara (misafirlere) hizmet

eder” diye izah etmi�tir102. Görüldü�ü gibi Anadolu’nun birçok yerinde dü�ünde

damada e�lik eden arkada��na isim olarak verilen “sa�d�ç” kelimesi, Suruç ve yöresinde

eski Türk geleneklerinden ayr�larak, geline ve damada dü�ün arifesinde e�lik eden

arkada� için kullan�lmaktad�r.

Eski Türklerde de gelinin güveyine, bugün çeyiz dedi�imiz bir miktar mal veya

e�ya getirmesi gelene�i vard�. Buna Orta Asya Türklerinde “ko�ant�” denirdi. Fakat

ko�ant�, “kal�n” gibi evlenmenin önemli ko�ullar�ndan bir de�ildi103. Arapça “cihaz

(cehiz=çeyiz) den gelen çeyiz, evlenecek k�z çocuklar� için haz�rlanan her türlü �ahsi

veya ev e�yas�n� ifade eder. �slam’da ise evlenecek k�za ana-baba veya koca taraf�ndan

çeyiz haz�rlanmas� aile yuvas�n�n kurulmas�nda önemli mali haklar aras�ndad�r104.

Eski Türklerde seçilmi�, adak edilmi� olan� gösterme amaç ve inanc� ile k�na

yak�l�rd�. Günümüz Kurban Bayram�na yak�n bir tarihte koç, koyun gibi hayvanlar�n�n

99 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 166. 100 Mahmut Tezcan, Ülkemizde Ba�l�k Paras� Uygulamas�, Ankara 1977, s. 248. 101 Ali Osman Ate�, Cahiliyye ve Ehli Beyt Örf ve Adetleri, �stanbul 1996, s. 295. 102 Abdulkadir �nan, “Ate� ve Sa�d�ç kelimesinin anlam�”, Makaleler ve �ncelemeler, Ankara 1968, s. 295-304. 103 Mahmut Tezcan, age, s. 248. 104 Hamdi Döndüren, age, s. 340.

Page 45: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

s�rtlar�n�n kiralanmas� veya muhtelif renklerde boyanmas�105 eski Türklerin hayat�ndaki

“�duk” inanc�n�n106 devam� niteli�indedir. Ayn� inanc�n devam� olarak yörede askere

giden gençlere vatana kurban olmas� için, gelini de kocas�na kurban olmas� için,

damad�n da evine k�na kurban olmas� k�na yak�l�r.

Türklerde k�rm�z� resimli elbiseler gerde�e girecek gelin ile damad�n giysileri

idi. Bu mutluluk, mürüvvet ve murat anlam�na geliyordu. Gelinli�in sembolü olan “al

duvak” ise, güveyi ifade ediyordu. Çünkü Dede Korkut Hikâyelerinde yer ald���

�ekliyle Ban� çiçek, ni�anl�s� Beyrek kayboldu�unda “al duva��m�n iyesi” “al

duva��m�n sahibi” diye a�lay�p duruyordu107. Suruç ve çevresinde de dü�ün k�yafeti

olarak her ne kadar k�rm�z� elbiseler yerine beyaz gelinlik tercih edilse de, gerek k�rm�z�

ku�ak, gerekse al duvak ile eski Türk inanc�n�n etkileri ya�at�lmaktad�r. Al duvak ayn�

zamanda temizli�i ve k�z�n namusunu temsil eder.

Suruç ve çevresinde gelinden, yeni evine geldi�inde evden içeri girmeden önce

babas�n�n evinden çal�narak getirilen barda�� k�rmas�n�n istenmesi, gelinin eve geldi�i

gün ba��na “saç� saçma” âdeti tüm Türk topluluklar�nda mevcut idi. Saç� her devirde

toplulu�un elde etti�i en mühim üründen olmu�tur. Avc�l�k devrinde av�n kan�, ya� ve

eti, çobanl�k devrinde süt, k�m�z ve hayvanlar�n ya��; çiftçilik devrinde dar�, bu�day ve

çe�itli meyveler saç� olarak kullan�lm��t�r. Saç�, yabanc� soya mensup olan bir k�z�n

kocas�n�n soyad�n�n atalar� ve koruyucu ruhlar� taraf�ndan kabul edilmesi için yap�lan

bir kurban ayininin kal�nt�lar�d�r108.

Peygamberimizin sünnetinde ise saç� tamamen bir e�lence niteli�indedir. �öyle

ki; Peygamberimiz, sahabeden birinin nikâh�nda bulunmu�, dua ve tebrikten sonra bir

tepsi içindeki �eker, hurma ve meyveyi orada bulunan halk�n üzerine atm�� ve bunun

orada bulunan insanlar taraf�ndan kap���lmas�n� istemi�tir109. Ayr�ca �slam, müminlerin

evlili�inin yap�lacak bir dü�ün merasimi ve bu arada davetlilere verilecek bir yemekte

çevreye duyurulmas�n� istemi�tir. “Velime” de misafir, e�, dost ve yöredeki fakirlere

yemek ikram� esast�r110. Dü�ünden üç gün sonra, kom�u kad�nlar “zülüf kesme” ye

ça�r�l�r. Gelin herkesle görü�tükten sonra sa�d�ç taraf�ndan saçlar� taranarak,

saçlar�ndan bir tutam kesilirdi.

105 Ya�ar Kalafat, Do�u Anadolu’da Eski Türk �nanc�n�n �zleri, Ankara 1995, s. 91. 106 Abdulkadir �nan, Makaleler ve �ncelemeler, s. 617-618. 107 Bahaeddin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giri� C.IV, Ankara 1978, s. 409. 108 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 167. 109 Nebi Bozkurt, Hadiste Folklor E�lence, �stanbul 1997, s. 66. 110 Hamdi Döndüren, age, s.288, Nebi Bozkurt, age, s. 63.

Page 46: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Suruç ve çevresinde devam eden eve yeni gelmi� gelinin gelinlik etmesi de yine

eski Türk inançlar�ndan gelmektedir. Eski Türklerde de yeni evine gelen gelin için

birçok �ey tabu say�l�rd�. Kocas�n�n ve onun soyuna mensup erkeklerin ad�n� söylemek

muayyen bir zaman içinde kay�nbaba ve kay�nbiraderleriyle, hatta ihtiyar kad�nlarla bile

konu�mak yasak say�lmaktayd�111. Eski Türklerde görülen kad�n�n kocas�n�n ve

kocas�n�n erkek akrabalar�n�n ismini söylememesi, onlar�n yan�nda konu�mamas�

gelene�inin daha önce Suruç ve çevresinin tümünde görülmesine ra�men, günümüzde

sadece k�rsal kesimde görülmektedir.

D- ÖLÜM �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES�

Ölüm, ya�am�n üçüncü dönemi olup, çevresinde birçok inanma, adet, töre, ayin,

kal�p davran�� i�lem toplanmaktad�r. Ölüm çevresinde toplanan ve ölü ile toplum

üyelerini ku�atan inanmalar, adetler, i�lemler, törenler ve kal�p davran��lar ba�l�ca üç

grupta toplanmaktad�r112.

Ölümün herkes için kaç�n�lmaz bir son olu�u, dünyan�n her yerinde ölüm

çevresinde toplanan adetlere ve i�lemlere evrensel bir karakter kazand�rm��t�r. Bu

bak�mdan aralar�nda gerek co�rafi, gerekse kültürel bak�mdan ayr�mlar bulunan de�i�ik

yap�daki toplumlar�n konuyla ilgili inanmalar�, adetleri ve i�lemleri aras�nda ço�u

zaman �a��rt�c� benzerlikler görülmektedir113.

1- Ölüm ile �lgili �nan��lar

Ölüm insanlar�n mutlak kar��la�aca�� bir gerçektir. �nsanlar ölece�ini bildi�i

halde, ölüm olay�ndan çekinirler, korkar ve tedirgin olurlar. Cenaze görmek, ölümü

hat�rlamak, insanlar� belli bir süre ölüme haz�rlanmaya te�vik edebilir. Bununla birlikte

aradan birkaç hafta geçtikten sonra ölüm olay�n�n tesiri insanlar�n üzerinden kalkar. Bu

ba�l�k alt�nda ölüm ile ilgili halk inan��lar�n� ölüm öncesi, ölüm esnas� ve ölüm sonras�

olmak üzere üç ba�l�k alt�nda inceleyece�iz.

a- Ölüm Öncesi �nan��lar

111 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 167. 112 Sedat Veyis Örnek, age, s. 207. 113 Sedat Veyis Örnek, age, s. 207.

Page 47: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Suruç ve çevresinde insanlar görmü� olduklar� baz� rüyalar� ve olaylar� ölümle

yorumlamaktad�r. Rüyada kan, bayku�, bulan�k su, ölmü� bir yak�n�n�n onu yan�na

ça��rmas� kötüye ve ölüme yorumlanmaktad�r.

Gece ev köpe�inin hazin hazin ulumas�, o evden bir ki�inin ölece�ine

hükmedilir. Ak�am sak�z çi�neyenin ölü eti çi�nedi�ine inan�ld���ndan ak�amlar� sak�z

çi�nemek günaht�r114.

Parma��, mezara veya ölüye do�ru uzatmak iyi de�ildir. Uzatan �ahs�n, uzatt���

ölü veya mezar�n içindeki ölünün cennete gitmesine engel olaca��na inan�l�r. Parma��n�

uzatan �ahs�n uzatt��� parma��n� önce iyice di�lemesi, sonra yumru�unu s�kmas� ve en

sonunda da parma��n� aya��n�n dibine sürmesi gerekir. Böylece ölünün cennete

gitmesine engel olmam�� olaca��na inan�l�r115.

Küçük ya�taki hasta çocuklar�n e�er yap�lan tedavileri sonuç vermemi�se �u

yap�l�r; çocuk mezara götürülüp bir yere indirilir. Çocu�un sesinin duyulaca�� kadar bir

mesafe çocuktan uzakla��l�r. E�er çocuk a�larsa ya�ayaca��na, a�lamazsa

iyile�meyece�ine ve ölece�ine inan�l�r116.

Rüyada iplik yumaklar�n�n büyük ve küçüklü�üne göre insan ömrünün az veya

çok kald���n� gösterir. Rüyada k�zlar�n gelin olmas�, erkeklerinde damat olmas�, o

ki�inin ölece�ine delalet etti�ine inan�l�r. Ayr�ca aynay� ters çevirmekte iyiye

yorumlanmaz. Çünkü aynay� ters çevirmek o evden bir ölünün ç�kaca��na delalet

etti�ine inan�l�r117.

Yörede ölüm ve kötü habere en çok yorumlanan hayvan bayku�tur. Bayku�

kimin dam�na konmu�sa ve ötmü�se o evden kötü haber ç�kaca��na inan�l�r. Bir insan

di�erine beddua ederken “evine bayku� tünesin” der, bu da “evin kötü bir olayla

kar��la��lmas�n�n temennisidir.” Kötü olaydan maksat o evden bir ölünün ç�kmas�d�r. Bu

nedenle insanlar evinin yak�n�nda veya bacas�nda öten bir bayku� gördükleri zaman onu

hemen uçururlar118.

Yöre insan� ba�lar�na gelebilecek kötü olaylardan korunmak için mevlit okutma,

kurban kesme, adakta bulunma gibi uygulamalarda bulunmaktad�r. �nsanlar ölümden

korkmakla birlikte, ihtiyarland���nda kendilerini ölüme haz�rlamaktad�rlar. Hali vakti

114 S�raç Yavuz, 1953 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet etmekte. 115 Halil Atmaca, 1958 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet etmekte. 116 Adile Kutlu, 1950 Suruç do�umlu, Tahsili yok, �eryan� Köyünde ikamet etmekte. 117 R�fat Kutlu, 1935 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, �eryan� Köyünde ikamet etmekte. 118 Osman Atmaca, 1955 Suruç do�umlu, Ortaokul mezunu, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet etmekte.

Page 48: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

yerindeyken ölüm yata��na dü�meden önce kefenlerini temin ederler. Yöre halk� ya�lar�

ilerledi�i zaman ölüm sonras� için daha çok ibadet etmeye çal��makta, hay�r ve

iyiliklerde bulunmaya çal���rlar. Öte yandan yörede ya�land���nda miras�n� çocuklar�

aras�nda payla�anlara da rastlan�lmaktad�r. �lçede ölüm dö�e�indeki insanlar ziyaret

edilir. Ziyarete gelenler hastay� üzmemek için hastan�n yan�nda a�lamazlar. Ölüm

yata��ndaki ki�inin rahat can vermesini sa�lamak amac�yla birtak�m uygulamalar

yap�l�r. Ölüm dö�e�inde olan ki�i için e�er güçlük yoksa o ki�i k�bleye do�ru yat�r�l�r.

S�rt�na ve ensesine yast�k gibi �eyler konup, ba�� yükseltilerek, yüzü k�bleye gelecek

duruma getirilir. Ölüm an�nda �eytan�n hastay� su ile kand�r�p iman�n� ald���na

inan�ld��� için a�z�na su verilir veya �slak bezle dudaklar� �slat�lmaya çal���l�r, ölüm

dö�e�indeki insan�n uzaktaki yak�nlar� ça�r�l�r, gelememi�lerse üzerine onlara ait

e�yalardan ya da foto�raflardan konur. Yak�nlar�, ölüm dö�e�indeki ki�inin etraf�nda

halka �eklinde oturarak dua ederler. O ki�inin ba�ucunda Kuran-� Kerim bilen yak�nlar�

taraf�ndan veya bilen kimse yoksa din görevlisi ça�r�larak ba�ta Yasin süresi olmak

üzere Kuran’dan baz� süreler okunur. Oldukta sessiz olmaya çal���l�r ara s�ra Kelime-i

�ahadet getirilir ki ölüm dö�e�indeki ki�i de Kelime-i �ahadet getirsin119. Ölümden

sonra yap�lamayaca�� için hastan�n genel temizli�i yap�larak hasta devaml� temiz

tutulur.

Suruç ve çevresindeki halk inan��lar�na göre ölüm dö�e�inde yatan insanlar�n

son anlar� onun ölümüyle ilgili yorumlara sebep olmaktad�r. Ölen insan�n yüz ifadesi,

gülümsemesi, ölmeden önce güzel konu�mas�, çabuk ve ac� çekmeden ölmesi hayra

yorumlanmakta, ölmeden önce çok ac� ve �zd�rap çekmi� ve ölüm an�ndaki hareket ve

davran��lar� da güzel de�ilse kötüye yorumlanmaktad�r120.

b-Ölüm Esnas�ndaki �nan��lar

Hasta öldü�ü zaman gözleri kapat�l�r, çenesi ba�lan�r, elleri yan tarafa konur,

ayaklar� birle�tirilir, karn�n�n �i�memesi için de üzerine bir demir parças� veya b�çak

konarak üzeri örtülür. Ölüm haberi ileti�im araçlar�ndan yararlanarak camiden okunan

“sela” vas�tas�yla çevreye duyurulur. Ölen ki�inin akrabalar� haz�r de�illerse ça�r�l�r.

Hasta ruhunu teslim etti�inden itibaren yak�nlar� ve dostlar� bilhassa k�zlar�, k�z

karde�leri, han�m� henüz cenaze kald�r�lmadan ölünün yan�nda elleriyle gö�üslerine, üst

119 Recep Temel, 1965 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 120 Hasan Atmaca, 1955 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Kara Köyünde ikamet etmekte.

Page 49: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

ba�lar�na vurarak a�lamaya ba�larlar. Bu insan�n kendini tutamad��� içten gelen bir

a�lay��t�r. Cenaze kald�r�l�rken veya kald�r�ld�ktan sonra etraftan gelen kad�n akraba ve

kom�ular�nda kat�lmalar�yla a�lamalar �iddetlenir. Cenazenin kald�r�ld��� evde kad�nlar

oturur ve a��t orada yak�l�r. Ya�l� bir ölünün arkas�ndan fazla a�lan�lmaz. Fakat ölen

genç, evli ve çocu�u da varsa üzüntü ve ac�s� da o derece çok olur. Erkekler yüzlerine

vurmak, kad�nlar ise yüzlerine ve dizlerine vurmak, saçlar�n� yolmak suretiyle

üzüntülerinin belirtisi olarak kendilerine i�kence ederler. Yörede taziyeye gelen herkes

genellikle kendi ölülerine a��t yakarak a�lar. Yörede cenaze defnedilmeden önce

birtak�m i�lemler yap�l�r. Ölü y�kan�ncaya kadar yan�nda Kuran okunmaz. Bir taraftan

mezar kaz�l�rken öbür taraftan ölünün y�kanmas�, kefenlemesi i�lemleri yap�l�r. Ölen

erkek ise cenazeyi cami imamlar� veya ölenin yak�nlar�ndan birisi taraf�ndan imam�n

tarifiyle, kad�n ise o çevrede cenaze y�kamas�n� bilen bir kad�n taraf�ndan y�kan�r.

Cenaze fazla bekletilmez, mümkün oldu�u ölçüde hemen defnedilir. Fakat ölüm

ak�am�n geç saatlerinde gerçekle�mi�se cenaze sabah erkenden sabah namaz�n�n

akabinde defnedilir. E�er ölen ak�am gömülmemeyi vasiyet etmi�se de ak�am

öldü�ünde gömülmez, sabah namaz�ndan hemen sonra defnedilir. Cenaze y�kama

i�lemleri bittikten sonra cenaze kefenlenir, kefenin üzerine de bir battaniye sar�larak

tabuta konur. Tabuttaki kad�n ise tabutun ön taraf�na ba�örtü ba�lan�r, erkek ise tabutun

üstüne ceket veya �apka konulur. Cenazenin gömülece�i mezarl�k uzak ise cenaze

arabayla, yak�n ise tabut omuzlarda ta��nmak suretiyle mezarl��a götürülür. Omuzlara

al�nan tabut dört ki�i taraf�ndan ta��n�r. Tabut ön taraf�ndan omza al�n�r, arka taraftan

b�rak�l�r. Cenazeyi ta��mak sevap oldu�undan herkes ta��maya çal���r ve ta��tt�r�lmaya

çal���l�r. Cenaze ta��n�rken tekbir getirilir. Cenaze mezarl��a getirildi�inde ba�� k�bleye

gelecek �ekilde mezarl���n önüne konulur ve haz�r bulunanlar taraf�ndan cenaze namaz�

k�l�n�r121.

Yörede mezarlar ölüm haberi al�nd�ktan hemen sonra cenaze yak�nlar�,

kom�ular� ve yak�n dostlar� taraf�ndan imece usulü ile kaz�l�r. Mezar erkeklerin göbek,

kad�nlar�n ise gö�üs hizas�na gelecek �ekilde derinlikte kaz�l�r, mezar�n içerisinde

ölünün yüzünün k�bleye gelmesi için k�ble taraf� oyulur. Mezar kaz�l�rken u�ursuzluk

getirdi�ine inan�ld���ndan kazma ve kürekler elden ele verilmez, yere b�rak�l�r. Cenaze

mezar�n içine yak�nlar� taraf�ndan, e�er yak�nlar� üzüntüden indiremiyorlarsa imam ve

ona yard�m eden birkaç ki�i taraf�ndan k�ble taraf�ndan sa� yan� üzerine k�bleye

121 Abdullah Caymaz, 1952 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Özgüren Köyünde ikamet etmekte.

Page 50: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

döndürülür ve kefenin üzerindeki ba� çözülür. Cenazeyi kabre koyanlar “Bismillahi ve

ala milleti resüllillah” derler. Cenaze mezar�n içine konulduktan sonra üzerinin toprakla

temas etmemesi için tahta ile örtülür. Mezara toprak atman�n sevap oldu�una

inan�ld���ndan birkaç kürek toprak atan küre�i yere b�rak�r di�erleri küre�i al�r. Mezar

oldu�u belli olsun diye mezar�n üzeri biraz tümsekle�tirilir ve mezar�n iki ucuna fakir

olanlar ta� (Ek-12), maddi durumu normal ve üstü olanlarda mermer koyarlar. Mezar�n

iki ucuna mermer ta�� koyan cenaze sahipleri mezardakinin ba� taraf�ndaki mermere

ölünün ad�, soyad�, do�um ve ölüm tarihlerini yazarlar. (Ek-13). Mezar�n üst taraf� dere

gibi yar�larak suyun topra�� y�kad��� gibi onun günahlar�n�n da y�kanmas� temennisiyle

su dökülür. Daha sonra imam talk�n vererek orada bulunanlara ölüye haklar�n� helal

etmelerini isteyerek; ey cemaat! Falan o�lu/k�z� falana hakk�n�z� helal ettiniz mi? Orada

bulunanlar da “helal olsun” diyerek tüm cemaatten helallik al�n�r122.

Ayr�ca Anadolu’nun her yerinde oldu�u gibi Suruç ve çevresinde �ehitlerimize

çok önem verilmektedir. �ehitlerin naa�� y�kanmaz, kabristana götürülürken de Türk

Bayra��na sar�l� olarak götürülür. Gömülürken tabutu saran Türk Bayra�� al�narak

�ehidin hat�ras� olarak ömür boyu saklan�r123.

Suruçlu �ehitlerini de hayratla anar. Kurtulu� Sava��nda ölen karde�ini at�na

bindirerek �ehre getirmekte olan Suruçlu da�larda yank�lanan davudi sesiyle ac�s�n�

hayratlara �öyle hayk�r�r124;

Alma yan�

K�zarm�� olmayan�

Nas�l kabre koyarlar

Murad�n olmayan�.

c- Ölüm Sonras� �nan��lar

Ölen ki�i defnedildi�inde yak�nlar�ndan birisi ak�ama kadar bekler. Zira birisi

bekledi�i taktirde ölünün yabanc�l�k çekmeyece�ine inan�l�r. Ölünün y�kand��� yerde

lamba yakman�n ölünün kabristan�n�n ayd�nlat�lmas�na vesile olaca��na inan�ld���ndan

orada üç gün boyunca lamba yak�l�r. Cenazenin gömülmesinin ard�ndan cenazede haz�r

bulunan cemaat taraf�ndan taziye sahiplerini teselli etmek için mezarda yâda eve gelmek

122 �.Halil Çelik, 1955 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 123 �hsan Güne�, 1952 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 124 S�raç Yavuz, 1953 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet etmekte.

Page 51: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

suretiyle ba� sa�l��� dilenir. Ölüsü bulunan evin dam�na taziye evi oldu�u belli olsun

diye beyaz bayrak as�l�r. Taziye en az bir hafta en çok bir ay sürer. Ölünün borçlar�

varsa yak�nlar� taraf�ndan ödenir. Vasiyeti varsa yerine getirilir. Böylece ölünün huzur

içinde yataca��na inan�l�r. Yörede taziye sahiplerine “azay�” denilen çe�itli yard�mlar

yap�l�r. Ayr�ca taziye sahiplerinin yak�nlar�ndan ve kom�ular�ndan her gün birisi

taraf�ndan cenaze evine yemek verilir. Böylece zaten üzüntülü olan cenaze sahipleri bir

de yemek yapma i�iyle u�ra�amayacaklar�ndan onlar�n da yemek yemeleri sa�lanm��

olur. Yemek verme on güne kadar devam eder. Yemekleri getirenler cenaze sahipleri ile

sohbet eder, cenaze evinin misafirlerine yemeklerini vaktinde haz�rlarlar. Yemek

yenildikten sonra ölenin ruhuna Kuran’� Kerim okurlar ve günahlar�n�n af olunmas� için

dua ederler125.

Ölen kad�n ise yak�nlar� taraf�ndan ölünün kom�ular�na i�ne-iplik da��t�l�r. Olur

ki ölen kad�n kom�ular�ndan i�ne-iplik alm��t�r. Ölü yak�nlar� ölümden iki-üç gün sonra

helva yaparak kom�u, dost ve akrabalara da��t�rlar. Yöre insan�na göre bu helva

da��t�lmayana kadar ölünün a�z� topra��n içinde kal�r ve ancak bu helva da��t�ld�ktan

sonra ölünün a�z�n�n topraktan ç�kaca��na inan�l�r. Ölüm olaylar�nda cenaze evden

ç�kt�ktan sonra evdeki tüm sular bo�alt�lmaktad�r. Bunun sebebi “Azrail kanl� b�ça��n�

y�kar” �eklindeki inan��t�r. Evdeki art�k (kalan) yemekler dökülmektedir. Çünkü ölünün

kan� bu yemeklere bula�m�� oldu�undan mekruh oldu�u inanc� hakimdir. Yörede ölü

evden ç�kt�ktan sonra, ölüm kokusu da evden ç�ks�n diye helva kavrulmaktad�r126.

Ölen ki�inin e�yalar�ndan (elbise, ayakkab� vb.) baz�lar� hat�ra olsun diye evde

saklan�rken pek ço�u da fakir olanlara da��t�l�r, alan olmazsa ve i�e yaramayacak

durumdaysa da yak�l�r. Cenaze olan yerde üzüntü belirtisi olarak o gün dü�ün varsa

davul zurna çal�nmaz. Daha sonraki günlerde de cenaze evinden izin istenir. Cenazenin

yak�nlar� belirli bir süre (genellikle bir y�l, ölen genç ise ve çok seviliyorsa daha fazla

sürer) e�lenceli ortamlarda bulunmazlar, televizyon izlemez, yeni elbise giymezler.

Ayr�ca erkekler bir veya iki hafta tra� olmazlar, kad�nlar ise karalara bürünürler127.

Suruç ve çevresinde ölünün k�rk� ç�k�ncaya kadar cenaze evi taraf�ndan her gün

günde bir ki�ilik yemek fakir fukaraya da��t�l�r. K�rk�nc� günde ölünün etinin topra�a

dü�tü�üne inan�ld���ndan mevlit okutturularak yemek verilir, ölünün mezar�na da

giderek dua edilir, �eker ve yöre insan� taraf�ndan “külinçe” olarak adland�r�lan pasta

125 Hasan Güç, 1962 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte. 126 Kaz�m Da�tekin, 1956 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Hürriyet Mahallesinde ikamet etmekte. 127 Bak�r Akku�, 1948 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte.

Page 52: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

benzeri bir yiyecek da��t�l�r. Yörede ölünün elli ikinci gününde de ölenin en son et

parças�n�n da topra�a dü�tü�üne inan�ld���ndan yukar�da anlatt���m�z k�rk�nc� günde

yap�lan i�lemlerin tümü ayn� �ekilde bu gün de yap�l�r128.

2- Ölüm �le �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi

Suruç ve çevresinde ölümle ilgili inan��lar�n ço�unu dini uygulamalar

olu�turmakla birlikte eski Türk inançlar�na benzer adet ve uygulamalar da

görülmektedir. Tatarlar da, ölüm mele�inin k�l�c�ndan bahsedilmekte ve ölüm an�nda

hastalar�n ölüm mele�ini fark etti�inden a�z�n�n aç�k kald��� dü�ünülmektedir. Ölüm

mele�inin yüzünün so�uklu�undan hastan�n melekle göz göze geldi�inde hastan�n yüz

hatlar�ndan anla��ld��� söylenmektedir. Ayr�ca insanlar�n ölüm an�ndaki durumlar�ndan

ölümden sonraki hayat� konusunda bilgi edinildi�ine inan�lmaktad�r. Bu inan�� ve

uygulamalar biraz de�i�ik �ekillerde de olsa tamam� Suruç ve çevresinde

görülmektedir129.

Yörede k�sa bir süre de olsa cenaze bekletilmesi gerekiyorsa cenazenin karn�n�n

�i�memesi için bir demir parças� veya b�çak konulur. Ölüm ve mezarla ilgili bu inan��

ve dü�üncelerin esas�nda demirin Türkler taraf�ndan kutsal kabul edilmesinin ve

koruyucu bir ruha sahip olmas� inanc�n�n belirtisidir130.

Orta Asya’dan Anadolu’ya yerle�en Türkler, milli ve manevi kültürel de�erlerini

de beraberinde getirmi�lerdir. Bu de�erler, Türk Milletinin bünyesinde �u ya da bu

�ekilde varl���n� sürdürmektedir. Suruç ve yöresinde de di�er inan��larda oldu�u gibi

ölüm ile ilgili inanç ve pratiklerde, eski Türk inançlar�na ait de�erler mevcudiyetini

korumaktad�r. Ölüm korkusunun bilinçalt�na yerle�mesiyle tedirgin olan halk,

al��agelmi�in d���ndaki birtak�m davran��lar�, meteorolojik olaylar�, hayvanlar�n hareket

ve sesleri, görülen rüyadaki hastan�n psikolojik ve fizyolojik de�i�iklikleri ço�u zaman

bir belirti saymaktad�r131.

Kaynaklar, eski Türklerin ölülerini y�kay�p temizlediklerini “e�ük” denilen bir

kefene sard�klar�n�, tabuta koyduklar�n� ve bir araba ile mezar yerine götürdüklerini

128 Halil Ötkün, 1970 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Mür�itp�nar Köyünde ikamet etmekte. 129 Mahmut Furtana, Selendi �lçesindeki Yayg�n Halk �nan��lar� ve Bu �nan��lardaki Eski Türk �nanc�n�n �zleri, F�rat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dinler Tarihi Bilim Dal� Yüksek Lisans Tezi, Elaz�� 2003, s. 52. 130 �brahim Kafeso�lu, Türk Milli Kültürü, s. 289. 131 Sedat Veyis Örnek, age, s. 15.

Page 53: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

kaydediyorlar132. Bilhassa Beltirlerin ölüyü y�kad���, erkek ölüyü erkek ihtiyarlar�n

kap�n�n sol (güneyi) taraf�na koyarak, kad�n ölüyü ise kad�nlar�n evin sa� (kuzey)

taraf�na koyarak y�kad��� daha sonra elbiseleri giydirdikleri bildirilmektedir133.

Suruç ve çevresinde görülen elbise ve ayakkab�lar�n fakirlere biran önce

verilmesi veya yok edilmesi ölünün geri gelece�i korkusu ile ölünün bula�t�rd���

öldürücü etkinin ar�t�lmas� hatta y�kanarak hepten yok edilmesi iste�ine dayanmaktad�r.

Böyle bir korkunun eski Türklerde de var oldu�u görülmektedir. Urenhalardan birinde

misafir bulunan biri ölürse bu ölüyü kap�dan ç�kararak, bir demet ot ile vurup “nen

varsa al! Bize b�rakma beraber götür” derler. Kendi ölülerini fenal�k yapmak için geri

döndü�ünde kap�y� bulmamas� için kap�dan ç�karmazlar134. Çin’in Gan-su eyaletinde

Nan-�an da�lar�n�n kuzey kollar�nda ya�ayan sar� Uygurlar da Budist olmalar�na

ra�men ölüyü evden ç�kar�rken t�pk� Altayl�lar gibi “çocuklar� yan�na alma,

sürülerimize ve servetimize dokunma, arzu etti�in hedeflere ko�, iyi ülkelere git! �yi

lamalar� ça��r�p, senin ruhuna dualar okutaca��z. Sen fazla bekleme, güzel yerlere git”

derler135.

Yörede gece geç vakitlerde ölen birisinin sabaha kadar bekletilmesinin sebebi

kötü ruhlar�n ölüye zarar vermesinden dolay�d�r. Eski Türklerde de kötü ruhlar�n ölüye

vermesinden ölüler bekletilirdi. Bu da yöredeki inan�� ile eski Türk inan���n�n ayn�

oldu�unu göstermektedir136.

Ara�t�rma yapt���m�z Suruç ve çevresinde yap�lan uygulamalar eski Türklerde

de görülmektedir. Eski Türklerde görülen bu uygulamalara benzer “ölü a��” törenleri

düzenlenmi�tir. Ba�lang�çta defin merasimini ifade eden “yo�” terimi daha sonra “ölü

a��” veya ölüler için verilen yemek olmu�tur. Altayl� ve Yeniseyli Türklerde, Sakalar,

K�rg�zlar, Kazaklar, Göktürkler ve k�saca eski devirlerden itibaren bütün Türk

topluluklar�nda “yo� a��” mevcut idi. Üstelik Türkler, ba�ka dinlere girdiklerinde de bu

usulü devam ettirmi�lerdir. Göktürklerde “yo� a��” törenine imparatorlu�a dahil

bulunan bütün uluslar�n kat�ld���n� Orhun Yaz�tlar�ndan ö�reniyoruz137. Beltirlerde

birinci “ölü a��” defini üçüncü günü verilir. Bu “a�a” fazla kalabal�k ça�r�lmaz.138

132 Harun Göngör-Ünver Günay, age, s. 77. 133 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 184. 134 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 184. 135 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 188. 136 Mahmut Furtana, age, s. 54. 137 Harun Göngör-Ünver Günay, age, s. 78. 138 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 189.

Page 54: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Kazaklarda matemli evde daima misafire yemek verildi�i için olsa gerek ki bir atasözü

vard�r. “Karn� ac�kan kanal� eve ko�ar”139. Geleneksel Türk Dini Tarihinin en önemli

yanlar�ndan biri olan, ölmü� atalar� tazim ve onlar için kurbanlar sunma inanç ve

âdetinin bir uzant�s�d�r. Ölen atalar�n ve özellikle babalar�n ruhlar�n�n geride kalanlara

iyilik veya kötülüklerin dokunabilece�i inanc� ve onlara ka�� duyulan minnet hissi,

atalar kültürünün temelini olu�turmaktad�r140. Asya Hun’lar�nda her y�l�n May�s ay�

ortalar�nda atalara kurban sunulurdu. Atalara ait hat�ralar�n kutlu say�lmas�, mezarlara

yap�lan tecavüzlerin a��r bir �ekilde cezaland�r�lmas�ndan da anla��lmaktad�r. Avrupa

Hun tarihinde Atilla’n�n II. Balkan seferinin (447) sebeplerinden biri olarak Hun

hükümdar ailesi kabirlerinin Margos (Belgrad civar�nda Tuna üzerinde �ehir-kale)

piskoposu taraf�ndan aç�larak soyulmas� gösterilmektedir141.

Ölülerin ruhlar� için hay�r i�lemek, fakir doyurmak, �slamiyet’te de vard�r.

Ancak bu uygulamalar�n belirli günlere ba�lan�lm�� olmas� geleneksel Türk inanc�n�n

uzant�lar�d�r. A�� dökmek, helva kavurarak koku yaymak eski Türk inanc� iken, bu

günlerde yemek verip, fakir sevindirmek türünden yap�lan hay�rlara mevlit, hatim gibi

ilavelerin yap�lmas�, kanaatimizce bu inançlar� Müslümanla�t�rm��t�r. Çünkü

�slamiyet’te ölünün ard�ndan hay�r-hayrat �eklinde yap�lan uygulamalar vard�r142.

Ancak definden sonra cenaze sahipleri taraf�ndan cemaate yemek verilmesi uygulamas�

bulunmamaktad�r. Ölü sahiplerinin daha sonraki günlerde ziyafet vermesi ise mekruh

say�lm��t�r. Bununla birlikte kom�ular� veya akrabalar� taraf�ndan yemek haz�rlanarak

ölü sahiplerine ikram edilmesinde bir beis görülmemi�143 hatta müstehap hükmünde

de�erlendirilmi�tir144. �slam’da yörede uzun tutulan yas�n aksine ölünün yak�n�nda

bulunanlar için üç günden fazla yas tutulmas�n� caiz görmemi�tir. Uzakta bulunanlar

buna tabi de�ildir. Bununla beraber ölenin hat�ras�na hürmeten kad�n�n kocas� için dört

ay on gün süre ile bir nevi yas tutmas� me�ru k�l�nm��t�r145.

Eski Türklerin ve ba�ta Orta Asya uluslar�n�n yas tutma adetlerine dair Çin

kaynaklar�nda kay�tlar bulunmaktad�r. O�uzlar�n yas alameti, karalar giyinmeleri ve

yasl� çad�r�n üzerine kara bayrak asmalar�d�r. Ancak ölen ki�i dü�manlar� taraf�ndan

139 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 189-190. 140 Harun Göngör-Ünver Günay, age, s. 51-52. 141 �brahim Kafeso�lu, Eski Türk Dini, s. 46. 142 Ya�ar Kalafat, �slamiyet ve Türk Halk �nançlar�, Ankara 1996, s. 37. 143 Ali Osman Ate�, age, s. 80. 144 Yusuf Özarslan, age, s. 321. 145 Yusuf Özarslan, age, s. 320.

Page 55: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

öldürülmü�se beyaz bayrak as�lmaktad�r. Yas alameti olarak saç kesme adeti Göktürkler

ve Sopaylarda tespit edilmi�tir. Defin töreni tamamlan�p, ölenin evine dönülünce ölenin

kar�s�n�n saç örgüsü yar�dan kesilmektedir. Türkler aras�nda çok yayg�n olan yas

adetlerinden biri de ölünün bindi�i at�n kuyru�unu kesmektir. Kazaklarda bu adete

“tullamak (dul yapmak)” denir. Özellikle K�rg�z-Kazaklarda rastlanan bir di�er yas

alameti de elbiseyi ters giymektir146.

Suruç ve çevresinde ölünün arkas�ndan ac� ve �zd�raplar�n� ifade eden

uygulamalar eski Türklerdeki “Yu� Törenleri”nin izlerini ta��maktad�r. Çünkü eski

Türklerden O�uzlar ölülerin arkas�ndan a�lar, t�rnaklar� ile yüzlerini parçalayarak

y�rtarlard�. Göktürkler, saçlar�n� ve kulaklar�n� keser, feryat ederek a�larlard�. Yine bu

iki toplulu�a ait kad�nlar, saçlar�n� yolmak ve elbiselerinin yakalar�n� paramparça etmek

suretiyle a�lamaktayd�lar147. Ayr�ca kaynaklarda defin ve matem törenleri aras�nda haz�r

bulunan resmi “a�lay�c�” ve “a��tç�” kad�nlar�n varl���ndan da söz edilmektedir148.

Ölen birisinin arkas�ndan a�lamak ve yas tutmak Arapça’da “Nihaye” kelimesi

ile ifade edilmektedir. Nihayeden maksat, ölen kimsenin yoklu�unun ac�s�n� içinde

duyarak hissetmektir. Cahiliyye Araplar� ölenin arkas�ndan meziyetlerini saymak, saç

ba� yolmak ve yakalar�n� y�rtmak suretiyle a�larlard�. Hz. Muhammed (SAV) pek çok

hadisinde ölünün arkas�ndan ba��r�p ça��rmak ve saç ba� yolmak suretiyle a�lamay�

yasaklayarak en a��r dille yermi�tir. “Ölünün arkas�ndan ba��r�p ça��rarak a�lamakla

ölüye azap edilir”, “Allah ölünün arkas�ndan ba��rarak ça��rarak a�layana da onlar�

dinleyene de lanet etmi�tir”. Bu vb. hadislerde görüldü�ü gibi ölünün arkas�ndan bu

�ekilde a�lamak, peygamberin sünnetiyle ortadan kald�r�lm��t�r149.

146 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 195-200. 147 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s..196. 148 Harun Göngör-Ünver Günay, age, s. 77. 149 Ali Çelik, age, s. 126.

Page 56: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

II. BÖLÜM

SURUÇ VE ÇEVRES�NDEK� TAB�AT �LE �LG�L�

�NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES�

A-YA�MUR DUASI �LE �LG�L� �NANI�LAR VE

DE�ERLEND�R�LMES�

1 -Ya�mur Duas� ile �lgili �nan��lar

Suruç ve çevresinde kurakl�k döneminde ya�mur duas�na ç�k�l�r. Yörede ya�mur

duas� bazen camilerde yap�lmakta birlikte genel olarak yörede s�k s�k ziyaret edilen

yat�r, türbe gibi kutsal say�lan yerlere gidilerek yap�l�r. Ya�mur duas�na yaz mevsimi

haricindeki üç mevsimde de ç�k�l�r, en fazla ya�mur duas�na ç�k�lan mevsim ilkbahar

mevsimidir. Çünkü bu mevsimde ya�mura daha fazla ihtiyaç duyulmaktad�r. Yörede

ya�mur duas�na ç�k�ld��� halde ya�mur ya�mad���nda tekrar tekrar ya�mur duas�na

ç�k�l�r. Çünkü yöre halk� ya�mur duas�na ç�k�ld��� zaman ya�murun mutlaka ya�aca��na

inan�r. E�er ya�mazsa kendilerinin hatalar�nda görürler. Ya�mur duas�na gidilirken

yörede ilmi ve ibadeti ile tan�nm�� bir hocan�n önderli�inde özellikle çocuklar ve

hayvanlar götürülerek gidilir. Koyunlara tuz yedirip yat�rlara susuz olarak götürerek

yat�rlar�n etraf�nda dola�t�r�rlar ki Allah susuzluktan sürekli meleyen koyunlara ac�y�p

onlara rahmet etsin ve ya�muru ya�d�rs�n. Koyunlar� yat�rlara götürürken yolda

kaplumba�aya rastlad�klar�nda onu s�rtüstü yat�r�rlar ki kaplumba�a da ya�murun

ya�mas� için Allah’a dua etsin, yüce Allah’ta kaplumba�aya ac�y�p ya�mur ya�d�rs�n.

Duaya gidilirken yolda ya�murun ya�mas� için dua edilir. Allah’�n ac�y�p ya�mur

ya�d�rmas� için özellikle çocuklar ve hayvanlar götürülür ki; Allah’a “Ya Rabbi,

biliyoruz biz günahkâr�z sana kar�� yüzümüz yok fakat bu sebil (günahs�z) çocuklar ve

susuz hayvanlar için rahmetini bizden esirgeme” derler. Daha sonra ya�mur duas�

namaz� k�l�nmas� akabinde eve dönülür150.

Yörede ya�mur ya�mad��� zaman k�rk küçük ta��n okunarak göle at�lmas�

suretiyle ya�murun ya�aca��na inan�l�r151.

150 Müslüm Ta�demir, 1950 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Y�ld�r�m Mahallesinde ikamet etmekte. 151 Osman Kank�l�ç, 1975 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Boztepe Köyünde ikamet etmekte.

Page 57: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Öte yandan ya�mur uzun bir süre ya�mad���nda yöre insan� taraf�ndan

“�alunga” diye isimlendirilen duaya ç�k�l�r. Mahalle veya köyden bir gurup toplanarak

bunlardan iki erkek, biri erkek di�eri kad�n k�l���na girerek tüm mahalle veya köyü

dola�arak;

“Çomça gelin nar ister, çomça gelin su ister

Ver Allah’�m ver! Ya�mur ile sel

Koç koyun kurban, göbekli harman

Yaz ya�muru yalanc� gavur k�z� dilenci

Ver Allah’�m ver! Ya�mur ile sel

Koç koyun kurban, göbekli harman”

�eklinde ba��rarak yöre sakinlerinden g�da türünden bir �eyler toplarlar. Ertesi gün

toplad�klar� �eyleri kar��t�rarak kutsal kabul edilen ta��n yan�nda yemek yaparak yat�r�n

yan�nda herkesle birlikte yeme�i yedikten sonra ya�mur duas� ederler152.

Yörede ya�mur suyu kutsal say�ld���ndan kesinlikle ya�mura kar�� küçük abdest

dökülmez. Çünkü her bir ya�mur damlas�n�n melekler taraf�ndan yeryüzüne

indirildi�ine inan�l�r. Ayr�ca ya�mur ya�am ve bereketin kayna�� olarak görüldü�ünden

ya�mur yerine “rahmet” s�fat� kullan�l�r153.

2- Ya�mur Duas� ile �lgili �nan��lar� De�erlendirilmesi

Eski Türk inançlar�nda su, ta� ve ata ruhlar� kutsal kabul edilmekteydi. Ta� veya

ta�larla ya�murun ya�d�r�lmas� inanç ve pratikleri bütün Türk kavimlerinde görülen bir

uygulamad�r. Suruç ve çevresinde de k�rk küçük ta��n okunarak göle at�lmas� suretiyle

ya�murun ya�aca��na inan�lmas� eski Türk inanc�n�n bir uzant�s�d�r154.

Ayr�ca yine Suruç’ta görülen ya�murun ya�d�r�lmas� ile ilgili hayvanlara tuz

yedirilip yat�ra götürülmesi inanç ve prati�i, eski Türk inanç ve pratiklerinin hala

ya�at�lan bir uygulamas�d�r. Nitekim ya�murun ya�d�r�lmas� törenleriyle ilgili olarak

Suruç’ta uygulanan törene benzer bir uygulama da Ürgüp’teki “koyun-kuzu meletme”

dir. Ürgüp’te halk kasaban�n önünden geçmekte olan dere kenar�nda toplan�r. Derenin

bir kenar�na koyunlar, di�er kenar�na da kuzular getirilir. Kuzu ve koyunlar�n suyu

geçerek birbirine kavu�malar� çobanlar taraf�ndan engellenir. Analar�na kavu�amayan

152 Bak�r Akku�, 1948 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 153 Hac� Çelikten, 1933 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Yat�rtepe Köyünde ikamet etmekte. 154 Abdulkadir �nan, Eski Türk Dini Tarihi, s. 39.

Page 58: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

kuzular bunun üzerine melemeye ba�larlar. ��te bu s�rada orada haz�r bulunan hoca

“Yarabbi bizim yüzümüze bak�p ya�mur vermiyorsun, bari �u a��zs�z, dilsiz

hayvanlar�n yüzünde bak da ya�mur ver, koyunlar� otsuz, kuzular� sütsüz b�rakma”

�eklinde dua eder, daha sonra bir muska yazarak dereye b�rak�r155.

Türk hayat�nda su ve ya�mur hayat�n ve bereketin kayna��d�r. Bu yüzdendir ki

su mukaddesler aras�nda kabul edilir. Bunun bir ifadesi de onun bugünde Türk

hayat�nda “rahmet” s�fat� olarak an�lmas�d�r. �nceleme yapt���m�z Suruç ve çevresinde

oldu�u gibi Türk dünyas�n�n hemen her yerinde “ya�mur ya��yor” yerine “rahmet

ya��yor” denilir. Böylece onun Allah’�n bir ba���� oldu�u vurgulan�r156.

Türk kavimlerinde çok eski devirlerinden beri yayg�n olan bir inan��a göre,

büyük Türk Tanr�s� Türklerin ceddi alàs�na denilen bir sihirli ta� arma�an etmi�tir ki,

bununla istedi�i zaman ya�mur, kar ve dolu ya�d�rarak f�rt�na ç�kar�rd�. Bu ta� her

devirde Türk kamlar�n�n ve büyük Türk komutanlar�n�n ellerinde bulunmu�tur.

�amanistlere göre zaman�m�zda da büyük kamlar�n ve yadac�lar�n ellerinde

bulunmaktad�r. Bu ya�mur ta�� muhtelif Türk lehçelerinde, her lehçenin fonetik

özelliklerine göre muhtelif �ekillerde ifade olunur. Yakutça’da “sata”, Altayca’da

“cada”, K�pçak gurubuna dahil lehçelerde ise “cay” �eklinde söylenir. �slam

kaynaklar�nda da Türklerin bu sihirli ta��na “ya�mur ta��” ve “cada ta��”

denilmektedir157.

Ça�da� Türk uluslar�n�n folklorunda “yada ta��” efsanesi en çok yay�lm��

efsanelerinden biridir. K�rg�zlar�n Manas destan�n�n büyük Çin seferi rivayetinde

“Almanbet” adl� kahraman�n ya�mur ya�d�rmak için “bulutlar� afsunlad���”

zikredilmektedir158.

Yörede ya�murun ya�d�r�lmas� için çocuklar aras�nda oynanan, yöre insan�

taraf�ndan “�alunga” diye adland�r�lan oyun eski Türk inan��lar�n�n devam�d�r.

Türklerde ya�mur ya�d�rma törenleriyle ilgili bir çocuk oyunu niteli�inde olan Çömçe

gelin/kepçe gelin oyununda çocuklar söyledikleri türkü ve ilahilerde kurban olarak

koç/koyun ada��n� diler ve ada�� yerine getirirlerdi159. Ayr�ca Çuva� Türklerinde de

155 Prof. Dr. Abdulhalük ÇAY, age, s. 61. 156 Ya�ar Kalafat, Do�u Anadolu’da Eski Türk �nanc�n�n �zleri, s. 173. 157 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 61. 158 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 62. 159 Prof. Dr. Abdulhalük ÇAY, Türk Milli Kültüründe Hayvan Motifleri I, Ankara 1990 s. 53.

Page 59: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

ya�mur duas�na ç�kan çocuklar taraf�ndan un, dar�, tereya�� ve yumurta toplan�r sonra

da bir muska yaz�l�p dereye b�rak�l�rd�160.

B- A�AÇ VE ORMAN �LE �LG�L� �NANI�LAR VE

DE�ERLEND�R�LMES�

1- A�aç ve Orman ile �lgili �nan��lar

Yeryüzünde en yayg�n kültlerden biri olan a�aç kültü dinler tarihinin tespitine

göre insanl�k tarihinin hemen her döneminde kendini göstermektedir. Çünkü a�aç

birçok toplum ve dinde ilahlar�n ve ruhlar�n bar�nd��� kutsal varl�klard�r. Hatta evren

dev bir a�aç �eklinde tasavvur edilmi�tir161.

Suruç ve çevresinde, y�ld�r�m�n çarpaca��na inan�ld���ndan ya�mur ya�d���nda,

�im�ek çakt���nda ve gök gürledi�inde a�açlar�n gölgesinde oturulmaz. Yöre insan�n�n

inanc�na göre Allah, �eytan ve cinlere �im�ek att���nda bunlar korunmak için a�açlar�n

alt�nda sakland���ndan Allah’ta �im�e�i buraya dü�ürür162.

Yörede yat�rlarda bulunan a�açlara kutsiyet atfedildi�inden bu a�açlar�

kesmenin günah oldu�una, yat�rlarda bulunan a�açlara çaput ba�lamak suretiyle dilek

ve temennilerde bulunulursa dilek ve temennilerinin kabul olunaca��na inan�l�r163.

Yöre halk� a�aç ve ormana çok önem verir, bir dal’�n bir çocuk gibi oldu�una

inanmaktad�r. Ayr�ca Hz. Muhammed’in “Ölece�inizi bilseniz bile kesinlikle dikili bir

a�ac�n�z olsun” hadisine çok riayet ederler. Nitekim yöre insan�na göre insan, ilk

do�du�unda da öldü�ünde de ilk olarak a�aca ihtiyaç duyar. Çünkü bebek do�ar

do�maz be�i�e konulur, insan öldü�ü zamanda tene�ire konur. Ayr�ca yörede bulunan

yat�rlardaki a�açlar�nda kutsal oldu�una inan�ld���ndan kesinlikle o a�açlara

dokunulmaz. Üzerlik otu kutsal say�ld���ndan çocuk do�umundan sonra ilk kez soka�a

ç�kaca�� zaman çocu�a göz ve nefes de�memesi için çocu�un ba��n�n üzerinde üzerlik

tohumu döndürülerek ate�e at�l�r. Dü�ün günü de dü�ün evine nazar de�mesin diye

biraz üzerlik otu, damad�n ba��n�n etraf�nda dola�t�r�ld�ktan sonra yak�l�r. Böylece

dü�ün evinin nazardan korunaca��na inan�l�r164.

160 Ya�ar Kalafat, Do�u Anadolu’da Eski Türk �nanc�n�n �zleri, s. 114. 161 Yrd. Doç. Dr. �skender Oymak, Malatya ve Çevresinde Ziyaret ve Ziyaret Yerleri, Malatya 2002, s. 93. 162 �mam Unutur, 1955 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Hürriyet Mahallesinde ikamet etmekte. 163 Sevgi Uluda�, 1962 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Sarayalt� Mahallesinde ikamet etmekte. 164 �slim Arslan, 1952 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Boztepe Köyünde ikamet etmekte.

Page 60: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

2- A�aç ve Orman ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi

Suruç ve çevresinde incelemeye çal��t���m�z a�aç kültü, genellikle türbe-a�aç-su

biçiminde bulunmaktad�r. Kanaatimizce Orhun Kitabelerinde Gök Tanr�’dan sonra en

hakim unsur olan yer-su kavram�n�n öncelikli bir k�sm� i�te bu üçlü veya bazen de ikili

olan kültten ibaret olmaktad�r. Görüldü�ü gibi eski Türk inançlar� içerisinde çok önemli

bir yer i�gal eden bu kültlerin, �slamiyet’te dâhil sonradan kabul edilen bütün dinlerin

süzgecinden geçerek günümüze kadar gelebilmeleri üzerinde dü�ünmeye de�er bir

olgudur165. Masallar, efsaneler hep bu kültün izleriyle doludur166.

�lçede yat�rlarda bulunan a�açlara kutsiyet atfedilmesi eski Türk inançlar�na

dayanmaktad�r. Çünkü a�aç kültü a�a�� yukar� Orta Asya sahas�ndan Anadolu’ya kadar

bu kültün tespit edildi�i her yerde a�aç-evliye münasebetine rastlanmaktad�r. Halen

Anadolu’da kutlu say�lan a�açlar�n yan�nda böyle türbe ve mezarlar�n varl��� bunu

göstermektedir167.

Ötüken ormanlar�n�n (ötüken y��) Göktürkler ve Uygurlar devrinde bütün

Türklerde mukaddes say�ld���n� biliyoruz. Orman kültü ilkel topluluklar�n orman

mahsulleriyle ve avc�l�kla geçindikleri devrin hat�ras�d�r. Ziraatç� ve geni� bozk�rlarda

çobanl�k ile geçinen uluslarda Orman kültü eski önemini kaybetmi�, orman Tanr�lar� da

kötü ruhlar say�lm��t�r. Bununla birlikte hayat �artlar� ve dini telakkileri bak�m�ndan

epeyce geli�mi� ve yükselmi� olan baz� uluslar orman kültünü yeni dinlerine sokmaya

muvaffak olmu�lard�r. Nitekim son zamanlara kadar avc�l�kla geçinen �or Türkleri

orman ruhlar�n�n avc�n�n temiz ve do�ru sözlü olmas�n� istedi�ine inand�klar�ndan bu

ruhlara çok önem verirlerdi168.

Orman�n heyeti umumiyesi bir kült say�ld��� gibi baz� a�açlar� da ayr�ca takdis

edilir. �amanistlerin en çok sayd�klar� a�aç, kay�n a�ac� (Betula Toernef) d�r. Do�u

Türkistan’�n Müslüman oyun (kam) lar� da hastay� afsunla tedavi ederken çevrelerinde

kay�n a�ac� bulundururlar169.

165 Yrd. Doç. Dr. �skender Oymak, age, s. 97-98. 166 Pervin Ergun, Türk Kültüründe A�aç kültü, Ankara 2004, s. 73. 167 Yrd. Doç Dr. �skender Oymak, age, s. 98. 168 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 63. 169 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 64.

Page 61: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

C- HAYVANLAR �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES�

1- Hayvanlar ile �lgili �nan��lar

Suruç ve çevresinde kedinin Hz. Peygamberin s�rt�n� ok�ad���ndan eve r�zk� ile

geldi�i, kediyi beslemenin iyi ve hay�rl� oldu�u hatta kediyi öldürmenin büyük günah

oldu�u, kediyi öldüren birisinin kefaret olarak bir sini dolusu alt�n� hay�r olarak da��tsa

dahi günah�n�n affedilmeyece�i inanc� hakimdir. Fakat hadis kaynaklar�nda böyle bir

inan�� görülmemektedir. Yörede horoz sabahlar� kimin kap�s�nda öterse onun evine

ak�am h�rs�z�n gelece�ine, gece ev köpe�inin hazin hazin ulumas� o evden birinin

ölece�ine delalet etti�ine inan�l�r. Ayr�ca k�rm�z� tavu�un eve bereket getirdi�i, sar�

ine�in evin süsü oldu�u, at�n aln�nda hay�r oldu�u, fare öldürenin gusletmesi gerekti�i

inanc� hakimdir170.

Yörede kahverengi ku�lar� beslemenin eve u�ur getirdi�ine ve musibetleri

defetti�ine inan�l�r171.

Zemheri günlerinde evdeki örümcek a�lar�n�n temizlenmesi ho� görülmez.

Bayku�lar�n gözleri sar� oldu�undan nazar etti�ine, bir evin dam�nda bayku� öterse o

evde bir ki�inin ölece�ine inan�l�r. Günah oldu�una inan�ld���ndan yüklenen hayvan�n

yükünden fazla yük yüklenmez172.

Koyun ve inekler melekten say�ld�klar�ndan kutsal say�l�rlar. Bundan dolay� gece

koyunlar�n aras�nda yatan bir ki�inin güvende oldu�una inan�l�r173.

Yörede faiz verenin ekme�inin haraml�l��� kar�ncalar�n evi terk etmesine sebep

oldu�una inan�ld���ndan evinde kar�nca çok olan bir ki�i bu kar�ncalardan kurtulmak

için faiz veren (tefeci) bir ki�inin evinden bir parça ekmek alarak kar�ncalar�n

yuvalar�na b�rak�r174.

Çoban hayvan sürülerini merada otlatmak için d��ar� ç�kard���nda arkadan bir tas

su döküldü�ünde sürünün nazardan korunaca��na inan�l�r. Yolculu�a ç�kan birinin

önüne tav�an veya y�lan ç�karsa u�ursuzluk getirece�ine inan�l�r175.

Sanc�ya tutulan hayvanlar�n kulaklar�n�n ucundan biraz kesildikten sonra kan�

ak�t�l�rsa sanc�n�n geçece�ine inan�l�r.

170 Salih Arslan, 1953 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 171 Yasemin Gül, 1982 Sivas do�umlu, Önlisans Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte. 172 �brahim Halil Ekinci, 1962 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Hürriyet Mahallesinde ikamet etmekte. 173 �hsan Güne�, 1952 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 174 Müslüm Ta�demir, 1950 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Y�ld�r�m Mahallesinde ikamet etmekte. 175 R�fat Yavuz, 1953 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte.

Page 62: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Mavi renkli yabani güvercinlerin peygamberimizin hicreti esnas�nda gizlenmi�

oldu�u ma�aran�n giri�ine yuva kurarak peygamberimizi Mekkeli mü�riklerden

koruduklar�na inan�l�r. Bundan dolay� bir nevi kutsiyet atfedilen güvercinlere

dokunulmaz ve bunlar kesilmezler. Kesildikleri taktirde kesene büyük bir felaketin

gelece�ine inan�l�r. Beyaz güvercin huzurun simgesidir. Beyaz güvercin besleyen

ailenin huzurlu bir ortama sahip olaca��na inan�ld���ndan beyaz güvercin beslemeye

özen gösterilir176.

Çocuklar�n merkep (e�ek) beslemeleri ho� kar��lanmaz. Çünkü merkeple u�ra�an

çocu�un aptal olaca��na inan�l�r177.

Tavu�un nadir görülen bir �ekilde günde iki kez yumurtlamas�n�n u�ursuzluk

i�areti oldu�una, bu durumun tavu�un sahiplerine büyük bir felaketin getirece�ine

inan�ld���ndan o tavuk kesilir178.

Hz. Hüseyin �ehit edilirken kekli�in onun kan�yla ayaklar�n� y�kad���na ve

kan�n� içti�ine inan�ld���ndan keklik u�ursuz havyan olarak görülür. Bu inan��a sebep

ise kekli�in gagas�n�n ve ayaklar�n�n k�rm�z� olu�udur179.

Hz. �brahim ate�e at�l�rken, Hz. �brahim’in at�ld��� ate�i söndürmek için a�z� ile

su ta��d���na inan�ld���ndan kertenkele kutsal bir hayvan olarak görülür180.

Yörede yarasan�n kanad�ndan su içen ki�inin ilim ve fen ad�na ne varsa onu

rahatl�kla ö�renebilecek bir yetene�e sahip olunaca�� inanc� hakimdir181.

Yöre insan� taraf�ndan “koyu süt” olarak adland�r�lan yeni do�um yapm�� koyun,

keçi ve ine�in ilk sütü bu hayvanlar�n sütünün bol ve bereketli olmas� için yak�n kom�u

ve akrabalara da��t�l�r182.

2- Hayvanlar ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi

Eski Türklerde kutsal kabul edilen hayvanlar olarak kabul edilen bir çok hayvan

mevcuttur. Totemcilik, en iptidai cemiyet tipi olarak kabul edilen “klan”�n dini

kadrosunu te�kil eder. Buna göre bir hayvan, bir bitki veya bir cisim klan�n atas�

durumunda olup, kutsal say�l�r ve “totem” ad�n� al�r. Ku�, tav�an vb. hayvanlar,

176 Celal Uluda�, 1963 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Sarayalt� Mahallesinde ikamet etmekte. 177 Halil Ötkün, 1970 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Mür�itp�nar Köyünde ikamet etmekte. 178 Mustafa Do�an, 1925 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Bellik Köyünde ikamet etmekte. 179 Halil �brahim �slamo�lu, 1942 Savur do�umlu, Enstitü Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte. 180 Feride Baz, 1944 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 181 �.Halil Ekinci, 1962 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Hürriyet Mahallesinde ikamet etmekte. 182 Müslüm Atmaca, 1942 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet etmekte.

Page 63: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

herhangi bir bitki mesela bir ta� parças�, ya�mur, deniz vb. kutsal kabul edilebilir.

Totem’i öldürmek, incitmek “tabu (haram, yasak) dur183.

Gerek eski Türklerin, gerekse bugünkü Türklerin kutlu sayd��� hayvanlar

aras�nda geyik, kaz, at, kartal, bozkurt, tav�an say�labilir184.

Yörede bayku�lar�n gözlerinin sar� oldu�undan nazar etti�ine inan�lmas� eski

Türk inan���na dayanmaktad�r. Türklerin destanlar�nda sar� renk kötülük ve felaket

sembolüdür. Ancak tabiat ve bahardaki çiçek tasvirlerinde istenerek kullan�lm��t�r. Sar�

ejderha Türk masallar�nda ku�ku ve kötü duygular� veren bir motiftir ve O�uz

Destan�nda yi�itlerin yi�itliklerini ispat etmeleri için böyle korkunç bir hayvan�

öldürmeleri �artt�185. Ayr�ca yörede mavi renkli yabani güvercinlere kutsiyet

atfedilmesi, beyaz güvercinlerin huzurun simgesi kabul edilmesi, Türklerin mavi ve

beyaz renklere yükledikleri anlamlarla benzerlik görülmesi bu inan��lar�n eski Türk

inan��lar�na dayand���n� göstermektedir. Türklerde ak (beyaz) renk beyazl���

göstermekle beraber, temizlik, ar�l�k, büyüklük ve ya�l�l��� ifade etmektedir. En eski

Türk devleti say�lan Hunlarda ak renk adalet ve güçlülü�ün sembolüdür186. Gök ve mavi

ise gök ve suyun alametidir. Gök rengi sonsuzlu�u, türeyi�i, emniyet ve huzuru telkin

eder ve sinirler için k�rm�z�n�n aksine olarak sükun ve huzur verir. Gök, k�rm�z�, ve ak

renkleri Türk kültüründe en çok de�er verilen renklerdir187.

D- SU �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LES�

1- Su ile �lgili �nan��lar

Suruç ve çevresinde geceleyin büyük nehirlerden görünmeyen zararl� varl�klar�n

ç�kabilece�ine inan�ld���ndan gece büyük nehirlerin yan�nda tek ba��na oturulmaz ve

yat�lmaz. Ayr�ca büyük nehirlerin her sene mutlaka bir can ald���na inan�ld���ndan

nehire girerken çok dikkat edilir188.

Yörede su kutsal say�ld���ndan su ile yemin edilir. Zorunlu olmad�kça ayakta su

içilmez. �htilam olan birisi suya dokunmaz. Su temiz tutulur ve kesinlikle pisletilmez,

183 �brahim Kafeso�lu, Eski Türk Dini, s. 9. 184 Mehmet Eröz, Eski Türk Dini ve Alevilik-Bekta�ilik, �stanbul 1992, s. 124-140. 185 Prof. Dr. Sad�k Tural-Elmas K�l�ç, Nevruz ve Renkler, Ankara 1996, s. 60. 186 Prof. Dr. Sad�k Tural-Elmas K�l�ç, age, s. 56. 187 Prof. Dr. Sad�k Tural-Elmas K�l�ç, age, s. 59. 188 Osman Atmaca, 1955 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Kara Köyünde ikamet etmekte.

Page 64: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

suyu pisletenin çarp�laca��na inan�l�r. Ayr�ca birisine iltifat edilece�i zaman “Su gibi

aziz ol” denilir189.

2- Su ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi

Suruç ve çevresinde görülen su ile ilgili inanç ve pratikler eski Türk inan��lar�n�n

ya�ayan son biçimleridir. Nitekim Anadolu Türkleri aras�nda hala çarp�laca��na

inan�ld���ndan su temiz tutulur, hava karard�ktan sonra evin d���na su dökülmez, suyun

ak�p geçti�i yerlere tükürülmez ve küçük su dökülmez. Eski Türklerde su mukaddes

olup onlar�n hayat kayna�� ve ya�ama gücü idi190.

Türkler aras�nda tabiat kültürüne ba�l� olarak geli�en ve kült konusu olan su

önemli bir unsurdur. Türkler da�lar gibi göller ve �rmaklar� da hep canl� nesneler olarak

tasavvur etmi�lerdir. Suyun ar�t�c� niteli�i, bolluk ili�kisi, ta�ma vb. özellikleri bu kültün

do�u�unda rol oynayan önemli etkenlerdir191.

Suruç ve çevresinde su ile ilgili inan�� ve uygulamalar geleneksel Türk dini

içerisinde de önemli bir dini anlam ve mahiyete bürünmü�, bu çerçevede su kayna��,

p�nar, �rmak ve göl gibi su ile alakal� olu�umlar kutsiyet kazanm��t�r. Orhun yaz�tlar�nda

yer alan ikinci yer-su ifadesi “Tamak-Iduk-ba�” Tamir Nehri’nin ba��na ve kayna��na

izafe edilmektedir. Göktürkler ve Uygurlar�n Tamir’i yan� s�ra Orhun, Selenga, Tola…

gibi �rmaklar� da kutsal sayd�klar� anla��lmaktad�r. Kutsal say�lan bu �rmak sular�n�n ve

göllerinin bal�klar�n� avlamak ve onlar� yemek yasaklanm��t�r192.

E- ATE� �LE �LG�L� �NANI�LAR VE DE�ERLEND�R�LMES�

1- Ate� ile �lgili �nan��lar

Suruç ve çevresinde Ay tutuldu�u zaman silahlar� ate�lemek ve davul çalmak

suretiyle Ay’�n tutulmaktan kurtulaca��na inan�l�r. Çünkü Ay’�n tutulmas�nda �eytan�n

rol ald��� ve bunlar�n yap�lmas�yla Ay’�n normal haline dönülece�i inanc� hakimdir193.

Yörede kömür ve ate�teki köz etraf�na k�v�lc�m saç�yorsa, orada bulunan

ki�ilerden birisinin aleyhinde konu�uldu�una inan�l�r. Üfürmek suretiyle lambay�

189 Hasan Atmaca, 1955 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Kara Köyünde ikamet etmekte. 190 Ya�ar Kalafat, Do�u Anadolu’da Eski Türk �nanc�n�n �zleri , s. 52-54. 191 Yrd. Doç. Dr. �skender Oymak, age, s. 99. 192 Jean Paul Roux, Türklerin ve Mo�ollar�n Eski Dini (Trc.Ayhan KAZANCIG�L), �stanbul 1994, s. 115. 193 Hikmet Y�ld�r�m, 1970 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Küçükova Köyünde ikamet etmekte.

Page 65: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

söndürmek fakirlik alameti oldu�una inan�l�r. Ate�e saç atmak günah say�ld���ndan saç,

genellikle duvar delikleri vs. gibi yerlere konulur194.

Ak�amdan sonra ev süpürülmez. �ayet mutlaka ev süpürmek gerekiyorsa

süpürgenin ucu hafifçe yak�l�r.

Ate�e sayg� duyuldu�undan küçük su dökülmez. Ate� ile yemin edilir. Ate�e su

dökülmez. Çünkü özellikle Ak�am namaz� akabinde ate�in çarpaca��na inan�l�r. Ate�in

üzerine özellikle çocuklar�n küçük su dökmesinin cin çarpmas�na neden olaca��na

çünkü cinlerin ate�i çok sevdi�ine inan�l�r. Cin çarpma gibi t�bben tedavisi mümkün

olmayan hastalar�n ate�in etraf�nda döndürülmesiyle iyile�ece�ine inan�l�r195.

Ayr�ca ileti�im araçlar� bu kadar geli�memi�ken ate� bir ileti�im arac� görevini

de görüyordu. Merada hayvanlar�n� otlatan çoban, h�rs�zl�k ve gasp gibi durumlarda ate�

yakarak yard�m isterdi. Bu ate�i gören bütün erkeler m�zra��n� al�r at�na biner

beklemeksizin ate�e do�ru giderlerdi. Ate�i görüp de gitmeyen ki�iye iyi gözle

bak�lmazd�. Bunlara namert gözüyle bak�l�r, adam muamelesi bile yap�lmazd�196.

2- Ate� ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi

“Ate�” kavram� Anadolu’da çok önemli anlamlar� ihtiva eder. Ancak genelde

bütün geleneksel sosyal guruplarda bir kutsall��� ifade etmi�tir. Ate� bazen evrenin

men�ei, bazen de tanr�lar�n insanlara verdi�i en k�ymetli hediye olarak kar��m�za

ç�kmaktad�r. Ate� ile ilgili inançlar�n, “Amerika, Asya, Avrupa ve Akdeniz

havzas�ndaki en eski dini sistemler içinde, ate�in yerine ve zaman�na göre az veya çok

önemli bir kült konusu oldu�u bilinmektedir. Ama ate�, as�l eski Hind ve �ran

inançlar�nda temel bir yer kazanm��t�r. Özellikle Zerdü�tlü�ün ve Mazdeizm’in ana

esaslar� ate� ibadetlerine dayanmaktad�r. Bu iki dinden ba�ka Kuzey ve Orta Asya

bozk�rlar� gibi sert iklim �artlar�n�n hakim oldu�u yerlerde te�ekkül eden inanç

sistemlerinde de ate�in tabii bir mevkii olaca�� �üphesizdir”197.

Eski Türk inanc�na göre ilk insanlar meyve ve otla beslendikleri için ate�e

ihtiyaçlar� yoktu. Fakat Tanr� onlara zamanla et yemeklerini de bildirince ate�e ihtiyaç

duyuldu. Bunun üzerine Tanr� Ülgen, kuru otlar� toplay�p, iki ta� aras�nda ezerek ate�i

meydana getirdi. Bunun üzerine insanlar bu ate�e “….atam�n kudretinden ta�a dü�mü�

194 Yaze Aykut, 1953 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet etmekte. 195 Halil Ülgen, 1952 Suruç do�umlu, M�zepli Köyünde ikamet etmekte. 196 Kas�m Bu�an, 1940 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte. 197 A.Y Ocak, Bekta�i Menak�bnamelerinde �slam Öncesi �nanç Motifleri, �stanbul 1983, s. 195-186.

Page 66: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

ate�tir” dediler. Bu nedenle olacak ki Hun ve Yakut Türklerinde çakmak ta��ndan elde

edilen ate� kutlu say�lmaktad�r. Yakut �amanlar� da ayinlerinde bu ta�tan elde edilen

ate�i kullan�rlar ki buna “mukaddes ate�”, kibritle elde edilen ate�e de “Rus ate�i”

diyorlar ve Rus ate�ini de asla ayinlerinde kullanmazlar. Di�er taraftan Mo�ol

�amanizm’ini ilk defa inceleyen Banzanov, ate� inanc�n�n Mo�ollara Türklerden

geçti�ini söyler. Bunun için de Mo�olca ate�e “gal” ve Ate� Tanr�s�’na da “ot”

denilmesini delil olarak gösterir198.

Altayl�lar�n ate�e kar�� söyledikleri dualarda ate�e “Güne� ve Ay’dan

ayr�lm��s�n” derler. Altayl�lar ate�in gökten Ülgen-Tanr� taraf�ndan gönderildi�ine

inan�rlar. Mübarek say�lan baz� �eylere ve ruhlara kar�� “küfür” sözler sarf edilebilir ise

de ate� hakk�nda böyle bir �ey söylenemez. Ate�i su ile söndürmek, ate�le oynamak ve

ate�e tükürmek kesin olarak yasakt�r199.

Suruç ve çevresinde Ay tutulmas� s�ras�ndaki inanç ve pratikler eski Türk

inan��lar�n�n bir devam� niteli�indedir. Çünkü Ay tutulmas� esnas�nda gö�e ok atarak,

davul çalarak, silahlar� birbirine vurarak, ba��rarak gürültü ç�karan eski Türkler, böylece

Ay’�n yüzünü örten karanl���, kara iyeleri kovmaya çal���rd�200.

Yörede görülen ate�in sayg� duyulmas�, ate�e su dökülmemesi ve ate�e küçük su

dökülmemesi eski Türk inan��lar�ndan kalma inan�� ve pratiklerdir. Türkler od ve ocak

iyesine bir sayg� i�areti olarak üstüne pis ve kötü �eyler atmaz, bundan sak�n�rlard�.

Söndürmez ve üstüne su dökmezlerdi201.

F- Z�YARET YERLER� �LE �LG�L� �NANI�LAR VE

DE�ERLEND�R�LMES�

1- Ziyaret Yerleri ile �lgili �nan��lar

Birini veya bir yeri görmeye gitmek anlam�ndaki ziyaret kelimesi ile daha çok

yat�r, türbe, kümbet, tekke, ziyaret, dede mezar� gibi çe�itli adlarla an�lan, türlü isim ve

s�fatlar verilerek manevi güç ve meziyetlere inan�lan ki�ilerin yatt�klar� kabul edilen

198 Abdulkadir �nan, Makaleler ve �ncelemeler, s. 394 ; Abdulkadir �nan, Eski Türk Dini, s. 42. 199 Abdulkadir �nan, Tarihte ve Bugün �amanizm, s. 67. 200 Ya�ar Kalafat, Do�u Anadolu’da Eski Türk �nanc�n�n �zleri, s..40. 201 Ya�ar Kalafat, Do�u Anadolu’da Eski Türk �nanc�n�n �zleri, s. 61.

Page 67: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

yerlere belirli dileklerle yap�lan ziyaretler ve bu çerçevede olu�mu� inanç ve

uygulamalar anla��lmaktad�r202.

Suruç ve çevresinde hemen hemen her köyde yat�r bulunmaktad�r. Her yat�r�n

bir hastal��a �ifa kayna�� oldu�una inan�l�r. Derdine dermen arayanlar bu ziyaretgâhlara

gider, adaklarda bulunarak niyetlerini dua ile belirtilerdi. Özellikle adad�klar� kurban�

yat�rlarda kestikleri zaman dualar�n�n kabul edilme oran�n�n çok daha fazla oldu�una

inan�l�r. Bu yat�rlardaki toprak, halk aras�nda ilaç (t�berk) olarak kabul edilmektedir.

Ba� a�r�s�, a��z yaras� gibi küçük hastal��� olan ki�iler taraf�ndan, bu topra��n yenilmesi

veya suya atarak o suyu içmek suretiyle ba� a�r�s�n�n ve a��z yaras�n�n gidece�ine

inan�l�r. Fakat geceleyin yat�rlarda kesinlikle oturulmaz ve yat�lmaz. Oturuldu�u veya

yat�ld��� taktirde görünmeyen zararl� varl�klar�n o ki�iye zarar verece�ine inan�l�r203.

Suruç’ta mezar, mezarl�k ve türbe türünden mekânlara parmak uzatanlar�n

çarp�laca��na inan�ld���ndan bu mekanlar parmak uzat�larak gösterilmez. Çocuklara bu

tür yerleri parmak ile göstermeleri halinde parmaklar�n� �s�rmak suretiyle ac� çekmeleri

telkin edilir204.

Ziyaretin �slamiyet’teki en belirgin örne�i hac ibadetinde görmekteyiz. Yöredeki

ziyaret yerleri ve burada yap�lan uygulamalarla hac ibadeti tamamen farkl� bir

kategoriye dahildir. Hz. Peygamberin hayat�nda kabir ziyaretini yasaklayan ve daha

sonra buna müsaade eden iki uygulama bulunur. Peygamberin kabir ziyaretini herkese

yasaklamas�, �slam’�n genel karakterine uymayan baz� cahiliyye adetlerinin terk

ettirilmesi, kabirlere ve içinde yatanlara kar�� a��r� sayg� besleme hatta onlara ibadet

etme �eklinde görülen �irk belirtilerini yok etme amac�na dayan�r. Müslümanlar kabir

ziyaretinin yasaklamas�n�n amac�n� kavrad�ktan sonra, peygamber ahireti hat�rlatt��� için

kabir ziyaretinin yap�labilece�ine izin vererek bu yasa�� kald�rm��t�r205.

Suruç’ta ve çevresinde ziyaret edilen bir çok yat�r bulunmas�na ra�men ba�l�ca

üç türbe bulunmaktad�r. Bunlar; �eyh Müslüm Türbesi, �eyh Nasuriddin Türbesi ve

Osman Gazinin babas� Ertu�rul Gazinin dedesi Süleyman �ah Türbesi’dir.

a- �eyh Müslim Türbesi

H.565 M.1168 y�l�nda cami, zaviye, tekke ve ziyaret ile bir bina halinde in�a

ettirilen yap�n�n etraf� Arap Selçuklu ve Osmanl� dönemine ait mezarlarla çevrilidir.

202 Mahmut Furtana, age, s. 29. 203 Hasan Güç, 1962 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte. 204 Hasan Atmaca, 1955 Suruç do�umlu, Lisans mezunu, Kara Köyünde ikamet etmekte. 205 Mahmut Furtana, age, s. 30.

Page 68: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Türbenin do�u biti�i�inde Eyyübiler zaman�nda kalma bir cami yer almaktad�r. Caminin

tavan� toprak damla örtülüdür. Türbe ise tek kubbeli bir damla örtülüdür. Türbenin giri�

kap�s�n�n sa� duvar yüzeyinde 25x35 ebad�nda siyah renkli bir ta� bulunmaktad�r.

Türbenin arka k�sm�nda bulunan karanl�k bir odada bir gece yat�r�lan ak�l hastalar�n�n

iyile�erek gittikleri konusunda rivayetler vard�r. �eyh Müslüm hazretleri türbe içinde

kapal� bir sandukada yatmaktad�r. Biti�i�inde bulunan di�er sandukan�n ise o�lu

Name’ye ait oldu�u söylenmektedir.

Türbe, IV Murat zaman�nda tamir edilmi� ve geni�lettirerek bugünkü haline

getirilmi�tir. (Ek-14). Her mevsim ziyaret edilen bir ziyaretgâht�r. Bu türbe özellikle

adak ziyaretlerinin yap�ld��� bir yer olarak bilinmektedir. Yöre insan� e�er adak

adam��sa ada��n� yine burada keser, etinden yemekler yap�l�p türbenin etraf�nda topluca

yerler. Türbe haftan�n yedi günü ziyaret edilmekle beraber özellikle Cuma günleri

ziyaret edilmektedir. Ada�� olmayanlar ise, yanlar�nda getirdikleri malzemelerle yemek

yapar, topluca yerler. Yemekten sonra türbenin biti�i�inde bulunan mescitte iki rekat

namaz k�larak dua ve temennilerde bulunurlar. Ayr�ca omuz, diz ve s�rtlar�ndan rahats�z

olanlar a�r�lar�n� geçirece�ine inand�klar�ndan türbe görevlisinde bulunan asa ile

a�r�yan azalar�n� s�vazlat�rlar206.

b- �eyh Nasuriddin Türbesi

Türbe kendi ad�yla an�lan ve Suruç ilçesinin bat�s�nda �ehre 2 km mesafesindeki

�eyh Nas�r mezarl���ndad�r. Kubbe biçiminde moloz ta�larla örülü bir yap�d�r.

Kubbenin üstü aç�kt�r. (Ek-15,16). Yöre halk� bu türbeyi haftan�n her günü ziyaret

etmekle birlikte özellikle Cuma günü ziyaret etmektedir. Halk burada dua ederek adakta

bulunmakla birlikte özellikle ya�mur duas� için niyazda bulunmaktad�r.

c- Süleyman �ah Türbesi

Suriye s�n�rlar� dahilinde olup Suruç Kaymakaml���na müracaat edilerek ziyaret

edilen Süleyman �ah Türbesi de yöre halk� taraf�ndan sürekli ziyaret edilmektedir.

Kuzey Suriye’de, F�rat nehrinin sol k�y�s�nda eski bir kale harabesi ve Rakka

�ehrinden Balis’e uzanan yol üzerinde bir konak yeri olan Caber Kalesi bugünkü Rakka

�ehrinin 50 km bat�s�nda F�rat nehrinin sa� yakas�nda Siffi’nin kar��s�nda ve Halep

muhaf�zl���n�n 164 km güneydo�usundad�r.

206 Halil Ötkün, 1970 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Mür�itp�nar Köyünde ikamet etmekte.

Page 69: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Suruç’a 45 km ve Mür�itp�nar s�n�r kap�s�na 37 km uzakta, F�rat nehrinin do�u

k�y�s�nda, Halep muhaf�zl��� Aynelarap m�nt�ka müdürlü�ü ve S�rr�n nahiyesine ba�l�

Kara kazak köyü s�n�rlar� içindedir. Süleyman �ah türbesi Halep’e 123 km, �anl�urfa’ya

92 km mesafede bulunmaktad�r. Türbe ziyareti Suruç Kaymakaml���ndan al�nan izinle

her ay�n 7 ve 20’sinde yap�labilmektedir.

Osmanl� Devleti’nin ve Sülale-i Osmaniye’nin büyük babas� Süleyman �ah,

Malazgirt zaferinden sonra Erzurum ve Erzincan bölgesine yerle�mi�ler ve daha

sonralar� bulunduklar� bu yerlerden memnun olmad�klar�ndan güneye gitmeye karar

vermi�lerdir. F�rat nehrinin kar�� sahillerine geçmek istiyorlard�. Kabilenin reisi olan ve

Osmanl� �mparatorlu�unun kurucusu Osman Gazinin dedesi, Ertu�rul Gazinin babas�

büyük Türk beyi Süleyman Kaya Alp (Süleyman �ah) 5 Haziran 1086 tarihinde F�rat

nehrini geçerken iki muhaf�zla birlikte bo�ularak ölmü�tür.

Süleyman �ah’�n kabilesi, onun naa��n� su dan ç�kararak Caber Kalesi’nin

önünde bir kümbete gömmü�lerdir. Osmanl� Devleti zaman�nda Caber Kalesi, Rakka

kazas�na ba�l� bir nahiye idi. I.Dünya sava�� sonunda Osmanl� Devleti’nin yenik

say�lmas� üzerine 1918 tarihinde �ngiliz Kuvvetleri taraf�ndan i�gal edilmi�, daha

sonraki tarihlerde de Milletler Cemiyeti karar�yla Frans�z mandas� alt�na giren Suriye

Devleti s�n�rlar� içinde kalm��t�r. Caber Kalesi’nde bulunan türbe uzun y�llar tabiat�n

tahripkâr etkisiyle y�pranarak Cumhuriyet devrine harap bir �ekilde intikal etmi� 1926

y�l�nda Milli E�itim Bakanl���na ba�lanm��t�r.

Türbenin muhaf�zl���n� yapmakta olan Jandarma Sayg� K�tas�n�n ikameti için 30

May�s 1938 y�l�nda modern bir karakol binas� yap�lm��, eski türbenin tamiri imkâns�z

hale geldi�inden tarihi önemi ve özelli�iyle mütenasip olarak 1939 y�l�nda da karakolun

yan�nda bir türbe in�a ettirilerek Süleyman �ah’�n naa�� buraya nakledilmi�tir. 1975

y�l�nda da �imdiki yerine ta��nm��t�r. (Ek–17).

Süleyman �ah’�n türbesi çok eskiden beri kutsal ziyaretgâh haline getirilmi�tir.

Süleyman �ah’a bir kutsiyet ve keramet atfeden halk kitleleri ve a�iretler, ona derin bir

hürmet hissi beslemi� ve manevi huzurlar�nda daima hürmetle e�ilmi�lerdir. Suriyeliler,

Türkler ve de�i�ik milletler büyük bir ilgiyle Süleyman �ah türbesini ziyaret etmektedir.

20 Ekim 1921 tarihinde Ankara’da TBMM hükümetiyle Fransa aras�nda

imzalanan Türk-Frans�z itilafnamesinin 9. maddesi gere�ince bu yer Türkiye’nin mülkü

kabul edilmi�tir. 9. maddeye göre Sülale-i Osmaniye’nin müessisi Sultan Osman’�n

büyük pederi Süleyman �ah�n Caber Kalesi’nde Kain de “Türk Mezar�” Maruf merkadi

Page 70: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

mü�temilat ile beraber Türkiye’nin mal� olarak kalacak ve Türkiye orada muhaf�zlar

ikame ve Türk bayra�� ka�ide edeceklerdir. Bu maddeye göre ;

Türk Mezar�n�n bulundu�u 8797 metre olan bu toprak parças�n�n idaresi

Türkiye’ye b�rak�lm�� oldu. 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antla�mas�yla bu hak

aynen korunmu�tur. Sayg� K�tas�, bir subay veya astsubay ile on piyade erinden

olu�maktad�r.

05.08.1956 tarihinde Halep’te yap�lan üst seviyedeki diplomatik görü�melerle

Süleyman �ah türbesi için gönderilecek sayg� k�tas�n� her ay�n 7 sinde de�i�tirilmesi

kabul edilmi�ti.

Suriye hükümeti, F�rat üzerinde 1966 y�l�nda ba�latt��� Tabaka baraj�n�n 1973

y�l� içerisinde her türlü in�aat�n bitirilece�i ve baraj�n doldurulmas� ile de Süleyman �ah

türbesinin tamamen baraj�n sular� alt�nda kalaca��n� ileri sürerek, Türk hükümetinden

türbenin yerini de�i�tirilmesini veya Türkiye topraklar�na naklini talep etmi�tir.

Her iki hükümet temsilcileri Ankara’da ve �am’da ikili görü�meler yapm�� ve

bunun sonucunda taraflar anla�m��lard�r. Buna göre türbe, mü�temilat ile birlikte Kara

Kozak köyünde F�rat nehrinin k�y�s�na nakledilecek, baraj�n kenar�na türbenin bugünkü

mevkiinin mümkün olan en yak�n yerinde mermerden bir kitabe dikilecektir. Türbe yeni

yerine 30 Eylül 1975 tarihinde ta��nm��t�r. Önceden Jandarma taraf�ndan

görevlendirilen Sayg� K�t’as� 3. Hudut Tabur Komutanl���’ndan olu�an 11 ki�ilik (1

subay, 10 er) Sayg� K�tas� her ay�n 7 ve 20’sinde görev de�i�imi yapmaktad�r. Giri� ve

ç�k��, Suruç ilçesi Mür�itp�nar s�n�r kap�s�nda yap�lmaktad�r. Diplomatik ili�kiler birinci

dereceden hukuk makam� olan Suruç Kaymakaml��� ile Aynelarap M�nt�ka Müdürlü�ü

aras�nda sürdürülmektedir. Türkiye’den ziyaret etmek isteyenlerin talebi Suruç

Kaymakaml���na ba�vurmalar� ile mümkündür.

Ayr�ca yöre halk�, aralar�ndaki dayan��man�n kuvvetli olmas� ve kesilmemesi

için de aralar�nda ziyaretler yaparlar. Bu ziyaretlere hediyelerle giderlerdi. Özellikle

hastalara, askerden dönenlere, gurbetten gelenlere mutlaka ziyarete gidilir207.

2- Ziyaret Yerleri ile �lgili �nan��lar�n De�erlendirilmesi

Halk�n kutsal kabul etti�i yat�r, ta�, a�aç vb. yerler bilinen ziyaret yerleridir.

�nsanlar�n ço�u kutsal�n yo�un olarak hissedildi�i yerlerde kendilerini daha çok

emniyette gördüklerinden kutsala yak�n veya kutsal ile beraber ya�ama arzusundad�r.

207 Mustafa Do�an, 1925 do�umlu, �lkokul Mezunu, Bellik Köyünde ikamet etmekte.

Page 71: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Suruç ve çevresinde görülen mezar, mezarl�k ve türbe türünden mekanlara

parmak uzat�lmamas� inan���, eski Türklerde Ruh (t�n) un yeryüzüne don de�i�tirerek

dönebilece�i inanc�n�n bir uzant�s�d�r. Nitekim bu inanç, Türklerin soylar�n� muhtelif

canl�lara ba�lanmalar�na yol açm��t�r ki, Türklerin kurttan türemesi inanc� bunun bir

tezahürüdür208.

�lahi dinlerde en yüce manada kutsall�k Tanr�’ya aittir ve bu kutsal�n belirleyicisi

kutsal�n bizzat kendisidir. �slam’da kutsala daha yak�n olan insanlar� ifade etmek üzere

veli, evliya, �ehit vb. kelimeler kullan�lm��t�r. Kuran ve di�er ilahi dinlerin kutsal

kitab�nda; “Mescid-i Haram”209 “Beytül Makdis”210 “Mukaddes Tuva vadisi”211 gibi

baz� yerler kutsal olarak belirlenmi� ve bu makamlara geli�igüzel girilmeyece�i ifade

edilmi�tir. Tabi bu kutsal mekanlara gitme davran��� ziyaret kavram� ile ifade

edilmektedir. Ziyaret Türkçe’de birini veya bir yeri görmeye gitmek, gezmek anlam�nda

kullan�lmaktad�r.

Yat�r, türbe, tekke ziyaret gibi çe�itli isimlerle an�lan ziyaret yerleri, her zaman

için kendilerinde bir manevi güç, feyiz ya da bereket bulundurdu�una inan�lan ve

birtak�m efsaneler, hikayeler ve kerametler atfedilen ki�ilerin mezarlar�, türbeleri veya

onlara ithaf olunan makamlar de�ildir. Ayn� zamanda kutsal bilinen ta�, a�aç, kaynak,

kaya ve da� gibi mekanlar da ziyaret kategorisine dahil edilmektedir. Çünkü yer-su,

a�aç ve ta� kültü Türk Din Tarihinde önemli yer tutmaktad�r. Geçmi�ten günümüze

Türk toplumlar�n�n geleneksel ya�ant�lar�na bak�ld���nda bu kültlerin etkilerini görmek

mümkündür. Ancak bu ta�, a�aç ve kaynak gibi ziyaret yerleri ço�u zaman bir efsaneyle

kar��m�� veya bir evliya ile ba�lant� kurmu�, onun hayat�na girmi� veya Veliye, yat�ra,

çok yak�n olmakla kutluluk kazanm�� oldu�u gibi, tarih boyunca birçok ülkede görülen;

a�ac�, kayna��, ta�� türlü sebep ve �artlarla kutlu tan�ma gibi inançlar�n kal�nt� ve

devam� gibi görmek gerekiyor. Bu tür kutsall�klar atfetmenin eski �amanist Türklerde

görüldü�ü belirtiliyorsa da, bu ifade söz konusu inanc�n as�l kayna��n�n ve

mekanizmas�n�n ne oldu�unu ortaya koymamaktad�r. Çünkü bu inan��lar�n yayg�nl���

sadece ülkemiz ve di�er Müslüman Türk devletlerine mahsus de�ildir. Zira �slamiyet

öncesi döneme kadar Araplar aras�nda görüldü�ü, Afrika k�tas�nda çe�itli amaçlarla

velilerin mezarlar�n�n ve di�er kutsal mekânlar�n�n ziyaret edilmesinden ibaret olan

208 Ya�ar Kalafat, Do�u Anadolu’da Eski Türk �nanc�n�n �zleri, s. 70. 209 Hacc :22/26. 210 Kutsal Kitap, Yarat�l�� VII/ 20-21 Bab. 211 Taha : 20/21; Kutsal Kitap, Ç�k�� III/ 3 Bab.

Page 72: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

uygulamalar�n yayg�n oldu�u belirtilmektedir. Asl�nda bu inan�� Türk veya Müslüman

dünyas� ile de s�n�rl� de�ildir. Bu inan��lara; Naturizm ve Animizmin bir tür tezahürleri

olarak tarihin her döneminde Afrika, Amerika, Avustralya, Uzakdo�u, Çin, Hindistan,

Eski Yunan gibi yerlerde de rastlanmaktad�r212.

K�saca özetlemek gerekirse ziyaret yerleri ile ilgili iki tür kutsall���n oldu�u

görülmektedir. Birincisi, bizzat Allah taraf�ndan kutsal oldu�u belirtilen yer, mekân

veya nesneler; di�eri insanlar taraf�ndan kutsall�k atfedilenlerdir. Bizim çal��mam�z ile

ilgisi olan Allah’�n kutsal olarak nitelendirilmesinden esinlenerek veya kutsal�n “atalar

kültü”, “yer-su” vb. inan��lar ile ba�lant�l� olarak olu�an kutsal mekân anlay���d�r.

212 �skender Oymak,“Akçada� ve Çevresindeki Kutsal Mekan Anlay���”, FÜ�FD, Elaz�� 2000, s. 446-447.

Page 73: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

SONUÇ

Anadolu’nun en köklü yerle�im birimlerinden olan bir kültür ve tarih merkezi,

sahip oldu�u maddi ve manevi zenginliklerle her geçen gün daha geli�ip güzelle�en

fakat sanayi yat�r�mlar�n�n yeterinde olmad���, e�itim ve sa�l�k kurulu�lar�n�n yöre

insan�n�n ihtiyac�na tam olarak cevap veremedi�i Suruç, �anl�urfa iline ba�l� �irin bir

ilçedir. Yöre insan�n�n umudu olan GAP ile birlikte yörenin sosyal, ekonomik ve e�itim

yap�s�nda büyük geli�meler meydana gelecektir.

Tüm toplumlarda oldu�u gibi bizim toplumumuzda da hayat�n belirli

safhalar�nda birtak�m tören, uygulama, anane, örf ve adetlere rastlanmaktad�r. Bu

uygulama ve törenlerde a��rl��� örf ve adetler olu�turmakla birlikte bir çok dini

motiflerde görülmektedir.

Bir toplumun gelenek, görenek ve inan��lar�n olu�mas� çok uzun bir süreç

sonucu olmaktad�r. Bu gelenek, görenek ve inan��lar içerisinde toplumda en çok görülen

geçi� dönemleri ve tabiat ile ilgili inan�� ve uygulamalard�r. Bunlar; do�um, sünnet,

evlenme, ölüm, ya�mur duas�, a�aç ve orman, hayvanlar, su, ate� ve ziyaret yerleri ile

ilgili inan�� ve uygulamalard�r. Ara�t�rma yapt���m�z Suruç ilçesi gelenek, görenek ve

inan�� bak�m�ndan oldukça zengin bir yöredir. Suruç ve çevresinde geçi� dönemleri ve

tabiat ile ilgili birçok örf, adet ve inan��lar görülmektedir. �nsan hayat�nda önemli

merhaleleri te�kil eden; do�um, sünnet, evlenme, ölüm ile ilgili törenlerde ve tabiat ile

ilgili pratiklerde, inan��lar�n yerinin çok önemli oldu�u muhakkakt�r. Çal��mam�zda

bunlar�n her birini ayr� ba�l�lar alt�nda ele alarak incelemeye çal��t�k.

Suruç ve çevresinde görülen do�um ile ilgili inan�� ve uygulamalar�nda

genellikle Orta Asya Türk kültürünün hakim oldu�u görülmektedir. Sünnet ile ilgili

inan�� ve uygulamalar�nda geleneksel Türk dinlerinde sünnet olma gelene�inin

bulunmamas�, bu gelene�in tamamen Sami kültürünün etkisiyle olu�tu�u

anla��lmaktad�r. Ancak sünnetten kaynaklanan kirvelik kurumunda ise Anadolu Türk

kültürünün hakim oldu�u görülmektedir. Yörenin evlenme ve dü�ün törenlerinde de

geleneksel Türk inanc�ndaki uygulamalar�n hakim oldu�u görülmektedir. Yörede

özellikle erkek çocuk sahibi olmak oldukça önemlidir. Öyle ki çocuk sahibi olmamak

bir evlili�in bitmesiyle veya kuma getirilmesi ile sonuçlanabilir. Ölüm ile ilgili inan�� ve

uygulamalar da ise genellikle Türk kültürünün izlerini ta��maktad�r. Ölümü dü�ündüren

inan��lar, ölünün çenesinin ba�lan�p kapat�lmas�, ölünün tabuta konulmas�, yas amaçl�

Page 74: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

yap�lan ölüyü anma törenleri, geleneksel Türk inanc�yla ilgili hususlard�r. Yörede

görülen su, ate�, a�aç ve orman ile ilgili inan�� ve uygulamalar do�rudan geleneksel

Türk dinindeki “Yer-Su” kültlerine ait inan��lar�n, söz konusu varl�klar�n bulunduklar�

yerlerin ziyaret edilmesiyle ve çe�itli vesilelerle kendilerine saç� mahiyetinde sunulan

nesnelerle devam etti�i görülmektedir.

Sonuç olarak eski Türk hayat�nda yer alan törenlerde etkinli�i olan

inançlar�m�z�n as�rlar sonra Suruç ve çevresinde varl�klar�n� devam ettirdikleri

görülmektedir. Söz konusu geçi� dönemleri ve tabiat ile ilgili inan��lar�n kimilerinin

ayn�, kimilerinin k�smen, kimilerinin ise de�i�erek kendilerini koruduklar� ve

ya�ad�klar� anla��lmaktad�r.

Page 75: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

B�BL�YOGRAFYA

A- KAYNAK ESERLER

Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi C.XXVIII, �stanbul 1994.

AKBIYIK Abuzer - KÜÇÜKO�LU Sabri, �anl�urfa Hoyrat ve Manileri, �anl�urfa

1991.

BENG�SU Mustafa, Urfa �li’nin Co�rafyas�, �anl�urfa 1968.

Bilim ve Teknik Ayl�k Popüler Bilim Dergisi (Eylül-1995), Gap ve Kalk�nma,

Ankara 1995.

BU�AN Kas�m, �eyh Mesleme ve Suruç, Ankara 1995.

ÇELEB� Evliya, Tam Metin Seyahatnamesi C.III-IV, �stanbul 1986.

GÖK Abdulkadir, GAP’�n Yöre Halk� Üzerindeki Sosyo-Ekonomik ve Sosyo-

Kültürel Etkisi, Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Lisans

Tezi, Konya 1991.

Her Yönüyle �anl�urfa ’97 �l Y�ll���, �anl�urfa 1997.

�slam Ansiklopedisi C.XIII, “Urfa” maddesi, Eski�ehir 1997.

KARLIKLI �aziye - ERZADE Ertem, Suyla Yeniden Do�an Kent �anl�urfa �stanbul

1990.

MARA� Mehmet Atilla, Peygamberler �ehri �anl�urfa, Ankara 1997.

Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedi C.XI, �stanbul 1979.

OYMAK Mehmet, �anl�urfa’dan Derlenen Atasözleri ve Deyimler, �anl�urfa 1997.

ÖZTUNÇ Eyüphan, Suruç’un Sosyo-Kültürel Yap�s�, F�rat Üniversitesi Fen Edebiyat

Fakültesi Sosyoloji Bölümü Lisans Tezi, Elaz�� 1996.

SARAÇ Adil, �anl�urfa Atasözleri ve Deyimleri Sözlü�ü, �anl�urfa 1987.

�anl�urfa Uygarl���n Do�du�u �ehir, �anl�urfa 2002

TOY Bekir, Suruç’un Kurulu�u Geli�imi ve Fonksiyonel Özellikleri, Ankara

Üniversitesi Dil Tarih Co�rafya Fakültesi Co�rafya Bölümü, Lisans Tezi, Ankara 1996.

Yurt Ansiklopedisi Türkiye �l �l, Dünü, Bugünü, Yar�n� C.X, �stanbul 1989.

96 Suruç �lçe Y�ll���, Suruç Kaymakaml���, Ankara 1996.

1997 Suruç �oför E�itim Kitab�, �anl�urfa 1997.

BORATAY Pertey Naili, 100 Soruda Türk Folkloru I.Bsk. �stanbul 1973.

Page 76: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

ÇEL�K Ali, �slam’�n Kabul veya Reddetti�i Halk �nan��lar�,-Hicaz Bölgesi- �stanbul

1995.

GÜNAY Ünver - GÖNGÖR Harun, Ba�lang�çtan Günümüze Dinler Tarihi, �stanbul

1977.

CANAN �brahim, Kütüb-i Sitte C.VII, H.2150.

Kutsal Kitap, �stanbul 2003.

DÖNDÖREN Hamdi, Delilleriyle Aile �lmihali, Bursa 1995.

ÖZARSLAN Yusuf, �slam I����nda Geleneklerimiz Göreneklerimiz, �stanbul 1992.

TEZCAN Mahmut, Ülkemizde Ba�l�k Paras� Uygulamas�, Ankara 1997.

ATE� Ali Osman, Cahiliyye ve Ehli Beyt Örf ve Adetleri, �stanbul 1996.

KALAFAT Ya�ar, Do�u Anadolu’da Eski Türk �nanc�n�n �zleri, Ankara 1995.

----------------------, �slamiyet ve Türk Halk �nançlar�, Ankara 1996

ÖGEL Bahaeddin, Türk Kültür Tarihine Giri�, Ankara 1978.

---------------------, Türk Mitolojisi I-II, Ankara 1993-1995.

---------------------, Türk Kültürünün Geli�me Ça�lar�, �stanbul 1988.

---------------------, �slamiyet’ten Önce Türk Kültür Tarihi, Ankara 1988

BOZKURT Nebi, Hadiste Folklor E�lence, �stanbul 1997.

ÖZER Ahmet, Do�u Anadolu’da A�iret Düzeni, �stanbul 1990.

Yurt Ansiklopedisi Türkiye �l �l, Dünü, Bugünü, Yar�n� C.X, �stanbul 1989.

ÖRNEK Sedat Veysi, Türk Halk Bilimi, Ankara 2002.

TANYU Hikmet, Ankara ve Çevresindeki Adak ve Adak Yerleri, Ankara 1967.

--------------------, Türklerde Ta�la �lgili �nançlar, Ankara 1987.

--------------------, Dinler Tarihi Ara�t�rmalar�, Ankara 1973.

--------------------, Türklerin Dini Tarihçesi, �stanbul 1978.

�NAN Abdulkadir, Makaleler ve �ncelemeler I-II, Ankara 1987-1991.

----------------------, Eski Türk Dini Tarihi, �stanbul 1976.

----------------------, Tarihte ve Bugün �amanizm, Ankara 1995.

KAFESO�LU �brahim, Eski Türk Dini, Ankara 1980.

----------------------------, Türk Milli Kültürü, �stanbul 1991.

GÜNDÜZ �inasi, Din ve �nanç Sözlü�ü, Ankara 1998.

TÜMER Günay - KÜÇÜK Abdurrahman, Dinler Tarihi, Ankara 1993.

SARIKÇIO�LU Ekrem, Ba�lang�çtan Günümüze Dinler Tarihi, �sparta 2002.

Page 77: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

OCAK A.Y, Bekta�i Menak�bnamelerinde �slam Öncesi �nanç Motifleri, �stanbul

1983.

GÖNGÜR Harun, Türk Bodun Bilimi Ara�t�rmalar�, Kayseri 1998.

FRAZER James G., Alt�n Dal I-II, (Çev.Mehmet H. DO�AN), �stanbul 1991.

ES�N Emel, Türk Kozmolojisine Giri�, �stanbul 2001.

ÇOBANO�LU Özkul, Halk Bilimi Kuramlar� ve Ara�t�rma Yöntemleri Tarihine

Giri�, Ankara 1999.

ERGUN Pervin, Türk Kültüründe A�aç Kültü, Ankara 2004.

ERÖZ Mehmet, Eski Türk Dini ve Alevilik-Bekta�ilik 3.Bsk., �stanbul1992.

ROUX Jean Paul, Türklerin ve Mo�ollar�n Eski Dini, (Terc. Ayhan KAZANCIG�L),

�stanbul 1994.

SELÇUK Ali, Tahtac�lar, �stanbul 2004

TURAL Sad�k-KILIÇ Elmas, Nevruz ve Renkler, Ankara 1996.

F�rat Üniversitesi �lahiyat Fakültesi Dergisi (Prof. �aban KUZGUN Arma�an�),

Elaz�� 2000.

FURTANA Mahmut, Selendi �lçesindeki Yayg�n Halk �nan��lar� ve Bu

�nan��lardaki Eski Türk �nanc�n�n �zleri, F�rat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dinler Tarihi Bilim Dal� Yüksek Lisans Tezi, Elaz�� 2003.

www.suruc.gov.tr

www.�anl�urfa.gov.tr

Page 78: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

B- SÖZLÜ KAYNAKLAR

ATMACA, Emine, 1945 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet

etmekte.

ATMACA, M. Emin, 1970 Suruç do�umlu, Önlisans Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet

etmekte.

BU�AN, Kas�m, 1940 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet

etmekte.

DALGIÇ, Dilek, 1975 Siverek do�umlu, Lisans Mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet

etmekte.

DO�AN, Mustafa, 1925 Suruç do�umlu, �lkokul mezunu, Bellik Köyünde ikamet

etmekte.

�SLAMO�LU, H. �brahim, 1952 Savur do�umlu , Konya �slam Enstitüsü Mezunu,

�anl�urfa ilinde ikamet etmekte.

KANKILIÇ, Osman, 1975 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Boztepe Köyünde ikamet

etmekte.

KAYA, Fatma, 1945 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Kara Köyünde ikamet etmekte.

KAYA, Mehmet, 1945 Suruç do�umlu, okur-yazar, Kara Köyünde ikamet etmekte.

KEND�RC�, Sait, 1966 Suruç do�umlu, Lise Terk, Dikilli Mahallesinde ikamet

etmekte.

ATMACA, Naile, 1960 Suruç do�umlu, �lkokul Terk, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet

etmekte.

ATMACA, Halil, 1958 Suruç do�umlu, �lkokul mezunu, Yeni�ehir Mahallesinde

ikamet etmekte.

ATMACA, Emine, 19956 Suruç do�umlu, Tahsili yok, �eryan� Köyünde ikamet

etmekte.

KUTLU, Adile, 1950 Suruç do�umlu, Tahsili yok, �eryan� Köyünde ikamet etmekte.

AKKU�, Bak�r, 1948 Suruç do�umlu, Lisans mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet

etmekte.

ARSLAN Yaze, 1952 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Sarayalt� Mahallesinde ikamet

etmekte.

ATMACA, Müslüm, 1942 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Yeni�ehir Mahallesinde

�kamet etmekte.

Page 79: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

ATMACA, Osman, 1955 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Kara Köyünde ikamet

etmekte.

ARSLAN, �slim, 1952 Suruç do�umlu, �lkokul mezunu, Boztepe Köyünde ikamet

etmekte.

O�UZ Adile, 1935 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Yönlü Köyünde ikamet etmekte.

YAVUZ Fatma, 1930 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Yönlü Köyünde ikamet etmekte.

ASLAN Ay�e, 1910 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Yönlü Köyünde ikamet etmekte.

YAVUZ S�raç, 1953 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet

etmekte.

YAVUZ R�fat, 1950 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte.

UNUTUR �mam, 1955 Suruç do�umu, Lise Mezunu, Hürriyet Mahallesinde ikamet

etmekte.

ARSLAN Salih, 1953 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet

etmekte.

BAZ Feride, 1944 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet

etmekte.

BAZ Pa�a, 1944 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Sarayalt� Mahallesinde ikamet

etmekte.

POLAT Mustafa, 1930 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, 11 Nisan Beldesinde ikamet

etmekte.

E�S�Z �brahim, 1931 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, 11 Nisan Beldesinde ikamet

etmekte.

BE�ALTI Mehmet, 1943 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Geçit Köyünde ikamet

etmekte.

ÜLGEN Halil, 1952 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, M�zepli Köyünde ikamet

etmekte.

YALÇIN Feyzullah, 1940 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Keberli Köyünde ikamet

etmekte.

ÖTKÜN Halil, 1970 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Mür�itp�nar Köyünde ikamet

etmekte.

EK�NC� �brahim Halil, 1962 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Hürriyet Mahallesinde

ikamet etmekte.

Page 80: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

ÇEL�KTEN Hac�, 1933 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Yat�rtepe Köyünde ikamet

etmekte.

ULUDA� Celal, 1963 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Sarayalt� mahallesinde ikamet

etmekte.

GENÇ Fuat, 1965 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet etmekte.

ÖZDEM�R Y�ld�z, 1963 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet

etmekte.

ÇEL�K �brahim Halil, 1955 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Dikilli Mahallesinde

ikamet etmekte.

TA�DEM�R Müslüm, 1950 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Y�ld�r�m Mahallesinde

ikamet etmekte.

YILDIRIM Hikmet, 1970 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Küçükova Köyünde ikamet

etmekte.

TEMEL Recep, 1965 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet

etmekte.

GÜNE� �hsan, 1952 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet

etmekte.

CAYMAZ Zeliha, 1958 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Y�ld�r�m Mahallesinde

ikamet etmekte.

GÜNE� Ye�im, 1970 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Y�ld�r�m Mahallesinde ikamet

etmekte.

AYKUT Yaze, 1953 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Ayd�n Mahallesinde ikamet

etmekte.

GÜL Yasemin, 1982 Sivas do�umlu, Önlisans Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet

etmekte.

ARSLAN Selvi, 1942 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet

etmekte.

GÜÇ Hasan, 1962 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, �anl�urfa ilinde ikamet etmekte.

DA�TEK�N Abdi, 1958 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, Hürriyet Mahallesinde

ikamet etmekte.

DA�TEK�N Kaz�m, 1956 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Hürriyet Mahallesinde

ikamet etmekte.

Page 81: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

CAYMAZ Abdullah, 1970 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Özgören Köyünde ikamet

etmekte.

DA�TEK�N Hacire, 1960 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Hürriyet Mahallesinde

ikamet etmekte.

FIRAT Besi, 1955 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Mür�itp�nar Caddesinde ikamet

etmekte.

KILIÇ Recep, 1952 Birecik do�umlu, Lise Mezunu, Dikilli Mahallesinde ikamet

etmekte.

KUTLU R�fat, 1935 Suruç do�umlu, �lkokul Mezunu, �eryan� Köyünde ikamet

etmekte.

ATMACA Hasan, 1955 Suruç do�umlu, Lisans Mezunu, Kara Köyünde ikamet

etmekte.

YAVUZ Makbule, 1953 Suruç do�umlu, Tahsili yok, Ayd�n Mahallesinde ikamet etmekte. KAPLAN Feride, 1962 Suruç do�umlu, �lkokul mezunu, Sarayalt� Mahallesinde ikamet

etmekte.

ULUDA� �emsettin, 1957 Suruç do�umlu, Ortaokul mezunu, Dikilli Mahallesinde

ikamet etmekte.

ULUDA� Sevgi, 1962 Suruç do�umlu, Ortaokul Mezunu, Sarayalt� Mahallesinde

ikamet etmekte.

ATMACA Gül, 1970 Suruç do�umlu, Lise Mezunu, Yeni�ehir Mahallesinde ikamet

etmekte.

Page 82: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

EKLER

Page 83: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

E

k-1

�an

l�ur

fa �

l Har

itas

Page 84: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

E

k-2

Sur

uç �

lçe

Har

itas

Page 85: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Ek-3 Suruç Cumhuriyet Meydan�ndan görünüm

Ek-4 Suruç’ta pamuk toplayan kad�nlar

Page 86: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Ek-5 Suruç Ovas�ndan bir görünüm

Ek-6 Sünnet elbisesi girmi� çocuklar

Page 87: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Ek-7 Ni�anlanan k�z ve erke�e tak� tak�l�rken

Ek-8 Dü�ünde halay çekerek oynayan misafirler

Page 88: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Ek-9 K�na gecesinde halay çekerek e�lenen gençler

Ek-10 Gelin arabas�yla gelin almaya gidilirken

Page 89: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Ek-11 Al duvakl� gelin damat evine getirilirken

Ek-12 Mezar�n ba� ve ayak taraf�na dikilmi� ta�

Page 90: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Ek-13 Mezar�n ba� taraf�na dikilen ad, soyad, do�um ve ölüm tarihlerinin yaz�ld��� mermer

El-14 �eyh Müslüm Türbesi

Page 91: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Ek-15 �eyh Nas�r Türbesinin �ç Görünü�ü

Ek-16 �eyh Nas�r Türbesinin D�� Görünü�ü

Page 92: SURUÇ VE ÇEVRES HALK NANILARININ DNLER TARH AÇISINDAN ...media.turuz.com/Turkologi/Mofolojia/2012/b138...Dinler_Tarixi...2006).pdf · Dinler Tarihi açsndan Deerlendirilmesinde;

Ek-17 Süleyman �ah Türbesi (1996 Suruç �lçe Y�ll���ndan Al�nm��t�r)