bt günlüğü dergisi temmuz 2017

44
07 / 2017 Ofiste Kendi Kağıdını Üret, Hem Tasarruf Et, Hem de Doğa Kazansın • Ağınızı Tanıyın ve Koruyun Türkiye WannaCry’dan En Çok Etkilenen 14’üncü Ülke Oldu • Red Hat Summit 2017’de Türkiye Rüzgârı Y Kuşağı’nı Etkilemenin 5 Yolu • Türkiye’de WannaCry Bağlantılı 166 Çeşit Fidye Yazılımı Tespit Edildi 2017 Yılı Sektörel Maaş Analiz Raporunda Ücret Dağılımları Şaşırttı! Bulut Bilisimin Çok Daha Büyük Bir Hikayesi Olacak . ~ DAES’i Siber Dünyada Bitirmek Istiyoruz ~

Upload: ali-yavuz-sahin

Post on 24-Jan-2018

836 views

Category:

Technology


3 download

TRANSCRIPT

Page 1: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

SAYI 31

07 / 2017

Ofiste Kendi Kağıdını Üret, Hem Tasarruf Et, Hem de Doğa Kazansın • Ağınızı Tanıyın ve Koruyun

Türkiye WannaCry’dan En Çok Etkilenen 14’üncü Ülke Oldu • Red Hat Summit 2017’de Türkiye RüzgârıY Kuşağı’nı Etkilemenin 5 Yolu • Türkiye’de WannaCry Bağlantılı 166 Çeşit Fidye Yazılımı Tespit Edildi

2017 Yılı Sektörel Maaş Analiz Raporunda Ücret Dağılımları Şaşırttı!

Bulut Bilişsimin Çok Daha Büyük Bir Hikayesi Olacak

.

~

DAESş’i Siber Dünyada Bitirmek şIstiyoruz

~

Page 2: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 3: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

editör

Yaklaşık 18 yıldır teknoloji sektörünün basın tarafında farklı görevlerde çalıştım. Teknoloji trendleri dönem dönem farklılıklar gösterdi. Bu trendleri belirleyenler ise tabii ki üreticileri oldu. Son dönemde Büyük Veri ardından Bulut Bilişim ve sonunda Dijital Dönüşüm ile bizleri bunaltmayı bilgiler. Tabii ki her sektörden firma için teknoloji trendlerini takip etmek önemli bir konu fakat bir nokta, bir kavram veya bir teknolojiye odaklanmadan fayda sağlayacak işlere odaklanmak en doğrusu olacak görüşündeyim.

Sizin İçin Dijital Dönüşüm Nedir?

Hemen hemen her sektörden teknoloji profesyonelleriyle konuşma şansı ya-kalıyorum. Tabii ki ilk sorum şu. Sizin için dijital dönüşüm nedir? Bu soruya şimdiye kadar aynı cevabı veren çıkmadı. Firmaların hali hazırda kullandık-ları teknolojilere göre ihtiyaçları farklı ve sorunun cevabının her sektör veya firma için de farklı olması normal.

Dijital Dönüşüm Kavramını Kutuya Koymayın

Dijital Dönüşüm kavramını bir kalıba sokmak ve bunu yaparsan dönüşecek-sin demek oldukça güç. Bu sebepten sektörümüzdeki firmaların konuya yak-laşımı ürün satmaktan çok firmanın faydasına olacak teknolojileri kullanma-sına yardımcı olmak olmalı. Eğer böyle yaparsak teknoloji sektörü büyüyecek ve şimdilerde görmediğimiz değeri sonunda hak edeceğiz.

Teknoloji Devleri StartUp’lardan Korkuyor

StartUp’lar yenilikçi düşünceleri ve hızlı hareket etme özelliği ile teknoloji devlerini korkutuyorlar. Bugüne kadar trendleri dev firmalar belirledi fakat gelecekte bu işin seyri değişecek. Bu dev firmaların StartUp’lara olan ilgisi arttı ve firmalar fazla büyümeden satın alma derdindeler. Şöyle düşünün bir teknoloji devisiniz ve çok paranız var, gelecekte trend olabileceğini düşün-düğünüz 20 StartUp’ı uygun maliyetlerle alıyorsunuz. Bu firmalardan biri 5 veya 10 yıl içerisinde yeni bir trend oluşturursa bırakın 20 StartUp’a harcadı-ğınız bedeli bunun kat kat üzerinde para kazanabiliyorsunuz. Ticari açıdan güzel bir fikir olduğunu ben de kabul ediyorum. Ama şunu bilmekte fayda var yenilikçi fikirler bir StartUp ile doğdu ve yoluna o StartUp ile devam ederse başarılı olma olasılığı yüksek. Büyük firmaların içerisinde gözden kaybolmak sadece bir kalemin kağıdın üzerine çizmesi kadar koladır.

Dijital Dönüşümünün Peşinden Ne Kadar Koşacağız?Bugünlerde teknoloji sektörüne baktığımızda her lafın dijital dönüşüm ile başladığını duyuyoruz. Artık sıkılmadık mı? Dijital dönüşüm yerine faydalara odaklanmalıyız.

Ali Yavuz ŞAHİNGenel Yayın Yö[email protected]

3

Page 4: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

4

künye

içindekiler

03 Editör: Ali Yavuz ŞAHİN06 Haberler09 Ofiste Kendi Kağıdını Üret, Hem Tasarruf Et,

Hem de Doğa Kazansın11 Türkiye WannaCry’dan En Çok Etkilenen

14’üncü Ülke Oldu15 Bulut Bilişiminin Çok Daha Büyük Bir

Hikayesi Olacak17 DAEŞ’i Siber Dünyada Bitirmek İstiyoruz18 Dell EMC Yeni Modern Veri Merkezi

Teknolojilerini Duyurdu20 Red Hat Summit 2017’de Türkiye Rüzgârı24 Veeam, Sorunsuz Dijital Hayat Deneyimi

Sağlayacak Yeniliklerini Sundu28 Kablosuz İş Ağlarını Daha İyi Çalıştırmanın

İpuçları30 Ağınızı Tanıyın ve Koruyun32 2017 Yılı Sektörel Maaş Analiz Raporunda

Ücret Dağılımları 32 Şaşırttı!34 100.000 Kişilik Dev Araştırma İstanbul’da

Beyaz Yakalılar AVM’de Sosyalleşiyor36 BT Günlüğü Test Merkezi42 Editör: Ecevit BIKTIM

Yazı İşleri

Ali Yavuz ŞAHİNGenel Yayın Yönetmeni

(Sorumlu)

[email protected]

Ecevit BIKTIMYayın Danışmanı

[email protected]

Mehmet Ali GündüzProdüksiyon Sorumlusu

[email protected]

Editörler

Süleyman SertkayaBarış TerunCan DevecioğluMutlu ÇavuşMustafa Hanlı[email protected]

KreatifCreative [email protected]

Reklam

Reklam Departmanı[email protected]

AdresEylül Medyaİnönü Caddesi No: 8 Bulut İş Merkezi 4. Kat Daire: 72 ÇeliktepeKağıthane / İstanbulTel : 0212 270 36 37 PBXFax: 0212 270 36 37

DağıtımEtkin Dağıtım

Baskı ve CiltÖzgün OfsetAytekin sokak no:21 4.Levent / İstanbul

Tel : 0212 280 00 09

Fax: 0212 264 74 33

4

Page 5: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

5

Page 6: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

Siber güvenlik uzmanları son dönemde yoğun bir şekilde sistemleri etkisi altına alan Wannacry ı incelerken yeni bir zararlı yazılım daha keşfetti. Yeni zararlı yazılımın adı ise EternalRocks. Bu zararlının tıpkı Wannacry gibi kendi kendini yatayda yayabilme özelliği bulunuyor ve en sık yöntem olarak Windows sistemler üzerinde keşfe-dilen Eternalblue zafiyetini kullanıyor. Zararlının tespiti sonrası uzmanlar derinlemesine analiz gerçekleştirdi. Görülen o ki EternalRocks sadece EternalBlue zafiyetini kullanmıyor. Birden fazla zafiyet kullanarak sistemlere sızma girişiminde bulunuyor ve sızdığı tüm sistemleri kendisine bağlıyor. Tespit edilmesini zorlaştırmak amaç-lı bir çok teknik uygulayan Eternalrocks, NSA sızıntıları ile karşımıza çıkan aşağıdaki zafiyetleri kullanıyor. • EternalBlue — SMBv1 exploit tool• EternalRomance — SMBv1 exploit tool• EternalChampion — SMBv2 exploit tool• EternalSynergy — SMBv3 exploit tool• SMBTouch — SMB reconnaissance tool• ArchTouch — SMB reconnaissance tool• DoublePulsar — Backdoor Trojan

Wannacry'dan Sonra EternalRocks!

Microsoft Haziran ayı içerisinde yeni bir güvenlik güncellemesi yayın-ladığını duyurdu ve bu güncelleme içerisinde 2 si oldukça kritik olan 90 dan fazla zafiyetin giderildiği bildirildi. Zafiyetler arasında bulunan kritik açıklıkların hackerlara uzaktan kod çalıştırma ( Remote Code Execution ) imkanı sunduğu belirtildi. Zafiyetlerden biri CVE-2017-8464 kodunu aldı ve belirtilene göre özel olarak yaratılmış bir kısayol üzerinden hedef sistemde kod çalıştırmaya imkan sunuyor. Diğer zafiyet ise CVE-2017-8543 kodunu aldı ve Windows Search uygulaması üzerinde keşfedildiği bildiril-di. Microsoft yetkilileri Haziran ayında çıkarılan yamaların tüm müşteri-lerinde geçilmesi ve son dönemlerde yaşanan zararlı yazılımlar ve kullan-dıkları otomatize atak yöntemleri ile birlikte güncellemeler konusunda daha hassas olunması konusunda uyarılarda bulundu.

Microsoft'ta Kritik Zafiyet

Uluslararası yönetim danışmanlığı şirketi Ac-centure tarafından yayımlanan raporda, yapay zekânın 2035 yılına kadar Çin’in ekonomik büyü-me hızını yüzde 6,3’ten 7,9’a yükselteceği tah-min edildi. Dalian’de düzenlenecek 2017 Dünya Ekonomik Forumu’na (Yaz Davosu) saatler kala yayımlanan bu raporda, yapay zekânın Çin eko-nomisine etkileri üzerine derinlemesine araştır-malar yapıldı. Raporda, yapay zekâ sayesinde Çin ekonomisinin büyüklüğünün 2035 yılında 7,111 trilyon ABD Doları’na ulaşacağı öngörülüyor.Çin’in yapay zekâ alanında büyük ilerleme sağla-dığını söyleyen Accenture Çin Masası Şefi Zhuang Quanniang, yapay zekânın şu anda büyüme hızı yavaşlayan Çin ekonomisini yeniden canlandırma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti. Yapak zekânın Çin’e 15 alanda getireceği etkilerin de analiz edildiği raporda, bu alanlar arasında ima-lat, tarım, ormancılık, balıkçılık, toptan ve pera-kende satışların yer aldığı belirtiliyor.

Yapay Zekâ, Çin'in Büyüme Oranını 1,6 Puan Yükseltecek

haberler

6

| EN YENİ 7.NESİL INTEL® CORE i7-7700HQ İŞLEMCİLER | WINDOWS 10 HOME |

| GEFORCE® GTX 1050 | TRUE COLOR TECHNOLOGY |

| DDR4-2400 | SHIFT | USB 3.0 TYPE-C | COOLER BOOST 4 | MATRIX DISPLAY |

| SOUND BY DYNAUDIO | NAHIMIC 2 | DAHA PARLAK KLAVYE IŞIĞI |

PE62 7RD-1231TR

Intel, Intel logosu, Intel Inside, Intel Core ve Core Inside, Intel Corporation’ın Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerdeki ticari markalarıdır.

Ö Z Ü N D E S E Ç K İ N L İ K V A R

INTEL INSIDE®. INTEL İŞLEMCİLER İLE OLAĞANÜSTÜ PERFORMANS.

SATIŞ NOKTALARI

Page 7: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

7

| EN YENİ 7.NESİL INTEL® CORE i7-7700HQ İŞLEMCİLER | WINDOWS 10 HOME |

| GEFORCE® GTX 1050 | TRUE COLOR TECHNOLOGY |

| DDR4-2400 | SHIFT | USB 3.0 TYPE-C | COOLER BOOST 4 | MATRIX DISPLAY |

| SOUND BY DYNAUDIO | NAHIMIC 2 | DAHA PARLAK KLAVYE IŞIĞI |

PE62 7RD-1231TR

Intel, Intel logosu, Intel Inside, Intel Core ve Core Inside, Intel Corporation’ın Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerdeki ticari markalarıdır.

Ö Z Ü N D E S E Ç K İ N L İ K V A R

INTEL INSIDE®. INTEL İŞLEMCİLER İLE OLAĞANÜSTÜ PERFORMANS.

SATIŞ NOKTALARI

Page 8: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

8 9

Siber güvenlik uzmanlarının yaptığı açıklamalar, Mac OS X kullanan bir çok son kullanıcının kendisini daha güvende hissettiğini ve sistemlerine zararlı yazılım bulaşma riskinin olmadığını düşündüklerini gösteriyor. Fakat belirtilene göre durum malesef böyle değil. Son zamanlarda çıkan ve Mac OS X işletim sistemini hedef alan zararlı yazılımlar da bu durumu kanıtlar nitelikte.Bir siber güvenlik şirketinin yaptığı araştırmalara göre Mac OS X için geliştirilmiş zararlı yazılımlar 2016 yılında %744 artış gösterdi ve geçtiğimiz yıl 450 binin üzerinde yeni zararlı yazılım keşfedildi. Yapılan araştır-malarda geçtiğimiz hafta yeni bir zararlı daha keşfedildi fakat diğerlerinden farklı olarak bu zararlı Apple tara-fından onaylı olarak sistemler üzerinde çalışıyor. Zararlı, Mac OS X ‘in tüm versiyonlarını etkiliyor durumda. Adı DOK olan bu yazılım sisteme bulaştıktan sonra admin yetkilerine erişerek sisteme yeni bir root sertifikası yer-leştiriyor ve sonrasında tüm HTTPS trafiğini dinlemeye başlıyor.

Yeni MacOSX Zararlısı HTTPS Trafiği Dinliyor

Siber güvenlik araştırmacıları Intel Chipsetler üzerinde yaptıkları araştırma sonrası yeni kritik zafiyetler keşfetti ve bu zafiyetlerin 2010 ve sonrası üre-tilmiş tüm cihazlar üzerinde var olduğu belirtildi. Tespit edilen açıklıkların oldukça kritik olduğu ve sistem yöneticilerinin açıklıklara önlem alması için çok kısıtlı zamanları olduğu söylendi. Yaklaşık 2 hafta içerisinde zafiyetin tüm teknik detayları açıklanacak ve hackerlar için saldırı araçları yazmak kolay-laşacak. Zafiyeti tespit eden Embedi Research Team üyesi Maksim Malyutin ile yapılan görüşmelerde, keşfedilen açıklığın hackerlara Intel chipsete sahip sistemlere uzaktan erişim imkanı sağladığı anlaşıldı. Yaklaşık 7 yıldır var olan açıklık Dünya üzerinde aktif olarak çalışan milyonlarca sistemi tehdit ediyor. Ekip ve Intel yetkilileri savunma önlemleri için detaylı araştırmalar ve yeni geliştirmeler üzerine çalışıyor.

Intel Chipset'lerde Kritik Zafiyet

Bir siber güvenlik şirketi internet üzerinde ger-çekleşen yeni IOT saldırılarının analizi sonucu işaretlerin İran ile kesiştiğini bildirdi. Saldırılar için internet tabanlı IP kameraların kullanıldığını bildiren ekip, analizler yapıldığını ve bu atakla-rın İran devletinin sponsorluğunda gerçekleşmiş olma ihtimalinin yüksek olduğunu düşündük-lerini belirtti. Ekip saldırıların komuta kontrol merkezlerini incelediklerinde .ir alan adlarının bulunduğunu gördüklerini söyledi. Belirtilene göre .ir alan adları yalnızca İranlılar için dev-letin kontrolünde bir enstitü tarafından verili-yor. Ayrıca zararlılar içerisinde birçok özel İran alfabesi karakterleri keşfettikleri söyleniyor. Siber güvenlik uzmanları saldırıların detaylarını analiz etmeye devam ediyor.

Yeni IOT Saldırılarının Arkasında Kim Var?

haberler

Page 9: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

8 9

Çok yakın bir zamanda Avrupa’da satışa çıkması beklenen PaperLab ile bir iş gününde 6.720 adet yeni kağıt üretimi yapılabiliyor.

Atık Kağıttan Kullanılabilir Kaliteli Kağıt Üreten İlk Ofis Kağıt Laboratuarı

Ofislerdeki atık kağıtları su kulla-nılmadan kuru prosedürle normal kullanılabilir kaliteli kağıda dö-nüştüren çevreci makine PaperLab, ‘ofis kağıt laboratuarı’ konseptiyle Dünyada bir ilk.Yazıcı teknolo-jisinde lider kurumlar arasında olan Epson, kağıda verdiği önemi PaperLab modeliyle geri dönüşüm ve çevrecilik bazında bir kez daha vurguluyor.

Lojistik Maliyetlerine Son

Günümüzde halen birçok lojistik iş-lem gerektiren ve toplanması, üre-timi ve satışı farklı lokasyonlarda gerçekleştirilen kağıt geri dönüşüm işlemi artık tek bir noktada ve tek bir makineyle yapılabilecek. Gizlili-ği yüksek dokümanların da güvenli şekilde geri dönüşümünün sağlana-bilecek olması ise ayrı bir avantaj.

Bir İş Gününde 6.720 Adet Yeni Kağıt Üretimi

Atık kağıtların yüklenmesinin ardın-dan işleme başlandığında ilk yeni kağıt çıktısını ortalama 3 dakikada temin eden PaperLab, dakikada ortalama 14 ve sekiz saatlik bir iş günü süresinde 6.720 adet A4 kağıt üretebiliyor.

Esanslı, Renkli, Farklı Kalınlık ve Boyutta Kağıt Üretim İmkanı

Epson’un PaperLab modelinin sun-duğu büyük avantajlar arasında yer alan bir konu da üretilen kağıtların isteğe bağlı olarak çok farklı özel-liklere sahip olabilmesi. A4 ve A3 boyutunda, farklı kalınlıklarda, farklı

renklerde ve hatta kokulu kağıt üret-mek mümkün.

Susuz Ürerim Teknolojisi İle Çevreye Daha da Büyük Katkı

Normal teknolojilerde 1 sayfa A4 ka-ğıt üretmek için ortalama 1 bardak temiz su kullanılmakta. Epson’un geliştirdiği susuz, kuru geri dönü-şüm teknolojisiyle Dünyamızın ana kaynağı olan ve giderek azalan temiz suyun kullanımı da devre dışı kalıyor. Lojistik anlamda herhangi bir transfer de gerekmediğinden eş zamanlı olarak karbondioksit salımı da otomatikman yok oluyor.

Ofiste Kendi Kağıdını Üret, Hem Tasarruf Et, Hem de Doğa

Kazansın

özel haber

Epson’un dünyaya bir ilk olarak kazandırdığı PaperLab ile şirketler kendi kağıt geri dönüşümünü kolaylıkla yapabiliyor. İlk olarak 2015 sonunda

Japonya’da gösterilen konsept makine, global platformun en büyük teknoloji fuarı CeBIT Almanya’da da büyük ilgiyle karşılandı.

Page 10: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

10

Eaton’ın XC300 modüler PLC’si, makine ve sistem üreticilerinin, geliştirilmiş, modern otomasyon kon-septlerini gerçekleştirmelerine izin veriyor – özel-likle XN300 I/O sistemi ve XV300 dokunmatik panel ile birlikte kombine edildiğinde. Yüksek bir perfor-mansa ve mükemmel iletişim özelliklerine sahip olan modüler denetleyicinin hızlı çevrim süreleri, makine için daha yüksek verimlilik oranlarına olanak tanıyor. Çeşitli arayüzleri sayesinde denetleyici, ge-niş bir uygulama yelpazesi için evrensel ve esnek bir veri düğüm noktası olarak oldukça uygun. Entegre bir OPC sunucu, M2M iletişiminde standartlaştırıl-mış veri transferine izin veriyor, böylece otomasyon mimarisinde kesintisiz bir entegrasyona olanak sağ-larken Endüstri 4.0’a doğru basit bir yol da oluştu-ruyor. Linux temelli sistem, CODESYS 3 kullanılarak programlanmış ve CANopen, easyNet ve Modbus RTU’dan EtherCAT, Modbus TCP, Ethernet/IP yoluyla OPC UA/Scada’ya kadar yaygın kullanılan pek çok arayüzü ve alan veriyolu protokolünü desteklemek-tedir. Modüler makineler, ağa bağlı tesisler ve üretim konseptlerinde XC300, yüksek esnekliği sayesinde avantajlarını gösteriyor. Örneğin, bağımsız ağlar, mobil, M2M ve SCADA iletişimi için ayarlanabiliyor. Bu şekilde, güvenlik ve performans açısından ağla en uygun şekilde eşleşiyor. Denetleyici ayrıca, dört I/O kanalı üzerinden kendi besleyicisini sağlıyor. Entegre web sunucuları, akıllı telefon ve tablet cihazlarının ekranları için HTML5 özelliği ile, CODESYS 3 görün-tülemesini ve cihaz yönetimini destekliyor. Kurul-muş programlar ve kütüphaneler, bütün XC ve XV cihazları için destek sağlıyor, böylece yeniden geliş-tirme süresi ve maliyetinden tasarruf ediliyor. Hızla kopyalanabiliyorlar ve bir mikro SD kart veya bir USB çubuğu kullanılarak seri üretim için diğer cihazlara da kolayca aktarılabiliyorlar.

Akıllı, İletişimsel, Kompakt - Eaton XC300 Modüler PLC

Fabrika metrolojisi, inşaat BIM/CIM’i, ürün tasarımı, kamu güvenliği adli bilişimi ve 3D çözümleri için 3D öl-çüm ve görüntüleme çözümlerinde dünyanın en güvenilir kaynağı olan FAROFARO PointSense 18.0 yazılım setinin hazır olduğunu duyurdu. Bu güçlü yazılım platformu-nun gelişimi, en yeni 2018 AutoCAD® ve Revit® tasarım araçlarına kesintisiz entegrasyon, daha iyi bir kullanıcı deneyimi, geliştirilmiş yazılım idaresi ve yazılım verilerini işleme konusunda gelişmiş verimlilik sağlıyor. Set şunları içeriyor: PointSense basic/Pro for AutoCAD, PointSense Building for AutoCAD, PointSense Heritage for AutoCAD, PointSense Plant for AutoCAD, PointSense for Revit. Bun-ların tek pakette toplanması ve Autodesk mimari, mü-hendislik, inşaat ve ölçme ürünlerinin geniş yelpazesi ile uyumluluk onu, türünün şu anda mevcut olan en uygun maliyetli çözümü haline getiriyor. PointSense 18.0, çıtayı “kullanıma hazır” noktasına taşıyor. AutoCAD ve Revit kullanıcılarının zaten tanıdıkları, aynı yüksek değerli, fay-dalı kullanım özellikleri ve fonksiyonlarını içeriyor. Yeni bir kılavuz ekranı, yeni kullanıcıların da hızlanmasını ve iş akışını optimize edebilmesini garantiliyor. Point-Sense 18.0 for Revit, USBID (U.S. Institute of Building Documentation) standartları olarak belirlenmiş Doğruluk Seviyelerini kullanan ilk yazılım platformudur. Bu geliş-miş analiz aracı, kullanıcıların ilgili nokta buluta kıyasla bir modelin oluşturulmasının doğruluğunu daha güvenle onaylamalarına izin verir, örneğin bir 2D lazer tarafından alınan veri noktaları seti gibi. Navigasyon fonksiyonun-daki iyileştirmeler, kullanıcıların doğrudan geri dönüşleri ile desteklendi, daha fazla verimlilik sağladı ve kullanı-cıların şimdiye kadarkinden daha hızlı bir şekilde sonuç almalarını garantiledi. Sadece çift tıklama ile kullanıcılar, bir tarama perspektifini belirli bir nokta buluttaki başka birine taşıyabiliyorlar.

FARO, İnşaat ve Mimari İçin Point-Sense 18.0 Yazılım Setini Tanıttı

haberler

Page 11: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

özel haber

11

Tam olarak 12 Mayıs 2017 tarihinde global düzeyde tarihin en büyük fidye yazılımı saldırısı gerçekleşti. Dünyada 150’ye yakın ülke ve 200 bine yakın

sistem “WannaCry“ adlı zararlı yazılımının saldırısına uğradı.

Türkiye WannaCry’dan En Çok Etkilenen 14’üncü Ülke Oldu

Siber Suçlular, WannaCry’ı kul-lanarak, bilgisayarlardaki verileri şifreleyip, verilerin şifresini çözme karşılığında 300 ila 600 dolar arasında fidye talep etti. Fidye yazılımları, son birkaç yıldır siber suçluların en çok tercih ettiği saldırı yöntemlerinden biri haline gelmişti ancak bu denli kapsamlı ve geniş çaplı bir saldırı ilk kez meydana geldi.

Fidye Yazılımlarında Solucan Dönemi

Fidye yazılımları, genellikle spam e-postaların ekinde bulunan virüslü dosyalar üzerinden yayılı-yor. Ancak WannaCry‘ı diğer fidye yazılımlarından farklı yapan şey, WannaCry‘in bir windows güvenlik açığını kullanarak bulunduğu ağ-daki tüm makinelere kendini bu-laştırabilmesi oldu. Yani solucan (worm) gibi davranarak, kendini farklı sistemlere taşıdı. WannaC-ry’in bunu yaparken kullandığı güvenlik açığı (EternalBlue) tüm Windows işletim sistemlerin-de mevcuttu. Microsoft, hemen bir güncelleme yayınlayarak söz konusu açığı kapattı. Ancak ESET Güvenlik Uzmanları uyarıyor: “Bu güncellemeyi almayan bilgisayar-lar hala saldırıya açık.“

Yeterince Korunmuyoruz

Türkiye, diğer ülkelere göre daha az etkilenmesine karşın, saldırı-ya maruz kalan ülkeler açısından

sayısal olarak 14’üncü sırada yer aldı. ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcı Alev Akkoyunlu’ya göre Türkiye’nin en çok hedef olan ülkeler arasında yer almasının temel sebebi, güncel olmayan yazılımların yaygınlığı. Akkoyunlu, şu bilgiyi paylaştı: “Maalesef hem kurumsal hem de bireysel düzey-de, güncel olmayan işletim sistemi ve güvenlik yazılımı kullanımı çok yaygın. Aynı şekilde korsan yazılım kullanımı da çok fazla. Durum böyle olunca, Türkiye her tür global saldırıdan fazla etkile-niyor. Bu tarz siber saldırı dalga-larında, korunmasız bilgisayarlar, bir botnetin parçası olarak birer saldırı aracına dönüşüyor. Zaten WannaCry saldırısında da bunu gözlemliyoruz. Korunmasız birey-sel bilgisayarlardan botnet oluştu-rularak, global düzeyde kurumsal sistemler hedef alındı.“

Dijital Saldırılara Karşı Nasıl Korunmalıyız?

“Korunmazsanız doğal hedefsi-niz“ tespitini yapan ESET Türki-ye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu, dijital cihazları siber saldırılara karşı korumak için şu tavsiyelerde bulundu:

• Bilgisayar, telefon ve tabletlerinizde işletim sistemi güncellemeleri ve yamalarını yük-lemeyi ihmal etmeyin. (Windows, Android, Mac, IOS) • Mutlaka güncel, proaktif

ve lisanslı güvenlik yazılımı kulla-nın. • Tanımadığınız kişilerden gelen e-postalardaki ekleri aç-mayın. Ayrıca bildiğiniz ve gü-vendiğiniz birinden gelen e-mail içerisinde beklemediğiniz ve talep etmemiş olduğunuz bir ek varsa mümkünse hemen açmayın. Önce sorgulayın. • Parolalarınızı her altı ayda bir değiştirin ve ayrı hesaplarda aynı parolayı kullanmayın. • Verilerinizi düzenli olarak yedekleyin. Ancak dikkat: Yedekle-rinizi depoladığınız harici depola-ma aygıtlarını bilgisayarlara bağlı durumda bırakmayın. • Sosyal medya kanal-larında, kişisel bilgilerinizi ve fotoğraflarınızı paylaşmakta cimri davranın. Bu bilgilerin kötü amaçla kullanılabileceğini göz ardı etmeyin, ayrıca internette paylaşı-lan hiçbir bilginin kaybolmadığını hatırlayın.

Alev A

kkoyunlu / ESET Türkiye G

enel Müdür Yardım

cısı

Page 12: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

14

Nissan, güç yönetimi lideri Eaton ve The Mobility House, Nissan LEAF akülerini yeniden değerlendi-rerek yedek güç sağlamak üzere, Amsterdam Are-nA – Ajax Futbol Kulübünün evi ve dünyanın ünlü eğlence mekânı – ile çığır açan 10 yıllık bir anlaşma imzaladı.xStorage Buildings sistemi, enerjiyi verim-li bir şekilde depolamakta ve ihtiyaç duyulduğunda dağıtımını sağlamaktadır. Sistem, böylece sayısız üst seviye profilli konsere ve spor etkinliklerine yıllardır ev sahipliği yapan, 55,000 kişilik ünlü stadın ışıkları-nın sürekli yanmasını sağlayacak. Daha önce elektrikli araçlarda kullanılan aküleri bir araya getiren xStorage Buildings sistemi, enerji tüketimi üzerinde daha fazla kontrol, daha iyi değer ve daha sürdürülebilir bir se-çenek sağlayacak şekilde şebekeden enerji çekebiliyor. Amsterdam ArenA için tasarlanan ve 280 Nissan LEAF akülerini kullanan sistem, Avrupa’da ticari bir işletme tarafından kullanılan, ikinci el bataryalarla destekle-nen en büyük enerji depolama sistemi olacak. Sistem ayrıca dört Megawatt’lık bir güce ve dört Megawatt’lık bir depolama kapasitesine de sahip olacak. xStorage Buildings, ArenA’ya hayati yedek güç servisleri sağla-manın yanı sıra, gerektiğinde Amsterdam Arena’nın çevresindeki semtlere enerji vermesine de izin verecek ve şebekeyi de koruyacak. Bir teknoloji şirketi olan

The Mobility House, Amsterdam ArenA’daki entegre xStorage Buildings sistemini çalıştıracak. Amsterdam ArenA için ek değer üretirken, yerel şebeke dengesini güçlendiren çeşitli enerji servislerini uygulayacak. Buna paralel olarak Nissan ve Eaton, konut enerji de-polama birimi olan xStorage Home’un şimdi İngiltere, Norveç ve Almanya’da ön sipariş almak üzere hazır olduğunu, önümüzdeki aylarda bunları diğer Avrupa pazarlarının da izleyeceğini duyurdular.

Amsterdam Arena Enerji Konusunda Daha Verimli Olacak

STRATO 2017 yılına tüm KOBİ’lerin, serbest meslek sa-hiplerinin ve köşe başı dükkan sahiplerinin sorunlarına çözüm olacak mükemmel bir ürünle giriyor. Türk Ticaret Kanunundaki düzenlemelere göre tüm iş sahiplerinin bir internet sitesi olması gerekiyor. Sitebuilder Basic, en iyi kalitede ve 2.99 $/ay gibi makul bir fiyatla sunuluyor. Büt-çe dostu bu hazır web sitesi versiyonu, STRATO’nun ISO 27001 sertifikalı Almanya lokasyonlu veri merkezlerinde barındırılıyor. Sitebuilder Basic’in çekici bazı özellikleri: Pakete dahil ücretsiz 1 alan adı: Sitebuilder Basic’in çeşitli şablonlarıyla sitelerini kuran kullanıcılar, istedikleri adresi çoktan alabilecekler. Her Sitebuilder paketine bir adet .com, .net. .org, .info ya da biz alan adı dahil. Profes-yonel Dizayn Araçları: Sitebuilder Basic şüphesiz çekici bir fiyat-performans dengesi sunuyor. Dahası, 75 sektör şablonu, 200 tasarım şablonu ve 150 duyarlı tasarım içeriyor. Güvenlik odakta: STRATO, sıkı veri güvenliği yasala-rı sebebiyle birçok profesyonelin verilerini barındırmak istedikleri Almanya’da yer alan iki veri merkezi işletiyor. Ayrıca, Sitebuilder ürünleri SSL sertifikası da içeriyor. STRATO, barındırdığı web sitelerinin editörünü ve güven-liğini de her daim temin ediyor. Teknik donanımlı uzmanlardan destek: Sitebuilder Basic her ne kadar kullanımı kolay bir ürün olsa da, STRATO uzmanları, müşterilerin tüm sorularına memnuniyetle cevap veriyor. Sitebuilder Basic sınırsız trafik, 5 GB esnek mail alanı ve 500 posta kutusu, 5 Sayfa içeriyor. Kurulum ücreti ise yok!

KOBİ Dostu Sitebuilder Basic artık Türkiye’de

haberler

Page 13: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

13

konuk yazar

Mobil cihazların, mobil uygulamaların ve IoT’nin pazara girişi oldukça hızlı ve eğitim sektörünün bu teknolojiyi erkenden benimsediğini görmemize

şaşırmamamız gerek. Bu neslin etkileşim biçiminin merkezinde yer alan mobil cihazlarla, doğal olarak mobil yenilikçiliğe öncülük etmek ve öğrencilerin daha gelişmiş öğrenme deneyimi kazanmalarını sağlama işi

eğitim kurumlarına düşüyor.

Akıllı Sınıfların Geleceği: 2017 İçin Altı Önemli Trend

Bunu yapmak için, öğrencilerin mobil olma isteğini engellemeyen teknolojiye yatırım yapmaları gere-kir; ancak öğrencilerin aynı za-manda da eldeki ödeve, yani derse odaklanmayı sürdürmeleri gerekir. Sürekli gelişmekte olan müfredat ve SAT’lar (akademik yeterlilik testi), GCSE’ler (genel orta öğretim sertifi-kası) ve A Düzeylerini içeren büyük sınav formatlarının değişmesi ile birlikte, BT’nin ve başka depart-manların öğrencilere en iyi fırsat-ları sunmaları amacıyla, öğrenci ve personelin ihtiyaçlarını karşılamak üzere işlevlerinin gelişmeye de-vam etmesini sağlamak önemlidir.Bu tartışmalarda, yakın gelecekte hayata geçirilmesini beklediğimiz 6 temel tema ve trendi saptadık:

Kurum Boyunca Yayılan IoT

Gartner, geçen yıl 5.5 milyon yeni “nesne”nin her gün ağlara bağlan-dığını ve 2020’ye kadar yaklaşık 21 milyar cihazın bunlara katılacağını tahmin ederken, IoT okul cihazları-nın ötesine hızla genişliyor. Bağ-lantılı ışıklar ve kapı kilitlerinden, sınıftaki öğrenime ve öğrenci kayıt-larına kadar geniş bir yelpazede her geçen gün daha da fazla yayılıyor.

Her Zaman Hazır Deneyimler

Sadece ‘her zaman, her yerde’ bağ-lantı talep eden IoT cihazları değil.

İster oyun alanı, sınıf, spor salonu isterse de toplantı salonunda olsun, tüm kullanıcılar şimdi cihazların-dan ve uygulamalarından yüksek performans bekliyorlar; böylece içeride ve dışarıda sorunsuz şekilde çalışıp öğretip öğrenebilecekler.

Akıllı Alanlar

Lokasyona özel servisler bir yıl önce yeniydi. Bu yıl, içeriğe duyarlı mobilite, alanlara zekâ eklemek-le ilgileniyor, böylece alan sizinle etkileşime girebiliyor. Örneğin, bir öğretmen sınıfa girdiğinde, ekipma-nın ve kolaylıkların konfigürasyonu şimdi otomatik olarak onun profili-ne göre ayarlanabilir.

Giyilebilir Cihazlar ve Lokasyonu Tanıyan Çözümler

En iyi akademik performans gös-tergesi olan derslere devamlılığın kanıtlanmasının araştırılması ile risk altındaki öğrencilerin hızla be-lirlenme özelliği, onları kazanmaya yardımcı olabilecek müdahalelerin gerçekleştirilmesine izin verir.

Öğrenim için Sanal Gerçekçilik ve Artırılmış Gerçekçilik

Ticari sanal gerçekçilik (VR) veya artırılmış gerçekçilikteki (AR) ye-niliklere daha geniş erişim, tekno-lojiyi araştırma laboratuvarlarının

dışına, sınıflara taşıyor. Öğrenimin giriş seviyesinden daha üst sevi-yelere kadar öğretmenler, VR ve AR’i, öğrencileri geçmişte mevcut olmayan gerçekçi simülasyonlara sokmak için mekanizmalar olarak benimsiyorlar.

Yoğunluğu Artan Ortamlar

Öğrenciler, dizüstü bilgisayarlardan eğlence sistemlerine, bağlantılı ışık-lara kadar bir çok cihazı kullanıyor-lar. Sınıf dışında da akıllı telefonlar, akıllı ekranlar ve tabletlerde dene-yimlerini paylaşmayı bekliyorlar. Yemekhaneler, ısınan tepsiler için sıcaklık göstergelerine, otomatlar-daki sensörlere ve yemek bileti için tarayıcılara dayanıyorlar - hepsi-nin yemek saatlerinde öğrencinin cihazlarının yanı sıra ağa erişmeleri gerekiyor.

Ersin Uyar / H

PE Aruba Ü

lke Müdürü

Page 14: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

haberler

İnternetin bankasız ve devletsiz para birimi olarak bilinen “Bitcoin”, yüzde 32 değer kaybederek son zamanların en sert düşüşünü yaşadı. Medya Ta-kip Merkezi (MTM), birçok uzmanın ‘kağıt paranın geleceği’ olarak adlandırdığı Bitcoin’i merceği altına alarak, medya raporunu çıkarttı. İşte araştırmanın detayları… Son haftalarda rekor üstüne rekora ko-şarak kazandığı değer ile yatırımcılarını sevindiren sanal para Bitcoin, 2015’den bu yana en sert düşü-şünü yaşayarak yüzde 32 değer kaybetti. Yaşanan gelişme teknoloji ve ekonomi dünyasını şaşırttı. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna herhangi bir ara-cı olmaksızın doğrudan transfer yapılmasını sağla-yan sanal paralar sunduğu kolaylık sebebiyle büyük ilgi görüyor. Dijital dünya genelinde birçok alışveriş, yatırım ve fonlama gibi işlemlerin kolay ve hızlı yapılmasını sağlayan bu paralar arasında en yaygını Bitcoin olsa da, her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Kriptolu paraları “paranın geleceği” olarak adlan-dıran uzmanlar olduğu gibi, yaşanan dalgalanmalar neticesinde, sanal paraların kendini kanıtlaması için uzun zamana ihtiyaç duyduğu görüşünü ileten uzmanlar da var. Medya Takip Merkezi’nin (MTM) medya raporuna göre “Bitcoin” Ocak ayından bu

yana yazılı, görsel ve internet medyasında 4 bin 739 habere konu oldu. Konu hakkında yaşanan gelişme-ler, dalgalanmalar ve yatırımcı beklentileri sıklıkla medyanın yer verdiği konular arasında yer alıyor.

Bitcoin’in Gidişatı Şaşırtıyor

Sağlık sektöründe kurumsal yedekleme, kurtarma, arşivleme ve bulut alanında global bir lider olan Commvault, hasta bilgile-rini koruyan, nakit akışını garanti eden ve verimliliği artıran servis ve çözümlerin lider tedarikçisi olan Harmony Healthcare IT ile olan teknoloji işbirliğini duyurdu. Commvault Data Plat-form’un Harmony Healthcare IT’nin arşivleme çözümü Health Data Archiver ile entegrasyonu yoluyla sağlık alanındaki müşteriler artık, Elektronik Sağlık Kayıtları (EHR) ve Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) sistem-lerini bir kenara bırakıp, bırakılan eski uygulamaların karmaşık süreçlerini idare edebilirken, onların önemli klinik ve iş verilerine erişmelerine ve onları korumalarına da izin veriliyor. Veriyi yönetmeye ve korumaya ek olarak, Heath Data Archiver ile Commvault Data Platform’u kullanan müşteriler, genişletilmiş eDiscovery ve arama fonksiyonunun yanı sıra, Commvault Software sayesinde bir kenara bırakılmış uygulamalardan gelen indeksleme ve raporlama için hazır olan verilere sahip olarak daha fazla analitik özelliği de kazanıyorlar. Commvault ve Harmony Healthcare IT arasındaki işbirliği, CommVault’un veri yönetimi portföyünü geniş-letiyor ve EHR ve ERP uygulamalarının bir kenara bırakılması sırasında arşivleme yeteneklerini artırıyor. CommVault, geçen yıl HIMSS’de duyurduğu Commvault Clinical Archive ile birlikte, sağlık hizmeti verenlerin EHR’yi ve diğer eski uygulamalarını yönetme, geçiş yapma ve bir kenara bırakma biçimlerini değiştiriyor. So-nuç olarak müşteriler veri depolarını bölüyorlar, böylece maliyetleri ve karmaşıklığı azalmakta, daha iyi veri paylaşımı sağlanmakta ve sürdürme ve destekleme yükü ortadan kalkmaktadır.

Commvault, SağlıkSektörü İçin Platform Özelliklerini Artırıyor

14

Page 15: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

söyleşiAli Yavuz ŞAHİ[email protected]

15

Boston’da gerçekleştirilen Red Hat Summit 2017 etkinliği kapsamında firmanın CEO’su Jim Whitehurst ile görüşme imkanımız oldu. Bakın Jim

Whitehurst yazılım dünyasının geleceği hakkında neler düşünüyor.

Bulut Bilişiminin Çok Daha Büyük Bir Hikayesi Olacak

Yazılım endüstrisi, 3, 5, hatta 10 yıl sonra neye benzeyecek?

Temel değişim genellikle yavaş yavaş geliyor. Var olan uygula-malarda, altyapıda ve iş yapma biçiminde değişiklikler olacak. Sonuç olarak, yazılım gibi endüst-riler sadece önümüzdeki birkaç yıl içinde pek de farklı görünmü-yorlar. Bununla birlikte, geleceği-mizde bulut bilgiişleminin büyük etkisi olacak. Göreceli olarak genel BT ihtiyaçlarına sahip daha küçük kuruluşlar, bilgisayar sis-temlerini ve yazılımlarını ellerin-de bulundurmak ve işletmekten kurtulacaklar. Bu durum firmların maliyetlerini de büyük ölçüde dü-şürecek ve buradan artacak para ile farklı alanlarda yatırım yapa-bilecekler.

Bununla birlikte, Bulut Bilişim sadece bir Hizmet Olarak Yazılım çözümü değil. Bu teknolojinin gelecekte çok daha büyük bir hikayesi olacak. Bu, bilgisayarlara fiziksel olarak bağlanmış sunu-culardan, çeşitli yerlerde çalış-tırılabilen verilerin daha akıcı kataloguna kadar BT kaynakları hakkında düşünme şeklimizin değişmesidir. Bu değişiklikler, birkaç yıl içinde evrimci bir şe-kilde ortaya çıkmalıdır; çünkü, BT altyapılarının işletilmesi ve yönetilme biçimi için bu tarz bir eylemin gerçeklemesi gerekli. Bu durum sektörümüzde önemli etkiler yaratacak.

Yavaş yavaş gelecek bu değişik-likler önümüzdeki on yılda yay-gınlaştıkça hem yazılım endüst-risi hem de yazılımın tüketicileri üzerindeki etkisi büyük olacaktır. Çünkü, sürekli yeni teknolojilerin kısa vadeli etkisini tahmin etmeye çalışırsak, uzun vadeli etkilerini hafife alma eğiliminde oluruz.

Bulut Bilişim ile bir kavşak nokta-sındayız ve geçmişten öğrenilen bazı dersleri almalıyız. 1980’ler, tekrar edilmemesi gereken pek çok şeyin karşımıza çıktığı yıl-lardı. Bu sadece kötü moda veya şüpheli saç stillerini değil tabii ki. Aynı zamanda bizleri kısıtlayan mega BT sağlayıcılarının ortaya çıkmasını sağlayan on yıllardı. Endüstri, Bulut Bilişime ve dikey yığınlara doğru ilerledikçe önü-müzdeki günler rekabete açık ve yeni hizmetlerin sunulduğu yıllar olacak. Bu alanda büyük ortaklık-lar ve yeni iş birliktelikleri bizleri bekliyor.

Yazılım endüstrisi gelecek beklentileri nasıl şekillenecek?

Gördüğümüzde büyük bir değişim yaşadığımız gerçeğini unutmama-lıyız. Kurumsal kullanıcıların ve alıcıların beklentileri bu bağlamda gün geçtikçe artacak. Kullanımı kolay, edinilmesi kolay ve kişi-sel cihazlar da dahil olmak üzere çeşitli cihazlarda tüketilebilecek yazılımlar bekliyorlar. Bu, mobil aygıtların ve verilerin büyüme-

sinin kurumsal BT altyapılarının ölçeklenebilirliğini vurgulamasıy-la aynı anda gerçekleşiyor. Genel Bulut hizmetleri ve altyapı hiçbir şekilde bu zorluklar için sihirli mermiler değil, ancak en azından kısmi yanıt olarak bu tarz çözül-melerle ihtiyaçlarımıza cevap verebiliriz.

Bir başka büyük eğilim enteg-rasyondur. Kullanıcıların farklı ortamları var ve birlikte çalışacak yazılımlar bekliyorlar. Yalnızca mütemadiyen satıcıların tarihsel olarak ne kadarını incelediğinizi düşünüyorsanız, aslında büyük bir ilerleme kaydettiğimizi göre-ceksiniz. Her ne kadar görünüşte zamanı geri almaya çalışan birkaç şirket olmasına rağmen, birlikte çalışabilirlik ve esneklik beklentisi tüm bunların üzerinde yer alıyor. Gelecekte kullanıcılar ihtiyaçla-rına günümüzde bulduklarından daha fazla çözüm bulacaklar.

Jim W

hitehurst / Red Hat CEO

Page 16: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

özel haber

Kaspersky Lab, her yıl düzenlediği Cyber Security Weekend etkinliği kapsamında Ortadoğu, Türkiye ve Afrika’dan (META) iş dünyasının

temsilcileri ile bünyesinde çalışan siber güvenlik uzmanlarını 26-29 Nisan tarihleri arasında Viyana’da bir araya getirdi. Tüm detaylar haberimizde...

Kaspersky Lab Türkiye’yi de Kapsayan Bölgenin Siber Tehdit

Trendleri Açıklandı

Etkinlik kapsamında küresel ve böl-gesel siber tehditler ve güvenlik ala-nındaki trendlerle ilgili bilgiler payla-şan uzmanlar, öncelikli olarak sanayi ve finans sektörleri olmak üzere, böl-gedeki iş dünyasını etkileyen başlıca tehdit vektörleri hakkında bilgiler verdi. Bireylerin, iş dünyasının ve hü-kümetlerin akıllı şehirler kapsamında kullandığı internet bağlantılı cihazla-rın korunması ise özellikle üzerinde durulan bir konu oldu. Kaspersky Lab Küresel Araştırma ve Analiz Ekibi’n-den Kıdemli Güvenlik Araştırmacısı Ghareeb Saad, “2017’nin ilk çeyreğin-de siber suçluların dikkatinin wiper adı verilen silicilere ve özellikle de fi-nansal suçlara kaydığını gözlemledik. Tespit edilmeyi neredeyse imkansız hale getiren ve adli araştırmaları zorlaştıran dosyasız zararlı yazılım-lar, hem hedefli saldırılar düzenleyen failler, hem de siber suçluların geneli tarafından kullanıldı. Etkinliğimiz-de ATMitch olaylarında kullanılan böyle bir ‘görünmez’ saldırı örneğini yeniden canlandırdık. Bu tür tehdit-ler düzgün güvenlik çözümlerinin, güvenlik istihbaratının ve dikkatli bir şekilde yönetilen olay müdahale süreçlerinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.” dedi.

Etkinlikte ayrıca Kaspersky Lab’ın büyük şirketlere yönelik gelişmiş tehditleri ve hedefli saldırıları tespit etmekte kullanılan Kaspersky Anti

Targeted Attack Platform çözümü-nün yenilenmiş sürümü tanıtıldı. İle-ri makine öğrenimi algoritmalarını, tüm dünyadan gelen eyleme geçiri-lebilir tehdit istihbaratı ve müşteri altyapısına uyumluluk becerisiyle harmanlayan çözüm, en karmaşık ve en zararlı saldırıları dahi gelişimle-rinin herhangi bir aşamasında tespit etmek konusunda büyük şirketlere yardımcı oluyor.

2017 yılı birinci çeyreği özelinde etkinlikte paylaşılan Kaspersky Security Network (KSN) istatistikle-rine göre, yerel tehditlerden (yerel ağlar, USB bellekler, CD’ler, DVD’ler aracılığıyla yayılan zararlı yazılım-lardan) etkilenen en yüksek kullanıcı sayısına sahip ülke %66,5 ile Cezayir oldu. Ardından ise Fas (%59), Tunus (%57,9) ve Mısır (%52,8) geldi. Orta-doğu’da ise listenin başını Umman (%54,6), Suudi Arabistan (%53,1) ve Katar (%49,8) çekti. Ocak-Mart 2017 sürecinde en yüksek sayıdaki çevrimiçi tehditlere de yine Cezayir (KSN kullanıcılarının %38,1’i), Tunus (%32,4), Fas (%26,1) ve ardından Mısır (%23,5) olmak üzere, Afrika’nın aynı ülkelerinde rastlandı. Ortado-ğu’da en fazla tehditle karşılaşan ülkeler ise Katar (%29,7), Suudi Ara-bistan (%24,2) ve BAE (%23,6) oldu. Güney Afrika, META bölgesinde siber tehditlerden etkilenen kullanıcı sayı-sı en düşük ülke olurken (%46,8 yerel

ve %12,9 çevrimiçi tehditler), Türki-ye’deki KSN kullanıcılarının %18,8’i çevrimiçi tehditlerden ve %47,1’i ise yerel tehditlerden etkilendi. Bölgede-ki fidye yazılımı tespitleri, bir önceki yılın ilk çeyreğine göre %36 artış gösterdi ve Kaspersky Lab uzmanları-na göre, fidye yazılımlarının siber suç ekosisteminde hizmet olarak yazılım modeliyle yayılıyor olması sebebiyle artmaya da devam edecek. Kaspersky Security Network, yine 2016’nın aynı dönemine kıyasla iki kattan daha fazla bankacılık Truva atı tespit etti (%121 artış). Kaspersky Lab ürünleri tarafından engellenen mobil saldırı girişimleri ise 1,5 kat artış gösterdi.

Etkinliğin özel konuğu olarak bir açılış konuşması yapan CYBERPOL Siber Terörle Mücadele Birimi Başkanı Shehab Najjar, şu yorumda bulundu: “Siber suç mevzuatı gerek dünya çapında, gerek META böl-gesinde hala geliştirilmeye devam ediyor. Aynı zamanda, bilgi tekno-lojilerindeki ilerlemeler sebebiyle hem bireysel kullanıcılar hem de iş dünyasını hedef alan daha çok tehdit vektörüyle karşılaşıyoruz. Bu sebeple, Kaspersky Security Wee-kend etkinliğinde olduğu gibi, genel bilgilendirmeler ve tavsiyeler aracılı-ğıyla siber güvenlik farkındalığını artırmak, interneti daha güvenli bir ortam haline getirmek konusunda önemli bir rol oynuyor.”

16

Page 17: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

17

Kaspersky Lab Cyber Security Weekend etkinliği çerçevesinde CYBERPOL Siber Terörle Mücadele Birimi Başkanı Shehab Najjar ile DAEŞ ve diğer terör örgütlerinin siber dünyadaki faaliyetleri hakkında konuştuk. Tüm detaylar

söyleşimizde...

DAEŞ’i Siber Dünyada Bitirmek İstiyoruz

söyleşi

CYBERPOL organizasyonunu bizlere biraz anlattır mısınız? CYBERPOL Neler yapar?

CYBERPOL olarak uluslararası siber riskleri önleme ve bunlarla mücadele konusunda eğitim ve far-kındalık yaratmayı amaçlayan bir kuruluşuz. Günümüz dünyasını di-jital dünya olarak tanımlayabiliriz. Tabii ki dijital deyince hemen aklı-mıza tehditler ve saldırılar geliyor. Çünkü tüm dünyanın bağlandığı interneti kullanıyoruz ve tehdit-lerin ne zaman, nasıl ve nereden geleceği belli değil. CYBERPOL olarak siber güvenlik alanında çalışan yetkililer arasında iletişim sağlıyoruz. Bu sayede şirket içeride güvenlikten sorumlu kişiler yeni tehditlerden kısa sürede haber alabiliyorlar. Ayrıca yaptığımız araştırmaları paylaşarak gelecek güvenlik trendlerini açıklıyoruz. Bu sayede çalışanlar kurumları için risk yönetimini hızlı ve doğru bir şekilde yapılandırabiliyorlar. Bir anlamda güvenlik alanında çalışan kişilerin karşılaştıkları zorluklara daha geniş bir bakış açısı ile bak-masını ve bu alanda uluslararası iletişime yardımcı oluyoruz diye-bilirim. Tabii ki güvenlik konusun-da ülkelerin askeri makamları ve kamu kurumlarıyla da siber terör tehditleri konusunda çok yakından çalışıyoruz.

Siber terörden bahsettiniz bu konuda çalışmalarınız neler?

Bildiğiniz gibi şu anda orta doğu-da DAEŞ adında bir terör örgütü bulunmakta. DAEŞ sadece eline silah alıp saldırılar yapan bir terör örgütü değil. Siber dünyada da fa-aliyetlerini sürdürüyor. CYBERPOL olarak META (Orta doğu, Türkiye, Afrika) bölgesinde DAEŞ’in siber faaliyetlerine odaklanmış durum-dayız. 2017 yılının ocak ayında DA-EŞ’i destekleyen 16 web sitesi tespit ettik ve bunları kapattırdık. Ayrıca DAEŞ propagandası yapan 4560 Facebook hesabı tespit ettik ve bunları kapattırdık. DAEŞ hakkında haberler yayınlayan ve destekleyici yazılar yazan 2426 Twitter hesabı tespit ettik ve kapattırdık. Bunların yanında şimdiye kadar 46 Youtube hesabının da DAEŞ propagandası yaptığını tesit ettik. Yine bu hesap-ları platform yöneticileriyle görü-şerek kapattırdık. Şubat 2017 de ise yine DAEŞ propagandası yapan 9 web sitesi, 310 Facebook hesabı, 714 Twitter hesabı ve 9 Youtube kanalını kapattırdık. CYBERPOL olarak DAEŞ ve buna benzer terör örgütleriyle mücadelemiz sürüyor. Bu konuda elimizden geldiğince ül-kelere yardım ederek terör tehdit-lerini yok etmeye çalışıyoruz.

Siber Dünyadaki tehditleri göz önünde bulundurursanız hangi ülkelerdeki faaliyetlerin arttı-ğını görüyorsunuz?

Siber atak tehdit aktivitelerin sayısı tüm dünyada artmaya devam edi-

yor. Bu durumun kullanıcı ora-nıyla bağlantılı olduğunu söyle-yebilirim. İnternet kullanıcı sayısı arttıkça tehdit sayıları da artmaya devam edecek. Son dönemde Türkiye, Singapur, Güney Afrika ve bazı Kuzey Afrika ülkelerinde ak-tivitelerin daha fazla yaşandığını görüyoruz. Bu konudaki çalışma-larımız sürüyor ve düzenli olarak raporlar yayınlayarak ilgili kişileri bilgilendiriyoruz.

Siber tehditler en çok hangi sektörleri etkiliyor?

META bölgesini ele aldığımızda kamu tarafının siber tehditlere en fazla maruz kalan sektör olduğunu görüyoruz. Bunu elektronik ticaret ve müşteri hizmetleri sektörleri takip ediyor. Ama şunu belirt-memde fayda var; kamuya yapılan saldırılar diğer sektörlere göre açık ara önde.

Shehab Najjar / CYBER

POL Siber Terörle

Mücadele Birim

i BaşkanıAli Yavuz ŞAHİ[email protected]

Page 18: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

özel haber

18 19

D ell EMC’nin tanıttı-ğı yeni modern veri merkezi teknolojile-riyle kurumlar dijital dönüşüm sürecini ko-

lay ve hızlı bir şekilde atlatabile-cek. Dijital dönüşüm, endüstrilerin ve işletmelerin temelini değişti-recek bir kavram olarak karşımı-za çıkıyor. Benzeri görülmemiş miktarda kullanıcı, uygulama ve veri hacmi, geleneksel altyapıyı çiğneyerek teknolojinin getirdiği yeniliklerle birlikte kurumların yararına kullanılacak. Bu yeni dijital dünyada başarılı olmak için şirketlerin geleneksel altyapıdan kurtulup BT dönüşüm sürecine girmeleri şart.

Etkinlikte Dell EMC tarafından yapılan yeni duyurular ile birlik-te, şirketler modern bir mimari üzerinden müşterilerine daha iyi hizmetler sunabilecekler. Artık şirketler Dell EMC’nin sunduğu hizmet ve ürünleri bulut benzeri bir fiyatlama modelini ile sattın alabilecekler. Bu sayede şirketler ortam düzeylerini büyütebilir veya azaltabilir, yalnızca bileşen düze-yinde veya veri merkezi düzeyinde kullandıkları kadar ödeyebilecek-ler.

Bilişim teknolojileri dönüşüm eğrisinin ardındaki şirketler, eski altyapıları ile gelişen dünyada geri kalmaya mahkumlar. Kuruluşlar sayısal olarak dönüşüme yöneldik-çe, BT olgunluğu hangi şirketlerin

kazanılabileceğini belirlemek için belirleyici bir faktör olabilir. As-lında, Dell EMC tarafından ortaya konulan yeni Kurumsal Strateji Grubu (ESG) 2017 BT Dönüşüm Olgunluk Eğrisi çalışması, en olgun organizasyonların % 85’inin rekabet edebilecekleri ve başarabi-lecekleri “çok güçlü” veya “güçlü” konumda olduğuna inandıklarını gösteriyor. Önümüzdeki birkaç yıl içinde pazar, en az olgunlaş-mış şirketlerin % 43’ü ile tezat oluşturuyor. Bununla birlikte, BT olgunluğunda ilerleme kaydetmek, çevikliği, yenilikçiliği ve gelişmiş işletme sonuçlarını beraberinde getiriyor.

Dell EMC Başkanı David Goulden Dell EMC World 2017 etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Dijital dönü-şüm eğilimi yalnızca BT dönüşüm yolculuğuna başlama ihtiyacını takviye ederek yoğunlaşacak” dedi.

Goulden sözlerine şöyle devam etti: “Dell EMC, müşterilerin bu ilk adımı atmasına yardımcı olmak için ideal bir ortaktır. Dell EMC müşterilerimiz için gelecek bir sonraki yenilik dalgasını ve ilerle-meyi sağlayacak teknolojileri ge-liştirmek ve sunmak konusundaki kabiliyetimizi hızla artırdı.”

Dell Technologies Capital Yılda 100 Milyon Dolar Yatırım Yapacak

Dell Technologies, Dell Techno-

logies Capital isimli girişim ser-mayesini gün yüzüne çıkardı. Dell Technologies Capital, 70’i aşkın erken aşamadaki girişimlere aktif şekilde yatırım yaptı. Birkaç yıl önceki kuruluşundan bu yana gö-revi, şirket kurucularına ve ekiple-rine yenilikçi teknoloji çözümleri geliştirmeleri ve bunları piyasaya sunmalarında yardım etmek olan şirket, ilk kez yatırımlarını ortaya çıkarıyor.

“Dell Technologies Capital’da, umut veren girişimlerin dünyayı değiştirmek için nelere ihtiyaç duyduğunu iyi biliyoruz,” diyen Dell Technologies başkanı ve CEO’su Michael Dell sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Onlara, inovasyonlara devam etmeleri ve potansiyellerini maksimum düzeye çıkarmaları için gereken kaynakları, ölçeği ve uzmanlığı sunuyoruz.”

Girişim ekibi; Dell, Dell EMC, Pivotal, RSA, SecureWorks, Vir-tustream ve VMware’i içeren Dell Technologies’in benzersiz kurum-sal ailesiyle bağlantılı teknolojile-rin yenilikçi alanlarına odaklanı-yor. Dell Technologies Capital’ın yatırım alanlarına verilebilecek örnekler arasında depolama, yazı-lım tanımlı ağ, yönetim ve orkest-rasyon, güvenlik, makine öğreni-mi/yapay zekâ, Büyük Veri/analiz, bulut, Nesnelerin İnterneti (IoT) ve DevOps yer alıyor.

Dell EMC Yeni Modern Veri Merkezi Teknolojilerini Duyurdu

Dell EMC, Las Vegast’ta gerçekleştirilen Dell EMC World 2017 etkinliğinde kurumların dijital dönüşüm hedeflerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak amacıyla yeni modern veri merkezi teknolojilerini gün

yüzüne çıkardı.

Page 19: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

18 19

Yatırım Hızı Gittikçe Artıyor

Sermayenin, girişimin başarı yo-lunda ilerlemesi için yalnızca bir başlangıç oluşturduğuna değinen Dell Technologies Capital başkanı Scott Darling, “Yeni şirketler, kap-samlı ve derin uzmanlığının yanı sıra kaynaklara ve ölçeğe erişim sağlayan aktif yatırım ortakları arıyor. Dell Technologies Capital, portföy şirketlerimizin bağımsızca hareket edecek bir hıza ulaşmasına yardımcı olacak kapsamlı bir sek-törel iletişim ağına sahip deneyimli yatırımcılardan oluşan bir ekip. Bu yatırımları gizlilik içerisinde birkaç yıldır sürdürüyoruz ve yatırım hızı-mızı giderek artırıyoruz” dedi.

Dell Technologies Capital, Dell Technologies’in kurumsal ailesine

özel global ölçek, kanal, OEM ve pazara giriş ilişkilerine erişimin yanı sıra deneyimli yönetim kurulu üyeleri ve derin teknik uzmanlık sunuyor. Ayrıca sektörde lider tek-noloji uzmanlarına, yatırımcılara ve şirket yöneticilerine de erişim imkânı veriyor.

Dell Technologies Capital’in Portföyünde Yer Ala İki Şirket Bu Yıl Öne Çıkıyor

Edico Genome, DNA sekanslama ile ilişkili yoğun iş yüklerini analiz etmek için tasarlanmış ilk bio-IT işlemciyi ve uçtan uca bir plat-form yarattı.Edico Genome, Dell Technologies ile birlikte, standart yazılımla 24 saatten fazla süren tüm bir genomun analizinin 22 dakikada yapılmasını sağlayan ön-

ceden yapılandırılmış olağanüstü bir çözüm sunuyor.

Graphcore, Makine Öğrenimi (ML) ve Yapay Zekâ (AI) uygulamala-rı için yoğun hızlandırma sunan yeni bir teknoloji geliştirdi. Şirke-tin Zekâ İşlem Birimi (IPU), özel olarak makine zekâsı iş yüklerine yönelik olarak tasarlanan ilk birim. Graphcore IPU platformları per-formansı iyileştirmek, verimliliği artırmak, bulut ve kurumsal veri merkezlerindeki AI uygulamalarını hızlandırma maliyetini düşürmek için tasarlanmış. Dell Technologies Capital, Graphcore’a, yenilikçi tek-nolojilerini çok daha fazla müşte-riye ulaştırmak üzere Dell Techno-logies’in OEM ve ürün entegrasyon özelliklerinden faydalanması için yardım ediyor.

Page 20: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

Bizi en çok heyecanlan-dıran olay ilk günün ilk saatlerinde gerçekleşti. Red Hat CEO’su Jim Whitehurst 2017 Yılı

Red Hat Sertifikalı Profesyonelini açıkladı. Red Hat’in her yıl bir kişiye verdiği Red Hat Sertifikalı Profesyo-neli ödülü yaratıcılık, sıkı çalışma ve uzmanlığı sergileyen Red Hat Sertifikalı Profesyonellerini (RHCP) onurlandırıyor ve bu sene Orhan Bı-

yıklıoğlu ‘na verildi. Orhan Bıyıkoğlu Turkcell’de Kıdemli Sistem Yönetici-si olarak çalışıyor. Bıyıkoğlu hem bir Red Hat Sertifikalı Sistem Yöneticisi (RHCSA) hem de Red Hat Sertifikalı Mühendisi (RHCE). Ayrıca Sunucu iyileştirilmesinde Red Hat Uzmanlık Sertifikası’na da sahip. Eğitimini, Turkcell’in sağlam ve esnek BT alt-yapısının tasarlanması, uygulanması ve sürdürülmesine yardımcı olmak için kullandığı gibi, aynı zamanda

maliyet tasarrufunu da sağlamış durumda.

Bıyıklıoğlu, Turkcell’e on yılı aşkın bir süre önce katıldığında, 40’dan fazla farklı sunucuda çalışan 20’den fazla kritik veritabanı iş yükünü konsolide etmek için sunucu mima-risi tasarlayıp uygulayarak Turk-cell’in Red Hat Enterprise Linux’a taşınmasını başarıyla gerçekleştirdi. Şu anda Turkcell Red Hat OpenS-

Red Hat Summit 2017’de Türkiye Rüzgârı

Açık kaynak kodun en büyük temsilcilerinden Red Hat’in düzenlediği Red Hat Summit 2017 etkinliği bu yıl Boston’da gerçekleştirildi. BT Günlüğü olarak tüm dünyadan 6000 kişinin üzerinde profesyonelin katıldığı bu

büyük etkinlikte yerimizi aldık. Bakın Red Hat Summit 2017’de öne çıkan olaylar nelerdi.

20

Page 21: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

özel haber

21

hift Konteyner Platformu , Red Hat openstack Platformunu kullanıyor.

Red Hat Sertifika Yönetmeni Randy Russell, “Red Hat Sertifikalı Pro-fesyonel Yılın mesleği sahibini seçerken yalnızca teknik başarıları ve Red Hat teknolojileri hakkında derinlemesine bilgi sahibi değil aynı zamanda bilgilerini paylaşma istek-liliklerini de hesaba katıyoruz. Hem Red Hat Sertifikalı Mühendisi hem de Red Hat Sertifikalı Sistem Yöne-ticisi olan Orhan, Turkcell’de Red Hat teknolojisini tanıttı ve bizlere yardımcı oldu. Red Hat adına Or-han’ı tebrik ediyorum” dedi. Orhan Bıyıklıoğlu ise yaptığı açıklamada; “Red Hat sertifikaları, performansa dayalı oldukları için sektörde güçlü bir itibar ve saygıya sahip. İşyerin-de olduğu gibi, sınav sırasında elle tutulur görevleri yerine getirerek, bilgi ve becerilerin sergilenmesi gerekiyor. Yılın 2017 Red Hat Sertifi-kalı Profesyoneli seçilmekten gurur duyuyorum ve Turkcell’e Red Hat sertifikası almamı desteklediğim için minnettarım “dedi.

Red Hat ve Amazon Web Servi-ces (AWS)‘den Stratejik İttifak

Etkinliğin İkinci günü açıklanan Red Hat ile AWS ortaklığı büyük ses ge-tirdi diyebiliriz. Red Hat ve Amazon Web Services hizmetlerini doğrudan Red Hat OpenShift Konteyner Plat-formu içinden erişilebilir hale geti-recek. Red Hat müşterileri; Amazon Aurora, Amazon Redshift, Amazon EMR, Amazon Athena, Amazon CloudFront, Amazon Route 53 gibi bir dizi AWS hizmetini kesintisiz bir şekilde yapılandırabilir ve dağıtabi-lir. Ayrıca artık Elastic Load Balan-cing’i doğrudan Red Hat OpenShift konsolundan birkaç tıklamayla yükleyebilecekler.

2008’den bu yana, Red Hat ve Ama-zon Web Services (AWS), AWS’de Red Hat Enterprise Linux’u çalıştır-mayı kolaylaştırmak için iş birliği

yapıyor. Endüstrideki onbinlerce müşteriye, SAP uygulamaları, Oracle veritabanları, analitik uygulama-lar ve daha pek çok şey gibi geniş bir yelpazede kritik önem taşıyan kurumsal uygulamalar, AWS’de Red Hat Enterprise Linux ile çalışıyor. Kuruluşlar, konteynerlerin içinde uy-gulama dağıtımını gittikçe daha faz-la keşfederken, her iki şirketten de Red Hat OpenShift tabanlı alanları AWS’de dağıtmak ve yönetmek için istekte bulundular. Bu ittifakla AWS ve Red Hat müşterilerine, bir dizi AWS hesaplama, veritabanı, analitik, makine öğrenmesi, ağ oluşturma, mobil ve çeşitli uygulama kullanarak Red Hat OpenShift Konteyner Plat-formu ile konteyner tabanlı kurum-sal uygulamaları kolayca kurma ve genişletme olanağı verilecek. Red Hat OpenShift Konteyner Platformu müşterileri kendi alanlarında veya bulutta aynı uygulama geliştirme platformunu kullanabilecekler. Bu aynı zamanda müşterilerin daha çevik olmasını sağlayacak. Red Hat ve AWS, her iki şirket tarafından da desteklenen tek bir destek yolu sağlamak için birlikte çalışacaklar, böylece müşteriler kendi uygulama-larını güvenle çalıştırabilecekler.

Red Hat ve AWS, entegrasyonları 2017 sonbaharında beklenen genel kullanılabilirliğe sahip olacak. Red Hat Enterprise Linux, Red Hat Cloud Access veya isteğe bağlı olarak AWS aracılığıyla edinilebiliyor olacak.

Bulut Geliştirme Ortamı OpenShift.io

Etkinlikte yapılan bir diğer önemli duyuru ise Bulut platformuyla ilgi-liydi. Red Hat, bulut platformu üze-rinde konteyner tabanlı uygulamalar oluşturmak için optimize edilmiş üc-retsiz bir çevrimiçi geliştirme ortamı olan Red Hat OpenShift.io’yu duyur-du. İşletmeler sürekli gelişen tek-nolojik yenilikler ile rekabet etmek zorundadır. Bu nedenle, uygulama-ları hızla geliştirme ve ölçeklendir-

me şirketler için olmazsa olmazlar arasındadır. OpenShift.io, uçtan uca uygulama geliştirme ortamıyla, tüm geliştirme aşamalarında kurulum ve adresleme gerektirmeyen yapısıyla dijital dönüşüme göz kırpıyor.

IDC’ye göre, dijital dönüşümle uğ-raşan şirketler 2018’e kadar yazılım geliştirme yeteneklerini ikiye katla-yacaklar. Bu hızlı genişleme, dağı-tılmış geliştirme ekiplerinin daha yüksek kalitede uygulamaları daha hızlı üretmesini anlamına geliyor. Bu ekipler, Linux ve mikro servisler gibi modern geliştirme teknolojile-rini sık sık kullanıyorlar. Ancak bu teknolojilerin tüketimini kolaylaştı-ran araç ve ortamlardan da yararlan-mak zorundalar.

Fabric8, Jenkins ve Eclipse Che gibi birçok açık kaynak projesinin yeniliklerini birleştiren Red Hat OpenShift.io, kurumların dijital olarak değişen bir pazarda ilgi dü-zeyini korumasına yardımcı olmak için gerekli uygulama geliştirme araçlarını ve ortamlarını sunuyor. Platform, aynı binada veya dünya-da bulunan geliştirme ekipleri için tasarlanmış olup, hibrid bulut or-tamlarına yerleştirilen konteyner-lerle, mikro hizmet tabanlı çözüm-leri daha etkili bir şekilde sunmak için tasarlanmış.

Red Hat OpenShift.io, geliştirme ekiplerinin kritik güvenlik açıklarını ve yaygın olmayan kullanım düzen-lerini daha iyi algılamasına yardımcı olan güçlü, gerçek zamanlı yığın analizi sunuyor. Bu, yazılım yığını seçimlerinde geliştiricinin güvenini arttırıyor ve endüstrinin en iyi uy-gulamalarını temel alan takılmama ve yığın önerileri sağlarken riski de azaltıyor. Geliştiriciler, yerel olarak herhangi bir şey yüklemeye gerek kalmadan tüm platformu kullana-bilecek ve uygulamalar varsayılan olarak Linux konteynırlarına yerleş-tirilecek. OpenShift.io ayrıca ücret-siz abonelik seçeneğini de içeriyor.

Page 22: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

22

Eşi görülmemiş büyük-lükte bir fidye yazılımı saldırısı olan WannaCry, tüm dünyadaki organi-zasyonları ve bireysel

kullanıcıları etkiledi. İnternet ve veri güvenliğinde küresel lider Trend Micro, tüm dünyadaki teh-

ditleri gözlemlediği Smart Prote-ction Network aracığıyla topladığı verilerle WannaCry saldırısının bilinmeyenlerini açıkladı. Trend Micro’nun araştırma bö-lümü TrendLabs’in 2017 öngörü raporuna göre 2017 yılının fidye

yazılımların yılı olacağı beklenen bir gelişmeydi. Yine TrendLabs’in sunduğu 2016 değerlendirme ra-porunda da 2016 yılda fidye yazı-lım çeşitliğinde yüzde 752 oranın-da artış olduğu açıklanmıştı. 2017 yılının Nisan ayında ilk örnekleri görülmeye başlanan ancak o

Türkiye’de WannaCry Bağlantılı 166 Çeşit Fidye

Yazılımı Tespit EdildiTrend Micro tüm dünyayı kasıp kavuran fidye yazılımı saldırı WannaCry

ile ilgili topladığı verileri açıkladı. WannaCry Avrupa’da en fazla İngiltere ve İspanya’yı vururken, Trend Micro, Türkiye’de WannaCry bağlantılı 166

çeşit fidye yazılımı tespit edip engellediklerini açıkladı

Page 23: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

özel haber

23

sırada daha ismi konulmamış olan WannaCry fidye yazılımı, ilk çıktığı andan itibaren Trend Micro tara-fından takip edildi.

WannaCry Öncesi ve Sonrası!

Trend Micro, Smart Protection Network 7 Mayıs’tan itibaren sistemlerdeki bazı şüpheli ha-reketleri gözlemlemeye başladı. Geniş çaplı saldırının başladığı 12 Mayıs tarihine kadar ise WannaCry fidye yazılımıyla bağlantılı ola-rak MS–17–010 güvenlik açığını kullanmaya çalışan 18 bin 59 adet saldırı girişimi herhangi bir zarara veremeden Trend Micro tarafından engellendi. Trend Micro, dosya yapıları ve davranışsal analiz test-lerinde yaptığı inceleme ile Wan-naCry saldırısında kullanılan 2 bin 128 dosyayı da daha saldırı gerçek-leşmeden engellemiş oldu.

Saldırının yoğunlaştığı 12 Mayıs tarihinden 15 Mayıs tarihine kadar ise Trend Micro’nun verilerine göre ise toplamda 92 bin 141 WannaCry dosyası engellendi. Bunların 22 bin 39’u Tayvan’da, 14 bin 462’si Meksika’da ve 13 bin 645’i ise Japonya’daki saldırı girişimlerinde engellendi. Sağlık kurumlarının büyük darbe aldığı İngiltere’de toplam 3 bin 508, İspanya’da ise 4 bin 595 adet WannaCry dosyası Trend Micro tarafından engellendi. Saldırı döneminde Türkiye’de ise 166 WannaCry dosyası engellendi. Trend Micro’nun belirlemelerine göre Avrupa başta olmak üzere Ortadoğu, Japonya ve Asya Pasifik bölgesindeki bazı ülkelerde önemli oranda saldırılar gerçekleşti.

Kimler Etkilendi?

WannaCry fidye yazılımı saldırı en çok sağlık, üretim, enerji(petrol ve gaz), teknoloji, gıda ve içecek, eği-tim, kamu, medya ve iletişim sek-törlerini vurdu. Saldırının geneli hedef yapısından dolayı belli başlı

sektörleri ve şirketleri hedef aldığı düşünülmüyor.

2017’de PoS Cihazları ve ATM’ler de Fidye Yazılımların Hedefinde Olacak

Trend Micro’nun tahminlerine göre 2017 yılında, fidye yazılımlarının özellikle Nesnelerin İnterneti plat-formlarının yanında, POS cihazları ve ATM’ler başta olmak üzere PC dışındaki platformlara da yayılması tehlikesi mevcut.

Ne Yaptı?

WannaCry fidye yazılımının tam 176 farklı dosya türünü kilitlediği belirlendi. Bunlar arasında, veri bankaları, multimedya dosyaları, arşiv dosyaları ve Office doküman-ları da yer alıyor. Saldırı gerçekleş-tikten sonra ise tam 27 farklı dilde hazırlanmış fidye mesajı ekranda beliriyor ve kullanıcılardan 1 Bit-coin yani 300 dolar değerinde fidye isteniyor.

Nasıl Engellenebilir?

WannaCry’ın normal fidye yazılım-larından en büyük farkı ise adeta bir solucan yazılımı gibi diğer makinelere de yayılabilmesi. Wan-

naCry TCP 445 portunu kullanarak bulaştığı bilgisayarın bulunduğu ağdaki diğer cihazlara da bulaşabi-liyor. Trend Micro’nun yaptığı araş-tırmalar sonunca fidye yazılımın TCP 445 portu kapatılmasa dahi uyku modundaki bilgisayarlara bulaşamadığı belirlendi. WannaC-ry’ı engellemenin en önemli yolu ise güvenlik yazılımlarının gün-cellemelerini zamanında yaparak. MS–17–010 gibi güvenlik açıklarını hızlıca kapatmak.

Kullanıcıların güvenlik yamalarını zamanında uygulamaları bu gibi saldırıları engellemek için hayati önem taşıyor. Yamaları test etmek ile iş operasyonlarını sürdürmek arasında bir denge bulmak zor ola-bilir, ancak yazılım yamalarını za-manında uygulamak ve sunucuları güncel tutmak günümüz işletmele-ri için büyük bir zorunluluk. Sanal yama uygulaması ise BT yönetici-lerinin işlerini kolaylaştıran bir uy-gulama olarak öne çıkıyor. Güven-lik açığıyla ilgili yama uygulanana kadar, sistemlerin saldırılara karşı savunmasız olduğu “maruz kalma süresindeki sorunları aşabilmek için sanal yama uygulanabilir. Sanal yama uygulaması güvenlik yaması henüz mevcut olmasa bile koruma sağlar.

Page 24: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

özel haber

24

Veeam dünya genelin-deki şirketlerin Veeam Availability Suite for the ‘Always on Cloud’ ile sorunsuz Dijital Ha-

yat deneyimi yaşamalarına yardımcı oluyor. Veeam Availability Suite, temelde yeni çözümü ile: Dijital Hayat’ın ne zaman, nerede ve nasıl istenirse istensin erişilebilir olacağı güvencesi ile Kesintisiz İş Süreklili-ğini sağlayabilirsiniz. Ayrıca, bulutlar arasında herhangi bir şeyi herhangi bir yerde devamlı kurtarma, Çoklu Bulut ya da Hibrit Bulut ortamında yedekleme, kopyalama ve kesintisiz veri koruma (CDP) gerçekleştirebilir-siniz.

Dijital Dönüşüm Esnekliği kolay, güvenli ve güvenilir bulutlar arası veri yönetimini ve taşınmasını sağlar.

Veeam’in sağladığı yazılım tanımlı, donanım ve buluta bağımlı olmayan platform sayesinde kullanıcı ihtiyaç-ları değiştikçe onlara uyum sağlaya-bilirsiniz.Analitik ve Görünebilirlik özelliği ile şirketler artık verilerini güvenle izleyebilir, analiz edebilir ve harekete geçebilir. Veeam ve iş ortağı ekosistemi güçlü veri analitiği ve keşfini, basitleştirilmiş veri yöneti-mini, iş akışı otomasyonunu ve daha fazlasını sağlıyor.

Veeam’in eş CEO’su ve Başkanı Peter McKay günümüzün kullanıcıları-nın talepkar olduğunu belirtiyor. “Kullanıcılar, evde, işte ya da okulda sorunsuz bir dijital deneyim istiyor. Şirketler bu doğrultuda BT strateji-lerini ve hizmet modellerini tekrar gözden geçirmeli. Erişilebilirlik en üst düzeyde öneme sahip. Şirketler

buluta taşındıkça Veeam de Çoklu Bulut ve Hibrit Bulut ortamların-daki hizmetlerin, uygulamaların ve verinin erişilebilirliğini garantili-yor. Veeam geçtiğimiz 10 yılda özel, yönetilmiş, açık ve SaaS bulutları için pek çok pazar yaratan yetkinlikleri ve yüksek düzeyde farklılaştırılmış çö-zümleri ile alanında lider ve yenilikçi şirket oldu. VeeamON’da bu çıtayı daha da yukarıya taşıyoruz.”

VeeamON 2017’de yeni Veeam Ava-ilability Suite v10 ve genişletilmiş Veeam ‘Always-On Cloud’ Availability Platform tanıtıldı.

Yeni Veeam Availability Suite v10

Veeam Availability Suite v10, yö-netmek ve korumak için ‘Always on Cloud’ Availability Platformu’nu

Veeam, Sorunsuz Dijital Hayat

Deneyimi Sağlayacak Yeniliklerini Sundu

Kullanıcılar, nerede ya da ne zaman ihtiyaçları olursa olsun bilgilerinin kullanıma hazır olduğu güvencesine sahip olmak istiyor. Kısacası

sorunsuz bir Dijital Hayat deneyimi istiyor. Yıllık müşteri ve iş ortağı konferansı VeeamON 2017’de, şirketlerin kesintisiz çalışabilmesine

yönelik çözümlerin yenilikçi tedarikçisi Veeam Software şirketlerin Çoklu Bulut ve Hibrit Bulut ortamlarında ‘Kesintisiz Bulut’ Erişilebilirliği’ni

sağlamalarına yardımcı olacak büyük yeniliklerini tanıttı.

Page 25: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

25

genişleterek iş devamlılığını ve çevik-liğini yeni bir seviyeye çekiyor:

Fiziksel sunucular ve Ağa Bağlı Depolama (NAS)

Yeni Veeam CDP (sürekli veri ko-ruma) içeren öncelikli uygulamalar ve görev kritik iş yükleri, özel ya da yönetilmiş buluta sürekli kopyalama-yı kullanarak saniye başına kurtarma SLA’i getiriyor. İşletim sistemi nesne depolama desteği, uzun dönemli bel-lek ve uygunluk maliyetlerini azalta-cak kurallara uygun otomatikleştiril-miş veri yönetimiyle maliyeti yüksek olan ana yedekleme depolamasını kullanılır hale getiriyor. Bu Amazon S3, Amazon Glacier, Microsoft Azure Blob ve herhangi bir S3/Swift uyum-lu depolamayla geniş bulut nesne depolama desteğini kapsıyor.Veeam, v10’la Çoklu Bulut ve Hibrit Bulut ortamlarındaki (özel, açık, yönetilmiş ya da SaaS) herhangi bir iş yükünü (sanal, fiziksel ya da bulut) destek-leyerek şirket müşterileri için uçtan uca erişilebilirlik ve bulutlar arası veri yönetim platformu da sunuyor.

Veeam, Kurumlar Buluta Taşın-dıkça, Hizmet Sağlayıcıları İçin Gelir Fırsatlarını Artırıyor

Veeam, kurumlar buluta taşındıkça, tedarikçilerinin ve hizmet sağlayıcı-larının müşterilerine Çoklu Bulut ya da Hibrit Bulut ortamına geçişlerinde ve yönetmesinde yardımcı oluyor. Aynı zamanda açık bulut ve fiziksel iş yüklerinin yönetilmesi ve korunma-sında toplam adreslenebilir pazarı da genişletiyor. Veeam yüzde 100 kanal modeliyle Servis Olarak Yedekleme (BaaS) ve Servis Olarak Felaket Kur-tarma (DRaaS) pazarlarında liderliği-ni güçlendiriyor.

Veeam’in gerçekleştirdiği yeni araş-tırmaya göre, büyük şirketlerin yüzde 69’u, erişilebilirliğin Dijital Dönüşüm için bir gereklilik olduğunun far-kında. Bu ihtiyaçları gidermek için şirketlerin kesintisiz çalışabilmesine yönelik çözümlerin yenilikçi tedarik-çisi Veeam Software açıkladığı iş or-tağı merkezli girişimler ve tekliflerle müşterileri Çoklu Bulut ya da Hibrit Bulut ortamına geçerken cirolarını ve iş fırsatlarını artırmalarına yardımcı oluyor.

Veeam ‘Always-On Cloud’ Availabi-lity Platform’daki yeni özellikler iş ortaklarının ve tedarikçilerin, müş-terilerinin Çoklu Bulut ortamlarında verilerini taşımalarına ve yönetmele-rine yardımcı olurken genel bulut ve fiziksel iş yüklerinin yönetilmesi ve korunması aşamasında ciro fırsatla-rını da artırıyor. Bu özellikle hizmet sağlama modeli için tasarlanan ve fiyatlandırılan yeni özellikler ve programlar şunları içeriyor ve destek-liyor:

Yeni Veeam Availability Konsolu ve Veeam Temsilcileri’yle Genel bulut (AWS, Microsoft Azure ve diğerleri) iş yükleri, fiziksel sunucular ve uç nok-taları taşıyor, yönetiyor ve koruyor;Çok daha geliştirilmiş Hizmet Olarak Felakat Kurtarma (DRaaS) yetkinlik-leri içinYENİ Veeam CDP ve vCloud Director Integration ile Büyük Şirket Görev Kritik Uygulamaları Koruyor;

Kurumlara arşivlemek ve bellekte tutma uygunluk ihtiyaçlarını karşıla-mada yardımcı olacak Hizmet Olarak Teyp Yedekleme (Tape as a Service);YENİ Çoklu Kullanım, çoklu veri ha-vuzu ve otomasyon yetkinliklerinin olduğuVeeam Backup for Microsoft Office 365’e sahip Microsoft Office 365;

VAR ve VCSP’yi bağlayan YENİ Veeam Bulut ve Hizmet Sağla-yıcı Rehberi (Cloud and Service Provider Directory)

YENİ Veeam Akredite Hizmet Sağla-yıcı programıyla Profesyonel Hizmet-ler Cirosunun ve müşteri memnuni-yetinin artması.

Veeam eş CEO’su ve Başkanı Peter McKay Veeam’in müşterilerin Çoklu Bulut ortamlarında verilerini ta-şıması ve yönetmesi için yardımcı olacak ProPartner ve Veeam Bulut ve Hizmet Sağlayıcı iş ortakları (VCSP) ekosistemini daha da güçlendirme-ye odaklandığını belirtiyor. McKay, VeeamON 2017’de iş ortaklarımızın çok daha büyük cirolar ve sözleşme-ler yapmasını sağlayacak çok sayıda teklif ve programı duyuracağının altını çiziyor.

Bugün Veeam bulut veri yönetimi ve koruması için Veeam destekli çözüm-ler sunan en büyük kanal iş ortakları ağına sahip. 47.000 Veeam ProPart-ner ve 15.000 VCSP yedekleme ve felaket kurtarma hizmetleri verirken 2.900 iş ortağı Veeam Cloud Conne-ct kullanarak bulutta yedekleme ve felaket kurtarma çözümleri sunuyor.McKay, Veeam’in yüzde 100 bir kanal şirketi olduğunu söyledikten sonra sözlerine şöyle devam ediyor: “Veeam bu yeni çözümlerle Hizmet Olarak Yedekleme (BaaS) ve DRaaS pazarlarında liderliğini pekiştiriyor. Ayrıca yüzde 100 kanal stratejisini tedarikçilerden hizmet sağlayıcılara kadar genişletiyor.”

Page 26: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

Y Kuşağı’nı Etkilemenin 5 YoluXerox, iş dünyasına giderek daha fazla hakim olan Y Kuşağı’nın çalışma

motivasyonunu artıracak teknolojik yaklaşımları açıklıyor.

Günümüzde, dünya üze-rindeki insanların büyük çoğunluğunu artık Y Kuşağı temsil ediyor. X Kuşağı’ndan tamamen

farklı alışkanlıklara sahip olarak ye-tişmiş bu nesil, iş gücü potansiyelini elinde tutuyor. Son 20 yılda benzeri görülmemiş bir gelişme gösteren teknolojik yeniliklerin içinde yetiş-miş bir nesil olan Y Kuşağı, yüksek donanımı sebebiyle her zaman iler-leme arayışı içerisinde olma eğilimi gösteriyor. Ancak bu durum, gelenek-selleşmiş metotlarla varlığını sürdü-

ren işletmeler için zorlayıcı olabili-yor. Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden Xerox tarafından farklı kuşakların çalışma alışkanlıkları üze-rine gerçekleştirilen bir araştırmaya göre, Y Kuşağı’na mensup çalışan-ların yüzde 20’si ilk iki yıl içerisinde işi bırakıyor. Aynı çalışanların yüzde 60’ı ise, kendilerini tamamlamadığını hissettikleri bir işten ayrılmaktan hiç çekinmeyeceklerini belirtiyor.

Böylesine yüksek beklentileri karşıla-mak her şirket için kolay olmayabilir. Xerox iş analistleri, Y Kuşağı çalı-

şanlarının yüksek birikimlerinin ve potansiyellerinin karşılığını verecek, onlara gerekli şartları sağlayabile-cek şirketlerle çalışmak istediğini belirtiyor. Saydamlık, güven, büyüme fırsatları ve düzenli geri dönüşler, Y Kuşağı’nın çalışma hayatının olmaz-sa olmazları arasında yer alıyor.

Her şirketin iç politikalarını ve çalı-şan ilişkilerini farklı şekilde sürdür-düğü göz önüne alınırsa, her şirket için işe yarayacağı garanti edilen öneriler sunmanın ne kadar zor olduğu anlaşılabilir. Ancak, istisnasız

26

Page 27: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

her şirketin öncelik vermesi gereken konulardan birinin teknoloji olduğu aşikar. Y Kuşağı’na mensup çalışan-ların ilgisini çekebilmek ve daha da önemlisi, onları kalıcı olarak kaza-nabilmek isteyen her şirket, çalışma ortamındaki teknolojik gelişmelere ayak uydurmak durumunda kalıyor. Bundan dolayı Xerox, Y Kuşağı’na mensup çalışan ve çalışan adayla-rının ilgisini çeken ve onları şirkete bağlı tutan 5 teknolojik iş yaklaşımı-nı açıklıyor:

Yeni Nesil Teknolojiye Yatırım Yapın

Y Kuşağı’nı diğer nesillerden ayıran en büyük özellik, teknolojiye ver-dikleri değer olarak öne çıkıyor. Y Kuşağı’na mensup bir çalışan, eski teknoloji donanım ve yazılımlar-la çalışmak istemiyor, her zaman teknolojiyi takip ettiğinden, tüm imkanlardan haberi oluyor. Bu du-rum eski cihazlarla çalışmak isteme-mek veya seçimlerinin sizden daha iyi olduğunu iddia etmek anlamına gelmiyor, sadece akıllıca seçimler yapma içgüdüsünün bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Şirket sahip-leri kullanılacak teknoloji hakkında akıllıca seçimler yaparsa, çalışanlar da söz konusu şirketin kendilerine bir şeyler katabilecek akıllı bir şirket olduğunun farkına varabiliyor.

Daha Verimli İş Süreçlerini Destekleyin

Y Kuşağı’na uygun bir çalışma ortamı oluşturmanın yolunun en modern teknolojik yenilikleri kul-lanmaktan geçmesinin esas sebebi, teknolojinin çok daha verimli çalış-manın kapılarını açabilecek yegane unsur olması. Xerox iş analistle-rinin değerlendirmelerine göre, Y Kuşağı’nın yeni nesil teknolojilere yönelmesinin sebeplerinden biri de sözkonusu teknolojilerin üretkenliğe yapabileceği katkıların bilincinde ol-maları. Henüz akıllı bir doküman iş akışına sahip olmayan şirketler, çok

geç olmadan bu konuda adım atma-lı. Söz konusu iş akışını elde etmeye giden yolda Y Kuşağı çalışanlardan yardım istemek, görüşlerine başvu-rulmasından hoşlanan bu kuşaktan çalışanlarla olan bağı güçlendireceği gibi, en doğru adımları atmaya da yardımcı olur.

Nereden İsterlerse Oradan Çalışmalarına İzin Verin

Çalışanlarına evden çalışabilecek-leri kadar kapsamlı bir özgürlük ve esneklik sunabilmek veya mobil iş gücü kullanabilmek sadece orta/bü-yük çaplı şirketlerin yapabileceği bir şey değil. Doğru araçlar kullanıldığı takdirde küçük işletmeler de çalı-şanlarını ofiste olmadıkları zaman dilimi içerisinde üretken tutabilir. Xerox’un iş analistlerine göre, bu sü-reçte odaklanılması gereken birkaç soru var:

Mobil cihazlara neden ihtiyaç duyu-luyor? Mobil cihazları sistemlerinize nasıl entegre edersiniz? Şirket içi donanım ve yazılımları daha mobil dostu yapmanın bir yolu var mı?

Bu soruların birçok farklı cevabı olabilir. Ancak şu kesin ki, Y Kuşağı iş kurgusu düzenlenmemiş ofisler-de tam verim alamıyor. Verimsiz iş akışları, çalışanların asıl yapmaları gereken işe odaklanmasını engel-leyerek üretkenliği düşürüyor. İş akış süreçleri düzenlenmiş çalışma ortamlarında ise, zaman kayıpları ve ofis maliyetleri büyük ölçüde azalıyor, verimlilik artıyor . Bundan dolayı da sonuçlara odaklanmayı seven ve iş akışı ile ilgili süreçlerin külfete dönüşmesinden yakınan çalışanlar, bu süreçleri düzenleyebi-lecek altyapıya sahip şirketleri tercih etme eğiliminde oluyor. Söz konusu altyapıya sahip şirketler, çalışma ortamlarında kişiselleştirilmiş iş akışları oluşturmaya olanak sağlaya-rak verimi artıran ve zaman kaybının önüne geçen Xerox Connectkey gibi yazılım platformlarını tercih ediyor.

Y Kuşağının Aklında Şüphe Bırakmayın

Çalışanlara güvenilir bir şirket olduğunu göstermenin pek çok yolu var. İşinin güvenliğini yeni nesil teknolojiler ile sağlayan bir şirket, çalışanlarına aşılayacağı güveni maksimize etmiş olur. Xerox’un ağ güvenliği alanında pazar lideri McAfee gibi firmalarla yaptığı iş birlikleri, sadece şirketlerin değil, çalışanlarının da kişisel bilgilerini korumaya odaklanıyor.

Bir Amaçları Olduğunu Hissettirin

Y Kuşağı çalışırken, yaptıklarının para haricinde bir amaca hizmet edebilmesini istiyor. Kendileri gibi işverenlerinin de iş haricinde içinde yaşanılan toplum ve sorunları ile ilgili olmasını önemsiyor. Konu teknoloji olduğu zaman, çevre dostu çözümler kullanmak Y Kuşağı çalışanların kafasında, şirketin iş dışındaki duruşu ile ilgili oluşan soru işaretlerini gidermeye yardım-cı oluyor.

Y Kuşağı, bu zamana kadar görül-müş çalışan tiplerinden çok daha farklı bir kesimi temsil ediyor. Bu kuşağın teknolojiye olan güveni, şirketlere çalışanlar ile kalıcı bir bağ kurabilecekleri çalışma ortamlarını hazırlama konusunda önemli bir ipucu teşkil ediyor.

Xerox, dünya üzerinde on binlerce şirkete iş süreci ve doküman yöneti-mi hizmetleri verirken ofis ortamla-rına ve çalışma biçimlerine yönelik çok çeşitli araştırmalar yapıyor. Bu araştırmalarda çalışma biçimleri, çalışan davranış ve düşünce kalıpla-rını inceleyen antropolog, sosyolog ve psikologlarla iş birliği yapıyor. Bu sayede ofis ortamları, çalışan yaklaşımları, verimlilik ve perfor-mans gibi konularda elde edilen sonuçlara göre teknolojik ürün ve çözümleri geliştiriyor.

27

Page 28: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

28 29

telekom

Kablosuz İş Ağlarını Daha İyi Çalıştırmanın İpuçları

Küresel internet çağına ayak uydurmak ve iş yerinizde kullanılan kablosuz ağların daha yüksek performansla çalışması için bu sekiz

öneriyi dikkate alın!

Z yxel, kablosuz iş ve ev ağlarının daha etkin kullanılması için 8 önemli başlıkta kul-lanıcıları uyardı. The

Economist tarafından açıklanan rakamlara göre 2020 yılına kadar dünya çapındaki yetişkinlerin yaklaşık yüzde 80’inin elektronik ödeme, gerçek zamanlı sosyal ağ ve bilgi paylaşımı gibi hizmetleri

kullanmak için internete bağ-lanmalarını sağlayacak en az bir süper-mobil bilgisayar ya da cihaz taşıyacak.

Ünlü araştırma şirketi Gartner’ın verilerine göre ise 2017 yılına kadar işletmelerin yüzde 90’ı iş yerlerinde Bring Your Own De-vice-Kendi Cihazını Getir uygu-lamalarını destekleyecek. Ayrıca

Gartner’a göre 2018 yılında kulla-nıcıların kendilerine ait taşıdıkları cihaz sayısı işletmelerdeki cihaz sayısının iki katına çıkacak.

İş dünyasının kablosuz eğilim yönünde hızla dönüşüm göster-diğine dikkat çeken Zyxel Türkiye Kıdemli Ürün ve İş Geliştirme Mü-dürü Ömer Faruk Erünsal, Küresel internet çağındaki bu dönüşümde

Page 29: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

28 29

yarınlara hazır olmak için şimdi-den aksiyon almamız gerekiyor. Biz de bu doğrultuda iletişim altyapılarının daha efektif olarak kullanılması için öngörülerimi-zi sektör ile paylaşmak istedik.” şeklinde konuştu.

Erünsal, Bu bilgiler ışığında Zyxel’in kablosuz ürünlerini kul-lanan küçük ve orta boy işletmeler için önem arz edecek konular için önerileri şöyle sıraladı:

Ölü WiFi Noktaları

İşletme içinde yer alan olası ölü WiFi noktaları genellikle kullanı-cılar için önemli bir sorun.. Ge-leneksel erişim noktaları konum-landırılmaları nedeniyle uzak alanlara ulaşmada sorun yaşar ve duvarlar da WiFi sinyal kalitesini düşürür. Bu sorunla baş etme-nin en kolay yolu da akıllı anten teknolojisini kullanmaktır. Akıllı anten teknolojisi, tam 360 derece kapsama özeliği ile ölü nokta so-rununa kesin bir çözüm sunar.

Yavaş ve Stabil Olmayan Bağlantı

Birçok kullanıcı ofisteki kablosuz ağ üzerinden internete bağlandı-ğında yavaş ve sürekli gidip gelen dengesiz bir bağlantıyla karşılaşır. Bu sorun özellikle birden fazla Access Point kurulmuş alanlar-da daha sık görülür. Birden fazla Access Point sinyallerde enterfere oluşturur bu da dengesiz bağ-lantının önemli nedenlerinden biridir. WiFi ortamında yer alan diğer ekipmanların yaydığı elektro manyetik dalgalar da yine enter-fereye neden olur.. Bunun önüne geçmek ve verimli bir WiFi alt-yapısı kurmak için Akıllı anten

teknolojisine sahip profesyonel Kablosuz genişleticilerin kulla-nılması gerekmektedir.

Verimli Bant Genişliği Kullanımı

Kablosuz bağlantı yönetiminde karşılaşılan en büyük zorluklardan biri de aynı ağa bağlı kullanıcı-lar için bant genişliğinin yetersiz kalmasıdır. Kullanıcıların yüksek bant genişliğine ihtiyaç duyan uygulamaları kullanmasıyla olu-şan bant genişliği optimizasyonu talebi kullanıcıların deneyim kali-tesini belirleyen en önemli faktör haline geldi. İş ortamlarında bu sorunu çözmek de kaliteli bir WiFi erişimi için kritik önem taşır.

Güvenli Bağlantı ve Siber Güvenlik

Verimlilik, bağlantı güvenliği ve siber güvenlik, sanal dünyada özellikle kişisel gizlilik en önemli konulardan biri haline geldi.. Bağ-lantı güvenliği ve siber güvenlik bir kablosuz ağı kurarken dikkat edilmesi gereken ana unsurların başında yer alır.

BT Yatırım Değerlendirme

Yönetim etkinliğinin artırılması ve istikrarlı büyüme, kar amacı güden tüm işletmeler için birincil hedef konumunda yer alır. Yöneti-cilerin korkulu rüyası haline gelen internet altyapısının yenilenme maliyeti bazen küçük ve orta ölçekli kurumlar için ağır bir mali yük anlamına da gelir. Yöneticiler sadece sistem yükseltme maliye-tine değil sistemin verimliliğin artırılmasına da dikkat etmek ve bu konu üzerinde düşünmek zorundadır.

İnternet Yönetimi ve Kurulum Verimliliği

BT profesyonelleri için internet yönetimi gündelik işlerinin önemli bir parçası. Geleneksel olarak topo-lojik bağlantı sistemini yönetmek ve bu konuda konuşmak bir norm haline de gelmiş durumda. An-cak, bu yöntem son derece zaman alıcıdır ve beraberinde yönetim sorunları hatta eksik iş yapmaya neden olabilir. Dahası yeni sistem kurulurken ya da mevcut sistem yükseltilirken BT personeli, olası hata ve sorunlar karşısında her za-man tetikte olmalıdır. Bu nedenle, yönetim ve dağıtım etkinliğini sağ-layacak bir optimizasyon yönetim aracı iş performansını belirleyen çok önemli bir faktör olacaktır.

Kolay Ürün Tasarımı

Kablosuz erişim noktaları, daha iyi kapsama alanı için örneğin tavana yakın olan yüksek yerlere monte edilmelidir. Oteller, resto-ranlar ve konferans merkezleri gibi iç tasarımı önemli olan şirketler; aynı zamanda ürün, ürünün verimi yanı sıra çevrelerine iç tasarımına uygun olup olmadığını göz önünde bulundurmalıdır.

Çevre Dostu Ürünler

Çevre dostu ürünler ve Yeşil BT-Green IT günümüzde önemli başlıklardan bir tanesi. Kurumlar, kamu inşaat ve bölgesel güvenlik düzenlemeleri gibi çalışmalarında, kullanım güvenliği, çevre dostu, enerji tasarrufuna uygun, malze-melere yöneliyor. Bu gibi kaliteli malzeme talepleri de ürün alım-larında önemli başlıklardan bir tanesi olmuş durumda.

Page 30: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

30 31

Ağınızı Tanıyın ve KoruyunIoT güvenliğine ihtiyacınız olduğunu mu düşünüyorsunuz? Ağa bağlanan nesne

bir hasta monitörü, bir güvenlik kamerası veya bir aydınlatma sistemi olabilir; ağa olan her bağlantı, saldırganlar için potansiyel bir yoldur. Bu, birçokları için oldukça yeni bir kavram, ancak çok gerçek bir problem. HPE Aruba tarafından

yapılan araştırmaya katılan 3100 şirketten %84'ü IoT ile ilgili bir güvenlik ihlali yaşadıklarını bildirdi.

Sağlık, kamu, üretim ve perakende gibi sektörler-de, IoT’ye dayanan tam anlamıyla binlerce kulla-nım örneği var. Her biri,

potansiyel olarak farklı bir güven-

lik protokolü olan farklı bir aygıt türü ister ve bu da sonsuz tehditler oluşturur. Onları koruyabilmek için bu cihazları ve bağlandıkları yeri görebilmeliyiz. Aşağıda, IoT ile ilgili ihlallerin çoğunun yaşandığı

sektörlerin bir ‘top 4’ listesi var ve bunların her birinde IoT’nin nasıl kullanıldığı hakkında daha ayrıntılı bilgiler verilmekte. Bu, karşılaştı-ğımız zorluk hakkında bize bir fikir verebilir.

Page 31: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

30 31

Sağlık: %89 Oranında IoT İle İlişkili Bir Güvenlik İhlali Yaşanıyor

2019 yılına kadar, sağlık kuruluş-larının %87’si IoT teknolojisini benimsemiş olacak. Hasta moni-törleri ve X-ışını / görüntüleme cihazları; konum takibi ve cihazla-rın uzaktan kontrolü gibi servisleri oluşturmak için en çok kullanılan IoT cihazlarından bazılarıdır.

Tıbbi cihazların yerini bilmek has-tanın sağlığına büyük katkıda bu-lunur, ancak güvenlik korkuları bu noktada büyük bir engel oluşturu-yor. Sağlık kurumlarının neredey-se yarısı (%49) cihazlarında kötü amaçlı yazılım sorunları olduğunu ve %39’u ise insan hatasının IoT ile ilgili güvenlik ihlaline neden olduğunu bildirmişler.

Kamu: %85 Oranında IoT İle İlişkili Bir Güvenlik İhlali Yaşanıyor

Hükümetler, bir şehir altyapısına yeni unsurlar eklerken, eski ve yeni teknolojiyi dengelemek zorunda-dırlar. IoT söz konusu olduğunda, akıllı şehri oluşturmak için eski teknolojiyi güvenli bir ağ ile den-gelemek gerekir ve devlet çalı-şanlarının %49’u bunu belirli bir zorluk olarak görüyorlar. Hükümet-ler, IoT’nin benimsenmesinde bazı sektörlerden daha gerideler. Kamu görevi yapan BT karar vericilerinin %35’i, liderlerin IoT’yi çok az veya hiç anlamadığını iddia etmekte.Şehirlerdeki eski teknolojinin sı-nırlamaları ve IoT’nin uygulanması ile bağlantılı güvenlik riskleri ile birlikte bu anlayış eksikliği, akıllı şehrin genişlemesinin karşısına büyük bir zorluk olarak çıkıyor.

İmalat: %82 Oranında IoT İle İlişkili Bir Güvenlik İhlali Yaşanıyor

Sanayi sektörü, sistemlerin, süreç-lerin ve makinelerin birbirine bağlı kalma gereksinimini anlıyor. Bu-nun gerçekleşmesi için üreticilerin servisleri mümkün olduğu yerlerde birbirine bağlaması ve otomas-yonunu gerçekleştirmesi gerekir, ancak bu iş şu anda daha güvenli bir şekilde yapılabilir. Zaten IoT ile ilgili güvenlik ihlallerinin %50’si kötü amaçlı yazılımlar ile ilgili ola-rak ,%40’ı ise insan hatası nedeniy-le ortaya çıkıyor.

Özellikle üreticilerin, operasyonel riski azaltmak ve işletim altyapıla-rını korumak için kimyasal sen-sörler ve toplama sistemleri gibi cihazları ağa bağlama arayışında olmaları ile birlikte, bu kapanması gereken bir boşluktur.

Perakende: %76 Oranında IoT İle İlişkili Bir Güvenlik İhlali Yaşanıyor

IoT’yi mağazalarında kullanan perakendecilerin yarısından fazlası (yüzde 56) müşteri deneyimini artırmak için kişisel mobil cihaz-ların ağa erişmesine izin veriyor. Konuma dayalı olarak mağaza içi promosyon mesajlarının alınması büyük bir iştir ve IoT bunu sağla-yabilir.

Ancak kötü amaçlı yazılım sorun-ları yüzünden zaten IoT ile ilgili olarak saldırıya maruz kalan, pe-rakendecilerin % 41’ini göz önü-ne alırsak, tüketicilerin yararları ile ağlarını saldırıdan korumanın arasında bir orta nokta bulmaları gerektiği açıktır.

Toplam Ağın Görünürlüğü

Bu endüstrilerin tümünde, şirket-lerin ağlarına bağlanan cihazlar hakkında daha fazla bilgiye ihtiyaç duyduğu açıktır. Ağ yöneticilerinin, her bir cihaza ilişkin olarak poli-tikalar/izinler yaratma yeteneğine sahip olmaları gerekiyor; böylece bir cihaz kötü amaçlı yazılım veya insan hatası nedeniyle ele geçiri-lirse, bu belirlenebilir ve bu cihaz geniş ağdan çıkarılır.

HPE Aruba Ülke Müdürü Ersin Uyar yakın zamanda, canlı veri analizi-nin, güvenlik tehdidini derecelen-dirmek için cihazların ağa hangi saatte ve nereden bağlandığını nasıl gösterdiğini anlattı.

Müşterilerle konuşurken, hangi sektör olursa olsun, onlardan da aynı şeyi duyuyorum. Herkes, gü-venli kalırken, ağ yaklaşımı açısın-dan tamamen özelleşmek istiyor.O noktaya varmak için ağın ta-mamen görülebilir olması gerekir. Analiz edildiğinde ve erişildiğinde, toplanan bilgiler için farklı kulla-nıcılara farklı düzeylerde erişim sağlanırken, farklı düzeylerde tehditlere sahip cihazların yerini saptamada ve güvence altına alma-da daha özelleştirilmiş olanaklara sahip olmanıza da izin verir.

Kurumsal alanda IoT zaten ger-çekleşiyor ve tüm sektörlerde kullanımının artması kaçınılmaz. İşletmeler, özellikle var olan çö-zümlerin IoT’ye yönelik bir tehdit değil aksine onu bir fırsata çevir-me olanağı yaratırken, güvenlik tehditlerinin, pazarın önde gelen şirketi ile rakibi olmayan şirketler arasında bir engel oluşturmasına izin vermemeliler.

Page 32: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

32

telekom

2017 Yılı Sektörel Maaş Analiz Raporunda Ücret Dağılımları

Şaşırttı!Uluslararası işe alım ve danışmanlık şirketi Michael Page, toplam 7

sektör ve iş kolunda 2017 yılı ücret dağılımını ele alan 2017 Maaş Analizi Raporu hazırladı. Maaşları brüt rakamlar üzerinden inceleyen rapor,

finans, mühendislik & üretim, perakende, BT, sağlık & sağlık bilimleri ve bankacılık sektörlerini ve satış-pazarlama alanlarını kapsıyor.

Michael Page Genel Müdürü Hugo Campo; “Bu rapor, maaş gibi hassas bir konuda şirket-

ler ve iş başvurusunda bulunan adaylar için bir seviye göstergesi niteliğindedir. Resmi sonuçlar olmamakla birlikte elde edilen

veriler danışmanlarımızın incelikli araştırmalarına ve gözlemlerine dayanmaktadır. Sektörlerin nab-zını tutarak, iş profillerine göre piyasada uygulanan maaş düzeyle-rini araştırıyor ve ilgililerin kulla-nımına sunuyoruz.” diyor.

Geçtiğimiz yıl döviz kurlarında

yaşanan dalgalanmalar bankacı-lıkta maaşları yukarı çekti. Sektö-rün önemli firmaları ve iş başvu-rusu gerçekleştiren adaylardan elde edilen bilgiler ışığında, brüt rakamlar üzerinden hazırlanan rapor: bankacılıkta, maaş aralıkla-rının yıllık 90.000 TL ile – 600.000 TL arasında seyrettiğini gösterdi.

Page 33: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

33

Özellikle Kurumsal Bankacılık ve Özel Sermaye dallarındaki yöne-ticilerin maaşlarının yüksekliği dikkat çekti. Özel Sermaye ’de 13 yıl deneyimli bir çalışan yıllık 600.000 TL kazanıyor. Finans sek-töründe, şirketlerin mali dümenini tutan CFO’lar ise genelde 2017 de yıllık bazda 270.000 TL kazanıyor. Bunun bazen 300–400 bandına ka-dar da yükseldiğini görebiliyoruz Mühendislik ve üretim alanında 10–12 yıl deneyimli operasyon di-rektörlerinin yıllık baz maaşları da 200.000 TL ve üzerinde seyrediyor.

Parekende Sektöründeki Ma-aşlar Artış Gösteriyor

Perakende sektöründe maaşlar 50.000 TL den, 260.000 TL lara kadar değişim gösteriyor. Mağaza büyüklüğü ve deneyim göz önüne alındığında yıllık brüt maaşlar ise geçen yıla oranla artış gösterme-yerek 40.000 TL ile 260.000 TL skalasında kaldı.

Değişen ve gün geçtikçe dijital-leşen dünyanın parlayan sektörü Bilgi Teknolojileri-BT’de 2017 de yükseliş yaşanıyor. Döviz ku-rundaki değişiklikler ve talebin artmasıyla sektör çalışanlarının maaşlarına da yansıyor. Bu sektör-de en yüksek maaşı yıllık 280.000 ile deneyimli satış mühendisleri alıyor. Maaşlarda geçen yıla oranla yıllık bazda 10.000–20.000 TL arası artış gözlemleniyor. 8–15 yıl arası deneyime sahip bir ön satış mühendisi bir yıl içinde genel-de en fazla 3000.000TL toplam paket alıyor. Bu baz maaş ve primi kapsıyor 20 yıl civarı deneyimli bir BT müdürünün veya direktörünün yıllık toplam maaşı 300 – 400.000 TL arasında seyrediyor.

Sağlık Sektörü Yükselişte

Uzmanlar sağlık sektöründeki yükselişe de dikkat çekiyor. Sek-törde hızla yükselen pozisyonlar beraberinde artan maaş paket-lerini de getiriyor. 1–4 yıl arası deneyim ile medikal direktörler geçtiğimiz yıl 250.000–280.000 TL arası maaş alırken 2017 yılın-da bu rakamlar 350.000–400.000 arasında seyrediyor. Ürün ve klinik araştırma müdürlerinde ise rakamlar 900.000 ile 160.000 TL arasında değişiyor. 4 Yıldan fazla deneyime sahip bir klinik araştırma müdürü 2016 yılında 170.000TL den fazla kazanırken yaklaşık %10 zam ile yeni çalışma yılına başladı.

Maaş Analiz Raporu Hakkında

Michael Page Maaş Analiz An-

ketleri şirketin aday veri tabanı kullanılarak düzenlenmiştir. Her bir fonksiyon için pozisyonun sorumlulukları tek tek belir-tilmiştir. Şirketler ve adaylarla sürekli temas içinde olan dene-yimli Michael Page danışmanları, profilleri ve fonksiyonları titizlik-le analiz etmiştir. Her bir pozis-yon için maaş aralıkları belirlen-miş ve bu aralıklar belirlenirken, adayların tecrübeleri, sektörler, şirket büyüklüğü, cirosu vb. gibi değerler göz önünde bulundurul-muştur. Listelenen tüm maaşlar, sabit ücretleri, değişkenleri ve avantajları bir arada göstermek-tedir. Şirket büyüklüğü işten ayrılma ve işe alımların oranıyla belirlenmektedir. Minimum ve maksimum değerler göz önünde bulundurulmuş ve sunulmuştur. Tüm maaşlar TL olarak brüt değer üzerinden ifade edilmiştir.

Page 34: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

34

Blesh, Türkiye genelinde AVM, banka, havaalanı, metro istasyonu, kafe ve restoranlarda yer alan 90.000’i aşkın beacon ve 90’ın üzerinde mobil

uygulamaya entegre olan platformu sayesinde 30 milyon kişiye lokasyon hedefli ulaşma potansiyeline sahip.

S ensörler yardımıyla akıllı telefon sahipleriy-le izin ve istekleri doğrultusunda hem ile-tişim kuruluyor hem de hareket rotaları ve davranışları analiz ediliyor. Bu güçlü altyapı kapsamında İstanbul’da yaşayan 100 bin

beyaz yakalı çalışanın mayıs ayındaki davranışlarını

analiz eden Blesh, beyaz yakalıların hangi semtlerde daha fazla gezdiği, nerelerde sosyalleştiği gibi çok sayıda dikkat çekici veriyi gözler önüne seriyor.

Nesnelerin İnterneti alanında Google ve Intel gibi dünya teknoloji devlerinin iş ortağı olan Türk Ar-

100.000 Kişilik Dev Araştırmaİstanbul’da Beyaz Yakalılar

AVM’de Sosyalleşiyor

34

Page 35: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

35

Ge şirketi Blesh, İstanbul’da yaşayan 100 bin be-yaz yakalının gün içinde sergilediği davranışları ve gerçekleştirdiği aktiviteleri analiz etti. Yapılan analiz sonucunda mayıs ayında İstanbul’daki beyaz yakalı-ların hangi teknolojileri tercih ettiği, nerelerde daha fazla gezdikleri ve bir günlerini nasıl değerlendirdik-leri görülebiliyor. Makro ve mikro ölçeklerde lokasyon teknolojilerini aynı anda kullanabilen Blesh Mobil İletişim Beacon Platformu’nun şu anda Türkiye’deki en geniş lokas-yon datasına sahip platform olduğunu belirten Blesh CEO’su Devrim Sönmez, “Beacon teknolojisi ve akıllı telefonlar yardımıyla tüketicilerin hem makro hem de mikro ölçekte davranışlarını analiz ederek marka-ların pazarlama stratejilerine önemli katkılar sunu-yoruz” dedi. Her ay yaklaşık 200 milyon veriyi analiz eden Blesh, gün içerisinde plaza ve ofislerde zaman geçiren çalışanların gerçek dünyadaki deneyimlerini, sanal dünyadaki deneyimleri ile de birleştirerek, dijital pa-zarlamayı çok daha geniş bir perspektife taşıyor. Türkiye’deki Beyaz Yakalılar Büyük Oranda Android Telefon Kullanıyor

Blesh’in topladığı verilere göre beyaz yakalılarının %61’i Android işletim sistemine sahip cihazları kul-lanırken, iOS kullanımının ise %39 oranında olduğu gözlemleniyor. Ayrıca mobil cihazlarda Bluetooth teknolojisini kullanım oranı AVM ve havaalanı gibi yerlerde yükseliyor. Buradan da anlaşıldığı üzere kullanıcılar lokasyon bazlı kampanya ve fırsatlardan yararlanabilmek için Bluetooth teknolojisini aktif olarak kullanıyor. Tatil fırsatlarını İyi Değerlendiriyorlar ve Sporu İhmal Etmiyorlar

Blesh’in son bir aylık verilerden değerlediği anali-ze göre, özellikle havalar ısınınca ve 19 Mayıs tatili de araya girince şehirden uzaklaşmak isteyen beyaz yakalılar sıklıkla havaalanlarında görüldü. Genellikle tüm tatil fırsatlarını iyi değerlendirdikleri gözlemle-nen beyaz yakalılar, resmi tatilleri hafta sonu ve izin günleriyle birleştirerek, şehir dışına veya yurtdışına günlük ve haftalık seyahatler planlıyorlar. Ayrıca yine tatil dönemi ve haziran ile başlayan yaz ayları-

nın gelmesiyle beyaz yakalıların son günlerde spor salonlarına akın ettiği de görülüyor. AVM’lerde Sosyalleşiyor ve Alışverişi Çok Seviyorlar

Beyaz yakalılar en çok, ofis ve plazaların sık bulun-duğu semtler olan Şişli (Nişantaşı), Beyoğlu, Kadıköy, Üsküdar, Maslak ve Bebek semtlerinde görülüyor. Boş zamanlarında AVM’lere yönelen beyaz yakalılar alışverişe gidip, soluğu da kafe ve restoranlarda alı-yorlar. Genelde çalıştıkları iş yerlerine yakın bölgele-re gitmeyi tercih eden beyaz yakalılar %41 oranında alışveriş merkezlerinde sosyalleşiyorlar. Kafeler (%35), restoranlar (%31), etkinlik alanları (%18) ve son olarak %8’lik oran ile spor salonları en çok vakit geçirilen yerler olarak dikkat çekiyor. İş yerlerine ya-kın veya ulaşımı kolay alışveriş merkezlerinde zaman geçiren beyaz yakalılar, en çok %14 oranında Zorlu Center, %10 oranında Kanyon, %8 oranında Akasya ve %6 oranında İstinye Park alışveriş merkezlerini ziyaret ediyorlar. Beyaz yakalıların en sevdiği sosyal aktivitenin %47 oranıyla alışveriş yapmak olduğu da görülüyor. He-men peşinden %40’lık bir oran ile sinema ve diğer kültürel faaliyetler geliyor. %14 oranında seyahat, %19 oranında spor ve son olarak %10 oranında finans odaklı aktiviteler de beyaz yakalıların favorileri arasında. Çeşitli gündelik aktivitelerini gerçekleştir-dikleri mekânlar, aynı zamanda beyaz yakalıların ne-relerde sosyalleştiğini de net biçimde ortaya koyuyor.

35

Page 36: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

36 37

BT Günlüğü Test Merkezi, bundan böyle her ay yeni çıkan ürünleri mercek altına alıyor. Deneyimli bir kadro ile özellikle mobil hayatın inceliklerine parmak basacak olan BT Günlüğü, sunuculardan tutunda basit bir cep telefonuna kadar düşünebileceğiniz her türden ürünü sizlere anlatmak ve açıklamak için çabalayacak. Eskiden kurumsal ve son kullanıcı olarak iki ayrı ürün grubu pazarı bulunuyordu, fakat son yıllarda bu pazar ayrımı yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Kurumsal pazara hitap eden ürünlerin çalışan kullanıcılar için tasarlandığı bir gerçek. Ama şunu da unutmamamız gerekiyor her kurumsal kullanıcı aynı zamanda bir son kullanıcı ve birçok çalışan kendi özel teknolojik cihazını aynı zamanda işyerinde de kullanıyor. Yapacağımız ürün incelemelerindeki amacımız ise siz değerli okuyucularımıza satın alma kararı konusunda yardımcı olmak. Bu konuda aklınıza gelebilecek herhangi bir soruyu istediğiniz zaman bizlere sorabilirsiniz. E-Posta adresimiz [email protected].

donanım

Page 37: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

36 37

Samsung Galaxy S8, 18,5:9 formatında Infinity Display olarak adlandırdığı bir ekrana sahip. Bu ekran Sam-sung tarafından adlandırılan QuadHD+ yani pek alışık olmadığımız 2960x1440 piksel çözünürlükte çalışıyor. Bu ekranın önemli bir avantajı 658 ppi piksel yoğunluk değeri ile oldukça keskin ve net görüntüler oluşturula-bilmesi.

Samsung Galaxy S8, ev yapımı 10 nm mimarisinde Exy-noss 8895 işlemcisini kullanıyor. Sekiz çekirdekli olan bu işlemci ilk dört çekirdeğini 2.3 diğer dört çekirde-ğini de 1.7 GHz sistem hızında çalıştırıyor. Yaptığımız denemelerde, Galaxy S8 ile yaşanması gereken perfor-mans artışının Galaxy S7’den çok daha performanslı olmadığını gördük. Hatta bazı testlerde A10 Fusion işlemcili iPhone 7’nin daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Tek çekirdek performansı istenilen etkiyi vermemesine rağmen, çoklu çekirdek performansında Galaxy S8 tüm rakiplerini geride bırakıyor. Bunun anlamı çoklu çe-kirdek kullanan uygulamalarda yüksek bir performans elde edebiliyorsunuz. 3000 mAh’lik bir pil kullanan Samsung S8, tam yük altında yaklaşık 9 saat’den fazla çalışabiliyor. Değiştirilemeyen bu pil, kablosuz şarj teknolojisi ile hızlı şarj olabiliyor.

Kamera

Galaxy S8’in kamerası değişmedi. S7 de kullanılan kamerayı kullanan S8, 12 MP’lik sensorü ile otofokus özelliğine sahip. Ön kamera 5 MP’den 8 MP’e yükseldi ve bu kamera da otofokus özelliğine kavuştu. Galaxy S8’in kamera performansı, S7 ile kıyaslandığında, ciddi bir artış göstermiyor. Galaxy S8 tıpkı S7 gibi loş or-tamlarda zorlanıyor. Detayları zayıf ve sarı tonlama ile gece çekimi yapan Galaxy S8, ne yazık ki iPhone 7’ye yaklaşamıyor. Gündüz çekimlerde ise herkesle yarışa-bilecek duruma geliyor. Rakiplerinin kullandığı ve fark

yaratmayı başardıkları Dual kamera teknolojisi ne yazık ki Galaxy S8’de tercih edilmiyor.

Sonuç

Samsung Galaxy S8, sıradışı bir tasarıma sahip. Bu seri Galaxy S6’dan beri çok sağlam bir işçilik ve malzeme kalitesi ile üretiliyor. Kasa sistemi darbelere karşı güç-lendirilmiş durumda. Bundan dolayı da bu ürünün içini açmak neredeyse imkansız. Ancak bu alanda eğitim al-mış profesyonel kişiler Galaxy S8’e kısıtlı da olsa müda-hale edebilirler. 4 Gbyte bellek ve 64 Gbyte’lık kapasite ürüne çok büyük bir güç katıyor. Kapasitenin microSD kart ile arttırılabilmesi de önemli bir avantaj.

Bizim beğendiğimiz diğer bir özellik S8’de kullanılan Bluetooth 5.0 teknolojisi sayesinde iki farklı kaynağa aynı anda müzik aktarılabiliyor olması. Galaxy S8, donanım birleşenleri açısından fazlasıy-la zengin. Sıra dışı ekranı ele çok iyi oturuyor ve LG G6’dan daha iyi bir izlenim bırakıyor. Bu kadar çok teknoloji entegrasyonuna rağmen kameranın daha iyi olmasını beklerdik. Arka kısımda bulunan parmak izi sensörünün kullanımına da ciddi alışmak gerekiyor.

Samsung Gözünü Zirveye DiktiSamsung Galaxy S8

Samsung, Galaxy S7 ile büyük bir başarı yakalamıştı. Şimdi de Galaxy S8 ile bu başarıyı katlamak istiyor. Samsung Galaxy S8’in artıları ve eksilerini sizler için derledik.

Teknik Özellikler:

İşlemci: Exynos Octa Core 8895 (4x2.3 GHz+4x1.7 GHz)Ekran: 5.8 inç 2960x1440Bellek/kapasite: 4 / 64 GByteKamera ön/arka: 8 / 12 MPBoyut: 148,9x68,1x8 mmAğırlık: 152 gr

Page 38: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

38 39

donanım

Alcatel Pixi 3, 10.1 inç büyüklüğünde bir ekrana sahip. Bu esasında önemli bir özellik. Çünkü büyük bir ekran kullanıcıya birçok avantaj getirebiliyor. Hele ki Blue-tooth klavye ve akıllı kılıf ile birlikte geliyorsa. Kulla-nıcılar, tüm cihazı saran kılıf ve Bluetooth klavye ile gelişmiş bir tablet deneyimine sahip olabiliyorlar. 10.1 inç geniş ekran deneyimi ve Bluetooth klavyesiyle ile birlikte dokümanlarınızı ve sunumlarınızı bu tablette rahatlıkla hazırlayıp, düzenleyebiliyorsunuz. Ayrıca klavyenin gelişmiş kısa yol tuşları, tabletin tüm özel-liklerini klavyeden yönetebilme imkanı da sunuyor. Buraya kadar her şey çok güzel. Ama unutmayalım ki madalyonun iki yüzü var. Alcatel Pixi 3, her ne kadar büyük bir ekrana sahip olsa da 1280×800 piksel çözü-nürlüğünü destekliyor. Günümüzde 7 inç tabletler bu çözünürlüğü destekliyor ve bu ürünlerde de bu çözü-nürlük değeri yeterli, Alcatel Pixie 3 içinse yetersiz. 10.1 inç büyüklüğünde bir ekranda HD yerine daha iyi bir çözünürlük değerinin olmasını beklerdik. Alcatel

Pixi 3 dört çekirdekli Mediatek MT8127 işlemcisini kullanıyor. 1.3 GHz saat frekansında çalışan bu işlemci piyasanın en düşük performanslı ürünlerden biri. Bu özellik 1 Gbyte’lık bellek ile birleştiğinde kesinlikle iyi bir performans beklemek yanlış olur. E-postalarınızı denetleyebilir, internette gezinebilir ve filmler izleye-bilirsiniz. Ama hepsi bu kadar. Daha fazlasını isteyen kullanıcılar kesinlikle farklı seçeneklere bakmalarına tavsiye ediyoruz.

Asus Zenfone 3 Laser, 5.5 inç büyüklüğünde bir IPS ekran kullanıyor. Bu ekran Zenfone 3 Max’in aksine 720p yerine Full HD yani 1080p çözünürlüğüne ula-şıyor. Zenfone 3 Laser’de 1080x1920 piksel çözünürlüğünün desteklenmesi bu yüzden önemli bir artı. Ekranın keskin, yüksek kontrastlı ve abartılmamış bir renk dengesine de sahip olması Zenfone 3 Laser’e önemli bir güç katıyor. Asus Zenfone 3, Zenfone ailesinin amiral gemilerinden biri. Başka üreticilerin ami-ral gemilerine bakıldığında en azından Snapdragon 820 işlemcilerinin kullanıl-dığını görürüz. Fakat Asus, kendi amiral gemisinde orta sınıf bir işlemci olan Snapdragon 625’i tercih etti. Dolaysıyla Zenfone 3 Laser’de daha da düşük bir performans sergileyen Snapdragon 430 işlemcinin tercih edilmesine esasında şaşırmamak gerekir. Sekiz çekirdekli olan Snapdragon 430, 1.4 GHz sistem saat frekansı ile çalışıyor. Sahip olduğu 2 Gbyte bellek yardımıyla da ancak günlük görevleri yerine getiriyor. Dolaysıyla bu üründen yüksek bir performans beklemek yanlış olur. Asus Zenfone 3 Laser, 13 MP’lik bir arka kamera ile donatılmış. Bu kameranın en önemli özelliği Lazer otofokuz özelliğini destek-lemesi. Lazer otofokuz’un avantajı hızlı odaklama sayesinde kaliteli fotoğraflar çekilebilmesi. Çift taraflı flash özelliğine de sahip olan Zenfone 3 Laser, beyaz dengesi başarılı, detaylı ve renkleri güçlü fotoğraflar çekebiliyor. Bu ürün gün-düz çekimlerde iyi bir kalite yakalıyor. Karanlık ortamlarda ise ne yazık ki gren efekti ile savaşıyor.

Uygun Fiyatlı Tablet ArayanlaraAlcatel One Touch Pixi 3

Lazer Otofokuslu Cep Telefonu Asus Zenfone 3 Laser

Teknik Özellikler

İşlemci: Mediatek MT8127, 4x 1.30GHzEkran: 10.1 inç 1280×800bellek/Kapasite: 1 GByte/ 16 GByteKamera: 2 MP ön/ 5 MP arkaBoyut: 255 x 155 x 9.5 mm Ağırlık: 495 gr

Teknik Özellikler

İşlemci: Qualcomm Snapdragon 430Ekran: 5.5 inç IPS 1080x1920Bellek: 2 GByte Kapasite: 16-32-64 GByteKamera: 8 MP ön/13 MP arkaBoyut: 149 x 76 x 7.9 mmAğırlık: 150 gr

Page 39: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

38 39

HP Elite X3, Qualcomm’un dört çekirdekli Snapdra-gon 820 işlemcisini üzerinde barındırıyor. 2.15 GHz hızında çalışan bu işlemci 4 Gbyte bellek ve 64 Gby-te’lık kapasite ile destekleniyor. Bu değerler bir akıllı telefon için fazlasıyla yeterli. Fakat işin içine ma-saüstü PC dönüşümü girince, kullanıcı ister istemez daha çok bellek görmek istiyor.

HP Elite X3, HP Desk Dock sayesinde bir masaüstü PC’ye dönüşüyor. Yapmanız gereken tek şey ürünü DeskDock’a takıp Monitöre bağlamak. Elbette al-ternatif olarak USB Type C HDMI dönüştürücüsünü de kullanabiliyorsunuz. Fakat DeskDock yardımı ile masaüstü kullanıcıların vazgeçmesi olan klavye ve fare’yi de kullanabiliyorsunuz.

HP Elite X3’ü DeskDock’a taktıktan sonra Continuum uygulamasını çalıştırmalısınız. Bunu yaptığınızda akıllı telefonun mobil işletim sistemi Windows 10 işletim sistemine dönüşüyor. Masaüstü PC’de yaptı-ğınız her şeyi burada da yapabiliyorsunuz. İşin güzel tarafı ise, DeskDock’da yer alan LAN bağlantısı saye-sinde Elite X3’ü şirket Network’üne de bağlayabili-yorsunuz. Windows Store’dan istediğiniz uygulamayı Elite X3’e yükleyebiliyorsunuz. Buna ek olarak ücretli

bir hizmet olan HP Workspace sayesinde de istedi-ğiniz masaüstü uygulamasını da sanal olarak (Cloud sunucu yardımı ile) kullanmanız mümkün.

Yaptığımız denemelerde HP Elite X3 bizi şaşırtmayı başardı. Performansı Lumia 950’den çok çok daha iyi. HP Elite X3 elbette bir masaüstü sisteminin perfor-mansını size yansıtamıyor. Yine de günlük hayatı-nızda kullandığınız birçok uygulamanın sorunsuzca çalıştığını söylemeliyiz. Örneğin Microsoft Office ile çalışmak ve İnternette sörf yapmak gibi. HP Elite X3, birden çok uygulama veya Web sayfası açtığınızda fazlasıyla zorlanıyor.

Üründe beğendiğimiz bir özellik Lap Dock aksesuarı sayesinde bir dizüstü sistemine dönüşebilmesi. 12.5 inç Full HD ekrana sahip olan bu aksesuar, suya karşı korumalı klavye Trackpad ve telefonu da şarj ede-bilen bir pile sahip. USB ve Bluetooth teknolojisi ile bağlantı kuran ve işlem gücünü Elite X3’den alan Lap Dock, DeskDock’un taşınabilir formu olarak düşün-mek gerek.

Pil ve Kamera

HP Elite X3’ün microSD kart yuvasına ikinci bir Nano SIM yerleştirebiliyorsunuz. Sahip olduğu 4150 mAh’lik pili ise iki günlük bir çalışma sunuyor. Bahsi geçen bu pil, iki saat içinde tamamen doluyor. Ne yazık ki bu pil kullanıcı tarafından değiştirilemiyor.HP Elite X3, sahip olduğu özelliklere bakılırsa özel-likle kurumsal kullanım için iyi bir seçenek oluştur-duğunu söylemeliyiz. Tek bir ürün ile birçok platfor-mu aynı anda sahip olabiliyorsunuz. Bu çok büyük bir avantaj. Son kullanıcılar içinse, Elite X3’ün pahalı bir oyuncak olduğunu, tercihlerin farklı yönlere yapıl-ması gerektiğini düşünüyoruz.

Hepsi Bir Arada ÇözümüHP Elite X3

Bu ay inceleme fırsatı bulduğumuz HP Elite X3 her ne kadar bir akıllı telefona benzese de aynı zamanda bir dizüstü veya bir PC gibi de davranabiliyor.

Teknik Özellikler:

İşlemci: Qualcom 820 (4×2.15 GHz)Ekran: 6 inç 2.560 x 1.440Bellek/kapasite: 4 / 64 GByteKamera ön/arka: 8 / 16 MPBoyut: 161,8×83,5×7,8 mmAğırlık: 195 gr

Page 40: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

40 41

donanım

Ürüne yakından baktığımızda, neredeyse çerçevesiz bir panel tasarımına sahip olduğunu görüyoruz. Oldukça ince olan bu çerçeve, Multi monitör sistemler için tam aranan özellikte. Ayak tasarımı ve duvara monte meka-nizması oldukça basit ve stabil. Fakat parmak izine karşı da fazlasıyla hassas. Dell S2716DG, yerden 30 cm’e kadar yükselebiliyor. Sağ ve sola 45 derecelik açılarla ayarla-nabilen bu ürü Pivot özelliği sayesinde dikey olarak da kullanılabiliyor. sıkıca basmak gerekiyor. Dell S2716DG’yi ilk kullandığınızda %75 parlaklık ve %75 kontrast ayarı ile birlikte geliyor. Bu modda 49 Watt’lık bir güç harcayan bu ürün, %100 parlaklık ve %50 kontrast değerinde 51 Watt’a kadar çıkıyor. Bekleme modunda da 0.5 Watt harcayan Dell S2716DG, söylenen tüm değerleri kullanıcıya sunu-yor. 920:1 kontrast ve 320 cd/m² parlaklık değeri ile iyi değerler elde edebilen Dell S2716DG, bu sayede başarılı bir görüntü oluşturuyor. Üründe beğendiğimiz bir özellik, panelin her noktasında neredeyse aynı parlaklık değerine sahip olması. Daha çok profesyonel ürünlerde bildiğimiz bu özellik, Dell S2716DG’ye ciddi bir güç katıyor.

Ekran yenileme hızlarını GPU’ya senkronize ederek ekranda kopmaları ortadan kaldıran ve takılmaları ve gö-rüntü gecikmelerini de en aza indirgeyen. G-Sync tekno-lojisi 30 ile 144 Hz arasında çalışıyor. Bunun dışında 120, 100, 85 ve 60 Hz çalışma modları da kullanılabiliyor. Dell S2716DG’de, hareket izini azaltan ve hareketli nesneleri normal ayarlara göre daha yumuşak göstererek Ghost efektini ortadan kaldıran Utra Low Motion Blur (ULMB) teknolojisi, G-Sync ile paralel olarak çalışmıyor. ULMB sadece 85, 100 ve 120 Hz modlarında çalışıyor.

HyperX Alloy FPS herhangi bir sürücüye ihtiyaç duymuyor. Tüm fonksiyonlar ve kombinasyonları FN tuşu ile ayarlamak mümkün. Tuş takımının kırmızı ışıklı arka aydınlatması, beş farklı seviyede ayarlanabiliyor. İsteyen kullanıcılar, sadece kırmızı olan bu arka aydınlatmayı kapatabilmesi iyi düşünülmüş bir özellik. Bu üründe be-ğendiğimiz bir özellik farklı aydınlatma fonksiyonlarına da sahip olması. Oyuncular en çok kullanılan WASD veya 1-4 sayı tuşlarını daha parlak hale getirebiliyorlar. HyperX Alloy FPS, kompakt bir yapıya sahip olduğundan dolayı üzerinde Multi-medya tuşlarına sahip değil. Ses açma kapama veya Windows tuşunu iptal eden oyuncu modu FN tuşları üzerinden gerçekleşiyor. Bu da ne yazık ki kullanıcıya rahat bir kullanım sunmaktan, çok uzak bir durum. Siyah olan WASD tuşların, kaymayı önleyen ve üzeri pürtüklü olan kırmızı tuşlarla değiştirilebilmesi çok iyi düşünülmüş bir özellik. Oyuncular bu özellik sayesinde tuş takımına bakmadan bu tuşları parmaklarıyla anında hissedebiliyorlar. Çerçevesiz bir tasarıma sahip olan HyperX Alloy’un malzeme kalitesi ve işçiliği üst seviyelerde. Kaplanmış kablosu birçok dirence dayanıklı. Bu kablo istenildiğinde değiştirilebilmesi, kullanıcıya çok önemli bir avantaj sunuyor. Klavye’nin altında yer alan ve yüksekliğini ayarlamasını sağlayan ayaklar da oldukça sağlam olduğunu söylemeliyiz. HyperX, Klavye’yi hor kullanan kişileri de düşündüğü ortada. HyperX Alloy, kaliteli ve performanslı bir ürün. Bununla birlikte sahip olduğu başarılı Fiyat/performans oranı ile de, kesinlik-le göz ardı edilmemesi gereken bir oyuncu klavyesi.

Oyun Sevenler İçin GeliştirildiDell S2716DG

Cherry MX Blue Tuşlu Mekanik KlavyeHyperX Alloy FPS

Teknik Özellikler

Ekran büyüklüğü: 27 inçMaks. Çözünürlük: 2.560 x 1.440 pikselTepkime süresi: 3 msBağlantılar: 1x HDMI 1.4, 1x Displayport 1.2a, USB-3.0-HubBoyut: 613 x 546 x 200 mmAğırlık: 7.2 kg

Teknik Özellikler

Tuş takımı: Cherry MX Blue Bağlantı: 2 x USB 2.0Kablo uzunluğu: 1.8 mTuş aydınlatma: varBoyut: 442 x 36 x 129 mmAğırlık: 1049 gr

Page 41: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

40 41

LG G6, dört çekirdekli Snapdragon 821 işlemcisini (2x2,4 und 2x1,8 Gigahertz) kullanıyor. Bu işlemci geçen yıl piyasaya çıktı ve günümüzde ne yazık ki güncel değil. Yeni nesil akıllı telefonlar Snapdragon 835 işlemcisi ile bu yarışa girerken LG G6 bu yarışa eksi bir puan ile başlı-yor. Yine de sahip olduğu 4 Gbyte bellek ile birleştiğinde günlük rutinleri rahatlıkla yerine getirebildiğini söyle-meliyiz. Menüler arasındaki geçişlerde ve uygulamalar-da yüksek bir performans elde edebilen G6, beklenildiği gibi Samsung Galaxy S8’in gerisinde kalıyor. Bizim şaşırdığımız durum ise bazı testlerde LG G5’den de ge-ride kalabilmesi. LG G6, iç kısımda alüminyum bir kasa sistemi kullanıyor. Bu kasa sisteminin üzerinde ise, ci-hazın ısınmasını engelleyen Bakır soğutma boruları yer

alıyor. Bu soğutma sistemi LG G6’nın aşırı ısınmasına izin vermiyor ve ısınmadan dolayı meydana gelebilecek patlayan pil problemlerini engelliyor. LG G6’nın arka yüzeyinde iki adet kamera bulunuyor. Bu kameralar-dan ilki 13 MP çözünürlüğünde fotoğraflar çekebiliyor. Yaptığımız denemelerde bu kamera ile çekilen fotoğraf-ların çok keskin, zengin detaylı, parlak ve geniş bir renk yelpazesine sahip olduğunu gördük. Benzer bir durum Video çekimler için de söyleyebiliriz. Buna karşın loş or-tamlarda çok fazla gren efektinin olduğuna şahit olduk. Hatta flaşsız çekimlerde çekilen fotoğrafların nerdeyse kullanılmaz olduğunu da gördük. LG, G5’deki modüler yapıyı bıraktı ve G6 ile birçok şeyi doğru yaptı. Zengin donanım birleşenlere sahip olan G6, 18:9 formatındaki ekranı ile puan topluyor.

Kavisli bir televizyon olan Q8C, %100 DCI-P3 renk derinliğine ulaşıyor. QLED teknolojisini kullanan Q8C, bu sayede sinema standartlarında bir renk derinliğine ulaşabiliyor . Bu teknoloji, 1500 Lumen parlaklık ve 5000:1 kontrast (Q-Contrast) değeri sayesinde, görüntü kalitesini bir üst seviyeye taşıyor. Q8C aynı zamanda da QHDR olarak adlandırılan HDR teknolojisini de destekliyor. HDR10+ standardı sa-yesinde İnternet’ten indirilen HDR filmler ve Ultra HD Blu-Ray içerikler kalitesi bo-zulmadan gösterilebiliyor. 2016 model ürünlerle kıyasla %50 daha parlak olması ile ciddi bir fark yaratan Q8C, aynı zamanda da geniş bir görüş açısına da ulaşıyor. Bu esasında önemli bir özellik. Çünkü televizyondaki görüntüye doğrudan veya yandan bakıldığında renk parlaklığı değişebiliyor. Samsung Q8C, geniş görüş açısı sayesin-de bu farkı minimuma indiriyor ve herkesin aynı görüntüyü eşit olarak izlemesini sağlıyor. Örneğin siyah renk grileşmiyor ve siyah olarak kalıyor. Q8C, standart LCD televizyonlarla kıyaslandığında 5-10 kat arası daha parlak olması sayesinde çok daha iyi bir görüntü kalitesine ulaşıyor. Işıklı ortamlarda bile net bir görüntü sağla-yan Q8C, en parlak modunda bile performansını koruyor. Yüksek parlaklık ve canlı renklerle mükemmel bir görüntü kalitesine ulaşan Q serisi, tasarım, fonksiyonellik ve esnekliği ile de fark yaratmasını biliyor. Ayrıca, Invisible Connect Cabel ve farklı ayak tasarımları arasında seçim yapabilme imkanının, bu ürün ailesine çok farklı bir hava kattığını da söylemeliyiz. Benzer ürünler arasında kendisini farklılaştıran Samsung Q8C, kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken bir ürün.

LG’nin Amiral Gemisi Çok İddialıLG G6

OLED’in Sonunu Getiren Televizyon Samsung Q8C QLED TV

Teknik Özellikler

İşlemci: Qualcomm 821 (4×2.35 GHz+4×1.16 GHz)Ekran: 5.7 inç 1440 x 2560Bellek/kapasite: 4 / 32 GByteKamera ön/arka: 5 / 2x13 MPBoyut: 148,96×71,9×7,9 mmAğırlık: 163 gr

Teknik Özellikler

Ekran Boyutu: 55/65/75 inçPanel Tipi: KavisliÇözünürlük: 3840 x 2160Parlaklık: 1500 NitGirişler: HDMI, USB, LAN, Kompozit, Komponent, CI+Hoparlör: 60 watt 4.2 kanal

Page 42: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

42 PB

editör

Günümüzde çok sayıda binada kullanılan asansörlerin geçmişi 160 yıl öncesi-ne kadar dayanıyor. Yaklaşık 160 yıl boyunca temelde benzer tasarımlara sahip olan asansörler Alman endüstri devi thyssenkrupp’un elinde yepyeni bir hale geldi.19. yüzyıldan bu yana değişmeyen asansör sistemlerini kökünden değiş-tirmeye aday bu yeni sistemin adı MULTI. MULTI dünyanın ilk yatay gidebilen halatsız asansör sistemi olma unvanına sahip. Günümüzde kullanılan asansör sistemlerinde her bir asansör boşluğunda tek bir kabin yer alıyor. Bu kabin bina boyunca yukarı aşağı hareket ederek insanların çağırdığı veya inmek istediği katlarda duruyor.

Bu tasarım aslında eskiden çok yüksek ve kalabalık olmayan binalar için yapıl-mıştı. Artık çok fazla kata sahip ve kalabalık iş merkezleri, alışveriş merkezleri ve apartmanlar için bu tasarım yeterli gelmiyor. Tek hat üzerinde sadece tek bir ka-bin gidebildiği için mimarlar bu tip binalara çok sayıda asansör yapmak zorunda kalıyor. Bu durum hem binada kullanılabilir alanların azalmasına yol açıyor hem de gerçek anlamda bir çözüm sunmuyor. Büyük iş merkezlerinde ve plazalarda çalışanlar her gün asansör beklerken çok fazla vakit kaybetmeye devam ediyor.thyssenkrupp’un geliştirdiği MULTI adlı yenilikçi asansör sistemi ise bu durumu tamamen değiştirecek.

Bina İçindeki Metro

thyssenkrupp MULTI asansör sisteminde, tek bir asansör boşluğunda birden fazla kabin kullanılabiliyor. Binanın içinde metro sistemlerine benzer bir dön-güde çalışan kabinler, halatsız bir şekilde çok katmanlı frene sahip özel bir hatta ilerliyor. thyssenkrupp’un MULTI adlı bu devrim yaratan sistemi geleneksel asansör sistemlerine göre %50 daha fazla taşıma kapasitesi sağlıyor. Ayrıca bu yeni sistem güç talebini %60’a kadar azaltabiliyor. Bu iki etken bile MULTI’nin yakın gelecekte birçok yeni binada kullanılmasını sağlayabilir. Daha küçük asan-sör boşluklarına ihtiyaç duyan MULTI, geleneksel asansör sistemlerine göre %25 oranında daha az yer kaplıyor. Böylece binalarda kiralanabilecek veya satılabi-lecek alan da artmış oluyor. Bunun yanı sıra isteğe bağlı olarak yatay da hareket edebilen MULTI, mimarlara çok geniş seçenekler sunuyor.

Denemeler ve İlk Uygulama

thyssenkrupp MULTI dünyada ilk olarak Berlin’de The East Side Tower adlı binada kullanılacak. Binanın yakın zaman içinde Berlin’in yeni sembollerinden biri olması bekleniyor. thyssenkrupp MULTI’nin deneme sürüşleri ise thyssenk-rupp’un Almanya’daki araştırma geliştirme merkezinin yer aldığı Rottweil’deki 246 metrelik deneme kulesinde yapılıyor. 12 adet hat üzerinde deneme yapılan kulede kabinler saniyede 18 metre hıza kadar çıkabiliyor.

Yatay Gidebilen Halatsız Asansör Mimariyi Değiştirecekthyssenkrupp dünyada bir ilki başararak, isteğe bağlı olarak hem dikey hem de yatay gidebilen halatsız asansör yaptı.

Ecevit BIKTIMYayın Danışmanı[email protected]

Page 43: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017

BT YöneticileriBu Adreste Buluşuyor

BTGunlugu.com

Page 44: BT Günlüğü Dergisi TEMMUZ 2017