farsçanin anahtarlari Çift sütun

1147

Click here to load reader

Upload: esra

Post on 27-Sep-2015

911 views

Category:

Documents


416 download

DESCRIPTION

jbg

TRANSCRIPT

FARSA DL SETFARSANIN ANAHTARLARI

Prof. Dr. Mehmet KANAR

SAY

MEHMET KANAR

01. 01. 1954 tarihinde Konya'da dodu. lkokulu Konya Gazi Mustafa Kemal lkokulu'nda, ortaokulu stanbul Kartal Maltepe Ortaokulu, liseyi Vefa Lisesi'nde tamamladktan sonra 1970 - 1971 renim ylnda stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Arap ve Fars Dilleri ve Edebiyatlar Blm'ne girdi. Eski Trk Edebiyat ile Yeni Trk Edebiyat sertifikalarn ald. 1974 - 1975 akademik ylnda bu blm bitirdikten sonra 1975 Kasm'nda ayn blmn Fars Dili ve Edebiyat Krss'nde doktora tahsiline balad. 1976 Nisan'nda da ad geen krsye asistan olarak atand. Kasm 1979'da "ada ran Edebiyatnn Douu ve Gelimesi" adl teziyle Doktor nvann ald. Nisan 1980-Austos 1981 tarihleri arasnda yerine getirdii vatan grevini mteakiben tekrar niversite'deki grevine "Dr. Aratrma Grevlisi" olarak dnd. 24.01.l986 tarihinde Yardmc Doent oldu. 11. 10. 1990 tarihinde Fars Dili ve Edebiyat Bilim Dal'nda doentlie, 10. 10. 1996 tarihinde de Profesrle ykseltildi. 01. 08. 1998 20. 09. 2007 tarihleri arasnda Fars Dili ve Edebiyat Anabilim Dal bakanl, 24. 02. 1999 - 20. 09. 2007 tarihleri arasnda .. Trkiyat Aratrmalar Enstits ynetim kurulu yelii grevini srdrd. 18. 10. 2000 tarihinden itibaren iki dnem stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Ynetim Kurulu yelii grevinde bulundu. te yandan, 30. 09. 2002 - 9. 05. 2003 tarihleri arasnda .. Edebiyat Fakltesi Dekan Yardmcl yapt. 27. 02. 2007 tarihinde Dou Dilleri ve Edebiyatlar Blm Bakanlna tayin edildi. 20. 09. 2007 tarihi itibaryla emeklilie ayrld. Hlen Yeditepe niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat ile Tarih Blmlerinde ders vermektedir. Evli ve bir ocuk babasdr.

Yaymlanm eserlerinden bazlar:

Alacakaranlk, Sadk Hidayet (YKY); Anadoluda slmiyet, Franz Babinger, Fuad Kprl (NSAN); Aylak Kpek, Sadk Hidayet (YKY); Azeri Masallar, Samed Behreng (SAY); Bektailik ncelemeleri, F.W. Hasluck (SAY); Bir eftali Bin eftali, Samed Behrengi (SAY); Bugnk ran Edebiyat Hakknda Bir nceleme, Muhammed-i stilm (Kltr Bakanl); Cemid ile Hurid, Cem Sultan (SAY); ada ran Edebiyatnn Douu ve Gelimesi (SAY); ada ran ykleri (Seki); zml Farsa Metinler (SAY), zml Osmanl Trkesi Metinleri (SAY); Deli Dumrul, Samed Behrengi; Diri Gmlen, Sadk Hidayet (YKY); Dou Mitolojisinin Edebiyata Etkisi, Helmut Ritter, (AYRINTI); Doubilimciler, AKMED, (CD Kitap); Ermeni Komitelerinin Emelleri ve htilal Hareketleri Merutiyetin lanndan nce ve Sonra (DER); Eski Anadolu Trkesi Szl (SAY); Eski ran Nesrinden Semeler (); Esrrnme, Ferideddin Attar (AYRINTI); Evhadud-dn-i Kirmnnin Rubaileri (Metin-nceleme-Tercme) (NSAN); Fehm ve ebisterden em ve Pervane (Fehm ve eyh Abdullah-i ebister-i Niyznin emu Pervne Mesnevileri) (NSAN); Glistan, Sdi-i irz (ULE); Hac Aga, Sadk Hidyet (YKY); Hafz Divan, Hafz- irazi (AYRINTI); Hanl-hvn, Dostlar Sofras, Nsr- Hsrev (NSAN); Hayymn Rubaileri ve Manzum Tercmeleri, Hseyin Rifat (ULE); Hayyamn Terneleri, Sdk Hidyet (YKY); Hidyetnme, Sadk Hidayet (YKY); Hikmet ve Sanat, Golamriz Evn (NSAN); Hsrev ile irin, eyh (SAY); timaiyat Dersleri (); timiyt Mecmuas (); ran Edebiyatnda iir- Kaarlar Devri (NSAN); ran Masallar (Periler ahnn Kz) (YKY); KANAR Arap Harfli Alfabetik Osmanl Trkesi Szl (SAY); KANAR Arapa-Trke Szlk (SAY); KANAR Farsa-Trke Szlk (SAY); KANAR Osmanl Trkesi Szl (SAY); KANAR Trke-Farsa Szlk (SAY); Kk Kara Balk, Samed Behrengi (SAY); Klahl Bey-Klahsz Bey Gevher Murad (BOYUT); Leyla ile Mecnun, Fuzuli (SAY); Mevln, Mesnev, ki cilt, (AYRINTI); Mevln (Mesnev, Dvn, Fhimfh, Meclis-i Seba) (SAY); Mevleviler Yolu, eyh Rshddin smail bin Ahmed el-Ankarav (ULE); Modern ran ve Afgan ykleri Antolojisi (YKY); Modern ran iiri Antolojisi (ULE); Osmanl Topraklarnda Fars Dili ve Edebiyat Dr. Muhammed Emn-i Riyh (NSAN); Osmanl Trkesi Yazm Klavuzu (SAY); mer Hayyam, Rubailer, Hseyin Dani, (ULE); Pskll Deve, Samed behrengi (SAY), Sekiz Kitap, Sohrb-i Sipihr (ULE); Sevgi Masal, Samed Behrengi (SAY); Tasavvufta nsan Meselesi, nsn- Kmil, Azzddin Nesef (DERGH); Trke-Osmanl Trkesi Szl (SAY); Ulduz ile Kargalar, Samed Behrengi; Ulduz ile Konuan Bebek, Samed Behrengi; Damla Kan Sdk Hidyet (YKY); Vejetaryenliin Yararlar Sadk Hidayet (YKY); Zleyhann Ak Derdi, Hz. Yusuf Kssas Cell Settr (NSAN).

(Knye Sayfas)

SUNU

SAY Yaynlarnn szlk ve dil seti projesi kapsamnda hazrlanan bu almann amac, Farsadan Trkeye, Trkeden Farsaya eviri yaparken Farsann anahtarlar konumunda olan balalar, edatlar, zarflar, zamirler ile bunlarn birleik ekillerinin derli toplu olarak, alfabetik srada el altnda bulunmasn salamaktr.Kapsaml bir szlkte yukarda saylan cmle yaptalar bulunur. Ancak bunlarn klasik ve modern Fars edebiyatndan seilmi rnek cmlelerle bir arada bulunduu alma lkemizde pek az sayda yaplmtr.

Baz maddelerde birden ok rnek verilmesinden kanlmam, her rnein Farsa metni, Trke harflerle okunuu ve ardndan evirisi verilmitir. rnek cmlelerin ounun kayna da gsterilmitir. Tarama yaplan bu kaynaklarn geni dkm yllardr hazrlamakta olduum, iki veya cilt halinde yaymlanmas planlanan Farsa Trke Szln bibliyografya ksmnda verilecektir.

Baz maddelerde bir kelimenin hem isim hem sfat olarak kullanld, baz sfatlarn da hem sfat hem zarf kullanld grlecektir. Bu sebeple ok anlaml bir maddenin btn anlamlar verilmeye allmtr.

Bilgisayar Farsa maddeleri sralarken, tek harfli de olsa kelimeyi bir btn olarak alglamakta, esre (kesre) iareti varsa, buna ncelik tanmaktadr. te yandan gzel he harfini vav harfinden nceye yerletirmektedir. Madde ararken bu hususlara dikkat edilmelidir.Kitabn son blmne btn maddelerin hem Farsa hem Latin harfli alfabetik listesi verilerek, okuyucunun ileride buradan Farsa kelime bilgisi seviyesini kendi kendine kontrol etme imkn salanmtr.

Gereken ilgiyi grrse, sunulan bu almada rneklerin zenginletirilmesi yoluna gidelecektir.

Sunulan kitabn baslmasn salayan SAY Yaynlar Genel Mdr Mehmet Ali Uar ile Editr Levent eviker Beylere ve emei geen herkese teekkr ederim.

Prof. Dr. Mehmet KANAR

[email protected]@yahoo.comher: (A.) 1. baka, dieri, br, teki. 2. fakat, ama, peki ama.

Der ketm-i adem u berguzd m r

Der ribka-i bendeg ked m r

her bekodm eyb red hh kerd

Evvel ne tu b eyb hard m r?

Mademki yoklua gizlenmek iin setin kulluk ipine dizdin bizi, peki ama hangi kusurumuzla reddedeceksin? Kusurlarmz bilerek batan kabul etmedin mi bizi? (Evhad)

3. peki. 4. ertesi.

hir: (A.) 1. son, sonuncu, sonuncusu.

Fakat hemin zemistn-i hir tevniste bd der sefer-i pyitaht b peser-i hod hemrh bed

Fakat u son k bakent yolculuunda olu ile birlikte olabilmiti.

.Rz-i evvel ki ser-i zulf-i tu ddem, goftem

Ki pern-yi in silsile r hir nst

Zlflerinin ucunu ilk grdm gn Zincir gibi uzun bu salarn dankl bitmez dedim. (Hfz)

2. ertesi. 3. sonra.

An bhabern ki dur-i man suftend

Der erh be env sohenh goftend

geh u negetend ber esrr-i cihn

Evvel zeneh zedend u hir hoftend

O gafiller ki mana incisini deldiler;

Felekte trl trl laflar ettiler.

Anlayamadklar iin cihan srlarn

nce eneyi, sonra kuyruu titrettiler! (Hayym)

4. nasl olsa, eninde sonunda.

Gyend: Behit u hr u kovser bed.

Cy-i mey u r u ehd u ekker bed.

Por kon kadeh-i bde vu ber destem nih.

Nakd zi hezr nisye bihter bed.

Derler ki: Cennet var, huri ve kevser var.

Mey rma var, st, bal ve eker var.

Doldur bade kadehini, ver elime;

Bin veresiyeden iyi bir pein var. (Hayym)

5. peki, daha.

hir be i gyem hest? Ez hod haberem un nst.

Vez behr-i i gyem nst? B vey nazarem un hest

Peki, ne diye var diyeyim? nk kendimden haberim yok. Niin yok diyeyim? Gzm ona evrili nk. (Hfz)

hir-i kr: sonunda, nihayet, iin sonunda.

B yr u remde b heme omr

Lezzt-i cihn ede b heme omr

Hem hir-i kr rihletet hhed bd

Hb bed ki dde b heme omr

Geirmisen yr ile bir mr,

Tatmsan dnya zevklerini bir mr,

Gp gideceksin nasl olsa sonunda,

Grdklerin rya olur bir mr. (Hayym)

Mey hor ki her ki hir-i kr-i cihn bedd

Ez gam sebuk ber med u rtl-i girn girift

Mey imeye bak; nk dnyann sonunu grebilenler gam ykn atp hafiflerken, byk boy kadehleri ellerine aldlar. (Hfz)

hir i?: ne olacak yani?

Duny be murd rnde gr, hir i

Vin nme-i omr hnde gr, hir i

Grem ki be km-i dil bemnd sad sl

Sad sl-i diger bemnde gr, hir i

Muradnca yaadn say; nolacak yani?

mr mektubunu okudun say; nolacak yani?

Say ki yz yl yaadn gnlnn muradnca,

Yz yl daha yaadn say; nolacak yani? (Hayym)

hire: (A.-F.) [hir + e] sonunda, nihayet.

onan mhandd u dovruber-i em mget ki hire heme-i m r hem be hande endht

yle glyor ve amcann etrafnda dnyordu ki sonunda hepimizi de gldrd. (Ke benm-i Behitryn)

.

uhr: (A.) 1. dier, baka. 2. ikinci. 3. ahiret.

hirn: (A.-F.)[hir + n] son, sonuncu.

cze befermd beryi hirn br dest-i om r beferem

zin verin, son kez elinizi skaym. (Azeristn)

hirn deste ez bl-yi sere gozete

Son grup da bann zerinden geti. (Lekende)

hirnbr: (A.-F.) [hir + n + br] son kez, son olarak.

hirn br siyvu bd ki beddenem med

Son olarak beni grmeye gelen Siyavutu. (Se Katre Hn)

n: (A.) an, zaman, lahza.

n: (Peh.) (gr.) o anlamna gelen iaret zamiri ve iaret sfat.

Behrm der cm girift,

h bee kerd u rbeh rm girift.

Behrm ki gr mgirift heme omr,

Dd ki igne gr Behrm girift!

O kasr ki Behram onda kadeh tuttu,

Ceylan yavrulad, tilki mesken tuttu,

O Behram ki mr boyu yaban eei tuttu.

Grdn m mezar onu nasl tuttu! (Hayym)

Genc-i zerger nebuved, konc-i kanat bkst

Anki an dd be hn, be gedyn in dd Kuyumcu hazinesi olmazsa olmasn; kanaat kesi var nasl olsa. ahlara onu veren Tanr, yoksullara da bunu vermitir. (Hfz)

n-i: mlkiyet zamiri.

nek in tmr burhn-i men est

Kin niybet ez n-i me est

te bu tomar benim delilimdir.

Ki bu nayiplik ondan sonra benimdir. (Mesnevi)

Nst kesb imrz, mihmn-i tuem

eng behr-i tu zenem, n-i tuem

Kazancm yok; bugn senin misafirinim.

Senin iin alacam; bugn seninim. (Mesnevi)

n-i vhid: (A.-F.) bir an.

n be n: (A.-F.) gitgide, anbean.

nonan, anenan: [n + onn] yle.

anonanki, anenanki; [n + onn + ki] -dii gibi, -cek ekilde, yle ... ki.

Mestem kun anunan ki nednem zi bhod

Der arsa-i hayl ki med, kudm reft

Beni yle bir sarho et ki hayal dnyamda bile kimin gelip kimin gittiini farkedemez durumda olaym. (Hfz)

anonn: [n + onn + ] ylesine, yle bir.

andiger: [n + diger< dger] teki, dieri, br.

an dem ki: o zaman ki, -d zaman.

Ber tarf-i gulenem guzer uftd vakt-i subh

Andem ki kr-i morg-i seher h u nle bd

Seher blbl h edip inlerken sabah vakti yolum glbahesine kt. (Hfz)

andger: [n + dger] teki, dieri, br, br.

Her do ney hordend ez yek bhor

n yek hl yu an dger eker

ki kam ayn kaynakta yetiti

Birinin ii bo kald, dieri eker verdi (Mesnevi)

anrz: [n + rz] 1. o gn. 2. o vakit, o zaman.

anzemn: (F.-A.) [n + zemn] 1. o zaman.

ehn an zemn pdy konend

Ki ber stne gedy konend

ahlar onun eiinde dilendikleri zaman padiahlk ederler. (Mucmel-i Fash, I/2)

2. o zamanki.

anser: [an + ser] br taraf, te yaka.

Munbasit bdm u yek cevher heme

Bser u bp budm an ser heme

Yaylmtk, bir cevherdik hepimiz

O yanda zavall, aresizdik biz (Mesnevi)

ans: [n + s] o taraf, o yan, te, te gee.

n cihn hod habs-i cnh-yi omst

Hn revd an s ki sahr-yi omst

Bu dnya canlarnzn hapishanesi

Gidin o tarafa; sizin sahranzdr oras (Mesnevi)

an tovr: (F.-A.) yle.

ankoc: [n + koc] 1. o yer. 2. o ey. 3. o kimse.

ankes: [n + kes] o kimse, o kii, o ahs.

Ankes ki zemn u erh-i eflk nihd,

Bes d ki ber dil-i gamnk nihd.

Bisyr leb o la'l u zulfeyn o mik

Der tabl-i zemn u hokka-yi hk nihd!

O ki yer ile felekleri yaratt,

Gaml gnlm ne de ok dalad.

Nice ll dudakly, mis zlfly

Yer tahtasna, toprak hokkasna brakt. (Hayym)

n-i mustakbel: (A.-F.) gelecek an.

anmovki: (F.-A.) [n + mevki] o zaman, o zamanlar, o vakit.

an nefes: (F.-A.) [n + nefes] o zaman.

Zi tr-i hr-i behit an nefes ber yed by

Ki hk-i meykede-i m abr-i cb koned Meyhanemizin topran koku diye cebine dolduran kiiden cennet hurilerinin kokular gelir. (Hfz)

anhem: [n + hem] o da.

anhemiki: [n + hem + i + ki] ama ne!

Beryi mercn ovher peyd ud, n hem i ovher ki hem prter u hem bidgilter ez d kul bd

Mercana koca bulundu ama ne koca! D kulden hem yal hem irkindi. (Se Katre Hn, s. 78)

anheme: [n + heme] hepsi, onca, okadar.

Anheme rz u tenaum ki hazn mfermd

kbet der kadem-i bd-i behr hir ud

Haznn onca naz, onca caka satmas, bahar rzgrnn geliiyle birlikte son buldu. (Hfz)

Mursel t an vakt hergiz nezd-i peder-i hod anheme pul nedde bd

Mrsel o zamana kadar babasnn yannda hi o kadar para grmemiti. (zeristn)

an vech: (F.-A.) o yzden, o sebeple.

an vakt: (F.-A.) o vakit, o zaman.

anyek: [an + yek + ] biri.

An yek her dt u plne nebd

Yft pln, gorg her r der rubd

Birinin eei vard, yoktu palan

Palan buldu; kurt kapt karakaan (Mesnevi)

nen: (A.) bir anda, o anda.

nn: [n + n] (gr.) onlar anlamna gelen iaret zamiri.

nn ki muht-i fazl u db odend,

Der cem'-i keml em'-i eshb odend,

Reh zin eb-i trk nebordend be rz;

Goftend fesne' yu der hb odend. Onlar ki fazilet, db sahibi oldular.

Olgunlukta dostlarn oldular.

kamadlar u karanlk geceden gndze.

Bir masal syleyip uykuya dalar oldular. (Hayym)

nn ki hk r be nazar kmy konend

y buved ki ge- i em be m konend? Baklaryla topra altna dntrenler, bir gz ucuyla bize de bakarlar m acaba? (Hfz)

nc: [n + c] 1. oras, orada. 2. oraya.

anc ki: [n + c + ki] dii yer, -dii yerde.

Anc ki tark u ve-i tahkk est

hidbz tark-i her sadk est

Hakikat yolunun bulunduu yerde ahidbazlk her sddkn yoludur. (Evhad)

ancy ki: [n + cy + + ki] dii yer, -dii yerde.

an: [n + < i] o ey ki.

anki : [< an + < i + ki] o ey ki.

Ez sd u ziyn an ki nme omrest

Mm u dem yu her bd bd

mr denilen eyin zararn ziyann brak bir yana; ne olursa olsun. te biz varz, bir de anlk mr. Ne olursa olsun. (Evhad)

anet: [an + i + tu r] o eyi sana.

Der yek gofte ki anet dd Hak

Ber tu rn kerd der cd-i Hak

Birinde dedi: Hak sana ne verdiyse

Yaratrken irin gsterdi sana (Mesnevi)

ani: [n + i] o ey ki, ... ey.

nn ki zi p refte'end ey sk,

Der hk-i gurr hofte'end ey sk;

Rov, bde hor u hakkat ez men inov.

Bd est her ani gofte'end ey sk. Evvelce gelip geenler yok mu saki,

Gurur topranda yatmaktalar be saki.

Hele i badeyi; dinle benden gerei:

Her dedikleri havadr hava be saki ! (Hayym)

Feyz-i rhulkuds er bz meded fermyed

Dgern hem bekunend ani mesh mkerd Rhlkuds yine yardm edecek olursa, sann yaptn bakalar da yapabilir. (Hfz)

aniki: [n + i + ki] o ey ki, ... ey.

Vel ani ki nebyed beeved ud u pmed-i muhim ry dd

Ama olmamas gereken oldu ve nemli bir hadise meydana geldi. (Se Katre Hn, s. 78)

.

andn: 1. oras, te yan. 2. yle. 3. o zaman.

antovr: (F.-A.) [n + tavr] yle.

yed hem mkd hod r antovr nin bedehed

Belki de yle grnmeye alyordu. (zeristn)

antovrki: (F.-A.) [an + tavr + ki] 1. -dii gibi. 2. -mi gibi. 3. -cek ekilde.

nifen: (A.) biraz nce.

ankadr, an kadar: (F.-A.) [n + kadr] o kadar, o denli, bu denli.

n zindeg ki der an ankadr gozet kerde bd behode saht gozernde bd

Onca zveride bulunduu bu yaam onun iin ok zor gemiti. (Se Katre Hn, s. 204)

ankadrki, an kadar ki: (F.-A.) [an + kadr + ki] o kadar ... ki, -cek kadar, -dii lde, -dii kadar.

Ankadr ez zindeg sr ode bdem ki brh kasd-i cnem r kerdem

O kadar hayattan bezmitim ki defalarca canma kasdettim. (ovher-i h Hanum)

.

ank: [an + k gozet + e] stelik, bunun yansra, bundan baka, bu yetmiyormu gibi.

ez in gne: byle, bylesi, bunun gibi, bu denli bu kabilden.Baht-i Hfiz ger ezin gne meded hhed kerd

Zulf-i maka be dest-i digern hhed bd

Baht Hafza byle yardma devam ederse, sevgilinin zlfleri hep bakalarnn elinde olacak. (Hfz)

Hatt-i sk ezin gne zened nak ber b

Ey bes ruh ki be hnbe munakka bed

Skinin ayva tyleri yanandaki ter damlacklar zerinde byle naklar ilerse, nice n yznde kanl gzyalarndan desenler yaratr. (Hfz)

ezin lehz: (F.-A.) [ez + in + lehz] bu bakmdan, bu adan.

itb-i bter ez in lehz est ki mh-i rze ve fasl-i zemistn her do r be pyn est

Onun acelesi daha ok Ramazan aynn ve k mevsiminin bitmek zere oluundan. (ovher-i h Hanum, s. 113)

ezin heme: [ez + in + heme] bunca, bu kadar.

ez in vech: (F.-A.) bu yzden, bu sebeple.

ez inc: [ez + in + c] 1. buradan. 2. bu sebeple.

ezinh gozete: [ez + in + h + gozeten > gozet + e] bunlar bir yana.

Ez inh gozete m ikadr bhem refk bdm

Bunlar bir yana biz birbirimizle ne kadar iyi arkadatk! (Krhne-i Mutlaksz)

ez bb-i: olarak.

ez bbet-i: (F.-A.) [ez + bbet + -i] bakmndan, -den yana.

Terdd-i mh eme ez bbet-i iml ya man-yi kelimt nst

Kukumuz hep szcklerin imlas ya da anlam bakmndan deil. (Galat Nenuvsm, s. 3)

ez bb-i numne: rnek olarak.

ezber: [ez + ber] ezber, aklda tutma, ezbere.

ez ber sy: yukardan.

ez beryi: iin, uruna.

Ez beryi eref be nk-i muje

Hk-i rh-i tu ruftenem heves est

erefine, getiin yolun tozunu topranh kirpiklerimle sprmek istiyorum. (Hfz)

u nz r begozr, heme niyz ev

Men ez beryi tu hod r heme niyz konem

Naz brakp da hep niyaz oldun mu, ben senin iin kendimi hep niyaz ederim. (Guzde-i Gazeliyyt-i ems)

ez bes: o kadar ok, o denli, o kadar.

Zr ki ez bes merdum hne furhte vu refteend ki dger muter nst

nk halk o kadar ok ev satp gitti ki mteri yoktur. (Hne-i Peder)

ez be ki: o kadar.

Morgh-yi hl ez bes ki bkuvveend, nm sate mpezend

imdiki tavuklar o kadar kuvvetsiz ki yarm saatte piiyor. (Drz u mrz)

ez bon: 1. temelden, aslnda, esastan. 2. asla, hi.

ez bon-i dendn: 1. bastne, emrin(iz) olur. 2. can gnlden, hay hay, seve seve, isteyerek, itenlikle.

ez bon-i g: hay hay, seve seve, isteyerek, itaat ederek.

ez bone: [ez + bon + e] aslen, aslnda.

ez behr-i: 1. iin.

ttifken h rz ud sevr

B hevss-i h ez behr-i ikr

Tesadfen bir gn ah av iin maiyetiyle birlikte at bindi. (Mesnevi)

Ey dil o hakkat-i cihan hest mecz,

endin i ber hr ez in renc-i derz?

Ten r be kaz sipr u b derd besz,

Kin refte zi behr-i to nyed bz.

Ey gnl, mecazdr madem dnyann gerei;

Neden ekersin bu uzun ileyi, bunca zilleti?

Teslim ol kadere; altr derde kendini;

nk dnmez yazlanlar senin iin geri. (Hayym)

2. uruna.

Sd u ziyn u mye u hhed uden zi dest

Ez behr-i in mumele gamgn meb u d

Deil mi ki kr zarar hesab, sermaye elden gidecek, bu alveri uruna zme kendini; ho tut gnln. (Hfz)

Sd u ziyn u mye u hhed uden zi dest

Ez behr-i in mumele gamgn meb u d

Deil mi ki kr zarar hesab, sermaye elden gidecek, bu alveri uruna zme kendini; ho tut gnln. (Hfz)

ez behr-i er: neden, niye, niin.

Ger nk neymede bin, eyb kirst

Ver nk med, herb ez behr-i erst?

Bina iyi olmadysa, kusur kimde?

Yok eer iyi olduysa, bu haraplk da neden? (Hayyam)

ez behr-i i: niin?

Drende o terkb-i tebyi rst,

Ez behr-i i fikende ender kem u kst?

Ger nk med, ikesten ez behr-i i bd?

Ver nk neymed in suver, eyb kirst?

Her eyin sahibi Tanr mademki yaratt doay,

Ne sebeple verdi ona eksii, kusuru?

yi oldu madem, neydi ykmaktaki zoru?

irkin olduysa bu mahluk, bu kimin kusuru? (Hayym)

ez behr-i Hod: Allah akna, Allah iin.Ez behr-i hud zulf mepry ki m r

eb nst ki sad arbede b bd-i sab nst

Allah akna salarn ssleme. nk senden haber getiren seher yeliyle kavgasz gecemiz gemiyor. (Hfz)

Ez ser-i ikrm u ez behr-i Hod

B ez in m r medr ez hod cod

Kerem et Allah akna

Bizden ayr kalma daha fazla (Mesnevi)

ez behr-i Hod r: Allah akna, Allah rzas iin.

ez behr-i Hody: Allah akna.

Goft ez behr-i hody in i dust?

Allah akna, bu nasl duadr?dedi. (Gulistn)

ez bh: temelden, esastan.

ez bh u bon: kknden, temelden.

Der om un zehr gete an sohun

Zanki zehristan budd ez bh u bun

Bu szler sizde zehir oldu

nk siz zehir deposuydunuz kknzde. (Mesnevi)

ez p t be farak: (F.-A.) batan ayaa kadar, tmyle.

Ki bed Eyyb ez p t be farak

Pk ud ez rench un nr-i ark

Eyb ykanmt bu suyla batan aa.

Dou gibi zahmetlerden arnmt. (Mesnevi)

ez py t be fark: (F.-A.) tepeden trnaa kadar, batan ayaa kadar.

ez pes: 1. sonradan. 2. ondan sonra. 3. arkadan.

ez pot: 1. arkadan. 2. kapal, srt yukar gelecek ekilde.

Evvel bor mzedem bad ry-i mz yek varak ez r ve penc varak-i dger ez pot mdem

nce kart kesiyordum. Sonra bir kart ak, dier be kart kapal olarak diziyordum. (Zinde be Gr)

ez pey-i: 1. ardndan, izinden, peinden.

Eyk ki cy-i remden bd!

Ya in reh-i dr r resden bd!

K ez pey-i sad hezr sl ez dil-i hk

on sebze omd-i ber demden bd!

Keke durup dinlenecek bir yer olsayd!

Ya da u uzun yola kmak mmkn olsayd!

Keke yzbin yl sonra topran barndan

Otlar gibi yeerme umudu olsayd! (Hayym)

2. iin.

An munfk b muvfk der nemz

Ez pey-i istze yed, n niyz

O mnafk mminle birlikte durmu namaz

Biri didimeye gelmi, dieri niyaza (Mesnevi)

Pes musammim ud ki ez vilyet hod Vilavari brn reved ve ez pey-i kr rh-i vilyt-i merkez p gred

Bunun zerine kendi vilayeti Vil Avariden ayrlp i iin merkez vilayetlerin yolunu tutmaya karar verdi. (Vilgerd) Her ez pey-i nest ki br-i tu keed

Eek senin ykn ektii iin eektir. (Evhad)

ez pey-i st: niin vardr?, neden dolaydr?

Gofteme silsile-i zulf-i butn ez pey-i st?

Goft Hfz gille ez dil-i eyd mkerd

Dedim ki: Gzellerin zlflerinin kvrm kvrm zincirleri niin vardr? Hfz, divane gnlnden szland iin dedi. (Hfz)

ez pey-i hem: art arda, pepe.

ez p: eskiden.

ez p-i: tarafndan.

ez ser t be sureyy: (F.-A.) yerden ge kadar.

ez cnib-i: (F.-A.) 1. hakknda. 2. tarafndan. 3. -den yana.

Men ki ez cnib-i ovher siyhbaht bdeem lekal begozr ez cnib-i ferzend nebem

Kocadan yana ansm olmad, bari evlattan yana olsun. (ovher-i h Hanum, s. 93)

ez cnib-i dger: (F.-A.) 1. bir baka taraftan. 2. bir baka deyile.

ez comle: (F.-A.) 1. btn. 2. bu cmleden olarak.

ez comle-i: (F.-A.) den biri.

Ez comle-yi reftegn-i in rh-i dirz,

Bz mede k ki be m gyed rz?

Hn ber ser-i in do rhe ez ry-i niyz

z negozr ki nemy bz!

u uzun yolda gidenlerden biri Sylemek iin bize srr dnm m geri? ki yol aznda, aman, her dileini Etme ihmal; nk gelmeyeceksin geri! (Hayym)

ez comle-i inki: (F.-A.) bu cmleden olarak.

ez end be in taraf: (F.-A.) [ez + end + + be + in + taraf] 1. bir sreden beri.

Ez end bein taraf yek ksmet ez emrz-i rh mnend-i gam, endh, hiylt-i trk, bedbn, ters u ez in kabl bmrh bevesle-i edviye ve mulect-i cismn ilc meved

Bir sreden beri gam, znt, karanlk hayaller, bedbinlik, korku ve bu denli ruh hastalklarn bir ksm ilalar ve madd tedaviler vastasyla iyiletiriliyor. (Ende)

ez end p: bir sredir.

ez i: niin, neden.

Drende u terkb-i ensir rst

Bz ez i fikend eme ender kem u kst

O sahip olan, unsurlar terkip edince, neden yine ondaki eksikliklere gz att? (Evhad)

ez i kbel: (F.-A.) niin, neden.

ez i karr: [F.-A.) nasl, ne.

Asl-i matlab ez i karr est?

Meselenin asl nedir?

ez i memer: (F.-A.) hangi yolla, ne yolla.

Eger mehr u nafakae r be ovher hell kerde ve der hl-i hzir dr ez kes u kr-i hod beser mbered pes gozerne igne ve ez i memer sret mgred?

Mehir ve nafakasn kocasna helal ettiyse ve halihazrda einden dostundan uzakta yayorsa, nasl ve hangi yolla yolu buraya dyor? (ovher-i h Hanum, s. 35)

ez i nov: (F.-A.) nasl, ne ekilde.

T kunn nefehmdeem ihss u temyul-i ahs-yi nisbet be men ez i nov bde est?

imdiye kadar bana kar nasl duygular beslediini, kiisel eiliminin ne olduunu anlam deilim. (ovher-i h Hanum, s. 112)

ez hfz: (F.-A.) ezbere.

ez hays-i: (F.-A.) bakmndan, cihetiyle, ynyle.

ez hric: (F.-A.) dtan, dardan.

ez hod: yanndan.

Em rznme r ez hod cud nemkerd

Amca gazeteyi yanndan ayrmyordu. (Ke benm-i Behitryn)

ez dil: yrekten, gnlden, candan.

ez dil u cn: yrekten, iten gelen duygularla, can gnlden.

ez drbz: eskiden beri, oldum olas.

ez dger s: te yandan, dier taraftan.

ez rh-i: zerinden, yoluyla.

Marko Polo der sefernme-i hod nevite bd ki ez rh-i dery-yi mediterne be Akk ve ezanc ez rh-i rn ve oml-i Hindstn be n sefer kerde est

Marko Polo seyahatnamesinde, Akdeniz yoluyla Akkaya ve oradan ran ve kuzey Hindistan zerinden ine seyahat ettiini yazmt. (Frs-i Pencom-i Debistn)

ez reh-i sret: (F.-A.) grnte.

Ho arsst cihn ez reh-i sret lken

Herki peyvest bed, omr-i hode kvn dd

Grnte dnya denilen ey alml, gzel bir gelindir ama ona balanan kii, mrn mehir olarak vermi saylr. (Hfz)

ez r: ak.

Evvel bor mzedem bad ry-i mz yek varak ez r ve penc varak-i dger ez pot mdem

nce kart kesiyordum. Sonra bir kart ak, dier be kart kapal olarak diziyordum. (Zinde be Gr)

ez ry-i: 1. bakarak.

An r ez ry-i yek tasvr-i reng-yi kadm mkeem

Onu eski bir yalboya tabloya bakarak iziyorum. (Berf ki Myed)

2. ile.

Ne berder, intovr nst, to mtevn harf-i mer bver nekon emm in kr r ez ry-i niyyet-i hb incm dd

Hayr kardeim, yle deil. Sen benim szme inanmayabilirsin. Ama o bu ii iyi niyetle yapt. (Rodin)

3. -den, stnden.

Ez ry-i endn pul red odm

Birka kprden getik. (Pervn Dohter-i Ssn)

ez ry-i icbr: (F.-A.) zoraki.

Ghgh ez ry-i icbr b vey harf mzed

Ara sra zoraki onunla konuuyordu. (Rodin)

ez ry-i hem: birbirine bakarak, birbirinden.

Hemeg ez ry-i hem nevite bdend

Hepsi birbirine bakarak yazmt. (Eger mtevnistem Benevsem)

ez zemn t smn: yerden ge kadar.

Men ez zemn t smn b anh fark drem

Ben yerden ge kadar onlardan farklym. (Se Katre Hn)

ez zr-i: -den dolay, -den.

hire ez zr-i ntevn bister odem vel nho nebdem

Sonunda gszlkten yataa dtm, ama hasta deildim. (Zinde be Gr)

ez ser: batan, yeniden.

ez ser-i: 1. bandan. 2. ile, -den dolay.

n bahr-i vucd mede brun zi nihoft,

Kes nst ki in govher-i tahkk besoft.

Herkes sohen ez ser-i sovd gofte est,

Zanry ki hest, kes nemdaned goft.

Bu varlk denizinin kt yer: Bir yok.

Bu hakikat incisini delen kimse yok.

Her sevdal syledi kendince bir sz.

Var ama, bunu syleyebilecek kimse yok. (Hayym)

ez ser-i dest: durup dururken, ha deyince.

Malm nemeved onin ez ser-i dest

Kin sret u man zi iderhem peyvest

Bu sretin ve mnnn meydana geli ekli byle durup dururken anlalmaz. (Evhad)

ez ser-i ragbet: (F.-A.) seve seve, isteyerek.

Merhab ey peyk-i mutkn, bedih peygm-i dst

T kunem cn ez ser-i rabet fed-yi nm-i dst

Ey sevgiliye kavumay arzulayanlarn ula, merhaba. Dosttan bana bir haber verde, ben de onun adna seve seve canm feda edeyim. (Hfz)

ez ser-i zarret: (F.-A.) zorunlu olarak.

ez ser-i gurr: (F.-A.) bbrlenerek.

ez ser-i nev: sil batan, yeni batan, yeniden, tekrar.

ez ser t p: batanbaa, bandan sonuna kadar, tepeden trnaa, batan ayaa.

ez sy-i dger: te yandan.

Ez sy-i dger muhlifn ve tengnazarn nisbeth-yi nrev der hakk-i rev dteend

te yandan kartlar ve kt grller onun hakknda yakksz yaktrmalarda bulunmulardr.

ez taraf-i: (F.-A.) tarafndan.

ez taraf-i dger: (F.-A.) te yandan, dier taraftan.

Ez teref-i dger D kul r heme-i ehl-i rz dst dtend

te yandan tm irazllar Da kulu severdi. (Se Katre Hn, s. 64)

ez tark-i: (F.-A.) yoluyla.

ez tl: (F.-A.) uzunlamasna, boylamasna.

ez idd-i: (F.-A.) arasnda.

T ivez yb tu genc-i bkern

T neb ez idd-i kfirn

Sonsuz hazine sahibi olursun karlnda

Bylece saylmazsn kfirler arasnda. (Mesnevi)

ez amd: (F.-A.) kastl olarak.

ez kf t kf: drt bir yan, her taraf.

Bahr-i gevher bahi-i sf mede

Dd-i ez Kf t Kf mede

nci denizi sradan bir ba olmu

Onun cmertlii tm dnyay kaplam. (Mesnevi)

ez kbel-i: (F.-A.) 1. tarafndan. 2. yznden.

Cn ez kbel-i zebn be nm hatar est

Can dil yznden yar yarya tehlikede. (Evhad)

ez kabl-i: (F.-A.) gibi, kabilinden.

ez kadm: (F.-A.) eskiden beri, teden beri.

ez karr-i malm: (F.-A.) bilindii gibi.

ez karr ki: (F.-A.) -d kadaryla, -dna gre, -e gre.

Ez karr ki endem, gy bin bd r be medrese-i ebnerz befiristend

Duyduum kadaryla galiba onu yatl okula gndereceklerdi. (Adlet-i sumn) Ez karr ki mgyend heyli dem-i hbst

Denildiine gre ok iyi bir adamm. (Hom)

ezkaz: (F.-A.) [ez + kaz] rastlant eseri, tesadfen, tesadf bu ya.

un hard r vu berhordr ud

An kenzek ezkaz bmr ud

Ald onu, erdi muradna ama

Halayk hastaland tesadf bu ya (Mesnevi)

ez koc: 1. nereden.

Dovr ki der meden u reften-i mst,

r ne nihyet, ne bidyet peydst.

Kes mnezened dem derin man rst.

Kin meden ez koc vu reften be kocst! Geldiimiz, gittiimiz bu devrin

Ne ba bellidir, ne de sonu.

Kimse etmiyor bu konuda bir laf doru;

Nereden bu geliler? Bu gidiler nereye doru? (Hayym) Der in set te ez koc biyverem?

Bu saatte nereden ate getireyim? (Kt-i Kibrt)

Men ez koc be koc medeem

Ben nereden nereye gelmiim? (Do eb)

Ey hudhud-i sab be seb mfiristemet

Binger ki ez kuc be kuc mfiristemet

Ey sabah yelinin avu kuu; seni Seb lkesine gnderiyorum. Bir bak hele; seni nereden nereye gnderiyorum. (Hfz)

2. ne malum?

Ez koc in zen zen-i ideal nebed?

Bu kadnn ideal kadn olmad ne malum? (Hind)

3. nasl, nereden?

Hb tu ez koc fehmd ki an bzres est?

Peki, onun mfetti olduunu nereden anladn? (Nbiga-i H)

ez koc t koc: nereden nereye.

ez koc malm: (F.-A.) ne malum, nereden biliyorsun?

ez kern be kern: ufuklardan ufuklara.

Ez kirn t be kirn leker-i zulmet vel

Ez ezel t be ebed furset-i dervn est

Bir ufuktan br ufka kadar her yerde zulm ordular var ama, ezelden ebede kadar da dervilerin zulme engel olma frsatlar vardr. (Hfz)

ez kes gozete: [ez + kes + + gozeten > gozet > e] -den baka, yan sra.

Nzi ez men gozete b pez miynee ez heme bihter bd

Nazinin benden baka ayla da aras herkesten daha iyiydi. (Se Katre Hn)

ez kelle-i seher t bk-i seg: (F.-A.) sabahtan akama kadar.

ez kon fekn: (F.-A.) [ez + kon + fekn] derhal.

Hak kadem ber veynihed ez lmekn

Angeh skin eved ez kunfekn

Hak lmekndan onun zerine ayan koyar. O zaman o derhal sakinleir. (Mesnevi)

ez gezf: bo yere, bouna.

Men er peygm-i hm ez gezf

Bordem ez bdni yu ez nif

Bilgisizliimden, aklszlmdan ben

Neden bo yere haber gtrdm bilmem?! (Mesnevi)

ez lehz-i: (F.-A.) ynnden, bakmndan, sebebiyle, asndan, -e, -a.

Men ez lehz-i sinn u sl ez om bozorgter hestem

Yaa ben sizden daha bym. (Rodin) Lugatnme kitbst ki der an man-yi kelimeh vu nov-i anh r ez lehz-i destr-i zebn mybm

Szlk, iinde dilbilgisi bakmndan kelimelerin anlam ve eitlerini bulacamz bir kitaptr. (Frs-i Pencom-i Debistn)

ez lahze ki: (F.-A.) -den beri, den bu yana.

ez moddeth p: (F.-A.) [ez + moddet + h + p] uzun zamandr, epeydir, hanidir.

Lbud ez muddeth p intizr-i mer mked

Mutlaka epeydir beni bekliyordu. (zeristn)

ez moddet be in taraf: (F.-A.) [ez + moddet + + be + in + taraf] bir sredir, bir sreden beri.

Ez muddet bein taraf yek nov ekk der bdr ode bd

Bir sredir onda bir tr kuku uyanmt. (Hind)

ez miyn-i cn: yrekten, samimi olarak.

un ber verd ez miyn-i cn hur

Ender med bahr-i bahyi be c

Yrekten gelen sesle nasl da haykrd!

Ba denizi o anda cotu kprd(Mesnevi)

ez ngh: anszn, birdenbire.

ez ngeh: anszn, birdenbire.

ez ngehn: anszn, birdenbire.

ez nohost: bandan beri.

ez nif: bo yere.

Men er peygm-i hm ez gezf

Bordem ez bdni yu ez nif

Bilgisizliimden, aklszlmdan ben

Neden bo yere haber gtrdm bilmem?! (Mesnevi)

ez nazar-i: (F.-A.) asndan, bakmndan, -e gre.

ez nazargh-i: (F.-A.) bakmndan, asndan.

ez nokte-i nazar-i: (F.-A.) bakmndan, asndan.

ez nev: yeniden, sil batan, tekrar, yine.Mrn-i Sorb ez nov selm kerd. Tebessum ber leb verd u beresm-i h goft.

Mrn-i Sorb tekrar selm verdi, glmsedi ve aka yollu dedi ki. (ovher-i h Hnum, s. 4)

Ger ber felekem dest bud on Yezdn,

Ber dtem men in felek r zi miyn.

Ez nov felek-i diger onan shtem

Kzde be km-i dil resd sn.

Tanr gibi olsayd imknm felee hkmetmek,

Derdi bana bu felei yok etmek.

Yapardm yeniden yle bir felek,

Ki kolay olurdu zgr iin murada ermek. (Hayym)

Bad ez yek mh ez nov be rh oftdend

Bir ay sonra yeniden yola dtler. (Hidvzde-i Cd ode)

Heminki zr-i dirahtn-i cengel resd ez nov butr-i arak r brn ked ve ur be nden kerd

Orman aalarnn altna varnca yine iki iesini kard ve imeye balad. (Vilgerd)

ez her bb: (F.-A.) dereden tepeden, her konudan.

ez her cihet: (F.-A.) her ynden, her ynyle, her bakmdan.

Mikdr-i hku zuble-i izf r be hric haml kerde ve kr r ez her cihet pyn ddem

Fazla toprak ve sprnty dar tayp her ynyle ii bitirdim. (Gorbe-i Siyh)

ez her hays: (F.-A.) her ynyle, her bakmdan.

Zr-i zemn der-i hen-i bisyr muhkem dt ki ez her hays ebh-i der-i hizne-i bankh bd

Bodrumun her bakmdan bankalardaki kasa kaplarna benzeyen ok salam demirden bir kaps vard. (Krhne-i Mutlaksz)

Dvr ez her hays be sret-i evvel bz gete ve sr u elim-i cinyet-i mer der pes-i hod mahf dte bd

Duvar her bakmdan ilk ekline dnm, cinayetimin iz ve almetlerini arkasnda gizlemiti. (Gorbe-i Siyh)

ez her s: her yandan.

ez her lehz: (F.-A.) her bakmdan, her ynyle.

Zemne-i kr r ez her lehz takrben mde kerde bd

in altyapsn hemen hemen her bakmdan hazrlamt. (ovher-i h Hanum, s. 11)

ez hem: birbirinden.

Eknun ez hem dr oftdem onanki hergiz bedin dr nebdm

imdi birbirimizden uzak dtk. yle ki hi bu kadar uzak kalmamtk. (Don Karlos)

ez hem eknun: daha imdiden.

ez heman p: bir kouda.

Talat hnum dnist ki mukvemet ve isrr fyide nedred, ez otk brn reft, ez heman evvel p be hucre-i Menihr hn med u tafsl r ittil dd

Talat Hanm direnme ve srarn faydasz olacan anlad. Odadan kt ve bir kouda Menuihr Hann odasna geldi ve olay anlatt. (Hom)

ez heman evvel: (F.-A.) bandan beri, ta batan.

yed rst begyed, men ki ez heman evvel der sed-yi tr ek kerdem

Belki doru sylyor. Ben bandan beri kurun sesi hakknda kukuya dtm. (ikriyn)

ez heman rz-i evvel: (F.-A.) daha ilk gnden.

Ez heman rz-i evvel fehmdem ki tu tke-i men nst

Daha ilk gnden benim dengim olmadn anladm. (Se Katre Hn, s. 234)

ez hemn hemeg: her zamankinden.

ez heme ry: her bakmdan.

ek nst ki ak ez heme ry nikst

Lken beins kin sohen tbertst

phesiz ak her bakmdan iyidir. Ancak, bu szn karmak olduunu bil. (Evhad)

ez hemin eknun: daha imdiden.

Ez hemin eknn megl-i mde shten-i meydn-i manovr beryi gvbz hestend

Daha imdiden boa grei iin Manor meydann hazrlamakla meguller. (Don Karlos)

ez hemin hl: (F.-A.) imdiden tezi yok.

ez vsite-i: (F.-A.) dolaysyla, -den yznden, sebebiyle.

ez vakt: (F.-A.) [ez + vakt + + ki] -den beri.

Ez vakt b ovherem behem zedeem tenh be ser mberem

Kocamla bozutuumdan beri yalnz yayorum. (ovher-i h Hanum)

Ez vakt bedin hl oftd vaz-i zene nz tagyr yft

Bu hale dtnden beri karsnn durumu da deiti. (Nesr-i Der-i Efgnistn)

ez vakt ki: (F.-A.) [ez + vakt + + ki] -den beri, -den bu yana, -di...-leli.

Ez vakt ki doktur be inc mede se mh mgozered

Doktorun buraya gelmesinden beri ay geti. (Dr-yi Bhb) Ez vakt ki doktur be inc mede se mh mgozered

Deirmencinin onu satn almasndan beri ilk kez konuuyordu. (Telhn)

Ez vakt ki sybn r harde bd in nohostn br bd ki harf mzed

Kendimi bildim bileli halam annem yerine koydum ve onu sevdim. (Bf-i Kr)

un ez vakt ki bister odeem bekrhyem kemter resdeg mkonend

nk yataklk hasta olduumdan beri ilerime daha az bakyorlar. (Bf-i Kr)

ez y t elif: (F.-A.) Adan Zye kadar, her trl, her eit.

Evvel binev ki halk- muhtelif

Muhtelif cnend ez y t elif

Dinle nce, Adan Zye kadar

Canlardr trl trl insanlar. (Mesnevi)

ez yek r: bir bakma: Ez yek r zdd u yek r muttehid

Ez yek r hezl u ez yek ry cid

Bir bakma zttr, bir bakma birleik

Bir bakma akadr, bir bakma ciddi. (Mesnevi)

ez yek ry: bir bakma.

Ez yek r zdd u yek r muttehid

Ez yek r hezl u ez yek ry cid

Bir bakma zttr, bir bakma birleik

Bir bakma akadr, bir bakma ciddi. (Mesnevi)

ez...t: 1. den -e kadar. 2. ile...arasnda.

Farkest ez b-i hizr ki zulmt cy-i st

T b-i m ki menbae Ellhuekber est

Yeri karanlklar olan hayat suyuyla menba Allahekber olan bizim suyumuz arasnda fark vardr. (Hafz)

...

iz: (A.) 1. karlk. 2. kar karya. 3. sra.

eze: [ez + e] ondan.

ezel: (A.) ezel, balangc olmayan.

ezel be ezel: (A.) ezelden beri.

ez: [ez + ] ondan.

ukh-i saf yu esb-i bd u mantk-i tayr

Be bd reft u ez hce h tarf nebest

safn grkemi, rzgr gibi koan at, ku dili; her eyi yel ald gtrd. Efendinin bunlardan hibir kazanc olmad. (Hfz)

.

ezr: (Peh.) zira, nk, bunun iin, bu sebeple.

ezr koc: nk, sebebiyle.

ezr ki: nk, zira.

ezrk: (Peh.) nk, zira.

ezan: [ez + n] onlardan.

ezin: [ez + in] bundan.

ezin pes: bundan sonra.

ez inc: buradan.

ez in cihet: (F.-A.) bu yzden, bu sebeple.

ezin r: bu yzden.

ezinsan: [ez + in + sn] bylesi, bunun gibi.

ezin sipes: bundan sonra, bundan byle.

ezin sy: bu ynden, bu bakmdan.

ez in tirz: (F.-A.) bu yolla, bylelikle, bylece.

ezin kbel: (F.-A.) bu yandan, bu taraftan.

ezin karr: (F.-A.) bylelikle, bu ekilde.

ezin gne: byle, bu denli, bunun gibi.

essen: (A.) aslnda, esasen, zaten.

istisnen: (A.) istisna olarak.

istisnt be kenr: (A.-F.) istisnalar dnda.

istinden: (A.) 1. dayanarak. 2. gvenerek.

esre: (A.) 1. en hzl, en sratl. 2. daha hzl, daha sratli.

istimrren: (A.) srekli, art arda.

eshel: (A.) en kolay.

eshel-i tark: (A.-F.) en kolay yol.

e: (Peh.) (gr.) nc tekil ahs bitiik zamir.

ireten: (A.) iaret ederek, deinerek.

aslen: (A.) 1. hi.

Aslen nemdnem, esse mrevem bl mbnem

Hi bilmiyorum; imdi yukar kar, bakarm. (zeristn)

2. aslnda, iin dorusu. 3. asla.

uslen: (A.) 1. aslen, esasen, aslnda. 2. usl gereince, kurallar gereince.

izfeten: (A.) iliik olarak, ilikin olarak.

iztirren: (A.) zorunlu olarak, mecburen.

iztirr: (A.) zorunlu olarak, zarur.

eamm: (A.) 1. daha genel. 2. umumiyetle.

eamm ez inki: (A.-F.) -sa da, dahi.

agleb: (A.) genellikle, ounlukla, daha ok, ok defa, ou kez.

Ruhsre duhter-i em-yi Siyve ki nmzed-i men bd agleb der meclis-i m mmed

Nianlm ve Siyavuun amcasnn kz olan Ruhsare de genellikle meclisimize geliyordu. (Se Katre Hn)

agleb-i ovkt: (A.-F.) genellikle, ounlukla, ou kez.

agleb-i ihtiml: (A.-F.) byk bir olasalk.

agleben: (A.) genellikle, ounlukla, ou kez.

efzn: ok, fazla, bol.

efzn ber in: stelik, bunun yan sra, bu yetmiyormu gibi, ayrca.

efzn u kem: ez veya ok.

Dr byed t ki srr-i dem

ikr gerded efzn u kem

Uzun zaman gerekli, insan srrnn

Az veya ok ortaya kmas iin. (Mesnevi)

akselgye: (A.) sonsuz, son derece.

ekall: (A.) en az.

ekall u ekser: (A.) az ok.

ekallen: (A.) en azndan, hi olmazsa, bari.

Remezn, r dem kun. Men heri kdem dem neodem. Beguzr ekallen dem eved

Ramazan, adam et onu. Ben ne kadar altmsa da adam olmadm. Hi olmazsa o adam olsun. (zeristn)

. .

ekser: (A.) 1. en ok. 2. ok defa. 3. ou, byk bir ksm.

Emm ncl ekser-i an beyn-i sret u tarka vu erh-i ehvl-i Mesh est

ncile gelince, onun byk bir ksm sann sreti, yolu ve yaam yksnden ibarettir. (Mucmel-i Fash, I/4)

4. genellikle.

ekser-i ovkt: (A.-F.) ou zaman, sk sk.

ekseru min en yuhs: (A.) saylamayacak kadar.

ekseren: (A.) ounlukla, genellikle.

ekseruhum: (A.) ou, onlarn ou.

ekser: (A.) 1. ou. 2. ou kez.

ekseriyy: (A.) ok defa, ou zaman, sk sk.

ekmel: (A.) en olgun, en mkemmel, en kusursuz.

eknn: (Peh.) 1. imdi.

An ud eknun ki zi ebn-yi avm endem

Muhtesib nz dr-i in ey-i nihn dnist

Ben insanlarn nereye gittiini dnrken bir de baktm ki muhtesip bile gizli iret leminin incilerine ulam. (Hfz)

2. bununla birlikte. 3. o zaman.

eknn ki: imdi, imdi madem.

Eknn ki zi hodil becoz nm nemnd,

Yek hemdem-i pohte coz mey-i hm nemnd.

Dest-i tarab ez sgar-i mey bz megr,

mrz ki der dest becoz cm nemnd!

Mutluluktan yana imdi namdan bakas kalmad.

Olgun bir dost olarak ham meyden bakas kalmad.

ekme nee elini mey kadehinden.

Bugn elde kadehten bakas kalmad. (Hayym)

eknn hem: imdiyse, imdi de.

eger: (Peh.) eer.

Eger an turk-i rz bedest red dil-i m r

Behl-i hindye bahem semerkand u buhr r

irazl o dilber verse hani gnlmn muradn, Yanandaki hint benine balarm Semerkant, hem Buharay. (Hfz)

Dil srr-i heyt eger kemh dnist,

Der merg hem esrr-i ilh dnist,

mrz ki b hod, nednist h,

Ferd ki zi hod rev, i hh dnist?

Bilseydi gnl lykyla yaam srrn,

Anlard lmde de Tanrnn srrn.

Kendindeyken bugn anlamadn hibir ey;

Yarn ekip gidince, nasl anlarsn srrn? (Hayym)

eger onani: [eger + on + n + i] 1. eer, eer mesela. 2. velev ki.

egerend: [eger + end] her ne kadar.

eger h: eer tesadfen.

egeret: [eger + et] eer sen, eer sana, eer seni, eer senin.

Ey dil egeret basret-i hakbn

Peyveste burk-i himmetet der zn est

Ey gnl! Doruyu grecek basiretin varsa, himmet Burakn her zaman eyerli olur. (Evhad)

egeri: [eger + i] her ne kadar, geri, ise de.

Be sret ez nazar-i m egeri mahcb est

Heme der nazar-i htir-i mureffeh-i mst

Grnte bize uzak olsa da daima bizim mreffeh gnlmzde onun yeri vardr. (Hfz)

egerne: [eger + ne] yoksa.

el: (A.) 1. ey. 2. unu bilin ki, iyi bilin ki, ha!.

ill: (A.) 1. ancak, -den baka, -dnda, mstesna. 2. -meksizin, -makszn. 3. yoksa, ancak, aksi halde. 4. ille de, mutlaka. 5. sadece.

Ey Hody mumsikn r der cihn

Tu medih ill ziyn ender ziyn

Tanrm, elisklar dnyada

Urat sadece zarardan zarara (Mesnevi)

el ey: 1. ey. 2. imdi.

el t: (A.-F.) sakn.

El t nehh bel ber hasd

Ki an bahtbergete hod der belst

Sakn kskancn belada olmasn isteme! nk o talihsiz zaten belya uramtr. (Gulistn)

ill vebill: (A.) ille de, kesinlikle, mutlaka.

el y: (A.) ey, hey.

el y eyyuh: (A.) ey, hey.

El y eyyuhessk! Edir kesen ve nvilh

Ki ak sn numd evvel, vel uftd mukilh

Saki, dolatr kadehi, sun bize. Ak kolay grnd ilkin ama, ne glkler kmad ki sonra. (Hfz)

elnestki: (A.-F.) [eln + est + ki] neredeyse, az daha.

Eln est ki tziyneh-yi brn mer der hem bekbed

Neredeyse yamurun kamlar beni mahvedecek! (ikriyn)

il: (A.) e, -a, -e kadar

il ecelin: (A.) bir mddete kadar.

il ecelin karb: (A.) yakn bir zamana kadar.

il ecelin musemmen: (A.) belli bir sreye kadar.

il ecelin malmin: (A.) belirlenmi sre iin.

il hir: (A.) sona kadar, sonuna kadar.

il hirihi: (A.) 1. ve devam. 2. sonuna kadar.

il hl: (A.) imdiye kadar.

il hnin: (A.) belirli bir zamana kadar.

il zemnin hz: (A.) gnmze kadar.

il gayrinnihye: (A.) sonsuz, son derece.

il gayri zlik: (A.) bundan baka, bunun yan sra.

il mallh: (A.) Allahn diledii srece.

il yevm: (A.) gne kadar.

il yevmil-kym: (A.) kyamet gnne kadar.

il yevmin hz: (A.) gnmze kadar.

elyevm: (A.) 1. gn. 2. bugn, imdi, gnmzde.

emm: (A.) 1. ama, fakat.

ukh-i tc-i sultn ki bm-i cn der derc est

Kulh dilke est emm be terk-i ser nemerzed

Sultanlk tacnn grkeminde can korkusu gizlenmitir. Cazip bir balk ama batan olmaya demez. (Hfz)

Emm men r neminsem

Ama ben onu tanmyorum. (Se Katre Hn)

2. -tense.

Be men goft ki terch mdehem bemrem emm zen-i om nemevem

Bana Sizin karnz olmaktansa, lmeyi tercih ederim dedi. (Rodin)

emm ne ankadr ki: (F.-A.) [emm + ne + an + kadr + ki] -masa bile.

Heme kes kabl dt ki hom hogil bd emm ne ankadr ki bayb bed

Kusursuz olmasa bile, Homann gzel olduunu kabul ederdi herkes. (ovher-i h Hanum, s. 233)

imrz: 1. bugn.

Fikr mkerd ki imrz b drz ikadr tefvut dred

Bugn dnden ne kadar farkl, diye dnyordu. (zeristn)

Rehzen-i dehr nehuftest, meev men ez

Eger imrz neburdest ki ferd bebered

Felek ekyas uyumuyor; ondan yana gvencede olma. Bugn seni alp gtrmezse, yarn gtrr. (Hfz)

2. gnmzde, imdiki.

imrz ki: bugne bugn.

imrz u ferd: bugn yarn, ksa zamanda, pek yaknda

ems: (A.) dn.

Hod garb der cihn un ems nst

ems-i cn bk ke ems nst

Dnyada gne gibi batan ey yoktur

Can gnei bkidir, onda dn yoktur (Mesnevi)

imeb: [in > im + eb] 1. bu gece. eyh goft imeb ez hn-i ciger

Kerdeem sad br gusl ey bhaber

eyh Be hey bhaber! Bu gece cier kanyla yz kez guslettim dedi. (Mantkut-Tayr, s. 82)

2. bu akam.

imeb: [imeb + ] 1. bu geceki. 2. bu gecelik.

imebn: [imeb + n] bu geceki.

endze: (Peh.) 1. l. 2. 60 cm. lik uzunluk ls. 3. lek. 4. tahmin. 5. liyakat, mertebe.

ender: (Peh.) 1. iinde, -de, -da.

Zi emet cn neyed bord kez her s ki mbnem

Kemn ez ge kerdest u tr ender kemn dred

Senin gzlerinden can kurtarmak mmkn deil. Ne yandan baksam, bir kede pusu kurduunu, okunu yayna takm olduunu gryorum. (Hfz)

T key zi erg-i mescid u dd-i kinit?

T key zi ziyn-i dzeh u sd-i behit?

Rov, ber ser-i lovh bn ki ostd-i kaz

Ender ezel ani bden buved nivit.

Niceye dek mescidin era, manastrn duman?

Niceye dek cennetin kazanc, cehennemin ziyan?

"Olacaklar olur" yazm kader stad ezelde,

Git de gr bir kendi kader levhan. (Hayym)

2. -e, -a.

un gozet anmeclis u hn-i kerem

Dest-i begrift u bord ender harem

O meclis ve kerem sofras sona erince, onun elini tuttu ve hareme gtrd. (Mesnevi)

3. hakknda. 4. ieri.

ender ezel: (F.-A.) ezelde, ezel vaktinde.

T key zi erg-i mescid u dd-i kinit?

T key zi ziyn-i dzeh u sd-i behit?

Rov, ber ser-i lovh bn ki ostd-i kaz

Ender ezel ani bden buved nivit.

Niceye dek mescidin era, manastrn duman?

Niceye dek cennetin kazanc, cehennemin ziyan?

Olacaklar olur yazm kader stad ezelde,

Git de gr bir kendi kader levhan. (Hayym)

ender pey-i: peinden.

ender hakk-i: (F.-A.) hakknda.

Pr-i gulreng-i men ender hak-i ezrakpn

Ruhsat-i hubs nedd erne hikyeth bd

Glreng Prim, mavi cbbeliler hakknda kt konumama izin vermedi. Yoksa onlar hakknda anlatlacak ne ok ey var. (Hfz)

ender m mez: (F.-A.) eskiden, gemite.

endervakt: (F.-A.) [ender + vakt] hemen, derhal.

ender: [ender + ] 1. onda. 2. ona.

Sengh vu kfirn-i sengdil

Ender yend ender zr u hacil

Talar ve ta yrekli kfirler alaya inleye ve utan iinde ona (cehenneme) girerler. (Mesnevi)

endern: 1. i, ieri, ierisinde.

Ey ehn, kotm m hasm-i burn

Mnd hasm z beter der endern

Ey padiahlar; biz dardaki dman ldrdk.

erde ondan daha kt bir dman kald. (Mesnevi)

Der endern-i men-i hastedil, nednem, kst ?

Ki men hamem u der fign u der govgst.

Benim gibi gnl hasta birinin iinde kim var, bilmiyorum ki?!

Ben suskunum; o feryat ediyor, ngar karyor. (Hfz)

2. gnl, kalp.

Ey fitb-i hbn mced endernem

Yek satem begoncn der sye-i inyet

Ey gzellerin gnei; iim kaynyor iim. Biraz olsun beni inayet glgene sndr nolur. (Hfz)

Endern kendernh mest ez st

Nst kin hesthman hest ez st

Gnller onlarn gnlnden mest olmutur

Bizim varlmz onlarn yokluundan var olmutur. (Mesnevi)

3. haremlik, harem dairesi. 4. saray.

enderin: [ender + n] 1. bunda.

Enderin fitne ki goftm an gurh

men ez fitne budend u ez ukh

O topluluk sylediimiz bu fitnede, fitne ve ikyetten emindiler. (Mesnevi)

Ger medenem bemen bud, nmedem.

Ver nz oden bemen bud, key odem?

Bih zan nebud ki enderin deyr-i herb,

Ne medem, ne odem, ne budem.

Gelmezdim dnyaya, elimde olsayd.

Gider miydim dnyadan, elimde olsayd?

Ne gelirdim, ne giderdim, ne kalrdm.

u harabe dnyada; daha iyisi olmazd. (Hayym)

2. hakknda.

endek: 1. az.

Bisyr m endd ve endek sohen mgoft

ok dnyor ve az konuuyordu. (Berres)

2. biraz.

Zan cihn endek tereuh mresed

T negurred der cihn hrs u hased

O dnyadan biraz sznt gelir

Bu dnyada hrs ile haset kabarmasn der. (Mesnevi)

3. ksa.

endek endek: az az, yava yava, tedricen.

Endek endek r bedin unvn miinhtend

Yava yava onu bu nvanla tanyorlard. (Settr Hn)

endek: [endek + ] 1. biraz.

Dil ez kirime-i sk be ukr bd vel

Zi nmusid-i bahte endek gile bd

Skinin gz krpmalar dolaysyla gnl kran duyuyor, ama baht yr olmad iin biraz sitem ediyordu. (Hfz)

Sengfer-i piyderov endek hs bd

Kaldrmn ta demesi biraz slakt. (ovher-i h Hanum)

2. azck, birazck. 3. azlk. 4. ksa bir sre.

endek bad: (F.-A.) [endek + + bad] 1. yaknda. 2. ksa bir sre sonra.

endern u birn: i ve d, ierisi ve dars.

insfen: (A.) dorusu, gerekten.

nsfen eger inh perverde-i dest-i bdend ez hunermend yu zovk-i hod heri begyed kem gofte est

Bunlar onun tarafndan yetitirilmilerse, kendi sanatn ve zevkini ne kadar anlatsa, azdr dorusu. (ovher-i h Hanum, s. 105)

ehl-i koc: nereli, nereden?

: (Peh.) o.

Ani rht be peymne-i m, ndm

Eger ez hamr-i bihitest veger bde-i mest

Kadehimize ne koyduysa, onu itik; ha cennet arab, ha zm arab. (Hfz)

evhir: (A.) 1. sonlar. 2. sonlarnda.Der evhir-i karn-i pencom ve vu sebk-i tze ki tesr-i nesr-i arab der an eddter dde meved be vucd m yed

Beinci yzyl sonlarnda Arap nesrinin daha dakuvvetli grnd yeni bir tarz ve slup meydana geldi. (Sebkins)

evsit: (A.) 1. ortalar. 2. ortalar, ortalarnda.

Evsit-i mh-i out yan germtern rzh-yi tbistn-i bak bd

Austos aynn ortalar, yani Bakde yazn en scak gnleriydi. (zeristn)

evn: (A.) 1. zaman. 2. a.

evyil: (A.) 1. nceleri, ilkin, balangta.

Evyil ikadr ezb mkedem

nceleri ne kadar azap ekiyordum. (Otk-i Rber)

2. balanglar.

evil: (A.) 1. nceleri, ilkin. 2. banda, balarnda.

ver: hi phesiz, mutlaka.

evvel: (A.) 1. balang. 2. ba, evvel. 3. ilk. 4. ilkin. Men evvel nemhstem bezeneme un zebndirz kerd u nsez goft hstem ders be dde bem

nce dvmek istemedim onu. Ama dil uzatp kfredince bir ders vermek istedim. (Ksseh-yi hb, s. 31)

5. birinci. 6. nce.

El y eyyuhessk! Edir kesen ve nvilh

Ki ak sn numd evvel, vel uftd mukilh

Saki, dolatr kadehi, sun bize. Ak kolay grnd ilkin ama, ne glkler kmad ki sonra. (Hfz)

meb mey-i cm-i yek men hhem kerd.

Hod r be do cm-i mey gan hhem kerd.

Evvel se telk-i akl u dn hhem kerd.

Pes dohter-i rez r be zen hhem kerd.

Bu gece bir batmanlk kadehle arap ieceim.

ki arap kadehiyle kendimi zengin edeceim.

Akl ve dini boayacam talk-i selse ile nce.

Sonra zmn kzn kendime e edeceim. (Hayym)

7. batan.

Der ketm-i adem u berguzd m r

Der ribka-i bendeg ked m r

hir be kodm eyb red hh kerd

Evvel ne tu b eyb hard m r

Mademki yoklua gizlenmek iin setin ve kulluk ipine dizdin bizi, peki ama hangi kusurumuzla reddedeceksin? Kusurlarmz bilerek batan kabul etmedin mi? (Evhad)

8. nceki.

Muddet gozet emm shibal be hl-i evvele berneget

Bir sre geti ama, Sahibali nceki haline dnmedi. (Telhn)

9. Tanr.

evvelhir: (A.) [evvel + hir] alt taraf, n sonu.

evvel ez heme: (A.-F.) her eyden nce.

evvel ez heme z: (A.-F.) her eyden nce.

evvel ve hir: nnde sonunda, erge.

evvelen: (A.) 1. ncelikle, evvela. 2. birinci, birincisi.

evl: (A.) en iyi, en uygun.

ey: 1. ey, hey. 2. yahu. 3. peki, sonra.

ey anki: ey, hey.

Rzh ger reft, g, rov, bk nst

Tu bemn ey anki un tu pk nst

Gnler geiyorsa, gesin; korkumuz yok

Sen kal. nk senin gibi temiz yok (Mesnevi)

ey bes: nice, ne kadar ok.

Hande-i cm-i mey u zulf-i girihgr-i nigr

Ey bes tovbe ki un tovbe-i Hfz beikest

Mey kadehinin glmseyii ve sevgilinin dm dm salar Hafzn tvbesi gibi nice tvbeyi bozdu. (Hfz)

ey bes: nice.

Kerde Hak nms r sad men hadd

Ey bes beste be bend-i npedd

Tanr utanc yz batmanlk demir yapmtr.

Niceleri grnmez balarla balanmtr. (Mesnevi)

eybes: [ey + bes + ] nice.

Domen-i tvus med pey-i

Ey bes eh r bekote ferr-i

Tavus kuunun dman da ayaklardr. Nice ah ise gc kuvveti ldrmtr. (Mesnevi)

ey honok: ne mutlu!

Akbe zin sabter der rh nst

Ey honok anke hased hemrh nst!

Bundan daha g geit yok bu yolda

Ne mutlu o kimseye ki kskanlk yok onda! (Mesnevi)

ey ho: ne mutlu.

Cn-i bmr-i mer nst zi tu ry-i sul

Ey ho an haste ki ez dst cevb dred

Bakyorum da, hasta canm soracak niyetin yok. Dostun ilgilendii hastaya ne mutlu! (Hfz)

ey ho: u holua bakn, ne mutlu!

Zr-i brend dirahtn ki tealluk drend

Ey ho serv ki ez br-i gam zd med

Meyvalanmaya hamile kalm aalarn birer balants var. u holua bakn ki selvi, gam yknden zt olmu. (Hfz)

ey dirg: yazk!, eyvahlar olsun!

R ber mkend u mgoft: Ey dirg!

Kfitb-i nimetem ud zr-i mg

Yoluyordu sakaln, diyordu: Eyvahlar bana!

Nimet gneim girdi bulut arkasna! (Mesnevi)

ey dirg: yazk!, ok yazk!, eyvahlar olsun!, vah!

Ey dirg morg-i hovz-i men

Ey dirg hemdem u hemrz-i men

Vah benim gzel sesli kuuma!

Vah benim arkadam, srdama! (Mesnevi)

Rz-i Hfz bad ezin ngofte mnd

Ey dirg rzdrn yd bd Bundan byle Hfzn srr aklanmadan kald; ok yazk! Hey gidi srdalar hey! (Hfz)

eyk: keke.

Eyk r der an kala-yi m neberend

Keke onu o uursuz kaleye gtrmeseler! (Nesr-i Der-i Efgnistn)

Eyk kes m r nebned

Keke bizi kimse grmese! (Rodin)

Eyk Karolin r mahkm be idm mkerdend

Keke Karolini idama mahkum etselerdi! (Adlet-i sumn)

eyk ki: keke.

Eyk ki cy-i remden bd!

Ya in reh-i dr r resden bd!

K ez pey-i sad hezr sl ez dil-i hk

on sebze omd-i ber demden bd!

Keke durup dinlenecek bir yer olsayd!

Ya da u uzun yola kmak mmkn olsayd!

Keke yzbin yl sonra topran barndan

Otlar gibi yeerme umudu olsayd! (Hayym)

ey ki: ey.

Ey ki ez defter-i akl yet-i ak mz

Tersem in nukte betahkk nedn dnist

Ey akl defterinden ak yetini renen! Korkarm, bu hususu gerekten anlayamayacaksn. (Hafz)

ilnihye: (A.) [il + nihye] sonuna kadar.

eyv: [ey + v< ey + vy] eyvah, vah vah, eyvahlar olsun, yazk.

ey vy: 1. eyvah!

Der gil bemnde py-i dil cn mdehem i cy-i dil

Vez te-i sovd-yi dil eyvy dil eyvy-i m (Mevlana)

Gnl kald aresiz. Gnl dursun yle, can veririz. Gnl yanyor sevda ateinde. Vay gnlmze! Vay bize, vaylar bize!

2. vah vah! 3. yahu.

Eyvy er hl ser-i p vstdd?

Yahu neden hl ayaktasnz? (Maraz-i Kand)

ey vy: eyvah!, yazklar olsun!

ey: (A.) 1. ey.

Ey pur lal kerde cm-i zerrn

Bebah ber kes ke zer nebed

Ey altn kadehini ll renkli arapla doldurmu olan! Bu arap dolu kadehi altn sikkesi olmayana bala. (Hfz)

2. hey.

eyym: (A.) 1. gnler. 2. zaman. 3. devir. 4. zamane.

: hi.

Ki men reftenem krzr

Tor cuz niyyi mebd kr

Ben savaa gidiyorum. Tanrya dua etmekten baka bir iin olmasn. (hnme, I/46, beyit 273)

der: (Peh.) 1. buras.

Be cn-i men ki t der resdem

Meger r se br efzn neddem

Yemin ediyorum sana, buraya kadar geldim

Onu kereden fazla grmedim (Vs u Rmn)

2. imdi.

dn: (Peh.) 1. byle. 2. bylesine. 3. imdi.

Ger dn ki dnd men kerdem in

Mer hnd byed cihnfern

imdi bunu benim yaptm biliyorsanz, Tanrnn beni armas gerekiyor. (hnme, I/28, beyit 75)

Zi inmet hem dn em drm

Ki dger bz nestn et r

Bir daha balarn geri alma. nk imdi de balarn umuyoruz. (Gazelh-yi Sad, s. 3)

ezr: nk, zira.

n: (Peh.) 1. onlar. 2. kendileri.

n: (Peh.) 1. bu.

Genc-i zerger nebuved, konc-i kanat bkst

Anki an dd be hn, be gedyn in dd

Kuyumcu hazinesi olmazsa olmasn; kanaat kesi var nasl olsa. ahlara onu veren Tanr, yoksullara da bunu vermitir. (Hfz)

2. u.

eyne: (A.) 1. neresi. 2. nerede.

n est: 1. ite.

n est medem

te geldim. (Edebiyyt-i dovre-i bdr ve musir)

eynes-ser ves-sureyy: (A.) yerden ge kadar.

in evhir: (F.-A.) son gnlerde, geenlerde.

inbr: [in + br] bu sefer, bu kez, bu defa.

nbr bz der cy-i dger bdem

Bu kez yine baka bir yerdeydim. (Drz u imrz)

Bm-i cn in br hnem mhored

Verne in dil end br ez dest reft

Can korkusu tketecek bu kez beni.

Yoksa bu gnl birka defa elden gitti. (Gazelh-yi Sad, s. 186)

in bd ki: 1. bylece.

n bd ki himem rf ur hordem ve rm ez pilleh reftem bl

Bylece fkemi iime attm ve basamaklar ktm. (Mudr-i medrese)

in cnib: (F.-A.) 1. ben. 2. bendeniz. 3. bu taraf.

incygeh: [in + cy + geh] 1. buras, burada.

un tor in cygeh kadr-i endekst

Hh mr u hh n, her do yekst

Burada kadrin kymetin az olduuna gre ha lmsn, ha yayorsun, ikisi de bir. (Mantkut-Tayr, s. 113)

in cumle: (F.-A.) bunlarn hepsi, btn bu.

Ber her c ki ser nihem mescd st

Ber e cihet u burn zi e mabd st

Bg u gul u bulbul, semu hid

n cumle behne vu heme maksd st Nereye ba koysam, secde edilen o.

Alt ynde, alt ynn dnda mabud o.

Ba, gl, blbl, sem, dilber

Bunlarn hepsi bahane, maksd o. (Mevlana)

in cihn: dnya.

inenin, inonin: [in + on + in] 1. byle. 2. bylesi, bylesine.

in i ki: bu ey ki.

indefe: (F.-A.) [in + defe] bu kez, bu defa.

in dem: imdi.

Bulbul b diraht-i gul gyed: st der dilet?

ndem der miyn benih, nst kes yu tuy vu m

Blbl gl aacna der: Gnlnde ne var? imdi syle, kimse yok. Senle ben varz. (Guzde-i Gazeliyyt-i ems)

:

Dgern r iyd eger ferdst m r in dem est

Rzedrn mh-i nov bnend ve m ebr-yi dst

Bakalar iin ramazan bayram yarnsa, bizim iin u andr. Oru tutanlar yeni doan ay grrler, bizse sevgilinin kan. (Gazelh-yi Sad, s. 144)

in zemn: (F.-A.) imdi.

Men ki ebh reh-i takv zedeem b def u eng

n zemn ser be reh rem, i hikyet bed?

Geceleri defle, engle takva yolunu kesen benim gibi biri, imdi yola gelecek, yle mi? Hikye bunlar, hikye! (Hfz)

in ser: 1. bu dnya. 2. bu yan, bu taraf.

in sefer: (F.-A.) bu kez, bu defa.

in kabl: (F.-A.) bu gibi, bu denli.

in kadr, in kadar: (F.-A.) 1. bu kadar.

Men u inkr-i erb, in i hikyet bed?

Gliben in kadarem akl u kifyet bed

Ben duracam, arab inkr edeceim! Byle laf m olur? Olursa, her halde aklm da, kapasitem de bu kadar olur. (Hfz)

y zemn benazar-i tu hem inkadr tlnst?

Acaba zaman sence de bu kadar uzun mu? (yne-i ikeste)

2. bu miktar.

P-i ber key tu m r ihtiyr

n kadar bistn kunn mazr dr

Paray gtr ona, syle: Sen sekinimizsin bizim.

Bu kadarn al imdilik; mazur gr bizi. (Mesnevi)

ingne: [in + gne] bu denli, bu gibi.

in nin: byle, yle.

in nefes: (F.-A.) [in + nefes] imdi.

n nefes cn dmenem ber tfte est

By-i prhn-i Ysuf yfte est

imdi canm toplad eteini

Ald nk Yusuf gmleinin kokusunu (Mesnevi)

in namat: (F.-A.) bu ekilde.

n namat vin nev deh defter u du

Ber nevit an dn-i s r ad

Bu ekilde tam on iki defteri

Yazd o sa dininin dman. (Mesnevi)

in nev: (F.-A.) bu ekilde, bylece.

n namat vin nev deh defter u du

Ber nevit an dn-i s r ad

Bu ekilde tam on iki defteri

Yazd o sa dininin dman. (Mesnevi)

in heme: 1. bu kadar.

Hsl-i krgeh-i kevn u mekn in heme nst

Bde p r ki esbb-i cihn in heme nst

Varlk iliinde retilenler sadece bunlar deil. Getir bdeyi, getir; dnyada var olmann sebepleri sadece bunlar deil. (Hfz)

2. bunca. Der hiyl in heme lubet be heves mbzem

B ki shibnazar nm-i tem bebered Hayal dnyamda bunca kuklay hevesle oynatyorum; bakarsn, zevk sahibi biri bu oyunun adn anar. (Hfz) Husn-i ry-i tu be yek cilve ki der yine kerd

n heme nak der yne-i evhm uftd

Yznn gzellii aynada bir an belirince, kuruntular aynasnda bunca naklar beliriverdi. (Hfz)

in u n: 1. u bu, o bu, eitli kiiler. 2. (tas.) ten ve can; zhir ve btn. 3. vr zvr.

inver: [in + ver] bu taraf, bu yan.

inver u nver: [in + ver + u + n + ver] 1. oras buras, uras buras. 2. oraya buraya.

Kitbhyem inver u anver rhte bd

Kitaplarm oraya buraya salmt. (Sitreh-yi eb-i Tre)

Muddet b hemdger b otomobl-i men inver u anver reftm

Bir sre birlikte arabamla dolatk. (Sitreh-yi eb-i Tre)

inyek: [in + yek + ] 1. bu, bu kii.

Ftiha-i inyek hem ki hnde ud dem-i ki ile kes-i dger r muarrif kerd

Bunun da ii bitirilince, iman adam baka birini takdim etti. (Maraz-i Kand)

Her do ney hordend ez yek bhor

n yek hl yu an dger eker

ki kam ayn kaynakta yetiti

Birinin ii bo kald, dieri eker verdi (Mesnevi)

2. teki, dieri.

nn: [n + n] 1. bunlar. 2. unlar.

inha: ite.

net, nt: [n + et] ite sana.

Sr get, sr gyed n henz

net te, net tbi, net sz

Doydun; tok henz hayr dedi. te sana ate; ite sana hararet; ite sana yak. (Mesnevi)

inc: 1. buras. nc heman meydngh bd ki pter vakt dil u demg dt anc r korok mkerd ve hkes curet nemkerd colov biyyed

Buras, eskiden, neesi yerinde olduu zaman kasp kavurduu ve hi kimsenin karsna kmaya cesaret edemedii meydand. (Se Katre Hn, s. 83)

2. burada.

nc kahkaha-i yek ez rufek sohbet-i sohrb r kat kerd

Burada arkadalardan birinin kahkahas Sohrabn szn kesti. (Ber Shil-i Mn)

hrm i bendm? u an kble ne incst

Der say i km? u ez merve saf reft

Neden ihrma brnelim? Kble burada deil ki! Neden saiy iin alalm? Merveden Saf gitti nk. (Hfz)

3. bu esnada.

incr: [in + cr< tovr] 1. bu gibi, byle, bu ekilde.

Refket b incr demh om r ez em-i merdum mendzed

Byle adamlarla dostluk etmek sizi gzden drr. (Ksseh-yi hb, s. 42)

T kunn kes b men incr harf nezede, heme-i merdum be men hol u dvne mgyend

imdiye kadar kimse benimle byle konumad; herkes benim aptal ve deli olduumu sylyor. (Se Katre Hn, s. 251)

2. yle.

incr: [in + cr< tovr + ] byle.

Eger tu dozd nst, nebyed incr rh berev

Eer hrsz deilsen, byle yrmemelisin. (Telhn)

in: (ng.-F.) [in + ] inlik.

intovr: (F.-A.) [in + tovr] 1. byle.

Medne nemtevnist befehmed ki er yver intovr reftr kerd

Medine, Yverin neden byle davrandn anlayamyordu. (zeristn)

Men nemhstem intovr ba ed

Byle olmasn istemiyordum. (Do eb)

Telefun hhem kerd ve ehlk-i om r hem evez. Men dilem nemhhed om intovr bd

Telefon edeceim ve ahlknz da deitireceim. Sizin byle olmanz istemiyorum. (Hind)

.

2. yle.

nek: imdi.

nek in hilat begr u zer u sm

un beyy hs b yu nedm

te hilatin; al. Bu da altn ile gmn

Gelirsen, padiahn has adam, nedimi olacaksn (Mesnevi)

Be bee ki nek bagale girifte bd mderne nigh efkend

imdi kucana ald ocua annece yle bir bakt. (ovher-i h Hanum)

in ki: u ki, -mesi, -mas, -si.

Ez in eblehneter inki ez mahlk-i fikr-yi hiyl-i hod m tersed

Bundan daha aptalcas, kendi dnce ve hayallerinde yarattndan korkmasdr.(Do eb)

eynem: (A.) her yer, her neresi.

inh: [in + h] 1. bunlar. 2. sakn!, zinhar!

eyyuh: (A.) ey, hey.

eyvh: [ey + vh] eyvah, vah vah, ok yazk.

be...der: -de, -da.

Bedery der menfi bumr est

Veger hh selmet der kenr est

Denizde saysz yararlar vardr. Ama esenlik istersen, kydadr. (Gulistn)

...

b: 1. ile.

Murd b kyfe-i ebs cevb mdehed

Murat ask bir yzle cevap verir. (zeristn)

Geri rndehenn pdiehnend vel

suleymn-i zemn est ki htem b st

Tatl dudakl dilberler padiahtr ama benim sevgilim devrin Sleymandr; nk yzk onun parmanda. (Hfz)

2. -ince.

Puvaro b dden-i n tebessum-i esrr mz dur-i rae ud

Puvaro bu esrarl tebessm grnce titremeye balad. (Adlet-i sumn)

3. -erek.

inger-i hbst. B in be shil reft

O iyi bir yzcdr. Yzerek sahile kt. (zeristn)

Misl-i inki kes b itb be sy-i m myed

Sanki biri koarak bize doru geliyor. (zeristn)

4. -e, -a.

Azm-i m kerd ve ez anc b mid med

ama gitti. Oradan da mid (Diyarbakr)e geldi. (Musmeretul-ahbr)

Veh ki ger men bz bnem ry-i yr-i h r

Morde bn ki b duny digerbr mede est

Vay vay vay! Sevgilinin yzn yine grecek olsam, yeniden dnyaya gelmibir l grrsn. (Gazelh-yi Sad, s. 110)

5. birlikte.

Hc Seyyid Cell hem b n bd

Hac Seyyid Celil de onlarla birlikteydi. (Sefernme-i Emnuddovle)

6. ramen, karn. 7.yannda. 8. hakknda. 9. olsun! (dua). 10. a, orba. 11. (zool.) doan. 12. olarak.

Ez taht be zrem kedend ve b desth-yi beste p-i kvus bordendBeni tahttan al aa ettiler ve ellerim bal olarak Kavusa gtrdler. (Dstnh-yi dilengz)

b ihtisb-i: (F.-A.) [b + ihtisb + -i] dahil, hesaba katarak.

b ihtiml-i ziyd: (F.-A.) byk bir ihtimalle, kuvvetle muhtemel.

om dst-i mer b ihtiml-i ziyd nem insd

Byk bir ihtimalle benim dostumu tanmazsnz. (Lli Mcer Mkerd)

b istind be: (F.-A.) dayanarak.

b ire be: (F.-A.) temas ederek, deinerek, iaretle.

b ani: -d eyle, o eyle.

b ani ki: -d eyle.

b anki: ramen, karn, -mekle birlikte, -mekle beraber.

B anki do hher temm-i rz r kr mkerdend dermedian keff-i mehric-i hne r nemdd

ki kz karde btn gn almalarna karn, gelirleri ev masraflarna yetmiyordu. (Vilgerd)

B anki nbn bd mtevnist enr r onan pre koned ve behored ki hett yek dnee be zemn neyufted

Gzleri grmese de nar, bir tanesini bile drmeden ayrp yiyebiliyordu. (ovher-i h Hanum, s.80)

b in tertb: (F.-A.) bylece, bylelikle.

Zr b in tertb yek rakb-i ustuhandr ez meydn hric mud

nk bylelikle zorlu bir rakip saf d kalyordu. (Maraz-i Kand)

b in tefvut ki: (F.-A.) u farkla ki.

b in hl: (F.-A.) bununla birlikte, yine de, hal byleyken.

B in hl yek coft klie-i kst harde bd

Bununla birlikte taksitle bir ift hal almt. (Mudr-i Medrese)

b ingne: bu denli, bu kabil, bu ekilde.

Vel mamlen der behr y pz b ingne manzereh berhord mkerd

Fakat genellikle ilkbahar ve sonbaharda bu denli manzaralarla karlayordu. (zeristn)

b in heme: btn bunlara karn.

b in vasf: (F.-A.) hal byleyken.

Ve b in vasf intizr drm hl u rz bih ez in dte bm ki drm

Hal byleyken durumumuzun bundan daha iyi olmasn bekleriz; yleyiz de. (ovher-i h Hanum, s. 98)

b in ki: ramen, karn, -la birlikte, -dii halde, ise de, her ne kadar, geri.

B inki netce menf bd emm vurrs vilkun nebdend, muretteb ez dest-i hem ikyet mkerdend

Sonucun olumsuz olmasna karn, iin peini brakacak gibi deillerdi. Srekli birbirlerini ikyet ediyorlard. (Vakt merd do t zen begre)

B inki zenem r heyli dst mdtem, behney dorost kerdem u tenhy be Prs reftem

Karm ok sevdiim halde bir bahane uydurup tek bana Parise gittim. (Nbiga-i h)

b tekye ber: dayanarak, istinaden.

b tekye ber inki: dayanarak, istinaden.

b temm-i in ehvl: (F.-A.) btn bunlara ramen.

B temm-i in ehvl men eref u nms-i hod r ez her z bter dst drem

Btn bunlara ramen ben erefimi ve namusumu her eyden ok severim. (ovher-i h Hanum, s. 109)

b temm-i kuv: (F.-A.) var gcyle, tm gcyle.

b teveccuh be: (F.-A.) gz nnde bulundurulduunda, dikkat edilirse.

b hiyl-i sde: (F.-A.) rahatlkla, gnl rahatlyla.

b hiyl-i inki: (F.-A.) dncesiyle, zannyla.

b iddet-i: (F.-A.) [b + iddet + -i] iddetinde.

b kutr-i: (F.-A.) apnda.

b keml-i: (F.-A.) byk bir ile.

b keml-i teaccub: (F.-A.) hayretler iinde, byk bir aknlkla.

b keml-i dikkat: (F.-A.) tm dikkatiyle.

b keml-i meyl: (F.-A.) seve seve, hay hay.

b ki: 1. kimle. 2. kime.

Cn u dil r tkat-i an c nst

B ki gyem? Der cihn yek g nst

Canda, gnlde o coku yok

Kime diyeyim? Dnyada dinleyecek kulak yok! (Mesnevi)

b maslahat: (F.-A.) yolunda.

Coft-i my coft byed hemsfat

T ber yed krh b maslahat

Sen eimizsen, elerin sfat ayn olur

Byle olunca iler yolunda olur. (Mesnevi)

b hemrh-i: birlikte, beraberinde.

bheme-i inki: [b + heme + -i + in + ki] btn bunlara ramen.

B heme-i inki kovl-i tu mer dilgerm kerde est, mtersem efsn-i in merd reyet r bezened ve ez borden-i men pemnet szed

Btn bunlara ramen szlerin beni cesaretlendirdi. Bu adam akln eler de seni gtrmeme piman eder diye korkuyorum. (ovher-i h Hanum, s. 97)

b vucd-i: (F.-A.) ramen.

B vucd-i-i hesteghlet-i hbden nedtem ve beraks muteheyyic bdem

Yorgun olmama ramen uykum yoktu ve aksine heyecanlydm. (Ber Shil-i Mn)

b vucd-i an: (F.-A.) onunla birlikte.

b vucd-i n ki: (F.-A.) -mesine ramen, -mekle birlikte.

b vucd-i inki: (F.-A.) -mesine ramen, -mekle birlikte.

b vucd-i in: (F.-A.) bununla birlikte, bununla beraber, buna ramen.

Emm b vucd-i in hod r bedbaht mdanist

Ama bununla birlikte kendisini talihsiz kabul ediyordu. (Hind)

b vucd ki: (F.-A.) -mesine ramen, -mekle birlikte.

b vasf-i anki: (F.-A.) -d iin.

bb: 1. lyk, yakr, uygun. 2. tabaka.

bbet-i: (A.) bakmndan.

br: (Peh.) 1. kere, kez, defa.

Men do se br be ehvlporsye reftem

ki kere halini hatrn sormaya gittim. (Se Katre Hn) Her do ser z yek br mmed, m niest u dstne sohbet mkerd

ki gnde bir geliyor, oturup dosta konuuyordu. (zeristn)

2. kat, misli.

Halbnn be domen ki se br ber anh berter dt, cesrne hamle mbordend

Pilotlar, kendilerinden kat stn olan dmana kar cesurca saldryorlard. (Dstn-i yek insn-i vki)

3. el (ate etmek)

end br b tepane be taraf-i illk kerd vel tre be het reft

Tabancasyla ona doru birka el ate etti ama kurun skalad. (Zindeh vu Mordeh)

br-i evvel: (F.-A.) ilk olarak, ilk defa, ilk kez.

Sefer ki br-i evvel ser t tih hifdeh rz neked er in br ez yek mh tecvuz kerd

lk defasnda hepi topu on yedi gn bile srmeyen seyahat neden bu kez bir ay at? (ovher-i h Hanum, s. 78)

br-i dger: tekrar, yeniden, bir kez daha.

Ey heme hcet-i m r penh!

Br-i dger m galat kerdm rh

Daima hacetimizin sna Tanr

Bir kez daha kartrdk biz yolu (Mesnevi)

Hengm ki ez otk hric mud br-i dger berget u be tablo hre ud

Odadan karken tekrar geri dnp tabloya gzn dikti. (Adlet-i sumn)

bre: 1. sur, kale duvar, kale burcu.

Morg ddem nieste ber bre-yi Ts,

Der eng girifte kelle-yi Keykvs.

B kelle hemgoft ki: Efss, efss!

K bang-i ceresh vu koc nle-yi ks?

Bir ku grdm, Ts burcuna konmu,

Keykvusun ban penesine alm,

Diyordu kelleye: Yazk, ok yazk!

Nerede an sesi? Ks iniltisi nerede kalm? (Hayym)

2. (zool.) beygir. 3. defa, kere, kez. 4. karlnda, karlk.

Eger bre hh revnem torst

Karlk istiyorsan, ruhum senindir. (hnme, I/40, beyit 136)

5. konu. 6. tarz. 7. seven, isteyen anlamnda kelimeler tretir. zenbre = kadn isteyen, kadn dkn, zampara.

brh: defalarca.

brh-yi evvel: (F.-A.) nceleri.

Perihr brh-yi evvel b dyee be megze mmed

Periihr nceleri dadsyla birlikte maazaya geliyordu. (Perihr)

br: [br + ] 1. bir defasnda.

Br, musbet-i bozorg beryi in hnevde ry dd

Bir defasnda bu ailenin bana byk bir felaket geldi. (zeristn)

2. hi olmazsa, en azndan, bari. 3. vaktiyle. 4. ksaca, zetle. 5. ar. 6. defa. 7. bir tanesi.

Pr ddem be hne-yi hemmr.

Goftem: Nekon zi reftegn ehbr?

Goft: Mhor ki hemo m bisyr

Reftend u kes bz neymed br!

Bir pr grdm, yeri ak meyhanesi.

Dedim: Haber ver; gidenlerin kmaz sesi.

Dedi: Bak imeye; bizim gibi nicesi

Gitti de gelmedi geri bir tanesi. (Hayym)

bz: (Peh.) 1. yine, tekrar.Berget u bz be rh oftd

Geri dnd ve tekrar yola koyuldu. (Kt-i Kibrt)

Bz ez men pench hezr firank karz girift

Yine benden ellibin frank bor ald. (Ber Shil-i Mn)

Ketikestegnm ey bd-i urte berhz

Bed ki bz bnem ddr-i in r

Paraland gemimiz; Ey uygun rzgr; es haydi; Olur ya, grrm yine sevgilimin yzn. (Hfz)

2. geri, geriye, gerisin geri.

Ey dil o hakkat-i cihan hest mecz,

endin i ber hr ez in renc-i derz?

Ten r be kaz sipr u b derd besz,

Kin refte zi behr-i to nyed bz.

Ey gnl, mecazdr madem dnyann gerei;

Neden ekersin bu uzun ileyi, bunca zilleti?

Teslim ol kadere; altr derde kendini;

nk dnmez yazlanlar senin iin geri. (Hayym)

bz anki: ramen, karn, -mekle beraber, -mekle birlikte.

bz pes: 1. geri. 2. geride kalan.

bzpesn: [bz + pes + n] 1. sonuncu, son. 2. gerideki.

bz dger: yine.

Bz dger i ode b hodet zemzeme mkon?

Yine ne oldu da kendi kendine sylenip duruyorsun? (Pervn Dohter-i Ssn)

bzgne: ba aa, tepetakla.

bz hem: yine, yine de, gene.

Krmend-i bznieste bz hem muhlif bd

Emekli memur yine muhalifti. (Dr-yi Bhb)

Bz hem zrem be ustd nigh kerdem

Yine gz ucuyla stada baktm. (Maraz-i Kand)

bjgne: ters evrilmi, ba aa.

Nalh-yi bjgnest ey selm

Serke-i Firavn mdn ez Kelm

Akllm, bu hal ters evrilmi nallara benzer.

Firavunun serkeliini Musadan bil sen. (Mesnevi)

bed ki: (F.) [bden > b + ed + ki] ola ki, belki, olur da.

Hfz zi dde dne-i ek hemfen

Bed ki morg-i vasl kuned kasd-i dm r Hafz!

Dkmeye bak gznden ya tanesini. Bakarsn vuslat kuu oluverir ksenin misafiri. (Hfz)

bgne: [b + gne] 1. ba aa. 2. zt.

be istilh: (F.-A.) tam tabiriyle, tabiri caizse.

btinen: (A.) 1. iten. 2. aslnda, gerekte.

bl: 1. yukar, st.

eme-i porb ki ez bl-yi kh brn mmed sy-yi r be kr m endht

Dan tepesinden kan suyubol bir kaynak onun deirmenini altryordu. (Telhn)

2. zeri, zerinde. 3. yksek.

Harm-i ak r dergeh bes blter ez aklest

Kes an sitn bsed ki cn der stn dred

Ak hareminin dergh akldan daha yksektedir. Cann vermeye hazr olan kii bu derghn eiini pebilir. (Hfz)

4. boypos.

Herend ki reng u ry zbst mer,

on lle roh u o serv blst mer,

Malm neod ki der tarabhne-yi hk

Nakk-i ezel behr-i i rst mer?

Rengim gzel, yzm gzel ise her ne kadar,

Yzm lale, boyum serviye benzerse her ne kadar,

Anlalmad u topran nee yurdunda

Niye bezedi ezel ressam beni o kadar? (Hayym)

5. uzunluk. 6. kalkk.

bl vu pest: 1. st alt. 2. gk ve yer.

bl vu zr: st ve alt, yukar ve aa.

blter ez an: dahas.

Merd-i rstg ve blter ez an rstkirdr bd ki hisb-i dahle hergiz rd nedt

Doru szl ve dahas drst bir adamd. Kasas asla ak vermezdi. (ovher-i h Hanum, s. 42)

blter ez heme: dahas, dahas var.

bilhere: (A.) 1. sonunda, nihayet.

Bilhere nin-yi hne-i Mare r ez psbn porsd

Sonunda Marenin evinin adresini bir polise sordu. (Krhne-i Mutlaksz)

2. nasl olsa. 3. ksaca.

bl-yi ser: baucu, ba, banda, baucunda.

Telhn goft: Mer bl-yi sere beber

Telhun Beni onun baucuna gtr dedi. (Telhn)

: Men heyli zd vlideynem r ez dest ddem ve der sinn-i hifdeh sleg dger bozorgter bl-yi serem nebd

Ben annemi ve babam ok erken kaybettim ve on yedi yandayken artk bamda bir byk yoktu. (Rodin)

bittebe: (A.) sonuta, netice itibaryla.

bittemm: (A.) tmyle, hepsi.

bilcumle: (A.) sonu olarak, ksacas.

bilhsse: (A.) bilhassa, zellikle.

bilhuss: (A.) zellikle.

bizzt: (A.) bizzat, kendisi, bilfiil.

bis-seviyyeti: (A.) eit olarak.

bisserhe: (A.) aka, sarahaten.

bizzarre: (A.) zorunlu olarak, ister istemez.

bittab: (A.) tabiatyla, doal olarak, haliyle.

bittavi verragbe: (A.) itaat ederek ve istekle.

bilaraz: (A.) dolayl, vastal, yardm alarak.

bilaiyy: (A.) akam st.

bilaiyyi velebkr: (A.) akam sabah.

bil-aiyyi velirk: (A.) sabah akam.

bilaks: (A.) aksine, tersine.

bligen m belaga: (A.) fazlasyla, bolca, bol bol.

bilgadveti velaiyyi: (A.) sabah akam.

bilguduvvi velsl: (A.) sabah akam, sabahlar ve akamlar.

bilfitre: (A.) ftr, yaratltan gelen.

bilfil: (A.) 1. bilfiil. 2. imdi, halihazrda.

bilkat: (A.) kesinlikle.

bilkuvve: (A.) bilfiil.

bilkull: (A.) tamamen, tmyle.

bilkulliyye: (A.) tamamen, tmyle, tm, hepsi.

bilmel: (A.) sonu olarak, neticede.

bilmerre: (A.) bir kez.

bilmusvt: (A.) eit olarak.

bilmufehe: (A.) szl olarak, ifahen.

bilmuzaf: (A.) iki misli.

bilmunsefe: (A.) yar yarya.

binnetce: (A.) sonuta, sonu olarak, netice itibaryla.

binnisbe: (A.) nispeten.

bmdd: (Peh.) sabah, sabahleyin.

Krem bedan resd ki hemrz-i hod kunem

Her m berk-i lmi u her bmdd bd

yle bir hle geldim ki geceleri parlak imekleri, sabahlar rzgr srda edinir oldum. (Hfz)

bmddn: sabahleyin.

bmdd: [bmdd + ] 1. sabah erkenden. 2. seher vaktiyle ilgili.

bmgh: [bm + gh] sabahleyin, seher vakti.

bmgeh: [bm + geh] sabahleyin, seher vakti.

bha: onunla.

bhem: 1. birlikte.

Bhem vrid-i yek ez otkh odend

Birlikte odalardan birine girdiler. (Kt-i Kibrt)

Her rz bhem be drulfunn mreftm ve bhem ber mgetm

Her gn birlikte niversiteye gidiyorve birlikte dnyorduk. (Se Katre Hn)

2. birbiriyle.

M bhem hemsye bdm

Biz birbirimizle komuyduk. (Se Katre Hn)

3. toplu olarak, bir arada.

be to: sana.

bed: (Peh.) kt, fena.

bedan: [be + an > bedan] ona, onunla.

k ger zin ser u ger zan ser est

kbet m r bedan sr rehber est

klk o yandan, bu yandan yce olur

Sonunda bizi o tarafa gtren rehber olur (Mesnevi)

bedan sebeb: (F.-A.) o sebeple, o nedenle.

bedan sebeb ki: (F.-A.) d iin, -den dolay.

Gyend Hurmuz r kat goftend bedan sebeb ki yek dest-i hod r borde

Bir elini kestii iin Hrmze olak derlerdi. (Mucmel-i Fash, I/30)

bedns: [be + d + n + s] o tarafa doru, o yana doru.

Melik ki omre be ikr gozete bd ve tre hgh be het nerefte bd bedn s teveccuh numd

mr ile geen ve mermisi asla hedefini amayan aa o tarafa doru yneldi. (Nesr-i Der-i Efgnistn)

bedan vakt: (F.-A.) o zaman.

bedansn: [be + d + n + sn] yle ki.

Bedansn sht un emem ki ber men

Surh girye vu barbet fign kerd

Beni tpk bir mum gibi yle yakt ki hlime srahi alad, eng ise feryat figan etti. (Hfz)

bedbahtne: [bed + baht + ne] ne yazk ki, maalesef.

Bedbahtne saltanat-i kth-i Ndir der trh-i tln-yi rn bemenzile-i suret-i sika bd

Ne yazk ki Nadirin uzun ran tarihindeki ksa saltanat bir yldrm srati derecesindeydi. (Trh-i Siys)

bedter: [bed + ter] daha kt, beter.

Herki zlimter ehe bhevlter

Adl fermdest bedter r beter

Daha zalimin kuyusu daha korkun olur

Adalet buyurdu: Daha ktnn cezas daha kt olur (Mesnevi)

bedter ez an: daha da kts.

Hodrey u kellehok u bedter ez an kne ve nec bd

Bana buyruk, sabit fikirli ve daha da kts kinci ve yabaniydi. (ovher-i h Hanum, s. 42)

bedter ez heme: hepsinden kts.

bed cr: [bed + cr< tovr + ] amma da, fena, adamakll, ok fena.

bed: [be + d + ] ona.

un haber-i katl-i erefuddovle bed resd, beruft

Ona erefuddovlenin ldrl haberi gelince ok kzd. (Musmeretul-ahbr)

Ho arsst cihn ez reh-i sret lken

Herki peyvest bed, omr-i hode kvn dd

Grnte dnya denilen ey alml, gzel bir gelindir ama ona balanan kii, mrn mehir olarak vermi saylr. (Hfz)

bedn-i: (A.) [bi +dn + i] -siz, -meksizin, -meden.

bedn-i irde mnend-i yek nefer-i hbgerd mede bd

O bilinsizce, uyurgezer biri gibi gelmiti. (Bf-i Kr)

Bedn-i irde der rhtihb oftdeem

Elimde olmadan yataa dmm. (Zinde be Gr)

Bedn-i vakfe ve bedn-i b kr mkoned

Durmadan ve koku vermeden alr. (Krhne-i Mutlaksz)

bedn-i irde: (A.) [bidn + i + irhade] gayri ihtiyar, elinde olmadan, bilinsizce.

Merd misl-i metersekh ki ry-i bustnh mgozrend bedn-i irde srete r bermgerdnd

Adam, bahelere yerletirilen korkuluklar gibi gayri ihtiyar yzn evirir. (Maraz-i Kand)

bedn-i anki: (A.-F.) [bidn + i + n + ki] -meden, -meksizin.

Merd bedn-i anki muntezir-i enden bemned be semt ki ez an mmed be rh oftd

Adam dinlemeden onun geldii tarafa doru yola koyuldu. (Kt-i Kibrt)

Bedin ve bter-i bzh r bedn-i anki lezzet bebered y der anh Nak dte ba ed muhte bd

Bylece oyunlarn ounu zevk almadan ya da onlarda bir rol olmadan renmiti. (An rzh)

bedn-i in ki: (A.-F.) [bidn + i + in + ki] -meden, -meksizin.Bedn-i inki bemen nigh konend sevr odend

Bana bakmadan bindiler. (ikriyn)

Vel drz bedn-i inki hste bem kgez u kalem r beryem verdend

Fakat dn istemeden kt kalem getirdiler bana. (Se Katre Hn)

y mtevnist bereved bedn-i inki Hom r bebned?

Acaba Homay grmeden gidebilir miydi? (Girdb)

bedn-i tekelluf: (A.) [bidn + i + tekelluf] teklifsizce.

bedn-i n u er: (A.-F.) [bidn + i + n + u + er] sorgusuz sualsiz.

bedn-i obhe: (A.-F.) [bidn + i + obhe] kukusuz, phesiz.

Bedn-i ubhe Sad yek ez rentern ve bercestern-i kyfeh-yi trh-i rn est

Kukusuz Sad rann en aydn ve sekin simalarndan biridir. (Gulbang)

bedn-i ek: (A.) [bidn + i + ek] kukusuz, phesiz.

Bedn-i ek in mcer mcer-yi bisyr derdnk bd

Kukusuz bu macera ok zc bir macerayd. (Adlet-i sumn)

bedn-i kem u ziyd: (A.-F.) [bidn + i + kem + u + ziyd] tpatp, tpk, hi eksiksiz, tam tamna.

Duhtere Hom bedn-i kem u ziyd ebh-i Behrm bd

Kza Homa tpatp Behrama benziyordu. (Girdb)

bedn-i hedef: (A.-F.) [bidn + i + hedef] rastgele.

bidni vakfe: (A.) durmakszn, aralksz, kesintisiz, srekli.

bedn-i ess: (A.-F.) aslsz, dayanaksz.

bidni fsile: (A.) derhal, hemen.

bedn-i kem u kst: (A.-F.) [bidn + i + kem + u + ksth > kst] eksiksiz, tam.

bedin tertb: (F.-A.) bu ekilde, bylece, bylelikle, bu minval zere, bu durumda.

end rz bedin tertb gozet

Birka gn bu ekilde geti. (zeristn)

Bedin tertb Hom zen-i resm-yi ovhere y begofte-i dger hev-yi bd

Bu durumda Homa, kocasnn resm ei, bir baka deyile onun kumasyd. (ovher-i h Hanum, s. 278)

end rz bedin tertb guzet

Birka gn bu ekilde geti. (zeristn)

bedin cihet: (F.-A.) bu nedenle, bu sebeple, bundan dolay.

bedin hisb: (F.-A.) [be + d + in + hisb] buna gre.

bedinhtir: (F.-A.) [be + d + in + htir] bu sebeple, bundan dolay. bedinsan: [be + d + in + san] bylece, bu ekilde, bu minval zere.

bedin sebeb: (F.-A.) [be + d + in + sebeb] bu sebeple, bu nedenle.

Bedin sebeb sr-i merbt be yek millet u kovm nst

Bu sebeple onun eserleri bir millet veya kavime ait deildir. (Er-i Muntehab)

bedin ve: bylece, bylelikle, bu ekilde.

Bedin ve bter-i bzh r bedn-i anki lezzet bebered ya der anh nak dte bed mhte bd

Bylelikle oyunlarn ounu zevk almadan ya da onlarda bir rol olmadan renmiti. (An Rzh)

bedin tark: (F.-A.) bylece, bu ekilde, bu yolla.

bedin illet: (F.-A.) [be + d + in + illet] bu nedenle, bu sebeple.

bedin kadar: (F.-A.) bu kadar, bu kadarckla, bu miktarda.

Mekun be em-i hakret nigh der men-i mest

Ki b-i ry-i erat bedin kader nereved

Ben sarhoa byle aalayc gzle bakma. Dinin, imann onuru bu kadarckla elden gitmez. (Hfz)

bedin karr ki: (F.-A.) [be + d + in + karr + ki] yle ki.

bedin lehz: (F.-A.) [be + d + in + lehz] bylece, bylelikle.

Bedin lehz ez rh-i Hemedn u zerbycn zim-i derbend-i l odem

Bylelikle Hemedan ve Azerbaycan zerinden ul kalesine gittim. (Gulbang)

bedin manki: (F.-A.) [be + d + in + man + ki] yle ki.

bedin vech ki: (F.-A.) [be + d + in + vec + ki] yle ki, u ekilde, aada olduu gibi.

Rviyn-i ehbr der inc igird be kr bordeend bedin vech ki

rviler burada yle bir ynteme bavurdular. (Derd-i Ak-i Zuleyh)

bedin vesle: (F.-A.) bu nedenle, bu vesile ile, bylece, bylelikle.

bedinc: [be + d + in + c] buraya.

Berevd ve be h ki om r bedinc firistde est in ehbr r begd

Gidiniz ve sizi buraya gnderen krala bu haberleri iletiniz. (Don Karlos)

bedinsan: [be + d + in + san] bylece, bu ekilde, bu minval zere.

bedingne: [be + d + in + gne] 1. bylece, bylelikle.

Bedin gne est dstnhy ki b gozet-i karnh vu sliyn-i dirz sne be sne nakl ode ve herkes z ber anh efzde t be sret-i imrz be dest-i m resde est

Bylece asrlar ve uzun yllarn gemesiyle azdan aza nakledilip herkesin bir eyler ilave ettii masallar bugnk ekliyle bize kadar gelmitir. (Frs-i Pencom-i Debistn)

Bedingne bd ki in sefer-i bozorf-i trh gz ud

Bylece bu byk tarih yolculuk balad. (Frs-i Pencom-i Debistn)

2. bylesine.

bedh: (A.) 1. irticalen. 2. ak, apak.

bedhst: (A.-F.) [bedh + est] kukusuz, elbette, tabi ki.

Bedhst bein gofte mutlakan nemtevn itimd kerd

Kukusuz bu sze kesin olarak gvenilemez. (Firdovs ve Hemse-i Mill)

biztihi: (A.) bizzat, kendisi.

ber: (Peh.) 1. -de, -da.

Yek kenzek dd eh ber hrh

ud gulm-i an kenzek cn-i h

ah anayolda bir cariye grd. ahn can o cariyenin klesi oldu. (Mesnevi)

Sgar-i mey ber kefem nih t zi ber

Ber keem in dalk-i ezrakfm r

arap kadehini ver elime; Ataym srtmdan u mavi cbbeyi. (Hfz)

2. -e, -a, zerine.

Sgr ez an brn verd u ber lebe gozt

Ondan bir sigara karp dudana koydu. (Kt-i Kibrt)

3. zerinde. 4. yanna, huzuruna; yannda, huzurunda.

Ber-i an nnv ud t haber det

Vezan dukn-i yek girde berdt (lhnme)