t.c. ege Ünİversİtesİ sosyal bİlİmler enstİtÜsÜ ortaÇaĞ...

107
T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ TARİHİ ANABİLİM DALI SİCİLYA’DA MÜSLÜMANLAR (827 1243) YÜKSEK LİSANS TEZİ Gülmis Vesile CANİK DANIŞMANI : Prof. Dr. Cüneyt KANAT İZMİR–2010

Upload: others

Post on 03-Mar-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

T.C.

EGE ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ORTAÇAĞ TARİHİ ANABİLİM DALI

SİCİLYA’DA MÜSLÜMANLAR (827 – 1243)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Gülmis Vesile CANİK

DANIŞMANI : Prof. Dr. Cüneyt KANAT

İZMİR–2010

Page 2: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü
Page 3: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü
Page 4: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

i

İÇİNDEKİLER

Sayfa

ĠÇĠNDEKĠLER...................................................................................................................i

ÖNSÖZ............................................................................................................................iii

GĠRĠġ……………………………………………………………………….…………....1

I. BÖLÜM:

SĠCĠLYA HAKKINDA

1. COĞRAFYASI........................................................................................................5

2. MÜSLÜMAN FETHĠ ÖNCESĠ KISA TARĠHĠ.....................................................8

II. BÖLÜM:

SĠCĠLYA‘NIN FETHĠNE KADAR MÜSLÜMANLAR................................................11

III. BÖLÜM:

SĠCĠLYA‘DA MÜSLÜMANLAR

1. ĠLK AKINLAR....................................................................................................20

2. SĠCĠLYA‘NIN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN FETHĠ – AĞLEBĠLER...21

3. FATIMĠLER HÂKĠMĠYETĠNDE SĠCĠLYA – KELBĠLER...............................32

4. MÜSLÜMANLARIN GÜNEY ĠTALYA‘DAKĠ FAALĠYETLERĠ..................37

5. SOSYAL, KÜLTÜREL VE ENTELEKTÜEL ORTAM....................................43

IV. BÖLÜM:

NORMANLARIN ĠDARESĠNDE MÜSLÜMANLAR..................................................51

Page 5: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

ii

V. BÖLÜM:

II. FREDERICK VE MÜSLÜMANLAR........................................................................76

SONUÇ............................................................................................................................88

KAYNAKÇA..................................................................................................................91

RESĠMLERĠN KAYNAKÇASI......................................................................................97

Page 6: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

iii

ÖNSÖZ

Ortaçağ‘daki Ġslam Devleti‘nin batı yönlü fetihlerinin önemli duraklarından biri,

Sicilya‘nın fethidir. Sicilya‘nın Müslümanlarca fethi, Ġslam Devleti ordularının Afrika

ve Avrupa üzerinde baĢlattıkları geniĢleme ve yayılma politikasının en son hamlesini

teĢkil eder.

Sicilya‘nın geçmiĢinden getirdiği Latin ve Yunan kültür mirası, 9. yüzyılın

Müslüman fethi dolayısıyla, Ortaçağ‘ın yüksek kültürü olan Ġslam gelenek ve kültürüyle

karĢılaĢmıĢ, böylece ileriki asırlara yansıyacak bir etkileĢim baĢlamıĢtır. 1061 yılında

Sicilya‘daki Ġslam Devleti resmi olarak sona erse de etkileri uzun süre devam etmiĢ ve

adada etkili bir Hıristiyan-Müslüman kültür ortamı oluĢmuĢtur.

Bu tezin amacı, Sicilya‘da fetih yıllarıyla birlikte üç asra yakın süren Müslüman

hâkimiyetini ve Sicilya kaybedildikten sonra da Sicilya tarihini etkileyen Müslüman

varlığını anlatmak ve Müslümanların adaya katkılarının Avrupa tarihine etkilerini

yansıtmaktır. BaĢlangıç noktamız Müslümanların adaya ilk ayak bastığı yıl olan 827

yılıdır; II. Frederick‘in adadaki son önemli Müslüman topluluğu Güney Ġtalya‘daki

Lucera‘ya sürdüğü 1243 yılı ise varıĢ noktamızdır.

Bu kadar küçük olan bir adanın, kapladığı alanla orantısız olarak, tarihte bu

kadar büyük rol oynaması çok rastlanılan bir durum değildir. Bunun temel nedeni

adanın konumudur. Bu bakımdan, konu edindiğimiz Sicilya‘yı daha iyi anlamak için

çalıĢmamıza adanın coğrafyasını ve Müslümanların adaya gelmelerinden önceki

dönemini ele alarak baĢlayacağız. Tezimizin birinci bölümü olan ―Sicilya Hakkında‖,

―Coğrafyası‖ ve ―Müslüman Fethi Öncesi Kısa Tarihi‖ olmak üzere iki kısma

ayrılmaktadır.

Ġkinci bölümün (―Sicilya‘nın Fethine Kadar Müslümanlar‖) odak noktası ise

Sicilya‘nın fethine kadarki Müslüman tarihi olacaktır. Müslümanların Akdeniz

Havzasındaki fetihleri, onları Sicilya‘ya getiren süreç ve entelektüel hayatları

özetlenecektir.

Üçüncü bölüm (―Sicilya‘da Müslümanlar‖), Sicilya‘nın Müslümanlarca, 831‘de

Palermo‘nun alınmasıyla baĢlayan, 902 yılında tamamlanan ve 1091 yılında sona eren

fethini ve Sicilya‘ya yerleĢen Müslümanların burada oluĢturdukları sosyal, kültürel ve

Page 7: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

iv

entelektüel ortamı anlatmaktadır. Bölüm kendi içinde beĢ kısma ayrılmaktadır. Ġlk

kısımda (―Ġlk Akınlar‖) Müslümanların adaya ilk akınları, ikinci kısımda (―Sicilya‘nın

Müslümanlar Tarafından Fethi - Ağlebiler‖) Ağlebilerin Sicilya‘yı fethi, üçüncü

kısımda (―Fatımiler Hâkimiyetinde Sicilya - Kelbiler‖) adanın Fatımilere bağlı

Kelbilerin hâkimiyetindeki dönemi, dördüncü kısımda (―Müslümanların Güney

Ġtalya‘daki Faaliyetleri‖) özellikle Sicilya Müslümanlarının Güney Ġtalya‘daki fetih

faaliyetleri, beĢinci kısımda ise (―Sosyal, Kültürel ve Entelektüel Ortam‖) Sicilya

Müslümanlarının sosyal, kültürel ve entelektüel ortamı ele alınacaktır.

Norman kuvvetlerinin, Sicilya‘yı Müslümanlardan geri aldığı istila harekâtı

1060 yılında baĢladı ve 1091 yılında tamamlandı. Dördüncü bölümde (―Normanların

Ġdaresinde Müslümanlar‖) Sicilya‘nın Norman dönemi, adanın yeni hâkimleri

Normanların yönetimi altındaki Müslümanların yaĢamı ve bu iki unsurun etkileĢimi

irdelenecektir.

Normanların idaresi 1194‘te sona ermiĢ ve Hohenstaufen Hanedanı dönemi

baĢlamıĢtır. Tezin beĢinci bölümünde (―II. Frederick ve Müslümanlar‖), bu dönemdeki

Müslümanların durumu yanında, hanedandan, özellikle iki medeniyetin

yakınlaĢmasındaki rolü nedeniyle, II. Frederick üzerinde durulacaktır.

Bu çalıĢmanın ortaya çıkmasında katkıları olan herkese teĢekkürü bir borç

bilirim. Her sorumda ve sorunumda benden anlayıĢını ve rehberliğini esirgemeyen, tez

çalıĢmamda değerli yorum ve önerileri ile bana yol gösteren danıĢman hocam Prof. Dr.

Cüneyt Kanat‘a en içten teĢekkür ve saygılarımı sunarım. Öğrencisi olabildiğim için

büyük onur duyduğum Prof. Dr. Ġsmail Aka‘ya özellikle tez konumun belirlenmesindeki

katkılarından ötürü çok teĢekkür ederim. Prof. Dr. Mehmet Ersan ve Doç. Dr. Samira

Kortantamer‘e desteklerinden ve bir Ortaçağ tarihçisi adayı olma yolunda beni

birikimleriyle geliĢtirdiklerinden dolayı; Prof. Dr. Saim SavaĢ ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet

Karayaman‘a tezimi hazırlama sürecinde bana verimli ve huzurlu bir çalıĢma ortamını

sağladıklarından dolayı müteĢekkirim. Değerli dostum ArĢ. Gör. Gaye Yavuzcan

Anvarian Aghdam‘a yardımları ve teĢviki için; ailem Erol ve Sabiha Canik‘e sonsuz

destek ve özverileri için minnettarım.

Page 8: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

1

GİRİŞ

Hac yolcuğundan dönüĢü esnasında (1185), gemisi kötü hava koĢulları nedeniyle

Sicilya kıyılarına oturunca bir süre adada konaklamak durumunda kalan Ġbn Cübeyr1,

Norman Sicilyasını gözlemlerken, Müslümanların Hıristiyanlarla yan yana yaĢadığını,

Hıristiyanların Müslümanlara iyi davrandığını, Norman sarayının Katolik Avrupai bir

karakterden çok Ġslami bir karakter taĢıdığını, II. William‘ın (1166–1189) bir Müslüman

yöneticiye benzediğini, Hıristiyan kadınların Müslüman kadınlarının modasını takip

ettiğini kaydetmiĢti2. Aslında bu yıllar Sicilya‘nın LatinleĢme ve HıristiyanlaĢtırma

sürecinin hız kazandığı, Müslümanların sorunlarının ve Ġslam topraklarına göçlerinin

yoğunlaĢtığı yıllardı, yine de Normanların Sicilya‘yı Müslümanlardan ele geçirmesinin

üzerinden yüz yıl geçmesinden sonra bile, adada Ġslam etkisi sürmekteydi ve bu

bilinçdıĢı bir etki olmaktan çok, bilinçli bir sahipleniĢti.

Kutsal Roma–Germen Ġmparatoru II. Frederick (1198–1250), her ne kadar

Sicilya Müslümanlarının ayaklanmalarını sertçe bastırmıĢ ve Müslüman halkın adadaki

son kalıntılarını 1243 yılında Ġtalya‘daki Lucera‘ya sürerek Sicilya‘daki Müslüman

varlığına son vermiĢ olsa da, genel kanıya göre, Müslüman kültürün büyük bir hayranı

ve öğrencisiydi. Ordusunda, devletinin bürokrasisinde Müslümanları kullanıyordu.

Kendini Arapçada çok rahat ifade edebiliyordu ve Ġslam‘a olan saygısı Haçlı Seferi

sırasında Kudüs‘te tanıĢtığı Müslümanları dahi ĢaĢırtmıĢtı; Papalık kaynakları onu

(yanlıĢ bir Ģekilde) Ġslam dostu ve hatta gizli bir Müslüman olarak yansıtıyorlardı3. Bu

ünü neticesinde Dante, ona ‗Cehennem‘inin altıncı dairesinde diğer ‗heretiklerle‘

birlikte yer vermiĢti4.

1 1145 yılında Valensiya‘da iyi bir ailenin oğlu olarak doğduğu düĢünülen; Granada valisinin kâtipliği

görevinde bulunan Ebu‘l-Hüseyn Muhammed Ġbn-i Ahmed Ġbn-i Cübeyr el-Kenani, 3 ġubat 1183

tarihinde Ġspanya‘dan yola çıktığı ve 25 Nisan 1185 yılında döndüğü bir hac yolculuğuna çıkmıĢtı. Bu

yolculuğu esnasında kaydettiği notlar günümüze ulaĢmıĢtır. 2 The Travels of Ibn Jubayr: Being the Chronicle of a Mediaeval Spanish Moor Concerning His Journey

to the Egypt of Saladin, the Holy Cities of Arabia, Baghdad the City of the Caliphs, the Latin Kingdom of

Jerusalem, and the Norman Kingdom of Sicily, çev. R. J. C. Broadhurst, Jonathan Cape, London, 1952, s:

337–360. 3 David Abulafia, Mediterranean Encounters, Economic, Religious, Political, 1100–1550, Burlington,

Aldershot, 2000, içinde ―Ethnic Variety and its Implications: Frederick II‘s Relations with Jews and

Muslims‖, s: 220. 4 Dante Alighieri, İlahi Komedya, çeviren: Rekin Teksoy, Oğlak Yayınları, Ġstanbul, 2003, s: 102.

Page 9: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

2

Sicilya‘nın Norman kralları ve II. Frederick, Avrupalılara göre ‗taç giymiĢ

sultanlar‘dı5. Hıristiyan Batı‘nın baĢ düĢmanları Müslümanlar ile fazlasıyla içli dıĢlı

oldukları için ‗kâfir‘ olarak görülüyorlardı.

Fakat Modern Batı iĢte böyle bir ortamda, Normanlar zamanında ve

Hohenstaufen dönemi Sicilya‘sında doğdu6. Çok farklı dünyaların karĢılaĢtığı ve

kültürel sınırların belirsizleĢtiği, iç içe girdiği bir ‗eĢik‘ bölgesi olan Sicilya, Avrupa‘nın

geliĢimine katkıda bulunan önemli faktörlerden biri oldu. Hıristiyan Batı, Sicilya‘da (ve

Ġspanya‘da) kurulan Ġslam devletleri vasıtasıyla en olgun Ġslam uygarlığını tanıdı. Bu

olgunluğun yansımaları, Batı‘nın yükseliĢini mümkün kıldı.

Standart Avrupalı, etnomerkezci tarih yorumları, insanlığın geliĢmesinin

merkezine Batı‘yı koyar; Batının, Antik Yunan‘dan baĢlayarak, doğuĢtan gelen üstün

özelliklerinin bir sonucu olarak kendiliğinden modern dünyanın oluĢmasına önderlik

ettiğini ve ilerlemeci geliĢmenin yalnızca Batı‘nın tekelinde olduğunu, Doğu‘nun bu

geliĢmeye sadece pasif bir seyirci olarak katıldığını / katılabileceğini savunur7.

Etnomerkezci tarih bakıĢ açısına göre, uzun bir ‗karanlık‘ dönemden sonra

Avrupa‘nın yükseliĢinin baĢlangıcı olarak kabul edilen Rönesans da, Antik Dünya‘nın

unutulmuĢ, kaybedilmiĢ bilgisinin geri kazanıldığı, ‗saf‘ Grek düĢüncesinin, Helenistik

kültürün yeniden keĢfedildiği bir dönemdi; yani Avrupalı fikirlerin, değerlerin ve

yeteneklerin, Avrupalılar tarafından yeniden canlandırılmasıydı. Ġslam medeniyeti de bu

‗yeniden doğuĢa‘ pasif bir biçimde katkıda bulunmuĢtu. Ġslam Devleti, Helenistik

kültürün hala korunduğu toprakları ve Güney Avrupa‘yı ele geçirmiĢ; özellikle yapılan

kitap çevirileriyle bu kültürün Avrupa‘ya iletilmesine aracı olmuĢtu.

Ġdeolojik bir tutumla yola çıkmayan, tarihe objektif yaklaĢan sosyal bilimciler,

Müslümanların bu süreçte basit iletkenler olmadıklarını, rollerinin sadece Antik

kültürlerden elde ettiklerini Avrupa‘ya aktarmak olmadığını ortaya koymuĢlardır.

Müslümanlar bu kültürlerin bilgilerini, fikirlerini, değerlerini ve yeteneklerini

5 ―Yani Frenk kralları gibi taç giyinmiĢ Müslüman sultanlardı‖, Abdulhalik Bakır, ―Ġki Medeniyetin

Mücadele Sahası Sicilya (Fenikelilerden Ġslam Fethine Kadar)‖, Ortaçağ Tarih ve Medeniyetine Dair

Çeviriler II, Bizim Büro Basımevi, Ankara, 2008, s: 697. 6 Sigrid Hunke, Batı’yı Aydınlatan Doğu Güneşi, çeviren: IĢık Soner, Kaynak Yayınları, Ġstanbul, 2008, s:

351. 7 John M. Hobson, Batı Medeniyetinin Doğulu Kökenleri, çeviren: Esra Ermert, Yapı Kredi Yayınları,

Ġstanbul, 2008, s: 18–19.

Page 10: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

3

sindirmiĢler ve yeni gözlemler, yeni fikirler ve yeni yöntemlerle zenginleĢtirmiĢler,

yeniden ĢekillendirmiĢlerdi.

Avrupa medeniyeti hiçbir zaman sadece Avrupalıların baĢarısı olmamıĢtır. Zaten

medeniyetin geliĢmesi, doğrusal bir süreç değildir; doğası gereği, toplulukların karĢılıklı

etkileĢimlerine bağlıdır. Farklı kültürlerin, çeĢitli nedenlerle birbirleriyle iletiĢime,

etkileĢime girmesi; zaman içinde değiĢmesi, değiĢtirmesi; geliĢmesi, geliĢtirmesi,

medeniyeti oluĢturur. ―Medeniyet‖ tabirinin kökeninin, Arapça‘da Ģehir anlamına gelen

medine sözünden üretilmiĢ olması, Ģehir kültürünün, farklı ırklardan, dillerden,

dinlerden ve geleneklerden gelen insanları bir araya getirmesi ve onları - ister, istemez -

etkileĢime sokarak, ortak bir yaĢayıĢ birliği oluĢturmasına zemin hazırlaması özellikleri

düĢünüldüğünde, kelimenin geniĢ anlamını mükemmel bir temele oturtmuĢ olmaktadır.

Avrupa medeniyeti de, çağlar boyu Akdeniz dünyasına hâkim olmuĢ farklı kültürlerin,

fikirlerin, değerlerin özümsenmesi ve geliĢtirilmesiyle oluĢmuĢtur.

Akdeniz‘i çevreleyen Ġslam ve Hıristiyan ülkelerinin VII. yüzyılda baĢlayan

çatıĢmalarla dolu uzun tarihi, bu çatıĢmanın taraflarında, ‗öteki‘ni düĢman, yabancı ve

anlaĢılmaz olarak konumlandıran bir mitolojiye dayanan kolektif bir algı dünyası

yaratmıĢtır8. Henri Pirenne ―Bir zamanlar ortak adetlerin, ihtiyaçların ve fikirlerin

etkileĢimini sürdüren bu kıyılarda, iki uygarlık ya da daha doğrusu iki yabancı ve

düĢman dünya, Hilâl‘in ve Haç‘ın dünyası Ģimdi karĢı karĢıya gelmiĢti,‖9 derken,

Akdeniz‘de bir çatıĢma ortamından, düĢmanlardan baĢka bir Ģeye yer vermez. Fakat

çatıĢmalar, iktidar mücadeleleri, savaĢlar, insanlık tarihini anlamamızı tek baĢına

sağlayamaz. Ġspanya, Sicilya, Haçlı devletleri, Hıristiyanlarla Müslümanların sürekli

mücadele ettikleri savaĢ alanlarıydı, ama aynı zamanda önemli kültürel alıĢveriĢlerin

vuku bulduğu yerlerdi. Rönesans‘ın rotası, Ortaçağ‘da Hıristiyanlar ve Müslümanlar

arasında yaĢanılmıĢ bu yakın temaslar ve karĢılıklı ticari, entelektüel ve kültürel

iliĢkilerle çizilmiĢtir. Ġslam Devleti‘nin hem siyasi yollarla hem de ticari amaçlarla,

Avrupa‘ya, Hindistan‘a, Güneydoğu Asya‘ya, Çin‘e, Afrika‘ya doğru yayılması, sadece

8 Siculo-Norman Art: Islamic Culture in Medieval Sicily, Museum With No Frontiers, Austria, 2004, s:

15. 9 Henri Pirenne, Ortaçağ Avrupa’sının Ekonomik ve Sosyal Tarihi, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2005, s:

11.

Page 11: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

4

fethedilen yerleri değil, süreç içinde tüm Batı dünyasını değiĢtirmiĢ, modern dünyanın

Ģekillenmesini derinden etkilemiĢtir.

Müslümanlar, Güney Ġtalya‘da ve Adriyatik kıyılarında istilalar yapmalarına ve

hatta bazı bölgelerde emirlikler, örneğin 847 ve 871 yılları arasında Bari Emirliğini,

kurmalarına rağmen, en uzun sürelisi ve en kalıcı etkilere sahip olanı Sicilya

yerleĢimleri olmuĢtur. Sicilya‘nın (ve tüm Güney Ġtalya‘nın) IX. yüzyılda Ġslam

dünyasıyla karĢılaĢması ve adada, 827 yılından 1091 yılındaki Norman istilasına kadar

üç yüzyıl süren Müslüman varlığı, adanın sonraki sahiplerini ve kültürlerini kökünden

değiĢtirmiĢtir.

Page 12: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

5

I. BÖLÜM: SİCİLYA HAKKINDA

1. COĞRAFYASI

Resim 1: Sicilya

Çevresindeki adalarla birlikte yüzölçümü 25.708 km² olan, Arapçada ‗Sikilliya‘,

Grekçe‘de ‗Sikelia‘, Latincede ‗Sicilia‘ olarak adlandırılan Sicilya, Akdeniz‘in en

büyük adasıdır10

. Ġtalya yarımadasını, yani Avrupa kıtası ile Sicilya adasını sadece 3 km

eninde bir boğaz olan Messina Boğazı ayırır. Afrika ile arasında 100 milden az bir

mesafe vardır. Doğu ile Batı arasında neredeyse yolun yarısında bulunan Sicilya, Kıta

Avrupa‘sına da, Kuzey Afrika‘ya da gemiyle rahatça ulaĢılabilir olması nedeniyle

Akdeniz‘de bir köprü iĢlevini görmüĢtür. Akdeniz ticaret yolları üzerindeki önemli

konumu, Sicilya‘yı, hem devletlerin topraklarına katmak için devamlı uğraĢtıkları

değerli bir kara parçası, hem de Akdeniz Havzası ülkelerinden değiĢik kültürlerin

buluĢma yeri haline getirmiĢtir. Tarihi boyunca Avrupa‘yı oluĢturan güçlerin ilgisini, bir

10

Mahmut H. ġakiroğlu, ―Sicilya‖ maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, XXXVII, 2009, s:

138.

Page 13: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

6

kaçıĢ yeri ve / veya bir kavĢak noktası olarak çekmiĢtir11

. Bir yandan ‗Doğu‘ ve ‗Batı‘yı

ayıran bir sınır; diğer yandan ‗Doğu‘ ve ‗Batı‘, Afrika ve Avrupa arasında bağlantı

kuran bazen bir çatıĢma bazen de bir buluĢma alanı olmuĢtur, bu durum adanın sakin

zamanlarının çok nadir olmasına yol açmıĢtır12

.

Bugünün Sicilya‘sı karıĢık tarihinden bariz izler taĢır: yerel Ģive önceki dillerin

kalıntılarını barındırır, nüfusunun etnisitesi oldukça karıĢıktır ve Ģehirleri neredeyse her

tür çağın ve stilin mimari eserleriyle doludur13

. Tarihi boyunca adayı mesken tutmuĢ

farklı güçler, Sicilya‘ya kendine özgü bir kültür vermiĢtir.

Resim 2: Piri Reis‘in Haritasında Sicilya, Kitab-ı Bahriye, XVI. yüzyıl

11

Finley, a.g.e., s: 4. 12

Finley, a.g.e., s: 4. 13

Finley, a.g.e., s: 4.

Page 14: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

7

Sicilya genel olarak dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir. Düz alanı

azdır. Düz alanlar, özellikle volkanik faaliyetlerin sonucu olarak, tarımsal bakımdan

oldukça verimlidir. Klasik Akdeniz tarım ürünleri dıĢında, bu verimlilik Müslümanların

adaya kazandırdığı yeni ürünler ve tarımsal teknikler sonucu daha da artmıĢtır.

Fakat Sicilya tarihinden bahsederken, fatihlerin ve göçmenlerin sürekli ilgisine

maruz kalmıĢ Antik Sicilya‘nın, yakın zamanların sürekli göç veren Sicilya‘sından

farklı bir yapıya sahip olduğunu göz önünde bulundurmamız gerekir: Örneğin, adanın

aldığı yağıĢ oranı eskiye oranla oldukça düĢmüĢ ve birçok su kaynağı yok olmuĢtur;

Antik Sicilya bir ormanlar ülkesi olmasına rağmen, bugün ormanlık alanlar, adanın

sadece yüzde beĢini kaplamaktadır14

.

David Abulafia, Ġtalya‘nın ve dolayısıyla Sicilya‘nın tarihinin, onu Akdeniz

tarihi bağlamında değerlendirmeden tam olarak anlaĢılamayacağını belirtmiĢtir15

. Dünya

tarihinin büyük uygarlıklarından birçoğu Akdeniz kıyıları çevresinde geliĢmiĢtir.

Akdeniz, bu uygarlıklara biçim vermiĢtir; uygarlıklar ‗bu denizde / bu deniz için‘

birbirleriyle kapıĢtıkları kadar, bu deniz üzerinden ticari, kültürel, fikirsel, dinsel ve

siyasal bakımdan etkileĢime de girmiĢler, iletiĢimde bulunmuĢlar ve geliĢmiĢlerdir.

Akdeniz tarihi, çatıĢmadan ziyade, bir arada yaĢamanın tarihidir; Oleg Grabar ―Akdeniz

kültürü, düĢündüğümüzden çok daha fazla bir bütünlük arz eder‖16

yorumunda

bulunurken Akdeniz‘de her türlü siyaseti aĢan kültürel devamlılığa iĢaret etmekteydi.

Sicilya da bir Akdeniz toplumuydu; Akdeniz‘i oluĢturan tüm unsurların bir

karıĢımıydı. Hinterlandının dağlık olması nedeniyle Güney Ġtalya‘daki önemli Ģehirlerin

çoğu sahil Ģeridi boyunca sıralanmıĢtı ve kendi aralarında ve diğer yabancı Ģehirlerle

sadece deniz yoluyla bir bağ kurabiliyorlardı; Ortaçağ‘da Güney Ġtalya, Avrupa

Kıtası‘ndan çok, Akdeniz‘in bir parçasıydı17

. Bu bağı sağlayan araçlar, fikirsel

14

Finley, a.g.e., s: 4-5. 15

David Abulafia, Italy in the Central Middle Ages, Oxford Üniversitesi Yayınları, New York, 2004, s:

59. 16

Mirjam Gelfer-Jorgensen, Medieval Islamic Symbolism and the Paintings in the Cefalu Cathedral, E.J.

Brill, Leiden, 1986, s: 177. 17

David Abulafia, Italy in the Central Middle Ages, s: 59.

Page 15: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

8

etkileĢimi de beraberinde getiriyordu: Gemiler, taĢıdıkları kargolar, yolcular ve de

yolcuların kafasından geçen Ģeyler18

...

2. MÜSLÜMAN FETHİ ÖNCESİ KISA TARİHİ

Sicilya, tarihi boyunca Akdeniz‘de meydana gelen her türlü geliĢmeden,

değiĢimden nasibini almıĢtır. Adanın tarihi, Akdeniz Havzası‘nın kalbi sayılabilecek

konumu ve topraklarının verimliliği nedeniyle oldukça faal olmuĢtur. Birçok büyük

uygarlığın istilasına uğramıĢtır.

Sicilya‘nın ilk dönemleri karanlıktır. Thoukydides‘e göre adanın yerlileri,

Elimiler, Sicani‘ler ve adaya adını veren Sicel‘lerdir (veya Sicil‘ler)19

. Bunların

kökenleri halen tartıĢma konusudur; ama Thoukydides, Elimiler‘i Troya SavaĢı‘nın

kaybedilmesinden sonra kaçarak Batı Sicilya‘ya yerleĢen Anadolulular, Sicani‘lerin ise

Ġber Yarımadasından gelen bir halk olduğunu; Sicel‘lerin ise Ġtalya‘nın anakarasından

gelerek Doğu Sicilya‘yı mesken tuttuğunu kaydetmiĢtir20

. Bu yerli unsurlar, onlardan

sonra adaya gelenlere hiçbir zaman ciddi bir tehdit olmamıĢlar ve süreç içerisinde ada

nüfusu içinde erimiĢlerdir.

M.Ö. 2000 sonlarında Fenikeliler Sicilya‘ya gelerek, özellikle adanın batı

kıyısında ticari koloniler kurmuĢ olmaları muhtemeldir21

. Fenikeliler, Kartaca‘yı

kurduktan sonra buradaki yerleĢimleri Kartacalıların hükmüne girmiĢtir.

Sicilya‘ya ilk Grek kolonisinin M.Ö. VIII. yüzyılda geldiği düĢünülmektedir22

.

Grek koloniciler Sicilya‘da birçok Ģehrin yanında, Siraküza‘nın da temellerini

atmıĢlardı23

. Adada bu tarihten itibaren Grek etkisi kendini yoğun bir biçimde

göstermeye baĢlayacak, Bizans döneminde de artacak ve ada kültürünün değiĢmez bir

parçası olacaktır; Siraküza da Sicilya Greklerinin doğal baĢkenti sayılacaktır.

18

Tarih Boyunca Akdeniz Uygarlıkları, editör: David Abulafia, çeviren: Nurettin Elhüseyni, Oğlak

Yayıncılık, 2005, s: 13. 19

Alex Metcalfe, Muslims and Christians in Norman Sicily: Arabic Speakers and the End of Islam,

RoutledgeCurzon, London; New York, 2003, s: 3–4. 20

Metcalfe, a.g.e., s: 4. 21

Bakır, a.g.m., s:678; Fikret IĢıltan, ―Sicilya‖ maddesi, Milli Eğitim Bakanlığı İslam Ansiklopedisi, X,

EskiĢehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 1997, s: 589. 22

IĢıltan, a.g.m., s: 589. 23

IĢıltan, a.g.m., s: 589.

Page 16: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

9

Kartacalıların ve Grek Ģehir devletlerinin Batı Akdeniz‘de sürekli olarak

mücadele ettikleri bu dönemde, Sicilya‘nın batısı Kartacalıların, doğusu ise Greklerin

yönetimindeydi. Bu sırada sahneye Romalılar çıktı. Akdeniz ticaretini elinde tutan

Kartacalılar ile topraklarını geniĢletmek isteğindeki ve bunun için ilk durak olarak

Sicilya‘yı gözüne kestiren Romalılar, uzun yıllar sürecek bir mücadeleye giriĢtiler.

Sicilya ve Kuzey Afrika topraklarında vuku bulan Birinci Pön SavaĢı (M.Ö.

264–241), Roma'nın Sicilya'yı kısmen ele geçirmesiyle sonuçlanmıĢtır; M.Ö. 210‘da ise

Sicilya tamamen Roma hâkimiyetine girmiĢtir24

. Sicilya, Roma Ġmparatorluğu‘nun

Ġtalya anakarası dıĢındaki ilk toprağıdır ve altı yüzyıl boyunca Roma toprağı olarak

kalacaktır.

M.S. 300 ve 700 yılları arasında yaĢanan ve dünya tarihini değiĢtiren olaylardan

biri olan Kavimler Göçü, Sicilya‘yı da direkt olarak etkilemiĢti. Germen kavmi

Vandallar, 440 yılında Sicilya‘yı ele geçirdi; 488‘de de bir diğer Germen kavmi

Ostrogotlar adayı hâkimiyetleri altına aldılar25

.

533 yılında Kuzey Afrika‘yı Vandallardan geri almak için Batı seferine

çıktığında erzak temin etmek için Sicilya‘ya uğrayan Doğu Roma generali Belisarius,

Vandalların imhasından sonra, 535‘te adayı çok zorlanmadan Ostrogotların elinden

aldı26

. Bu tarihten sonra bir yüzyıldan fazla bir zaman Sicilya, I. Justinianos‘un eski

Roma Ġmparatorluğunu canlandırmak emeli çerçevesinde Ġtalya ve Kuzey Afrika‘yı ele

geçirmek için Ostrogotlarla yapılan savaĢların üssü oldu27

. 552 yılında Doğu Roma

Ġmparatorluğu‘nun idari bölgelerinden biri -thema- yapıldı28

.

Bizans imparatoru II. Constans, 660 yıllarında imparatorluğun baĢkentini

Batı‘ya taĢımayı istedi. Bu isteğin arkasında, Ġmparatorun eylemlerinin sonucu olarak

baĢkentte yarattığı hoĢnutsuzluktan kaçmak isteği olabileceği gibi, kendilerini her

zaman Roma Ġmparatorluğu‘nun devamı olarak gören Bizanslıların baĢkentlerini

geleneksel merkez Roma‘ya yakınlaĢtırmak ve Roma Ġmparatorluğunu canlandırmak da

olabilir29

.

24

IĢıltan, a.g.m., s: 590. 25

ġakiroğlu, a.g.m., s: 138. 26

Finley, a.g.e., s: 179–180. 27

IĢıltan, a.g.m., s: 590. 28

ġakiroğlu, a.g.m., s: 138. 29

Finley, a.g.e., s: 183.

Page 17: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

10

663 yılında II. Constans, maiyeti ve ordusuyla kalıcı olarak Sicilya‘nın Siraküza

Ģehrine yerleĢti30

. 668 yılında II. Constans banyosunda suikasta uğrayıp öldürülmesine

kadar, beĢ yıl boyunca Sicilya, Bizans Ġmparatorluğunun baĢkenti haline geldi31

.

Konstantinopolis‘in geleneksel baĢkent unvanını tekrar ele geçirmesinden sonra bile

Sicilya, Bizans‘ın önemli eyaletlerinden biri olmaya devam etti.

Bu dönemlerde Müslümanlar da fetih hareketlerine devam ediyorlar, Batı‘ya git

gide yaklaĢıyorlardı. Fetihlerin daha Ģimdiden Sicilya‘da etkileri görülmüĢtü:

Müslümanlar Suriye‘yi fethettikten sonra yerli halk Süryanilerin Sicilya‘ya göçü,

adadaki Grek nüfusunu önemli ölçüde arttırmıĢ ve Sicilya VII. yüzyılın sonlarında

hemen hemen tamamıyla HelenleĢmiĢti32

. 642–3 yılında Trablus‘un ele geçirilmesinden

sonra da buradan kaçan bir grup Sicilya‘ya sığınmıĢtı33

. Bu iki farklı dünya, daha

aralarında kilometreler varken bile birbirini etkiliyordu.

30

Finley, a.g.e., s: 183. 31

Finley, a.g.e., s: 183–184. 32

Henri Pirenne, Hz. Muhammed ve Charlemagne, Birey ve Toplum Yayıncılık, Ankara, 1984, s: 272. 33

Aziz Ahmad, A History of Islamic Sicily, Edinburgh Üniversitesi Yayınları, Edinburgh, 1975, s: 1.

Page 18: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

11

II. BÖLÜM: SİCİLYA’NIN FETHİNE KADAR MÜSLÜMANLAR

Ġslam Medeniyetini Ģekillendiren, Ortadoğu‘nun büyük bir bölümünü ve

Akdeniz medeniyetlerinin kalbini oluĢturan bölgelerin ele geçirilmesiyle sonuçlanan

fetihler iki safhaya ayrılabilir: Ġlki 633 ve 656 yılları arasına yayılan ve Suriye,

Mezopotamya, Ġran ve Mısır‘ın devletin topraklarına katılmasıyla sonuçlanan fetihler

dizisidir. Ġkinci safha olan Emevi dönemi (661–750) fetihleri ise çok daha uzun sürdü.

Bunun nedenleri hâlihazırda ele geçen toprakların organize edilmesi gereği ve Devletin

artan büyüklüğünün ve demografik çeĢitliliğinin getirdiği zorluklardı. Ġkinci safhadaki

fetihler Batı ve Akdeniz odaklıydı.

Müslümanların fetihlerinde dinsel motivasyonun çok önemli rol oynadığı

kesindir, ama fetihler sadece dinsel amaçlarla yapılmamıĢtı, zira yerli halkın din

değiĢtirmesiyle ilgilenmeyen bir tavır vardı. Aksine, Müslüman olmayan yerli halkın

din değiĢtirmemesini, böylece yönetici sınıf ve vergi veren uyruk bir nüfus ayrımının

korunmasını34

, gayrı-Müslimlerden aldıkları artı vergi gelirlerinin azalmamasını

istiyorlardı.

Fetihlerin zamanlaması, baĢarısını olumlu yönde etkilemiĢtir: Dönemin iki

büyük gücü Bizanslılar ve Sasaniler aralarında yaptıkların uzun savaĢlardan yorgun ve

güçsüz düĢmüĢlerdi; bu savaĢların bir sonucu olarak ortaya çıkan her iki imparatorluğun

yüklü vergi talepleri kendi halklarını onlara karĢı düĢmanca tavır almalarına yol açmıĢtı;

özellikle Suriye ve Mısır‘daki Hıristiyanlar, Bizansın merkezi Ortodoksluğunun

baskılarından dolayı devletten memnun değillerdi, Hıristiyan Kilisesi içinde ayrılıklar

ve parçalanmalar yaĢanıyordu35

. Yeni ‗fatihlerinin‘, eskilerine nazaran daha tercih edilir

politikaları vardı; daha az vergi alıyorlardı, cizye ödemeleri Ģartıyla dinlerine bağlı

kalma hakkını tanıyorlardı ve dinsel içiĢlerine de karıĢmıyorlardı. Ayrıca bu

imparatorlukların sınır halkları, Arapları tanıyorlardı; Araplara, yaĢamlarına ağır

34

Ira M. Lapidus, İslam Toplumları Tarihi, Cilt 1: Hazreti Muhammed’den 19. Yüzyıla, çeviren: Yasin

Aktay, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2010, s: 95. 35

Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, I, çeviren: Salih Tuğ, Boğaziçi Yayınları, 1989, s: 215.

Page 19: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

12

vergiler ve dini baskılar dıĢında bir nüfuzları olmayan kendi merkezi hükümetlerinden

çok daha yakın durumdaydılar36

.

Araplar tanınıyordu, ama Ġslam bilinmiyordu. Yeni bir dinin varlığına kimse

ĢaĢırmamıĢtı, zira bu zamanların insanları ―vahiy olayını yadırgamıyorlardı; halkların

böyle vahiyleri kabul edebileceği düĢüncesi bölgede yaygındı‖37

. Fakat Ġslam‘ın bu

kadar büyüyebileceğini, yayılabileceğini, var olan dinler için nasıl bir tehlike

yaratabileceğini kimse önceden sezememiĢti38

. Diğer dinlerin bilginleri, bu yeni ve

yabancı inanç konusunda bir yorumda bulunamıyorlardı, daha önceki dinlere ve

mezheplere karĢı ileri sürdükleri savunmaları kullanamıyorlardı39

.

Bunların dıĢında tabii ki manevi faktörler de önemliydi. Bizanslılar ve Persler,

profesyonel ordular ve savaĢmak zorunda bırakılan askerler kullanıyorlardı ve bu durum

savaĢları yavaĢ ve pahalı hale getiriyordu; Müslümanlar ise gönüllü olarak dinleri için

savaĢıyorlardı40

. Müslüman savaĢçıların çoğu yarı-göçebeydi ve hızlı bir Ģekilde

mobilize edilebiliyorlardı41

. Fethedilen topraklara yapılan Müslüman göçlerle de fetihler

güvenceye alınıyordu42

.

Müslümanlar, özellikle ehl-i kitap olarak değerlendirdikleri gayrı-Müslimlere

devlet ve toplum kademelerinde yer veriyorlardı; gayrı-Müslimler yetenekleri sayesinde

üst düzey görevlere gelebiliyorlar ve bu da onları yeni devletin bir parçası haline

getirerek sistemle bütünleĢmelerini sağlıyordu43

. Örneğin Emevi Halifesi Muaviye‘nin

müĢavirlerinden biri olan Sercun bin Mansur bir Hıristiyandı44

. Bu farklı kültürlerin

etkileĢiminin Ġslam Medeniyeti‘nin geliĢmesine büyük katkısı olmuĢtu. Ġslam fetihleri

Yakın Doğu‘ya eski siyasi hâkimiyetini ve entelektüel itibarını geri kazandırmıĢtı45

.

36

Claude Cahen, Türkler Nasıl Müslüman Oldular?, çevirenler: T. Andaç, N. Uğurlu, Örgün Yayınevi,

Ġstanbul, 2008, s: 31. 37

Claude Cahen, Türkler Nasıl Müslüman Oldular?, s: 31. 38

Claude Cahen, Türkler Nasıl Müslüman Oldular?, s: 32. 39

Claude Cahen, Türkler Nasıl Müslüman Oldular?, s: 32. 40

G. E. Von Grunebaum, The Classical Islam: A History 600–1258, George Allen and Unwin, London,

1970, s: 53. 41

Claude Cahen, Türkler Nasıl Müslüman Oldular?, s: 32. 42

Lapidus, a.g.e., s: 83. 43

Lapidus, a.g.e., s: 96. 44

A. Engin Beksaç, ―Emeviler‖ maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, I, 1995, s: 90. 45

Philip K. Hitti, History of the Arabs: From the Earliest Times to the Present, 10. baskı, Macmillan,

New York, 1970, s: 146.

Page 20: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

13

Ġslam Ordusu‘nun Batı fetihlerinin perdesini, 634‘deki Bizans‘ın yenilmesiyle

sonuçlanan Ecnadin SavaĢı açtı. Müslümanların dağınık akıncı gruplar yerine bir ordu

olarak hareket ettikleri bu savaĢ onlara bir düzen verdi ve bir hedef belirlenmesine yol

açtı46

. Sonrasında Bizans‘ın Suriye eyaletine ilerlendi. 20 Ağustos 636 yılında Yermuk

SavaĢı‘nda Bizans ordusunun Müslümanlara yenilmesi, Suriye‘nin kaderini nihai ve

kesin olarak belirledi47

. Bu zaferden kısa bir süre sonra Filistin ele geçirildi48

. Suriye ve

çevresinin fethinin tamamlanması 641 yılını buldu. Batı istikametinde bir diğer önemli

nokta Mısır‘ın fethiydi. 643 yılında, Bizans baĢkentinin tahıl ambarı, donanma üssü ve

çok önemli bir entelektüel merkez olan stratejik olarak da çok büyük önem arz eden

Mısır, Ġslam Devleti sınırlarına katıldı.

Suriye ve Mısır‘ın fethi özellikle Ġslam Medeniyeti‘nin geliĢimi yönünden çok

önemliydi. Bu topraklar Antik Dünya‘nın uygarlıklarının geçiĢ ve buluĢma yeriydi.

Antik Dünya‘nın entelektüel gelenekleri burada gayrı-Müslimler tarafından hala devam

ettiriliyor ve geliĢtiriliyordu. Emevi halifelerinin ġam‘daki sarayında Antik Dünya‘nın

bilgileriyle ilk karĢılaĢmalar yaĢandı. Halid bin Yezid‘in, Ġskenderiye‘de yaĢayan bir

grup Grek filozofunu huzuruna çağırdığı kaydedilmiĢtir49

. Felsefe, astronomi,

matematik, tıp ve kimya (simya) eserlerinin Arapça‘ya çevrilmesine daha bu dönemde

baĢlanmıĢtır50

. Halid bin Yezid, Mısır‘dan tercüme yapmaları için bilginler getirterek

tercüme faaliyetlerine öncülük etmiĢti51

.

Doğu‘da ise Ġran ve Maveraünnehir‘in Buhara, Semerkant gibi Ģehirlerinin ele

geçirilmesi bir diğer kültür kapısını açtı. Buradan da Doğu‘nun bilgisi Ġslam

topraklarına akacaktı. Müslüman liderler ve elit tabaka da entelektüel giriĢimleri

destekleyecek ve böylece Ġslam toprakları bilimin, felsefenin, edebiyatın Antik

bilgisinin toplandığı, geliĢtirildiği, zenginleĢtirildiği ve Akdeniz‘in farklı bölgelerine

dağıldığı yerler haline gelecekti.

Bizans Kuzey Afrika‘sının ele geçirilmesi ise uzun ve zorlu bir süreçti,

bütününün zaptedilmesi yetmiĢbeĢ yıl kadar sürdü (643–711). Atlantik‘e kadarki kıyının

46

Lapidus, a.g.e., s: 79. 47

Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, I, s: 230. 48

Claude Cahen, Türkler Nasıl Müslüman Oldular?, s: 33. 49

D. M. Dunlop, Arab Civilization to A.D. 1500, Longman, Essex, 1985, s: 172. 50

Beksaç, a.g.m., s: 100. 51

Beksaç, a.g.m., s: 100.

Page 21: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

14

alınması bile VII. yüzyılın sonuna doğru ancak tamamlanabildi. Güneye doğru

yapılacak seferlere çetin Atlas Dağları doğal bir engel oluĢturuyordu. Aynı ölçüde çetin

ama doğal olmayan engel de bölgenin yerlileri Berberilerin direniĢiydi. Mütemadiyen

bir Berberi direniĢi vardı. Bu direniĢ bazen Bizans tarafından da destekleniyordu.

Zaman içinde (hızlı ve düzenli olmayan bir biçimde) Berberiler Müslüman oldular.

Gerçi, Ġbn Haldun‘a göre, Berberiler 70 yıl içinde Ġslamiyet‘ten 12 defa çıkmıĢlar, 12

defa girmiĢlerdi52

. Müslüman olmalarına rağmen Berberi direniĢler sona ermedi.

Kendilerini gerçek Müslüman olarak gören Arap Müslümanların Berberilere eĢitleri gibi

davranmamaları53

ve süreç içerisinde Berberi kabilelerinin Haricilik‘in etkisine

girmesi54

çok ciddi sorunlar yaratmaya devam etti. Fakat yine de Berberi güçleri Ġslam

ordularının önemli bir unsuru haline geldiler; Kuzey Afrika‘dan yapılan tüm seferler

Berberilerin katılımıyla gerçekleĢtirildi. 670 yılında, Kuzey Afrika‘nın yerlileri

Berberilerin yardımıyla buradaki Hıristiyan egemenliği tamamen yıkıldı. Bir karargâh

Ģehri olarak Kayrevan, günümüzün Tunus topraklarında kuruldu ve ileriki Batı fetihleri

için çok önemli üs oldu. Kuzey Afrika‘daki Ġslam dininin ve kültürünün yayılmasına ve

yerleĢmesine temel teĢkil etti. Kısa zamanda nüfusu artarak büyük ve önemli bir Ģehir

ve kültür merkezi haline geldi.

Fetihlerin ilk dönemlerinde, karaya ve çöle alıĢkın olan Ġslam ordusu, denizde

tecrübeli değildi. Fakat özellikle Bizansla mücadele için deniz gücü Ģarttı. Bu konudaki

ilk önemli geliĢme Halife Osman zamanında yaĢandı. Müslümanlar bir filoya sahip

oldular55

. Suriye‘deki Emevi valisi (ve geleceğin Halifesi) Muaviye ilk deniz seferini

gerçekleĢtirdi: 649 yılında Kıbrıs adası alındı56

. 655 yılında Bizans donanmasına karĢı

Anadolu‘nun güney kıyısında zafer kazanıldı. Bu zafer, Orta ve Batı Akdeniz‘i

Müslüman akınlarına açtı. 667‘de Sicilya‘ya ilk akınlar yapıldı, Ġstanbul kuĢatıldı. 710–

711 yıllarında Müslümanlar Cebelitarık Boğazı‘nı, çoğunluğu Berber olan bir orduyla,

geçtiler. Böylece Müslümanlara Avrupa‘nın kapılarını açtı.

52

Henri Pirenne, Hz. Muhammed ve Charlemagne, s: 185. 53

Robert Mantran, İslamın Yayılış Tarihi: VII-XI. Yüzyıllar, çeviren: Ġsmet Kayaoğlu, Ankara

Üniversitesi Yayınları, Ankara, 1981, s: 156. 54

Hariciliği benimsemeleri, Berberilere Müslümanlığı kabul edip, Arap hâkimiyetine karĢı olma imkânı

veriyordu. Lapidus, a.g.e., s: 498. 55

Mantran, a.g.e., s: 207. 56

Mantran, a.g.e., s: 98.

Page 22: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

15

Ġspanya‘nın fethi Kuzey Afrika‘yı hâkimiyeti altına almıĢ Müslümanlar için

özellikle onları durdurabilecek bir gücün yokluğunda gayet kolay oldu. 720 yılında

Güney Ġspanya‘nın önemli Ģehirleri Granada, Sevil ve Kordoba ele geçirilmiĢti.

Ġslam ordusu 714‘te Pireneleri geçerek, Güney Fransa‘ya geldi ve burada

(Narbonne Ģehrinde) yirmi küsur yıl kaldı57

. Avrupa‘da ulaĢılan en uç nokta Paris‘in iki

yüz kilometre güneybatısında bulunan Tours Ģehridir58

. Burada 733 yılında Ġslam

ordusu Charles Martel‘in önderliğinde Frank ordusu tarafından yenilgiye uğratıldı.

Charles Martel‘in Müslümanlar karĢısındaki zaferinin Avrupa tarihinde efsanevi bir yeri

vardır; eğer bu çarpıĢma ve kahraman Martel olmasaydı Avrupa‘nın Müslümanlar

tarafından istila edilmiĢ olacağına inanılır. Oysa Franklar burada az sayıda, kendi

topraklarından kilometrelerce uzakta savaĢan bir avuç yorgun, tükenmiĢ Müslüman

akıncı ile karĢı karĢıya gelmiĢtir59

. Zafer Ġslam‘ı Batı‘nın en büyük tehditi olarak

yansıtmak isteyenlerin abarttığı kadar görkemli değildir. Müslümanlar, Batı Avrupa‘da

çok fazla ilerlemeyi düĢünmemiĢlerdir, çünkü burası az geliĢmiĢtir. Marc Bloch bu

konuda ―Batı Avrupa‘nın düĢmanları içinde en az tehlikelisi Müslümanlardı… Uzun bir

süre boyunca Bağdat ve Kordoba‘nın görkemiyle kıyaslandığında, ne Galya‘nın ne de

Ġtalya‘nın fakir Ģehirlerinin sunacak yeni bir Ģeyleri vardı,‖ yorumunda bulunmuĢtur60

.

Avrupa‘da vuku bulan bu geliĢmelerin sonucunda Batı Avrupa, Ġslam‘ın

varlığının farkına vardı61

. Batı Avrupa‘nın liderleri Müslüman muadilleriyle temasa

geçti. Ġleriki yıllarda Frank Kralı Pepin 765 yılında Bağdat‘a bir elçi heyeti gönderecek,

Charlemagne ve Abbasi Halifesi Harun er-ReĢid de armağan alıp vereceklerdi; Harun

er-ReĢid diğer birçok Ģeyin yanında Charlemagne‘e bir de fil hediye edecekti62

.

Emevi hanedanı dönemi, Ġslam Devleti‘nin fetihlerle geniĢleme ve örgütlenme

zamanıydı. Abbasiler devrinde ise fetih amaçlı savaĢlar dönemi büyük oranda bitti;

zaten çok geniĢlemiĢ olan sınırları geniĢletmek yerine, içerde refahı sağlama politikası

57

Hugh Goddard, A History of Christian-Muslim Relations, Edinburgh Üniversitesi Yayınları, Edinburgh,

2000, s: 80. 58

Goddard, a.g.e., s: 80. 59

Bernard Lewis, The Muslim Discovery of Europe, Phoenix, London, 1994, s: 19–20. 60

Hobson, a.g.e., s: 119. 61

Goddard, a.g.e., s: 80. 62

Goddard, a.g.e., s: 80.

Page 23: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

16

güdüldü ve bunda da baĢarı sağlandı63

. Abbasilerle Ġslam Devleti‘nin ‗yaratıcı dönemi‘

baĢladı. Tarihte birçok kereler tekrarlandığı gibi, ilk önce bir devlet, sonrasında bir

uygarlık oluĢtu. Bu uygarlığın doruk noktasına ulaĢması ve olgunlaĢması Abbasilerle

gerçekleĢmiĢtir.

Abbasilerin neredeyse ilk iĢi yeni bir baĢkent inĢa etmek oldu. Abbasi Halifesi

Ebu Cafer el-Mansur tarafından, Irak, Ġran ve Suriye arasındaki ana yolların arasında,

Hindistan ticaret yolunun üzerinde, Dicle ve Fırat‘ın beslediği Mezopotamya‘nın

verimli topraklarında (ve Emevilerin güç merkezi Suriye‘den uzakta) Ġslam Devleti‘nin

yeni idari Ģehri ve hilafet merkezi Bağdat kuruldu (762). ġehrin Horasan kapısı

kuzeydoğuya, Basra kapısı güneybatıya, Suriye kapısı kuzeybatıya, Kûfe kapısı

güneydoğuya açılıyordu64

. Stratejik konumunun sunduğu avantajlarla kısa zamanda

Ortadoğu‘nun en büyük, en görkemli ve en zengin Ģehirlerinden biri, uluslar arası bir

ticaret ve entelektüel merkez haline geldi; Orta ve Yakındoğu‘nun her yerinden farklı

unsurlar çeĢitli nedenlerle Bağdat‘ta buluĢuyorlar ve etkileĢime giriyorlardı. ―Bağdat

büyük bir imparatorluğu yönetebilmek için gerekli olan zenginliği ve insan gücünü

sağladı; Ġslam medeniyetini oluĢturan kültürü billurlaĢtırdı‖65

. Abbasiler Bağdat‘da

görkemli, kozmopolit, dinamik bir saray hayatı sürmeye baĢladılar. Abbasilerin yarattığı

dünya, ―Binbir Gece Masalları‖nda anlatılan dünyaydı66

. Ġslam medeniyetinin ulaĢtığı

noktayı temsil eden Bağdat aynı zamanda Avrupa medeniyetinin doğuĢuna da zemin

hazırlamıĢ, Ġslam topraklarının iki ucunu, Güney Avrupa‘yı Ortadoğu ile bütünleĢtiren

bir merkez olmuĢtu67

.

Ġslam Dünyasının yeni elitleri, ―birçok eğilimi aynı potada eriten Ģehirlerde

tutarlı bir hayat tarzı oluĢturmak, beraberlerinde getirdikleri farklı unsurları topluma mal

etmek ve yeni düzenin galibiyetini, meĢruiyetini ve sürekliliğini ifade etmek için

63

ġerare Yetkin, Hakkı Dursun Yıldız, ―Abbasiler‖ maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,

I, 1988, s: 36. 64

Abdülaziz Ed-Duri, Yusuf Halaçoğlu, Abdülkerim Özaydın, Azmi Özcan, ―Bağdat‖ maddesi, Türkiye

Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi, IV, 1991, ―Bağdat‖ maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi, IV, 1991, s: 426. 65

Lapidus, a.g.e., s: 118. 66

Robert E. Lerner, Standish Meacham, Edward McNall Burns, Western Civilizations: Their History and

Their Culture, 13. baskı, W.W. Norton, New York, 1998, s: 252. 67

Ed-Duri, Halaçoğlu, Özaydın, Özcan, a.g.m., s: 437.

Page 24: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

17

birleĢik, ortak bir kültür ortaya koymaya uğraĢtılar68

. Rejimin otoritesinin ve yönetici

sınıfın meĢruiyetinin tanımlanmasında yardımcı olan Ģiir, felsefe, bilim, sanat ve mimari

üzerinde durdular69

‖. Bu giriĢimler Emeviler döneminde baĢlamıĢtı, Abbasilerle en üst

düzeyine ulaĢtı.

Bağdat‘ta bir çeviri merkezi, akademi, halka açık bir kütüphaneyi ve

gözlemevini içeren Beytu’l-Hikme (bilgelik evi) kuruldu70

. Beytu’l-Hikme‘yi Harun er-

ReĢid kurmuĢtu; Me‘mun (813–833) zamanında ise tam teĢekküllü bir kurum haline

geldi71

. Bağdat‘ın farklı medeniyetlerin maddi ve entelektüel ürünleri için geçiĢ noktası

olması ve yöneticilerin, elit tabakanın bilim adamlarını, sanatçıları, yazarları, Ģairleri,

filozofları desteklemesi, burayı onlar için bir buluĢma ve bir bilimsel çalıĢma yeri

olmasını sağladı. Me‘mun Akdeniz Havzası‘nın çeĢitli yerlerine görevliler göndererek

Antik Dünya‘nın eserlerini Arapça‘ya çevirilmesi için toplattı. Tercüme çalıĢmaları

doruk noktasına ulaĢtı. Beytu‘l-Hikme, Ġslam topraklarının geniĢ bir alana yayılması

sonucu Ġslam Medeniyeti‘nin önüne serilen Antik dünyanın Grek, Hint, Helen, Bizans,

Yahudi, Süryani, Nasturi ve Sasani miraslarının himaye edilmesinde, anlaĢılmasında,

yorumlanmasında, gelecek nesillere aktarılmasında çok önemli bir rol oynadı.

Müslümanların özellikle astronomi, matematik, zooloji, maden bilimi, meteoroloji

alanında yapmıĢ oldukları katkılar, Grek, Pers ve Hint‘ten aldıkları bilgilerin çok

üstündeydi; Ġslam beĢeri bilimleri, doğrudan gözlem ve deney konusunda büyük baĢarı

gösterdi72

. Bu kültür, bu bilimsel ortam ve eleĢtirel araĢtırma ruhu kısa zamanda Ġslam

topraklarının her yerine yayıldı. Örneğin, Bağdat‘ta yetiĢen Ġbrahim bin Ahmed Riyazî,

Ağlebi hükümdarı III. Ziyadetullah‘ı teĢvik ederek, Kayrevan‘da Beytu’l-Hikme‘nin

örnek alındığı ilmi araĢtırmalar yapılacak bir merkez kurulmasını sağlayacaktı73

.

68

Lapidus, a.g.e., s: 184. 69

Lapidus, a.g.e., s: 134. 70

Bernard Lewis‘e göre ―bu akademinin kuruluĢunda, büyük olasılıkla, Bizanslıların dini baskılarından

kaçıp Sasaniler‘e sığınan Nasturi Hıristiyanları‘nın, Ġran‘da Helenistik bilim, özellikle de tıp merkezi olan

GondeĢapur akademisi örnek alınmıĢtı; GondeĢapur da muhtemelen Ġskenderiye ve Antakya‘da eski

Yunan okullarını kendine örnek almıĢtı‖. Bernard Lewis, Ortadoğu, çeviren: Selen Y. Kölay, ArkadaĢ

Yayınevi, Ankara, 2007, s: 240. 71

Ed-Duri, Halaçoğlu, Özaydın, Özcan, a.g.m., s: 437. 72

Lapidus, a.g.e., s: 152. 73

Ed-Duri, Halaçoğlu, Özaydın, Özcan, a.g.m., s: 437.

Page 25: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

18

Avrupa üniversitelerinki Batılı benzerlerinden en az yüz yıl önce, XI. yüzyılın

sonlarında74

Selçuklu veziri Nizamülmülk tarafından Bağdat‘ta kurulan Nizamiye

Medresesi de gerçek manada ilk yüksek öğrenim müessesiydi75

. Nizamiye Medresesi,

Ġslam Dünyasının gelecekteki üniversitelerinin çekirdeğini oluĢturdu ve Avrupa‘da

kurulacak ilk üniversitelere örnek olacaktı76

.

Abbasi Hanedanı‘nın zayıflamaya baĢladığı X. yüzyılda Ġslam Devleti‘nde

merkezi devletin otoritesi de sarsılmaya baĢladı. Merkezden uzak olan bölgelerin

valileri giderek kiĢisel nüfuzlarını arttırmaya baĢladılar77

. Bundan önce zaten

Abbasilerin yönetimi almasının ardından, Emevi ailesinin mensuplarından biri olan

Abdurrahman bin Muaviye kaçmayı baĢararak Kuzey Afrika üzerinden Endülüs‘e

gitmiĢ ve orada 756‘da iktidarı ele geçirmiĢti. Endülüs‘teki Emevi devletinin kuruluĢu,

Ġslam Devleti‘nin yönetim yapısındaki ilk ciddi çatlaklardan biri olmuĢtu. Ayrıca Harun

er-ReĢid (786–809), Kuzey Afrika‘daki Ağlebi valilerine bağımsızlığa varacak derecede

otonomi vererek (800) Devletin dağılma sürecine kendi eliyle ivme kazandırdı; bundan

sonra Kuzey Afrika Abbasilerin kontrolünden çıktı78

. Harun er-ReĢid‘in 809‘daki

ölümünün ardından da ortaya çıkan iç savaĢla birlikte devlet eski gücünü kaybetmeye

baĢladı ve siyasal parçalanma hızlanarak devam etti. Peygamber‘in kızı, Halife Ali‘nin

eĢi Fatma‘nın soyundan geldiğini ve Ġslam halifeliğinin gerçek sahibi olduklarını ileri

süren Fatımiler, IX. yüzyılın sonuna doğru Ġslam ve Mısır tarihinin sahnesine girdi.

Fakat Ġslam, merkezi bir devlete artık sahip olmasa da, Ġslami toplumsal ve

siyasal örgütlenme biçimlerine, ortak değerler ve sembollere sadık evrensel bir topluma

sahipti79

. Akdeniz‘in her yerine dağılmıĢ Müslümanlar, Ġspanya‘da bağımsız bir Emevi

hanedanlığına bağlı olsalar da, Kuzey Afrika‘yı kontrolleri altına almıĢ ġii Fatımiler‘i

destekleseler de, Sicilya‘da Hıristiyan krallarının yönetimi altında yaĢasalar da, dini ve

74

Roy Mottahedeh, Peygamberin Hırkası, çeviren: RuĢen Sezer, Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları,

Ġstanbul, 2003, s: 73. 75

Yetkin, Yıldız, a.g.m., s: 40. Osman Turan medresenin temellerini Budizm etkisiyle açıklar:

―Maveraünnehir bölgesinde etkili olan Budizm, Ġslam medeniyetine de tesir edebilmiĢtir. Budizm‘in

Ġslam mezhep ve tasavvuf cereyanları üzerindeki tesiri ve ilk defa Ġslam âleminde kurulan medrese

(üniversitelerin) Budist vihara (manastır)larını takliden kurulması bu etkiyle ilgilidir.‖ Osman Turan,

Selçuklular ve İslamiyet, Ötüken NeĢriyat, 1999, s: 20. 76

Yetkin, Yıldız, a.g.m., s: 40. 77

Mantran, a.g.e., s: 126. 78

Mantran, a.g.e., s: 123. 79

Lapidus, a.g.e., s: 332.

Page 26: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

19

siyasi görüĢ ayrılıklarına rağmen, kültürel ve ekonomik bir birlik içindeydiler.

Kendilerine hâmi aramak veya öğrenim almak amacıyla saray saray, Ģehir Ģehir dolaĢan

bilim adamları, sanatçılar, Ģairler, ya da Hacılar, birlik ve entelektüel etkinliği

beraberlerinde taĢıyorlardı. Devlet sonrası Ġslam Medeniyeti‘nin yeni merkezleri olan

Ģehirler de bu medeniyete çeĢitlilik, canlılık kazandırıyorlardı; ―her merkez, Ġslami

motiflerin kendine has bir harmanını ve mahalli bir mirası ortaya çıkardı‖80

.

80

Lapidus, a.g.e., s: 226.

Page 27: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

20

III. BÖLÜM: SİCİLYA’DA MÜSLÜMANLAR

1. İLK AKINLAR

Sicilya‘ya akınlar, Halife Osman‘ın döneminde ġam valisi Muaviye‘nin

giriĢimleriyle baĢladı. Muaviye, Ġslam Devleti‘nin ilk donanmasını, özellikle Suriye ve

Mısır‘ın alınmasından sonra Bizans Ġmparatorluğu ile mücadelesinde zaruri hale gelmiĢ

olması nedeniyle inĢa ettirmiĢti ve hemen denizde Bizans‘ın karĢısına çıkmıĢtı. Kıbrıs

ve Rodos‘a akınlar düzenlendikten sonra sıra Sicilya‘ya gelmiĢti.

Birinci akın, 652 yılında Doğu Akdeniz‘den (Lübnan sahilinden) çıkan küçük bir

donanmayla oldu; bu akıncıların sayısı ciddi bir tehlike yaratacak kadar kalabalık

değildi, küçük ölçekli çatıĢmalardan sonra ve Bizans kalelerine saldırmadan,

kazandıkları ganimet ve esirlerle geri döndüler81

. Müslümanlar bu ilk atakta, Sicilya‘nın

zenginliğini ve güzelliğini gördüler ve bu daha birçok akıncı kuvvetini adaya çekti82

.

669 yılında, bu sefer Ġskenderiye‘den iki yüz gemiden oluĢan, ama bir fetih için

yeterli donanıma ve hazırlığa yine sahip olmayan bir donanma Sicilya‘da Siraküza‘ya

çıktı, talan yaptı ve geri döndü83

. 669 akınının, II. Constans‘ın 668 yılında

öldürülmesinin yarattığı karıĢıklıklardan yararlanmak amacıyla yapılmıĢ olması

muhtemeldir84

.

Bu esnada Müslümanlar, Kayrevan‘ı kurarak Kuzey Afrika‘ya temelli olarak

yerleĢtiler ve 700 yılında da Sicilya ve Tunus arasında neredeyse orta yolda bulunan

Pantelleria adasını da ele geçirdiler85

. Bu geliĢmelerden sonra sıklaĢan akınlar

çoğunlukla Kuzey Afrika‘dan yapıldı86

. ÇeĢitli kaynaklarda, seferlerin tarihleri olarak

kesin olmayan, farklı kayıtlar bulunur. Bu durum Müslümanların Sicilya akınlarının

artık olağan bir hal aldığını, ama aynı zamanda da düzensizliğini göz önüne

sermektedir.

81

ġakiroğlu, a.g.m., s: 138. 82

Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, III, çeviren: Salih Tuğ, Boğaziçi Yayınları, 1980, s:

958. 83

Finley, a.g.e., s: 184; The Cambridge History of Islam, I, editörler: P. M. Holt, Ann K. S. Lambton,

Bernard Lewis, Cambridge Üniversitesi Yayınları, Cambridge, 1970, s: 432. 84

Finley, a.g.e., s: 184. 85

Finley, a.g.e., s: 184. 86

The Cambridge History of Islam, I, s: 432.

Page 28: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

21

VII. yüzyılın ikinci yarısı ve VIII. yüzyılın ilk yarısı boyunca akınlar, genellikle

belirli bir politika ve plan dâhilinde olmaksızın, talan amacıyla yapıldı87

. Ġslam

donanması daha tam olarak geliĢmemiĢti. Bazı akınlarda Bizans güçleri karĢısında

hezimete uğradılar.

Bundan sonra ise Sicilya‘nın fetih hareketi, Afrika‘daki Berberilerin yarattığı

toplumsal karıĢıklıklar (özellikle 741 yılındaki büyük Berberi ayaklanması)88

,

Ġspanya‘nın fetih sürecinin Sicilya üzerindeki konsantrasyonu bölmesi ve Bizanslıların

aldıkları güvenlik önlemleri89

nedeniyle yarım yüzyıl süren bir durgunluk dönemine

girdi. Durgunluk döneminin ardından akınlar, Ġslam Devleti‘nin Batı doğrultusunda

geniĢlemesinin, Kuzey Afrika‘da (göreceli bir) istikrarın sağlanmasının ve değiĢen

dengelerin sonucu olarak hedef ve ciddiyet kazandı.

Aziz Ahmad, bu dönemde Müslümanlar ile Bizanslılar arasında süren

çatıĢmalara rağmen, aralarında aynı zamanda aktif bir ticaretin de bulunduğunu ve

Sicilya‘da yaĢayan Müslüman tacirlerin varlığının muhtemel olduğunu belirtmektedir90

.

2. SİCİLYA’NIN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN FETHİ – AĞLEBİLER

Ġlk etaptaki Sicilya akınlarının kalıcı bir baĢarıya sahip olamamasının nedeni,

ciddi bir plan dâhilinde yapılmamasının yanında, Bizans Ġmparatoru II. Constans‘ın

tehlikeyi sezip Bizans‘ın Orta ve Doğu Akdeniz‘deki donanmasını ve Sicilya‘nın

savunmasını güçlendirmesiydi91

. Fakat Ġmparator III. Leo ve ardılları, Akdeniz‘deki

Bizans donanmasına önem vermeyi bıraktı ve bu da Sicilya‘ya Müslüman saldırılarının

yoğunlaĢmasına, ciddileĢmesine ve sonunda da baĢarıya ulaĢmasına kısmen sebep oldu.

Sicilya‘nın Müslümanlarca fethinin gerçek anlamda IX. yüzyılda ve Kayrevan

merkezli Ağlebilerle baĢladığı söylenebilir.

87

Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, III, s: 958. 88

The New Cambridge Medieval History, II, editör: Rosamond McKitterick, Cambridge Üniversitesi

Yayınları, Cambridge, 2006, s: 252. 89

Vincenza Grassi, G. Oman, R. Traini, ―Sikilliya‖ maddesi, The Encyclopaedia of Islam, IX, Brill,

Leiden, 1997, s: 584. 90

Ahmad, a.g.e., s: 4-5. 91

Finley, a.g.e., s: 186.

Page 29: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

22

VIII. yüzyılın sonunda Abbasi Hanedanlığı‘nın Ġfrikiyye bölgesiyle (bugünkü

Tunus ve Cezayir‘in doğu kesimi) baĢı dertteydi. Bölgede sürekli çıkan ayaklanmalar

hem devleti rahatsız ediyordu, hem de bölgenin savunması devlet hazinesi için çok ağır

bir yük oluyordu92

. Ebu Müslim‘in ordusunun kumandanlarından olan Ġbrahim bin

Ağleb, Ġfrikiyye valiliğinin karĢılığında, devletin bölgeye yardımını istemeyeceği ve

hatta yılda 40.000 dinar vergi vereceğine dair teklifte bulundu93

. Halife Harun er-ReĢid

bu teklifi kabul etti ve 800 yılında Ġfrikiyye valiliği Ġbrahim bin Ağleb‘e babadan oğula

intikal etmek üzere verildi94

. Bu hareket genelde Ġslam Devleti‘nin çözülme sürecini

baĢlatan adım (hatta hizip bir devlet) olarak görülse de, toprakları merkezi bir yönetimi

imkânsızlaĢtıracak kadar geniĢleyen bir Devlet için mantıklı bir çözüm yolu olarak da

yorumlanabilir. Ayrıca Kuzey Afrika topraklarında mümkün olabilecek olan asgari

istikrarı getirmiĢ ve Sicilya‘nın fethi için bir üs sağlamıĢtır.

Ġbrahim bin Ağleb‘in ilk iĢi bölgedeki ayaklanmaları bastırmak için harekete

geçmek oldu95

. Fakat Kuzey Afrika koĢullarında bu neredeyse bir ütopyaydı. Bazı

isyanları bastırmayı baĢardıysa da, Berberilerin ayaklanmaları Ağlebi Hanedanlığı

süresince hiçbir zaman tam anlamıyla sonlandırılamadı, hatta yeri gelince isyancılarla

anlaĢmak zorunda kalındı. Tüm bunlara rağmen Berberilerin önemli bir bölümü

yönetimle uzlaĢtı ve özellikle askeri giriĢimlerde önemli roller üstlendiler.

Ağlebi emirleri, iyi iliĢkiler kurdukları Bağdat‘ı örnek alarak bir yönetim tesis

ettiler96

. Kuzey Afrika‘da özellikle Sünni Maliki mezhebini yayma misyonunu

üstlendiler97

. Ġslam Devleti‘nin çözülme sürecinde, Kuzey Afrika‘da daha da bağımsız

hale geldiklerinde, bu durumlarını pekiĢtirmek, meĢruiyet kazanmak ve yönetimleri ve

dinleri altına yeni unsurlar çekmek için yeni fetihlere giriĢtiler ve bunun için de Bizans

idaresi altında bulunan Sicilya‘yı hedeflerden biri olarak belirlediler. Ayrıca Sicilya

zengindi ve yakındı98

. Büyük bir donanma kurdular. Filoları Güney Ġtalya, Korsika,

Sardinya, Sicilya ve Kıyı Alpleri bölgesini yağmaladı; Akdeniz‘in önemli ve tehlikeli

92

Abdülkerim Özaydın, ―Ağlebiler‖ maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, I, 1988, s:

475–476. 93

Özaydın, a.g.m., s: 476. 94

Özaydın, a.g.m., s: 476. 95

Özaydın, a.g.m., s: 476. 96

Mantran, a.g.e., s: 145. 97

Mantran, a.g.e., s: 145. 98

The New Cambridge Medieval History, II, s: 251.

Page 30: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

23

donanmalarından biri oldu. Sicilya‘nın fethinin kapılarını açan ilk adım ise Sicilya‘nın

sahibi Bizanslılardan geldi.

Ġbrahim bin Ağleb, Ġfrikiyye valisi olduğunda, Müslümanların Akdeniz‘deki ve

Ġfrikiyye sahilindeki ticaretini güvenli hale getirmek için Sicilya‘daki Bizans ―patriçisi‖

Constantine ile on yıllık bir ateĢkes antlaĢması imzalamıĢtı (805)99

. Geçimleri, akınlarda

ele geçirilen ganimetlere bağlı olan halk için bu antlaĢma tercih edilir bir yol olmasa

da100

, Ġbrahim bin Ağleb‘in yerine geçen oğlu Ebu‘l-Abbas Abdullah (812–817)

tarafından on yıllığına yenilenen101

(813) bu antlaĢmaya genel olarak tarafların uyduğu

söylenebilir. Bu antlaĢmalara göre ayrıca esir değiĢ tokuĢu yapıldı ve Sicilya‘daki

Müslüman tacirlerin ve Ġfrikiyye‘deki Bizanslı tacirlerin ticari faaliyetleri güvenceye

alındı102

.

Ġbrahim bin Ağleb, 812 yılında ölmüĢtü. Yerine oğlu Ebu‘l-Abbas Abdullah‘ı

geçirmiĢti. Bu sırada Abbasi Halifesi Emin (809–813), kardeĢi Memun (813–833) ile bir

iktidar mücadelesine giriĢmiĢti, bu yüzden de Ebu‘l-Abbas Abdullah‘ın babasının

ünvanını miras almasına karĢı çıkacak durumda değildi103

. Abdullah‘ın kardeĢi

Ziyadetullah da tahta geçerken (817), Abbasilerden bir muhalefet görmeyince, Ağlebiler

Devleti fiilen bağımsız olmuĢ oldu104

.

Bizansla Ağlebiler arasındaki diplomatik iliĢkilerden sonra kırılma noktası 827

yılında geldi. Bizans Ġmparatoru II. Michael, 826‘da Constantine Souda‘yı Sicilya

valiliğine atadı ve adanın deniz kuvvetlerinin amirali Euphemius‘un görevden alınıp

(popüler söylenceye göre, bir rahibeyi kendisiyle evlenmeye zorlamasından ötürü)

iĢkenceye tabi tutulmasını emretti105

. Bunun üzerine isyan çıkaran Euphemius,

Siraküza‘yı ele geçirdi ve valiyi yenilgiye uğratıp öldürdü, imparatorluğunu ilan etti ve

adada kendi yönetimini kurdu106

. Fakat bu sefer de kendi adamlarından, Arap

kaynaklarında ismi ―Balata‖ olarak geçen biri Euphemius‘e karĢı ayaklandı107

.

99

IĢıltan, a.g.m., s: 591. 100

Ahmad, a.g.e., s: 5. 101

ġakiroğlu, a.g.m., s: 138. 102

IĢıltan, a.g.m., s: 591. 103

The New Cambridge Medieval History, II, s: 250. 104

The New Cambridge Medieval History, II, s: 250–251. 105

IĢıltan, a.g.m., s: 591. 106

Finley, a.g.e., s:188. 107

IĢıltan, a.g.m., s: 591.

Page 31: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

24

Euphemius Siraküza‘da kuĢatılınca bu güç durumdan kurtulmak için Ağlebi emiri I.

Ziyadetullah‘tan (817–838) yardım istedi ve yardımı karĢılığında, kendisinin Ġmparator

ünvanıyla adanın yöneticisi olacağı Ģartıyla, Sicilya‘yı teklif etti108

.

Bu teklif Kayrevan‘da tartıĢmalara yol açtı; barıĢ antlaĢmasını bozmaktan yana

olmayanlar vardı109

. Ayaklanmalar hala devam ediyordu ve kaynakların, hem de sonu

kesin olmayan, bir maceraya harcanmasının içte geri dönülmez sorunlara yol açabilirdi;

ayrıca Bizans donanması eski gücünde olmayabilirdi, ama hala çok tehlikeli bir

rakipti110

. Fakat dönemin önemli âlim ve kadısı Ebu Abdullah Esed bin el-Furat,

Müslümanların asıl görevinin kâfirlere karĢı gaza yapmak olduğunu111

ve merkezi

yönetimin gaza gibi ortak bir hedefle güçleneceğini112

söyleyerek sefere destek verince,

(bu sırada yetmiĢ yaĢında olan) Esed bin el-Furat‘ın komutasındaki, yüz gemiden,

dokuz yüzü süvari olan on bin askerden113

, Araplardan, Berberilerden, Ġspanya‘dan

Müslüman bir gruptan, Ġranlılardan oluĢan seçkin ve güçlü bir ordu114

, Susa‘dan

ayrıldı115

ve Sicilya‘ya hareket etti ve böylece Sicilya‘nın fetih süreci baĢlamıĢ oldu.

Esed bin el-Furat‘ın katılımından etkilendikleri muhtemel olan bir grup âlim de orduya

eĢlik etmekteydi116

. Önceki akınlara göre bu sefer çok iyi planlanmıĢtı. Müslümanlar tek

bir hedefe, Sicilya‘yı hâkimiyetleri altına almaya odaklanmıĢlardı. Bu Ġslam

yayılmasının Batı‘daki son hamlesiydi.

Adanın ele geçirilmesi hiç de kolay olmadı; Bizans Ġmparatorluğu, iç iĢlerinde

yaĢadığı sorunlara, devletin genel zayıflığına rağmen Batı‘daki son toprağı için ciddi bir

mücadele verdi117

. Ġki tarafta da büyük kayıplara sebep olan bu savaĢ elli yıl boyunca

sürdü.

Kuzey Afrika‘dan yelken açan Ġslam donanması (14 Haziran 827), adanın

Tunus‘a en yakın bölgesi olan adanın batı sahilindeki Mazere Ģehrine çıkarma yaptı ve

108

Finley, a.g.e., s:188. 109

IĢıltan, a.g.m., s: 591–592. 110

Bakır, a.g.m., s: 683. 111

IĢıltan, a.g.m., s: 592. 112

Bakır, a.g.m., s: 683. 113

The New Cambridge Medieval History, II, s: 251. 114

Ahmad, a.g.e., s: 5. 115

Bakır, a.g.m., s: 683. 116

Ahmad, a.g.e., s: 7. 117

Finley, a.g.e., s:188.

Page 32: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

25

burada Euphemius‘un yandaĢlarıyla birleĢti118

. Corleone yakınlarında Balata

komutasındaki ordu yenilgiye uğradı119

; Balata son anda Ġtalya‘ya kaçtı ve burada da

öldü120

.

Ġslam ordusu Siraküza‘ya doğru ilerlemeye baĢladı. ġehir bir sene boyunca

kuĢatıldı, ama Venedikliler tarafından desteklenen güçlü Bizans donanması karĢısında

baĢarı sağlanamadı121

. Bu esnada Esed bin el-Furat, tüm ordunun da etkilendiği ve

büyük kayıplara yol açan veba salgını nedeniyle öldü (828)122

. Esed bin el-Furat‘ın

yerine Muhammed bin Ebu‘l-Cevari getirildi123

. Bu kayıplar orduyu hem maddi hem de

manevi olarak çok zor duruma düĢürdü. Müslümanlar geri dönmeyi bile düĢündüler,

fakat Bizans ve Venedik donanmaları dönüĢ yollarını kesmiĢti124

. Bunun üzerine

Müslümanlar da gemilerini yaktılar, adanın içlerine doğru ilerlediler, Mineo‘ya geldiler,

burayı125

ve sonradan Agrigento‘yu (Girgenti)126

ele geçirdiler. Adanın merkezindeki

Castrogiovanni‘ye (modern Enna) geçtiler127

. KuĢatılan Ģehrin sakinleri, teslim

olacaklarını ve Euphemius‘u imparator olarak tanıyacaklarını söyleyerek, antlaĢmanın

Ģartlarını görüĢmek üzere Euphemius‘u Ģehre davet ettiler, fakat bu bir oyundu ve

Euphemius öldürüldü128

. KuĢatma sürerken ada halkına yardım etmek için gelen bir

Bizans ordusuyla yapılan savaĢta Müslümanlar baĢarılı oldular ve ölmekten kurtulanlar

Castrogiovanni‘ye geri sığındılar129

. Bu sırada Muhammed bin Ebu‘l-Cevari öldü ve

onun görevini Züheyr bin Gavs aldı130

. Müslümanlar, teĢebbüs ettikleri saldırılarda

baĢarısız olunca, hatta bir çatıĢmada bine Müslüman da öldürülünce ve düĢman

tarafından kuĢatılınca, Mineo‘ya geri çekilmek zorunda kaldılar; Bizanslılar da onları

burada kuĢatmaya aldı ve Müslümanlar arasında kıtlık baĢ gösterdi131

. Ġbnu‘l-Esir bu

118

IĢıltan, a.g.m., s: 592. 119

Grassi, Oman, Traini, a.g.m., s: 584. 120

IĢıltan, a.g.m., s: 592. 121

IĢıltan, a.g.m., s: 592. 122

Ġzzedin Ġbnu‘l-Esir, El-Kamil Fi't-tarih Tercümesi, VI, çeviren: Ahmet Ağırakça, redaktör: Mertol

Tulum, Bahar, Ġstanbul, 1987, s: 290–291. 123

Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VI, s: 291. 124

Ahmad, a.g.e., s: 9. 125

Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VI, s: 291. 126

Ahmad, a.g.e., s: 9. 127

Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VI, s: 291. 128

Ahmad, a.g.e., s: 9. 129

Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VI, s: 291. 130

Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VI, s: 291. 131

Ahmad, a.g.e., s: 9; Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VI, s: 291–292.

Page 33: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

26

kıtlık dolayısıyla Müslümanların köpek, böcek ve benzeri hayvanları yemek

mecburiyetinde kaldıklarını kaydetmiĢtir132

. Girgenti‘deki Müslümanlar da buradaki

yerleĢimlerini yıkıp terk ettikten sonra Mineo‘daki Müslümanlara baĢarısız bir yardım

giriĢiminde bulundular ve Mazara‘ya gittiler133

. Bu aĢamada iki yıl önce büyük bir

kararlılık ve umutla baĢlayan sefer, büyük bir hezimetle sonuçlanmıĢ gibi görünüyordu.

830 yılında Ġfrikiyye‘den ve Ġspanya‘dan gönderilen yardımcı kuvvetler birleĢti;

böylece yeniden toparlanan Ġslam ordusu, Ġspanya Müslümanlarının kumandanı Asbağ

bin Vekil el-Hevvani‘nin liderliğinde, ilerlemeye baĢladı134

. Ġlk önce Mineo‘da çok zor

durumda bulunan Müslümanlara yardıma gidildi135

. Sonra adanın batısına yüründü,

Caltanissetta Ģehrine varıldı, ama bu esnada Ġslam ordusunu yeniden bir salgın hastalık

vurdu ve Asbağ ve bazı önemli kumandanlar öldü136

. ġehrin kuĢatılması kaldırıldı, ama

bu sefer de Bizans kuvvetleri karĢı saldırıya geçtiler ve orduda ciddi kayıplara yol

açtılar137

. Ġspanya Müslümanları kaçmayı baĢardılar ve Ġspanya‘ya geri döndüler; Afrika

Müslümanları ise (kaçmamıĢ bazı Ġspanya Müslümanlarıyla birlikte) yollarına devam

ettiler ve 830 yılında Palermo‘yu kuĢattılar138

. Bir yıl süren zorlu bir kuĢatmanın

ardından, Ģehir teslim oldu ve Müslümanlar Palermo‘ya 831 yılının Ağustos ayında

girdiler139

. Böylece Müslümanlar Sicilya‘nın batısında önemli ve geniĢ bir bölgeye,

ayrıca adanın geri kalanının fethi için de bir askeri harekât üssüne sahip olmuĢ oldu140

.

Palermo adadaki Müslüman topraklarının yönetim merkezi yapıldı. Ağlebi emiri I.

Ziyadetullah, Sicilya emirliğini yeğeni Ebu Fihr Muhammed bin Abdullah‘a verdi

(832)141

. Kayrevan‘daki Ağlebi hanedanın mensupları, Sicilya‘ya kendilerine bağlı

valiler atayarak, otoritelerini kabul ettirmek amacındaydılar142

. Fakat -hanedanın hiçbir

üyesinin adanın fethinde direkt rol oynamamasına rağmen- yönetimi ele alma istekleri,

132

Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VI, s: 292. 133

Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VI, s: 292. 134

IĢıltan, a.g.m., s: 592. Ġbnu‘l-Esir, yardıma gelen gemilerin sayısının üç yüzü bulduğunu belirtmiĢtir.

Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VI, s: 292. 135

Ahmad, a.g.e., s: 10. 136

IĢıltan, a.g.m., s: 592. 137

Ahmad, a.g.e., s: 10. 138

Ahmad, a.g.e., s: 10. 139

Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VI, s: 292. Ġbnu‘l-Esir, Müslümanların kuĢatması baĢladığında yetmiĢ bin kiĢi olan

Palermo‘nun nüfusunun, kuĢatma bittiğinde üç binden az olduğunu da ekler. 140

Ahmad, a.g.e., s: 10; Fikret IĢıltan, a.g.m., s: 592. 141

IĢıltan, a.g.m., s: 592. 142

The New Cambridge Medieval History, II, s: 252.

Page 34: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

27

adanın fethinde aktif olarak rol oynayanlar arasında ciddi ve sert bir muhalefet yarattı ve

bu da süreç içerisinde bazı emirlerin sonunu hazırladığı gibi, bağımsızlık isteyen adanın

yerlileriyle (özellikle el-Fazl bin Yakub ailesi), Ağlebi destekleyicilerinin arasında

sürekli çatıĢmalara, iç savaĢlara yol açtı143

.

Yeni ülkelerini bir düzene oturtmakla meĢgul olan Sicilya Müslümanları, bir

süre ciddi saldırılarda bulunmadılar144

. Castrogiovanni gibi Bizans Ģehirlerine önemli ve

kalıcı sonuçları olmayan seferlerle yetinildi. Ada Müslümanları, fetih seferleri dıĢında

mütemadiyen ganimet ve esir temin etmek için akınlar düzenliyorlardı. Hatta bu

akınlardan birinde Castrogiovanni komutanının hanımı ile bir oğlu Müslümanlara esir

düĢtü145

.

835 yılında ordu, adanın doğusundaki Taormina‘ya gönderildi, ama bu sırada

orduda isyan çıktı; isyancılar, Ebu Fihr‘i öldürdüler ve ardından da Bizanslılara

sığındılar146

. Orduda isyan sık rastlanılan bir durumdu. Araplarla Berberiler arasında;

Arabistan‘ın kuzeyinden olan Araplarla, Güneyinden olan Araplar arasında; önceden

Müslüman olanlarla, sonradan Müslüman olanların arasında; Endülüslü Müslümanlarla

Ġfrikiyyeli Müslümanlar arasında devamlı sürtüĢmeler yaĢanıyordu. Bu sürtüĢmeler fetih

sürecinde de, fetihten sonra da devam etti, iç savaĢlara yol açtı ve Sicilya‘daki istikrarın

en büyük düĢmanlarından oldu.

Ziyadetullah, Sicilya‘nın yeni valisi olarak ilk önce Fazl bin Yakub‘u (832–835),

birkaç ay sonra da Ebu Fihr‘in kardeĢi Ebu‘l-Ağleb Ġbrahim bin Abdullah‘ı (835–851)

atadı147

. 835 yılında Sicilya‘da adına para da bastırılan148

Ziyadetullah 838‘de öldü ve

yerine Ağleb bin Ġbrahim (838–841) geçti ve hemen Sicilya‘ya yardım gönderdi149

.

Ebu‘l-Ağleb Ġbrahim bin Abdullah, Sicilya‘da önemli baĢarılar kaydetti. Platani,

Caltabellotta, Corleone gibi Ģehirlerin ele geçirilmesiyle (840), Batı Sicilya‘daki

Müslüman hâkimiyetini sağlamlaĢtırdı150

. Napoli‘yle elli yıllık bir antlaĢma imzaladı ve

adanın fethinde daha ileri gidilebilmesi için elzem olduğunu düĢündüğü donanmayı inĢa

143

The New Cambridge Medieval History, II, s: 252. 144

IĢıltan, a.g.m., s: 592. 145

Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VI, s: 292. 146

IĢıltan, a.g.m., s: 592. 147

Ahmad, a.g.e., s: 11. 148

Ahmad, a.g.e., s: 11. 149

IĢıltan, a.g.m., s: 593. 150

IĢıltan, a.g.m., s: 593.

Page 35: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

28

ettirdi151

. Bu yeni güç takviyesiyle, Doğu Sicilya‘nın ele geçirilmesi için seferlere

baĢladı. Hedef stratejik önemi çok büyük olan Messina‘ydı.

Messina 843 yılında alındı ve böylece Müslümanlar Ġtalya anakarası ve Sicilya

arasındaki boğazı kontrolleri altına almıĢ oldular. Messina‘nın kuĢatması ve ele

geçirilmesinde Napoli, Müslümanlara yardım etti152

. Hem Sicilya ve Ġfrikiyya‘yı ayıran

boğazı, hem de Sicilya‘yla Avrupa‘yı ayıran boğaza sahip olan Müslümanlar böylece

Bizans donanmasını Batı Akdeniz‘e girmesini önleyecek tüm stratejik noktalara sahip

olmuĢ oldu153

. Ayrıca Güney Ġtalya‘ya ve hatta Roma‘ya kadar varacak akınlar

gerçekleĢtirilmesini sağladı. Aynı yıl Bizans Ġmparatoriçesi Theodora‘nın Sicilya‘ya

gönderdiği yardım kuvvetleri, Sicilya‘nın güney sahilinde bulunan Butara‘da bozguna

uğratıldı154

. 845 ve 848 yılları arasında Modica, Lentini ve Ragusa155

ele geçirildi.

Parlak bir dönemin ardından ölen Ebu‘l-Ağleb Ġbrahim bin Abdullah‘ın yerini,

Bizans ordusunu Butara‘da bozguna uğratan baĢarılı kumandan el-Abbas bin el-Fazl bin

Yakub aldı (851)156

. Bu seçim, adanın Müslümanları tarafından, Kayrevan‘a

danıĢılmadan yapılmıĢtı; Kayrevan‘daki Ağlebi Emiri I. Muhammed‘e de (841–856) bu

kararı kabul etmek kalmıĢtı157

.

El-Abbas bin el-Fazl bin Yakub, Müslümanları Doğu‘ya yavaĢ yavaĢ yaklaĢtıran

akınlar organize etti. Adanın güneydoğusuna birçok akın yapıldı. Yıllardan beri fethi

için uğraĢılan, Sicilya‘nın kale kentlerinden Enna 858‘de158

, Cefalu ise bir sene sonra,

uzun mücadeleler neticesinde ele geçirildi; oldukça büyük bir ganimet ve içinde Bizans

soylularının çocuklarının da bulunduğu esirler elde edildi159

. Bunların bir kısmı

Ġfrikiyye‘ye ve Bağdat‘a gönderildi160

. Bizans, adada kararlı bir Ģekilde ilerleyen

Müslümanlara karĢı yine bir donanma gönderdi, ama bu donanma da baĢarısızlığa

151

Grassi, Oman, Traini, a.g.m., s: 584. 152

IĢıltan, a.g.m., s: 593. 153

Ahmad, a.g.e., s: 12. 154

IĢıltan, a.g.m., s: 593. 155

Ragusa halkı, 848 yılında Sicilya‘yı vuran Ģiddetli kıtlığın bir sonucu olarak Müslümanlara teslim

olmuĢ olabilir. Ahmad, a.g.e., s: 12. Ġbnu‘l-Esir de Ragusa halkının Müslümanlarla barıĢ antlaĢması

yaparak, Ģehirlerini ve içindekileri Müslümanlara teslim ettiklerini yazar. Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VII, s: 14. 156

Ahmad, a.g.e., s: 13. 157

IĢıltan, a.g.m., s: 593. 158

Enna, 858 yılının sonunda, 859 yılının baĢında ele geçirildi. Bu yüzden Enna‘nın fethi için

kaynaklarda bu iki tarih de verilir. 159

Ahmad, a.g.e., s: 13. 160

Ahmad, a.g.e., s: 13.

Page 36: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

29

uğradı161

. Böylece Bizanslılar, Taormina ve Siracusa arasındaki kıyı Ģeridine hapsolmuĢ

oldu.

El-Abbas 861 yılında Siraküza civarına yaptığı bir seferden dönerken öldü ve

Caltagirone‘de gömüldü, fakat ordu ayrılınca Bizanslılar naaĢını gömüldüğü yerden

çıkararak yaktılar162

. Sicilya Müslümanları, El-Abbas‘ın yerine, Kayrevan‘ın da

onayladığı, amcası Ahmed bin Yakub‘u seçtilerse de, 862 yılında onun yerine El-

Abbas‘ın oğlu Abdullah‘ı geçirdiler163

. Bu kararlarını kabul etmeyen Kayrevan, Sicilya

valisi olarak hanedandan Hafaca bin Sufyan‘ı gönderdi164

.

Ġlerleyen yıllarda Hafaca ve oğlu Muhammed, komuta ettikleri çeĢitli akınlarla,

Noto (864), Scicli, Troina (865) Ģehirlerini ele geçirdiler ve Taormina, Catania‘ya

akınlar düzenlediler165

; Bizans Ġmparatoru I. Basileus tarafından gönderilen bir

donanmayı Siraküza yakınlarında yendiler; ama Müslümanların sıradaki en büyük

amacı olan Siraküza‘yı fethetme giriĢimlerinde tüm uğraĢlarına rağmen baĢarısız

oldular166

. Bu esnada Arap – Berberi anlaĢmazlıkları ve isyanlar oldukça tehlikeli bir

hale gelmiĢti. Nitekim hem Hafaca bin Sufyan, hem de ondan sonra yerini alan oğlu

Muhammed, bu çatıĢmaların kurbanları oldular ve öldürüldüler167

.

Siraküza‘nın fethedilmesini, 872 yılında, bir dizi kısa ve baĢarısız dönemli

emirlerden sonra, Sicilya emiri olan Cafer bin Muhammed bin Hafaca baĢardı168

. ġehrin

savunması çok kuvvetliydi, ama Müslüman ordusu da zaman içinde çok geliĢmiĢti; artık

yüksek surları aĢabilecek askeri makinelere, güçlü bir donanmaya ve Bizanslıların ünlü

silahı ―Rum AteĢi‖ne sahipti169

. Denizden ve karadan kararlı bir kuĢatma yapıldı;

dıĢarıdan Ģehre erzak getirilebilecek yollar kesildi. Mayıs 878‘de dokuz ay süren

kuĢatmadan sonra Ģehir en sonunda Müslümanların oldu.

Adanın her kilometrekaresi daha tamamen Dar-ul İslam yapılamadıysa da, 878

yılında Bizans‘ın yönetim merkezi Siraküza‘nın Müslümanlar tarafından ele

161

Ahmad, a.g.e., s: 13. 162

Ahmad, a.g.e., s: 14. 163

Ahmad, a.g.e., s: 14. 164

Ahmad, a.g.e., s: 14. 165

Grassi, Oman, Traini, a.g.m., s: 584. 166

Ahmad, a.g.e., s: 14. 167

Ahmad, a.g.e., s: 14–15. 168

Grassi, Oman, Traini, a.g.m., s: 584. 169

Siculo-Norman Art: Islamic Culture in Medieval Sicily, s: 43.

Page 37: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

30

geçirilmesiyle Sicilya adasının fethinin tamamlandığını söyleyebiliriz, zira Sicilya‘nın

en önemli kenti olarak kabul edilen, Bizans Ġmparatorluğu‘na baĢkentlik yapmıĢ, bir

zamanlar Avrupa‘daki en zengin ve en güçlü Ģehri olan Siraküza‘nın fethi, bir dönüm

noktasıydı, ayrıca adanın geri kalan yerlerinin fethini de çok kolaylaĢtırmıĢtı170

. Bundan

sonra Siraküza‘nın görkemi ve gücü, Müslümanların baĢkenti Palermo‘ya geçti171

. Eski

görkemini kaybetmesinin önemli bir nedeni de Ģehrin uğradığı ağır zarardı. Zarar sadece

Müslümanlardan gelmemiĢti; Ģehrin yağmalanmasına Spoleta ve Toskana‘nın dükleri de

katılmıĢtı172

.

Resim 3: ―Müslümanların Siraküza ġehrini Fethi‖, John Skylitzes‘in Kroniği, XIII. yüzyıl

IX. yüzyılın son çeyreğinde Sicilya, isyanlar ve iç savaĢlarla oldukça karıĢtı.

Ġsyanlar ve iç savaĢ ortamına Müslüman halk fazlasıyla alıĢıktı, ama emirlerin

yetersizliği sonucu bunların önüne geçilemediği için sorunlar büyüyordu. Adanın büyük

kısmının ele geçirilmiĢ ve akınların da devam ediyor olmasına rağmen, bir türlü istikrar

sağlanamıyordu. Bizanslılar da özellikle Siraküza‘nın kaptırılması nedeniyle, adaya

yardımcı kuvvetler gönderdi ve bu kuvvetler, iç savaĢ ortamı nedeniyle zaten çok zor

durumda bulunan Müslümanlarda ciddi zararlara yol açtı. Bizans güçleri, 880 yılında

Ġyonya Denizi‘ne baskın düzenleyen bir Ağlebi filosunu yok etti. Bu baĢarıdan sonra

cesaretlenen Bizanslılar, Palermo yakınlarında adaya çıktıkları bölgeyi talan ettiler,

170

Finley, a.g.e., s: 189. 171

Finley, a.g.e., s: 189. 172

IĢıltan, a.g.m., s: 593.

Page 38: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

31

birçok Müslüman gemisini ele geçirdiler ve Ġtalya‘ya dönerken de baĢka bir Ağlebi

filosunu yendiler. 895 yılında Bizans‘la bir ateĢkes antlaĢması imzalandı.

Ağlebi emiri II. Ġbrahim (874–902) iktidarının son senelerinde, Kayrevan‘da

yerine oğlunu bırakarak, Sicilya‘daki karıĢıklıkları bastırmak ve askeri operasyonların

baĢına geçmek için Siraküza‘ya geldi ve burayı yerle bir etti173

.

Yıllardır Müslümanların sürekli akınlarına maruz kalan Taormina da ancak 902

yılına kadar direnebildi ve II. Ġbrahim tarafından ele geçirildi174

. Bu zaferle adadaki

Bizans varlığı tamamen son bulmuĢtu. Taormina baĢarısından sonra, Güney Ġtalya‘ya

geçen II. Ġbrahim, burada bir kuĢatma sırasında öldü ve adada gömüldü175

.

Bu sıralarda Ġslam dünyasını kökten değiĢtirecek geliĢmeler yaĢanmaktaydı. 890

yıllarında Halife Ali ve eĢi Fatma, dolayısıyla Peygamber soyundan geldiğini iddia eden

Muhammed el-Habib, Ġslam topraklarının her yerine, ailesinde Mehdi‘nin zuhur

edeceğine dair söylentileri yaymak için misyonerler gönderdi176

. Bu misyonerlerden biri

olan Ebu Abdullah, Mekke‘de, Ağlebilerin teoride vasalları olan Kitama kabilesinden

Berberi hacılarla karĢılaĢması, Kitamaların arasında Ġsmaililiğin yayılmasıyla

sonuçlandı177

. Ebu Abdullah‘ın ordusu 893–4 yıllarına doğru Kuzey Afrika‘ya gelerek

Kitamalara katıldı178

. Ebu Abdullah 909‘da Kayrevan‘ın bir bölgesi olan Rakkada‘ya

girdi ve Muhammed el-Habib‘in oğlu Ubeydullah‘ı çağırdı; Ubeydullah, Ġfrikiyye‘nin

yeni sahibi oldu179

. Afrika‘nın bu bölgesindeki son Sünni devlet olan Ağlebiler on yıl

içinde ortadan kaldırıldı. Fatımilerden kaçan birçok Sünni Müslüman Sicilya‘ya

sığındı180

.

Fatımiler, kısa zamanda neredeyse tüm Kuzey Afrika‘yı topraklarına kattılar.

971 yılına doğru Mısır‘ı ele geçirdiler ve burada Kahire Ģehrini kurdular181

.

Merkezlerini Kahire‘ye taĢıdılar. Ağlebilerden devraldıkları donanmayı daha da

173

Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, III, s: 960; The New Cambridge Medieval History, II,

s: 253. 174

Ahmad, a.g.e., s: 17. 175

Ahmad, a.g.e., s: 17; Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, III, s: 960. 176

Mantran, a.g.e., s: 144. 177

Mantran, a.g.e., s: 144. 178

Mantran, a.g.e., s: 144. 179

Mantran, a.g.e., s: 144. 180

Ahmad, a.g.e., s: 25. 181

Zeydan, Corci, İslam Uygarlıkları Tarihi, Cilt 1, çeviren: Nejdet Gök, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul,

2004, s: 147.

Page 39: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

32

güçlendirerek Akdeniz‘de nam saldılar. Sicilya da bu yeni oluĢumun etkilerinin

uzağında kalamadı.

3. FATIMİLER HÂKİMİYETİNDE SİCİLYA – KELBİLER

Ġslam topraklarının her yerinde görülen ġii propagandaları, Ağlebileri devirerek

topraklarına sahip olan Fatımiler Devleti‘nin bir eyaletine dönüĢen Sicilya‘ya da sıçradı.

Sicilya Araplarının ve Berberilerinin arasındaki tarihi bölünmüĢlük bu konuda da

kendini gösterdi. Berberiler, kısa zamanda ġiiliğin etkisi altına girmiĢlerdi. Fatımiler de

adada Agrigento bölgesinde toplanmıĢ olan Berberi nüfusu, Palermo‘nun Sünni

Arapları karĢısında destekledi182

. Bu çatıĢmaları, iktidar çekiĢmelerini daha da

körükledi.

Ağlebi Devleti sona erip, Ġfrikiyye‘yi Fatımiler ele geçirince, Sicilya

Müslümanları hemen kendi seçtikleri bir valiyi, Ġbn Ebi‘l-Favaris‘i baĢa geçirdiler183

.

Fakat kendilerine bağlı bir eyalette onlardan izin alınmadan yapılan bu hareket

Fatımilerden destek görmedi ve Ubeydullah, 910 yılında Sicilya‘ya el-Hasan bin

Ahmed bin Ebi Hınzır‘i (isminin anlamı ‗domuzun babasının oğlu‘dur) gönderdi184

.

Sicilya‘ya gelen yeni vali, özellikle artan Berberi nüfuzuyla adanın en önemli

Ģehirlerinden biri haline gelen Agrigento‘nın yönetimini kardeĢi Ali‘ye verdi185

.

BaĢkent Palermo‘da, el-Mehdi Ubeydullah‘ın ismi Cuma namazı hutbesinde

zikredildi186

. 912 yılında da valiliğe Ali bin Ömer el-Balavi atandı187

.

Fatımilerin görünürdeki yönetimine rağmen, adada Bağdat‘a sadık bir Sünni

muhalefet vardı, özellikle Palermo‘da çok güçlülerdi188

. 913 ve 916 yılları arasında

Fatımi yönetimine karĢı ayaklanan ve bağımsızlığını ilan eden bu muhalefetin lideri

182

Grassi, Oman, Traini, a.g.m., s: 585. 183

The New Cambridge Medieval History, III, s: 664. 184

The New Cambridge Medieval History, III, s: 664. 185

The New Cambridge Medieval History, III, s: 664. 186

Ahmad, a.g.e., s: 25. 187

IĢıltan, a.g.m., s: 594. 188

Ahmad, a.g.e., s: 25.

Page 40: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

33

Ahmed bin Kurhub‘du189

. Abbasi hanedanından Halife el-Muktedir‘in adını hutbelerde

okumaya baĢladılar190

. Bu yönetime bazı Berberi gruplar da destek verdiyseler de,

Kurhub‘un sonunu hazırlayan da onlar oldular. Kurhub, ordusundaki Berberiler

tarafından yakalandı ve teslim edildiği Ubeydullah‘un emriyle idam edildi191

.

Sicilya Müslümanlarına ek olarak, bu dönemde, Taormina‘daki Hıristiyanlar da

cizye ödemeyi ve dolayısıyla Müslüman idaresini de reddederek ayaklanmıĢlardı192

.

Tüm bu isyanlar, Kitama Berberilerinden oluĢan ve Ebu Said Musa bin Ahmed ed-Dayf

komutasındaki Fatımi güçleri tarafından sertçe bastırıldı; Palermo surları yıkıldı ve

halkı silahsızlandırıldı193

. Ebu Said, isyanları sonlandırdıktan sonra 917 yılında

Ġfrikiyye‘ye döndüğünde, Sicilya‘da Kitama Berberilerinden oluĢan büyük bir garnizon

ve Kitami yöneticisi Selim bin ReĢid‘i bıraktı194

.

Ubeydullah‘ın yeni valisi Selim bin ReĢid (917–937) idaresi altında Sicilya bir

süre istikrar buldu195

. Onun dönemi sırasında Fatımi Halifesi el-Mehdi Ubeydullah öldü

ve yerini oğlu el-Kaim (934–946) aldı.

Ġstikrar dönemi 937 yılında, Agrigento‘da çıkan, Palermo‘ya sıçrayan ve bir süre

sonra da tüm adaya yayılan bir dizi yeni ayaklanmayla sona erdi. Adanın Müslüman

nüfusundaki Ġspanyol – Afrikalı unsurlar arasındaki ve Kuzey – Güney Arabistan

Araplarının arasındaki çatıĢmalar zaten hiçbir zaman yatıĢmamıĢtı ve ada tarihinin

özelliklerinden biri haline gelmiĢti. Sicilya Müslümanlarının isyan nedenleri bitmiyor,

aksine bu nedenlere Sünni – ġii – Harici, Ağlebi – Fatımi çatıĢmaları gibi yenileri

ekleniyordu. Bu seferki ayaklanmanın ateĢleyicilerinden biri de, Sicilya

Müslümanlarının adadaki ayrıcalıklı konumlarını, dıĢarıdan gelenlere kaptırmaktan

duydukları rahatsızlıktı: Sicilyalı Müslümanlar, silahsızlandırılmıĢ, Fatımilerin adadaki

ordusunu beslemek için ek vergiler vermek zorunda kalmıĢ ve statü kaybetmiĢti196

.

189

IĢıltan, a.g.m., s: 594; Ġbnu‘l-Esir aynı olayı Ģu Ģekilde kaydeder: ―Ali bin Ömer yumuĢak huylu ve

yaĢlı olduğu için Sicilya halkı onun yönetimini ve yaĢayıĢını beğenmeyip baĢlarından azletmiĢ ve Ahmed

bin Kurhub‘u vali tayin etmiĢlerdi.‖ Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., VIII, s: 64. 190

IĢıltan, a.g.m., s: 594. 191

Ahmad, a.g.e., s: 26. 192

The New Cambridge Medieval History, III, editör: Timothy Reuter, Cambridge Üniversitesi Yayınları,

Cambridge, 2006, s: 664. 193

The New Cambridge Medieval History, III, s: 664. 194

The New Cambridge Medieval History, III, s: 664. 195

Ahmad, a.g.e., s: 26. 196

The New Cambridge Medieval History, III, s: 665.

Page 41: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

34

Sicilya‘nın ileri gelenleri, el-Kaim‘e onun Halifeliğine bağlılıklarını bildiren,

ama vali Selim bin ReĢid‘in zulmünden ötürü değiĢtirilmesini talep eden bir mektup

yazdılar197

. Bu isteklerini kabul eden el-Kaim, Halil bin Ġshak‘ı (937–941) Sicilya

yönetimine atadı198

.

Halil bin Ġshak, Palermo‘da el-Halisa kalesini inĢa ettirdi. Agrigento‘daki isyanı

bastırmaya çalıĢırken bu sefer de Mazere‘deki Müslümanlar ayaklandı (938); Halil bin

Ġshak bu isyanları 940 yılında kontrol altına alabildi199

.

Fakat Sicilya‘da isyanlar durmak bilmiyordu, bu yüzden de üçüncü Fatımi

Halifesi el-Mansur Billah (946–953), Hasan bin Ali el-Kelbi‘yi Sicilya‘ya gönderdi

(948)200

. Hasan bin Ali el-Kelbi, Kuzey Afrika‘daki büyük Harici ayaklanmasının (943–

947) bastırılmasında ciddi bir baĢarı göstermiĢti, bu yüzden de sorunlu Sicilya için ideal

bir yöneticiydi201

. Bu Sicilya‘da yeni bir dönemin, Kelbiler Hanedanının baĢlangıcıydı.

Kelbiler döneminde, Müslüman Sicilya, politik istikrar, askeri baĢarı, kültürel ve

entelektüel geliĢim bakımından altın çağını yaĢadı.

Hasan bin Ali el-Kelbi‘nin ilk iĢi adadaki isyanları bastırmak oldu. Fatımi

Halifesi el-Mansur Billah 953 yılında ölüp, yerine oğlu el-Muizz (953–975) geçince,

Hasan bin Ali el-Kelbi de Sicilya‘nın yönetimini oğlu Ahmed bin Hasan‘a (953–969)

bıraktı; yeni Halife el-Muizz‘in yanına gitti ve onun en önemli kumandanı olup Sicilya

valiliğine bir daha dönmedi202

.

Ahmed bin Hasan, Sicilya‘da tek tük kalan bağımsız Hıristiyan Ģehirlerini de

Ġslam topraklarına kattı. 963 yılında Messina‘nın batısındaki dağlarda bulunan

Rometta‘nın, Bizans yardımına rağmen, alınmasıyla 827 yılında baĢlayan Sicilya‘nın

fethi, en son ada toprağının da Müslüman hâkimiyetine geçmesiyle tamamlanmıĢ

oldu203

.

197

Ahmad, a.g.e., s: 27. 198

Ahmad, a.g.e., s: 27. 199

Ahmad, a.g.e., s: 27. 200

The New Cambridge Medieval History, III, s: 666. 201

The New Cambridge Medieval History, III, s: 666. 202

Ġbrahim Altan, ―Kelbiler‖ maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, XXV, Ġstanbul, 2002, s:

206. 203

IĢıltan, a.g.m., s: 595.

Page 42: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

35

Bu sırada Taormina Ģehri, Müslüman idareye karĢı ayaklanmıĢtı; aylarca süren

bir kuĢatmadan sonra Ahmed bin Hasan, Taormina kalesini ele geçirdi204

. Fatımi

Halifesinin onuruna Taormina‘nın ismi Muizziye olarak değiĢtirildi205

.

Bizans Ġmparatoru II. Nikeforos Fokas, Rometta Hıristiyanları yardım talep

edince, Sicilya‘ya güçlü bir donanma gönderdi206

. Bunun üzerine Ahmed bin Hasan da

Fatımi Halifesinden yardım istedi ve Halife el-Muizz de Hasan bin Ali komutasındaki

bir orduyu adaya gönderdi207

. Bizanslılar hem karada hem denizde yenildiler (965),

Bizans komutanı yakalanıp, Ġfrikiyye‘ye gönderildi208

. Rometta kuĢatıldı209

. KuĢatma

baĢarılı oldu, isyan bastırıldı, Ģehir ele geçirildi, ama Hasan bin Ali bu sırada öldü210

.

Kelbilerin Sicilya‘daki artan gücünden çekinen ve adanın hâkimiyetinin bu

aileye geçmesini istemeyen Halife el-Muizz, 969 yılında Ahmed bin Hasan ve tüm

Kelbi ailesi mensuplarını Ġfrikiyye‘ye geri çağırdı ve YaiĢ‘i Sicilya valisi olarak

gönderdi211

. Fakat bu değiĢiklik adanın karıĢmasına yol açtı; isyanların büyümesini

istemeyen Halife el-Muizz de Ahmed bin Hasan‘ın kardeĢi Ebu‘l-Kasım‘ı vali yaptı212

.

Bundan sonra Sicilya‘da Müslüman idare sona erinceye kadar Kelbi ailesinin dıĢında

biri adayı yönetmeyecekti213

.

973 yılında Fatımiler yönetim merkezlerini Mısır‘a taĢıdılar. Bu tarihten sonra

Fatımiler dikkatlerini daha çok Mısır‘a yoğunlaĢtıracaklardı, böylece Sicilya,

Fatımiler‘in yoğun ilgisinden muaf kaldı ve Kelbilerle yarı bağımsız ve babadan oğula

intikal edecek bir yönetime kavuĢtu214

. Hutbelerde hala Fatımi halifelerinin isimleri

zikrediliyordu ve resmi olarak da bağımsızlık ilan edilmedi, ama Sicilya artık büyük bir

gücün direkt kontrolünde değildi215

. Fatımiler, Mısır‘la uğraĢırlarken Sicilya‘da barıĢa

204

Grassi, Oman, Traini, a.g.m., s: 585. 205

Altan, a.g.m., s: 206. 206

Ahmad, a.g.e., s: 30. 207

Ahmad, a.g.e., s: 31. 208

Ahmad, a.g.e., s: 31. 209

Altan, a.g.m., s: 206. 210

Altan, a.g.m., s: 206. 211

Altan, a.g.m., s: 206. 212

Altan, a.g.m., s: 206. 213

Altan, a.g.m., s: 206. 214

Grassi, Oman, Traini, a.g.m., s: 585. 215

Altan, a.g.m., s: 206.

Page 43: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

36

ihtiyaç duydukları ve gerektiğinde Sicilya‘nın deniz gücünden yararlanabilmek için

Sicilya‘ya karıĢmamayı tercih ettiler216

.

Ebu‘l-Kasım‘dan sonra yeni vali, oğlu Cabir oldu, fakat Cabir bu görevde

baĢarılı olamadı ve yerine Kelbiler ailesinin bir diğer üyesi Cafer bin Muhammed (983–

986) geçti217

. Cafer bin Muhammed, kısa süren valiliği boyunca, adanın sosyal refahını

düzeltmek için çalıĢmalar yaptı218

. 986 yılında kardeĢi Abdullah bin Muhammed vali

oldu, ama çok kısa bir süre yönetimde kalabildi ve onun yerini oğlu Ebu‘l-Futuh Yusuf

(987–998) aldı219

.

Ebu‘l-Futuh Yusuf, Sicilya‘nın kültürel ve entelektüel ortamını, sarayına

çağırdığı ve desteklediği birçok bilim adamı ve edip sayesinde zenginleĢtirmiĢti220

.

Sarayı entelektüel bir merkez haline geldi. Sicilya onun zamanında genel olarak sakin

bir dönem yaĢadı. Hastalanınca da yerini oğlu Cafer (998–1019) aldı221

. Sicilya için

oldukça uzun sayılabilecek, sakin dönem de onunla birlikte sona erdi.

Cafer, ilk önce kardeĢi Ali bin Yusuf‘un ayaklanmasıyla uğraĢmak durumunda

kaldı; ayaklanma bastırıldı ve Ali bin Yusuf asıldı222

.

Sicilya‘da artık fetih dönemi bitmiĢti. Gelirler çoğunlukla halkın vereceği

vergilerden ibaretti. Cafer, yeni fetihlerin yapılamaması yüzünden düĢen devlet

gelirlerini arttırmak için ek vergiler koydu223

. Aslında bu ek vergi, Müslüman ülkelerde

standart bir tarım ürünleri vergisi olan öĢürdü, fakat Sicilya Müslümanları bundan

hoĢlanmadılar ve Palermo‘da baĢlayan bir ayaklanmaya giriĢtiler224

. Bu ayaklanma

sırasında Cafer‘in veziri öldürüldü225

. Cafer‘in yetersiz kalması üzerine, Ebu‘l-Futuh

Yusuf hasta yatağından isyanı yatıĢtırdı ve Cafer‘i görevden aldı ve valiliği diğer oğlu,

el-Ekhal lakablı Ahmed‘e (1019–1038) devretti226

.

216

Ahmad, a.g.e., s: 31. 217

Altan, a.g.m., s: 206. 218

Altan, a.g.m., s: 206. 219

Altan, a.g.m., s: 207. 220

Altan, a.g.m., s: 207. 221

Altan, a.g.m., s: 207. 222

Ahmad, a.g.e., s: 32. 223

The New Cambridge Medieval History, III, s: 667. 224

The New Cambridge Medieval History, III, s: 667. 225

The New Cambridge Medieval History, III, s: 667. 226

Ahmad, a.g.e., s: 32.

Page 44: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

37

Ahmed ve ondan sonra baĢa geçen kardeĢi Hasan es-Samsam (1038–1053), hep

iç mücadeleler, ayaklanmalarla uğraĢtılar227

. Müslüman Sicilya‘nın son dönemlerinde

adada bir anarĢi ortamı vardı. Ġç karıĢıklıklar yanında, Bizanslıların da yeniden adaya

akınlar yapmaya baĢlaması ve Ġfrikiyye‘de hâkim olan Ziriler‘in Sicilya‘ya müdahale

etmesi, anarĢi ortamını körükledi228

.

Son Kelbi emiri Hasan es-Samsam azledildikten sonra artık Sicilya‘da politik bir

bütünlük kalmamıĢtı229

. Devlet çökmüĢtü. Ġktidar çözülmüĢtü. Adanın bütün

Ģehirlerinde bağımsız hareket eden önemsiz emirler türemiĢti. Palermo‘da oligarĢik bir

yönetim vardı; Mazara‘da Abdullah bin Mankut, Girgenti‘de Ġbn Havvas, Siraküsa‘da

Ġbn Tumma bağımsızlığını ilan ettiler230

. Bunlar da aralarında devamlı savaĢıyorlardı.

Artık Sicilya her türlü dıĢ tehlikeye karĢı savunmasızdı.

4. MÜSLÜMANLARIN GÜNEY İTALYA’DAKİ FAALİYETLERİ

Chronicon Salernitanum isimli kaynakta Ģu olay yer alır: ―Prens Guaifer,

hamamdan sarayına dönerken, meydanda bir Arap ona selam verir ve Ģapkasını çok

beğendiğini söyler. Guaifer de Ģapkasını Arap‘a verir. Bu olayın üzerinden çok uzun bir

zaman geçmemiĢken, aynı Arap, Kuzey Afrika‘da Amalfili bir tüccara rastlar ve ondan

Guaifer‘a acil bir mesaj iletmesini söyler. Guaifer‘in cömertliği karĢılığında, Arap, onu

Guaifer‘ın Ģehrine yapılacak büyük bir Ağlebi saldırısı için uyarmak istemektedir.‖231

Bu hikâyenin doğruluğu kesin değilse de, Salernolular kentlerine yapılacak bu saldırıyı

(871) bir Ģekilde önceden haber almıĢlardı; ayrıca bu hikâye, Güney Ġtalya‘da

Müslümanların varlığının olağan karĢılandığını da göstermektedir232

.

846 yılında Roma‘nın yağmalanması dıĢında, Müslümanların Güney Ġtalya‘daki

faaliyetleri konusunda Ġslam kaynakları pek bir Ģey söylemez, çünkü hiçbiri planlı bir

politikanın sonucu değildir ve kalıcı sonuçlar doğurmamıĢtır; genelde ganimet amacıyla

227

IĢıltan, a.g.m., s: 595. 228

Grassi, Oman, Traini, a.g.m., s: 585. 229

Ahmad, a.g.e., s: 36. 230

Ahmad, a.g.e., s: 36. 231

Barbara M. Kreutz, Before the Normans: Southern Italy in the Ninth and Tenth Centuries,

Pennsylvania Üniversitesi Yayınları, USA, 1996, s: 52. 232

Kreutz, a.g.e., s: 52.

Page 45: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

38

yapılmıĢlardır ve ciddi bir devlet desteğinden yoksundurlar233

. Bu dönemde Güney

Ġtalya‘ya gelen Müslümanlar, buraya beraberlerinde Ġslam yüksek kültürünü

getirmemiĢlerdir ve burada hiçbir somut iz bırakmamıĢlardır, ama onlar hakkında her

Ģey Güney Ġtalyanlar için fazlasıyla ilgi çekici olmuĢtur234

. Kısa ve uzun vadede Avrupa

tarihine etki etmiĢlerdir. Artlarında olumlu olumsuz birçok mit bırakmıĢlardır.

Güney Ġtalya‘daki sahil kentlerinin Müslümanlarla iliĢkisi, Sicilya‘nın

Müslümanların eline geçmesinden sonra farklı bir yön almıĢtır. Öncesinde, Bizans

Ġmparatorluğu‘nun Halifeliğe ve Kuzey Afrika‘daki yeni yeni oluĢan Müslüman

devletlerine yönelik politikalarıyla uyumlu bir politika güdüyorlardı, fakat Sicilya‘nın

kaybedilmesi ve Güney Ġtalya‘daki Bizans hâkimiyetinin zayıflaması, bir yandan onları

Müslümanlar karĢısında yalnız bırakırken, diğer yandan da onlara bu yeni durumla baĢ

etmek için bağımsız bir rota izlemek avantajı sunmuĢtu235

. Topraklarını savunmak

öncelikliydi, ama yıllar süren çatıĢmalar süresince her iki taraf da özellikle ticari

iliĢkilerine devam etmiĢti. Bu durum Güney Ġtalya Ģehir-devletlerinin oldukça

zenginleĢmesine, ĢehirleĢmesine yol açmıĢtır ve onların sosyo-ekonomik geliĢimi

Rönesans‘ı gerçekleĢtiren ortamı hazırlamıĢtır.

Güney Ġtalya‘dan sadece üç kilometrelik Messina Boğazı ile ayrılan Sicilya,

Ġtalya anakarasına yapılacak akınlar için bir köprü ve askeri üs görevi görmüĢtür. Gerçi

bu dönemde yapılan akınların hangilerinin Sicilya‘dan yapıldığı kesin olarak belli

değildir, fakat büyük ihtimalle Güney Ġtalya‘nın batısına yapılan akınlardan Sicilya

Müslümanları sorumludur.

Napoli, Amalfi ve Gaeta gibi Adriyatik Denizi‘nin önemli limanları, Müslüman

akıncıların gemilerini boĢalttığı, sıradaki akınlar için hazırladıkları, yağma ürünlerini

sattıkları güvenli barınaklar haline geldi236

. Politik zorunluluklar ve ticari çıkarlar,

durumdan yararlanmayı, çatıĢmadan çok daha tercih edilir kılıyordu. Tüm bu liman

devletlerinin Müslümanlarla çok iyi ticari iliĢkileri vardı.

233

Kreutz, a.g.e., s: 49. 234

Kreutz, a.g.e., s: 55. 235

Armand O. Citarella, ―The Relations of Amalfi with the Arab World before the Crusades‖, Speculum,

Sayı: 42, No: 2, Nisan, 1967, s: 299–312, URL: http://www.jstor.org/stable/2854678, indiriliĢ tarihi:

06/12/2009 23:28, s: 303. 236

Citarella, a.g.m., s: 305.

Page 46: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

39

Müslümanlar için, Palermo‘nun ele geçirilmesinden (831) sonra, Güney Ġtalya

toprakları akınlara daha da açık, akıncılar da daha güçlü, atak ve cesur hale gelmiĢti.

Avrupa‘da Müslümanların bu ataklarına karĢı duracak bir güç de yoktu; 814 yılında

Charlemagne‘in ölümüyle Karolenj Ġmparatorluğu eski gücünü kaybetmiĢti. Güney

Ġtalya‘nın Bizanslı ve Lombardlı yöneticilerinin kendi aralarındaki çatıĢmaları da hem

onları Müslümanlara karĢı birleĢmesini önlüyor, hem de Müslümanlara çeĢitli fırsatlar

doğuruyordu. 835 yılında Napolililer, Ģehir devletlerini bu çatıĢmalardan korumak için

Sicilya‘dan yardım istediler ve Müslüman paralı askerler tuttular237

. Messina‘nın fethi

(843) sırasında da Napolililer, Müslümanlara yardım edeceklerdi.

838‘de Sicilyalı Müslümanlar, Lombardlara ait Brindisi‘yi ele geçirdiler238

.

Buradan Istria, Osero, Ancona gibi yerlere baĢarılı akınlar yaptılar239

. Ġki yıl sonra

Taranto‘yu iĢgal ettiler240

. Taranto‘nun fethi, Güney Ġtalya‘ya yapılacak olan akınlar

için Müslümanlara çok elveriĢli bir üs sağlamıĢ oldu.

Benevento ve Salerno Ģehir-devletlerinin yöneticileri, aralarındaki iç savaĢta

kullanmak üzere Müslümanlardan yardım istediler (841)241

. Buraya giden askerler

Benevento ve Salerno‘yu bir nevi üs gibi kullanarak civar bölgelere akınlar yapıyorlar,

talan ediyorlardı. Benevento ve Salerno liderleri de Müslümanların bu yağmalarına ses

çıkarmıyorlardı242

. Karolenj kralı II. Louis, Benevento ve Salerno arasındaki

anlaĢmazlığı sona erdirince, Müslümanlar da bu bölgelerden ayrılmak zorunda kaldılar.

841 yılının baĢında, önemli bir Adriyatik liman kenti olan Bari zaptedildi ve

yağmalandı243

. Bunun üzerine Venedikliler ard arda iki filo gönderdiler, ama bunlar

Müslümanlar tarafından bozguna uğratıldı244

. Bu zaferden cesaret alan Müslümanlar

Adriyatik Denizinde daha da kuzeye ilerlediler ve 842 yılında Ponza Adasına çıktılar245

.

Burayı ilerideki akınları için bir üs yapmak niyetindeydiler246

. Kendilerine bu kadar

yakın bir Müslüman yerleĢiminin olmasından memnun olmayan Napoli, Gaeta, Amalfi

237

Kreutz, a.g.e., s: 20. 238

Kreutz, a.g.e., s: 25. 239

Ahmad, a.g.e., s: 18. 240

Kreutz, a.g.e., s: 25. 241

Kreutz, a.g.e., s: 29. 242

Kreutz, a.g.e., s: 31. 243

Kreutz, a.g.e., s: 32. 244

Kreutz, a.g.e., s: 25. 245

Kreutz, a.g.e., s: 25. 246

Kreutz, a.g.e., s: 25.

Page 47: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

40

ve Sorrento Ģehir-devletlerinden oluĢan bir donanma birliği Ponza‘ya saldırdı ve

buradaki Müslümanları adadan uzaklaĢtırmayı baĢardı247

. Ancak Müslüman akınları

sona ermedi.

846 yılının Ağustos ayında, onbir bin Müslüman akıncı, yetmiĢ üç gemi, beĢ yüz

atla Ostia‘ya geldiler; bir Napoli kaynağı, bunların Sicilya‘nın Ağlebi liderleri

tarafından Palermo‘dan gönderildiğini yazar248

. Hedefleri Roma ve Roma‘nın

zenginlikleridir. Müslümanların amacının politik ve dini olmadığı anlaĢılıyor, zira Saint

Peter Katedrali ile Sainy Paul Katedrali‘ni yağmalamıĢlar, peĢinde oldukları ganimeti

almıĢlar ve daha fazla ilerlemeden geri dönmüĢlerdir249

. Fakat tabii ki bu akının

Avrupalılar için ciddi sonuçları oldu. Hıristiyanların zihnindeki ―düĢman‖ Müslüman

imgesini besleyen en önemli geliĢmelerden biriydi. Müslümanların Roma‘ya 846‘da

yaptığı bu akın, üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen hala Papalık tarihinin en ciddi

krizlerinden biri olarak hatırlanır250

.

Bir ay sonra aynı Müslüman akıncılar Gaeta‘ya saldırdılar; Napoli ve Amalfi‘nin

birleĢik güçleri onların Gaeta‘yı almasını engellediler251

.

Artık yanıbaĢlarındaki Müslüman tehlikesinin farkında olan Avrupalılar sıkı

önlemler almıĢlardı. Üç yıl sonra Müslümanlar yeniden saldırdıklarında bu sefer

karĢılarında ciddi bir savunma buldular. Ostia SavaĢı‘nda, Müslümanlar, Papalık,

Napoli, Amalfi, Gaeta güçleri karĢısında yenilgiye uğradı252

. Roma bir daha hiçbir

Müslüman ordu tarafından direkt olarak tehdit edilmedi253

. Yine de Güney Ġtalya‘da

Müslüman varlığı ve tehlikesi hala devam ediyordu ve bu nedenle de Papa VIII. John

(872–882), iki sene boyunca Müslümanlara vergi ödeyerek ihtiyatı elden bırakmadı254

.

Ostia SavaĢı öncesinde, Müslümanlarla çok iyi ticari iliĢkileri olan Napoli ve

Amalfi‘nin yöneticilerinin Roma‘nın savunmasına katılmak istemesine oldukça

ĢaĢırdığı anlaĢılan Papa IV. Leo, yardım tekliflerini kabul etmeden önce, onları

247

Kreutz, a.g.e., s: 25. 248

Kreutz, a.g.e., s: 26. 249

Kreutz, a.g.e., s: 27. 250

Kreutz, a.g.e., s: 18. 251

Citarella, a.g.m., s: 307. 252

Kreutz, a.g.e., s: 28. 253

Kreutz, a.g.e., s: 28. 254

Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, III, s: 962.

Page 48: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

41

niyetlerinin samimiyeti konusunda sorguya çekmiĢtir255

. Ostia SavaĢı sırasında, Napoli

dükünün, Arap filosunu uzaklaĢtırırken, filonun komutanına, eğer güneye doğru

kaçarken kötü havayla karĢılaĢırlarsa, gemilerinin Napoli‘ye sığınabileceğine dair bir

mesaj ulaĢtırmıĢ olması da bir diğer ilginç noktadır256

.

847 yılında Apulia‘nın önemli bir liman kenti olan Bari ele geçirildi. 847

yılından 871 yılına kadar yirmi dört yıl boyunca Bari küçük bir emirliğe ev sahipliği

yapacaktı257

. Hatta Bari‘nin emirleri kendilerini ―sultan‖ ilan ederek, Palermo‘daki

idareden bağımsız hareket ettiler258

. Bari Emirliğine uzun uğraĢlardan sonra son veren

Karolenj kralı II. Louis oldu. Bari‘nin 871‘de Hıristiyanlarca geri alınması, Ġtalya‘daki

Müslüman tehlikesinin sonunun baĢlangıcıydı259

.

880 yılında Bizanslılar, Müslümanları Taranto‘da yendiler ve böylece buradaki

kırk yıllık Müslüman dönemini sonlandırdılar260

. Bu baĢarının arkasını getirmek için

Bizans Ġmparatoru I. Basileios‘un 885‘te Ġtalya‘ya yolladığı Nikeforos Fokas, kısa

sürede birçok kent ve kaleyi büyük bir baĢarıyla ele geçirdi ve Müslümanları Calabria

bölgesinden uzaklaĢtırdı, öyle ki VI. Leon ünlü askeri kitabı Taktika‘nın bir bölümünü

bu konuya ayırdı261

.

Ağlebi emiri II. Ġbrahim (874–902) iktidarının son senelerinde Sicilya‘ya geldi

ve oradan, Güney Ġtalya‘daki Calabria‘ya saldırdı262

. Hem Ġslam, hem Hıristiyan

kaynaklarında oldukça acımasız olduğu ve bir yer teslim olsa bile halkını kıyımdan

geçirmesinin muhtemel olduğu söylenen Ġbrahim‘in ordusuyla Calabria‘ya geldiğinin

haberi, tüm Güney Ġtalya halkında çok büyük korku yaratsa da, Cosenza kuĢatması

sırasında II. Ġbrahim‘in aniden ölmesi ve ordusunun da dağılması bu tehlikeyi daha

baĢlamadan sona erdirdi263

.

255

Citarella, a.g.m., s: 307. 256

Kreutz, a.g.e., s: 28. 257

Kreutz, a.g.e., s: 32. 258

Philip K. Hitti, History of the Arabs, s: 605. 259

Philip K. Hitti, History of the Arabs, s: 605. 260

Tarih Boyunca Akdeniz Uygarlıkları, s: 172. 261

Tarih Boyunca Akdeniz Uygarlıkları, s: 172–173. 262

Kreutz, a.g.e., s: 75–76. 263

Kreutz, a.g.e., s: 76.

Page 49: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

42

Batı kıyısında Müslümanların, 870‘den beri kullandıkları bir diğer üs olan

Garigliano da, Bizans ve Latin ordusu tarafından 915 yılında ele geçirildi264

. Garigliano,

Müslümanların Güney Ġtalya‘daki son yerleĢimleriydi; bundan sonra Müslümanların bu

bölgede kalıcı bir yerleĢimleri olmayacaktı265

. Yine de Sicilya Müslümanları Ġtalyan

anakarasına çok yakındılar ve buradaki varlıkları ve akınları hala ciddi bir tehlike arz

ediyordu, bu yüzden Bizans yönetimi 952 yılında Calabria bölgesindeki Reggio‘da bir

cami inĢa edilmesine izin vermek zorunda kaldı266

.

976 yılında Ebu‘l-Kasım, Cosenza, Taranto ve Otranto‘ya saldırdı ve bunlardan

vergi alarak geri döndü; 978 ve 981‘de yine Güney Ġtalya‘ya sık sık akınlar yaptı267

. 982

yılında Kutsal Roma Ġmparatoru II. Otto Calabria‘yı istila etti. Ebu‘l-Kasım ve II. Otto,

Capo Cotrone‘de karĢılaĢtılar; bu savaĢı Müslümanlar kazandılar, ama savaĢ sırasında

Ebu‘l-Kasım öldü268

.

Calabria, Matera, Bari gibi bölgelere, bazen baĢarılı bazen baĢarısız sonuçlanan

akınlar devam etti269

. XI. yüzyılın baĢında ise fetih hareketleri azaldı. Messina

Boğazı‘nda 1005 yılında bir Pisa filosunun Sicilya donanmasını yenmesinden sonra

Sicilya Müslümanlarının bu bölgede kayda değer bir aktivitesi görülmedi270

.

Müslümanlar artık savunmadaydılar.

Sicilya‘daki Kelbi idaresinin sona ermesinden sonra, Reggio ve Güney

Ġtalya‘nın diğer bölgelerinde büyük ihtimalle Müslüman tüccar ve muhacirlerin

oluĢturduğu topluluklar en az 1060 yılına kadar hala görülse de, bunlar hiçbir zaman

ciddi bir tehlike yaratmadılar271

.

5. SOSYAL, KÜLTÜREL VE ENTELEKTÜEL ORTAM

827 yılında Müslümanların Sicilya‘ya kalıcı olarak ilk defa ayak basmasından,

1091 yılında Normanların adayı ele geçirmesine kadar 254 yıl süren Müslüman

264

Ahmad, a.g.e., s: 28. 265

Ahmad, a.g.e., s: 28. 266

Kreutz, a.g.e., s: 101. 267

Ahmad, a.g.e., s: 34. 268

Tarih Boyunca Akdeniz Uygarlıkları, s: 176. 269

Ahmad, a.g.e., s: 35. 270

Ahmad, a.g.e., s: 35. 271

Ahmad, a.g.e., s: 36.

Page 50: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

43

hâkimiyeti, Sicilya tarihinin en önemli dönemlerinden biridir. Yerli Sicilyalılar,

Hıristiyanlar, Müslümanlar, Museviler, Grekler, Lombardlar, Araplar, Berberiler,

Farisiler, Zenciler, Slavlar ve Türkler gibi birçok farklı etnik ve dini grubun bu küçük

adada bir araya gelmesi ve etkileĢime girmesi hem kültürel hem de ekonomik bir

zenginlik yaratmıĢ, bu zenginliğin etkileri yüzyıllara uzanmıĢtır. Fakat Sicilya‘nın

Müslüman dönemi hakkında çok az kaynak olması nedeniyle bu önemli dönem tam

anlamıyla aydınlatılamamaktadır.

827 ve 965 yılları arasını kaydeden Cronica di Cambridge‘den baĢka günümüze

kalmıĢ bir kaynak yoktur272

. Ġslam kaynakları da Sicilya hakkında oldukça sessizdir.

Müslüman Sicilya, kendi tarihlerini toplayacak ve kaydedecek bir tarihçi çıkaracak

kadar istikrarlı bir entelektüel ortama kavuĢamamıĢtır273

. Sadece çok daha sonradan

yazılmıĢ kaynaklar vardır, ama onlar da üstünden oldukça fazla zaman geçen bu dönem

hakkında gerçeklerden çok mitler içerirler. Bize ulaĢabilmiĢ tek birinci el kaynak X.

yüzyılın ikinci yarısından Ġbn Havkal‘ın seyahatnamesidir, ama o da kısa ve kısıtlıdır274

.

Elimizde olan kaynaklarda sadece kronolojik bir tarih vardır; bunlar tarihler ve

isimler verirler275

. Sicilya‘nın bu geliĢmiĢ, dinamik ve değiĢken toplumunun sosyal

hayatı hakkında ne yazık ki elimizde neredeyse hiçbir ayrıntılı bilgi yoktur.

Aynı Ģekilde bu dönemin tarihini taĢıyan hiçbir bina günümüze kalmamıĢtır276

.

Adanın Müslümanlardan sonra sahibi olan Normanlar, Müslümanların yaptıkları

kaleleri, sarayları ve camileri yıkmıĢlar ya da değiĢtirip kullanmıĢlardır. Halk da evlerini

kerpiçten yaptığı için, evler kısa zamanda yok olmuĢlardır. ġekli bozulmadan geriye

kalan tek eser Kelbiler dönemindendir: Palermo yakınında bulunan Kasru’l-Emir Cafer

(Emir Cafer Sarayı); bu sarayın da sadece bir yüzü kalmıĢtır277

.

272

The New Cambridge Medieval History, II, s: 251. 273

The New Cambridge Medieval History, II, s: 251. 274

The New Cambridge Medieval History, III, s: 663. 275

The New Cambridge Medieval History, III, s: 663. 276

The New Cambridge Medieval History, III, s: 663. 277

Altan, a.g.m., s: 207.

Page 51: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

44

Resim 4: Müslüman dönemdeki Palermo‘nun haritasının rekonstrüksiyonu,

Di Giovanni, 1889–1890

Müslüman Sicilya‘nın iki önemli etnik unsuru Araplar ve Berberilerdi.

Palermo‘da Arap nüfus, Girgenti‘de ise Berberi nüfus yoğunlaĢmıĢtı278

. Araplar

azınlıktı ve yönetici sınıftı, Berberilerin ise adanın fethinde rolü büyüktü ve adanın

Müslüman nüfusunun büyük kısmını oluĢturuyorlardı. Berberiler, adanın ele

geçirilmesinde oynadıkları önemli rolün ve sayıca üstünlüklerinin politik karĢılığını

alamadıkları için sık sık ayaklanıyorlardı. Bir Arap yazarı, Ġbn Abi Dinar‘ın belirttiği

gibi Sicilya‘daki Müslüman dönemini bitiren Müslümanlar arasındaki bu

anlaĢmazlıklardı279

. Sadece Arap ve Berberi kabileler arasında değil, Arabistan‘ın kuzey

278

Ahmad, a.g.e., s: 22. 279

Aziz Ahmad, ―The Shrinking Frontiers of Islam‖, International Journal of Middle East Studies, Sayı:

7, No: 2, Nisan, 1976, s: 145–159, URL: http://www.jstor.org/stable/162598, indiriliĢ tarihi: 23.12.2008

15:19, s: 150.

Page 52: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

45

ve güney kabileleri, Arap elitleri ile sonradan Müslüman olanlar, Sicilya‘nın fethinde

yer alanlar ve adaya sonradan gelenler, Ġfrikiyyeli Müslümanlar, Endülüslü

Müslümanlar, Sünniler, ġiiler ve Hariciler arasında da devamlı çıkan çatıĢmalar adada

uzun soluklu bir istikrarın sağlanamamasının temel nedeniydi. Bu anlaĢmazlıklar

sonuçta devleti zayıflatmıĢ ve savunmasız bırakmıĢtı.

Özellikle Araplar ve Berberiler arasındaki anlaĢmazlık çok derindir. IX. yüzyılın

sonunda Hıristiyan Sicilyalılarla, Müslüman Sicilyalılar arasında yapılan bir antlaĢma

durumun ciddiyetini açıkça göstermektedir: AntlaĢmada, Müslümanların Hıristiyanlara

verdiği rehineler, her üç ayda, bir defa Araplardan bir defa da Berberilerden alınacaktı;

iki unsur arasındaki anlaĢmazlık, yabancılar karĢısında dahi resmi bir kimlik

kazanmıĢtır280

.

Sicilya nüfusunun çoğunluğunu oluĢturan Hıristiyanlar cizye vergisini verdikleri

sürece ibadetlerini yapmakta özgürdüler, ama halka açık alanlarda dinsel ayinler ve

gösteriler düzenlemeleri yasaktı281

. Çanlarını çalmak dıĢında eskilerini istedikleri gibi

kullanabilseler de, yeni kiliseler yapamazlardı282

. Ayrıca kendi hayat stillerini

sürdürebiliyorlardı, ama halka açık alanlarda Müslümanlara yasak olan Ģeyleri de

yapamazlardı, mesela Ģarap içemezlerdi283

.

Hıristiyanlar hiçbir zaman zorla din değiĢtirmeye zorlanmamıĢ olsalar da veya

ibadetlerini serbestçe yapabilseler de, Sicilya‘daki eklesiastik idare Müslüman dönem

süresince zayıflamıĢtı284

. Normanlar adaya geldiklerinde Palermo baĢpiskoposu dıĢında

baĢka bir Hıristiyan dini lider bulamadılar285

. Buna göre, kilise idaresinde Palermo

kürsüsünün önceliği Müslüman dönemden kalmadır, zira Bizans dönemindeki kilise

geleneğine göre Siraküsa ve Kateniye olmak üzere iki baĢpiskopos vardı286

.

Haraç isimli mal vergisi vermek suretiyle de mallarını koruyabiliyorlardı, alıp

satabiliyorlardı287

. Adanın eski sahipleri Bizanslıların zulmüne alıĢık olan Sicilya‘nın

yerli Hıristiyan halkı, adanın yeni sahipleri Müslümanlara vergi ödemekle,

280

Bakır, a.g.m., s: 706. 281

Siculo-Norman Art: Islamic Culture in Medieval Sicily, s: 45–46. 282

Siculo-Norman Art: Islamic Culture in Medieval Sicily, s: 46. 283

Siculo-Norman Art: Islamic Culture in Medieval Sicily, s: 46. 284

Bakır, a.g.m., s: 705. 285

Bakır, a.g.m., s: 705. 286

Bakır, a.g.m., s: 705. 287

Ahmad, a.g.e., s: 23.

Page 53: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

46

Konstantinopolis‘e vergi ödemek arasında büyük bir fark görmüyorlardı288

. Adanın

özellikle Grek nüfusu, Müslüman yöneticilere karĢı bir zorluk çıkarmadılar. Bu büyük

ihtimalle kendi topluluklarını korumak içindi ve amaçlarında da baĢarılı oldular;

Sicilya‘nın Müslüman dönemi boyunca adadaki Grek nüfus çok büyük değiĢikliğe

uğramadı; adanın belki de yüzde kırkı Grekti289

.

IX. yüzyılın sonunda halkın sadece çok az bir kısmı Müslümandı ve bunlar daha

çok adanın batısında, özellikle baĢkent Palermo‘da ve güneydoğusunda

yoğunlaĢmıĢtı290

. Ġslam idaresi altında olsalar da adanın kuzey ve doğusu ise daha çok

Hıristiyanlardan oluĢuyordu.

Zaman geçtikçe bu Müslümanların sayısının yükseldiği muhakkaktır. XI.

yüzyılın baĢında ada nüfusunun büyük ihtimalle yarısı Müslümandır291

. Müslüman

Sicilya‘nın en kalabalık döneminde Müslüman nüfus bir milyonu bulmuĢ olabilir. XIII.

Yüzyıl coğrafyacısı Yakut‘a göre ―Sicilya‘nın büyük çoğunluğu Müslüman

olmuĢtur‖292

.

Özellikle Kelbiler döneminde Ġslam dinine girenlerin sayısı, önceki yıllara göre

artmıĢtı293

. Müslüman nüfustaki bu artıĢın nedenlerinden biri Fatımi politikasıydı294

.

Kelbi emirlerinin yönetimindeki Sicilya köklü bir AraplaĢtırma ve ĠslamlaĢtırma süreci

içindeydi. Fatımiler, Ġslam dininin gerçek liderleri olduklarını savunuyorlardı ve bu

iddiaları için din değiĢtirmelerini, gayri-Müslimlere cizye vergisini zorunlu yaparak

ekonomik olarak cazip hale getiriyorlardı295

. 962‘de Fatımi Halifesi el-Muizz aynı anda

sünnet olan ondört bin Sicilyalı oğlan çocuğuna büyük paralar ve hediye kaftanlar

göndermiĢti, ayrıca Sicilya valisine, adanın on dört bölgesine cami ve mimber yapılması

emrini vermiĢti296

.

288

The Cambridge History of Islam, I, s: 434. 289

David Abulafia, Italy in the Central Middle Ages, s: 216. 290

The New Cambridge Medieval History, III, s: 666–667. 291

The New Cambridge Medieval History, III, s: 667. 292

Metcalfe, a.g.e., s: 15. 293

The New Cambridge Medieval History, III, s: 666. 294

The New Cambridge Medieval History, III, s: 667. 295

The New Cambridge Medieval History, III, s: 667. 296

The New Cambridge Medieval History, III, s: 667.

Page 54: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

47

Fakat bu dönem için Sicilyalı Hıristiyanların din değiĢtirmesi hakkında her hangi

bir kesin kanıt bulunmamaktadır297

. Müslümanların sayısının artmasının temel nedeni,

adaya ve adadan devamlı bir göç olmasıdır298

; Sicilya, özellikle Kuzey Afrika ve

Endülüs gibi Müslüman topraklarından göç alırken; adanın Hıristiyan nüfusu da Güney

Ġtalya‘ya göçüyordu.

Sicilya‘nın fethinin ilk dönemlerinde, yani IX. yüzyılda adadaki Müslümanların

daha çok akın politikasına dayanan bir yapısı vardı. Politik yapının geliĢtiği tek yer,

baĢkent Palermo‘ydu. Bu fetih toplumu ancak X. yüzyılda değiĢmeye baĢladı ve bir

devlet organizasyonu ortaya çıktı.

Sicilya‘nın idari örgütlenmesinin diğer standart Ġslam devletlerinden önemli bir

farkı yoktu. Bir farklılık Fatımiler döneminde ortaya çıktı: el-Hasan bin Ahmed bin Ebi

Hınzır, sahib el-hum isminde bir idari görevli atadı. Hum kâfirlere karĢı savaĢlarda

kazanılan ganimetin hükümdar için ayrılmıĢ beĢte biridir. Sahib el-hum da bu payla

ilgilenen görevliydi. Bu görev sadece Sicilya‘da görülmekteydi, baĢka hiçbir Ġslam

devletinin idari yapısında yoktu299

.

Sicilya‘nın Ağlebileri, genelde Ġfrikiyye‘den bağımsız hareket ediyorlardı.

Hutbelerde Abbasi Halifesinin yanında kendi emirlerinin ismini de zikrediyorlardı300

.

Kelbiler ise Fatımi Halifeleri adına para bastırmayı ve hutbe okutmayı, Fatımi Halifeleri

de onlara ünvanlar göndermeyi sürdürdüler.

972 yılında tüccar ve seyyah Ġbn Havkal, Sicilya‘yı ziyaret etmiĢti301

. Palermo

ve çevresini anlatan Ġbn Havkal‘ın ziyareti Sicilya‘nın Kelbiler tarafından yönetildiği

sakin ve istikrarlı bir döneme denk gelmiĢtir302

. Sadık bir Sünni olan Ġbn Havkal, ġii bir

yönetimi olan bu devlete karĢı bakıĢı Ģüphecidir, alaycıdır ve eleĢtirilerinde son derece

serttir303

. Palermo‘da gördüğü camilerin sayısına ĢaĢırır. Kendi gözüyle Palermo ve

çevresine iki yüz tane cami görmüĢtür. Palermo‘nun iki katı büyüklüğündeki Ģehirlerde

297

Metcalfe, a.g.e., s: 15. 298

The New Cambridge Medieval History, III, s: 667. 299

The New Cambridge Medieval History, III, s: 664. 300

Ahmad, a.g.e., s: 23. 301

William Granara, ―Ibn Hawqal in Sicily‖, Alif: Journal of Comparative Poetics, No. 3, The Self and

the Other, Bahar, 1983, s: 94–99, URL: http://www.jstor.org/stable/521658, indiriliĢ tarihi: 23.12.2008

14:53, s: 94. 302

Granara, a.g.m., s: 94. 303

Granara, a.g.m., s: 94.

Page 55: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

48

bile bu kadar cami görmediğini belirtir. Fakat alaycı bir Ģekilde görünürde bu kadar

dindar olan ve üç yüz kadar müderrisin bulunduğu bir yerde camilerin gösteriĢ amaçlı

inĢa edildiğini ve tek amacın cihaddan kaçınmak olduğunu söyler304

. Ġbn Havkal‘ın

yorumu bir anlamda doğrudur, zira fetih hareketleri gerçekten bu dönemde azalmıĢtır;

fetih politikası gütmekten daha çok yerleĢik bir yaĢamı tercih eden ve vergilere bağlı

olarak yaĢam sürdüren bir görünüm vardır, ama bu bir isteksizlikten ziyade koĢulların

doğal bir sonucudur.

Sicilya, Kelbiler zamanında en zengin dönemini yaĢamıĢtır. X. yüzyılın ikinci

yarısında Sicilya, ekonomik olarak ve nüfus bakımından daha da büyümüĢtür305

. Yalnız

Palermo‘nun nüfusu yüz bini bulmuĢtur ve yerleĢimler kırsal kesimlere doğru

geniĢlemiĢtir. Bu artıĢın nedenlerinden biri Müslümanların Sicilya‘ya yaĢattıkları tarım

devrimiydi. Müslümanlar adaya turunçgiller, karpuz, dut, ipek böceği ve pamuk gibi

yeni tarım ürünleri getirmiĢlerdi306

. ġeker kamıĢı ekme ve değirmende öğütme bilgisini,

Müslümanlar Sicilya‘ya getirmiĢlerdir ve buradan da Avrupa kıtası öğrenmiĢtir. Birçok

sulama ve tarım tekniği de Ġslam topraklarından ithal edilmiĢtir307

.

Pamuk ve ipek üretimiyle birlikte tekstil endüstrisi de geliĢmiĢti. Sicilya‘nın

birçok yerinde tekstil imalathaneleri kuruldu ve bunların ürünleri hem Kuzey Afrika‘ya

hem de Avrupa‘ya satıldı.

Fatımiler özellikle ticareti oldukça desteklediler ve bunun sonucu olarak uluslar

arası ticaret daha da zenginleĢti. Sicilya, Ġtalyan Ģehirleriyle Kuzey Afrika arasındaki

dinamik ticaretin değiĢ-tokuĢ merkezi, aktif bir mal aktarma noktası haline geldi. Bu

ticaret farklı birçok alanda da etkisini gösterdi. Arapça kelimeler farklı Avrupa dillerine,

özellikle ticaret yolları sayesinde yayıldı. Bugün hala Arapça‘nın etkileri Sicilya‘da ve

Güney Ġtalya‘da görülebilir. Örneğin, Sicilya‘nın güneybatısındaki Salemi Ģehrinin

isminin Arapça‘dan geldiği düĢünülmektedir: Bazı tarihçilere göre Arapça‘da barıĢ

anlamına gelen ―salam‖ kelimesinden; bazı tarihçilere göre de Ebu Abdullah Esed bin

304

Altan, a.g.m., s: 475. 305

The New Cambridge Medieval History, III, s: 668. 306

The New Cambridge Medieval History, III, s: 668. 307

Hubert Houben, Roger II of Sicily: A Ruler Between East and West, Cambridge Üniversitesi Yayınları,

Cambridge, 2002, s: 12.

Page 56: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

49

el-Furat‘ın Sicilya‘nın fethi sırasında ölmüĢ kahraman oğlu Süleyman‘ın isminden

gelmektedir308

.

Uzun süreden beri Sicilya‘da yaĢayan Müslümanların kendi dilleri de değiĢikliğe

uğramıĢtır. Michele Amari‘nin terminolojisi olan ―Siculo Arabic‖ (Sicilya Arapçası)

Sicilya‘da konuĢulan Arapça‘ya atfedilen bir kavram olmuĢtur. Adanın Müslüman

hâkimiyeti altında olduğu dönemde ortaya çıkmıĢ ve en az 1300 yılına kadar

kullanılmıĢtır. Adanın Müslüman nüfusunun yanında, Müslümanlarla sosyal ve ticari

iliĢkileri olanlar, özellikle Yahudiler, tarafından da konuĢuluyordu.

Sicilya‘nın Müslüman yöneticileri, Fatımi döneminde rubai isimli, dinarın dörtte

biri olan altın bir para bastılar ve Ġtalyanlar da bu parayı tari ismini vererek kopyaladılar

ve hatta üzerindeki Arapça yazıları bile bıraktılar309

. Bu para Batı Akdeniz ticaretinde

uzun süre kullanıldı.

Ġbn Havkal‘ın Ģu ifadelerinden Sicilya‘da Müslümanlar ve Hıristiyanların

aralarında karma evlilikler yaptıkları anlaĢılmaktadır: ―Onlar düzenbazdırlar, Ģehir, çöl

ve köylerin çoğunun düĢüncesi, kendi aralarında yaptıkları anlaĢmayla, erkek

çocuğunun düzenbaz babanın hakkı olmak, kız çocuğunun ise annesiyle kalmak Ģartıyla

Hıristiyanlarla evlenmek, Ģeklindedir.”310

Özellikle Kelbiler zamanında artan zenginlik sonucu Emirler, kültürel ve

entelektüel aktiviteleri desteklediler ve Sicilya‘nın sonraki yüzyılları etkileyecek olan

ortamı yarattılar.

Sicilya‘nın merkezi konumu entelektüel geliĢimini de etkilemiĢtir. Kuzey Afrika

ve Sicilya arasında, Ġspanya ve Sicilya arasında âlimlerin ve ediplerin gidip gelmesinin

yanında, yapılan hac ve ilim yolculukları da fikirlerin devamlı dolaĢımını sağlıyordu.

Ayrıca Müslümanların, Grekler ve Musevilerle yan yana yaĢaması da kültürel alıĢ veriĢi

olanaklı kılıyordu.

Her Ġslam devleti için standart olan dinsel ilimler Sicilya‘da da çalıĢılmıĢ ve

öğretilmiĢtir. Ağlebilerin baĢkenti Kayrevan politik ve ticari bir merkez olmanın

308

Siculo-Norman Art: Islamic Culture in Medieval Sicily, s: 210. 309

Bakır, a.g.m., s: 708. 310

Bakır, a.g.m., s: 707.

Page 57: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

50

yanında Maliki mezhebinin de merkezi olmuĢtur311

. Malikilik, Ağlebilerin desteğiyle

geliĢmiĢ ve yayılmıĢtır. Bu durum Sicilya‘ya da yansımıĢtır.

Kelbiler, ġii mezhebinin sadık takipçileri olmalarına rağmen, Sicilya‘da ġiilerin

diğer yerlerde yaptığı gibi, sert bir misyonerlik faaliyeti yürütmemiĢlerdir. Bu yüzden

de ġiilik, Müslüman Sicilya‘nın halkı arasında çok yayılmamıĢtır.

Ayrıca Arapların favori sanatı Ģiir de oldukça yaygındır. ġair olan Sicilya

emirleri vardır. Sicilyalı Müslümanların Ģiirlerinden günümüze gelebilmiĢ çok az

örneklerden anlaĢıldığı üzere, Sicilya‘nın kendine ait bir Ģiir geleneği olmamıĢtır;

genellikle Kuzey Afrika ve Endülüs Ģiir üslup ve stillerinin etkisi altındadırlar312

.

311

Özaydın, a.g.m., s: 477. 312

Ahmad, a.g.e., s: 36.

Page 58: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

51

IV. BÖLÜM: NORMANLARIN İDARESİNDE MÜSLÜMANLAR

Sicilya‘da Kelbiler Hanedanı resmi olarak 1053 yılında Hasan es-Samsam‘ın

azledilmesiyle sona ermiĢti. Merkezi yönetim çökmüĢtü. Ada, sürekli aralarında savaĢan

küçük emirliklere bölünmüĢtü. Palermo‘da oligarĢik bir yönetim, Mazara‘da Abdullah

bin Mankut, Girgenti‘de Ġbn Havvas, Siraküsa‘da Ġbn Tumma hüküm sürüyordu.

Bazı kaynaklara göre adanın Hıristiyanları bu karıĢık durumdan faydalanmak ve

bağımsızlıklarını arttırmak istediler ve o dönemde Calabria‘ya kadar ilerlemiĢ

Normanların lideri Roger‘a 1060 yılında elçiler gönderdiler313

. Fakat Normanların

Sicilya‘ya gelmesine asıl sebep olan Hıristiyanlar değil, bir Müslüman olacaktı.

Normanlar, sonradan Normandiya olarak bilinecek Fransa‘nın kuzey bölgesine

yerleĢen Vikinglerdi. Kısa zamanda topraklarını geniĢletmeye baĢladılar. 1066 yılında

Ġngiltere‘yi ele geçirdiler.

Güney Ġtalya‘ya ilk Normanlar 1000 yılında Hacc‘dan dönerken geldiler ve

Salerno Prensine Müslümanlarla savaĢında yardım ettiler314

. 1017 yılında ise Bizans

Ġmparatorluğuna karĢı bir isyanda savaĢmak için paralı askerler olarak geldiler ve

buraya yavaĢ yavaĢ yerleĢmeye baĢladılar315

. 1035 yılında Melfi‘yi ele geçirdiler. 1041

yılında Robert Guiscard liderliğinde bir grup bölgeyi istila etmeye baĢladı. Papa IX.

Leo, Norman tehlikesine karĢı bir ordu oluĢturdu: Civitate SavaĢı 1053 yılında

Normanların zaferiyle sonuçlandı316

. 1057 yılında Sicilya‘nın karĢı kıyısındaki

Reggio‘ya saldırdı317

. 1058‘de Capua ele geçirildi. 1059‘da Apulia ve Calabria‘daki

Norman idaresi Papa tarafından tanındı. Taranto, Brindisi ve Reggio 1060 yılında

Bizanslılardan alındı318

. Güney Ġtalya‘ya geliĢlerinin üzerinden daha yarım yüzyıl bile

geçmeden Normanlar bölgede kalıcı bir güç oldular.

Normanlar, Ģüphesiz güçlü bir topluluktu, ama Güney Avrupa‘daki baĢarılarının

destekleyici nedenleri de vardı: Bizanslılar Anadolu‘yu tehdit eden Selçuklularla

313

Gordon S. Brown, The Norman Conquest of Southern Italy and Sicily, McFarland, USA, 2003, s: 103. 314

Houben, a.g.e., s: 8. 315

Christopher Gravett, David Nicole, The Normans: Warrior Knights and Their Castles, Osprey,

London, 2006, s: 48. 316

Ahmad, a.g.e., s: 49. 317

Ahmad, a.g.e., s: 49. 318

Ahmad, a.g.e., s: 49.

Page 59: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

52

uğraĢmaktaydılar; 1059‘dan sonra Papalık ve Normanlar ortak düĢmanları Bizanslılara,

Müslümanlara karĢı müttefik oldular; Sicilya‘nın Müslümanları ‗kâfire‘ karĢı savaĢmayı

bırakıp kendi aralarında savaĢmaya baĢladılar319

.

Adadaki hiziplerden Ġbn Tumma ilk önce Palermo‘yu, sonra da Catania‘yı istila

etti ve Ġbn Maklati‘yi öldürdü. Ġbn Maklati‘nin dul eĢi ve Ġbn Havvas‘ın da kardeĢi olan

Meymuna‘yla evlendi. Enna‘da Ġbn Havvas‘a yenilince, Mileto‘ya gidip Normanlardan

yardım talep etti320

. Bu yardım karĢılığında Ġbn Tumma, Normanlara, Ġslam

kaynaklarına göre tüm Sicilya‘yı, Avrupa kaynaklarına göre ise adanın bir bölümünü

teklif etti321

. Oğullarından birini de Robert Guiscard‘a rehin olarak gönderdi322

.

Müslümanların Sicilya‘yı fethi de adada bir iç savaĢın tarafı olan Euphemius‘un

onlardan yardım talep etmesiyle baĢlamıĢtı ve aynı Müslüman fethinde olduğu gibi

Normanların Sicilya‘yı ele geçirmesi de oldukça uzun bir zamana yayılacaktı.

Normanlar Sicilya‘ya 1060 yılında girdiler ve otuz bir yıl boyunca adayı ele geçirme

süreci devam etti.

Norman kontu Roger d‘Hauteville, Reggio‘un ele geçirilmesinden sonra 1060

yılında Messina‘ya baĢarısız bir akın yapmıĢtı323

. Bir yıl sonra Messina‘ya bu sefer

kardeĢi Robert Guiscard‘la saldırdılar ve Sicilya‘da ilk topraklarını almayı baĢardılar324

.

Ibn Tumma‘nın güçleriyle birleĢip Enna‘da Ġbn Havvas‘ı yendiler. Bundan sonra Robert

Guiscard Güney Ġtalya‘ya geri döndü. Ibn Tumma öldü. Roger, Troina‘da Müslümanlar

ve bir grup Grek tarafından kuĢatıldı (1062–1063)325

.

319

Alan G. Jamieson, Faith and Sword: A Short History of Christian-Muslim Conflict, Reaktion, London,

2006, s: 45. 320

Ġbn Tumma ve Ġbn Havvas arasındaki anlaĢmazlığın bir diğer nedenini de Ġbnu‘l-Esir Ģöyle anlatmıĢtır:

―(Ġbn Tumma) Ġbn Havvas‘ın kız kardeĢiyle evlendi. Fakat daha sonra kocasıyla Ġbn Havvas‘ın kız

kardeĢi arasında münakaĢa çıktı. Birbirlerine karĢı ağır sözle sarf ettiler. Ġbn Tumma sarhoĢtu, karısının

pazısının yarılmasını ve ölüme terk edilmesini emretti. Oğlu Ġbrahim bunu duyunca koĢup geldi ve

doktorlar getirtip yeniden sağlığına kavuĢuncaya kadar tedavi ettirdi. Sabah olunca babası yaptıklarına

piĢman oldu, sarhoĢ olduğunu söyleyerek özür diledi, karısı da kocasının mazeretini kabul etti. Bir

müddet sonra karısı, kardeĢini ziyaret etmek istedi, o da izin verdi... Karısını kardeĢinin yanına varınca,

kendisine yapılanları anlattı, bunun üzerine Ġbn Havvas‘ın kız kardeĢini iade etmemeye yemin etti. Ġbn

Tumma haber gönderip karısının iade edilmesini istediyse de o göndermedi. Ġbn Tumma de bunun üzerine

askerlerini topladı... Ġbn Havvas‘ın üzerine yürüyüp Kasr-Yana‘da onu kuĢattı. Ġbn Havas da dıĢarı çıkıp

onunla savaĢa girdi. Sonunda Ġbn Tumma yenildi.‖ Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., X, s: 171. 321

Ahmad, a.g.e., s: 49. 322

Ahmad, a.g.e., s: 49. 323

Ahmad, a.g.e., s: 49. 324

Ahmad, a.g.e., s: 50. 325

Jamieson, a.g.e., s: 46.

Page 60: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

53

Ġlk baĢta ‗Hıristiyan kardeĢleri‘ Normanlara Sicilya‘da yardım ettikleri bilinen

Greklerin bu savaĢta Müslümanlarla birlikte Normanlara karĢı savaĢmasının kesin

nedenini bilmiyoruz, ama Normanlar Bizanslıların düĢmanıydı326

. Greklerin Sicilya‘da,

Bizaslılarla, uzun yıllardan beri kendilerini yöneten ve yan yana yaĢamaya alıĢtıkları

Müslümanlar dıĢında yeni bir unsur istememiĢ olması muhtemeldir.

Roger dört ay süren kuĢatmayı sonunda aĢmayı baĢardı ve 1063 yılında Cerami

savaĢında Müslümanları yendi327

. Bu cesaretle Normanlar Palermo‘ya ilerlediler, ama

baĢarılı olamadılar ve geri dönmek zorunda kaldılar328

.

Ġfrikiyye‘deki Ziriler, Sicilya‘ya taze kuvvetler gönderiyorlardı ve bunlar

Normanlara karĢı savaĢta çok etkili oluyorlardı. Ziriler ve Sicilya Müslümanları

arasındaki iliĢkiler bozulunca, bu durumdan faydalanmak isteyen Roger, Palermo‘nun

çok yakınındaki Misilmeri‘de Müslüman bir orduyu yense de Palermo‘yu yine

alamadı329

.

Bu esnada Roger, Bari‘de Bizanslılarla savaĢta olan Robert Guiscard‘a yardım

etmeye gitti; 1071‘de Güney Ġtalya‘daki son Bizans toprağı olan Bari ele geçirildi ve

Güney Ġtalya‘daki Bizans hâkimiyeti sona erdi330

. Roger ve Robert Guiscard buradan

Sicilya‘ya geçtiler. Sıra Müslümanlardaydı.

1071 yılında Sicilya Müslümanlarının baĢkenti Palermo‘yu kuĢattılar. KuĢatma

birkaç ay sürdü. Kuzey Afrika‘dan yardımcı güçler gelmesine rağmen Palermo

Müslümanlarına bir yardımları olmadı331

. Bu esnada vuku bulan kıtlık her iki tarafı da

zor durumda bıraktı332

. 1072 yılının baĢında Palermo, Normanlara teslim oldu. Bunu

Mazara izledi. Fakat Normanlar, özellikle Balkanlarda Bizanslılarla olan mücadeleler

yüzünden, Sicilya‘da Ģimdilik daha fazla ilerleyemediler.

326

Jamieson, a.g.e., s: 46. 327

Jamieson, a.g.e., s: 46. 328

Jamieson, a.g.e., s: 46. 329

Jamieson, a.g.e., s: 46. 330

Jamieson, a.g.e., s: 46. 331

Ahmad, a.g.e., s: 52. 332

Ahmad, a.g.e., s: 52.

Page 61: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

54

Norman Kralları‘nın yönetim merkezleri Sicilya oldu. Zira Palermo o dönemde

Avrupa‘nın en zengin ve en kalabalık Ģehriydi333

. Normanlar da Müslümanlar gibi

Palermo‘yu baĢkentleri yaptı.

Sicilya‘nın en önemli kentlerinden biri olan Palermo‘ya sahip olmalarına

rağmen, Normanlar Sicilya‘nın sadece kuzeyine ve kuzeydoğusuna hâkimdiler ve

hâkimiyetleri hiç de güvende değildi; bu yüzden 1072 ve 1074 yılları arasında Roger

topraklarının savunmasını güçlendirdi ve kaleler inĢa ettirdi334

. 1075 yılında da Zirilerle

bir anlaĢma yaptı; bu antlaĢma sonucu Zirilerin, Sicilyalı Müslümanlara gönderdiği

yardımcı kuvvetler adadan ayrıldılar335

.

Siraküsa‘nın yeni emiri, Hıristiyanların Benavert dediği Ġbnu‘l-Verd, iĢleri bir

süre Müslümanların lehine döndürmeyi, çeyrek yüzyıl boyunca Normanların nihai

baĢarısını engellemeyi baĢardı ve ileriki on yıl boyunca Catania, Trapani ve Taormina

Normanlar ve Müslümanlar arasında geldi gitti336

. Normanlar birçok farklı cephede

savaĢıyordu; yabancı düĢmanlar dıĢında, diğer Norman kontları Robert Guiscard‘ın

liderliğini kabul etmiyordu. Roger da kardeĢine yardım etmek için Sicilya‘dan ayrılmak

durumunda kalıyordu ve ayrılınca da Ġbnu‘l-Verd Norman topraklarına saldırıyordu;

1084 yılında da Calabria‘yı yağmaladı337

. Fakat Sicilya Müslümanları, güçlü

Normanlara hala dayanıyorlarsa da, devamlı kendi aralarında savaĢtıkları ve artık dıĢ

yardımdan da yoksun oldukları için eski güçlerinden çok uzaklardı.

1084 yılında Roger, Sicilya‘da deniz gücü olmadan baĢarılı olamayacağını

anlayınca bir donanma inĢa ettirdi338

. 1085 yılında Robert Guiscard öldü. Roger,

1086‘da Siraküsa‘yı denizden ve karadan kuĢattı. Aynı yıl Ġbnu‘l-Verd öldü ve Siraküsa

ele geçirildi339

. 1087‘de Agrigento, 1088‘de Enna ve 1089‘da Butera alındı. 1091

yılında Sicilya‘daki son Müslüman toprağı olan Noto da Norman topraklarına katıldı340

.

Böylece Normanlar otuz yıllık (1061–1091) bir mücadeleden sonra Sicilya‘ya sahip

oldular.

333

Jamieson, a.g.e., s: 46. 334

Jamieson, a.g.e., s: 46–47. 335

Jamieson, a.g.e., s: 47. 336

Jamieson, a.g.e., s: 47. 337

Jamieson, a.g.e., s: 47. 338

Jamieson, a.g.e., s: 47. 339

Ahmad, a.g.e., s: 53. 340

Ahmad, a.g.e., s: 53.

Page 62: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

55

Roger, Sicilya‘ya feodal bir yapı verdi, tımarlara ayırdı, bunları aile bireyleri ve

komutanlarına dağıttı341

. Adada tabii ki çok yoğun bir Müslüman nüfus vardı. Bunların

çoğu feodal lortların serfleri haline geldi. Pantalica‘daki Müslümanlar, Roger tarafından

kolayca bastırılan bir ayaklanma çıkardılar342

. Bunun dıĢında Roger, Müslümanlara

gayet toleranslı davrandı. II. Roger‘ın saray coğrafyacısı el-Ġdrisi kitabında, Roger‘ın

adanın Müslümanlarına tavrı konusunda Ģunları yazmıĢtır: ―Adanın yönetimine sahip

olunca, iktidar makamına tam yerleĢince, buranın halkına adaletli tavır sergiledi ve

onları kendi dinleri, hukukları ile baĢ baĢa bırakıp, canlarına, mallarına, ailelerine ve

nesillerine eman verdiğini açıkladı. Sonra, değiĢmez son olan ölüme kadarki hayatı

boyunca bu kurallar böylece devam etti ve neticede bilinen kaderine (ölüme) ulaĢtı‖343

.

1096 ve 1099 yılları arasında ilk Haçlı Seferi yapıldı. I. Roger sefere katılmadı,

ama diğer Normanlar, Birinci Haçlı Seferinde de önemli rol oynadılar. Sefere

Normandiya‘dan ve Güney Ġtalya‘dan olmak üzere iki grup olarak katıldılar. Güney

Ġtalya Normanları‘nın baĢında Robert Guiscard‘ın oğlu Bohemond vardı. Çok kalabalık

bir grup olmamalarına rağmen, Müslümanlarla savaĢmakta oldukça deneyimliydiler ve

bunu da kanıtladılar.

Haçlı liderleri, Sicilya‘dan geçerken I. Roger‘dan Kuzey Afrika Müslümanlarına

karĢı yardım talep etmelerine rağmen, I. Roger‘ın bunu kabul etmemesinin nedeni,

sonucu kesin olmayan fetihler uğruna Kuzey Afrika‘yla olan iyi iliĢkilerini bozmak

istememesiydi: ―Eğer Müslümanlara karĢı kutsal savaĢa girmeye kesin olarak karar

verdiyseniz, ben Kudüs‘ün zaptını buna tercih ederim. Böylece Kudüs‘ü onların elinden

kurtarmıĢ olursunuz ki, bu sizin için bir iftihar vesilesi teĢkil eder. Ancak Ġfrikiyye‘ye

gelince, oranın halkıyla aramızda yemin ve iliĢkiler var.‖344

Sonradan I. Roger olarak anılacak olan Roger, 1101 yılında geride çocuk yaĢta

iki oğul bırakarak öldü. Anneleri Adelaide del Vasto büyük oğlu Simon‘ın vekili olarak

Sicilya‘yı 1101 ve 1111 yılları arasında yönetti345

. Bu yıllarda Sicilya yönetimi güçlü ve

etkili kalmayı baĢardı ve sakin bir dönem geçirdi346

. 1105‘de Simon ölünce, Roger

341

Ahmad, a.g.e., s: 54. 342

Ahmad, a.g.e., s: 54. 343

Bakır, a.g.m., s: 694. 344

Ġbnu‘l-Esir, a.g.e., X, s: 228. 345

Ahmad, a.g.e., s: 54–55. 346

Ahmad, a.g.e., s: 55.

Page 63: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

56

(1112–1154) tahtın tek varisi haline geldi ve 1112 yılında on altı Sicilya kralı oldu347

.

Yeni kralın ilk hedefi hâkimiyetini Güney Ġtalya ve Kuzey Afrika yönünde

geliĢtirmekti. Bu hedeflerle uğraĢırken 1117 yılında Kastilya Kralı VI. Alfonso‘nun kızı

Elvira‘yla evlendi; Elvira‘nın annesi evlendiğinde Hıristiyan olmuĢ bir Mağripli‘ydi348

.

Güney Ġtalya‘daki Norman topraklarında iktidar mücadeleleri vardı, ama 1127

yılında ayrı ayrı yönetilen bölgeler II. Roger altında, gerek antlaĢmalar gerek çatıĢmalar

sonucu birleĢti. Bu çatıĢmaların tarafları II. Roger‘ın amcası Robert Guiscard‘ın

varisleri ve Papalık‘tı. Hatta Papa, II. Roger‘a karĢı diğer Ģehir-devletlerinin kontlarını

kıĢkırtıyordu, zira Sicilya‘nın ve Güney Ġtalya‘nın güçlü bir devlet olarak birleĢmesi

Papalığın Güney Ġtalya‘daki çıkarlarını zedeleyecekti. Fakat bu muhalefetin etkili bir

sonucu olmadı ve II. Roger istediğini aldı. 1130 yılının Christmas gününda Palermo‘da

yapılan görkemli bir törenle, Sicilya‘nın, Calabria‘nın ve Apulia‘nın kralı olarak taç

giydi349

. Böylece 1130 yılında Krallık ilan edildi. Bu birleĢme sorunsuz olmadı; Güney

Ġtalya‘da iç savaĢlar on yıl kadar devam ettiyse de bir sonuç vermedi ve bölge Roma

döneminden beri ilk defa aynı çatı altında yönetilmeye baĢlandı.

II. Roger Sicilya‘nın önemli bir yer tuttuğu Batı ve Orta Akdeniz ticaretini

kontrol etmek istiyordu. II. Roger‘ın Kuzey Afrika‘daki çabasının ticari nedenleri

dıĢında, Sicilya kıyılarını Müslüman korsanlardan korumak ve adada hala önemli bir

nüfusa sahip Müslümanlara dıĢarıdan bir yardım gelme tehlikesini önlemek gibi

nedenleri de olabilirdi350

.

Bu amaçlarla, Normanlar, zaman zaman Kuzey Afrika‘ya akınlar yapıyorlardı.

Ġfrikiyye‘deki Zirilerle savaĢa giriĢildi. Norman donanmasının baĢında Antakyalı

George ve Christodoulos vardı. Antakyalı George, 1112 yılında II. Roger‘ın hizmetine

girmeden önce, bir süre Ziri Sultanı Tamim ibn Muizz‘in hizmetinde bulunduğu için bu

bölgeyi yakından tanıyordu351

.

347

Houben, a.g.e., s: 31. 348

Houben, a.g.e., s: 35. 349

Ahmad, a.g.e., s: 55. 350

The New Cambridge Medieval History, IV/2, editörler: David Luscombe, Jonathan Riley-Smith,

Cambridge Üniversitesi Yayınları, Cambridge, 2006, s: 452. 351

Houben, a.g.e., s: 33.

Page 64: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

57

Uzun mücadelelerden sonra Zirilerin iç karıĢıklıklarından yararlanıp, 1134‘te

onları yenilgiye uğrattılar352

. Normanlar, Kayrevan dâhil olmak üzere Ġfrikiyye ve Batı

Libya‘yı 1160 yılına, I. William zamanında Muvahiddler buraları geri alıncaya kadar

yönettiler.

II. Roger 1154 yılında öldü. Yerine oğlu, ―Kötü‖ lakaplı353

I. William (1154–

1166) geçti. I. William babasının baĢarısını hiçbir alanda gösteremedi. Hatta devlet

yönetiminde hiç gözü yoktu; idareyi genelde Ģansölye Bari‘li Maio‘ya bıraktı354

.

I. William hükümdarlığının daha ilk yıllarında Bizanslılarla, Papalıkla ve

Norman aristokrasisiyle uğraĢmak zorunda kaldı. Bizanslı güçleri, 1155 yılında Güney

Ġtalya‘da Bari, Trani, Giovinazzo gibi yerleri istila ettiler355

. 1156 yılında Norman

ordusu buraları geri almayı baĢardı356

. Papa IV. Adrian‘la da sorunlar çözüldü ve

William‘ın krallığı Papalık tarafından tanındı. Fakat hem Sicilya‘daki hem de Güney

Ġtalya‘daki Norman aristokrasisinin yol açtığı sorunlar çok daha uzun sürdü. 1160

yılında Bari‘li Maio‘nun öldürülmesine de neden olan ayaklanma, 1161 yılında I.

William tarafından bastırıldı357

.

Bu karıĢıklıklardan adanın Müslüman nüfusu da ağır bir Ģekilde etkilendi.

Özellikle 1161 yılında merkezi otoritenin zayıflamasını fırsat bilen Palermo

Hıristiyanları ve Kuzey Ġtalya‘dan göçüp Sicilya‘nın doğusuna yerleĢen Hıristiyanlar,

Müslüman komĢularına saldırdılar ve büyük bir katliama uğrattılar358

.

1166 yılında babası I. William öldüğünde onbir yaĢında olan ve tahta 1171

yılında geçen II. William, babasının aksine ―Ġyi‖ William olarak bilindi; Sicilya

Krallığı‘na barıĢ ve sükûnet yaĢattı359

. Dönemi boyunca hırslı bir diplomasi politikası

yürüttü360

. Bizans Ġmparatorluğu‘yla savaĢtı. Konumunu güçlendirmek için Ġngiltere

352

Ahmad, a.g.e., s: 56–57. 353

Bu lakap ilk defa Hugo Falcandus tarafından kullanılmıĢtır. Hugo Falcondus, I. William‘ın isyanlarını

bastırdığı Norman aristokrasinin bir taraftarıydı. Ahmad, a.g.e., s: 59. 354

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 453. 355

Ahmad, a.g.e., s: 58. 356

Ahmad, a.g.e., s: 58. 357

Ahmad, a.g.e., s: 59. 358

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 457. 359

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 459. 360

Ahmad, a.g.e., s: 61.

Page 65: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

58

Kralı II. Henry‘nin kızı Joanna‘yla 1176 yılında evlendi361

; teyzesi, II. Roger‘ın kızı

Constance‘ı ise 1186 yılında Germen Ġmparatorluğu‘nun varisi Henry ile evlendirdi362

.

Kuzey Afrika‘ya akınlar yapıldı. Norman donanması, 1169 yılında Dimyat‘a,

1174 yılında Ġskenderiye‘ye, 1175 ve 1178 yıllarında iki kere Tinnis‘e saldırdı363

. II.

William bu savaĢların hiçbirine bizzat katılmadı364

. Zaten II. William 1189 yılında ölene

kadar her türlü devlet iĢini sarayından idare etti.

Selahattin Eyyûbî, Kudüs‘ü geri alınca, II. William Haçlı Prensliklerine yardım

gönderdi, ama Norman donanması Eyyubi‘nin güçleriyle karĢılaĢınca Sicilya‘ya geri

kaçtı.

Ġbn Cübeyr, Sicilya‘ya II. William zamanında gelmiĢti: ―II. William, Ġbn

Cübeyr‘in karaya oturan gemisinin durumunu yakından incelemek için sahile inmiĢti ve

bazı Müslümanların, onları adaya taĢımak için kayıkların istediği parayı

ödeyemediklerini ve gemide kaldıklarını görünce, gemiden inebilmeleri için gerekli

parayı vermiĢ ve tüm Müslümanları kurtarmıĢtı.‖365

Ġbn Cübeyr‘e göre Sicilya Kralı,

Hıristiyan bir kraldan çok Müslüman bir sultana benziyordu.

II. William öldüğünde bir varisi yoktu. II. Roger‘ın kızı olan Constance tahtın

varisiydi. Constance, Kutsal Roma Germen Ġmparatoru Frederick Barbarossa‘nın oğlu

IV. Henry ile evliydi. Sicilya‘nın Norman aristokrasisi ilk baĢta Constance ve eĢine

bağlılıklarını bildirmiĢ olmalarına rağmen, I. William‘ın ağabeyi, Apulia Dükü Roger‘ın

gayri meĢru oğlu ve dolayısıyla da II. Roger‘ın gayri meĢru torunu Tancred‘i

desteklediler ve 1190 yılında tahta çıkardılar366

. Tancred‘in krallığını Papa da

destekledi, zira Sicilya tahtında bir Germen görmek ve Germen Ġmparatorluğuyla

Sicilya Krallığının birleĢip Papalığın bölgedeki otoritesinin tehlikeye girmesini

istemiyordu367

.

Bu sırada Sicilya Müslümanları bir isyan baĢlattılar. Tancred bir yılın sonunda

Palermo‘da Müslümanları kılıçtan geçirerek isyanı bastırdı, ama bundan sonra

361

Houben, a.g.e., s: 171. 362

Ahmad, a.g.e., s: 61. 363

Ahmad, a.g.e., s: 60. 364

Ahmad, a.g.e., s: 61. 365

The Travels of Ibn Jubayr, s: 337. 366

Ahmad, a.g.e., s: 61. 367

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 472.

Page 66: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

59

Sicilya‘da Hıristiyanlarla Müslümanlar arasında sürekli bir iç savaĢ ortamı olacaktı368

.

Kalan Müslümanlar adanın batısına çekildiler, dağlara sığındılar ve buralardan Sicilya

Ģehirlerine saldırdılar369

. Sicilya Müslümanlarının geride kalan son asil ailelerinden

birine mensup ve kendine ―inananların emiri‖370

diyen Muhammed ibn Abbad, bu

Müslümanların lideriydi. Kısa sürede devlet içinde devlet halini aldılar: Müslüman

askerlerin koruduğu kaleleri vardı; gerçek bir hükümdar gibi diğer hükümdarlara elçiler

gönderiliyor ve diğer Ġslam ülkelerinden yardım isteniyordu; hatta kendi paralarını bile

basmıĢlardı371

. Süreç içinde Sicilya‘nın çeĢitli yerlerinden Müslümanlar bu asilere

katıldı, böylece ayaklanma tüm Batı Sicilya‘ya yayıldı ve otuz yıl boyunca II. Frederick

bastırana ve Sicilya Müslümanlarını Kuzey Apulia‘daki Lucera‘ya sürene kadar artan,

azalan Ģiddetlerde devam etti. Normanların idaresi altında sakin bir hayat sürmüĢ Sicilya

Müslümanları açısından bu isyan bir dönüm noktasıydı ve sonun baĢlangıcıydı.

Tancred‘in krallığına özellikle Güney Ġtalya‘nın Norman aristokrasisi karĢıydı

ve Tancred bunlarla uzun süre mücadele etmek zorunda kaldı372

. IV. Henry, eĢi

Constance vasıtasıyla hakkı olan Sicilya ve Güney Ġtalya tahtının peĢindeydi, ama kendi

imparatorluğundaki sorunlar bu hırsını Ģimdilik ertelemesine yol açtı; böylece Tancred

hâkimiyetini pekiĢtirecek zamanı buldu373

.

Frederick Barbarossa çıktığı Haçlı Seferi sırasında 1190 yılında Anadolu‘da

öldü. IV. Henry, eĢi Constance‘la Roma‘da Germen Ġmparatoru ve Ġmparatoriçesi

olarak taç giydi374

. 1191 yılında Tancred‘e ilk saldırısını yaptı; Napoli‘nin kuĢatması

sırasında orduyu, IV. Henry‘yi de ölümün eĢiğine getiren bir salgın hastalık vurdu375

.

Ġmparator ölmemiĢti, ama öldü haberi yayıldı. Salerno‘da kalan Constance, Ģehrin halkı

368

Ahmad, a.g.e., s: 61. 369

Ahmad, a.g.e., s: 61. 370

Charles Dalli, ―From Islam to Christianity: The Case of Sicily‖, Religion, Ritual and Mythology:

Aspects of Identity Formation in Europe, editör: Joaquim Carvalho, Pisa Üniversitesi Yayınları, Pisa,

2006, URL: http://www.cliohworld.net/onlread/5/18.pdf, indiriliĢ tarihi: 03/02/2010 05:35, s: 161. 371

Charles Dalli, ―A Muslim Society under Christian Rule‖, Melitensium Amor: Festschrift in Honour of

Dun Gwann Azzopardi, editörler: Toni Cortis, Thomas Freller, Lino Bugeja, Malta, 2002, s: 37–56,

indiriliĢ tarihi: 03/02/2010 05:35, s: 2; Dalli, Charles, ―From Islam to Christianity: The Case of Sicily‖, s:

161. 372

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 472. 373

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 472. 374

Georgina Masson, Frederick II of Hohenstaufen: A Life, Secker & Warburg, London, 1957, s: 19. 375

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 473.

Page 67: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

60

tarafından Tancred‘e teslim edildi376

. Birkaç aylık bir süreden sonra Tancred,

Constance‘ı eĢine geri gönderdi377

.

Tancred 1194 yılında arkasında daha yedi yaĢında olan oğlu III. William‘ı

bırakarak öldü378

. Tancred‘in eĢi Sibylla, III. William‘ın vekili olarak Krallığın baĢına

geçti. Aynı yıl, IV. Henry, Ġngiltere Kralı I. Richard‘dan (Aslan Yürekli) aldığı finansal

yardımla güçlü bir ordu kurdu ve Güney Ġtalya üzerine yürüdü379

. Tancred‘in

yandaĢlarının çoğu hemen teslim oldular. Sibylla, affedilmesi ve Lecce‘nin III.

William‘a bırakılması karĢılığında yenilgiyi kabul etti. 1194 yılında IV. Henry, Sicilya

Kralı olarak Palermo‘da taç giydi380

.

Daha taç giyme törenleri sırasında IV. Henry, Sicilya‘nın törene katılan

soylularını ve din adamlarını kendine karĢı komplo kurmak suçuyla tutuklattı ve canlı

canlı yaktırttı381

. Tancred‘in çocuk yaĢtaki oğlu William‘ı körleĢtirdi ve hadım ettirdi;

Tancred‘i ve oğlu Roger‘ın bedenlerini mezarlarından çıkarttı, birlikte gömüldükleri

tüm kraliyet niĢanlarını aldı, halkın önünde kafalarını kestirdi382

. Böylece Sicilya‘da

Hauteville hanedanı oldukça kanlı bir biçimde sona erdi ve IV. Henry ile birlikte

Hohenstaufen hanedanı baĢladı.

Norman dönemi sadece Sicilya tarihi için değil, Ġtalya tarihi için bir dönüm

noktasıdır. Batı Roma Ġmparatorluğunun çöküĢünden sonra Ġtalya bölünmüĢ, etnik,

dinsel ve kültürel bakımdan birçok farklı devlet tarafından yönetilmiĢti. Bu

bölünmüĢlük Normanlarla sona erdi. II. Roger, Sicilya dâhil olmak üzere Güney

Ġtalya‘nın tüm topraklarını Normanların kontrolü altına aldı. Normanlar nüfus olarak

azınlıktaydı. Nüfusun çoğunluğu Grek ve Müslüman‘dı. Fakat Normanlarla beraber

Latin unsurlar kuzeyden güneye göç etmeye baĢladılar. Bu da Güney Ġtalya‘yı

demografik, kültürel ve linguistik bakımdan kısa zamanda LatinleĢtirdi. Arapça ve

376

Masson, a.g.e., s: 19. 377

Masson, a.g.e., s: 19. 378

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 473. 379

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 473. 380

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 473. 381

Masson, a.g.e., s: 19. 382

Masson, a.g.e., s: 19.

Page 68: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

61

Grekçe Sicilya‘da yok oldu383

. Bu durum Norman istilalarının doğrudan sonucu değildi,

zira Norman Krallarının belli bir dil politikası yoktu, ama artık Ġtalya, Grek, Müslüman

ve Latin kültürlerinin yan yana yaĢadığı kültürel bir mozaik olmayacaktı. Ġtalya, Latin-

Hıristiyan Avrupa‘nın bir parçası haline geldi ve öyle de kaldı384

.

Ayrıca Norman Krallığı Ortaçağ geleneğinde de yepyeni bir sayfa açtı. I.

Roger‘ın Papa II. Urban‘la 1098 yılında yaptığı antlaĢma gereği, Papalık Sicilya‘ya

Kont‘un izni olmadan elçi atayamıyordu. II. Roger tahta çıktığında bu antlaĢmayı

kullandı ve din iĢlerini kendi isteği gibi yürüttü. Hatta kararları o kadar despotçaydı ki,

Papa II. Paschal 1117 yılında II. Roger‘a sert bir protesto verdi385

. Bu olayın öncesinde

de, sonrasında da Norman krallarının Papalıkla problemli iliĢkileri olmuĢtu. Bu yüzden

iĢlerine gelmediğinde Papalık otoritesini göz ardı ettiler. Böylece yeni bir tür devlet

yapısı yaratarak, XII. ve XIII. yüzyıllara damgasını vuracak seküler ve mutlakiyetçi

devletin yolunu açtılar386

.

Norman dönemi için elimizde iki temel kaynak vardır. Biri Ġbn Cübeyr‘in 1185

yılında ziyaret ettiği Sicilya hakkındaki izlenimleri, diğeri Hugo Falcandus‘un Liber de

Regno Sicilie (Sicilya‘nın Tiranlarının Tarihi) isimli kitabıdır. Hugo Falcandus, I.

William ve II. William dönemlerini, 1154 ve 1169 yılları arasında kaydetmiĢ Ġtalyan bir

tarihçidir.

Norman Krallığı kısa tarihi boyunca politik bir bütünlük sergilemiĢ olsa da hala

farklı kültürlerin karıĢık bir toplamıydı: Müslümanlar, Grek-Ortodokslar, Latin

Katolikleri ve Yahudiler, Norman Krallığı‘nda bir arada ama farklı bölgelerde

yaĢıyorlardı. Sicilya‘nın batısı ve güneyinde Müslümanlar, kuzeydoğusunda Grekler;

Calabria‘nın genelinde ve Apulia‘nın bir bölümünde Grekler; Calabria‘nın kuzeyine

doğru ise Latin Katolikler çoğunluktaydı387

. Norman seçkinleri de Fransızca

konuĢuyordu ve emekleme çağındaki Fransız kültürünün temsilcileriydiler. Tüm bu

kültürel miraslar Normanlara kendine özgü bir karakter vermiĢtir.

383

II. Frederick‘in Müslümanları adadan sürmesinden sonra, adada 1492 yılına, II. Frederick onları da

sürene, kadar kalan Yahudiler Arapça‘yı kullanmaya devam edeceklerdi. Bu tarihten sonra Sicilya‘da

Arapça‘nın kullanımı tamamen bitmiĢtir. 384

David Abulafia, Italy in the Central Middle Ages, s: 61. 385

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s:446. 386

Norman F. Cantor, The Civilization of the Middle Ages, HerperPerennial, New York, 1994, s: 277. 387

David Abulafia, Italy in the Central Middle Ages, s: 63.

Page 69: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

62

Normanların Sicilya‘yı ele geçirmeyi tamamladıkları, XI. yüzyılın ortalarında

adada, özellikle adanın batı ve güney bölgelerinde Müslüman nüfus hala

çoğunluktaydı388

. Fakat Müslümanların Ġslam topraklarına, Hıristiyanların da

Avrupa‘dan bu zengin adaya göçleri, Sicilya‘nın demografisini kısa zamanda

değiĢtirecekti. Bazen bu göç hareketleri devlet eliyle de yapılıyordu. Serfler ve hatta bir

bölgedeki tüm nüfus, baĢka bölgelere nakledilebiliyorlardı: Örneğin, Robert Guiscard

1064‘te ve I. Roger 1088‘de Bugamo ve Butera‘daki Müslümanları Calabria‘ya, II.

Roger da Ġfrikiyye‘nin yakınındaki bir ada olan Djerba‘nın nüfusunu iki kere Sicilya‘ya

yerleĢtirmiĢlerdi389

.

XII. yüzyılın baĢında da Trapani, Agrigento ve Palermo‘dan oluĢan Val di

Mazara bölgesinde Müslümanlar hala oldukça yoğundu. Ayrıca Ġbn Cübeyr ve Hugo

Falcandus, XII. yüzyılın baĢında Palermo‘daki tüccarların çoğunluğunun Müslüman

olduğu konusunda hemfikirdir390

. Öyle ki Ġbn Cübeyr Trapani‘de yapılan gürültülü bir

Müslüman törenine Hıristiyanların gösterdiği toleransa ĢaĢırmıĢtır391

. Fakat bu her yerde

böyle değildir. Ġbn Cübeyr, Ramazan‘ın ortasında Palermo‘ya vardığında buradaki

Müslümanlarda, Ġslam dininin sadece izi olduğunu kaydeder; Müslümanların camileri

vardı, ama buralarda Cuma namazı yasaktı392

.

XII. yüzyılın ortalarından itibaren Müslümanların karĢılaĢtıkları ciddi sorunlar

ve yaĢadıkları sıkıntılar, nüfuslarını da etkiledi. Müslümanların sayıları belirgin bir

biçimde azaldı. Sicilyalı Müslümanlar fırsat bulduklarında hemen adayı terk edip diğer

Müslüman ülkelere göçüyorlardı, ister istemez asimile oluyorlardı. Ayrıca katliama

uğrayarak ağır kayıplar veriyorlardı.

Müslümanlar, kendilerinin ve mallarının güvenliği ve dini inançlarını koruma

karĢılığında ek vergi ödüyorlardı. Bu verginin miktarı bölgelere göre değiĢebiliyordu.

Örneğin, 1177 ve 1179 yılları arasında yapılan bir antlaĢmaya göre, Mezzoioso‘dan

kaçmıĢ üç Müslüman serf yakalanınca toprak sahibine her sene otuz rubai cizye vergisi

388

The Society of Norman Italy, editörler: G.A. Loud, Alex Metcalfe, Brill, Hollanda, 2002, s: 290. 389

The Society of Norman Italy, s: 291. 390

David Abulafia, ―The Crown and the Economy Under Roger II and His Successors‖, Dumbarton Oaks

Papers, Sayı: 37, 1983, s: 1–14, URL: http://www.jstor.org/stable/1291473, indiriliĢ tarihi: 11/12/2009

09:16, s: 10. 391

The Society of Norman Italy, s: 297. 392

The Society of Norman Italy, s: 297.

Page 70: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

63

ve toprak vergisi ödeyeceklerdi393

. Müslüman ülkelerde, gayrı-Müslimlerin de ödediği

bu artı vergilerin dıĢında Sicilyalı Müslüman serflerin durumu, diğer ırk ve dinlerden

olan serflerin durumundan daha kötü değildi394

. Müslüman halk Ģüphesiz ki

Normanların adayı ele geçirmesinden sonra ekonomik olarak büyük kayba uğradı.

Zengin Müslüman ailelerin çoğu Norman tehlikesi ciddileĢince ve Sicilya kaybedilince

adayı terk ettiler.

Normanların Sicilya Krallığı‘nda, adanın önceki dönemlerinden kalma idari bir

devamlılık gözlemlenir. Normanlar güçlü savaĢçılardı, fakat devlet yönetimi

deneyimleri çok azdı. Bizanslıların ve Müslümanların idare sistemleri, Normanlarınkine

göre çok daha sofistike ve bürokratikti395

; Normanlar da bu halihazırda iĢleyen sistemi

değiĢtirmek istemediler. Ayrıca Sicilya‘ya geldiklerinde azınlıktılar. Pratik davranarak

Sicilya‘nın Müslüman ve Grek unsurlarından yararlandılar.

Özellikle Müslüman kültürün etkisi fazlaydı. Norman krallar Arapça biliyorlardı

ve Arapça isimler de almıĢlardı: II. Roger‘ın Arapça ismi Mutazbillah, I. William‘ın

Arapça ismi Hadi Biemrillah, II. William‘ın Arapça ismi ise Mustaizbillah idi.

Norman Kralları, yerli halktan memurlar görevlendirmeye ve özellikle eski

kadastro kayıtları olmak üzere eski dönemlerin geleneklerine bağlı kalmaya devam

ettiler; 1087 gibi erken tarihli bir belgede dahi, Kont I. Roger bazı iktaları

―Müslümanların eski sınırlarına göre‖ dağıttı396

.

II. Roger döneminin sonuna kadar devlet memurları genelde Grek ve

Müslümandı, ama bu tarihten sonra Latin kökenli memurların yükseliĢi baĢladı. Bu

dilde de değiĢimi getirdi. XII. yüzyılın ortalarına kadar devlet belgelerinde Grekçe ve

Arapça‘nın yanında çok az Latince belgeye rastlanırken, II. Roger‘ın hâkimiyetinin

Güney Ġtalya‘ya uzanması sonrasında Latince belgelerde belirgin bir artma görüldü397

.

Sicilya Krallığı‘nın ana idari dairesi için Arapça isim ―divân‖ kullanılıyordu ve

burada çalıĢan görevlilerin çoğu Müslümanlardı veya din değiĢtirmiĢ eski

Müslümanlardı. Arapça da temel dildi. 1145 civarı merkezi yönetimde önemli

393

Metcalfe, a.g.e., s: 35. 394

Metcalfe, a.g.e., s: 36. 395

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 460. 396

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 460. 397

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 460.

Page 71: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

64

değiĢiklikler oldu; genel idari ve finansal iĢlere bakan ve ayrıca krallık topraklarını

denetleyen bir daire olan ―ed-divan el-memur‖ ve iktaların, sınırların, mülkiyet

devirlerinin kayıtlarını tutan ―divan et-tahkik el-memur‖ veya Latince ismiyle Duana de

Secretis olmak üzere iki ayrı bölüm yaratıldı. Bu uygulamanın ilhamı büyük ihtimalle

Fatımi Mısırı‘ndan geliyordu. II. Roger, Müslüman Sicilya‘nın idari yapısını, çağdaĢ

Ġslam Dünyasının usullerini, kurumlarını, personellerini ithal ederek onardı, geliĢtirdi,

böylece XII. yüzyılın ortasındaki Sicilya idare sistemi, Kelbilerin idare sisteminden çok

daha fazla klasik Ġslam teĢkilatı yapısına yaklaĢmıĢ oldu398

. II. Roger‘ın kurduğu bu

sistem Norman krallığından bile çok yaĢadı399

.

―Saray Saracenleri‖400

, kraliyet sarayının 1130‘lardan beri çok önemli bir parçası

olan hadımlardı; Norman döneminin sonuna kadar da varlıklarını sürdüreceklerdi.

Önemli idari makamlara da yükselebilen saray saracenlerinin birçok farklı görevleri

vardı: kraliyet atölyelerinde çalıĢırlardı; kralın hayvanlarına bakarlardı; mutfağı

yönetirlerdi ve kralı korurlardı401

. Ayrıca bunların içinde köle-kızları ve cariyeler de

vardı. Saray saracenleri, Hıristiyan dinini kabul etmiĢlerdi, ama Hugo Falcandus bu

konuda Ģüphecidir; Ġbn Cübeyr de kralın hizmetlilerinin sadece görünürde Hıristiyan

olduklarından emindir402

.

Jeremy Jones‘a göre bunlar Sicilya Müslümanları değillerdi, yabancı

kölelerdi403

. Büyük ihtimalle de Ġfrikiyye‘deki Sicilya kolonilerinden, belki de Djerba

adasından getiriliyorlardı404

. Adanın Müslümanlarıyla hiçbir bağları olmadığı ve

konumlarını Normanlara borçlu oldukları için, rejime sadıklardı.

Müslümanlar (Sicilya‘nın diğer azınlık unsurları gibi), yerel yargıçların

uyguladığı geleneksel yerel kanunlar tarafından ya da topraklarında yargılama hakkına

sahip feodal aristokratlar tarafından yargılanıyorlardı; eğer suç daha ciddiyse davalara

398

Johns, Jeremy, Arabic Administration in Norman Sicily, Cambridge Üniversitesi Yayınları,

Cambridge, 2007, s: 5. 399

Johns, a.g.e., s: 5. 400

Saracen tabiri, Müslüman unsurları tanımlamak için kullanılagelmiĢ bir tabirdir. Bakınız. Jean de

Joinville, Bir Haçlının Hatıraları, çeviren: Cüneyt Kanat, Ankara, 2002, s: 44/Dipnot6. 401

Charles Dalli, ―From Islam to Christianity: The Case of Sicily‖, s: 155. 402

The Society of Norman Italy, s: 304. 403

Charles Dalli, ―From Islam to Christianity: The Case of Sicily‖, s: 158. 404

The Society of Norman Italy, s: 304.

Page 72: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

65

kraliyet yargıçları bakıyordu405

. Müslümanların çoğunluğu hala Ağlebi geleneğine bağlı

olarak Malikilerdi. Malikiler ―Kötü bir idare, idarenin hiç olmamasından daha iyidir‖

prensibine bağlıydılar, bu yüzden Sicilya‘nın Maliki uleması, Normanların atadıkları

yargıçların kararlarına (Ģartlı olarak) uyulması gerektiğini tavsiye ederler, çünkü ―kâfir‖

olsalar bile devlet otoritesini simgeliyorlardır406

.

Müslümanlar arasında çıkan sorunlarda Ġslam kanunun da uygulandığına; hatta

Müslümanlarla gayrı-Müslimler arasındaki davalarda, Ġslami kanunların ve Kuran‘a el

basmanın hala saygı gördüğüne dair kanıtlar da vardır407

.

Normanlar Sicilya‘ya geldiğinde, topraklarını korumaya hazır askerlerden

oluĢan Müslüman bir nüfusla karĢılaĢtılar; bunlar yenildikten sonra yeni Hıristiyan

kralları için savaĢmaya devam edeceklerdi408

. 1076‘dan beri orduda Müslümanları

kullandıkları biliniyor409

. Normanlar onları özellikle Güney Ġtalya‘daki Hıristiyanlarla

savaĢlarda kullandılar410

. Sicilya Müslümanlarından kalan ikta ve askeri sistemlerini

kendi toprak ve ordu düzenlerinde de uygulamıĢlardır, bunlar feodalizmi bazı açılardan

etkilemiĢlerdir411

. Norman krallarına hizmet eden Müslüman askerler hazineden para

alan paralı askelerdi; süvarilerden, kuĢatma mühendislerinden, piyadelerden ve

okçulardan oluĢuyordu412

. Özellikle Müslüman okçulara hızlarından ve çevikliklerinden

ötürü çok değer veriliyordu. Okçu piyadelerden seçkin bir grup da Krallık Hazinesi‘ni

koruyordu413

. Bu askerlerin yarı-feodal bir yapıda hizmet verdikleri düĢünülebilir, zira

askeri hizmetlerinin karĢılığında, Norman kralları onlara dinsel tolerans

gösteriyorlardı414

.

405

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 461. 406

The Society of Norman Italy, s: 296. 407

Metcalfe, a.g.e., s: 37-38; The Society of Norman Italy, s: 295. 408

Gravett, Nicole, a.g.e., s: 50. 409

The Society of Norman Italy, s: 294. 410

Jamieson, a.g.e., s: 47. 411

Gravett, Nicole, a.g.e., s: 50. 412

Gravett, Nicole, a.g.e., s: 57. 413

Gravett, Nicole, a.g.e., s: 57. 414

Gravett, Nicole, a.g.e., s: 55.

Page 73: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

66

Resim 5: ―Tancred‘in Zaferi‖, XII. yüzyılın sonu veya XIII. yüzyılın baĢından Sicilya‘dan bir

yazma eser; resmin ortasında Müslüman müzisyenler göze çarpıyor.

Müslümanlar iç ve dıĢ sorunlar nedeniyle sürekli bir çatıĢma ortamında

yaĢadıkları için kültür ve sanat geliĢtirecekleri barıĢ ortamını sağlayamamıĢlardı.

Normanlar döneminde ise, II. Roger‘ın saltanatının sonunda Müslüman halk için

sorunlar baĢlayıncaya kadar, sakin bir ortamda yaĢamıĢlar ve verimli olmuĢlardır.

Olgunluğunun zirvesindeki Ġslam bilim, sanat, felsefe ve edebiyatının sergilenmesine

aracı olmuĢlardır.

Sicilya krallığının sanatı da, idari yapısı gibi, birçok farklı unsurun ürünüydü.

Norman sanatı melez bir sanattı, çünkü Norman toplumunun kendisi melezdi ve sanat

da toplumu yansıtır415

. II. Roger‘ın 1132 yılında inĢasını baĢlattığı Palatina ġapeli

(Cappella Palatina), bu melez Norman sanatını yansıtır: nefinde oryantal dansçıların

415

William Tronzo, The Cultures of His Kingdom: Roger II and the Cappella Palatina in Palermo,

Princeton Üniversitesi Yayınları, Princeton, N.J., 1997, s: 14.

Page 74: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

67

figürlerinin olduğu Ġslam stilinde bir tavan; mabette Grekçe yazılar; büyük tahtın

üstünde Roma mitolojisinin ikizleri Peter ve Paul416

. 1131 tarihli Cefalu Katedralinde de

Ġslam sanatına özgün olan, ama bir katedralde genelde rastlanmayan hayvan figürleri

bulunur. Katedralin süslemelerini yapanların Ġslam sanatı geleneğini, özellikla Fatımi

sanatını iyi bildikleri anlaĢılmaktadır417

.

Resim 6: Palatina ġapeli (Cappella Palatina), XII. yüzyıl; kemerlerde Ġslam mimarisinin etkisi

görülüyor.

Normanlar döneminde yaptırılan binaların neredeyse tümünde bu kültürlerin

etkisi açıkça görülür. Bu melez sanat, Norman kralları tarafından bizzat

destekleniyordu. Bunu sadece kralların bu kültürlere duydukları kiĢisel sevgi ve

saygıyla açıklayamayız. Asıl neden, yönetimleri altında bulunan Latin, Greko-Bizans ve

416

Tronzo, a.g.e., s: 14. 417

Gelfer-Jorgensen, a.g.e., s: 23.

Page 75: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

68

Ġslam kültürlerini kullanarak politik güçlerinin bir propagandasını yapma,

meĢruiyetlerini adanın değiĢik kültürleri üstünden sağlama çabasıdır418

.

Resim 7: Palazzo Abatellis‘teki Kufi yazılar; yazının sonunda Arapça ―Roger‖ yazmaktadır.

Resim 8: Palazzo Abatellis‘teki Kufi yazılar

Palermo‘daki Cuba (Qubba) and Zisa (al-Aziza) Sarayları da Fatımi ustalara

yaptırtıldı. 1180 yılında inĢası tamamlanan Cuba Sarayının kuzeydoğu tarafındaki üst

katın pervazında bulunan Arapça bir yazıtta Ģunlar yazıyor: ―Bismillahirrahmanirrahim,

merhametli ve bağıĢlayıcı Yargıç, burayla ilgilen, buraya dikkat et, dur ve bak!

Dünyanın kralları arasındaki ekselansların ekselansı II. William‘ı göreceksin, ona layık

418

Siculo-Norman Art: Islamic Culture in Medieval Sicily, s: 131.

Page 76: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

69

bir saray yoktur, ona yetecek duvarlar yoktur... ne en önemli dakikalar ne de en zengin

zamanlar (ona yeter). Bu (saray) çok mutlu geçen Mesihimizin 1180 senesinden‖419

.

Ayrıca Normanların Müslüman kültür ve sanatını kullanmalarının birçok örneği

tekstilde de görülebilir. Bunların en ünlülerinden biri II. Roger‘ın cübbesidir. Norman

kralları, kendi rejimlerinin ihtiĢam ve kudretini simgelemek için etek uçlarına ve kol

ağızlarına hakiki Arap yazıları iĢlenmiĢ, kimi zaman bunlara Latince olanlar eklenmiĢ

düz renkli kraliyet cübbeleri ve kilise giysileri giyerlerdi420

. II. Roger için Palermo‘nun

Müslüman zanaatkârları tarafından yapılmıĢ ve sonradan Kutsal Roma imparatorlarının

yüzyıllarca taç giyme törenlerinde kullanacakları, bu inci, değerli taĢ ve mine kaplı,

altın nakıĢlı kırmızı cübbenin tirazında Arapça Ģunlar yazıyordu: ―[Bu giysi] 1133/34‘te

Palermo‘da... kraliyet hazinesinde onun için yapıldı: Talihi açık olsun, Ģerefli ve refah

bir hayat sürsün‖421

. II. Roger‘ın ardılları, kraliyet resmi giysilerindeki Arap yazılı

Ģeritlerden yapmaları için Müslüman nakıĢçılar çalıĢtırdılar422

.

Resim 9: II. Roger‘ın Taç Giyme Cübbesi; Cübbenin etek uçlarında Arapça yazılar görülebilir,

ayrıca cübbenin üstünde bulunan bir aslanın deveyi yenmesinin resmi, Hıristiyan Normanların

Sicilya Müslümanlarını yenmesini sembolize etmektedir.

419

Bu yazıtın anlamı, Michele Amari 1849 yılında çözmüĢtür; Siculo-Norman Art: Islamic Culture in

Medieval Sicily, s: 78–79. 420

Rosamond E. Mack, Doğu Malı - Batı Sanatı, İslam Ülkeleriyle Ticaret ve İtalyan Sanatı 1300–1600,

çeviren: Ali Özdamar, Kitap Yayınevi, Ġstanbul, 2005, s: 108. 421

Mack, a.g.e., s: 58. 422

Mack, a.g.e., s: 58.

Page 77: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

70

Henry Aristippus, Latinceye çevirdiği Plato'nun Phaedo eserinin ithaf

bölümünde, I. William‘ın sarayının entelektüel ortamını ve kralın felsefe ve beĢeri

bilimlere olan ilgisini överken Ģunları yazar: ―Sicilya‘da Saracen ve Argolia

kütüphaneleri var; Latin felsefesi kitaplarında eksik yok... Eğer sen bu kitaplara

sahipsen, o zaman sen de kendini tıp çalıĢmaya adayabilirsin ve sana ayrıca teoloji,

matematik ve meteorolojiyle ilgili risaleler de önerebilirim... Kral William‘ın sarayı bir

okul, maiyeti sözleri felsefi, soruları cevaplanamaz, çözümleri tartıĢmaya yer

bırakmıyor; dünyada eĢi benzeri yok.‖423

.

Norman krallarının sarayları Grek ve Arap kültürlerinin ürünlerinin el üstünde

tutulduğu merkezler olmuĢlardı. Akdeniz‘in çeĢitli medeniyetlerinin âlimlerini ve

ediplerini saraylarında ağırlıyorlardı ve destekliyorlardı.

II. Roger‘ın sarayının ünlü Müslüman konuklarından biri coğrafyacı ve kartograf

el-Ġdrisi‘ydi. Ebu Abdullah el-Ġdrisi, 1100 yılında Sebte‘de (Ceuta) doğdu, Kordoba‘da

eğitim gördü ve Kuzey Afrika, Ġspanya, Anadolu, Avrupa‘da seyahatlere çıktı.

Sicilya‘ya gelince II. Roger‘ın hizmetine girdi. II. Roger ona bir harita sipariĢ etti. El-

Ġdrisi Ģöyle yazar: ―Ġtalya‘nın ülkeleri Kral‘a ve halkları da onun hâkimiyetine boyun

eğince, Kral da, imparatorluğunun iliĢkileri konusunda bir netliğe kavuĢmaya karar

verdi. Sınırları tam olarak bilmek, deniz ve kara yollarını, her eyaletin iklimini, hangi

denizlerin ve körfezlerin hangi eyaletlere ait olduğunu, ama diğer ülkeleri de öğrenmek

istedi... Kentlerin ve toprakların, doğanın, kültür ve halkın, denizlerin, dağların,

nehirlerin, ovaların ve vadilerin tam olarak tanımlandığı bir kitap yazılmasını buyurdu.

Bu kitap her ülkede yetiĢen tahıl, meyve ve sebzelerin cins ve özelliklerini de ele almalı;

ayrıca, halkın uğraĢtığı sanat ve zanaatları; dıĢalım ve dıĢsatımı; halkın durumunu;

beden yapılarını; örf ve adetlerini; dinlerini; giyimlerini ve dillerini belirtmeliydi‖424

.

El-Ġdrisi hem kendi gözlemlerine ve hesaplarına dayanarak, hem de kendinden önceki

âlimlerin çalıĢmalarını da eleĢtirel bir süzgeçten geçirerek çalıĢmasını tamamladı.

Ticaret yollarının kesiĢtiği ve uzak ülkelerin hikâyelerinin ilk ağızdan dinlenebileceği

423

Houben, a.g.e., s: 98. 424

Hunke, a.g.e., s: 301–302.

Page 78: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

71

Sicilya‘da yaĢaması da el-Ġdrisi için büyük bir avantajdı425

. ―Coğrafya‖sının ilk

nüshasını II. Roger‘a ithaf etti; II. Roger‘ın ölmesinden sonra eserinin ikinci nüshasını

da I. William‘a adadı. El-Ġdrisi‘nin haritaları gerçeklerine oldukça yakındır ve Ortaçağ

biliminin en üst düzey örneklerinden biridir. Avrupa tarihindeki ilk kartografi

ürünlerinden biridir426

.

Norman döneminin önemli Müslüman yazarlarından biri olan Abdullah Ġbn

Zafer es-Sikilli, XII. yüzyılda, Niccolo Machiavelli‘nin Prens‘i yazmasından çok önce

aynı tarzda bir kitap yazmıĢtı. Eskiden Müslümanlara ve Ģimdi de Hıristiyanlara ait olan

ve Müslümanların konumunun belirsiz olduğu bir yerde doğması Ġbn Zafer‘i etkileyen

temel nedenlerden biridir. Hükümdara politik krizler anında ne yapması gerektiğine dair

öğütler içeren bir eserdir. 1159 tarihli ikinci nüshası, Sicilyalı Müslümanlar arasında

çok saygın ve güçlü bir konuma sahip, Norman ordusunda da üst düzey bir memur olan

Ebu‘l-Kasım‘a ithaf edilmiĢtir. Bu öğüt kitabının zamanlaması da önemlidir. Zira

Müslümanlar, hayati bir krizin içine sürüklenmektedirler.

Ġbn Zafer ve Machiavelli‘nin arasında büyük benzerlikler bulunur. Ġkisinin de

zamanını krizler Ģekillendirmektedir. Ġbn Zafer‘in güçlü Ġslam dünyası çözülmektedir,

Machiavelli‘nin ise Floransa Cumhuriyeti sona ermiĢtir. Ġbn Zafer, Arap Ġslam

Devleti‘nin, Machiavelli ise birleĢik bir Ġtalya‘nın hayalini kurar ve güçlü bir

yöneticinin ve istikrarlı bir idarenin bunu sağlayacağını savunur. Ayrıca ikisi de kiĢisel

çıkar peĢindedir; Ġbn Zafer, Ebu‘l-Kasım‘ı, Machiavelli de Lorenzo di Medici‘yi,

sadakatlerine ve yeteneklerine inandırmak isterler427

.

Ayrıca Sicilyalı altı tane Ģairin, kralı, saraylarını ve bahçelerini öven Ģiirlerinden

parçalar günümüze kadar ulaĢabilmiĢtir: ―Sicilya‘nın güzel gölgesinin altında, Sezar‘ın

idaresini gölgede bırakan bir prensin idaresinde insan sadece iyi yaĢayabilir‖

(Butera‘dan Abdurrahman ibn Muhammed ibn Ömer)428

.

425

J. Kritzeck, ―Moslem-Christian Understanding in Mediaeval Times: A Review Article‖, Comparative

Studies in Society and History, Sayı: 4, No: 3, Nisan, 1962, s: 388–401, URL:

http://www.jstor.org/stable/177529, indiriliĢ tarihi: 23/12/2008 15:25, s: 399. 426

Siculo-Norman Art: Islamic Culture in Medieval Sicily, s: 53. 427

R. Hrair Dekmejian, Adel Fathy Thabit, ―Machiavelli's Arab Precursor: Ibn Zafar al-Siqilli‖, British

Journal of Middle Eastern Studies, Sayı: 27, No: 2, Kasım, 2000, s: 125-137, URL:

http://www.jstor.org/stable/826088, indiriliĢ tarihi: 23.12.2008 15:16, s:135. 428

Houben, a.g.e., s: 107.

Page 79: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

72

Sanatta ve kültürel alanda görülen bu yoğun Ġslam etkisi, Müslümanlar ve

Hıristiyanların arasındaki iliĢkilerin tarihi için bir kanıt olabilir mi? Gerçekten

Normanlar, Müslümanları çok mu seviyorlardı?

Norman Krallarının Ġslam kültürü ve sanatından zevk aldıkları muhakkaktır.

Fakat Müslümanların Norman yönetiminin ilk yıllarında özellikle devlet kademelerinde

üst düzeylerde bulunabilmelerinin ve Krallar tarafından desteklenmelerinin nedeni, daha

çok, Sicilya‘ya gelen bu yeni fatihlerin adada tutunabilmek için bunları yapmaya

zorunlu olmalarıydı.

Normanlar Sicilya‘da azınlıktaydılar ve uzun süre de öyle kalacaklardı.

Müslümanların ayaklanmaları onlara çok büyük sorunlar açabilirdi. Bu yüzden

Müslümanları hizmetleri altına sokarak, onları kontrol ediyorlardı. Müslüman

seçkinlerinin sisteme dâhil edilmesi ve taĢra Müslümanlarının Sicilya‘nın toplumsal

hayatında, tüccar, zanaatkâr ve çiftçi gibi önemli roller oynamaya devam etmeleri adada

otoriteyi sağlamanın pratik bir yoluydu. Ayrıca Normanlar, Müslüman tebaalarının

Kuzey Afrika‘yla yürüttükleri ticareti devam ettirmelerini ve bundan yararlanmayı

istiyorlardı429

. Nitekim istila sürecindeki savaĢlar dıĢında Norman dönemi

Müslümanların muhalefetiyle karĢılaĢmadılar. Tabii ki Müslümanların bu pasifliğine

etki eden baĢka faktörler de vardı430

, ama Normanların toleransı ve Müslümanları

dıĢlamak yerine sosyo-ekonomik hayata dâhil etmeleri, Müslümanların göreceli olarak

devletle barıĢık olmalarına yol açmıĢtır.

Ayrıca Normanlar, Müslümanlara ve Greklere, devlet yönetme deneyimi

olmayan yöneticiler olarak muhtaçtılar. Fakat süreç içinde Normanlar kendi tabanlarını

yarattılar. Sicilya‘ya geldiklerinde ve hatta Sicilya‘yı yönetmeye baĢladıklarında

azınlıkta olan Katolik-Hıristiyanlar, Latinler, Normanlar, Müslümanların yerini aldılar.

Müslümanlar için tehlike çanları çalmaya baĢladı.

Normanlar ilk baĢlarda Müslümanları din değiĢtirmeleri için zorlamadılar, ama

tabii ki yönetici sınıfla aynı dinden olmak her zaman her yerde daha avantajlı bir

durumdu. Din değiĢtirmiĢ Müslümanlar önemli görevlere yükselebiliyorlardı.

429

Claude Cahen, Haçlı Seferleri Zamanında Doğu ve Batı, çeviren: Mustafa DaĢ, Yeditepe Yayınları,

Ġstanbul, 2010, s: 45. 430

Bu nedenlerin en önemlilerinden biri, Sicilya Müslümanlarının, parçalanmıĢ Kuzey Afrika‘dan yardım

alamamalarıydı. Claude Cahen, Haçlı Seferleri Zamanında Doğu ve Batı, s: 45.

Page 80: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

73

II. William‘ın dönemi boyunca Duana de Secretis din değiĢtirmiĢ eski bir

Müslüman olan Caid Richard tarafından yönetildi431

. Ġbn Cübeyr de seyahatnamesinde

Ġbn Zurkah isimli Palermolu bir fakihten bahseder. Ġbn Zurkah Hıristiyan olmuĢtur ve

Ġslam hukukundaki tecrübesi onun bir kilise avukatı olmasını sağlamıĢtır432

. Ayrıca

evinin karĢısında, sahibi olduğu camiyi de kiliseye çevirmiĢtir433

.

Müslümanlar, Hıristiyanlığı kabul ettiklerinde bu genelde Ortodoksluk oluyordu

ve Grekçe isimler alıyorlardı. Grekler ve Müslümanlar, Müslümanların Sicilya‘ya

gelmesinden beri yan yana yaĢıyorlardı. Müslümanların, Latin kültürünün aksine, Grek

din ve kültürüne yabancı olmadığı, Müslümanların da yaĢadığı köylerde Ortodoks din

adamlarının varlığının onların üzerinde etkisinin olduğu muhakkaktır434

. Serflerin

listelendiği belgelerdeki isimlerden Batı Sicilya‘da Arap kökenli Hıristiyanların

bulunduğuna dair bir çıkarım yapılabilir; 1180‘lerde Corleone‘nin yüzde yirmisini

oluĢturmaktaydılar435

.

Müslüman seçkinleri için din değiĢtirme, dinsel bir meseleden çok, politik ve

sosyal bir meseledir. Zira Sicilya‘nın Hıristiyan din adamlarının, Müslümanların din

değiĢtirmelerinde (veya Sicilya‘nın LatinleĢmesinde) neredeyse hiçbir rolü yoktur;

Norman döneminde kurulan Latin kiliseleri genelde Hıristiyan nüfusun ağırlıkta olduğu

ve misyonerlik faaliyetlerinde bulunamayacakları doğu ve kuzeydoğudaydı436

.

Norman kralları, Müslüman seçkinlerinin din değiĢtirmesini tabii ki tercih

ederlerdi, ama din değiĢtirmek politik güç için bir ön koĢul da değildi: Normanların

toleransıyla, Müslümanlar, yaĢadıkları zorluklara rağmen, Norman dönemi boyunca dini

ve sosyal bilinçlerini, kimliklerini ve cemaat algısını koruyabilmiĢlerdir ve Norman

yönetim kademesinde önemli görevlerde bulunabilmiĢlerdir437

. Bu hoĢgörülü ortam XII.

yüzyıl ortasına kadar sürmüĢtür.

431

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 464. 432

Western Views of Islam in Medieval and Early Modern Europe: Perception of Other, editörler: David

R. Blanks, Michael Frassetto, St. Martin's, New York, 1999, s: 140. 433

The Society of Norman Italy, s: 307. 434

David Abulafia, Commerce and Conquest in the Mediterranean, 1100–1500, Brookfield, Aldershot,

1993 içinde ―End of Muslim Sicily‖, s: 110. 435

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 469. 436

The Society of Norman Italy, s: 308. 437

The Society of Norman Italy, s: 297.

Page 81: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

74

Arap kökenli ve Hıristiyan olmuĢ II. Roger‘ın çok değer verdiği önemli bir

kraliyet görevlisi olan Mahdia‘lı Philip, 1153 yılında gizli Müslüman olmak suçuyla

idam edildi. Philip‘in yargılanması konusunu biri Arapça diğeri Latince olan iki kaynak

irdeliyor ve bunlar Philip‘in idamı için farklı nedenler öne sürse de, sorunun dinsel

olduğu konusunda anlaĢıyorlar438

. Philip‘in idamı, resmi bir din değiĢtirme politikasının

göstergesi olmasa da ve Sicilya tarihinde çok büyük bir olay gibi gözükmese de,

sonunda adanın tüm Müslümanlarını etkileyecek geliĢmelerin ilk göstergelerinden

biriydi439

.

Politik meseleler ve iç çatıĢmalar da Müslümanlarla Hıristiyanlar arasındaki

sorunları tetikliyordu. Konumlarını güçlendirmek isteyen Latin aristokrasisi ve din

adamlarının önündeki en büyük engel, saray saracenleri ve bürokrasideki diğer

Müslümanlardı. Norman yönetiminin zayıflaması ve iç karıĢıklıklar, Müslümanları

Latinlerle yalnız bıraktı.

Sicilya‘daki Müslüman cemaat göçler ve asimilasyon nedeniyle de git gide

zayıflıyordu. I. Roger‘ın Sicilya‘yı ele geçirmesinden sonra zengin ve seçkin Müslüman

nüfusun çoğunluğu adayı terk etmiĢti ve Normanlar dönemi boyunca da bu göç sürdü.

Geride kalan Müslümanlar, Norman krallarının desteğine güveniyorlardı, ama 1189

yılında II. William‘ın ölümüyle bu destek sona erdi, artık Normanların Müslümanlara

ihtiyacı yoktu.

Sicilya Müslümanları, din değiĢtirmiĢ olanları da dâhil, II. Roger döneminden

sonra zaten kendilerini giderek daha huzursuz ve tehlikeli bir ortamda bulmaya

baĢlamıĢlardı. Hıristiyanlar onlara güven duymuyorlardı. Bu güvensizlikleri süreç

içinde ölçüyü kaçırdı. I. William (1161) ve II. William (1189) döneminde çok sayıda

Müslüman, Hıristiyan halk tarafından saldırıya uğradı ve katledildi. Ġbn Cübeyr

seyahatnamesinde, Müslümanların üzerinde din değiĢtirmeleri için büyük baskılar

olduğunu ve Müslümanların çoğunun Ġslam topraklarına göç etmek istediklerini

kaydeder.

Bir yüzyıl önce Sicilya‘yı yöneten Müslümanlar, artık toplum yapısının dıĢına

itilmiĢlerdi. Rejimle barıĢık Saray Saracenlerinin aksine, Müslüman halk onlara sunulan

438

The Society of Norman Italy, s: 305. 439

The Society of Norman Italy, s: 306.

Page 82: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

75

asimilasyon veya sürgün Ģıklarından birini seçmek zorundaydı; birçoğu bunları reddetti

ve gizlenmeyi veya isyanı seçti440

.

Ġbn Cübeyr, kiliseye gitmekte olan, aynı Müslüman kadınlar gibi giyinmiĢ genç

bir Hıristiyan kadından ilgiyle bahseder. Belli ki, Sicilya‘nın Müslümanları ve Arapça

konuĢan Hıristiyanları arasında kültürel olarak çok az fark vardı; hatta kiliselerde

Arapça ayinler bile yapılıyordu441

. Müslümanlar tehlikede olduklarını hissettiklerinde

kendilerini Hıristiyan olarak tanıtıyorlardı; Falcandus da Müslümanların adanın

Müslümanlar için daha güvenli olan güneybatısına Hıristiyan rolü yaparak kaçtıklarını

söyler442

. Ġsyan çıkarmayı seçen Müslümanlar yanında, bir grup Müslüman‘ın da kimlik

değiĢtirerek adada kaldığı ve asimile olduğu muhakkaktır.

440

Charles Dalli, ―From Islam to Christianity: The Case of Sicily‖, s: 152. 441

The Society of Norman Italy, s: 315. 442

The Society of Norman Italy, s: 315.

Page 83: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

76

V. BÖLÜM: II. FREDERICK VE MÜSLÜMANLAR

XII. yüzyıl tarihçisi Gottfried von Viterbo, daha Frederick doğmadan babası IV.

Henry‘e Ģunları söylemiĢti: ―Bu Frederick, Batı ile Doğu arasında, siyasi alanda bir

yıldız saati kadar kısa, buna karĢılık bilim alanında yüzyıl sürecek bir barıĢ

sağlayacak‖443

. XIII. yüzyıl tarihçisi Matthew Paris ise II. Frederick‘i ―stupor mundi‖

(dünyanın harikası) olarak tanımlamıĢ ve bu dünyayı değiĢtirdiğini belirtmiĢti.

Papalık kronikleri açısından da II. Frederick ―çok özel‖ biridir: Bir heretiktir.

1243 yılında Papa‘nın (Innocent IV) onu tüm ünvanlarından azlederek aforoz etmesine

kadar kötüleĢecek iliĢkiler, Papalık tarihçilerine göre, II. Frederick‘in Roma Kilisesi‘ne

karĢı düĢmanca tavırlarının sonucudur. Ayrıca Müslümanlarla fazla içli dıĢlıdır ve

onlara karĢı çok hoĢgörülüdür; Haçlı Seferleri sırasında bir Müslümanla (el-Kamil)

antlaĢmıĢtır; kızını Roman Kilisesi‘nin bir diğer düĢmanı Bizans Ġmparatoru Nicaea‘yla

evlendirmiĢtir; Papalık‘ın sadık bir dostu olan Avusturya Dükü‘nün suikastını

düzenlediği iddia edilmiĢtir444

.

Tarihte çok az politik figür hakkında bu kadar zıt kutuplarda mitler yaratılmıĢtır.

II. Frederick birçok konuda abartılı övgülere veya yergilere maruz kalmıĢtır.

Anne tarafından Norman Kralı II. Roger‘ın, baba tarafından Kutsal Roma

Germen Ġmparatoru Frederick Barbarossa‘nun torunu olan Frederick 1194 yılında

doğdu. IV. Henry hamile olan Constance‘ı yanında doğum yapması için Sicilya‘ya

çağırır. Frederick, Constance Sicilya yolundayken, IV. Henry‘nin Palermo‘da Sicilya

kralı olarak taç giymesinden bir gün sonra doğar.

Bazı kroniklerde doğumuyla ilgili (tarihçilerin doğrulayacak hiç bir kanıt

bulamadığı) Ģu hikâye anlatılır: ―Constance hamileliği sırasında kırk yaĢındaydı ve bu

ilk hamileliğiydi. IV. Henry ve Constance‘ın, doğacak çocuğun meĢruluğuna leke

sürmek için fırsat kollayan birçok rakibi vardı. Bu bakımdan bebeğin gerçekten

Constance‘ın olduğuna tanıklık edecek Ģahitlerin olması lazımdı. Almanya‘dan

Sicilya‘ya giden Constance‘ın Jesi Ģehrinde sancıları tutunca, pazaryerinin ortasında bir

çadır kuruldu. ġehrin hemĢirelerine doğumu izlemeleri için izin verildi. Doğumdan

443

Hunke, a.g.e., s: 351. 444

The New Cambridge Medieval History, V, editör: David Abulafia, Cambridge Üniversitesi Yayınları,

Cambridge, 2008, s: 142.

Page 84: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

77

sonra Constance bebeğini emzirirken göğsü açık bir Ģekilde çadırdan dıĢarı çıkıp

kendini pazaryerindeki insanlara gösterdi. Fakat bu bile ileride Frederick‘in aslında Jesi

kasabının çocuğu olduğu dedikodusunun çıkmasına engel olamayacaktı.‖445

1197 yılında IV. Henry öldü. Frederick daha üç yaĢında bile değildi.

IV. Henry‘nin Sicilya‘daki kısa rejiminden en çok Germen komutanları

yararlanmıĢtı. Sicilya‘da, Tancred‘e, onun oğullarına ve krallığını kabul etmeyen

aristokratlarla, din adamlarına yaĢattığı zulmün anısı hala tazeydi. Ayrıca otoritesini

kaba kuvvetle sağlaması ve Germenleri yerli halka tercih etmesi, Sicilyalılar kadar

Constance tarafından da hoĢ karĢılanmamıĢtı ki, onların gözünde ―yabancı‖ olan IV.

Henry ve onun Germen komutanlarıyla gelen, krallıktaki Alman etkisini azaltmak için

elinden geleni yapmaya çalıĢtı446

. Amacı Norman monarĢisini Sicilya‘da yeniden hâkim

kılmaktı ve Frederick‘in hayatını ve haklarını korumaktı447

. Germenleri saraydan

uzaklaĢtırdı ve Sicilya‘nın yerellerini destekledi448

.

Germenler karĢısında Papa‘nın da desteğini yanına almaya karar veren

Constance, Frederick‘in Sicilya Krallığının vekilliğini Papa III. Innocent‘a verdi449

.

Sicilya Krallığı‘nın varisinin kontrolünde olması, Papa‘nın da iĢine geliyordu, zira IV.

Henry ölünce Papa‘nın isteği Sicilya Krallığını, Germen Ġmparatorluğu‘ndan ayırmaktı.

Sicilya artık Papa tarafından korunacaktı; bu Constance‘ın oğlunun ve ülkesinin

güvenliği için yapabileceği en akla uygun hamlelerden biriydi450

. IV. Henry‘nin

ölümünden bir yıl sonra Constance‘ın ölümüyle Papa‘nın vekilliği daha da önem

kazandı.

1198‘de Constance öldü. Yeni kral da daha çocuktu. Papa III. Innocent, çocuk

kralın vekiliydi, ama Sicilya‘dan uzaktaydı da. Sicilya‘nın Roma‘dan kontrolü fazla

etkili olamadı ve adadaki merkezi hükümet oldukça zayıfladı. Yerel aristokratlar,

Germenler, Pisalılar, Cenovalılar, Müslümanlar, Papalık arasında otorite boĢluğunun

445

Masson, a.g.e., s: 24. 446

The New Cambridge Medieval History, V, s: 500. 447

The New Cambridge Medieval History, V, s: 500. 448

The New Cambridge Medieval History, V, s: 500. 449

David Abulafia, Frederick II: A Medieval Emperor, Oxford Üniversitesi Yayınları, Oxford, 1992, s:

93. 450

David Abulafia, Frederick II, s: 93.

Page 85: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

78

fırsat bilindiği, sürekli bir iktidar mücadelesinin yaĢandığı bir dönem baĢladı ve krallık

ciddi bir krize girdi.

En ciddi tehlikelerden birini Markward von Annweiler yarattı. Markward,

Sicilya‘ya IV. Henry‘le birlikte gelmiĢ ve önemli görevlere yükselmiĢti. Markward,

Sicilya‘nın Müslüman tarihi için de önemli bir isimdir, çünkü Müslümanlar Markward‘ı

desteklediler451

.

Norman Krallığı‘nın son yıllarında, Sicilyalı Müslümanlar ayaklanmıĢlardı.

Norman idaresi çöktüğünde, taĢra Müslümanlarının tek destekleyicileri olan Ģehirli

―saray saracenleri‖ de yok olmuĢ, böylece taĢra Müslümanları feodal lortlarının

zulmüyle yapayalnız kalmıĢlardı452

. Otorite boĢluğuyla daha da zorlaĢan koĢullar,

Hıristiyan halktan da olmak üzere birçok kiĢinin ayaklanmaya katılmasına, böylece

ayaklanmanın yayılmasına ve sürekli hale gelmesine neden olmuĢtu.

1189‘daki Ebu‘l-Kasım‘ın liderliğini yaptığı bu Müslümanların ayaklanmasının

nedenlerinden biri, Kraliyet ġansölyesi Palermo BaĢpiskoposu Walter‘ın karĢısında

Matteo d‘Ajello‘yu desteklemekti453

. Constance ölünce de Sicilya‘daki iktidar

mücadelerinde Markward von Annweiler‘ı desteklediler. Matteo d‘Ajello veya

Markward von Annweiler‘ı desteklemeleri Müslümanlara nasıl bir yarar sağlayacaktı?

Aralarında herhangi bir antlaĢma var mıydı? Bunları bilmiyoruz. Fakat Müslümanların

iktidar mücadelelerinde taraf olma isteğinin arkasında, bu isimlerin baĢarısıyla

gelebilecek avantajlardan çok, kendi konumlarını güçlendirmek amacı olmalıdır454

.

Hiziplerin arasında, dengeleri etkileyebilecek bir unsur olmak, Müslümanlara politik bir

güç olma fırsatını, ama daha da önemlisi Müslümanların varlıklarını garantiye

almalarını sağlıyordu.

Markward, Müslümanların desteğini alınca Papa III. Innocent, Markward‘ın

krala ve Hıristiyanlara karĢı Sicilya Müslümanlarıyla anlaĢtığını söyleyerek Haçlı

SavaĢı tehdidinde bile bulundu (1198–1199): Markward, Selahattin‘den bile daha kötü

bir saracendi, kâfirden daha kötü bir kâfirdi, Sicilya‘nın yeniden Müslümanların ellerine

451

Ahmad, a.g.e., s: 82. 452

Ahmad, a.g.e., s: 82. 453

James M. Powell, ―Frederick II and the Rebellion of the Muslims of Sicily, 1200–1224‖, URL:

http://www.deremilitari.org/resources/pdfs/powell.pdf, indiriliĢ tarihi: 03/02/2010 05:09, s: 15. 454

Powell, a.g.m., s: 16.

Page 86: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

79

geçmesine neden olacaktı; ayrıca çıkardığı bu karıĢıklıkla Kutsal Topraklara yardıma

gidilmesini de önlüyordu455

. Fakat aynı Papa III. Innocent, Sicilya‘nın Müslüman

liderlerine ve halkına seslenerek Frederick‘a sadık kalmalarını da istedi; Markward‘ın

kendini onların müttefiği gibi tanıttığını, ama bunun doğru olmadığını, onlara sonunda

ihanet edeceğini söyledi456

. Çocukluğunu Sicilya‘da geçirmekte olan Frederick‘in

hakları kimsenin umurunda değildi ve tüm bu iktidar mücadelelerinde sadece bir piyon

olarak yer alıyordu. Papalık kuvvetleri, Germenleri ancak iki yılda Sicilya‘dan

çıkarabildiler. Müslümanların sadakatinin sağlanmasının önemli olduğunu düĢünen III.

Innocent, Sicilya aristokrasisine, kralın düĢmanlarını desteklemedikleri sürece

Müslümanlarla barıĢ içinde yaĢamaları gerektiğini söyledi457

. 1208 de Frederick 14

yaĢına bastı ve III. Innocent Sicilya Krallığını ona teslim etti458

. Ġç karıĢıklıklardan

güçsüz düĢen Sicilya‘da büyük bir otorite boĢluğu vardı. Frederick‘in ilk hedefi,

Sicilya‘da güçlü bir merkezi yönetimi geri getirmekti.

Germen tarafında da sert iktidar mücadeleleri yaĢanıyordu. IV. Henry‘nin

ölümünden sonra bazı Germen prensleri Henry‘nin küçük kardeĢi Swabia‘lı Philip‘i

yeni kral olarak seçmiĢlerdi459

. Rakip bir grup da, Germen Ġmparatorluğu‘nun bir diğer

önemli ailesinden Welf‘li Otto‘yu seçmiĢti460

. Hohenstaufen ve Welf aileleri taht için

savaĢmaya baĢladılar. Gözleri Papa‘nın üstündeydi, çünkü onlardan birini sadece Papa

imparator ilan edebilirdi461

. Innocent üç yıl bekledi ve tarafların tabiri caizse birbirlerini

yemelerini ve Germen Ġmparatorluğu‘nu zayıflatmalarını izledi462

. 1200 yılında en

sonunda kararını verdi ve Papalık devletlerinin sınırlarını tanıyan ve Ġtalya‘ya

karıĢmayacağı sözünü veren Otto‘yu seçti463

. Otto, Papa‘nın desteğiyle kral oldu, ama

krallığı Hohenstaufen ailesinin mensupları tarafından desteklenmediği için

tanınmıyordu.

455

The New Cambridge Medieval History, V, s: 501. 456

Julie Anne Taylor, Muslims in Medieval Italy: The Colony at Lucera, Lexington Books, USA, 2005, s:

5. 457

Taylor, a.g.e., s: 5. 458

David Abulafia, Frederick II, s: 106. 459

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 421. 460

The New Cambridge Medieval History, IV/2, s: 421. 461

Cantor, a.g.e., s: 422. 462

Cantor, a.g.e., s: 422. 463

Cantor, a.g.e., s: 422.

Page 87: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

80

IV. Otto sözünü ilk baĢta yerine getirdi ve Ġtalya‘dan uzak durdu. Fakat 1208

yılında Swabia‘lı Philip ölünce Otto onun kızıyla evlenerek, Germen Ġmparatorluğu

tahtına oturdu ve geleneksel Germen politikasını izleyerek Ġtalya‘nın üzerine yürüdü464

.

Ġtalya anakarasını iĢgal etti. Bazı kaynaklar, bu sırada Sicilyalı Müslümanların, adayı ele

geçirmesi için IV. Otto‘yu davet ettiğini söyler465

.

Bunun üzerine, Otto ve onu destekleyen Ġngiltere Kralı John‘a karĢı Papa III.

Innocent, Fransa Kralı Philip Augustus ve Frederick koalisyonunu organize etti466

. 1204

yılındaki Bouvines savaĢında Philip Augustus, Otto‘yu yendi ve Frederick‘in Germen

tahtını geri almasının yolunu açtı467

. 1212 yılında da Papa, genç Frederick‘i Germen

Ġmparatoru olarak tanıdı468

. II. Frederick Germen topraklarında düzeni sağladıktan

sonra, 1220 yılında Sicilya‘ya geri döndü; sekiz yıllık yokluğu bir otorite boĢluğu

yaratmıĢtı, ama 1221 yılında bunu onarmayı baĢarmıĢtı469

. Fakat Müslümanların

isyanları, idare için hala büyük bir tehlike oluĢturmaktaydı, öyle ki II. Frederick 1222

yılında, Papa‘dan katılmaya söz verdiği Haçlı Seferi‘ni, Müslümanların ayaklanmaları

bastırılana kadar ertelenmesini talep etmiĢti470

.

Müslüman asiler, yönetim merkezi Palermo‘nun çok yakınına gelip yağma

yapabilecek ve Girgenti piskoposunu rehin alacak kadar güçlü ve cesurdular471

. Batı

Sicilya‘nın Entelle ve Palermo‘ya çok yakın olan Giato gibi yerlerini ellerinde yirmi

yıldan fazla bir süreden beri tutmayı baĢarmıĢlardı472

.

1222 yılında II. Frederick Girgenti‘yi ele geçirdi ve liderleri Muhammed ibn

Abbad‘ı Hıristiyan müttefikleri William Porco ve Hughes de Fer‘le birlikte idam

ettirdi473

. Efsanevi bir hikâyeye göre, Muhammed ibn Abbad‘ın kızı Entelle‘de direniĢe

devam etmiĢ, onu tuzağa düĢürmeye gelen imparatorun üç yüz askerini tuzağa düĢürüp

öldürmüĢ ve sonunda da intihar etmiĢtir474

.

464

Cantor, a.g.e., s: 422. 465

Ahmad, a.g.e., s: 83. 466

Cantor, a.g.e., s: 422. 467

Cantor, a.g.e., s: 422. 468

Cantor, a.g.e., s: 422. 469

Malcolm Barber, The Two Cities: Medieval Europe, 1050–1320, Routledge, London, 2004, s: 208. 470

Ahmad, a.g.e., s: 83–84. 471

Ahmad, a.g.e., s: 83. 472

Ahmad, a.g.e., s: 83. 473

Ahmad, a.g.e., s: 84. 474

Ahmad, a.g.e., s: 84.

Page 88: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

81

II. Frederick‘in Müslüman isyanının sonunu getirmek için yürüttüğü kararlı

politika, asilerin güç kaybetmesini, bölünmesini ve sonunda da teslim olmasını

sağladı475

. Fakat Haçlı Seferi‘ne çıkacak olan II. Frederick, yokluğunda Sicilya‘da sorun

çıkmasını istemiyordu ve Müslümanların da her zaman ayaklanma potansiyelleri vardı.

1224 yılında II. Frederick, yönetim merkezi olan Sicilya‘daki tehlikeli

Müslüman varlığına son vermeye ve Müslümanları Apulia‘nın kuzeyindeki Lucera

kentine sürmeye karar verdi. Bu karar Sicilya‘ya veya II. Frederick‘e özgü değildi,

aksine Akdeniz‘de uzun bir geçmiĢi olan bir gelenekti476

.

Ayn yıl Malta ve Djerba ele geçirildi ve buradaki Müslümanların Sicilyalı

dindaĢlarına yardım göndermesi engellendi. Hatta Djerba‘daki Müslümanların birçoğu

da Lucera‘ya transfer edildi477

.

Sicilya Müslümanlarının Lucera‘da zorla iskân edilmesinin daha baĢka nedenleri

de vardı. II. Frederick, on beĢ bin ile otuz bin arasında bir nüfusa sahip olan

Müslümanların Lucera‘daki tecridinin, Hıristiyanlığı kabul etmelerini hızlandıracağına

inanıyordu478

. Müslümanlar burada Hıristiyan komĢularla çevrelenmiĢti, Ġslam

dünyasıyla bağları koparılmıĢtı, dolayısıyla asimile olmaya mahkûm edilmiĢlerdi479

.

Böylece Ġslam dünyasından ekonomik, kültürel ve entelektüel bazda beslenemeyecekler

ve bu da onların gücünü azaltacak ve Hıristiyan dinini kabul etme süreçlerini

hızlandıracaktı.

Ayrıca, II. Frederick‘in Müslümanları Lucera‘ya sürmesinin bir diğer nedeni de

buradaki verimli ama iĢlenilmeyen topraklardan yararlanmak istemeseydi; Lucera‘nın

Müslümanlarına öküz ve tarım aletleri verdi ve bölge süreç içerisinde uluslar arası

pazarda önemli bir kaynak haline geldi480

.

Lucera‘daki Müslümanlar, II. Frederick‘in özel koruması altındaydı.

Lucera‘daki saray Ġmparator‘un favorisi haline geldi481

. Lucera da bir garnizon Ģehri

475

Ahmad, a.g.e., s: 84. 476

The New Cambridge Medieval History, V, s: 502. 477

Ahmad, a.g.e., s: 84. 478

Charles Dalli, ―A Muslim Society under Christian Rule‖, s: 2. 479

Claude Cahen, Haçlı Seferleri Zamanında Doğu ve Batı, s: 263. 480

David Abulafia, Italy in the Central Middle Ages, s: 166. 481

The New Cambridge Medieval History, V, s: 502.

Page 89: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

82

oldu. Buranın Müslümanları, krallığın kuzeyindeki düĢmanlar karĢısında

kullanılıyorlardı.

II. Frederick‘in saltanatının son yıllarına kadar Müslümanların taĢınması devam

etti. 1246‘da Sicilya‘da kalan son Müslümanlar da Lucera‘ya gönderildi. Lucera‘daki

Müslümanlar 1300 yılında II. Charles tarafından köle olarak satılacaktı.

1261 yılında Sultan Baybars tarafından Manfred‘e482

gönderilen bir elçi

heyetinde yer alan Cemalleddin ibn Vasil‘in483

kayıtlarında Güney Ġtalya‘daki

Müslümanlardan bahsetmiĢti: ―YaĢadığım yerin yakınında Lucera diye bir Ģehir vardı.

Bu Ģehrin sakinleri Sicilya kökenli Müslümanlardı. Bunlar Cuma namazı kılıyorlardı ve

dinlerine açıkça ibadet ediyorlardı. Bu Manfred‘in babası Ġmparator‘dan [II. Frederick]

beri böyleydi... Manfred‘in iĢlerine bakan ona yakın kiĢilerin çoğu Müslümandı.‖484

II. Frederick Sicilya‘daki Müslümanlarla uğraĢırken, baĢka ülkelerdeki

Müslümanlarla da iliĢkiler kuruyordu. 1225 yılında Kudüs Latin Kralı John of

Brienne‘ın kızı Yolanda‘yla evlenip Kudüs Kralı oldu485

. Bu durum, II. Frederick‘in on

üç yıl Haç‘ı alarak söz verdiği, ama devamlı ertelediği Haçlı Seferi‘ne çıkacağını

düĢünen Papa‘yı umutlandırdıysa da II. Frederick‘in Haçlı Seferi‘ne çıkması 1228 yılını

buldu. Zira Eyyûbî sultanı el-Kamil, Kudüs‘ü ele geçirmiĢti ve önceden yapılan bir

antlaĢmaya göre Kudüs‘ü II. Frederick‘e teslim etmesi gerekiyordu486

. Bu arada, II.

Frederick, seferi bu kadar ertelemesinin sonucu olarak kiliseden de aforoz edilmiĢti487

.

Haçlı Seferi‘nin Hıristiyan dünyasındaki itibarını da arttıracağını düĢünüyordu488

.

En sonunda sefere çıkan II. Frederick Akre‘ye gelince el-Kamil‘e elçiler

göndererek sözünü yerine getirmesini ve Küdüs‘ü geri vermesini istedi489

. Ġki taraf da

savaĢma isteğinde değildi. II. Frederick aforoz edilmiĢ olduğundan Hıristiyanlardan

yardım alamazdı490

. El-Kamil de Suriye‘deki rakipleri tarafından tehdit altındaydı491

.

Ġkisi de antlaĢmaya hazırdılar. 1229 yılında Yafa‘da yapılan antlaĢmayla Kudüs

482

II. Frederick‘in oğlu. Sicilya tahtında 1258 ve 1266 yılları arasında kaldı. 483

Bernard Lewis, The Muslim Discovery of Europe, s: 96–97. 484

Bernard Lewis, The Muslim Discovery of Europe, s: 180. 485

Ahmad, a.g.e., s: 84. 486

Ahmad, a.g.e. s: 84–85. 487

Ahmad, a.g.e., s: 85. 488

Ahmad, a.g.e., s: 85. 489

Ahmad, a.g.e., s: 85. 490

Claude Cahen, Haçlı Seferleri Zamanında Doğu ve Batı, s: 263. 491

Ahmad, a.g.e., s: 85.

Page 90: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

83

savaĢmadan Hıristiyanların oldu, fakat Ģehrin savunma teĢkilatı yıkılacaktı ve

Müslümanlar kutsal yerlerinin kontrolüne sahip olacaklardı ve Hıristiyanlara da

Kudüs‘e geçmeleri için dar bir geçit veriliyordu492

. Frederick Kudüs‘e geldi ve kendini

Kudüs Kralı ilan etti. Hemen ardından da Sicilya‘ya döndü. Bu antlaĢma ne

Müslümanları ne de Hıristiyanları memnun etmediyse de yürürlükte kaldı.

1231 yılında Tunus Emiri Ebu Ġshak‘la, Pantellaria Adası‘nın II. Frederick

tarafından atanacak bir Müslüman tarafından yönetilmesi Ģartını içeren bir antlaĢma

imzalandı493

. El-Kamil, Lucera‘daki Müslümanların serbest bırakılmasını ya da Mısır‘a

göçmelerine izin verilmesini istemek için II. Frederick‘e elçiler gönderdi, ama bundan

bir sonuç çıkmadı494

.

1244 yılında Kudüs, Müslümanlar tarafından geri alındı. 1250 yılında da II.

Frederick öldü.

Müslümanların Sicilya‘daki varlıklarının sona ermesinin Sicilya‘ya etkisi çok

büyük olmamıĢtır. Müslüman nüfus zaten adadaki gücünü aĢama aĢama kaybetmiĢti.

Norman döneminin ortasında baĢlayan LatinleĢme süreci II. Frederick zamanında

tamamlanmıĢtı. Norman Kralları gibi, II. Frederick de ordusunda Müslüman askerler

kullanıyordu. Müslümanların sayılarının azalması orduda bir asker açığı yarattıysa da

bu açık Latinler tarafından dolduruldu. Fakat Müslüman nüfusun düĢüĢü, tarımda

kendini hissettirdi, Müslümanların teknikleri artık kullanılmaz oldu ve örneğin

Müslümanların adaya getirdiği Ģeker endüstrisi krize girdi495

.

Sicilya‘da uzun yıllar boyunca baĢarılabilmiĢ birlikte yaĢama deneyiminin

çökmesinin nedenleri arasında dini baskılar en önemli yeri teĢkil etmez. Vergi ödemenin

yol açtığı ekonomik zorluklar ve tâbî bir halk olmanın sosyal sonuçları gibi sosyo-

ekonomik dezavantajların, çok daha fazla etkisi olmuĢtu ve bunlar dinsel farklılıklardan

daha ciddi sonuçlar doğurmuĢtu496

.

Birçok tarihçiye göre, II. Frederick, Avrupa‘nın âdemi merkeziyetçi feodal

sisteminden, merkeziyetçi devlet sistemine geçiĢinde çok önemli bir safhayı temsil eder.

492

Ahmad, a.g.e., s: 85. 493

Ahmad, a.g.e., s: 86. 494

Ahmad, a.g.e., s: 86. 495

David Abulafia, Mediterranean Encounters, Economic, Religious, Political, 1100–1550, içinde

―Ethnic Variety and its Implications: Frederick II‘s Relations with Jews and Muslims‖, s: 220 496

Charles Dalli, ―A Muslim Society under Christian Rule‖, s: 8.

Page 91: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

84

Hükümdar olunca çıkardığı yasaya göre ―kimse kralın yargısıyla, planlarıyla ve

faaliyetleriyle çeliĢmemelidir. Bunları yapmak kutsal bir Ģeye (kralın hâkimiyetine)

saygısızlıktır‖497

. II. Frederick, otoritesine isyanlardan çok çekmiĢ bir hükümdar olarak,

ihtilafların, kiĢisel savaĢlar ve intikamlar yoluyla veya kendi kendini yöneten

topluluklar tarafından çözülme yoluna gidilmesini engellemek, bunun yerine kralın

oluĢturduğu mahkemelerde ve kralın atadığı görevlilerle çözülmesi sistemini

yerleĢtirmek amacındadır498

. Kralın bu mahkemelere bizzat katılamaması,

mahkemelerin meĢruiyetini geçersiz kılmaz, çünkü kralın gücü sadece maddi değildir;

kral manevi olarak her yerdedir499

.

Birçok tarihçiye göre, Frederick‘in bu mutlakiyetçi, merkeziyetçi görüĢleri,

temelini Müslüman sultanların devletlerini yönetme biçimlerinden alır. II. Frederick,

Ġslam dünyasından idari, hukuksal, ticari, ekonomik birçok uygulamayı alarak kendi

devletine uygulamıĢ ve böylece ―modern devletin‖ temellerini atmıĢtı; ordu sistemi,

dolaysız ve dolaylı vergilendirme, gümrük vergisi, madenler ve çeĢitli mallar üzerinde

devlet tekeli gibi, IX. ve X. yüzyıllardan beri Ġslam Dünyası tarafından kullanılan

metotlar tüm Batı dünyası için model olmuĢtu500

.

Jacob Burckhardt da bu görüĢü destekler: ―Ġslam devletlerinin iç durumlarıyla

yönetim örgütlerini iyi tanıyordu... Frederick‘in buyruklarında, özellikle 1231‘den beri,

feodal devleti tamamıyla parçalamak, halkı iradesiz, silahsız ve son derece fazla vergi

verebilmek yeteneğiyle bir kitle haline getirmek amacı güdülmektedir. Ġmparator, tüm

adalet ve yönetim örgütlerini, o vakte kadar Batı dünyasının hiç görmediği, hiç

duymadığı bir biçimde merkezleĢtiriyordu... Vergiler, Ġslam adetlerine dayanmakta

olup, Doğu memleketlerine özgü iĢkence ve zulme baĢvurmak suretiyle toplanırdı‖501

.

David Abulafia ise II. Frederick‘in merkeziyetçi görüĢlerinin Ġslam dünyasından

ziyade, Roma hukukundaki Justinian‘un Codex‘ine dayandığını savunur502

.

497

Barber, a.g.e., s: 232. 498

Barber, a.g.e., s: 232. 499

Barber, a.g.e., s: 232. 500

Marcel A. Boisard, ―On the Probable Influence of Islam on Western Public and International Law‖,

International Journal of Middle East Studies, Sayı: 11, No: 4, Temmuz, 1980, s: 429–450, URL:

http://www.jstor.org/stable/163176, indiriliĢ tarihi: 23.12.2008 15:19, s: 436–437. 501

Jacob Burckhardt, İtalya'da Rönesans Kültürü I, çeviren: Bekir Sıtkı Baykal, Devlet Kitapları, Yatılı

Bölge Okulu Döner Sermayesi, ġereflikoçhisar, 1974, s: 6–7. 502

The New Cambridge Medieval History, V, s: 506; Barber, a.g.e., s: 232.

Page 92: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

85

Michele Amari, Norman Kralı II. Roger‘ın yanında, II. Frederick için de ―vaftiz

edilmiş sultan‖ tabirini kullanmıĢtı. Birçok tarihçi de II. Frederick‘in farklı kültürlerle

iliĢkisini böyle yorumlar: II. Frederick çocukluğunu geçirdiği Sicilya‘da Ġslam

kültürüyle iç içe büyümüĢtür. Birçok Müslüman öğretmeni olmuĢtur. Çok iyi Arapça

bilir. Bilime, felsefeye, edebiyata çok düĢkündür ve bu konularda çok meraklıdır.

Sarayında farklı kültürlerden birçok bilim adamı, filozof, edip misafir eder. Bunların

çalıĢmalarını destekler. Bunlara birçok soru sorar. Hatta görüĢlerini kanıtlamalarını

ister. Cevaplardan tatmin olmayınca, diğer ülkelerin hükümdarlarına mektuplar yazar ve

ülkelerindeki âlimlerinin bu soruları yanıtlamasını ister. II. Frederick, sarayında

yarattığı bu kültürle Rönesans‘ın temellerini attığı yaygın bir görüĢtür.

Sigrid Hunke‘ye göre ―Kayzer‘in Doğu ile Batı arasındaki iliĢkisinden, yeni,

dünyevi bilimle eleĢtirel ve deneysel bilimin etkileĢimi içinde yeni bir dünya görüĢü

doğdu. Modern devlet, temel dayanak noktasını yine bu iliĢkiden aldı‖503

. Philip K. Hitti

de onu destekler: ―Frederick‘in sarayının hâkim karakteri olan ve hemen hemen

tamamen modern diyebileceğimiz bu Ģekil bir tetkik, araĢtırma ve deney yaparak

gerçeğe ulaĢma ruh ve anlayıĢı, Ġtalya‘da gerçekleĢtirilen Rönesans‘ın baĢlangıcına

iĢaret eden adımlar olmuĢtur‖504

. Charles Homer Haskins de, II. Frederick‘in sarayında

bilim faaliyetleri ile ilgili yazdığı makalesinde, imparatorun sarayını bir bilim merkezi

haline getirdiğini savunur; fakat saraydaki bilimsel faaliyetlerle ilgili pek fazla kanıt

olmadığını da eklemeyi ihmal etmez505

!

David Abulafia, II. Frederick‘in kültürel ve entelektüel faaliyetlerine iliĢkin bu

Ģöhretini abartılı bulur ve bu Frederick‘in ―tarihçilerin görmek istediği Frederick‖

olduğuna dikkat çeker506

. Özellikle Ernst Kantorowicz ve II. Frederick için ―taç ve taht

sahibi ilk modern insan‖507

tanımlamasını kullanan Jacob Burckhardt gibi Alman

tarihçilerin II. Frederick‘i fazlasıyla idealleĢtirdiğini söyler.

503

Hunke, a.g.e., s: 351. 504

Philip K. Hitti, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, III, s: 972. 505

Bkz. Charles H. Haskins, ―Science at the Court of the Emperor Frederick II‖, The American Historical

Review, Sayı: 27, No: 4, Temmuz, 1922, s: 669–694, URL: http://www.jstor.org/stable/1837535, indiriliĢ

tarihi: 07/12/2009 00:18. 506

David Abulafia, Frederick II, s: 252. 507

Burckhardt, a.g.e., s: 6.

Page 93: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

86

David Abulafia‘ya göre, II. Frederick, temel düzeyde bir Arapça ve Grekçe

bilgisine sahiptir, Aristo ve Müslüman yazarlardan haberdardır, ama sarayı, çok sayıda

Müslüman ve Yahudi âlimlerinin yaĢadığı, bilim yaptığı bir merkez değildir, zira II.

Frederick zaten hiçbir zaman sarayında çok vakit geçiren bir hükümdar da

olmamıĢtır508

. Evet, önemli Yahudi ve Müslüman âlimlere yazmıĢtır, ama bu temaslar

mektupla ve Ġspanya‘nın Yahudileri, Mısır‘ın Müslümanları ile sınırlıdır509

. Hatta felsefi

sorularla dolu bir mektup gönderdiği âlim Ġbn Sabin, II. Frederick‘in sorularından hiç

etkilenmemiĢtir; imparatorun felsefenin temel terminolojisini anlamadığını söylemiĢ,

ayrıca tek gerçek cevabın Ġslam dininde olduğunu da eklemiĢtir510

. Yine de bir Ortaçağ

imparatorunun, Müslüman âlimlerle, onları Hıristiyan yapma arzusu olmadan

entelektüel bir iletiĢime geçmesi, Haçlı Seferleri çağı için oldukça çarpıcı bir

durumdur511

.

II. Frederick‘in Ġslam kültürüyle ve Müslümanlarla çok yakın teması olduğu

görüĢünü, Papalık kayıtlarının onu fazlasıyla Müslüman yanlısı ve hatta gizli bir

Müslüman olarak yansıtması da beslemiĢtir. Fakat II. Frederick‘in Papalıkla aralarının

kötü olması onu daha az Hıristiyan ve ―vaftiz olmuĢ bir sultan‖ yapmaz. Hatta II.

Frederick, Roma Kilisesi‘nin politikalarına uyarak, bir ahlak kanunu çıkarmıĢ,

Yahudilerin (ve hayat kadınlarının) onları diğer insanlardan ayıracak giysiler

giymelerini emretmiĢtir: II. Frederick Hıristiyan bir toplumun, Hıristiyan kralıdır512

.

Sadece emperyal çıkarlarına uymadığı için Papalığın amaçlarıyla çeliĢir.

II. Frederick‘in Avrupa‘nın kültürel ve entelektüel geliĢimine Ģüphesiz olumlu

birçok etkisi de olmuĢtur. Örneğin, 1224 yılında, Arapçadan çevrilmiĢ kitaplarla dolu

zengin bir kütüphanesi bulunan Napoli Üniversitesi‘ni kurmuĢtu513

. Thomas Aquinas bu

üniversitenin öğrencilerindendi ve onun Müslüman âlim ve filozoflarından etkilendiği

çalıĢmaları, Avrupa‘nın düĢünce sistemini temelden değiĢtirecekti.

508

The New Cambridge Medieval History, V, s: 506. 509

The New Cambridge Medieval History, V, s: 506; David Abulafia, Frederick II, s: 257. 510

David Abulafia, Frederick II, s: 258. 511

David Abulafia, Mediterranean Encounters, Economic, Religious, Political, 1100–1550 içinde ―Ethnic

Variety and its Implications: Frederick II‘s Relations with Jews and Muslims‖, s: 221. 512

The New Cambridge Medieval History, V, s: 502. 513

Boisard, a.g.m., s: 436.

Page 94: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

87

Sicilyalı Müslümanlar ise herhangi bir entelektüel ortamın parçası değillerdir. II.

Frederick‘in döneminde geriye kalan Lucera Müslümanları âlim değil, askerlerdi.

Müslüman âlimler Sicilya‘yı çoktan terk etmiĢlerdi.

Fakat II. Frederick‘in sarayı ve Palermo‘su, kültürel ve entelektüel anlamda II.

Roger‘ın sarayı ve Palermosuyla boy ölçüĢemezdi514

. XIII. yüzyılın baĢındaki önemli

kültürel atılımları, bilimsel faaliyetlerde ve çeviri çalıĢmalarında yan yana çalıĢan

Müslümanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar yapıyorlardı, ama Sicilya‘da değil, Ġspanya‘da;

II. Frederick‘in sarayındaki kültürel ortam da Ġspanya‘nın uzantısıydı515

.

514

David Abulafia, Frederick II, s: 253. 515

David Abulafia, Frederick II, s: 255.

Page 95: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

88

SONUÇ

Henri Pirenne ünlü teorisinde Akdeniz kıyılarını fetheden Ġslam Devleti‘nin,

Antik Çağ‘da kurulan eski Akdeniz birliğini yok ettiğini ve Roma Ġmparatorluğu‘nu

yıkarak Ortaçağ‘ı baĢlatanın Germen istilaları değil, Ġslam yayılması olduğunu ileri

sürer516

. Pirenne‘ye göre, Germen kabilelerinin, Roma‘ya alternatif olarak sunabilecek

herhangi bir manevi güçleri yoktu, her konuda Ġmparatorluktan bir Ģey öğrenmek

zorundaydılar ve süreç içerisinde Roma‘nın diline ve dinine adapte oldular, fakat

Müslümanlar, asimile edilemediği, önceki düzeni kabul etmedikleri, o düzeni yıkarak

kendi düzenlerini koymak istedikleri ve bu yeni düzende de Müslüman dıĢı unsurlara

yer vermedikleri için Akdeniz‘in birliği yok olmuĢtu. Müslümanlar ticaret yapmaktan

çok, yağmalamayı, cihadı düĢünmekteydiler.

Akdeniz için tarihinin akıĢını değiĢtiren olay Ġslam istilalarıydı. Bu istilalarla

Akdeniz‘in kültür ve ticari geleneği alt üst olmuĢ; Akdeniz Doğu ve Batı arasından aracı

konumunu kaybetmiĢti; Müslümanların yayılmasıyla bir engel halini almıĢtı. Akdeniz

ticareti bitmiĢti. Avrupa‘da tacirler sınıfı ve dolayısıyla kent hayatı da yok oldu ve Batı

Avrupa VIII. yüzyıl sonlarından itibaren tarımsal bir ekonomiye, kırsal bir toplum

yapısına geri döndü. Hayat artık sadece toprak mülkiyeti temelliydi. Bu temel üzerine

kurulmayan bir yönetimi ve askeri sistemi sürdürmek devlet için olanaksız hale geldi.

Böylece Batı Avrupa‘da IX. yüzyılda feodalizm sistemi ortaya çıktı.

Pirenne‘in tezi çok popüler oldu, fakat haklı olarak da eleĢtirildi. Son

zamanlarda Akdeniz‘in ticaret tarihi hakkında yapılan çalıĢmalar bu teorinin

geçerliliğini kaybetmesine neden oldu. Tarihçiler, Arapların Akdenizi Batı ticaretine

kapatmayı arzulamadığı gibi, fiilen de kapatmadığı görüĢünü genellikle kabul

etmektedir517

. Hatta uzun süren bir Sasani ve Bizans mücadelesinden sonra, Akdeniz‘in

tek bir yönetim altında birleĢmesiyle, ticaretin siyasal engellerini kalkmıĢ, büyük bir

ticari canlanma yaĢanmıĢtı518

. Ġslam dininde yabancı yolcuların ve tüccarların

korunması Müslümanlar için dini bir zorunluluktu. Ġslam geleneği, hiçbir zaman gayrı-

516

Henri Pirenne‘in teorileri için bakınız: Pirenne, Henri, Hz. Muhammed ve Charlemagne; Pirenne,

Henri, Ortaçağ Avrupa’sının Ekonomik ve Sosyal Tarihi. 517

Tarih Boyunca Akdeniz Uygarlıkları, s: 219. 518

Lapidus, a.g.e., s: 88.

Page 96: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

89

Müslimlerle ticareti yasaklamamıĢtı. Müslümanlar, Akdeniz‘e geldiği zaman zaten

Roma Ġmparatorluğu ve Antik dünya çökmekteydi ve canlı bir Akdeniz birliğinden de

söz edilemezdi.

Tabii ki Müslümanların akınları, fetihleri, Ģiddete, yıkıma, ölümlere yol açmıĢtı.

Fakat Pirenne gibi etnomerkezçi tarihçilerin savunduğunun aksine, Müslümanların

yarattıkları etki sadece bunlarla sınırlı değildi. Müslümanlardan Avrupa‘ya maddi,

kültürel, entelektüel zenginlik de akmıĢtı. GiyiniĢ, yaĢayıĢ Ģekli, yemek çeĢitleri,

Ġspanya ve Sicilya‘daki Müslümanlar aracılığıyla Doğu‘dan Batı‘ya geçmiĢtir; bunlar

Batı‘dan Doğu‘ya geçenlerden fazlaydı519

. Bu geçiĢin önemli noktalarından biri de

Sicilya‘ydı. Özellikle Akdeniz ticaret yolları üzerindeki merkezi konumu sonucu, birçok

farklı dinin, dilin, kültürün, mesleğin temsilcilerinin yolu Sicilya‘dan geçiyordu ve

hepsi burada kendinden bir Ģeyler bırakıyor ve bu ortamdan bir Ģeyler alarak baĢka

yerlere taĢıyordu. Modern Batı‘nın temellerini attığı düĢünülen II. Roger ve II.

Frederick Sicilya‘dan çıkmıĢtı.

ÇatıĢma, çeĢitli koĢullar nedeniyle yan yana gelen farklı kültürler için hiçbir

zaman tek var oluĢ biçimi olmamıĢtır. Özellikle Ortaçağ‘da dengeler çok çabuk

değiĢiyordu. Farklı dini unsurlar kendilerini aniden farklı dinlerden yöneticilerin

egemenliği altında bulabiliyordu. Bu yüzden varlıklarını idame için hükümdarlarla,

komĢularla ―antlaĢma‖ yoluna gidiliyordu.

Sicilya‘da da bu gözlemlenmiĢtir. Sicilya VIII. yüzyılda Bizanslılar tarafından

yönetilirken, adada Müslüman tacirlerin yaĢadığı yerleĢimler vardı.

Müslümanlar Sicilya‘yı ele geçirdiklerinde, adanın Müslüman tarihi boyunca

çoğunlukta olan Grek nüfus, emirlerle savaĢmak yerine, onları kabullenmeyi seçti.

Norman döneminde ise krallar, Müslümanları ve Greklere katletmek yerine

onlara önemli görevler verdiler. ÇalıĢmamızda amacımız Sicilya‘da dört yüzyıl kadar

süren bu bir arada yaĢama deneyimini sergilemekti.

Arnold Toynbee, medeniyetlerin doğmasını ve geliĢmesini, ―meydan okuma‖ ve

―tepki‖ arasındaki iliĢkide görür. Uygarlıklar fiziksel ve sosyal olabilecek bir meydan

okuma ve ona karĢı tasarlanan verimli tepkiyle doğarlar ve geliĢirler. Sicilya‘daki

519

Mantran, a.g.e., s: 155.

Page 97: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

90

medeniyet ortamı da Greklerin, Müslümanların, Latinlerin birbirlerinin farklılıklarına

verdikleri verimli tepkiyle geliĢmiĢtir.

Page 98: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

91

KAYNAKÇA

Abulafia, David, ―The Crown and the Economy Under Roger II and His

Successors‖, Dumbarton Oaks Papers, Sayı: 37, 1983, s: 1–14, URL:

http://www.jstor.org/stable/1291473, indiriliĢ tarihi: 11/12/2009 09:16.

_____________, Commerce and Conquest in the Mediterranean, 1100–1500,

Brookfield, Aldershot, 1993.

_____________, Frederick II: A Medieval Emperor, Oxford Üniversitesi

Yayınları, New York, Oxford, 1992.

_____________, Italy in the Central Middle Ages, Oxford Üniversitesi

Yayınları, New York, 2004.

_____________, Italy, Sicily and the Mediterranean, Variorum, London, 1987.

_____________, Mediterranean Encounters, Economic, Religious, Political,

1100–1550, Burlington, Aldershot, 2000.

Ahmad, Aziz, ―The Shrinking Frontiers of Islam‖, International Journal of

Middle East Studies, Sayı: 7, No: 2, Nisan, 1976, s: 145–159, URL:

http://www.jstor.org/stable/162598, indiriliĢ tarihi: 23.12.2008 15:19.

___________, A History of Islamic Sicily, Edinburgh Üniversitesi Yayınları,

Edinburgh, 1975.

Alighieri, Dante, İlahi Komedya, çeviren: Rekin Teksoy, Oğlak Yayınları,

Ġstanbul, 2003.

Altan, Ġbrahim, ―Kelbiler‖ maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi,

XXV, Ġstanbul, 2002, s: 206–207.

Bakır, Abdulhalik, ―Ġki Medeniyetin Mücadele Sahası Sicilya (Fenikelilerden

Ġslam Fethine Kadar)‖, Ortaçağ Tarih ve Medeniyetine Dair Çeviriler II, Bizim Büro

Basımevi, Ankara, 2008.

Barber, Malcolm, The Two Cities: Medieval Europe, 1050–1320, Routledge,

London, 2004.

Beksaç, A. Engin, Yiğit, Ġsmail, ―Emeviler‖ maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı

İslam Ansiklopedisi, I, 1995, s: 87–108.

Page 99: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

92

Boisard, Marcel A., ―On the Probable Influence of Islam on Western Public and

International Law‖, International Journal of Middle East Studies, Sayı: 11, No: 4,

Temmuz, 1980, s: 429–450, URL: http://www.jstor.org/stable/163176, indiriliĢ tarihi:

23.12.2008 15:19.

Brown, Gordon S., The Norman Conquest of Southern Italy and Sicily,

McFarland, USA, 2003.

Burckhardt, Jacob, İtalya'da Rönesans Kültürü I, çeviren: Bekir Sıtkı Baykal,

Devlet Kitapları, Yatılı Bölge Okulu Döner Sermayesi, ġereflikoçhisar, 1974.

Cahen, Claude, Haçlı Seferleri Zamanında Doğu ve Batı, çeviren: Mustafa DaĢ,

Yeditepe Yayınları, Ġstanbul, 2010.

Cahen, Claude, Türkler Nasıl Müslüman Oldular?, çevirenler: T. Andaç, N.

Uğurlu, Örgün Yayınevi, Ġstanbul, 2008.

Cantor, Norman F., The Civilization of the Middle Ages, HerperPerennial, New

York, 1994.

Citarella, Armand O., ―The Relations of Amalfi with the Arab World before the

Crusades‖, Speculum, Sayı: 42, No: 2, Nisan, 1967, s: 299–312, URL:

http://www.jstor.org/stable/2854678, indiriliĢ tarihi: 06/12/2009 23:28.

Dalli, Charles, ―A Muslim Society under Christian Rule‖, Melitensium Amor:

Festschrift in Honour of Dun Gwann Azzopardi, editörler: Toni Cortis, Thomas Freller,

Lino Bugeja, Malta, 2002, s: 37–56, indiriliĢ tarihi: 03/02/2010 05:35.

____________, ―From Islam to Christianity: The Case of Sicily‖, Religion,

Ritual and Mythology: Aspects of Identity Formation in Europe, editör: Joaquim

Carvalho, Pisa Üniversitesi Yayınları, Pisa, 2006, URL:

http://www.cliohworld.net/onlread/5/18.pdf, indiriliĢ tarihi: 03/02/2010 05:35.

Dekmejian, R. Hrair, Thabit, Adel Fathy, ―Machiavelli's Arab Precursor: Ibn

Zafar al-Siqilli‖, British Journal of Middle Eastern Studies, Sayı: 27, No: 2, Kasım,

2000, s: 125–137, URL: http://www.jstor.org/stable/826088, indiriliĢ tarihi: 23.12.2008

15:16.

Dunlop, D. M., Arab Civilization to A.D. 1500, Longman, Essex, 1985.

Ed-Duri, Abdülaziz, Halaçoğlu, Yusuf, Özaydın, Abdülkerim, Özcan, Azmi,

―Bağdat‖ maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, IV, 1991, s: 425–442.

Page 100: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

93

Finley, M.I., A History of Sicily: Ancient Sicily to the Arab Conquest, Viking,

New York, 1968.

Gelfer-Jorgensen, Mirjam, Medieval Islamic Symbolism and the Paintings in the

Cefalu Cathedral, E. J. Brill, Leiden, 1986.

Goddard, Hugh, A History of Christian-Muslim Relations, Edinburgh

Üniversitesi Yayınları, Edinburgh, 2000.

Granara, William, ―Ibn Hawqal in Sicily‖, Alif: Journal of Comparative Poetics,

No. 3, The Self and the Other, Bahar, 1983, s: 94–99, URL:

http://www.jstor.org/stable/521658, indiriliĢ tarihi: 23.12.2008 14:53.

Grassi, Vincenza, Oman, G., Traini, R., ―Sikilliya‖ maddesi, The Encyclopaedia

of Islam, IX, Brill, Leiden, 1997, s: 582–591.

Gravett, Christopher, Nicole, David, The Normans: Warrior Knights and Their

Castles, Osprey, London, 2006.

Grunebaum, G. E. Von, The Classical Islam: A History 600–1258, George Allen

and Unwin, London, 1970.

Haskins, Charles H., ―Science at the Court of the Emperor Frederick II‖, The

American Historical Review, Sayı: 27, No: 4, Temmuz, 1922, s: 669–694, URL:

http://www.jstor.org/stable/1837535, indiriliĢ tarihi: 07/12/2009 00:18.

Hitti, Philip K., History of the Arabs: From the Earliest Times to the Present, 10.

baskı, Macmillan, New York, 1970.

_____________, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, I, çeviren: Salih Tuğ, Boğaziçi

Yayınları, 1989.

_____________, Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi, III, çeviren: Salih Tuğ,

Boğaziçi Yayınları, 1980.

Hobson, John M., Batı Medeniyetinin Doğulu Kökenleri, çeviren: Esra Ermert,

Yapı Kredi Yayınları, Ġstanbul, 2008.

Houben, Hubert, Roger II of Sicily: A Ruler Between East and West, Cambridge

Üniversitesi Yayınları, Cambridge, 2002.

Hunke, Sigrid, Batı’yı Aydınlatan Doğu Güneşi, çeviren: IĢık Soner, Kaynak

Yayınları, Ġstanbul, 2008.

Page 101: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

94

IĢıltan, Fikret, ―Sicilya‖ maddesi, Milli Eğitim Bakanlığı İslam Ansiklopedisi, X,

EskiĢehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 1997, s: 589–596.

Ġbnu‘l-Esir, Ġzzedin, El-Kamil Fi't-tarih Tercümesi, çeviren: Ahmet Ağırakça,

redaktör: Mertol Tulum, Bahar, Ġstanbul, 1987.

Jamieson, Alan G., Faith and Sword: A Short History of Christian-Muslim

Conflict, Reaktion, London, 2006.

Johns, Jeremy, Arabic Administration in Norman Sicily, Cambridge Üniversitesi

Yayınları, Cambridge, 2007.

Joinville, Jean de, Bir Haçlının Hatıraları, çeviren: Cüneyt Kanat, Ankara 2002.

Kreutz, Barbara M., Before the Normans: Southern Italy in the Ninth and Tenth

Centuries, Pennsylvania Üniversitesi Yayınları, USA, 1996.

Kritzeck, J., ―Moslem-Christian Understanding in Mediaeval Times: A Review

Article‖, Comparative Studies in Society and History, Sayı: 4, No: 3, Nisan, 1962, s:

388–401, URL: http://www.jstor.org/stable/177529, indiriliĢ tarihi: 23/12/2008 15:25.

Lapidus, Ira M., İslam Toplumları Tarihi, Cilt 1: Hazreti Muhammed’den XIX.

Yüzyıla, çeviren: Yasin Aktay, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul, 2010.

Lerner, Robert E., Meacham, Standish, Burns, Edward McNall, Western

Civilizations: Their History and Their Culture, 13. baskı, W.W. Norton, New York,

1998.

Lewis, Bernard, Ortadoğu, çeviren: Selen Y. Kölay, ArkadaĢ Yayınevi, Ankara,

2007.

____________, The Muslim Discovery of Europe, Phoenix, London, 1994.

Mack, Rosamond E., Doğu Malı - Batı Sanatı: İslam Ülkeleriyle Ticaret ve

İtalyan Sanatı 1300-1600, çeviren: Ali Özdamar, Kitap Yayınevi, Ġstanbul, 2005.

Mantran, Robert, İslamın Yayılış Tarihi: VII-XI. Yüzyıllar, çeviren: Ġsmet

Kayaoğlu, Ankara Üniversitesi Yayınları, Ankara, 1981.

Masson, Georgina, Frederick II of Hohenstaufen: A Life, Secker & Warburg,

London, 1957.

Matthew, Donald, The Norman Kingdom of Sicily, Cambridge Üniversitesi

Yayınları, Cambridge, 1992.

Page 102: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

95

Metcalfe, Alex, Muslims and Christians in Norman Sicily: Arabic Speakers and

the End of Islam, RoutledgeCurzon, London, 2003.

Mottahedeh, Roy, Peygamberin Hırkası, çeviren: RuĢen Sezer, Ġstanbul Bilgi

Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul, 2003, s: 73.

Özaydın, Abdülkerim, ―Ağlebiler‖ maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi, I, 1988, s: 475–478.

Pirenne, Henri, Hz. Muhammed ve Charlemagne, Birey ve Toplum Yayıncılık,

Ankara, 1984.

____________, Ortaçağ Avrupa’sının Ekonomik ve Sosyal Tarihi, ĠletiĢim

Yayınları, Ġstanbul, 2005.

Powell, James M., ―Frederick II and the Rebellion of the Muslims of Sicily,

1200-1224‖, URL: http://www.deremilitari.org/resources/pdfs/powell.pdf, indiriliĢ

tarihi: 03/02/2010 05:09.

Siculo-Norman Art: Islamic Culture in Medieval Sicily, Museum With No

Frontiers, Austria, 2004.

ġakiroğlu, Mahmut H., ―Sicilya‖ maddesi, Türkiye Diyanet Vakfı İslam

Ansiklopedisi, XXXVII, 2009, s: 138–139.

Tarih Boyunca Akdeniz Uygarlıkları, editör: David Abulafia, çeviren: Nurettin

Elhüseyni, Oğlak Yayıncılık, 2005.

Taylor, Julie Anne, Muslims in Medieval Italy: The Colony at Lucera,

Lexington, USA, 2005.

The Cambridge History of Islam, I, editörler: P. M. Holt, Ann K. S. Lambton,

Bernard Lewis, Cambridge Üniversitesi Yayınları, Cambridge, 1970.

The Cambridge History of Islam, II, editörler: P. M. Holt, Ann K. S. Lambton,

Bernard Lewis, Cambridge Üniversitesi Yayınları, Cambridge, 1970.

The New Cambridge Medieval History, II, editör: Rosamond McKitterick,

Cambridge Üniversitesi Yayınları, Cambridge, 2005.

The New Cambridge Medieval History, III, editör: Timothy Reuter, Cambridge

Üniversitesi Yayınları, Cambridge, 2005.

The New Cambridge Medieval History, IV/2, editörler: David Luscombe,

Jonathan Riley-Smith, Cambridge Üniversitesi Yayınları, Cambridge, 2005.

Page 103: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

96

The New Cambridge Medieval History, V, editör: David Abulafia, Cambridge

Üniversitesi Yayınları, Cambridge, 2005.

The Society of Norman Italy, editörler: G.A. Loud, Alex Metcalfe, Brill,

Hollanda, 2002.

The Travels of Ibn Jubayr: Being the Chronicle of a Mediaeval Spanish Moor

Concerning His Journey to the Egypt of Saladin, the Holy Cities of Arabia, Baghdad the

City of the Caliphs, the Latin Kingdom of Jerusalem, and the Norman Kingdom of

Sicily, çev. R. J. C. Broadhurst, Jonathan Cape, London, 1952.

Tronzo, William, The Cultures of His Kingdom: Roger II and the Cappella

Palatina in Palermo, Princeton Üniversitesi Yayınları, Princeton, N.J., 1997.

Turan, Osman, Selçuklular ve İslamiyet, Ötüken NeĢriyat, 1999.

Western Views of Islam in Medieval and Early Modern Europe: Perception of

Other, editörler: David R. Blanks, Michael Frassetto, St. Martin's, New York, 1999.

Yetkin, ġerare, Yıldız, Hakkı Dursun, ―Abbasiler‖ maddesi, Türkiye Diyanet

Vakfı İslam Ansiklopedisi, I, 1988, s: 31–56.

Zeydan, Corci, İslam Uygarlıkları Tarihi, Cilt 1, çeviren: Nejdet Gök, ĠletiĢim

Yayınları, Ġstanbul, 2004.

Page 104: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

97

RESİMLERİN KAYNAKÇASI

— Resim 1: Sicilya Haritası, URL:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Sicilya_illeri_haritas%C4%B1.png

— Resim 2: Piri Reis‘in Haritasında Sicilya, Kitab-ı Bahriye, XVI. yüzyıl, URL:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Sicily_by_Piri_Reis.jpg

— Resim 3: ―Müslümanların Siraküza ġehrini Fethi‖, John Skylitzes‘in Kroniği,

XIII. yüzyıl: Siculo-Norman Art: Islamic Culture in Medieval Sicily, Museum With No

Frontiers, Austria, 2004.

— Resim 4: Müslüman dönemdeki Palermo‘nun haritasının rekonstrüksiyonu,

Di Giovanni, 1889–1890, Siculo-Norman Art: Islamic Culture in Medieval Sicily,

Museum With No Frontiers, Austria, 2004.

— Resim 5: ―Tancred‘in Zaferi‖, XII. yüzyılın sonu veya XIII. yüzyılın

baĢından Sicilya‘dan bir yazma eser: Gravett, Christopher, Nicole, David, The

Normans: Warrior Knights and Their Castles, Osprey Publishing, London, 2006.

— Resim 6: Palatina ġapeli (Cappella Palatina), URL:

http://en.wikipedia.org/wiki/File:Chapelle_Palatine.jpg

— Resim 7: Palazzo Abatellis‘teki Kufi yazılar: Tronzo, William, The Cultures

of His Kingdom: Roger II and the Cappella Palatina in Palermo, Princeton Üniversitesi

Yayınları, Princeton, N.J., 1997.

— Resim 8: Palazzo Abatellis‘teki Kufi yazılar: Tronzo, William, The Cultures

of His Kingdom: Roger II and the Cappella Palatina in Palermo, Princeton Üniversitesi

Yayınları, Princeton, N.J., 1997.

— Resim 9: II. Roger‘ın Taç Giyme Cübbesi, URL:

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/e/eb/Pluviale_of_the_holy_roman_em

pire.jpg

Page 105: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

Gülmis Vesile CANĠK

1981 yılında Ġzmir‘de dünyaya geldi. Ġlk, orta ve lise tahsilini Cemil Midilli

Ġlköğretim Okulu ve MEV Avni Akyol Özel Lisesi‘nde tamamladı. 1999 yılında

Boğaziçi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih bölümüne girdi ve 2005 yılında

mezun oldu. 2008 yılında Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ortaçağ Tarihi

Anabilim Dalı‘nda yüksek lisans yapmaya baĢladı. 2010 yılı ġubat ayından beri UĢak

Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü‘nde AraĢtırma Görevlisi görevini

sürdürmektedir. Ġyi derecede Ġngilizce, orta derecede Latince bilmekte ve Arapça

öğrenmektedir.

Çeviriler

— Gerald IZENBERG, Psikotarih ve Zihniyetler Tarihi, (Çeviren: Gülmis V.

CANĠK), Tarih Okulu, VI (2010), s. 145–164.

— Ġsmail AKA, A Wedding Ceremony in the Trans-Khazar Turcomans,

(Çeviren: Gülmis V. CANĠK), Tarih Okulu, V (Prof. Dr. Ġsmail Aka Ġçin) (2009), s.

191–193.

Kitap Tanıtımları

— Peter LOEWENBERG, Fantasy and Reality in History, (Ġnceleyen: Gülmis

V. CANĠK), Tarih Okulu, VI (2010), s. 243–248.

— John M. HOBSON, Batı Medeniyetinin Doğulu Kökenleri, (Ġnceleyen:

Gülmis V. CANĠK), Tarih Okulu, V (Prof. Dr. Ġsmail Aka Ġçin) (2009), s. 219–227.

Page 106: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

ÖZET

Ortaçağ‘daki Ġslam Devleti‘nin batı yönlü fetihlerinin önemli duraklarından biri,

Sicilya‘nın fethidir. Sicilya tarihi boyunca, Akdeniz‘deki stratejik konumu ve

topraklarının verimliliği nedeniyle, hem devletlerin topraklarına katmak için devamlı

uğraĢtıkları değerli bir kara parçası, hem de değiĢik kültürlerin buluĢma yeri olmuĢtur.

Sicilya‘nın Müslümanlar tarafından ele geçirilmesi, adadaki ilk toprak kazanımıyla 827

yılında baĢlamıĢ, 902 yılında tamamlanmıĢ ve 1061 yılında sona ermiĢtir.

Müslümanların politik hâkimiyeti bitmesine rağmen, Sicilya ve Avrupa tarihine etkileri

devam etmiĢtir. Müslümanların ardından Sicilya‘yı yöneten Hauteville ve Hohenstaufen

hanedanlarının kralları, adadaki Müslüman mirası benimsemiĢlerdir. Böylece ileriki

asırlara yansıyacak bir etkileĢim baĢlamıĢtır.

Bu tezin amacı, Sicilya‘da fetih yıllarıyla birlikte üç asra yakın süren Müslüman

hâkimiyetini ve Sicilya kaybedildikten sonra da Sicilya tarihini etkileyen Müslüman

varlığını anlatmak ve Avrupa tarihine etkilerini yansıtmaktır. Bu amaçla Müslümanların

Sicilya‘ya ayak bastığı tarih olan 827 yılından, II. Frederick tarafından Lucera‘ya

sürülmelerine kadar adadaki yaĢantıları tarihsel ve sosyal yönleriyle ele alınmıĢtır.

Page 107: T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ORTAÇAĞ …docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER... · 2018-07-26 · 1 GİRİŞ Hac yolcuğundan dönüĢü

ABSTRACT

One of the important developments during the west-oriented Muslim expansion

in the Middle Ages was the conquest of Sicily. Throughout its history, due to its pivotal

location in the Mediterranean and fertile soil, Sicily has been a valuable land which the

states were eager to seize and also a meeting place for different cultures. The Muslim

conquest of Sicily commenced in 827 with the first territorial gain, was completed in

902 and ended in 1061. Although the political rule of Muslims came to an end, the

impact of Muslim culture on Sicilian and European history continued. Kings of the

Hauteville and Hohenstaufen dynasties, who governed Sicily after the Muslims,

embraced and adapted the Muslim heritage in Sicily. Thus an interaction which affected

the following centuries began.

The aim of this thesis is to explain the Muslim rule in Sicily which lasted close

to three centuries including the conquest process and the Muslim presence still

influenced Sicily even after the loss of political authority and to illuminate its impacts

on European history. For this purpose, the lives of Muslims in Sicily between the years

they first set foot in Sicily, 827, and their deportation to Lucera by Frederick II in 1243

are analyzed with historical and social dimensions.