yaraticiliği kışkırtmanın 25 yolu!
TRANSCRIPT
Yaratıcılığı
Kışkırtmanın
25 Yolu!
Not Tutun!
Rakamlarla işi olanlar
harflere geçsin. Günü zaten
yazarak geçen biriyseniz bir
geometri problemine
yoğunlaşın, beyni ters
köşeye yatırın.
Yöntem Değiştirin!
Kişisel ilgi alanınız ya da
mesleğiniz itibarıyla
kullandığınız yöntem
yazmak mı, resim yapmayı
deneyin.
Türü ne olursa olsun başka
hayatlara sızmak, hele de güzel
bir dille kaleme alınmışsa,
insana başka hayatlar, başka
zamanlar, başka fikirler
olduğunu hatırlatır.
Yemek yaparken, ödev hazırlarken, rapor yazarken,
sevişirken… Yeniliklere açık olmak, bir de öbür yöntemi
denemek her zaman taze fikirlere kapı açar. Ortaya
şahane bir şey çıkma ihtimali doğar.
Deneylere Açık Olun!
Çok film, iyi film… Bazen bir yan karakter bile insanın zihninde yeni
bir sayfa açabilir. Günlük hayatınızda bir şeyi kolaylaştırabilir, içinden
çıkamadığınız bir sorunu çözebilmeye yarar. Kafada ampul
kendiliğinden yanar.
Fikirden, beyinden söz
ederken şınav çekmek,
koşmak, ter dökmek ilk
aşamada kulağa anlamsız
gelebilir. Fakat beyne
giden oksijen miktarı
arttıkça, bu mühim
organın çok daha verimli
hale geldiği bilimsel bir
gerçek. Önce bacak
kasları…
Hadi Canlanın!
Güzel, estetik,
dengeli ve
anlamlı bir
fotoğraf
kadrajı
oluşturmak,
hayatın başka
alanlarında
işinize
yarayacak bir
formül öğretir.
Baktığınızı
görmeyi
öğrenirsiniz, ki
bu da önemli
bir yetenektir
zaten.
Yazmıyorsanız bile en azından hatırlamaya çalışın. Bu mesai hem
bilinçaltına dair bir kazı işlevi görür, hem de rüyalara mahsus o
yerçekimsiz saçma sapan âlemden faydalanırsınız.
Rüyalarınızı Yazın!
Bir robot olmadığınızı kendinize ara ara hatırlatın ve fikren tıkandığnız noktada mola vermekten utanmayın. Bu teneffüsü vicdan azabına dönüştürmeden yaşamayı becerirseniz, tekrar işin başına oturduğunuzda zaten kendiliğinden berrak bir beyinle üretmeye başlarsınız.
Mola Vermeyi Bilin!
Mesleğiniz ne olursa
olsun işinizin
geçmişte nasıl
yapıldığına bakmak
ilham verici olur.
Reklamcılar reklam
tarihine, modacılar
geçmiş trendlere,
sanatçı olanlar
mağara resimlerine,
mühendisler Ortaçağ
çizimlerine baksın.
Bu da kendi içinde
çok parlak bir fikir
olmayabilir ama
olabilir de… Nostalji Ganimeti!
Bunun bilimsel
bir kanıtı var
mı, emin değiliz
ama işte
tuvalette geçen
süre, oturma
odasında
koltukta geçen
süreden daha
verimli
olabiliyor. Alın
yanınıza bir not
defteri, bir
dergi…
Klozetten
bildirin.
Tuvalette Mütalaa!
Son Dakikaya Bırakmak!
Tavukçuluk tarihi, maketçilik dergisi, İstinye’nin bitki
örtüsü… İncelikli konular, gereksiz ayrıntı gibi görünecek
başlıklar üzerine okumak, zamanı gelidiğinde sizi beş adım
öne çıkaracaktır. Gereksiz bilgi demeyin, nimettir.
Gereksiz Bilgi Gereklidir!
Konu hakkında daha önce kafa yormuş birileri varsa hiç
çekinmeden uygulayabileceğiniz, üstelik de garantili bir yol. Tek
incelik, öyle gözüne soka soka değil de nazik bir şekilde araklamak.
Duruma uygun hale getirin, sadeleştirin ya da süsleyin. İşin
yaratıcılık kısmı da burası olsun!
İNCEDEN YÜRÜTÜN
Poker de olur, Play Station da… Yeter ki kendi mantık dizgesi ve
kendi kuralları olan başka bir dünyaya geçin ve orada başarılı
olmanın yollarını zorlayın. Kafa güzel dağılır, sonra güzel toplanır.
OYUN OYNAYIN
Yasalar çerçevesinde tabii… Buradaki gizlilik, bütün
dünyaya duyurulmamış kendinize özel bir hobi, bir uğraş,
bir gezi… Kendi başınıza kalın, tek başına vakit geçirmeyi
öğrenin ve bundan kimseye bahsetmeyin.
Gizli Bir İş Yapın!
‘Çok okuyan mı, çok gezen mi
mi bilir’, zaten bildiğimiz bir
sorunsal… İkisinin de bildiği
ayrıdır, fakat çok gezenin
biriktirdiği malzemenin kıymeti
başka… Seyahat etmenin
kazandırdıkları fark etmeden
sizi değiştirecek,
dönüştürecektir. Yiyip
içtiklerinizi değil, gördükleriniz
anlatın!
Çok Gezin!
Renklerin ruh
hallerine etkisine
inananlardansanız,
mavinin yaratıcılığı en
fişekleyen renk olduğu
kanıtlanmış. Tonuna
göre biraz çocuk odası
etkisi yaratabilir ama
çalıştığınız mekânlara
mavi dokunuşlarda
bulunmak işe
yarayabilir.
Mavilim Mavişelim!
Şöyle dili iyice çözülmüş, hayatta her şeyi yeni kavramaya ve
durmadan soru sormaya çalışan bir çocukla vakit geçirin.
Yeterli sabrı bulursanız, siz çok şey öğrenmiş olacaksınız,
bacak kadar çocuk değil…
Bir Çocukla Mesai!
Lafın gelişi yani. Stres, yaratıcılığın bir numaralı düşmanı. Yeni bir
şey denerken cesaretinizin artması için de, sonra sonuçlarıyla
mücadele edebilmek için de biraz vitesi boşa almak faydalıdır. En
fazla ne olabilir? Salın gitsin…
Takma Kafana Tokadan Başka!
Turgut Yüksel
Kaynak:
Hazırlayan:
Tuğba GÜL