yürüyüş 75 015
DESCRIPTION
ÂTRANSCRIPT
1,.� . .J.Il\':Yla b tarafından TÜSTAV·. bağı
BAGMSIZLlK DEMOKRASi SOSYAliZM içiN
HAFTALıK SiYASi HABER VE Y ORUM DERGiSi - SAYı: 15 22 TEMMUZ 1975 5 TL. -
TiP GENEL BASKANININ DEMECi:
nDEMOKRATiK GUCLERiN
-
mEM BiRLiGin
" Yalancıııııı lllUlIlU . . . "
ODTU'dc devre sonu sınavinnnı" başladığı gün rektör Somcr. bit' basın toplantısı dUzenledi. Gazetelere yansıyan ve ı\ICRT televizyonunda gödlntUlerlc "erHen bu basın toplantısında Somer'tn kamu oyunu yanıllmak amacını güden eski tskUğini sUrdUrdlib'Ü görüldü.
Ilem "sosyal-adaletçl" hemde MC'ci olan Somer sınavlara girme oranının if 25 dolayında olduğunu iddia etti. Halbuki. yardımcısı Y. T. Kurat'ın hergün CskUlteleri bizzat dolaşarak yaptığı Istatistiklere göre bu oran r; 4J, 5 kadar. Deme!, ki rektör ve yardımcısı arasında bilgi akımı pek iyi değtl.
ODTÜ REKTÖRÜ SOMER: GÖRÜNEN KÖYE KILAVl:Z ARAYAN ADAM
Tüı'klye'deki bütün ilerici ve demokratik üniversite öğretim üyelerinin katı ldığı TÖO'ün ODTÜ için yayınladığı bildiri rektörün çok canını sıkmış olacak ki bu derneğin ODTti'de yalnız dört üyesi olduğunu ileri sürmek gibi bir gariplik de yaptı. Gene anlaşılıyor ki Somer. rektörü olduğu üniversitenin öğretim üyelerini pek iyi tanımıyor. çünkü. ı..:urulmasından bu yana daha iki ay bile geçmemiş olan rÖO'ün ODTU deki i.i\·e sayısı dört değil tam yüzyedi kişi. Rektör Somer. üniversitesinin yönetmeliklerini de bilmiyor. "İki sömesıre arka arkaya sınıfta kalan öğrenci üniversitede" uzaklaştırılır" diyor, Y:ınlış ki ne yanlış. Gerc:ek şu: ODTÜ'den öğrencilerin atılması sınıf ta kaldıkları sömestre sJyısına göre değiL. genel not ortalamalarına göı'e olur. Somer. bilgisizliğinden veya bilerek bu iddiayı ortaya atmakla sınavlara girmeyen öğrencileri. "sınavlara girin yoksa atarız haa : .. lehtidlyle korkutmsk istiyordu. Bunda ne kadar başarılı olduj:,lUnu isC' Kurat'ın istatistik defterinden öğrenmek mümhiin.
cilere aynı zamanda tatlı vaadlerde de- bulunuyordu. Sınava girecek öğrencilere öğ"retlm Uyelerinin. bir ağabey. bır baba şefkat] ve anlayışı göstereceğini söyleyerek açıkça. bu öğrencilere iyi not verileceğini duyuruyordu. Öğretim üyelerinin haberi olmadan onların cebinden ö�rencilere not dağıtan Somerte ilerici öğrellm üyelerinden bile şimdiye dek hiç bir tepkl gelmedi. Eskalım ODTÜ öğretim üyeleri. rektörlerinin bu vaadinin akademik ve bilimsel özgürlüğil zedelediği gerçeğinin ne zaman farkına varaeaklar.
faalıyet göstermesi yas sk olan bu dernegln yemek. oturma, dinlenme ve televizyon salonlarını "tefrtş" etmek için RektörlUk 630 bin liracık vermiş. Dernek acaba kimi temsil ediyor dersiniz ?
Derneğin şimdiki yöneticııerl AP-MHP militanları. Hele aralarında bir tanesi var ki. Türkiye' deki ilk ırkçı-turancı hücre teşkııatını ODTÜ'de kuran kişi. "Tonyukuk Okulu" adı verilen bu hücre teşkila.tı ünlü ırkçl-111rancılaroan Nejdet Sancar'ın gözetim. deneUm ve yönetimi altında. 1965 yılında faşistlerln yuvalandıgı Üniversiteliler KültUr Derneği'nde kurulrhı. O zamanın Hazırlık Okulu ve birinci sınıf öğrencilerinden bazılarını faşist ideolojiye göre biçimlendirerek eğitmek amacını güden bu hücre. ODTÜ öğrencilerinin devrimci ideoloji yönünde .hızla ilertemeleri sonucu darmadağın oldu, Ama artıkları hala. var. işte böyle kişilerin yönettiği bir derneğin ODTÜ öğretim üyelerinin lek temsilcisi olduğunu iddia etmek. öğretim üyelerine a,ık bir hakaret. Somer. abanın altından sopa gösteri rken öğren-
Rektör Somer. ODTÜ öğretim üyelerini temsıı edebııecek tek kuruluşun ODTÜ Öğrellm Üyeleri Derneği oldub'Unu da Iddia etti. 12 Mart Caşlzan döneminde ilerici öğretim üyelerini üyelikten atan. üyelik için başvuranları da reddeden bu dernek. Rektörlük binasının karşısında son derece lüks bır binada icrayı Caallyet eyllyor. Üye sayısı ne Cazla ne eksik. tam 223. Yani 900 öğretim üyesinin üçte biri bile deği ı. Dernekler Yasası'na göre üniversite sınırları içinde
KORUTÜRK'ÜN MC'YE SAKARYA HEDİYESİ i i i i
Çankoya beklenen imzayı oUı , Cumhurbaikanı Korutürk , 41 val iyi merkeze o lon, 1 9'unun do yerini değiitiren kararnameyi onay ladı .
namenin imzalanma tarihi 16 Mayıs Cuma. Bu gUnün önemi te!� ba�ına değ i l . Ancak, ü ç gün önces i , Vural Önse l ' i n Demi re l ' i yumruklodığı gün. Vural Önsel , neyin nesi k imin fesi olduğunu sonradan söyled i . Hiç olmazsa deliye ç ıkarıldı , Buna karid ı k Cem Güven l i k Mahkemesi kararlarıyla temize ç ı kt ı ,
i i i
Yeri değiiti r i len , merkeze o l ı non ve yeni atanan valilerin isimleri gazetelerde ç ıkt ı . Yeni atanan val i leri n çoğu "nurcu", "ieriatçı" olarak bil inen is imler. Fakat ası l önem l i olon bu deği l . Kararnamenin alt ıno aıılan imzan ın tarihi daha öneml i : 15 Temmuz . Sakarya'da yapılan Belediye BoikanI ığ ı seçimlerinden iki gün sonrası, Ver i len onayı , Çankoya 'n ın Mi l l iyetçi Cephe'ye hediyesi olarak değerlendirmek mümkün .
Üste l i k bu bir abortmo do sayı ımamol , . Cumhurbaikanl ığ ı ndan ç ı kon diğer bazı önemli kararıarda do benzeri bir para le l l i k kuru la�il iyor.
i lk paralel Mayıs ayı ndan . ismail Cem kararnamesiyle i lgi l i . Karar-
ikinci paralel , Haziran'dan, Ömer Naci Bozkurt'un Ankara Vol ii iği ne atanmasıy la i l g i l i . Kararnamenin imza larihi 20 Haziran. imzadon Uç gün önce, hükümetin ABD'ye verdiği nota var. iki gün önce de, Cumhurbaikan ı n ın Ecevi t ' l e hükümet politikasını desteklemesini iıtemek üzere görüimesi . Bozkurt 'un atanması da bu arada bir hediye iz lenimini veriyor. Aynı olayda tersine bir parale l l i k de var: Bozkurt'un kararnamesi ni n onaylondığ ı gün Gerede'de Ecevit'e saldı r ı l d ığ ı , ve alanda sadece 6 polis oldUğU gün.
�i � ıl i i i i
·Protokolu Sırası mı ?
WeUd.leı1ıı1n yetenlı.llttn· den _rada bır yakındıfına \anık oldufumıu: Sa)"1ll Korutlirk, _yrıca
CumhıırbafkanJ.arıo.ın .tatüleriyle i1rıu bır \alam Iııtelderde de bulıııımaldadır,
BIıı Devlet Batkanına tauıııan y.ıı.u,rin yeterli oldalu kanı •
• mdayız. tldDcl ke:; IleÇUem� yecett ıçın pollllk besaplar dı· ,ında kalmaaı kolaylafan bır .Cumhurbaflı;am, Uslün ki,Wi\nden aiacafı pçle eUndekl yelIdJerl ber ...... n toplum çıkar, I_n dotruıtuaund_ kullaııabU.,. cek. pulUeranıal denıey\ koru, yabU ... k bır durumdadır. Z ... ten yetldlerin arttırılması bır Anay .... dotlşlklltlnl cenklır· dltınden böyle bır öneri ,Imell· Ilk .öz konusu edUemez.
Bunun dışında Cumhurb ... kanlannın ıtatüleri DallLI oım. hdır? latanbul'cIa bır yazlık konut ,erekll midir? Görev süred
biten ya da - Tann reelnden \'ersln - ölen bır Cumburb .... kanına ne (ibi bır tören düzen. lenmelldlr? Yaşamları boyunca eski Cumhurbaşkanlan özel' bır durumdan yararJaumalı mıdır· lar?
TürJdye BQyUk Millet MeeU.ı Dlrle,lk ToplaniLSI lçti!züfil, Cumhurbaşkanının seçilmeal u· sulAyle blrllkte ,öreve başlar· ken uyruıanacak törenl de sa.,. taım,lır. Görev sona er4.ll'lnde tçtü'lük her hanp bır töreQl ön�örmemektedJr. B1ı.ee bu yerlndedlr. Süresini tamamlayan Cumhurbaşkanı vicdan rahatlı· /:ı ıçınde rtder, • evinde olurur, üsteUk onun devlet yaşamı Ue m,kl,1 de k .. UmIş dekUeIlr, Anayasamız kendisine dota. üyelik hakkı \aDlDllŞtır. Orada )· .. Inl alır, ,enı, bUrt ve tecrü· beılyle Parlamento çalışmalan· na yardımcı olur. Sayın Korutürk dot_ı UyeUıe ıeçen .. Jd
Cumhurbaşkanlanadan Senatoya devam l:orunluCunun kaldı. rılmasını Istemektedir. Biz bu Istetı dotru bulmuyoru.. AJıa. yasamıZ" eakl CumhurbaşkanJa. rlna Senato dotal üyelIk bak. kını talllJ1llf ama bunu zorunlu kılmamıştır, Senalo çalışmaı .. rma katılmayı yorucu bulan bır eski Başkan, dilerse üyellk bak· kından pek ili vaz ,eçebWr. Nitekim eski bır Cumhurbaşkr,.. nı olan Sayın Sunay, Senato'd. kı koltuluna yerleştltı (Ünden bu yana bemen hiç bır oturu· mu kaçınnamacasma ,örevini
��r
:a�r
�:kt
;:��io,;!e��dJ�a
= man, eski CUmhurbaşkaDı sıla. tlyle bır takım Isteklerde bu. lunmuştu. Emrine bır otomobıl \'crllmeıı, Parlamenloda ö'lel bır odası, bır de' öul sekretert ol. malıydı. Yasalarımız da, demok. rntlk sağduyu da elyennedllt ıçın bu Istekler yertne ,etlrll�
13 TEMMt:Z 1975 Cumhuriyet medt.
Cuınlıurbaşkanlanna konut olarak Ankara'da Cankaya, ıs.. tanhul'da da Florya Kösk.lerl. nın bulundutunu bUlyoruz. S. raylarm bakım ve yönetim ttlerini TBMM yijrüllüfil ıçın, Florya'dakl kalabalıktan boşl!iu. mavan Sayın Korutürk'e belkl BOıtazlçl'nde bM' saraydan ya..rarlanmak olanalı satlanabUlr. Ama ne htanbul'da, halla ne dr Ankara'da Cumhurbaşkanını omtlaka ralan yerde yatıp kalk· ma,'a �orlavan bır vasa yoktur. Fransa 'eta a. Cumhuriyetten beri Elv!'ef' Sarayı devlet başkan. larının resmi Itonulu saylldıta halde kimi Cumhurbaşkanları unıa" zaman <"vlerlnde oturma· VI vet tutmtı�lardır. Yanlış anII1lJllamıvor.mk. Başkan Pom· ıllduu. !'Iam.vda deitll, Salnl · 1.01111' Adasındaki aparımanında ölmü�(ür. !:,Imdlkl nll!�kan (as, urd d'E!ltalng'ln de sık ıık
e\'lnde ıectledlilnl daymaJda.. yız.
Öliime geıınce, Sa�ın Koru. türk Çankaya'da �örüştütU Par· lamf'ntcrlerdt'n bu konu Sle U· (iii öneriler hazırlamalann. da istemişttr. Biz bu konunun da kL<ı:kah protokol kurallanna uyularak düzenlenebilecett karu.!'l11dıı değiliz.
ister !türev başında, Ister son. ndan olsun, yaşamdan ayrılan bır başkana yapılacak lörenln ı:örkt"ml, her şeyden önce kuşku.!iiu7. . onun klşllltt lle oranbl. olacaktır. Hele «rahmeUI- Cum· hurbaşkanlarım anma diye renel bır tüzlik ya da yasa çıbf'o' manın r:erekslt.Utl apaçık orta· dadır. Vaktiyle Atatürk'ü tilUm :nldönümlertnde anmak: üzere ,"Ürürlüge konan yau bile ara-dan bunca yıl (eçtiılten Bonn (erçek anlamını yltfrmeye bat· ıamadı mı?
J NADİR NADt
vtlRl:rt1JŞ HAFTAl ıK SiYASi HABER VE YORUM DERGiSi
SAHiB i : N ihat SARGI N
SORUMLU YÖNETMEN . Toner TUNCEL
TEI<NiK S EKRETER: Ugur OKMAN
ADRES: Konur Sokok 15/8 Yeniıehir - ANKARA Te l : 17 45 81 ABONE K O ŞULLAR I: Ydl ,k: 200. - TL 6 Ay l , k : 100. - TL 0,1 ulkelere obone bedel i i k i koııdı r .
iLAN :(OŞULLARI:
Arka K 'ıpok Renk i i Arka Kapak Siyoh Beyoz iç sayfalardo sUtun santimi iç ,oyfalordoki yayın ilanlor. : % 50 indi r im l idir . Dizgi : ÖNCÜ Orset
Tel : 17 79 19 Ankora
7 . 500 .- TL 6 . 000. - TL
20 .- TL
Bask ı : Karoeo Of,el Motbooedık Dağ ı t ı m : Hürriyet Gazete Dağıtım
Telefon 28 50 20 i s t . Kaynak gösteri l meden a l ı ntı yapı lamaz . Gtsnderi len yazı ve FotOğraf lar iade edi Imez .
K APAK DÜZENi ibrohim "liVAZi OClU
i
K A P i T A ı i Z M i N G Ü l l E R i
SAKARYA'DA DURUM DEGERLENDİRMESİ
YAıÇiN KÜÇÜ K
Sakarya'da Halk Partisi adayın ın toplamı) olduğu oylar ı , belediye seçiminin kazanl ıamamı) olmasına rağmen, bir bo�or t soymak mümkün. Adalet Partisi 'nin elde ett iği sonucu ise , bir bo)orı soymamak gerek. Ortaya çı kon sonuç , Adalet Partisi 'nden çok l iderine, r;ok muhtaç olduğu mora l i sağlayacak. Ancak sadece kısa bir süre i ç in . Çünkü AP l iderinin de b i leceği gibi , yerel seç imler , genel olarak, hükümetteki part i lere eğilim gösterir . Bu bir kural . Üstel ik Türkiye gibi yerel yöne tim lerin olanakları!"ın sınır ı . olduğu bir ül kede ve hükümetin kendis inden olmayan belediyeleri cezalandırdığı bir zamanda bu kura l ı n doha etkin olmasına )o�momok gerek.
Buna eklenecekler var. Sakarya'da Ada let Partisi 'nin en gUçlü prapagandasın ı n , bir tehdit olduğu bi l i ni yor . AP , seçimi Halk Partisi'nin kazanması hal inde , Adapazarı 'nı n da diğer Halk Parti l i belediyeler gibi cezalandırılacağın ı gUçlU bir si lah alarak kul lanmasını bi ldi . Bu s i lah ı n da eJkisi olmal ı . Ayrıca yerel seçimlerde ki�i ler önem kazanıyor. Yerel ki�i ler . Buna kor� ı1 lk Türkiye çopındoki k i � i ler in ki� isel etki leri azalıyor. Yerel seçimde oday alan ki�i i l e TUrkiye çapındaki ki�injn presti j i ni b ir le�tirmek kolay deği l .
BUtün bunlara bakarak, al ınan sonucu kUçUmsemeye imkôn yok. Ancak yine de ortada bir sonuç var. Bu sonuç , bir durum değer lendirmesini gerektirecek önemde. Hal k Partisilnin oyları n ın dohafazla artı r ı l amamı� olması , Halk Partisi iç in de , bütün demokratik gUçler iç in de otu�up bir değerlendirme yapmayı gerektiriyor.
Değerlendirmeye yine yerel yönetimlerden ba�lanabi l i r . TUrkiye art ı k küçüldü. şu anlamda: Büyük küı le ler , Türkiye 'nin baı k a kenılerindeki gel ilmeleri yakından görUp değerlendirebi lecek duruma geldi . Sakaryal ı lor , istanbu l 'da, izm ir 'de , Adana'da veya Ankara'da ne alup bittiğini bi lebi l iyor. En azı ndan Ha l k Partisi 'nin kontrolundaki yerel yönetimlerdeki ba1arı derecesini ölçebi lecek durumda.
Holk Partis i 'nin yerel yönetimleri ne verd i ? istanbu l , izmir ve Adana örnekleri ne gösterdi ? Bu soru lar ı sormak ve bu sorulara cevap aramak gerekl i . Buradaki gösteri lenörneklerin Adapazarı seçimlerini etkilemediğini dü�unrnek sa: l ı k la"n en büyüğü . klık kUII.,el haberleıme ve kUllesel hareke ı l i l i k b u k�ntlerdeki ba\arı v�ya ba�ar ı s ız I ı ğ ı özel olmaktan Ç ı karıyor. Özel olmaktan ç ı kardı . ister b i l inç l i olsun, isterse bi l inçsiz olsun, Adapazarıl dar bu seçimlerde diğer kentlerdeki örneklerden etki lend i . Değerlendirmeye, bu etkilenme sürecinden ba)lamak zorun lu .
Halk Partis i 'nin yerel yönetimleri , tam bir ba)arı s ız l ı k örneği oldu . Bunun ba1arıs ı z l ı k olduğunu tartı �mamak gerekl i . Bu bo�ar ı s ız l ığJ, yerel yönetimlerin s ını r l ı olanakları i l e açı k lamak kolay değ i l . Daha doğrusu , olanaklor ın sınırl ı l ığ ınasığ ınmak i�i kolaydon olmak olur. Olanakların s ın ı rl ı olduğu söz götUrmez . Ancak dünyanı n ba1ko ülkelerinde olanakların bUtün s ın ı r l ıi ı g ına kor11n, yerel yönet imleri , ha lktan yana i leriye dönü� uygula;naların kal ı cı örnekleri biçimine sokan denemeler oldu . Halk Parti s i 'n in bir çok yerel yönetimi , bir yakla11m deği� ik l iğ i bi le sağlayamodı . Halbu!:i , Avrupa'n ın bir çok kentinde i l eri c i parti l er , yerel yönetimleri , genel yönetimde yapabi leceklerinin bir mode l i olarak. kul lanmasın ı bi ld i l er . Bi ldi kleri için de seçim Uzerine seçim kazandı lar . Bu, bi r .
ikincis i , Halk Partis i 'nin yerel yönetimlerindeki ba�ar ıs ı z l ı k , MC HukUmetiinin cezalandır ıc ı uygulamasıyla do açı klanamaz. Böyle bir uygulaman ı n var l ı ğ ı do tartı ıma götUrmez . Ama tartl1ma gtStUrmeyccek bir nokta daha unutu lmamal ı . Halk Partisi'nin hukUmette olduğu zaman do Halk Partisi 'nin genel yönetimi , yerel yönetiminin yardımına koşmadı . içhde olanlar, bu durumu çak iyi bi i ir . şu aoda daha fazl a açmak gerekı i deği i. Eğer, kar�ı t ı söy-
lenecek olursa, örnekleri ortaya koymak; Hal k Partisi 'nin genel yönet iminin, yerel yönetimin önemini anlamadığını , yerel yönet imleri hal k yararına ku l lanmanı n değer ini kavrayamadığını , olaylarla göstermek mUmkün. Hattô olaylara d�yanarak Halk Partisi 'n ;n genel yönetiminin kUtlel'!rden �açarcasına yerel yönetimden kaçt ığ ın ı vurgulamak do mUmkUn. Bu, i ki .
Bu iki durum değerlendi rmesinden bi r sonuca doğru uzanmak imkôn dqhi l inde . Bunun iç in de Hal k Partis i 'n in yerel yönetimleri i ç inde çok ba)ar ı I ı bir örneğe dayanmak zorunl u . Yerel yönetimlerden sözederken, Sezar! n hakkını Sezara vermek iç in , Ankara Belediyes i ' nden ve Bo�kanı Dalokay'dan söz etmek kaçınılmaz. BütUn s ın ı r l ı olanaklara ve genel yönetimden pek az yardım görmesine kar11n, Vedat Dalokay , Türkiye standart lar ı nda çok ba�ar ı l ı b i r yerel yönetim örneği verdi . Boiar ıs ı , TUrkiye'nin her tarafın::!a duyu ldu . BugUn istanbul dahil Türkiye 'nin her kentinde yeni bir seı;imi kaz.:ınma �ans ı n o sahip.
Neden? Dalokay ' ın ba�ar ıs ın ı , ki1i l iğ ine veya iehir planloması eği timine bağ lamak mUmkUn. Ancak bu da i 1 in koloy ı . Bunların etkisiz olduğu söylenemez. Fakat bunların be l i rleyici etkenler olduğu do iddia edi lemez . Ki�isel becer ik l i l i k ve eğitim önem l i . Ancak her i�te olduğu gibi , yerel yönetimin baiar ı s ında da bel i r l eyici değil.
Öyleyse Vedat Dalokay ' ı n iu onda görünen ba�arı s ı nas ı l açı k lanacak? Öneml i olanların birincisi iu : Dolokay , Hal k Part is i 'nin ı::UyUk kent belediye baikanları iç inde sosyal izmle en çokyakın l ı k kurabi lmi� olon . Yerel yönetimdeki ba�arı s ı nda bunun ralU olmal ı . ÇünkU bir açıdan, sosyal i zm küt le lerle i l i�ki kurmayı b i lmek demek. Ama hemenunutulmadansöylenmel i . Bo yetmez. Sosyal izme yakın almu� olmak sosyalist örgUt ve kütlelere dayanmodıkça 00-�arının. anahtarı olamaz .
Fakat Ankara Belediye Ba�kanın ın bir ba�ka )ansı daha var. Dalokay, Halk Partis i 'nin Ankara örgUtUne dayanmıyor. istanbu l Belediye Bo�kanı gibi konteniandan oday aldu . Yalnız istanbul Belediye Ba)kan ından fark l ı olarak, ii örgUtüı.den gelmedi . i ı örgütünden bağımsız oldu . Doğr'Jdan doğruya, Ankara kentini n kUt le lerine dayanmak ihtiyacını duydu. Uygulaması , bunu gösteriyar . Ba)arı s ın ın nedeni de burada yatıyor. Diğer Halk Partisi yerel yönet imler inin ba1ar ı s ız l ığ ını n nedeni de burada yatıyor . Yerel yönetimlerin, yerel parti örgUtleri nin k ıskacı ndan kurtulamamas ı . Yerel örgUtlerin de kütle l eri, kOt le lerdeki nabz ı yansı tmamas ı .
Sakarya 'da durum değerlendirmesi yapı l ı rken Uzeri :ıde duru lacak naktaların bir yanı , bu . Hal k Partisi ve d ı) ındaki demokrotil-: gUçlerin Uzerinde durmoları gerekli noktalardan i l ki . ikincisi ise daha gene l . Yerel pol i t ilı.ayı a)an bir gene l l iğe sahip.
ikinci yanı do �öy le açık lamak mümkün: Ay�e i le me1e karşı lo�tırmas ına dayanarak ne ölçUde kUt le lerin i Igisi devam etti r i lebi l i r ? Sakarya'da konU1an bazı Hal k Partisi yönetici lerinin aç ı klamalar ındon bosına yansıtmaya değer bulunanların iç inde Ay�e i l e me1e kar)ı1a�tırmasl , önde bir yer al ıyor . Ay�e, Kıbrıs ç ı kartması iç in ku l l anı lan parola. Me�e ise, bi l i ne n meıe . Adapazarı seçimlerinde propoganda yapan Hal k Partisi yöneticisi dinleyici lerine "k ız ın iyisi Ay�e , odunun iyisi me�e" dem i ) . Bo1ka söz bu larnamı) .
Halk Partis i , ba�ka söz söylemeyecek mi ? M C HükUmetinin uygulamalarına yöne l ti len haklı ele)tiri ler in dı)ında, kUtlelerin ekonomik , toplumsal ve siyasal sorunlar ıy la i lg i l i somut ve tutar l ı öner i l er!e ç ı kmayacak m ı ? BUtUn stratej i Ecev i t ' in kUtlelerden gördUğU heyecan \.l e i lgiye mi dayandırı lacak? Eğer bUtun stratej i , Ecevit ima iı etrafı nda yOğunlaşacaksa, daha i ler iye gidememek sUrpriz almamal ı .
Sakarya'da durum değerlendirmesinin özeıi bundan ibaret.
roRKIYE' DE YURDYtI$
sokak hakimiyeti denemelerinden örgüt hakimiyeti denemelerine dogru
İşçi sınıfı üzerine oynanan oyunlardan iki perdelik bölüm
önceki haftanın son iki gününde ardı ardına Iki oyun sergilendı' Bunlardan Ilki özellikle TRT mikrofon ve ekranlarında "iki karşı gurubu" çatışması': ve "polislerin olayları pnlediği" gibi sıradanbir haber olRrak verilirken ikincisine hiç yer vedlmedi.
&ınuturken aynı tornadan çıktığı her yönü ile ac..ık olan oyunların benzerlikleri"i sıralamadan önce. oyunurı ikinci perdesinin oynandığı sırada. MC hükümetinin başı ilginç açıklamasını Karabük'te yapıyordu. Diyordu ki: "Demokratik rejimin olmadığı ülkelerde. bu hür kuruluşların (hür basın. hür üniversite. hür tartışma ve HÜR SENDİKA) hiç birisi mevcut değildir .
..
İki sahneni n niteliği Oyunun ilki KÖYYSE-İş sendl
kaslOıo Ankara şube genel kurulunda sahnelendi. Her kuruluşta olduğu gibi Yol sı Elektrik Genel Müdürlüğüne bağlı 5 nci bölge müdürlüğündekı kadrolar da kıyıma uğratıldı. Bölge Müdürü MC hükümeti tarafından görevinden alınmış ve işçi kıyım ı da başlamıştı.
Ne var kı. bu Işyerindeki işçiler nitelik bakımından bır çok işyerlerindeki Işçilere benzemediklerinI göstermişlerdi: Muvakkat işçi .dlye tanımlanan Işçilerin toplu olarak Işine son verileceği ihbarı y::ı.pılınca. sendikanın genel merkezinin olayların üzerıne gidip Işçilere sahıp çıkmamasına rağmen, sendika şube yetIdlllerl harekete geçmişier, Işyerinin tüm Işçilerlnin de bilinçli direnişleri sonucu. işt.en çıkarılmak istenilen Işçiler sınava tabı tutulmuşlar ve hepsi Işyerinde kaldığı gibi. ücret zammı dahilolmak U?ere bütün haklarını almışlardı. Böylece kolay yutulur lokma olmadıklarını göstermişlerdi.
Sendikanın genel merkezi, ' şubesinin bu gidişatından pek memnun değildir. Tabii Işveren de. İşveren bır yandan tek tek nakiL .. gibi olavları sürdürmekte, ayrıca da kökLU çö?üm aramaktadır. Ve bulur da. �be genel kurulu. bulunan çözümU uygulama alanı olarak seçilir:
fendi ka şubesinin genel kuruluna pek kısa zaman kala Işyerine 200'e yakın yenı Işçi alınır. Yenı işçilere ihtiyaç var mı sorusuna olumlu cevap vermek mUknün değildir. Zira bır slire önce'toplu işten çıkarma uygulamaya sokulmak istenmiş. başarıya ulaşılnmamışt1. Şimdi yeni işçi alma nasıl anlatıtablllrdl? Bu Sorunun cevabını ilgililer elbette haZlrlamışlardır.
İşe yenı alınan Işçiler (!) bilinen öğTenci yurtlarının saktnleridlr. Sendika genel merkez genel saymanının da bu Işçilerle yakın Ilişkisi bllinrnekledir.
YÜRÜYÜŞ - 22 Temmuz 1975 - 4
Oyunun ikincisi de Etibank'ın Seydişehir'de kurulu alüminyum tesisleri işyerinde. yine bu Işyerinde çalışan işçilerin üyesi olduğu sendikanın genel kurulunda sahnelendİ.
Seydişehir alüminyum tesislerinde 8 bin Işçi çalışmakladır. Yakında 20 bın Işçi olacağı bilinmektedir. Çevrede maden işletmeleri de vardır. Bu madenIerde de çok sayıda işçi çalışmaktadır. İşçilerin büyük bir bölümünün köyleriyle-topraklarıyla i lişkileri henüz kesilmemiştir. işçilik ve sendika tecrübelerı yoğun değildir. İşçilerin bu nitelikte kalmalarına sebep olanların başında elbette uzun yıllardır bu yörelerde sendikacılık adına cirit atanlar gelmektedir.
Bu yörede işf.·j lerin üz.';!rinde uzun yıllar Türk-İş'e bağlı iki sendika kumar oynamıştır. Birisi Maden-İş federasyonuna bağlı, diğeri de Metalİş Federasyonuna bağlı Iki sendika. ikısı de Türk-İş'e bağlı olmasına rağmen rakip iki sendika gibi birbirleri ile kapışmışlar. 1973'lerde işkolu meselesi çözümlenince Madenİş federasyonuna bağlı olan elini ay�ğını bu Işyerlnden çekmiş. lVIetal-Iş federasyonunun dağılması Uzerine de Özgür Alümınyum İş sendikası doğmuştur. Bu yörede bu lUı' sendikal mücadeleler üst düzeyde sürdürülmüş. özetlikle yerli-yabancı işçi ayınmı sendika liderlerince körüklenmiştir. Yabancı lşı;i1er (Seydışehır ve yöresinden olmayanlar) daha kalifiye ve işçilik tecrübesi çok olanlar-dır.
Bu dönemde işçiler. toplu Iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmaması karşısında etkin olmayan sendika yöneticilerine rağmen iki kez direniş göstermişler ve başarıya ulaşmışlardır. Hakların alınması ile birlikte hareket de bitmiş. ne sendika ataletten�kurtulmuş, ne de işçiler sendikaların. karşı tepki göstermişlerdir.
1973 sonlarından bugüne gelişte. özellikle Işçilik tecrübesl çok olan Işçilerin çalışmaları yoğunlaşmış. bu harekete sendika yöneticileri de katılınca. Özgür Alümınyum İş sendIkasının DİSK'e yönelişi hızlanmıştır. Ve genel kurul yaparak sendikalarını DiSK Uyesl Maden-iş sendıkasına katmak Istemişlerdir.
Olaylar başlıyor
ANKARA'DA KÖYYSE-İş şube genel kurulu
nun yapılacağı salona saal 8, 30 dan Itibaren gelmeye başlayan üyeler, arkadaşları tarafından ola�anUstU tedbirler alınmış olduğunu görür ve yadırgarlar. Ne varkı, genel kurul sonrasında, bu tedbirlerin bile az olduğunu anlayacaklar. biraz daha bilenerek daltılacaklardı r.
Saat 8 sularında loe, Glma önUnde toplanan ve ıkı koldan topluca ge-
------------------------�
nel kurulun yapı lacağı salonun kapısına gelen belirli yurtların sakini işçileı' (:) delege kadı olmayanların içeri tedbirter kan�ısında biraz irkiHr, sonra geri çeki lmeye başlarıar. Daha sonra da yol kenan He duvarların arkasına kümelenirler.
Belirli amaçlarla işe alınan bu belirli yurıların sakini İşçilerin (!) sendika üyelik işlemleri tamam değildir ve kurula bu nedenle katılamaz-lar.
Genel kurula katılan sendika üye leri ve konuklar. bu manzarayı görerek salona girmişlerdir. HenUz polis gelmemiştir ve sessizlik hükilm sürmektedir. Bilinmektedir ki. belirli öğrenci yurtlarının sakinleri polislerin bulunmadığı yerlerele olay C'ıkartmamaktadırlar.
Genel Kurulun yapılac8�1 6alonda faşizmi yeren dövizler göze çarı>maktadır ve bUyük bir düzenlilik 1çerisindedelegeleı- ve konuklar yerlerini almış, açılış saatini beklemektedirler.
Bu sırada Vali Ömer Naci Bozkurt'un emrindeki polisler genel kurulun yapılacağı binanın önüne gelmişlerdir. İçeriye alınmayan belirli öğrenci yurtlarının sakinleri dertlerini polislere anlatmaktndırlnt'. Toplum polislerinden birisi ile belirli öğrenci yurtlarının sakini işçilerden birinin biraz ilerideki bakkal dUkkanında bır araya geldiklerI. dikkatli gözlerden kaçmamıştır.
Polislerin gelmesinde sonra ve genel kurulun çalışma saatinin ynkla:;:ması Uzerine dışarıda görevli genel kurul üyelerinin Içeriye girmeye başladıkları sırada. belirli öğrenci yurtlarının sakin! işçiler önce taşlarla, sonra da silahlarla saldırıya bııŞlamışlardır.
Silah sesleri salonda özellikle kadın Uyeler arasında panik yaratm ış, dışarıdan atılan taş ve kurşunlnrla
camlar kırılmıştır. Dışarıdan gelen saldırıya içeriden yardım etmek isteyen sendika genel merkezi genel saymanı işçi ler tarafından dövülmüştür.
5 dakika kadar süren çatışmadan sonra. yaralanan işçilerle birlikte, saldırıya uğrayanlardan LO kişi polislerce toplanarak götürülmüşıur. Polislerin topladığı saldırıya uğrayaı>ların bu sırada bile saldırganlarca hırpalanmak istendiği göriilmüştür.
SEYDİşEHİR'DE Seydişehir'de kurulu alüminyum
tesislerinin daha büyük bır öneml vardır. Bu yörede bu güne kadar bağımsız bir sendika. hem de etliyesütıüye karışmayan bir sendika varken. bugün DiSK'ln buraya girmesi SÖl. konusudur. Bu nedenle daha büyW< olayını' yaraııımalı, her yoldan yararlanılmuh görüşü egemendir. AslındH göreve hazır güçler vardır. veri lecek rolü oynamak için beklemektedirler.
Metnl-İş federasyonunun feshedilmesinden sonra Türk-İş'e bağlı olarak kurulan Türk-�(etal-Sendikası'nın seçimsi? genci başkanı Kaya Özdernil'. Kıı'ıkkale'den ve başka yöreleı-den vuı�ucu ,;içlerini önct..'CIen Seydişehir'e yığmava başladı. Genci k'Uruldan iki giin önl.·c "din elden gidiyor" sloganını da taşıyan bildiriler kövlere kadur dağıtıldı. Muhtarlıır ve i�amtarlR ilişkiler sıklaşlırıldı. Usl düzeyde de ?engin sofl'u lı ve de içki li ziyafetler düzenlendi.
Ölceki yı lIar iş(.'i lerl.' �uhip çıkmayn'llar. onları sutanlur tekı-ar Sahneye C'ıkmışlar ve saldırılar dUzenlemeye başlamışlardı. Bu saldll'ılaı-dan bir de Özgül' A1Umin�'um İş sendikosı'lIn mcı'kez binasıııu yapıldı. taşların sopalarla. Yarulananlar oldu .... Saldırıya uğrayanlurın içinde bulunan genel boşkı," hakkındil ise gösteri yUri.lyi.lşUyasn�ınu muhalefetlen tutuklama kararı (:ıkarıldı.
"Büyük gözaltı" ERŞEN SANSAL
Son zamanlarda "gözal t ı" mUessesesi ne bir conl ı l ı k kazandırı ldığı ve geniı ölçUlerde ku l lanı ldığı görUlmektedir . Nitekim geçtiğimiz gUnlerde, Momak Askeri Cezaev i 'n in koğu) larl , 200 kader öğrenc;:i i l e doldu ta)tı ve bu öğrenci ler, haklarında bir hakim kararı olmaksızın 15 gUn, "gözetim a l t ında" bulundurulma adıy la özgurl ük lerinden yoksun k ı l ı nd ı lar , öğrenimierinden ve sınavlarından al ı konu ldu lar . Sonra do bu sUrenin dolması i l e serbest bırakı l dı lar .
Anayasa'nın 30. maddesinde , yakalanan veya tutuklanan kimsenin , kırksekiz saat iç inde hakim önüne ç ıkar ı l acağı belirti lmekte, ancak e n yakın mahkemeye gönder i lme için gerekl i sUrenin bundan hariç oldu�� do kaydedi lmektedir . Gene maddeye gtsre , Devlet Güvenl ik Mahkeme lerinin görev ve yetki lerine giren suçlar, konunun açıkça bel l i ettiği hal l erde toplu olarak i)lenen suçlar ve genel likle sava) veya s ık ıyönetim hal l erinde bu sUre, on be) gUnU geçemiyecekl ir . Anayasa ın ın 30. maddesi , en çok deği)ik l i k gören maddelerden biridir . Madde, Anayasa'nın halk oylaması i l e kabul edi l d i ğ i i l k �ekl inde b u sUreyi yirmidört saat olarak koymu) , ayrıca � U veya bu hal ler ve sebeplerle bu sürenin uzatı labileceğine dair h iç bir istisnaya yer tanımamı)tı .
Ceza Muhokemeleri Usulu Konunu do, daha 1929 y ı l ında kobul ed i l diği )ek l iy le , "yakalanan �ahıs, serbest bı raktımazsa hemen yakalandığı mahal su lh hakimi huzuruna sevk ve hakim tarafından da nihayet ertesi günü sorguya çeki l i r" demekteyd i .
12 Mart rejiminin getirdiği v e memleketin hukuk alanını al lak bu l lak eden deği) ik l iklerden , gözalt ı mUessesesi i l e i l g i l i hukümler de hariç bırakı lmamı�, bunlar da yeni bir düzenlemeye tabi tutulmu)tur.
I l k kez, 1 3 . 5 . 1 97 1 torihinde kabu l edilen S ı kıyönetim Konunu'na konulan bir madde i l e , gözetim alt ında tutulabilme sUresi 30 güne ç ıkarı larak, bu sUren in geni�leti lmesi yolunda zorlomaya ba)lanml)t ı r . Ancak Sık ıyönetim Kanunu , bu sUrenin yi rmidört saati a)amayacoğı yolundaki Anayasa maddesi i l e çel i)t iği i ç i n , o dönem yapı lan yarg ı l amalarda, S ık ıyönetim Kanunu'nun Anayasa'ya aykı r ı l ığ ı yolunda yoğun bir biç imde i t i raz lar ortaya ç ık ı nco; 22 . 9 . 1971 tarihinde Anayasa deği)t ir i lmi) ve bu sUre kural olarak kırksekiz saate, kanunun açıkça bel l i ettiği toplu olarak i ) lenen suçlarda ise yedi gUne ç ı karı larak Anayasa 'ya aykırı Iı k durumu gideri Imeye çal ı � ı lmı)t ı r . Buna rağmen, S ık ıyönetim Konunu'nun i l g i l i maddesi gene de Anayasa Mahkemesi nin ipta l i ndeıı kurtulamamı)t ır .
Bunlordon sonra Anayosa , 20 . 3 . 1973 tarihinde bir kez da ho değiıtir i lmi) ve gözalt ı sUres i , yukarda bel irti Idiği gibi kırksekiz saat- onbe� gün sUresine ç ıkarı l arak uzatıımı) ve Ceza Muhakemeleri Usu l ü Kanunu , Askeri �hkemeler Kuru lu)u ve Yargı l ama Usulü Kanunu i S ıkıyönetim Kanunu ve Devlet GUvenl i k Mahkemeleri 'nin Kuru lu� ve Yarg ı lama Usu l l er i Kanunu 'nda da peyderpey değiı ik l i kler yap ı l arok, bu sUre ler hep geni ı let i lmiıti r .
Gözaltı , adl i soru)turma nedeniyle kabul edi lmi) bir tedbir olmakla beraber , ki�inin özgürlüğünü kıs ı tlamak sonucunu doğurması bak ım ından çok önem to)ıyan hassas bir müessesedir . Bu bakımdan, kanunlordaki düzenleme-
Türk Metal Sendikası yetkilileri bir gün önce dağıttıkları bildiride aynen "Sizlerin iradesi ve kararı üzerinde bizden başka hiç bl r sendika haklmlyet kuramayacaktır ve Seydişehir'e gelemeyecektir. Gelseier bile devletin giivenliğini korumakla görevli devlet kuvvetlerinin vatan bölücülere gerekli ders i vereceğindp." şüphemiz yoktur" diye ya7.lyorlaroı. Bu ifadedeki bi lgi l er. aslında sahnelenen oyunun niteliği ve kapsamını anlamak bakımından yeterlidir. Bu ifadede "Işçilerin iradesi ve kararı" önemli değııdir 'ben hakimiyet kurarım" denilmektedir. Haklmiyoti kurarken de "devletin güvenliğini ,orumakı. görev ii devlet kuvvetleri benim yanımdadır" Ikaz i yapılmaktadır.
Sonun başlangıcı ANKA IlA' DA KÖITSE-iş sendikasının şube
genel kurulunun başlamasından önce cıkarılan olay önlendiklen sonra. beBrli öğrenci yurtlarının sakini işçiler gencI kurulu gl remeyeceklerlni anlay,"ca geri çekıımişlerdlr. Ancak mesele herkesçe anlaşılmış. kimlerin işçilerden yana. kimierin işverenlerde" vana olduğu. ayrıca "iki gurup arasında çalltima çıktı" diye v:ınsııılan tUm olaylarda kimlertn saldırgan olduğu da a�ık�a görUlmUştu.
Bu sırada sendikanın genel baş-kanı boy göstermiş. geri çekilen saldırganların arasında söylenilen "genel kurulun ertclenmesi" görüşUnU s,avunarak salona do�nı yönelmiştir.
Oldukça çok sayıda resmi giysili polislerin yanında. elierinde lelsizler bulunan sivil giysili polisler de delegelerin ve konukların bulunduğu salona girmişlerdir. Oysa olaylar bitmiş ve genel kurulun başlaması gerekmektedir. Bu durumu gören sendikanın genel başkan vekııı Safa Sert "salonda bir olay olmadığını. güvenlik kuvvetierinin salon dışında tedbir aimaiarı gerektiğini" hatırlatmıştır. Bu hatırlatmadan kısa bır sUre sonra daha çok sayıda emniyet görevlisi salona girerek de lege kartı yoklaması yapacaklarını belirterek salonun terkedilmesin! Istemişlerdir. Saldırganların hain dışarıda olduğu hatırı.tı larak bu isteği karşı çıkılmış. ancak antrede toplanı labııeceltl karşıiı�ı verilmiştir. Bir sUre tartışmadan sonra işçilerin önerisi kabul edıımiştir.
işçil er antre ve koridorda sıkışarak toptanırken hemen kartlarını göstererek salona gireceklerini zannetml�lerdir. Yanıldıklarını anladılar. Polisler salonda yarım saal sUren bir arama yaptıktan sonra salon kapısıi'lI açtı lar ,
Karl yoklaması yapmak suretiyle delegeler ve konukl.r salona' alınırken bir 81ra polislerce aramaya tabi tutuldular. Salona girildiğinde faşizmi yeren pankol'lIarın tamamının polislerce kaldırılmış olduğu dikkatieri çekti.
Delegelerin ancak Uçte birinin solona alınmasından sonrA, bilinmeyen bir nedenle C) bu Işlem durdurulmu" çoğunluğun salonun dışında
lerin anti-demokratik ni te l iği bir yana, uygulamada kar) ı I�ı lan durumun da bir saptırma göstermesi , ciddi endi)eler uyandırocak tehl ikel i sonuçlar yaratmaktadır .
Bir kere, daha 1929'larda en geç bir gün olarak kabul edi lmi) olon bir sUreni n , sonraları bunun on be) mis l ine, otuz mis l ine ç ı karı lması aldukço gariptir, ÇUnkü, orodon geçen 45 y ı l içerisinde, adl i mekanizmanın çal ı)masında sUr 'ot kazandır ıcı geli�meler, her halde ki�i güvenl iğinin ve özgUrIUğUnUn aleyhine değerlendiri lemez.
ikinci olarak , )imdi çok geni) let i lmi� olon bu süreler uygulamada , " hakkı n kötUye ku l lanı lması " �ekl i nde tece l l i eden sonuçlar ortayo koymaktad ı r .
Örneğin , Anoyasa'da "onbe) gUnU geçemez" diye bel irti len b u süre, tatbikatta sanki " onbe� günden a)oğı 'olamaz" )ek l inde imi� gibi bi r uygulama görmektedir. GUnlerd i r , h iç bir yokını , hatta avukatı i le dahi görU)tUrUlmeyen bir sanığ ın "ne durumda" olduğu sorulduğu zaman, bu sUre mutlaka doldurulmosı gerekl i bir süre imi) gibi "doha onbe� günUnU doldurmadı kiu deni lebi Imektedir .
Gene b u sUre zarfında, konunlardaki tah l iye isteklerinin ancak tutuklamadan sonra yapı labi leceği gerekçesiy le , tahliye isteme imkônı lonınmomoktad ı r . Oysa adli mekanizma, değ i l sür'atl i , normal iı lel i lse, sanık gözal t ına alınacak, sonra söz ge limi tutuklanacak, tah l iye istekleri ıncelenip serbest bırakılacakve bütühbu iılemler en geç üç gUn içerisinde bitecektir. Kaldı ki, gözet im alt ı nda bulunan bir kimseni n , tahliye talebinde bul u -· nomayacağı hakkında do, kanunlarda hiç bir hüküm mevcut deği ldir.
12 Mart hukukunun getirdiği yeni l i klere rağmen , ki)i özgürlOğünün, hakim kararı olmaks ız ın k ı s ı t lanamayacoğ ı , bugün hukukta yer olon bir i l kedir. Oyso gözal t ı uygu lamalarında, hakim önüne ç ı karı fona kadar , ki)i özgürlüğünün onbe) güne kadar k ısı tlanabi lmes i , özgür l ükleri k ıs ı t layabilme yetkisinin , hatta uygulama n i te l iği bokımından ceza landı rm:! hakkının yargı organları ndan, idare organ larına devredi Imesi olmaktad ı r .
Bu orada uygulamada, soru)turma görevl i merci lere i let i lse , deği l onbe� gün , onbe) dakika bile ki) inin özgürlükten yoksun edi l mesine konunun imkôn tanımadığı ve örneklerinin de böyle görüldüğü mesele lerde, soru)turmo görevsiz makamlar tarafından yürütülmektedir .
Önemli olon bir nokta do "en yak ın mahkemeye gönder i Ime için gerek l i süre" , 1975 TUrkiyesinin u la�ım ve diğer olanaklarına rağmen , örneğin üç gün kadar geciktiri lmekte, böylece gözal t ı 15 gUnü de a�maktod ı r .
Ne ferdi suç , toplu suç ; ne de suçun mahiyeti ve nitel iği g ib i ayr ım larla 15 gUn gibi bir gözaltı süresi kabul etmek, demokratik i l kelerle bağda�amaz . Gene bunun yanısıra, n ihayet soru�turma ve sorgulama için gerek l i görUlen gözal tı tedbir in in uzun sUreler olması , sonık ıara baskı ve i�kence edi Imesi ortamını da yaratmaktad ı r .
Hukukun bu anti -demokratik kal ın t ı ları bünyesinden er-geç atacağı muhakkakt ır ; ne var ki , bu arada özgur lük leri nden yoksun edilen kimselerin koybalan haklorını hukuk nosı i telôfi edecektir?
olmasına rağmen, palisçe ad okunarak yoklama yapılacağı açıklanmıştır. Uygulamaya konulan bu anlamsız işlem saatlerce sürmüştür,
Delegelerin büyiik çoğunluğunun salonun dışında olduğu. bu nedenle bu Işlemin anlamsızlığı defalarca anlatılmış, son hatırlatmada ise ayrıl.!p. kimliklerin de polislerce görilieceği bir önceki Işlemin Uzerine eklenmiştir. Yanında kimlik kartı olmayanların sendika yöneticileri tarafından tanındıkları, gerekırse yazılı belge verııebııece�1 gibi teminatlar polis şerıerlnl tatmin etmemiş "kimliği olmayanların gidip evlerinden almaları" ellerinde telsiz bulunan sivil glysııı polis şerıerlnce önerıımlştır.
Dışarıda saldırgan gurubun dağıtılmadığı öne sürülerek buna karşı çıkılmışsa da fayda vermemiştir.
Saatier süren bu işlemin yapıldığı sırada, aralarında çok sayıda kadınların d ... a bulunduğu YÜ?lerce işçi. salon dışında ayakta ve bunallıeı havada daracık koridorlarda salona girmek için beklemektedirler.
Bıkkınlık son raddcye gelmiş. genel kurulun yapılmaması için her çareye baş vurulacağı anlaşılmış. önce genel başkanın. sonra da polis şeflerinin ortaya attığı. başınc!an beri Ise saldırgan gurubun savunduğu. ERTELEME görüşü yavgınlaşmış. hükümet komiserinin düzenledl�i GUVENLiK gerekçe ii erteleme tut ana- _
Ornek bir "müL' l i i r "
I{orl�ut Özal MSP'nin önde gelen l iderlerinden , bakon o lmodan önce Shel l ' i n do
nl imonı , Türkiye tekel lerin in örgütU olon Türk Sanayic i leri ve i� Adamları Derneğ i 'n in Genel Sekreteri , MC HükUmet i 'n in Gıda , Tarım ve Hayvancı l ı k Bakanı Korkut Özol " Korde� iniz in" bUyuk b i l imsel eserin i tanıt ıyoru z . Böylece mUsIUmanl ıcp kimseye bırakmayan bu part in in önde gelen bir l ider i n i n nas ı l b i l imsel b i r tlmüe l l if" ve ne denli h ı z l ı b i r profesör olduğu ortaya ç ık ıyor.
"MUel i i f" profesör ve h ı z l ı müslüman bakan Korkut Özal ' ı n k i tabı -n ı n adı , " KUçük Toprak Barajlorın Planloma, Projelendirme, ın�oot ve 1�letme Esasları" . Ameriko'da do bu isme benzer i s irnde bir kitap yay ınlonm ı � . Adı , "Design of Smai l Dams " . Türkçesi : " Küçük Boraj lar ı n Tasarımı" , Ameri ka Birleıik Devletleri 'nde, sulama, toprak iy i le�tirme ve barai yopımı , gelenek�el olarak iç iıleri bakanl ı ğ ı n ı n görevi , Amer ika'da yayı nlanan k i tabı do iç 1 � ler i Bokan l ığ ı haz /r 1am l ı ,
Korkut Özol ' ı n kitab ın ın baıl ığ ı i le Ameri kan iç iılcri Bakanl ığ ı 'n ın yayınladığı kitabın kapağı birbirine yakı n , Bu as l ı nda çok �a)ı lacak bir durum deği l , Kitap baı l ı k lar ıııı değiıtirmek veya birbi r i ne benzer adlarla k i tap yayınlamak normal . Fakat, Korkut Özol ' ı n kitab ın ı n iç sayfalarına bakınca, degi)tiri lmeyen bir çok nokta olduğu ortaya ç ı kıyof. Kitabın çok büyük bölümü olduğu gibi ve aynen kopye edi lmiı . Korkut Özal , kendisinin çevirdiği veya " kardeiler inden" birisine çevirttiği b i r kitabın üzerine yazar diye imza atmıı ·
Bir örnek, her i k i kitabın do üçüncü bölümünden. Amerikan iç iıleri Bakan l ığ ı ' n ı n k i tabı n ın üçüncü bölümü , "Selection of Type of Dam" ba) l ıg ın l taııyor . Türkçe, " Barai T ip in in Seç imi" anlam ına ge l iyor , Bokan Profesör Korkut Ozal ' ı n k i tabı n ı n üçüncü bölümü de aynı baıl ık la bai l ıyor.
Ve devam ediyor : " A-Class i f ication of Types" . Türk'iesi : " A- Bora j lar ı n S ın ı flandırı lması " . Özol ' l n kitabındadaböy l e . Sonraki ba�l ı k : " General " . Türkçes i , "genel" demek . Özal ' ı n ki tabında do öy l e . Sonro bir ba� l ı k doha: "Classifieation According to Use" . Anlam ı , " Ku i lon ı ) Maksadına Göre S ı n ı flondırmo . " Bakan Profesörün ki tabında do aynı . Burada' üç baraj türünden söz edi l iyor . Korkut Özo l ' ı n kitabı nda do bu üç baraj türü yer al ıyor.
Üçüncü ara ba� l ı k , "Classifi cation by Hydrau l i c Design" , Korkut Özal , bunu, " Hidrol i k Karakteris t iklerine Göre S ın ı r ıandırma" a larak Türkçeye çevirm i ı . Çeviric i l er in , "serbest çevirme" dediği türden bir çevi r i . Fena d o almamı � , Çünkü henüz daha "design" kelimesinin tom v e herkesçe kabul edilebi l ir bir Türkçesi bulunamad ı . " Tasarı m" diye bir kel ime var oma, müslüman profesörün bu kel imeyi ku l lanması beklenmiyor. Bu yüzden " karakferisti kiL kel imesi n i seçmi) olmal ı .
Korkut Özo l ' ı n bu ki tabı n ı , ingi l i zce bi len in)aat mühendisleri veya in)aat mühendis l iğ i öğretim üyeleri inceleyebi l i r , Bunu i ncelemelerinde yarar var. Hem Bakan profesör ün kopyec i f i kteki baıarıs ı ortaya konabi i i r . Hem de eski v e yeni kopyeci l ere örnek olab i l i r .
Müslüman Bakan profesör ün k i tabı i l e Amerikan iç i)leri Bakanlığı 'n ın kitabı n ın tarihlerini yayın lom ıyoruz . Bu do Erbakon Hoca Necmedd i n 'e olan saygımızdan . Her halde Hoca Necmeddi n bu yaz ıyı okuduktan sonra )öyle der : " Selametin ünü Amerika'ya kodar yay ı ı m ı ) . Koca Amerika Bir le� ik Devletleri Korkut Kardeıimizin k i tabı n ı kopye etmi)" . Erbakan Hoca Necmedd i n iimdi bu gel i�me lerden çok sevinecek.
... ğı iml.alanmıştıl' . Ccnt�1 J..urula egcmen olam:.ıyanlill'. genel J..\Jı�ulun yupılmasını önlemede başarılı olmuşlard ı r .
SEYDişEııiıı DE Difil':'e kaıı Ima konusunda inanç
l ı işçiler sabahın erken saatlerinde genel l-urulunyapılacagı salonun önünde toplanmışlardı r. s.,at 06. 00 su larında birden Konya'dan getil'ilen toplum polislerinin coplu saldırısına uğravan bu işç'ileı' neve uğrad ıklarını anlamadan dağı l m ı şlaı'. vel'lel'i n i ise yakalarında "Türk-iş 'e bağlı Türk �ıClal Sendikasına i l l ibak Istiyorum" ya? ı l ı ve bozkurt resimli kağıt rozet i l iştirmiş kişilerin aldı�ını görmüşlerdir. Aynı zamama bunların işyerinde çalışan işçııer olmayıp civar köylerln sakinleri"! köylerin sakinleri olduklarını anlamış lardır.
s.,atler i lerledikçe çok sayıda jandarma Seydışehı r'e gelm i ş , sokak başları ile i yol kenarlarına iki sıra h.linde d i z i l m işlerd i r . Pervaneli keşif uçaldarı ile çok gürültü çıkaran helikopterler sUrekli alçak uçuş yapmaya başlamışlardır.
Özgür Alümınyum iş sendikosının DİSK'e katılma konulu ve tok gündem ı ı genel kurulunun yapı lac�ğı salonun d ı ş ı nda kesin olarak iklve bölünmUş binlerce insan Icel'l gfrmel< için beklemeye b.şlamıştır, Binlerce işçi sözcü� gerçeltl yansıtm.dığından "insan"olarak kullanılmak zorunluluğu vard ı r , ÇlinkU yakRlarında boz-
YÜııüyü - 22 Temmuz 1975 - 6
kurUu ro?ctler taşıyanların önemli b i l' bölümünlin işç'i olmadığı biraz sonra 'mlaşılacaktır
Konya'dan gelen polislerin yoklama yaparak toplantı salonuna işçiler � I ı rımaya başlanm ı ş t ı r . Bu işlem bittiği T1de. yakasında b07,}..-uı'ılu kağıtların bulunduğu ç'ok sayıda insanın dışarıda kaldığı görü lmüştür. Bunlar köylerden geı irilen ve sendikalı olmadığı gıbı işç i dc olmayan, daha doj'(rusu toplantı salonuna Bokul m a imkanı bulunamayanlardı.
Bin kişilik sulonda üçbine yakın Işçi v"rdı. Salonda, hakkında lutuklama kararı olan DİSK 'e kflt ı lma yanl ı s ı sendika genci başkanı ortaya çıkmış. polisler tal'afından götüriiirnek Istenlnce de işçilerin tepkisi ile karşılanmıştır. Tepkiler DiSK'e katılma yönlinde göslerlye dönUşmüş, bu harekete katılmayanların sayısının ise pek az oldu(ıu görülmüşlUr, Bunun üzerine genel kurul yapılması için dlvanın teşekkUlüne geçi lmeden hükümet komlserl "Güvenlık" gerekçesi Ile geoel kurulu ertelediğini l ion etmiştir,
TUrk-iş'e bai!'iı TUrk ıtetal Sendlkasını Isteyen i ş�'i 1el'in sayısının 450 civarında olduğu b i l i nmekted i r : Bil' hafta önee ni sapsı? olarak topLanması gereken genel kurulu DiSK yan l ı s ı lşçl leı' gelmemişlerdir, TUrk Metal Sendikası ise bütl!n tararı a rlnrını toplayarak gel miş, topu topu 450 kışı toplayabiıdırıı görülmllşlilı', Çoğunluk sağlanamadıliından genci
DESIGN OF M�'� DAMS
ol T ype ol Dam Seleclion • • �_'
K ü Ç ü K T O P R A K
B A R A J L A R I N Planlama, Proıelendirme
Inşaat ve Işletme Esasları
.... . �. �- '-" .... --- ( ......... )
8UAJ 11'1";1' SEÇiMI \'E TorRAK a.uAJ
'ROJE KRIT't'JU.ERI
kul'uI bi .. hana sonraya bırakı l m ı ş t ı r . Genel kurula egemen olamnyanlar. genci kurulun yapı lmasını önlemede başarı l ı olmuşlard ı r .
Ve SO ' L ar ANKAııA ' DA Genel kurul delegelerinin Srl
londan cıkal'ılması önemli sorun yaratm ıştır. Ellerinde telsiz bulunan polis şefieri 10-15 kişilik guruplar halinde dışarı ç ı karacağını işçilere bildirm i şt i r , Hem de bu hususta pazal'lık yıtpmayacağını Rç'lklaYUI'M. İşç' i 1er buna topluca iti raz ederek. can gi.lvenliklel'i yönlinden toplu olarak çıkmak lstem i nde d i retm l ş lcrdir . 50-nuçtn Işçilerin görUşleri polis şcnel'I"ce kabul edilmiş, Işçiler toplu olarak dışarı çıkmı şlardıı·. Sa ld ı rganlnr ise sindikleri ve saldırıya hazırlandıkiarı yel'1erden ç'lknmamışlnl', kend i güvenl ik tedbi rler'ini kend i leri nlnn bi linç' l i işç'I ICl'e yeniden snldıramamış lardıl'.
Aynı glini.in akşamı senc1i1,n şube başkanı ile b ı r başko yetki l i , polisler tBı'afındulı göz altına alınmak U7.erc evlerinden götil rülmüşleı'd l r,
SEYDişEHİıı'DE Erteleme koran Uzerine salon
boşaltılmovu başlanı rken sendika genel başkanı tutuklanmış
', dışal'lda da
olayını' çatışmaya v8ı'CI l l'l l .:n IŞlI1'. TııT Genel MliclU ı'U Nevzat Yal
çıntaşlın kaı'de,i Avni Yalç'ıntaş, toplum polislerine DiSK yanlısı işçilerin öndel'lel'l ııdeıı bil'lnl eliyle Işaret etm i ş , bu Işçi polis copları Ilc komaya sokulmuştur,
refor yapıyor .
24 lfa7.iran 1975 günü erin 'nın. Akçakale i lçesinin Dlbek kövlinde ılk loprak da�ıtımı vapıld ı . Dağıtımı, Türkeş vapıvordu. Bl r gü n önce Oi"aı-bakır'da geçen olavlardan sonra konuşmasını v:ıpamadun l'rra'ya dOğru yola çrkan TürktH f i o öze ı ı ıkle Siverek'ten geç işi sı rasında olağanüstü güvenlik tedbirleri a lı nm ı şt ı . Oysa Tiirkeş bu geziye büyük hayalieric ç ık m ı ş t ı .
ı\YHP Toprak v e T a r ı m Reformu Müsteşarlığının bağlı oldugu Devlet Bakanlığını ele geçirmek iç'1Il bUyük caba harcam ı ş t ı . Erkovanl ı ' v a bağLanacak kurumlar hükümet kurulduktan çok sonra bel l i olmuştu. DiE 'nin ,'anıııda Toprak Reformu l\1ü�teşarlığl da Erkovanlı 'y a bağlanıvordu. MHP' nin bu müsteşa rlığı ele geçirmekteki amacı açıkt ı . 9 Işık bildi rge lerinde düşledikleri kö,' modellerini bu yolla yaratabileceklerini. köylere' bu yolla sızabilcceklerini hesaIJllyorlardl. Türkeş de dağıtım iç'in " o la çıkarken bu dilşleri gÖl'ü,·or'Clu. Diyarbakır'dan sonra l'rfa',va gelindi. Dağıtımın \'apılacağı Dibek köyünde bU\'Ucek bir ç'ad ı r kurulmuştu. l'rfu'nın �I1fP yanl ı s ı bağımsız beledive başkanı belediyeni., bandosunu geti rmişti. Bu belediye başkanı . L'r!a C IIP teşkllntı ı�inde önemli b i l' yed olan büyük toprak sahibi ve Crfa ticaretinin \'üzde .jO ·sinden fa7.lasml elinde tutan Demirkol süla.lesinin gayreti i le bağ ı m s ı z ola'rak seç t l mişti . Davet l i ler nrasında Saim Kendir de bulunuyordu.
Konuşmalardan sonra Türkeş. tombala usulü torbadan i lk hak sahi-
Avni Yalçıntaş. fabrikada elektrik teknisyeni olarak ç a l ı ş m akta olUl\ işç'ileri ihbar etmekle ve toplu sözleşmeden doğduğu halde veri Imeven haklarını almak için mahkeme�'e başvuran işçilerin aleyhinde şehudetLc bulunmalda tanı nmaktad ı r .
Çok sn�'ıclu polis v e jandarmalar insafsızca topluluğu duğıtma�'a başlam ı ş l u ı'CIIl'. Yaralananlarla birlikte ç'ok sayıda DiSK vanltsı işçi göz altına a lınmışt ı r. Türk l\letul Sendikası tnrunarları yakaları nd ak i KL'RTBAŞLı kağıt rozetlerle ayırdcdilme� tedil'ler,
Top luluğun tamamen dağılmasındun sonra Tlil'k �letrıl Sendikasının vurucu giiç'lcl'i biı' oloblislc Sevdişchir1j tCI'kcderkcn jundarmn "ükıli a�kcri araç' lar bu olabiisleri i7.lemiş lerd i r .
Faşist sold ı n lrt r ın doğrudan işçilerin üzerine ka" d ı r ı lmrık isteminin seq�itendiğı saatlerde. Korubüktc MC boşı Demi ı'c!' ln SÖl'led iği "Bugiin iilkcmi7.de hih' sCç'i m . hi.ir basın. hür i.iniveı'si te . hül' ..,arlamento, ırüıı SENDiKA, lIüıı TAııTI�MA vardır . . . " sözlerinin altı ç' iz i lel'ck bır ke? dııhn okunmnlıd ı r .
Devnmln söy lediği şu sÖ71er d e SOrU hnline dönlişUiıi.ilerek IX'mil'el'c sorulmıılıd ı r : "DomokraliJ.. rej i m in olmadı�ı U1kclcıdc hUr kuruluşların hiç b i l' isi mevcuı deıtilcliı' . . , " di\'orsunu?., TUl'kivo'clı' hiÜ' senlfıku. hHI' turlışmu ortam i. ikt itlarda bulunduğunu? bu giinle ı"tlc va mı "!
Urfa örgütü blnln Ismini çektı ' �(1jsllm Kara adında bır kişinin adı çıktı . TU rkeş "blsmi!lah" d iyerekbelgesini eline verdi.
Bundan som'asını Oibek köyli.ilerinden dınlevelım: "MUslim Kara. Dlbek köyUııU� eski sahibidir. KöyU. 1970 yılında. şımdı elinden alınıp kamulaştırılan kişiye satmıştır. Aldığı para ile Crfa'ya yerleşmiş ve bir apartma" ile iki kamyon almıştır. Şöfdrler derneğinin yönelici lerindendir. Çiftçilikle uğraşmamal'tadır." Evet. t:rfa'da ilk toprak Müsllm Kara adındaki bu yoksuL . topraksız C) köylüye verilmişti. 24 llaziran günU tomba!a usulü çekilişler devam etmiş ve 124 kişiye toplum 20 bin dönüm civarında toprak verilmişti. Bundan sonrasının ne olduğunu kimse bi lmemekte. Çünkü köylUye hak sahibi oldu� toprağın parsel numarasını ve yerini gösteren bır belge verilmiş ve "hadi git bu toprak senindir" denmlşU. Geçmişte uygulanmış olan 4753 sayılı Çlftçiyl Topraklandı rma yasasından da daha kötü bır uygulama söz konusu. Kısacası MC anlayışına tam uygun bır yasa uygulanışı.
Topraksız köyHi-azap bu uygulamayı gördilkten sonra artık reformdan ümit kesmiş gibiydı' Çukurova yolu yeniden görünüyordu. 1 Haziranla kadar bölge başkanlığı binasının önünden ayrılmaya" azaplar Adana yolunu tutarken şunu soruyorlardı: "300 bın dönüm toprak kamulaştırıldı. Bunların büyiik kısmı büyUk toprak sahlplerlne alt. Bu kamulaştırma işlerini yapan adamlar, Kendir ve Doğanay görevden alındı. Demirel yaptı bunu. Atalar söyledı' "Biz gittik söyledik" dediler; bu hilkUmet bizim hükümetimiz dedııer. O tarihtenbu yana kamulaştırma da durdu. Belki dedik. Ama dağıtıma geldi sıra, söyledikleri tarthte yapmadılar. Ecevit'In baskısı Uzerine mecbur kaldılar. Dağıta dağıta bır iki küçük toprak sahibinin arazl.lnl dağıttılar. Neden DemIrkolların, Avşarlarm elinden alınıp kamulaştırılan arazilerdağıttlmadı ilk ağızda. Bizi Inandı rmak I stıyorlarsa bu,,", ları ddıtsalardı. "
Azapların yakınması bu kadarla da bitmiyor: "124 aileye "Işte senin toprağın burada yazılı. hadi git al" dediler. Madem böyle olacaktı, gelişi güzel. o hanım aylarca kimin kimlerle geçlnebııeceğlni. kan davası olup olmadığını. buraya nereden gelip yerleşUğimlzl neden araştırdı. Bize şlmd i toprak veriliyor. Ben bu köydeylm toprak verdikleri yer öbür köyün arazisi Içinde. davalıyım onlarla, Kaldı kı her gün kilometrelerle yol gidip çıftç ılık ml yapacağım. Kooperatlfçilik dedııer. Birden o sözler de yok oldu. "İşte". diyorlar. "senin toprağının oldu� yer burada yazılı. hadi git çiftçi lik yap sana toprak verdik. " Bu şartlarda benim toprağım olmuş olmamış ne fark eder. "
İlk dağıtımın yarattığı dUş kırıklıfp azapları Adana yollarına döherken . Urfa'da bu kez Urfa halkını kızdıran Işler olmakta, Urradakl bölge başkanlığı örgütü MHP'nln yuvası halıne getlrıımek Isteniyor. Dolıanay ın yerıne getirilen yeni başkan. esas görevi Ankara'da. Merkezde olmakla beraber ba�kanlık görevini tedvlr etmektedir. Haziran ayının başından bu yana merkezden ıkl ıayın yapılmıştır bölgeye. BIri MHP'1i diğeri MSP i i ıkı klşl. Adapazarı'ndan Urfa 'ya gönderııen bır 7.lraat mUhendlsl vardır, "kın Şehirlioğlu, 21 Mayısçı olan bu klşl TUrk�ş' In yakın adamı oldultu söylenmektedir. Bunların dışında şimdiye dek bölgeye 9 tame komando
gönderilmiştir Ankara'dan. Zıraat FakUltesl öğrencisi olan bu "tosun cuklar" merkezden verilen bir emirLe 60 lira yevmiye Ile çalıştırılmaktadır. Bölgedeki uzmanlarla beraber köylere çıkan komandolar. Urfa'da Use mUdü rUnUn bu genç lere Ikametgah do 1-durdu� söylenmekledlr. ÖtıUmUzdekl günlerden 200'e yakın komandonun daha geleceğı t:rfa'da halk arasında yaygın olarak söylenmektedir. Komandoların gelişi Ile beraber. daha önce bölgedeki iş lerde yardımcı olmaları ıçın işe alınmış bulunan 60 Urfa'lı gencin işlerine son veri1ece�i bunların yerine Ankara'dan gelen komandoların yerleştirileceği söylenmektedir.
Bu gelişmeler t:rfa'lıyı tedirgin etmiş . Daha öncesi uygulamada bölge başkanlığı. genellikle IIseyi bitlrmiş. yüksek öğrenimine devam edemiyen işsiz Urfa'lı gençleri işe almış, Bu gençleri günde 40 lira yevmiye ile Işe başlatmışlar. Şimdi bu gençler Işten çıkartılmak Istenmekte. Ankaratdan getirtilen komandolara verilen yevmiye ise günde 60 ııra.
Şaldr Dilmenci. Adem Şahın. İsmail Karataş. Ferit Kıvanç. Mustafa Artık ve dalarını tesbıt edemedIğimiz dığer 4 komando şu anda Vrfa teşklıatında çalıştırılmaktadır. Bu komondolar Ankıı.ra'dan Zıraat Fakültesinden bır Asistan tarafından seçilip M'ıisteşarlığa tavsiye edilmekte ve bu yoldan Urfa'ya gönderilmektedIrler.
Büyilk Toprak sahipleri azaplardan sonra şimdi 'Crfalnın yerli halkını da karşılarına almış durumdadır. t:rfa'lılar bölgede çalışan Urfa' lı gençlerin Işten çıkarı lmaları haıınde şehir içinde gerglnıığin artacağını söylemektedlrler. Ankara'dan gönderilen komandoların geceleri nedere oldukları bil inmemektedir. Crfa'l ı larıo söylediğine göre. bölgeye tayin yolu ııe gelen 21 Mayısçı mühendis çalışma saatleri dışında devamlı t:rfa MHP teşkııatında çalışmaktad ır. Bu konuda MHP eğilimli belediye başkanından da yardım görmektedir.
Şimdi bölgedeki çalışmalar durmuş bir vaziyette MC'nin iş başına geldiği tarihe kadar bölgede yapılan kamulaştırma mıktar olarak 250 bin dönUmü bulmuştu. O tarihten bu yana geçen stire içinde Ise toplam olarnı, ancak 2 bın dönUm civarında kamulaştırma yapılmıştır. öte yandan yenı MUsteşar dağıt ımın yapıldığı gGn Televlzyonda konuşan yenı MUsteşar her 15 günde bır dağıtımyapılacağını. reform çalışmalarının geçmiş olduğunu söylUyordu. Oysaki ıık dağıtımdan bu yana bır aya yakın zaman geçmiştir. ve başkaca bır dağıtım yapılmamıştır. Bu durumdan şımdı bUyUk toprak sahipleri de şlkayetç ldlr. Şikayetlerı ne olacaklarını bı ıememekten gelmektedir. MC'nln izlemek Istedilıl poııtlka Ise başkadır. Urfa 'da ekimde Senato seçimleri var. Bu seçimler için reformu kullanmak ister. Hem dalııtım yapıyormuş görUntusünde .zapları etkııemek. dığer yandan da bUyUk toprak sahiplerine bakın işte dağıttılıımız toprakları görUyorsunuz, size bir zararımız yok demek amacın" yöneııktir. Bölgede özellikle CHPye dUş en görev bU Uk ama, şu andaki örgütle bunun Usteslnden gelmek 7.or gibi . Örgüt ıçınde etklnıığı olan Bakır Meıı� grubu bUyUk toprak sahibi. CHP'nln bu konuda dikkatli olması gerek. ,heıııkle de Senato seçimleri ıçın aday olacaklarını kişilikleri konusunda. Listeye girecek klşııer. açıkça söyleyelim. Urfa'da C HP'ye .eç Imde kaybetti rebl IIr.
Işçi yararına yasalar m ı ,
patronlara
yeni hizmet m i? i l HAN AKALIN
iıçiye h izmet (!) yonl'"l MC ikti Jann ,n kazond 'ğ' propogandas, yayg ın laıtırı lmayo çal ı ı ı l ı yor. Öyle ya , iıçi emekl i lerinin ayl ı klorını arttırmakla kalmad ı l ar , bir de kıdem tazminatını 15 gUnden 30 gUne çıkardı lar.
Her iki yasodaki hukUmler tırnak ucu i le biraz kazındığında a l t ından çı kanlar olmasa, ya da ç ıkartanlar olmasa iıler daha iyi gidecek oma.
Bi l i ndiği gibi önce iıçi emekl i l erine i l iıkin yasanı n ipl iği pazara ç ıkt ı . Bu iıçi l er in emekli maaılarına zam yapı lmııt ı oma, bunun faturas ını çaI ı ımakto olan iıçi lerin ödemesi de yasa hukmU haline geti r i lmiıt i . Nas ı l mı ? Bundan böyle ilÇi ler her oy yUzde i ki eksik Ucret alocaklor. Sigartaya yUzde on yerine yUzde 12 prim ödeyecekler. iıte bu po�alar iıçi emekl i l er in in art ı r ı lan ay l ı kları nı karı ı l ayacak. Ya iıverenler? lıverenler de yUzde Uç oranında fazla prim ödeyecekler . Peki ama i)verenlerin bu prim artııına diıe dokunur ölçOde karı i çı kmamoları neden? Jıverenlerin Sosyal Sigortalar Kurumu lna iki buçuk mi lyar l ira prim borcu vardı r dersek bu sorunun cevabını herhalde vermiı oluruz. Yani iıverenler , iıçilerin Ucretlerinden sigorta primlerini keserler, bunun Uzerine kendi paylarını ekleyip Kurum lo vermeleri gerekirken bunu yapmayıp, Uste l i k iıçiden kestiği primleri de ku l lanma imkôn ına sahip olurlar. Bu miktar son bi lgi lere göre iki buçuk mi lyar l iradı r .
Biraz d o kıdem tozminatı i l e i l g i l i yasanın moddelerini t ırrıaklayarak alt ından Çı kanları görmeye çalı�al ım .
Bi l i ndiği g ib i en cazip y�nU 15 gUnlUk miktarın 30 gUne çı karı lmıı olması . Ne var ki yaygın toplu iı sözleımelerine bakı ld ığ ında 30 gUnlUk seviyeye uloıdm,ı , hotto geçi lmiı olduğu görUlmektedir . Demek oluyor ki 30 günlük seviye örgüt lü iıçi ler iç in pek öneml i deği l .
Bu miktarın toplu s�zleımelerle arttı rı labi leceği hükmü de yasada yer olm,ı . iyi de, bir diğer hukUm olmazsa iyi . Bir diğer hükUm ıu: Bir ayı.k k ıdem tozminatı tutarı asgari ücretin 7 buçuk katından fazla olamaz. BugUn iç in 9. 000 l ira. iıte bu hukUm 30 gunluk süreyi sözle�me i l e arttırmanın bir öl çuden sonra fayda getirmeyeceğini gösteriyor.
Bir de i � yasasın ın 26 ncı maddesinin 2 nci fıkrası metinden çıkarı I mıı . Bu fı kra ücretin tan ım ındon sonra k ı dem tazminat ların ı n hesabedilmesinde göz �nUnde bulundurulması gereken Ucreti arttırıcı nitel i kte idi . Den i l i yordu ki : Kıdem tazminat ın ın hesabında, Ucret d ıı ında i�çiye sağ lanmı� olan para ve parayla ölçUlmesi mUmkUn akdi ve konundon doğan menf,aatler de göz önUnde bulundurulur.
Yani kıdem tozminatı hesabed i l i rken iıçinin Ucreti , art ı , Ucret dıı 1ndo sağlanan menfaatlerin mi ktarı göz önünde bulundurulurdu. Şimdi bu hukUm de ortodon kaldmlm,ı , baıko bir deyimle hok getir i l irken bir tokım haklar do göturUlmüıtur.
Bu götUrUleni yukarıda belirttiğimiz s ınırlama i l e bUtunleıtirirsek i�çi lere atılan kozığın buyuklUğünu daha iyi anlamıı oluruz .
iı bu kodarıo kalsa gene iyi . Bir de "Fonl meselesi var. Deni l i yor k i : sadece ya�h l ı k , emek l i l i k , malli l l uk , öJum v e toptan ödeme hallerine mahsus olmak Uz ere , devlet veya kanunla kurul u kurumlarda veya % 50 hisseden faz lası devlete ait bir bankodo veya kurumda iıveren tarafından kıdem tazminatı i l e i l g i l i bir fon tesis edi l i r .
Bu ifodeyi sadele�tirirsek , i�verenler iıçi lerin o y ı l içinde hakettikleri Ucret tutarında kıdem tazminatını bu fona muntazaman ( � ) yatırocak, iıç i ler emekli olduklar ında bu fondon kıdem tazminatlarını olacaklar, anlamı ç ıkar .
Bir kere, iıçiye ödenecek kıdem tozminatı emekli olduğu zamanki Ucreti Uzerinden ödeneceğinden, iıveren fona bir kazı k atmli ofmaktodı r . Her y ı l mevcut Ucreti Uzerinden iıveren fona yatırocak, son Ucreti i l e eski y ı l daki Ucretleri aras ı ndaki farklar fonun yediği kazık olacaktı r . Eğer fonun tesisi iç in bir devlet kurumu se)i l irse kazığı nucu vergi ödeyen bUtUn vatandaılaro dokunacok demektedir . Iıverenin yUkumlu luğu böylece votondoıloro oktarı Imıı olacaktır.
ikinci olarak do iıverenlerin bu yUkUmluluklerini yerine getirip getirmeyecekleri söz konusudur . Yani fona gerekl i parayı yatı racak mı , yatırmayacak m ı ? Buna kari i l i k olarak mUeyyide getiri lebi leceği öne sUrUlebi l i r . Bu karıd'ğ' uygulamado görulenler le korıdamak mu",kUndUr: iıverenlere s i gorta primlerini ödeme zorunluluğu getiri lmi ı , mUeyyidesi de beraber. Buna rağmen bugUnkU rakamlara göre iıverenler kuruma 2 buçuk mi lyar borçlu .
Bu mUeyyide konusunda eklenecek b i r nokta daha var. Son çı kar ı lan of yasosında sigorta mUkellefiyetlerini yerine getirmeyen lerin mUkellefiyetleri de kopsam i çine ol ı nmııh . Bu yol bundan böy le de mutlaka iı let i lecektir. Böylece iıverenlerin faizsiz sermaye bulmaları , yani sigorta primlerini ödememeleri adeta teıvik edi Imiı olmaktadır. Aynı iı lem kıdem tazminatı fonu iç in de geçerli olacakt ı r .
Bu cUmleden olmak Uzere UçUncU noktay' do bel irtmek gerekmektedi r : "Fonlıda bir ikecek paraeıkiarın ku l lan ı l ması meselesi . Bu meseleyi öyle uzun boylu oç,k lomoya gerek yok. Bu fonda toplanabi len paracoklar bel i r l i çevrelerin emrine omôde kı l ı nacaktır . Bunların iç inde elbette Devlet de kendine dllıen poy' alacokt". Sigarta ve MEYAK fonlonnda olduğu gibi . • . .
Bu açı klamalardon sonra ıu sorunun cevabı do her halde veri lmi� ol maktad ı r :
i şçi YARARıNA YASALAR M I , PATRONlARA YENi HiZMET M i ?
YtlRUYtlŞ - 22 Temmuz 1975 - 7
1969'DAN Bı: YANA Bı:RJl'VAZi HEM KENDi iSTEKLERiNE C EVAP VEREN. HEM DE ÜLKEyi YÖNETEBiLEN iSTİKRARLI. GÜÇLÜ BiR iKTİDAR OLVŞTı:RAMAMışTm. AP'DEN ı:Mı:T KESiLiNCE VE ONı:N YERİNi ALABiLECEK GÜÇLÜ TEK BİR PARTi ORTAYA ÇIKAMAYINCA. Bı:RJl"VAZi KENDi iç iNDEKİ ÇEKişMELERİ ARKA PLANA ALIP DERLENİP TOPARLANMA. İKTİDARINI PEKiŞTİRM.E YOLı:NA GiTMişTiR.
• MC iktidarının tutumunu ve geleceğini nasıl görüyorsunuz ?
M i l l iyetçi Cepheni n olu�turulması ve i ktidara getiri l i �i egemen sı n ı f burjuvazinin gUçsUzIUğUnUr. bir ifades id i r . Burjuvazi bir taraftan iiÇi sı nıf ı ndan ve emekçi k i t le lerden gelen demokratik ve ekonomik bask ı lardan, öbür yandan do kendi iç inden ayrtim1i, az çol< bölUnmU) olmasından ötürü güçlü bir iktidar olu)turomomoktadır . Bu olgunun teme l i nde de ekonomiyi gel iitirememesi ve ekonomik ve sosyo i sorunlara k i t le lerde oz çok kabu l edi lebi lecek ölçüde dahi çözümler getirememesi yatmaktadır . AP burjuvozin in i ktidar partisi olma yeteneğini y i tirmiitir. 1 969'dan bu yana burjuvazi hem kendi isteklerine cevap veren, hem de ulkeyi yönetebi len isti krarl ı , gUç l U bir ikt idar oluituramamlitı r . AP'den umut kes i l ince ve onun yerini alabilecek gUçlu tek bir parti ortaya çı kamayınca, burjuvazi kendi iç indeki çekiirneleri arka plana al ı p derlenip toparlanma, i ktidarını pekiitirme yoluna gitmi,tir . Sonuç, MC'nin kuru l ması ve i ktidara getiri l i i i almuitur.
MC Hükümet in in politikas ın ın esas n i te l i ğ i , burjuvaz inin gUçlUklerine çareler aramak ve getirmek 9irii imlerid i r . Kredi koynaklarını geniileten i ç ve d li tedbirler, " teıvik" tedbi rlerinin iki düzineyi oıan sayr ıara vardır ı lmosı , gUbre ve demir çel ik fiyatları nda yapı lan i ndirimler bu cOmledendi r . Aynı zamanda MC HOkumeti , burjuvazin in dı, destekçisi çevrelerin isteklerini kol /amak durumunda do kalmakta, petrol iirketlerine isted ikler i fiyat art ı ı ln ! bir kalemde verdiği gibi , OECD ve IMF çevrelerinden gelen isteklerin baskısı a l t ına da girmekted i r . Burjuvaziyi kol loma siyasetinde MC HUkUmeti y ine de istenilen ba�arıyı gösterememektedir. Ticaret , sanayi ve tarım burjuvazisi arasındaki çeliıki ve sUrtUımeler MC HukUmetin in ulke kapi tal izmini gel i ıtirme pol i t i kası n ı güçleıtirmekte, or.u bacalayan bir duruma dUıUrmektedir .
Kit le lerden gelen baskı l ar ve b ir erken seçim ihtima l i yUzUnden MC HUkUmeti kit leleri kendince tatmin etme yollarını da aramaktadı r . iıçi emekl i l i k ayl ı kların ı n yUkse l t i Imesi , kadı nlara yirmi y ı lda emekl i i i k hakkı ,
devlet personel ine aktarı lan mi Iyorlar, hastahanelerde yoksu l / ar ın ücretsiz bakımın ı kolaylaıtırmak, sağ l ı k sigortası ç ı karı lması öner i l er i bu Çeiit gir ii imlcr in i fadesidi r . Ama hem burjuvazinin çı karları n ı kollamak, hem de emekçi k i t lelerin durumlar ı n ı iy i leıtirmek, onları tatm in etmek mümkün olmadığ ından, MC Hül{ümeti bu konuda da bocalamaktod ı r ve çareyi baskı ve ıiddet pol i t i kası uygulamalarında bulmaktad ı r . Ül keyi yönetmede, ekonomik ve sosyal sorunlara geçer l i çözümler getirmedeki aczini pol i t i k ve sosyal muhalefete karıı baskı ve sald ı r ı ları arttırarak kapatmaya çal ı ımaktad ı r .
Konımca 1 971'den önce b i r erken seçim olacakt ı r . Sonbahardaki kısmi seçimler pol i t i k güçler durumunun bir göstergesi olacak ve sonuç lar MC parti leri nin l ehinde de, aleyhinde de olsa erken bir seçime g i tme zorunluluğu bel i recekti r . Seçime, sol 'un bastır ı ldığı bir baskı ve s indirme ortamında gidi lmek istenmektedir .
Yeni b i r askeri müdahale bana yakın gelecekte zayıf bir iht imal görünmekted i r . isteni len, burjuva parti lerine inhisar eden , sol 'un tüm ortadan kaldı r ı l masa bi l e �iddet l i baskı al t ı nda tutulduğu , çok parti l i , parlamenter bir durumu sürdürmekt i r ."
AMERİKAN AMBARGOSC KARŞıSıNDA ALıNACAK TEDBiRLER. '·GEçiCi STATÜ"NÜN NİTELiGi HER NE OLı:RSA OLSı:N. MC HÜKÜMETi VE EGEMEN SINIF BCRJL"VAZİ AYNI SiYASETi GÜTMEYE ÇALıŞACAK. ABD iLE iLiŞKiLERi DEGiŞTiRECEK KÖKLÜ TEDBiRLER A LMAYACAKTIR.
• Siz. MC iktidannın ve CIIP'nln dış palitik.daki tutumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz . dış politika üzerine görüşleriniz nelerdi r ?
B iz sosyalist ler in y ı l lardan beri ısrarla bel irttiğimiz Uzere, bizim burjuvazinin ve onun iktidarlar ı n ı n NATO'ya gir i� ler i , ABD i l e i ki l i anı a�malart yar>maları , ü l kede NATO ve Amerikan Us leri kurulmasına müsaade etmeler i , daha sonra AET'ye ortak l ık anla�mosı i l e boğ lanmaları askeri ve ekonomik tercih lerin deği l , pol i ti k bir tercihin sonucudur . Her ne kadar hep Ulken in güven l iğinden söz ed i l iyorsa da , asl ı nda söz konusu olan burjuvazin in güvenl iği , Türkiye kapita l izminin güvenl iğidir . Türkiye 'deki sol 'a, sosyal izme gidii potansiye l inin gücü b i l inmekte, toplum yapıs ı ndaki sol gel i�meler gUçlenerek açığa ç ı kmaktadır . Bunun i çin ABD'ye, ardı ndan da Botı Avrupa'ya kapı lonma pol i t i -
TiP GENEL BASKANI •
BEmCE BORAN
kas ına dört e l l e sarı l ı nm ı �t ı r . Amerikan amb�rgosu kar� ı s ında al ı nacak tedbir ler , I lgeçici statü"nün niteliği her"ne olursa olsun, MC Hükümeti ve egemen sınıf burjuvazi aynı siyaseti gütmeye çal ı ıacak, ABD i l e i l iıki leri deği�tjrecek köklü tedbirler almayacaktı r .
SEKiz YıLDAN BERi D E Bı:RJl'VAZ İ V E İKTİDARLARı FiNANSMAN ZORLı:KLARINI SOVYETLER BİRLiGi'NE BAşVURARAK GİDERME Dltlı:MUNDA KALMIŞTIR. Bı:GÜN DE. FiNANSMAN KAYNAKLARI BAKIMINDAN EN SIKIŞD< KALINDlGI BİR ZAMANDA SOVYETLER BİRLiGi'NDEN 700 MİLYON DOLAR SAG LANIVIJŞTIR. SOSYALİST ÜLKELERLE iYi ilişKİLEniN SÜRDÜRÜLMESİ VE GE LiŞTiRiLMESi TÜRKiYE' NİN DIŞ pOLiTİKASININ ESAS l·NSı:RLARıNDAN BiRi OLMALIDm.
� Dt� politi kada CHP'nin tutumu as l ı nda aynıdı r .
C H P sadece aynı i l i�ki ler çerçevesi iç inde "dahc. bağımsızu , "daha k i ı i l iği olan" bir d l i pol i t i ka istemektedir. Oysa emperyal ist-kapitalist dünyan ın ekonomi k , mal i , askeri i l i�ki l eri ağı iç inde kal ı p bağımsı:. v e k i i i l iği olan bir d ı � pol i tika gerçekle�tirmek mümkün değ i ldir . Türkiye i ç in geçerli dıı pol i t i ka , askeri bloklar dıı ı , bağ lant ı s ı z , s i l ôhsız lanmadan ve barlitan yana bir pol i t i ka gütmektir. Türkiye toplumsal yapısıy la , emperyal izmin sömürü ve baskısı a l t ında, d ı ıa bağ ım l ı geri kapitalist b i r ülkedir . Yeri üçüncü dünya den i len anti -emperyal ist ülkeler safı ndad ı r . Türkiye bu durumunun b i l i ncinde al arak bu ülkelerle iyi i l i iki ler gel i �tirmel i , onların anti -emperyal ist direni � ler i n i , hareketlerini ve sava�larınl desteklemel idir .
Egemen s ın ıf lar ın ve iktidarların yukarıda k ı saca bel irttiğim dı� pol i ti kas ına rağmen objektif ıartlar onları yine de aksi yönde giri� im lere zorlam ı ıt ır . Büyük bir gecikmeyle, üçüncü dünya i l e i l i iki leri iy i le�tirme giri,imlerine az çok gidi Idiği gibi , Orta Doğu sorununa ve Arap ü lkelerine kar�ı da daha faz l a bir i lgi gösteri imeye bailanm ı �tı r . Sekiz y ı ldan beri de burjuvazi ve iktidarları fi nansman zorluklarını Sovyetler Bir l i ğ i ne bai vurarak giderme durumunda kalm l it ı r . Bugün de, finansman kaynakları bakımı ndan en s ı kl i ı k kal ı ndığı bir zamanda Sovyetler Bi r l iğ i 'nden 100 mi Iyon dolar sağlanmı�tı r . Sosyal ist ü l kelerle iyi i l i �k i lerin sürdür ü l mesi v e geliıtiri l mesi TUrkiye 'nin d 1i pol i t ikas ın ın esas unsurları ndan biri olr.ıal ıd ı r .
Türkiye d ı ı güvenl iğini ; Birle�mi� Mi l let ler'de. Avrupa Güven l i k ve iıbi r l iğ i Konferansı ve genel si lahs ız lanma gibi askeri bloklann giderek tasfiyesine yönel i k kol lektif hareket ve tedbirlerde , çevresindeki ü l kelerle saldı rmaz l ı k ve dost luk andla�maları ndaarama l ıdır . emperyal ist-kapitalist kampa bağ lanmaktan vaz geçmel id i r .
Kısacas ı , TUrkiye'de i ktidarların bugUne kadar i zledi kleri ve ıimdi de i z lemede direndi kleri dli pol i ti ka Türkiye'nin objektif durumunun gerekle:-ine ve gerçek m i l l i ç ı karlarına ters dUımüıtUr ve dUımektedir . Sorun , bu durumun deği,tiri lmesidir .
• Geçtiğimiz günlerde komandol. ı-. KÖV- YSE-iş Sendikası Ankara 5 . Şube ve Seydişehir Özgür Aıümin)1.ım-iş Sendikası kongrelerine saldırtı ldı. Bu olayların önemi ve anlamı nedi r ?
Bu konuda yay,nlad'ğ,m oz bi ldiride de be l irtti ğimiz g i bi , MC HukUmet in in ve onun yardımcısı komandolann ve diğer gUç l er in sürdUrdOğü baskı ve ıiddet
"DEMOKRATiK GüCLERiN
-
YÜRÜYÜŞ, 15 TEMMUZ GÜNÜ, TÜRKiYE i şçi PARTisi GENEL BAŞKAN l ' NDAN BiR DEMEÇ AL D ı '
EYLEM SiR!iGi" BU SAYFALAR ıMIZDA, SAY I N BEHicE BORAN ' I N DEMEC i N i OKUYACAKS I N I Z .
uygulamalarını n as, 1 hedefi iıçi s ı nı f.dır . Dikkat edi ! ine i
azgın saldırı hareketleri yüksek öğrenim gençl iğ in in d ı ş ına tOjır ı lm l i l Gerede 'deki olaylarla s iyasi parti l ere ve ytlnet ici lerine , Diyarbakır'da do demokratik özgürlüklerin i ku l lanarak fOjizmi protesto eden halka çevri lmiştir . Şimdi ise , Seydijehir 'de ÖzgUr Alüminyum-ii ve Ankara'da Köy YSE-iı 5 . Şube kongrelerine baskınlar yapı larak işçi s ın ıf ın ın gerçek sendikal horeketine yöne l t i Imiştir .
Burjuvazi ve MC i k tidarı iıçi s ın ıf ,nın pol i t ik ve ekonomi k taleplerinden ve mücadelesinden çok rahats ızd ı r . Sermoyeci s ın ı f burivilazi s&nUrüyü yoğunloitmp kôrler ı n ı arttırabiirnek i çi n ijçi s ın ı f ,n ı mutlaka baskı ol fına olmak isteğindedir . OECD ve I MF gibi d ı � destekleyici leri de i�çi taleplerinin dizginlenmesi gereğini bel i r tmektedi ler . Ayrıca demokrasinin temel direğin in, güvencesi nin ve dinamosunun i�çi s ın ı f ı o lduğunu bu dı� ve iç sömürücü çevreler b i lmektedir ler . Bunun iç in de tüm fa�izan baskı ve saldırı l ar ın esas hedefi i�çi s ın ı f ın ın ekonomik ve pol i ti k hareketi ve bağ ımsız örgütleridir .
• YÜRÜYÜ�·i.in ı·ı. sayısında "AP' nil, C I I P'ye yumuşarna öneri si : �ıı ıp. �[SP ve Tip'j kapaımak" başlıCı ile bir haber çıktı. Bu haberi. TİP bakımından nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Baskı v e sald ı r ı lar ın ba� hedefinin i�çi s ın ıf ı o lduğunu ve bunun nedenlerini az önce be l i rtt im. Tip'i ı kapatma niyeti bunun bi r parçasıdı r . Anti -demokrati k , fa�izan yönetimler de:nokrosiy i hepten tasfiye gir i� imine , her yerde ve her zaman, i�çi sınıfının bağımsız pol i t i k partisini ve gerçek , özgür send ikaları ortadan kaldırmakla bailarlar . AP i ktidarı zamanında esl:i T ip' i kapatmak için de defalarca Anayasa Mahkemesine ba� vurulmu�tu , oma partiyi kapatmak, 1961 Anayesas ın ın f i i len askıya a l ı ndığı 1 2 Mort dönemi nde ancak mümkün olabi Idi . Üç kez değiitiri Imi) bugünkü Anayasa dahi yürürlükte oldukça partimiz in kopatı labi Imesi hukuken mümkün deği Idir . Ama hukuk her zaman zorlanabi i i r , zorlanıyor do . Ne var ki bugün Türkiye , toplum yapıs ıyla, 1971 öncesinden çak daha i leri bir çizgidedir. 12 Mart dönemi , onu uygulayanları n umduğu gibi , sol ' u , ki t lelerin demokratik gel i)mesini bastıramam1i, si ndirememi)t i r . Toplumun sol doğrul tusunda gel i)mesi daha güçl enmi�ti r . TUrkiye art ı k , sadece sağcı part i l ere inhisar eden, burjuva partilerin in nöbetle)e i ktidara gel ip gittiği göstermel i k , sözde bir "demokras i"n irı hUküm sürebileceği bir ülke olmaktan Ç ıkmı)t ı r .
• Demokralik ortamın sağlanması ve güvence�'e alınmasında neleri öng9rü\'orsunuz? .
GünUmüzde ve önUmüzdeki sUrede güncel ve ivedi sorun pol i t ik demakratik le)medir . DÜ)ünce ve örgütlenme özgür lüklerine set çeken fa)ist 1 4 1 . ve 142 . maddelerin kaldırı lması , Toplantı ve Gösteri YUrüyUileri , Dernekler Kanunları n ın demokrati k bir i çeriğe kavuıturulmalar ı , GUven l i k Mahkemeler in in lağvedi lmes i , referandum , memurlar dah i l tUm çal ı)anlara grevl i , toplu söz le)meli sendi kala)ma hakkı , genel grev , dayanı)mo grevi ha�..ıar ın ın yasala)mosı , vb. hedefler Türkiye'deki demokrasiye i l er i bir düzey kazandırac:ı� hederıerdir. Ama bunlar ı n kazanı lmasında i l k koıu l , ba�-
ANTi-DEMOKRAT i K , FAŞizAN YÖNETiMLER DEMOKRASiyi HEPTEN TASFiYE GiRi şiMi N E , HER YERDE VE HER ZAMAN, i şç i S ı N ı F ı N ı N BACIMSIZ POtiTiK PARTisi N i VE GERÇE K, ÖZGÜR SENDi KALARI ORTADAN KALDIRMA K LA BAŞLARLAR. AP i KT iDARı ZAMAN I N DA ESKi T ip ' i KAPATMA K içiN DE DEFALARCA ANAYASA MAHKEMESiNE BAŞVURULMUŞTU, AMA PARTiyi KAPATMAK , 1961 ANAYASAS ı N I N F i ilEN ASKıYA Alı N D ı C ı 1 2 MART DÖNEMiNDE ANCAK MÜMKÜN OlABi lDi . Üç KEZ DECi şTiR i lMi ş BUGÜN KÜ ANAYASA DAHi YÜRÜRlÜ KTE OLDUKÇA PARTIMIZIN KAPATılABilMESi HUKUKEN MÜMKÜN DECilDiR. AMA HU KU K HER ZAMAN ZORLANABiıiR, ZORLANıYOR DA. NE VAR Ki BUGÜN TÜR K iYE , TOPLUM YAPıS ıYLA , 1971 ÖNCESiNDEN ÇOK DAHA ilER i B iR çiZGiDEDiR . 1 2 MART DÖ NEMi , ONU UYGU LAYANLARıN UMDUCU GiB i , SOL ' U , KiTLELER i N DEMOKRATiK GEıişMESiNi BASTıRAMAMI Ş , S i N DiREMEMişTiR. TOPLUMUN SOl DOCRULTUSUNDA GEıişMESi DAHA GÜÇlENMi şTiR. TÜRKiYE ARTı K, SADECE SACCI PAR TilERE iNHisAR EDE N , BURJUVA PARTilER iNiN NÖBETlEŞE i KT i DARA GElip GiniCi GÖSTERME ı i K , SÖZDE B i R " DEMOKRASi"NiN HÜ KÜM SÜREBilECECi BiR Ü l KE OlMAKTAN Çı KMı ŞTıR .
ta i�çi s ın ı fı olmak üzere tUm emekçi s ı n ıf lar ı n , demokratik güçlerin kararl ı mücade lesidir . Demokrasi mücadelesi özünde bir s ın ı f mücadelesid i r . Bu unutulmama:ı ı d ı r . Çünku anti -demokrat ik eği l im ve uygulamalar ın kaynağı burjuvazidir . Onun i çindir ki demokrasinin savunulmasın ın ve geni�leti lmesinin en karor l ı gücü i�çi s ın ı fıd ı r .
Mu bakımdan demokrasi mücadelesi soyut b i r özgürlük mücadelesi değ i ld i r . Somut olarak. be l l i s ı nıflara, egemen s ın ırıara karil veri len ve ver i lmesi gereken bir mücadeledir . Anti -demokrat ik eğ i l imler in , fa)izmin enge l lenmesi ve demokrasinin geli�tiri lmesi iç in burjuvaz inin pol i t i k iktidar ın ın teme l i olan ekonomik gücü de en az ı ndan s ın ı r lanma l ıd ı r . Burjuvazinin ekonomik kalelerinin tasfiyesini hedef almayan bir demokrasi mUcadelesi ka l ı cı ba�arıya u la)amaz . Dı) ticaret in , bankaları n , sigorta �irketlerinin, teke l lerin kamula�tı r ı lması , yurt çapında ve kısa sürede uygulanarak gerçekle)tiri lecek bir toprak reformu yapı lması bu hederıer aras ındad ı r .
Ayrıca, burjuvaz inin buıunle)tiği emperya l i zm de hedef al ınmal ıdi l . Emperya l i zmin, kendi sömUrü 091 iç inde olan ülkelerin demokratikle�mesine nos ı l kor i ' koyduğu , e l inden geldiğinde bu mücadel eleri nası l bostırdığı ve bu yolda ne gibi tertiplere girdiği herkes tarafından bi i inmektedir .
Ancak bu i k i durumu dikkate o lon bir demokrasi mUcadelesi ba�arıya u la�abi l i r . Aksi halde, geçici ba�arılar elde edilse bi l e , fa)izm tehli kesi yine olur ve faiist mihraklar yine f ırsat kol l omakta devam eder ler . Bülün demokrat ik gUçler bununb i l i ncinde olmak zorundadır . Demokratik güçler bu bi l inç le demokrasi mUcadelesinde yerlerini olmak durumundadır lar .
Böyle bir bi l inç ve eylem platformunda sağ lanacak demokratik gUçlerin eylem birl iği , fa)izme ve emperyal izme kar�ı mUcadelenin kaç ın ı lmaz bir zorunlu luğudur. Bu eylem birl iği ve dayanı )mada, i�çi s ın ıf ın ın öncUlüğunü soğlamak ve peki�tirmek i se sos}'a listlerin ba)ta gelen görevid i r . Partimiz i n Merkez Yönetim Kurulu tarafından kabu l edilen demokrasi mUcadelesine i l i)kin, " Demokrasi Bildirgesi" önUmUzdeki gUnlerde kamuoyuna açık lanacaktı r .
• Bazı kişiler. bugünün !sorununu. yalnızca demokrasi mücadelesi olarak sınır1 lyorlar ve bu yüzden de C HP'nin desteklenmesini veya C HP'nin bu görevi yerine geti rmesini beklemeyi öneriyorlar. Bu öneriyi nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Bir önceki sorunuzu cevaplarken be l irtt im, demokrasi mUcadeles in in kararl ı gü<:.ü i�çi s ın ı f ıd ı r . Demokrasinin güvencesi de odur. i)çi s ın ı f ın ın bağımsız pol i t i k hareketinin , partis in in olmadığı yerde demokrasi mUcadelesi aksor, be l i r l i bir çizginin ötesine geçemez, s ı n ı r l ı ve güdük ka l ı r . Ancak iiÇi s ın ı f ı karar l ı , tutar l ı , sebatl ı , sonuna dek giden mücadele ver i r , kaypokl ığa, z ikzaklara dU�mez , tes l imiyetçi almaz . BugUnün ivedi gUndem maddesi demakı atik le�medir ; demokratik hak ve özgUrlük lerin tom boyutlar ıy la ya�omdo gerçekl e)tiri Imesidi r ; bu doğru . Ama bunu sadece CHP'den beklemek yan l ı ) t ı r , bir anlamda kaytormocıI ı kt ı r . CHP'n in kendi çizgisi nde tutorlı kalabilmesi bile onun solunda i)çi s ın ı f ın ın bağıms ız pol it i k hareket in in gel i ımesi ne ; ağ ı r l ığ ın ı , i t ici gücUnU duyurmosına bağl ıd ı r . BugünUn sorunu demokrasi mUcadelesidir diye i)çi s ın ı f ın ı CHP'nin "peiine tokmak ise , i�çi s ın ıfı hareketini saptırmakton öte, demokrati k le)me hareketinin gel i�mesini de köstekler. Kaldı ki , az önce i)aret ettiğim gibi , tutar l ı bir politik demokrasi mücade lesi gerici l iğ in , faıizmin ekonomik temeline ve emperyal i stkapitalist dUnya i le olan i l işki l ere kar�ı do verilmek zorundadır . Bu ise CHP'nin demokrasi anlayıı ın ı ve programını a)maktadır .
Demokrati k hak ve özgur luklerin tom boyutlarında gerçekle)ti r i lmesinden yana olon tüm örgUt ve hareketler, CHP dahi l , bu uğurda mUcade lede, bu yönde 9iriıimler yapmada beraber olabi l irler , eylem bir l iği olu)turabi l i r ler " Amo demokrasi mUcodelesini siyasi porti olarak CHP'ye bırakmak, mücodelenin yürUtulü)unü ondan beklemek, yukarda k ısaca belirttiğim neden ler le , demokrasi hareketine yarar deği l , zarar verir.
Tekerlekli arac üretiminde ulusal sanayİ
SAVUNMA SANAyi iNi KURMA AMACIYLA SAC'>LANAN E K FONLAR, YABANCI SERMAYEli YATıR ıMLARDA BAC'>IML l L l K YARATACAK BiçiMDE KULLAN ı l ıRSA, YALNıZCA SERMAYE s ı N ı F ı NA YENi MADDi OLANAKLAR SAC'>LAR.
Türkiye'de Silahlı Kuvvetler. Amerikan yapısı araç. gereç ve parçalara. Türkçeye denkdüşen kavramlar bulmada son derece eaşarılıdır. Vi' es kutusu yerine kavrama kutusu, paletli araçlar yerine tırtıllı araçlar denilmesİ verilebilecek çok sayıda örnekten yatnızca ildsi. Bu çeşit Türkçe kavramlano kullanılması, Ticaret Bakanlığı'nın sermaye sınıfından aktarma. MHP yanlısı müsteşarının " İsraf Ekonomisi" adlı yapıtının "Dildeki israr' bölümüne. TRT Işgalcısı Yalçıntaş'ın "Anayasa Dili" anlayışına ne derece denk düşer bilemeylz ama bunların kulağa boş geldiğin/ söyleyebiliriz.
TEKERLEKLİ ARAÇLAR
i HALESi
Silahlı Kuvvetlerin kullandıgı, kulağa hoş gelen kavramla dan biri de "Tekerlekli Araçlar". Milli Savunma Bakanlığı Basın ve Halkla ilişkiler Ş,obesl bu araçlarla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre Silahlı Kuvvetlerin tekerlekli araç ihtiyacı "milli sanayi"den karşıtanacak. Bu amaçla. ordunun ıo yıllık çeşitli cins ve tonaJdaki taktik ve Idari tekerlekıı araç ihtiyaçları en yüksek oranda yerlı parça kullanılarak. yurt içinde Imal edilmesi koşuluyla ihaleye çıkanhyor.
Bildiride ayrıca e lektron/k sanayiinin kurulması konusunun- da ele alındığı açıklanıyor. Bu amaçla da "Elektronik Sanayiini Geliştirme Politikası Esasları" Kararnamesinde öngörülen " Elektronik Sanayii Anonim Ortaklığı " nın kuruluşunun hızlandırolacağı belirtiııyor.
ULUSAL SAVUNMA SANAYİ
ve SOSYALiSTLER
Ulusal savunma sanayiinin kurulınası önerileri yeni değiL. Yıllar boyu. ilerici yurtseverlerin tUm suç-.
lamalara karşın cesaretle savundukları bır görüş. Sosyaııstlerln. bağımlılık yaratan anlaşmalarla, emperyalist Ulkelerden sağlanan tüm yardımlara karşı ç ıkışının haklılı!:ını tarıh doğruladı. Tarihin akışı geleceğı belirler, ı;lusal savunma sanayiinin kuruluş çalışmaları ve bunun gerçekleştlr/lmesl ıçın 1974 Kıbrıs bunalımını beklerneye ve bu somut olaydan
YÜRÜYÜ Ş - 22 Temmuz 1975 - ıo
ders almaya gerek yoktu . Geçmişi değerlemek . larlhln akışına bakmak yeterli idI . Eğer sosyalistler yıllarca önceden, Türkıye'yı bağımlı kılan, onu yarı yolda bı rakacak olan, tüm ikili ya da çok taraflı anlaşmalara karşı çıkmış, ulusal savunma sanayiinin bir an evvel kurulması yolunda mücadele vermiş ise bunun nedeni sağlam bir kı lavuza sahip olmalarındadır. O kılavuz da tarihtir.
YENİ GÖREV
Sermaye sınıfı Iktidarınca sürdürülen. çok yönlü tartışmalara neden olan ulusal savunma sanayii, amaçlı olarak yanlış bir görüşe temellendlrilmek isteniyor. Bu yanlışı ortaya koymak. bu konuda tüm yurtseverleri uyarmak tarihin bize yüklediği yenı bır görev.
Mi l l i Savunma Bakanlığınca açıklanan bildiride. tekerlekli araçların "mil li sanayi"den karşılanacağı belirtiliyor, Sorun, tekerlekli araç üretebilecek mevcut yatırımların. ne denli "milli" olabi leceğinden doğuyor ve hızlı bir tekelleşmenin giderek ağırlık kazandığı ülkemizd� hangi sanayiin mill iliğinin ne tür bi r mercekle bulunacağında düği.imleniyoı".
Türkiye'de. devlet sektörünün ve özel sektörü koruyucu politikanın oluşturduğu elverişli koşullarda bır sermaye birikimi ortaya çıkmış. bu birikim 1950 lerderı sonra daha da artarak sermayenin yoğunlaşması ve merkezileşmesi olayına dönüşmüş ve son 10-15 yılda tekelleşmeye yol açmıştır, Ancak bu tekeııeşmenin gelişmiş kapitalist ülkelerdeki
' tekel
leşmelerden farklı yönleri var. Türkiye'deki tekellerin dünya çapında yatırımları, etki ve güç leri yok. En önemlisi ,bu teke llerin işbirlikçi olmaları ve ne kadar büyüyüp güçlenseler de dışa bağı mlı hklarını sürdürmelerI.
Türki�'e, savunmasının isterlerini. kendi ilikesinden. güç durum
da kaldığında ikmal kesintisi olmaksızın sağlamak istiyor, TUm Ilerici yurtseverlerin. başta işçi sınıfı olmak üzere asker ve sivil ayd ınların özlemi bu yönde. Bu nedenle açıklamada da "milli sanayi" kavramına yer veri lmiş. Ancak milli sanayi demek yalnızca üretimin yurt içinde yapılmas' demek değiL. Tüm p�rçalarıyla. !eknoloJ)slyle. sermayesiyle yerlı üretım demek.
iŞBi RliKÇi
SERMAYE SıN ı Fı
Bu koşullarda sermaye s ınıfının yeni bır yutturmacasıyla karşı karşıyayız. Amerıkan askeri yardımı ne kadar bağımlılık yaratıyorsa, emperyalist ilikelerden alınan, devletten devlete olmayan. bağı mlılık yaratıcı hüküm ler taşıyan a, . ıaşmal,rla Ba�lnnan, dış kredilerle özellikle yabancı
sermaye ile kurulmuş tekeııeree ilre-
•
var mıı ? tfleeek savunma ihtiyaçları aynı derecede bağım l ı lık doğuracak.
Türkiye bunun somut örnekle-o rini yaşadı. Hatırlanabtlecek kadar yakın örnekler bunlar. İşte. Kıbrıs harekatı sı rasında Mobil ve ShelPln Ataş raftnerisindeki oyunları. Üretimi kısma, ithalatı durdurma girişimleri. Devlet, tüm yurtsever bürokratlarırı çabalarına rağmen bunlarla başa ç ıkamadı. Daha da önemlisi sağlanan hükümel değişikliği sonuc';. m l l U leştırilme lerine Iki gün kal a , işbirlikçi sermaye sınıfının iktidarınca. istekleri kabul edilerek sömürülerini sürdürme olanağı sağland ı .
Yabancı sermaye kanunuyla Türkiye'ye gelen ve gerçek anlamıyla bağımhhğın somut örneğini veren bu uluslararası kuruluşların sermayeleriyle yapılan üretim. ancak dünya kapitalizminin ve tekellerinin izin veı"diği ölçUde ve siirede yapı l abi lir,
Tekerlekli ar:ıç üretiminde durum bu=-.dan farklı olmayacak. İhaleye çıkarı lacak bu istek Türkiye'de mevcut üretici lerden birine veri lecek. Teke "Iekıl araç ü retip de yabancı sermaye payı bulunmayan b i r yatırım Türkiye'de yok. En azından tüm lasli k fabrfka ları büyük ölçiide yabancı sermayeye dayanıyor. Bunlar ayrıca TIirkiye'de üreti lemeyen parçaları kendi ü lkele. in.den ithal ediyorlar. Bu parc;'alardan bi rinin hulunmaması i.iretimln durm:ısı demek. Aynen kritik durumlarda A. B. D. nin uçak lastiği yollam�.ması veya Ataş'ta Mobil veya Shell ' in üretimi durdurması gibi.
S::>zkonusu açıklamada elektronik san"yilne de değınilerek "Elektronik Sanayi Anonim Ortaklığı " nın kuruluşunun hızlandırılaca�ı belirti liyor. 26 Kasım 1974 g\in ve 15074 sayı lı Resmi Gazetede yer alan "Elektronik Snnayiiı'i Geliştirme Politikası Esasları" na ilişkin kararnamede: "yurt içi talep seviyesi ve imalatın yliksek teknik bilgi gerektirmesi gözönünde tutularak ihracata dönük olmak üzere yabancı sermaye Ilişkisi Uzerinde çallşl lncaktıl'.'· deniliyor. Bu hüküm de gösteriyor kı bu sanayi kollarının da temelinde bag1mlı1lk ilişkisi var. "Millilik" içeride üretmek değiı . tümüyle yerlı üretimi sağlamak.
DAHASı DA VAR
Sermaye, bu gelişmelerden çok mutlu olsa gerek. Llusal savunma sanayiinde devlet mi, özel sektör mü çekişmesi fiilen seı"maye sınıfından yana çözilme ulaş'yor. Ordunun tekerlekli araç ihalesini alan firma giderek güçlenecek. Bu güçlenme tekelleşmeyl de beraberinde ge' Irecek. Tekel, devlete satacağı malın fiyatını tek taraflı saptar ve fiyatını', dl ledlğ1nce yUksel! ebi ii r.
YUrüyüş'te çıkan, "Amerikan Ekonomisi U'lerine" başlıklı yazıya burada değinmekteyarar vaı·. Amerikan ekonom isinde. özellikle savaş
.,
sanaviinde ver alan tekeller. devlete sattıkları �alların fiyat ını, tüketicilere mal satan tekp.llerden çok daha hızlı biı' biçimde arttırabllıyorlar. Devlelle b'utünleşmlş bu tekeller gereğinde kendilerine ters düşenieri harcamaktan da kaçınmıyorlar. Aynı gelişmelerin TUrkiye'de de i � leneceğini söylemek mUnecclmli k deği L .
Ayrıca. zaman içinde güçlenen savunma sanayi ininbir savaş s ' nayiine dönUşmesi işten deği L . Yazıda özellikle "savunma sanayii " denilmesindeki amac; :labu. İç piyasayı doyuran ö?el sanayi dışarıda pazar buLma durumunda. Ya da Türkiye'yi savaşa sürüklemek zorunda. Ya çevrede savaş olacak veya Türkiye savaşacak.
Son günlerde Milli �.:ıvunma Bütçesi 'ne ek . ödenekler sağlanıyor. Bu nedenle Parlam ento olağanüstü toplantılar yapıyor. Savunma sanayiini kurma amacıyla sağlanan ek ödenekler. planlı temel ilkelere dayand ı r ı lmaksızın. yabancı sermaveli yatırımlarda. bağımlılık yaratacak biçimde kullanılırsa . . \·alnızca sermaye sınıfına yeni maddi olanaklar sağlar.
ÇÖZÜM NEDİR?
Clusal savunma sana�ıiinin kurulması bir sorunluluk. Ancak bunun sağlanmasında önem le üzerinde dunılması gereken noktalar var. Özellikle üzerinde durulması gerek"'!n nokta. "mill i savunmamızın. yalnızc a yurt savunması gerekleri açısından yeniden clü 7.enlenmesi ve örgütlenmesi"d i r .
Savunma sanayiinin özel kesime bırakılması. işbirlikçitiğini ispatlamış sermaye sınıfını doyurmaktan öte bir yarar sağlayamaz ve Türkiye'yi bağımlılıktan kurtaramaz. Türkiye'de sanayiin ulusallığı düşüni.i1emeyeceği gibi giderek bağımlılığın arttığına şahit olmaktayız.
Bu koşu ı ı arda �(\il'kiye'nin ulusat sav\lnm:;ı: sanay iini bir bütün içinde düşürımek ve bi l' yandan temel sanayileri kurmaya çalışı rken diğer yandan devlet eliyle kurulacak i şletmelerle sözkonusu sanayii geliştirmeye çalışmak gerekir. Ama mutlaka tüm bağımlı lıklnrın orladan kaldırılması en önde gelen temel çözümdUr . . ikili ve çok ta raflı anlaşmalarla k"Urula.n ittifaklsrln getirdikleri artık açıkça görüldU.
TUrkiye'de sosyalistler olarak. amaçlı olarak bu tür yanlış temellere dayandırı lmaya çalışılan girişimlerin, geçel'li çözümler getirmeyeccği inancını taşıyoruz. TUm yurtseveı'ler de bu düşünceyi payı_şmak durumunda. Son söz hUkUmetin olabilir. sorumluluk mutlaka cephe iktfdarıntnd ı r. Ancak bu yanlışlığın yine hatırtatılmasında ve Silahlı Kuvvetlerin, bu konudaki çalışmalara katılan. i Lerici yurtsever teknik kadrosunun. gerekıı girişimlerde bi r kez daha bulunmasında yarar var. Aksi haldo, olaylar yenıden sosyalistleri doğrulayacak.
• • •
Dış ilişkileri TUSIAD mı belirliyor?
TüsiAD, iRAN'DAN SONRA ŞiMDi SUUDi ARABisTAN' I N PEşiNDE. DERNE K, NEDE NSE LiBYA iLE PE K iLGiLENMiYOR. BU E L BETTE BiR RASLANTI DE�iL . ÇÜNKÜ, SUUDi ARABISTAN, AME R I KA' N I N ORTA DO�U BE KÇiLER iN iN i KiNCisi .
Türk Sanayici leri ve I�odomlorı Derneg; (kısa odırıo TÜSiAD) yen; bir gir iş imin i çi nde . Iran'den sonra Suud i Arabistan lo i l i�ki lerin gel i�t ir i lmesine çal ı� ıyor. Derneği n yayı n organında ıöyle yazıyor : " TüsiAD tarafı ndan bajlotdon Iran i l e ticari i l i şk i ler i n , hükümet/er düzey i nde sürdürUl üp gel işti r i lmesi ve nihayet Devlet Başkanları aras ında i ki ü l ke yarar ınasonuçlar verebilecek anloşmalar ın imzalanması �emnunluklo karş ı lanm ı ş t ı r . TüsiAD, Iran konusundaki tecrübenin olumlu so
nuçların ı n verd iği cesaret ' I e benzer bir i l işkiyi Suudi Arabistan iı adamları i l e tesis etmeye çal ı şmaktad ı r . it Yakında Suud; Arabistan iş adamları Türki ... ye'ye gelecek. Turkiye sermaye s ı nı fı do z iyareti iade edecek.
TÜSiAD " r SERMAYE SıNıFı
TüsiAD, Türkiye'de s ın ı f esasına göre kurulmu� derneklerden biri . Sermaye sı n ı fı n ı n iç çel iiki lerini n doğurduğu farkl ı laima sonucu ortaya Ç ı kan ve büyük ölçüde tekelci kesimin ç ı karları n ı kol layan bir dernek . 1 960' larda bel irg in le�meye ba�l ayon sanayi l eime, sanayic i kesimi tüccar kesiminden ayı rarak, kendi adına ve ç ıkarı na istemler i l eri sürmeye zorladı . içten içe süren , finansman kaynaklar ın ın ele geç i r i lmesi savai l , sanayici kesimle ticaret ve tar ım burjuvazisi aras ındaki çel iıkiye neden oluyor. Tüs iAD bu çeI i�ki ni n somuttaki görünümlerinden biri. Sanayi ooalar ı n ı n ve bir üst kurulu� olarak Türkiye Ticaret Odalar ı , Sanayi Odaları ve Borsalar Bi r l iğ i 'n in yasal kurulu�lar olarak var l ı kları hat ı r lanacak olursa TüsiAD ayrı l ığ ı ndaki anlam daha do açık olarak anla� ı l abi l i r .
EM PERYALiZMiN SADıK BEKÇiLERi YLE
i LişKi LER Türkiye'de d ı� i l iiki leri düzen
leyen , Türkiye'yi devletler katında temsil eden, i l i ik i ler i gel i �tiren , tüm onlaima yapma yetki leri n i , olanaklar çerçevesinde bünyesinde bulundurmaya çal ı ıan bir bakanl ı k var: Dli ii ler i 80-kanl ığ ı . Bo�ar ı l ı ya da bOiarı s ı z , ancak yetki O 'nun . Yasalar gereği böyl e . Fakat son zamanlarda bu bakanl ığa bir rakip ç ı kt ı : Türk S"anayic i ler i ve ii Adamları Dernegi .
Gerçe�ten, i ron ' la Türkiye aras ı ndaki i l i�ki lerin canl anması iç in i l k adımlar TüsiAD tarafından at ı ld l . Daho sonra Cumhurba�kanı ' n ı n iran z i yaretine katı lan Çağlayang i l baikanl ığ ı ndaki Dliiileri Bakan l ığ ı heyeti , sermaye s ı n ı f ı n ı n ç ı karlar ı n ı yak ı ndan i l g i lendiren anlo�maları imzatadı . Sermaye s ı n ı fı mutluydu . O tarihe kadar duragon bir görUnUme sahip TUrkiyeiran i l i�ki l er i bir raya olurtuluyordu . ii adamlar ın ın i ron ' ı ziyaretine kadar bir Büyükelçi atamayı akı l edemiyen Dliii lerine, bu görev ı dönUilerinc.Je ii adamlarınca hat ır lat ı l ı yor , aylarca boı bulunan Tahran ııuyUkelç i l ;g; de böy lece büyüke lç isine kavuıuyord� ,
Bu sonuçton gUven olon TÜSIAD �imdi Suudi Arabistan ' ı n peıinde. Erbakan ' ı n beceremediğin i gerçekleitir-meyi amaç l ıyor. Ancak daha önce kurulan ve gel iıl i r i lebi lme olanağı çok yUksek b;r i l ;ıki daha var. Yal nı z bu ; I ;ık; CHP tarafından kuru ldu. Gel iıtiri lmesi bu dönem iktidarlarına dutlU . Her nedense Dernek , Libya i l e yeterince i lg i lenmeye yatkın gÖrUnmUyor .
KUikusuz bunlar rast lantı değ i l . Orta Doğu ıda Ameri kan emperyal izmin in iki önem l i bekçisi var : Amerikan ç ı karlarını korumak iç in , halk ın ı k ı zg ı n saç üzerinde k ızartan iran ve Ortaçağ karan l ı kları nda yaiayan insanlar ülkesi Suudi Arabistan . Ameri ka bu i ki ü l ke l i gerici i ttifakına Türkiye ıyi de kotmak istiyor. TüSiAD ' ı n gir ii imlerin i n bu yönde gel iimesi gerçeklen i l g inç . libya'nı n , Orta Doğu'nun bu ik i gerici ül kesinden çok farkl ı b i r durumu var, SERMAYE S ıNıF ı , DEVLET ve
EMPERYALİ.ZM BÜfÜNLÜCÜ Sermaye s ın ı f ın ın devletin gö
revlerini y�klenmesi pek yadırganmıyor.
Yadı rgamaman ı n hak l ı nedenleri yok deg i l . Sermaye sı n ı fı devletle öylesine iç l i d l � l ı oldu ki kimsenin akl ına, Dernekler Yosası lna göre kurulmu� b:r derneğ i n , Türkiye'yi tems i l yetki s in i nereden ald ığ ın ı sormak gelmiyor. BakanI ı k lar ın en yetki i i yerleri ne kendi iç inden yetiime adam l ar ı n ı geliren sermaye sı n ı fı , yetenekl i-bürokratları zaman zaman kadrolarına aktararak devletle bUtUnl·ı;yor.
Bu orada sermaye s ı nıf ı n ı n ekonomide kari ı l ait ığı tı kan ık l ı kları hat ır larsak, u lkelerarası i l iiki l eri gel iitirmede devlet in de önüne atı larak aceleci davrpnmaları n ı n nedenini kavroyabi l i r iz . Sermaye s ın ı f ın ın i ki ö-
DIŞ TİCARET AÇıCı H I ZLA A RTI Y OR
1975 yılı yaı�ıland ı , Yarım yılın dış ticaret bilançosu. tek kelimeyle facia. ithalat 2 milyar 367 m ilyon 677 bin dolara ulaşırken. ihracat 637 m i lyon 878 bin dolar dolayında. Açık. i m i lyar 729 mi lyon 799 bin dolar.
İthalat hızlı artışını Haziran ayı nda da muhafaza etti , Hai' İ ı an ayı ithaı'au 480 m i lyon dolar. Buna karşın ihracat geçen yıla oranın çok düşük bir seyir i z.liyol', Haziran ayı ihracatı 104 milyon dolaı'.
İhracatın al'U ı n lamamasl cephecileri huzursuz edlyoı'. Bu nedenle ihracatı artırıcı tedbirler alıyorlar. Ancak alınan tedbirler de para etmiyor. Bu konuda ençok sarıldıkları can simidi İhracatta Vergi bdesi. Bu konuda bir dizi yeni tedbirler alınıyor. Vergi iadesinin hızla ve derhal
yapılmas ı . iade 01'an1a1'ının yükseltilmesi öngörüıüyor.
İthalatta ise hızlı artışa karşın alınan önemli bir tedbir yok. Her ne kadaı' demirde c'f i gümrükle ithalat olanağı ortadan kalktıysa da ��iden hiç değilse bir kısım demir çeşilleri için aynı olanağın sağlanacağı söyleniyor.
Bu arad a . açığın tuzla büyümesine karşın gerek ithalatta gerekse i hracatta tedbil' alınmaması. dövize çevrilebilir mevduat hesabı yoluyla yeni olanakların sağlanmasına bağlanab i H r , Ancakbu son olanağın doğurduğu bir sonuç var. Devalüasyon yapma olasılığı bit' hayli zayıflad ı . Merkez Bankası ' nın kur garantisi vermesi. yapılacak devalüasyonda. farkın ı8z1ne kaynaklarından ödemIL�si run lu luğunu dOğuruyor .
EKONOMİK UZMA!'J I)AN YOKSUN MUHAlEFET:
OSMAN SAFFET AROLAT
nem l i dar boğaz i var. Dı) kredi ve pazar . iç kredide s ın ır lara gel inmesi , d ı) kt!diyi zorunlu kı l ı yor. Dıı kredi sağlamada karıı laı ı lan gUçlUkler bu tUr i l iiki ler i ç inde çözUmlenmeye çal ı � ı l ıyor. H ız l ı fiyat artııları ise içeride satınalma gücünü k ı s ı t lad ığ ından dı� pazar bulmak zorunluluğunu ortaya Çı karıyor, Bu açıdan iran ve Suud i Arabistan, petrolden kazand ı kları do dikkate al ı nırsa, önem l i ik i pazar olarak değerlendir i lebi l i r . Ayr ıca sermaye s ın ı f ın ın tüm gücüyle ve tom ikti dardayken en kısa zamanda dliar ıy la iıbirl iğ ini yoğunla�tırması ve giderek, emperyal izmle bütünleimesi nihai 0 -
maçlarına do uygun dü�üyor . Amaç i ktidarlar ın ı mümkün olduğunca uzatobi lmek . Ancak bunun zorluğunun fark ındalar.
Dernekler Yasası , derneklerin pol i ti kayla uğra�amayacağın ı hükme bağl ıyor. Bu hükmü yasaya koyan sermaye part i l eri . Ama sermayeyi temsi l eden bir dernek, bırakın i ç pol i t i kayla uğra�mayı , dı� pol i t ikada do etkin oluyor. HükUmet politi kası nı yönlendir iyor, daha ua ötede i l iiki /er kuruyor. Bunun önündeki parovana, "mi i I i c.J ı � pol i t ika" yutturmacası . " Dl i pol i t i kanın pol i t i k görü�lerle i l i�kisi yoktur" teranesi .
As l ı nda, sermaye s ı nı f ı n ı n , devletin d l i politi kas ın ı resmi ya do gayrı resmi yol lardan bel ir lemesi arası nda büyük bir fark yok . Fakatasıl öneml i s i �u : Sermaye s ın ı f ına açı lan gayrıresmi kapı ları n ba�kalarına sı k ı sı kıya kaponması . Dernekler yasas ındaki , u luslararası i l i�ki l er kurmaya nası lsa i zin veren hükmün sadece be l l i kuru lUilar i ç i n uygulanması . " Mi l l i d 1 i pol i ti ka" teranes iy le , k it le ler in ve i�çi s ı n ıf ı nı n d l i po l i t i konı n bel ir lenmesi ne katı lmas ı nı n engel lenmesi . Hattô siyasi part ilere bi le bunun yasaklanması ,
C HP
MC Hükümeti kar�ısında ono muhol efet görevini sürdüren c:HP kurmayı çok önem l i bir k6nuda güçsüz lüğünü her geçen gün biraz daha bel i rg in iekilde ortaya koymaktad ı r . ECe,vit ve çevresindek i ler , tartı�malürı mümkün olduğU kadar .r::konomik konular d ı � ına kaydı rmaya çal ı �moktodı rl ar . Bu demokrasi sorununun yüzeysel bir iekilde ele a l ı nması demekti r .
Kimi lerine göre, b u tut�m öze l l i kle d ı �ekonomik meselelerde CHP'n in entegrasyonuno olan bag ı m l ı l ı ğ ı n ı n , M C Hükümetinden b i l e daha sağ bir tutum doğuracağ ı n ı n açı�a ç ıkması endiiesinden i leri gelmekted ir . .... im i lerine göre, iç pol i t i kada CHP'nin i�bir l iğ j hel inde bulundugu büyük sermaye gruplar ı nı , öze l l i kle Koç grubunu ürkütmeme Ji leğ ine dayanmaktadı r . i�tanbul sermayesin in , Adana grubu kar� ı s ında son y ı l larda yedigi darbe ler kariısında, CH P'ye yakı nla�t ıg ı , bu konuda MSP-CHP koa lisyonunun dağ ı lmas ı na etkenmeseleler ç ıkt ığ ı , art ı k tart ı� ı lması ve örtülmesi güç gerçekler olarak ortada durmaktad ı r .
CHP ekonomik uzmandon yoksun bir muhalefettir , Demirel b i le Yük�ek Plan lama Kuru lunda TUrkiye üzerin' de projeler bazında tortı�mayı sürdürmektedi r . CHP'n in buna verebi l eceği birçok cevap vard ı r . AP ve MC Hükümetleri konı.ısunda yüzün üstünde projen; ' aksaması onlat ı l ı p bunun 30 m i lyar üstünde zarara sebep olduğu orlayo konulabi l i r , Ancak, bu ve benzeri cevaplar bugünkU CHP kurmayı n ı n gücü dı� ı ndadır . Bi lgisi d ı � ındad ı r . CHP kurmayı projeler baz ı nda, ekonomik mese leler bazında "Türkii'"'� had tasından yoksundur. "
Ancak, bizim burada tartı �acağ ımız konu ,bunun , biraz farkl ı bir yan ıdı r . CHP Merkez Yönetimi uzun bir süredir ekonomik konu larda uzmans ızd ı r . CHP'ye yaı dıma haz ı r , ekonomi k konularda bi lg i l i birçok öğretim üyesi ve devlet görevl isi , Ecevit çevresindeki merkez kadrosu tarafından önemsenmemektedir . Ecevit de son yaptığı konuımaları ekonomik konulardan ç.)k pol i t i k mesele lere dayamaktad ı r . Bir anlamda yüzeysel demokrasi mese le leri mi t ing alanlaı ı n ı n en önem l i tarlı�ma konusu hal i ne getiri Imekıedir .
Ülkenin " iç i� leri mese le ler in i" bi len' bir Orhan Eyupog l u , gUnde l ; k siyasal polem;kler; yUrUteb; lecek bir Orhan Birg i l , maliye meseleler inde konu�mak durumunda kolon Deniz Baykal i l e güç liJ bir ekonomi k muhalefet in kurulmasına imkan yoktur. Parli iç indeki m i l letvek i l i veya çe� i t l i kademelerde görev olon uzmanlar ise i merkez yönetim i tarafından hiçbir i�e kar ıit ı r ı lmaz hale getir i lmj�tjr .
CHPin in 14 Ekim seçimleri sırası ndaki en öneml i s loganlarından "Ha lk Sektörü" M S P kadrolar ın ın agır sa ld ı r ı s ına rağmen , hiçbir �ekilde savunulmamektad l r . CHP merkez yönet imin in bu hakimiyeti devam ederse önümüzdeki se;im lerde de CHP kadrolorı nı n konu�maları ekonomik i çerikten yoksun , demokrasi meseles in in yUzeysel ele' ol ı ndlğ l , emperyal ist teke l l erle olon i l i�ki lerin geı; i�t ir i ldiği bir n i te l i kte sürdürUlecektir. CHP "rakamlar ın konuiulmadıgı bir muholefetle iktidara gel m e yolundadı r , "
yünüyüş - 22 Temmuz 1973 - I I
ı
c Ambargo oyununda yeni perde
Geçtiltimiz perşembe gUnü. Mi 1-lIye�1 Cephe hUkümetlnln. Amerika'yu verilen mUhletin sona ermesi ü7.crine aldı�t karar Dışişleri Bakanını" yaptığı basın toplantısıyla açıklandı. Bu kuruı' , oyalama politikası.,ın ardığı son noktavı belgeliyordu
Kamuoyu uzun sürediı' "geçici stRtü'nün ne olduğunu öğrnemc beklev iş i içindeyd i . Daha bir ay önce saptandı�ı açıklanan " gecici slalü" nün belirlenmesi için son haftaya kada i· ciddi bir adım atılmadığı YÜRÜYÜ "ün 1:1. sa"ısında V87.ılmıştı . Daha Dışişleri bakanı SÖ7. konusu basın toplantısını yapmadan önce. Pel'şcmbc günkü gazetelerde. geçici stutünün "Amerikan hükümetinin kararınagöre" ayarlunacağı u<:ıkland l . Yine aynı perşembe günü çıkan ga7.etelerde. üsleri n kapatı lacağı bÜ�'ük manşetlerle ilan edili rken. kUçük puntolarkı bir ek vapılıvordu: Amerika nın tutumuna göre. , .
Perşembenin gelişi. . . Dağın bu kez nedoğuracağı. gö
liildU�U gıbı beklenmiyor değildI. DışIşleri uzmanları, Amerikıln scnalosundan geçen son uzlaştı rma tasarısının aslında hiçbiryenilik �etirmediğini uc:ıklaya dursunını,. MC hükümeti Amerika ile kendisi arasında yeni b ı r "uzlaşma"nın peşindeydi , Yine YÜRÜYÜŞ·ün i�. sayısında beııı·ti ldiği gıbı' Amerikan Kongresi i le Ford vönctimi arasındaki danışıklı döviiş aslında Tüı'kiye'nln alacağı kaı'aı'ın geciktirUmesini amaçlıyordu. Nitekim l G Ha7.iran Çarşamba giinü, yenı tasarı-111'1 Temsilciler l\h�clisi'nde göl'üşUImcsinin bir hafta ertelendiği açıklandı. Böylece, Tü rkiye'nin verdiği mühlet doluyol'. ancak yeni b i l' gelişme söz konusu olmuyardu. Amerika'nın tutumu, ambaı'go�'u kısrne" kaldıran tasurıyı Kongre'dc bekleterek i\LC hü-
kUmetini sıkışt ı rmakt ı , ImkUmeUn alacağı kararı önce
den haber veren Ilk gelişme. Mıllı GUvenlik Kurulu'nun Çarşamba günü yapılan toplantısından sonra yayınlanan açıklamayd ı . Açıklamada. hükUmete, önceden alınan kararları "uygun gördüğü tarihte" uygulamas ının tavsiye ed i ldiği bildiriliyordu. Oysa. bır ay önce yapılan açıklamada, geçici statünün saptandığı ve sürenin dolmasıyla birl lktc gec:ici statünUn otomatik olarak yürürlüğe gi receği söylenmişt ! .
B i r lemenni Ne var ki Dışişleri Bakan ı 'nın
basın toplantısında ortaya çıkan başka birşey oldu. Geçici statü'nUn yüriirHiğe girmesi leknik hazırlıklaı' gereğince "pek kısa bir süre" için erleleniyordu. Bu kararın. hükümetin :ıha önceki açıklamalarıyla tutarlı olarak açıklanmasının olanağı elbette yoktu, Çünkü , verııen bir aylık sürenin gerekçesi de teknik haz ı rlıklamı .
Li,:I'1 !JııııyU !i'1\ :1.,1 -.vıırl.,.lIltln iur .... ) ,: dL� pflIJtiklı .. lf' "' IQlum '1'IIIOII'Jr tı/ı;� 'j,,,
ollır1lu�unlı kioH·ıo !lö\lo�qmın. Bir tolum yersiz end'şd'�r Türkl�'o'yi ,ii' YAlun komşuları ile iU.şIcUer;ni tıuı.dolabına 1(,!ldırmayn ıtmiş. b8u konu lnrda hf'l'.Jn(·R dışArdnlü mnr�eıJer8 b8�lılık bızi y'I,ril7;iI�1ı <ı!ırlil"ı ,'mı,.tır
1963 \'0 It167'lIo Wlll"" \sır,'n )(lhrlR bıınAlımlarlOln "TtlrkJy�'d "eodln(.t .ıetlnnelilwrlo" I:.noınii rollı:tri oımıış1ur, t;rıroqır,d ,· "nDR. huntl sormadan" m.Ui t,:tkarlurlll1lı Içın hnrıJ • •• to s.ıoçcbıie<:t:�imızJ dl..ı rıyt\· ... a Mi)fltordı� r.UÇt·fl y J(orçokloştiriJoo Kıbrıc: ıl.,rı, f hırııklltı jqı' dış politiknmııda LU yıldon bari Attıtın �Ur,11ı (Inım lürın �onucudur.
Artık hiI7J �crçf!ltcrı �"buı etmek 7,nrundlı_"
rı, OrttJıJo�u'�'1J !(ü"mol:.. Islnoı ııı � ""-rindt'n ıçmok, Rusyo'�'ı ve pHyHoro"'!. d, ,I •• " ilan
ctmok. üçüncii ntinya WkIJIr::ir,o YIIIJ"ıjnı,ltnfl Türkiye'ye ne kaznnd:rauJ).:lr ?
Tarih ve ':o4r�r'fun1Jl bll.ı �opmRı boSlarl j8klaşlırdıgı lslôm diinya",l ılQ p()ıı:�k va okonomik alanda işbirliRi yapma� '1 i" ı i ( 'ye Rf1dec faydo getirocoKttr
DünYAnın "n 'Lilçlii �ilıVlı p"'trolU olindo bulundurfln Uı,t6do�u'ya ;ıl i nçılan liir�i)o'oın lHrçut mAsolesini 1,. " "1�O bir sUrc icerisinde ('li/,",em(ı�j içııı ·.1·' .1': .. hiç bir sebep
Çarşamba günkü Bakanlar Kurulu toplantısı sı rasında Dışişleri Bakanının Kissinger'den birka<: telefon aldJğl haber verildi. Bu mesajların içeriği ise karanlık deği ld i . Amerikan hükümeli. aradaki yumuşamanın tehlikeyc atılmamasını ve Tilrk hüküme-
--------- Portekiz----------•
Işçi sınıfı devrimi sürdürmeye II Tem muz'da Sosyal ist Partili
bakanları" çekilmesiyle sallantı l ı dönemegi ren Portekiz hükümeti Demokraıık Halk Partisi (PPD) nin de çekilme kararı alması sonucu. 17 Temmuz'da düştü,
Türkiye'dc pek çok ilerici <:evrede de geçerli bir görüşe göre bunal ı m ın kaynağında, "Sosyalist Partinin ga7.ctesi " Republica" ya işçilerin el koyması" (Rcpublica hiçbir 7.aman pSP'nin yayın organı olmadı. bk. YÜ rlivüş, S. 13) var. Sosyalist Parti YOneticileri Ise SKII (Silahlı Kuvvetler Hareketi) Genel « urulu'nun 8-9 TemmU7.'da aldıkı kararları öne sürüyorlar. Psp·vc göre bu kararlarla SKHPartiler paktı ihlal edildi. Kurucu Meclisin tüm vetkileri elinden alınd ı . Biv�si hayat askerilcşt irildi. Mario Soaı'es daha da ileri gitli. SKH'ni üLkede Sala,ar tipi bir dikta kurmaıda suç lad ı . Ekonomiyi felce uğratma te!ıdltinl savurdu. Sosyalistlerle birlikte Halkçı demokratlarda Gonçalves hUkümetini lerkctti . 4 Siyasal parti ve askerlerden oluşan koalisyon böylecedağıldı. Bu noktaya kuşkusu? birdenbire varılmadı.
Karşı-devrim uyumuyor Daha dün :;0 y ı l lık bir faşizmin
pençesinde inleyen kücücük bır Portekizlın çıkıp bü,iik sermayey i , onun tekellerini hedef alması. ·'so8yali81 devrim" sürccine girmesi NATOtnun Avrupa scrmayesinin ha7.medcccği b ı r olay de(:l l . içerdeki gerici yuvalar bu dış çevrelerle eşzamanlı ve eşgüdUmIU olarak Porlekl?devrim 8üreclne sürekli ıertiplerle karşı çıktılar. So8yallsl Partinin ve Demokratik Halk PartisPni" son kararı da bu tertipler ıçınde yer alıyor:
Soares ateşle oynuyor Devrım dU ,manların ın binbir
tertıp peşinde oldulıu b i l iniyor. Caeta-_
YÜRÜY()Ş - 22 Temmuz 1975 - 12
kararlı nonun Partisinin devamı olan Demokratik ve Sosyal i\lerkez (C OS), Kurucu i\Iecliste kendisi i l e b i l'1ikte Sosyalist Parti ve Demokratik Halk Paı'tisi'n
den oluşacak bi i' "demokratik çoğunluk" kurulmasını önermekte. böylece PKP'yi v� Poı'ıeki7 Demokratik lIal'eket i hükümct d ı ş ı b ı rakmayı a(,'ıkc:a ileri sürmekted i r . Tnbanı ile ters dlişerı bi ı' tavıı'la PSP bu konuda kesin b ı r tavır almak gereğini duymamaktud ı r . Üni versi ıelerde sun'i olarak başlatılan öğrenci hareketleri, devrimci hükUmeti zor duruma dUşürmek için bazı sektörlerde giı'işilen grevler, Başbakan Vaseo Gon<:alves'c yöneltilen saldırılar karşısında PSP hiçbir lepkl göstermernekte. adeta bu girişim lerı onaylamaktad ı r .
Üstelik, P S P yöncticileri. işi , sahte belg:elcl"dcn mcdet ummaya kadar vardırmışlarclı ı-, " Halk demokrasisi Poı'teki ... :dt: yürümez.. çünkU bi:dm Sovyetler Birliği ilc ortak sınırım l 7. yok" gıbı i lkel anli- Sovyet tavı l'larla nercye varılmak isteniyor ? Bu çok tehlikeli bir oyundur. Bugüne kadar tUm çelmeleri başa r ı l ı ve serinkanlı bir karilrl ı l ıkla alteden Devrim için tehlikcli b i r oyun; uına sadece devrim Iç in deği i : Bu oyunu oynayanlar Için de son kertede tehlikeli bır oyundurbu. �imrllki ko.lisyon hükümetinin gitmesi istcnd i . gitti . Amu bunun yerine KomUnist bakans17. bir hükUmel ml gelecektir sanılıyor? Hayır. ge lecek olan. hiçbir Partinin temsil edllmlyecep;ı bır hükümet olacuktır. ve bundan da Sosyalist Parti knzançI ı çıkmayacaklır, Bu olumsuz tavrını yenı durumda da sUrdürürse. PSP doitacak Honuçlar. da kallanaeak. bedelini de aitır bır biç imde ödeyecektır.
Devrimin geleceği 21 Haziran·da 240 kı,ıılk mev
cuduyla loplanan SKH Genel Kurulu.
kend isini bir ·TIXSAL Kı:RTı:Lı:Ş HAREKETi·· olarak tanımladı. Bu niteliği Jle de ülke geleceğinin biçimini. pol itik yapısını saptamak durumunda. Devrım Konseyi'nin yapısında gidilen deği şiklikler ve bir Llusai Haik �ıecHsi formülü İşte bu gereksinmeyi karş ı lamaya yönelik. vebu yüzden karşıdevı'imci gHc:lerin. iç ve dış gericilerin şimşeklerini çekti. Çünkü SKH Devı'lmin c:izgisini hiçbir kuşkl.ı�'a yer vcrmeyecek biçimde ortaya koydu: "Daha c:ok i ş . daha az lana ve somutta i lerici p:ırtilerle birl ikte sosyallsl devrimi en son gereklerine kada r yiiı'ülmek. " Genel Kurul'un deni7.ciler kanadı en küçük biryanl ı ş anl:ışılmayı önlemek istercesine ayrıntılı olarnk beliı·tiyor sos�ralizmin ne olduğunu : "insanın insanı sömürmeyeceği . Uretım araçlarının toplumun elinde bulunaca�ı sınıfsız biı' toplum demek olan sosyal izmi kurmnk. amacıyla devrimci iktidarı güçlendirmek, emekçi y ı ğınlarla d a h a sıkı ilişkiler v e b.�lur kurmak 7.o l'undad ı r. "
işçi s ı n ıfı ka rarlı Bil' Devrimi başarıyn �ölül'ıne
de iyi bi l' Program yetme7.. Ası ı önemli olan siyasal iktidarcl ı ı' . SKII'nin onayladığı devrimci Pı'ogl'am i uyguInyacak bir Iktidar olmazsa devrim tehlikeye düşer. Gerici sald ırı lar politik, ekonomik ve sosval cephelerde gelişiyor. Ya iktidarı ellerinde tutanlar hem kendı aralarında hem dl'tnban Ile birIIp;ı sağlarlar, yada hUkümetlen çekilirler. Olan bu. olacak olan bu. iç ve dış gericilik SKırnl bölmeyı. onu halktan koparmayı ; içindeki ilerici unsurları ortadan kaldırmayı ve Işçi smıfı devrimcilerini Hükümetlen uzaklaştı rmayı 1stiyorlar, olnnca güçleri Ile bu yolda çalışıyorlar.
Bu çok yönlU 8aldırll"r karşı."''' da PKP Uçlllönerislnl yenlled l : Parti;
ler arasındaki hücumları karşıl ıkl ı durdurmak; görüşmelere baş lamak: taband.a ortak eyleme elverişli bir hava yaratmak . . . Ama PSP Demokratik H:ılk Partisi yöneticileri bildikleri
yoldan şaşmad ı 1ar. İki tcmel görevin demokratik bir devlet kurmak ve demokratik düzeni kOl"\lmak olduğunu görmeden bir özgürlük demogojisi ile ortaya ç ıktılar, Evet. işçi sınıfı için sosyalizm özgürlükten ayrı diişlinülemez, Portekiz devrimi. bu yUce amac ı gerçek leştirecek gUçtedlr. Halkla SKH'nin bL'liği sürdükçc. iç ve dış gerici ler Devri m i zor tedbi r leri n lma. ya itmedikçe, kısıntısı? ola rnk. özgilrlüklerden yararlanma. Portekiz devriminin belirleyici özelliği olacakt ı r ,
A. Cunhal"in bellrttiiti gibi. seçim ve çoııuiculuk devrim le bağdaşabili r. Devrım le bağtJ ışmıyan. knpilnl izmdir. bUyük lekellerın egemenliğidir,
Halkın her alanda çok ve etkin bir bic:imde SÖ7. sahibi olabilmesi ic:in girişilen yerel örgütlenmelcr. ne sendikaların ve ne de , hele işçi sınıfının öncüsü PKP'nln yerini aImaIan sözkonusu olmnmalıd ı ı'. Aleyhlc girişilen tiim yalan vc kuralnmn kampanyal:ırına kağmen işçi sınıfı ve onun öncü
öl·gULU PKP gitlikçe güçleniyor. Tabanda da giiQ geçtikçe geniş
leyen PKP·nin bugün. gençlik kollurı üyeleri ve asker üyeleri d ı ş ında, 100. 001l'j aşan mililanı va rd ı r. İşçi sınıfının siyasal hareketi olElrak PKP ne kadar gelişirse. ne kadar güçlü olursadcvrim d e o kadar ileriye gidecektir. Bunun içindir ki PKP halkı birleşmeye. SKH'nin devrimci do�rullU8unda onun la bi rtik olmayu çn�ıı'lyor. Bunun içindir ki PKP bu blrll!!;in c:1nıenlosu olma görevini üstleniyor. Bunun içindir ki tüm geriCi girişim leri n, tüm bölücü tertiplerin karşısına ç ıkıyor. işçi sınıfına özgil bır kararl ı l ı kla devrimi Ileriye götürüyoı·.
linin �'ar3r vermekte acelc etmemesin i ist iyordu. fkınun anlamı, geçici statU'nün ertelenmoslnt istemekten başka birşey değildI. Daha önce, Washıngton'da bulun n ABD BüyUkelçisi Macomber'ln. oradaki Kamrnn lı,.n ve Melih Esenbel'e ayıu d i le!tt i lettiltl biıiniyordu. " Ol lek"le, Temsilciler Meclisi 'ndeki görü,melerln beklenmesi bild i r i l iyordu. Ancak. kolayca önceden görülebileceği gibi. Temsilciler Meclisi 'nde konunun ele alınmasının gecikmesi üzerine Türklye'nin biraz daha bekleme sı gerekiyordu. Olayların arkaplan, bundan Ibarettı.
de biliyor. Kaldı kl, Amerıkaının Ikili an
laşmaları Ihlal etmesine bakıp. "Vay bunu nasıl yapar, bu nasıl mütteftk" diye şaşırınanın da b i r anlamı olmadıkını unutmamak geı'ek. Anlaşma mellnlerinln ıçınde dönUp dolaş.rak bır sonuca varmak, kamuoyunu bu sonuca ikna etmel( ve buna dayalı bl r politika yürütmek mUmkü n d!'kll. Çünkü ortada mantıks.1 bır çelişki var. Bu çelişki " anlaşmalarn riayet" edeblyatını bütünüyle çürUtUyor. Çelişki şu: Bir ülke, "ortak savunma" çerçevesi Iç inde bır dığeı' ülkeye yaplı!iı silah satışlarını keserek. yani mantıksal olarak ''kendi savunmasını tehlikeye düşürmesi" gereken bir kararla. öteki ülkeyi tehdIt ediyor. Bununı. da kalmıyor Iş. Tehdit edilen ülke. yine 'lortak savunma" gerp.kçestyle kendi topraklarında kurulmuş olan üsleri kapatacağını. yani yine "kendi gü venıığini etki leyecek'! bi r da vranı şta bulunacağını açıklayarak karşısındakine miatHeme yapıyor� İşte Türkiye 1Ie Amerika arasındaki ikili anlaşmaların mantığı bu. Bu mantık. bütün "ortak savunma" anlaşmalarının tutarlılıktan yoksun olduğunu ve
-zay ılın kuvvetliye baltımlılığını glzle-
dlitlnl ortaya koymakta. Yine bu mantık, ikili anl8şmaların "karşılıklı 88-wnma" Ile bır ılışkısı olmadıitını, dolayısıyla bambaşka stratejIk hesaplara d.y.ndıitını belgelemekte. İşte şımdı MC hükUmeti bu mantıitın her giln bIraz daha ortaya çıkması karşısında çaresizlik ıçınde.
lin halkının kendı devletini kurma hakkından BÖZ ederse ''komUnist alızı" kultanmı� olmaktan mı korkuyordu ? Yine Konrerans'ta Arap Ulkelerlnln FKÖ'nU tanıdıkları açıklandı . Fakat MC bu konuda yine BUSUŞ IçindeydI . Konrerans sonunda İsrail'In uluslararası örgUtlerden ç ıkarı lmasını isteyen ,bı r karar kabul edi ldI. Türkıye de buna katı ld ı . Peki İsrail kimin mütteflklyd l . Türkıye klmJn mütleflkıyd i ? 1tI rklye'nln Amerika ile ittifakı Orta Doğu'da ne gibi rol oynuyordu ? Bunlar elbette cevapsız kalacakt ı . Bu sorulara ilginç bır cevap Perşembe gOnkü Tercüman gazetesin i n sütunlarında v e r a l d ı . Söz konusu vazının foLoğrarını bu sayfada bulacaksınız. Yapıl acak lek yorum herhalde sermayenin geleneksel taktiklerlnin ınasını büyil k bl r açıklıkla d i le getirdIğI. Ne var ki. özellikle Türkıye gibi kapitalist ülkelerde sermayenin bu tUr "dönü ş"lerl l'ahatlıkla vapabllmesi kolay deği i . En a7.ından sermavenin siyasal temsilcilerinin değişmesini gerektirecek nitelikte. He le . o ü lkede sermayeyi temsil eden iktidarın içinde "Moskova' va bayrak dikme" hayalleri ıçınde yaşayanlar da yer alıyorsa . .
Gerçekie MC a!izından ç ıkanları ger i almanın ?orl\l� içinde. İlk önce. \merikan Kongresinde tartışılmakta olan tasarının. ambargoyla ortaya çıkan duruma hiçbir yenilik getirmedlğlnl gizlernenln zorluğunu çekiyor. İkili anlaşmaları geçersiz saydığını ilan eden �IC. sankl şimdi anlaşmaların hükümlerine dönülmüş gıbı bir Izlenim yaratma çabasında. Oysa. yeni rormüle göre. Amerikan hükümetinin Türkiye'ye karşı hiçbir taahhüde giremeyeceğini . Türkiye'nin muhatabının artık doğrudan doğruya Ameri- . kan silah firmaları olduğunu kendisi
O r l a - Ooj!u Çaresizlik burada bilmiyor.
Son yıllar sermayenin çaresizlik yılları . Bu çaresizlik dış poULike al.nına gltllkçe yayılıyor. Geçtiğimiz hafta ıçınde MC temsilcisi İslam Ülkel9-1·1 konferansına katılıp geri döndi1 . Konferans s ı rasında v e ertesinde MC sözcüsünün yaptığı açıklamalar Türkiye gibi bır ülke Için uluslararası ortamın zorladığı gereklcre sermayenin kendini uydurmakta ne denli zorluk çektiğini göste rd I . Orta Doğu sorunu karşısında alınacak tutum MC 'nin önemli açmazlarında" biri. Çağlayangii, Knnferans'tan dönüşünde TürkIye'nin sorunla ilgili görüşünü. Arap topraklarının boşaltılması ve " F i llstin1ilerin meşru hnkl ::ı rırıın Iadesi" olarak belirtli. Bu Ifade. en gerici Arap rejiminin ifadclerlnin dahj gı'ri sinde idi. Yoksa L\LC sözcüsü. FiHs:.
Avrupa güvenligİ çıkmaza sokuıuyor�
WRKİYE' İN TVTUivlU TARTlS1vIA KONUSU
14 Temmuz 'da dUnya ajansıarı önemli bir haber geçti ler : Avrupo GUvenl ik ve i�bi r l iğ i Konferansı 'n ın 30 Temmuz'da toplanması konusunda, çal ı�malara katı lan 35 devlet arasında görU� birl iğine n ihayet varı Imı�tı . Ne var ki aradan daha bir tam gün geçmeden yeniden karamsar bir havanın ortayo ç ıkt ığı , h;ıtta görü�melerin ç ıkmaza girdiği haber veri ldi . Haberde, ç ıkmazdaki en önem l i sorunun , askeri manevraların önceden bi ldiri lmesi iç in konulan 25 bin ' l i k asker s ın ı r ın ın daraltı lmasının Türkiye tarafından istenmesi olduğu bi Idir i l iyordu .
Türkiye'nin böy le bir isteği olduğu bundan ik i hafta önce de açıklanmı�tı . Ancak daha sonra yeni b ir açı klama olmomı � , Cenev:-e'de yapı lan çal ıımalarda bcmba�ko konular ortaya ç ı km ı � , son anda Malta'nın i t irazı görüımeleri zorla�tırmı�t ı . Nihayet Mal ta'n ın itiraz ın ı geri a lmasıyla anla�maya varı ldı . Türkiye 'ni n , anlaimaya verıldı ktan sonra eski talebini yeniden ortayo ç ı korması , Cenevre'deki gel i�meleri geriden i� lediği ve iı iiten geçtikten sonraharekete geçtiği iz lenimini verdi .
14 'ünde varı lan karara u la�mak iç in onbir y ı l beklenmesi gerekmiıt i . Sosyal i s t ülkelerin temsi le i leri 1 966 Haziran ' ı nda Budope�te'de toplanarak böy le bir konferans ı n toplanmasını önermi �Ierd i . Büyükelçi ler seviyesindeki i l k haz ı r l ı k çal ı �molorına ba�lanmasl iç in aradan 6 yı l geçmesi gerekt i . Bu göruvne ler ancak 1972 Kos ım' ında Fransa 'nın Dipoli kentinde bailadı . Ertesi y ı l 3 i l e 7 Haziran günleri otuzbeı ülkenin dı�iileri Bakanları Helsinki 'de AGi K 'n ın i i k a�amosı içi n biroraya geldi ler . Kanferonsın ik inci aıaması , 1 973 Ağustosunda Cenevre'de baııad ı . Konferansı n ik inci a�amasında gündemegiren çal ıımaların tomomlanması iç in bugUne kodor i ki y ı l beklemek gerekti .
Temel ilkeler
Son a�cmosın ın ba�lama tarihi yine belirsizliğe giren AGiK 'n ın i lôn edeceği temel i l kelerin zamanımız i ç in tart ı � ı lmaz bir önemi var. Bu i l keler ıunlar : Devletlerin egemen l i k hakları nda eıi t l iğ i , kuvvete ya da kuvvet yoluyla tehdide ba�vurulmomosı , s ı nır ların ihlôl edi lemezl iğ i , devletlerin toprak butUnlUğUne sayg ı , uzlaımaz l ık lar ın barı�çı çözUmü , iç iılerine karı�mama, insan hoklorıno ve temel özgurluklere soygı , holklorın hak eıi t l iği . . . Art ık gUnluk yoıom ı n pol i t iko d i l inde çok rastladığ ımız bu sözlerin uluslararası i l iıki lerin temel i l keleri olorak i l ôn edi lmesi iç in gereken çabaların boyutu , bu i l ke lerin önemin i kanı t l ıyor .
Bu i l kelerin i k inci bUyUk ve tarimel önemi , bir bir inden ayrı toplumsal sistemlere sahip alan devletler in borıı iç inde birarada yaiomaları i l kesin i n , iki dUn-
ya sava� ı n ı n patladığı ve bugUn de i ki dünya sistem ın ın s ı n ı r çizgisinin geçtiği kı tada b i r "hukuk i l kesi" hal ine getir i lecek olmas ı . Yine aynı ıek i lde, 1970 .Ağustos 'unda Sovyet-.A.meri kon anla�masıy la ba�lamış olan "yumu�ama" , böylece Avrupa düzeyinde yeniden doğrulanmı� oluyor .
Engeller
Son haftalar hatta aylar, Konferans çal ı ımalar ın ın sUrdUrUldUğU Cenevre'de yoğun ve yorucu çal ı � malora tan ı k oldu . Konferans ın son �amas ın ın Temmuz sonunda toplanmas ına yöne l i k çabalar Avrupa l ı kapital ist ul kelerden gelen buyUk engel lerle korı ı loıtı . Son olarak, tarihin saptanması iç in hoftalar ın geçmesi gerekti . şu anda bir kere daha, harcanan çabalar bo�a g i tme tehlikesiyle kar�ı karşıya.
Konferans ın yığın la engel le kar�ı l a�masına �aımamak gerekl i . Herieyden önce Konferans Avrupa'du i ki toplumsal sistemin varl ığ ın ın tan ı nmas ın ı gerektiriyor . Lôflarla bu gerçeği tanıyan Avrupal ı yönetici ler gerçekte ise bu gerçeği ortadan kaldırma hayal lerinden kurtulmuı değ i l ler . TUm Avrupo'do iıbi r l iğ in in gel iımesi , daha i lerde ortak bir gUven l i k sisteminin olu�turulmos ın ı , devletlerin askeri çabalar ın ın koordine edi l mesini ve topyekun s i lahsız lanmayo doğru gidi lmesini gerektirecek n i te l i kte. Bu ise , kend ini gittikçe gUvensiz l i k iç inde hisseden Avrupa kapital izminin ve onun l iderl iğini hôlô koruyan Amerikan emperyal izminin kolay kolay razı olobi leceği ıey d_ğ i l .
Avrupa savunma birligi
Bir yandan tUm Avrupa'da iıbi rl iğinin gel iıtir i l mesi yolunda sosyal i s t ulkelerin çabaları birbirini kavalarken, diğer yandan " KUçUk Avrupa"n ın kendi iç inde yeni askeri kombinezonlara hoz ı r lanması bunun en iyi kanıt ı . Bu kambinezonları açığa vuran en yakın açık-
lama, AET Komisyonu 'nun açı klaması . Açı klama tari'ıi i Temmuz . Açık lamada�öy ledeni l iyor: " Avrupa bir l iği , ortak bir savunma üzerine yükselecektir . Avrupa'n ın dış politika alanında bir l iği , zamanı geldiğinde, zorunlu olarak savunma alanı nda da sonuçlar verecekt ir . "
Avrupa kapital izminin savunucuları , tasar ladı k lar ı "bir l iğin" emperyal ist n i te l iğ in i gizremek iç in bunun NATO'dan ayrı bir olgu olduğunu, hofta Avrupa' nı n bağımsız l ığ ın ı amaç ladığ ın ı i leri sürüyorlar . Bu iddianın geçersizl iği y ine söz konusu açıklamada d i le gel iyor. Şöyle deniyor: I IAtlantik itt ifak ı , Kıta Avrupas ın ın gUvenl iğ inde bel i r leyici bir rol oynamaktadır ve oynamaya devam edecektir; ancak, birl iğin güvenl iğ i , uzun dönemdeki bUtUnlUğu v e halkların dayonliması , bir l iğin kurulması anında savunma sorunlar ın ın sadece bir kenara bırak ı lması hal inde yeteri nce korunmomıı olacakt ı r . "
AGi K çal _ ımalarında AEPhin dokuzlarından gelen enge l l erin önceden hesaplandığı çe�itl i ieki l l erde ortaya ç ıkt ı . Bunun yeni bir örnfllği de önceki hafta görUldU. 8 Temmuz'da Dokuz ' ların dı� bakan lar. Romada bi raraya geldi ler . Bunun hemen ardından Cenevredeki delegasyan lar , toplantı tarihiyle i lg i l i kararı n bir hafta kodar a l ı nmamasın ı ve o zamana dek sorunlar çözU IUrse 15 Temmuz'da karar a l ınmasını istedi ler .
Ceııevre'deki açmaz �u ana kadar çözulmü� değ i l . Konferans çal ı ımolar ın lh iu ona dek kar� ı la�t ığı zor luklar bir tek olguyu gösteriyor : Yumuıamaylo elde edilen sonuçlar ın h ôç de koloy l ık lo elde edilmediğ i , yumuıama olgusunun emperya l i zmin n i tel iğini deği�tirmediği ve eldeki kazançların korunması i çin harcanan çobalara ara verilınemesi gerektiğ i . ,
Çı kar ı lacak i kinci hisse TUrkiye i l e i lg i l i . TUrkiye Cenevre'deki tutumuyladunya devlet leri ve barı�Çı gUçler önUnde bir sı nav verecek . � anda bu s ınavın en baıar ısız noktas ı nda olduğu ve MCnin dizgin leri a l t ında doha da açmaza gömüleceği görUlUyor. Bundan b!ıy le MC barııçı l ığını kime anlatocak?
YtlRtlvUŞ - 22 Temmuz 1975 - 13
Uzayda buluşma Sovyet v e Amerıkan uzay araç
larının uzayda buluşmasını ve uzayda ortak deneyler yapılmosını öngören Apoııo-Sayuz projesı bugünlerde tamamlanmış olacak.
Uzay çalı şmalarında en ileri düzeyde olan Iki ülkenin. çulışmalarındakl yükleri paylaşmaları ve lşbirU� anlamına gelen bu deneme, uzay çalışmalarında yenı bır dönemin açılışına tanıklık ediyor. İki devlet arasındaki lşblrlijti. uzayın barışçı ve insancıl amaçlarla kullanılması olanaklarını geııştlrlyor. Yine bu lşbirııği. il\Sanhğ!n aynı yöndeki çabalarının birleştirilmesiyle. eskisine göre daha fazla verım elde edilmesine yönelik.
Apollo-Sayuz proJealnln özelliğine gelince. bu deneme, özellikle uzayda insan hayatının güvenliğini artırmayı ve gerektiğinde uzayda 91'1-zalanan bir aracın dOnyadan atılan yeni bir araçla kurtarı lmas! sistemini geliştirmeyi amaçlıyor. İkinci olarak da uzayda ortak deneyleri öngörüyor.
Kuşkusuz. ortak uzay ç-a1ışmatarının barışın pekişmesine yardım etmesi. SSCB ile ABD arasındaki yeryüzündeki siyası ilişkilerin bu amacı destekleyen yönde gelişmesine bağlı. Ne var ki . uzay çalışmaları-
mn artaklaı;ıt ırılması. farklı sosyal sistemlere sahıp ülkelerin barış Içinde birarada yaşamalarının insanlık ıçın nasıl yararlı sonuçlar verdillinin bir kanıtı. Ywnuşama politikasının hangi aşamaya vardıjtının bır göaterges!.
Sayuz uzay gemisi kumandanı Aleksey Leonov. bir gazetecinin. "Ulkelerimiz ıçın. genel olarak uzay bilimlnın �el!şmesi ıçın uçuştan hangi sonuç ları bekliyorsunuz ? " şeklindeki sorusuna şu cevabı verd i :
" Bu soruya. ortak uçuşun bi limsel ve teknik öneminden değil. bu denemeılinyapılması gerçeğinin insanla· rın akıl ları üzerinde yaptığı etkiden başlaya ı'ak cevap vermek isterim. relevizyon ekranlarında bizi llk kez gören -ki bu yayımları mi lyonlarca Amerikalı Izledi- herhangi bır kimse sanık la hayrete dUştü: Bakın. bunlar normal deııkanlılar. düşünebi liyor. şaka yapıyor. çalışabiliyorlar. Biz. uluslararasıgerginliğin yumuşamasının aleyhinde olanlar tarafından nasıl bır propaganda yürütüldüğünü biliyoruz ve astronotlarla ortak çalışmamızın bu propagandaya hissedilir bir darbe indirdiğine inanıyoru z . "
"Okyanusun ötesinde bulunan ben, pek çok Amerikalının en çeşitli
SOVYET KOZMONOTLARI KUBASOV VE LEO N OV ÇALI ŞMALAR SıRASıNDA
alanlarda Ulkelerimlzln lşblrıııtınln geli şmesinden yana olduğunu kaç kez gözledım. Birleşik Devletler'de. önümüzdeki uçuşu. giderek daha Cazla ülkeyi kendi yörüngesine çekecek olan uzay biliminın gelişmesi ıçın özellikLe yararlı sayan aklı başında kişilerin oldukça fazla olmasından çok mutluyum. ,.
" Kuşkusuz. uçuşumuz uluslararası işblrliıtı yolunda sadece ilk adımdır. Fakat şimdi uzayda SovyetAmerikan işbirliğinin devanu için ilginç planlar tasarlanması sevindi ricidir. Kuşkusuz bunların gerçekleştirilmesi. dünya etrafındaki boşlukta uluslararası işbirliğinin geniş şekilde gelişmesi dünyadaki tüm insanlara yarar sağlayacakt ı r . . '
1975 yılının öneml! uzay çalışmaları sadece Apollo-Sayuz proJesiyle sınırlı değil. Geçen Hazıran'ın 8 ve Wünde. Sovyetler Bırlığı' VenUs gezegenlntn ve çevresindek i alanın araştırılması amacıyla VenUs-9 ve VenUs-lO'u uzaya göndermlşti.n!. İki araç Ekim ayında Venüs'e ulaşacaklar. Araçlardan biri gezegenin yüzUne inmeye ve oradan dUnyaya çeşllli bilgiler göndermeye çalışacak.
i i ve 21 Ağustos'ta Amerikalıların Mars'a iki araç göndermesi bekleniyor. Gönderilen araçlar Marsra 1976 Hazl ran'ında ulaşacak. Viklng adı verilenbuproje. Mars'da geçmiş te kalmış ya da şimdi varolan yaşam
� biçimlerini aramayı ve kendi güneş sistemimizde yaşamın nası i başlayıp geliştiğini anlamayı amaçlıyor.
----------------------Cezayir------�-------------
Dönüm noktasında geriye bakış
Cezayir önem l i bir dönUm noktasına gelmi� bulunuyor . 1 30 y ı l l ı k sömürgele�me süreci sonunda Fronsız emperyal izminin boyunduruğunu kıran Cezayir 'de, yeni anayasol reforml ar ı n yürürlüğe konocağı bi ldiri l iyor.
BiRAZ TARiH Fransa'nın Cezayir'del�i ticari
Çı karları n ı yeri nden gözetmek i çin bu ü lkeyi ele geçirmesi 1830 yı l ına rastlar. Frans ı z j�galiyle bir l i kte, i�gale kar�ı direnmeler de ba�ladl . 1945 y ı l ı , Cezayir halk ın ın bağımsız l ı k isteğ i n i , toplu o larak i i k kez açığa vuru�una tan ı k oldu . Setif'te meydana gelen bir olay sonucu öldürülen 100 kadar Frans ız 'o kar�ı 45 .000 Cezayir ' l in in öldüruldUğü tarih kitaplarında yazı l ı d ı r .
-
Cezayir'de ;ömUrgeci lere kar�ı en buyuk ayoklonmo 1954 yı l ı ndo bojlod ı . Bu tarihlen sonra giderek yoğunla�an bağıms ız l ı k mücade lesi , 1 962 y ıl ı nda boğıms ız l ığı n kozonı lmasıy la noktolondı . 1963 y ı l ındo Ben Bel l o U i kenin i l k cumhurba�kanı seçi ldi . Ben Bel l a yönetiminin hal ktan yana giri�imleri kor�ı�ında havat olanı daralan burjuvazi U l kede kar'� ı devrimci yol lara boıvurmoyo boılod ı . Ben Bel lo 1965 'te askeri bir hUkUmet darbesiyle iktidardan uzaklaıtı r ı ld ı . Darbe sonundo ikt idara gelen Bumedyen yönetimi , bur ju- \
vazin in umduğunu vermed i . Yeni yönetim sosyo-ekonomik alanda olumlu giriıimleri sUrdürdU . Cezayir �imdi bir dizi onayasal reform ları n eıiğinde . U lusa l Hal k Mec lis i 'n in ve cumhurbaıkan ın ın seçimi gibi konuları kapsayan bu reform tasarı ları , ' U lkede siyasal hayat ı n demokratikleıtiri lmes i ' olarak yorumlanıyor.
KAPiTALizM E KARŞI Bağıms ız l ığ ın kazanılmasından
sonra Cezayir HukUmeti iıe ba�larken hedeflerini ıöyle ortaYQ koydu : Savaıı n y ıkt l� JI ekonomiyi canlandırmak, i l eri bir ekonomi kurmak , kırda ve kentte oturan i nsanların yaıam dUzeyini yUk-
YlJRUYlJŞ - 22 Temmuz 1975 - 14
seltmek. Bu temel hedefle'; gerçeklejtirmede Cezayir yönetimi , aslı nda birbirine s ık ı sı kıya bağ l ı iki �eyi reddett i : 1- Ulusal ekonomin in yabancı boyonduruğuna girmesini ; 2- ,Kapi talist yoldan kalk ınmayı . Hükümet , sava� sonras ı n ı n o güç ko�u l larında karar l ı bir bdım attı ; yabancı l ar ı n sahip olduğu fabr ika ları , madenieri ve bankaları m i l l i l e�tirdi . D ı � - ti caret , k i t le haberI��me araçları ve u la� ım olanaklar ın ın öneml i b i r k ısmı devletin kontroluno geçir i ld i . Aynı zamanda, yabanc ı ları n kaçarken terk ettikleri topraklar Uzeri nde kendi kendini yöneten kamusal ç;ft l ; kler kuru ldu . BugUn kırsol bölgelerdeki kamu sektörünUn temel in i bu kuruluılar olu�turuyor.
Cezayir ' i n sanayileıme a lan ındaki ba�arı ları söz götürmez . Cezay ir l i iktisatç ı lar ı n tahminlerine göre sanayi , 5-6 yı i iç inde gayri safi ulusal has ı l an ı n yarısından çoğunu oluıturacak.
Cezayir HukUmeti , gerçekçi ve uzok görUı lU b;r yokloı ımlo, ulke ;ç ;n tamamen yeni bir ekonomi dal ın ı , demir-çe l i k sanayi ini kurdu . 1980'lerde, Cezayi r ' in çel i k i hraç edeceği tahmin edilmekte.
Cezayir U lusal Petrol Şirketi 'nin (SONATRACH) yöneH ci le'; , bu ekonomik gel i�menin temel in i petrolUn oluıturduğu ve ge lecekte de olu�turmaya devam edeceğ i görUıUne kat ı lm 1 -
yar ıtır. Diyorlar ki , " Gerçekten de bu hammaddenin ihracı bUyUk gelir sağ lamaktadır . Fakat biz bu kaynağı Batıdaki bazı çevrelerin di ledikleri b iç imde kul lanmak istemiyoruz . Ener j i kaynaklarımız sonsuz deği ldir ve Cezayir yalnızca petrole daya l ı bir ekonomiden kaçınmaya çal ı �moktad ı r . Biz , petro lden sağladığımtz gelir leri , istikrar l ı v e bağıms ı z bir ekonominin teme l lerini oluıturmak iç in , sanay i in geliıtir i lmesi ve modern bir tarım sektörUnUn kuru l mosı i ç i n ku l lan ıyoruz . "
Birkaç y ı l önce durum tamamen
farkl ı ydı . P�t�ol i�i yobancı teke l lerin e l i ndeydi . Bağ ıms ız l ı ktan hcmen sonraki y ı l larda HükUmet, devletın petrol ve doğal gaz üretimindeki katk ıs ın ı artırmak iç in bazı tedbi rler aldı . SONATRACH , o günlerde kuro ldu . Ancok bu tedb;r ler yeters;z koldı . 1971 Şubotında Devlet, bütün yabancı petrol �irketlerinin hisselerinin % 51 ' i ne el koydu , Aynı zamanda bUtün doğal gaz kaynakları m i l l i le�tir i ld i . Petrol üretiminin bUyük bir kısm ı ve Cezayir toprakları ndaki petrol boru hatları devletin mal ı oldu . Bununla bir l i kte yabancı �irketler pes etmedi ler . Uzmanlar ı n ı geri çağırdı lar, Cezayir 'e kar�ı boykot uyğu l adı lar ve Cezayir petrol ünün u luslararası pazarlarda satı ı ı n ı önlemek istedi ler . Ne var ki butUn bu giri�imler ba�arı l ı olamadı .
1 973 y ı l ı nda sona eren Birinci Dört Yı l l ı k Plan çerçevesinde, ü l kenin sanayi le�mesin in teme l l eri at ı lmı� , kırsal olanlarda geni� çaplı deği�imler bOj lot ı lm lj oldu . 1973 y ı l ı ndo sermoye yat ı r ımlar ı , 1969'0 oranla üç kat arttı . Yuksek öğrenimde reform gerçek le�ti r i Idi ; yeni öğretim kurumları açı ld ı . Okul çoğındok; çocuklor ı n tUmUne temel eğitim olanakları sağlandı .
Yine 1973 yı l ı nda, toplumsal reformlar a lanında bazı önem l i adım lar atı ld ı . Tarım i�çi l er in in asgari Ucreti 0/0 25 , sanayi ve hizmet sektöründe çal ı �anlorı nki ise % 20 art ı r ı ldı . Ücretsiz t ıbbi bakım uygu l amaya konu ldu . YUzbin'den fazla iıçi çal ı ıtıran onbir komusal endUstri kurumunda, iıçi leri n karar organ lar ına seçi Imesi sağlandı . Çal ı ıanlar ı n yönetimde etkin bir rol oynayocağı anlamına gelen bu giri�im , 1971 'de kobu l ed; len Kurumlorın Sosyol ist ÖrgUtlenmesi Yasası ' n ı n gerçekleıtiri lmesi için otı lm ı ı bir i l k adım nitel iğ inde . Cezayi r l i bir sendika yöneti cisi , bu uygulamanı n gel ecekte özel sektör kuru luı lar ı n ı da kapsayacağ ını belirtiyor.
TARIM Cezayi r ' i n kar�ı kar� ıya bulundu
ğu en büyük sorun , k ı rsal olanlarda köklü deği�im sağ lanmas ı . Boğıms ı z l ı kton sonraki i l k yı ii afda , kendi kendini yöneten kamusal ç�ft l i k lerin kurulması , mücahitlere toprak dağı t ı lmos ı , köylülerin yalnızca küçükbir bölümünü kopsoyabi idi . Sanay i le�me alanı ndaki ba�arı lordan sonra , toprak reformunun, ya da Cezayi r l i l erin deyimiyle 'Tarım Devrimi 'nin gündeme a l ı nması olanak kazandı . " Toprak i�leyenindir" i l kesine göre hazırlanan Tarım Devrimi Yosas ı , 1971 KOS lm ' l ndo kobu l ed; ld; .
Cezayir'de bugün dokuz m i lyon hektar l ı k tarım arazis i ve sekiz m i lyonluk k ı rsal nufus var . Kamusal ç i ft l i k v e sova� gazilerine a i t tarımsal kooperatifler, tarım toprakları n ı n Uçte birini olu�turuyor . Geri kolon üçte i ki Uzerinde ise be� mi lyon i nsan yaıamaya çal ı � ıyor. Böylece, Cezayi r ' in kırsal alanlar ı nda en be l i rgi n yapı halen özel mülkiyettir ve bu kesimde tabakala�ma ve s ın ı f çatı�ması keskin biçimler 0 1 -mııt ı r .
Toprak refarmu uyg'Jlamas l O ı n i l k 0ıomoSl 1972 y ı l ı ndo gerçekleıt; . Devlete ve kamuya ait topraklar , özel bir komisyonun gözetiminde, köyl Ulere dağı t ı l dı . Uygulamanın i ki nci ve daha korma�ı k aıaması ise - özel mulkler le ô 1gô l ; Ojomo - 1 973 yozındo yUrürlUğe kondu . Böyle l ô kle toprok reformu doho önem l i bir sosyo-ekonomik içerik kazandı ve doğol ol orak var l ı k l ı s ı n ı f l ar ın direnmesiyle kar� ı l o�t·ı . ı .
Cezayir'de uygulanacağ ı b i l dir i len anoyasal reform ları , halkrnı yönetime daha etki n bir �ekilde katı l ması amac ıy la geçtiğimiz y ı l l arda yapı lan giriıimler ve öze l l ik le tarım se ktörUnUn yeniden ve daha radikal bir biçimde örgütlenmesi hedefine varmada sosyo - pol i t i k olanakl ar yaratma jek l ô nde değer lend;rmek mUmkUn.
1
•
KOLTOR VE SANATTA
Cumhuriyet edebiyatı niı ? Hi KMET ALTIN KAYNAK
Edebiyatla uzaktan yakı ndan i lgisi olan herkes bi l iyor artık TUrk Di l 'nun c;olı�malar ı n , . Türk Di l Kurumu ayda bir dergi çı kanyor, ara 51ra
sözcükler üretiyor, törenler yaporak, Un ve Ö<WI dağı tıyor, i htiyaç duydukça �o ki taplor yay ım l ıyor . Atatürk'ün miras/yı o geçindiğinden parasal hiç bir sorunu dU�Unmüyor . I�te bu kurum, iht iyaç duymu� olocak !d (50 y ı l ın ı dolduran Cumhuriyet için) Cumhuriyet Yazı nından Örnekler adı. bir ontaloji yoyımladı . Üstunde duru lup, k ıyasıya eleıtiri lmesi gereic:en bu ontaloji nedense, unululdu, kimseden bir ses ç ı kmadı . Belki bunun nedeninde gizlenen, tUzUğUnUn 4. maddesinde "devrimci i i k" yaz ı l ı olQn Türk Di l Kurumu 'na duyulan bir çe�it soyg ıydı . Kimbi l i r ? Ama Türk Dil Kurumu , yayımladığı bu antoloj iy le kendi amaç ve i l kelerine ters dÜitü. Edebiyatçı ları olduğu gibi , okurl ar ın ı do hayal kır ı k l ığına uğrattı . Şunun iç in :
Cumhuriyet Yaz ın ındon Örnekler antalojisinde, Cumhuriyet edebiyatı bütUnüyle yok . Var .,Ian , ba�lang ıcl Tanz imat'a dayanan bir dönemi n ürünler i . E l l i y ı l ı do kucaklayamamı� üste l i k . Yazarların sanatçı kj�i l i klerine değini lmemi � . Kısa hayat h i kôyelerinin yanı sıra, eksik veri len eserleri 5lralanm ı � . Seç i len örneklerde kısa metinler , duyguya dayalı bu lan ı k , kapal ı , sözüm ono sanatsal ürünlere önce l i k tonınm l i . Her �ey bir yana, iiin üzUcü, dÜiündUrUcU ve haksız yanı ise , toplumcu/devrimci ne kadar yazar, ioir, e le�tirmen varsa, antoloi iye a l ınmam ı � . Ama geri ci ler i l e ikinci Yeni ve o ç izgiyi biraz aian (toplumcumsu) edebiyatç ı lar bai kö�e ed i lmi� . 78 yazardon ancak toplumcu/devrimci LO kadar yazara lütfen yer ayr ı l ob i lm i � . iite benim de elejtirmek, üzerinde durmak istedigim konu bu . Kim bu �oir, h ikôyeci , romoncı ve ele�tirmenler? Kim hazırlamı� bu antolojiyi ?
Ba�ta Nôz ım H i kmet olmak üzere antolojiye al ı nmayan �airler �unlar: Hasan izzettin Dinoma, i l hami Bekir, Ercüment Behzat, A. Kodir, R ı fal l igaz, Ömer Faruk Toprak, Can YUcel , Enver Gökçe, Suat T05er, Cahit Irgot, N i yazi Akıncıoğ l u , Fethi Giroy, Şükran Kurdaku l , Mehmet Kemal , Hasan H ü seyin, Nevzat Üstün , Muzaffer Arobu l , Sabri Al t ı ne l , Berin Ta�an, Kemal Özer i Bo�aran, Ataol Behramoğlu, Nihat Behram , Süreyya Berfe , Özkan Mert, Refik Durba� , Aydın Hatipoğ lu , Tekin Sönmez , irfan Yalç ın , Ergin Günçe, Arif Madanoğlu vb . . . Hal k iairlerinden hiç biri a l ı nmodıg ı gibi , adından bi le söz edilmemii:
Hi kôye yazarlarından antolojiye sokulmayanların sayısı iairlere göre biraz dUiUk : Bekir Yı l d ı z , Fahri Erdinç , Mehmet Boiaran, Dursun Akçam , Hasan Kıyafet, ŞUkran Kurdakul , Kemal Bekir, Metin i l k in , Erdal Öz, Demi rtai Ceyhu n , Leylô Erbi l , Ümi t Kahaneı oğ l u , Necati Güngör vb . . .
Romancı lardan 01 1 nmayanıor: Sadr i Erlem , Suat Dervii, Hasan izzettin Dinamo, R ı fat I Igaz Mehmet Kema l , Çelin Altan, Yu!uf Ziya Sohadı nl ı , Erol Toy , Ömer Polol vb . . .
E le�t irmenlerden ise iunlar: Fahir Onger, Cevdet Kudret , As ım Bezirci , Fethi Nac i , Adnan Binyazar, ZühtU Bayar vb . . .
Ad sıralamaya tiyaITo, deneme, inceleme, gezi vb. türlerde devam edersek , sanırım sözü biraz uzatmli oluruz. Şimdi ge le l im antolojiyi haz ı rlayanlara:
Antoloi inin sonunda, bir "yarkuru l "ca hazır londıg: belirti lmii . Saila ise, ibrahi", Kuı luk 'un Önsöz 'ü yer a l ıyor . Söylendigine göre de bu yarkuruldo Gul ten Akı n ve Al i PüskUı ı Uoğ lu görevl iymi j . Böylece onıolo i i ibrohim Kul luk , GUlıen Ak ın ve Ali Püsku l l üoğlu 'nun OrUnU oluyor . ibrahim Kuı luk 'u tanımıyorum . Ama Gül ten Akın i l e Ali PUskul I ' lu üstUne di lerim var .
Eğer kobu l lenir lerse . . . GOl ten Akı n , May ıs 1967'de Ş i i r Sanatı ad l ı derginin açtığı it Şiirimiz
ÜstUne Bir Soru�lurma"ya verdiği karıd ı kta Nôzım Hikmet' i TUrk ıi ir i nin i l k v e e n öneml i hareketi olarak belirtmii, toplumcu ıairlerimizi övmUi, bu orada iunları do yazmı�tı : " Bir kırk-k ı rkbei yı ldır yen i l ikçi diye adlandırd ıg ımız ı i i r yazı lmaktad ı r . Çei i l l i dönemlerden geçi lmiıti r . Her i i i r döneminin, o dönemdeki siyosa i l e yakından i lg isi almuitur . Şi i r imiz, toplumdaki yönel iilere göre gurle�miı ya do yozlaimli oma kesinl i kle geliimiitir. Bizce i lk ve en önem l i i i ir hareketi Nôzım'dı r . Orhan Vel i deği l . Orhan Vel i , NÔZJmdon sonra gelen yozlaimanın simgesidir. Kurtului savail sonrası Türk toplumu, siyoso olarak AtatUrk siyosasını , ıiir olarak Nôzım ii ir ini ortaya ç ıkarmlitı . Nôz ım ın � i i r i toplumla anlaıan bir i i irdir . . . 1t
Gülten Akın bu sözleriyle kolman l i ' Nôzım için i i ir de yozm ı )t ı . Kırm ı z ı Karanfi l adını taiıyan ki tabına aldığı " Nôzım Nôzım" adl ı ı i i r ; ıu dizelerle bail ıyor : " Suç çagında suçsuzluğa katı ananları/ Ben iairim, nos ı l ba� li lar ım/
u Gul değse incinen bu yUrekl Yandı bir bOiko biçimde Nôzım
Naz ım! . . . Gulten Akın ' ı n kii i l iği . bu i çten dizeleri gereken önemi hemen bu l
mUitu . i l kin As ı m Bezirci , 1t 0n Şair . On Şi ir" 00 1 1 incelemesine aldı onu . (On Şair , On Şi i ri Asım Bezirci 'nin incelemesi , May Yayın ları , 1 97 1 ) . Geçen y ı l Nôzım Hikmet i çin yaz ı l anlar derlendi , Julten Akın ' ı n buraya do " Nôzım Nôz ım" i i i r i seçi ldi . (Yazdı k Nôzım Nôzım Diye/ Zuhıu BoyarGUnel Altıntai l ı n derlemes i , Soyut Yayı nları , 1 974) Ama Gülten Akın zaman i l erledikçe, önce yazd ıklarını unuttu, sonra bazı ıeyleri y:ızmaktan geri durdu . Örnegin 1973 Si nan Y ı l l ığ ı Ina yazdığı "Türk Şi ir inde i� lem Gel iiimi Üstüne Notlar W'de toplumcu/devrimci � i i r in adlhl bi le anmodı . Onu " On Şair" orası no olon Asım Bez irci tarafından kendisine hemen gereken uyarı ve eleıtiri yopo ldı . (Asım Bezi rci! " Yok Ed i len Şeirler" , Yeni A dergis i , Nison 1973) .
Al i PüskuI I Uoğlu'na gel ince , o do ioir. Onunda bir dergide �Oluium, "loylS 1974} yoyımlonan konujması vor. Diyor ki : " Çoğdoj dunya görUjU diye tek bir görüi bi lmiyorum ben; çagdai dünya görüıleri vard ı r , 'kapi tal izm' gibi , 'sosyal izm' g ib i . . . Sanatç ı , iyi sanatçı i se , hiç b i r vakit ' Kapi tal izmI yanl ı s ı olmamliı ı r . "
Bu konUimada, yan l ı ı anlamamlisam Ali PUskUl lüoğlu "sosyalist" bir sanatçı oldugunu bel irhnek istemiit ;r . Ama antolojiye hangi sosyal ist sanatçıyı olma yolunda oy ku l lanmli t ı r?
Şimdi yeniden Cumhuriyeı Yaz ın ındon Örnekler'e döne l im . Bu anloloji gerçekten bu oda , hottô hazırlayanların ın adına lôyık bir eser midir? Bence Hayır�
Mehmet Kaplan b i le , Cumhuriyet Devri Türk Şiiri adını taiıyan kitabına, baita Nôzım Hikmet olmak üzere birçok toplumculdevrimci iairleri 01 -mlitı r . O halde bu TDK'n ın yorkuru lunu alu�turan iairlerimiz in yaptığı neyin ve kimin adına kıy ı c ı l ı k ve haksı z l ı kt ı r? Yoksa . sayfası 40-50 l i radan veri len ücrete mi susmakt ı r ?
Gül len Akın , yukarıda sözünü etligim ii ir inde " Ben ıairim, nas ı l ba-9li 1arım" diye feryat ededursun, acaba kendisini kim , nas ı l boğl� layacakl ı r , merak edi yorum . Ama �urası kesindir ki Gülten Akı n ' ı . Al i Püskul lüoğlu 'nu , ibrahim Kuı luk'u ya do Türk Di l Kurumu'nu kolay kolay ne edebiyaıç ı l ar ve ne de okurlar i ord ı r . Haberleri 0 10 . . .
O JlIan iki açıdan
türkiye işçi partisi davası
• behice boran
• MAR KSiZM ve MAOizM V. Krivtsov
• Ş iL i DEVRiM i ' N i N ÖCRETT i KLERi Rene
• YENi DEVR iM TEOR iLER iN iN E LE ŞT iR i s i
20 T L .
Casıi l lo 1 2 . 50 T L .
i . FANON v e AFR iKA'DA S ı N ıF LAR Jack WOOdis 15 T L .
• • i K i AÇıDAN TÜRKiYE i şç i PARTisi DAVASı Behi ce Boron 15 TL .
behlce boran, savunma
necla fertan hukuk açısından tıp davası
Bi l im Yayı ncı l ık Umi ted Ortak I ıgı Piyerloli Cod . 21
Çembeı i i laı iSTANBUL
P. K. 265 Sirkoci i STANBUL
DACIT IM : iSlanbul , jzmir :GE-DA A n k a r a : Seı ai K i lobevi
• ENDÜSTR iLE ŞME SÜRECi N i N TEMEL SORUNLARI SCVYET DE NEyiMi 1925 - 1940 Yo l ç ı n Küçuk 30 T L .
• SENDi KALAR ÜZER iNE K . Marx - F . Engels - V . i . lenin 25 TL .
• KAPiTALiZMiN E KC N OMi POLi T i C i M. Ryndina - G . Chernikov
• DiYALE KTik ve TAR i H i MATERYALiZM A. Spirkin - O. Yokhoı 15 T L .
• AYD ı N LAR v e S I N IF MÜCADELESi A . Casonova - Ci . Prevo,l - J . Melz LO T L .
• B iL IMSEL SCSYALiZM v e SCSYAL DEMOKRASi V. Vassi l'le - S . Gı ibanov - i , Oundassynov 8 T L .
• EMPERYALiZMiN TÜR KiYE 'YE G i R i şi Oı han Kuı mUj 20 TL.
ytlnPYP� - '22 Tt'mmuz IH7:)
TÖB-DER GENEL BAŞKANı
CEMİL ÇAKIR
ii SÖMÜ RÜLEN BiR ÜLKENİN YURTSEVER VE DEVRiMCi öGRETMENLERi OLARAK. EMEKÇi SIN1F VE TABAKALARIN KURTULUŞU ooGR ULTUSUNDA,
BiLiNÇ TAŞıMA VE KU RTULUŞ MÜCADELEsiNDE ÖRGÜTLÜ OLARAK YERİMİZi A LMANIN,
1932 Yıl ıNDA SiNOP iLi N i N BOYABAT i LÇESiNE BA(;LI E NG i LE KiN KÖYÜNDE DOCOU. 1939 Y ı l ı NDA ENGiLEKiN KÖYÜNDE AÇiLAN E(;iTME NLi OKULU 1 942 Y ı L ı NDA BiTiRDi . 1944 Y ı l ı NDA KASTAMONU GÖL KÖY E NSTiTÜSÜ HAZ ı R l ı K S ı N ıF ı NA GiRDi VE 1949 Y ı l ı NDA OKULU BiTiREREK Ö(;RETMEN OLDU. L O Y I L KENDi KÖYÜ OLMAK ÜZERE 16 YIL Ö(;RETME N Li K GÖREViNi KÖYLERDE YÜRÜTTÜ. 1966 Y ı l ı N DA AN KARA - ALTlNDA(; AYVALI i L K O KULUNA TAy iN EDiLDi . . AYVALI iLKOKULUNDAN 1 97 1 Y ı l ı N DA ETLi K i L KOKULUNA TAy i N EDiLEN CEMiL ÇAKIR 23 MART 1972 TARiHiNDE TUTU KLAND ı ' E KiM 1972 ' DE TAHLiYE OLDU , MART 1 972 ' DEN MAY I S 11974' E DE K : AÇı KTA KALAN CEMiL ÇAKIR HALEN ETLi K i LKOKULU ÖCRETME Ni Di R .
TEMMUZ 1965 ' TE TÖS ' Ü N ŞEREF L i K OÇHisAR ŞUBE S i N i N KURULMAS ı N DA E T K i N ÇAlı ŞMALARDA BULUNDU VE TÖS ŞEREF L i K OÇHisAR ŞUBESi BAŞKANLI(;INA GETiRi LDi . 1 966 ' DAN iT iBAREN TÖS AN KARA ŞUBESiNDE BiR ÜYE VE YÖ NETiCi OLARAK ÖRGÜTSEL GÖREVi N i SÜRDÜRDÜ. TÖS AN KARA ŞUBE S i N i N BAŞKANı i KE N HAKKI NDA 1 2 DAVA AÇ ı LDı . EN iLGiNCi TÖS AN KARA ŞUBE S i N i N MALLAR ı N ı KURUCUSU VE BAŞKANı OLDUCU TÖB-DE R ' E DEVRETMESiYLE HAKK I NDA AÇ i LAN " SAHTE KARLIK" DAVAS ıYOl . EVL i , E N BÜYÜCÜ L i S E i KiDEE N KÜÇÜ(;Ü i L KOKUL ÜÇTE OLAN DÖRT ÇOCUK BABAS ı D ı R .
O TÖS-DER'in gelişimi açısından son genel kurulu nasıl değerlendi riyorsunuz ?
o Türkiye 'de i <:Sğretmen örgütçü lüğünün temel i, Bi rinci Payla�ım Savail y ı l l :ır ı na dayanı r . Bu nedenle , Türkiye öğretmenlerinin örgUt lenmede i örgütlü. mücadelede, örgüt yönetiminde ve i�levinde bi lgi leri ve deneyleri çoktur.
Bi l i ndiği gibi , dört ayrı ekip, i l erici ve devrimci öğretmenlerimizi n ekonomi k-demokrati k mücadele örgUtU olon TÖB-DER ' i n 23-24 Hozi ron 1 975. günleri yapı lan olağanüstü kuru ltayına, örgütsel an /aYli lar ın l ve çal ı �ma yöntemlerini sunarak , kurul taydan görev talebinde bulundular.
Biz bu durumu ulkemizin bugünkU kOiu l ları iç inde örgütümüzUn yer i , görevleri ve etkin l iği açıs ı ndan i l keler le , ekonomik-demokratik mücadele yönt�mleri i l e yönetirnde görev tal ebinde bulunmayı bir hizmet yarı il ve üyelerimiz in örgüte bi l inç l i bir iekilde sahip Ç ı kması alarak değer lendiriyoru z .
Son genel kurulda veri l e n örgüt içi mücadeleleri , ele�t ir i , özele�tiri ve bir l ik i l kesi I i ığ ındo , örgütü daha i leri amaçlara u la�tırmak iç in , verilen mücade le olarak görüyor ve bunun örgütümUz . iç in bir gel i�im ol duğuna inanıyor, örgütümüzün sağ l ığı ve geleceği bakımından san derece önem l i ve demokrat ik buluyoruz .
O Mi l Iiyetçi Cephe HükUmetınln öğretmenlere � ,rşı uyguladığı poııtıkayı değerlendirlr ,ni"lni z ?
o :mperyal izmin v e yerli egemen güçlerin oluıturduklorı "Mi l l iyetçi Cephe"den amaç ; i l erici i
demokrat; k ve devrimci güçleri sindirmek, ezmek, ü l keyi kendi sı n ı fsol ç ı korları doğru l tusunda yönetmekt i r . Kısocas ı , " M i l l iyetçi Cephe Horeketil! i l er ici , demokrat ve devrimci kurulUilara koril , baskı ve teröre yönel i k bir harekett ir .
SömJrülen bir ul kenin yurtsever ve devrimci öğretmenleri olarak, emekçi s ı n ı f ve tabakaJann kurtuluiu doğru ltusundaı bi l inç ta�ıma ve kurtuluı mücadelesinde örgüt l U olarak yerimizi alman ı n , tar ih in , ü l ke ko�ul lar ın ın ve iç inde bulunduğumuz maddi hayat �artlar ı n ı n b i ze yüklediği b i r görev olduğu bi l i nci ndey i z .
Emekçi s ı n ı f ve tabakalar ı n , ü l kesine v e emeğine sahip ç ı kmadığı müddetçe sömürüsünü sürdürebi leceğini çok iy i b i len egemen güçler in , öğretmenlere baskı ve zulüm yapmaları ve öldürmeleri bundan i leri gelmektedir . Ne var ki , yapılan tüm sald ı r ı lar , kıyımlar ve öldürmeler, hal k ı m ı zla omuz omuza verdiğimiz bağ ıms ızl ı k ve demokrasi mücade lesinden bizi a l ı koyamayacaktır . şu hususu kesi n l i kle bel irtmekte yorar görüyorum . Bu daı bize karil uygulanan tüm faiist sa ldı r ı lar ve öldürmeler ı bizi bi lemekte vedolay ıs ıy lamücodele gücümüzü arttı rmaktad ı r .
O Ekonomik koşullar bakımından öğretmenlerin günümüzdeki durumu nedir ? ÖZ lük sorunları TÖB- DER'in çalışmalarında nasıl bir yer tutuyor ?
o Emperyal ist - kapi talist sistemin halkalarını oluituran geri bırakt ı r ı lm ı � ülkelerde, emperyalist-kapital ist sömUrUden baita iiÇi sınıfı ve yoksul köy lü o l mak üzere, tüm emeği i l e geçinenler etki lenmekte, yaiom mücade le lerin; binbir güçlükle sürdürrneğe çaI l imaktad ır lar . Öze l l i kle emperyalist-kapi tolist sistem, yapı s ın ın gereği , ekonom i k , sosyal ve pol i t i k buhranlara girdiği döneml�rde, geri bıraktın Imli ülkelerde emekçi s ı n ı f ve tabakaların ve tüm emeği i l e geçinenlerin yaiam kaiu I I :". daha da çok zorlaimaktad ı r .
Ülkeonizde 1970'. göre, yUz l i ra birim ol ındı ğ ında ı bu yüz l iranın al ım gücü , 1975'te 40 l iraya dÜimü�tür. 1970'ten 1 975 'e dek fiatlar % 1 1 2 artarken , maailar % 2S I l i k bir artli göstermiitir . Bu durum, öğretmen lerimizin i çinde bu lunduğu ekonomik kOiu l lar ın gUçlUğUnU oçı k90 ortoyo koymokıod ı r ,
Özlük sorunlarımıza çal ı �mo program ı nda gereken önem veri lmiit i r . i l k baitan iigücümUzün değerini kendimiz biçmek için, grev l i , toplu stszleimeli sendi kalarda tsrgutlenme mücadelesi vereceğiz . iiveren durumunda olon devleti toplu stsz le�meye oturmaya zor-
,
TARİHiN. ÜLKE KOŞı:LLARINlN VE İçiNDE Bı:Lı:NDUCı:�tl;Z MADDi HAYAT ŞARTLARININ BiZE YÜKLEDici BiR GÖREV OLDUGU BiLİNCiNDEYİZ.
layacagız . . &ınun yanı nda maddi ya�om ko�u l lorımızın günün ekonomik ko�u l ları no uydurulması , ücretin fiotlar ı n önünde yer olması iç in , örgüt olarak ekonomik mücadelemiz; surdu��ceğjz .
o TUrkiye'de öğretmenlerin qemokrası mücadele"1 içindeki yerini TÖS-DER nasıi değerlendiriyor?
o Emperyal izm in ve fo�izmjn baskı , tahakküm ve sömürUsünden bo�to iıçi s ı n ı r ımı z ve yoksul köylümüz olmak üzere , tüm emeği ile geçinenler tedirgin olmaktad t r .
S ı n ı flar açıs ından bakı ld ığ ı nda, öğretmenler bi l f i i l üretimde çol ı �orokı üretim yapon bir s ı n ı f deği l d i r . Fakat, üretim araç larına sahip d e deği ld i r ler . Bu neden l e , Türkiye öğretmen lerinin yer i , hiç kUikusuz ki , bağ ımsız l ı k ve demokrasi mücadelesi veren emekçi s ı n ı f v e tabakaları n yan ıd ı r .
i l erici ve devrimci öğretmenlerimiz in ekonomi k ve demokrati k nıücodele örgütü olon TÖB-DER, anti -emperyal is t , anti -fa)ist bir örgüttür. Türkiye'de öğretmenlerimizin verdiği bağ ıms ı z l ı k ve demokrasi mücadelesi , tek tek ver i len bir mücadele deği l , örgüt lü bir mücade led i r . Anti -emperyalist ve anti -fa)ist n i te l iği mizden dolay ı , hal kı m ı z ı n verdiği bağımsız l ı k , demok rasi ve sosyal izm mücadelesi bütünlüğünün , bağıms ızl ık ve demokrasi yanında yerimiz vard ı r . Ancak, bu mücadelede, öncü güç almadığ ım ız ın , öncU gücün, iiçi s ın ı f ın ın öncü müfrezesi yani partisinin o lduğu bi! i ncindeyiz .
O TÖB-DER' in siyasal partiler karşısındaki rutumu nedir ?
O ÖrgütUmUzün b i r l ö k ve bütünlüğünU sağlamak i ç i n , örgütsel boğ ıms ı z l ığ ım ız ı t i t i z l ik le korumaya mecburuz . Par t i lere ko rp örgütsel bağ ıms ı z l ığ ım ız ı t i t iz l i k le korumaya mecburuz . Part i lere karil örgütsel bağ ıms ız l ığ ımı z ı koruyamozsok, tabonım ız ı y i t i r i r , yukarıda bir avuç az ın l ığ ı n , strateji tortlimolan yaptığ ı b i r yönetim hal ine gel iriz . Örgütü bi r adım i leri götürebi lmenin tek yolu bu yanl l � l ığa dUynemektir . B iz ler , parti ler kariı s ı nda örgUtümüzün boğ ıms ız l ığ ın ı ve bUtünlüğünü t i t iz l ik le koruman ı n , Ulkem i z , halk ım ız ve öğretmenlerimiz iç in , en doğru tavır olduğu görüiündeyi z .
Ancak, b u tavırdon ülkemizin v e hal kım ız ın sorun lar ına karil tarafsı z o lduğumuz anlam ı ç ı kart lamaz . Bizler, halk ım ız ın ç ıkarlanno ve ü l kemizin sorunlar ına koril ı tarafsız olmad ığ ım ız ın bi l inci ndeyiz .