yürüyüş 75 020
DESCRIPTION
ÂTRANSCRIPT
BAGIMSIZLlK DEMOKRASi SOSYALiZM içiN
HAFTALıK SiYASI HABER VE YORUM DERGiSi SAYı: 20 26 AGUSTOS 1975 5 TL. _
HARUN,
gsz vermiştim ölUm Uzerl şıır yok diye. Ne çare! Bize şu anda,
1975 yılı Ağustos ayında şu anda,
bu sabırsız topraklarda öylesine gsrekll, öylesine bereketlı gülUmseylşlnI
bır dalla görebilmek ıçın tutundum yine kellmelere.
ERDAL ALOVA 16 Ağustos 1975
Harun"dan bize
1960-1970 döneminde sosyalist bırsyler ıçın en zor kullanılabllecekyargılardan blrI, "İşçi sınıfı devrimeiliğinden sapmazlık"tır. Harun'un Ise, en önemli özelliklerinden biri, Işçi sınıfı devrlmcill�nI bır an olsun unutmamasıdır, Birçok yanlışın öne sUrUldUğU, birçok yanlı,ın doğru blUnd® dönemlerde o hep Işçi sınıfı devrlmcill�nI mihenk taşı olarak kullanmıştır, Dı nedenle serı saldınlara uğramış, olay olay, birey blrsy birçok kişinin Uzerine yUrUmekten geri durmamıştır.
Harun, 1961 yılında TİP'ln kurulması, 1962 yılında sosyalizmin blUm! Ile ılgılı yayınların çoğalması, 1966 yılında FKF'nln örgütlenmesı Ile Universitede orlaya çıkıp geli ,en yenı bır genç kadronun blreylerlnden biridir. önde gelen özeıuklerlyle bu kadro ıçınde kendini kabul ettirmiş bır liderdir.
1942 yılında Glresun'un Aluçra ilçesinin, Armutlu köyUnde do�uştur. İlk ve orta öğrenimini Sıımsunda yapmıştır, Use dönemlerinde "Bır TUrk'Uo clbana bedel" olduğuna Inanmı" mUnazaralarda ''para karaklerı bozmaz" görUşUou sawnmuş, mUnakaşalarda "İsmet Paşa 'nın s$r olması bUkUmetl en ıyı yöııetmeslne engel olmaz" konusunu tartışmıştır, 1962 yılında İstanbul Te1aıJk Unlversltesl'nebu bllgl d�arcıitıyla gelmiştır, 1962-1965 onun ıçın bır sıçrama dönemı olmuştur. SirelG.! okuyarak, yenı dostluklar kurarak sosyo-ekonomık konulardaki bUyIIk !çlıitını gidermeye çalışmıştır,
1965 yılına geıındl�nde o önde gelen öğrenci ııderlerlnden biri olmuştur, ÖZellikle 1964 yılındaki "Petrol Mlıuleştlrllmelldlr" kampanyası sırasında "ant1-emperyallst" bilinçlenmesini kitap gerçeklerInden pratıite indirmek fırsatını bulmu,tur, 1965 yılından sonra ber yenı giin, Harun ıçın lşçl.ıırmfı mese-
lelerlnl daha ıyı kavramasına yardımcılık eden olaylarla dolmuştur. S Inger Grevi, 6. Filonun ziyaretleri, Zeytıny� Skandalı, Derby Fabrikasının İşgaıı, Özel Y'Uksek Okullar Y'ı1rUyUşU TÖS Eğitim ŞJrası, Gene Mltıngi, Montaj SanayIIne Hayır YUrUyUşU, Barış için
Arı �Ienl, NATO'ya Hayır kampanyası hep birbirini Izlemiştır. Harun, bu ve benzeri olaylarda sUrekli olarak bır işçi sınıfı devrimcisinin geıışen bııınclnl yaşamıştır.
Harun, bUtIIn bu olaylarda orlak çalışmayı esas almıştır. Sirekli olarak birçok arkadaşıyla, omuzdaşıyla bırlıkle olmayı başarmıştır. Her yenı olay ona orlak çalışmanın, birııktelJ�n önemini anlatan bir araç olmuştur. İşçi sınıfını temel alan Harun, kendine özgü bır anlatım yakalamakta gecikmemiştir. DUnya devrımcı Ilareketınln birikimierinden öğrendiklerini ülkemiz pratiği ıçınde kendine özgü bır anlatıma ulaştırmıştır. "Kapitalsiz kapitalJstler" broşilrUnU yazarak, Ulke sorunlarını bildiriler dışında tartışan ilk öğrenci ııderl olmuştur. "Aliabe" ve öğretim sıstemı Uzerine bUyIIk ilgi uyandıran bır çalışma yapmıştır, Onun arkadaşlarıyla yUrUttUıtu çalışmaların temelJ araştırmacılık ve beraber hareket olmuştur. Bu olumlu özelUkler her geçen giin bır bireyin,liderin genç-' ilk ıçerısınde Isim olarak, kadro olarak gelişmesine neden olmuştur.
1967 yılı Harun Karadenız, çetın Uygur ve Faruk Yalnız'ın Universite öğrenci birlikleri yönetıcllerl olarak doğrudan TİP'e paralel birçok eylem yUrUtme Isteklerinin açıklandıitl yılalmuştur. Karadenız ve arkadaş ları FKF'nln aynı dönem ıçerısınde güç LU bır tsrgüt halıne getırılmesı yolunda çaba sanetmişler, FKF Ile sUrekli lşblrlJ�ne girmişlerdir. Bu tutum
YOROYO$ HAFTAlıK SIVASI HABER VE VORUM DERGiSi
SAHiBi: Nihaı SARGIN
ADRES: ILAN KOŞULLARI:
kalan
Harun ve arkadaşlarına karşı bazı fraksiyonlar adına saldırıların yoğunlaşması sonucunu doğurmuştur.
Şaşmaz Işçi sınıfı devrımcisi Harun. 12 Mart döneminde kanser olduğu açık seçik eıındekl on raporla beııı olınasına r�en Uç kez tutuklanmış uzun eUre hapiste kalmıştır. Bu Uç tutuklama da Uç garip gerçeklik taşımaktadır. İlk tutuklama Harun'un mabkeme önUnde verdiği cevapta "safsataname" olarak sergilenen TKP Davası olmuşbır. Bundan sonra Ha- . run. Isim, yönetim ve yapı de�ştlrdlitl lçln FKF'den sonra Uye olmadıitı Dev-Genç Davasıyla ııgııı tutuklanmıştır . Ankara'dak! Uçüncü tu.tuı<lanması Ise, bakimler tarafından bile nedeni blUnmez bır olay olmu,tur. BUtun bu tutukluluklar sırasında dalla önce de gitmek zorunda kaldıitl Londra'da tedavısının devam elmesi gerektıitlne dalr başwrmaları 12 Mart savcıları ve hakimler tarafından olumsuz cevaplandırılmıştır. Tutukluluk onu öldUrmenln arncı olarak kullanıımıştır.
1974 yılı sonunda gldeblldlitl Londra'daki tedavisi de "geç kalınınası" nedeniyle Harun'un ölUm.delı kurtulmasını saitlayamamı.tır. 1\ Temmuz 1975 tarihinde Londra'dan "bir ölUm mahkumull olarak raporunda "4 hafta yaşayabilJr" Ibaresiyle dönmek durumunda kalmışbr. Harun, bu son döneminde de bır Işçi sınıfı devrlınclslnln güzelim blUnclyle gllnUnUn acısız geçlreblldl� ıkı-Uç saatinde yazarak mUcadelesını sUrdUrmUştur.
Harun'dan bize kalan, mUcadele azmıdır. Harun'dan bize kalan. Işçi sınıfı devrlmclUğlne Inançtır. , Harun'dan bize kalan. ortak çalışmadaki başarısıdır. Harun'dan bize kalan, güzelim bır anlatımdır. Harun'dan bize kalan. mUcadelede sUrekıııık ve yilmazlıktır . . .
Ba.kı: Karaco Of.el Malboacıl,k Doğ,',m: GAMEDA
SORUMLU VÖNETMEN:
Konur Sokak 15/8 Veniıehir - ANKARA Tel: 17 45 81
Arka Kapak Renkli : 7.S00.-TL Kaynak gös"'rilmeden ol,nl' ya pılamaz. Gısnderilen yaz, ve fotoğraflar iade edilmez. Taner TUNCEL
TEKNIK SEKRETER: Ugur OKMAN •
ABONE ıt:OŞULLARI: V,II,k: 200.-TL 6 aylık: 100. -TL D,ı ulkelere abone bedeli Iki kolldır.
Arka Kapak Siyah Beyaz : 6..000.-TL Iç .ayfalarda .Ulun .anlimi : 20. -TL Iç .ayfalardaki yay,n ilanları %50 indirimlidir. Dizgi : ÖNCU Of.el
Tel: Il' 79 19 Ankara
KAPAK DUZENI ıbrahim Nlv AZio�LU
...... - -
19&4
•
- - -1968 - - - - - - - ---197�
-,/
•
Isciler ve seçım • •
YALÇiN KÜÇÜK
iiÇi ler seçimi yapıyorlar . Yaptı klon seçimin bir yonı , gunlUk ya�amo yansıyor . Her gUn bir örneği görü lüyor . iıc;i ler, devaml ı olarak sendika deği�tiriyorlar. H ız l ı bir biçimde gerçek ve devrimci ekonomi k.örgutlerini seçiyorlor . TÜRK-iş'i çökertip DiS K'te bulujuyorlor . Bııylece sermoye sendikocılığı döneminin sonunun geldiğini gösteriyorlar.
Bu bir Olorna. Kaç ın ı lmaz olon ve aynı zamanda oıılocok olon bir diorno . Ancak gel i ime burada kalmayacak. Üstel ik kalmayacağ ını ve kalmadığın ı gösteren iioretler de var. Ün lU H i l ton, bu iıoretlerden birisin; verdi . Hilton iıçiler i , bağl ı o lduklorı OLEYiS' in TÜRK-iş 'ten ayrılmoSlnl beklemeden, iiverenin ve bazı politikacıların bUtUn direniılerini yenerek , sosyalistlerin yönetimindeki TUR iZM-işle geçti . Böylece, en azından, i�çilerin sosyalist yöneti ci lerden çekinmedikleri ortaya çıktı . Daha doğrusu , bir kez daha ortaya çıktı .
Yalnız ortoya çı kon gel i �me Hi l�onlun sınırlarını çaka�ıyor. Bu geI i�meyi �öyle özetlemek mUmkUn: I�çiler artık, devrimci ekonomik örgUtler aıamasından geçerek sosyalizmi seçmiyor. Artı k , eski dönemlerle kıyoslanmayacak ölçUde, sosyal izmi seçtikleri için devrimci ekonomik örgUtlerde buluıuyor . Yeni olon ve diyalektik sı çrama niteliğine bUrUnen ası l gel i ime burada. Bu geli�me, istanbul lun s ın ı r larının dı il no Çı ktı . Seydiıehir, iskenderun, Adana, Bursa ve hatta Ankara'da anlam l ı örneklerini verdi . i�çi sınıf ı hareketi içinde olanlar, bu örnekleri , somut olarak e l lerinde tutuyorlar .
Ancak ilÇi sınıfı hareketinin dı�ı ndaki i lericilerinbu gel i imeyi görmemeleri , belki de görmek istememeleri , bUyUk bir yaz ı k . Hem kendi leri , hem de toplumun i lerici doğrultusu açısı ndan. Bu görmeyi), TUrkiye 1deki sosyal ist hareketin parçalı o lduğu yolundaki tekerlemelerin ortaya atılmasında, sık sık tekrarlanmasında, etkin oluyor . Bu tekerleme sadece sermayenin iıine yarıyor .
Fakat i)çi sınıfı hareketi içinde olmayanların göremedi klerini , sermayenin içinde olanlar bUyUk bir açı k l ı kla görUyarlar . IIHalk Partisinin sol sı nır ını çizmeu iıinin yanında DiSKl i sosyal izmden uzak tutma görevini de Ustlendiği anlaıılan sermayenin Durum'cusunun değerlendirmelerinde bu açıklık var. Yoğunloıan iıçi eylemlerinden sonra yayınlanan Uıiddetçi uçların bulu�mosına karıı • • • ii adlı değerlendirmede �unlor yazı l ı : ii Ama son o layları sadece yosal yolların etkin olmaYljl no bağlamak yanı l t ıc ı olabi l i r . Bazı giriıimlerin gerisinde siyasal amaçların bulunması , ihmal edi Imemesi gereken bir olası l ı k-
iıçi lerin pal itize o lması nı TÜR K-i Ş tuzağı i le önlemeye çal ı jonlar, uzun çaba ve direnmelerden sonra burada baıarısız l ığ ı kabul edenler, bundan böyle bir adım gerileyerek, DiSK'i salt bir ekonomik ÖfgUt al�rak görmek isteyenler, ijçilerin açı k seçimlerini gördUkçe yeniden tela�lanıyorlar. Telajlanınca da gUndemlerinden hiç çı karmadıkları öneriyi tekrar ortaya atıyorlar. SermayeninDurum'cusu ,aynl yazıs ını , jöyle bitiriyor: liEvet, uyanık davranı l mono önce Anadoluıda jimdi de bOyuk kentlerde beliren geliımelerin aynı noktada buluımosı ve TUrkiye1yi yeniden l2 Mort ortamına sUruklemesi olos ı l ı ğ ı vardır . ii
Resmi teze göre 12 Mo t, öğrenci eylemleri nedeniyle doğmuıtu . Gel i jmeler karjıs ı nda, resmi yazarlar b i le , kendi lerini yalanlamak ihtiyacını duyuyor . 12 Mart, öğrenci eylemlerindendoğmadı . 12 Mart l ın temel nedenlerinden birisi , TUrkiye kapitalizminin yapısal ve devresel sorunları ile Demirel yönetimindeki kapitalist demokrasinin yavaılığı ve çaresizli�i oldu. Bir diğeri ise, birinciden bağımsız olarak dUıunulmemesi gereken , ijçi s ınıf ı partisi ve hareke�inin ulajtığı aıama idi . Bunlardan birincisi Uzerinde yeteri ölçUde duruldu. Ikincisi ise, resmi bir açıklama niteliğindeki yaz ıda iöyle ortaya konuluyor ; UBozı iıverenler, sendika seçme özgUrlUğUnU kısı t layıcı baskı larla iıçileri kııkırtmlj olabi l i r ler . Ama iıçi ler ve sendikalar için os ı l tehlikeli olan klJkırtma, onların arasına karııanların giriıimleridir. Bunların Turkiyelyi 12 Mart ortam ına sUruklemekte oynadıkları rol bel l idi r . He le iJçi s�ndikaları Unlu 'Haziran olaylar ı l i l e bu konuda acı bir anıya sahiptirler."
Bunlar, bu açıklamalar sermaye için gUndem maddesinin yeter l i ölçode algunlajtığını gösteriyor. Ancak öneml i öznel kaiul l ardan bazısının eksikliği hemen göze çarpıyor. Dlj i !iJki ler ve bunun ulusal savunmaya yansı yan sorunları, sermaye için kısa dönemde ve kolayl ı kla çözulemeyecek gUçlukler yaratıyor. Bu, cesaretlerini kırıcı bir etken. Bunun dliında 12 Mart öncesi
ve sonrası Hal k Partisi var. 12 Mart öncesinin Halk Partisi , porçalanmı � , yeni parçalanmalara gebe ve kUtleler önUnde çekici l iğini yitirmiı durumda. Şimdi öneml i ölçüde doho gU'iIU, Üstel ik , öze l l ik le l iderinin kiıi l iğinde yığınla önUnde çekiciliğe sahip . Ayrıca, sermayenin ekonomik bekleyiıleri açısı ndan , sermayeye fazla UrkuntO de vermiyor. En azı ndan önemli bir bölUmUne .
Öznel koıullar öneml i . Yalnız öznel koıu lların önem i , biraz do , bazı denemeler sonucunda somut bir biçimde gözönUne serilmesine bağ l ı . Sermayeyi derinden UrkUten, ijç i lerin yapımj olduğu ve y.apmaya devan ettikleri seçimin, bir ölçude geriden de olsa, halk kUtlelerininde eğilimine uygun dOjtUğUnUn gösteri lmesine bağl ı . Bunun ise e:ı somut denemesin i , sonbahardaki seçimlerde görmek mUmkUn olacak.
Sonbaharda yapı l acak olan ara seçimlerine sosyal istler, bir parti ıemsiyesi altında giremiyorlar. HenUz mevcut seçim yasasının gerektirdiği örgUtleıme dUzeyine ulaıı lamadı . Yalnız yasal gereklerin tamamlanmasından önce bir seçim yapılması , sosyalist ler�n bu seçimlerde i lgisiz veya pasif kalacakları anlamını taıımıyor. TIP ve TSıPl in yayınlarnı ) oldukları son bildiriler, sonbahar seçimlerinin sosyal istıere çetin görevler yuklediğini gösteriyor.
Tsip Genel '1tnetim Kuru lu 'nun toplantısı ndan sonra yapı lan açıklomada IICHPlnin merkez yönetiminin her geçen gUn daha do sağa keydığı ve bu poli tikası i le tekelci sermayenin daha genij kesimlerinin desteğini sağladığı , CHP reformizminin bir burjuva reformizminden de öte bir tekelci burjuva reformizmi durumuna geidiğiII görUiUne yer veri l iyor . Tsip; "CH PInin desteklenmesini savunmayı , sosyalizmin bağımsız poli tikasıyla boğdoıtıramayacağı n ı u belirterek CHPInin solundaki partileri , I1 kuruluı sırasına gÖfeU sayarak gUçbirliği olanaklar ın ı arajtırmak amacıyla ortak çalıımalar yapmaya çağırıyor.
T ip , seçim dönemine giri lmesiyle bir l i kte ilk açı klamasını uGuncel Görevlı adlı bi Idirisiyle yaptı. B i Idiride, ara seçimlerinin Mi I let Mecl isi birlejimini değiıtirmeyeceği için seçimlerden sonra MC hukUmetinin otomatik olarak iktidardan çekilmesinin beklenmemesi gerektiği bel irt i l iyor. Ancak seçim'" lerde MC parti lerinin oyları nda bir i lerleme olmazsa, zaten gUçsUz ve sarsınt ı l ı olon MC hukUmetinin devam edemeyeceği ve dUıeceği i leri suruluyor. Tip, ara seçimlerine, demokratik mUcadelede öneml i bir deneme gözuyle bakarak, gUncel görevi ıöyle tanımlıyor: u8u seçimler MChukUmetinin halk kitle lerinde tutunmadığını , gUçsuzlUğUnu açığa vurmaı ı dı r . MC oyları mutlaka gerileme l i , geri leti lme l idi r . MC i ktidardan dUjurUlme l idi r . Bu seçimlere i l iıki n önUmUzdeki görev budur . ii
Turkiye iıçi Partisi 'nin bildirisinde, seçimlerin sonuçlar ın ın değerlendirilmesiyle i lgi l i olarak )u değerlendirme yapı l ıyor : HGUz seçimleri , içte politik gUçlerin bir ölçUde bir gtsstergesi olocoktı r . Bir ölçüde diyoruz , çunkU gerçek sol -sosyal ist hareket- bu seçimlerde yer olmayacaktır . Anti�emokratik seçim kanunu buna enge!dir. Bu durumda, �erici. fasizan MC karıı s ında demokratikleıme'nin temsi lcisi olarak seçimlerde CHP gözUkecektir. CHP'nin olacağı oylar, sadece MC partileri ve partizanları tarafından değil , iç ve d ı ı kamuoyu tarafından da Tu'rkiyelde demokratik gUçlerin gUç göstergesi olarak yorumlanacak , öyle kabul edi lecekti r . ii
Seçimlerde MC oylar ın ın geri leti lememesinin faıistlerin cUretini artıracağında hiç kuıku yok. Btsyle bir sonucun, 12 Mart'edarı cesaretlendireceğinde de kuıku yok. Bo.mlor öneml i . iç ve dıı komuoyunun değerlendirmesi de önemli . Ancak sosyalist hareket için bcııka önemli noktalar ve zorunluluklar davar. Sosyal istler demokratikle)me sUrecinin, bir takım ekonomik ve toplumsal dUzenlemelerden ayrı tutulamayaceğ ın ın b i l i ncindedirier . Teme l l i ekonomik ve tORlumsol dUzenlemeler olmadıkça demokratikletme sUrecinde 0-I.umlu adımlar a ı lmayacağına inanırlar. Bu konularda yeterli açıklık sağ lanmadıkça soyut demokrasi özlemleri ,sosyal i st kUtleleri harekete geçirmeye yet-mez .
Turkiye'de ııçiler seçimlerini yapıyorlar. Bu seçim, uzun döneml i b i r oluıumun sonuçları . Sa�lam , sağ l ı.kl ı ve i lerisi açı k b i r oluıum. Ne kadar uzun döneml i olacağı , bi l imsel olarak kestir i l emeyen bir oluıum. B i l imsel olarak kestirilebilen yan ı , sadece Jurada: Uzun dönemi kısaltmak, kısa dönemin görevlerini sorumlu lukla yerine getirmeye bağl ı . Yalnızca sorumlulukla de§i I, aynı zamanda cesaretle .
TDRKIYE' DE YllRCI'ItI$
Bü ee k serm'aye gerilimden
DEMİREVİN YUMRUKLANACAÖı ÖNCEDEN Bİ LİNİYOR MUYDU?
00
Vura l Onsel
ışık tuta n
o layına
belge'
YÜRÜYÜŞ, MC hukUmeti Baıkanı SUleyman Demire l 'e yumruk atılma .. olayı i le i lg i l i olorok öneml i bir belge yoyınl ıyor. Belge zamanın Sıklyöfletim Komutanı 'nı" imzasını tOJlyan bir yazı . TUrkeı li" s ınıf arkodaıı olduöu i leri sUrUlen Korgeneral Arif Koçok, bu yazıda, "tinUmUzdeki gunlerde devlet bUyUklerine" korıı eyleme giriıi lece§inin "istihbarat" edildiğini açıkl ıyor.
K. K. K. 4. Kolordu K.' l ığının 5 .5. 1 975 gUnve HRK: 1401-5-75/Hrk . 232 sayı l ı yozısı :
ilGi: o) Gn. Kur. Sık. 021930 5 Mayıs 1975 gUn ve TS: 30497 say ı l ı mesai emri .
b) Ank. Sıkıyönetim K. 5 Mayıs 1975 gUn ve HRK: 2061 -41-75 say ı l ı emri .
i) ÖnUmUzdeki gUnlerde devlet bUyUklerine, yUksek rUtbe l i oskeri Johıslara ve tesis lere korıı onerJik tsrgUtler tarafından eyleme giriıi leceği istihbarat edilmi,tir.
Arif KOÇAK Korgeneral
Kolordu ve Gornizon K. Bu " istihbarat!n" i lg i l i lere duyurulmasından torna gUn sonra Vural Önsel
olayı ortayo çıkıyor. Vural Önse l , CHP, TIp, TSiPve Maoculara "ciddiyetini" bel l i eden bir bovul dolusu belge i le MClideri Demirel'i baıbakanlıkta yum-rukluyor. •
Seyfi ÖztUrk, Feyzioğlu Baıbakonl ıkto Demirel'i yerde bırokıp, 010-yı ı anorıitler larofından yapı ldığını açık l ıyorlor: Turkeı de anında Eskiıehir'den bu korayo katı l ıyor .
Ne "istihbarat"!
YtlRUYtlŞ - 26 Ai!u.tos 1975 - 4
yarar umuyor
FAŞizAN UYGUlAMALARIN işçi S ıNıFı HARE KETiNE DO�RU BiR BASAMAK DAHA KAYDIRilMASı içiN , HÜKÜMET, işVEREN ÖRGÜTLERi VE "YÜKSE K TiRAJl I BASıN" ORTAK BiR KAMPANYAYA GiR i ŞTi . BU ARADA, işçi DiRENişLERi ARASıNA PROVOKATÖRlER SO KUlARAK BiR 12 MART ORTAMı YARATılMAYA ÇAlı ŞılıYOR .
TÜRKiYE işVERENLER SENDiKASı GENEL BAŞKANı, YEN i BiR SıKıYÖNETiME GEREKÇE OlABilECE K "AÇ ı KLA MALARLA" FAŞiZM ÖZLEMLERiNi ÖZETLEDi : "SON GÜNLERDE BÜTÜN ÜlKEMiz VE ÖZEıı i KLE iSTANBUL SiSTEMıi VE PLANlı BiR ŞEKilDE YÜRÜTÜlEN YASA DIŞ I EYLEMLER E SAHNE OlMAKTADıR . " " KANUNSUZ EYLEMLERLE GÜDÜlEN GAYE HÜKÜMETi DEViRMEK MiDiR?" MSP'ıi ADALET BAKANı MÜFTÜO�lU iSE, " H içBiR işçi HAREKETi NiN USUlÜNE UYGUN OlMADI�I N I ilERi SÜRDÜ."
'ryawz hırsız ev sahibini bastırır" sözU b Ir anlamda tekrar doç..landı. Geçtlıtımız haftanın Çarşamba gUnU verilen bır demeç şöyle başlıyordu:
"Son gUnlerde bUtün U lkemiz ve özelllkle İstanbul sistemli ve planlı bır şeldldey Urütülen yasadışı eylemtere sab.ne olmaktadır ... "
Demeç daha sonra, li!nenln plaIta takıldı� gıbı, "Şıddet olayları", "İdeolOjik teşekkUller". "Sabetaj" ve benzerı Ifadelerle devam edIyor ve şu soruyla dUğümlenlyordu:
''Kanunsuz eylemlerle gUdUlen gaye hUkUmetl devirmek mJdlr ? .. "
DemecIn sahlbl, TUrldye İşveren Sendlkaları Konfederasyonu Genel Başkanı HaUt Narln'dl.
Aynı gUn Cephe hUkUmetlnln Adalet Bakanı MSP'li İsmaıı MIlftU�Iu bUtun valiılkıere bır genelge gtlndererek, "Hlç bır IşçI hareketlnln usulüne uygun olmadı�nı" lIerl sUrUyor, "Olaylara zamanında ve hareketll olarak mUdahale edlnlz" diyordu.
Ve artık çok malum ve de çok mUptezel mlzansen, burJuvazlnln ça-
iıak yalayıcısı kalem erbabının "Yenl bır 12 Mart ortamı mı?" sorusuyla sUrdUrülUyordu ...
Tela�ın nedeni TUrldye'de, anayasada belirtl
len gerekçeler dışında sıkıyl!netlmler lIAn edllir, uzatılırken sıkıyl!netlm emIrleriyle, Işçi sınıfının yıl. yılı aşkın mUcadeleslyle ve anun sonuounda elde edIlmIş yasal grev hakları kısıtlanır, yasaklanırken, tek sUtun haber vermeyen burjuva basınının sayfalar dolusu grev haberlerI
vermeslnln elbet bır anlamı olmalıydı. Ne var Id, bUtün bır halta bo
yunca gazetelerin olaylara çok bilinen açılardan yaklaşmalarına ratmen kamuoyunda umulan tepld dotmadı. Dlkkatll gtlzler. haber verme kılıfı altında haber baş lıklarında ne tUrlU cambazlıklar yapıldı�nı Ibretle gtlzledl ...
Hele tam sayfasını grevlere ayırmış bır tanesinde, verııen saklz haberin başlıklarının Işveren �zından çı1anış olması ve her bIrinde de, ''Kanunauz''. !Iİşgalci", "Direniş"
aijzcüklerlnl" bol bol kuU.nılmış oLması k.rgal.rı bile gUldürecek olnstendı. Şeoaat .rzederken slrk.tln aijylenlyordu • • .
TUrkiye'de geçtlğlmiz hafta en çok aijylenen şey de oydu.
işçilerin sendık. s eçme özgUrlWclerl çlltnenlr. zorl. sarı sendikalara üye olmaları istenirken "Yasal" oluyordu da. demokratik IsiekierI "Yasa dışı" oluyordu.
Vatan severlik
Son yıllarda ve özelllkle son dörı beş aydır TUrkiye "slstemll ve planlı bır şekilde" antldemokratlk yönetime kaydırılmıyordu da. Işçiler en dotal ve yasal demokratik haklarını kullanırlarken, "TUrk vatanı karanlık bır geleceğe ve Ideolojik maceralara" itiliyarelu! ..
Halll Narın ve Cephe hUktimetl mantığı, doğrusu lşblrllkçl büyllk sermaye mantığı ''Vatanı gerçeklen seviyordu" da, gIderek yoğunlaşan ekonomık ve sıyasal baskıları yIlklenen işçtler ve tUm emekçiler, "Vatanıarını sevm.1yorlardı! .. "
8 saatllk çalışma süresının Ilk Iki saatUk sUresini Ucret olarak alan ve geri kalan 6 saatini patrona çalışan işçilere, yetki II b ir işveren temsilcisi ağzından ''Vatanaeverlik'' dersleri verilmeye çalışılması da, doğrusu gUlUnç oluyordu ...
Yasal grevlere ve demokratik dIrenişlere kamuoyundan beklenen ve umulan tepki de bunun ıçın gelmiyordu.
Oysa tahrik ve tertip unsurları da Ihmal edIlmIyordu. İstanbul'daki Berec grevinI Ithal edilen değişIk tUrden bir "Vural Önsel" olayı "Kana buluyordu! .. "
Kırkor Aluç adındakl kişi iki poUse ateş açtıktan sonra yaralı olarak ele geçiriliyor ve malum ifadeyi veriyordu: Almany.'daki bir örgüt tarafından gönderl lmiştl! ..
Kırkor'un üstesinden geldiği çuval öylesine Inclr doluydu ki, bir Seyfi �rk. bır Feyzlotıu bile ortalığı velveleye verme gereğini duymadılar.
Cephe garlp bır sesslzllğe gömülmüştü. önceki haftaki cephe ıçı Itlşlp kakışmalar zor .... r örtUlebllmlş beıu bır suskunluta girilmiştl. Ancak, olayların gerçek anlamı TİP M erkez Yanettm Kurulu'nun .bu ayın başında yayınladıltı bildiride açıklanmıştı. Faşist tırmanmada yenı bır basamak çıkılıyordu: güncel hedefişçi 8ınıfı hareketı ve örgütleriydl.
En'vi t : in ı!ıi/kıııi
o kadar ki. Cepheeller CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'In düzmece şıddet olayları konusundakI eleşıırllerlnl bile cevapsız bırakiılar. Oys. Ecevit'In söyledikleri önemlı şeylerdı ve sosyal demokr.t muh.leret neden sonra geçtlğlmlz hafta gelişmelere biraz olsun penceresinI aç:ıblllyordu ...
Yaratılan "Şıddet olaylarının temel nedenl"nl ana muhalefet başkanı şöyle açıklıyordu:
"Cephe hükUmetini oluştur.n partıler. halk desteiılyle ve demokralık yöntemlerle ulaşamayacaklarını anladıkları "Iyasal amaçlarına şıddet yoluyla ulaşmayı denemektedirler. "
Son Iğdır olayı buna bır örnekti. Başbakanın ye�enlyle llgiU bır yolsuzluğun açıklanması U�erlne, eski Tıcaret Bakanlıtı müsteşarının evine atı lan bomba, açılan ateş ve Antalya CHP 11 Başkanının evine konan p.tlayıcı m.dde elbette gökten zembıııe Inmemişti ...
Ecevit, Berec grevindeki olayla lIg1ıı olarak "Kışkırtıcı aJan" girlşlmlerlne de dikkati çekiyordu. "Bazı Işverenlerin kışkırtıcı davranışlarına" dadeğlnenCHP Genel Başkanı şöyle diyordu:
"Kamu Işyerlerinde Işçiler,
sly.sal eğilimlorine göre kayırılmakta veya çıkarılmakladır. Özel kesimde kimi Işverenler, Işçinin sendika seçme özgUrıutune açıkç. meydan okumaktadır. "
Ecevit, bazı devlet d.lrelerlnde sürdürUlen kıyımlardan da söz ediyor, Devlet ıstatıstık Enstıtüsüne alınan komandolara dlkkatl çeklyordu. -
CHP Genel Başkanının olaylara yaklaşımı her ne kad.r doğruluk taşıyorsa d. etkinliiii kuşkulu. Ana muhalefet, sözle ışı b.ğdaştırdığı sürece kendl yapına etkın bır demokrasi mücadelesi yapacağını bilmek zorund •. Bazı konularda MC ağzı ve tavrı kullanıldığı takdirde demokrasi mUcadelesinde mevziler kaptırıldığı örnekleriyle s:ıblt.
Dcıııirl'l' in konumu
Ecevit bütUn duy'gusallıklarını .eferber ederek, bazı demokratik platformlarda aradığı Slleyman Demire!'1 oralard. bulamıyacağını örnaklerlyle gördü.
Dilzmece yumruk olayı sırtına yIlkleornek IstendI. "Geçmiş olsun" gırışımı reddedildi. Bunun anlamı sanıldığı gibi basıt olmamalı. Demire!'1 1965'lerdekl. 1970'lerdekl konumunda bile bulmak olanaksız. Tekelci bUyIlk sermayenin Demlre!'e yilkledlğl misyon gereği o konum kayboldu. Olayın, salt DemIrel'In tercihleri lle Ilgisi yok.
Ecevit'In Demirel Ile aradığı Ikinci dıalog, Helslakl konferansı sonrası oldu. Bu arayış da boşa Çıktı. "Demire!'in dış politikaya getirdiği açıklık, Iyi niyetler" vesaire, dlalogu sağlayamadı. Bunun anlamı şu:
Cephe başkanı artık demokratik zeminlerde bulunamayacaktır. Kendileri demokrasinin yıkımı Ihalesini yIlklenmlştlr ...
Cephe bUtün kadrolarıyla TUrklye'yl germmll polıtık bır Iklime itmekle meşguldür. çare: çaresIzlIktll' ...
Geçtlğlmlz haftanın Perşembe günü meydana ge len bır olay herhalde iki kışı .rasınd. geçen minumum ölçillerl taşıması gerek.
Çirkin bir olay
Ankara Belediye Başkanı Vedat Dalokay, Ankara Vaıııığlne atandığından bu )'an. sınır savaşına girlştllıi ömer Nacl Bozkurtla "İnsancıl" bir Jest yapma gereğtnl duymuş olmalıydı. Bozkurt'un annesinin hasta olduğunu ve h.stah.nede yattığını öltrendı ve zly.retlne gıttl. Geçmiş olsun diyerek çıçek bıraktı ...
Oalokay Beledlyedekl makamın. döndükten bır sUre sonra telefonda vali tarafından arandığını öğrendi.
Herhalde ömer NacL. duygu lanmış telefonu .çmıştı.
Dalokay bu konuda hayli "lüks" düşündUııunü bl raz sonra anladı. önceki hafta kendisine "O midesinde delııı beynInde grev yapmış" diyen Ankara Valisi telefonda, b.ğıra b.ğıra Dalokay'dan "Nıçın Annesini ziyarete gittllılnI" soruyordu ...
Belediye Başkanı şaşırdı. Tamamen Insanı ve medeni gerekçelerle ziyarete gidiş nedenini .çıklamağa çalıştı. Bozkurt dinledi dinledi ve şöyle dedi:
. "Ben de bır gece yarısı, elimde çıçek, senin karını zly.rete gelebIlIrmiyim?."
Telefon konuşması Dalokaytın Ankara V.lIslne, canlılar alemlnın bır başka parça"ı olduğunu biraz s ertçe hatırlatmasıyla son buldu ...
Olay Iğrenç olduğu k.dar ilginçtir. Türkiye'de her olay ve olguda egemen sınıfların roiU ve tavrı Bozkurt'tan Izler t.şımaktadır. Sosyal demokratların biraz gUç de olsa farketmek zorunda oldukları husus budur. Demokr.sl ve halk düşmanl.rının elinde çiçekler ne hale geııyor? ..
BORAN: , , Korutürk' ün konuşması
anayasaya aykırıdır' ,
Cumhurbatkonı KorutUrk'Un yurt gezisi sırasında yaptığı konuımalara ilk tepki Tip Genel Soıkon, 8ehice Soron'don geldi. Soron, 22 Ağustos 'ta verdi�j demeçte, Cumhurbo�kanı'nın konuımalarının Anayasa'ya aykırı olduğunu söyledi. Boran ıöyle dedi: "Soyın KorutUrk, linUmUzdeki kısmi seçimleri Söz konusu ederek kendi siyas: görUılerini belirtmi} ve zımnen pazı porti leri suçlar i
mahkum eder biçimde yurttaılorın bu belirttiği 9ÖfUıleri göz önUnde tutarak sandık beıında CY'f kullanmalarını istemiıtir. KorutUrk'Un bu beyan ve çağrısı açıkça Anayasa'yo aykırıdır. Kendisinin seçmenleri bu ıekilde etkilerneye caI ıımaya hakk, yoktur."
Cumhurbaıkanlarının yurdu dola�arak Çeiitli konularda bilgi alması yararlı. Çunku TUrkiye'de Cumhurbaıkanlarının, Ulke sorunlarından uzakta kiıiler arasından seçilmesi bir "teamUlU durumunda. Ancak, yurt gezilerinin yararlı olması bakıı oçısına ve politik eğilime bağlı. Ayrıca, KorutUrk'Un son gezisi için seçimlerin arefesini seçmesi, gezi Uzerindeki politik ilgiyi artırdı.
KorutUrk son yurt gezisine çıkmadon önce istanbul Vilôyetini ziyaret etti. Orada, partilerin kadrolarıyla birlikte iktidara gelme eğilimlerini eıeıtirdi. Bu eleıtiri olumlu bir bakıı açısı, Ancak, partilerin devlet kadrolarını kendi elemanlarıyla doldurup doldurmanoları, Cumhurbaıkanlığı makamı nı n bi 19i lerinden uzak değil. En azı ndan Cumhurbaıkanı 'nın imzasını gerektiriyor. Cumhurbaıkan.'nın elinde belli yetkiler var. Bu yetkilerle, bunun önUne geç i lebi i ir, buna olanak da seğlanabi lir. Son ayların uygulamaları i bu yetkilerin "olanak sağlama" yolunda geliıtiği izlenimini kuvvetlendirdi.
Cumhurbaıkan. istanbul konuımasında diğer ulkc sorunlorına da de�indi. Koruturk, "Kıbrıs konusunda haklı olduğumuzu cihana anlatabilmek için" iktidarla muhalefetin birle�mesini istedi. Bvnun hukUmeti desteklemek anlamına gelmediğini söyledi. Bu sadece, "bi Imeden kendisine ve dUnya borı�ına zarar getirenleri Türkiye açısından uyarmak demektir" dedi. Fakat iktidarla muhalefetin birle�mesi önerisini "iktidarı destekleme" dııında yorumlamak mUmkUn değil. Birincisi, iktidarla muhalefet eıit iki ortak olamaz. iktidarın elinde "yUrutme" gUcU var. iktidarı iktidar yapon bu yUrUtme gücU. Politik kararıarda iktidarla muhalefetin birleımesi, yUrUtme gUcUnU elinde tutan iktidarı desteklemek anlamına gelir. ikincisi, ulusal davaları anlatmak muhalefetin görevi değiL. "Ulusal davalar" ulusça payloıdıyorso bunu dünyaya anlatmakla iktidarın gUçsUz olmaması gerekli. Fakat iktida"" bu konuda kendi içinde anlajamıyorsa bunun sorumlusu muhalefet ve basın deği I. ÜçUn -cOsU, Koruturk, hiçbir devletin "bilmeden kendisineve dunya barııına zarar" getirmeyeceğini bilmek durumunda. Böyle bir devlet olso bile, bu devleti uyarocak olanın TUrkiye olmasını dU�Unmek yanlıı. TUrkiıe'nin, dıı politikasını baıka ulkelere göre ayarlamasını dUıunmek anlamına geliyor.
KorutUrk, Samsun'daki konuımasında "dört bir tarafı memur, hiçbir meselesi olmayan, içerde birbiriyle itiımeyen, dııarda baskı altında kalmayan hiçbir ulke olmodığını" söyledi. Bir boı ko yerde gazetecilere "yalnız sefalet tablolorını göstermeyin" dedi. Oysa "Ulusu kaynaıtırma çabasının", sorunlaro pembe gözıuklerle bakmakla bir iliıkisi yok. Bu, ancak sefalet tablolarını ortadan kaldırmakla mUmkUn, gizlemekle değil. Üstelik dUnyada sorunlardan kurtulmayon Ulkeler, sadece Türkiye'nin de Uyesi olduğu kapitalist dUnya. Ayrıca, "dııardan baskı altında kalmayan hiçbir ulke olmadığı" doğru deği I. Doğru olsa bile TUrkiye için bir örnek sayılamaz. TUrkiye'ye bir örnek s:ıyılırsa, bu, dlJarıdan baskı altında kalmanın "özrUII olobilir.
KarutUrk Giresun'da do "yapılanıardan ıikayetlerini dile getirebilen bir toplum özgUrdUr" dedi. Şikayetleri dile getirebilme özgUrlUğUnUn tanınması bir aıama. Fakat aynı zamanda demokrasiyi kUçUmsemek anlamına geliyor. Demokrasiyi, "serbestçe ıikayet edebilme rejimi" olarak anlomak, bir yorumlama sorunu. Cumhurboıkanı, ıikoyet etmenin, Jikayeti ortadan kaldırmodığını do görmek durumunda.
At eı olmayan yerden duman çıkabi Imesi demokrasinin bir kuralı. fakat biçimsel nitelikte bir kural. ÖzUnde, duman çıkan ıerde ateı olduğunu haber vermesi yetiyar. Amaç, ateıin zCl'llanında söndUrulmesi. Demokrasinin ikinci yorumu do bu. Ateıin söndUrulmesi siyasal mUcadelc i le mUmkUn. Siyasal mUcodele içindeki gUçlerin arasına girmek ateıin yanmasına göz yumma anlamına geliyor. Oysa demokrasiyi ateılerden korumak Cumhurbaıkanlarının görevi.
iktidarla muhalefetin arasına girmek, iktidarı desteklemek anlamına gel iyor. Çunku iktidor, el inde devl�t gUcUnU bulunduron orgon. Ayn, ıey ekonomik iktidar için de söz konusu. lıverenlerle iıçilerin arasına girmek iıverenlerden yana olmakla bir. Çunku ekonomik iktidar iıverenlerin elinde. Bu yUzden, demokrasi, i�çilere haklarını arama ve elde etme olanaklarını veren bir rejim olarak tanımlanıyor. iıverenlerle iıçilerin "iıbirliği", iıçilerin iıverenlerin gUcUne boyun eğmesi demek. Cumhurbaıkanının "iıverenle iı,iler arasında iıbirliği görmek istiyorum" biçimindeki sözlerini yorumlamak oldukço zor.
Demakratik dUzen karıısı nda Cumhurbaıkanı 'nın durumu da Anayasa 'da belirtilmiı_ Behice Boran'ın demeciilde belirtti�ji gibi:"Cumhurbaıkanlığl makamı Anayasa' ·ın gereğince partiler Us tU , tarafs.ı; bir mak amdır. TUrkiye' 'e fikir i sanat, siyasi /:Srgutl enme I:Szgurluklerinin Anayasa teminatı alt!nda oluıu ve tUm partilerin ayrım gözetilmeksizin Anayasa'ca "demokratik rejimin vazgeçi Imez unsurları olarak kabul edi Imesi de devlet botkanının bu özgUr Iuklere ve siyasi partilere saygılı olmasını gerektirir."
yUnUYiJ Ş - 26 Altıısto. 1975 - �
.H
M C�_--ıdosyası kabanyor
I.J ıxeııııı dOrt blr yanuıda topaımWl ilerici wısurlan can gUwıılJkIerlııdeıı bile emın de�lI. Evleri, cuları, eş ve çoluk çocukları. ne JÖI'den geillceğl belli ama nasıl olaollı beUrslz faşIBt tehditler altında • . .
İnsaııın Insaııı alabildiğine sömUrmesine. bo�az tokluğuna deksoymasına. ''Kar, daha çok kar" temeline dayalı klber adıyla "HiIr teşebbUB dUzelll" ıçınde canına, t emel hakve özgUrlUklerlne Bahlp otma teşebbUsU. Insanca yaşama, Insanca bır dUzene özlem duyma ve bu �a d avranma teşebbUalerl ber zaman kolay kolay boş kar'ıtanmıyor.
Tarihin a1a,ı Ikıncı teşebbUsten
yana ve tUm faşIBt azgınlıklar da bundan . • .
Türkiye'de IIzelUkle 80n beş aydır faşist azgınlıkların yo�la,ması boşWla değiL. Bır de alttan alta kaynatılan oadı kazanları var. Her lIerlol dUşUncellin, eylemin yeşerd1-ği, boy att�yerde kaynatılan kazanlar ...
BiR MEKTUP
Şımdı şu Batırıara göz atalım: "SByın MUdUr; ABlında Bize ve Bizin gıbı kişi
lere ıayık otmayan bır iakapla mektubumuza başlıyoruz. Bu bizim asaletimlzdendlr. Sana daha IInce çeşitli defalarca çeşitli şekilde ibtar etmiştik. Şımdı gene hatırlatıyoruz.
Biz Türklız ve mUBlUmaııız. Bizi Idare edenlerin de Türk ve mUslUman otmaBını Isteriz. Aksi takdirde Allahın Izlllyle biz adamı Türk de mUalUman da yapmasını bıurlz.
Dedelertmlzln, nlnelerlmJzln analarımızın babalarımızın kanlarıyla y�tmu, bu TUrk toprsklannda komUıılst ve kızıl faşistlere hayat lıakJıı tanımayız. Karısıyla fırlamaaıyla komUıılst olan bır adamın cezaaLDl/lııce yUce tanrı sonrabiz veririz.
Yozgatta Iken Çekerek, Yerköy ve 9I.ray'da çalışan UlkUcU ve milliyetçIlere yaptığın baskıları blUyoruz. sana o zaman da Iblar etmiş Idlk. Blzlm TÖS'IU ö�retınen ve Idareci değil, mllUyetçl barekete kayıtlı lI�etınen Istediğimizi, çok yalanda kafaııızı komUıılBtlerle birlikte ezlleceğilll baber vermittlk daha aiallanmadın. .
ŞImdi ESkl,ehlr'dekl solculuklarını ve komUıılstlerle olan ıuşkllerlllI nefretle teklp ediyoruz. Biz selll komUllIst değil, mUsIUman ve UlJdIcU otmaya davet ediyoruz.
Nermin Uslu, Halil Can ve Orhan GUııgör'U sırf MHP'U UlkücU ve
miıuyetçl oldukları ıçın yerlerinden aldın. ınçblr mllUyetçl ve UlkücUyU Idari göreve getirmedin. Solculara kalkaıı oldWl.
TÖB-DER denen kızıl yuvaya gidip geldin. Bu hareketlerin adım adım teklp edıııyor.
EUmlzden kurtulacağını Banma. BII ki, en yalanların dairendekllerin bile bizdendir. Etrafın tUm miıuyetçl UlkücU, mUBlUmanlarla doludur. Sen bu çemberin Içersinde gllnden gllne enyen, sablmıııı kızıl kıvılcımsın.
400.000 kişilik Türk, UlkUcü mUcahltlerlnln nasıl olsa önUnde ezlleceksin. Titre ve kendine dön. Alla
.bına BI�. Çol�nu çocu�nu dUşUn. Ona
göre karar ver. ii
VE SONRASı Mektup bır ö�etınene yazılıyor.
Mektubun Bahlplerl ad vermiyorlar. Ama suatları bol: "TUrkiye milliyetçi UlkücU ve mUslUman mUcahlt ıl�etmenleri . . • "
Olaya sıtınalı bır kaç faşistln martfetl olarak bakmak mUmkUn. Bu planda olay ılnemsiz.
Ama pOBtalandığı taribten bır ay Bonra mektubu alan ö�etınen ıki derece bırden indirilerek, görevinden alLD1r BUrgllne gönderillrBe Iş biraz de�şlr. Ve bu ıl�etınen, Besın sahipleri tarafından hiç bir yasal gerekçeye dayanmaksızın yaka paça edilmiştir ...
Yüzlerce, binlerce ö�etınen aynı uygulama Ile karşı karşıya. Bu görUnUmde olay önemil ve genel. MektubWl ISimBIZ Imzacılarının suatlan kapatılsa pekala bükUmet bildirisi yerıne geçecek. MektubWl cepbecllerln resmi demeç ve bildirilerinden geri kalır yaııı yok.
Tıtreye tltreye ve döne dllne bep aynı şey ler BöYlellıyor, yazılıyor. Ve MC dosyaBı kabarıyor . • .
Haşhaş üretim bölgelerinde • •
ıı cıa ajanı 'Saçları alabros keBIlmI.ş. keten
putolonll." ayakları sandal-terllkU ir taJam Amerikalılar ... �zlarına başparmak kaJılı�nda pUroları la, şu 80n aylarda buıılar, bep aynı
amlar, Alyon, Burdur, Ispartaköy-erInde çok sık görUldUler. Artık bWl-rı köylUler de taııır oldu. Araların. a az buçuk Türkçe bilelllerde vardı,
endermeşrep şeylerdı • • . Altlarına Land-rover arazi arabaları, o köy ılın, bu köy bentm dolaşıyorlardı . . •
y kabvelerlnde oturuyor, köylUlere uzun uzwl sobbet ediyorlardı. Ama ordukları Borular, bır turiste yalaır Borular deltlldI. O yöredeki tarlhel kalıntılar, lıilyUkler, kUmbetler lan hiç Ilgilendlrmiyordu buııları • • .
yle şeyler Boruyorlardı: "Ne kadar başbn, yetl,lr bura
arda 1" "Bu köy halkının kaçta kaçı haşUretimlyle u�aşır1" ''Nasıl, haşha, UretıclBlnln ara-
bllldlmetle,lyi m11" JQındI bu, yaz tatillerini Antll
., Karaıp adalarında, bırakalım
\1)RUvt)ş - 26 �BtOB 1975 - 6
praları, hiç de�lse Türkiye'nın gUney Bahlllerlnde geçirmek yerine, kavurucu Bıcaklarda Orta Anadolu bozkırım yeğleyen şaşılası turistler 1
Dışişleri Bakanlığına, hIlkUmet retkllllerlne Borulduğıında, "Bunları tanırız. Değerli AmerlkaJı blUm adamlandır. Ama reBmi konuk olarak gelmemişlerdir. TUristik gezl yapııyorlar" yaıııtı alınıyordu. Amerıkan BUyUkelçııı�1 BaBın Dsruşmaııı Ise, bu ''turIBt''lerln kimlikleriyle 11gI1l sorulan, "Bızlm de,ğerll blUm adamlarımız • . . Türkıye yi çok severler • • •
BlUm dallar,yla ilgili Incelemeler yapıyorlar • . • " diye karşılık veriyordu. Bu garip "turIBt"lerın Orta Anadolu steplerinde dUzenledikleri ''plkınlk''ler, haşhaş UretlcIBI köylUlerl Borguya çekişleri konusu gazetelerde de yer aldı o gUnlerde. Ama pek derinlne IllItmedl.
Toplam sa"ları l2'yi bulan bu Amerlkalıların bep beraber değil, Uçer beşer ki,ılik gruplar halinde Ulkemize geUşleri, haşhaş UretlnL bölgelerine yaptıkları gezller, kllylUlerle "sob-
bet''leri, gene BUrUp gidiyor.
Kimlikleri Yaptığımız bır ara,tırmayla, bu
garip Amerikalı turistlerin kImlikleriIlI, uzmanlık konularını bır bır ortaya çıkarmayı başardık. Bunları teker teker Bıralayalım:
QUENTİN M. WEST: ABD Tarım Bakanlığı Dış Ekonomlk Kalkınma Hızmetlerı Genel MUdUrU. Daha IInoe Dış MlgeBel Anaıız M1UmU MUdUr Yardımcılığı, aynı bölUmUn Uzakdo� Şentği, Afrika ve Ortado� � Şef Yardımcılığı gijrevlerlnde bulunmuş. 1965'de ABD Tarım Bakanlığı Hızmet ÖdU1UnU kazanmış. Kostarlka ve Peru'da uzun süre "ekonomist" olarak çalışmış. Halen Bakanlıkteki görevi yanında, Cornell ve Utah UllIverBltelerinde lI�etlnL UyeBı.
Dr. KEITH GREGORY: NebraBka Clay Merkezi Zıraı Hizmetler KaBaplık Hayvan Araştırma Merkez MUdUrU. Orta ve uzakdo�'da uzun yıllar AID mlByonunda bulunmuş.
Sermaye sınıfı, bir yıldır bekçiliÖini yapan sıkıyönetirnin sona ermesiyle "tohokkUmu"" devamı için gerekli olon direktiflerini tekrar Cephe hukumetine yıınellti.
Ve geçti�imiz hofta boıındo MSP li çalııma bakanının emriyle iıverenlerin fazla rahatsız edilmemesi için 101 iı mUfettiıinin gıırev olanlcrı -siz sedasız de�iiıtjrildi.
HESAPLAŞMA Çolııma hayatını denetlamekle
görevli olon iı mUfettilleri ile sermo -ye hukUmetleri arasındaki çatııma "'Iındo 5ay ıınce boılomııtı. Mart boıındo 24 bıılgeye bağlı 200 iı mUfettiıi kendilerinin iıverenlerin uıoğ. olmaya zorlanmaları nedeniyle direniıe geçmiıler ve sonunda kısa vadeli de alsa galip Çıkmıı, Bıılge çalııma mUdurlukleri emrinde çolıımaktan alıkonulmuılardı.
Senaryonun ikinci kısmı ise ",imdilik" sermayenin galibiyetiyle bitmiıti. Artık iıverenler fozla rahotıız edilmeyecekti. Çalııma hayalonın en yoiiun olduğu istanbul grubunda gıırevli <16 mUfettil sayısı yeni uygulama ile 250 indirildi ve iı teftiıi etkisiz hale getirilmek istendi. 46 bin 700 iıyeri, 350 bini "lkın i�çinin bulundu�u bu kentimizde bu durumda bir mUfeHiıin yılda �'300 iıyerini denetlenmesi gerekmektedir ki bu do olanaksızdır.
FAŞiST SENDiKALAR Yeni uygul""a ile istanbul grup
boıkanlığı Toplu lı 5ıızleımeleri Servisinde gıırevli iı mufettiıleri d. boıka grup bcııkanlı klorında gıırevlendirildi.
JOHN T. PHELEN: !lllama MUbendisi. HlndlBtan'da uzUn sUre g1lrev yapmış.
FRANCIS A. KUTISH: Uluslararası Kalkınma Teşkilatı (AID) ekoDOmiBt1erlnden. örgUtUn El Salvsdor, şili ve di�er Latin Amerika ülkelerin deki misyonlarında çalışmış. Allende'nln devri II ,Inden kısa bır sUre IInce, şıll'de ''bazı temaslar''da bulun",u,.
Dr. FLOYDHEDLUNG: Gıda TeknoloJIBI uzmaııı.
DARREL A. DUNN: Köy Kredileri uzmaııı. Türkıye ve Hındıstan'da uzun yıllar TarımBal Krediler MU,avlrllğl yapmış. Az Türkçe bılır.
Dr. QUENTİN JONES: ABD Tarım Bakanlığı Yelll Urünler Araştırma ı;lıbesl BItkisel Araştırma BölUmU şefi. Amerika'nın en UnlU narkotik uzmanlarından birI. Narkotik ve uyuşturucu maddeler konularına lUşklo birçok kitabı ve 50 'den çok Ilmi makalesi var. "YerU bıtkı toplayıp Incelemek" amacıyla TUrkiye, Vietnam, Taylan, Kamboçya ve dliter orta ve
Sermayenin • •
harekatı iscl • •
MSP'li bakan Paksu Cephe yanl"ı iı mUrettillerini bu serviste gtSrevlendirerek fOlist sendikacı ların bOlında bulunduğu se�;kaların haksız yetkialarak gUçlenmesi dUıUnU bir ölçUde gerçekleıtird i . ÇUnkU bu arada gnup baıkan ve yerdımeı l ı kları nın da Cephe yan l ı s ı murettiıler tarafından doldurulmosı ilvnal edi Imeyeeekti .
TANıDıK YÜZ Geçti�imiz haftalarda Sinop ABD
UssUnde bir avuç yurekl i Savaı-iı sendi kası Uyesi iıçinin bu iıyerinde baılattığı haklı direniıi kırmak ve dostu Amerikalı iıverenlere karıı olan sadakatını yerine ge�irmek için bOyU k çaba hereayan Harb-Iı Genel Baıkanı Kenan Durukon, hafta sonunda maskesini bir kez daha dUjUrdU.
Kenan Durukon Amerikalı iıverenlerle öteden beri iyi geçinen ( : ) , bu uğurda iı.;iyi satmaya hazır bir çehre .
Ancak "soyın" Genel �kQn DuNkan Sinop'ta iıçi lere karıı ABOI i i iıverenlerin safında yerini alırken biraz fazla teıhir edildiğini anlamııtı .
Biraz temize çıkmak,onurunu kapatmak için tUm hafta boyunca dUjUndU durdu . Öyle, Amerikaı ı ı· r ı n yanında çolııtırılon i�çileri odına anborgodon sonra bi le suspus kesilmek olmazdı .
Durukon'lo Amerikalı iıverenlar, Boeing ve Tu,log muteahhitleriyle baı� vererek ortak bir karara vardılar. Kenan Dunukan tUm ABD iıyerlerinde çal ,ıan iıçiler odına iıi durdurma korarı ilan edecek, böylece gazetelere mallet olup daha önceleri teıhir olan çirkin yUzUnU biraz olsun kapatacaktı .
Tasarlandığı gibi oldu. 21 EylUl akıcmı basına yapı lan açı klama i l.
Uslerde tUm iılerin durduru lae�ı açıklandı . Ardından gece YCl"lsl saat oo . 45 'te ABD BUyUkelçi l i�indeAmeri- , ka'l ı iıverenle kapalı kapı lar ardında yapı lan toplantıda bu kararı n ertelendili karerı oy ve gıınUI birliğiyle veri� liyordu.
Sarı sendikalar sermayeyle iıbirlinine devam ededursun , iıçi sınıf ının gerçek sendikaları s�l ı k l l d�rul tuda gel iımeyi ,urdUrUYof. Yapı Kredi Bankası iıçileri Sendikası Genel Yönetim Kunulu geçti�imiz hafta içinde toplanarak yaklaıan Senato seçimleri ndeki tutumunu soptadı . Yayınlanan Bas ı n Bulteninde Iliıçi sınıfımızın v e tUm halkımızın siyasal çözUm bekleyen ve ul kemizin ileri bir demokratik aıomoya geçmesini engel leyen sorunların çözUmUnU kendisine nke edinmiı tUm siyasi partilerle, sendikalarla, demokrati k kuru luılarla gUçbirli�i yapae�ını korar ol t ına almııtır" dend i .
Yapı-Sen Genel Yönetim Kuru lu, demokratik bir hukUmetin iıbaıına getiri lmesini zorunlu kı lan, ulkenin acil sorunlarını ıöyle sırolodı ; faaist saldır ı -10ra son veri Imesi , dUıUnce özgurlUğUnUn en geniı biçimde gerçekleıtirilmesi , yer altı ve yer lJ$tU kaynakları n ın y(ıbaneı tekellerle peıkeı çekilmesine .on verilmes i , Anayasa 'nın 1 961 'de kabul edi len özUnUn geri veri Imesi , lokovttın yasaklanması , ·referandum hakkının yasal orca sağlanması , kıdem tazminotı yasasının iıçiden ya.na hale getiri Imasi , genel grev hakı n ı n tanınması , I ki l i onloımaların ve tUm Uslerin kaldırı Im05i komıularımızlo barıı içinde biraroda -·yaıama palitkisanın g" dulmesi , toprak reformunun gerçekleıtiri Imesi , bUtUn bu amaçlarla tUm demokrati k kunu luıların eylem birliğinin sağl anmos� .
�ANLAR ARASINDA ALLENDE'NİN DEVRİLMESİNDEN ÇOK KISA sURE ÖNCE şILt'DE TE MASLARDA BULUNMUŞ BİRİ DE VAR • • .
Uzakdoğu Ulkelerinl gezer. TUrldye� ye çok sık geUr ve az TUrkçe billr.
JOHN M. IflLL: AlD Yakındoğu ve GUney Asya BöIUmUnde "sermay� geUşmesl" danışmanı. örgUtUn TUrIdye misyonunda uzun yıllar görev yapmış. Özel endUstri, iç tllketlm v� Ihracat uzmanı. Berkeley ve CaUfornla Unlversltelerl Ilğretlm görevUsi.
WOFFORD (BILL) B. CAMPJr. : NewYork Tanm İş KOnseyi Genel MU· dUr Yardımcısı. Konsey, Amerlka� Ilzel sektörUnUn teknolojik sevk, Ida_ re ve finansman kaynakları yönUnde" !yatırım hlzmetlerlnln beUrmesind� "kataUst" görevi yapar. Ayrıca "Kal. kınan Ulkeler"de tarım Iş faaliyetin6 "destek" olur. GeneL. MUdUr Yardımcısı Camp, ABD'�e 40 şirketin tem. sllcllik örgUtlerinde 25 yıl çalışmı� bır uzmandır.
DONALD G. MACDONALD : ALD Yakındağu, GUney AIYI BöIUmU uz· manlarından.
CHARLES G. HORTON: Aynı bll· �Umun 10JIstlk kısmı görevUlerlnden. ıılr.
CLYDE S. ADAMS: Yine aynı bllIUmun yılnetıcı sekreteri.
Afyon Uretlclsl kllylerlmlZe sııı sık konuk giden, artık bazı kllylUlerl-
inizin Isimleriyle tanıdıkları bu ''tııl"lst'�erln IdmUklerlne bakıldığı zaman, ilginç bir 'lbenzerUk" göze çar .... pıyor. HenUz cephe hUkUmetlnln tır, panını yememiş bazı dUrUst bUrokratların da yardımıyla yaptığımız bu sllP' tama, "esrarlı turist'�erln tümUnUn Amerikan emperyalizmlnce sllmUrUlmekte olan Ulkelerde görev yaptıklaTını, bu sömürü mekanizmasının bt-rer "uzman elemanı" olduklarını ortaya çıkanyor. Aralarında Salvatore Ailende'nin CIA tezgahıyla devrIlme sinden kısa sUre önce ŞlU'de "bır takım temaslarda bulunmuş" birinin bulunu,u daha da ilginç.
Sanırız, söz konusu saptama, 0--lay Uzerlndeld "esrar perdesı "ni de kaldırıp atecak, bu ''turlst''lerln gerçek ve çlrldn yUzUnU ortaya çıkarm ... ya yarayacaktır. Bu çirkin yUz, CIA' nın yUzUdUr.
Ama, gerie besbeıudlr Id, bu CIA patentU turistler, cephe hUkUmetlnln" ''muteber blUm adamıkonukları" olarak, haşhaş UretıclsI kllylerlmlz� ''plknlk'�er dUzenlemeye devam ede, ceklerdır. Kendilerine, "Siz Idmsinl. burada ne arıyorsunuz, bu Boruları klIylUye hangl sıfatla yllneltlyorsunuz" dlye hesap scrulmayacaktır • • .
e
TIP
Merkez Yönetim Kurulu nun
bildirisi
Güncel Görev
2-� A�os gUnlerl toplanan TUrldye lıjçl Partısı Merkez Yonlitim Kıırulı,ı "GUncel Görev" baş1ıklı bır bild1ı1 yayınladı. Bildiride, MC hUldImetlnln iktidardan dUfUrUlmesln1n tüm sol ve demokratık gUçlerln kısa vadeU görevi olarak görüldU� açık-1andC
"GUncel Görev" bildirisinde, MC'nln Iktidardan uzaklaştırılması zorunlulıığıı şu noktalara dayaııdırılı-yor.
i ) TUrldye sanayU ve tUm ekonomisi bır çıkmaza glrmlştlr ve MC hUkUınet1n1n bu çıkmaza çözUm bulm.,. 01aıı$ yoktur. ÇUnkU, birincisi, bu çıkmaz dışa bağımlı geri kapitalizmin yapısalbir sonucudur; lkineiaİ de, iktldann sınıfsal dayanağı burjuvazi kendi içinden ayrışıp çeU,ldlere dUşmU, durumdadır. MC hUkUınetl, aynca, iktidara geUrken Idtlelere yaptığı vBadlerl hlçblr zaman yerine getlremeyecektır. Hem bu vaadieri yerine getirmek, hem de bUyUk sermayenin çıkarlarından yana bir paUtika yUrUtmek mUınkUn değildlr.
2) MC hUkUmetl, ekonomik baskı altında ezilen halk kitlelerine ve onIann sllzcUsU demokratik örgUt ve 1df1lere baskı ve şıddet poUtıkasını basamak basamak tırmandırmaktadır. Artık sıra Işçi sınıfının sendikal hareketlerine ve IlrgUtlerlne gelmiştir. Ayrıca devlet kadrolarına yapılan baskılar görülmemi, dUzeyeulaşmı,t ır.
3) MC hUkUmetı, dış poUtıkada da TUrldye'yi bUyUk bır açmaz ıçınde tutmaktadır. Sorun, yirmibeş yıldır sürdUrülen poUtlkanın Iflas etmlş olmasıdır. EmperyaUzm Asyaıda ve Avrupaıda gerılemıştır. Ayrıca yumuşama sUreclnln ''kuıak Ulkelerl " de kapsamaya başlaması TUrldye'nln dış paUtlkasına yenı bır ylln verilmesini Iyice zorunlu hale getırmı,tır. MC hllkUmetl bu yllnlendlrmeyi yapamaz. &ıııfsal dayanağı buna engeldir. Aksine TUrldye'yi ABD emperyaUzmlne daha da b�mlı hale getirecek tasanlar yapılmaktadır.
TİP Bildirisiinde daha sonra şu görU,lere yer verildi: "thkenln Iç ve dı, sorunlarına kalıcı geçerU çllzUmlerl ancak Işçi ve emekçi sınıfların iktidarı getireblUr. Ne var kı bu gerçekleştlrlUncoye kadar IlnUmUzdeld IVedl, geclktlrlimez sorun, bır an Ilnce, daha demokratik bır iktidarın oluşturulması, ı,başına getirilmesidir. "
"GUncel (!(jrev" bildirisinde daha sonra, Içerde palJtlk gUçlerln bır ?�gtlde göstergesi olacakyakla,an gUz
seçimler/ne, antidemokratik yasw ""nucu sosyalist hareketin katılama" �ac�, bu durumda gerici, faşiz"" MC karşısında demokratikleşmenin �emsllclsl olarak seçimlerde CHPinin �zUkeceği görllşU blldirlldl ve şl!yl; dendi: "CHP'nIn alac� aylar, sadece MC partileri ve partlzanları tarafın. dan değil, Iç ve dış kamuoyu tarafıntıan da TUrldyelde demokratik gUçlerln gUç göstergesi olarak yorumlanacak, öyle kabul edilecektir. " Blldlrl'de, guz seçimleri her ne kadar iktidarı tleğ1ştlrmeyecekse de, bu seçimlerde iMC'nln gerllemesln1n,lktIdannı Iyice zorla,tıracağı beUrtlldl.
"GUncel Görev"de, CHP ile ilgili olarak şu görüşler yer aldı:
"SOL gUçler bır yanda MC'ye karşı ısrarlı, çetın bır mUcadele verirken, öte yandan CHPiyi demokrasi ",Ucadelesinde tutarlı ve sebatlı olma yIlnUnde etkilemeU, onun Uzerinde sol'un baskısını duyurmalıdırlar. CHP Iyice anlamalıdır Id, demokratık hak ve özgUrlUkler konusunda gerçek bır mUcadele yUrllttUğ1J ve gUven verdiği ölçUde ldUelerde destek bulablllr ve sosyaUstler bıı mUcadelede onunla eylem beraberUğinde olahlUr; "Bildlrlde CHP'nin, hangi hak ve IlzgUrlUklerln hangi biçim ve ölçtlde gerçekleştirileceğinI, antldemokratık sınıfsal gUçlerin ekonomık dayanakiarını en azından sınırlamak ve dizginlemek ıçın ne gibi tedblrlerdU,unUld\Iğ1InU ve dı, polıtıkadaki somut Ilnerllerlnln ne olduğunu açıklamasının geciktirllemeyeceği bildirildi.
"GUncel Görev" bildirisi ,llyle son bu luyor:
"TUrldye Işçi Partısı IlnUmUzdeld seçimlerde MC oylarının gerıle.., tllmeslnl, MC iktidarının iktidardar dUşer duruma getirilmesini lvedi he· def kahul eder. PolJtlk demokrat;lkleşmeyi, bağımsızlık�emokrasl. sosyalizm mUcadeleslnln kısa vadeU açıdan gUncel baş sorunu olarak gördUğUnden, C ijP'nln bu uğurda ui"r&fının yanında olur. Ama poUtlk demokratikleşme konusunda dahl CHP'nln ve dilter IlrgUt ve hareketlerin gösterdlkIeri ve göstereceklerı tutarsızlık ve yalpalamalara karşı amans1Z ele,tlrlslnl ve mUcadeleslnl de yapar. Demokrasi mUcadelesl ancak Işçi sınıfının sosyaUzm anlayışı açısından ve sosyaUzm ıçın mUcadele Ile blrUkte yUrütUldU�e tutarlı ve geçerU olabileceğinden, TUrklye Işçi Partısı, bağımsızlık - demokrasi - sosyaUzm ",Uoadeleslnln bUtUnseıuğ1ııJ asla gözIlen kaçırmaksızın, demokratik gUglerln mUoadeleslnde kendı hareketinin !>$msızlığını korur. "
-rtlRttYtl Ş - 26 A#ustos 1975 - 7
Ekonomik sorunların siyasal tortı�moların tszUnU olu�turmoyo bo�lomasl , hem bir sağl ı k,hem de bir hastal ı k belirtis i . Politik mUcodelenin temel lerine oturması bakımından bir sağ l ı k belirtisi . Öte yandan , kapi taliz,:" min <ieli�ki lerinin keskinleimesinin, ekonomik açmazın Ustyapıdoki yansıması olarak do, ağırlojon hastal ığ ın su yUzUne Çı kmosı •
MC hukUmeti , ekonomik sorunları ve kendi iç çeliikilerini geri plana i tip demokratik gUçlere polit ik bir soldırıyı boılatmak gUdUsUyle kuru ldu . Ancak 1975 y ı l ı nda TUrkiye kapitalizminin sorunlarını bırakın Uç y ıL I Uç oy bi le bekletmenin olanaksız olduğu ortaya çıktı . BuyUk sermayenin, TUrkiye 'nin sorunlarını çözmek bir yana, kendi iç sorunları nı dahi çözecek öneri ler oluşturulamod • . Bunun en yakın kanı t ını Sabancı 'nın çizdiği karanl ık tabloda gördUk. Az geçmedi , istanbul 'do Koç' lalAdana'da Sabancı 'nın birbirine nosıl girdiğinin örneklerini birer birer görduk . MCnin nas ı l sermayenin boyunduruğunda olduğu pomuk taban fiyatlarıyla görUldU. Ekonominin, sermayenin sözculeri tarafından poli tikanın içine sokulması , " bal ı k b�tan kokar" atosözUnU birkez daha doğruladı .
Sı'çinı hoga/ı
TUrkiye kapi talizminin yapısal çıkmazl 1970'lerdo bUtUn vUcudu sord ı . iç ve dı) polit ikada bulunan geçitler , bugUne dek birkaç kez ekonomi gemisinin az i leriye it i lmesine olonak sağlanı)tı . iç ve dıı polit ikanın da geçit vermez hale gelmesi , ekonomi gemisinin durmosına yol açtı . Turkiye kapi talizminin bir parçası o lduğu emperyalist sistemin ekonomi k bunalımı geçit ierden birini tı kodı . Duran gemi lerin baıkqlannın S. O. S. 'ine koıması olanaksız . Baıkaptan Demirel önce bunu gördU. Oıı pol i ti kanı n ikinci geçiti de, dUnyoda sosyal izmin ve ulusal kurtuluı hareket lerinin bugUn vbrdığı boyut tarafından kapotı ldı . TUrkiye gibi bir ulkeyi , dııa bağıml ı bir tekelci kapi talizmin , değiıen dUnya koıul larında nefes aldırması no olanak olmadığı olaylarla Kaptan'ı n yUzUne çarpı ldı .
TUrkiye kapi talizmi 1973'te bir seçim boğazından geçti . Denize çı kamadı . ÖnUne yeni bir boğaz çıktı . Yeni seçim boğazına kadar sorunl ar bir kez daha ertelendi . Geçiıin provası Ekim'de yapılacak. Bu prova as ı l geçiıi belir leyecek . Geçiıin selamet i , sorunun özUnU bi Imekle olanaklı . TUrkiye'ni n önUndeki ol ternatiflerin ne olduğunu görmek zorunlu. Alternatifler ise bun� Iımın içinde saklı .
Ekonomi gı'm is in iıı ya p ısa l öz d li g i
TUrkiye ekonomisi h ı z l ı bir yapısal değijim içinde . Uzun y ı l l ar tarımsal yapı öze l l i kleri gösteren ekonomi giderek değiıimeuğruyor . GUnUmUzde sanayi ağır l ı ğ ı n ı duyurmaya boıladı .
Sektörler
Trırım Sanayi Hizmetler
TABLO
Yurtiçi Gel i r Payları (% olarak)
41 . 2 35 .4 31 .5 28. 2 1 6 . 8 19 .5 20. 6 21 . 8 42.0 45 . 1 47 . 9 50 . 0
24 . 3 24. 1 23.7 23.8 52.0 52 . 1
Tablo Uretim yerine geliri esas olmasına rağmen, Uç ono sektörde 1963'den bu yana iz lenen değiıimleri gösteriyor . Tarımın ulusal gel ire katkısı hızla dUıerken, sanayi ve hizmet sektör lerinin payı giderek artıyor.
Devlet Planlama Teıkilatınca, 1975 y ı l ı nda ya-
•
SEei M LER
yınıanan "Ekonomik Raporlıda, tarım ve sanayi sektörlerinin ulusal gelire katkısın ın 1974 y ı l ında eıitlendiği belirti ldi . Aynı rapora göre , 1975 sanayinin tarımı OLma y ı l ı olacak. .
Bu orada hizmetler sektijrUnUn % 52 gibi öneml i bir dUzeye ulaırnası do anlaml ı . Bu sektördeki geliıme plan hedefleri ne ters dUıUyor. Planda sanayi sektörUnUn daha h ız l ı gel i ımesi öngörUlmUı.
ButUn bunlara karı ın , tarım sektörUnUn bel i r l i ağır l ığ ı halen kendini duyuruy:>r. Sanayide izlenen g"el iıimin 1975' lerde gelip tı kandığı bir dUğUm var .
Sana�'i n in yapl�1 özd l i kl rri
Turkiye 'de sanayi leıme isteği di lden dotmez . &.Jrjuva i ktisatçı ları na göre sanayi leıme kal kınma demek. Sonayi leımenin Uretici gUçleri geliıtireceği bir gerçek ; Geliıen sanayinin ise öneml i yapısal öze l l ik leri var.
Sanayi sektörUnUn bi leıimi incelendiğinde, madenci l i k , imalat sanayi i ve enerji arasında, imalat sanayi ini n , bUyUk bir oğ ır l ığ ı o lduğu görUlUyor. Bu % 9d ın Uzerinde bir oğı r l ı k . 1962 'de % 94 .4 , 1967'de %93 . 3, 1972'de % 93. 1 .
Imalat sanayi i ni n genel yapısı ise tUketim mal ları Uretimine yöne l ik b i r öze l l i k taııyor. TUketim mal ları üretimi , imalat sanay i i , genel Uretimde % 50 nin Uzerinde bir po ya sahip. Bunu , ikinci sırada, ara mal ları izl iyor. Yatırım mal ı Uretiminin ise çok kuçuk bir payı var.
imalat sanayi inde iz. lenen gel iı im, tUm alaak sanayi sektörUndeki geliıimi belirliyor. TUketim malı Uretimine yö�el ik b'J sanayi in kuru lup gel i ımesi , bUyUk ölçUde, yatırım mal ı i thalatı yoluyla gerçekleıiyor . 1974 yı l ında yatırım mal ı ithalatı 1 . 3 mi lyar dolar. 1975' in i l k alt ı ayında 955 mi lyon 742 bin dolar l ı k yatırım mal ı ithalatı gerçekleıtirilmiı durumda.
Al t ı ayın verileri ithalatın bu y ı l geçen y ı la oranla çok daha yUksek olacağ ını gösteriyor. imalat sanayi i hammadde olarak da d ı ıa san derece bağ ım l ı durumda. Bazı ara ve ham maddelerin ithalatı , Uretimin sUrdUrUlmesi için zorun lu .
Sanayinin gd i�im i
Devletçi l i k poli tikası ve devlet sektörUnUn kanadı alt ında ve " . OUnya Savcııı koıu l larında özel sektör sanayi i öze l l i kle 1950'den sonra bir gel i ıme gösterd i . Zamanla sanayi leımenin hızı yUkseid i . Sanayi l eıme 1960'lorda daha do belirgin bir duruma geldi . Bu gel iıim
, içinde, sanayici kesimin dııarıyla i l iıkilerinin de giderek geliıtiğini görUyoruz . Sermaye sınıfı , yabancı sermaye ile i l iıkilerini geliıtirirken, 1960'lardan sonra dıı ti caret darboğazını hafifletenolgular do gel i ımeye baıladı .
'Yurt dı�ına iıç; göçU, bir yandan i�sizliğe bir çöz Um olarak değerlendir i l irken diğer yandan do yollanan dövizlerle dıı ti caret darboğazı na çözUm getidci oluyordu. �viz rezervlerindeki olumlu geliıim ise yatırım mal ı i thalatını hızlandırdı . Ancak, getirilen yatı nm mal ları tOketime yönel i k Uretimi ge l i)tiriyordu . Bu do TUrkiye'yi hızla bir tUketim ekonomisine yönel tti .
Emperyal izm de bu doğrul tuda bir geliıim istiyordu. Emperyal izmle giderek bUtUnleıen sermaye s ın ıfı , bir yandan tUketime yöne l i k Uretim malları i thal ederken, diğer yandan da imalat sanayiinin gereksindiği hammodde ve ara madde ler it'ıalatıyla dııa boğım l ı l ığını art ı rd ı .
S ı Il ı n cı rarası
Bu geliıimin s ın ıfsal yapıyı etki lemesi kaçını l mazdı . 19501 lerde baılayan sonayi leıme sUred Uretici gUçl eri de geliıtirdi . Bir yanda giderek tekelleıen dııa ba�ım l ı bir sanayi , öte yanda onların mezar kazıcı lar, ndaki şel iıim .
lıçi s ınıf ı sayısal olarak art ıp , yoğunlcıırken, giderek sınıf bi l incine de ulaııyordu . iıçi s ınıfının ob-
•
iektif var l ığı subiektif olarak do kendini gösteriyordu : lıçi s ınıf ın ın partisi T ip, böylesi bir birikimi önUndeki tUm enge l lere rağmen omuzluyordu .
ilÇi s ın ıf ın ın demokrati k talepleri yukselen bir seyir iz ledi . SUrekl i Ucret artııı talepleri , sosyal haklar, bundan do öte i ktidar olma istekleri , dııa bo?jıml ı sermaye s ın ıf ın ı UrkUttU. 15-16 Haziran BuyUk iıçi Horeketi berdoğı taııran son damlayd ı .
Sermaye s ın ıfı 1 970'lerde bir patlama noktasına vormııtı . Son hamleleri ni yapmak ve Urettiği tUketim mal larını azami kôr soğloyoraksatmak eği l imindeydi . Kôr ı no iıçi s ın ıfın ı ortak edemezdi . iıçi sını f ını n , en yUce değeri emeğiyle Urettiğine, sermaye s ınıfı tam sahip ç ıkmak istiyordu .
El inde al ternatif çözlJm de vardı . iıte 12 Mart 1971 böyle bir ortamda geldi . Sermaye s ın ı fı f�izmin koyu karanl ığında grevsiz, toplu söz leımes iz , portisiz bir iıçi s ın ıfın ı , dilediğince sömUrmeye boılodı . Bu dönemde sanayi sektörUnde h ız l ı bir gel iıim göze çarpıyor.
Ancak, TUrkiye sermaye s ın ıf ın ın di lediğince at oynatabileceği bir U lke deği l . 15-16 Haziran deneyiminden geçmiı bir ilÇi sınıfı ve onu çevreleyen demokratik g.Uçler var . Veri len mUcadelenin sert l iğ i , fOjizmi belirI i ölçulerde de olsa ger i lett i .
Sl'rnıayı' s ı n ı fı n ı n hugünkü ç ı k m a z ı
1973 seçimleri TUrkiye 'nin demokratikletmesini savunanların zaferiydi . Fcıizm bu seçimle noktalandı . ÖrWIU olarak sUrdUrulma çabaları ke son çırpınıılor. Ancak, 1975 TUrkiye'sinde sennaye sınıf ının ve bu sını fı n öze l l i kle sanayici kesiminin , çözUm bekleyen önemli soruniorı var .
Paza r so runu
TUketim malı Ureten sanay i , Urettiğini satmak zorunda . TUketim mallann ın satııı , çeıi t l i s ın ı f ve toba�aların satınalma gueuyle sı nır l ı . TUrkiye'de durum bu açıdan iç açıcı görUnmUyor. 8oıto i)çi sınıfı olmak Uzer. tUm emekçi s ın ıf ve tabakaların gerçek gel i r lerinde dotme var .
YUrUyot 'Un 12 . sayısında yer alan It TUrkiye'dt Kapitalist Pazarın Daralma Sorunu" boıl ı kl ı yazı bu soruna yeterince ı ı ık tutuyor. 1973'de bir iıçinin eline geçen 54 l i ra l ı k gUnlUk Ucretin gerçekte 27 lira olduğu anlaı ı l ıyor. 1 973'de a l ınan54 lira, satınalma gUcU bakımından 1969'un 32 l i rasından daha az .
Sermaye s ın ıf ın ın iç pazar sorununa diğer bir gösterge de stokların artması . 1962-1964 ortalamasına gtsre, sanayi cinin el indeki stok, 3 .6 mi lyardan 1971-1973 art?lamosında 13.6 mi lyar l i raya yukseliyor.
le:; pazar sorununa al ternatif dıı pazar olso gerek . Nitekim, gUnUmUzde gUncel l iğini koruyan ve buyuk tort ı ımalara neden olan sorun, i hracatı n artt ı r ı lomaması . 1974 sonuna dek sUrekli artıı gösteren sanayi UrUnleri ihracatı 19751in altı ayında öneml i ölçüde geriledi .
1974'Un i l k alt ı ayında 325 mi lyon 148 bin dolar olan sanayi mamu l leri ihracatı 1 975 ' in aynı döneminde 236 mi lyon 837 bin dolara duıtU. Gerileme %27. 2 oranı nda. 1974'e kod or Turkiye sanayi i ndeki öze i i i kl.rden çok, dUnya ticaretindeki gel i ımelerin bir sonucu olarak artan sanayi urunleri i hracatı , dUnya Uzerindeki ticari bunalıma paralel olarak dUjUyor .
F inansman su runu,
Sermaye sınıfı ciddi bir iç finansman sorunuyla karıı laıtı . Tasarruf olanaklarının s ınırına gel inmesi sermaye s ın ıf ın ın kredi olanakların ı daraltıyor.
Sermaye sı nıfı bir yandan tUketim isterken di�er yandan kredi talep ediyor . TUketim eği l iminin alobi l di§ine kamçı londığı bir ortamda tosarrufların arttır,lobilme olanoğı yok.
&.J durum sermaye sınıf ının kendi içindeki çeliık i leri de su yUzUne çı karıyor. Sınır l ı kredi olanaklarından yarerlanmak isteyen sermaye s ın ı ( ın ın çeıitli kesim-:,
•
VE EKONOM I jSMAjı COŞAR
leri birbirlerine dUıUyorlar . Sanayi cilerin bu konuda ağır l ı klarını ortaya koyabilmeleri ise diğer kesimlerden farklı bir örgutlenm�yi zorunlu kı l ıyor.
Bu sorun öylesine yoğunlOiorok geli�iyor ki, sanayiciler bi le çı kor çeliıkileri içinde birbideriyle mUcodeleye giriyorlar. Tek neden bu olmamakle birli kte, Anadolu sanayici leri i le çeliıiyor.
Dı) fi ıonsmon olanakları ise isteni len yönde gel iıim göstermiyor. Dı) kredilerde önemli bir geliıme yok. Yabancı sermaye ile i l iıkiler daha da geliıtirilerek, emperyal izm ile i -.l i dljl ı l ı k orttır ı l ıyor.
Özel l i kle çok u luslu ıirketler olgusu Turkiye'de YCllonır oldu. Devlet Planlama Teikilatı nca yayınlanan son raporda , 1 964 y ı l ı nd a imalat sanayi inde % 6 . 9 olon çok uluslu ıirketler payının 1973 de % 16. 4'e yukseldiği açıklandı . Dunyo Uzerinde bu iirketlerin yatırım poyının % 52'sl ise .Aroeri ko Birleiik Devletleriine ait. TUrkiyelde faaliyette bulunan 20A . B . 0 . 'neait firma var .
GöruldUğU Uzere dıı fi nonsmon TUrkiye'ye en zararl ı yoldan geliyor. Son uygulana, dövize ç.evrilebil ir mevduat hesabı ndan kredi veri lmesi ise bu soruna gUnluk çözUm olorok değerlendiri liyor. Sonayici ler bu çeıit kıso dönem l i çözUmlere korıı olduklorını oçıkço belirttiler.
D� tiaıret darbpgazı Oli ticoretten doğan sorunlar gUnUmUz Turkiye '
sinde herkesçe bi l iniyor. Bu , Uzerinde çok konuiulan ve çok tortıııtan bir soru n . 1975 'in i l k yedi ayında ithalat 2 milyor 776 milyon, ihrocot i.e 737 . 5 milyon dal ... . Dıı t icoret oÇığl 2 milyor 38 milyon dolor. Sermaye s ın ıf ın ın, dııti coret açığının uIOltığl dUzeyden duyduğu koygı bUyuk. Öze l l i kle sanayiciler muhtemel tehlikeleri de dikkote o lorok ciddi çıkı ılar yopıyor.
Oıı tıcaret açığı özel l ikle sanayiciler için yoıarn sorunu . Sonayi yatırımıerı dıta bağıml ı . Bağım l ı l ığ ın yalnızca yabancı sermayeden deği l , Uretimin sUrmesi için gerekl i hammadde ve ara madde ithalatı zorunluluğundon doğduğunu belirtti k . Bu moddelerin ithol edilememes i , iıletmelere kilit vurulması demek .
Sorun bu kadarla d a bitmiyor. Yeni yatırımlar için de döviz gerekl i . Üretim malı Uretmeyen ekonomi , sermaye mallarını dııarıdan getirtmek zorunda .
Bu koıullor alt ında sermaye sınıfı tedbirler a l ınmasını istiyor. Sanayiciler deval 0o:'Yonu tedbir olarak görmUyor . Deval Uosyona karıılar . Ithalatta serbestinin engellenmesini istiyorlar. Bu da sanayicilerle ihracatçı ların karı i korııyo gelmesine neden oluyor.
ithalatçılar, kôrlarına kôr katabilmek için tom l iberasyondon (ithalatta serbesti ) yana, ithalattaki hı;;: lı artıı ı n önemli nedeni , ithalatçı larin istifçi liği . DevaI Uosyon söylentileri i tholotçı lorı n 'V"hlarını kaborttı . Deval uosyon yapııso bugUn bire getirdilderi ni ikiye satıp havadan para kazanacaklar.
Şimdi l i k devalUosyon.bazl iıtahl ı l�tn .Qrzuwnda� �te bir ciddiyet tcıımıyar. Ihracatçı lar ıse ı hracattakı tı kon ı kl ı kloro çözUm istiyorlor. Bunlor devoluosyono kcııII deği l ler . Ancok yopılmayocoğını do bil iyorlor. Bu 0-rodo fırsotı do koçırmok i.temiyorlor. SUrekl i MC hukumetinden istekte bulunuyorlar. Bu istekler de karıı lanıyO( . Tarım UrUn lerinde de vergi i adesi uygul�masının boıi omosı , bu istekler doğrul tusundo gerçekleıtı .
Taban fiya t ları
Tobon fiyatlorı sorunu M C hukUmetini gUç duruma sokarken, sermaye sınıfı içi nde de çekiımelere neden oldu. Özellikle 1974 de yUksek olon tobon fiyatlorı , dıı fiyatlardaki dUıUı , sanayici ve ihracatçıların direniıi sonucu, bu y ı l çok duı?� bir duzey�� tutuldu.
. . Taban fiyatları pol ı t ı kası , MC nın ekonomıyı seçim boğazına kadar getirme politikasına ten dUıUyar. Bunun nedeni , sermayenin MC'denl 12 Mart hukUmetlerinden oldıklorını istemesi . Aıoğıdaki toblo MC tabon
fiyatlar politikası n ı n , geçmit dönemler içi nde en çok 12 Mart dönemini ondırdığını gıısteriyor.
TABLO I I
DESTE KLEME ALIM FjYATLARI UrUnUn Cinsi Bir önceki ıı lo 9öre % deı:iiıme TI/KS'
72/71 73/72 74/73 75(74
Fındı k O .17 , 5 43,6 3 , 7 Pomuk-Ort. - 10,3 6 1 , 0 41 , 3 O Ç. K . ÜzUm O 141 , 8 50.4 O ş. Pancarı O 50 , 0 3 3 , 3 25 . 0 TUtUn-Tekel Ortğ-1 2 , 8 62,9 Çoy-Ortok Fiy . - O 1 2 , 5 38 , 9 20,0 Antep Fıstığı 18 ,2 38, 5 38 , 9 6 , 0 Zeytin Yoğı 1 1 , 6 K. lncir 9 , 1 66 , 7 26,0 20,0 Buğdoy -Ort . - O 18,8 78 , 3 1 2 , 1 Çovdor O 20,0 75,6 7,6 Arpo O 20, 5 73, 9 7 , 8 Yulof O 20, 3 75 , 9 4 . 8 Çeltik 8 , 5 47,8 25 ,0 Con l ı Hoyvan Ayçiçeği 46 , 7
Pcmuktaki tutumuy la Demirel , Bakanlar Kurulu önUnde nııbet bekleyen Sobancı 'yo boyun eğdi . DUıUk taban fiyatları ise, MC hUkumetini Uretici i le karıı karilYO getirdi . Bu durum MC hUkUmeti içi nde de sorunlar yarattı . Bazı yorumcular, dUtUk taban fiyatları poli tikasının erken seçim olas ı l ı ğını ortadan kaldırdığını öne sOrdu. Unutu lan, MSP'nin yUksek taban fiyatı ndon yana olduğu ve bunu do gerektiğinde kullonocoğ ı . CHP i le koalisyondo yUksek tobon fiyotı uyguloyon MSP'nin bu isteğinin doğrul uğunu , buna karı ı tl ığ ın AP'den geldiğini , tabanına anlatması gUç değ i L . Aksini kanıtlamak AP'ye doıer• Erken seçimi de önUmUzdeki tıNJyıs 'to MSP isterse ıaJlT1amak gerek.
Turkiye'de sanayi in bir özel liği de tarıma bağ l ı olması . Buna tipik örnek teksti l sanayi i . Pamuk bu sanayiinin hanmaddesi . Taban fiyatları bu nedenle sanayici leri de yakından i lgi lendiriyor. Öze l l i kle Adana ' l ı sanayici ler b u konuda duyarl ı . Nitekim pamuk taban fiyatlarının saptanmasında etkin oldular. Pomuk fiyatlorı geçen y ı l ki dUzeyde .optondı .
Bu olgu sanayici leri bUyUk toprak sahipl eri ve köylU s ınıfıylo korıı korııyo getiriyor. Çeliıki bUyuk • . Öte yondon iki torihi mUttefik, ihrocotçı lorlo bUyuk toprak sahipleri de birbirlerini yemeye baıladı lar.
Kapitaliımi n cözüm kr i
Buraya kadar Turkiye kapitalizminin bunalımlı noktaları Uzerinde duruldu. Bunlar, kuıkusuz , TUrkiye! nin tUm sorunları değ i l . Ancak kapi talizmin ç ı kmazını belgeleyen temel sorunlar. Bu sorunlara, kapi talizm, kendi ideolojisi doğrul tusunda çözUmler arıyor.
Kopi tolizmin çözUmleri , dııo boğıml ı l ığo koıut. Olia bağıml ı l ığın ve kapitalizmin yapısı sonucu doğan sorunlara, dııa boğımlı çözUmler bulunmak isteniyor .
Kredi bunal ımının çözUmUnde, yabancı sermaye ve bağıml ı l ı k yoroton krediler bulmo öneril iyor. Dıı pazar sorununa, Ortak Pazar' i o Ortad�u orası nda k�prUs81 bir iılev görme çözUmU getiri l iyor . Döviz sıkıntısı , ilÇi ihraç edilerek giderilmek isteniyor. Sonuçta tUm öneriler yeni bağıml ı l ı k yollorı ol arok korıımızo ç ık ıyor.
ABD i le TUrkiye orosındoki i l iıkilerin bugUnkU durumu bi l i nen bir gerçek. Askeri anbargonun yanında ticai ambargo do var. Bu durumda, çözUmde yoklaıım ..
'Ortak Pazar ıo doğru . Ancak Ortak Pazar ' ın sermaye sınıfın ın bu sorunlarına yardımcı olması kOjulsuz deği l . Portekiz 'e yardım konusunda ortaya Ç ı kanlar gözler önUnde. Ort:Jk Pazar garanti istiyor.
Oıı borç bulma zorunluluğu, sermaye sınıf ının hukUmetin l , Sovyetler Birliği 'ne kodor glltUrdU . Sermoye çevreleri bu yönde yeni önerilerde bulunuyor. Sonayi UrUnlerinin .",yolist Ul kelere ihroç edi lebileceği öne
- .......
SUrulUyor. Sermaye sınıfı nı , bu �nerilerinde cesaretlendi
ren Sovyetler Birliği ile yopılon 700 Mi lyon dolorl ık kredi anlaımosı oldu • .4.ncak, yanıldıklerı noktaler var . Önce 2 milyarl ı k bir öneri i le Moskova'ya gittiler. Ayrıca , öğrenildiğine göre verilen 700 milyon dalorl ık kredi yordımı hemen boılomıyor. Yokın gelecekte de ba�lamayacak gibi . Sovyetler bu konuda seçim sonuçlarının bekleyiıi içindeler. Kredi anlOJmosl nln metni , bekleme olanağını veriyor.
TUrkiye bu geli�im içinde seçimlere gidiyor. Kısmi senato seçimlerine 2 ay kaldı . Ekonomik geliıim ise bir genel seçimin kaçını lmazlığını ortaya koyuyor . 1976 Ekimi �ne kolon bir genel seçim MCtnin sonu olur.
HUkUmete aday partiler, sermaye sınıf ının tum bu sorunlorına çözUm bulmak zorunda. CHP ıimdi l ik MC hUkUmetini eleıtirmekle yetiniyor. GörUnuı o ki , senato seçimlerinde CHP çözUmler önermekten çok, MC yi eleıtirmekle yetinecek. Önerilerini ise genel seçimlere sakl ıyor . Sermayeyi orkutmamek için genel seçimleri de aynı hava i çinde geçi�tirmeye çal'ıması mUmkUn .
MC ise bir yandan CHP'nin eleıtirilerini göğOSlemek zorunda iken, diğer yandan birbiriyle uğrCliacak. Özel l ikle AP ve MSP birbirinin tobonıno gllz d;kmiı durumda. Sermaye sınıf ının sorunıcrına ve öneri lerine getirebilecekleri yeni bir�ey yok. Zaten , hukUmetler, kısa dönemli tedbirlerden öte belirgi n bir çözUm bulamıyorlar •
Sl'\'i m H' Icmd al I l' rna tiflı' r
Ekim 'de ve ondan sonraki olası Iı erken seçimlerde yapılacak seçimin temel al terna'tifler arasında olmadığı ortodo. Fokot bu, Türkiye 'nin önUnde objektif olarak temel alternatiflerin açılmadığı anloollna gelıniyor. Aksine, TOrkiye'nin önUndeki bu al ternatifler önU,;,Uzdeki y ı l l arda giderekgUncel leıecek. Turkiye 'nin bOj konusu olacak. Genel seçimlerin bu temel al ternatifler arası nda olmaması daha çok Turkiye 'nin subjektif koıul l arından, pol it ik gUç i l iıki lerinden çı kan bir sonuç. Temel al ternatiflerin gOnce l leımesi TUrkiye'de pol itik mOcadeleyi ve gUçler dengesini etkileyecek, öte yandan bu dengeyi değiıtirme olanaklarını ortaya çı karacak.
Bunal ım , TUrkiye'nin bUtun alanlerdo yeni bir yola girmesini zorunlu kılan niteli kte. �ırloıan bunal ı m ı n , kendi içinde önemli bir potansiyel taııdığını bu anlamda söylemek mOmkUn. Turkiye 'nin sosyalist dUnya i le arasında daha i leri , karıı i ı k i , çı kera dayanan i l iıkiler kurmaksız ın, içinde bulunduğu çı kmazdan kurtu'" lomoyocoğı önUmuzdeki dönemde bugUnkUnden doho iyi gözUkecek. Aynı i l iıkilerin, boıto Arap ulkeleri olmok Uzere tUm ÜçUncu DUnyo ulkeleriyle kurulması da bir zorunluluk. Içerde, politik mUcadelenin geliıme dUzeyi , yapısal bunalımın kalıcı çözUmUnOn gerektirdiği temel ekonomik dUzenlemelerin ne derece guncelleıeceğini de belirleyecek. ButUn olası l ı kların yanında kesin olon gerçek ıu : TUrkiye kapi talizminin gemisini yeniden hız landırmanın yolları bu lunarnoyacak . ButUn bunlar, temel al ternatifleri n , yani kapitalist sistem içinde kalmakla kapi talist i l iıkileri ayna al ternatifinin Turkiye 'nin önUnde gitti kçe guncel leıec8Öinin kanı tı .
TUrkiye'nin bu noktaya daha erken gelebi lmesi ise, politik mUcodelenin i lerleti lmesine ve demokratikteıme surecinin gel iımesine bOÖl l . Burada, uzun vadeli hedeflerle kıso vodeli hedefler orosı ndoki i l iıki en açık biçimde göruluyor. YURUYUŞ'Un bu sayısındo Yol ç ın KUÇÜK'Un de belirtti�i gibi , uzun vodenin kısaltı lmosı ancak kısa vadel i görevlerin gereğince yerine getirilmesine bağl ı . Turkiye, temel alternatiflerin objektif o lorak oluıtu�u bir noktayo gelmiı durumdo. Turkiye'yi bu temel seçim noktası na do§ru yUrUtmek, sınıfsal gUçler i l iıkilerini kitlelerden yano değiıtirmekle olanakl ı . Ekim seçimlerinin önemi de, bu anlamda temel seçimin yokloıtırı lmosıylo i lgi l i .
_.
•
Basında , otomotiv sanayi in in , maliyet ortııları nedeniy le, bunalıma IUrUklendiği iddiaları son gunlerde yer olmaya baJladl . Bunalıma neden olarak, ithal edi len veyurt içindeki yan sonayiden sağlanan yorı mamul ve manul maddelerin fiatlarındaki ort.ı ı , toplu iı sözleımeleri i le ortaya ç ıkon Ueret artliları ve pera kurlarındaki dalgolanmalar gösteri l iyor . Sonra do ulke duzeyinde, çok geniı bir esnaf ve sanayi kesiminin etkileneceği propogandası yapılmakta. Özel l i k l e , gerekli yarı mamul ve mamul parçalarını yUzde 68 ve yUzde 60 civarında U lke iç inden sağlayan , Oyak-Renau l t Fabrikaları ile TUrk Otomotiv EndUstrileri A. Ş. iıletmeler inin , mal iyetlerin artmasından en çok etki lenen kesim olduğu bel irti l i p sayıları 400'e yoklaıon yan sanayi kuruluılorındaki yUzde 80 oranındaki Ueret ortıılan vurgulanıyor.
Şantaj Nihayet, Oyak-Renaul t Fabri
kalar ın ın kapatılma ihtimali olduğu iddiası , Bursa 'n ın en çok okun�n ofset bask ı l ı gazetesinde mon�ette samasya" nel bir olay olarak yer oldı . Böylece, i�çin in, üretimdeki gerçek payını 010-bi Ime i çin vereceği mücadele iimdiden kamuoyuna ü lke yararına olmayan bir direniı olarak ıikôyet ediliyor. 1973 y ı l ı ndaki öz sermayesi iki yUz yirmi sekiz mi lyon l ira olan , 1974 y ı l ı nda yirmi Uç bin adet otomobi l llreten ve bünyesinde, mayıs 1974'de ikibin iki yüz yetmii i1<;1 istihdam eden bu kuru luivn, kapatı lması ihtimalinden Söz edi Imesi b i l e , ülke yararlarına kari' iiverenin ne kodar kay ı tsız kaldığını gösterir.
•
ısveren •
Oyak-Renaul t 'da 2270, Maka'da 600, Basch'da 200, Tofaı'da 2174 ilÇ i , ortalama saat Ucreti olarak, 750 kuruıun alt ı nda bir para a l ıyor . i l k kez DISK'e bağ l ı Moden-iı ' in çatısı alt ında toplanan iıçiler i Madeni Eıya iıvarenleri. Sendikası (MESS) ile toplu sözleıme
Töb- Oer sem inerleri basladı : •
Bursa Tofas ' ta •
provokasyonu önlendi
• GR.�VLE12. ÇD6FlLlVOR. .
görüıme lerine oturdular. Sendikoı son iki yı lda , iiçilerin gerçek ücretlerinde yüzde 36 oronı nda bir azalma olduğunu belirterek, gelecek iki y ı l içindeki hayat paha l l ı l ığ ın ı dikkate alarak zam talebinde bulundu. iıveren ise, para kurları ndaki dalgalanmalar yani TUrk
l i rasındaki değer kaybı ndan dolayı bu talebi karı ı layamayacağ ın ı , aksi takdirde fabrikayı kapatma zorunda kalacaklarını i leri sUrdU.
Gerç('k Gerçekte ise durum ıuydu: 1972
" Kapitalist devrimcİ
toplumda egitim olmaz "
TÖB-DER Genel Merkezi 18-28 Ağustos günlerı dokuz ayrı konu çevresinde bır dızı semıner dUzenledI. 9.ınuş konuşmasında öğretmenın eğltımdeki, eğitimin toplumdaki yerını işçt sınıfının devrimci mUcadelesi açısından beıırleyen Genel Başkan Cem II Çakır, "Kapitalist toplum ayakta kaldıkça gerçekten devrımcı bır eğitim sözkonusu olamaz. Bunun için öğretmen toplumdaki sınıf mUcadeleslndekl yerlnl almalıdır. Sıyasal bır öncU örgüt olmadığının bllincl lle TÖB-DER Işte bu yeri almak durumundadır. ii dedi. Daha sonra konuşmacılar sunuşiarını yaptılar. Öğleden sonra da tartışmalara geçlld!. Genel Sekreter Blnaıı Seferoğlu'nun beıırttlğlne göre Seminerlere sunulan metinler ve tartışmalarda ortaya çıkan kat10 lar daha sonra kitap haıınde yayınlanacak.
"Üretım-Eğıtım iıışkilerl" konusunda konuşan Prof. Sadun Aren, üretim araçlarının gelişmesinde, tekuolajinln ilerlemesinde eğltlmln roıunU vurguladı. Kapltaıızmln, kendisine hızmet edecek bır eğıtım uygulayacağını belirten Prof. Aren, l lglyle Izlenen konuşmasını şöyle bitirdi : "Bugtin TUrkiye Avrupa1nınengerl memleketl olmaktan kurtu lamamıştır. Osteıık kapitalizmin azgelişmiş olmasının emekçi hat10mıza yUkledlğl sıkıntılar da artmaktadır. Kapitalist geıışme. öteki sorunlar gıbı eğıtım sorununu da çözmek şöyle dursun bUyUtmekte ve ağırlaştırmaktadır. Ilu durum karşısında TiirhIyc için tck
ytJııOYÜ� - 2G Ab'lJslas ın.; - ın
çıkış yolunun sosyaııst yoldan kalkınmaya yönelmek olduğu açıktır. "
"Emperyalizm, Eğıtım Politikası ve TUrkiyell konuşmasında TİB Yazı İşleri MUdUrU Bllal Oğuz, şöyle dedı: "Emperyaıızm genç kuşağı ve onun eğlthnlnly ozlaştırmak lçin burs
' lar verıyor. Türk Eğıtım Vakfı, Kaç, 'lllbıtak, Kennedy, Rockefeller. NA-· TO, C ENTO . . . bursları gıbı' Amaç. üniversite ve yüksek okullarda okuyan en yetenekli gençleri Ulkeslnln ve halkının gerçek çıkarlarına yabancılaştırmak, emperyalizmin ve yerli tekelci burjuvazinin çıkarları doğrultusunda çalıştınnak. ii
"Devrımcı (jğretmen, eğıtım ve ldIltUrUn sınıfsal bır mesele olduğunu gözden kaçırmaz. Emperyaıızmln ve
. burjuvazlnln dikte ettlrdlğl ders programlan sınırları ıçınde bile gerçekleri ortaya koymak devrımcı öğretmenln başlıca görevidir. Yanı günUmUz eğltlml ve kUltUrU devrım ıçın eltltlm ve ldIltUr olmalıdır. "
"Ekonomi, Sınıflar ve E!1t1m" konulu konuşmasında da Yalçın KUçUk Türkiye'de yüksek (j ğrenlmln başlıbaşına bır anıaç olduğunu saptadıktan Bonra şöyle dedi: "12 Martıtan Bonra, bır burjuva hak ve (jzgürluııtı olan özerkllğe karşı çıkılmasının nedenl, bu haktan llericl sınıflar ıçın yararlanmak Isteyenlerin ortaya çılanasıdır. Türkiye'de eğıtım sermaye sınıfının çıkarlarına uygun Işliyor. ne var ki sermaye. sınıfsal egemenliğini sUrnUımek ıçın atıl kapasite yaratmak :t,o)�1Pıda. Du yüzden yUksek öğ-
renim son kertede iaraflı ve verimsizdir. " KılçUk daha sonra halkçı eğitimin ancak halkçı bır dUzende lşleyeblleceğlnl beıırttl ve şöyle dedi: "Eğer öğretim sUresi losalacak ve her öğretim kademesinden bır üst dereceye geçişte Uretlm süreci içinde çalışma koşulu aranacak olursa, hem yüksek öğretim kurumları önUndeki yığılmayı azaltmak mUmklin olur, hem de halkçı eğitimi. burs slstemlnl yaygınlaştırmaktan Ibaret sayan görUşlerln yanlışlığı ortaya çıkar". "Devrlm- · cl dUzen kurulmazdan önce devrımcı eğıtım ancak devrımcı sını! ıçınde, devrimci sınıf için ve devrimci sınıfın temsllcllerl ve bu sınıfla özde şleşmiş aydınlarla yapılabilir. Bugüne dek yapılan devrimlerdeki uygulama odur ki devrimden önce devrımcı örgüt ıçınde devrım ıçın eğıtım yapılmıştır, lı
"1965-1971, Memur sendlkacılığı ve ntrldye deneyiII konulu konuşmasında yurdumuzda Işçi sınıfının bile çok' geç elde ettiği sendikalaşma ve grev hakkının memurlarca da benimsendiğine değinen Gençay Şııylan da işçi-memur ayırımını egemen sınıfların uydurduğunu belirtti ve "doğrudan doğruya değer yaratmıyor gıbı gözUkmeslne rağmen eğıtım faaliyetleri verımlı sayılmalıdır" dedi. "1965 1971 yılları arasında çok yetersiz de olsa sendikalaşma (lzgürlUııtıne sahıp olan kamu görevlllerlnln tekrar yasal olarak sendikalaşma olanağına sahıp olması gerekir. Bugiln '<,In momurlnrdeı'lıekleşme yoluv 1a hıık vt.' .... ıknl\..
larını korumaya çalışmakta. demokratikleşme mUcadeleslnl yürUtmektedirier. 1971 Anayasasından sonra memurların ellerinden alınan hakları ıçın mücadeleye girişmiş olmaları ve toplu çıkarlarını dernekler yolu Ile korumaya glrlşmelerl, bu grubun sendikal hak ve özgürlUklere bır an önoe kawşmasının gerekçesin! oluşturmaktadıl'. "
"Örgütlenme sUrecinde üyelerle ve halkla I lişkilerde yöntem ve teknikler" konulu konuşmasında esbit Alican. eğitimin kalkınmanın bır parçası olduğunu belirterek şöyle dedi: "Yatılı tilm meslek o>'Ullarının orta !asımları. ekonomık olmadığı gerekçesiyle, kaldırılınıştır. Böylece nüfusun yüzde 70'lnl oluşturan köyıu çocukları Ilkokuldan sonra okuma olanağı bulamıyacaklardır. !lu durum. çocukları çağdışı ve verimsiz imam-Hlıtlp okullarına yöneltmektedir . . "
Kamu yönetımı uzmanı Mehmet Amiralioğlu Ise "Öğretmenlerin özlUk ve meslek sorunları" konusunda konuştu. Amlralloltlu özetle şöyle dedi: "Halkımızın ulusal dUzeydeki sorunları çözUlmedlkçe öğretmenlerin sorunları çözUlemez. Öğretmenlerlo meslek ve llzlUk ;,orunları. ülkemizdeki çalışanların genel sorunlarının mesleğimize yansımasıııdan başka birşey değildir. Sorunlarımızın temelinde emperyaıızm, kapitalizm ve onun yUrUttugu &ömUrU. baskı ve anUdemakratık tutum yatmaktadıl'. "
de Oyak-Renault zarar etti§ini bildi rirken; bu tirketin bUnyesindeki i pozorlama cımacıyla kurulan MAis 39 mi l yon l ira kôr etmiıti . 1973 y ı l ı nda; fabrika 9 mi lyon liro kôr gösterirken, MAis 90 milyon l ira kör sağlamııtı . 1974 y ı l ı nda Oyak-Renoul t , 1973 ' te 14 bin olon oto Uretimini 23 bine yukseltti . Ortak pazar u lkelerinde ve ABD'de oto Uretim mi ktarlarında ortalama yUzde 16.5 oranında azalma görUIUrken U lkemizde, 1973 yı l ı nda 46 bin 856 olon otomobi l Uretimi , 1974 y ı l ı nda 59 bin 908'e yUkseidi . 1975 y ı l ı nda ise 80 bin oto Uretimi planlanmakta. iıveren Uretim artıı' ndaki pay ını otomatik olarak ol ırken; fiat artııları kartıs ında oto satım fiyatlarını artırırken; itçinin Ueretini sabit dUzeyde tutarak, ayrıca bu açıdon bir de ek kör elde etmektedir .
Çarpı k ekonomik duzen, boılongıçte adil olmayan gelir dağ ı l ım ın ı , i ıç i için daha da adaletsiz hale getirmektedir. Nitekim, 1971 , 1972, 1973 y ı l l arında sanayi kesimindeki gelir ortııları %10.4, %1 1 .8 , %9 . 1 iken iıçinin gerçek Uereti , % 5 . 1 , % 1 .4 , %3 . 9-oranında azalrnltt ır . 1974 y ı l ı nda ise iıveren yan sanayi kuru luılarındoyUzde ' 80 oranı do Ueret ortıı' olduğunu iddia ederken; istatistikler, y ı l ı n i i k LO ayında gerçek Ucretler in, yUzde 1 . 6 oranında dUıtuğUnU soptamııt ı r . AsI ,nda i ıverenler �unu b i i ir ler: l�çi ler, ge l i r du zeyinin mutlak var l ığ ından deği l ; gel i r in bölu nU}Undeki farkl ı l ık lar ın buyukl Uğunden huzursuz olurlar, yani i�verenlerin yükselme olarak gösterdikleri veri ler, gerçekte fiyat artı�lorl kar�ı s ında i�çinin gel ir indeki azalma i le biri ikte değerlendiri Idiğinde, ücret-
lerinde bir dU�menin varl ığ ından söz edi lebi l ir .
TOFAŞ' ta provokasyon
TUm bu gerçekleri bi len i�verenler, barııtansöz ederken Bursa TOFAŞ' to eme�inin hakkını olmak isteyen i�çi lere korıı provokasyanlor hazırladılar. Bunun i l k be l irtisi olarak i�çiler arasına grev kırıederını sokmak istemi�ler, fakat bOları I ı olamamıılardır. Daha sonro, fobrikoyo sobotai yapı lacağı dedikodusunu yaydı lar. Bunun Uzerine fabrikaya kolluk kuvvetleri Ço§ ır ı l dı , kolluk kuvvetleriyle iıçiler karıı kor�ıya getiri Imek istendi . Fakat bu yon l ı � hesap, i�çinin b i l inç düzeyinden geri döndU. Burada bOlarısızl ığo uğrayon potron , iıÇi Ucretlerini , i�çiyi fabfi kaya sokmadan kapıdan dağı tmaya kalkınca iıçiler fobrikaya girip eskiden olduğu gibi Ucretlerini almak istedi ler . Bunun Uzerine ijveren veki l i uÖnce beni ezin sorva giri",' diyerek i�çiyi tahrik etti . Jandarma i le i�çinin ko'il kar�ıya gel mesi Moden-i� �Ige temsi lcisi Selim Mahmudoğlu 'nun gayretleriyle; a l tı ki�inin geceyi nezarette geçirmesi pahasına önlenebildi . Bu oloy i�çilerin dUjUnme gelijimleri üzeri nde olumlu etki yaptı . ijçiler hak aramoda patronların kol luk kuvvetlerini kendi Ç.ı karlar ına kullandıklarını bizzat görduler, bunun b i l incine vardı lar .
• Moden-i� bUnyesindeki ijçi ler, hak aramadaki kararl ı ve yiğ i t tutumlarıyla çevredeki diğer ijçiler üzerinde de etki l i oldular. 1975 y ı l ı nda TUrkiyedeki ijçi sınıfı eylemlerine Bursa'dan devrimci bir katkın ın olacağı gerçeğ ini gösterdi ler .
Ulusoy
mücadelemiz devam edecek
iscileri : .
AstS'ln Ankara Sıteler'de Ulusay Iljyerlnde başlattığı grev geçtlğlmJz hafta ıçınde kırkıncı gününU doldurdu. Bu 20 klşııık grevin. kendı boyutlarından daha bUyük bır öneml var: 30 bın kişinin çalıştığı ve sendIkalann giremediği Sıteler'de tUm Işçiler bu grevin Bonucunu heyecanla bekliyor.
Hiçbir sosyal hakkı olmayan I,çllerln ısteklerı ,unlar: Başta Uçret zammı; arkasından yemek ve yol Ucretlerl, Iş elbiseleri ve koruyucu maskeler; Işyerinin sağlık şartlarının dUzeltllmesl. çocuk parası, 45 gUnlUk kıdem tazminatı, doğum. ölUm ve tahsil yardımları; Iş gUvenliğl lçln (2 I,çi temsilcisi, bır sendika temsilcisi ve 2 Işveren temsilcisinden aluşan) disiplin kurulu; hayat sigortası. Patron Nazml musoy bunların hiçbirini kabul etmiyor.
İşçi temsilcisi Alım ön geçtiğlmlz perşembe günU şunları anlatıyordu: "İşveren bır hafta kadar önce görUşme Isteğinde bulundu. Oturduk 8 madde görUştük ve en son olarak taleplerimizi ağır buldu ve reddettI. Aslında Istediklerimiz bugllnkü hayat şartlarının altındadır. Patron, karı azalacağı ıçın Isteklerimizi kabul etmlyor. Ama etse de etmese de, birlikte ve beraberce mücadele ettiğimiz sürece kazanacağımızdan eminiz. MilcadeleınJzl DİSK'e bağlı bUtUn sendikalar ve dığer devrımcı kuruluşlar destekUyar. "
Grevin ne öltrettlğl sorusuna Işçiler şöyle karşılıklar verdiler:
Gazi ınal: "Grev sUresince, lşçllerln beraber oldukları zaman lste-
diklerini kabul ettlreblleceğlni öğrendik. Patronun oyunlarına karşı blr_ Ilikte karşı durduk. Bizim gıbı diğer Işçi arkadaşlar da, tek olarak birşey yapamayacaklarını, hepsi birleştikleri zaman bütün güçlUklerl yenebileceklerini bilmelidirler. Bu grev sadece Ucretlerlmizl almamız Için mUcadele değildir. Sıteler'de çalışan 20 bın arkadaşın da sendikalaşma mUcadeleslnln bir parçasıdır. Hiçbir baskı bizI yıldıramu. "
Ertan İstekll: "Grev boyunca gerek hUkUmetin gerekse devlet mekanizmasını elinde bulunduranların ve kanunların I,çl lehine değil, Işverenlerin lehine işçileri ezici bır ,ekilde olduğunu gördUk. Bunları görerek Işçi sınıfının kendı mücadelesini vererek kendi kanunların! ancak birlikte hareket ettikleri zaman yapacaklarına Inandım . .Bunun Için de öncelikle Işçi sınıfının devrımcı sendikalarda birleşmeleri ve dayanışmaları gerektiğine Inandım. Yaşasın Işçi sınırının bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm ıçın mücadelesi. Kahrolsun (a,lzm. "
Yusuf Kına (16 yaşında): "Önce hakkımızı almayı ölirendlk. Patronun bizi ezdlğlnl ve uşak gıbı kullandığını öğrendik. Daha önce benim yıkadığım arabasının artık kirli geldiğini gördUm. "
Kemal Bala (15 yaşında): "Grevi başanya ulaşhracağız. " Ve Işçiler ,unu söylUyorlar: "Emniyet kuvvetlerinin de bize moral bozucu sözler söyleyerek Işveren taraflısı 01-du1darınJ daima onun mUdafaasım yaptıklarını IIlirendlk."
MEYAK fonları
dolaylı yollarla özel
sektöre aktarılıyor
MEYAK'IN PİYASA DARBoGAZINI GEçişTİRMEK içiN OLUŞTURULAN FONLAR!
KISA BİR sORE SONRA TEKELLERiN FiNANSMAN SORUNLARINI
ÇÖZÜMLEMEK İçiN KULLANILMA YA BAŞLANDı.
şİMDİ PİYASA ALT! FAiZLERLE DEVLET YATIRIM BANKASI
VEYA HAZİNE TAHVİLLERiNE YATIRILAN BU FONLAR BURADAN DA
DOLAYLI YOLLARDAN ÖZEL SEKTÖRE KAYDillILIYOR.'
1965-1969 döneminde, dışa bağımlı, uluslararası tekellerin uzantısı olan bır montaj sanayii önemli ölçüde geııştl. Tekelci nlteıığı nedeniyle tam kapasitenin altında bir üretlm düzeyinde kalan bu dayanıklı tUketim malları sanayii. 1970'e geıındlğlnde iç piyasayı Istediği ölçekte genlşletememeye başlıyor. çlinkU Iç piyasanın geıırliliğl belli. Taksit ve benzerı zorlamalar da Bon noktasına kadar kullanılmış durumda.
�te bu noktada tekellerin karını azaılmadan, fıyat Indirimine gitmeden yenı piyasa olanakları bulmak gerekiyor. Bu olanaklan yaratmada çeşitli araçlara başvuruluyor. Bunlardan biri de Personel Yasası.
Devll'l mrmurları
I-anunu
1970 yılı ortalarında, "Devlet Memurları Kanunu"nda değişiklik yapan 1327 sayı lı yasa Ile bır yandan memur maaşları arttı rı lırkeo , öte yandan "Devlet Memurları Yardımlaşma Kurumu" kurulması hiiJanebağlanıyor. Böylelilde hem piyasanın geıır düzeyinin yükseltilmesine, hem de tekellerin kredııı satışların yükUnden kurtulmasına yardım ediliyor. Yanı dayanıklı tüketim malına sahip olmak isteyen bir memurun, bunu MEYAK kanalıyla alması, üretıcı firmanın sattığı malın bedelini peşin parayla MEYAK'tan sağlaması, MEYAK'ın Ise bunu kredi yoluyla memul'lara devretmesi planlanıyor.
T('kdlı'rr
Ne var kı Türkiye'de koşullar hızla deitlşmekte. MEYAK'ın piyasa darboğazını geçiştirmek ıçın oluşturulan fonları kısa bir süre sonra tekellerin (tnansrnan sorunlarını çözUm lemek ıçın kullanılmaya başlandı. Şımdı piyasa altı faizlerle Devlet Yatırım Bankası veya Hazıne tahvIllerine yatırılan bu fonlar buradan da dolaylı yollardan özel seklöre kaydırılıyor.
. . Kı'Sin t ikr " MEYAK fonları 657 sayılı ya
sanın maıı hUkUmlerlne bağlı olan memurların brüt aylıkları üzerinden kesilen % 5' lerden oluşmakta. 1 Marl 1970 tarihinden bu yana kesllınekte olan bu paranın şımdı ulaştığı mıktar kesin olarak bııınemlyor. Ancak yaklaşık hesnplar yapılıyor. Bu hesaplara göre 1974 yılı sonu ıtıbarıyle, Merkez Bankasıında MEYAK ıçın
açılan hesapta 4 mılyar 657 milyon liranın birikmiş olması gerekiyor. Ancak bilinen bır gerçek, Merkez Ba.nkası'ndald. hesapta söz konusu para yerıne bır takım tahvillerin bulunduğu. Daha açığı, bugüne kadar ortalama her memurun 8. 170 lirasına MEYAK kesintisi adı altında el konulması.
Bu kada r mı ?
Ancak memurların MEYAK kesintileri yüzÜIlden doğan kaybı yalnızca bu değlı. Fonun 5 yıl lçinde enflasyon nedeniyle uğradığı kayıp800mllyon lira. Memur başına ortalama ı. 300 Ura tutuyor. Bunun dışında, memurlar MEYAK kesintisi ıçın de gelir vergisi ödemek zorunda bırakılıyorlar. Emekli sandığına ödedikleri yüzde sekızler geıır vergisine tabı mJktarın dışında tutulurken, MEYAK' a ödedikleri yüzde beşler bu miktara dahil ediliyor. Yalnız bu nedenle bır memurun uğradığı ortalama kayıp 2 bın TL dolaylarında. Bır de fonda biriken parayı geri almak sorunu var. Bııındiğl gıbı, emeklılik süresini doldurmamış olan bır memur Işten ayrılırken Emekli Sandığı'na ödediği kesintileri geri alabıııyor. Ancak bu MEYAK ıçın söz konusu değil. Bır memurun MEYAK'ta biriken parasını geri atabllmesl ıçın, ancak normal yoldan emekli olması gerekiyor.
Bir iş k i Yasada yer aldığı blçlmlyle
"Devlet memurlarının ek sosyal sigorta, konut, dinlenme kampları ve dığer Ihtiyaçlarını karşılamakta yardımcı olmak, tasarruflarını yurt kallonmasına yararlı olacak verimli sahalarda değerlendirmek üzere . . • " en geç 31. 7. 1971 tarihindeçıkarılması gereken özel bır kanunla kurulacak olan MEYAK ıçın, bugüne dek toplanan paraların, memurların bu gereksinmelerini ne denlı karşıladığı ortada.
1327 sayılı yasada öngörülen tarihten bu yana 4 yıl geçmesine karşılık MEYAKyasasının halA çıkmamış olması , kesintllerin hiçbir yasal dayanağı olmadığının en açık kanıtı.
Artık meşru luğunu tUmUyle yitirmiş olan bu kesintilerin durdurulması ve bugüne kadar MEYAK fonlannda birikmiş olan paranın, bu kesintiler nedeniyle uliranılan tüm kayıplar da karşılanmak Uzere memurlara geri verılmesı amacıyla, TÖBDER, TÜTED, TUM-DER ve Sağlık Memurları Derneğı, tüm demokratik kuruluşların katılacağı ortak bır eylem baş lattılar.
YtlRUytJŞ - 26 Ağustos 1975 - il
Denktas •
sirketi •
soyguna devam ediyor
ALİ SİRMEN SORUYOR: " DENlITAŞ KABiNESİNDE YER ALAN BAZI BAKANLARıN, SİGARA YOLSVZLUKLARI, YA DA KURTARıLMIŞ BÖLGEDEKİ TOPRAKLARIN DAGITIMINDA çEvİRDİKLERI OYUNLAR ILE iLGİLİ İDDIALAR ÜZERİNE BiR SORUŞTURMA YAPILMIŞ, KONULAR YAN TUTMAYAN KİŞİLERDEN OLUŞACAK KURULLARA İNCELETTİRİLMİş MİDİR ?
(Cumhurıyet, 21 AğU"tos 1975)
İNGiLİZLERE AiT OLAN VEYA oıDUGU İDDIA EDİLEN GAYRİMENKUL VEYA MENKt:LLERİN Bl: DURt:MLARI "AİDİYET TESBİT KOMİTESİ" KARARıYLA SAGLAMA BAGLANlYOR. Bt: OYUNDA Rt:M KESİMİYLE iŞBİRLİGi YAPıLıYOR. GÜNEY'DE HAZIRLANll ı; SAHTE VE ESKİ TARiHLi TAPULARLA BiRTAKıM GA YRİMENKt:LLER KİMİ İNGILİz ÖZEL VEYA TÜZEL KİŞİLERiNE MALEDİLİYOR.
MAGOSA VE GiRNE LİMANLARINDA ELE GEçiRiLEN YATLARIN BİR KıSMI ÜÇÜNCÜ DEVLET UYRt:KLU GERÇEK YA DA SÖZDE SAHİPLERİNE GERİ VERİLİRKEN, KALANLAR ÜST DÜZElliEKİ YÖNETiCİLER TARAFINDAN SEssİzCE VE EL ALTıNDAN KAPATıLıYOR. GERÇEK DEGERİ BiR MİLYON LiRA YI AŞAN TEKNELERE ON BiN LiRA KARşILlGINDA EL KONULUYOR. LEFKOŞE'DEKİ TÜRK ' BÜYÜKELÇiLiGİNİN BAşVURDUGU KAPALI ZARF iHALELER DE BU DURUMA SADECE HUKt:Kİ KıLıF UYDURDU.
" Barış Harekatı'lnın lldnei yılına girildi. BlrY'lınbııançoBU yapılm. Demeçler verildi, törenLer düzenlendi. aı arada Kıbrıs'tan gelen haberlere pek dikkat eden ölmadı. YÜRÜYÜ ş, geçen sayısında Denktaş- faşlzmine yer verıyor, bu faşizm altında çevrilen dolaplardan söz ediyordu. Bu sayımızda da Kıbns'ta çevrilen sömUrti ve soygun dolaplarını açıklamaya devam ediyoruz.
Eı i sen in kemigi henim Cumhurbaşkanı KorutUrk'Un
Karadenız gezisinde "Biz kurduk" dedlt! Kıbrıs Türk Federe Devletl'nın Bakanlar Kurulu Uyelerl, çok yönlU etkinlikler ıçınde. Bır yandandış dUnyaya kendııerlnl kabul ettlrmek, bır yandan '1rurtarllmış" bölgelerde ortaya çıkan sosyal ve ekonomik sorunlara çözUm bulmak gereklyor. Fakat aBII uğraşılan konu başka. Maddi Çıkarlar .
KıbrlB Türk Federe Devleti bakanlar kurulu Uyelerl, ıkı Uç çıkar grubu. belU başlı bırkaç şlrkette birleşmiş durumda. aı şırketler, Federe devletin IthaIU-Ihracat. Iç tıcaret ve sınai Uretlm alanlarında tekel, monapson veya hem tekel hem mODopson duruma getiriliyor. aı amaca ulaşabı ımek ıçın, ço!!unlu!!u ingiliz sömUrge yönetımı ve 1963 "onra.ına alt yasalar yöneticllerce Istendlt! gıbı yorumlanıyor, uygulanıyor.
sı tUr uygulamaların en göz. çarpan örnet!. ETI adıyla tanınan ve Bakanlar Korulu Uyelerlnln blrçol!unun ortalP bulundul!u bır şırket. 20 Temmuz 1974'U Izleyen Ilk aylarda bu ETi şırketı, Kıbrı. Türk Barı, Kuv-
VURUYtiŞ - �6 A!!usto. 1975 - 12
vetlerlnln tUm gereksinmelerini tek elden karşılamaya başladı ve giderek Ithalatta da tekel durumuna geçirildI. Ne var ki Ada ekonomisinin daha önce bır "açık pazarı! oldulunu bilenler bu ayrıcalık karşısında homurdanmaya başladı. Herhangi bır malı Ithal etmek ıçın neden yalnız ETİ şirketine mUsaade veriliyordu ? ötekl başvurmalar neden reddediliyordu ? aı ya!urunalar ve homurdanma, giderek halka da yayıldı ve bır eleştiri dalgasının yükselmesine yol açtı. ÇUnkU "Barış Harekatları"iu Izleyen başıboş ekonomi döneminde temel yiyecek maddelerının bııe Türkıye'den Ithal edilmesi ve çokyüksek fıyatla piyasaya sUrUlıneBI halkta haklı yakınmalara yol açmıştı. aı teke1 durumu 1975 Hazıran aY'na dek sUrdUrUldU. Yenı şirketlerin doğınası ve onların da kardan pay alınak Istemeleri sonucu yönetim " her isteyene!' ıthalatçı belgesi ve Ithal mUsaadesi verileceğlnl yerel basında ılan etmek zorunda kaldı.
Bu toprak k i m i n ? Adada oynanan Ikıncı bUyük o
yun. "Aidlyet Tesbıt Komitesi" çevre.lnde dönUyor. MUlklyeie ılışkın hak Iddialarını Incelemek ve sonuçlandırmak amacıyla kurulmuş bır Komıte bu. lşleylş şöyle: 15 Temmuz 1974'te başlayan Barış Harekatını Izleyen olaylar dizisi ıçınde tapu kaY'tlarının önemlı bır kısmı yokoldu. aı, yeni bır " If'" alanı yarattı: Du da ço!!unlukı •. Ingiliz çıkarıarının korunma"ı ve ıngilizlere alt olan veya 01-du!!u Iddi" edılen gayrımenkul veya menkuııIJciıı bu durumlarin1 "Aldlyet
Tesbıt Komitesi" kararıyla sağlama bağlamak biçiminde beliriyor. Daha önce tapular Rum yönetimlnce verildiği ıçın. yenı oyunda da Rum kesimi Ile ışbırlit! yapmak zorunlu oluyor. Güney'de hazırlanan sahte ve eski tarihli tapularla birtakım gsyrlmenku\1er kimi ıngiliz özel veya tUzel klşllerlne maledıııyor. Tabii bUtUn bunlar dostluk ve hatır için katlanılan zabmetler olmasa gerek.
aı Aldlyet T�sblt Komltesl'nden geçmeden de kazanç yo\1arl bulmak mUmkUn. Gayrlmenku\1erln kapısına bır ıngiliz bayralP ve bır "İngiliz evidir. Gırilmez" yazısı samak. evlerin göçmenlerce Işgal edilmemesi ıçın yeterli. Daha sonra bu evler. Türklye'den gelen göçmenlere yüksek fiyatlarla kıralanıyor.
Yal ki ya la!'ı 1 O
Benzer yolsuzluklar denizde bile Işieniyor. Magosa ve Glrne yat limanlarında olan bu. Ele geçen bu yatların bır kısmı Uç UncU devlet uyruk lu gerçek ya da .özde sahiplerine geri verıılr; kalanlarsa Ust dUzeydekl )rönetlcller tarafından sessizce ve el altından kapatılır. aı, görUnUşte bır "satış" I şlemidir. ancak gerçek değeri i mııyon Urayı aşan bır tekneye LO bın Ura karşılığında el koymak kapatma değilde nedir? Nitekim Lefkoşe'dekl TUrklye BUytikelçlUğl duruma el koyunca bu tekoeler geri alındı, gazetelere de ''kapalı zarf ulusU ııe Ihale" ııanları verildI. Ne var kı bu Ihale flııı duruma bır "hukuki kılıf" uydurmaktan öte bır Işe yaramad!. Kapalı zarna gelen teklifler yanında asıl önemll"I, Ihaleyi yti_
rUten Bakanlıkta "aptanan bır "özel Uste" oldu. aı Uste yatların lhaleslnln kimin Uzerinde kalması gerektlt!nl gösteriyor.
Onkl in Illa l ı dı' n i z
Bir yıldır Kıbrıs'agöçvar Türklye·den. 40 binln ilstUnde TC yurttaŞı Yeşııadıiya göç etU. Ama durumları perişan. Yerleşemlyorlar bır tUrlU. Güney'e .UrUlen 200 bın Insanın yerıne sığınıyor 40 bın kişi. Ne oldu o 200 bın Rumlun barındıitı toprak ve evI er ? Başta Rauf Denktaş olınak Uzere Kıbrıs Türk Federe Devleti Bakanlar Korulunun belli başlı Uyelerl Kıbrıs ekonomısının kilit noktaları Ile sıkı i lIşkl ıçınde. Yardımcısı Osman örek kolluk k-uvveUerinln de başında. ETInin de ortakları arasında. Maliye Bakanı RUstem Tatar, İskan ve Rehabllltasyon Bakanı ısmet Kotak, Sanayi ve Ticaret Bakanı Tuncer Arif ve geçen sayımızda marifetlerini serglledlğlmlz Niyazi Manyera, tUm bu soygun ve sömUrü oyunlarının hesabını vermek durumunda.
Kıbrıs'taki bu sömUril ve talan dUzenlnln asıl sorumlusu tabıı kl emperyalizm ve onun TUrk olsun Rum olsun ort8�ı olan gerici sermaye çevreleri, MC Iktidarının 80rumlulu(:u bu bakımdan da vurgulanmalı: Alper Orhon, görevden alınmadan önce Kıbrıs'ta bir nUfu8 ve bina sayımı yaptırmıştı. aı sayımın verılerı Ankara'ya, Devlet ıstatıstık EnsUtUBU'ne geldI. Alper Orhon Işten alındı, nUfus sayımı bır yana Kıbrıs bina ve gayrimenkul sayımı Qonu<:l .. ... , DİE arştvlerinde Uyulu luyor.
C I Nnın .
yenı marifeti :
Bengladeş ' te MUCiruJRRARl\1AN GENİş KlTLELERİN EKONoMİK SlKINTILARINA ÇÖZUM GETİREMEDi ? KÖKLtJ TEDBİRLERE YANAŞMADI. DEl\fOKRATlK VE iLERici GUÇLERİN ISTEDım ANAYASAL REFORMLARA KULAK VERMEDi. HALK KITLELERİNİ HAREKETE GEçİRMEK YERİNE iLERİci DE OLSA DAR VE KOÇtJK BURJUVA KÖKENLI BİR AYDIN VE BUROKRAT ÇEVREYE DAYANDL
BAGIMSIZ BENGLADEŞ DEVLETINİN TEMELLERİNİ ATAN ANAYASA DÖRT İLKEYE DAYANIYORDU: DEMOKRASİ, ULUsçULUK, LAYİKLİK VE SOSYALizM. ANAYASA'NIN BU DÖRT ILKE ÇEVRESİNDE TUM iLERİcİ .. BARışçı DEMOKRATIK GUÇLER BIRLEŞTi.
15 Ağustos Cuma günü Banglade,'te bır darbe yapıldı. Başkan Muclbur Rahman öldUrUldU, yerine devrik bUkUmetln Dı, Tıcaret Bakanı Muştak Kondakar Ahmet Devlet Başkanı oldu. Yenı kurulan hUkUmette Ise esld bakanların dışında hemen hemen Idmse yoktu. Bu bakımdan olay bır "saray darbesi", bssıt bır el değtştlrme sayılabilir. Oysa gerek Bangladeş'ln Iç yapısı, gerekse Ulkenln emperyalizmin Asya stratejisi Içindeki yerı bakımından ele alındığında görUIUyor id önceld Cuma gUnkü darbe emperyallzmln ve gerici gUçlerln bır başarısı. Bayan Candl'ye karşı glrl,Ilen tertipler &Ökmeylnce Batı'nın özellikle de Amerikalıların adamı Muşlak Ahmet harekete geçirildi. Olayı Ilk haber verenler de nedense Ba,kent Dakka'daki Amerikalı dlp 10-matiar oldu. Emperyalizmin Asya ııtratejlsI açısından Muclbur Rabman'ın devrilmesi gereldyordu. Ne var id Ulkede herlıangl bır direnişin ortaya çıkmayışıdadlkkatlerden kaç!'ladı.
Siyasal bağımsızl ı k
"Bağımsız Bangladeş Devleti 1971'ln 26 MJtrt'ında doltdu. Aralık 1970'te, bır eyaletl olduğu Pakistan'ın bUtllnUnde yapılan genel seçimleri Muclbur Rahman'ın Avaml Blrliğt kazanınca gerici Pakistan yönetımı bu ..onuçları tanımadı. Muclbur Rahman'ı tutukladı. Fakat Bartgal halkının bağım81zlık mUcadelelerl durmadı. PaIdslsn faşizminden ve kıyımdan kaçan LO milyon BangaLU Hındıstan'a sığındı. 4 Aralık 1971'de Hındıstan askeri mUdahalede bulundu. 6 Aralık'ta da Bangladeş'I resmen tanıdı. 16 Aralıkta Pakistan kuvvetleri tes um oldu. Yenilginin altında ezilen General Yahya !Ian'ın yerıne Ali Butto Pakistan'da yönetımı ele aldı. Serbest bırakılan Muclbur Rahman 12 Ocak 1972 de Dakka 'ya döndU. Ba,bakan oldu. Kısa sUre ıçınde sosyalist Ulkelerln tanıdığı yenı Bangladeş devleti 25 Ağustos 1972'de Çın Halk Cumhuriyetinin GUvenlik Konseyı 'ndeld vetoBU yüzUnden Birietmiş Mlııetler'e giremedi. SSCB ve Hındıstan başta olmak Uzere komşularıyla dostluk anlatmaları Imzalayan Banglade" bölgede bır bağımsızlık ve ban, etkeni oldu. 24 ı;lıbat 1974'te de Pakistan Bangladeş'l resmen tanıdı.
Slysaal bağımsızlığını kazanan Benglade,'te kı" batına mlLU gelir
yılda 70 dolar. Bu rakam, ülkede üretıcı gUçlerln gelişme düzeyinin çok düşük olduğunu gösteriyor. 143 bın Idlometrekarellk bır yUzölçUmU üzerinde 77 milyon Insan yaşıyor. Bunun yUzde 85'1 mUsIUman. Yoksulluğun nedeni toprağın yeterslzıığl değil, dış s<:SmUrU. Daha Bonra da Pakistan'ın uyguladıltı geri bıraktırma poUtlkası. Batı Pakistan'la Doğu Pakistan arasında birincisi leillnde bUyük farklar, çeUşkller var. Batı , kendı UrUnlerinden yararlandırmadığı Doğu'yu bır sömUrge gıbı kullandı. Onun yetiştirdIklerine de el koydu yıllarca.
Yaş ortalaması erkeklerde 49, kadınlarda 47. Okuma yazma bilen oranı yUzde 20, çocuk ölUmlerl oranı blnde 140.
Ayrıca son sava, da Ulke kaynaklarını erittL. Yol, fabrika, köprU gıbı temel yatırımlar talırlp edildI.
Bağıms1zlıktan sonra tarıma bUyük önem verildI. ÇUnkü tarım milli gelirin yUzde 60'ını sağlıyor. nUfusun yUzde 80'1 kırsal kesimde yaşıyor. 1974 NIsanı'nda yUrUrlUğe giren ı. Ba, Yıllık Plan, halen LO milyon ton olan yıllık tahıl Uretlmlnl 15, 4 milyon tona çıkarmayı amaçlıyordu. Ekonomı başlıca jUt , çay, tUtUn ve şeker Uretlmlne dayanıyor.
Cözüm gl'tiri lı'mı'ym , sorun lar
Bırıncı Beş Yıllık Plan'da öngörülen bazı reformlar vardı. Ancak Muclbur Rahman yönetımı gerçek bır "Halk Cumhurıyetı " olmadı. KltleleHn bUyük desteğt Ile Işba,ına gelen bır ıktıdar, bu Idtlelerln ısteklerı doitrultusunda bır politika Izlemek zorundaydı. Banglade, buna bır Istisna değildi. 15 Ağustos darbesini sessiz karşılayankitleler, bunu söylemi , oldu herhalde.
1972 Mayısı 'nda dokuma ve pamuk Uretlml devletle,tırlldl ama devlet hayat pahalılığını ılnlemede başarısız kaldı. Ocak 1973-Mart 1974 arasında yiyecek maddelerı yUzde 73, yakıt yUzde 50, giyim yUzde 71, Idra yUzde 50 pahalılandı. Koraborsa aldı yUrUdU. Devlet yılnetlmlnde kayırma ve ılzel Işlem kural oldu. BUtUn bu ılznel ve neonel etkenler Ulkede acıl reformlar yapılması gereltlnl vurguluyordu.
Söz ve u ygulama
Ba,ta sosyalist Ulkeler olmak Uzere tUm barışçı gUçlerln, tUm iLerici gUçlerln ve b�.ı.lılta susamış
• •
gerıcı darbe
genış yı�ıuların destegl Ile Iktidara gelen Avaml Blrıığl 1973 Martı'nda yapılan seçimlerde 300 Uzerlnden 292 sandalye kazandı. Buyoğun kltle desteği, ulusal bağımsızlık Için LO yıldan fazla hapiste yatan Muclbur Rahman'ın ve onun Partisinin uyandırdığı saygınlıktan geııyordu. Ama 1972 Aralığı'nda yUrUrlUğe giren Anayasa'nın " Dört Temel İlke" sl hayata geçirilemedi.
Gerçekten, bağımsız Bengladeş devletlnın temellerini atan yenı anayasa 4 temel i lkeye dayanıyordu: Demokrasi, Ulusçuluk, laiklik ve Sosyallzm. Demokrasi daha çok halkın egemenllğlnı, ulusçuluk ulusal baitımsızlıktan yana baltlantısız bır dış politikayı amaçlıyordu. Dinsel farklılıkların varlığı. laiklik Ilkesini, yalnızca bır din-devlet ilişkilerini dUzenleme olmaktan çıkarıyor, farklı dlnlerdekl kitlelerin ıtışkllerlnl dUzenleyen bır Ilke durumuna getlrlyordu. Sosyallzmden kastedilen de daba çok sosyal adaletçl, eşltllkçl bır poııtlkanın IzlenmeslYdl.
Anayasa'nın getlrdlğl bu 4 temel Ilke çevresınde Ulkenln tUm ilerici, barışçı, demokratlk gUçlerl bırleştl. Avaml Blrllğl, Ulusal Avaml Partısı ve Bengladeş KomUnist Pa rtl sı (B� bır Halk Bırlığı Cephesi oluşturdular. 1973'te 2. Kongresini yapan BKP şöyle diyordu: "Amacımız elbette sosya- · lizmdlr. Ne var kı Ulkenln ıçınde bulunduğu gelişme aşamasında gerekıı reformları yapması ıçın hUkUmetl destekllyoruz. Dört ana Ilkenın gerçekleşmesl lçlnçalışmak zorundayız:'
Buna karşılık sağ ve gericilik bo, durmuyordu. SOL sapmalar da oldukça etkendı. 1973 baharında bu sağ ve "sol" uç'lar hUkU.mete karşı tertıpıere giriştiler. Seçimlerde bır varlık gösteremeylnce ekonomiyi baltalamaya kalkıştılar. Mevlana BaşanI'nln Nasyonal Sosyallst Partısı Ile turlU-çeşltll "Marksist-leninist" gruplar hUkUmete ve anayasaya karşı blrleşlyorlardı.
BUtUn bunlar karşısında Muclbur Rahman ne yaptı ? Genış Idtlelerln ekonomık sıkıntısına çözUm getlremedl. KöklU tedbirlere yanaşmadı. Demokratik ve ilerici gUçlerln Istediği anayasal reformlara kulak verme�I, Cephe'de yer alan Ulusal A vaInı Partısı Ile BKP'yi kapattı. RUş -vetle, Ihtlkarla, kayırınayla etldn olarak sava,madı; kendi dar çevresini korudu. Halk kitlelerini harekete geçirmek yerıne, ilerici de olsa dar ve kUçük burjuva kılkenli bır aydın ve bUrokrat çevreye dayandı.
E nıpnyal izııı din'ni�'or
Bengladeş'ln doğuşu emperyaIlzml daha başta tedirgin etmişti. Batı , Pakistan faşlzmlnl 80nunadek destekledI. Bu arada Çın Halk Cumhurlyetl de Butto'nun HInt düşmanlığını ve Sovyetler Blrllğl'ne olan gUvenslzllğlnl sonuna dek kullandı. ABD her aşamada gerici Pakistan'ın yanında yer aldı. Hindistan'a "yardımılını kestı, 7. Fllo'yu Bengal körfezinin açıklarına getırterek kurtuluş kuvvetlerine gözdağı vermek IstedI. Aynı
",ıralarda Çınhındı'nde Kamboçya ABDaskerlerinin lşgallne uğruyordu.
Ne var kl bağımsızlıkçı ve barışçı gUçler zaferi kazandılar; Bangladeş bölgenin bağımsız ve barışçı bır devletl olarak ortaya çıkıyordu.
Emperyaıızm boş durmadı. 1974 Ekımınde yapılan bır hUkUmet değlşlkllğl lle Muclbur Ra lun an ABD karşısında gerıtıyor, Amerıkancı bakanlara kabinesinde yer veriyordu. Muştak Alunet de Işte bu Amerıkancı bakanlardan biriydI.
Çin hind i ' ııdl'n H ind istan ' a Yeni ismldoğrulanmayan "Ben
gladeş İsıam Cumhurıyetı". emperyallzmln ve CIA'nın bır yaratığıdır. Emperyallzmln, egemenliğınin tam kabul etmlyen Ulkelere ve bölgelere uyguladığı bır "denge bozma" tertIbIdir. ABD bunu çoktandır hazırlıyordu. Herhangi bir direnişle karşıla,ılmamış olması. önemıı köprU ba,larının daha önce ele geçirilmiş olduğunu gösteriyor.
Vietnam, Karnboçya ve Laos'u kaybeden Amerıkan emperyallzmlnln Asya'yı hemen terkedece/tl sanılmamalı. Japon emperyaıızmı ve mllltarlzml aracılığıyla ekonomık ve askeri egemenliğini sUrdUren Washıngton, ""n gUnlerde GUney Doğu Asya Ulusları Birliği (ASEAN) gıbı gerici tertıpıerin de peşinde. Sovyetler Blrllğt'nln ve tUm barışçı gUçlerln önerdl/tl bır Asya Toplu GUvenllk sısteml'ne karşı çıkan Çın Halk Cumhurıyetı yöneticileri, bu ASEAN tertıblnl Ise destekllyorlar.
Emperyaıızmln bu yenı terttplerı ıçınde ele alındığında AmerIkancı Muşlak Alunet yönetimindeki bır Bengladeş'ln öneml daha da artıyor. Hındıstan'da girişilen tertıpler boşa çıkarıldı ama kitlelere dayanmayan. Muolbur Ralunan bu oyunlara karşı koyamadı.
ytJRtlYtJŞ - 26 Ağustos 1975 - 13
"MÜCADELE iÇiNDEKİ DiGER HALKLAR GİBİ BizİM DENEYİMİZ DE şu GERÇEGİ KANlTLAMIşrm: EMPERYALİZMLE KARARLI VE cİDDİ OLARAK MUCADELE ETMEK İSTEYEN HERKES SOSYALiZMLE VE ÖZELLİKLE SOVYETLER BİRLİGİ İLE İŞBİRLİGINİ KUVVETLENDİRMEK VE GELİşrİRMEK ZORUNDADm. "
• DUnyadoki ve Orto Doğu' daki durumu nosd değerlendiriyor sunuz?
• Snn yıllarda emperyalizmtn bUyUk yenllgilere uğradığı bııınlyor. Wnyanın çeşttU bölgelerınde barışın kurulması btlyle mUmkUn olmuştur. Uluslararası dUzeyde gUçler dengest sosyalizmtn, Ilertcl, demokratik ve kurtuluştan yana hareketlerin lehlne değişmiştir.
Ne var ki, Orta Doğu'dak! durum hala gerginliğint sUrdUrmekted1r, dUnya banşını tehdtt etmektedir. Bu gerginliğin baş kayna� İsrail'dır.
İsrail, emperyalizmin Arap devletlerinln kıyısındak! ilert btr karakoludur. İsrall'tn saldırgan styonlst ytlnetımt, Amerıkan petrol lekellertnJn çıkarları ve sermaye yatırımları tçtn bır gardtyan rolUnU Ustlenmişttr. israil, Arap halklarının ulusal kurtuluş hareketiyle mUcadele etmekle ve onların sıyasal ve ekonomık bağımsızlıklarını ellertnden almakla görevli bır jandarmadır.
İsratl, 1973 Eklmi'nde saldırgan polttlkasına karşıhk bUyUk btr bedel ödedi. EkIm kurtuluş savaşı İsrall'tn yenlimezliği e(sanesinl yıktı, EkIm zafert Snvyetler Blrllltt'nln
Mısır ve &ırtye'ye sağladı� kararh destek sayestnde kazanıldı. Bu zafer aynı zamanda emperyalist stratejt tçtn de bUyUk btr yenllgi oldu. ÇUnkU "tyonlzmtn yenllgist açıkça ABD emperyalizmlntn btr yenllgist anlamına geliyordu.
• Ekim 1973 .0nroSlndo orta yo ç ıkan durumun F i l istin direnij hareketinin hedefleri Uzerindeki etkileri ne olmuıtur?
• Ft1tstin Ulusal Konseyı 1974 Haztranı'ndaki 12. toplantısı sırasında, savaşın sonuçlarının nesnel bir çözUmlemestnden hareketle devrlmlmtz ıçın btr st yasal program benlmsedt. Bu program, uIl,lsal toprakların !srail tşgalinden kurta.rılmasıyla Ftlistın halkının bu topraklarda ba�ırnsız btr ulusal ıktıdar kurmasının zorunluluğunu belirten ve bunun adımlarını saptayan bır belgedtr.
Bu pr�gram, emperyalizmin, styonlzmtn ve halkımızın hayatı çıkarlarını İsrail'e feda etmeye hazırlanan Arap gerlctllğinln planlarını bozmanın zorunluluğunu vurgulamaktadır. I"rall bu planlarakarşılık Işgal altındakI toprakların şu yada bu kest-
Yaser Arafat
konuşuyor
Orta Doğu'da Arap cephest tçtnde, bunahmın çözUmUne tllşkin başhca tki styast eğilim var: Mısır'ın temsil ettiği btrtnci eğt1tm, Amertka'nın orta Doğu bunahmının çözUmUnde daha çok rol oynamasından yana. Mısır, Amerıka'nın israil Uzerlndeki baskı gUcUnu öne sUrerekl onun aracılığına gUveruyor. Bu nedenle, aşamalı ara anlaşmalarla bunabmı çözme projestnl benimsemiş durumda. Kuvvetlertn birbirinden uzaklaştırılmasıyla &Iveyş'tn kontrolUnü ele geçlrdtkten sonra, yenı bır adım olarak Sina'dak! petrol kuyularını ve stratejtk geçitiert geri almaya çahşıyor. Bu konuda Amertka'nın hazırladığı planı israil'ln kabul etmesini bekltyor. Bır Filistin devletinln kurulmasından çekinen Ürdün de bu planı kabul edtyor, ikınct çtzgi tse Kisstnger'tn aşama h barış polttikasını hem yanıltıcı hem de tehlikeli &ürUyor. &ırlye'nln ve FKÖ'nUn temsil ettiği bu çizgi kısa dönem içinde Cenevre Barış Konferansı'nın toplanmasını ve bu konferansa FKÖ'nUn de katılmasını öngörUyor. Orta Doğu sorunun ancak genel bir barış anlaşması , İsrail'in bUtUn Arap topraklarından çekilmest ve Filistin halkının kendt devlettnl kurma hakkının tanınması ile çözUmlenebileceğtnl öngörUyor.
minden askerlerlnl çekmeye razıdır. Arap cephest tçtnde btrliğin za
yıflamaması tçtn mUcadele ediyoruz. Aslında, emperyaltzmtn çok defa Fiııstin halkının haklarına karşı, devrlmt tecrit etmeyeyönelik eylemlere girlşmestnl' kolaylaştıran da bu btrıığin olmaması olmuştur.
• SözUnU ettiğiniz programın uygulanmasını sağlayacak koıul lor nelerdir?
• BugUn Filistin Kurtuluş örgUtU, Fiııstın halkımn başhca yönettctsl ve tek yasal temsllctst olarak tanınmıştır.
1973'te ÜrdUn rejimtnl Arap dUnyası tçlnde tecrit etmeyi, Filistın halkının btr kısmını temsil etme tddıasını boşa çıkarmayı başardtk. Kasun 1973'te Arap devlet ve hUkUmet başkanlarının Cezayir'deki konferansı, Fiııstın Kurtuluş örgUW'nU, Filistin halkının haklarını ve hedeflerlnl tanımlamaya yetki li tek yasal temsllctst olarak kabul etti.
Emperyalizmin ve gertel çevrelerin bu konferans kararını ba1talama ·ve sorunun emperyalist yollarla çllzUlmest tçtn btr zemin hazırlama çabalarına rağınen Arap devletlertnln çoğunluğunun resmt tutumu bu tUr çabaların boş olduğunu gösterdi. 1974 �batı'nda Lahor'da yapılan İsıam devlet ve hUkUmet başkanlarının tktncl konferansı da aynı doltrultuda bır karar aldı.
Rabat'ta Ekim 1974'te toplanan .... rap devlet ve hUkUmet başkanları " Filistın Kurtuluş örgUtU'nUn Filisttn halkının tek veyasaltemsllclsl olarak kabulUnU ve Fıııstın Arap halkının kendt kadertnl tayın etme ve İsratl'den kurtarılacak FlItstın topraklarında bır ulusal devlet kurma hakkının tanınmasını oybtrUğlyle (lirdUn kralı dahll) onayladı.
",.
Ayrıca Birleşmtş MllleUer Genel Kurulu'nun, Ft li stin halkının haklarının desteklendtğinln açıklandığı btr kararı bUyUk bır çoğunlukla kabul ettiği 22 Kasım 1974'U de tarthl btr gün olarak görUyoruz.
• Uluslararası dayanıımonın F i t istin direni� hareketi için önemini nasıl değerlendiriyorsunuz ?
• Filts\in devrtmt karşısında alınacak tutum, Arap dUnyasında siyasal gUçlertn ve kamuoyıınun kutuplaşmasına konu olan bir sorundur. Kasım 1972'de Fiııstın devrimine yardım tçtn kurulan Arap cephest, davamızın bUyUk saygınhğının kanıtı olmuştur. Bu cephe, Arap devletleri kamuoyunda bUyUk eiktst olan 43 siyasal partiden oluşmak!adır ve devrlmtn st yasal programını desteklemek-tedtr. .
Fiııstin kurtuluş hareketı sosyaUst toplulukla i1lşldlertnt tutarlı btr btçtmde sUrdUrmektedtr. Ilişkllertmlz, emperyaUzme karşı verilen ortak mUcadele, karşıhk h anlayı, ve Fiıısttn devrtmlnln ilerici nlleUğt tlkeslne dllYanmaktadır,
M"tlcadele tçlndeki dl!ter halklar gibt btztm deneylmtz de şu gerçeği kanıtlamıştır: Emperyalizmle kararlı ve ctddt olarak mUcadele etmek Isteyen herkes sosyaUzmleveözelilkle Snvyetler Birliği ile lşbtrliğinl kuvvetlendlrmek ve geııştlrmek zorundadır.
Filistin devrtmcilerı, Arapların ulusal kurtuluş hareketınln bUWn kesimleri Ile Snvyetler Birliği ve dtğer sosyalist devletler arasındaki dostluğun gUçlendtrtlmestntn, tşgal edtlmtş Arap topraklarının kurtarılması ve Filistin Arap halkının yasal ulusal haklarının garantist ıçın vazgeç ilmez btr şart .'Idu!;:'·." btlmekte dirier.
VE SANATTA YtIRtMLŞ
Hacı Bektaşı Veli ' yi
nasıl andık ? Bu yıl Hacıbektaş'da dUzenlenen Hacı Bektaş
Velt'yi aıuna törenleri blr yandan MC iktidarının baskıları. dığer yandan alevi dedelerlnln perde arkası düzenleri sayesinde bır karışıklık ve anlamsızlık örneltl oldu.
ilçeye yenı atanan çlçeltl burnunda kaymakam. MC'ye yaranabilmek ıçın akla gelmedik baskılar denedi. Nedendir bilinmez. ııçede her kişiye en az bır jandarma ile ıkı toplum poıısl düşüyordu. İlçeyl tıka basa dolduran tepeden tırnağa silahlı kolluk kuvvetleri sayesinde bır şölen nlteliltlnde olması gereken tören, tedirgin. bir yabancı ile konuşmaya çekinen yerıt halkın tutumu yüzenden bir cenaze törenine döndil. Kaymakam dışarıdan töreni izlemeye gelenlerin Ilçede kalabilmeleri ıçın kendinden izin kağıdı almalarını şart koşmuş. Bu yasa dışı poııs tedblrlnl de kitabına uydurmasını bi imiş. ilçede gece kalınabııecek tek yer Kız Sanat' ın boş yatakhanesı; orası da kapılarını kaymakambeyden temiz kağıdı alanlara açıyor.
Kız Sanat yalnız yahlacak tek yer deltll. aynı zamanda temizlenmesi unutulmuş özel kokulu salonu Ile yemek yenilebilecek tek yer de. Midenizi kurban etlerinden hazırlanmış tabldotlarla 15 ııraya kandırabııırslnlz. Ama bu !iyat yalnız halk ve konuklar ıçın. Vaıı. k aymakam. jandarma komutanı ve "Dedeler" kendı özel konukları ile kurbanların etinden hazırlanmış bu tabldotlardan Istedikleri kadar yemekte serbestler. hem de beş kuruş ödemeden.
Dedeflerin bir kısmı Valinin ve jandarma komutanımn yanından hiç ayrılmadı. Diğer kısmı ise törenlere hlç katılmadı. ÇUnkU bu yıl törenieri düzenUyen Hacı Bektaş'ı TUrlstlk Bakımdan Güzelleştirme
� KONUKYAYıNLARı
P.K.749 ISTANBUL SOSYAlizM KITAPllGI
FRANSIZ SOUJNUN . . . . ORTAK
HUKUMET PROGRAMI Gf.XRiES MAHCHA18'NlN ÖN9ÖZOYLE YAKIN ÇAGLAR TARİHİ
N V YEUSEYEVA
GERCEKTEVE E'YLHMDE HUKUK'UN mY! MARKS1Sr LENlNIsr BIR WQAŞLMLA MCWIClJE·ROI.AHDWEYL
CAll1M1Z"" ULUSAL
KUR'DJIPŞ ŞAV4ŞLAR;I VE UÇUNCU DUNYA
F..1U1UJIV e A.1SKENOEROV
MARK8Ç1-LEN1Nc1 At;LLW< •
l�O'NUN TEORIK GÖRÜşLERİNİN ELEŞTİRİSİ
KAPITALIzMIN"" 'LOKSFi!' � EMPERYALIZM UZERINE
TEMEL KURSLAR 19'74 GERÇEKÇi ROMANLAR
TESLİM OLMAYANLAR ÖIMEZ
SIKIYöNETİM PRANCO 9OUNA8 çev'ulkutamer
ÇERÇEK ...o-ŞE
EDEBIYAT VE SANAT INCELEMELERI
SANATINGEREKLİLİCrİ ERN»IT 1'18CHER çev,ceval çapan
ŞIIR DiziSi
BİRsiYAsİNiN ŞİİRLERL CAN YÜCEL
Derneltl'nln yönetimini orta' sol gençlere kaptırmış
lar . Kendııerlni hakarete uğramış sayıyor görünümündeler; ama gerçekte tabanda bır şeylerin deltlştlltlnl. eğer çıklj,rlarını korumak Istiyorlarsa alevlııltı bır yana bırakıp Hoca Necmeddln efendinin eteğine asıımaları gerektlltlnl glzııden glzııye bıııyorlar.
16 Ağustos Cumartesı akşamı kuru ayaza rağmen halk Inatla çömeldlğl toprak sıralardan çözUlmedl ve kendı özel yerlerinde özel koltuklarında oturmuş bulunan MC iktidarının temsilcilerine özlemlerln1 onları korkutan bır biçimde duyurdu.
ilk olay kendlnl lüks bır pavyonda sanan lüks ve sUstu takdlmclnln Amerikalıların eskt taşaronu S1-leyman Demlre!'ln tebrlk telgrafını okuması ııe başladı. O ana kadar yerinde sessizce oturup çekirdek yiyen ve yan gözle iktidarın temsııcııerlnl seyreden halk bırden bire boşandı. BütUn ııçe 2-3 dakika sUren "YUH" sesleri ııe inledi. Kabahat Işlemiş çocuk gıbı Valiye ve jandarma komutanına "bende suç yok" gfbi bakan takdimci. 21 Mayıs'ta sııah arkadaşlarını Ihbar ederek siyasi tarihimizin örnek kişileri arasına giren A. TUrkeş'ln telgrafını okumak gafletlnde bulundu. Yuh çeken halkı susturmak mUmkUn deltlldl. 5-6 bın kişi ayağa fırlamış "YUH" diye bağırıyordu. Vaıınln ve jandarma komutanının durumları oldukça ııglnçtl; ne yazık kt objektırımlz onların bembeyaz suratlarını ve titreyen şakaklarını tesbit edemedi.
Sa k ı n '
Vaıının aşık Neslm; çıkmayacak diye diretmesine rağmen aşık Neslml Çıktı ve halkın özlemlerlnl, VaUye ve "Dede"lerin oyunlarına ralmen dile getirdi. Halk polıtık olmayan her şeye karşı !lgisiz kaldı; po-
� KONUKYAYıNLARı PID"gIsTANIlIl.
IW'tTAıJZMIN tN YUK8EJı. A&OUıW!:I EMPERYALIzM ÜZERİNE
TEMEL KURSIAR J974
ç ı K T ı
Utikolan herdavranış karşısında Ise patlamalar şeklinde tepki gösterdi. Bu bazı aşıkları, allaş toplıyabilmek ıçın ınanmadıklan şeyleri okumak zorunda bırakiı. örneltln, üç UncU akşam CHP'ıı Feyzullah Çınar, Zamanıının Yılmaz Yılmaz'ını okudu ve Ilk akşaının tersine yüzünU güldUreoek kadar allaş topladı; ama Vali bey de polis marlfeti ııe Feyzullab Çınar'ı yaka paça nezarete attırdı.
Bırıncı akşamki "Yulr"lardan ve kUfUr1erden Urken Vali ve jandarma komutanı, U çUncu akşam töreı>lerln dUzenlendlltl alanı toplum poUsI, JandarIIia ve özel donatımlı paraşUtçUler ile kuşattılar. VaU, Tertip Komitesinden, önceden ııan edilmesine rağmen Aşık Mahzunl'nln okumamasını Istedi. Valinin baskıyı yoğıuılaştırması Uzerine o gün (IS �stos) öğleden sonra Vali, Tertip Komitesi ve aşık Mahzunl ortak bır toplantı yaparak Aşık Mabzunl'nln suya sabuna dokunmayan dört tUrkU okuması konusunda anlaştılar.
Mahı u n i Törenlerın son akşamı hajkın.. tepkisi ürkUtucU
oldu; yöneticiler sayesinde bır tutsaklar kampı görUnUmü kazanan tören bırden bire karıştı. Halk Mahzunl'den kendı özlemlerini dile getiren turkUler Isi,1y,ordu; ne var id Mahzunl halkla deit!l yöneticııerle lşblrUltl lçerlslnde Idi. Mahzunl Valiye verdiği sözU tutup suya sabuna dokunmayan birkaç tUrkU okuduktan sonra sahneden çekildi, arlıa halk tepkisini ondan sonra sahneye çıkan herkesi yuhalamakia gösterdi.
Dedeler ve Vali arasına sıkışmış olan ıyı nlyetLi Tertip Komltesl'nln ne yapmak Istedlğlnl Ise anlamak Imkansızdı. örneltln "Dede"lere karşı halktan yana bır mücadele vermeğe çalışırken Prof. çağatay gibi ünlU sağcıları açık otururna davet etmişler ve eski bır gUreşçl. sonra da ünlU bır kumarbaz olan AP'II Belediye Reisi ile organlk bır bağ kurmuşlar, 16-IS Ağustos tarihlerinde Hacıbektaş'ta dU,enlenen törenler, kendini blr pavyonda sanan süslU takdimcısı ile. ne olduğu ne Işe yaradığı belirsiz, müzik ve gös� teri yönUnden hlç bır değer taşımayan o ünlli oratoryosu Ile, belediye reisi ile, Valisi ile, halktan kopuk; bektaşıııkle hiçbir ııglsl olmayan bır harikalar slrki görünUmUnde ldL.
Ö N C Ü K i T A B E V i
Himayei Etfal sok. Kredi Hon 8/3 Coğaloğlu-ISTANBUL
• Morluiı.m-leniniı.m'i" Ideolojik ve Politik DUvnonl : Mooizm - Bilim 'ıçlleıri 15 Tl • Birlncl Enıernoıyonol Jacques DuclOl (1971 lenin Ni,onı . 1975
Ma)'n ICorl IıkIx Ödulo 20 Tl • Sovyet Şıırleri Anıolojiıl
67 Şair (&.toot eııi) 15 Tl
• Kod," .... Mark,jzm Mcnı-fngelı-le"in-Sıoll" 20 TL
.Iz-doıtnıu Balobon 15 Tl
• Ar., - H.nti Botb",,,. (Goııeourr Edebiyat bdUIU) 30 Tl
• Aydınlık He,..,.1 hbuna
12.S0 n
Bobıoli Cad . No: S
Cağaloğlu - istonbul
• Siyosı Dt>aUnce Hlhlyetl ve 1961 TOrk AnayOSOlI tcJlen' Tonöı' LS Tl
eBobeuf "Hayaıı, h.rI.ri ve Siycni Sovunrn05l" Joıo"o L6pin 10 TL • TlIrklye'de Ilk Se�iko "Sorıluıla'do 1932" ıbrahim TopçuoOlu LO Tl
ÇıKACAK K ITAPWIMIZ
• Iıyoncı "Kornun GUnlUOu" .lut .. Vali ..
• KOfi Morıı 'ın aıyogrofhl Bilim I,çll.rl Kur",lu
Irak'ın Arapça edebiyatının gelişimi hakkında Türkiye okurlarmı aydınlatır mı9ın.ız ?
• ikinci dUnyo sav�ındon sonro, hayat, ioir-' lerin önUne bir soru çı kardı : "Sovo� ın bu yıkıntı lar ındon sonra geriye ne kaldı ?"J " Hayct, sQvO)ton önceki gibi sUrecek mi ?". Bu sorulorıı yanıt ıama gereği tUm Arop ıiirine hem yeni bir içerik hem de yeni bir biçim kazandırdı .
islomiyetin kabulUne dek uzanan bir klasik � i i rimiz vardı . SOVC) sonrası ıoirleri , bu klasik ıi i r i n s ı nırlarını aımak zorunda kaldılar. Bu yönde i l k buyük değiıi klik 1947'de buyuk Irak ' I ı ıair AI-Sayab tarafından gerçekleıtir i ldi . AI -Soyab, Arap ıi irinde i l k kez uç dize l i k bir ıi ir yazdı . Böylece ıi irimizde yeni bir hareket ortaya çıkıyordu. Bu hareket kısasUrede tüm diğer Arap Ulkelerine yayı ldı . Öze l l ikle Lubnan ve Mısır 'da yeni hareketin etkisi bUyuk oldu .
Yoıom kOlui lerı ıi irdeki yeni hareket için gerekli ortamı haz_r l ıyordu. ikinci DUnya savciından sonra tum Arap halkı emperyalizmle doğrudan karıı korııyo geldi . Bunun doğal sonucu olarak tUm �ojrler halktan yona ve emperyal izme, onun iıbir l i kçisi yönetimlere karı i karJIYo geldi . Bunun istisnası yok gibidir. Böyle ce, özel l i kle 1945-1958 döneminde Irak'ta IUm ıi i r siya �al bir içerik kazandı .
ljunun bozı sonuçları oldu . Şiirin pol it ikaya, polit ikanın ıi ire girmesi ılDirieri basit ve tum hal kın onlayobi leceği biçimde yazmayo, ıi irin teknik öze l l i klerine hemen hiç dikkat göstermemeye i tiyordu . Şiirlerimi-2 1 basi t yazmakta acaba haklı mıydık? Bir sUre sonra bunun böyle olmadığını gördUk. Zamanla baıta Nazım Hikmet, Poblo Nerudo, federica G . lorco, Paul E luord gibi bUyUk ustaların yapı tları Arapçaya çevri ldi . Giderek birıeyi anlad ık : Anlaı ı lmak için ı l ir lerimizi basit olmaya zorlayarak aslı nda halka korıı bir gUvensizlik gösteriyorduk. Ne kodar derin olursa olsun söyleyeceğiniz birıey varsa halk bunu anlard ı . Derin olmak, basit olmak demekti ; fakat yavan olmak deği l .
Bu arada ıiir hayatımızda bazı çel iı ik olgular do ortaya ç ıkmadı deği l . Genç ıairlerimiz Botı 'ya öykUnUyorlardı . çoğu Avrupo U lkelerine gitti ler, orada usta ıairlerin eserlerini öğrendiler. Bunda kötU bir yon yoktu . Fakat öğrenmek ve aydınlanmakla, onlarla bUtunleımek, onlara uymak birbirinden farkl ıyd ı . Avrupa ulkeleri savcııın acısını doğrudan doğruya çekmiılerdi . Fakat bizim için böyle deği ldi . Onları toklide çal ıımak kendimizden uzaklaımak anlamına geliyordu.
Hep ıunu söylerim: Bir ırmağın dal lonması sağl ı k belirtisidir. Fakat ı rmağın ono kolunu ,keserseniz , koyn�ından koparırsonız ı rmok arrık okmaz . Ondan sonra dallanmoz do. Bunu genç ıairlerimiz de zamanla artık gördUler. Teker teker kendileriyle hesoplaıma zorunlulu�unu duydu lar.
BugUn Irak'lı ıairlerin asıl ıansı , halkla doğrudan i l iıki içinde olmalar ıd ır . Universitelerde ıiir festivalleri yopı l ı r ; resmi olsun özel olsun kuıuplerde ıiire buyuk önem ver i l i r ; sokakortasında ıiirini okuyan ıairlere ve onları dinleyen insanlara rastlarsı nız . Btsylece ıoirler, kendi eserlerini halkın önUnde denemeye tutma olanoğını bulurlar. Şi ir ingeliıimi böylecesoğl ı� ına kavuıur .
.
I raklı saır .
Abdul Razzak AbdIil Vahit
"İKİNCı DÜNYA SAVAŞıNDAN SONRA TUM ARAP HALKI EMPERYALiZMLE DOÖRUDAN KARŞI KARşIYA GE LDi. BUNUN DOÖAL SONUCU OLARAK TÜM ŞAİRLER HA LKTAN YANA VE EMPERYALİZME, ONUN IŞBiRLiKçİSİ YÖNETİMLERE KARŞI YERLERiNİ ALDıLAR. BÖYLECE ÖZE LLIKLE 1945-1959 DÖNEMİNDE IRAK'TA TÜM ŞİiR SİYASAL BİR iÇERiK KAZANDI. "
Şiirimiz bugUn dramatik ıi ir alanı nda da geliımektedir . Bununla i l l a !toyun ıiirini" kastetmiyorum. Dramatik ı i i r , içinde birden fazla Öğenin, bir tartıımanın bulunduğu ıiirdir. Bunun dıı ında ıiirsel oyunlor do yazı lmaktadır . .
Soyabi leceğim öneml i ıairler Sad i Yusuf, Abdulvaham E I -Boyati , Homid Said, Şefik E I -KemaL . Bunlora kendi adımı do ekleyebi lirim .
Bu orada bir gözlemi di le getirmek istiyorum. KUltÜr mirasında bize oldukça yakın, di l inde bizim d il im iz le ortak birçok sözcuk barındıran TUrkiye lnin Irak edebiyatı hakkında çok k ıs ı t l ı bir bilgisi alması beni çak Uzdu. Biraz do ıaıırttı . Asl ında bu durum yalnız Irak'lo i lgi l i deği l , tUm Arap edebiyotıylo i lgi l i . Herhalde bunun açıklamas ın ı daha çok polit ik nedenlerle yapmak gerekı i .
Irak'lı şalrlerln toplumsal durumu hakkında bilgi verır mısınız ?
• Söylediğim gibi yeni ıiirimiz emperyalizmle mUcadele içinde geliıti . Emperyal izmle ve onun iıbirlikçisi kra l l ı k rejimiyle mUcodele hemen bUtUn ıairlerimiz i hapishanelere saktu, yurt dıı ına itti . Kendim i ki y ı l iısiz kaldım; uçy ı l dağlarda saklandım; ik i y ı l do tutuklu kaldım . Benim hapishane hayatım, diğer ıair arkadaılorıma göre çok kısadır . Diğer arkadaılarım do uzun sUreler yurt dıı ında kalmaya mecbur oldular.
BugUn ise durum çok fark l ıd ı r . Haber Alma Bakanl ığ ı , sanatın ve edebiyatın geli�mesine bUyUk önem vermekte, ohu desteklemekte , sanatçı l aro e l ini uzatmaktadı r . Bunu da iki yol l a yapıyor: Ya yazarların eserıerini satın olarak yayıml ıyor, yoda onlara mal i yardımda bulunarak eserlerini yayınlamalorına olanak sağl ıyor.
Irak'ta Arapça şIIrin bugünkü helli başlı temaları nelerdır ?
• Anti-emperyal izm ıiirimiz için kalkıı nok tası oldu . Bağıms ız l ığ ın geliımesiyle ve gerici rejimin y ıkı lmasıyla birl i kte bazı ıairlerimiz kendilerine sordular ; " Şimdi ne yapacağız ?" diye. fakat bu soru uzun sUrmedi . Çunku emperyalizm dUnya Uzerinde ortadan kalkmamı�t ı . Kalkmadığının bizim için en somut kanıtı , emperyalizmin Orta Doğu'da israi l l i Arap halklarına karı i saldırtmasıd ır . israil saldırganl ığ ına karı i direniı ve F i l istin hal kının haklarını savunma bugUn Arap ıiirinin baı l ıca konusunu oluıturmaktad ı r .
Emperyalizmin saldırgan olduğu tek bölge Orta Doğu değil tabi i . Vietnam 'da, Şi l i 'de iıledi�i cinayetleri butun dUnya gibi Arap ıairleri debi liyor. TUm dUnyadaki emperyalizme karı i savcı böylece bizim ıiirimiz için de bcııl ıca konulardan biri oluyor. insan acı ları ıi irimizde bUyuk yer tutuyor. Felsefi konular geniı ö lçUde iıleniyor. Yer yer " tasavvvf"n ögelerine rasIanıyor .
Bo orada CI1k ıiirlerinin yerinin gittikçe uraldı ğını söylemel iyim. Bu bence soğl ık l ı bir durum de� i l . Bence, eğer bir insanı sevemiyor5anız , sevginizi tUm dunyaya, tUm insanlı�a yaymanız mUmkUn de� i ldir . Gerçek ıair, kuçuk bir olguyu ıi irsel bir konu haline getirebilen kiıidir .
"İDEOLOJİ VE SANAT BiRBiRiNDEN KOPARILAMAZ. BiR İDEOLOJİYE SAHİP OLMAK, AÇIK BiR İDEOLOJİYE SAHİP OLMAK, DÜNYA YA KARşI AÇIK, BELİRLİ BiR BAKIŞ AÇısı OLMAKSIZIN. ŞAİR. BAKTIGI ŞEYİ GÖREMEZ. ONU şIiRiNDE YANSıTAMAZ. KENDİ PAYıMA. BiLİMSEL SOSYALIST İDEOLOJI BENİM şliRİMİN KALKıŞ NOKTASIDIR.
Sizce sanatla Ideoloji arasındaki Illşkl nedır? Sosyaııst gerçekçlllğl Dasıl del!erlendlrıyorsunuz ?
• ideoloji ve sanat birbirinden koparı lemaz . Bir idealojiye sahip olmak, açık bir ideolojiye sahip olmak, dUnyaya karıı açı k , bel i r l i bir bakı) açıs ına sahip ol mak demektir. Btsyle bir bakıı açısı olmaksız ın , ıair, baktığı ıeyi göremez. On\l ıi ir inde yons ı temaz. Kendi payıma, bil imsel sosyalist ideoloji benim ıiirimin kalkıı noktasıdı r .
Fakat pol i ti k direktiflerle ıi ir yazı labi l eceği kanısı nd9do deği l im. Olaylara pol i t ikbakıı biçimiyle ıiirsel bakıı biçimi birbirinden kopuk değildir ema, oynı ıey de deği Idir .
Sosyal ist gerçekçi l iğe inanıyorum. Sosyal ist gerçekç i l i k tek doğru sanat kuramıdır . Ne vrl ki bu i l keyi doğru yorumlamak gerekir. Bazı ları sosyalist gerçekçil iği , gerçeğin fotoğrafını çı karmakgibi anlıyorlar. Onlara göre sosyalist gerçekçi l i k kiıisel yarat ıc ı l ığa korı ıd ır . Bunu stıy lemeseler de böyle davranıyorlar. Aslında bu sosyal ist gerçekç i l iğe karı i olanların görUıUdUr •
Kimi ıairler de kendi leri gibi değil de baıkaları gibi hissedip ıi ir yazmaya çalı�ıyorlar. Bu yapay bir tutumdur, sosyal izmle de i liıkisi yaktur. Eğer siz kendi duyguların ız ı baıka insanlar ın , tUm halkın duyguları dUzeyine çı karabiliyorsanız , sizin di lekleriniz halk ın di lekleriyle çakı)ıyorsa o zaman halkın yanında olabi l irsini z . Şiiriniz de halkın yanı nda ve emperyalizme karıı olabi i ir .
KUltUr devrimi hakkında ne dUşUnUyorsunuz ?
• KUlturdevrimi ,sosyalist toplumla birl ikte yeni bir kUltUrUn doğması , toplumsal geliımenindoğal sonucudur. Bir kural ıd ır . Fakat bu , geçmiıin kUltUr mirasının yak edilmesi anlamına gelmez. Lenin l in baıından geçen UnlU bir olay anlatı l ı r : Lenin gUnUn birinde Mayakovski Inin ıi ir lerini okuyan bir grup iıçiyle korı ı laıır. Oradaki herkesi ıaıırtan bir söz söyler, der ki : ii Moyakovski Iyi okumanıza birıey demem . Ama ben ol saydım Puıkin ' i tercih ederdim� " Lenin ' i n bu bokıı tarzı , onun diğer göruılerinden, sisteminden ayr ı lamaz kanllT\ca.