aasanilmidergid02918s11-12tm25-98 133-150-191-257...

19
Kb1Prbl3 PECnYEnii1KACbl OW MAMnEKETTII1K YHII1BEPCII1TETII1 ApawaH ryMaHl4TapAbiK l4 H CTl4TYTYHYH >KYPHAJlbl Sosyal Bilimler Enstitüsü iLMi DERGiSi 11-12 6111WKEK 1 - 2011

Upload: others

Post on 07-Nov-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

Kb1Prbl3 PECnYEnii1KACbl

OW MAMnEKETTII1K YHII1BEPCII1TETII1

ApawaH ryMaHl4TapAbiK

l4 H CTl4TYTYHYH

fAJliAMIA~ >KYPHAJlbl

Araşan Sosyal Bilimler

Enstitüsü

iLMi DERGiSi

11-12

6111WKEK 1 BİŞKEK - 2011

Page 2: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

MANEVi İLERLEME Mİ YOKSA RUH HASTALIGI MI? DİNİ VE MİSTİK DENEYİMLERİN PSİKOPATOLOJİK OLARAK

DEGERLENDİRİLMESİ Dr. Ümit HOROZCU*

Özet

Pozitivist bilim çevrelerinde uzun yıllar boyunca mistik deneyimler mutlaka tedavi edilmesi gereken ruh hastalıkları olarak görülmüştür. Oysa birbirine benzeyen bu iki olgu arasmda önemli farklar bulunmaktadır ve bunların birbirinden titizlikle ayrılması

gerekmektedir. Din psikolojisi bakış açısıyla kaleme alman bu makalede, psikotik rahatsızlıklar ile mistik deneyimlerin benzer ve farklı yönlerinin ortaya konulmasının yanı sıra, bilim dünyasındaki konuya ilişkin yaklaşımlarm değerlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Pozitivizm, Din psikolojisi, mistik, bilim.

Absract

For a long time in Positivist science circles mystical experiences have been recognised as psychotic disorders which should be treated medically. However, alongside the similarities there are certain differencies between these two concepts. In this article which has written from the pe:ı:spective of the psychology of religion we aimed at showing those similarities and differencies and evaluating the attitudes of the pschologists and psychiatrists ab out this topic.

Key Words: positivism, psychology to religions, mystics, sciences.

AıiHOTaD;HSI

B Kpyry II03IITHBIICTCKOH HaJK~I, Ha IIpOT.IDKeHIIII MHOI'IIX JieT, MIICTWieCKIIiİ OllhlT, paccMaTPIIBaJIC5I KaK, .rzynı:eBHoe 3a6oneBaıme, KOTopoe cne.ızyeT JielffiT.b. O,ruıaKo, cne.zzyeT BHIIMaTeJI.bHO OT,ı:ı;eJI5IT.b ,ı:ı;pyr OT ,ı:ı;pyra, cym;ecTByıoJ:IUie IIOH5ITII5I, KIDK)'II(IleC5I Ha IIepB:Oliİ

B3rJI5{,ı:ı; aHaJIOTifllHI>IMII. 3Ta CTaT.b5I C TOq:[(II 3peHII5I IICIIXOJIOriiii peJIIIriiii 6ı.ına HailliCa.Ha C rı;eJI.biO, ,ı:ı;aT.b OD;eHKY aHaJIOrll5IM II pa3JIIIIIIDIM Me)K)zy MIICTWieCKIIM OIII:.ITOM II IICıı:.xıııieCKIIMII paCCTPOHCTBaMII.

K.ıuoqenı.ıe C.ııona: rro31ITIIBII3M, rrcııxonorll5I peJIIIriiii, MIICTIIKII, HaJK~I.

Giriş

"Alan, fakirlik içerisinde yaşayan, kendisinin henüz yetki verilmemiş Mesih olduğuna inanıyor ve İkinci Geliş için görev verilmesini bekliyordu. Her hafta kiliseye gidiyor, milırabın yanında, ayin için gelenlerin, onun yanma gelerek ibadet amacıyla önünde diz çökmelerini bekliyordu. Alan, yazın o kasahaya gelen pek çok turistin hacı olduklarına inanıyordu. "1

• İstanbul Üniversitesi ilahiyat Fakültesi, Din Psikolojisi Anabilim Dalı. 1 Mistik özellikler taşıyan psikotik vaka örneği. Susan Mitchell & Glenn Roberts, "Psychosis", Spirituality and

Psychiatry, edts: C. Cook, A. Powell, A. Sims, Bell & Bain Limited, Glasgow, UK. 2009, s. 42.

223

Page 3: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

224

"Sağlığıın çok mükemmel bir durumdaydı. Geziınizin 60. günündeydik ve iyi antrenınanlıydık. Ne yorgunluk hissettim, ne açlık, ne de susuzluk. Aynı şekilde zihin sağlığım da iyiydi. . . Birden bire kendimin üzerine yükselmiş olma duygusuyla birlikte, Tanrının hazır bulunuşunu hissettim. Duygusal çarprntım o kadar fazlaydı ki, ancak çocuklara beni geçmelerini ve beklememelerini söyleyebildim. Sonra bir taşa oturdum. Artık ayağa kalkamıyordum. Gözlerim yaşla doldu. Tanrıya bana daha yaşarken kendisini bilmeyi öğrettiği için, hem aciz bir yaratığa, hem de günahkar birine acıdığı için hamdettim. Ona, hayatımı onun istediklerini yapmaya adanmış olabilmesi için büyük bir içtenlikle yalvardım ... Daha sonra bu vecd hali kalbiıni ağır ağır terk etti. Yani Tanrı bahşetmiş olduğu

birlikteliğinden geri çekildi. Artık yavaş yavaş yürüyebiliyordum. Hala çok kuvvetli manevi bir duygunun hiliıniyetindeydim. Gözlerim şişene kadar dakikalarca ağladım. Her ne kadar olayın gerçekleştiği zaman bana daha uzun sürdü gibi gelse de, vecd hali dört ya da beş dakika sürdü. izienim o kadar derin olmuştu ki, yokuşu yavaşça tırmanırken kendi kendime, acaba Musa Sina'da Tanrıya benim olduğum kadar yakın mıydı diye sordum. Sanırım eklemek yerinde olacak; bu vecd halinde Tanrının şekli, rengi, kokusu, ya da tadı yoktu. Dahası onun hazır bulunuşunu belirli olmayan bir yerleşimle yanımda bulunma şeklinde hissettim. O, sanki daha çok manevi ruhun hazır bulunınasıyla benim kişiliğimde bir transforınasyona uğrarnam şeklinde bir durumdu. Ben bu şeyi ifade etmek için kelimeler aradıkça, onu genel imgelerle tarif etmemin daha da fazla imkansıziaştığını hissettim ... Görünınese de Tanrı tüm gerçekliğiyle oradaydı. Hiçbir duyu organıma düşmese bile, bilincim onu kavradı. "2

Psikoz, nevrez ve dini davranışlar birbirleriyle çeşitli açılardan ilişkilidir. Pek çok zaman, mistik deneyimler psikopatolojik özellikler taşımaktayken, psikotik ve nevrotik rahatsızlıklar da dini içeriklere sahip olabilmektedir. Bu iki fenomen arasındaki benzerlik bilim çevrelerince mistik deneyimlerin psikopatolojik olarak değerlendirilmesine neden olmuştur. Şüphesiz burada, hakim pozitivist ideolojinin de etkisi söz konusudur. Öte yandan, özelde mistik deneyimlerin genelde ise mistisizmin, dinlerin ortodoks diye ifade edilen ana bünyeleri tarafından dinden sapmalar olarak değerlendirilerek dışlandığı görülmektedir. Bu araştırınada mistik deneyimlerin dine uygun olup olmadıkları konusu üzerinde durulınayacaktır. Zira dini dayramşları, davramşların psikolojik nedenlerini ve sonuçlarını ele alan bilim dalı olan din psikolojisinin bakış açısıyla kaleme alınan bu makalede, bu konuya girilinesi mümkün değildir. Burada, transpersonel psikolojinin tavrına paralel bir şekilde, psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle, mistik özellikler taşıyan psikotik durumların birbirinden ayrılınası, mevcut yaklaşımların ortaya konularak değerlendirilmesi söz konusu olacaktır.

Mistik Deneyim

Mistik deneyim, pek çok kimse tarafından tarif edilen ve oldukça çeşitli anlamlar yüklenen bir kavramdır. Türkçe'de mistik tecrübe olarak da ifade edilen bu fenomen; kişinin Tanrı, nihai gerçeklik, Aşkın Varlık v.s. ile irtibat kurduğunu, yüce, fiziksel olmayan soyut bir gerçekliği idrak ettiğini düşündüğü, geçiçi, fakat deneyimleyen için özel ve deneyim sonrası hayatı için belirleyici bilinç halleridir. Yaşayanların ortak kanaatine göre bu, sıradan dünyevi deneyimlerden çok farklıdır. Değişik zihin hallerinin (altered states of mind) en çarpıcı ve hayatı en fazla etkileyenlerinden biri, mistik deneyimlerdir. 3

2 Psikotik özellikler taşıyan mistik eleneyim örneği. William James, The Varieties of Religious Experience, Collins, London ı960, s. 83.

3 Charles P. Heriot-Maitland, Mysticism and Madness: Di:fferent Aspects of the Same Human Experience, Mental Health Religion & Culture, April, , ı ı (3), 2008, s. 302.

Page 4: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

Psikiyatri ve mistik deneyimler üzerinde önemli çalışmalan bulunan Lukoff, pek çok tanım üzerinde yaptığı inceleme neticesinde, mistik tecrübenin, birlik duygusu, kutsalla ve tüm varlıklarla uyumlu bir ilişki, öfori (yüksek düzeyli mutluluk), manevi katınanlara ulaşma, egonun işlevini kaybetınesi, zaman ve mekan algısının ortandan kalkması, olaylan kontrol altına alarnama gibi duygulan içeren geçici ve sıra dışı bir deneyim olduğunu söyler.4

Mistik deneyimlerin dinlerin de en merkezi unsurlan arasında oldukları düşünülınektedir. Mesela Buda'nın, Hz. Muhammed'in ve Pavlus'un yaşadıklan mistik deneyimlerin, ileride büyük dinler haline gelecek olan hareketlerin kaynağı olduğu

söylenmektedir.5

Mistik yaşam ile dini yaşam birbirleriyle iç içedir. Mistiklerin önemli bir kısmı aym zamanda dindardırlar. Mistik deneyimler elde edebilınek için meditasyon, züht uygulamaları, dua, kutsal metin tilaveti gibi sistematik ve bilinçli çabalar söz konusu olınaktadır. Üstelik bu deneyimler tek bir dinin değil hemen hemen tüm dinlerin içerisinde yer alan önemli olgulardır.6 Bununla birlikte, materyalist ya da ateist kimseler de mistik deneyimler yaşayabilınekte yahut kendilerini mistik olarak niteleyebilınektedir.7 William James'in de söylediği gibi, mistik deneyim sahibi olınak için dindar olınak, eğitim alınak şart değildir. Herhangi bir kimse bunu tecrübe edebilir. 8 Hay ve Heald, yaşanan mistik deneyimlerin %20-68'inin yaşayan kimseler tarafından dini olarak yorumlanmadığım tespit etmişlerdir. Maslow' da ruhsal deneyimlerin hangi dinden olduklarının önemi olınaksızın tüm insanların ulaşabilecekleri durumlar olduklarını düşünmektedir.9

Mistik deneyim ile benzerlik arzeden ve kimi zaman birbiriyle aym anlam da kullanılan bir diğer kavram da dini tecrübedir. Bu iki kavramın birbiriyle örtüşen ama aym zamanda ayrışan yönleri bulunmaktadır. Dini tecrübede, durumun herhangi bir dinle irtibatlı alınası yahut yaşayan kişinin, deneyimini dini olarak yorumlaması gerekmektedir. Oysa yukanda ifade edildiği gibi, mistik deneyimlerin pek çoğu dini olarak algılandığı halde, bir kısmı din dışı olarak algılanabilir. Burada, deneyimi yaşayan kişinin sübjektif algısının da önemli olduğunu vurgulamak yerinde olacaktır. Öte yandan, mistik deneyimlerin mistik diye adlandırılan sıra dışı insanların yaşadıklan tecrübeler, dini tecrübenin ise mistik alınayan sıradan insanların yaşadığı sıra dışı dini deneyimler olduğu ileri sürülınektedir. Ancak, dini tecrübeler mistiklerin yaşadıklanyla, son derece benzerlik arzeden çok canlı deneyimler alınakla birlikte, genellikle onlannki kadar derinlikli ve uzun süreli değildir, ı o

İngiltere, ABD ve Avustralya'da gerçekleştirilen araştınnalara göre, her üç kişiden biri manevi deneyimler yaşadığım bildirmektedir. ı ı Bir araştırtınaya göre ise, "Hayatımzda hiç sıra dışı bir şekilde, Tann veya başka bir şey olarak değerlendirdiğiniz herhangi bir hazır bulunuş ya da bir gücü fark ettiniz mi yahut böyle bir şeyden etkilendiğiniz oldu mu?" sorusuna Amerikan halkımn %40'ı, İngiliz halkımn ise %35'i "evet" diye cevap vermiştir.

4 David Lukoff, "From Spiritual Emergency to Spiritual Problem: The Transpersonal Roots of the New DSM­N Category", Journal ofHumanistic Psychology, 1998, vol: 38, nr. 2, ss. 21-50.

5 Charles P. Heriot-Maitland, a.g.m., s. 302. 6 Dini mistilderin mistik deneyimler yaşamayı bir amaç olarak görmelerinden ziyade, din a1gılarının ve dini

davranışlarının bir ürünü olarak yaşamaları söz konusudur. Bkz: Charles P. Heriot-Maitland, a.g.m., s. 302. 7 Mesela, kendisini bir ateist olarak niteleyin E. Fromm, aynı zamanda bir mistik olduğunu anlatmaktadır.

Bkz.: M. Doğan Karacoşkun, Ateist Bir Mistik: Erich Fromm, Etüt yay., Samsun, 2006, ss. 151-160. 8 Charles P. Heriot-Maitland, a.g.m., s. 302. 9 Jennie Eeles ve ark., "Spirituality or Psychosis?-an Exploration of the Criteria that Nurses Use to Evaluate

Spiritual-type Experiences Reported by Patients", International Journal ofNursing Studies, 40, 2003, s. 198. 10 Arthur Deikman, ''Mistisiznı: Bir İşievsel Yaklaşım", çev. M. Atalay, İstanbul Üniversitesi ilahiyat Fakültesi

Dergisi, 18, 2008, s. 309. 11 Eeles ve ark., a.g.m., s. 198.

225

Page 5: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

226

Üstelik eğitim düzeyi yüksek ·olanlarda bu oran %56'yı bulmaktadır. 12 Bu örnek niteliğindeki İstatistikler, mistik olmayan kimselerin de bu tarz tecrübeler yaşadıklarını ve bunları mistik kategorisine soktuklarını göstermektedir.

Dini veya manevi deneyimler denildiğinde akla pek çok sıra dişı deneyim gelmekte ise de bunlardan bazılarına belirgin şekilde diğerlerinden daha fazla rastlanmaktadır. Ölüme yakın deneyimler (near-death experience), karmaşık diller tecrübesi (glossolali), hazır bulunuş, vecd halleri, ani ihtidalar, şamanik ruh halleri, birlik deneyimleri, kabz veya bast halleri, metafizik varlıklarla karşılaşmalar vs. başlıca ruhsal deneyimlerdir. Kimi psikologlar, dini deneyimlerle ruhsal deneyimler arasında da bir ayrımdan söz ediyorsa da, bizim açımızdan böyle bir ayrımın pek fazla bir önemi bulunmamaktadır. Bu nedenle bu makalede kimi zaman mistik deneyimler, kimi zaman dini tecrübe, kimi zaman da ruhsal deneyimler ifadesi kullanılmakla birlikte, hepsinde aynı şey kastedilmektedir.

Ruh Hastalığı

Ruhsal hastalığı, insanın yaşamış olduğu olumsuz sosyal olaylar, kullandığı bir takım ilaçlar, aldığı uyuşturucu ve benzeri maddeler, fiziksel darbeye dayalı geçirilen travmalar, bazı salgı bezlerinin işlevinde meydana gelen bozulnıalar, genetik yatkınlık vb. sebeplerle, ruhsal bunalımlar, kaygılar, . takınnlar ve korkulardan başlayan, duyu organlarının gerçekte olmayan unsurları varmış gibi algılamasına kadar· uzanan, nevroz veya psikoz kategorisine giren geniş yelpazedeki rahatsızlıklardır. 13

Bir durumun klinik müdaheleye konu olmasında ya da hastalık olarak addedilmesinde dikkate alınacak başlıca kriterlerden biri, rahatsızianan kişinin kendi iç dünyasında, evinde, işinde ve geri kalan sosyal yaşamında aksaklıkların meydana gelmesi ve hayatta kalması noktasında endişelerin bulunması dolayısıyla bakıma ihtiyaç duymasıdır. 14

Nevrotik bozuklukların başında major depresyon ile manik depresyon da denilen çift kutuplu duygu durum bozukluğu (bipolar bozukluk) gelmektedir. Manik depresyon, genç yaşlarda baş gösterirken, major depresyon daha çok ileriki yaşlarda görülür. Depresyonda duygusal belirtilerin yanı sıra psikomotor belirtiler ve negatif düşünceler hakimdir. Kişi, içine kapanır, kendisini mutsuz hisseder. Hayattan haz alamama, ümitsizlik, uyku ve iştah bozuklukları, kilo kayıplan ve intihar düşünceleri sürekli hastayı rahatsız eder. Manik depresyonda ise güçlü bir teyakk:uz hali söz konusudur. Bu kez aşın neşe, hareket ve konuşma ve hızla uçuşan fikirler kişiyi ve yakınlarını yıpratmaktadır. 15

Dindarlık ve dini davranışlar, gerek psikoz gerekSe nevrozla ilişkilendirilmektedir. Farklı açılardan bu hastalık kategorileriyle dinin ilgisi üzerinde durulabilir. Ancak bu araştırmada, mistik ve dini tecrübelerin sıra dışı karakterleri ve psikozla ilgili olmaları nedeniyle, nevrozlar değil, ona göre daha ağır olan psikozlar üzerinde durulacaktır. Ancak hemen belirtelim ki, nevrotik bozukluklar çoğu zaman psikotik bozukluklara eşlik edebilmektedir.16 Bu nedenle konunun tamamen dışında kaldıkları da söylenemez.

12 Charles P. Heriot-Maitland, a.g.m., s. 313.

13 Nevrqtik ve psikotik bozukluklar [email protected]ıntılı bilgi için bkz: O. Yazıcı, T. Oral, ''Psikoz Manik­depresiften İki Uçlu Bozukluğa: Tanım ve' Yaklaşımda Neler Değişti?", Klinik Gelişim, 22(9), 2009, ss. 18-21; ayrıca bkz: M. K. Özcan, R. Banoğlu, "Şizofreni ve Nevrotik Bozukluklarda Testosteron Düzeyleri ve Testosteron Düzeylerinin Antipsikotiklere Cevabı", Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 9, 1999, ss. 189-196.

14 Andrew C. P. Sims, ''Religion ~d Psychopathology: Psychosis and Depression", Religion and Psychiatry: Beyand Boundaries, edts: Peter). Verhagen H. M. Van Prag, J.J. Lopez-Ibor, J. L. Cox, D. Moussaoui,john Wiley and Sonds Ltd. USA, 2010, s. 254.

15 s· 2 ıms, a.g.e., s. 55. 16 C. P. Sims, a.g.e., s. 255.

Page 6: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

Günümüzde, psikiyatrik durumlarm tanı ve teşhisinde bazı referans kaynaklanna başvurulmaktadır. Bunlardan biri ICD-1 O şeklinde ifade edilen Zihinsel ve Davranışsal

Bozukluklar Tasnifi (Clasification of Mental and Behavioural Disorders), diğeri ise DSM IV diye ifade edilen Mental Bozukluklarm Tamsal ve Sayısal El Kitabı' dır (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders). ICD lO'a göre psikotik bozukluklar başlığına şizofreni, şizotipal ve sanrılı bozukluklar dahil edilirken, DSM IV'te genel olarak şizofreı:ii ve diğer psikotik bozukluklar ve ruhsal bozukluklar şeklinde bir tasnif söz konusudur. 17

Psikotik bozukluklar denince akla ilk gelen hastalık şizofrenidir. Sıklıkla belirgin sanrılar, halüsinasyonlar, düşünce bozuklukları, duygu, irade ve sosyalleşme kayıpları, donup kalmalar (katatoni), dikkat ve konsantrasyon kayıpları, yargılama hataları vb. durumlar ortaya çıkmaktadır. 18 Şizofrenide kişi davranışlarımn hastalıklı oluşu konusunda bir içgörüye sahip değildir. Muhakeme ortadan kalkar. Hastalık onlarca yıl sürebildiği gibi tamamen kalıcı da olabilir. Bu durumda evlilik ve iş hayatında öneınli aksamaların meydana gelmesi çok muhtemeldir. 19

.Şizofreni kronik ve sıklıkla nükseden klinik bir sendromdur. Genellikle 15-45 yaşları arasında başlayan şizofreninin görülme oranı %0,8'dir. Dünyanın bazı bölgelerinde ve bazı gruplarda (İsveç'in kuzeyi, Slovenya, Batı İrlanda, Kanada'daki Katolikler, Güney Hindistan'da Tamiller gibi) şizofreni diğer bölgelerine göre daha fazla görülürken, bazı bölgelerde ve bazı gruplarda (Amerika'daki Anabaptistler gibi) ise dünya ortalamasının

altında bir görülme sıklığı söz konusudur.Z0

Psikiyatri Geleneğinde Mistik Deneyimin Psikopatolojik Olduğu Algısı

Tarih boyunca dinler, akıl sağlığı dahil tıbbın her alanıyla yakından ilişkili olmuş, pek çok defa dini müesseseler ayın zamanda şifa işiyle meşgul olmuştur.Z 1 Modem tıbbın gelişimini hızlandığı 18. yüzyıla kadar deliliğin aslında dini bir ceza olduğu düşüncesi, Avrupa insam için bir genel kabul niteliğindeydi. Ayın şekilde o dönemde delilik; şeytan, cin gibi metafizik varlıklarm musallat olması olarak algılanıyordu ve bu tür vakalarm tedavisinde yine dinden yardım alımyordu.22 Ancak, bilhassa 20. yüzyılın ortalannda, bilim ve teknolojinin ilerlemesi, bilimin materyal realizme adanınası ve modernizmin felsefeye girişiyle birlikte indirgemecilik tıbbı domine etıneye, iki alan birbirinden uzaklaşmaya, dahası birbirine karşı düşmanca tavır almaya başladı. Din ve onunla ilişkili olması hasebiyle mistisizm uzun zamanlar bilimin yabancısı ve nesnel gerçeklik araştırmalarının düşmanı addedildi ve hakikate ilişkin bilginin elde edilebileceği bir disiplin olarak kabul edilmedi. İnsan dik duran gelişmiş beyinli maymun, davranış da yalmzca Pavlovcu klasik koşullanma ve Skiıınerci operant koşullanmadan ibaret olarak görüldü. 23

17 Sims, a.g.e., s. 254. 18 Sylvia Mohr, Philippe Huguelet, The Relationship Between Schizophrenia and Religion and its Imlications

for Care, Swiss MED WKLY, 134,2004, s. 369. 19 Susan Mitchell & Glenn Roberts, agm, s. 39; ayrıca bkz: Sims, a.g.e., 255; aynca bkz: Ruhi Yavuz,

"Şizofreni", İ. Ü. Cerrahpaşa Tıp Fak. Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, Sempozyum Dizisi, Mart 2008, s. 49; ayrıca bkz: S.S.Patill. "A Comparison Between the Symptoms of Schizophrenia and Experiences of Spiritual Growth", JOY: Journal ofYoga, 6(1), Fall/Winter, 2007, ss.3.

20 Susan Mitchell & Glenn Roberts, a.g.e. s. 39. Ayrıca bkz: Sims, a.g.e., 255; ayrıca bkz: Yavuz, a.g.m., s. 49; ayrıca bkz: Patill, a.g.m., s. 3.

21 J. David K.inzie, "The Histoncal Relationship Between Psychiatry and the Major Religions", Psychiatry and Religion, edt.: J. K. Boehlein, American Psychiatric Press, Wahington, 2000, ss. 3-26

22 Charles P. Heriot-Maitland, a.g.e., s. 303. 23 Deikman, "a.g.m., s. 300.; ayrıca bkz.: Andrew Sims and Christopher C. H. Cook, Spirituality in Psychiatry,

edts: C. Cook, A. Powell, A. Sims, Beli & Bain Limited, Glasgow, UK. 2009, ss. 39-40.

227

Page 7: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

228

Mesela 1960'larda, hastanın tedavisinin planlanmasında ve şekillenmesinde dini inanç geçmişinin ve manevi yönlerinin önemli rolü olabilecekken, tıpçılar bu konudaki bilgileri tamamen ihmal ederek, görmezden geliyordu. İngiltere'de zamanın standart ders kitabının (Klinik Psikiyatri, Mayer-Gross ve ark.) indeksinde dine sadece iki tane atıf bulunmaktaydı. Dinin "kararsız, kendini suçlu hisseden, fazla ürkek, hayatla yüzleşmede net kanaatten yoksun kimseler için olduğu kabul ediliyordu.Z4 Bazıları, içlerindeki din düşmanlıklanndan dolayı, kendilerince Yahudi ve Hıristiyan geleneğinde önemli yer tutan kutsal metinlerde bulunan deli insanları bile tespit etmişlerdir. Bilhassa Eski Abit'teki bazı peygamberlerin, mesela Ezekiel 'in deli olduğunu ileri sürmüşlerdir. 25

Tanınmış psikolog ve psikiyatristlerin düşünceleri gözden geçirildiğinde marreviyat konularına bakışın oldukça olumsuz olduğu görülmektedir. Onlar, mistik deneyim yaşamayı, hatta dindarlık ve inanç sahibi olmayı hastalık olarak görüyorlardı. Böyle düşünenierin başında şüphesiz Sigmund Freud gelmekteydi. O, tek bir Tanrı inancının yanılsama ve bütün dinlerin de kitlesel bir nevroz olduğunu ileri sürmüştür. Onun kurmuş olduğu psikanaliz ekolü geleneksel dini yaklaşımlarla çatışmaya girmiş, bunun neticesinde pek çok kilise Freud'u ateist, psikanalizi ve dolayısıyla genel olarak psikiyatriyi ise ateizm, din düşmanlığı ve geleneksel ahlaka karşı bir meydan okuma olarak etiketlemiştir.Z6

Sigmund Freud'a göre mistik deneyimler psikotik vakalardır.27 Öyle ki bunlar erken çocukluk dönemine ait, bilinçaltı baskısıyla ortaya çıkan geçici psikotik durumlardır. Freud'un düşüncelerini benimseyen başka psikologlar da tıpkı onun gibi, dini tecrübeyi, bir kaçış ve ilkel bebeklik dönemine geriteyerek bu dönemi yansıtma olarak değerlendirmişlerdir. Bezer şekilde Horton da mistik deneyimleri psikotik vakalar olarak nitelerken, Mandel bunların temporal lobdaki fonksiyon kayıplarının neden olduğu durumlar olduğunu belirtmektedir. 28

Fransız psikolog P. Bovet de tıpkı Freud gibi, dini duygunun aslında çocuğun anne­babasına olan hislerinden ortaya çıktığını söyler. Ona göre anne-baba çocuğun ilk tanrısıdır. Onlar güçlü ve kutsaldır. Ancak çocuk anne-babanın gücünün ve kutsallığının sınırlarını görünce bir kriz yaşar. Krizin ardından bu duyguyu görünmeyen, daha güçlü ve tamamen kutsal bir Tanrıya aktarır. Gençlikte bilim ve hayatın gerçekleriyle karşılaşan kişi, bu Tanrıyla ilgili de krizler yaşar. 29

·

Bilhassa 19. yüzyılın ilk yarısında Fransız din psikologları dini ve mistik deneyimleri ruh hastalığı olarak nitelernede diğer çağdaşlarının da önüne geçmiştir. Psikopatoloji ekolü diye de isimlendirilen, Tıp eğitimi almış din psikologlarının oluşturduğu bu geleneğe, J. M. Charcot (1825-1893) öncülük etmiştir. O, şeytani delirmeninfcin çarpmasının (possession) aslında sadece bir tür histeri olduğunu ileri sürmüştür. Ona göre, inanç veya dini bir takım uygulamalarla iyileştiği düşünülen bu tür hastalarda meydana gelen düzelmeler, kişinin kendisine yaptığı bir oto-telkin veya toplam psikolojisinin bir bulaşmasından ibarettir.

Bir başka Fransız psikiyatrist olan, P. Janet, Madeleine isimli bir kadın hastası üzerinde yaptığı çalışmayla mesleğinde ileri noktalara çıkmıştır.30 Madeleine, hacağındaki bir kasılma problemi yüzünden' garip bii şekilde parmaklarının üzerinde yürüyen, sık sık,

24 Sims and Cook, a.g.e., s. 4. 25 Andrew C. P. Sims, a.g.e., s. 257.

' -.

26 Sims and Cook, a.g.e., s. 3. 27 Adair De Menezes Junior, A Moreira Almeida, ''Differential Diagnosis Between Spiritual Experiences and

Mental Disorders ofReligious C~mtent", Rev Psiq Clin.,36(2), 2009, s. 76. 28 Charles P. Heriot-Maitland, a.g.~., s. 303. 29 David M. Wul:ff, Psychology ofReligion, John Wiley and Sons, New York, 1996, s. 44. m ,

Wulff, a.g.e., s. 38.

Page 8: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

Tannyla bir olma (union with God) gibi mistik benzeri deneyimler yaşayan biridir. Deneyim esnasında kollarını yaniara doğru açıp sabit bir şekilde, tıpkı Hz. İsa'nın çarmıhta olduğu pozisyonda hareketsiz bekliyordu. Tıpkı Hz. İsa'da olduğu gibi vücudundan kanlar geliyordu. Janet, onun üzerinde geniş araştırmalar yaptı. Diğer mistiklerin duruınlarıyla ve bilhassa Azize Teresa'nın durumuyla onun durumunu kıyasladı. Neticede hastalığın bir psikhestenya yani obsesifkompulsifbozukluk olduğu kararını verdi.31

Bir başka Fransız psikiyatristi ve Fransa'daki pozitivist anlayışın öncülerinden olan T. Ribot da mistik deneyimlerin ruh hastalığı olduğunu düşünüyordu. Ona göre dini davranışların altında fizyolojik süreçler bulunmaktadır. İsviçreli psikolog, Emest Mursier, normal ölçülerdeki dindarlığın olumlu taraflarından söz ederken, aşınya gidildiğinde bunun sağlıksız olduğunu düşünür. Ona göre, bir insan bireysel bir durumu abartır ve izole olursa ortaya mistik çıkar. Mistik, bir fikre odaklanarak psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıktan kurtulmak ister. Bunu yaptıkça hayat gittikçe zayıflar ortada sadece ekstazi veya bilinçdışı bir aşırı neşe hali kalır. Öte yandan sosyal bir unsur abartılırsa ortaya fanatik çıkar. Buradaki birlik deneyimi, kişinin kendisini grup veya topluınla aynileştirmesiyle ve onun öğretilerine sıkı sıkıya bağlılıkla elde edilir. Açığa çıkan stabilite ihtiyacı ise fanatizm düşmanlığına ve taraftar kazanma arayışına götürür. 32

Günümüze gelindiğinde de, mesela, İngiltere' de genel popülasyonun aksine, psikiyatrsitlerin arasında dini inançlara sahip olanlar küçük bir azınlığı temsil etmektedirler. Hastaların sadece %38'i herhangi bir dini mensubiyeti bulunmadığını belirtirken, bu oran psikiyatristler arasında %73 'ü bulmaktadır. 33

Psikoloji ve Psikiyatride Gelişen Pozitif Din Algısı

Psikoloji çevrelerindeki sözü edilen bu menfi tutum, bugün itibariyle de etkisini sürdürmekte ise de, son yıllarda marreviyat ve onun ruh sağlığı üzerindeki etkisinin multidisipliner çalışmaların ilgi odağı haline gelmeye başladığı da gözlenmektedir. Gerek seküler map.eviyat gerekse dini maneviyatın sağlığı oluınlu etkilediği düşüncesinden

hareketle, konu üzerinde çokça araştırma yapılmaya başlamıştır.34 Bilhassa ben ötesi psikolojisi olarak da bilmen Transpersonel psikoloji, dini ve mistik yaşama karşı takınılmakta olan olumsuz tavra karşı ortaya çıkan en güçlü oluşum olarak kendisini göstermektedir. İnsanın aşkınlığına, bütünlüğüne ve dönüşümüne vurgu yapan Transpersonel psikoloji, Doğunun ve Batının mistik geleneklerinde yer alan manevi unsurları bilimsel bir üslupla ele alan; bireyin en üst düzey potansiyellerini araştıran; manevi ve aşkın bilinç hallerini onaylayan; psikolojik kavraınlar, teoriler ve metotlar ile manevi disipliniere ait pratikleri birleştiren; sıra dışı zihin halleri ve psikolojik tecrübeler konusunda emprik çalışmalar yapan bilimsel bir psikoloji yaklaşımı oldu. Abraham Maslow, S. Grof, R. Assagioli, Ken Wilber, R. D. Laing, D. Lukoff gibi psikologlar alana öneınli katkılar yaptı. Transpersonel psikoloji çalışmalarında C.G. Jung'un fikirleri de etkili oldu.35

Dini ve manevi konuların indirgemeci bir şekilde psikiyatrik rahatsızlıklar olarak nitelenmesi, psikiyatri alanı içerisinden önemli başka tepkiler de almıştır. Mesela 1980'lerde İngiltere'de bir grup psikiyatristin bir araya gelerek oluşturduğu Marreviyat ve Psikiyatri Özel

31 Wul:ff, a.g.e., s. 38. 32 Wul:ff, a.g.e., s. 39. 33 .Siıns and Cook, a.g.e., s. 6. 34 J. Giordano, J. Engebredson, Neural and Cognitive Basis ofSpiritual Experience: Biopyschosocial and

Ethlcal Iınplications for Clinical Medicine, Exlplore, 2(3), May, 2006, s. 216 35 T. Read, Nicki Crowley, "Transpersonal Perspective", Spirituality in Psychiatry, edts: C. Cook, A. Powell,

A. Siıns, Beli & Bain Limited, Glasgow, UK. 2009, s. 212; ayrıca bkz: Ali Ayten, "Transpersonel Psikoloji Nedir Ne Değildir?", Din Psikolojisi: Dineve Maneviyata Psikolojik Yaklaşımlar, Yay. Haz. Ali Ayten, İz Yay., İstanbul2010. ss. 101-103.

229

Page 9: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

230

İlgi Grubu, transpersonel psikoloji paralelinde önemli çalışmalara imza atmıştır. Konu hakkında insanları aydınlatmak ve benzer düşüncenin yayılarak. kuvvetlenınesini sağlamak amacıyla· toplantı ve konferanslar düzenlemiş, kitaplar neşretmiştir. Nitekim grubun ifadesiyle, psikiyatristlerin yaklaşımlarında kayda değer değişimler meydana gelmiş,

hastalarının manevi ve dini ilgilerini daha fazla kabul eder hale gelmişler ve psikiyatriyle din arasındaki ilişkiye daha fazla ilgi göstermeye başlamışlardır. Akıl hastalıkları ve dini inançlar sahasındaki araştırmalar 1990'larda sıfır noktasındayken, araştırma fonu ayrılan bir çalışma sahasına dönüşmüştür. Buna paralel olarak psikoloji ve sağlık hizmetleri literatürü de gitgide hızlanarak çoğalmıştır. 36

Deikınan, bilim çevrelerinde uzun süre devam eden din ve mistisizme karşı olan soğuk duruşa rağmen, aslında pek çok bilim adamının çeşitli mistik deneyimler yaşadıklarını ve bunu özel dost meclislerinde itiraf ettiklerini belirtir. O, bu bilim adamları içersinde en büyüklerinden biri olarak nitelediği Isaac Newton'un aşkın varlık duygusuyla kuşatılmış olduğunu ve bu nedenle ömrünün son yıllarını simya çalışmalarına adadığını söyler. Newton bu kabilden olarak şunları söyler:

Dünya beni nasıl görüyor bilmiyorum; ama ben kendimi şöyle görüyorum: Sahilde oynayan ve ara sıra düzgün küçük taşlar ya da olağanüstü güzellikte midye kabukları bularak oyalanan bir çocuk gibiyim; oysa tam da önümde, büyük bir gerçeklik okyanusu · keşfedilmemiş olarak ufka doğru uzanmaktadır. 37

Bir başka önemli bilim adamı Einstein da mistik deneyimin önemini çarpıcı ifadelerle aktarır:

Tecrübe edebileceğimiz en güzel ve en esaslı duygu, mistik heyecandır. Bütün gerçek bilimlerin kaynağı bu duygudur. Bu duyguya yabancı biri olarak hayretle ve hayranlıkla kendinden geçemeyen kimsenin ölüden bir farklı yoktur ... 38

Psikiyatri çevrelerinde ınistik deneyimler konusunda Freud gibi menfı düşünenler bulunabildiği gibi, ınistik deneyimlerin hastalık olmadığını, bilakis değerli olduğunu düşünen önemli psikologlar bulunmaktadır. Mesela Jung'a göre ınistik deneyim psikolojik sağlık göstergelerindendir. Yine Maslow, zirve deneyimlerin psikolojik sağlık ve iyiliğin maksimum noktası olduğunu düşünmektedir. Hood ve Caird, ınistik deneyim yaşadığını bildiren insanların psikolojik iyilik skalasında bu tür deneyimler yaşamamış olanlara göre daha yüksek skor elde ettiklerini saptamışlardır, bir başka deyişle, psikolojik sağlıkları daha iyi çıkmıştır. 39

Yukarıda zikredildiği gibi, Fransız psikologların dine-ve ınistik deneyimlere karşı ön yargılı oldukları doğrudur. Ancak pnların aralarında da bunun aksi düşüncelere sahip olanlar bulunmaktadır. Mesela Henri Delacroix (1873-1937), ınistik deneyimlere olumlu bakan psikologlardan biridir. O; Azize Teresa, Madam Guyone, Henrich Suso, Cross'lu John ve Francis de Sales gibi mistikleri incelemiş, ınistiklerin zengin bilinçaltlarına sahip olduklarını görmüştür. Ona göre, ınistikler elbette kaçınılmaz bir şekilde bazı psikolojik ve fizyolojik süreçler yaşamışlardır, ama onlar bunları tam bir kişilik transformasyonu elde etmek için bilerek seçınişlerdir. Onların 4urumu zayıflık, dissosyatif bozukluk veya psikoz olarak değil, yeni ve yaratıcı bir varlık olma yolunda ilerlemenin aşamaları olarak değerlendirilmelidir.40

Bir başka Fransız psikolog T. flournoy da mistik deneyimler konusunda olumlu yaklaşıma sahip bilim adamlarından biridir. Onun Mlle Ve adındaki bir bayan hastası

36 Andrew Sims and Christopher C. H. Cook, a.g.e., s. 4. 37 Deikman, a.g.m., s. 300. 38 Deikman, a.g.m., s. 300. 39 Adair De Menezes Junior, A Moreira Alıneida, a.g.m., s. 76 40 Wulff, a.g.e., s. 40. '

Page 10: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

üzerinde yaptığı çalışma oldukça meşhurdur. Kadın, daha 17 yaşındayken bir adam tarafından cinsel tecavüze uğramış, psikolojik bunalımlara girmiş ve sıra dışı deneyimler yaşamıştır. Bir defasında uykuya daimadan hemen önce, erkek ya da kadın olmayan, görünmeyen ama "erkeğimsi bir kişiliğin" onun bulunduğu yerde hazır bulunuşunu hisseder. Aralıklarla ona gelen bu hazır bulunuşa özgür bir şekilde içini döker. Birkaç ay sonra deneyimde sıra dışı bir değişiklik meydana gelir. Kadın, çok güçlü ama kişisel olmayan kutsal bir hazır bulunuş hisseder. ı 7 ayda bu deneyim 3 ı kez tekrar eder. Bu kutsal deneyimler onu çok etkiler. Bir taraftan geleneksel dindarlık şekilleri onun için önemini kaybederken, sevgi ve merhamet yönü olan Mesih merkezli bir kişisel Tanrı arayışı ortaya çıkar. Flournoy'nun sükunet verici telkinleri ve uyguladığı hipnoz seansları onu rahatlatıp, cesaretlendirif ve benlik kontrolü elde etmesini sağlar. Çalışmasının sonunda Flournoy, bu hastalıklı görünümü olan mistik deneyimin neticesinin kadın için özgürleşme, kişiliğinin etkileyici bir şekilde genişlemesi olduğunu söyler.41

Psikozlarla Mistik Deneyimlerin Benzerlikleri ve Farklılıkları

Mistik deneyimlerin psikotik rahatsızlıklar olarak görülmesinin arkasında ideolojik nedenlerin bulunduğu açıktır. Ancak, iki fenomenin birbirine olan benzerliği de iııkar edilemeyecek kadar aşikardır.42 Konuyu araştıran bilim adamlan oldukça detaylı bilgilere ulaşmış, iki olgu arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları ortaya koymuşlardır.

Mistik deneyimler de psikotik vakalar da aklın devre dışı kalıp onun yerini sırnn aldığı "değişik zihin halleri"dir (altered states of mind). İki durum arasındaki en çarpıcı benzerliklerden biri, tıpkı mistik deneyim öncesinde olduğu gibi, psikotik duruınların

öncesinde de zihinsel olarak dinle meşgul olmadır. Her iki durumda da duyulan sesler Tanrıya, şeytana yahut diğer doğaüstü varlıklara atfedilir. Sanrılar, bilhassa fantastik kimlik sanrılan, genellikle dini figürleri içerir. Her iki durumda da kendisini manevi duruınların içerisinde, doğaüstü varlıklarla temas halinde olarak algılar. Dışarıdaki bir güç tarafından yönlendirilme, olayların anlamlı ve hayatta bir misyanun özel bir amacın bulunduğu duygusu söz konusudur.43

Mistik deneyimlerle psikotik duruınlan birbirine yaklaştıran bir kavramdan daha söz etmek gerekmektedir; şizotipi. Bu, şizofreni derecesine ulaşınarnakla birlikte şizofreni yatkınlığı gösteren, zaman zaman şizofrenik durumlar sergilerneye neden olan karakter tipidir.44 Bu karakter özelliğine sahip kimselerin yaratıcı içgörüleri, mistik deneyimleri ve psikotik halleri sıradan insanlara göre daha fazla olmaktadır. Araştırmacı Post'un, ı994'te bilim adamlan, bestekarlar, politikacılar, sanatçılar, düşünürler ve yazarlardan oluşan dünyaca meşhur 29 ı kişi üzerinde yaptığı araştırmada, en düşük psikiyatrik semptomlar bilim adamlannda (%42,2) çıkarken, en yüksek oran yazarlarda (%90) çıkmıştır. Ludwing de, ı995'te yaptığı araştırmada, çoğuuluğunu şairterin oluşturduğu yaratıcı meslekler icra eden kimselerde psikiyatrik hastalık görülme olasılığı %42 iken, diğer sıradan meslekleri icra edenlerde bu oran %7 çıkmıştır. Buradan da anlaşılmaktadır ki, şizotipal kişilik özelliklerine sahip kimseler hem psikotik durumlara hem de yaratıcı aktivitelere diğer insanlara oranla daha fazla yatkındırlar. Öte yandan, yapılan başka araştırmalar da (White et al, ı995; Francis & Stubbs, ı987; Diduca & · Josebh ı997; day & Peter, ı999) şizotipal karaktere sahip kimselerin diğer insanlara kıyasla daha fazla mistik deneyim yaşadıklarını göstermektedir.45

41 Wulff, a.g.e., s. 42-43. 42 Sims and Cook, a.g.e., s. 5. 43 Charles P. Heriot-Maitland, a.g.e., s. 304. 44 D. Netlle & H. Clegg, "Schizotypy, Creativity and Mating Success in Huınans", Proceedings of The Royal

Society, September, 2005, s.l. 45 Charles P. Heriot-Maitland, a.g.e., s. 314.

231

Page 11: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

232

Buckley, mistik deneyimle psikotik rahatsızlıklar arasındaki benzerlikleri ve farkları dikkatli bir şekilde gözden geçiren araştırmacılardan biridir. O, hem şizofreni hastalarında hem de mistiklerde bulunan ortak özelliklerin yanı sıra birbirinden farklı özellikleri de tespit etmiştir. Ona göre iki fenomende de bulunan ortak özellikler; bilinç· düzeyinde yükselme, benliğin ötesine geçme, benlikle eşya arasındaki ayrımın ortadan kalkması, zamanın genişlemesi, ışık tarafından çevrelenme ve güçlü bir şekilde k:utsalla bir olma duygusudur. Mistik deneyimlerde bulunan özellikler; düşünme ve konuşma yapısının korunumu, görsel halüsinasyonların işitsel halüsinasyonlarından daha çok olması, duyuların keskinliği, duyguların stabilitesi ve deneyimin süresinin sınırlılığıdır. Diğer yandan, şizofrenik vakaların özellikleri ise, düşünce ve konuşma yapısında aksamalar, sesli halüsinasyonların ·görsel halüsinasyonlardan daha fazla olması, duyuların kaybolması (hissizleşme) ve yaşanan deneyimin uzun süre devam etmesidir.46

Oxman ve arkadaşları da mistik deneyimlerle şizofreni arasındaki ortak ve farklı

noktalara değinmişlerdir. Onlara göre, iki olgu arasındaki ortak yön hayal (fantezi) bolluğudur. Farklılık ise, mistikler Tanrıyla ve dini hislerle karşılaştığını söylerken, şizofreni hastaları rahatsızlıklarla ve kötü duygularla uğraşırlar.47

Psikotik bozukluklarla mistik deneyimler. arasındaki farklardan biri de "kontrol" bağlamında ortaya çıkmaktadır. Buna göre, psikotikler yaşadıkları durumların kendi kontrolleri dışında meydana geldiğini belirtirken, aksine, mistikler bilinçli olarak bu deneyimleri yakalamak istemişlerdir. Onların bu hallere girişleri de bu hallerden çıkışları da iradi olarak yani istemli bir şekilde gerçekleşmektedir.48

Yine Mike Jackson 2001 'de, hasta teşhisi konmamış sıradan insanlar arasında mistik deneyim yaşamış olanların bu deneyimleriyle, psikotik rahatsızlık teşhisi konmuş, fakat yaşadıkları durumu bir şekilde manevi olarak gören hastaların deneyimlerini karşılaştırdığı dikkat çekici bir araştırma gerçekleştirdi. Denekieri University of Wales bünyesindeki Dini Tecrübe Araştırma Merkezi'nin yaklaşık 6000 mistik deneyim vakası kaydını içeren arşivinden aldı. Sonuçta her iki deneyim türünün de geniş ölçüde benzer özelliklere sahip olduğunu belirledi. Fakat o, bu birbirine benzeyen iki fenomenin duygusal açıdan birbirinden farklı olduğunu da fark etti. Opa göre, daha önce William James'in tespit ettiği gibi, psikotik teşhis konulanlarda duyguların daha olumsuz ve yoğun olduğunu, sanrılı deliliklerde teselliden ziyade terk edilmişlik duygularının olduğu depresif halin daha fazla meydana geldiğini saptadı. Bu noktada kişisel olarak psikotik rahatsızlık geçirmiş olan Chadwick'in saptamaları önemlidir. O, Zen meditasyonu yapan kimselerin yaşadıkları huzurun aksine kendisinin yaşamış olduğu durumun büyük bir sıkıntı olduğunu belirtmektedir.49

Jackson ve Pulford (1997), psikotik durumlarla mistik deneyimlerin birbiriyle olan benzerliklerini uzun uzadıya ortaya koyduktan sonra, aralarındaki çok önemli bir farkı belirtmenin ahlaki değer taşıdığını belirtirler. Onlara göre bu fark, psikotik durumun ilaç kullanımını gerektirirken, mistik deneyimlerin ilaç kullanmayı gerektirmemesidir. Onlar ayrıca İngiltere'deki Oxford, Alistair Hardy Araştırma Merkezindeki 5000 vaka örneğinden üçünü masaya yatırmış, psikotik deneyimlerle ruhsal deneyimler arasındaki farklar üzerinde çalışmışlardır. Neticede, bu iki olgunun her zaman şekil, içerik, belirtiler veya etiyolajik faktörler bakımından birbirinden kolayca ayrılamayacağını, ayrımın daha çok değer yargısı açısından yapılabileceğini ileri sürdüler.50

- ·

46 Adair De Menezes Junior, A Morej.ra Almeida, a.g.m., s. 76. 47 Adair De Menezes Junior, A Moreira Almeida, a.g.m., s. 77. 48 Charles P. Heriot-Maitland, a.g.m., s. 305. 49 C. C. H. Cook, ''Psychiatry and mysticism", Mental Health, Religion & Culture, 7(2), s. 158. 50 ' C. C. H. Cook, a.g.m., ss. 157-158.

Page 12: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

İki durum arasındaki bir diğer önemli fark da sonuçlar açısındandır. Mistik deneyimlerin sonuçlan, kişinin hayata intibakını engellemeyip yaşamını güzelleştirirken,

psikotik deneyimler hayat kalitesini düşürmektedir.51 Nitekim önemli mistisizm araştırmacılarından Hay'a göre, mistik durumlarla psikotik durumların ayın şey olması

mümkün değildir, zira psikotik durumların insana hayati zararlan vardır.52

Jackson ve Fulford da, yukanda sözü edilen çalışmada, eğer yargısını kuvvetli bir şekilde vurgulamakla birlikte, yine de bu iki fenarneni birbirinden ayıracak bazı kriterlerden söz etmişlerdir. Buna göre, mistik deneyimlerde kişi başkalarına dönüktür, deneyim kısa sürer, zilıin canlıdır, deneyimin iç kaynaklı olduğuna dair algı korunur, deneyim üzerinde denetim söz konusudur, gerçek hayatla bağlantı kopmaz, kişinin hayatı olumlu etkilenir, içeriği kişinin mensup olduğu toplumun kültürel yapısına uygundur ve kişisel gelişimi artınr. Deneyiıni yaşayan, bu deneyimin gerçekliği konusunda şüphe edebilir, en azından

başkalanmn bu durumdan şüphe edebileceğini bilir. Öte yandan psikotik vakalarda ise kişi başkalarına değil kendisine dönüktür, vaka uzun süre devam eder, fiziksel olarak hissedilir ve durum, yaşayan için şüphe taşımaz, başkalanmn da kesin olarak şüphe etmeyeceği kanaatİ vardır. Kişinin vakanın içerisinde boğulması, gerçek hayatla bağlantının kopması, hayat kalitesinin düşmesi ve kayıplar söz konusudur. Ayrıca, durum mensup olunan toplumun kültürel yapısına terstir.53

Bir bilişsel psikolog olan Isabel Clarke, psikotik durumlarla ruhsal vakalan birbirinden ayırınada düşünce sürecine bakmak gerektiğini düşünür. Psikotiklerin düşünme süreçlerindeki inkıtalar, uzun süre devam ederken, ınistik deneyimlerde geçici karaktere sahiptir. Sonuçta, ınistik tecrübe hayatı yüceltip ileri taşırken, psikoz zararlıdır.54

Scahatter ve Singer de deneyimler tanımlamp yoruınlanıncaya kadar dini nitelik taşımadıklarını, bunun psikotik durumlar için de geçerli olduğunu belirtirler. Ancak, onlara göre, bir ınistik için dini tecrübe istenen ve belki de beklenen bir hal olduğundan onun deneyim sonrası günlük hayatına dönmesi kolay olabilirken, psikotik için durum öyle değildir. Çüiıkü bu, beklenen ve bilinen bir durum değildir ve geri dönüş o kadar da kolay olmaz. Mistik zaten kendi geleneğinde bulunan bu durumu derhal kabullenebilir, hatta hiç böyle deneyimler yaşamamış kimseler bile yaşayanlardan duyduklan sayesinde ön fıkirlere sahip olurlar. Hem psikotik durumlar için hem de ınistik durumlar için biyo-psiko-sosyal yatkınlığın gerekli olduğu ileri sürülınektedir. 55

Psikotik hallerin başka önemli kötü sonuçlanmn olabileceği bilinmektedir. Mesela uyuşturucu madde kullammına %33, intihar girişimlerine %40 ve intihar olayiarına %10 oranında etki etmektedir.56

Grof ve Grof da, yaptıklan araştırma sonucunda, ruhsal deneyimlerle psikotik vakalan birbirinden ayıracak bazı belirtiler tespit etmişlerdir. Buna göre, ruhsal deneyimler kişide hoş olmayan duygular ve çatışmalar yaratmaz, aksine huzur verir. Kişinin iç dünyasıyla dış dünya arasında aynm yapabilıne kabiliyetini ortadan kaldırmaz, pozitif beklenti oluşturur, kişiyi değişime açık hale getirir, günden güne artan şuurla deneyimlerin bütünleşmesini sağlar, detaylı bir şupr seviyesine çıkarır ve böylelikle kişi zaman içerisinde kendini ve dünyayı anlar. Diğer taraftan psikotik vakalar, tam aksine, hoş alınayan duygular, sarsıntılar,

51 Charles P. Heriot-Maitland, a.g.m., s. 305. 52 Charles P. Heriot-Maitland, a.g.m., s. 314. 53 Adair De Menezes Junior, A Moreira Almeida, a.g.m., s. 78. 54 C. C. H. Cook, a.g.m., s. 158. 55 Charles P. Heriot-Maitland, a.g.m, s. 314-315. 56 Sylvia Mohr, Philippe Huguelet, "The Relationship Between Schizophrenia and Religion and its Imlications

for Care", Swiss Medical Weekly, 134, 2004, s. 369.

233

Page 13: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

234

dalgalanmalar, çatışmalar ve ikircikli ruh hali yaratır. Kişi olup bitenlerin iç dünyasında mı yoksa dış dünyada mı olduğunu ayıramaz, değişime karşı direnç gösterir. Günlük hayatta rahatsızlıklar meydana gelir, algı bozulur. Kişi deneyimini başkalarıyla tartışma gereği

duyar.57

S. Mohr ve P. Huguelet'e göre, iki durumu birbirinden ayırınada deneyim soıırasında kişinin hayatında bir düzen, amaç ve anlamlılık duygusu meydana gelip gelmediğine bakılmalıdır. Mistik deneyimlerde bunlar tam olarak gerçekleşirken, psikotik vakalarda hal böyle değildir. Vaka soıırası tekrar gerçek yaşama dönüp adapte olabilme, mistik deneyimlerde kolaylıkla yapılabilirken, psikotik vakalarda bu hiç de kolay değildir. 58

Dini inanışların satırı ( delüzyon) olduklarının söylenınesi makul değildir. Zira satırıda kesin olan düşünceler vardır ve kişi asla kendi düşüncesinin doğruluğundan şüphe etmez. Eğer şüphe ederse bu satırı olmaz. Oysa dini inançlarda insanlar kimi zaman bu durumlarından şüphe edebilmektedir. Öte yandan, satırıları olan kişi, o düşüncenin doğruluğundan şüphelenmediği gibi başkalarının bu düşünceden şüphe edemeyeceğini düşünür. Oysa dini inançlarımızdan başkalarının şüpheli olduklarını kesin olarak biliriz. Ayrıca, şizofreni hastalarında somut düşünce durumu söz konusudur. Yani duydukları, okudukları ifadeleri hiçbir ince ve detaylı düşünmeye tabi tutmaksızın, kelimesi kelimesine, literal bir şekilde yorumlayarak, arka planda ima edilmek istenen konuya vakıf olamazlar. Oysa dini inanç ifade edenler, iç tarafta yer alan soyut boyutu görebilmektedirler.59

Şizofreninin en önemli belirtilerinden birinin halüsinasyonlar olduğu bilinmektedir. Uzun bir zaman aralığı içerisinde yapılan alan araştırmaları, dikkat çekici sonuçlar ortaya çıkarmıştır. 19 yüzyıl sonunda Sidgewick, İngiliz 7717 erkek ve 7599 kadınla yaptığı görüşmede erkeklerin %7,8'inin, kadınların ise %12'sinin hayatlarında en az bir kez canlı halüsinasyon yaşadığını saptamıştır. Bu araştırmadan yaklaşık 50 yıl soııra West, aynı bölgede yaşayan 1519 İngiliz'le yaptığı görüşmede bunların %14'ünün halüsinasyon yaşadığını belirlemiştir. Tien, 1991 'de 18572 kişi üzerinde yaptığı araştırmada erkeklerin %10'unun, kadınların ise %15'inin hayatları boyunca diğer patolojik belirtilerle birlikte halüsinasyon gördüklerini tespit etmiştir. Ohayon, 2000'de 13057 kişiyle gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, katılımcıların %38,7'sinin halüsinasyon tecrübe ettiğini saptamıştır.60

Oysa bütün bu insanların psikoz hastaları olduğunu söylemek olası değildir. Bu durumda halüsinasyon görenlerin bir kısmının sağlıklı insanlar oldukları, psikotik özelliklere benzer özellikler taşıyan her durumu, hastalık olarak görmenin yanlış olabileceği anlaşılmaktadır.

Tablo 1 'de şizofreni hastalarında görülen durumlarla, manevi gelişim halinde bulunan mistiklerde bulunan temel özellikler karşılaştırılmaktadır. 61

Tablo 1: Mistik deneyimlerle şizofreni arasındaki benzerlikler ve farklılıklar BELiRTİLER ŞİZOFRENLER MiSTİKLER İç Görü Kaybı Görülür Görülmez Mub.akeme Kaybı Görülür Satırılar Görülür Perseküsyon satırıları Görülür Kontrol satırıları '.-. Görülür

57 Adair De Menezes Junior, A Mor~ira Almeida, a.g.m., s. 77. 58 Sylvia Mohr, Philippe Huguelet, ı;ı.g.m., s. 371. 59 Andrew C. P. Sims, a.g.m., s. 257. 60 Adair De Menezes Junior, A Moreira Almeida, a.g.m., s. 78. 61 • ' SS. Patill, a.g.m., s.l4

Görülmez Görülmez Görülmez Görülmez

Page 14: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

Yükleme sannlan Görülür Görülmez Harika sannlar Görülür Görülebilir Dini sannlar Görülür Görülebilir Mantık dışı düşünce Görülür Görülebilir İşbirliği k:urabilmede zayıflama Görülür Görülebilir Yeni sözcükler türetme Görülür Görülmez Düşünce aksamalan Görülür Görülebilir Bir düşüneeye saplanıp kalma Görülür Görülmez Ses halüsinasyonlan Yaygın şekilde görülür Yaygın değildir

Görsel halüsinasyonlar Görülür Görülebilir Dokunma, tatma, koklama Görülür Görülmez halüsinasyonlan Depersanalizasyon Görülür Görülmez Derealizasyon Görülür Görülmez İllüzyon Görülür Görülmez Duygu sığlaşması ve duygu düzleşmesi Görülür Görülmez Aşırı asabiyet Görülür Görülmez Uygunsuz duygu Görülür Görülmez Özgüven kaybı Görülür Görülmez Ego sınınnın kaybı Görülür Görülmez İlgi, girişim, konsantrasyon, hırs kaybı Görülür Görülmez Konuşmada ilgisiz geçişler, uçuşan fikirler Görülür Görülmez Şüphe, öfke, korku ve saldırganlık Görülür Görülmez Dış dünyayla ilişkilerin azalması Görülür Görülebilir Katatoni (donup kalma) Görülür Görülmez Huzur Görülmez Görülür Peraset Görülmez Görülür

Dini Özellikler Taşıyan Psikotik Durumlar ve Psikotik Özellikler Taşıyan Dini Tecrübeler

Lukoff, mistik deneyimlerin psikotik durumlarla karıştınlması konusunda son derece hayati, bir tasnif yapmıştır. O, mistik deneyimlerle psikotik epizotların birbiriyle örtüşebileceğini söyleyerek, iki farklı kavramı ileri sürer. Birincisi "psikotik özellik taşıyan mistik durumlar" (P.Ö.M.D.), ikincisi ise "mistik özellik taşıyan psikotik durumlar"dır (M.Ö.P.D). Ona göre, ikincisi zaten tanı sistemlerinde yer almaktadır; birincisi için ise yeni bir kategori oluşturmak gerekir. Bazı insanlar gerçekte manevi haller yaşamaktadır, ama onlar da psikotik bir takım haller sergilemektedir. Bazı insanlar ise gerçekte ruh hastalarıdır ancak onlarda bazı dini özellikler de bulunur. İkincisinin tedavi edilmesi gerekirken, Lukoff birincisinin antipsikotik ilaçlar kullanılarak tedavi edilmesinin yanlış olduğunu savunur. 62

Dini içerikler taşıyan bazı psikotik rahatsızlıkların insanlara zarar verdiği

bilinmektedir. Mesela, dini metinlerde yazılı ifadelerden etkilenerek, dine aykırı iş yapan,

62 David Lukoff, "From Spiritual Emergency to Spiritual Problem: The Transpersonal Roots of the New DSM­IV Categoıy", Journal ofHumanistic Psychology, 38(2), 1998, ss. 21-50.

235

Page 15: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

236

gözlerini çıkartan ya da uzuvlannı kesen insanlara rastlanmaktadır. Bir hasta, sesler duyduğunu ve bu sesler doğrultusunda bıçağı karnma sapladığını söylemiştir. Bir başka hasta ise, bir anksiyete krizi esnasında, Tannyla iletişim kurduğunu ve Onun direktiii doğrultusunda, dışarıda oynayan çocukların hayatta kalabilmeleri için kendisini öldürmesi gerektiğini, sonra bir tasmayla kendisini asmak istediğini, ancak tasmanın koparak hayatta kaldığını ve sonrasında çocukların da hayatta kaldığını belirtmiştir. 63

Psikotik öze11ikler taşıyan mistik deneyimleri anlama noktasında aşırıya gidilen bazı dini uygulamalara bakmak yerinde olacaktır. Mesela, meditasyonun fazlaca yapılması neticesinde, bir takım ruhsal rahatsızlıkların meydana geldiği düşünülmektedir. Batı tarzı meditasyon üzerinde yapılan araştırmalarda, bu tarz meditasyon yapan kimselerde, anksiteye, dissosiyatif bozukluk, depersonalizasyon, değişik algılar, ajitasyon, kas gerilimleri gibi belirtiler gözlenmiştir. Ancak Walsh ve Roche (1979), bu belirtilerin patolojik olarak değerlendirilmesinin şart olmadı~, yüksek bir hassasiyetİn belirtileri olarak da yorumlanabileceklerini belirtmiştir. Böyle değerlendirmek makul görünmektedir, çünkü bu insanların yoğun meditasyon ya da ibadeti bırakmaları halinde, bu hallerin de ortadan kalkması oldukça muhtemeldir. Oysa araştırmalardan da anlaşılacağı üzere, psikotik bozuklukların belirtilerinin istendiği anda, hiç bir şey yapmadan ortadan kalkması söz konusu değildir.

Dini uygulamalara aniden girilmesi, hazır olmayan kişilerde bir takım geçici ruhsal problemlere neden olabilmektedir. Böyle bir vakayı Lukoff aktarmaktadır. Aynı zamanda bir psikolog olan Korufield adındaki tecrübeli bir meditasyon hocasının, bir talebesinin başından geçenler, buna çok açık bir örnek teşkil etmektedir. Genç, oldukça heyecanlı ve gayretli bir karatecidir. Bir gün Korufield'in organizasyonunda meditasyon yapmaya ve bir gün ve bir gece boyunca hareket etmemeye karar verir. Ertesi gün kalktığında, patlayıcı bir enerjiye sahip bir şekilde, etrafında yüz kadar sessiz münzevinin bulunduğu masanın üzerine zıplar, bağırmaya ve hızla karate hareketlerini yapmaya başlar. Sonra "Her birinize baktığımda, arkanızda geçmiş yaşamlarınızı görüyorum" diye haykırır. Konfield deneyimli bir meditasyon hocası olarak, bunun bir mani nöbeti değil, meditaston duygulanmasından kaynaklanan bir durum olduğunu anlar. Meditasyon ekibi çocuğun meditasyonlarını keser ve sabah akşam 1 O mil koşturur. Diyeti değiştirilir, diyete kırmızı et ilave edilir. Çocuk sıkça sıcak banyo yaptırılır ve ondan bahçe kazması istenir. Bir kişi daima onunla birlikte olur. Üç gün sonra çocuk, artık uyuyabilmektedir. Sonra tekrar yavaş ve dikkatli bir şekilde meditasyona başlamasına izin verilir.65

. _

Mistik ve dini tecrübeleriiı ruh hastalığı olarak algılanmasına karşı çıkan psikiyatrist Lukoff, önemli tanı sistemlerinden olan DSM IV'e yeni bir kategori olarak, mistik deneyimlerin de dahil olduğu psiko-dini veya psiko-ruhsal problemierin de eklenmesini, ancak bunların ruh hastalıkları olarak değil, normal durumlar olarak burada yer alması gerektiğini söylemektedir. Ona göre, bu yapılırsa, bu tür rahatsız edici dini ve manevi ilgiler sergileyen kimselerinin zorunlu bir şekilde, yanlış bir tamyla, psikiyatrik patolojileri olan kimseler olarak görülmelerinin önüne geçilıniş olur. Lukoff, Psikiyatri İlerleme Grubu, İngiliz Psikiyatri Dergisi gibi öneffili psikiyatri organizasyonlarımn, mistik deneyimleri yanlış tanımladığını ve bu nedenle mistik durumları patolojik olarak değerlendirdiklerini, tüm psikiyatrinin konuya böyle yaklaşmasının sakıncalı olduğunu ve DSM IV' e yapılacak söz konusu ilavenin, bu tür bir yanlışlığı giderebileceğini ileri sürmüştür.66

63 Sylvia Mohr, Philippe Huguelet,;a.g.m., s. 371. 64 David Lukoff, a.g.m, s. 21-50. · 65 David Lukoff, a.g.m., s. 33. 66 DavidLukoff, a.g.m., s. 21-50.

Page 16: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

Bu noktada transpersonel psikologlannın ortaya attığı, kritik maneviiruhsal bulıranlar (spritual emergency) kavramı gündeme gelmektedir. Manevi bulıranlar, nevrotik ve psikotik: vakaları çağrıştıran, ancak arkasından önemli manevi ilerlemeler meydana gelen ruhsal bunalımlardır. Kimi özel insanlar, manevi bulıranlar yaşamışlar, ancak bu bunalımlı ruh halleri onların önemli açılımlar gerçekleştirmelerini sağlamıştır. Bunlardan biri de C.G. Jung'tur. Jung, "yaratıcı hastalık" dediği bu durumu, ı912'den ı9ı 7'ye kadar yaşamıştır. Onun deneyiminde şu özellikler bulunmaktaydı: (1) Bilinçdışından gelen unsurlara teslim olma, (2) gelişim yolculuğunun parçası durumundaki deneyimlerin sembolik anlamlarını keşfetıne isteği, (3) fiziksel varlığı bulunmayan bölgelere yapılan yolculuk kayıtları, (4) Basilides ve Philemon ismindeki fıziksel olmayan varlıklarla iletişim ve (5) uygun ve elverişli ortam sağlamak amacıyla, oymacılık, mandala çizme, şiir yazma, bina yapma, kum oyunu gibi çeşitli sanatsal ve etkileyici meşguliyedere yönelmek suretiyle, günlük yaşamın istek ve arzularından kısmi geri çekilme. Jung'un bu durumunun, bilinen DSM- IV ve ICD-10 tanı kategorilerinin hiç birine uygun olmadığı düşünülmektedir. Oysa yorumcular, onun bir psikotik: rahatsızlık yaşamadığı konusunda ittifak etmişlerdir. Eğer bu bir rahatsızlık olarak kabul edilecekse Jung hiçbir zaman tam olarak iyileşmemiştir. Ancak bu derin deneyimler sonrasında o, önemli açılımlar gerçekleştirmiş, psikolojinin, psikiyatrinin ve din psikolojisinin kalburüstü şahsiyetlerinden biri olmasını sağlayacak fikirler geliştirmiştir. Jung, sonradan krizleri hakkında şunları söylemiştir:

"Onu hem sevdim, hem de ondan nefret ettim; fakat o benim en büyük zenginliğimdi ... ilk tecrüberle olan temasımı hiç kaybetınedim ... bütün çalışmalarım, bütün yaratıcı aktivitelerim ı9ı2'de başlayan o başlangıç fantezi ve rüyalarından çıktı"67

Manevi bulıran olarak nitelendirilebilecek bir örnek, ı9 yaşında Howard adında bir gence aittir. Howard dağlarda yürüyüşten hoşlanan bir delikanlıdır. Bir dönem gelir bir "zihinsel yolculuk" içerisinde olduğuna ikna olur. Arkadaşlarıyla ve ailesiyle konuşurken fazlasıyla metaforlar kullanmaya başlar. Yine yürüyüşten geldiği bir gün annesine, Cehennemin, bağırsaklarından geldiğini, vahşi doğanın her yerini gezdiğini, Cennet Limaniarına uğradığını ve buranın onun dünyada yeniden doğumunu gerçekleştirdiği yer olduğunu söyler. Bir defasında arkadaşına "Ben albatrosum, sen ise güvercin" der. Sonra ailesi onu psikiyatriste götürür. Genç, Jungçu terapi almak istediğini söylese de bu talebi dikkate alınmaz ve kendisine akut şizofreni teşhisiyle antipsikotik ilaçların kullanıldığı tedavi uygulanır. Howard hastanedeyken, üstelik ilaç kullanırken, kendi yorumu olan zihinsel yolculuğuna devam eder. Mandalalar, İslami sembollerden hilal ve yıldız, ying yang sembolü, halkalar, gözler vs. ile meşgul olur. Kendi organize ettiği ritüeller yapar. 2 ay sonra psikiyatristi onun daha derin ve uzun bir tedavi için başka bir yere nakledilmesini ister. Ama o, bunu kabul etmez ve taburcu olur. Fiziksel ve duygusal olarak yorgunluk hissetse de, dışarıda zihinzel yolculuğuna paralel olarak mitolojik, sanatsal ve felsefi metinler okur. Joseph Campell ve C.G. Jung'un kitaplarını okur ve New Age grubuna katılır. Howard, hastane günlerinden sonra okulunu bitirir ve bir ileri teknoloji fırınasında operatör olarak çalışan başarılı biri olur. Aradan ı ı yıl geçtikten sonra, belki ailesini ve etrafındaki insanları üzüp yıprattığını, ancak bu tecrübelerden çok şey kazandığını, yolculuğunun harika bir zafer olduğunu, ruhsal bulantısının geçtiğini, ruhunun evrenin bir parçası olduğunu kavradığını söyler. Ona göre, her yıl yeni bir hoşnutluk getirmektedir. Lukoff, bu vakanın tipik bir manevi bulıran olduğunu ve kendisine uygulanan tedavinin yanlış ve gereksiz olduğunu hatta hastaneye yatırılmasının bile gerekmediğini belirtir.68

67 T. Read, Nicki Crowley, a.g.e., s. 213. 68 David Lukoff, a.g.m., s. 21-50.

237

Page 17: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

238

Psikiyatrist Andrew Siıns' e göre, etiyolajik olarak dini inanç ile şizofreni arasında herhangi bir bağ yoktur. Psikotik rahatsızlığı bulunan bir kimsenin sannlan, daha önceki dini inançlarından dolayı dini içeriklere sahip olabilir. Öte yandan şizofreni, o inançların dini olmasını sağlamaz. Aynı şekilde tlini inanç da tek başına şizofreniye sebep olmaz. Sannların içeriği, kişinin baskın kültürel ve bireysel meşguliyetleriyle ilgilidir. Bir insanın hem şizofreni hastası hem de dini inanç sahibi olması pekala mümkündür ve ikisi arasında nedensellik ilişkisinin bulunması gerekmez. Dini inançların aksine şizofreni, uzun vadede yıkıcı etkileri olan zor bir hastalıktır. Bu neden1e psikiyatrik rahatsızlıkların belirtilerini dini inançlardan dikkatli bir şekilde ayırt etmek önemlidir. Doktorlan aldatan şey, hastaların "Rabbim ... yapmamı nasib etti", "Mesih kalbiıne girdi" vb. ifadeleridir. Dindar olan herhangi bir kimsenin günlük hayatında sarfedebileceği bu sözler, büyük olasılıkla literal an1amda değil metaforik an1amda kullanılmıştır. Aslında Mesih vb. metafizik varlıkların, benliğin sınırlarına nüfuz etmesi kastedilmez, orada manevi an1amda Mesih'in etkisine olan bir inanç ifade edilmektedir ve somut bir Mesih algısı yoktur. İnançların da şüphe götürmez olduğu düşünülmez. Oysa şizofrenide algılar somut ve :fizikseldir, sınırlar ortadan kalkar, sannlar meydana gelir ve bun1ardan asla şüphe edilmez. Mesela, bir hasta kadının, hastaneye gelen herkesin ona doğru geldiğini ve onun olduğu yöne doğru selamlama kabilinden kafalarını salladıklarını, çünkü onun Kutsal Ruh 'un temsilcisi olduğunu an1adıklarını ileri sürmesi, bir sanndan ibarettir. Çünkü onun selamladıklarını söylediği kimselerin bu tür bir algılan yoktur. Ancak o, bu duruma kesin olarak inanmaktadır. Dini tecrübe yaşayan kimseler, bu tecrübeleri konusunda genellikle ketumdurlar ve kimin1e paylaşacaklan konusunda titiz davranırlar. Oysa psikotik sanrılarda böyle bir titizlikten söz edilemez.69

Değerlendirme ve Sonuç

Psikotik durumların dini unsurlan içerdiği ve bu içeriğin şeklinin, mevcut kültürle ilgili olduğu an1aşılmaktadır. Bu durumda insan1arın duygu ve düşünce dünyalannın, oruarın sanrı ya da halüsinasyon1annın şeklini belirlediğini söyleyebiliriz. Hatta mistik durumların içeriklerinin bile kültürden kültüre değiştiği, burada da bireyin sahip olduğu kültür, duygu ve düşünce şemasının önemli olduğu ortadadır. Ancak yine de bu tespit, mistik durumların psikotik durumlar olarak kabul edilmesi için yeterli değildir. Bunun birden fazla sebebi bulunmaktadır. Birincisi, tüm psikotik durumların içerikleri içerisinde din1e ilgili olan1arın oranı oldukça azdır. İkincisi, psikotik durumlarda görülen, mesela, sanatsal, tarihsel, spora ve toplumsal popülariteye ait içerikten dolayı tarihle, sanatla, sporla ve hatta felsefeyle uğraşmanın psikotik rahatsızlık olduğunu söylemek mümkün olmadığı gibi, dini içerikten dolayı bir takım dini deneyimleri yaşayan1arın, psikoz hastalan olduğunu söylemek de yersizdir. O halde ölçütü başka yerlerde aramak gerekir.

Bazı dini gelenekler insan1arın alışılmış dışı davranışlarda bulunmalarına sebep olabilmektedir ve bu davranışlar gerçekten de psikiyatrik rahatsızlıklara benzemektedir. Ancak dikkatli bir şekilde bu iki durumu birbirinden ayırmak gerekmektedir. Betimleyici psikiyatride, psikiyatristin yapması gereken, hastanın kendisi hakkındaki gözlemlerini, bilimin bazı ön kabullerini dikkate ~lmaksızın din1emektir. Daha sonra ~sikiyatristin, mümkün olduğu kadar doğru 'şekilde empati kurmaya çalışması gerekmektedir. 0 Doktorların mistisizmi ve mistik deneyimleri çok iyi tanımalan da, iki fenomeni birbirinden ayırınada kritik bir öneme sahiptir. Oysa tıp eğitimimüfredatında bu konulara yer verildiği söylenemez. Yapılan araştırmalar psikiyatristlerin eğitimleri esnasında dini konulan öğrenmediklerini, dini konularla ilgili bilgi sahibi olaİlların oran1annın çok düşük olduğunu göstermiştir.71

69 Andrew C. P. Sims, a.g.e., s. 26i. 70 Andrew C. P. Sims, a.g.m., s. 256. 71 • .

Davıd Lukoff, a.g.m., s. 21-50.

Page 18: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

Psikotik rahatsızlıklan olan hastalarm, mesela paranoid düşüncelerinin yanlış olduğunu anlamak mümkündür. Örneğin, kendisinin özel birisi olduğunu ve etrafındaki herkesin ona tuzak kurmak üzere geldiklerini söyleyen birinin yamlgı içerisinde olduğunu, onun itharn ettiği kişiler kesin olarak anlamaktadır. Oysa bunlan yapmayıp yalmzca ruhsal, metafızik ve ben ötesi durumlarla ilgili olarak vizyonlan olduğunu söyleyen bir kimsenin yamldığı, bunun halüsinasyon olduğu düşüncesi, yalmzca böyle düşüneni bağlar ve · bu durumun hakikatiyle ilgili kesin bir yargıya ulaşılmasım sağlayamaz.

Psikoz hastalan da mistik deneyimler yaşayan kimseler de kendilerinin başvurmalan ya da yakınlan tarafından zorlanmalan durumunda medikal tedavi ile normale döndürülebilir. Bir-başka deyişle, başvurulması halinde tıp çalışanlanmn bu durumu tedavi etmek üzere çaba sarfetmeleri gerekir. Ancak burada kişisel nza halinin önemli olduğunu belirtmek gerekir. Kişi yaşadığı durumdan memnunsa, yakınlan durumdan şikayetçi değilse ve kişinin

kendisinin ve etrafımn sağlığı tehdit altında değilse, bu durumun hastalık olarak kabul edilmesi doğru olmaz. Mistik deneyimlere bakıldığında, bunlarm önemli bir kısmımn kişinin bireysel sağlığım ve toplumsal düzeni bozmadığı ortadadır. Öte yandan mistik yaşama kişisel ve bilinçli bir tercih olarak girilmişse, bu da itibar edilmesi gereken bir kıstastır. Zira istisnalar dışmda psikotik durumlarm tercih edilmesi söz konusu değildir.

Mistik deneyimler olsa olsa, bazen deliliğe yakınlaşan, ama neticeleri itibariyle faydalı tarafı ağırlık kazanan ruhsal aktivitelerdir. Şayet böyle düşünülmezse, muhteşem eserler bırakan peygamberlerin, onlara yakın deneyimler yaşayan, dünya popülasyonu içerisinde kayda değer sayıdaki kimselerin ve tüm bunlara inanan, çoğunluk konumundaki insanlarm taınamımn hasta olduklarım ya da hastalıklı düşüncelerin peşinden koştııklarım söylemek durumunda kalınz. Bu da dünyada pek az aklı başmda insanın bulunduğu ve neredeyse tüm insanlığın farkında olmadıklan onmaz bir psikiyatrik rahatsızlığın pençesinde olduğu ve binlerce yıldır da insanlarm, bilinen ölüm nedenlerinin dışmda bir de psikiyatrik hastalar olarak dünyayı terk ettikleri anlamına gelmektedir ki, bu gerek mantıksal gerekse psikolojik açıdan tatınip. edici bir akıl yürütıne değildir.

Y nkandaki karşılaştırmalarda açıkça görüldüğü üzere, psikotikler de mistikler de mesajlar aldıkiarım söylemektedir. Bu durumda mesajın niteliği de belirleyici olmaktadır. Mesaj akl-ı selime uygunsa kabul edilebilir, değilse edilemez denilebilir. Bir başka ifadeyle, mesaj akl-ı selime aykınysa psikotik, değilse mistik deneyim olarak nitelenmesi doğru olmalıdır.

, ·Dikkate alınması gereken bir başka husus da, mistik deneyim yaşayanlarm veya psikoz hastalanmn yakınlarmda buna benzer durumlar olup olmadığıdır. Kişi kendi durumunun gelecekte fayda mı yoksa zarar mı getireceği konusunda fıkir sahibi olamayabilirse de, yakınlarında bu tür deneyimler yaşayanlarm mevcut durumlan referans almarak bir karara vanlabilir. Bilhassa genetik yakınlık sahibi kimselerin benzer tecrübelerinden yararlamlabilir. Eğer ortada zararlı örnekler varsa, zaman kaybedilmeden, ertelenmeden tedaviye yönelmek zorunludur. Buna karşılık, söz konusu olan, mensup olunan grup üyeleri içerisinde yaygın ve zarar-yarar ölçümü kolay yapılabilir bir dini deneyimse, yine bunların ruh hastalığı olarak nitelendirilmemesi gerekir.

Dini uygulamalarm yoğunluklan, düşünsel faaliyetlerin gereğinden fazla oluşuyla tetiklenen manevi bulıranlarm antipsikotiklerle tedavi edilmesi ne kadar yanlışsa, onların tamamen müdahelesiz bir şekilde geçirilmesinin de sakinealı olabileceğini belirtmek gerekir. Bu noktada transpersonel nefes egzersizi, jungçu terapi, logoterapi, Assagiolinin geliştirdiği psikosentez ve benzeri yöntemlerden yararlanmak suretiyle, insanlarm olası yanlış yönlere sapmalan engellenerek, sağlıklı bir ruhsal gelişim sağlanabilir. Tasavvuftaki seyr-u süluk diye

239

Page 19: aasanilmidergiD02918s11-12tm25-98 133-150-191-257 283-292isamveri.org/pdfdrg/D02918/2011_11-12/2011_11-12... · 2015. 9. 8. · psikotik özellikler taşıyan mistik deneyimlerle,

240

ifade edilen manevi yolculukta da, salike doğru şekilde rehberlik edilerek, hatalar yapmasının engellenmesinin arka planında da bu tespitin yattığı söylenebilir.

Mistik deneyimler ve ps:ilmtik durumlar birbirlerine pek çok açıdan benzemektedir. Bu beni:erlik ve sahip olunan ideolojik arka plan, psikolog ve psikiyatrfsler başta olmak üzere bazı pozitivist ve rasyonalist bilim adamlarının, mistik deneyimleri psikotik rahatsızlıklar olarak nitelendirmesine zemin hazırlamıştır. Uzun yıllar sıra dışı mistik deneyimlerden, yaygın dini inançlara kadar pek çok manevi unsur, normal dışı psikiyatrik vakalar olarak görülmüş, mistiklerin ve dindarların tedavi edilmeleri gerektiği söylenmiş, kimi de tedaviye maruz bırakılmıştır. Oysa gerçekten ruh hastası olan ve hastalığının içerisinde bazı dini unsurlar barındıran kimselerle, mistik olan ve deneyimlerinde bazı psikotik hususiyetler taşıyan kimselerin durumlarının birbirinden ayırt edilmesi pek çok açıdan yararlı ve gereklidir.

Şayet bir vaka gerçekten psikotikse onun derhal tedavi edilmesi gerekmektedir. Çünkü nasıl diğer fizyolojik hastalıklar, daha hastalık ilk aşamalarındayken teşhis edilip tedaviye başlandığında başanlı sonuçlar alınıyor ve geç kalındığında tedavi zorlaşıyorsa, psikotik rahatsızlıkların da mümkün olduğunca erken teşhis ve tedavisi yapılmalıdır. Ancak, sıra dışı her ruhsal durumu psikopatolojik olarak değerlendirip, antipsikotik ilaçlarla tedavi etmeye kalkmanın da sakıncalı olduğu anlaşılmaktadır. Zira tarihte insanlığın ilerlemesinde önemli rolü bulunan pek çok kimsenin hayatlarında psikotik ya da nevrotik özellikler taşıyan haller görülmüştür. Descartes gibi büyük bir filozofun, Tolstoy gibi deha sahibi bir edebiyatçının, Gazzali gibi eşsiz bir alimin yaşadıklan manevi bulıranların psikotik olarak görülüp tedaviye tabi tutulmalan, kaçınılmaz bir şekilde oruan normalleştirip, bu yeteneklerinin körelmesine neden olacağı açıktır.

Peygamberlerin, mistik deneyimleri en bariz ve ileri düzeyde yaşayan kimseler olduklarını söylemek yanlış olmasa gerektir. Bununla birlikte, oruarın sıra dışı yetenekleri · olan üstün insanlar olduklan da ortadadır. Peygamberler dışındaki mistiklerin deneyimlerinin ruh hastalığı olarak değerlendirilmesi durumunda, peygamberlerin de psikopat kimseler olarak etiketlenmesinin önünde herhangi bir engel kalmayacaktır. Oysa peygamberler, büyük deha ve eser sahibi insanlardır ve oruan ruh hastası olarak nitelernek mümkün değildir. Bu durumda en önemli kriter, vakanın meyveleri yani sonuçlandır. Mistikler ve oruardan daha üstün yeteneklere sahip kimseler olan peygamberler, erdemli kişilik ve davranış timsali, insanlığı ileri taşıyan eseriere sahip kimselerken, psikotik bozukluklar ancak hastaların kendilerine ve/ya etraflarına zarar. getirmektedir.

O halde, insanların psikolojileri doğru şekilde anlaşılmalı, ideolojik anlayışiara dayalı indirgemeci tutumlardan uzak durulmalıdır. Psikotik özellikli mistik deneyimlerle, mistik özellikli psikotik deneyimler titiz bir şekilde birbirinden ayırt edilebillise bir taraftan hastalar tedavi edilirken, diğer taraftan hasta olmayanların açılımlan da engellenınemiş olur.