tefsirül-münir sure sure (46)

31

Click here to load reader

Upload: seoe-

Post on 10-Nov-2015

240 views

Category:

Documents


1 download

TRANSCRIPT

3SD SURES

3Surenin smi:

3nceki Sureyle likisi:

3Surenin Muhtevas:

3Mriklerin nanlarnn Mnakaas:

4rb:

4Belagat:

4Kelime ve bareler:

5Nzul Sebebi:

5Aklamas:

7Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

8Kafirlerin, Daha nce Yaam Olanve Peygamberleri Yalanlayan mmetlerinDurumuyla Uyarlmas:

8Belagat:

8Kelime ve bareler:

9Ayetler Aras liki:

9Aklamas:

10Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

11Davud Aleyhisselam Kssas:

11Belagat:

11Kelime ve ibareler:

12Ayetler Aras liki:

13Aklamas:

15Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

17ldkten Sonra Dirilmenin, Mkafat Ve Cezann spat; Kur'ann Faziletinin Beyan:

17Belagat:

17Kelime ve bareler:

17Ayetler Aras liki:

17Aklamas:

18Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

19Sleyman Aleyhisselam Kssas:

19Belagat:

19Kelime ve bareler:

20Ayetler Aras liki:

21Aklamas:

22Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

23Eyyub Aleyhisselam Kssas:

23Belagat:

23Kelime ve bareler:

24Ayetler Aras liki:

24Aklamas:

25Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

26Hz. brahim Ve Neslinin (smail, shak, Yakub, Elyesa Ve Zlkifl) Kssas (Hepsine Selam Olsun)

26Belagat:

27Kelime ve bareler:

27Ayetler Aras liki:

27Aklamas:

28Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

29Azgn akilerin Cezas:

29Belagat:

29Kelime ve bareler:

30Ayetler Aras liki:

30Aklamas:

31Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

32Hz. Peygamber (S.A.)'in Doruluunun Baz Delilleri:

32Kelime ve bareler:

32Ayetler Aras liki:

32Aklamas:

33Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

33Adem Aleyhisselam Kssas:

34Belagat:

34Kelime ve bareler:

34Ayetler Aras liki:

34Aklamas:

35Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

36Hak Dine Davetin Ve Davetinin Durumu le Kur'an Mucizesi:

36Kelime ve bareler:

36Ayetler Aras liki:

37Aklamas:

37Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

SD SURES

Mriklerin nanlarnn Mnakaas:

1- Sd, anl Kur'an'a andolsun ki

2- Kfredenler bir gurur ve tefrika iindedirler.

3- kendilerinden evvel nice m- metleri helak ettik. O zaman ne lklar kopard,lar: !akat artk kur"

tulu zaman deildi.

4- O kfirler, ilerinden bir uyarc gelmesine atlar. "Bu" dediler, "bir byc, bir yalancdr."

5- O btn tanrlar bir tek tanr m yapm? Bu cidden acaip birey!"

6- Onlarn ileri gelenlerinden bir gruh, 'Yryn, tanrlarnza ba- l kaln. phesiz ki bu, arzu edilecek olan bireydir." diyerek kalkp

7- Biz dinde iitmedik Bu, uydurmadan baka birey degil-

8-O uya"aramzdan ona m indirilmi?" Hayr, onlar benim vahyimden phe iindedirler. Hayr, onlar benim azabm henz tatmadlar.

9- Yoksa daima stn olan, ok l-tufta bulunan Rabbinin rahmet hazineleri onlarn yannda m?

10- Yoksa gklerin, yerin ve ikisi arasnda bulunanlarn mlk onlarn m? yle ise sebeplerine yaparak ge ykselsinler.

11- Onlar, derme-atma kabilelerden olumu yle bir ordudur ki, ite urada hezimete uratlmlardr.

Aklamas:

"Sd, anl Kur'an a andolsun ki." Bu sure de, dier benzerleri gibi Kur'an'm i'caz ynne dikkat ekmek ve muhatabn ileride gelecek olan ayetlere dikkat etmesini salamak maksadyla bir tenbih olarak byle bir harfle balamtr. Burada, kullarn ihtiya duyduu, sahih ve sabit akaid esaslar, insan hayatn tanzim eden hkmler ve kanunlar, vaaad ve tehdit gibi din ve dnyev btn hususlar ihtiva eden beyan sahibi Kur'an'a yemin edilmitir. O Kur'an ayn zamanda eref, hret ve yce bir mevki sahibidir de. Burada onun, Allah Teal'dan gelmi olan muciz bir kelm olduuna, Hz. Muhammed (s.a.)'in, Alemlerin Rabbi tarafndan btn insanla grevli olduunu bildiren nbvvet ve risalet iddiasnda sadk bulunduuna yemin edilmektedir. Kur'an ayn zamanda bir ttr de. Nitekim Yce Allah yle buyurmutur: "Andolsun size, iinde zikriniz bulunan bir Kitab indirdik." (Enbiy, 21/10). Buradaki "zikriniz" ifadesi, "muhta olduunuz t" anlamndadr.

Mriklerin kfrnn sebebi udur:

"Kfredenler, bir gurur ve tefrika iindedirler." Yani bu Kur'an, t almay bilenler iin bir t ve ibret almay bilenler iin bir ibrettir. Ancak kfirler ondan faydalanmazlar. nk onlar Kur'an karsnda bir byk-lenme iindedirler ve kendilerini hakka uymaktan mstani grrler; Allah ve Rasulne muhalefet ederler ve bu muhalefetlerinde inatlk, byklk taslama ve hrs iindedirler.

Bundan sonra Yce Allah o mrikleri, kendilerinden nce yaam olan ve peygamberleri yalanlayan mmetlerin helak olmasna sebebiyet veren eyle korkutmakta ve yle buyurmaktadr:

"Biz kendilerinden evvel nice mmetleri helak ettik. O zaman ne lklar kopardlar. Fakat artk kurtulu zaman deildi." Yani biz onlardan nce yaam olan birok mmeti, elilere muhalefet etmeleri ve gkten indirilen kitaplar yalanlamalar sebebiyle helak ettik. Azap kendilerine geldii zaman onlar Allah Teal'dan himaye ve yardm istemilerdi. Ancak kendilerine herhangi bir yardm yaplmad. nk artk zaman, kurtulu ve azaptan ka zaman deildi. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Azabmz hissettikleri zaman onlar derhal oradan kamak iin hayvanlarn mahmuzluyorlard. Bouna kamayn, bol bol verilip iinde martld-nz nimetlere ve yurtlarnza dnn. nk sorguya ekileceksiniz." (Enbiy, 21/12-13). Buradaki "yerkedne" kelimesi "korkup kamak, uzaklamak" anlamndadr. Yine Yce Allah yle buyuruyor: "Nihayet varlkllarn azap ile yakaladmz zaman hemen feryada balarlar." (Mminn, 23/64).

"O kfirler ilerinden bir uyarc gelmesine atlar. "Bu" dediler, "bir byc, bir yalancdr." Yani mrikler, Hz. Peygamber (s.a.)'in, ilerinden birisi, bir beer olduu halde eli, mjdeleyici ve uyarc olarak gelmesine hayret ettiler. Kfirler Onun artc mucizelerini grdkleri zaman, "Bu, bir sihirbaz, aldatc ve peygamberlik iddiasnda ve onu Allah'tan vahiyle ald yolundaki nisbetinde yalanc birisidir." dediler.

Bu ayet-i kerimenin bir benzeri, Yce Allah'n u kavl-i ilhisidir: "lerinden bir adama, "nsanlar uyar ve inananlara, Rabb 'leri katnda kendileri iin gzel bir ecir ve saadet bulunduunu mjdele." diye vahyetmemiz insanlara tuhaf m geldi? Kfirler, "Bu, apak bir bycdr." dediler." (Ynus, 10/2).

Bu ayette, mriklerin kuvvetli ve tefrika karan, Hz. Peygamber (s.a.)'i de herhangi bir hccet ve burhana dayanmakszn, kendi hasetleri dolaysyla ve kendileri iinden ileri gelen liderlerden birisinin peygamber olmasn arzulamalar sebebiyle yalanlayan kimseler olduuna dellet vardr. Ancak onlar, Hz. Peygamber (s.a.)'i sihirbazlk ve yalanclkla sulamaktan daha ucuz bir thmet bulamamlard.

Daha sonra Allah Teal, onlarn, Hz. Peygamber (s.a.)'i yalanclkla vasfetmelerine sebebiyet veren pheden bahsetmitir. Bunlardan birincisi, uluhiyyet veya tevhide ilikin, ikincisi peygamberlie, ncs de ahiret hayatna ilikindir. Bu phelerden ilk ikisi burada zikredilmitir. ncs ise ileride gelecek olan "Dediler ki: "Rabbimiz! Bizim azap paymz hesap gnnden nce, hemen ver." ayetinde dile getirilmektedir. imdi bu noktalar biraz aalm:

1- Allah Teal'nn birlii (Tevhid): "O, btn tanrlar bir tek tanr m yapm? Bu cidden acaip birey." Yani ilhlar bir tek ilh haline getirip ul-hiyyeti sadece Allah Teal'ya mahsus mu klyor? Bu, muhakkak ki son derece alacak bir eydir. Mriklerin buna armalarnn sebebi, o dnemde her kabilenin bir tanrs bulunmasyd. Mrikler yle diyorlard: "Biz onlara, bizi derece olarak Allah'a yaklatrmalar iin kulluk ediyoruz. Allah onlara bu mevkiyi vermitir. O halde bizim onlara ibadet etmemizin ne mahzuru olabilir?" Bu mantkla dndkleri iin, birden fazla tanr inancndan oluan inan sistemini kaldran birisinin bu tavrnn alacak birey olduunu iddia edip, babalarnn daha akll kimseler olduunu ve sayca daha fazla olduklarn, dolaysyla onlarn batla sapm cahil kimseler olduunu, buna karlk Hz. Muhammed (s.a.)'in tek bana hakk dile getirdiini ve doruyu sylediini dnmenin aklen mmkn olamayacan sylediler. te bu, mcerret kr taklit, ne akl, ne de nakl herhangi bir delile dayanmayan, eskilerden miras kalm inantan baka bir ey deildir.

Bu ayet-i kerimenin nzul sebebi, daha nce de zikredildii gibi, Tirmi-zi ve daha bakalarnn, dier bir lafzla bni Abbas (r.a.)'dan rivayet ettikleri u hadisedir: "Ebu Talib hastalanmt. Kurey kendisini ziyarete geldi. Hz. Peygamber (s.a.) de onun yanma gelmiti. Ebu Talib'in baucunda bir kiinin oturaca kadar yer vard. Ebu Cehil Hz. Peygamber (s.a.)'in orada oturmasn engellemeye yeltendi. Sonra Hz. Peygamber (s.a.)'i Ebu Talib'e ikyet ettiler. O da yle dedi: "Ey kardeimin olu! Kavminden ne istiyorsun?" Hz. Peygamber (s.a.) yle karlk verdi: "Ey amca! Ben onlardan sadece, sayesinde Araplarn kendilerine boyun eecei ve Arap olmayanlarn da kendilerine cizye deyecei bir kelimeyi sylemelerini istiyorum." Ebu Talib, "Nedir o?" diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.) "L ilahe illallh'tr" dedi.

Orada bulunan Kureyliler, "O, btn tanrlar bir tek tanr m yapm" dediler. Bunun zerine "Sd, anl Kur'an'a andolsun ki, kfredenler bir gurur ve tefrika iindedirler." diye balayan ayetlerden, "Bu, uydurmadan baka bir ey deildir" ayetine kadar olan ksm nazil oldu."

Bu rivayeti bni Eb Hatim ve bni Cerir de deiik bir lafzla Sd-d'den rivayet etmilerdir.

Bir dier rivayette de yle gelmitir: "mer b. Hattb (r.a.) msl-man olunca bu olay Kureyli mriklere ar geldi. Toplanp Eb Tlib'e gittiler ve "Bizimle kardeinin olu arasnda hkm ver." dediler. Bunun zerine Ebu Talib Hz. Peygamber (s.a.)'e haber gndererek artt ve "Ey kardeimin olu! Bunlar senin kavmin. Senden adalet istiyorlar. yleyse sen de kavminden bsbtn yan evirme." dedi. Hz. Peygamber (s.a.), "Benden ne istiyorlar?" diye sordu. Mrikler, "Sen bizimle ve ilhlarmzla uramay brak, biz de seni ve ilhn brakalm." dediler. Hz. Peygamber (s.a.), "Araplar hakimiyetinize almanz salayacak ve Arap olmayanlar da size balayacak bir sz syler misiniz?" diye sordu. Ebu Cehil, "Baban akna! Hem o kelimeyi, hem de onun on mislini syleriz." karln verdi. Hz. Peygamber (s.a.), "Allah'tan baka ilh yoktur deyin." buyurdu. Onlar-sa bundan kanp kalktlar ve "Btn tanrlar tek bir tanr m yapm?" Btn bir mahlukta bir tek ilh nasl yeterli olur?" dediler. Bunun zerine Allah Teal bu ayetleri, "Onlardan nce de Nuh kavmi... yalanlamt" ayetine kadar inzal buyurdu.

"Onlarn elebalarndan bir gruh, "Yryn, tanrlarnza bal kaln. phesiz ki bu, arzu edilecek olan bireydir." diyerek kalkp gitmitir." Yani Ebu Talib'in meclisinde bulunan Kurey ileri gelenleri, "zerinde bulunduunuz yolda devam edin, ilhlarnza kullukta sebat gsterin ve buna sabredin. O ilhlardan dnmek phesiz ki byk bir itir ve Muhammed de, bize galebe almak ve bizim kendisine tabi olmamz, bylece aramzda diledii gibi hkmn yrtmek iin bunu istemektedir. " diyerek kalkp gittiler.

2- Hristiyanlkta tevhid inancnn bulunmamas: "Biz bunu dier dinde iitmedik. Bu, uydurmadan baka birey deildir." Biz, Allah'n birliine aran bu daveti dier dinde -ki bu din Hristiyanlktr- iitmedik. Bu, hibir gerek yn bulunmayan bir yalan ve iftiradan baka birey deildir. Bunun herhangi bir vahiy ve semav dinden dayana bulunmad gibi, sahih ve salam akl gereklerle de badar yan yoktur. Bunlar mriklerin iddialardr ve bu iddialar dorultusunda kendilerine Hz. Peygamber (s.a.)'in tevhid inancna davetinin batl olmas gerekir!

3- Peygamberliin Hz. Muhammed (s.a.)'e tahsis edilmesi: "O uyar aramzdan ona m indirilmi?" Bu, inkr mahiyetinde bir sorudur. Yani bu toplumun ileri gelenleri bizler olduumuz halde Kur'an bize deil de Mu-hammed'e nasl indirilir? Bu imknsz bir eydir. Nitekim bir dier ayet-i kerimede onlarn yle dedikleri anlatlr: "Ve dediler ki: "Bu Kur'an, iki kentten byk bir adama indirilmeli deil miydi?" (Zuhruf, 43/31). Yce Allah ise yle buyurarak onlar reddetmitir: "Rabb'inin rahmetini onlar m bltryorlar? Dnya hayatnda onlarn geimliklerini aralarnda biz taksim ettik ve onlardan kimini tekine derecelerle stn kldk." (Zuhruf, 43/32).

Onlarn, cehaletleri ve akllarnn kt olmas dolaysyla bunu imknsz grmelerinin sebebi Kur'an konusundaki pheleri ve peygamberlii e-kememeleridir.

"Hayr onlar benim vahyimden phe iindedirler. Hayr onlar benim azabm henz tatmadlar." Yani, hayr! Hakikat udur ki, onlar Kur'an'-dan veya vahiyden phe iindedirler. Hayr! Onlarn pheye dmelerinin ve dnp akl yrtmeyi terketmelerinin sebebi, azabm tatmam olmalardr. Onu tattklar zaman Kuran tasdik ederler, pheleri ortadan kalkar ve hasedi brakrlar.

Daha sonra Allah Teal, mriklerin Hz. Muhammed (s.a.)'in peygam-berleini imknsz grmelerini reddetmekte ve onun ilerinden en erefli olana verildiini u ekilde beyan buyurmaktadr:

"Yoksa daima stn olan, ok ltufta bulunan Rabb'inin rahmet hazineleri onlarn yannda m?" Hayr! Onlar kuvvet sahibi ve galib olan, bata bulunan, ihsan eden ve atiyyeleri bol olan Rabb'inin nimetlerinin anahtarlarna malik midirler ki peygamberlik nimetini diledikleri kimseye versinler? Nitekim bir baka ayet-i kerimede de yle buyurulmaktadr: "De ki: "Eer Rabb'imin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydnz, sarfet-mekle tkenir korkusuyla onu tutar, kimseye birey vermezdiniz. Hakikaten insan ok cimridir." (sr, 17/100).

Daha sonra Yce Allah, inkr ve azarlamann derecesini arttrarak yle buyurmaktadr:

"Yoksa gklerin, yerin ve ikisi arasnda bulunanlarn mlk onlarn m? yle ise sebeplerine yaparak ge ykselsinler." Hayr! Onlar gklerin, yerin ve bu ikisi arasndaki mahluktn ve alemlerin sahibi midirler? Farz- muhal, onlar btn bunlarn sahibi iseler, kendilerini ge ulatracak aralar vastasyla ykselsinler de bylece dilediklerini ihsar edip, dilediklerini engellesinler ve bu alemi canlarnn istedii ekilde idare etsinler bakalm!

Bundan sonra Yce Allah onlar kuvvet azl ve hakirlikle tavsif etmekte ve yle buyurmaktadr: "Onlar derme-atma kabilelerden olumu yle bir ordudur ki, ite surda hezimete uratlmlardr." Yani onlar, urada, Hz. Muhammed (s.a.)'in peygamberliine dil uzattklar ve mminler aleyhine gurup gurup toplandklar u yerde malup edilmi bir ordudan baka birey deildirler. Bu ayet, Yce Allah'n u kavl-i ilhisi gibidir: "Yoksa "Biz muzaffer bir topluluuz. " mu diyorlar? O topluluk bozulacak ve geriye dnp kaacaklardr. Hayr, buluma zamanlar, o uyarldklar saattir. O saat cidden ok feci ve acdr." (Kamer, 54/44-46). Bu, Yce Allah'n, peygamberini zafere ulatracana ve galibiyetin onun olacana dair vaadidir.

Kafirlerin, Daha nce Yaam Olanve Peygamberleri Yalanlayan mmetlerinDurumuyla Uyarlmas:

12- Onlardan nce Nuh kavmi, Ad kavmi ve kazklar sahibi Firavun da yalanlamt.

13- Semud kavmi, Lt kavmi ve ke halk da. te o halklar!

I4-Hepsi elileri yalanladlar da bu yzden benim cezam onlara hak oldu.

15- Bunlar da iki sam aral kadar bile gecikmeyecek bir tek say. hadanba?kasmgzetmiyr-

16-Dediler ki: "Ey Rabbimiz! Bizim azap paymz hesap gnnden nce, hemen ver."

Aklamas:

Yce Allah bu ayet-i kerimelerde, gemi mmetler dneminde yaayan ve peygamberleri yalanlayan kfirlerden alt snf zikretmektedir ki bu alt snf unlardr:

1-3- "Onlardan nce Nuh kavmi, d kavmi ve kazklar sahibi Firavun da yalanlamt." Yani Kurey'ten nce peygamberleri Nuh kavmi ve Ad kavmi ile g kuvvet sahibi Firavun ve kavmi de yalanlamt.

Hz. Nuh'un (a.s.) kavmi kendisini yalanlam ve kendisine eitli eziyetler yaparak alay etmiler, O'nun bir mecnun olduunu sylemilerdi. Yce Allah da onlar, zerlerine tufan gndermek ve kendilerini suda bomak suretiyle helak etti, Hz. Nuh ve kendisine inananlar da kurtard. Nitekim Allah Teal yle buyurmaktadr: "Onlardan nce Nuh'un kavmi de yalanlamt. Onlar kulumuzu yalanc saymakta srar ettiler. "Mecnun" dediler. O, davetten cebren vazgeirilmiti. Nihayet o da Rabbine, "Ben hakikaten malbum. Artk intikam al!" diye dua etti. Bunun zerine biz de arl arl boalan bir su ile gn kaplarn atk. Yeri de kaynaklar halinde fkrttk, her iki su, takdir edilmi bir iin olmas iin birleti. Nuh'u da tahtalar ve ivilerde yaplm gemi) zerinde tadk. Kendisine kar nankrlk edilen kulumuza bir mkfat olmak zere gemi, gzlerimizin nnde akp gidiyordu. " (Kamer, 54/9-14).

Hz. Hd (a.s.)'un kavmi olan d'a gelince, bu kavim de Hd (a.s.)'u yalanlamt. Yce Allah da onlar iddetli bir rzgrla helak etti. Nitekim Allah Teal yle buyurmaktadr: "Ad kavmi ise uultulu azgn bir kasrga ile helak edildiler. Allah onu, yedi gece sekiz gn ard ardna onlarn zerine musallat etti. O kavmi orada, ii bo hurma ktkleri gibi serilmi grrsn." (Hakka, 69/6-7).

Kuvvetli ve salam hkm sahibi azgn zorba Firavun'a ise Yce Allah, Hz. Musa (a.s.)'ya, beraberinde Hz. Harun olmak zere dokuz mucize gndermiti. Firavun yine yalanlayp kar geldi. Bunun zerine Allah Teal onu suda bomak suretiyle helak etti, Hz. Musa ve mmin olan kavmi ise kurtuldu. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Musa'nn haberi sana geldi mi? Hani Rabbi ona Kutsal Vadi "Tuva'da yle nida etmiti: "Firavuna git, nk o azd. De ki: "Arnmaa gnln var m?" Seni Rab-b'inin yoluna ileteyim de O'ndan korkasn." (Musa gitti, tebli etti) ona en byk mucizeyi gsterdi. Fakat o yalanlad, kar geldi. Sonra srtn dnd. (Musa'nn getirdiklerini iptal etmek iin) almaya koyuldu. (Adamlarn) toplad. (Onlara) yle bard: "te ben sizin en yce rabbinizim!" Bunun zerine Allah onu hem ahiret, hem de dnya azabyla yakalad. phesiz bunda, korkacak kimse iin kat'l bir ibret vardr." (Nzi't, 79/15-26), "Sizin iin denizi yarmtk, sizi kurtarm ve Firavun ailesini bomutuk, siz de bunu gryordunuz." (Bakara, 2/50).

4-6- "Semud kavmi, Lt kavmi ve Eyke halk da." Yani Hz. Salih (a.s.)'in kavmi olan Semd kavmi, Lt kavmi ve Eyke (sk al yer) halk da yalanlamt. Oysa ite o partiler! Yani ey Peygamber! Tpk hizipler halinde senin zerine toplanan kimseler gibi onlar da kuvvet ve oklukla tavsif edilmilerdi.

Salih (a.s.)'in kavmi olan Semud, onu yalanlam ve mucize dii deveyi boazlanmlard. Bunun zerine Yce Allah da onlar bir sayha (korkun ses) veya yldrm ile helak etti; hayvan alna konan kuru al-rp ve otlar gibi oluverdiler. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Semd da uyarlar yalanlad. "Bizden bir insana m uyacaz? O takdirde birz apak bir sapklk ve lgnlk iine dm oluruz" dediler... Biz onlarn zerine bir tek sayha gnderdik de hayvan alna konan kuru al-rp ve otlar gibi oluverdiler." (Kamer, 45/23-31).

Hz. Lt (a.s.) kavmine gelince, onlar da yalanladlar ve bu sebeple yerin dibine batrlmak veya zelzeleye uratlmak suretiyle helak edildiler. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Lt'un kavmi de uyarlar yalanlad. Biz de stlerine (talar savuran) bir frtna gnderdik. Yalnz Lt ailesini seher vakti kurtardk." (Kamer, 54/33-34).

Eyke (yani sk ve birbirine girmi aal yer) halkna gelince, bunlar Hz. u'ayb (a.s.)'in kavmi idi. Kendisini yalanladlar ve bu sebeple glge gnnn azabyla helak oldular. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Gerekten Eyke halk da zalim kimselerdi. Onlardan da cmz aldk. Her ikisi de hal (yol zerinde, gzler) n(n)de apak durmaktadr." (Hicr, 15/78-79), "Onu yalanladlar, nihayet o glge gnnn azab kendilerini yakalad. Gerekten o, byk bir gnn azab idi." (u'ar, 26/289).

Bunlarn helak edilmelerinin sebebi, peygamberleri yalanlamalar idi. Nitekim Allah Teal yle buyurur:

"Hepsi elileri yalanladlar da bu yzden benim cezam onlara hak oldu." Yani o gemi kavimlerden hibirisi yoktu ki peygamberleri yalanlam olmasn. Bu yzden de Allah Teal'nn cezas onlara hak olmutur. Bu cezalar, onlarn sularna uygun karlklardr. Burada anlatlmak istenen udur: Onlarn helak edilmelerinin sebebi, peygamberleri yalanlamalardr. yleyse muhataplar bundan alabildiince saknsnlar. Bu sylediimiz husus, u ayette dile getirilmektedir:

"Bunlar da iki sam aral kadar bile gecikmeyecek bir tek sayhadan bakasn gzetmiyor." Yani Kurey kfirleri de, Sr'a ikinci fr olan kyamet fr ile gelecek cezadan bakasn beklemiyor. Bu fr,'korkutucu bir frtr ki Yce Allah, srafil (a.s.)'e bunu uzun tutmasn emreder ve neticede Allah Teal'nn istisna ettikleri dnda yer ve gk ehlinden olup da bu frten korkmayan kimse kalmaz. Bu sayha, iki sam aral kadar bile gecikmez. Yani bu sayha beklemez, ara vermez ve rahat brakmaz.

Sz konusu fr, iki sam aral kadar bile durmaz. Buradaki "iki sam aral," Dii devenin memesinde (biraz bekledikten sonra biriken) stn iki sam aras kadar geen zamandr.

Burada anlatlmak istenen udur: Onlarla Yce Allah'n kendilerine hazrlad cehennem azabnn onlara ulamas arasnda, Sr'a ikinci kere flenmesindan baka bir ey yoktur. Onlara vaad edilen azabn zaman geldiinde, artk onun gecikmesi kesinlikle sz konusu deildir. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Onlar sadece korkun bir sesten bakasn gzetmezler. O, ekiip dururlarken kendilerini anszn yakalar. te o zaman onlar bir vasiyette bile bulunamazlar. Hatta o vakit ailelerine dahi dnecek halde deildirler." (Y-sn, 36/49)50). Bu ayetler, kyametin ve lmn yaknln da haber vermektedirler.

Daha sonra Yce Allah, kfirlerin peygamberleri yalanlamasna sebep olan nc pheyi zikretmektedir. Bu phe, ahiret hayatyla ilgilidir. Yce Allah yle buyurmaktadr:

"Dediler ki: "Ey Rabbimiz! Bizim azap paymz hesap gnnden nce, hemen ver." Yani mrikler, ldkten sonra dirilme, hesap ve ceza szcklerini duyunca alay edip elenerek yle dediler: Rabbimiz! Bize vaad ettiin azaptan paymza deni derhal ver, kyamet gnne erteleme. Bu, Allah Teal'nm, mriklerin kendi aleyhlerine istekte bulunmalarn kmamas-dr. Nitekim onlar yle de demilerdir: "Allah'm! Eer bu, senin katndan gelmi hakkn kendisi ise, durma bizim stmze gkten ta yadr. Yahut bize ackl bir azap getir." (Enfl, 8/32).

Bu szn sahibi hakknda Yce Allah'n "steyen biri, inecek azab istedi." (Me'ric, 70/1) buyurduu Nadr b. Haris veya Eb Ceh'dir. Dierleri de bu sze katlmlardr.

Daha sonra Yce Allah yle buyurarak peygamberine, mriklerin eziyetlerine ve sefahetlerine sabretmesini emir buyurmaktadr: "Onlar ne derlerse sabret." Yani mrik olan kavminin eziyetlerine sabret. Zira onlar neticede malp edilmi zelil kimselerdir. Sana da sabrna karlk zafer, yardm ve honut olunacak bir akbeti mjdeliyoruz.

Davud Aleyhisselam Kssas:

17- Onlar ne derlerse sabret. Kulumuzu, o kuvvet sahibi Davud'u hatrla. O daima Allah'a ynelirdi.

18- Hakikat biz dalar onun emrine verdik. Bunlar, akamleyin ve kuluk vakti onunla birlikte durmayp tebih ederlerdi.

19- Toplanp gelen kular da onun emrine verdik. Herbiri itaatle ona dnc idi.

20- Onun mlkn de kuvvetlendirdik. Ona hikmet ve hakk batldan ayrma kabiliyetini vermitik.

21- Sana o davaclarn haberi geldi mi? Hani onlar duvardan mescide trmanmlard.

22- O vakit Davud'un yanna girivermilerdi de o, bunlardan telaa dmt, "korkma" dediler, "biz iki davacyz. Birimiz tekinin hakkna tecavz etti. imdi sen aramzda adaletle hkmet. Ar gitme. Bize

doru yolu gster."

23- Birisi dedi ki: "Bu benim kardeimdir. Onun doksan dokuz dii koyunu var. Benimse bir tek dii koyunum var. Byleyken "Onu bana ver" dedi. Mcadelede beni yendi."

24- Davud dedi ki: "Andolsun ki o, senin koyununu kendi koyunlarna katmay istemekle sana zulmetmitir. Hakikat, mallarn birbirine katp kartran ortaklarn ou mutlaka birbirine hakszlk eder. man edip de gzel amellerde bulunanlar mstesna. Fakat bunlar da ne kadar azdr." Davud bizim kendisine bir azap hazrladmz sand da Rabbinden mafiret diledi, rku ile yere kapanp Allah'a dnd.

25- Biz de ondan bunu affettik. Nezdimizde onun muhakkak bir yaknl ve akbet gzellii vardr.

26- Ey Davud! Biz seni yeryznde bir halife yaptk. O halde insanlar arasnda hak ile hkmet. Hevna tabi olma ki bu seni Allah yolundan saptrr. nk Allah yolundan sapanlara, hesap gnn unuttuklar iin onlara etin bir azap vardr.

kreden ve sabreden, hem dinen hem de bedenen kuvvet sahibi olan Davud peygamber'in durumunu dnsn diye Allah Teal, ilk olarak Hz. Davad (a.s.)'un kssasyla balamaktadr.

Bu kssann -muhakeme olayn kastediyoruz- Kur'an- Kerimin zahiri ifadeleri dorultusunda anlalmas ve bu konu etrafnda dolaan sra-iliyyat'tan (uydurma haberlerden) -peygamberlerin ismeti prensibiyle elitii iin- uzak durulmas gerekir. Zira bu konuda nakledilen srailiyyt-tan Davud (a.s.)'un gznn, banyo yapan bir kadna takld, onu beenip kendisine ak olduu rivayet edilir. Yine rivayete gre bu kadnn kocas, Hz. Davud'un komutanlarndan ry (Evriy) el-Hass (?) adl biridir. Hz. Davud, karsyla evlenebilmek iin ondan kurtulmak ister. Onu bir savaa gndererek sancak tattrr ve ne gemesini emreder. O da savar ve galip gelir. Bunun zerine ondan kurtulmak iin lnceye kadar onu tekrar tekrar savalara gnderir. Sonunda bu zat lnce karsyla evlenir.

Beyzavi yle der: "Bu bir maskaralk ve iftiradr. Byle olduu iin Hz. Ali (r.a.), "Davud (a.s.) hakknda kssaclarn anlatt hikyeyi nakledene 160 denek vururum." demitir. Bu miktar, peygamberlere iftirann karl olan arttrlm hadd miktardr.

mam Razi, bu iftira hikyenin batl olduunu noktada ortaya koymutur. Bu noktalar zet olarak naklediyoruz:

1- Bu hikye, insanlarn en faskna ve fsku fcurda en iddetli olanna nispet edilse bile byle bir insan ondan teberri (yz evirir) ve imtina ederdi.

2- Kssadan netice olarak u iki nokta ortaya kmaktadr: Mslman bir kimseyi haksz yere ldrmeye almak ve onun hanmna gz koymak. Bunlarn her ikisi de ok kt ahlktr.

3- Allah Teal Hz. Davud (a.s.) ile ilgili olaylarn anlatmna gemeden nce bu peygamberi 10 zellikle nitelemi, bahse konu olaylar zikrettikten sonra da yine onun birok zelliini srlamtr. Btn bu sfat ve zellikler Hz. Davud'un bylesi bir mnker fiili ve irkin ameli ileyebilecek birisi olmasn nefyetmektedir.

Sz konusu kssa ile ilgili sahih rivayet udur: Hz. Davud (a.s.) haftalk vaktini e blmt. Bunlardan birinde idare ve saltanat ileriyle urar, dierinde insanlar arasndaki anlamazlk konularnda yarg iine bakar, son tebirlik srede de namazgahnda halvet, ibadet ve Zebur okumakla megul olurdu. ki davac bu dzeni bozarak, mutad olmayan bu gnde muhakeme edilmek arzusuyla duvarn stnden aarak namazgahtaki Hz. Davud'un huzuruna yukardan inmilerdi. Byle olunca Hz. Davud onlardan korktu ve onlarn kendisine suikast amacyla geldiini sand. nk kendisi o srada namazgahnda Rabb'ine ibadet iin yalnz bana bulunuyordu. Onun yanna gelen iki hasm, melek deil, insand. Ayet-i kerimede bu olay anlatlrken kullanlan "ni'c" kelimesi de "kadnlar" demek olmayp, "koyun srs" anlamndadr. Ancak Davud (a.s.) dier davacnn delilini dinlemeden hkm vermekte acele etmiti. Yce Allah da bu sebeple onu knam ve kadnn doru ve tedbirli davranarak, hkm vermeden nce dier davacy da dinlemesi gerektiini tenbih buyurmutur. Bununla birlikte ben, bu aklamada da sz gtrr bir nokta bulunduunu az ileride aklayacam. Zira Hz. Davud'un dier davacnn da syleyeceklerini dinlemeden hkm vermesi dnlemez. Zira bu, hkm verirken uyulmas ve terkedilmemesi gereken bir kuraldr.

Aklamas:

Hz. Davud (a.s.)'un bu surede anlatlan kssas konuya deinmektedir:

1- Yce Allah'n, Hz. Davud'a ihsan ettii, dnya ve ahiret saadeti temin edecek zelliklerin saylmas.

2- iki davac arasnda cereyan eden bir olayda hkm verme.

3- Yce Allah'n, bu olaydan sonra Hz. Davud'u halife klmas. Birinci konu: Hz. Davud'un sahip olduu zellikler.

Yce Allah, Hz. Davud'a verdii on zellii zikretmektedir ki bu zellikler, dnyev ve uhrev mutlululuun kemal derecesinde olmasn salayan sfatlardr. Bu zellikler unlardr:

1-4- "Kulumuzu, o kuvvet sahibi Davud'u hatrla. O daima Allah'a ynelirdi." Bu cmle, bir nceki konunun sonunda zikredilen "Onlar ne derlerse sabret." cmlesine matuftur. Dolaysyla anlam yle olur: "Ey Ra-sul! Kulumuz, ilimde, amelde ve Allah'a taatte kuvvet sahibi Davud'un kssasn kavmine zikret." Katde yle demitir: "Hz. Davud'a (bizim peygamberimize ve ona salt ve selm olsun) ibadette kuvvet ve slm'da derin anlay verilmiti. Gecenin te birinde namaz klar, senenin yarsn orulu geirirdi. Buhari ve Mslim'de sabit bir rivayette Hz. Peygamber (s.a.)'in yle buyurduu zikredilmitir: "Allah Teal'ya en sevimli namaz Davud (a.s.)'un namaz, Allah Azze ve Celle'ye en sevimli oru da yine Davud (a.s.)'un orucudur. O, gecenin yarsnda uyur, te birinde namaz klar ve altda birinde yine uyurdu. Bir gn oru tutar, bir gn iftar ederdi. Dmanla karlat zaman kesinlikle kamaz ve Allah 'a oka ynelirdi." Yani btn ilerinde ve her halkrda Allah Teal'ya rcu ederdi. Buhr'nin Trihinde Ebu'd-Derd (r.a.)'dan naklen yle denmektedir: "Hz. Peygamber (s.a.), Davud (a.s.)'u zikrettii ve kendisinden bireyler naklettii zaman, "O insanlarn en fazla ibadet edeni idi." buyururdu."

Burada zikredilen drt zellik unlardr

1- Sabr: Yce Allah Hz. Muhammed (s.a.)'e, kadrinin yceliine ramen, Allah'a taatte sabr gsterme konusunda Hz. Davud'a uymasn emir buyurmutur.

2- Kulluk: Yce Allah Hz. Davud hakknda "Kulumuz Davud" buyurmak suretiyle Hz. Davud'u "kulluk"\a vasfetmi, Zt- ilhisinden de -ta'z-im maksadyla- okluk sigasyla bahsetmitir. Yce Allah'n bir kimseyi "kulluk"la vasfetmesi, onun iin ereflendirmenin son noktasdr. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.) de Mira gecesi bu sfatla vasfedilmitir: "Kulunu bir gece Mescid-i Haramdan Mescid-i Aks'ya gtren Allah her trl noksan sfattan mnezzehtir." (sr, 17/1). Zira Allah Teal'nn, peygamberleri "kul-luk"la tavsif buyurmas, onlarn, taatte btn glerini sarfetmeleri sebebiyle kulluun gerek anlamna ulatklarn hisettirmektedir.

3- Taati yerine getirmede ve ma'siyetlerden saknmada kuvvet: Bu husus, "kuvvet sahibi" kavl-i ilhisinde dile getirilmitir.

4- Btn ilerinde Allah Teal'ya taate rc: Bu husus "O daima Allah'a ynelirdi." kavl-i ilhisinde dile getirilmitir.

5-6- Dalarn ve kularn onunla birlikte tebih etmesi: Bu husus da u ayette ifade edilmektedir: "Hakikat biz dalar onun emrine verdik ki bunlar, akamleyin ve kuluk vakti onunla birlikte durmayp tebih ederlerdi. " Yani Yce Allah dalar amade klmtr ki onlar, gnein dou vaktinde ve gndzn sonunda Hz. Davud ile birlikte tebih ederler. Nitekim Allah Teal yle buyurmaktadr: "Ey dalar! Onunla birlikte tebih edin ve ey kular (siz de onun tebihine katln)" (Sebe1, 34/10). bni Kesir yle demitir: "Ayn ekilde kular da onun tebih ettii gibi tebih ederler ve onun syledii tebihin aynsn syleyerek ona karlk verirlerdi. Bir ku havada utuu srada onun zerinden geerken Zebur'u okuyan Hz. Davud'un sesini duysa, yoluna devam edemez, havada durur ve onunla birlikte tebih ederdi. Keza yce dalar da ona cevap ve onun syledii tebihin ayns ile kendisine karlk verirler, onu tabi olarak tebih ederlerdi. Bu, Yce Allah'n u kavl-i ilhisinde ifadesini bulan husustur:

7- "Toplanp gelen kular da onun emrine verirdik. Herbiri itaatle ona dnc idi." Yani kular da havada mahbus ve sabit durma halleriyle ona amade kldk. Gerek dalar ve gerekse kular bunlarn herbiri ona itaat edici idi. Ona uyarak tebih ederlerdi. Davud (a.s.)'un her tebih ediinde onlar da kendisine cevap verirlerdi. Bu da Hz. Davud'un Zebur'u gzel bir ekilde okuduuna ve sesinin de gzel olduuna iaret etmektedir.

8- Mlk ve saltanattaki kuvveti: "Onun mlkn de kuvvetlendirdik." Yani onun mlkn ordularla kuvvetlendirdik ve ona, meliklerin ihtiya duyduu mlk saltanat kamilen verdik.

9- Hikmet verilmesi: "Ona hikmet (verdik)." Yani ona anlay kabiliyeti, akl, fetanet, ilim, adalet, tam ve salam amel ve hkmde doruya isabet kudreti verdik. Allah Teal peygamberi Hz. Davud'un nefsini hikmet ile yetkinletirince, ardndan da ondan nasl kmil bir konuma ve ibadet yetenei verdiini beyan etmekte ve "ve (ona) fasl- hitb verdik (hakk batldan ayrt etme kabiliyeti)" buyurmaktadr.

10- Anlamazlklar gzelce sonulandrma: "ve (ona) fasl- hitb verdik, (hakk batldan ayrt etme kabiliyeti)" Yani ona, hakk ihkak (hakk yerine getirmek) ve batl ibtal (hkmsz brakmak) suretiyle yarg konusunda anlamazlklar gzelce neticelendirme yetenei, beyan gzellii ve pek ok manalar az bir szle ifade etme kabiliyeti ilham ettik.

kinci konu: Anlamazlklar hususunda yarg.

"Sana o davaclarn haberi geldi mi? Hani onlar duvardan mescide trmanmlard. O vakit Davud'un yanna girivermilerdi de o, onlar grnce korkmutu. Onlar "korkma" dediler, "biz iki davacyz. Birimiz tekinin hakkna tecavz etti. imdi sen aramzda adaletle hkmet. Ar gitme. Bize doru yolu gster." Bu, ilgin bir haberdir duyanda onu dinleme ve olay bilme istei uyandrr. Bunun iin Allah Teal bunu peygamberine zikretmitir. Bu ayetteki hitabn anlam yledir: Sen o nemli ve ilgin haberi bildin mi? Olayn anlatmna bu ekilde balanmtr ki inat kimseler ona kulak verip dinlesinler ve ondan ibret alsnlar.

Bu, aralarnda anlamazlk bulunan bir grubun haberidir ki, onlar, halk arasndaki anlamazlklarn zmlendii mahkeme iin belirlenmi gn dnda baka bir gn Hz. Davud'un namaza tahsis edilmi odasnn duvarndan trmanm ve Hz. Davud namaz, ibadet ve Zebur'u okumakla megul iken yanna girmilerdi. Bu beklenmeyen olay karsnda Hz. Davud, gelenlerin kendisine suikast dzenlemek maksadnda olduunu sanarak endieye dmt. Kendisi o srada, mihrabnda -ki buras Hz. Davud'un evinin en erefli ve mutena kesi idi- ibadet amacyla yalnz bulunuyordu. Peygamberlere suikast dzenlemek srailoullar'nm yabancs olmadklar bir hadise idi. Zira onlar 'iy (a'y) ve Zekeriyy peygamberleri de katletmilerdi. Hz. Davud'un kendilerinden kortkuunu grnce o davaclar "Korkma! Biz, biri dierine hakszlk etmi iki davacyz. Aramzda adilne bir ekilde hkm ver ve hkmnde haddi ama; bizi hak ve adalet yoluna hidayet et."

Anlamazlk konusu:

"Bu benim kardeimdir. Onun doksan dokuz dii koyunu var. Benimse bir dii koyunum var. Byleyken "Onu bana ver" dedi. Mcadelede beni yendi." Yani bu, benim din ve insanlk kardeimdir. Kendisinin doksan dokuz koyunu, benimse bir tek koyunum var. Byle olduu halde bana, "Onu bana ver." dedi ve mcadelede, tartmada ve hccet getirmede bana galip geldi. Zira bana yle hccetler getirdi ki, onlar reddetmeye muktedir olamadm. Buradaki "na'ce" kelimesi "dii koyun" demektir. Ayrca yaban kzne de "na'ce" denir.

Davud (a.s.) da yle diyerek hkm verdi:

"Andolsun ki o, senin koyununu kendi koyunlarna katmak istemekle sana zulmetmitir. Hakikat mallarn birbirine katp kartran ortaklarn ou mutlaka birbirine hakszlk eder. man edip de gzel amellerde bulunanlar mstesna. Fakat bunlar da ne kadar azdr!" Yani mal ortaklarnn, veya tandklar ve birbirlerine yardmc olanlarn ou birbirlerine Zulmederler. Yalnz Allah'a iman edip, Rabbinden korkan ve salih ameller ileyenler bundan mstesnadr. Zira byle kimseler zulmetmezler. Bylesi salih kimseler ise azdr. Nitekim Yce Allah yle buyurur: "Biz onlarn ounda ahde vefa bulmadk, onlarn ounu muhakkak ki itaatten km kimseler bulduk." (A'rf, 7/102).

"Davud bizim kendisine bir azap hazrladmz zannetti de Rabb'in-den mafiret diledi, rk ile yere kapanp Allah'a dnd." Yani Davud (a.s.) bizim bu olayla kendisini snadmz anlad ve yakinen bildi. Burada kastedilen olay, Hz. Davud'un, kendisine suikast hazrland kanaatine dmesi ve bu dnceden kurtulmasdr. Bunun zerine Hz. Davud, yanna gelen davaclar hakknda suizanna kapld ve onlarn kendisine suikast dzenlemek iin geldiini vehmettii iin, yahut o iki davac arasndaki koyun meselesinde dier davacnn delilini aklamasn dinlemeden hkm verdii ve sadece birisini dinleyerek -oysa bu dierinin hakkyd-hkm verdii iin Rabb'inden balanma diledi, secdeye kapand -burada secdeye rk tabir edilmitir- ve gnahndan tevbe ederek Allah Te-al'ya dnd.

"Biz de bu acele hkmnden dolay Davud'u affettik. Nezdimizde onun muhakkak bir yaknl ve bir akbet gzellii vardr." Yani biz de onun bu suizannn veya ondan sudur eden ve "Ebrr zmresinin hasenat, mukar-rebn zmresinin seyyitdr." (yani mminlerin iyilikleri Allah'a yakn insanlarn gnahlar gibidir.) kabilinden olan eyi baladk. Onun Rabbi indinde muhakkak bir yaknl ve dnecei yer bakmndan gzellii vardr ki bu cennettir.

Aktr ki burada sz konusu olan gnah, Hz. Davud'un, kendisine suikast hazrlayan ve bunu gerekletirmek iin de mezkr anlamazlk konusu mizanseni hazrlayan o iki kiiden intikam almaya karar vermesidir. nk onlar, Hz. Davud'u bekleyip koruyan grevlilerin kendilerini ldreceklerini ve cezalandrlmaktan kurtulamayacaklarn anlamlard. Daha sonra Davud (a.s.), onlar affetmenin ve balamann peygamberlik makamna daha yarar davran olaca kanaatine vard. Bunun zerine Rabb'i de onu, nceden karar verdii intikam duygusundan tr affetti.

nc konu: Yeryznde halife klma.

"Ey Davud, biz seni yeryznde bir halife yaptk." Allah Teal, Hz. Davud'a hitap ederek, kendisini yeryznde insanlar arasnda hkmeden bir halife yaptn bildirmektedir. Saltanat, iktidar ve hkm Hz. Davud'un olacak, dier insanlar ise onu dinleyip kendisine itaat edeceklerdir. Daha sonra Allah Teal, Hz. Davud'a, dier insanlara retmek amacyla hkm ve idare etmenin kurallarn beyan buyurmaktadr:

1- "O halde insanlar arasnda hak ile hkmet." Yani insanlar arasnda, gklerin ve yerin kendisiyle kaim olduu "adalet" ile hkmet. Bu, hkm vermenin ilk ve en nemli artdr.

2- "Hevna tabi olma." Yani hkm verirken nefsinin istek ve arzularna meyletme, yahut da dnya lezzetleri sebebiyle haktan ayrlma. Zira hevya tabi olma, kiinin ayaklarn kaydrarak cehenneme gtren bir davrantr. Bunun iin Yce Allah yle buyurmutur:

"... bu seni Allah yolundan saptrr." Yani hevaya tabi olmak, hak yoldan ayrlma ve sapma sebebidir ve sonucu, yardmsz kalp hor ve zelil olmaktan baka bir ey deildir. Zira Allah Teal yle buyurmaktadr:

"nk Allah yolundan sapanlara, hesap gnn unuttuklar iin onlara etin bir azap vardr." Yani hak ve adalet yolundan ayrlan kimseler iin, bu gnn dehetini ve bu gnde her insan iin grlecek ince ve hassas hesab unuttuklarndan ve bu gn iin amel ilemeyi -ki yargda adaletli hkm verme de buna dahildir- terkettiklerinden dolay kyamet gn iddetli bir azap ve uhrev hesap vardr.

Bu konudan karlacak ibret ve alnacak ders udur: Yce Allah, idarecilere insanlar arasnda adaletle hkm vermelerini ve adaletten ayrlmamalarn tavsiye buyurmaktadr. Zira byle yaparlarsa Allah yolundan sapm olurlar. Yce Allah, yolundan sapanlar ve hesap gnn hatrla-mazlktan gelenleri iddetli bir ekilde tehdit etmektedir.

bni Eb Htim'in rivayet ettiine gre Eb Zr'a, Veld b. Abdulme-lik'in huzuruna girmi, Veld kendisine yle demiti: "Bana haber ver! Halfe de hesaba ekilecek mi? Zira sen Kur'an' okuyor ve tefakkuh ediyorsun." Eb Zr'a, "Ey mminlerin emiri! Bunu gerekten syleyeyim mi?" dedi, o da "Syle. Allah'n emniyetindesin." karln verdi. Bunun zerine Eb Zr'a, "Ey mminlerin emiri! Sen mi Allah katnda daha ereflisin, yoksa Davud (a.s.) mu? Allah Teal ona hem hilafet, hem de nbvvet vermi, sonra da onu Kitab'nda tehdit ederek, "Ey Davud, biz seni yeryznde bir halife yaptk. O halde insanlar arasnda hak ile hkmet. Hevana tabi olma ki bu seni Allah yolundan saptrr..." buyurmutur.

ldkten Sonra Dirilmenin, Mkafat Ve Cezann spat; Kur'ann Faziletinin Beyan:

27- G, yeri ve bu ikisi arasnda bulunan eyleri bouna yaratma- c^1^' Bu> kfredenlerin zanndr. i Bu yzden kfredenlere ateten he-

lk vardr-

28. Yoksa biz iman edip de gzel amel ileyenleri, yeryznde fesat karanlar gibi mi tutacaz? YahutAllah'tan korkanlar, doru yoldan sapanlar gibi mi sayacaz?

29~ Bu Kur'an ?ok mbarek bir Kitap'tr. Onu sana indirdik ki ayetlerini iyiden iyiye dnsnler ve akl- selim sahipleri t alsnlar.

Aklamas:

"G, yeri ve bu ikisi arasnda bulunanlar bouna yaratmadk." Yani biz yeri, g ve bu ikisi arasndaki mahlukt, hibir hikmeti bulunmayan bir abes olarak, ya da bir oyun ve elence olsun diye yaratmadk. Aksine biz gkleri ve yeri, azametli kudretimize dellet etsin ve oralarda bize taat, kulluk ve tevhid dorultusunda amel edilsin diye yarattk. Nitekim Yce Allah yle buyurmutur: "Ben cinleri ve insanlar, ancak bana kulluk etsinler diye yarattm." (Zriyt, 51/56).

"Bu, o kfredenlerin zanndr. Bu yzden o kfredenlere ateten helak vardr." Yani kfredenler, btn bu mahluktm, herhangi bir gaye gdl-meksizin, abesle itigal olarak yaratldn zannediyorlar. Onlarn mantna gre o halde kyamet de yoktur, azap da! Vay o kfirlerin kyamet gn azaptaki hallerine! Onlarn orada grecekleri ceza, dnyadayken iinde bulunduklar irk, ma'siyet, Allah Teal'nn ihsan ettii eylere kar kf-ran- nimette (Allah'n ihsan ettii nimetleri Ondan bilmemek) bulunmalarna ve ldkten sonra dirilmeyi inkr etmelerinin karldr. Onlarn bu zanlar batldr. Buradaki ilk ayetin bir benzeri de u ayettir: "Bizim sizi bo yere bir oyun ve elertce olarak yarattmz ve sizin bize dndrlp getirilmeyeceinizi mi sandnz?" (Mminn, 23/115). kinci ayetin benzeri de, "Urayacaklar etin azaptan dolay vay o kfirlerin haline!11 (brhm, 14/2) ve "Artk byk bir gnn etin azabn grmekten tr vay kfirlerin haline!" (Meryem, 19/37) ayetleridir.

Daha sonra Yce Allah, ahirette insanlarn nasl bir yntemle hesaba ekileceklerini veya mminlerle kfirlerin eit olmadklarn beyan etmekte ve yle buyurmaktadr: "Yoksa biz iman edip de gzel amel ileyenleri, yeryznde fesat karanlar gibi mi tutacaz? Yahut Allah'tan korkanlar, doru yoldan sapanlar gibi mi sayacaz?" Yani yoksa biz Allah Teal'ya iman ve peygamberlerini tasdik eden, farzlarn ileyen, amellerini slah eden ve Hlk ile mahlk (yaratan ile onun yaratm olduu varlk) arasndaki ilikinin gereini hakyla yerine getiren kimseleri; yeryznde trl ma'siyetler ilemek suretiyle fesat ve bozgunluk karanlar gibi mi sayacaz; veyahut muttaki mminleri, Allah Teal'ya kar trl isyanlar ilemeye dalm ve bunda srarl olan kfir ve mnafklar gibi mi addedeceiz? ayet biz bunu yaparsak, bu adalet olmaz, hikmet ile badamaz ve

bu hibir nizamn muktezas da deildir.

Yani mminler ile kfirleri eit tutmak Allah'n adalet ve hikmetinden deildir. Bu itibarla sz konusu iki zmre Allah nazarnda eit deildir. Durum bu olunca, itaat edenin mkfat, facirlerin de azap grecei bir dier dnyann bulunmas kanlmazdr. Zira ayet lmden sonra dirilme, hesap ve ceza olmazsa bu iki zmre eit olur.

Bu ilkeyi -bu dnyada yaplanlarn karlnn grld bir dn ve var yeri bulunmas gerektiini- selim akl ve temiz ftrat da tasdik ve teyid eder. Zira iyi kimsenin grecei karlk ile kt kimsenin grecei karln ayn olmas dnlemez ve insan dnce, zalimin azapsz braklmasn; mazlumlarn, zalim, b ve azgnlarn insafna terk edilmesini kabul etmez, onun dnyadaki znt ve mahrumiyetinin karlksz braklmasna raz olmaz.

Bu ayetin bir benzeri de Yce Allah'n u kavl-i ilhisidir:

"phesiz ki fenalktan saknanlar iin Rabb'leri nezdinde nimeti daim, ve halis cennetler vardr. yle ya, biz mslmanlar o gnahkrlar gibi yapar myz hi? Size ne oluyor, nasl byle hkmediyorsunuz?" (Kalem, 68/34-36).

Mminler ile dierleri arasnda ak bir fark bulunduu ve mmin iin cennetlerde daim mutlu bir hayat, kfir iin ise ateler iinde ackl bir azap olduu Kur'an, din, akl ve ftr delillerle sabit olduuna gre, peki mutlu olmann yolu nedir? te o yol, Yce Allah'n u kavl-i ilhisidir:

"Bu Kur'an ok mbarek bir Kitap'tr. Onu sana indirdik ki, ayetlerini iyiden iyiye dnsnler ve akl- selim sahipleri t alsnlar." Yani ebed mutluluun yolu, Allah'n mminler iin bir hidayet ve rahmet olarak inzal buyurduu Kur'an'a tabi olmaktan geer. O Kur'an hayr ve bereketi ok olan bir Kitap'tr. Kendisine temessk edip sarlan kimse iin ifa, kendisine tabi olan iin kurtulutur. Allah Teal onu, zerinde dnmeden sadece tilvet etsinler diye deil, anlamlar zerinde dnsn ve tefekkr etsinler, akl sahipleri ondan ve beyanlarndan t alsnlar diye insanlara indirmitir. Hasan'i-Basr yle demitir: "Allah Teal'ya yemin olsun ki Kur'an' tedebbr (tefekkr) etmek ve zerinde dnmek, harflerini ezberleyip de hadlerini zayi etmek deildir. yle ki, bir kimse "Kurann hepsini okudum." der de o kimse zerinde ne ahlaken, ne de amelen Kur'an'm herhangi bir etkisi grlmez!"

Sleyman Aleyhisselam Kssas:

30- Biz Davud'a, Sleyman' ihsan ettik. Ne gzel kuldu! O daima Allah'a ynelirdi.

31- leden sonra kendisine, bir ayan trna stne dikip, aya zerinde duran sratli kou atlar gsterilmiti.

32- "Ben" dedi "mal sevgisini Rabb'i-mi anmaktan tr tercih ettim. Nihayet perdenin arkasna gizlendi."

33- "Onlar bana getirin." dedi, bacaklarn, boyunlarn okamaya

34- Andolsun biz Sleyman' imti- han da ettik: Tahtnn stne bir ceset brakverdik. Sonra bize y-

35. Dedi ki: -Ey Rabbim, beni affet; bana benden sonra hi kimseye na- Sip olmayan bir mlk ver. phesiz btn muratlar ihsan eden sensin sen."

36- Bunun zerine ona rzgr mu-sahhar kldk. Onun emriyle onun diledii yere yumuack akar giderdi.

37- Ve eytanlar, her bina ustasn ve dalgc,

38- ve bukalarla balanm olan dierlerini de.

39- "Bu bizim insanmzdr. Artk dilediine ver, veyahut verme, hesapszdr." dedik.

40- phe yok ki katmzda onun mutlak bir yaknl ve dnp gelecei yer gzellii de vardr.

Aklamas:

"Biz Davud'a Sleyman' ihsan ettik. Sleyman ne gzel kuldu! O daima Allah'a ynelirdi." Yani biz Davud'a, peygamber bir oul verdik. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Sleyman, Davud'a miras oldu." (Nemi, 27/16). Yoksa Hz. Davud'un baka oular da vard. Bu oul, medh senaya le k&uSr T Tn^ste^ktel Tira